Download - HALK EDEBİYATI

Transcript
Page 1: HALK EDEBİYATI

HALK EDEBİYATIHALK EDEBİYATI TANIMTANIM

Yazı dili olmayan toplumlarda sözle aktarılan kültür birikimi halk edebiyatını oluşturur. Bütün Yazı dili olmayan toplumlarda sözle aktarılan kültür birikimi halk edebiyatını oluşturur. Bütün toplumlar belli dönemlerde bu tür ürünler vermiştir. Halk edebiyatı gelişmiş toplumlarda da yazılı toplumlar belli dönemlerde bu tür ürünler vermiştir. Halk edebiyatı gelişmiş toplumlarda da yazılı

edebiyatla birlikte varlığını sürdürür. Halk edebiyatının başlıca biçimleri halk şarkısı, halk türküsü, halk edebiyatla birlikte varlığını sürdürür. Halk edebiyatının başlıca biçimleri halk şarkısı, halk türküsü, halk öyküsü, söylenceler, atasözü, bilmeceler ve büyülerdir. öyküsü, söylenceler, atasözü, bilmeceler ve büyülerdir.

TÜRK HALK EDEBİYATITÜRK HALK EDEBİYATI

Türklerin İslam dinini kabul etmelerinden sonra, halk arasında İslam öncesi Türk edebiyatı geleneğinin Türklerin İslam dinini kabul etmelerinden sonra, halk arasında İslam öncesi Türk edebiyatı geleneğinin sürdürülmesiyle gelişen edebiyat türüdür. Türklerin İslam öncesi toplumsal yaşamlarında yönetenler ve sürdürülmesiyle gelişen edebiyat türüdür. Türklerin İslam öncesi toplumsal yaşamlarında yönetenler ve

yönetilenler arasında anlayış, düşünce ve ideal bakımından büyük farklılıklar yoktu. Ozanların sazla yönetilenler arasında anlayış, düşünce ve ideal bakımından büyük farklılıklar yoktu. Ozanların sazla çalarak söyledikleri çalarak söyledikleri aşk ve doğa şiirleriaşk ve doğa şiirleri, , destan ve sagulardestan ve sagular bütün Türklerin duygularına sesleniyordu. bütün Türklerin duygularına sesleniyordu.

      İslamiyet’in kabulünden sonra bu birlik bozuldu. Kentlerde kurulan medreselerde yetişenler       İslamiyet’in kabulünden sonra bu birlik bozuldu. Kentlerde kurulan medreselerde yetişenler kendilerini halktan ayrı tutmaya başladılar. Ayrıca yönetim, siyaset ve askerlik alanındaki etkinlikleri kendilerini halktan ayrı tutmaya başladılar. Ayrıca yönetim, siyaset ve askerlik alanındaki etkinlikleri

nedeniyle bazen devlet ve saray korumasında olan bir sınıf ortaya çıktı. nedeniyle bazen devlet ve saray korumasında olan bir sınıf ortaya çıktı.       Divan Edebiyatı bu kesimden insanların duygu, düşünce ve zevklerini yansıtırken, Halk Edebiyatı       Divan Edebiyatı bu kesimden insanların duygu, düşünce ve zevklerini yansıtırken, Halk Edebiyatı bunların dışındaki kitlelerin beğeni, düşünce ve ideallerini yansıtma aracı oldu. Ama gerçek anlamda bunların dışındaki kitlelerin beğeni, düşünce ve ideallerini yansıtma aracı oldu. Ama gerçek anlamda halk edebiyatı kavramı ancak 2’nci Meşrutiyet’ten sonra yerleşti ve halk geleneklerinin ürünleri olan halk edebiyatı kavramı ancak 2’nci Meşrutiyet’ten sonra yerleşti ve halk geleneklerinin ürünleri olan

yapıtlar bu dönemden sonra "Halk Edebiyatı" olarak adlandırılmaya başlandı. yapıtlar bu dönemden sonra "Halk Edebiyatı" olarak adlandırılmaya başlandı.       Bu yapıtlar, genellikle öğrenim görmemiş köylüler, kasabalılar ya da kentliler ile yeniçeri ve tekke       Bu yapıtlar, genellikle öğrenim görmemiş köylüler, kasabalılar ya da kentliler ile yeniçeri ve tekke çevreleri gibi yine halktan kopmamış zümreler arasında, zaman içinde dinin, tasavvufun, tarikatların ve çevreleri gibi yine halktan kopmamış zümreler arasında, zaman içinde dinin, tasavvufun, tarikatların ve

Divan Edebiyatı’nın etkisiyle değişikliklere uğramış eserlerdir. Divan Edebiyatı’nın etkisiyle değişikliklere uğramış eserlerdir.           

Page 2: HALK EDEBİYATI

İslamiyet’in kabulünden sonra anonim halk edebiyatının temel ürünleri sayılan İslamiyet’in kabulünden sonra anonim halk edebiyatının temel ürünleri sayılan atasözü, destan, masal, bilmece, mani, türkü, ağıt, mesnevi gibi türlerde büyük atasözü, destan, masal, bilmece, mani, türkü, ağıt, mesnevi gibi türlerde büyük gelişme görüldü. Türk Halk Edebiyatı’nın ilk gerçek örnekleri Karahanlılar gelişme görüldü. Türk Halk Edebiyatı’nın ilk gerçek örnekleri Karahanlılar döneminde ortaya çıktı. döneminde ortaya çıktı.       Kaşgarlı Mahmud’un "Divanü Lügati’t Türk" adlı eserindeki manzum örnekler       Kaşgarlı Mahmud’un "Divanü Lügati’t Türk" adlı eserindeki manzum örnekler Türk halk şiirinin temel biçimi olan dörtlüklerle söylenmiş ve genellikle yedili, Türk halk şiirinin temel biçimi olan dörtlüklerle söylenmiş ve genellikle yedili, sekizli ve on ikili hece ölçüleriyle düzenlenmişti. Bu eserde atasözleri de sekizli ve on ikili hece ölçüleriyle düzenlenmişti. Bu eserde atasözleri de bulunuyordu. Yine Karahanlılar döneminde oluşmuş "Satuk Buğra Halk Destanı" bulunuyordu. Yine Karahanlılar döneminde oluşmuş "Satuk Buğra Halk Destanı" ve 11 ve 12’nci yüzyıllarda Türkistan’da Yedisu bölgesinde doğduğu sanılan eski ve 11 ve 12’nci yüzyıllarda Türkistan’da Yedisu bölgesinde doğduğu sanılan eski Türk destanlarından motifler taşıyan Manas Destanı da bu dönem halk edebiyatının Türk destanlarından motifler taşıyan Manas Destanı da bu dönem halk edebiyatının önemli eserleri arasındadır. önemli eserleri arasındadır.

HECEHECE

Türk Halk Edebiyatı nazımda hece ölçüsüne (veznine) dayanır. Bu nedenle hece Türk Halk Edebiyatı nazımda hece ölçüsüne (veznine) dayanır. Bu nedenle hece ölçüsünün tanımlanması gerekir. Hece, tek bir sesli hafrten ya da bu sesli harfin ölçüsünün tanımlanması gerekir. Hece, tek bir sesli hafrten ya da bu sesli harfin başına ya da sonuna gelen bir ya da birden çok sessiz harften oluşan ses öbeğidir. başına ya da sonuna gelen bir ya da birden çok sessiz harften oluşan ses öbeğidir. Örneğin, o, ot, bir, git, kırk gibi. Kapalı ya da engelli denilen heceler sessiz harfle, Örneğin, o, ot, bir, git, kırk gibi. Kapalı ya da engelli denilen heceler sessiz harfle, açık ya da engelsiz heceler sesli harfle biter. açık ya da engelsiz heceler sesli harfle biter.

Page 3: HALK EDEBİYATI

HECE ÖLÇÜSÜ (VEZNİ)HECE ÖLÇÜSÜ (VEZNİ)

Şiirde mısralardaki hece sayısının eşit olmasına dayanan ölçüdür. Türkçe’nin yapısına uygun Şiirde mısralardaki hece sayısının eşit olmasına dayanan ölçüdür. Türkçe’nin yapısına uygun bir ölçüdür. Hecelerin sayısı parmakla sayıldığı için "parmak ölçüsü" adıyla da bilinir. bir ölçüdür. Hecelerin sayısı parmakla sayıldığı için "parmak ölçüsü" adıyla da bilinir. Türkçe’de heceler uzunluk kısalık bakımından hemen hemen aynı değerdedir. Bu yapısal Türkçe’de heceler uzunluk kısalık bakımından hemen hemen aynı değerdedir. Bu yapısal özellik şiirde hece ölçüsünün kolayca kullanılmasına imkan verir. İlk yazılı Türk edebiyatının özellik şiirde hece ölçüsünün kolayca kullanılmasına imkan verir. İlk yazılı Türk edebiyatının ürünleri olarak bilinen Göktürk Yazıtları’nda şiir bulunmamasına rağmen şiirsel özellikler ürünleri olarak bilinen Göktürk Yazıtları’nda şiir bulunmamasına rağmen şiirsel özellikler taşıyan ve hece ölçüsüne uyan bölümler vardır. Kaşgarlı Mahmud’un Divanü Lugati’t Türk taşıyan ve hece ölçüsüne uyan bölümler vardır. Kaşgarlı Mahmud’un Divanü Lugati’t Türk eserindeki şiirler de hece ölçüsüyle yazılmışlardır. Türklerin İslamiyet’i kabulünden sonra eserindeki şiirler de hece ölçüsüyle yazılmışlardır. Türklerin İslamiyet’i kabulünden sonra divan edebiyatı ve aruz ölçüsünün yaygınlaşması hece ölçüsünün yalnızca tekke ve aşık divan edebiyatı ve aruz ölçüsünün yaygınlaşması hece ölçüsünün yalnızca tekke ve aşık edebiyatına özgü bir ölçü olmasına yol açtı. edebiyatına özgü bir ölçü olmasına yol açtı.       Hece ölçüsünde kalıbı dizelerdeki hecelerin sayısı belirler. Her dizesinde 11 hece bulunan       Hece ölçüsünde kalıbı dizelerdeki hecelerin sayısı belirler. Her dizesinde 11 hece bulunan bir şiirin kalıbı "11’li hece ölçüsü" olarak gösterilir. Bir hecenin belli bölümlere ayrılmasına bir şiirin kalıbı "11’li hece ölçüsü" olarak gösterilir. Bir hecenin belli bölümlere ayrılmasına "durgulanma", bu bölümlerin okuma sırasında hafifçe durularak vurgulanan yerlerine de "durgulanma", bu bölümlerin okuma sırasında hafifçe durularak vurgulanan yerlerine de "durak" denir. Kalıplar 2’liden başlayarak 20’lilere kadar çıkar. Az heceli, yani 2’liden 6’lıya "durak" denir. Kalıplar 2’liden başlayarak 20’lilere kadar çıkar. Az heceli, yani 2’liden 6’lıya kadar kalıplar tekerleme, atasözü, bilmece gibi ürünlerin şiirsel parçalarında uyum öğesi kadar kalıplar tekerleme, atasözü, bilmece gibi ürünlerin şiirsel parçalarında uyum öğesi olarak yer alır. Bu tür kısa kalıpların durakları dizenin sonundadır. olarak yer alır. Bu tür kısa kalıpların durakları dizenin sonundadır.       Hece ölçüsünde durağın önemi büyüktür. Bir kalıp en az 2, en çok 5 duraklı olabilir. Bir       Hece ölçüsünde durağın önemi büyüktür. Bir kalıp en az 2, en çok 5 duraklı olabilir. Bir durakta bulunan hece sayısı ise 1 ile 10 arasında değişir. Hece kalıpları duraklar ve durakta bulunan hece sayısı ise 1 ile 10 arasında değişir. Hece kalıpları duraklar ve duraklardaki hece sayıları bakımından bölümlenir. Bu kalıplar içinde en çok kullanılanlar duraklardaki hece sayıları bakımından bölümlenir. Bu kalıplar içinde en çok kullanılanlar 7’li, 8’li, 11’li ve 14’lü olanlardır. 7’li ölçü daha çok mani türünde kullanılmıştır. 8’li kalıp 7’li, 8’li, 11’li ve 14’lü olanlardır. 7’li ölçü daha çok mani türünde kullanılmıştır. 8’li kalıp semai, varsağı, destan ve türkülerin ölçüsüdür. 11’li ölçü ise başta koşma ve destan olmak semai, varsağı, destan ve türkülerin ölçüsüdür. 11’li ölçü ise başta koşma ve destan olmak üzere aşık ve tekke debiyatı şiirlerinde kullanılmıştır. 14’lü hece ölçüsüne ise daha çok tekke üzere aşık ve tekke debiyatı şiirlerinde kullanılmıştır. 14’lü hece ölçüsüne ise daha çok tekke şiiri ve çağdaş Türk şiirinde rastlanır şiiri ve çağdaş Türk şiirinde rastlanır

Page 4: HALK EDEBİYATI

Tasavvuf ya da tekke edebiyatıTasavvuf ya da tekke edebiyatı

Halk edebiyatının "tasavvufi halk edebiyatı" ya da "tekke edebiyatı" Halk edebiyatının "tasavvufi halk edebiyatı" ya da "tekke edebiyatı" denilen türü 12’nci yüzyılda Ahmed Yesevi ile başladı. Ama denilen türü 12’nci yüzyılda Ahmed Yesevi ile başladı. Ama Anadolu’nun bu alandaki ilk ve en büyük şairi Yunus Emre’dir. Anadolu’nun bu alandaki ilk ve en büyük şairi Yunus Emre’dir. Anadolu’da 19'uncu yüzyıla değin çeşitli tarikatlarla gelişen bu Anadolu’da 19'uncu yüzyıla değin çeşitli tarikatlarla gelişen bu edebiyat geleneğinin sürmesinde en önemli rolü Alevi-Bektaşi ve edebiyat geleneğinin sürmesinde en önemli rolü Alevi-Bektaşi ve Melami-Hamzavi şairler oynadı. Melami-Hamzavi şairler oynadı.       Tekke edebiyatı şairleri, yalın bir dille, hece ölçüsüyle ya da       Tekke edebiyatı şairleri, yalın bir dille, hece ölçüsüyle ya da aruzun heceye yakın yalın kalıplarıyla şiirler yazdılar. Tekke şiirinin aruzun heceye yakın yalın kalıplarıyla şiirler yazdılar. Tekke şiirinin genel adı, özel bestelerle okunan ve tarikatlara göre değişik isimlerle genel adı, özel bestelerle okunan ve tarikatlara göre değişik isimlerle anılan ilahilerdi. Nazım birimi dörtlüktü. Ama gazel biçimde yazılmış anılan ilahilerdi. Nazım birimi dörtlüktü. Ama gazel biçimde yazılmış ilahiler de vardır. Bu edebiyatın düzyazı biçimini ise evliya ilahiler de vardır. Bu edebiyatın düzyazı biçimini ise evliya menkıbeleri, efsaneler, masallar, fıkralar ve tarikat büyüklerinin menkıbeleri, efsaneler, masallar, fıkralar ve tarikat büyüklerinin yaşamlarını konu alan yapıtlar oluşturur. yaşamlarını konu alan yapıtlar oluşturur.

