Transcript

1

DUYU ORGANLARI

Çevremizde sayısını bilemediğimiz kadar olay gerçekleşir. Yani neredeyse her zaman bir uyarı ile karşılaşırız. Peki bu uyarılardan biz nasıl haberdar olabiliriz? Örneğin bir cismin sesi, sıcaklığı, sertliği, rengi, kokusu, görüntüsü gibi uyarıları nasıl alırız?

Tüm bu saydığımız olayları bizlerde bulunan duyu organları sayesinde alabiliriz. Yani dışarıdan gelen uyarıları almamızı sağlayan organlara duyu organları denir. Peki bu aldığımız uyarılar beynimize nasıl ulaşır ve tepki veririz?

Dışarıdan gelen uyarılarılar duyu organlarında bulunan özel hücreler (duyu almaçları)

tarafından alınır.

Ve çevresel sinir sistemindeki sinir(nöron) hücrelerine verilir. Uyarı burada uyartı(elektriksel mesaj) halini alır, çevresel sinir sistemindeki sinir hücreleri bu uyartıları beyne gönderir. Beyne gelen uyartı beynin duyu merkezlerinde değerlendirilir ve gerekli cevaplar aynı şekilde gerekli organlara yollanır. Bu şekilde uyarılara tepki vermiş oluruz.

2

GÖZ Varlıklardan gelen ışığı alarak onları görmemizi sağlayan organımızdır. Kafatasının ön kısmındaki iki çukur bölgede yer almaktadır. 2 adet gözümüz vardır. Göz çeşitli bölümlerden meydana gelmiştir.

Gözü Koruyan ve Yardımcı Yapılar 1-Göz Kapakları: Gözü dış etkilerden korur ve (göz kırpma sayesinde) gözün nemli kalmasını sağlar.

2-Kaşlar: Alından gelen teri tutarak göz inmesini önler.

3-Kirpikler: Göze gelen tozları tutarak göze girmesini önler.

4-Gözyaşı Bezleri: Salgıladığı gözyaşı salgısı ile gözün temizlenmesini ve nemli olmasını sağlar.

5-Yağ (Çapak) Bezleri: Salgıladığı yağ salgısı ile gözün göz çukuru içinde kolay hareket etmesini ve göz çukurunun kaygan olmasını sağlar. Yağ bezleri göz kapaklarının kenarında bulunur.

6-Göz Kasları: Göz kasları gözün sağa sola yukarı aşağı hareket etmesini sağlayan çizgili kaslardır.

3

Gözün Yapısı Göz 3 bölümden meydana gelir Bunlar dıştan içe doğru; 1-Sert tabaka 2-Damar tabaka 3-Ağ tabaka

1-Sert Tabaka(Göz Akı) Gözün en dış kısmındaki gözü dıştan saran, gözü dış etkilerden koruyan beyaz renkli koruyucu tabakadır.

• Sert tabakada kan damarları bulunmaz.

• Bu tabaka göze yuvarlak şeklini verir.

Sert tabaka gözün ön kısmında saydamlaşarak saydam tabakayı (KORNEA) oluşturur.

Saydam tabaka göze ışığın ilk geldiği yerdir. Saydam tabaka göze gelen ışığı kırarak göz bebeğine düşürür.

2-Damar Tabaka

Sert tabaka ile ağ tabaka arasında bulunan tabakadır. Damar tabakanın yapısında çok sayıda kılcal kan damarı bulunur. Bu kılcal damarlar sayesinde göz beslenir. (Ve ayrıca siyah renk pigmentleri (tanecikleri) bulunur, siyah renk pigmentleri ise gözünün içinin karanlık olmasını, yansıma olmamasını ve net görüntü elde edilmesini sağlar.)

4

Damar tabaka gözün ön kısmına geldiğinde irisi ve göz bebeğini oluşturur.

İris: Gözün ön kısmında, düz kaslardan yapılan renkli (siyah, kahverengi, mavi, yeşil, ela) tabakadır. İris dışarıdan gelen ışığın miktarına göre kasılıp gevşeyerek göz bebeğinin büyüyüp küçülmesini sağlar. Göz Bebeği: Gözün ön kısmında ve irisin ortasında bulunan açıklıktır. Göz bebeği, göze gelen ışığın gözün iç kısmına ilk girdiği yerdir. Göz bebeği, iris sayesinde büyüyüp küçülerek göze giren ışık miktarını ayarlar.

