Transcript
Bar Çalmalar Anabilim Dal
YERNDE ETK STANDARTLARIN
ÇALIANIN TATMNNE ETKS
Bar Çalmalar Anabilim Dal
Yüksek Lisans Tezi
vi
TEEKKÜR
Liderlik ve Etii Program’na katlmam konusunda ve tez çalmamn her
aamasnda önerileri, yönlendiricilii, bilgi ve birikimi ile daima rehber olan, bu
çalmay gerçekletirmemde en büyük destei salayan çok deerli danman
hocam Prof.Dr.Mahmut Arslan’a sonsuz teekkürlerimi sunarm.
Aratrma yöntemleri ve tez yazlmas konusundaki deerli bilgilerini
örencilerine aktarmada her zaman hayranlkla izlediim ve tezimin kontrolü
srasnda yardmn esirgemeyen hocam Doç.Dr.Özge Tayfur Ekmekçi’ye
teekkürü bir borç bilirim.
salayan, zaman ayrp düünce ve görülerini benimle paylaan deerli
katlmc arkadalarmn yardmlar ile tezim canllk kazand, her birisine ayr
ayr teekkür ederim.
Liderlik ve Etii Program’na birlikte devam ettiimiz sevgili dönem
arkadalarm ile paylatmz her çalmann bu tezde bir yeri vardr, dostluklar
için hepsine teekkür ederim.
Tez yazma süresince varln hep yanmda hissettiim eim Serdar’a, destekleri ile beni motive eden oullarm Ali ile Ömer’e, ailemin tüm sevgili üyelerine ve ailemin bir parças olan can arkadalarma teekkür ederim.
Zerrin Celayir Topuz
TOPUZ, Zerrin. Yerinde Etik Standartlarn Çalann Tatminine Etkisi, Yüksek
Lisans Tezi, Ankara, 2018
dünyasn muhatap alan kurumsal sosyal sorumluluk standartlar ya da öz
deyile “i etii standartlar”, 1980’lerden itibaren hem söylem, hem de katlm
olarak tüm dünyay hzla sarmtr. Bu denli hayatmza giren etik
yaplanmalarn, iletmelerin asli unsuru olan çalanlarn i tatmini üzerindeki
etkisini aratrdmz bu çalmada ilk önce dünyada ve Türkiye’de “i etii”nin
gelimesi özetlenmi ve hayrseverlik ile pederahi tutumlarn, “kurumsal
sorumlulua” evrilmesi süreci açklanm; daha sonra, sertifika ve rehber
nitelikli dört etik oluum - SA 8000, ISO 14001, ISO 26000 ve UN Global
Compact – hakknda bilgi verilmi, standartlarn amaçlar yannda baz
akademisyen görüleri aktarlm; en sonda alan aratrmas bulgular analiz
edilerek uluslararas etik standartlarn ilkeleri dorultusunda uygulanmas
halinde, çalanlarn çounun ilerinden saladklar tatmini olumlu etkiledii ve
ayrca iyerlerinde etik yönetime ihtiyaç duyulduu sonucuna ulalmtr.
Anahtar Sözcükler
viii
ABSTRACT
TOPUZ, Zerrin. The Effect of Ethic Standards to the Job Satisfaction of the
Employee in the Work Place, Master’s Thesis, Ankara, 2018.
The standards of corporate social responsibility or in proper “business ethics
standards” which take aim at business society, have rapidly emerged both in
discourse and also in participation since the 1980’s. The aim of this study is to
search the effect of these ethic settings on the job satisfaction of employee that
is the substantive factor of corporations. Firstly the development of business
ethics and the evolving period of philantropy and paternalism to “corporate
responsibility” both in the world and in Turkey has been summarized; after that,
the information about the four ethic standards – SA 8000, ISO 14001, ISO
26000 and UN Global Compact – and their aims along with the opinions of
some academicians in regards to these standards has been provided; at the
end, by analyzing the findings of the field survey, it has been concluded that the
international ethic standards, in case implemented in line with their principles,
positively effects the job satisfaction of the majority of the employee and there is
also a need for ethic governance in the work place.
Keywords
ix
ÇNDEKLER
ETK BEYAN………………………………………………………..………...………..……iv
1.1. Bat’da Etiinin Gelime Süreci….….…………………………….5
1.2. Türkiye’de Etiinin zledii Yol……..…………………………….20
2. BÖLÜM : ÇADA ET STANDARTLARI ……….……………………27
2.1. SA 8000 Sosyal Sorumluluk Standard……………………………28
2.2. ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi………………………………….39
2.3. ISO 26000 Kurumsal Sosyal Sorumluluun
Standardizasyonu………………………………………………………………......49
x
3.1. Aratrma Yöntemi………….……………...…………………….…....77
3.1.2. Tatmini Boyutlar ve Faktörlerin Snflandrlmas.. …….. .80
3.1.3. Aratrma Etii ve Katlmc Onam ……………..…………...81
3.2. Aratrma Bulgular……….. ………………………………..………...81
Bilgileri……………………………………………………………………….………..81
3. 2.2.1. Etik Standartlarn Varlndan Olumlu Etkilenme…….....82
3.2.2.2. Etik Standartlarn Tatminini Etkilemedii Durumlar…..85
3.2.3. Katlmclara Göre Tatminini En Fazla Arttran Faktörler…87
TARTIMA ve SONUÇ ………………………………………………………….….90
EK 2. Katlmclar için Etii Standartlar Hakknda Bilgi………..……….103
EK 3. Gönüllü Katlm Formu ………………..………………………………....108
Ek 4. Orijinallik Raporu………………………………………………….……….109
Ek 5. Etik Kurul zni……………………………………………………………….111
ÖZGEÇM …………………………………………………………………...…….112
ABD Amerika Birleik Devletleri
CEO Chief Executive Officer
CSR Corporate Social Responsibility
FSC Forest Stewardship Council
GRI Global Reporting Initiative
ILO International Labor Organization
ISO International Standardization Organization
KSS Kurumsal Sosyal Sorumluluk
MSC Maritime Safety Comitee
SA Social Accountability
UN United Nations
Unicef United Nations International Children’s Emergency Fund
WG Working Group
3 Çalanlara Göre, Etik Standartlarn Tatminine Olumlu Etkileri …………..83
4 Çalanlara Göre Etik Standartlarn Tatminini Etkilememe Nedenleri …..85
5 Tatminini En Fazla Etkileyen Faktörler ………………………………………87
xiii
ÖNSÖZ
Çalma hakk, bir insan hakk; önce yaamn sürdürmek, daha sonra da
toplum içinde bir deer ifade etmek için bir insan hakk. Dolaysyla çalma ile
yaam içiçe; çalma, insann bilgi ve becerileriyle var olduu, hayatnn en
önemli ilevlerinden biri. Böylelikle, çalmaya ait koullarn korunup
kollanmas, insann korunup kollanmas anlamna geliyor.
1800’lü yllardan balayarak, 1980’lerde hz kazanan etik i görme çabalar ile,
ii çevreleyen konularda çok sayda uluslararas nitelikli düzenleme
oluturulmakta, i yerinin içinde ve dnda bata insan haklar olmak üzere
çevrenin korunmas, adaletli yönetim ve topluma kar sorumluluk içinde,
ahlakl çalma amaçlanmaktadr. Bir taraftan çalma yaamnn etik ilkelerle
donatlmas, bir taraftan küreselleen dünyada giderek devletler kadar, bazen
devletlerden büyük yaplaryla karmzda duran iletmelerin gücü ise, bu
dengenin kurulmasnda eitsiz bir ibirliine iaret etmektedir. Çou zaman
yaanan ile yazlan ve söylenen paralel olmamaktadr. te i etii, bu nedenle
en fazla konuulmas, çallmas ve ciddiyetle ele alnmas gerekli bir disiplin
olarak önem arzetmektedir. Hacettepe Üniversitesi bünyesinde açlan Liderlik
ve Etii programna yaplan bavurularn çokluu, bu gerekliliin en iyi
göstergesi saylmaldr. Ancak ne yazk ki, çoalmas beklenen akademik
çalmalarn tek tarafl verilen kararlarla ortadan kaldrldna tanklk
etmekteyiz. Üniversitelerin en önemli özneleri olan örencilerin istekleri,
örenimlerinde devamlln salanmas ve hatta gelecekleri dikkate alnmadan
verilen böyle kararlar ise, bir kez daha i etiinin gerekliliini ortaya
koymaktadr. Büyük kurumlardan beklenen, gücü tek tarafl deil, karlkl
istekler dorultusunda kullanmaktr.
Amacmz, dünyada olduu gibi ülkemizde de her kurumda i ahlaknn
yerlemesi ve benimsenmesidir. Bunu salamak üzere, taraf olan bütün
gruplarn eit haklar olduu bilinciyle ve karlkllk esasna göre i birlii içinde
hareket etmelerinin i dünyasna etik anlay egemen klaca görüündeyiz.
Zerrin Topuz
Ankara, 2018
Bu çalmann kapsamn oluturan “etik standartlar” özellikle 1980li yllardan
itibaren iletmelerin uygulamalarna dahil olarak, faaliyetlerinin bir parças
olmulardr. Sertifika ve düzenlemelerin uluslararas nitelik kazand bu dönem
ayn zamanda, dünyada mesafelerin, bilginin, ülkeler aras ticaret ve sanayinin
de birbirine yaklat, küresellemenin yükseldii dönemdir (Robertson, 1990).
Dolaysyla, bir taraftan uluslararas düzeyde farkndal artan “i etii”
konusundaki samimi kayglar nedeniyle, dier taraftan iletmeler arasndaki
rekabetin yönlendirmesiyle, firmalar, genel tanmyla “etik” sertifikalarn ya da
ilgili yaznda sklkla kullanlan “kurumsal sosyal sorumluluk” sertifikalarn
edinmek için büyük çabalar harcamaktadrlar.
yaamnn en önemli bileenleri olan iverenler ile igörenler arasndaki iliki,
tarihsel süreç içinde pek çok evreden geçmi ve bata ekonomi ile sosyoloji
bilimlerinin yannda, hukuk, siyaset ve psikoloji bilimlerinin de yakndan
ilgilendii bir iliki olmutur. hukuku, içi ile iverenin karlkl hak ve
görevlerini belirlerken (Esener, 1978), siyaset daha çok hakim ideoloji ile bu
ilikiyi düzenlemeye çalmtr (Wright, 1991). Psikoloji bilimi , “i” in, bireyi
nasl etkilediini aratrm ve insan yaam üzerindeki etkisini ortaya koymutur
(Brief ve Weiss,2002) . Dier pek çok bilimin de inceleme konusu olan
“çalma”, verimlilik, ihtiyaç, tatmin, sorumluluk gibi kavramlar i hayatnn
merkezine oturtmutur. Böylece, i, sadece bir üretim ya da hizmet faaliyeti
olmaktan çkp, ayn zamanda ii çevreleyen pek çok faktörün gereksinimlerinin
de karlanmasnn beklendii geni bir çerçevede yer bulmutur.
ya da çalma kavram, 1700lü yllarn ikinci yarsnda buhar motorunun
fabrikalarda kullanm ile literatürdeki kapsamn da geniletmeye balamtr
(Grint, 2005). Büyük fabrikalarn kurulmas, insanlarn büyük kitleler halinde
ehirlere göç etmesine neden olmu ve ehirlerde yaayan igörenler için
yepyeni bir yaam balamtr. Bu ilk dönemde üretim, teknoloji ve toplumsal
hayatta deiiklikler yaanm olmakla birlikte, kurumsal anlamda taleplerin ve
giriimlerin balad yllar esas itibariyle 1800lü yllarn ikinci yarsdr
(Jenkins,2005).