Page 5: HALK EDEBİYATI

Âşık edebiyatıÂşık edebiyatı

Halk edebiyatının aşık adı verilen halk sanatçılarının Halk edebiyatının aşık adı verilen halk sanatçılarının ürünlerinden oluşan ve 16’ncı yüzyılın başlarında ortaya ürünlerinden oluşan ve 16’ncı yüzyılın başlarında ortaya çıkan "aşık edebiyatı" türünde ise söz ve müzik birbirini çıkan "aşık edebiyatı" türünde ise söz ve müzik birbirini tamamlayan iki unsurdur. Günümüzde varlıklarını sürdüren tamamlayan iki unsurdur. Günümüzde varlıklarını sürdüren aşıklar, bir yandan eski destan geleneğini yaşatırken, bir aşıklar, bir yandan eski destan geleneğini yaşatırken, bir yandan da doğaçlama aşk şiirleri söyler, başka sanatçıların yandan da doğaçlama aşk şiirleri söyler, başka sanatçıların ürünlerini yayar, çeşitli törenlerde bir eğlence unsuru olarak ürünlerini yayar, çeşitli törenlerde bir eğlence unsuru olarak yer alırlar. Aşık şiirinin nazım biçimi de dörtlük olmakla yer alırlar. Aşık şiirinin nazım biçimi de dörtlük olmakla birlikte dize sayısı çoğalıp azalabilir. birlikte dize sayısı çoğalıp azalabilir.       Bu edebiyatın başlıca türleri destan, güzelleme, taşlama,       Bu edebiyatın başlıca türleri destan, güzelleme, taşlama, koçaklama, ağıt ve muammadır. Genellikle yalın ve koçaklama, ağıt ve muammadır. Genellikle yalın ve yapmacıksız bir dil kullanılan aşık şiirinde yinelemeler, boş yapmacıksız bir dil kullanılan aşık şiirinde yinelemeler, boş tekerlemeler, ölçü ve uyak tutturmada kolaylık sağlayan tekerlemeler, ölçü ve uyak tutturmada kolaylık sağlayan yakıştırmalar bulunur. yakıştırmalar bulunur.

Page 6: HALK EDEBİYATI

AşıklarımızAşıklarımız

Aşık edebiyatının en büyük şairleri 16 ve 17’nci yüzyılda Aşık edebiyatının en büyük şairleri 16 ve 17’nci yüzyılda yetişti. Bunlar arasında Aşık Ömer, Gevheri, Katibi, yetişti. Bunlar arasında Aşık Ömer, Gevheri, Katibi, Kayıkçı Kul Mustafa, Şahinoğlu, Katip Ali, Karacaoğlan, Kayıkçı Kul Mustafa, Şahinoğlu, Katip Ali, Karacaoğlan, Üsküdari, Aşık Halil, Aşık Ali, Aşık Mehmed sayılabilir. Üsküdari, Aşık Halil, Aşık Ali, Aşık Mehmed sayılabilir. 18’inci yüzyılın aşık şairleri arasında ise Kabasakal 18’inci yüzyılın aşık şairleri arasında ise Kabasakal Mehmed, Levni, Kıymeti, Mecnuni ve Nuri sayılabilir. Mehmed, Levni, Kıymeti, Mecnuni ve Nuri sayılabilir. Bayburtlu Zihni, Dertli, Seyrani, Tokatlı Nuri, Erzurumlu Bayburtlu Zihni, Dertli, Seyrani, Tokatlı Nuri, Erzurumlu Emrah, Ruhsati, Sümmani, Celali, Muhibbi, Dadaloğlu, Emrah, Ruhsati, Sümmani, Celali, Muhibbi, Dadaloğlu, Beyoğlu, Seyyit Osman 19’uncu yüzyılan aşık şairleridir. Beyoğlu, Seyyit Osman 19’uncu yüzyılan aşık şairleridir. 20'nci yüzyılda ise sönmeye yüz tutan aşık edebiyatı 20'nci yüzyılda ise sönmeye yüz tutan aşık edebiyatı Mazlumi, Kahraman, İrşadi, Mesleki, Talibi, Karamanlı Mazlumi, Kahraman, İrşadi, Mesleki, Talibi, Karamanlı Gufrani, Aşık Ali İzzet ve Aşık Veysel gibi şairlerle bir Gufrani, Aşık Ali İzzet ve Aşık Veysel gibi şairlerle bir gelenek olarak varlığını sürdürdü. gelenek olarak varlığını sürdürdü.

Page 7: HALK EDEBİYATI

Halk edebiyatında düzyazıHalk edebiyatında düzyazı

Türk Halk Edebiyatı’nın düzyazı alanındaki öyküler, Türk, Türk Halk Edebiyatı’nın düzyazı alanındaki öyküler, Türk, Arap ve İran-Hint kaynaklı olmak üzere 3 grupta toplanır. Arap ve İran-Hint kaynaklı olmak üzere 3 grupta toplanır. Türk kaynaklı öyküler arasında Dede Korkut, Köroğlu, Türk kaynaklı öyküler arasında Dede Korkut, Köroğlu, Danişmendname gibi serüven-kahramanlık öyküleri, Kerem Danişmendname gibi serüven-kahramanlık öyküleri, Kerem ile Aslı, Aşık Garip, Karacaoğlan ile İsmigan Sultan, Emrah ile Aslı, Aşık Garip, Karacaoğlan ile İsmigan Sultan, Emrah ile Selvihan gibi aşıkların yaşam öyküleri çevresinde gelişen ile Selvihan gibi aşıkların yaşam öyküleri çevresinde gelişen öyküler yer alır. Doğu Anadolu’da kaside adı verilen küçük öyküler yer alır. Doğu Anadolu’da kaside adı verilen küçük öyküler, Güney Anadolu’da bozlaklar, meddah öyküleri ve öyküler, Güney Anadolu’da bozlaklar, meddah öyküleri ve Nasreddin Hoca fıkraları da halk edebiyatının düz yazı Nasreddin Hoca fıkraları da halk edebiyatının düz yazı örneklerindendir. Yusuf ü Züleyha, Ebu Müslim, örneklerindendir. Yusuf ü Züleyha, Ebu Müslim, Battalname, Leyla ile Mecnun da Arap kaynaklı öykülerin Battalname, Leyla ile Mecnun da Arap kaynaklı öykülerin en yaygın olanları ve bilinenleridir. Hint-İran kaynaklı en yaygın olanları ve bilinenleridir. Hint-İran kaynaklı öykülerin en ünlüleri arasında Ferhat ili Şirin ve Kelile ve öykülerin en ünlüleri arasında Ferhat ili Şirin ve Kelile ve Dimne sayılır. Dimne sayılır.

Page 8: HALK EDEBİYATI

TÜRLERTÜRLER

Düzyazı türleriDüzyazı türleri

DestanDestan

Kahramanlarının olağanüstü eylemlerini coşkulu, törensel bir üslupla anlatan ve Kahramanlarının olağanüstü eylemlerini coşkulu, törensel bir üslupla anlatan ve genellikle birkaç bölümden oluşan manzum yapıtlardır. Destanlar ve destansı genellikle birkaç bölümden oluşan manzum yapıtlardır. Destanlar ve destansı öyküler ilkçağlardan beri dünyanın her yerinde gelenekleri sonraki kuşaklara öyküler ilkçağlardan beri dünyanın her yerinde gelenekleri sonraki kuşaklara aktarmak için kollektif olarak yaratılmış edebi biçimlerdir. Halk edebiyatında aktarmak için kollektif olarak yaratılmış edebi biçimlerdir. Halk edebiyatında Yaradılış Destanı, Karahanlılar döneminde oluşmuş "Satuk Buğra Halk Destanı", Yaradılış Destanı, Karahanlılar döneminde oluşmuş "Satuk Buğra Halk Destanı", 11 ve 12’nci yüzyıllarda Türkistan’da Yedisu bölgesinde doğduğu sanılan Manas 11 ve 12’nci yüzyıllarda Türkistan’da Yedisu bölgesinde doğduğu sanılan Manas Destanı, Oğuz Kaan Destanı, Dede Korkut Kitabı, Cengiz Han Destanı, Timur Destanı, Oğuz Kaan Destanı, Dede Korkut Kitabı, Cengiz Han Destanı, Timur Destanı, Danişmend Gazi Destanı ve Battal Gazi gibi destanlar günümüzde bile Destanı, Danişmend Gazi Destanı ve Battal Gazi gibi destanlar günümüzde bile bilinirler. bilinirler.

Kahramanlık öyküleriKahramanlık öyküleri

Soylu savaşçıların ve hükümdarların kahramanlıklarını dramatik bir üslupla Soylu savaşçıların ve hükümdarların kahramanlıklarını dramatik bir üslupla işleyen öykülerdir. Konuları, bakış açıları ve üsluplarıyla kahramanlı şiirinin işleyen öykülerdir. Konuları, bakış açıları ve üsluplarıyla kahramanlı şiirinin düzyazıdaki karşılığıdır. Sözlü ve yazılı olabilirler. Anlatılmak üzere düzyazıdaki karşılığıdır. Sözlü ve yazılı olabilirler. Anlatılmak üzere üretilmişlerdir. Bu tür öykülerde sözlü gelenekteki birçok kalıp kullanılır. Türk üretilmişlerdir. Bu tür öykülerde sözlü gelenekteki birçok kalıp kullanılır. Türk Edebiyatı'nda bu tür öykülere sık rastlanır. Sözlü gelenekteki destanların yanı sıra Edebiyatı'nda bu tür öykülere sık rastlanır. Sözlü gelenekteki destanların yanı sıra Hazreti Muhammed’in zaferleri, Hazreti Ali’nin devlerle çarpışması ve inanılmaz Hazreti Muhammed’in zaferleri, Hazreti Ali’nin devlerle çarpışması ve inanılmaz kahramanlıkları konu alan halk öyküleri vardır. kahramanlıkları konu alan halk öyküleri vardır.

Page 9: HALK EDEBİYATI

MasalMasal

Hayal ürünü olan, bilinmeyen bir zamanda geçen, anlatılanlara inandırmak iddiası Hayal ürünü olan, bilinmeyen bir zamanda geçen, anlatılanlara inandırmak iddiası bulunmayan anlatım türüdür. Dinleyicinin dikkatini masalda toplayabilmek için bulunmayan anlatım türüdür. Dinleyicinin dikkatini masalda toplayabilmek için masalın başında, sonunda ve bazen uygun görülen yerlerde masal tekerlemeleri masalın başında, sonunda ve bazen uygun görülen yerlerde masal tekerlemeleri söylenmektedir. söylenmektedir.

HikayeHikaye

Kaynağını gerçek yaşamdan alan, anlatıya sazın-ezginin eşlik ettiği, ses ve Kaynağını gerçek yaşamdan alan, anlatıya sazın-ezginin eşlik ettiği, ses ve mimiklerin kullanıldığı uzun soluklu anlatım türüdür. Boyutları açısından ikiye mimiklerin kullanıldığı uzun soluklu anlatım türüdür. Boyutları açısından ikiye ayrılırlar: 1. Efsaneden, masaldan ya da gerçek yaşamdan alınmış, bir tek olay ayrılırlar: 1. Efsaneden, masaldan ya da gerçek yaşamdan alınmış, bir tek olay çevresinde geçen yapısı basit, kısa hikâyelerdir. Türküleriyle birlikte en çok iki çevresinde geçen yapısı basit, kısa hikâyelerdir. Türküleriyle birlikte en çok iki saatlik anlatma süresi vardır. 2. Daha çok kalabalık kişileri, birbiri ardından gelen saatlik anlatma süresi vardır. 2. Daha çok kalabalık kişileri, birbiri ardından gelen beklenmedik durumları ve bunun sonucu olarak da az çok çapraşıklaşan olayları beklenmedik durumları ve bunun sonucu olarak da az çok çapraşıklaşan olayları birbirine ekleyerek anlatıya uzun bir süre sağlayan hikâyeler. Bu hikâyeler 1-7 gece birbirine ekleyerek anlatıya uzun bir süre sağlayan hikâyeler. Bu hikâyeler 1-7 gece devam edebilir. devam edebilir.

Evliya menkıbesiEvliya menkıbesi

Bu türün geniş açıklaması için www.edebiyatturk.net "divan edebiyatı" bölümüne Bu türün geniş açıklaması için www.edebiyatturk.net "divan edebiyatı" bölümüne başvurabilirsiniz. başvurabilirsiniz.

Page 10: HALK EDEBİYATI

Halk öyküsüHalk öyküsü

Geleneksel bir içeriği olan, kuşaktan kuşağa sözlü olarak aktarılan öykülerdir. Geleneksel bir içeriği olan, kuşaktan kuşağa sözlü olarak aktarılan öykülerdir. Söylencelerle halk öyküleri arasında kesin bir ayırım yoktur. Kimi öyküler söylence Söylencelerle halk öyküleri arasında kesin bir ayırım yoktur. Kimi öyküler söylence olarak gelişmiş, aktarılmıştır. Çeşitli öykü türlerinde belli motifler, örneğin olarak gelişmiş, aktarılmıştır. Çeşitli öykü türlerinde belli motifler, örneğin hayvanlar, sınamalar, belli kalıp olaylar yer alır. Halk öykülerinin başlıca türleri hayvanlar, sınamalar, belli kalıp olaylar yer alır. Halk öykülerinin başlıca türleri masallar, efsaneler, dini kişilerle ilgili anlatılanlar, hayvan öyküleri, kahramanlık masallar, efsaneler, dini kişilerle ilgili anlatılanlar, hayvan öyküleri, kahramanlık öyküleri ve fıkralardır. öyküleri ve fıkralardır.

FıkraFıkra

Yaşamsal olaylardan hareketle anlatılan, anlatılanlardan bir sonuç çıkarma Yaşamsal olaylardan hareketle anlatılan, anlatılanlardan bir sonuç çıkarma amacında olan, nükte, hiciv, mizah unsuru barındıran kısa sözlü ürünlerdir. amacında olan, nükte, hiciv, mizah unsuru barındıran kısa sözlü ürünlerdir.

