Transcript
Page 1: UKD Bülten Ocak 2011

Derneğimizin 13 Şubat 2010 tarihin-de düzenlediği Genel Kurul çağrısının başlığı “üniversiteler yangın yeri”ydi. Genel Kurul’umuz bu başlıkla toplan-mış ve bir dizi tespit, bir dizi de karar alarak yeni bir mücadele dönemine girildiğini ilan etmişti. Bu tespitlerden en önemlisi şuydu:Üniversite Konseyleri Derneği Genel Kurulu üniversitelerde yaşanmakta olan gerici-piyasacı saldırının arızi ve geçici değil, AKP’nin üniversite-leri dönüştürme operasyonunun ta kendisi olduğunu, bu saldırıya direnç gösterilmemesinin saldırının sonuçla-rına razı olmak anlamına geleceğini saptar ve giderek hızlanan gelişmeler karşısında akademinin tüm ilerici bileşenleri ve bunların oluşturduğu farklı örgüt ve platformları ortak bir toplantıya çağırır.Genel Kurul toplantısının üzerinden henüz bir yıl dahi geçmemiş olmasına rağmen, bu çağrının gerekçesini teşkil eden tespitler artık herkesçe açık hale gelmiştir. AKP iktidarı, Türkiye Cumhuriyeti’ni, tüm kuruluş değer-leriyle birlikte tasfiye eder ve yerine

kendi ideolojisi doğrultusunda gerici, piyasacı bir ikinci cumhuriyet kurar-ken; bu dönüşümden Türkiye akade-misinin payına da gerici kadrolaşma, bilim karşıtlığı ve serbest piyasanın parçası haline getirilen bir yükseköğ-renim sistemi düştü. İktidarın akademiye yönelik ve 2010-2011 eğitim-öğretim yılının açılma-sıyla beraber şiddetlenen saldırısı, üniversiteye türbanı sokmak için YÖK eliyle girişilen hukuk dışı yöntemler, AKP eliyle atanan rektörlerin öğrenci düşmanlığı, polisin üniversite içindeki varlığının olağan hale gelmesi gibi başlıklarda somutlandı. Başbakan tarafından düzenlenen ve bu saldı-rının eşgüdümünün sağlanması için yapıldığı görülen Dolmabahçe rektör-ler toplantıları ise akademideki AKP sultasının 2010 yılındaki göstergesi olarak tarihe geçti.Bu saldırının karşısında akademide yaşanan en olumlu gelişme, der-neğimizin çağrısına paralel olarak Ankara’da ODTÜ Öğretim Elemanla-rı Derneği’nin ev sahipliğinde düzen-lenen 5. Üniversite Kurultayı oldu. Bu

kurultayın sonucunda bir Üniversite Dernekleri Platformu kurulmasına yö-nelik karar alınmış olması, akademi-nin AKP saldırısına karşı geliştireceği direnç açısından çok önemli bir adım olmuştur. Platformun kurucuları ara-sında bulunan derneğimiz, bu ortak mücadele odağını güçlendirmek için tüm kaynaklarını seferber etmektedir. Aynı kaynaktan doğan bir başka olumlu gelişme ise 6. Üniversite Kurultayı’nın önümüzdeki yılın Mayıs ayında İstanbul’da, derneğimizin ev sahipliğinde yapılacak olmasıdır. Bu kurultay, 27-29 Mayıs tarihleri arasın-da “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün himayelerinde” gerçekleştirilecek olan Yükseköğretim Kongresi ile karşı karşıya düşmektedir. Bu çerçevede 6. Üniversite Kurultayı, akademinin

ilerici bileşenlerinin AKP’nin piyasacı-gerici saldırısının yeni yol haritasının çizileceği bu kongreye vereceği ceva-bın oluşturulacağı yer olacaktır. Derneğimiz, üniversitelerde AKP gericiliğine karşı bir mücadele odağı oluşturmak için çok önemli fırsat sunmakta olan 6. Üniversite Kurultayı’na hakkınca ev sahipliği yapmak için hazırlıklara başlamıştır. Temel tespitimiz, üniversitelerde gerici ve piyasacılığa karşı kurulacak olan cephenin aydınlanmacı ve emekten yana niteliklerinin özel olarak vurgu-lanması gerektiğidir. Bu çerçevede derneğimiz, Üniversite Dernekleri Platformu’nu oluşturan tüm diğer un-surlarla ortak bir mücadele pratiğini oluşturmak için gerekli emek ve akıl ortaklaşmasına hazırdır.