2
Sanayi devriminin balad 18. yüzyldan itibaren uzun yllar boyu hüküm süren
iyeri düzenlemeleri, üretimde verimlilii tek önemli hedef olarak gören bir
anlay temsil etmitir (Clarke, 1992). 20.yüzyln balarnda kitlesel ve ucuz
maliyetli üretimi esas alan Fordist yaklam, 1970lerde i tatmininin önemini
farketmi ve i zenginletirme, rotasyon gibi tedbirlerle igören mutluluunu
dikkate almak durumunda kalmtr. Dier taraftan, çalanlarn bilinçlenmesi,
tüketici kurulular ve dier sivil toplum örgütlerinin güçlenmesi sonucunda ise,
günümüzde insan haklar söylemleri ve ekolojik yaam talepleri arlkl olarak
yer bulmaktadr (Goodland ve Daly,1996). Dolaysyla artk iverenler,
faaliyetlerinden etkilenen tüm gruplar mutlu edecek etik çalma ve yönetim
koullarn salamak durumundadrlar (Neely, Adams ve Kennerly, 2002). te
firmalarn, içinde bulunduklar topluma kar sorumluluk içinde faaliyet
göstermelerini salamak üzere ve tedarikçi, çalan, bayi, müteri ve çevreyi
içine alan bir bütünsellikte üretim, sat ve sonrasndaki süreçte öncelikle bu
etkileen gruplara zarar vermemeyi gözeten ve süreklilik içinde bu ortam
koruyan, gelitiren uygulama standartlarna Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Standartlar ya da Etii Standartlar ad verilmektedir.
Çalan haklar ve çalma koullarnn iyiletirilmesi bata olmak üzere, çevre
ve doann korunmasn gözeten, dürüst, effaf ve adaletli yönetimleri
hedefleyen iletmelerin bu faaliyetlerinin, çalanlarn i tatmini üzerindeki
etkisini aratrmak amacndaki tezimizin ilk ksmnda i etii kavramnn
kurumsallamas, dünyada ve Türkiyedeki geliimi irdelenecektir. Bu
çerçevede, tarihsel süreçte izlenen ilk sosyal sorumluluk uygulamalar ve
payda/etkileen gruplarn çok tarafl etkilenerek i etii düzenlemelerinin
gelitii süreç anlatlmaya çallacaktr.
Tezin ikinci aamas i etii standartlarndan bazlarnn – SA 8000, ISO 14001,
ISO 26000 ve UN Global Compact – özellikleri ve amaçlar hakknda bilgi
verecek; ilgili yazndaki düünce ve aratrmalar aktaracaktr.
Tezin son bölümünde, yirmi farkl özel sektör kuruluunun toplam otuz beyaz
yakal çalanyla yar yaplandrlm olarak gerçekleen görümeler hakknda
bilgi verilecek , onlarn, çaltklar iyerlerinde etik standartlar olmas
durumunda ne ekilde etkilendikleri veya etkilenecekleri, ksaca iyerlerinin bu
3
Aratrma bulgularmzn deerlendirilmesi ile tez sonlandrlacaktr.
4
etii standartlar, iletmenin faaliyetleri ile etkiledii tüm alanlarda, etik i
görmek üzere oluturulmu düzenlemelerdir. Balangçta çalanlarn
ihtiyaçlar ile ortaya çkm, daha sonra i dünyas üzerinde etkili olan sivil
toplum kurulularnn giriimleri ile güçlenmitir (Freeman ve Reed, 1983).
lerleyen yllarda akademisyenler, amaç, kapsam, tanm ve modeller gelitirmi,
iletmelerin kar hedefi için hiçbir etkileen gruba zarar veremeyeceklerini
belirterek tarif edilen ahlaki kurallar ile yönetilmeleri konusundaki
düzenlemeleri tevik etmilerdir (Steurer, Langer,Konrad ve Martinuzzi, 2005).
Etiin ne olduu hakknda yaplan çalmalarda, Velasquez etii, “bir kii ya da
bir topluma ait ahlak normlarnn çalld alan” (2002) olarak ve akademik bir
disipline iaret ederek tarif etmektedir. Chippendale ise etik ile deerler
arasndaki fark irdeledii makalesinde etii “hayatmzda yaplmas uygun olan
davranlar belirler” (2001) ifadesiyle, günlük yaamla iliki kurarak
tanmlamaktadr. Aslan, her iki tanmn da doru olduunu, “ahlak”n bir taraftan
toplum içinde uyulmas gereken kurallar belirttiini, dier taraftan ahlak
felsefesini ifade ettiini ileri sürmektedir (2012). “Etik” terimini ise ahlak felsefesi
ya da ahlak bilimi ile ayn anlam tayan ve bat dillerinde kullanlan sözcük
olarak niteleyen Aslana göre, i ahlak, genel ahlak ilkelerinden farkl ilkelere
sahip deildir(Aslan,2002). etii hakknda aratrma yapan Velasquez
benzer bir yaklamla, i etiinin, etiin özel bir alan olduunu ve ahlaki doru
ile yanllarn bu defa, bu özel alanda çalldn söylemektedir (2002). ranl
akademisyenler Fard ve Noruzi, konuyla ilgili makalelerinde i etiini,
“iletmenin her türlü günlük ilemlerindeki tutumu” olarak ifade etmekte ve bu
tutumu hem makro bak açsyla “tüm dünyaya kar”, hem de mikro seviyede,
“her bir müterisi ile bire bir ilikileri” için kasdetmektedirler (2011). etiinin
eyleme dönüen kararlarda görüleceini belirten Goodpaster, “ahlaki
sorumluluu olan bir yönetimin kararlarn olutururken sadece pay sahiplerini
deil, toplumdaki tüm etkileen gruplarn dikkate alacan ifade etmektedir
(1991).
5
etiine ve kapsamna dair farkl açlardan yaklamlar olmakla birlikte bizim
de benimsediimiz yaklam, toplumdaki etik olgusunun gelitirilerek i etii
bilincinin her kesimde yerletirilmesidir (Bekta ve Köseolu, 2008).
1.1) BATIDA ETNN GELME SÜREC
Bat ülkelerinde sanayi devriminin balamas ile bir taraftan yeni fabrikalar hzla
üretime geçmi, bir taraftan da çalma sistemi büyük bir deiiklie uramtr.
yerlerinde fiziki koullar, çalma saatleri, i güvenlii gündeme gelmi,
öncelikle çalanlar çerçevesinde yeni bir sosyal halka olumaya balamtr.
Günümüzde firmalarn kurumsal imaj oluturmada çok önemli bir role sahip
olduunu düündükleri sosyal sorumluluk standartlar (Virvilaite ve Daubaraite,
2011), esas itibariyle 20.yüzyln , özellikle 1950„lerden günümüze uzanan
sürenin ürünü olmakla birlikte, bu tarihten önce gerçeklemi baz olaylara
bakldnda, bu standartlarn geliimini destekleyen düüncenin yolculuunu
görme frsat bulunabilecektir.
ngilteredeki fabrika koullar pek çok bakmdan eletirilmekteydi. Reformistler,
kadn ve çocuk içi çaltrmann yansra, mevcut sefaletin, kötü barnmann ve
içilerin huzursuzluunun da ana nedeni olarak bu koullar görmekteydiler.
Amerika Birleik Devletlerinde de durum farkl deildi. Bu erken dönemin
endüstriyel iyiletirmeleri gecikmedi ve iyerleri için hastane, hamam, yemek
odalar, elence etkinlikleri gibi düzenlemeler ile ilk admlar atlm oldu. Bu
dönemde ABDdeki National Cash Register firmasnn kurucusu iadam
John.H. Patterson, kurumsal sosyal sorumluluun balangcndaki isim olarak
dikkat çekmektedir. Wren, o dönemdeki bu giriimleri, “insancllk, hayrseverlik
ve i sezgilerinin dengesiz bir karm” olarak nitelendirmektedir. Gerçekten de
biraz sosyal hassasiyet biraz i verimlilii kaygs tayan bu iyiletirme
6
vermek imkansz görünüyordu(2008).
tren vagonlar imal eden iadam, fabrika çalanlarnn yaamas için 1880 lerin
ilk yllarnda Chicago ehrine 15 mil uzaklkta ve “model endüstriyel toplum”
olarak nitelenen bir kent kurmutur. Bu kent, evleri, al veri merkezi, tiyatrosu,
kilisesi, hastanesi, parklar, oyun alanlar, klandrmas, görünümü ve dier
donanmyla, zamannn çok ötesinde imkanlar sunan bir yaam merkezidir.
Aratrmac Heald, bu giriimin asla bir sosyal sorumluluk deil, “i politikasnn
parlatlm bir gösterisi” olarak ve pederahi (paternalist) bir tavrla
gerçekletiini söylemektedir. Heald, Pullmann, çalanlarn yaamlarn
gelitirmeye çalrken, ayn zamanda onlar cezbedip elinde tutarak kendisine
balamay ve böylelikle i kapasitesini arttrmay hedeflediini ifade etmektedir.
Benzer aratrmalar, iadamnn bu projesindeki orta snf yaam konforunun
yükseltilmesi amacn sakl tutmakla birlikte, model kentteki çalanlara kar
tehditkar ve zorlayc/kstlayc uygulamalar da dikkate alarak , bu projenin bir
hayrseverlik deil, yatrmcya dönüü olacak ekilde tasarlanm bir i
olduunu söylemektedirler (Pesavento, 1982).
Archie B.Carroll, sosyal sorumluluun ilk örneklerini aratran makalesinde
(2008), 1800lü yllarn son dönemlerindeki iadamlarnn hayrseverlikte
oldukça cömert davrandn söylemekte ancak dikkat çeken baz isimlerin,
örnein demiryolu yapmcs Cornelius Vanderbilt ve sanayici John
D.Rockefellerin yaptklarnn, bireysel hayrseverlik mi yoksa i hayrseverlii mi
olduu sorusunu da ortaya atmaktadr. Dier taraftan, sosyal sorumluluun
köklerinin yüzyllar öncesinde bulunduunu, dönemin hakim iktidarlar ve
varlkl kiilerin müzisyenleri, ressamlar, mimarlar himaye ederek pek çok
ibadethane, eitim kurumu, barnma yerleri gibi topluma yararl eserlerin
yaratlmasn saladklarn belirtmektedir.
anlaynda kurumsal anlamda sosyal sorumluluk düüncesinin henüz
7
sorunlara ilgi ve iyiletirici sosyal yaklamlar gündeme gelse de, yarg kararlar
birbirine zt olabiliyordu. 1883 ylnda ngilterede West Cork Railroad
Companynin, iini kaybeden içilerin zararlarn karlama giriimi reddedilmi
ve Yargç Byron, irket parasnn sadece iin devam amacyla
harcanabileceine, hayrseverliin irket yönetim kurulunda ii olmadna
hükmetmitir. Buna karlk, tersi bir durum piyano imalatçs Steinway
firmasnn çalanlar için okul, kütüphane ve kilise yaptrmak amacyla bitiik
araziyi satn alma bavurusunda görülmü ve yargç bu giriime izin vermitir
(Carroll,2008).
giriimler olup, bu dönem paternalist (pederahi) yaklamn altn ça olarak
nitelendirilmektedir(Djelic 2017; alnt Hobsbawn 1996; Noiriel 1988; Reid
1985).