AtasözüAtasözü

Atalarımızdan günümüze kadar ulaşan, belirli bir yargı içeren, söyleyeni belli Atalarımızdan günümüze kadar ulaşan, belirli bir yargı içeren, söyleyeni belli olmayan düz konuşma içinde kullanılan sözlerdir. olmayan düz konuşma içinde kullanılan sözlerdir.

DeyimlerDeyimler

Asıl anlamlarından uzaklaşarak yeni kavramlar meydana getiren kalıplaşmış Asıl anlamlarından uzaklaşarak yeni kavramlar meydana getiren kalıplaşmış sözlerdir. İki veya daha çok kelimeden kurulu bir çeşit dil ifadesi olan bu sözler, sözlerdir. İki veya daha çok kelimeden kurulu bir çeşit dil ifadesi olan bu sözler, duygu ve düşüncelerimizi dikkati çekecek biçimde anlatan isim, sıfat, zarf, basit ve duygu ve düşüncelerimizi dikkati çekecek biçimde anlatan isim, sıfat, zarf, basit ve birleşik fiil görünüşlü gramer unsurlarıdır. birleşik fiil görünüşlü gramer unsurlarıdır.

Page 11: HALK EDEBİYATI

NAZIM TÜRLERİNAZIM TÜRLERİ

Kahramanlık şiirleriKahramanlık şiirleri

Yine soylu savaşçılarla, hükümdarların kahramanlıklarını ağırbaşlı, yüce, dramatik Yine soylu savaşçılarla, hükümdarların kahramanlıklarını ağırbaşlı, yüce, dramatik bir üslupla, belirli biçimsel kurallara bağlı kalarak anlatan şiirlerdir. Genellikle tek bir üslupla, belirli biçimsel kurallara bağlı kalarak anlatan şiirlerdir. Genellikle tek tip çalgı eşliğinde okunur ya da hal şarkısı olarak söylenirler. Halk ozanlarının tip çalgı eşliğinde okunur ya da hal şarkısı olarak söylenirler. Halk ozanlarının yapıtları aracılığıyla kuşaktan kuşağa nakledilirler. Halk edebiyatında yiğitlik, yurt yapıtları aracılığıyla kuşaktan kuşağa nakledilirler. Halk edebiyatında yiğitlik, yurt sevgisi gibi konuları ya da tarihsel olayları coşkulu bir anlatımla işleyen sevgisi gibi konuları ya da tarihsel olayları coşkulu bir anlatımla işleyen kahramanlık şiirleri vardır. Şiir, destan ve koçaklama türünde yazılmışlardır. kahramanlık şiirleri vardır. Şiir, destan ve koçaklama türünde yazılmışlardır.

Halk şarkısıHalk şarkısı

En eski halk edebiyatı biçimlerinden biridir. Sözlü gelenek içinde yaşayan, daha çok En eski halk edebiyatı biçimlerinden biridir. Sözlü gelenek içinde yaşayan, daha çok duyarak, yani kulaktan öğrenilen ve alilerle sınırlı toplumsal gruplar içinde yayılan duyarak, yani kulaktan öğrenilen ve alilerle sınırlı toplumsal gruplar içinde yayılan şarkılardır. En belirgin özelliği, günlük yaşamdaki etkinliklerle yakın ilişkili şarkılardır. En belirgin özelliği, günlük yaşamdaki etkinliklerle yakın ilişkili olmasıdır. Köylerde bu tür etkinlikler ekin, hasat, harman, iplik eğirme, dokuma, olmasıdır. Köylerde bu tür etkinlikler ekin, hasat, harman, iplik eğirme, dokuma, bebek uyutma, içki, oyun oynama gibi etkinliklerdir. Halk şarkılarının haber ve bebek uyutma, içki, oyun oynama gibi etkinliklerdir. Halk şarkılarının haber ve dedikodu iletmek, yerel tarihle, aile kütüklerini belgelemek, bir topluluğun bilgi ve dedikodu iletmek, yerel tarihle, aile kütüklerini belgelemek, bir topluluğun bilgi ve edebiyat birikimini korumak, sürdürmek gibi işlevleri de vardır. edebiyat birikimini korumak, sürdürmek gibi işlevleri de vardır.

Page 12: HALK EDEBİYATI

KoşmaKoşma

Halk edebiyatımızda doğa, aşk, ölüm, ayrılık, yiğitlik, Halk edebiyatımızda doğa, aşk, ölüm, ayrılık, yiğitlik, toplumsal olaylar gibi konuların işlendiği en sık kullanılan toplumsal olaylar gibi konuların işlendiği en sık kullanılan şiir türü. Dörder dizelik bendlerden oluşur. Bend sayısı şiir türü. Dörder dizelik bendlerden oluşur. Bend sayısı genellikle 3, 5 arasındadır. Hece ölçüsünün 6+5 veya genellikle 3, 5 arasındadır. Hece ölçüsünün 6+5 veya 4+4+3 duraklı 11’li kalıbıyla yazılır. Şair koşmanın son 4+4+3 duraklı 11’li kalıbıyla yazılır. Şair koşmanın son bendinde ismini ya da mahlasını söyler. Koşmalar dile bendinde ismini ya da mahlasını söyler. Koşmalar dile gitirilen duygular ve söylenişlerine göre koçaklama, gitirilen duygular ve söylenişlerine göre koçaklama, güzelleme, taşlama, ağıt gibi isimler alır. Karşılıklı güzelleme, taşlama, ağıt gibi isimler alır. Karşılıklı konuşma şeklinde yani "dedim" "dedi" diye başlayan konuşma şeklinde yani "dedim" "dedi" diye başlayan dizelerle de söylenebilir. Bu tür koşmalara "mürâcaa" ismi dizelerle de söylenebilir. Bu tür koşmalara "mürâcaa" ismi verilir. Bütün kafiyeleri cinaslı olan koşmalara "tecnis" verilir. Bütün kafiyeleri cinaslı olan koşmalara "tecnis" denir. denir.

Page 13: HALK EDEBİYATI

ÖRNEK KOŞMA: KaracaoğlanÖRNEK KOŞMA: Karacaoğlan

ÖRNEK MÜRÂCAA KOŞMA: Kul NesimiÖRNEK MÜRÂCAA KOŞMA: Kul Nesimi

ÖRNEK TECNİS KOŞMA:ÖRNEK TECNİS KOŞMA:

Derd-i dilim arttı yârimin derdim Derd-i dilim arttı yârimin derdim Seksende doksanda yüzde seyr eyle Seksende doksanda yüzde seyr eyle Gonca güllerini yârimin derdim Gonca güllerini yârimin derdim Gerdanda dudakta yüzde seyr eyle Gerdanda dudakta yüzde seyr eyle

Sel gelince yıkılırmış yar dedim Sel gelince yıkılırmış yar dedim Al hançeri vur sineye yâr dedim Al hançeri vur sineye yâr dedim Yeter cevr ü cefa etme yâr dedim Yeter cevr ü cefa etme yâr dedim Cism ü bedenimi yüz de seyr eyle Cism ü bedenimi yüz de seyr eyle

Çeşmîyâ bin gazel yazdım dîvâne Çeşmîyâ bin gazel yazdım dîvâne El bağladım yâre durdum dîvâne El bağladım yâre durdum dîvâne Dedi var yıkıl git behey dîvâne Dedi var yıkıl git behey dîvâne Aşkın deryasında yüz de seyr eyle Aşkın deryasında yüz de seyr eyle

Page 14: HALK EDEBİYATI

ÇeşmiÇeşmi

Koşmalar ezgilerine göre ve yapılarına göre olmak üzere ikiye ayrılır. Koşmalar ezgilerine göre ve yapılarına göre olmak üzere ikiye ayrılır. Ezgilerine göre koşmalar:Ezgilerine göre koşmalar: Özel bir zegiyle okunurlar ve hece sayısı dikkate Özel bir zegiyle okunurlar ve hece sayısı dikkate alınmaz. Ankara koşması, Acem koşması, Kerem, kesik Kerem, Gevherî, alınmaz. Ankara koşması, Acem koşması, Kerem, kesik Kerem, Gevherî, Sümmâni koşması gibi. Sümmâni koşması gibi. Yapılarına göre koşmalar:Yapılarına göre koşmalar: Koşmalar yapılarına göre 7’ye ayrılır. Koşmalar yapılarına göre 7’ye ayrılır. Düz koşma:Düz koşma: Âşık edebiyatında en sık kullanılar tür. Adi koşma olarak da Âşık edebiyatında en sık kullanılar tür. Adi koşma olarak da adlandırılır. adlandırılır. Yedekli koşma:Yedekli koşma: İki şekli vardır. İlki koşma-mani halidir. Koşma bendlerinin İki şekli vardır. İlki koşma-mani halidir. Koşma bendlerinin arasına aynı kafiyede bir bayati bendi ya da 7 heceli bend girer. İkincisi yedekli arasına aynı kafiyede bir bayati bendi ya da 7 heceli bend girer. İkincisi yedekli 5’li koşma diye adlandırılır. 8’li hece ölçüsüyle yazılır. İlk bend 5, ikinci ve 5’li koşma diye adlandırılır. 8’li hece ölçüsüyle yazılır. İlk bend 5, ikinci ve yedek sayılan bend 4 dizelidir. yedek sayılan bend 4 dizelidir.

ÖRNEK KOŞMA-MANİ: ZülalîÖRNEK KOŞMA-MANİ: Zülalî

Musammat koşma:Musammat koşma: Divan edebiyatındaki musammat gazele benzer. İç kafiyeli Divan edebiyatındaki musammat gazele benzer. İç kafiyeli koşmalardır. Her dizenin birinci ve ikinci kısımları kafiyelidir. 6+5 duraklı koşmalardır. Her dizenin birinci ve ikinci kısımları kafiyelidir. 6+5 duraklı kalıpla yazılır. kalıpla yazılır.

ÖRNEK MUSAMMAT KOŞMA: MiratîÖRNEK MUSAMMAT KOŞMA: Miratî

Page 15: HALK EDEBİYATI

Ayaklı koşma:Ayaklı koşma: İlk bendin dize sonlarına, diğer bendlerin ise sadece İlk bendin dize sonlarına, diğer bendlerin ise sadece son dizelerine ziyade eklenerek oluşturulur. Ziyadeler 5 hecelidir. son dizelerine ziyade eklenerek oluşturulur. Ziyadeler 5 hecelidir. Genellikle musammat koşma şeklinde yazıldıklarından musammat Genellikle musammat koşma şeklinde yazıldıklarından musammat ayaklı koşma da denir. ayaklı koşma da denir.

ÖRNEK AYAKLI KOŞMA: GedâyîÖRNEK AYAKLI KOŞMA: Gedâyî

Zincirleme koşma:Zincirleme koşma: Bendlerinin dördüncü dizesinin kafiyesi bir Bendlerinin dördüncü dizesinin kafiyesi bir sonraki bendin ilk dizesinin başında tekrarlanan koşmalardır. sonraki bendin ilk dizesinin başında tekrarlanan koşmalardır. Genellikle destanlarda kullanılır. Genellikle destanlarda kullanılır.

ÖRNEK ZİNCİRLEME KOŞMA: ZülalîÖRNEK ZİNCİRLEME KOŞMA: Zülalî

Zincirleme ayaklı koşma:Zincirleme ayaklı koşma: Zincirleme koşmalara ziyadeler eklenerek Zincirleme koşmalara ziyadeler eklenerek yazılır. yazılır. Koşma şarkı: Her bendinin dördüncü dizelere aynı olan kavuştaklı Koşma şarkı: Her bendinin dördüncü dizelere aynı olan kavuştaklı koşmalardır. koşmalardır.

Page 16: HALK EDEBİYATI

TürküTürkü

Türkiye’nin sözlü geleneğinde, bir ezgi ile söylenen halk şiirinin her çeşidini göstermek için Türkiye’nin sözlü geleneğinde, bir ezgi ile söylenen halk şiirinin her çeşidini göstermek için en çok kullanılan ad "türkü"dür. Özel durumlarda ya da ezginin, sözlerin çeşitlemesine göre en çok kullanılan ad "türkü"dür. Özel durumlarda ya da ezginin, sözlerin çeşitlemesine göre ninni, ağıt, deyiş, hava adları da kullanılmaktadır. Türk halk edebiyatı nazım şekli ve türüdür. ninni, ağıt, deyiş, hava adları da kullanılmaktadır. Türk halk edebiyatı nazım şekli ve türüdür. Ezgisi yönüyle diğer halk şiiri türlerinden ayrılır. Türküler genellikle anonimdir. İsimleri Ezgisi yönüyle diğer halk şiiri türlerinden ayrılır. Türküler genellikle anonimdir. İsimleri bilinen saz şairlerinin söyledikleri de giderek halka mal olmuştur. İlk türkü söyleme "Türkü bilinen saz şairlerinin söyledikleri de giderek halka mal olmuştur. İlk türkü söyleme "Türkü yakmak" diye anılır. Türkü adı Türk sözcüğüne Arapça "ı" eki eklenmesiyle ortaya çıkmıştır. yakmak" diye anılır. Türkü adı Türk sözcüğüne Arapça "ı" eki eklenmesiyle ortaya çıkmıştır. "Türk’e özge" anlamına gelir. "Türk’e özge" anlamına gelir.       Türkü, Türk halk şiirinin en eski türlerindendir. Bu kelime ilk defa XV. Yüzyılda Doğu       Türkü, Türk halk şiirinin en eski türlerindendir. Bu kelime ilk defa XV. Yüzyılda Doğu Türkleri tarafından kullanılmıştır. Hikmet Dizdaroğlu, Anadolu’da türkünün ilk örneğini Türkleri tarafından kullanılmıştır. Hikmet Dizdaroğlu, Anadolu’da türkünün ilk örneğini Öksüz Dede’nin verdiğini belirtir. Türküler genellikle hece vezninin 7, 8 ve 11’li kalıplarıyla Öksüz Dede’nin verdiğini belirtir. Türküler genellikle hece vezninin 7, 8 ve 11’li kalıplarıyla kıtalar halinde söylenir. Her kıta türkünün asıl sözlerinin bulunduğu bend ile nakarattan kıtalar halinde söylenir. Her kıta türkünün asıl sözlerinin bulunduğu bend ile nakarattan meydana gelir. Nakarat her bendin sonunda tekrarlanır. Bu kısım bağlama veya kavuştak diye meydana gelir. Nakarat her bendin sonunda tekrarlanır. Bu kısım bağlama veya kavuştak diye de bilinir. Türküleri kesin ayrıma sokmak güçtür. Bir yörede yakılan türkü diğer bir yöreye de bilinir. Türküleri kesin ayrıma sokmak güçtür. Bir yörede yakılan türkü diğer bir yöreye şekli ve söyleniş biçimi değişerek geçebilir. Türküler ezgilerine, konularına ve yapılarına şekli ve söyleniş biçimi değişerek geçebilir. Türküler ezgilerine, konularına ve yapılarına göre ayrılır. göre ayrılır. 1. 1. Ezgilerine Göre TürkülerEzgilerine Göre Türküler a. Usulsüzler: Uzun havalardır. Divan, koşma, hoyrat gibi çeşitlere ayrılır. a. Usulsüzler: Uzun havalardır. Divan, koşma, hoyrat gibi çeşitlere ayrılır. b. Usullüler: Oyun havalarıdır. Bu türe Konya’da oturak, Urfa’da kırık denilir. b. Usullüler: Oyun havalarıdır. Bu türe Konya’da oturak, Urfa’da kırık denilir. 2. 2. Konularına Göre Türküler:Konularına Göre Türküler: Ninniler ve çocuk türküleri, tabiat üzerine türküler, aşk türküleri, kahramanlık türküleri, Ninniler ve çocuk türküleri, tabiat üzerine türküler, aşk türküleri, kahramanlık türküleri, askerlik türküleri, tören türküleri, iş türküleri, eşkıya türküleri, acıklı olaylarla ilgili türküler, askerlik türküleri, tören türküleri, iş türküleri, eşkıya türküleri, acıklı olaylarla ilgili türküler, güldürücü türküler, karşılıklı söylenen türküler, oyun türküleri, ağıtlar. güldürücü türküler, karşılıklı söylenen türküler, oyun türküleri, ağıtlar. 3. 3. Yapılarına Göre Türküler:Yapılarına Göre Türküler: a. Mani kıt’alarından kurulu türküler: Birbirleriyle ilgili konularda söylenmiş manilerin a. Mani kıt’alarından kurulu türküler: Birbirleriyle ilgili konularda söylenmiş manilerin sıralanarak ezgiyle okunmasından meydana gelir. sıralanarak ezgiyle okunmasından meydana gelir. b. Dörtlüklerle kurulu türküler. b. Dörtlüklerle kurulu türküler.