3-Ağ Tabaka (Retina)

Gözün en iç tabakasıdır. Gözdeki görme duyu almaçları bu tabakada bulunur(Görme duyu almaçları ağ tabakanın her yerinde bulunabilir). Görme duyu sinirleri bu tabakadan çıkar görüntü bu tabakada oluşur. Ağ tabaka gözün ön kısmında göz merceğini oluşturur.

Göz Merceği (Lens) : Ağ tabakanın gözün ön kısmındaki bölümüdür. Göz merceği, göz bebeğinden gelen ışınları, kırar ve sarı benek üzerine düşürür.(Göze gelen ışınların ikinci defa kırıldığı yerdir.)

5

Sarı benek ve kör nokta da ağ tabakada bulunur. Sarı Benek (Sarı Leke): Gözdeki duyu almaçlarının en fazla bulunduğu yerdir. Ağ tabakada en net görüntünün oluştuğu yerdir ve göz bebeğinin tam karşısında bulunur.

Görüntü sarı benekte ters olarak oluşur.

Kör Nokta: Sarı beneğin altında bulunan, görme duyu sinirlerinin gözden çıktığı yerdir. Kör noktada görme duyu hücreleri bulunmaz ve burada görüntü oluşmaz.

6

Gözün Kısımları(Genel)

Görme Olayı Bir cismin görülebilmesi için o cismin ya ışık kaynağı olması ya da ışık kaynağı tarafından aydınlatılmış olması gerekir. 1-Cisme bakıldığında cisimden çıkan veya yansıyan ışınlar önce saydam tabakada kırılarak göz bebeğine gelir. 2-Göz bebeği gelen ışığın miktarını (şiddetini) iris sayesinde ayarlar ve ışınlar göz bebeğinden geçerek göz merceğine gelir. 3-Işınlar göz merceğinde kırılarak ağ tabakadaki sarı benek üzerine ters olarak düşer.

4-Sarı benek üzerine düşen ışınlar ters görüntü oluşturur ve burada oluşan görüntü görme duyu almaçları tarafından alınarak görme duyu sinirlerine aktarılır. 5-Görme duyu sinirleri görüntüyü beynin görme duyu merkezine iletir. Görme duyu merkezinde gelen bilgiler değerlendirilir, ters olan görüntü düzeltilir ve görme olayı gerçekleşir.

7

Göz Kusurları Miyopluk

Bu göz kusurunda görüntü sarı benekte değil, önünde oluşur. Miyop insanlar yakını görür, fakat uzaktaki cisimleri net göremez. Sebepleri Göz merceğinin ışığı fazla kırmasıdır. Düzeltilmesi Kalın kenar mercekli gözlük kullanılarak normal görüntü elde edilir.

Hipermetropluk

Hipermetrop gözde görüntü sarı lekenin gerisinde oluşur. Hipermetrop göz uzaktaki cisimleri görür, fakat yakındaki cisimleri net göremez. Sebepleri Göz merceğinin ışığı normalden az kırmasıdır. Düzeltilmesi İnce kenar mercekli gözlük kullanılarak normal görüntü elde edilir.

Astigmatlık Merceğin veya saydam tabakanın yüzeyinin pürüzlenmesiyle oluşur. Bütün cisimler bulanık gözükür. Silindirik kenar mercekli gözlük kullanılarak normal görüntü elde edilir.

Presbitlik Göz merceğinin esnekliğini kaybetmesiyle oluşur. Yakındaki cisimlere uyum yapamaz. İnce kenar mercekli gözlük kullanılarak normal görüntü elde edilir. Genellikle yaşlılarda görülür.

8

Renk Körlüğü (Daltonizm) Kırmızı ve yeşil renkleri ayıramazlar. Tedavisi yoktur. Kalıtsal bir hastalıktır.

Şaşılık Göz yuvarlağını hareket ettiren kasların normalden uzun ya da kısa olmasından kaynaklanır. Ameliyatla düzeltilebilir.

Katarakt Genellikle yaşlılarda görülür, bulanık görmedir. Göz merceğinin saydamlığını kaybetmesi sonucu oluşur. Ameliyatla tedavi edilir.

Göz Sağlığı ve Korunması 1- Göz temiz tutulmalıdır. 2- Başkalarına ait havlu, mendil gibi eşyalar kullanılmamalıdır. 3- Yakından uzun süre televizyon izlenmemelidir. (3 – 4 m uzaklıktan bakılmalıdır).