1900lerin bana gelindiinde ise, özellikle Avrupada baz siyasetçiler,
iadamlarnn bu paternalist tarzlarn sorgulayarak, içiler üzerindeki koruma ve
kontrol larn snrlamak istemilerdir. Ancak buna karlk, baz iadamlar
otoritelerini korumak amacyla proaktif bir yönelim göstermi, çalanlarn politik
ve yurttalk haklarna sayg gösterir biçimde giriimlerde bulunmulardr. Buna
örnek olarak, 1909 ylnda Fransadaki Blanzy maden irketi yöneticilerinin bir
içi birlii kurmas ve birlik faaliyetlerinin görünürde de olsa yine içiler
tarafndan yürütülüyor olmas ilgi çeken bir gelime olarak kaydedilmitir (Djelic
2017; alnt De Bry 1980,p.304).
1918-1929 dönemine gelindiinde “Community Chests hareketiyle” artk
kurumsal sosyal sorumluluun ilk örnekleri görülmeye balamtr. 1913de
Cleveland, Ohioda kurulan “community chests”, Amerika Birleik Devletleri ve
Kanadada içiler ve yerel iletmelerden topladklar balarla oluturduklar
fonlar, toplumsal projelere aktaryorlard. Bu hareket, i adamlarnn
hayrseverlik bakn ekillendirmede önemli bir rol oynamtr(Heald,1970).
dünyasnn yöneticileri, kendi alanlarnn dna çkp sosyal hizmet çalanlar
ile biraraya gelerek, onlardan toplumsal rahatszlklarn nedenlerini örenmi ve
8
profesyonel çalanlarn gözlemleri ile düünceleri, iverenlerde, igörenler ile
olan ilikilerinin göz ard edilemeyecek kadar önemli olduu bilincini yaratmtr.
1920lere kadar olan bu safha, sosyal sorumlulukta “kar maksimizasyonu
yönetimi” olarak tanmlanmaktadr. kinci safha ise, gerek i dünyasnda gerek
toplumdaki deimelerin bir uzants olarak 1920 lerde ve 1930 larda “vekalet
(trusteeship) yönetimi” olarak gelime göstermitir. Bu vekil olma durumu, irket
yöneticilerine verilen ve hem sermaye sahiplerinin, hem de müteriler,
çalanlar ve toplum gibi her kesimin isteklerine cevap verecek ekilde dengeyi
gözeten bir yönetim vekaleti olarak adlandrlmaktadr (Carroll 2008; alnt Hay
ve Gray 1974).
1930lardan günümüze uzanan ve kurumsalln gelitii sürede firmalar artk
kendilerini adeta devlet gibi bir kurum olarak görmeye ve yerine getirmeleri
gereken sorumluluklar olduunu düünmeye balamlardr. Aratrmalar,
irketlerin gelime dönemleri olan 1940lar ve 2.Dünya Sava srasnda
komünizme kar duran bir misyon üstlendiklerini söylemektedir (Eberstadt,
1973).
hzla biçim deitirmekteydi. dünyas bir taraftan üretim, datm, kar
hesaplar yaparken, bir taraftan da karlkl baml olduklarnn bilincine
varmaya baladklar çalanlar ve dier etkilenen taraflar için kurumsal olarak
yaplmas gerekenler üzerinde düünmeye balamtr. Bu ilikiler artk dar
alanlardan çkp, medya ve kamuoyu dikkatine de sunulmaktadr. Bu dönemde
kayda deer olarak not edilen 3 yayn toplumun her kesimine sunulmutur:
Chester Barnardn The Functions of the Executive- Yöneticinin Fonksiyonlar
(1938), J.M.Clarks’n Social Control of Business- in Sosyal Kontrolu(1939) ve
Theodore Krepsin Measurement of the Social Performance of Business- in
Sosyal Performansnn Ölçümü(1940) adl çalmalar, sosyal sorumluluun
kurumsallamasnda toplum ilgisini gösteren ilk örnekler olarak göze
çarpmaktadr.
9
Yazl basnn dier önemli bir katlm da Fortune dergisinin 1946 ylnda
iadamlaryla yapt bir röportajdr. Dergi, i yöneticilerine sosyal sorumluluk
hakknda sorular sormu ve bu konuyla ilgili o döneme ait düüncelerini almtr.
Soru sorulan iadamlarnn %93,5i, sosyal sorumluluklar olduunu ve bunlar
yerine getirmeleri gerektiini kabul etmitir(Fortune,Mar.1946, Carroll 2008;
alnt Bowen, 1953).
Kurumsal sosyal sorumluluun formel çerçevesinin çizildii ve nihayet doduu
1950li yllara gelene kadar, nasl ve hangi koullarda gelitiini tek bir düünce
etrafnda özetlemek mümkün deildir, yukarda ancak baz tipik olaylar
anlatlarak o dönemlerin tutum ve bak açlar hakknda örnekler verilmeye
çallmtr.
Özellikle pazarlama etii alannda çok sayda eser vermi olan akademisyen
Patrick Murphy kurumsal sosyal sorumluluk dönemlerini 4 evreye ayrmaktadr:
1) 1950ye kadar geçen “Hayrseverlik Dönemi”: Bu dönemde irketler daha
çok ba ve yardm yapmaktadrlar. 2) 1953-67 “Farkndalk Dönemi”:
dünyasnn, toplumun bütün kesimlerine kar sorumluluklarnn farkna vard
dönemdir. 3) 1968-73 “Konu/Sorun Dönemi”: Kent yozlamas, rk ayrmcl,
kirlilik gibi belirli konularn ortaya çkt ve i dünyasnn bu konulara
odakland dönemdir. 4) 1974-78 ve devam etmekte olan süreç “Duyarllk
Dönemi”: Firmalarn kurumsal sosyal sorumluluk alannda ciddi eylemlere
geçtikleri dönemdir. Bu eylemler, irket yönetim kurullarn deitirmek,
kurumsal etii incelemek, sosyal performans açklamak vb. faaliyetlerdir
(Carroll,2008; alnt Murphy 1978).
hakkndaki bilgiyi Bert Spector vermektedir. 1946 ylnda Harvard Business
School MBA snfnda Dean D.K. Davidin gelecein yöneticilerini, omuzlarna
oturacak sorumluluk için uyaran yorumlar dikkat çekicidir. Bu uyarlarla
balantl olarak, Spector, mevcut sosyal sorumluluun köklerinin souk savan
ilk zamanlar olan 1945-1960 döneminde izlenebileceini de ifade etmektedir.
10
savunma arac olarak kullanlmaktadr (Carroll ve Shabana,2010; alnt
Spector,2008) .
1950lerde kurumsal sosyal sorumluluk hakknda hala snrl bir söylem
bulunmaktadr. Ancak baz profesyonellerin, konunun kapsam ve önemine
dikkat çeken söylemleri, i hayatnn bak açsn geniletmek bakmndan
kayda deerdir. Bu çerçevede,1951 ylnda New Jerseydeki Standard Oil
Companynin önceki yöneticisi Frank Abrams, yönetim profesyonelletikçe,
irketlerin de artk sadece karlarn deil, çalanlarn, müterilerini ve daha
geni perspektifte halk da düünmeleri gerektiini öne sürmütür (Carroll ve
Shabana,2010; alnt Spector,2008). dünyasnn yöneticileri için yeni ufuklar
açan dier önemli bir çalma, Howard R. Bowenn (Carrolla göre KSSun
babasdr) 1953de yaymlanan Social Responsibilities of the Businessman (
Adamnn Sosyal Sorumluluklar) adl kitabdr. Bu kitap, kurumsal sosyal
sorumluluun modern anlamdaki betimlemesini en iyi yapm bir eser olarak
tanmlanmaktadr. Ancak kitabn isminde ve içeriinde kadnlarn i hayatnda
yer bulmamas dikkat çeken bir husustur. Carroll, o dönemde ikadn
bulunmadn ya da formel yaznda henüz kabul görmedikleri ihtimalini
düünmektedir (2008).
C.Frederick ise, 1950lerdeki sosyal sorumluluun durumunu üç ayakl olarak
açklamaktadr: 1) irket yöneticisinin halkn vekili olma durumu, 2) Kuruma
yönelen birbirine rakip istekleri dengeleme, 3) e yarar salayan, kurumsal
hayrseverlik(2006). Kanmzca, buradaki ilk iki sorumluluk, i etiinin
olumasn ve gelimesini destekleyen önemli unsurlardr.
Bu dönemde zayf da olsa , kurumsal sosyal sorumluluu, i menfaati ile
ilikilendiren tartmalar da yaplmaktayd. Tartmalarn odan, i dünyasnn
topluma kar sorumluluu olduu ve toplum için iyi eyler yaplmas
düünceleri oluturuyordu ; ancak nihayet, 1950li yllar Theodore Levittin i
dünyasn, kurumsal sosyal sorumluluun tehlikelerine kar uyarmas ile son
bulmutur(Carroll ve Shabana,2010). Levittin bu uyarlarna ramen, KSS
11
giderek önem kazanm ve 1960larda belirgin bir biçim almtr. Kukusuz bu
yllara damgasn vuran sosyal akmlar ve toplumsal hareketler de bu gelimeyi
desteklemitir. 1960lardaki en önemli sosyal hareketler, siyasi haklar, kadn
haklar, tüketici haklar ve çevre hareketi olarak görülmektedir. Özellikle
aktivistlerin toplumdaki sosyal deiimleri i dünyasna adapte etme talepleri ile,
kurumsal sosyal sorumluluun ortaya çkmas ve gelimesi salanmtr.
Aratrmalar incelendiinde, birbirine zt düüncelerin daima var olduunu
görmek mümkündür. 1960l yllar, sosyal öncelikli ve özgürlükçü düüncelerin
trmanta olduu bir dönem olmasna ve kurumsal anlamdaki sosyal
gelimelerin ilerlemesi için de çok uygun bir zemin oluturmasna ramen,
Profesör Levittin KSSu tehlike olarak gören düünceleri de taraftar
bulmaktayd. Çünkü Levitt, i aleminin ancak kar odakl olmas durumunda
baarnn yükseleceini savunuyordu. Ona göre, sosyal iler ve genel refah
devletin iiydi. Yine de bu konuda var olan olumlu görüler, kurumsal sosyal
sorumluluun adm adm gelimesine katkda bulunmu ve bir taraftan devlet,
dier taraftan bilim insanlar ve i dünyas birbirine paralel biçimde bu günkü
KSSun ana hatlarn oluturmulardr (Carroll ve Shabana,2010).
1960l yllardan 1970lere geçerken, kurumsal sosyal sorumluluun
gelimesinde öncelikli rolü oynayan, akademik çevrelerin ilgili yazna yaptklar
önemli katklar ve i dünyas pratiklerinin evrilen gerçekleri olmutur (Carroll ve
Shabana 2010; alnt Lee 2008). Bu on yllk dönemde daha çok KSSun ne
anlama geldii, neyi ifade ettii hakknda önemli ataklar yaplmtr. Katk
verenlerin banda yine Carrolln ifadesiyle “KSSun babas Bowendan sonra
ikinci” olan Keith Davis gelmekteydi. Davis i ve toplumla ilgili ders kitaplarnda
sürekli olarak KSSu anlatrken, makalelerinde de bu olguya önemle vurgu
yapmaktayd. Davise göre, kurumsal sosyal sorumluluk kararlar sonuçlar
bakmndan balangçta belirsiz gibi dursa da, bir i adam KSS içeren irket
kararlar verdiinde, uzun dönemde yararlarnn tamamen ie yansdn
görebilecekti. Yani uzun vadede yine ekonomik olarak ie dönüü olan bir
uygulama idi (Carroll 2008; alnt Davis 1960). Davisin katklar 1970lerin
sonlar ile 1980lerde kabul görmü KSS tanmlamalar idi; bu anlamda
kukusuz Davis KSS tanmnda olduu gibi, tannmasnda da öncü olmutur.