Ocak 2011

Üniversite Konseyleri DerneğiAdres: Kuloğlu MahallesiGazeteci Erol Dernek Sokak,

Hanif İş Hanı No: 11/5Beyoğlu / İSTANBUL

İletişim:[email protected]

www.universitekonseyleri.org

Sahibi: Mehmet Yavuzkan Sorumlu Müdür: Hetem Ayaz Adres: Serasker Cad. Dilber Apt. No: 104 D: 6 Kadıköy - İSTANBUL Tel: 0216 414 22 39

YEREL SÜRELİ YAYIN Baskı: Kayhan MatbaacılıkGüven Sanayi Sitesi C Blok No: 244 Zeytinburnu İstanbul

Aydınlanma ve Özgürlük

Buluşmaları

Asistan Forumu

Toplandı

Üniversite Konferansı

Toplandı

Üniversitelerde Bir Mücadele Cephesi YaratılmalıAKP, akademiye yönelik ve 2010-2011 eğitim öğretim

yılının açılmasıyla beraber büyük bir saldırı gerçekleştirdi. Üniversiteye türbanı sokmak için YÖK eliyle girişilen hukuk

dışı yöntemler, AKP eliyle atanan rektörlerin öğrenci düşmanlığı, polisin üniversite içindeki varlığının olağan

hale gelmesi bu saldırıların sadece bir bölümünü oluşturdu. AKP saldırganlığına karşı üniversitelerde emekten yana,

aydınlanmacı cepheleşmenin oluşması için Üniversite Konseyleri Derneği üzerine düşen görevi yapacaktır.

Page 2: UKD Bülten Ocak 2011

02 Ocak 2011

Aydınlanma ve Özgürlük Buluşmaları

AKP’nin üniversitelere yönelik yürüttü-ğü gerici saldırılara karşı düzenlenen “Kabullenmiyoruz!” başlıklı imza kampanyasının ardından aydınlanma mücadelesini üyelerimiz ve dostları-mızla birlikte örmek amacıyla bir dizi toplantı düzenlendi. Kasım ve Aralık ayları boyunca derneğimiz tarafından dört ilde gerçekleştirilen ve “Aydın-lanma ve Özgürlük” toplantılarında Türkiye’de aydınlanma, güncel durum ve görevlerimiz değerlendirildi. Top-lantılarımız önümüzdeki dönemde de devam edecek.

Aydınlanma ve Özgürlük Top-lantıları - 13 Kasım 2010 tarihinde İzmir Na-zım Kültürevi’nde gerçekleştirilen ilk etkinliğe konuşmacı olarak Prof. Dr. Rennan Pekünlü, Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı ve Ege Üniversitesi öğren-cisi Senem Doruk katıldı. Moderatör-lüğü ise Prof. Dr. İzge Günal yaptı. Toplantıda türbanın üniversitelerde serbest bırakılmasının önünü açan genelge ve AKP’nin üniversitelere yö-nelik müdahalesi ele alındı. Toplantı-da laikliğin ve gericilikle mücadelenin önemi vurgulandı.

Aydınlanma ve Özgürlük Top-lantıları – 2Aydınlanma ve Özgürlük toplantıla-rının ikincisi 8 Kasım 2010 tarihinde İstanbul Teknik Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Dr. Nevzat Evrim Önal’ın yaptığı toplan-tıya Prof. Dr. Ataol Behramoğlu, Prof. Dr. İzzettin Önder, Özgür Keskin (Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisi) konuşmacı olarak katıldılar. ÜKD Yö-netim Kurulu üyesi Prof. Dr. Nezhun Gören açılış konuşmasında ÜKD’nin gericilik karşıtı mücadelesini evrim çalışmaları ve imza kampanyasından örnekler vererek özetledi. Yapılan konuşmalarda gericiliğin kapita-lizm ve emperyalizme hizmet ettiği, sermayenin istekleri doğrultusunda bilimsel üretimin gerçekleşemeyeceği belirtilirken akademisyenlere birlikte tartışma ve örgütlenme çağrısında bulunuldu.