4- Okuma veya yazma sırasında göz ile cisimler arasındaki uzaklık 25 – 30 cm olmalıdır. 5- Göz aşırı ışıktan korunmalıdır. (Güneşli günlerde gözlük kullanılmalıdır). 6- Okuma veya yazma sırasında az veya fazla ışık engellenmelidir. (Beyaz kağıtlı kitap ile saman kağıtlı kitap arasındaki ışığı emme ve yansıtma farkı nedeniyle saman kağıtlı kitap daha rahat okunur). 7- Görme olayını güçlendirmek için A vitamini içeren besinler (havuç, yumurta, yeşil sebzeler) alınmalıdır 8- Uzun süre televizyon ya da bilgisayara bakılması halinde veya sürekli uzağa ya da yakına bakılması halinde göz dinlendirilmelidir. 9- Rahatsızlıklarda doktora başvurulmalıdır.

9

KULAK Kulak, işitme duyu organıdır. Çevreden gelen ses dalgalarının işitilmesini ve beyincikle birlikte denge olayının gerçekleşmesini sağlar.

Aynı göz gibi 3 bölümden oluşur. a)Dış kulak b)Orta kulak c)İç kulak

Dış Kulak Dış kulak, kulak kepçesi, kulak yolundan oluşur.

Kulak Kepçesi

Kulak kepçesi, kıkırdaktan yapılmış, üzeri deri ile örtülmüş ve kıvrımlı yapıya sahip olan kısımdır. Görevi: Çevreden gelen ses dalgalarını huni gibi toplayarak kulak yoluna iletmektir. (Kulak kepçesinin alt kısmında içi yağla dolu olan kulak memesi bulunur. )

10

Kulak Yolu Yapısı boru şeklindedir. Görevi: Kulak kepçesinden gelen sesleri kulak zarına iletmektir. Ayrıca içerisinde bulunan kıllar ve salgı bezleri sayesinde toz, böcek ve diğer parçacıkların girmesini önler. Orta Kulak Dış kulaktan gelen seslerin iç kulağa aktarılmasını sağlar. Kulak zarı, çekiç, örs, üzengi kemikleri, östaki borusu, oval pencereden meydana gelir.

Kulak Zarı İnce, esnek canlı bir zardır. Kulak yolundan gelen sesleri alarak titreşir ve sesi orta kulaktaki çekice iletir.

11

Çekiç, Örs, Üzengi Vücudumuzun en küçük kemikleridir. Üçüne birden kemik köprü adı verilir. Şekilleri çekiç, örs ve üzengiye benzediği için bu ismi almışlardır.

Görevi: Kulak zarından aldıkları seslerin şiddetini arttırarak oval pencereye iletmektir.

Östaki Borusu Boru şeklindeki kanaldır. Östaki borusu yutağa açılır, bu sayede kulak zarının her iki tarafındaki basınç dengelenmiş olur. Bu sayede kulak zarı yırtılmamış olur. İşitme ile alakası yoktur.

Oval Pencere Orta kulakla iç kulak arasındadır. Yuvarlak bir yapısı olduğu için bu adı almıştır. Üzengiden aldığı ses dalgalarını iç kulaktaki dalız adlı sıvıya iletir.

12

İç Kulak Kulaktaki duyu almaçları, duyma sinirlerinin bulunduğu yerdir. Burada yarım daire kanalları, dalız, salyangoz bulunur.

Dalız Oval pencere ile salyangoz arasında bulunan sıvı bölgedir. Görevi: Oval pencereden gelen sesleri dalgasal bir hareketle salyangoza iletmektir.

Salyangoz

Şekli salyangoza benzediği için bu ismi almıştır, içerisinde sıvı bulunmaktadır. İçerisinde duyma duyu almaçları ve duyma sinirleri vardır. Bu yüzden duyma olayı burada gerçekleşir. Dalızdan gelen ses dalgaları salyangozdaki sıvı sayesinde duyu almaçlarına gelir ve duyu almaçları tarafından alınan sesler sinirler yardımıyla beyindeki duyma alanına iletilir.

Yarım Daire Kanalları

3 tane yarım daireden meydana gelmiştir. İşitmede görev almaz. İçerisi fazla akışkan olmayan sıvı ile doludur. Görevi: Beyincikle beraber çalışarak vücudun dengesini sağlar.

