dosya zemin teknolojileridÜnya · akbaş, çok çeşitli zemin iyileştirme yöntemlerini birçok...

1
DÜNYA 01 CMYK > DÜNYA GAZETESİ SEKTÖR ARAŞTIRMASI SAYI:14 > 21 NİSAN 2011 Zemin Teknolojileri DÜNYA l DOSYA Türk Mühendis ve Mimar Oda- ları Birliği (TMMOB) Jeofizik Mühendisleri Odası Teknik Ko- ordinatörü Murat Akbaş, yü- rürlükteki mevzuatın yerel yö- netimlerce uygulanmasında bir- çok aksaklığın göze çarptığına dikkat çekerek, sadece sondaj verilerine dayalı zemin analizle- ri ve sondaj ile elde edilen para- metrelerin depreme dayanıklı yapı tasarımı için yeterli olma- dığını savundu. Sektörel bazda çalışan mühendislerin önünü tıkayan bu olumsuzluğun bir an önce devlet tarafından giderilmesi gerektiğini söyleyen Ak- baş, 21. yüzyılda hâlâ teknolojik gelişmeyi takip edemeyen bir sistemin afet zararlarının azaltılması yönünde başarılı ol- masının mümkün olmadığını dile getirdi. 1999 depremlerinden sonra sektörün hızla geliştiğini be- lirterek, sektörün gelişmesini hızla sürdürdüğünü aktaran Ak- baş, diğer bir konunun da zemin iyileştirmesi amacı ile uy- gulanan metotlar olduğunu kaydetti. Akbaş, çok çeşitli zemin iyileştirme yöntemlerini birçok firmanın gelişmiş makine par- kı ile gerçekleştirebildiğini vurguladı. Zemin teknolojisi üzerinde gelişmelerin ne kadar ileriye gitmiş olsa da mevzuatın karmaşık yapısı içinde bu teknolojilerin uygulanabilirliğinin imkansız hale getirildiğini belirten Akbaş, “1 Ocak 2011 ta- rihinden itibaren uygulamaya geçilen ‘Yapı Denetimi’ ve bu süreç sonucunda ortaya çıkacak durumun yapılar yönünden sınavı, beklenen afet ile gerçekleşecek” dedi. Projelendirilecek yapının oturacağı zeminin statik ve di- namik parametrelerinin tespit edilmesi amacı ile çeşitli ze- min inceleme teknolojilerinin kullandığını aktaran Akbaş, ze- minin jeomekanik ve elastik parametrelerinin inşaat mü- hendisleri için önemli olduğunu söyledi. Jeofizik mühend- islerinin zemin incelemelerinde çağın gelişen teknolojileri- ni ve bu teknolojileri kullanarak üretilen cihazları kullan- dıklarını bildiren Akbaş, şöyle konuştu: “Jeofizik mühend- islerinin zemin çalışmalarında kullandığı en önemli yöntem sismik çalışmalardır. Bu yöntem kısaca yapının oturacağı ze- minde mini bir deprem dalgası yaratılarak zeminin davra- nışının ölçülmesi esasına dayanır. Elde edilen sismik dalga hızları aracılığı ile zeminin dinamik parametrelerin ve yapı için önem taşıyan zemin hakim titreşim periyodunun, zemin büyütmesinin belirlenerek depreme dayanıklı yapı tasarımı için gerekli tüm parametreler tespit edilir.” Sismik cihazların dışında zemin araştırmasında kullanılan diğer bir cihazın mikrotremör cihazı olduğunu bildiren Ak- baş, bu cihaz vasıtasıyla yerin titreşim periyodu ve spektrum kesme katsayılarının çok net bir şekilde jeofizik mühendis- lerince bulunabildiğini açıkladı. “Jeofizik mühendislerinin kul- landığı diğer bir yöntem de elektrik yöntemlerdir” diyen Ak- baş, teknolojinin gelişmesine paralel olarak yapının inşa edi- leceği zeminin üç boyutlu tomografisinin alınabildiğini ve yer- altı