12
KSSun erken dönem tanmlarna katk yapan dier bir aratrmac William
C.Fredericktir. Kurumsal sosyal sorumluluun, toplumun ekonomik ve insan
kaynaklar karsnda bir duru olduunu söyleyen Frederick, bu kaynaklarn ise
son derece geni sosyal sonuçlar olduunu, baz kii ve firmalarn
düündükleri kadar “dar” olmadn eklemektedir (Carroll 2008; alnt Frederick
1960).
dünyas ve toplum hakknda önemli bir düünür Clarence C.Walton,
Corporate Social Responsibilities (1967) adl kitabnda, modern toplumdaki i
adam ve iletmenin rolleri ile KSSun deiik yüzlerine atf yapmaktayd.
Walton, kurumsal sosyal sorumluluu, “irket ile toplum arasndaki yakn
ilikinin farknda olan ve ayrca irketle her biri kendi amac peinde koan
etkileen gruplar arasndaki bu ilikiyi üst yöneticilerin hep akllarnda
tuttuklar bir olgu” olarak ifade ediyordu (Walton 1967).
Kurumsal sosyal sorumluluun hz kazand 1970li yllara gelindiinde, Morrell
Healdin yeni bir bak getiren kitab The Social Responsibilities of Business:
Company and Community 1900-1960 (in Sosyal Sorumluluklar:Firma ve
Toplum 1900-1960) yaymlanmtr. Heald öz bir tanm getirmemi ancak
KSSun anlam üzerinde durmutur. adamlarnn ifade ettii ve uygulad
KSS ile ilgilendiini ve KSSun, “gerçekleen i politikalarnda” aranmas
gerektiini vurgulamtr (Heald 1970).
Harold Johnsonn Business in Contemporary Society: Framework and Issues
(1971) adl yapt ilk kitaplardan saylmaktadr ve burada Johnson, sosyal
sorumluluk duyan bir iletmenin yöneticilerinin de sadece kar deil, çalanlar,
tedarikçiler, bayiler, yerel topluluklar ve ulusun isteklerini de dikkate almasnn
gerekliliini anlatmtr. Etkileenlerin isimlerinin böylece sralanmas ile
KSSun ,artk iletmenin ilgi alan dnda kalmasna da olanak
bulunmamaktayd (Carroll 2008).
Development)n yine ses getiren giriimi, 1971de çkard Social
Responsibilities of Business Corporations adl yayndr. CED, bir iletmenin
halk nezdinde asl amacnn, toplumun ihtiyaçlarna ve bunlarn giderilmesine
13
hizmet etmek olduunu söyleyerek i dünyas ve toplum arasndaki toplumsal
anlamann önemli ölçüde deimekte olduunu söylüyordu: dünyasnn , o
güne kadar olmad ölçüde ve kapsamda insani deerlere kar
sorumluluundan söz ediliyor, Amerikan yaamnn kalitesi sorgulanyordu.
letmeler sadece mal ve hizmet üretmeyecek ve artk i dünyasnn gelecei
de, halkn deien beklentilerine verecekleri karln kalitesi ile orantl
olacakt. CEDnin bu giriimi çevre, içi güvenlii, tüketiciler ve çalanlar
hakkndaki sosyal iyiletirmelerin özel ilgi alanndan çkp, devletlerin resmi
düzenlemelerine girmesi bakmndan deerlidir.
Samuelsonn 1970lerdeki açklamalarnda, KSSu birkaç yöneticinin günün
modas ile ilgileniyor gibi tanmladklar görülmekte; toplumu etkileyen bu
iktisatçlar adeta bu ilginin yanl olduu ve i yöneticisinin “daha fazla para
kazanmak” ile ilgilenmesi gerektiini ifade etmektedirler. Ancak, bir asrdan
fazla süredir gündemde olan sosyal sorunlar giderme ve i sahiplerinin iletme
dndaki gruplarn gereksinimlerine cevap verme gayretleri, toplumun farkl
düünen kesimlerini kar karya getirmektedir. Sosyal sorumluluun
biçimlenmesi ve kurumsallamasnda en önemli katklardan birini yapan Keith
Davis 1973 ylnda bu düüncelere kar çkan yazsyla tartmalara duyarsz
kalmam ve sosyal sorumluluun neden iletmelerin asli yönetim anlaynda
olmas gerektiini açklamtr. Açklamasnda, KSSun, iletmelerin dar
kapsamdaki ekonomik, teknik ve yasal ilerinin daha ilerisindeki ileri
kapsadn ifade etmitir.
1970li yllarda, i dünyas için etik anlayn nerede ve nasl konumlanaca
aratrmalar ve tartmalar youn olarak yer almaktadr. letmeler sosyal
sorumluluu kurumsallatrdklarnda, yönetim deerlendirmelerinde, i
performansn m, yasal zorunluluklar m yoksa karlkl toplumsal etkileri mi
merkeze alacaklardr? Kurumsal sosyal sorumluluun boyutlarn inceleyen ve
niteleyen yazar S.Prakash Sethiye göre, sosyal zorunluluk (social obligation)
ekonomik ve yasal bir davrantr; sosyal sorumluluk ise, bunun ötesinde,
kurumun davranlarn toplumsal deerler seviyesine çkarmaktr.
14
Eilbirt ve Parketin 1973 ylnda yapt aratrma, 1970lerin ilk yllarnda büyük
ölçekli iletmelerin en fazla hangi sosyal konular ilgi alanlarna aldklarn
göstermesi bakmndan önemli bir veridir. Buna göre, bu firmalarn tamam
aznlklarn istihdamn, %95i ekolojik(çevre) sorunlar, %91i aznlklarn
eitimini ve eitime katk yapmay, %83ü sanata katky yönetim kararlar
arasna almlardr. Bu aratrmada politik haklar henüz %58 orannda kabul
görmektedir. Bu rakamlar, i dünyasnn o yllarda KSSu ne olarak gördüünü
göstermesi bakmndan ilginç bulunmaktadr. Aratrmada yer alan dier KSS
konular, effaf muhasebe sisteminin gelimesi, irket tantmnda dürüstlük,
güvenilir mal, tüketici ikayetleri, tüketiciye göre farkl etiket deiimleri ve
garantilerdir (Carroll, 2008) . Sandra Holmes 1978 ylnda yapt aratrmada
bu konulara, kirliliin kontrol altna alnmas, balar, toplumsal sorunlar,
aznlklarn ücretlendirilmesi ve gelitirilmesi ile eitime destek konularn
eklemektedir.
Görüldüü gibi, 1970ler KKSun hayata geçmesinden daha çok KSS unsurlarn
belirleyen akademik söylemlerin yer ald ve iletmelerin yönetim
mekanizmalarn düzenledikleri bir dönemdir. letmeler geleneksel yönetim
unsurlarn, yasalarn da öngördüü çevre, salkl ürün, istihdamda ayrmclk
ve içi güvenlii temalar ile uyumlatrmaktaydlar. Bu nedenle bu döneme
“yönetimsel yaklam” dönemi denmektedir.
Nihayet 1979 ylnda Archie B.Carroll KSSu dört boyutta inceledii modelini
açklamtr. Carrollun KSS Piramiti de denilen modelde, en altta ekonomik
sorunlar ve yukarya doru srasyla, yasal, etik ve gönüllülük esasna
dayal(hayrseverlik) sorumluluklar vard. Ekonomik sorumluluklar, hissedarlarn
kar beklentilerini karlamak , çalanlara iyi istihdam olanaklar ve müteriler
için ürün kalitesini salamak olarak özetlenebilir. letmenin kanunlara ve
kurallara uymas, beklenen olaan bir durumdu. Etik sorumluluklar ksaca, hiçbir
paydaa ve çevreye zarar vermeden “i” in yürütülmesini salamak, dürüst ve
adil davranmak olarak tarif ediliyordu. Hayrseverlik sorumluluklar ise, karlk
beklemeden topluma yararl iler için maddi ve manevi kaynak ayrmak olarak
tasarlanmt. Buna göre, Carroll, öncelikle iletmelerin dört kategorideki
sorumluluklarn belirlemelerini, ikinci aamada tüketicinin korunmas, çevre,
15
ayrmclk gibi taleplere yer vermelerini ve son aamada da bu taleplere cevap
vermek üzere stratejiler gelitirmelerini önermekteydi (Carroll, 2008).
1980li yllara gelindiinde, tüm dünyada ilginin artt ve KSS tanmlarnda yeni
temalarn ilave edilerek bu yönetim anlaynn giderek yaygnlatn
gözlemlemekteyiz. Konuyla ilgili düünce ve eylemlerin gelimesine katk yapan
baz yeni söylemlerden söz etmek, i etiinin ald yolu anlatmak bakmndan
yararl olacaktr düüncesindeyiz.
Amerikal akademisyen Thomas M.Jones, KSS tartmalarna 1980 ylnda
ilginç bir deerlendirme ile dahil olmutur. Jones, iletmeler açsndan KSSun
önemini farkl iki alanda anlatmtr. Bunlardan ilki, KSSu irketin dier
faaliyetlerinden ayran, gönüllülük esasna göre gerçekleiyor olmas, buna
karlk iletmenin dier yasal ve kontratlara bal ilerinde gönüllülük
bulunmaddr. kincisi, KSSun hissedarlara kar olan sorumluluktan daha
geni bir alan kapsad hususudur. Bu alanda müteriler, çalanlar,
tedarikçiler ve irketin faaliyetlerinden ötürü etkilenen bütün gruplar
bulunmaktadr. Jonesun en önemli katks, KSS ile ilgili kararlarn almnda
dikkat çektii husustur: Jones, irketlere KSSun bir ürün gibi nihai bir çkt
olarak deil, ama bir süreç (process) olarak deerlendirilmesi gerektiini ifade
etmitir (Jones,1980).
Aratrmaclar Frank Tuzzolino ve Barry Armandi ise, iletmelerin de ayn
insanlar gibi Moslowunkine benzer bir ihtiyaçlar hiyerarisinin olduunu
söyleyerek, KSS kararlar srasnda bu hiyerarinin dikkate alnmas gerektiini
söylemilerdir. Carrollun KSS Piramitinin de bu ablona pek çok bakmdan
uyduunu ifade eden akademisyenler, ihtiyaçlar, fizyolojik, güvenlik,
katlmclk, sayg görme ve kendini gerçekletirme olarak sralamlardr (1981).
1985 ylnda bir snflandrma modeli gelmitir ve Steven Wortick ile Philip
Cochran, “kurumsal sosyal performans modelinin geliimi” modelini
sunmulardr. Burada, somuta indirgeyerek deerlendirmeler yapan
aratrmaclar, KSSu iletmenin ilkeleri olarak, irketin bu alandaki istekliliini
süreçler ksmnda deerlendirerek ve tüm sosyal faaliyetler yönetimini de
iletmenin politikalar olarak nitelendirmilerdir(Carroll 2008).