13

İşitme Nasıl Gerçekleşir? 1-Ses, havada dalgalar (su dalgaları gibi) halinde yayılır. Çevreden gelen ses dalgaları kulak kepçesi tarafından toplanarak kulak yoluna iletilir. 2-Ve kulak yolu ile kulak zarına getirilerek kulak zarı titreştirilir.

3-Kulak zarı titreşince buraya bağlı olan çekiç–örs–üzengi kemikleri de titreşir ve bu kemikler ses titreşimlerinin şiddetini arttırarak bu titreşimleri oval pencereye verirler.

4-Oval penceredeki ses titreşimleri burada bulunan dalız ile (içindeki sıvıyı titreştirmesi sayesinde) alınarak salyangoza iletilir.

5-Salyangoza gelen ses titreşimleri işitme duyu hücreleri(almaçları) tarafından alınarak işitme duyu sinirlerine aktarılır ve sinirler yardımıyla beynin işitme duyu merkezine taşınır.

6-Gelen uyartılar beyin tarafından değerlendirilir ve işitme olayı gerçekleşir.

Kulak Sağlığı Ve Korunması

1- Kulak yolu kirlendiğinde temizlenmelidir. (İşitme zorluğuna yol açabilir). 2- Ucu sivri eşyalarla kulak karıştırılmamalıdır. (Kulak zarı yırtılabilir). 3- Kulağa su kaçtığında temizlenmelidir. 4- Şiddetli darbelerden korunmalıdır. (Kulak zarı yırtılabilir veya kulak kemikleri yerlerinden oynayabilir). 5- Gürültülü (yüksek) ortamlarda bulunulmamalıdır. 6- Çok yüksek gürültüde ağız açılmalıdır. (Ağızdan giren hava ile orta kulaktaki hava basıncını dengelemek için). 7- Yüksek sesle bağırılmamalıdır. (Kulak zarının gerilmesine neden olur). 8- Diş sağlığına dikkat edilmelidir. (Çürük dişler orta kulak iltihabına yol açar). 9- Rahatsızlıklarda doktora gidilmelidir

14

İşitme Bozuklukları • Kulak zarı sertleşmesi • Orta kulak kemik kaynaması • İç kulaktaki hasarlar • Kulak zarı yırtılması • Kulak kemiklerinin yerinden oynaması • İşitme duyu sinirlerinin zedelenmesi • Orta kulak iltihabı

Bazı Kulak Rahatsızlıklarında Teknolojinin Kullanımı İşitme Cihazları: Dışarıdan gelen seslerin şiddetini yükselterek onları kulağın duyabileceği seviyeye getiren küçük elektronik aletlerdir. Genellikle iç kulakla ilgili işitme kayıplarında kullanılır ancak bazen orta kulak rahatsızlıkları için de kullanılabilmektedir. işitme cihazı sesi yükseltir ama işitme kaybını düzeltmez. Mikrofon, pil ve kulaklık gibi bazı temel parçalardan oluşur. İşitme cihazları duyma bozukluğu olan her yaştaki insan tarafından kullanılabilir. Wireless Teknolojisi: Duymayan kulaktan duyan ya da az işitme kaybı olan kulağa kablosuz iletim sağlayan yeni bir teknolojidir. Hasta bu cihazla, sesleri daha iyi duyar. Yandaki fotoğrafta wireless özelliğine sahip işitme cihazları görülmektedir.

15

DERİ

Deri, vücudun dış yüzeyini örten dokunma, hissetme duyu organıdır. (En büyük duyu organıdır). Deri, sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık, ağrı, basınç, düzlük, pürüzlülük gibi çevreden gelen uyarıları yani dış etkileri algılayabilir.

Ayrıca derinin daha birçok görevi vardır; 1- Vücudu dış etkilere (çarpma) karşı korur. 3- Vücuda mikropların girmesini önler. 4- Vücudun su kaybetmesini önler. 5- Vücut ısısını ayarlar. (Terleme ve yağ dokusu sayesinde). 6- Terleme yoluyla su, madensel tuzlar ve zararlı maddeleri atarak boşaltıma yardımcı olur. 7- Gaz alışverişi yaparak solunuma yardımcı olur. Deri, üst deri ve alt deri olmak üzere iki tabakadan oluşmuştur

Üst deri Derinin en dış kısmıdır. Görevi alt deriyi korumaktır. Bu tabakada kan damar ve sinirler bulunmaz ve üst derinin en üst bölgesi ölü hücrelerden meydana gelmiştir.

Saç, kıl, tırnak, boynuz gibi yapılar üst deriden vücut yüzeyine çıkarlar.