kesitinin çıkartılabildiğini kaydetti. İnşaattaki canlanma ve deprem bilinci sektörü büyütüyor Türkiye’de son 10 yılda depreme da- yanıklı yapı tasarımının yatırımcılar, müteahhitler ve ev sahibi olmak iste- yenler için önemli hale gelmesi, zemin teknolojileri sektörüne itici güç oldu. Türkiye’nin en büyük doğal afetlerin- den biri kabul edilen 1999 Marmara depreminden sonra gerek firma sayı- sı gerekse iş hacmi ile ciddi bir gelişim sürecine giren zemin teknolojileri sek- törü, geçen yıl inşaat sektöründeki canlanmayı da arkasına alarak büyüme hızını artırıyor. Gelecek döneme ilişkin stratejisini ise ‘enerji, konut ve turizm yatırımlarıyla büyüme’ üzerine kuran sektör, yurtiçinin yanı sıra yurtdışında da birçok projeye imza atmayı sürdü- rüyor. Türkiye’de yapı denetiminin mila- dı olan 1999 Marmara depremlerinden sonra 595 Sayılı Kararname ile yapı de- netiminde ciddi kararlar alınıp uygu- lamaya konuldu. 2001 yılında ise 4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkındaki Kanun çıkarıldı ve bu kanuna göre uygulama pilot olarak belirlenen 19 ilde hayata geçirildi. Sadece pilot illerde uygulanan yasa, geçen yıl Resmi Gazete’de ya- yımlanan Bakanlar Kurulu onayıyla, 1 Ocak 2011’den itibaren yurt genelin- de uygulanmaya başlandı. Buna göre yeni sistemle bir binada, mal sahibi, bir müteahhit, projeyi çizen mühendis ve yapı denetim firması olmak üzere dört ana unsur olacak. En önemli yenilik ise, 1 Ocak 2011’de yürürlüğe giren Yapı Denetimi Kanunu’nun, sadece şirket ya da kuruluşların değil, kendi evini yap- tıracak olan kişilere de mutlaka bir mü- teahhitle çalışma zorunluluğu getir- mesi oldu. Yapı denetim kanunu inşa- at sektörü açısından denetim meka- nizmasının sağlıklı işlemesi için önem- li bir adım olarak tanımlanıyor. Tüm bu gelişmeler zemin teknolojileri sektö- ründe de hareketlilik yaratırken, ge- lecek döneme ilişkin umutları artırıyor. Zemin araştırmaları Türkiye’de 1999 Marmara depremlerinden sonra büyük önem kazandı. Deprem önce- sinde önemsenmeyen zemin çalışma- ları, deprem sonrasında yaşanan büyük maddi ve manevi yıkımla daha çok di- le getirilmeye ve uygulanmaya baş- landı. Bu tarihten sonra her türlü ya- pının inşa edileceği zeminlerin etütle- ri yapılarak, gerekli tedbirlerin alınması sağlandı. Türkiye’deki bilinirliğini ve büyümesini gerek yasal düzenlemeler gerekse artan toplumsal bilinç ile son 10 yılda artıran zemin teknolojileri sektörü, global ekonomik krizin etki- siyle yaşadığı durgunluğu ise 2010 yı- lında üzerinden atmayı başardı. Özellikle inşaat sektöründeki can- lılık ve toplu konut projelerindeki ar- tışın yanı sıra arka arkaya uygulama- ya konan büyük projeler de sektöre iv- me kazandırıyor. Krize rağmen tek- nolojiye ağırlık veren sektördeki birçok firma, makine yatırımlarına bu yıl da devam ediyor. Firmalar krizde Kuzey Afrika, Orta Asya ve Ortadoğu’ya açıldı Yurtiçindeki hareketliliği fırsata çevirmesinin yanı sıra yurtdışında da birçok önemli büyük projeye imza atan sektördeki firmalar, 2011 yılına umutlu bakıyor. Sektörde bu yıl da