Aydınlanma ve Özgürlük Top-lantıları - 3 22 Kasım 2010 tarihinde Ankara Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde yapılan üçüncü toplantının modera-törlüğünü Prof. Dr. Nurettin Abacıoğ-

lu üstlenirken Prof. Dr. Erendiz Atasü, Yrd. Doç. Dr. Serdal Bahçe ve Begüm Kıran toplantıya konuşmacı olarak katıldılar. Aydınlanma ve özgürlük kavramlarının tarih sahnesine çıktığı günlerden bugüne genel bir değer-lendirmenin yapıldığı toplantıda, üniversitelerde AKP karşıtı mücadele-nin önemine vurgu yapıldı.

Aydınlık ve Özgürlük Buluşma-ları - 4 İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi’nde 21 Aralık 2010 tarihinde düzenlenen, moderatörlüğünü Prof. Dr. Zuhal Okuyan’ın üstlendiği panelde “Kapi-talizm, Türkiye ve Tarım” başlığı ele alındı. Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, Prof. Dr. Tayfun Özkaya ve Dr.Nevzat Evrim Önal yaptıkları konuşmalarda kapitalist sistemin Türkiye tarımına etkilerini, bu alanda yaşanan prob-lemleri ve mücadele yöntemlerini değerlendirdiler.

Aydınlanma ve Özgürlük Top-lantıları 5 24 Aralık 2010 tarihinde Çukurova Üniversitesi’nde Makine Mühendisleri Odası Adana Şube Öğrenci Komis-

yonu, Üniversite Konseyleri Derneği ve Çukurova Öğretim Elemanları Derneği tarafından düzenlenen pa-nelde konuşmacılar Prof. Dr. Erhan Nalçacı ve Prof. Dr. Adnan Gümüş, üniversitelerdeki piyasacılık, dinci gericilik ve post-modern tarih an-layışının tehlikelerine dikkat çektiler ve bu tehlikelere karşı sol seçeneği güçlendirme çağrısı yaptılar.

Aydınlanma ve Özgürlük Top-lantıları - 6 (İstanbul)Türkiye çapında düzenlenmekte olan Aydınlanma ve Özgürlük toplantıları-nın altıncısında dernek üyesi akade-misyenler Arnavutköy ilçesi halkıyla buluştu. 26 Aralık 2010 tarihinde gerçekleşen toplantıya Prof. Dr. Ataol Behramoğlu, Prof. Dr. İzzettin Önder ve Nazım Hikmet Akademisi kurucu-larından Aydemir Güler konuşmacı olarak katıldı. ÜKD ve Arnavutköy Hacı Bektaş-ı Veli Kültürünü Yaşatma ve Tanıtma Derneği’nin ortaklaşa düzenlediği panelde AKP’nin halk düşmanı politikaları ve üniversite, yargı gibi kurumlardaki dönüşümler değerlendirildi.

Üniversite Konseyleri Derneği, AKP’nin gerici uygulamalarına karşı Türkiye’nin çeşitli illerinde

“Aydınlanma ve Özgürlük” toplantıları düzenledi. Bu etkinliler; akademisyenlerin, sanatçıların, öğrencilerin

ve halkımızın gericiliğe karşı bir araya gelmesiyle neler yapabileceklerini göstermesi açısından önemli birer gösterge oldular. Toplantılar önümüzdeki dönemde

düzenlenmeye devam edecek.

Page 3: UKD Bülten Ocak 2011

03Ocak 2011

Araştırma Görevlileri Yeni Bir Üniversite İstiyor

Türkiye’nin farklı üniversitesinden araştırma görevlileri 27-28 Kasım tarihlerinde Eğitim-Sen 6 nolu Üniver-siteler Şubesi’nin çağrısıyla Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleştirilen “Asistan Forumu”nda bir araya geldi. Görev Ta-nımı ve Özlük Hakları, Bologna Süreci, İş Güvencesi ve Mobbing olmak üzere dört ana başlıkta yürütülen oturumlar-da araştırma görevlileri karşılaştıkları sorunları ve deneyimlerini paylaştılar. Asistan Forumu’nda araştırma görevli-lerinin; üniversitelerin sorunları ve kendi yaşadıkları sorunlar konusunda devlet üniversitesi özel üniversite, Yükseköğ-retim Kanunu’nun 50/d, 33/a ve 35. Maddelerine tâbi olanlar ve olmayanlar gibi ayrımlar gözetilmeksizin, birlik ve dayanışma içinde olmasının ve örgüt-lenmesinin gerektiği vurgulandı.