16

Ölü hücrelerinin alt kısmındaki canlı tabakada deriye rengini veren maddeler bulunur. Ayrıca bu tabaka bizi güneşin zararlı ışınlarına karşı korur.

Alt deri Tamamı canlı hücrelerden meydana gelmiştir. Burada kan damarları, sinirler, ter bezleri, kıl kökleri, yağ bezleri, duyu almaçları bulunur. (Alt deride dokunma duyu hücreleri ile duyu sinir uçlarının bulunduğu yere duyu cisimciği denir.) Alt deride bulunan ter bezleri, terleme ile boşaltıma yardımcı olur. Alt derinin en alt kısmında yağ tabakası bulunur. Bu yağ tabakası vücudu dış etkilerden ve ısı kaybından korur.

Nasıl Hissederiz? Alt deride bulunan duyu almaçları derimize dış çevreden gelen uyarıları (sıcak –soğuk- sert- yumuşak- basınç) alır. Aldıkları bu uyarıları sinirlere iletir, Sinirlerde bu uyarıları beynin hissetme merkezine götürür Beyin bu uyarıyı değerlendirir ve gerekli cevabı gerekli organlara iletir.

17

Deri Sağlığı İçin; 1- Haftada en az 2 defa banyo yapmalıyız. 2-Elleri yemekten önce ve sonra ve yatmadan önce ayaklarımızı mutlaka yıkamalıyız. 3-Güneş ışınlarına fazla maruz kalmamalıyız. 4-Derimizde meydana gelen ezilme, kesilme gibi durumlarda derinin mikrop kapmamasına özen göstermeliyiz. 5-Deri hastalıklarında mutlaka doktora gidilmelidir. 6- Sigara kullanmamalıyız çünkü sigara cildin erken yaşlanmasına sebep olur.

Derideki Hastalıklar Kurdeşen Egzama(bu iki hastalık alerjiktir.) Deri iltihaplanması(yaralara gerekli bakım yapılmadığında derinin mikrop kapmasıyla

ortaya çıkar) Mantar hastalıkları(mikroorganizma mantarların sebep olduğu hastalıktır)

18

BURUN BURUN koku almamızı sağlayan duyu organımızdır. Aynı zaman solunumda da görevlidir.(soluk alıp vererek) Yani kısacası burun soluduğumuz havanın temizlenmesini, ısıtılmasını, nemlendirilmesini ve kokuların algılanmasını sağlar. Burnun uç kısımları kıkırdaktan arka kısımları kemikten meydana gelmiştir. İki delik ile dışarı ve arka kısımdan yutağa bağlıdır.

Burun; burun deliği, burun kanalları burun boşluğu, sarı bölgeden ve sinüslerden meydana gelmiştir. Burun Kanalları

Burun kanalları 2 kanaldan oluşmuştur. Burun kanallarındaki kıllar ve mukus sayesinde dışarıdan gelen toz vb. maddeler tutulur böylece burna temiz hava girmiş olur.

19

Burun Boşluğu Burun boşluğunun ön tarafı burun kanalları ile dışarı açılır arka kısmı ise yutağa açılır.

Burun boşluğunun iç yüzeyi mukoza tabakası ile kaplıdır. Bu mukoza tabakası salgıladığı mukus sıvısı ile burnun nemli kalmasını sağlar. Bu sayede burna gelen hava ısınmış ve temizlenmiş olur. Burun boşluğunun üst kısmında koku almaçlarının bulunduğu sarı bölge bulunur. Sarı bölge Burun boşluğunun üst tarafında koku almaçlarının yoğun olarak bulunduğu sarı bölge bulunur. Duyu almaçlarına koku sinirleri bağlıdır.

Nasıl Koku Alırız? 1-Cisimlerdeki koku molekülleri buharlaşarak cisimden ayrılır ve hava molekülleri ile burunun deliklerinden içeri girer. 2-İçeri giren hava ve koku molekülleri burun boşluğundaki mukus sıvısı içerisinde çözünür ve sarı bölgedeki duyu almaçlarını uyarır. 3-Kokuyu alan koku almaçları bu uyarıyı sinir hücrelerine onlarda beyne iletir. 4-Beyindeki koklama bölgesine gelen koku uyarısı bu bölge tarafından değerlendirilir ve gerekli cevaplar gerekli organlara gönderilir.

20

5-Böylece koku alma olayı gerçekleşmiş olur.