Page 17: HALK EDEBİYATI

ÖRNEK:ÖRNEK:

HAVADA BULUTHAVADA BULUT

Havada bulut yok bu ne dumandır Havada bulut yok bu ne dumandır Mahlede ölüm yok bu ne figandır Mahlede ölüm yok bu ne figandır Adı Yemen’dir gülü çemendir Adı Yemen’dir gülü çemendir Giden gelmiyor acep nedendir Giden gelmiyor acep nedendir

Burası Muş’tur yolu yokuştur Burası Muş’tur yolu yokuştur Giden gelmiyor acep nedendir Giden gelmiyor acep nedendir

Kışlanın önünde redif sesi var Kışlanın önünde redif sesi var Bakın çantasına acep nesi var Bakın çantasına acep nesi var Bir çift kundurayla bir de fesi var Bir çift kundurayla bir de fesi var

Adı Yemen’dir gülü çimendir Adı Yemen’dir gülü çimendir Giden gelmiyor acep nedendir Giden gelmiyor acep nedendir Burası Muş’tur yolu yokuştur Burası Muş’tur yolu yokuştur Giden gelmiyor acep nedendir Giden gelmiyor acep nedendir

Page 18: HALK EDEBİYATI

HAM MEYVEHAM MEYVE

Çamlığı başında tüter bir tütün Çamlığı başında tüter bir tütün Acı çekmeyenin yüreği bütün Acı çekmeyenin yüreği bütün Ziyamın atını pazara çekin Ziyamın atını pazara çekin Gelen geçen Ziyam ölmüş desinler Gelen geçen Ziyam ölmüş desinler

Uzun olur gemilerin direği Uzun olur gemilerin direği Yanık olur anaların yüreği Yanık olur anaların yüreği Ne sen gelin oldun ne ben güveyi Ne sen gelin oldun ne ben güveyi Onun için açık gider gözlerim Onun için açık gider gözlerim

Ham meyveyi kopardılar dalından Ham meyveyi kopardılar dalından Beni ayırdılar nazlı yârimden Beni ayırdılar nazlı yârimden Eğer yârim tutmaz ise elimden Eğer yârim tutmaz ise elimden Onun için açık gider gözlerim Onun için açık gider gözlerim

Benim yârim yaylalarda oturur Benim yârim yaylalarda oturur Ak ellerin soğuk suya batırır Ak ellerin soğuk suya batırır Demedim mi nazlı yârim ben sana Demedim mi nazlı yârim ben sana Çok muhabbet tez ayrılık getirir Çok muhabbet tez ayrılık getirir

Page 19: HALK EDEBİYATI

TaşlamaTaşlama

Bir kimseyi yermek veya toplunun bozuk yönlerini iğneleyici bir dille eleştirmek Bir kimseyi yermek veya toplunun bozuk yönlerini iğneleyici bir dille eleştirmek için yazılan şiir. Halk edebiyatı nazım türüdür. için yazılan şiir. Halk edebiyatı nazım türüdür.

ÖRNEK TAŞLAMA: RuhsatîÖRNEK TAŞLAMA: Ruhsatî

TekerlemeTekerleme

Sözlüklerde "ağızda yuvarlanan söz, saçma sapan söz, eşsesli kelimelerle kurulu Sözlüklerde "ağızda yuvarlanan söz, saçma sapan söz, eşsesli kelimelerle kurulu konuşma" anlamlarına gelen tekerleme masal, hikaye, bilmece, halk tiyatrosu gibi konuşma" anlamlarına gelen tekerleme masal, hikaye, bilmece, halk tiyatrosu gibi bazı edebi türler içinde veya bağımsız olarak söylenen ölçülü ve kafiyeli sözlerdir. bazı edebi türler içinde veya bağımsız olarak söylenen ölçülü ve kafiyeli sözlerdir. Çokluk çocuk folklorunda hoşça vakit geçirmek, konuşma kabiliyeti kazanmak, Çokluk çocuk folklorunda hoşça vakit geçirmek, konuşma kabiliyeti kazanmak, oyunlarda eş ve ebe seçmek için bu yola başvurulur. Masal tekerlemesi, oyun oyunlarda eş ve ebe seçmek için bu yola başvurulur. Masal tekerlemesi, oyun tekerlemesi gibi adlar alırlar. En çok çocuk oyunlarında, masalların baş, orta ve tekerlemesi gibi adlar alırlar. En çok çocuk oyunlarında, masalların baş, orta ve sonunda söylenirler. Yöreye göre değişik isimle de söylenirler. Doğu Anadolu’da sonunda söylenirler. Yöreye göre değişik isimle de söylenirler. Doğu Anadolu’da döşeme, Güney Anadolu’da sayışma denir. Karagöz ve ortaoyununda muhavere, döşeme, Güney Anadolu’da sayışma denir. Karagöz ve ortaoyununda muhavere, çocuk oyununda ebe, çıkarmada ise sayışma diyebiliriz. Türk edebiyatında ilk çocuk oyununda ebe, çıkarmada ise sayışma diyebiliriz. Türk edebiyatında ilk tekerleme örneklerine XI. yüzyıldan itibaren rastlanır. Divanü Lügati’t Türk’te bazı tekerleme örneklerine XI. yüzyıldan itibaren rastlanır. Divanü Lügati’t Türk’te bazı tekerlemeler yer alır.tekerlemeler yer alır.

Page 20: HALK EDEBİYATI

ÖRNEK TEKERLEME:ÖRNEK TEKERLEME:

Yağ yağ yağmur Yağ yağ yağmur Tarlada çamur Tarlada çamur Teknere hamur Teknere hamur Ver Allahım ver Ver Allahım ver Sellice yağmur Sellice yağmur

Evvel zaman içinde Evvel zaman içinde Kalbur zaman içinde Kalbur zaman içinde Deve tellal iken Deve tellal iken Sinek berber iken Sinek berber iken Ben annemin babamın beşiğini Ben annemin babamın beşiğini Tıngır mıngır sallar iken Tıngır mıngır sallar iken O yalan bu yalan O yalan bu yalan Fili yuttu bir yılan Fili yuttu bir yılan Bu da mı yalan... Bu da mı yalan...

Page 21: HALK EDEBİYATI

TekerlemeTekerleme

Âşık fasıllarında, saz şairlerinin yaptıkları şiir yarışmaları. Halk dilinde tekerleme, Âşık fasıllarında, saz şairlerinin yaptıkları şiir yarışmaları. Halk dilinde tekerleme, âşıklar arasında âşıklar arasında tekellümtekellüm olarak adlandırılır. Bu tür şiirler ya söylenmesi zor olarak adlandırılır. Bu tür şiirler ya söylenmesi zor sözcüklerden meydana getirilir ya da darayak şeklindedir. Ayak daraldıkça kafiye sözcüklerden meydana getirilir ya da darayak şeklindedir. Ayak daraldıkça kafiye bulmak zorlaşır. Âşıklardan biri fasal aralarında tekerlemeye başlar ve yeni bir ayak bulmak zorlaşır. Âşıklardan biri fasal aralarında tekerlemeye başlar ve yeni bir ayak açar.açar.

ÖRNEK TEKERLEME: KâtibîÖRNEK TEKERLEME: Kâtibî

ManiMani

Başta aşk olmak üzere hemen her konuda yazılabilen bir halk edebiyatı nazım türü. Başta aşk olmak üzere hemen her konuda yazılabilen bir halk edebiyatı nazım türü. Çoğunlukla 7 heceli dört dezilek bir bendden meydana gelir. Ama dizeleri 4-5-8-10-Çoğunlukla 7 heceli dört dezilek bir bendden meydana gelir. Ama dizeleri 4-5-8-10-14 heceli kalıplarla söylenmiş maniler de vardır. Birinci, ikinci dördüncü dizeler 14 heceli kalıplarla söylenmiş maniler de vardır. Birinci, ikinci dördüncü dizeler birbirleriyle kafiyeli, üçüncü dize serbesttir. Yani kafiye dizilişi aaxa'dır. Aaaxa birbirleriyle kafiyeli, üçüncü dize serbesttir. Yani kafiye dizilişi aaxa'dır. Aaaxa düzeninde maniler de var. İlk iki dize hazırlık dizeleridir. Son iki dize ile anlam düzeninde maniler de var. İlk iki dize hazırlık dizeleridir. Son iki dize ile anlam bağlantısı yoktur. Asıl anlatılmak istenen son iki dizede verilir. Bir çok mani çeşidi bağlantısı yoktur. Asıl anlatılmak istenen son iki dizede verilir. Bir çok mani çeşidi vardır. En çok kullanılanlar düz ya da tam mani, kesik mani, cinaslı mani, yedekli vardır. En çok kullanılanlar düz ya da tam mani, kesik mani, cinaslı mani, yedekli mani, artık mani’dir. mani, artık mani’dir. Düz mani: Yedişer heceli dört dizeden oluşur. Kafiyeleri çokluk cinassızdır. Düz mani: Yedişer heceli dört dizeden oluşur. Kafiyeleri çokluk cinassızdır.

Page 22: HALK EDEBİYATI

ÖRNEK MANİLER:ÖRNEK MANİLER:

Akşamlar olmasaydı Akşamlar olmasaydı Badeler dolmasaydı Badeler dolmasaydı Yâr koynuna girince Yâr koynuna girince Hiç sabah olmasaydı Hiç sabah olmasaydı

A benim bahtiyarım A benim bahtiyarım Gönülde tahtı yârim Gönülde tahtı yârim Yüzünde göz izi var Yüzünde göz izi var Sana kim baktı yârim Sana kim baktı yârim

Anne demeye geldim Anne demeye geldim Kaymak yemeye geldim Kaymak yemeye geldim Meramım kaymak değil Meramım kaymak değil Yâri görmeye geldim Yâri görmeye geldim

Bağlarında üzüm var Bağlarında üzüm var Mor şalvarda gözüm var Mor şalvarda gözüm var Kaçma yârim uzağa Kaçma yârim uzağa Sana bir çift sözüm var Sana bir çift sözüm var

Dağlarda gezer oldum Dağlarda gezer oldum Okuyup yazar oldum Okuyup yazar oldum Ben bir güzel uğruna Ben bir güzel uğruna Kuruyup gazel oldum Kuruyup gazel oldum

Hıçkırık tuttu beni Hıçkırık tuttu beni Tuttu kuruttu beni Tuttu kuruttu beni Elin oğlu değil mi Elin oğlu değil mi Gitti unuttu beni Gitti unuttu beni

Kahve Yemen’den gelir Kahve Yemen’den gelir Bülbül çimenden gelir Bülbül çimenden gelir Ak topuk beyaz gerdan Ak topuk beyaz gerdan Her gün hamamdan gelir Her gün hamamdan gelir

Page 23: HALK EDEBİYATI

Kesik mani:Kesik mani: Birinci dizesi 7 heceden az, anlamlı ya da anlamsız bir sözcük grubu Birinci dizesi 7 heceden az, anlamlı ya da anlamsız bir sözcük grubu olan maniler. Bu kesik dize sadece kafiyeyi hazırlar. Eğer meydan ve olan maniler. Bu kesik dize sadece kafiyeyi hazırlar. Eğer meydan ve kahvehanelerde söylenen ve ilk dizeleri "aman aman" ünlemi ile doldurulan kahvehanelerde söylenen ve ilk dizeleri "aman aman" ünlemi ile doldurulan manilerse bunlara İstanbul manileri denir.manilerse bunlara İstanbul manileri denir.

ÖRNEK KESİK MANİ:ÖRNEK KESİK MANİ: KaracaKaracaAldım aşkın tüfeğin Aldım aşkın tüfeğin Vurdum bir kaç karaca Vurdum bir kaç karaca Dünyada bir yâr sevdim Dünyada bir yâr sevdim Kaşı gözü karaca Kaşı gözü karaca

Dağ bana Dağ bana Bahçe sana bağ bana Bahçe sana bağ bana Değme zincir kâr etmez Değme zincir kâr etmez Zülfin teli bağ bana Zülfin teli bağ bana

Ayağı Ayağı Kuşlardan bir kuş gördüm Kuşlardan bir kuş gördüm Var başında ayağı Var başında ayağı Üstad manici isen Üstad manici isen Aç maniden ayağı Aç maniden ayağı

Page 24: HALK EDEBİYATI

Cinaslı mani:Cinaslı mani: Kesik manilerde eğer kafiye cinaslı ise bunlara cinaslı Kesik manilerde eğer kafiye cinaslı ise bunlara cinaslı mani denir.mani denir.Yedekli mani:Yedekli mani: Düz maninin sonuna aynı kafiyede iki dize daha Düz maninin sonuna aynı kafiyede iki dize daha eklenerek söylenen maniler. Cinaslı kafiye kullanılmaz, birinci dizeleri eklenerek söylenen maniler. Cinaslı kafiye kullanılmaz, birinci dizeleri anlamlıdır. Yedekli maniye artık mani de denir.anlamlıdır. Yedekli maniye artık mani de denir.