Asistan Forumu sonunda yayınla-nan sonuç bildirgesinde şu talep ve ilkelere yer verildi:• Avrupa ve ABD üniversiteleri arasın-daki kârlılık temelindeki rekabetin ve neo-liberal politikaların bir ürünü olan Bologna Süreci’nin asistanlara yan-sıması, iş güvencesinin giderek daha

fazla ortadan kaldırılması şeklinde olmuştur. İş güvencesinden yoksun bırakılan araştırma görevlileri böylece sermayenin talepleri doğrultusunda kâr getiren projelere yönelmek zorunda bı-rakılmaktadır. Bologna Süreci ile birlikte üniversite ve yükseköğrenimin piyasa-laşmasına karşı eşit, parasız ve kamusal bir yükseköğretimi savunuyoruz.• Mesleki güvencelerimizin “fiilî ve key-fi” uygulamalarla ortadan kaldırılmasını kesinlikle kabul etmiyoruz. Tüm çalışan-lar için savunduğumuz iş güvencesini ayrıca akademik özgürlüğün vazgeçil-mez bir parçası olarak görüyoruz. İş güvencesiz çalışma, akademik niteliğin yükseltilmesine gerekçe yapılamaz. Tam tersine güvencesiz çalışma, bilim-sel verimlilik ve akademik niteliği düşür-mektedir. Akademik niteliğin arttırılması için, araştırma görevlilerinin ve tüm bilim emekçilerinin çalışma koşulları, ücretleri iyileştirilmeli, bilimsel çalışma-lar için ayrılan ödenekler arttırılmalı ve altyapı geliştirilmelidir.• Yükseköğretim Kanunu’nun 50/d, 33/a, 35. maddeleri ile istihdam edilen araştırma görevlileri arasından görev ve haklar açısından yapılan her türlü

ayrımcılığa son verilmelidir. Bu temel-de 50/d maddesine tâbi araştırma görevlileri alınmasına son verilmesini; iş güvencesiz çalıştırmanın biçimleri olan öğrenci asistanlığı ya da proje asistan-lığı gibi uygulamaların kaldırılmasını; bu biçimde istihdam edilen araştırma görevlilerinin güvenceli kadrolara geçirilmesini, 33/a’ya geçişlerde farklı üniversitelerde görülen keyfi kriter uygulamasına son verilmesini; 50/d, 33/a, 35 maddeler vb. tüm ayrımların kaldırılarak tüm araştırma görevlilerine, hak ettikleri yaşam ve çalışma koşulları ile iş güvencesi sağlanmasını istiyoruz.• Araştırma görevlilerinin görev tanı-mının kasıtlı olarak muğlâk bırakılması dolayısıyla angarya olağan bir olgu ha-line gelmiştir. Bu muğlâklıktan kaynak-lanan sorunların ortadan kaldırılmasına yönelik kapsamlı bir çalışma örgütlen-melidir. İdari personellerin veya öğretim üyelerinin/görevlilerinin yapması gere-ken işler araştırma görevlileri tarafından yapılmamalıdır. Buna göre, mevcut sistem içerisinde araştırma görevlileri öğretim üyeleri yerine ders vermeye zorlanamaz. Ders veren tüm doktor araştırma görevlilerine gerekli kadrolar

tahsis edilmeli, norm kadro uygulaması kaldırılmalıdır. Yardımcı doçentliğe geçişte doktorayı bitirmiş olmak dışında bir ölçüt aranmamalıdır. • Vakıf üniversitesi asistanları mesleki güvenceler bakımından hiçbir ayrıma tabi tutulamaz. Araştırma görevlileri vakıf üniversitelerinde iş güvencesi ve çalışma ortamı açısından adeta kölelik koşullarına mahkûm edilmektedir. Vakıf üniversitesi araştırma görevlileri haklarını elde edebilmek için örgütle-nebilmelidir. Vakıf üniversitelerindeki eğitim ve bilim emekçilerinin örgütlü mücadelesi desteklenmeli ve birlikte hareket edilmelidir.• Mobbing (sistematik psikolojik şiddet ve yıldırma) çalışanların yalnız ve örgüt-süz olmalarından beslenmektedir. Bu yüzden başta sendikalar olmak üzere mobbinge karşı örgütlü bir karşı duruş şarttır. Çalışanların öz örgütlenmeleri temelinde mobbing vakalarının çözüme kavuşturulmasında bağlayıcı ve etkili kurumsal yapıların oluşturulması ve en çok sorun yaşayan asistanların bu ku-rullarda ağırlıklı olarak temsil edilmesi gerekmektedir.