16
1980li yllarda ortaya çkan iki önemli terimden biri “etkileen/payda”, dieri ise
“i etii” dir. Amerikal filozof ve i yönetimi uzman akademisyen R.Edward
Freemann 1984te kaleme ald eserinde etkileen/payda(stakeholder) terimi
ilk kez ilgili literatüre girmitir. Bu kitap stratejik yönetime odakl gibi sunulmusa
da, daha sonra KSS ve i etii alanlarnda önemli bir kilometre ta olduu kabul
edilmitir. etii terimi ise, ayn dönemin etik d olaylaryla daha da dikkat
çekmi ve yaanan skandallar nedeniyle, halkn ilgisi irketlerin yönetimsel ve
kurumsal hatalarna çevrilmitir. Hindistan-Bhopalde 3 Aralk 1984 tarihinde
Amerikan orijinli Union Carbide firmasnn yanllkla zehirli gaz dar atmas
sonucu yaanan patlama 18.000 kiinin ölümüne, 150.000 kiinin de
yaralanmasna ve izleri hala devam eden felakete yol açmtr. Dier taraftan,
Güney Afrikada i yapan batl iletmelerin, rkç kurulularla i birlii yapmas;
ayrca Amerika Birleik Devlerinde önemli bir fonu yöneten Ivan Boeskynin
1986 ylnda “insider trading” yapmas da i etiinin ne kadar önemli olduunu
göstermi ve iletmelerce bir disiplin altnda düzenlenmesini gerekli klmtr.
1980li yllar, i dünyasnda bireysel hrsn yükseldii ve bu alandaki etik
olmayan davranlarn sonuçlarn görmekle kapanmtr denebilir. 1987 ylnda
çevrilen gie rekortmeni Wall Street filmi, i etii dünyasnda çok önemli bir
pencere açmtr ve etiin geni kapsam hakknda çok anlalr bir gerçei
göstermitir.
olmutur. Bu dönemde, bizzat KSS kavramnn kendisine yeni tanm ve
anlamlar ilave olmam ya da çok az olmu, ancak bunun yerine KSS adeta
temel bir yap ta veya hareket noktas imi gibi, bu anlay ile uyumlu pek çok
yeni kavram ve temann domasn salamtr. Ksaca, kurumsal sosyal
performans, etkileen/payda, i etii, sürdürülebilirlik ve kurumsal vatandalk
olarak özetlenebilir bu kavramlarn her biri ayr aratrmalarn da konular
olmulardr. Örnein, Griffin ve Mahon 1997 ylnda gerçekletirdikleri
aratrmada, kurumsal sosyal performans ile finansal performans arasnda
yakn iliki tesbit etmilerdir (Carroll 2008; alnt Griffin ve Mahon 1997).
dünyasnda yeni önem kazanmaya balayan bu konular arasnda “kurumsal
vatandalk” ise ksa zamanda adeta KSS ile yarr bir konuma gelmitir. Keza
17
sürdürülebilirlik ve doal çevre konular da literatürde geni olarak yer
almlardr. 1980lerin sonlar ile 1990larda insanclln kuvvetli bir biçimde
yayldn görmekteyiz. Muirhead bu dönemdeki katklar da, çeitlenme ve
küreselleme olarak tanmlamaktadr(1999). Gerçekten, ekonomik hayatta çok
sayda küresel firma görülmeye balanmtr. Buna paralel olarak, büyük
firmalarn organizasyonlarnda ise sosyal duyarllklarn/balarn da
çeitlenmeye balad tespit edilmitir.
ve benzeri oluumlar bunlardan bazlardr. letmelerin kurumsal sosyal
sorumluluk giriimlerinden yararlanan kesimler, eitim, kültür ve sanat, salk ve
sosyal hizmetler, siyasi ve uluslararas madurlar ve özel kurululardr
(Muirhead, 1999). 1990l yllarn aklda kalan dier bir özellii , bu gün de
kuvvetle tartlmakta olan kurumsal imaj oluturmada KSS projelerinin rolüdür.
Bu gün tartlan, KSSun amaç m araç m olduu hususudur. Kukusuz her iki
durum birbirine karmtr ve en iyi düünceyle her ikisinin varlndan da söz
edilebilir. KSS projeleriyle, öhretlerini belirgin biçimde büyüten baz firmalar,
Nike-Merck, Johnson and Johnson, IBM , Levi Strauss and Co., UPS, Mc
Donalds, Coca Cola, ile Herman Miller olarak saylabilmektedir.
21. yüzyln ilk yllarnda KSS artk teorik yapsn tamamlam ve netleme,
aratrma, yönetim uygulamalar, alternatif temalar ve küresel yaylma
dönemine girmitir. dünyasnn bak açsnda ise kaçnlmaz olarak en iyi
KSS uygulamalar odak merkezine oturmutur. Kaçnlmazdr, çünkü KSS yllar
boyu i faaliyetlerinin de ayrlmaz bir parças gibi tartlm ve artk kurumlarda
yerini bulmu bir olgudur. Çamzn en önemli yönetim gurularndan biri
saylan (Financial Times) akademisyen Philip Kotler ve yine öretim görevlisi-
aratrmac Nancy Lee 2005 ylnda gerçekletirdikleri incelemelerinde, büyük
bir Katalog kitap yaymlayarak 25 en iyi KSS uygulaycs firmay
açklamlardr(Perrini 2005). Kitapta örneklerle kurumsal sosyal sorumluluk
giriimleri belirtilmi ve belli bal 6 grupta kategorize edilmitir: 1) Sosyal
duyarlla dikkat çeken ve farkndalk yaratan, 2) Sosyal duyarll olan
pazarlama,3) Kurumsal sosyal sat stratejileri, 4) Kurumsal dorudan balar,
5) Toplumsal gönüllü iler, 6) Sosyal sorumlu i faaliyetleri.
18
2000li yllarda KSS ve i etii tüm dünyada ve özellikle Avrupa Topluluu
ülkelerinde en önemli bir olgu, adeta bir akm haline gelmitir. OECDnin 2001
ylnda hazrlad rapora göre, bu yllarda toplumda en ilgi gören faaliyet,
gönüllü sosyal sorumluluk giriimleriydi. Bu aratrmada özel giriimlerle ilgili
pek çok anahtar bulgu da bulunmaktayd: Bölgeler arasnda uygulama
farkllklar olsa da KSS harika bir küresel uygulama olarak alglanyordu. Baz
firmalar yasal düzenlemeler nedeniyle
KSS uygulamalar yapyor ancak bazlar daha gönüllü davranyordu. gücü
standartlar, çevre, insan haklar ve rüvetle mücadele konularnda uygulama
anlamazlklar hala mevcuttu. ilikili sosyal normlar hakknda tam bir
anlama salanmas bakmndan ilk admlar atlm olsa da görümeler
sürmeye devam ediyordu(OECD,2001).
irketlerin toplum için oluturduklar yararlarn saysz olduu belirtilmektedir.
Nihayet, sonuç bölümü, bu giriimlerin daha etkin olabilmesi için özel ve kamu
yönetimlerinin daha yakn ve i birlii içinde çalmalarna balanmtr(OECD,
2001).
sürülen eletirilerin en önemlilerinden biri, Moon tarafndan ortaya atlmtr.
ngilteredeki gelimeler hakknda düüncelerini belirten kurumsal
sürdürülebilirlik uzman akademisyen Jeremy Moon, KSSu toplumsal yönetim
olarak betimlemi ve toplumu yönlendirmek üzere sistem içine yerletirildiini
ifade etmitir. KSSun köklerinin 19.yüzyla uzandn belirterek, bu giriimlerin
de i hayrseverlii olduunu söylemitir. Dier taraftan, KSS her ne kadar
1970lerde en youn ilgiyi görmüse de, bu yllarn koullarnn bu tartmalara
uygun olduunu eklemektedir. Bu koullarn yüksek isizlik, kent kirlilii ve
toplumsal kargaa gibi yaam ilgilendiren konular olduunu söyleyen Moon,
daha sonra 1990l yllarda, toplumun KSS ilgisinin ürünler, süreçler ve çalan
ilikileri araclyla yer bulduunu ifade etmekte, ngilteredeki firmalarn KSS
için çalan personeli, kurumsal sisteme dahil edilmi standartlar ve kodlar,
sosyal raporlamalar, sivil toplum kurulular ile ortak çalmalar aracl ile de
19
düzenlemelerin gerçekletiini belirtmektedir. Moon, ngilterede de ABD ve
Avrupa Birlii ülkelerinde olduu gibi, KSSun irketlerin en üst yönetim
kademelerinde takip edildiini söylemektedir (Moon,2007).
Alman teolog Andre Habisch ve arkadalar 2005 ylnda yaymladklar
Corporate Social Responsibility across Europe adl kitapta, sürdürülebilirlik ve
küreselleme hakknda Avrupada youn bir tartma balatmlardr.
Aratrmaclar 10 yl önce KSSun bu denli bilinmediini ancak bugün halk,
politikaclar, tüketiciler, ticaret birlikleri, sivil toplum örgütleri ve aratrmaclar
için en önemli konulardan biri olduunu ileri sürmülerdir
(Habisch,A.,Jonker,J.,Wegner,M.ve Schmidpeter,R. 2005).
Tarihsel geliimini özetlemeye çaltmz i etii ya da çok tarafl ilikileri ile
kurumsal sosyal sorumluluk gelecekte nasl bir gelime gösterecektir?
Aratrmac Steven D.Lydenberg, Corporations and the Public Interest :
Guiding the Invisible Hand adl eserinde, KSSu iletmelerin uzun dönemli
evrimlerinde en önemli seküler gelime olarak tanmlamaktadr. Buna karlk,
David Vogel ise, The Market for Virtue: The Potential and Limits of Corporate
Social Responsibility adl eserinde, KSSu, iletmelerin baars ve itici gücü
olmas bakmndan eletirmekte ve belli bir limitte irketlerin performanslarn
düüreceini ileri sürmektedir. Birbiriyle çelien bu iddialarn yeni gerekçelerle
kendilerini savunmalar devam edecektir düüncesindeyiz. Bir tarafta i sahibi
sermayedarlar ve dier tarafta i gücü, hammadde, çevre, tüketici gibi çeitli
olanaklarndan faydalanlan veya etkilenen paydalar olarak toplumun büyük
kesimi durmaktadr. Kanmzca, bu büyük kesimin haklarnn geri verilmesi,
firmalarn zarara sebep olan faaliyetlerinin sonlandrlmas, kukusuz
iletmelerin de sürdürülebilir faaliyetlerinin ön etik kouludur. etii, öncelikle
ii veren kesimin, i faaliyetlerinin karlkl i birlii ile kalc olabilecei bilincine
kavumas ve bu bilinçle hareket etmesi ile mümkün olabilecektir. Akademisyen
M.Hopkinsin i etiini de içinde barndran kurumsal sosyal sorumluluk
uygulamalarna dair sözleri iyi niyetli bir özetlemedir: Hopkins bu uygulamalar,
“Kurumun karlln gözeterek ve ayn zamanda etik deerleri koruyarak
toplum yararna daha yüksek yaam standartlar oluturmaya yönelik çabalar”
olarak tanmlamtr (2012).
Türkiyedeki endüstrileme hareketinin, bat ülkelerindeki gelimeye paralel
zamanda gerçeklememesi nedeniyle i dünyasnn organize olmu modern
sosyal giriimleri Türkiyede 20.yüzylda balayabilmitir. Ancak toplumlarn
benzer olgular birbirlerinden farkl zaman dilimlerinde ve farkl kültürel
ritüellerde yaamas da sosyolojik bir gerçek olarak karmza çkmaktadr.