ÖRNEK ARTIK MANİ:ÖRNEK ARTIK MANİ:

Ağlarım çağlar gibi Ağlarım çağlar gibi Derdim var dağlar gibi Derdim var dağlar gibi Ciğerden yaralıyım Ciğerden yaralıyım Gülerim çağlar gibi Gülerim çağlar gibi Her gelen bir gül ister Her gelen bir gül ister Sahipsiz bağlar gibi Sahipsiz bağlar gibi

Tası yok tası yok Tası yok tası yok Ne viran çeşme imiş Ne viran çeşme imiş Su içecek tası yok Su içecek tası yok Yıkıldı viran gönlüm Yıkıldı viran gönlüm Yapacak ustası yok Yapacak ustası yok Şu vefasız dünyanın Şu vefasız dünyanın Ucu var ortası yok Ucu var ortası yok

Page 25: HALK EDEBİYATI

Deyiş:Deyiş: İki kişinin karşılıklı söylediği manilerdir. Soru yanıt şeklinde düzenlenir. Bir başka kişinin ağzındanmış gibi İki kişinin karşılıklı söylediği manilerdir. Soru yanıt şeklinde düzenlenir. Bir başka kişinin ağzındanmış gibi aktarıldığı şekilleri de vardır. aktarıldığı şekilleri de vardır.

ÖRNEK DEYİŞ:ÖRNEK DEYİŞ:

Adilem sen naçarsın Adilem sen naçarsın İnci mercan saçarsın İnci mercan saçarsın Dünya deniz olanda Dünya deniz olanda Gönlüm nere kaçarsın Gönlüm nere kaçarsın

Ağam derim naçarım Ağam derim naçarım İnci mercan saçarım İnci mercan saçarım Dünya deniz olunca Dünya deniz olunca Ben kuş olup kaçarım Ben kuş olup kaçarım

Adilem sen naçarsın Adilem sen naçarsın La’l ü gevher saçarsın La’l ü gevher saçarsın Ben bir şahin olunca Ben bir şahin olunca Yavrum nere kaçarsın Yavrum nere kaçarsın

Ağam derim naçarım Ağam derim naçarım La’l ü gevher saçarım La’l ü gevher saçarım Sen bir şahin olunca Sen bir şahin olunca Ben yerlere kaçarım Ben yerlere kaçarım

Adilem sen naçarsın Adilem sen naçarsın La’lü gevher saçarsın La’lü gevher saçarsın Ben azrail olunca Ben azrail olunca Kuzum nere kaçarsın Kuzum nere kaçarsın

Ağam derim naçarım Ağam derim naçarım La’l ü gevher saçarım La’l ü gevher saçarım Sen azrail olunca Sen azrail olunca Ben cennete kaçarım Ben cennete kaçarım

Page 26: HALK EDEBİYATI

NinniNinni

Çocuğun uyumasının sağlanması ya da ağlamasının durması için, sade bir dille ve Çocuğun uyumasının sağlanması ya da ağlamasının durması için, sade bir dille ve hece ölçüsüne göre ezgili olarak söylenen ürünler. Söyleyeni belli olmayan bu hece ölçüsüne göre ezgili olarak söylenen ürünler. Söyleyeni belli olmayan bu ürünler dörtlüklerden ve nakarat bölümlerinden oluşur. Özel bir beste ile söylenir. ürünler dörtlüklerden ve nakarat bölümlerinden oluşur. Özel bir beste ile söylenir. Bu sözler annenin o andaki ruh durumunu yansıtır. Ninniler genellikle mani türünde Bu sözler annenin o andaki ruh durumunu yansıtır. Ninniler genellikle mani türünde bir dörtlükten meydana gelen bir çeşit türküdür. Ninni, Divanü Lügati’t Türk de bir dörtlükten meydana gelen bir çeşit türküdür. Ninni, Divanü Lügati’t Türk de "balubalu" diye adlandırılır. Öteki Türk boylarında değişik isimler verilmiştir. "balubalu" diye adlandırılır. Öteki Türk boylarında değişik isimler verilmiştir.

ÖRNEK NİNNİ:ÖRNEK NİNNİ:

Dandini dandini danalı bebek Dandini dandini danalı bebek Elleri kolları kınalı bebek Elleri kolları kınalı bebek Benim oğlum nazlı bebek Benim oğlum nazlı bebek Uyusun yavrum ninni Uyusun yavrum ninni (Manisa yöresinden)(Manisa yöresinden)

Çaya vardım çay susuz Çaya vardım çay susuz Çadır kurdum yaylasız Çadır kurdum yaylasız Benim yavrum pek huysuz Benim yavrum pek huysuz Ninni yavrum ninni Ninni yavrum ninni (Denizli yöresinden)(Denizli yöresinden)

Page 27: HALK EDEBİYATI

AğıtAğıt

Doğal afetler, ölüm, hastalık vb. çaresizlikler karşısında korku, heyecan, üzüntü, isyan gibi duyguları Doğal afetler, ölüm, hastalık vb. çaresizlikler karşısında korku, heyecan, üzüntü, isyan gibi duyguları ifade eden ezgili ürünlerdir. Ağıt söyleme işine ağıt yakma, ağıt söyleyenlere ise ağıtçı denilmektedir. ifade eden ezgili ürünlerdir. Ağıt söyleme işine ağıt yakma, ağıt söyleyenlere ise ağıtçı denilmektedir.

ÖRNEK AĞIT: CelaliÖRNEK AĞIT: Celali

İlahiİlahi

Tanrıyı övmek, ona yakarmak için söylenilen dini şarkılara ilahi denir. Tekke edebiyatında ise din ve Tanrıyı övmek, ona yakarmak için söylenilen dini şarkılara ilahi denir. Tekke edebiyatında ise din ve ahlakla ilgili şiirler ilahi adıyla tanımlanır. Hem koşma, hem semai biçiminde ve hem hece hem de aruz ahlakla ilgili şiirler ilahi adıyla tanımlanır. Hem koşma, hem semai biçiminde ve hem hece hem de aruz ölçüsüyle yazılmış şiirlerdir. Hece ölçüsünde 7, 8 ve 11’li kalıplar tercih edilmiştir. İlahi yazarı halk ölçüsüyle yazılmış şiirlerdir. Hece ölçüsünde 7, 8 ve 11’li kalıplar tercih edilmiştir. İlahi yazarı halk şairleri içinde ilk akla gelen Yunus Emre’dir. Daha sonra Eşrefoğlu Rumi, Niyazi-i Mısrai, Aziz Mahmut şairleri içinde ilk akla gelen Yunus Emre’dir. Daha sonra Eşrefoğlu Rumi, Niyazi-i Mısrai, Aziz Mahmut Hüdayi, Yunus Emre’nin etkisinde kalarak ilahiler yazmışlardır. Bektaşi ilahilerine "nefes", Alevi Hüdayi, Yunus Emre’nin etkisinde kalarak ilahiler yazmışlardır. Bektaşi ilahilerine "nefes", Alevi ilahilerine "nefes", "deme", "deyiş", Mevlevi ilahilerine "ayin", Gülşeni ilahilerine "tapuğ", Halveti ilahilerine "nefes", "deme", "deyiş", Mevlevi ilahilerine "ayin", Gülşeni ilahilerine "tapuğ", Halveti ilahilerine "durak", diğer tarikatlar da ise cumhur veya ilahi adı verilir. Dörtlüklerle yazılanlarda kafiye ilahilerine "durak", diğer tarikatlar da ise cumhur veya ilahi adı verilir. Dörtlüklerle yazılanlarda kafiye düzeni koşmaya, beyitlerle yazılanlarda kafiye düzeni gazele benzer. düzeni koşmaya, beyitlerle yazılanlarda kafiye düzeni gazele benzer.       Giriş bölümüne zemin, gelişme ve sonuç bölümüne miyan denir. Bu ikisinin arasında nakarat       Giriş bölümüne zemin, gelişme ve sonuç bölümüne miyan denir. Bu ikisinin arasında nakarat bölümleri bulunur. Müzik parçası olarak bakıldığında zemin-nakarat-meyan-nakarat sistemindeki bir bölümleri bulunur. Müzik parçası olarak bakıldığında zemin-nakarat-meyan-nakarat sistemindeki bir kalıba uyarlar. Toplu halde seslendirilmek için bestelenmiş ilahiler "cumhur ilahi" diye bilinir. Solo kalıba uyarlar. Toplu halde seslendirilmek için bestelenmiş ilahiler "cumhur ilahi" diye bilinir. Solo ilahilerde de koronun söylediği parçaya "cumhur" adı verilir. İlahiler okundukları yer ve zamana göre ilahilerde de koronun söylediği parçaya "cumhur" adı verilir. İlahiler okundukları yer ve zamana göre cami ilahisi, tekke ilahisi, mektep ilahisi, ramazan ve muharrem ilahisi, Mekke ilahisi, Kadir Gecesi cami ilahisi, tekke ilahisi, mektep ilahisi, ramazan ve muharrem ilahisi, Mekke ilahisi, Kadir Gecesi ilahisi gibi adlarla anılır. ilahisi gibi adlarla anılır.

ÖRNEK İLAHİ: Yunus EmreÖRNEK İLAHİ: Yunus Emre

Page 28: HALK EDEBİYATI

SemaiSemai

Halk şiirinde hecenin sekizli ölçüsü ile koşma biçiminde düzenlenen ve özel bir ezgi ile Halk şiirinde hecenin sekizli ölçüsü ile koşma biçiminde düzenlenen ve özel bir ezgi ile söylenen şiirlerdir. Genellikle en az üç, en fazla beş dörtlükten oluşurlar. Çoğunlukla doğa, söylenen şiirlerdir. Genellikle en az üç, en fazla beş dörtlükten oluşurlar. Çoğunlukla doğa, güzellik, ayrılık. kavuşma gibi duygusal ve lirik temaları işlerler. Semainin hece ölçüsünün güzellik, ayrılık. kavuşma gibi duygusal ve lirik temaları işlerler. Semainin hece ölçüsünün yanında aruz kullanılarak yazılanları da vardır. yanında aruz kullanılarak yazılanları da vardır.

ÖRNEK SEMAİ: KaracaoğlanÖRNEK SEMAİ: Karacaoğlan

VarsağıVarsağı

Özel bir ezgiyle söylenen koşmaya denir. Önce Güney Anadolu’da yaşayan Varsak Türkleri Özel bir ezgiyle söylenen koşmaya denir. Önce Güney Anadolu’da yaşayan Varsak Türkleri tarafından söylendiği için bu adla anılır. Semâiye benzer. Hece ölçüsünün en çok sekizli tarafından söylendiği için bu adla anılır. Semâiye benzer. Hece ölçüsünün en çok sekizli kalıbıyla yazılır. 4+4 duraklı veya duraksız olur. Kafiye şeması şöyledir: Xaxa bbba ccca. kalıbıyla yazılır. 4+4 duraklı veya duraksız olur. Kafiye şeması şöyledir: Xaxa bbba ccca.       Semâiden ezgi yönüyle ayrılır. Varsağı yiğitçe bir havayla okunur. Çokluk içinde "bre",       Semâiden ezgi yönüyle ayrılır. Varsağı yiğitçe bir havayla okunur. Çokluk içinde "bre", "hey", "hey gidi", gibi ünlümler yer alır. Bu ünlemlerin bulunmadığı varsağılar ezgisiyle fark "hey", "hey gidi", gibi ünlümler yer alır. Bu ünlemlerin bulunmadığı varsağılar ezgisiyle fark edilir. edilir.

ÖRNEK VARSAĞI: KaracaoğlanÖRNEK VARSAĞI: Karacaoğlan

SelisSelis

Halk edebiyatında aruz ölçüsü kullanılarak yazılan şiirlerdir. Genellikle 19’uncu yüzyıl Halk edebiyatında aruz ölçüsü kullanılarak yazılan şiirlerdir. Genellikle 19’uncu yüzyıl aşıkları tarafından kullanılan selisin en fazla yazılan tipi gazeldir. Hece ölçüsünün on beşli aşıkları tarafından kullanılan selisin en fazla yazılan tipi gazeldir. Hece ölçüsünün on beşli kalıbına da uyan selislerin en belirgin özellikleri farklı bir ezgiye sahip olmalıdır. kalıbına da uyan selislerin en belirgin özellikleri farklı bir ezgiye sahip olmalıdır.

Page 29: HALK EDEBİYATI

NefesNefes

Dini temellere bağlı aşık edebiyatı nazım şekillerinden ilahilerin Alevi-Bekteşi aşıklarınca yazılanlarına denir. Konusu Dini temellere bağlı aşık edebiyatı nazım şekillerinden ilahilerin Alevi-Bekteşi aşıklarınca yazılanlarına denir. Konusu genellikle tasavvuftaki vahdet-i vücud, Alevi-Bektaşi ilkeleri, tarikat kurallarıyla ilgilidir. Dili sade bir Türkçe olan genellikle tasavvuftaki vahdet-i vücud, Alevi-Bektaşi ilkeleri, tarikat kurallarıyla ilgilidir. Dili sade bir Türkçe olan nefesler biçim olarak koşmaya benzer. Dörtlükler halinde hece ölçüsünün 7, 8, 11’li kalıpları ile ya da az da olsa aruzla nefesler biçim olarak koşmaya benzer. Dörtlükler halinde hece ölçüsünün 7, 8, 11’li kalıpları ile ya da az da olsa aruzla yazılanlara rastlanmaktadır. Dörtlük sayısı 3-7 arasında değişir. Fazla da olabilir. yazılanlara rastlanmaktadır. Dörtlük sayısı 3-7 arasında değişir. Fazla da olabilir.