ÜKD’den Basına ve kamuoyuna,Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın üniversite rektörlerini Dolmabahçe Sarayı’nda huzuruna çağırdığı günden beri yaşananlar, AKP iktidarının nasıl bir üniversite istediğini, istediğini elde ederse de neler olacağını gözler önüne sermiştir.Dolmabahçe’deki toplantılara katılan tüm rektörleri bu toplantıların içeriğini açıklamaya çağırıyoruz!Dolmabahçe’de yapılan rektör toplan-tıları bir sorun çözme toplantısı değildir. Bu toplantılar, AKP’nin seçilmemiş an-cak atanmış rektörlerine üniversitelerde istediği dönüşüme dair görevlerini tebliğ ettiği kumanda ve kontrol toplantılarıdır. Geçtiğimiz hafta sonu yaşanan olayların ardından polis şiddetinden başka hiçbir şeyin tartışılamaz hale geldiği ortamda, toplantıların içeriğinin kamuoyundan ustaca gizleniyor olması bunun en açık delilidir. Bu toplantıların içeriğinin ne olduğunu bilmek, üniversitenin tüm

bileşenlerinin ve vergileriyle üniversiteleri ayakta tutan vatandaşların hakkıdır. Polis şiddeti kabul edilemez, suskunluk daha hiç kabul edilemez!AKP’nin polis teşkilatı, geçtiğimiz cumartesi günü, Başbakan’ın rektörlerle yapacağı birinci Dolmabahçe toplan-tısına deniz yoluyla gitmek zorunda kalmasının intikamını alırcasına öğrenci-lere saldırmıştır. Uygulanan insanlık dışı şiddet, hamile bir öğrencinin, uyarma-sına rağmen ısrarla polis tarafından karnına vurularak çocuğunu kaybetmesi düzeyindedir.Bu, kabul edilemez ve tüm sorumluları kamu görevinden men edilene dek hesabı sorulması gereken bir vahşet-tir. Ancak; derneğimiz açısından aynı derecede vahim ve utanç verici olan, Dolmabahçe’deki toplantıya katılan

rektörlerin, öğrencileri dışarıda öldüresi-ye dövülürken toplantıyı terk etmemeleri, yaşanan şiddetin boyutları ortaya çık-tıktan sonra tek satır açıklama yapma-malarıdır. AKP’nin rektörlük makamına atadığı ve yaşanan şiddete sessiz kalan bu kişilerin hiçbiri “rektör” sıfatını hak et-memektedir. Onların bu tavrı, bir takım profesör sıfatlı şarlatanların “Başbakan suikast tehlikesi altında” diyerek keyfi polis şiddetini meşrulaştırmalarına ve Ankara Üniversitesi’nde AKP’nin anaya-sa profesörü Burhan Kuzu’ya yumurta atılmasının ardından hesabın pervasızca üniversite yönetimine kesilerek, eylemci öğrencilerin kellesinin istenmesine çanak tutmaktadır.Bir mücadele cephesi örmeliyiz!Yaşananların ardından akademinin tüm ilerici bileşenleri tepkilerini dile getirmiş-

lerdir. Ancak bu yeterli değildir. AKP’nin üniversiteye yönelik gericileştirme ope-rasyonu yeni değildir ve yaşananların vahameti sadece bu operasyonun ne denli başarılı olduğunu göstermektedir.Akademinin tüm ilerici bileşenlerinin acilen atması gereken adım, mevcut istibdat koşullarında önemsiz hale gelmiş farklılıkların yan yana var ola-bileceği bir ilerici cephe oluşturmaktır. Akademisyenler şiddete maruz kalan öğrencilerine, öğrenciler tasfiye edilen ilerici hocalarına sahip çıkmalı ve aka-deminin tüm bileşenleri, AKP’nin gerici ve faşizan uygulamalarını akademiye yakışır bir fikir derinliği ile üniversite-den kovacak bir mücadele cephesi örmelidir.Derneğimiz, söz konusu cepheyi aka-deminin tüm ilerici bileşenleriyle birlikte örmek ve gelinen noktanın hesabını sormak doğrultusunda faaliyetlerini yoğunlaştıracaktır.9 Aralık 2010

Rektörlerinizi de alıp gidin!