Gerçekten de, i dünyasnn etik ilkeleri olarak evrilen ilk hayrsever ve insancl
yaklamlara, Türk kültüründe çok eski çalarda rastlanmaktadr. Gelenek ve
dinsel ögelerle harmanlanan “hayr” ilerinin bireysellik ve arzilikten çkp
sürekli olabilmesi ise kökleri çok eskiye dayanan ve günümüz sosyal hayatnda
hala önemli bir yer tutan vakf ve derneklerle salanabilmektedir. Türk
kültürünü aratran bilim insanlarnn Orta Asyada Uygur Türklerinin yaadklar
Dou Türkistandaki kazlarnda, günlük hayata dair pek çok evrak
bulunmutur. Çounluu dini olmakla birlikte bu evraklar arasnda iktisadi, idari
metinler, vakfiye, vasiyetname ve imtiyaz verilmesi hakknda hukuki irade içeren
mektuplar ele geçirilmitir. Bu dönem Türklerin henüz islamiyeti kabul etmedii
ve Budizm dinine inandklar zamana denk gelmektedir ve evrak Uygur
harfleriyle yazlmtr (Özden, 2004; alnt Binark, 1977). Aratrmac Binark,
Türklerde vakflarn ilk olarak Uygur Türklerinde görüldüünü; ayrca her ne
kadar dini temelli kurulmu olsa da bu vakflarn sosyal dayanma ve
yardmlamada süreklilii temsil ettiini ve bu hususun o dönem Türkleri
tarafndan kabul gördüünü ve benimsendiine iaret ettiini
belirtmektedir(1977). Vakflarn sosyal olduu kadar ekonomik birimler olduu
ve yaamak için gelire ihtiyaç duyduklar da dier bir gerçektir. Sosyal
sorumluluk veya yardmlama veya hayr yapma niyetlerinden hangisi olursa
olsun, vakflar gelire gereksinim duymaktadrlar. slamiyet öncesi Türk hakanlar
da Avrupal krallarn yüzyllar öncesinde sanatçlar, mimarlar himaye
ettiklerine benzer bir tutumla, ahsi ve devlet varlklarnn bir ksmn, ba,
bahçe, arazi gelirlerini bu vakflara balamlardr(Özden,2004). Vakflarla ilgili
yapt bu aratrmada Ömer Özden, Türklerin slamiyet öncesinde de
yardmlamaya ve toplumsal dengeye önem verdiklerini vurgulamaktadr(2004).
21
tarihinde, Anadolu Selçuklu Devletinde var olduu ve Osmanl
mparatorluunda kapsamn ve örgütlenmesini genilettii bilinmektedir. Bu
kurumlar arlkl olarak, fakirlere yemek datlmas, yolculara yatacak yer
salanmas, salk ve eitim sorunlarna çözüm getiren hastane ve medrese
ina edilmesi ile ilgilenmekteydiler. Vakflarn giderleri için ihtiyaç duyduklar
gelir ise, önemli ölçüde kiisel ve devlet balarndan olumaktayd. Bu
kurumlarn yap itibariyle Roma-Bizans etkileri tad ancak Osmanl
döneminde ulemalar tarafndan yönetildii kaydedilmitir (Çizakça,2006).
Vakflara salanan vergi muafiyetleri ve devlete yakn olma avantajlar zaman
içinde bu kurumlarn amaçlar dna kayabilen örnekler vermi ve niyetlerinin
sorgulanmasna yol açmtr(Alakavuklar,2009; alnt Güvenç,2003, Timur,
2000). Dolaysyla, 19.yüzyl sonlarnda toplum çkarn gözeterek faaliyet
gösterme iddiasnda bozulmalar görülen vakflarn önemi ve saylar azalmtr.
Türklerin yurt olarak seçtikleri Anadolu, asrlar boyu çeitli toplumlarn
yaadklar karma bir kültürü barndrmaktadr. Dünyada bilinen en eski
uygarlklarn merkezi olmas, Anadolunun büyük bir kültür ve düünce
birikimine sahip olmas anlamn da tamaktadr. Anadolu halk geleneinde
yllar boyu etkili olmu dünyaca ünlü düünürler Yunus Emre, Hac Bekta- Veli
ve Mevlana ise insana ve tüm varlklara duyulan “sevgi”yi ön plana
çkarmlardr. Kukusuz bu yaklamlar felsefi bir oluum çerçevesindeki
hümanist yaklamlardr ve ruhani yanlar ar basmaktadr. Ancak modern
zamanlarda düzenlenen insancl ve ekolojik sorumluluu olan yaklamlarn
kabul görmesi ve karlk bulmas da kukusuz bu temel düünceden
beslenmektedir. Doann ve doa varlklarnn korunmas ve kollanmasnn
yaygn örneklerine sklkla rastlanan Osmanl mparatorluunda 16.yüzyl ve
takip eden dönemde, varlkl kiiler ve hatta padiahlar tarafndan himaye edilen
hayvan koruma ve bakm vakflar kurulmutur. III. Muratn hükümranl
srasnda 19 Mart 1587 tarihli ferman ile stanbul Kadsna verilen talimatta,
ehirde tamaclkta kullanlan katr ve at gibi yük hayvanlarna
kaldrabileceklerinin üzerinde yük tatmann yasakland belirtilerek
hayvanlarn mutlaka iyi baklmalar ve beslenmeleri istenmi; ferman
kapsamndaki hükümlere uymayanlarn cezalandrlaca bildirilmitir.
22
Fermann, hayvan haklarn düzenleme ile ilgili dünyada ilk bildiri olduunu
belirtmek gerekir (Çolak, 2014). Dier taraftan kularn korunmas için
yaptrlan “ku saraylar” büyük mimari yaplarn dahi ayrlmaz parçalar olarak
ina edilmitir(Saçlolu, 2014).
yönlendirdii bir toplum yaam hakimdir. Dier taraftan zekatn dini bir
zorunluluk olmas, hayr yapmann dinen tevik gördüünün kant yani sevap
olarak alglanmaktadr. Bir taraftan sevap kazanlrken, bir taraftan da din
adna toplumsal yararllklar gösterilmi ve böylece tanrnn rzas/takdiri
kazanlmaya çallmtr (Alakavuklar, Klçaslan, Öztürk ; alnt Göken
2006,Soysald 2002). mparatorluk döneminde hayr yapmann bir erdem
olduu kabul edilir ve bu davranlar gizlilik içinde gerçekleirdi. Gizliliin nedeni
hayr yaplan kiinin mahcup olmasna engel olmaktr. Gelenekler ve din
açsndan yardm yapan kiiyi en yaknlarnn bile bilmemesi gerekiyordu. Bu
gün son derece az olmakla birlikte bu davran biçimini sürdüren geleneksel
yapnn izine rastlanabilmektedir. Burada hemen ifade etmek gerekir ki, bu
düünce ve davranlar, çada sosyal sorumluluk ya da etikten farkl bir
düüncenin ürünüdürler. Tarafmzca da benimsenen düüncenin çk noktas
ise, yardmdan farkl olarak, karlkl olarak yürütülen sistemin toplumun her
türlü ihtiyacnn karlanacak biçimde yaplandrlmasdr.
Kökeni din veya toplumsal görenekler olsa da, hayr ilerinin sosyal çevrede
gerçeklemesi nedeniyle sosyal sonuçlar douraca tabiidir. Bu günkü
anlayla “kurumsal” çerçevede tanmlanamasa da “yerleik” bir yap kazanmas
ve “sosyo-ekonomik” yaam etkilemesi kaçnlmazdr. Bu balamda, Osmanl
mparatorluu dönemi boyunca yerleik bir yap ve ilerlik kazanan ve bu günkü
i etii unsurlarnn köklerini barndran en önemli meslek kurumu “ahi”ler
olarak dikkat çekmektedir. Ahilik tekilat, Orta Anadoluda Türkler arasnda
13.yüzyln ikinci yarsnda kurulmu ve 17.yüzyldan sonra Lonca, Gedik
isimleriyle devam ederek 20.yüzyla kadar faaliyet göstermitir. Ahiler Selçuklu
Devleti zamannda, Anadoluda ticaretin gayri müslimler elinde tutulmasna
karlk bir güç birlii ve dayanma kurumu olarak kurulmutur. Ahi kelime
23
anlam itibariyle “kardelik” ve “cömertlik” olup, örgüt esnaf ve sanatkarlardan
olumaktadr. Bu örgütlerin üyesi olabilmek için kiinin bir mesleinin olmas ve
ayn zamanda kendi düzenlemeleri ile belirlenmi baz ahlaki ilkeleri kabul
etmesi gerekmektedir. Bu gün i etiine dair saylan pek çok ilke ve
uygulamann bu örgütlerde titizlikle korunduu ve kolland bilinmektedir. Bu
ilkelerden bazlar,helal kazanmak, hakça bölümek, üretimi standartlara göre
gerçekletirmek, düman bile olsa yardm etmek, yoksullara yardm etmek,
uygun fiyattan satmak, dürüst olmak gibi “adil ticaret” prensipleridir (Alakavuklar
ve di. 2009; alnt Cem 1974; Turan 2002). Ahilik tekilatnn sadece mesleki
deil, sosyal yardmlama amaçlar da asli hedefleri arasndadr. Bu hedefi
gerçekletirmek üzere ve gerektiinde fon salamak gayesiyle “orta sandk”
dedikleri bir finansman kaynaklar bulunmaktayd. Doum, ölüm gibi toplumsal
olaylarda ve tabii afet, hastalk gibi durumlarda masraf bu sandktan
karlanarak yardm yaplrd. Ayn zamanda bina yapm ve sanat harcamalar
için de yine bu sanda bavurulurdu(Alakavuklar, 2009; alnt Çalkan ve
kiz,1993). Ahiler bu amaç ve ahlak felsefesini daha da ileri tamlar ve
Anadolunun en ücra köelerinde oluturduklar “yaren odalar” ile yerel
sorunlara kadar ulaabilmilerdir. Bu odalar misafir odas ilevi görmenin yan
sra, burada kalanlarn dinlendikleri, elendikleri, eitildikleri ve bölgesel
sorunlarn tartld bir mekan olarak da görev yapmaktayd(Çaatay, 1997).
Gerek üyelik koullarnn kapsad ahlakl olma ve davranma ilkeleri, gerek
ihtiyaçlarn ve törenlerin düzenli finansman ve her bölgede örgütlenerek
sorunlara çare bulma faaliyetleri ile Ahilik, kurumsal anlamda sosyal
yardmlamay yerine getiren ve etik kurallarn yerlemesini salayan büyük ve
yaygn bir kurum olmutur. Zamanla gayri müslim tüccarlarn da dahil olmas
bu tekilatn sadece müslüman tacirlerin korunduu bir örgüt olmadn
göstermi ve ticari amaçlarnn yannda, yardm amaçlar da Ahilerin
faaliyetlerinin ayrlmaz, ana unsuru olmutur. Bu gün ülkemizdeki iletmecilik
sistemi ve çada i etii prensiplerinin çounu uygulayan Ahilik
örgütlenmesinin sahip çkt deerler, mevcut hayrseverlik geleneinin
yerlemesinde ve i etii standartlarnn tannp benmsenmesinde çok önemli
bir yer tutmaktadr.
Osmanl Devletinin toprak kaybettii savalar ve nihayet 20.yüzyln balarnda
yaanan 1. Dünya Sava ile Kurtulu Sava, toplumun her kesiminin kayplar
vermesine, fakirlemesine yol açmtr. Cumhuriyetin kurulmasn takip eden
yllarda, toplum bir taraftan kendini onarmaya çalmakta, bir taraftan da yeni
politik , ekonomik ve toplumsal gelimelere adapte olmaya çalmaktadr.