ÖRNEK NEFES:ÖRNEK NEFES:

Biz Urum Abdallarıyız Biz Urum Abdallarıyız Maksadımız yârdır bizim Maksadımız yârdır bizim Geçtik ziynet kabâsından Geçtik ziynet kabâsından Gencinemiz erdir bizim Gencinemiz erdir bizim

Dâim kılarız biz zârı Dâim kılarız biz zârı Harceyleriz elden var, Harceyleriz elden var, Dost yoluna verdik seri Dost yoluna verdik seri Mürkirimiz hârdır bizim Mürkirimiz hârdır bizim

Aşk bülbülüyüz öteriz Aşk bülbülüyüz öteriz Râh-i Hakka yüz tutarız Râh-i Hakka yüz tutarız Mânâ gevherin satarız Mânâ gevherin satarız Mürşidimiz vardır bizim Mürşidimiz vardır bizim

İstivâyı gözler gözüm İstivâyı gözler gözüm Seb’almesanidir yüzüm Seb’almesanidir yüzüm Ene’l Hakk’ı söyler sözüm Ene’l Hakk’ı söyler sözüm Mi’râcımız dârdır bizim Mi’râcımız dârdır bizim

Haber aldık mahkemâttan Haber aldık mahkemâttan Geçmeyiz zâttan sıfattan Geçmeyiz zâttan sıfattan Balım nihan söyler Haktan Balım nihan söyler Haktan İrşâdımız sırdır bizim İrşâdımız sırdır bizim

Balım SultanBalım Sultan

Page 30: HALK EDEBİYATI

AyinAyin

Mutasavvıflara has bazı hal ve hareketleri ifade etmek için ilk defa İranlılar tarafından kullanılan ayin, daha sonra Türk Mutasavvıflara has bazı hal ve hareketleri ifade etmek için ilk defa İranlılar tarafından kullanılan ayin, daha sonra Türk Tasavvuf Edebiyatı’na da geçmiş Mevleviler’in sema meclislerinde söyledikleri ilahilere verilen ad olmuştur. Tasavvuf Edebiyatı’na da geçmiş Mevleviler’in sema meclislerinde söyledikleri ilahilere verilen ad olmuştur.

TapuğTapuğ

Gülşeni adlı tarikata bağlı şairlerin ayinler sırasında okudukları makamlı şiirlere tapuğ adı verilir. Gülşeni adlı tarikata bağlı şairlerin ayinler sırasında okudukları makamlı şiirlere tapuğ adı verilir.

CumhurCumhur

Mevlevi ve Bektaşi dergahları dışındaki dergah ve tarikatlarda topluca okunan ilahilere verilen addır. Mevlevi ve Bektaşi dergahları dışındaki dergah ve tarikatlarda topluca okunan ilahilere verilen addır.

HikmetHikmet

Dini ve tasavvufi halk şiirinde şairin anlayış ve sezgilerine göre din konularını işleyen şiirlere hikmet denir. Dini ve tasavvufi halk şiirinde şairin anlayış ve sezgilerine göre din konularını işleyen şiirlere hikmet denir.

DevriyeDevriye

Dini ve tasavvufi halk edebiyatında devir felsefesini savunan ve anlatan şirlerdir. Devriye, evrenin ve insanın tanrıdan Dini ve tasavvufi halk edebiyatında devir felsefesini savunan ve anlatan şirlerdir. Devriye, evrenin ve insanın tanrıdan çıkıp, tekrar tanrıya döndüğünü savunan felsefedir. çıkıp, tekrar tanrıya döndüğünü savunan felsefedir.

ŞathiyeŞathiye

Dini ve tasavvufi halk şiirinde genel olarak mizahi manzumelere şathiye adı verilir. Şathiyeler, mutasavvuf şairlerce Dini ve tasavvufi halk şiirinde genel olarak mizahi manzumelere şathiye adı verilir. Şathiyeler, mutasavvuf şairlerce söylenmiş ya da yazılmış, tasavvufi inançları dile getiren, anlaşılması yorumlanmasına bağlı şiirlerdir. Tasavvufi söylenmiş ya da yazılmış, tasavvufi inançları dile getiren, anlaşılması yorumlanmasına bağlı şiirlerdir. Tasavvufi konuları işleyenleri konuları işleyenleri şathiyat-ı sûfiyâneşathiyat-ı sûfiyâne adını alırlar. Şathiyelerde Allah’ın adını alırlar. Şathiyelerde Allah’ın celâlcelâl sıfatının değil, sıfatının değil, cemâlcemâl sıfatının ön plana sıfatının ön plana çıkarıldığı görülür. Bu tür şiirlere genellikle Bektaşi-Alevi şairlerinde rastlanır. Allah ile alay eder gibi yazılmış çıkarıldığı görülür. Bu tür şiirlere genellikle Bektaşi-Alevi şairlerinde rastlanır. Allah ile alay eder gibi yazılmış şathiyeler küfür sayılmıştır. şathiyeler küfür sayılmıştır.

ÖRNEK ŞATHİYE: AzmîÖRNEK ŞATHİYE: Azmî

Page 31: HALK EDEBİYATI

TevhidTevhid

Allah’ı, yaratılış ve kainatın aslı gibi unsurları bir arada yorumlayan manzumelere Allah’ı, yaratılış ve kainatın aslı gibi unsurları bir arada yorumlayan manzumelere "tevhid" denir. Çoğunlukla Divan edebiyatı nazım türleri olan gazel, kaside ve "tevhid" denir. Çoğunlukla Divan edebiyatı nazım türleri olan gazel, kaside ve mesnevi biçimlerinde kaleme alınmışlardır. Ve ölçüleri de çoğunlukla aruzdur. mesnevi biçimlerinde kaleme alınmışlardır. Ve ölçüleri de çoğunlukla aruzdur.

NutukNutuk

Tekkelerde tarikat ulularının özellikle eğitici mahiyette olmak üzere söyledikleri Tekkelerde tarikat ulularının özellikle eğitici mahiyette olmak üzere söyledikleri şiirlerdir. şiirlerdir.

DemeDeme

Alevi-Bektaşi tarikatından tasavvuf şiirlerinin tarikatlarını ve hareketleriyle ilgili Alevi-Bektaşi tarikatından tasavvuf şiirlerinin tarikatlarını ve hareketleriyle ilgili temaları işleyen, sorunlarını konu edinen şiirlerine "deme" adı verilir. Genellikle temaları işleyen, sorunlarını konu edinen şiirlerine "deme" adı verilir. Genellikle 8’li hece ölçüsüyle yazılan demeler saz eşliğinde kendine özgü bir makamla 8’li hece ölçüsüyle yazılan demeler saz eşliğinde kendine özgü bir makamla söylenir. söylenir.

DuvazDuvaz

Yine Alevi ve Bektaşi şiirinde bir türdür. Düvaz imam, düvaze, imam da denilen Yine Alevi ve Bektaşi şiirinde bir türdür. Düvaz imam, düvaze, imam da denilen duvazlar On İki İmam’ı öven nefeslerdir. duvazlar On İki İmam’ı öven nefeslerdir.

Page 32: HALK EDEBİYATI

GüzellemeGüzelleme

Âşık edebiyatında insan ve doğa güzelliklerini işleyen koşmalar. Âşık edebiyatında insan ve doğa güzelliklerini işleyen koşmalar. Genellikle aşık olunan kadın, kız, gelin, dağ ağaç, hayvan, çiçek gibi Genellikle aşık olunan kadın, kız, gelin, dağ ağaç, hayvan, çiçek gibi unsurlar işlenir. unsurlar işlenir.

ÖRNEK GÜZELLEME: RuhsatîÖRNEK GÜZELLEME: Ruhsatî

Hoyrat ya da HoryatHoyrat ya da Horyat

Dört dizelik serbest tarzda halk edebiyatı nazım türü. Söz ve ezgisinde Dört dizelik serbest tarzda halk edebiyatı nazım türü. Söz ve ezgisinde yiğitlik havası hakimdir. Irak’ta Türkler’in yoğun olduğu Kerkük ve yiğitlik havası hakimdir. Irak’ta Türkler’in yoğun olduğu Kerkük ve Erbil ile Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Kars yörelerimizde yaygındır. Erbil ile Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Kars yörelerimizde yaygındır. Basit üsluplu, derin anlamlı, uyumlu, cinaslı sözcüklerden kuruludur. Basit üsluplu, derin anlamlı, uyumlu, cinaslı sözcüklerden kuruludur. Genellikle 7 hecelidir. Benzer dizelerin başına veya sonuna konulan Genellikle 7 hecelidir. Benzer dizelerin başına veya sonuna konulan ve miyan denilen ek sözcüklerle vezin bozulabilir. İlk dize bir anlam ve miyan denilen ek sözcüklerle vezin bozulabilir. İlk dize bir anlam ifade eden ve diğer dizelere ayak veren cinaslı bir sözcüktür. Hoyran ifade eden ve diğer dizelere ayak veren cinaslı bir sözcüktür. Hoyran söyleyenlere hoyrat çağıran ya da sazlıyan (yas törenlerinde ağıt söyleyenlere hoyrat çağıran ya da sazlıyan (yas törenlerinde ağıt yakan anlamında) denir. Anadolu’da hoyratların bir bölümüne ayaklı yakan anlamında) denir. Anadolu’da hoyratların bir bölümüne ayaklı mani, kesik mani adı da verilir. mani, kesik mani adı da verilir.

Page 33: HALK EDEBİYATI

ÖRNEK HOYRAT:ÖRNEK HOYRAT:

Dolandı gün Dolandı gün Döndü gün dolandı gün Döndü gün dolandı gün Men sene daldalandım Men sene daldalandım Sene de dolandı gün Sene de dolandı gün

Güle naz Güle naz Bilbil eyler güle naz Bilbil eyler güle naz Girdim dost bağçasına Girdim dost bağçasına Ağlayan çok gülen az Ağlayan çok gülen az

Yüz aya değer Yüz aya değer Hüsniv yüz aya değer Hüsniv yüz aya değer Ay var bir güne değmez Ay var bir güne değmez Gün var yüz aya değer Gün var yüz aya değer

Düşte gör Düşte gör Hayalde gör Hayalde gör Hayalde gör düşte gör Hayalde gör düşte gör Düşenin dosti olmaz Düşenin dosti olmaz İnanmazsan düşte gör İnanmazsan düşte gör

Page 34: HALK EDEBİYATI

KalenderîKalenderî

Halk şairleri tarafından aruzun mef’ûlü mefâ’îlü kalıbıyla Halk şairleri tarafından aruzun mef’ûlü mefâ’îlü kalıbıyla gazel, murabba, muhammes, müseddes biçiminde söylenen gazel, murabba, muhammes, müseddes biçiminde söylenen şiire denir. Özel bir ezgiyle okunur. Ezgisi bakımından düz şiire denir. Özel bir ezgiyle okunur. Ezgisi bakımından düz kalenderî, Acem kalenderisi, Emrah kalenderisi gibi kalenderî, Acem kalenderisi, Emrah kalenderisi gibi çeşitlere ayrılır. Kafiye düzeni divan ve semaî ile aynıdır. çeşitlere ayrılır. Kafiye düzeni divan ve semaî ile aynıdır. Bu tür şiirler 3+4+3+4 veya 7+7 şeklinde ondört heeceli Bu tür şiirler 3+4+3+4 veya 7+7 şeklinde ondört heeceli iken, sonradan yerine aruz vezninin geçtiğini ileri sürenler iken, sonradan yerine aruz vezninin geçtiğini ileri sürenler vardır. vardır.

ÖRNEK KALENDERÎ: Tokatlı NurîÖRNEK KALENDERÎ: Tokatlı Nurî

KavuştakKavuştak

Halk edebiyatında bentler arasında tekrarlanan dizelerdir. Halk edebiyatında bentler arasında tekrarlanan dizelerdir. Bağlama ve nakaratla aynı anlamdadır. Türkülerde sık Bağlama ve nakaratla aynı anlamdadır. Türkülerde sık kullanılır kullanılır

Page 35: HALK EDEBİYATI

ÖRNEK KAVUŞTAK:ÖRNEK KAVUŞTAK:

Keklikte gelek olmaz Keklikte gelek olmaz Sen boyda melek olmaz Sen boyda melek olmaz Gözünü sevdiğim yâr Gözünü sevdiğim yâr Her yerde henek olmaz Her yerde henek olmaz

Gel gel yanıma keklik Gel gel yanıma keklik Kadan canıma keklik Kadan canıma keklik Kınalı parmakların Kınalı parmakların Batır kanıma keklik Batır kanıma keklik

Tüyünü döker gelir Tüyünü döker gelir Ayağın seker gelir Ayağın seker gelir Yâri arzulayan da Yâri arzulayan da Dağları söker gelir Dağları söker gelir

Gel gel yanıma keklik Gel gel yanıma keklik Kadan canıma keklik Kadan canıma keklik Kınalı parmakların Kınalı parmakların Batır kanıma keklik Batır kanıma keklik

Page 36: HALK EDEBİYATI

KoçaklamaKoçaklama

Konusu savaş, yiğitlik, kahramanlık olan halk Konusu savaş, yiğitlik, kahramanlık olan halk edebiyatı şiirleri. Coşkun ve yüksek tempolu edebiyatı şiirleri. Coşkun ve yüksek tempolu söyleyişleri vardır. Halk edebiyatımızda bu türün en söyleyişleri vardır. Halk edebiyatımızda bu türün en güzel örneklerini Köroğlu ile Dadaloğlu vermiştir. güzel örneklerini Köroğlu ile Dadaloğlu vermiştir.