Türkiye’nin farklı üniversitesinden araştırma görevlileri 27-28 Kasım tarihlerinde Eğitim-Sen 6 nolu Üniversiteler Şubesi’nin çağrısıyla Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleştirilen “Asistan Forumu”nda bir araya geldi. Görev Tanımı ve Özlük Hakları, Bologna Süreci, İş Güvencesi ve Mobbing olmak üzere dört ana başlıkta yürütülen oturumlarda araştırma görevlileri karşılaştıkları sorunları ve deneyimlerini paylaştılar.

Page 4: UKD Bülten Ocak 2011

İletişim Telefonları: Alpaslan Savaş (Makina Mühendisi) 0549 430 50 19Emre Gürcanlı (İnşaat Mühendisi) 0549 430 50 37

TARİH: 29 OCAK CUMARTESİ 2011YER: PETROL-İŞ KONFERANS SALONU

ALTUNİZADE / İSTANBULSAAT: 14:00

TOPLUMCU, YURTSEVER, EMEKTEN YANA MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILARI BİR ARAYA GELİYOR!

29 OCAK 2011İSTANBUL

Üniversite Konferansı, düzenleyici kurumlardan Üniversite Konseyleri Derneği, Eğitim Sen, ve Öğretim Üyeleri Derneği adına yapılan açılış konuşmaları ile başladı. Eğitim Sen adına Levent Dölek, Öğretim Üyeleri Derneği adına Prof. Dr. Tahsin Yeşil-dere, Üniversite Konseyleri Derneği adına Prof. Dr. Nezhun Gören, açılış konuşmalarında söz aldılar. Konuş-malarda, Üniversitelerde mücadele etmenin önemine ilişkin hocaların ve üniversite çalışanlarının düşünceleri dile getirildi. ÜKD Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Nezhun Gören konuşmasında, AKP’nin piyasacılığın ve gericiliğin üniversitelere yoğun bir biçimde gir-mesine dair rolüne değindi. Gören, bu duruma karşı mücadele eden üniversite bileşenlerinin, iktidar ta-rafından marjinal, toplumla bağları kopuk toplululuklar olarak gösteril-meye çalışıldığını ama gerçeğin böyle olmadığını, piyasacılığa ve gericiliğe karşı mücadele eden öğrencilerin üni-versitenin ve ülkenin onuru olduğunu belirtti. Gören konuşmasının sonunda Ahmet Arif›in Anadolu şiirini okuyarak katılımcıları selamladı.Açılış konuşmalarını, tebliğ sunumla-

rının yapılacağı bölüm izledi. “Üniversite Nedir?, Üniversiteleri kim yönetiyor?, YÖK›e neden karşıyız?, Eğitimin paralılaştırılması ne gibi so-runlar doğuruyor?, Mezunları neler bekliyor?” kategorilerinde hazırlanan yaklaşık doksan tebliğin bir bölümü, Ünivesite Konferansı Hazırlık Komitesi tarafından seçilerek programa dahil edildi. Her kategoride, gelebilecek katkıların dışında beşer adet sunum belirlendi. Daha sonra tebliğlerin ve sunumların okunmasına geçildi. Tebliğ sunumlarının üzerine yapılan katkıların da ardından, konferansı düzenleyen gençlik örgütleri adına konuşmalar yapıldı. Yapılan konuş-malarda Üniversite Konferansı›nın, bundan sonra üniversitelerde yürütü-lecek mücadelenin önemli bir uğrağı olduğu, gençliğin piyasacılığa ve ge-riciliğe karşı mücadele etmeye devam edeceği ifade edildi.Tüm üniversite bileşenlerinin arka-sında duracağı ve üniversitelerdeki mücadeleyi daha ileri bir aşamaya taşıması öngörülen “Sonuç Dekla-rasyonu”, gerçekleşen tartışmalar ışığında son haline getirildi ve metnin okunmasıyla konferans sona erdi.

AKP’nin Piyasacı, Gerici, Üniversite Düşmanı Uygulamalarına Karşı Üniversite Konferansı Toplandı


Top Related