Öteden beri önemli sermaye birikimi olmayan ve sanayileme sürecine henüz
girmemi olan ülkede, ekonomik faaliyetlerin organizasyonu ve planlamas
devlet tarafndan gerçekletirilmitir. Daha sonralar ise büyük aile irketlerinin
ekonomik yaamda, i hayatnda öncü roller ald görülmektedir(Ertuna ve
Tükel, 2009; alnt Yamak, 2006). Bu yllarda devlet dorudan bir ksm
ekonomik faaliyetleri üstlenmi ve bir ksmn da destekler çerçevesinde özel
sektör kurulularna devretmitir. Uzun yllar savam ve yoksulluk içindeki
ülke, 2. Dünya Savana girmemek için direnmi, ancak ekonomik etkilerini
kuvvetli biçimde hissetmitir.
Cumhuriyetin ilk yllarnda devlet, belli bal bütün kurumlar düzenlemeyi ve
ekonomiye bu düzen içinde ilerlik kazandrmay amaçlamtr. 1924 ylnda
Ticaret ve Sanayi Odalar Kanunu ile ahi birlikleri “Esnaf ve Sanatkarlar
Odalar”na dönümü, yine ayn yl “Vakflar Genel Müdürlüü” kurularak
kontrolda merkezilemeye gidilmitir. Böylelikle devletin sosyal sorumluluk
alanna girdii de söylenebilir(Turan,2002).
1930lu yllardan itibaren karma ekonomi dönemi balam ve sosyal devlet
anlay hakim klnmtr. Bu dönemde özel sektör giriimcilii ve ekonomik
faaliyetleri henüz emekleme dönemindedir. Dolaysyla, sosyal sorumluluk
rolünün devlete geçmesiyle, ba anlay da kaynan devlet tarafndan
karlanmas eklinde bir alg yaratmtr(Ceylanolu,2006). Bu deiimin
önemli bir dönüüm olduu ve imparatorluktan ulus-devlete doru bir geçiin
yansmas olduu; dank sosyal sorumluluk anlaynn merkezi ve görünür
olmas da yaratlan etkiler arasndadr. Bu anlayn, Türkiyede ve dünyada da
sosyal sorumluluk giriimlerinde öncülük eden holdinglerin gelimesini salad
ifade edilmektedir(Alakavuklar ve di.2009). Dier önemli bir etki, piyasa
ileyiini düzenleyen en üst seviyede etik uygulamalarn i dünyasna aktarlm
olmasdr.
25
1950ler ve 1960l yllarda deimeye balayan ekonomik sistemde uluslararas
ortaklklar kurulmaya balam, yurt d teviklerle ulusal sermaye güçlenmitir
ve çok sayda holding yaplanmtr. Bu durum, sosyal sorumlu faaliyetlerin
tekrar özel giriimin kontroluna geçmesini salamtr. Holdingler kurduklar
vakflar ve dorudan katklar ile, toplum yararn gözeten faaliyetlerde
bulunmaya balamlardr. 1960larda kurulan Vehbi Koç Vakf, bu döneme ait
önemli ve öncü bir örnek olmaktadr. Devam eden yllarda, pek çok holding,
eitim, kültür hazinelerinin ve doann korunmas, salk, sanat vb. alanlarda
düzenli faaliyetler oluturmulardr.
1980lere gelindiinde, dünyada hzla etkili olan küresellemenin dier pek çok
kavram, olgu, uygulama, kültür ögeleri gibi, sosyal sorumluluk - kurumsal
sorumluluk kavramlarn da Türkiyeye tanttn görmekteyiz. Keyman ve
Koyuncu 2005 ylnda gerçekletirdikleri aratrmalarnda, küresellemenin
ekonomik düzenin kapsamn, söylemini ve aktörlerini deitirip genilettiini
ifade etmilerdir. Gerçekten de, uluslararas aynlk prensibinden hareketle ve
“daha iyi kurumsal yönetim” için Sermaye Piyasas Kurulu, 2003 ylnda
Türkiyenin “Kurumsal Yönetim lkelerini” hazrlam ve 2005 ylndaki
revizyonlar ile son haline getirmitir. Söz konusu ilkeler, OECDnin Kurumsal
Yönetim lkeleri model alnarak hazrlanmtr. Böylelikle, ilkeler kapsamnda
bulunan kurumsal sosyal sorumluluk da Türk i dünyasnn resmi bir organ
kanalyla düzenlemeler arasna katlmtr. Buna göre, daha önce halka açk
iletmelerin yürüttükleri sosyal sorumluluk faaliyetlerini açklamak kendi
isteklerine balyken, lkelere göre, Kurumsal Yönetim Uyum Raporu içinde
açklamak durumunda kalmlardr( Ertuna ve Tükel 2009). Bu uygulamann,
çerçevesi net bir biçimde çizilmi bir i etii standard olduunu söylemek
gerekir. Zira, OECD raporunda da belirtildii gibi, Türkiyedeki iletmelerin pek
çounun ticari olmayan amaçlar bulunduu ve bu faaliyetlerin de çounluk
hisseyi elinde bulunduran ailelerin hayr ileri olduu belirtilmektedir. Ancak bu
bilgi eksikliinin, aznlk hisseye sahip hissedarlar açsndan sorun olduu ve bu
nedenle detayl açklamann gerekliliine iaret edilmektedir(Ertuna ve Tükel
2009; alnt OECD 2006).
26
beklenmektedir. Dier taraftan küresellemenin getirdii açk sistemler
nedeniyle, anlalr, güvenilir ve dürüst olma ilkeleri iletmelerin en temel etik
kodlar olmak durumundadr. Ayrca, uluslararas yönetim anlaynn ilkeleri
dorultusunda ilgili uygulamalarn bu iletmelerde yerletirilmesi , sürdürülebilir
olmann gerei olduu gibi, iletme ile paydalarnn uyum içinde var
olmalarnn da temeli haline gelmitir. Tüm dünyada hakim olan bu anlay ve
kukusuz payda talepleri, insan haklar söylemleri, ekolojik dengenin
zorlamalar ve saylabilecek daha pek çok insan-doa kalitesinin korunmas ve
yükseltilmesine yönelik gereklilik, yeni düzenlemeleri ve denetimleri gerekli
klmtr. 1800lü yllarda çocuk içi çaltrlmas sorunu, bu gün de maalesef
güncelliini korumakta ve SA 8000 bata olmak üzere uluslararas kabul
görmü etik standartlar ve her frsatta yinelenen söylemler ile kontrol altna
alnp önlenmeye çallmaktadr.
ihtiyaçlar artmaya balamtr. Son birkaç yüzylda i dünyasnn odanda
bulunan bu yeni oluum, igörenlerin yaamlarn etkiledii gibi, iverenlerin de
yönetim tarzlarn bu deiime uyumlatrmalar ile sonuçlanmtr. Günden
güne bilinçlenen toplumsal gruplar, iletmelerin, bütün paydalarna ve çevreye
kar etik yönetilmesini istemilerdir. Ancak henüz gelimesini tamamlamam
ve az gelimi ülkelerde geçinme skntlarndan kaynaklanarak üretim
faktörlerinin ucuz arz edilmesi, özellikle i gücü arznn talebe göre fazla olmas,
o ülkeler dndaki pek çok i verenin ve iletmenin bu ülkelerde üretim
yapmasna neden olmutur. Böylelikle, giderek artan rekabetin de
zorlamasyla, ucuz i gücü kullanlabilmekte ve üretim maliyetleri
düürülmektedir. Bu konuda adeta simge veya kötü örnek olarak
adlandrlabilecek bir kurum Nike firmasdr. Küçük çocuk çaltrma ve kadn
içileri fazla mesaiye zorlama gibi, yaadmz zaman medeniyetlerinde kabul
edilemeyecek etik d yönetim biçimi gösteren Niken bu davranlarnn
duyulmas, Firmay büyük maddi ve manevi zarara uratmtr. Burada eklemek
gerekir ki teknolojinin bu anlamdaki en büyük faydas, yanl ve etik d
uygulamalara ait haberlerin de hzla yaylmasdr. Birlemi Milletler nsan
Haklar Evrensel Beyannamesi, Uluslararas Çalma Örgütü(ILO), Unicef, BM
Women, Who gibi örgütlerin çalmalar, sadece çocuk haklar, kadn haklar,
çevre haklar ile ilgili beyannameleri ilan etmekle kalmam, ilgili çaltay,
deklarasyon ve toplantlar ile bu haklarn tüm dünyada kabul görmesi için
çalma ve görümeler yapmlardr. Dier taraftan dünya kamu oyunun artan
duyarllklar ile insan haklarnn korunmas giriimleri ve ihlallerine kar
protestolar artmaktadr. Protestolar, firmalarn ürettikleri mal ve hizmetin
tüketilmemesi halinde gerçekletiinde ise, bu durum i dünyas için ciddi bir
tehdit oluturmaktadr. te bu tehditin farkna varan i dünyas, paydalarn
çevreleyen etik yönetim ilkelerini belirlemi ve bu ilkeleri benimsediklerini
duyurmak için belge ile standartlatrmlardr. Tüm bu çabalarn ortak ürünleri
olarak ortaya çkan etik standartlar, kimi özgürlükler ve temel insan haklarnn
28
aynln salanmas gibi ahlakl, effaf ve sürdürülebilir bir i dünyasnn
gereklerini ortaya koymaktadrlar.
SA (Social Accountability), türkçe anlamyla sosyal sorumluluk olarak
adlandrlan bu standart 8000 kodu ile belirtilmektedir. güvenlii ve içilerin
insan haklar konularnda elli yl akn süredir çok önemli çalmalar yapan
ABDli ekonomist Alice Tepper Marlin tarafndan 1997 ylnda SAI-Social
Accountability International kurumu kurulmutur. Merkezi New Yorkda bulunan
ve kar amac gütmeyen bu kurumun amac, her yerde dürüst, etik ve daha iyi
çalma koullarnn salanmasdr (Rohitratana, 2002). Marlin liderliindeki
SAI, 1998 ylnda, küresel çerçevede etkili olmak üzere ve denetlenebilir SA
8000 sertifikasyonunu oluturmutur. Belge içerii, baz ilaveler ile 2001de,
2008de ve daha sonra yaplan revizyonlarla olgunlatrlm, 2014 ylnda cari
durumuna kavumutur. Bu standart, ILO sözlemeleri, BM nsan Haklar
Evrensel Beyannamesi, BM Çocuk Haklar Sözlemesi hükümleri dikkate
alnarak ve akademisyenler ile içi sendikalar, çocuk haklar-insan haklar
örgütleri, iverenler gibi sivil toplum örgütleri üyelerinin oluturduu bir çalma
grubu tarafndan hazrlanmtr. Çalan haklarn korumay ve gelitirmeyi
amaçlayan Standart ilkelerinin kapsam dokuz ana maddede toplanmtr (SA
8000, 2014).
çaltrmas yasaktr. 15 yatan büyük çocuklar için, çocuk içnin okula
devam etmesi halinde, ite geçirecei zaman toplam günde (i, okul ve
ulam dahil) 10 saati geçmemelidir. letme, i yerinde ve dnda
çocuun fiziksel ve zihni gelimesini engelleyecek bir eyleme izin
vermez; çocuun okula devam etmesi ve gelimesi için her türlü mali ve
gerekli dier destei oluturur, organize ve temin eder.