ÖRNEK KOÇAKLAMA: KöroğluÖRNEK KOÇAKLAMA: Köroğlu

Page 37: HALK EDEBİYATI

Selam saygı hepinize Selam saygı hepinize Gelmez yola gidiyorum Gelmez yola gidiyorum Ne şehire ne de köye Ne şehire ne de köye Gelmez yola gidiyorum Gelmez yola gidiyorum

Gemi bekliyor limanda Gemi bekliyor limanda Gideceğim bir ummanda Gideceğim bir ummanda Gözüm kalmadı cihanda Gözüm kalmadı cihanda Gelmez yola gidiyorum Gelmez yola gidiyorum

Eşim dostum yavrularım Eşim dostum yavrularım İşte benim sonbaharım İşte benim sonbaharım Veysel karanlık yollarım Veysel karanlık yollarım Gelmez yola gidiyorum Gelmez yola gidiyorum

Aşık VeyselAşık Veysel

Page 38: HALK EDEBİYATI

ERZURUMLU EMRAH ERZURUMLU EMRAH

Erzurum’un Tanbura köyünde doğdu. Doğum tarihi bilinmiyor. 1860’ta Niksar’da Erzurum’un Tanbura köyünde doğdu. Doğum tarihi bilinmiyor. 1860’ta Niksar’da yaşamını yitirdi. Erzurum’da medrese eğitimi gördü. Önceleri sadece saz çalıp yaşamını yitirdi. Erzurum’da medrese eğitimi gördü. Önceleri sadece saz çalıp ustasının şiirlerini söylüyordu. Sonra kendisi de deyişler söylemeye başladı. ustasının şiirlerini söylüyordu. Sonra kendisi de deyişler söylemeye başladı. Nakşibendi tarikatına girdi. Hayal kırıklığı ile biten bir gönül macerasından sonra Nakşibendi tarikatına girdi. Hayal kırıklığı ile biten bir gönül macerasından sonra memleketinden ayrıldı. 1828'de Trabzon'a gitti. 1835'te Sivas'a geçip burada 12 yıl memleketinden ayrıldı. 1828'de Trabzon'a gitti. 1835'te Sivas'a geçip burada 12 yıl kaldı. Ardından Tokat'ta bir süre yaşadı. Burada tanıdığı Mahmud adlı bir genci kaldı. Ardından Tokat'ta bir süre yaşadı. Burada tanıdığı Mahmud adlı bir genci kendisine çırak yaptı ona "Nuri" mahlasını verdi. Bu çırak sonradan "Tokatlı Nuri" kendisine çırak yaptı ona "Nuri" mahlasını verdi. Bu çırak sonradan "Tokatlı Nuri" adıyla büyük ün yaptı. Tokat'tan sonra Amasya, Merzifon, Çorum yoluyla adıyla büyük ün yaptı. Tokat'tan sonra Amasya, Merzifon, Çorum yoluyla Ankara'ya gitti. Aşiret reisi Alişan Bey'in takdirini kazandı. Uzun yıllar Çankırı ve Ankara'ya gitti. Aşiret reisi Alişan Bey'in takdirini kazandı. Uzun yıllar Çankırı ve Kastamonu'da kaldı. 1850'de Tokat Niksar'a yerleşti. Burada evlenerek yaşamının Kastamonu'da kaldı. 1850'de Tokat Niksar'a yerleşti. Burada evlenerek yaşamının sonuna kadar Niksar'da yaşadı. Âşıklık geleneğinin bütün özelliklerini taşıyan bir sonuna kadar Niksar'da yaşadı. Âşıklık geleneğinin bütün özelliklerini taşıyan bir şair. Şiirlerinde aşk, gurbet, sıla özlemi, yazgıdan yakınma gibi konuları işledi. şair. Şiirlerinde aşk, gurbet, sıla özlemi, yazgıdan yakınma gibi konuları işledi. Duyarlı ve çoşkulu söyleyişiyle dikkat çekti. Divan edebiyatını da öğrendi ama bu Duyarlı ve çoşkulu söyleyişiyle dikkat çekti. Divan edebiyatını da öğrendi ama bu tarzda yazdığı şiirlerin sayısı az. Yer yer tasavvufa yönelen koşmaları ünlü. tarzda yazdığı şiirlerin sayısı az. Yer yer tasavvufa yönelen koşmaları ünlü. Döneminde Anadolu'da pek tanınmayan "Ercişli Emrah"ın bazı güzel şiirleri de Döneminde Anadolu'da pek tanınmayan "Ercişli Emrah"ın bazı güzel şiirleri de Erzurumlu Emrah'a maledildi. Aruzlu şiirlerinden bir bölümü 1916'da Erzurumlu Erzurumlu Emrah'a maledildi. Aruzlu şiirlerinden bir bölümü 1916'da Erzurumlu Mehmed Abdülaziz Efendi tarafından "Divan-ı Emrah" adıyla yayınlandı. Şiirleri ve Mehmed Abdülaziz Efendi tarafından "Divan-ı Emrah" adıyla yayınlandı. Şiirleri ve yaşamıyla ilgili bilgiler Eflatun Cem Güney'in 1928'de yayınlanan "Erzurumlu yaşamıyla ilgili bilgiler Eflatun Cem Güney'in 1928'de yayınlanan "Erzurumlu Emrah" araştırması ile Köprülüzade Mehmed Fuad'ın 1929 tarihli "XIX Asır Saz Emrah" araştırması ile Köprülüzade Mehmed Fuad'ın 1929 tarihli "XIX Asır Saz Şairlerinden Erzurumlu Emrah" kitaplarında toplandı. Şairlerinden Erzurumlu Emrah" kitaplarında toplandı.

Page 39: HALK EDEBİYATI

KARACAOĞLAN KARACAOĞLAN

17’nci yüzyılda yaşadığı sanılıyor. Göçebe Türkmen obalarında yetişti. Asıl adının İsmail, 17’nci yüzyılda yaşadığı sanılıyor. Göçebe Türkmen obalarında yetişti. Asıl adının İsmail, Halil ya da Hasan olduğu yolunda görüşler var. Hatta aynı mahlasla şiirler yazmış birçok Halil ya da Hasan olduğu yolunda görüşler var. Hatta aynı mahlasla şiirler yazmış birçok Karacaoğlan’ın varlığı bile savunuluyor. Ahmet Kutsi Tecer ve Şükrü Elçin’in araştırmaları, Karacaoğlan’ın varlığı bile savunuluyor. Ahmet Kutsi Tecer ve Şükrü Elçin’in araştırmaları, yaşamının büyük bölümünü Rumeli’nde geçiren ve Kanuni Sultan Süleyman döneminde yaşamının büyük bölümünü Rumeli’nde geçiren ve Kanuni Sultan Süleyman döneminde Avusturya seferine katılan bir Karacaoğlan’ın varlığını ortaya koyar. Fuad Köprülü ve Cahit Avusturya seferine katılan bir Karacaoğlan’ın varlığını ortaya koyar. Fuad Köprülü ve Cahit Öztelli gibi araştırmacılar da, 17’nci yüzyılda yaşadığını savunuyor. Bu araştırmacılara göre Öztelli gibi araştırmacılar da, 17’nci yüzyılda yaşadığını savunuyor. Bu araştırmacılara göre Karacaoğlan, şiirlerinde Abaza Hasan Paşa’nın öldürülmesi, Köprülü Fazıl Ahmed Paşa’nın Karacaoğlan, şiirlerinde Abaza Hasan Paşa’nın öldürülmesi, Köprülü Fazıl Ahmed Paşa’nın Avusturya seferi gibi bu döneme ait tarihsel olaylardan sözeder. Karacaoğlan’ın şiiri aşk ve Avusturya seferi gibi bu döneme ait tarihsel olaylardan sözeder. Karacaoğlan’ın şiiri aşk ve doğa üzerinde kuruludur. Ayrılık, gurbet, sıla özlemi ve ölüm en çok değindiği konulardır. doğa üzerinde kuruludur. Ayrılık, gurbet, sıla özlemi ve ölüm en çok değindiği konulardır. Şiirlerinde sıkça adları geçen Elif, Zeynep ve İsmikan adlı kadınların sevgilileri olduğu Şiirlerinde sıkça adları geçen Elif, Zeynep ve İsmikan adlı kadınların sevgilileri olduğu sanılıyor. Duygularını, yaşadıklarını, düşüncelerini içten, gerçekçi ve özgün bir şiir yapısı sanılıyor. Duygularını, yaşadıklarını, düşüncelerini içten, gerçekçi ve özgün bir şiir yapısı içinde anlatır. Karacaoğlan, Türk aşık edebiyatına yepyeni bir söyleyiş biçimi getirdi. Doğa içinde anlatır. Karacaoğlan, Türk aşık edebiyatına yepyeni bir söyleyiş biçimi getirdi. Doğa benzetmelerine sık sık başvurur. Çok yalın ve temiz bir Türkçe kullanır. Şiirlerinin iki ana benzetmelerine sık sık başvurur. Çok yalın ve temiz bir Türkçe kullanır. Şiirlerinin iki ana teması aşk ve doğadır. Ayrılık, gurbet, sıla özlemi ve ölüm de işlediği konular arasında yer teması aşk ve doğadır. Ayrılık, gurbet, sıla özlemi ve ölüm de işlediği konular arasında yer alır. Duygularını, düşüncelerini, yaşadıklarını gerçekçi ve içten bir biçimde, açık ve anlaşıır alır. Duygularını, düşüncelerini, yaşadıklarını gerçekçi ve içten bir biçimde, açık ve anlaşıır bir dille yansıtırken şiirinde özgün bir yapı kurdu, âşık edebiyatına yeni bir söyleyiş biçimi bir dille yansıtırken şiirinde özgün bir yapı kurdu, âşık edebiyatına yeni bir söyleyiş biçimi yerleştirdi. Gerçeklere yönelik bir anlayışla ördüğü şiirinde ait olduğu göçebe halkın yerleştirdi. Gerçeklere yönelik bir anlayışla ördüğü şiirinde ait olduğu göçebe halkın geleneklerini yansıttı, içinde yaşadığı ve yurt edindiği doğayı betimledi. Kendisinden sonra geleneklerini yansıttı, içinde yaşadığı ve yurt edindiği doğayı betimledi. Kendisinden sonra gelen birçok ozanı derinden etkiledi. Bu olumlu etkiler günümüz Türk şiirine kadar uzanır. gelen birçok ozanı derinden etkiledi. Bu olumlu etkiler günümüz Türk şiirine kadar uzanır. Şiirlerini ilk kez Nüzhet Ergun derleyip yayınladı. Cahit Öztelli’nin Karacaoğlan-Bütün Şiirlerini ilk kez Nüzhet Ergun derleyip yayınladı. Cahit Öztelli’nin Karacaoğlan-Bütün Şiirleri adlı derlemesi de önemli Karacaoğlan araştırmalarından. Birçok şiiri bestelendi. Şiirleri adlı derlemesi de önemli Karacaoğlan araştırmalarından. Birçok şiiri bestelendi.

Page 40: HALK EDEBİYATI

YUNUS EMRE YUNUS EMRE

1238'de doğduğu 1320'de öldüğü tahmin ediliyor. Yaşamına ilişkin 1238'de doğduğu 1320'de öldüğü tahmin ediliyor. Yaşamına ilişkin bilgiler sınırlı. Doğum ve ölüm yeri kesin olarak bilinmiyor. 13’üncü bilgiler sınırlı. Doğum ve ölüm yeri kesin olarak bilinmiyor. 13’üncü yüzyılın ortalarına doğru Moğol istilası ve Selçuklu Devleti’nin yüzyılın ortalarına doğru Moğol istilası ve Selçuklu Devleti’nin yıkıldığı dönemde Anadolu’da yaşadığı sanılıyor. Bu dönemin sarsıntı yıkıldığı dönemde Anadolu’da yaşadığı sanılıyor. Bu dönemin sarsıntı ve acıları Yunus’un eserlerinde derin izler bıraktı. Babasının adı ve acıları Yunus’un eserlerinde derin izler bıraktı. Babasının adı İsmail. Çocukluğunda medrese eğitimi gördü. Arapça ve Farsça İsmail. Çocukluğunda medrese eğitimi gördü. Arapça ve Farsça öğrendi. İran ve Yunan mitolojisiyle, tasavvuf tarihini inceledi. öğrendi. İran ve Yunan mitolojisiyle, tasavvuf tarihini inceledi. Ahmed Yesevi'nin müritlerinden Hacı Bektaş Veli ya da Sinan Ahmed Yesevi'nin müritlerinden Hacı Bektaş Veli ya da Sinan Ata’nın halifesi Taptuk Emre’nin dergahında hizmet etti. Taptuk Ata’nın halifesi Taptuk Emre’nin dergahında hizmet etti. Taptuk Emre’nin düşüncelerini yaymak için Anadolu’yu köy köy kasaba Emre’nin düşüncelerini yaymak için Anadolu’yu köy köy kasaba kasaba dolaştı. Eskişehir Sarıköy, Manisa Buna ve Emreköy, Erzurum kasaba dolaştı. Eskişehir Sarıköy, Manisa Buna ve Emreköy, Erzurum Dutçu Köyü, Isparta Keçiborlu ve Karaman’da adına yapılmış Dutçu Köyü, Isparta Keçiborlu ve Karaman’da adına yapılmış mezarlar var. Ama nerede öldüğü ve gömüldüğü kesin belli değil. mezarlar var. Ama nerede öldüğü ve gömüldüğü kesin belli değil. "Vahdet-i vücud" (varlık birliği) tasavvuf yorumunu benimseyen "Vahdet-i vücud" (varlık birliği) tasavvuf yorumunu benimseyen Yunus Emre, keskin bir gözlem gücüne, derin bir hoşgörüye sahipti. Yunus Emre, keskin bir gözlem gücüne, derin bir hoşgörüye sahipti.

Page 41: HALK EDEBİYATI

Dini anlayışıDini anlayışı

Felsefesinde, "şeriat, tarikat, marifet, hakikat" olmak üzere dört bilgi Felsefesinde, "şeriat, tarikat, marifet, hakikat" olmak üzere dört bilgi düzeyi belirler. "Şeriat" İslam'ın kuralları, "tarikat" tarikat kural ve düzeyi belirler. "Şeriat" İslam'ın kuralları, "tarikat" tarikat kural ve yolları, "marifet" keşif ve ilham yoluyla ulaşılan bilgiler, "hakikat" ise yolları, "marifet" keşif ve ilham yoluyla ulaşılan bilgiler, "hakikat" ise en yüksek bilgi olan gerçeğin ya da Tanrı'nın sırrıdır. Yunus'a göre en yüksek bilgi olan gerçeğin ya da Tanrı'nın sırrıdır. Yunus'a göre biri "zahiri" yani dış, diğeri "batini" yani iç olmak üzere iki dünya biri "zahiri" yani dış, diğeri "batini" yani iç olmak üzere iki dünya vardır. Yalnızca iç dünyayla ilgili bilgiler, yani batini bilgiler en vardır. Yalnızca iç dünyayla ilgili bilgiler, yani batini bilgiler en yüksek bilgi derecesine ya da Tanrı'nın sırrına erişir. Tanrı'ya yüksek bilgi derecesine ya da Tanrı'nın sırrına erişir. Tanrı'ya ulaşmak, gerçeğin gizini çözebilmek için bütün dindışı bilimlerden ulaşmak, gerçeğin gizini çözebilmek için bütün dindışı bilimlerden vazgeçmek gerekir. İnsanda "toprak, su, ateş, yel" nitelikleri "can" ile vazgeçmek gerekir. İnsanda "toprak, su, ateş, yel" nitelikleri "can" ile birleşmiştir. "Toprak" ve "su" Cennet'in, "ateş" ve "yel" ise birleşmiştir. "Toprak" ve "su" Cennet'in, "ateş" ve "yel" ise Cehennem'in öğeleridir. Birinci ögeler iyilikleri, ikinci öğeler Cehennem'in öğeleridir. Birinci ögeler iyilikleri, ikinci öğeler kötülükleri simgeler. Tanrı özlemi, Tanrı'ya güvenmek, sabır, onur, kötülükleri simgeler. Tanrı özlemi, Tanrı'ya güvenmek, sabır, onur, iyilik, cömertlik, temiz yüreklilik, dürüstlük, utanma duygusu, iyilik, cömertlik, temiz yüreklilik, dürüstlük, utanma duygusu, kanaatkarlık iyi huylar ya da "iyi özelliklerdir." Gösteriş, kibirlilik, kanaatkarlık iyi huylar ya da "iyi özelliklerdir." Gösteriş, kibirlilik, şehvet, kıskançlık, öfke, cimrilik, kindarlık, dedikoduculuk ve iki şehvet, kıskançlık, öfke, cimrilik, kindarlık, dedikoduculuk ve iki yüzlülü de kötü huylar ya da özelliklerdir. Ona göre, "gönül kırmama" yüzlülü de kötü huylar ya da özelliklerdir. Ona göre, "gönül kırmama" ilkesi şeriat kurallarının üstündedir. Yunus Emre'nin bu görüşü, şeriatı ilkesi şeriat kurallarının üstündedir. Yunus Emre'nin bu görüşü, şeriatı savunan din adamları ile tarikatlar arasında sürüp giden tartışmaların savunan din adamları ile tarikatlar arasında sürüp giden tartışmaların etkisini taşır. etkisini taşır.