Burun Sağlığı ve Korunması

1- Burun temiz tutulmalıdır. 2- Burun kılları kopartılmamalıdır. 3- Burun karıştırılmamalıdır. (Mukozanın zarar görmemesi için). 4- Keskin ve yakıcı kokulu maddelerden (asit, amonyak,..) uzak durulmalıdır. 5- Burun kanamalarında burun kemikleri sıkılmalı ya da burun üzerine buz konulmalıdır. 6- Nezle ve gribe karşı C vitamini içeren besinler alınmalıdır. 7- Burun tıkanmışsa temizlenmelidir. 8- Sinüzite yakalanmamak için burna bol su verilmelidir.

Burun Hastalıkları Sinüzit Saman nezlesi Burun akıntısı Burun kanaması

21

DİL Çeşitli besinlerdeki tatları algılamamızı sağlayan çizgili kaslardan oluşmuş duyu organıdır. Ayrıca yutma, konuşma, çiğnemeye yardımcı olur.

Dilimizin üzerinde tatları algılamamızı sağlayan tat tomurcukları bulunur. Bu tomurcukların içerisinde çok sayıda duyu almacı ve sinirler vardır.

Tat tomurcukları dilin her bölümünde vardır ama belli tatları algılayan tat tomurcukları belli bölgelerde yoğunlaşmışlardır.

22

Tat Alma Olayı 1-Besinlerin (cisimlerin) tadının algılanabilmesi için o besin maddesinin (veya cismin) dildeki veya damaktaki tükürük sıvısı içinde çözünmesi (erimesi) gerekir. 2-Tükürük sıvısı içinde çözünen besinler, dilin üst kısmındaki

tat tomurcuklarında bulunan tat alma duyu almaçlarını uyarır(yani duyu almaçları tarafından alınır). 3-Duyu almaçları tarafından alınan bu uyarılar tat alma duyu sinirleri yardımıyla beyindeki tat alma duyu merkezine iletilir. 4-Gelen uyartılar beyin tarafından değerlendirilir ve besinlerin tadı algılanmış olur (tat alma olayı gerçekleşir).

Tat Alma ve Koku Alma Arasındaki İlişki Beyinde, tat alma ve koku alma duyu merkezleri birlikte çalıştığı için tat alma ve koku alma duyu organları (yani burun ve dil de) birlikte çalışır. Bu nedenle kokusu iyi algılanamayan besinlerin tadı da iyi algılanamaz.

Dil Sağlığı İçin; 1-Ağzımızı her zaman temiz tutmalı dişlerimizi fırçalamalıyız. 2- Tat tomurcuklarının zarar görmemesi için çok sıcak ve çok soğuk içecekler içmemeli ve yememeliyiz. 3-Sigara, alkol, uyuşturucu tat kaybına sebep olacağından kullanmamalıyız.

Dil Hastalıkları

Tat körlüğü

Dil iltihabı

Dil yaraları

23

ORGAN BAĞIŞI Kişinin hayatta iken kendi iradesi ile ölümünden sonra doku ve organlarının başka bir insanın tedavisi için kullanılmasına izin vermenize organ bağışı denir. Organ bağışı yapabilmek için 18 yaşını doldurmak gerekir. Ayrıca organ bağışı yapmak isteyen bir kişi bu isteğini yazılı ve sözlü olarak şahitler huzurunda belirtmesi gerekir. Hangi organlar bağışlanabilir? Sağlıklı her organ bağışlanabilir. Ülkemizde: kalp, akciğer, böbrek, karaciğer ve pankreas gibi organlar; kalp kapağı, gözün kornea tabakası, kas ve kemik iliği gibi dokular başarıyla nakledilebilmektedirler.

• Organlarını bağışlayan bir kişi birçok insana yaşama şansı verebilir.

Organ Nakli Görev yapmayacak durumda olan veya hastalık sonucu bedenimize zararlı hale gelen bir organın yerine sağlam bir organın nakledilmesi işlemine organ nakli denilir. Organ nakli canlı veya beyin ölümü gerçeklemiş kişilerden alınan organlarla yapılır. Canlı kişilerden organ nakli, organ veren kişinin yaşamını riske sokmayacak çift organların birini almak ile mümkündür (böbrek, parça olarak karaciğer ve pankreas gibi). Organ nakli Sağlık Bakanlığı ve Üniversite hastanelerinin “Organ Nakil Merkezleri”nde gerçekleştirilir.


Top Related