Zorla içi çaltrma ile ilgili haller : letmeler hiçbir nedenle kimseyi
zorlayarak i gördüremez. e zorlamak amacyla, özel eyalarn,
29
igören salayan arac kurumdan hiç biri, iletmede çalmaya zorlamak
üzere çalann ücretine, varlklarna, menfaatlerine el koyamaz, zorlayc
davranta bulunamaz.
her hangi bir kazaya kar gerekli önlemleri almakla yükümlüdürler. Bu
önlemler arasnda i güvenlii eitimleri vermek, bilgilendirmeyi
zamannda gerçekletirmek ve gerekli ekipman-teçhizat bulundurmak
zorunluluu vardr.
sendika kurma ve sendikaya katlma haklar vardr. Bu kapsamda toplu
pazarlk yapabilirler ve iverenler bu hakk engelleyemez. veren,
çalanlarna bu haklarn duyurmak ve bu haklarn kullanmalarndan
ötürü hiçbir zarar görmeyeceklerini, irketten ayrlmalarna neden
olmayacan beyan edecektir. letme, toplu pazarlk ve bu tip igören
örgütlerinin kurulmas, ilemesi ve yönetilmesi aamalarnda hiçbir
ekilde müdahale etmeyecektir.
dinleri, etnik kökenleri, renkleri gibi nedenlerden dolay farkl muamele
yaplamaz. letme, ie almda, ücretlendirmede, terfide, eitimde, i
akdinin sonlandrlmas ve emeklilikte, rk, milliyet, din, cinsiyet, cinsel
tercih, engellilik, aile sorumluluklar, medeni durum, üyelikler, siyasi
görü, ya, sosyal aidiyet gibi nedenlerden ötürü ayrmclk yapmayacak
ve buna destek vermeyecektir.
edilemez, fiziksel (küfür, dayak) ve psikolojik iddet uygulanamaz.
letme, tüm personeline saygl ve onurunu koruyacak biçimde
davranacaktr; sözlü veya fiziksel sert muamele, insanlk d yaklama
izin vermeyecek, psikolojik ve bedensel zorlama, cezalandrmaya
tolerans göstermeyecektir.
Mesai saatleri : Çalanlarn bir haftada çalacaklar zaman 48 saati ve
fazla mesai süresi 12 saati geçemez. letme, geçerli i kanununa, i
kolunun çalma saatlerine ve resmi tatillere uyacaktr. gören, alt
günlük çalmadan sonra bir gün izin yapacaktr. Bunun istisnas, ulusal
yasann bu limitin almasna izin vermesi ile ayn zamanda, yeterli
dinlenme süresi muhafaza edilerek bu fazla mesaiye izin veren özgürce
yaplm bir toplu pazarlk sözlemesinin var olmas halidir.
Ücretlendirme : Çalanlara ödenecek ücretler ülkede geçerli “asgari
ücret” seviyesinden az olamaz ve bu tutarn igörenin temel
gereksinimlerini karlamasna özen gösterilmelidir.
da standart hükümlerine uyup uymad, kontrollerini bamsz bir
denetçiye mi yaptrdklar konusunda aratrma istenir. letmenin üst
yönetimi, iletmenin sosyal sorumluluu, politikas ve çalma koullar ile
SA 8000 standardn, igörenlerin kendi lisanlarnda yazarak, kolayca
görülebilecek bir yere konumlandracaktr. letme politikas, SA 8000
standartlarna uyulacan, yasalara ve tüm uluslararas gerekliliklere
saygl olunacan, sözlemeli veya kadrolu tüm personeli kapsadn
içerecektir. letme, SA 8000in gereklerinin karlanp karlanmadn
denetleyecek, irketin dier ilerinden bamsz bir yönetici atayacaktr.
Ayrca, çalanlar aralarnda bir SA 8000 temsilcisi seçecekler ve bu
temsilci irketin üst yönetimi ile çalanlar arasnda diyalou
salayacaktr. Üst Yönetim de belirli aralklarla irket politikasnn,
Standarda uygunluunu ve yeterliliini kontrol edecektir. letme
yetkilileri, bu standardn gereklerinin irketin her seviyesindeki igörenler
tarafndan tamamen anlaldndan emin olacaklar ve çalanlardan,
varsa aksaklklar, uyumsuzluklar hakknda bilgi alarak, düzeltme yoluna
gideceklerdir. letme, SA 8000 standard ile sürdürülebilir bir uyumu
devam ettirmek için, paydalarn hepsiyle – çalanlar, ticaret birlikleri,
tedarikçiler, alt yükleniciler, alt tedarikçiler, alclar, resmi olmayan
kurumlar, yerel ve ulusal devlet kurumlar – görüme ve iletiim içinde
olacaklardr (Dumitru, Ionel ve Sorina, 2010; alnt SA 8000, 2008).
31
boyutlar olarak da adlandrlmaktadr(Tütüncü,2008).
SA 8000 ilkeleri ile uyum salayan bütünsel bir yönetim sistemi
Çalan ball/sadakati ve diyalog
olarak özetlenebilir.
SA 8000, 1987 ylnda yaymlanarak uygulamaya geçen ISO 9000 serileri örnek
alnarak hazrlanmtr ve performans koullar ile birlikte süreç ve sistem
koullarn da önemsemektedir(Aydemir,2007). SA 8000, bu standard
uygulayan iletmelerin kendileri ve tedarikçileri için Standart maddelerinin
uygulandn aramalar, kontrollerinin yaplmas için prosedür ve uygulama
gereklilii içermesi nedenleriyle ISO serilerine benzetilmekte; bu nedenle
tedarikçi seçiminde dünyadaki ilk evrensel etik standard olma özellii
tamaktadr(Aydemir,2007; alnt Tarantino, 1998).
olarak, müteri tatminini artracak ürün gelitirmek ve üretim süreçlerini
iyiletirmek; çalanlarda sadakat – motivasyon ve yaratcl artrmak; olumlu
halkla ilikiler tesis etmek; kurum imajn yükselterek i dünyasnda ve igören
piyasasnda daha itibarl bir yer edinmek; etkin kaynak kullanm ile maliyetleri
düürerek karll yükseltmek ve bütün bu nedenlerle rekabetçi bir avantajn
salanp satlarn artmas olarak özetlenebilir (Dumitru ve di., 2010). SA
8000 standardnn bu genellemeden fark, uluslararas insan haklar normlar ve
ulusal i kanunlar çerçevesinde iletmenin kendi personeli ve i yaptklar
tedarikçilerin, satclarn, alt yüklenicilerin personeli ile evde çalanlar da
kapsayacak ekilde bütün bu igörenleri korumak, kollamak ve güçlendirmektir.
Bu standart gerçekleen uygulamalar üzerinden denetlenebilir ve
dorulanabilirdir. SA 8000in gerekleri, iletmenin büyüklüünden, bulunduu
corafi konumdan ve ait olduu sektörden etkilenmeden, uluslararas
uygulanabilirlii olan bir etik standarttr (SA 8000, 2014).
Çalmamzn giri ksmnda belirttiimiz gibi, i yaamnn en önemli iki
bileeninden biri olan çalanlarn insan haklarn gözeten, salkl ve güvenlikli
32
bir çalma ortam sunmay amaçlayan SA 8000 standard, bu alandaki i etii
standartlarnn en kapsayc olandr. Kukusuz, oluturulmas, detaylarnn ve
yürütümünün hazrlanmas, bu konudaki samimi iyi niyeti belirtmektedir. Ayrca,
geni bir uygulama alan bulmu olmas da, bu standardn ne ölçüde kabul
gördüünü göstermektedir. Ancak, SA 8000 sertifikasna sahip baz iletmelerin
uygulamalarnda çelikilerin görülmesi, bu alanda incelemeler yaplmasna,
uygulama farkllklarnn nedenlerinin aratrlmasna yol açmtr.
Uluslararas kalite ve etik sertifikalarn edinerek kendi yönetim mekanizmalarn
düzenlemek isteyen organizasyonlar inceleyen Christmann ve Taylor, bu
belgelerin edinilmesinin ardnda iki farkl amaç tesbit etmilerdir: 1) SA 8000
almak, i menfaatleri açsndan yararldr, 2) Müteriler, SA 8000 sertifikal
firmalarn ürünlerini tercih etmektedirler (2005). Aratrmaclar, bu iki saikle
hareket eden ve standardn önerdii ilkeleri uygulamayan firmalar “düük
kaliteli firmalar” olarak nitelendirmekte ve uygulamalarn “sembolik
uygulamalar” olarak adlandrmaktadrlar. Buna karlk, standart içerii kurallar
aksatmadan uygulayan firmalar için “yüksek kaliteli firmalar” ifadesini
kullanmakta, buradaki uygulamalar da “ciddi uygulamalar” adyla
nitelemektedirler. Bu konudaki dier aratrmalar, söz konusu tezi dorulamakta
ve firmalarn sklkla etik sertifikalar “edindiklerini” ancak “uygulamadklarn”
göstermektedir (Christmann, 2005; alnt Stevens,Steensma, Harrison ve
Cochran, 2005; Westphal ve Zajac, 1994; Westphal ve Zajac, 2001). Örnein,
Stevens ve dierleri, mali ilerden sorumlu pek çok yöneticinin i ile ilgili
kararlarnda, çaltklar firmalarn etik kodlarna uymadklarn
belirlemilerdir(Christmann, 2005; alnt Meyer ve Rowan,1977). Dünyann en
büyük ekonomilerinden birine sahip olan Çinde yaptklar aratrmada Yeung ve
Mok, imalat sanayiinde SA 8000 sertifikal pek çok firmada pratiklerin
standartlara uymamasnn sebebini aratrmlardr(2005). letmelerin, sahip
olduklar bu sertifikalarn gereklerine uyup uymadn kontrol eden denetim
mekanizmasnda aksaklklara iaret eden aratrmaclar üç noktaya dikkat
çekmilerdir. 1) Denetçilerin yetkinlii (bilgi eksiklii) 2) Denetçilerin bamszl
(denetledikleri firma ile gelecekte ilikinin sürdürülemeyecei kaygs) 3)
Denetim ziyaretlerinin uzun aralklarla yaplmas ve ksa sürmesi (günlük
ilemleri deerlendiremeyecek kadar ksa sürmesi ve önemli sorunlar kaçrma)
33
(Yeung ve Mok,2005). Bu durumda Çindeki tedarikçi firmalar ile çalan dier
ülke iletmeleri, tedarikçilerinin etik belgelerinin belirli yabanc denetim
kurumlarndan temin edilmesini art komaktadrlar (Yeung ve Mok,2005).
Dünya ülkeleri arasndaki al veriin en önemli belirleyicilerinden olan kar ve
maliyet unsurlarnn rekabette salad avantaj nedeniyle “ucuz üretim”i tercih
eden iletmelerin, etik konusunda daha titiz davranmalar gerekmektedir.
Yukarda izah edildii gibi etik standartlar belgelerine sahip olmak yeterli
olmamakta, güvenilirlii ve uygulamadaki doruluu da uluslararas akredite
olmu denetim kurumlarnca teyit edilmi olmaldr. Bu konuda farkl açlardan
incelemeler yaplmakta, baz vakalarda, tedarikçinin müterisinin davran
hakkndaki algsnn uygulamasn etkiledii anlalmakta (Alchian ve Demsetz,
1972); baz vakalarda ise müterinin tedarikçiyi izleme sklnn, tedarikçinin
uygulamasn etkiledii gözlemlenmektedir (Stump ve Heide, 1996). Ülkeler
aras gelimilik farklar, uluslararas nitelikteki standartlarn uygulanmalarn da
farkl klabilmektedir ve bu nedenle bu belg

Top Related