Page 42: HALK EDEBİYATI

Şiir anlayışıŞiir anlayışı

Şiirlerini hece ölçüsüyle yazdı. Daha çok 7 ve 8 heceli kalıpları kullandı. Ama aruz Şiirlerini hece ölçüsüyle yazdı. Daha çok 7 ve 8 heceli kalıpları kullandı. Ama aruz denemelerine de yer verdi. Hece ölçüseyle yazdığı dörtlüklerin yanısıra yine hece denemelerine de yer verdi. Hece ölçüseyle yazdığı dörtlüklerin yanısıra yine hece ile beyitler ve gazeller de yazdı. Hece ölçüsünü gazele uyguladığı şiirleri de var. ile beyitler ve gazeller de yazdı. Hece ölçüsünü gazele uyguladığı şiirleri de var. Aruz vezniyle yazdığı şiirlerinde hece ölçüsü uyak sistemine bağlı kaldı. Şiirlerini Aruz vezniyle yazdığı şiirlerinde hece ölçüsü uyak sistemine bağlı kaldı. Şiirlerini Oğuz lehçesi ve gününün konuşma diliyle yazdı. Ama arı bir Türkçe kullandığı Oğuz lehçesi ve gününün konuşma diliyle yazdı. Ama arı bir Türkçe kullandığı söylenemez. Yer yer Arapça ve Farsça tamlamalara yer verdi. Farsça dil kurallarına söylenemez. Yer yer Arapça ve Farsça tamlamalara yer verdi. Farsça dil kurallarına uyduğu, bu kurallarla isim ve sıfat tamlamaları kurduğu, Türkçe sözcükleri yabancı uyduğu, bu kurallarla isim ve sıfat tamlamaları kurduğu, Türkçe sözcükleri yabancı bağlaçlarla bağladığı dikkat çeker. Ama onun şiirlerinde Oğuz lehçesi olağanüstü bağlaçlarla bağladığı dikkat çeker. Ama onun şiirlerinde Oğuz lehçesi olağanüstü bir anlatım gücü ve uyuma ulaştı. Sağlığında düzenlediği divanı bulunamadı. bir anlatım gücü ve uyuma ulaştı. Sağlığında düzenlediği divanı bulunamadı. Günümüzdeki divanları derlemedir. 1904’te birinci, 1924’te ikinci basımları yapılan Günümüzdeki divanları derlemedir. 1904’te birinci, 1924’te ikinci basımları yapılan "Divan-ı Âşık Yunus Emre"nin yanısıra Burhan Toprak ve Abdülbaki "Divan-ı Âşık Yunus Emre"nin yanısıra Burhan Toprak ve Abdülbaki Gölpınarlı’nın derleyip yayınladığı Yunus Emre divanları var. Cahit Öztelli de Gölpınarlı’nın derleyip yayınladığı Yunus Emre divanları var. Cahit Öztelli de Yunus Emre’nin bilinen bütün şiirlerini "Yunus Emre Bütün Şiirleri" isimli kitapta Yunus Emre’nin bilinen bütün şiirlerini "Yunus Emre Bütün Şiirleri" isimli kitapta topladı. topladı.

Page 43: HALK EDEBİYATI

AŞIK VEYSEL AŞIK VEYSEL

25 Ekim 1894’te Sivas’ın Şarkışla ilçesi Sivrialan köyünde dünyaya 25 Ekim 1894’te Sivas’ın Şarkışla ilçesi Sivrialan köyünde dünyaya geldi. 21 Mart 1973’te yine Sivrialan’da yaşamını yitirdi. Çocukken geldi. 21 Mart 1973’te yine Sivrialan’da yaşamını yitirdi. Çocukken çiçek hastalığı yüzünden bir gözünü, daha sonra bir kaza sonucu diğer çiçek hastalığı yüzünden bir gözünü, daha sonra bir kaza sonucu diğer gözünü kaybetti. Saz çalmayı öğrendi. Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, gözünü kaybetti. Saz çalmayı öğrendi. Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan, Emrah, Dadaloğlu gibi halk ozanlarından etkilenerek Karacaoğlan, Emrah, Dadaloğlu gibi halk ozanlarından etkilenerek türkü yorumu ve sazda ustalaştı. İki kez evlendi. 7 çocuğu oldu. türkü yorumu ve sazda ustalaştı. İki kez evlendi. 7 çocuğu oldu. Anadolu’yu kent kent dolaşıp şiirlerini sazıyla seslendirdi. Köy Anadolu’yu kent kent dolaşıp şiirlerini sazıyla seslendirdi. Köy Enstitüleri’nde saz ve halk türküleri dersleri verdi. Ölüm nedeni Enstitüleri’nde saz ve halk türküleri dersleri verdi. Ölüm nedeni akciğer kanseri. En güzel şiirlerinden bazılarını ölümünden hemen akciğer kanseri. En güzel şiirlerinden bazılarını ölümünden hemen önce yazdı. Şimdi Şarkışla’da her yıl adına bir şenlik yapılır. Türkçesi önce yazdı. Şimdi Şarkışla’da her yıl adına bir şenlik yapılır. Türkçesi yalındır. Dili ustalıkla kullanır. Tekniği gösterişsiz ve nerdeyse yalındır. Dili ustalıkla kullanır. Tekniği gösterişsiz ve nerdeyse kusursuzdur. Yaşama sevinciyle hüzün, iyimserlikle umutsuzluk kusursuzdur. Yaşama sevinciyle hüzün, iyimserlikle umutsuzluk şiirlerinde iç içedir. Doğa, toplumsal olaylar, din ve siyasete ince şiirlerinde iç içedir. Doğa, toplumsal olaylar, din ve siyasete ince eleştiriler yönelttiği şiirleri de var. Şiirleri, Deyişler (1944), Sazımdan eleştiriler yönelttiği şiirleri de var. Şiirleri, Deyişler (1944), Sazımdan Sesler (1950), Dostlar Beni Hatırlasın (1970) isimi kitaplarında Sesler (1950), Dostlar Beni Hatırlasın (1970) isimi kitaplarında toplandı. Ölümünden sonra Bütün Şiirleri (1984) adıyla eserleri tekrar toplandı. Ölümünden sonra Bütün Şiirleri (1984) adıyla eserleri tekrar yayınlandı. yayınlandı.

Page 44: HALK EDEBİYATI

DADALOĞLU DADALOĞLU

19’uncu yüzyılda yaşadı. Asıl adı Veli. Türkmen-Avşar aşıklarının önde 19’uncu yüzyılda yaşadı. Asıl adı Veli. Türkmen-Avşar aşıklarının önde gelenlerinden. Kul Mustafa mahlasını da kullanan Aşık Musa’nın oğlu. Toros gelenlerinden. Kul Mustafa mahlasını da kullanan Aşık Musa’nın oğlu. Toros dağlarında Kozan, Erzin, Payas yörelerinde yaşayan göçebe Türkmenlerin Avşar dağlarında Kozan, Erzin, Payas yörelerinde yaşayan göçebe Türkmenlerin Avşar boyundan. Az da olsa eğitim aldı. Avşar beylerinden Küçük Alioğlu ile boyundan. Az da olsa eğitim aldı. Avşar beylerinden Küçük Alioğlu ile Kozanoğlu’nun yanında imamlık, katiplik yaptığı anlatılır ama bu konuda yeterli Kozanoğlu’nun yanında imamlık, katiplik yaptığı anlatılır ama bu konuda yeterli bilgi yok. Daha çok Gavurdağı ve Ahır Dağı yörelerinde yaşadı. Çukurova'yı, bilgi yok. Daha çok Gavurdağı ve Ahır Dağı yörelerinde yaşadı. Çukurova'yı, Toroslar'ı, Orta Anadolu'yu dolaştı. Şiirlerinde göçerlik koşullarını, döneminde orta Toroslar'ı, Orta Anadolu'yu dolaştı. Şiirlerinde göçerlik koşullarını, döneminde orta Anadolu’da hüküm süren aşiret kavgaları ve aşiretlerin Osmanlı Devleti ile Anadolu’da hüküm süren aşiret kavgaları ve aşiretlerin Osmanlı Devleti ile savaşlarını duru ve yalın bir dille yansıttı. Dili Anadolu Türkmen boylarının savaşlarını duru ve yalın bir dille yansıttı. Dili Anadolu Türkmen boylarının kullandığı halk Türkçesi. Asıl ününü kavga türküleri ile yaptı ama duygu ve aşk kullandığı halk Türkçesi. Asıl ününü kavga türküleri ile yaptı ama duygu ve aşk konularını da aynı başarıyla işledi. Yüz kadar şiiri sözlü kaynaklardan derlenerek konularını da aynı başarıyla işledi. Yüz kadar şiiri sözlü kaynaklardan derlenerek günümüze ulaştı. Bu derlemeleri Cahit Öztelli, Taha Toros, Haşim Nezihi Okay, günümüze ulaştı. Bu derlemeleri Cahit Öztelli, Taha Toros, Haşim Nezihi Okay, Ahmet Z. Özdemir ile Saim Sakaoğlu yayınladı. Diğer 19'uncu Yüzyıl halk Ahmet Z. Özdemir ile Saim Sakaoğlu yayınladı. Diğer 19'uncu Yüzyıl halk ozanlarından iki noktada ayrılır. Kent yaşamından uzak kaldığı için şiirlerinde hep ozanlarından iki noktada ayrılır. Kent yaşamından uzak kaldığı için şiirlerinde hep göçerlik ortamını yansıttı. Diğer yandan yine kentte bulunmayışı nedeniyle çağdaşı göçerlik ortamını yansıttı. Diğer yandan yine kentte bulunmayışı nedeniyle çağdaşı halk ozanlarında sık rastlanan divan şiirine yakınlık onda hiç görülmez. halk ozanlarında sık rastlanan divan şiirine yakınlık onda hiç görülmez. Karacaoğlan'ın aşk ve doğa şiirlerindeki üstün yeteneği ile, Köroğlu'nun yiğit ve Karacaoğlan'ın aşk ve doğa şiirlerindeki üstün yeteneği ile, Köroğlu'nun yiğit ve kavgacı anlatımını birleştirir. kavgacı anlatımını birleştirir.

Page 45: HALK EDEBİYATI

KÖROĞLU KÖROĞLU

16 ve 17'inci yüzyılda yaşadı. Kimliğiyle ilgili birçok söylenti var. 16 ve 17'inci yüzyılda yaşadı. Kimliğiyle ilgili birçok söylenti var. Birincisi, 16 ve 17’nci yüzyılda yaşadı. Yeniçeri ocağından yetişen bir Birincisi, 16 ve 17’nci yüzyılda yaşadı. Yeniçeri ocağından yetişen bir şair. 1578-1590 arasındaki Osmanlı-İran savaşlarına katıldı. Bir tür şair. 1578-1590 arasındaki Osmanlı-İran savaşlarına katıldı. Bir tür ordu şairidir. İkinci savunmaya göre, Balkanlar’dan Orta Asya’ya ordu şairidir. İkinci savunmaya göre, Balkanlar’dan Orta Asya’ya kadar geniş bir alana yayılmış destansı ve türkülü halk öyküsündeki kadar geniş bir alana yayılmış destansı ve türkülü halk öyküsündeki kahraman Köroğlu. İkinci Köroğlu, Bolu Gerede çevresinde yaşadı. kahraman Köroğlu. İkinci Köroğlu, Bolu Gerede çevresinde yaşadı. Asıl adı Ruşen. Devlete karşı ayaklandı. Sivas-Tokat yolu üzerindeki Asıl adı Ruşen. Devlete karşı ayaklandı. Sivas-Tokat yolu üzerindeki Çamlıbel’e yerleşip eşkıyalık yaptı. Ama adil bir eşkıya idi. Bir başka Çamlıbel’e yerleşip eşkıyalık yaptı. Ama adil bir eşkıya idi. Bir başka söylentiye göre de, Bolu Beyi’nin seyisi Yusuf’un oğlu Ruşen Ali asıl söylentiye göre de, Bolu Beyi’nin seyisi Yusuf’un oğlu Ruşen Ali asıl Köroğlu’dur. Bolu Beyi, babası Yusuf’un gözlerine mil çektirdi. Köroğlu’dur. Bolu Beyi, babası Yusuf’un gözlerine mil çektirdi. Ruşen Ali, babasını sağaltmak için Aras Irmağı’na götürdü. Ama ilaç Ruşen Ali, babasını sağaltmak için Aras Irmağı’na götürdü. Ama ilaç olacak köpükleri kendisi içip yiğitlik ve şairlik gücü kazandı. olacak köpükleri kendisi içip yiğitlik ve şairlik gücü kazandı. Çamlıbel’e yerleşip babasının intikamını almak üzere Bolu Beyi’ne Çamlıbel’e yerleşip babasının intikamını almak üzere Bolu Beyi’ne savaş açtı. Köroğlu hikayesi, Azerbaycan, İran, Türkmenistan, savaş açtı. Köroğlu hikayesi, Azerbaycan, İran, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan ve Balkanlar’da da bilinir. Yeniçeri aşığı Özbekistan, Kazakistan ve Balkanlar’da da bilinir. Yeniçeri aşığı Köroğlu’nin şiirleri dil ve anlatım bakımından öykü kahramanı Köroğlu’nin şiirleri dil ve anlatım bakımından öykü kahramanı Köroğlu adına söylenen şiirlerden çok farklıdır. Köroğlu ile ilgili ilk Köroğlu adına söylenen şiirlerden çok farklıdır. Köroğlu ile ilgili ilk araştırmayı Pertev Naili Borotav yaptı. Cahit Öztelli’nin de Köroğlu-araştırmayı Pertev Naili Borotav yaptı. Cahit Öztelli’nin de Köroğlu-Dadaloğlu ve Kuloğlu adlı yayınlanmış bir araştırması var. Dadaloğlu ve Kuloğlu adlı yayınlanmış bir araştırması var.

Page 46: HALK EDEBİYATI

Top Related