ve- rimliliğin artarak devam etmesi ve ge- rek özel sektör gerekse devlet tarafın- dan uygulamaya konulacak olan büyük projelerin sektöre hareketlilik getirmesi bekleniyor. Sektör aktörlerine göre, dünyadaki sosyal ve politik gelişmeler olumsuz bir havaya dönüşmezse özel- likle altyapı ve zemin teknolojileri sek- törü önümüzdeki yılları verimli geçi- recek. Türkiye’de de ekonomik gös- tergelerin iyi gitmesiyle inşaat sektörü için özel bilgi birikimi gerektiren bu pa- zarın büyümesi bekleniyor. Özellikle büyük şehirlerde belediyelerin altyapı faaliyetlerine daha çok büyük bütçe ayırmasıyla 2011-2015 yıllarında bu kesimde oluşacak pazar payı büyük oranda artacak. Türkiye genelindeki geoteknik sek- töründe irili ufaklı yaklaşık 60 firma faaliyet gösteriyor. Bu firmaların yıllık toplam iş hacimlerinin 150-200 milyon TL civarında olduğu tahmin ediliyor. Son yıllarda artan firma sayısıyla sek- törde rekabet ön plana çıkarken, fir- malar krizin etkisiyle yurtdışına açıldı. Sektördeki birçok firma başta Mısır, Ce- zayir, Libya, Tunus ve Fas gibi Kuzey Afrika ülkelerinde, Birleşik Arap Emir- likleri, Bahreyn, Katar, Kuveyt, Um- man, Suudi Arabistan, Suriye ve Lüb- nan gibi Ortadoğu ve Körfez ülkele- rinde, Rusya, Ukrayna, Azerbaycan, Gürcistan ve Kazakistan gibi Kafkasya ve Asya ülkelerinde, Romanya, Bul- garistan, Kosova, Makedonya ve Ar- navutluk gibi Doğu Avrupa ve Balkan ülkelerinde faaliyet gösteriyor. Ancak Libya, Mısır ve diğer Ortadoğu ve Arap ülkelerindeki demokrasi arayışlarının sektörü bir süre olumsuz etkileyeceğini söyleyen yetkililer, bu süreç bittiğinde sektörün bu bölgelerde tekrar iş hac- mini büyüteceğini savundu. Sektör, zemin etüdüne önem verilmesini istiyor Gösterdiği hızlı gelişmeye rağmen Türkiye’de zemin teknolojileri sektörü, gelişmiş ülkelerin gerisinde kalıyor. Dünya zemin alanındaki gelişmelere bakıldığında Türkiye’nin zemin etütleri konusunda gereken düzeyi yakalaya- madığını savunan sektör aktörlerine gö- re, 1999 yılında iki büyük depremi ya- şayan Türkiye’de halen bu konuda yö- netmelik, genelge ve görüş yazılarından oluşan kirlilik devam ediyor. Deprem ku- şağındaki Türkiye’de itinalı çalışmaların önemsenmesi, girişimci şekilde çoğa- lan firmaların düşük fiyat politikalarının uyarılması ve kalitenin sağlanması ge- rektiğine işaret eden sektör temsilcileri, inşaat maliyetlerinin küçük bir kısmını oluşturan zemin etüt çalışmalarına ye- terince önem gösterilmediğine dikkat çe- kiyor. Yetkililer, yapı denetim kuruluş- larında jeofizik mühendislerinin de yer alması gerekliliğine vurgu yapıyor. Yabancı ülkelerde dünya standart- larında imalatlar yapılırken, Türkiye’de eşit rekabet koşullarına dayanmayan ‘en düşük fiyat’ karşılaştırmasına maruz kalındığına dikkat çeken sektör temsil- cilerine göre, bu durum büyük ekonomik ve can kayıplarıyla ödenen kalitesiz imalatlara yol açıyor. Zemin iyileştirme ve iksa çalışmalarının rekabet sonucu gerçek değerini bulmadığını ve bu du- rumun sektörde sağlıklı-kalıcı bir fiyat oluşumunu engellediğini ifade eden yetkililer, işverenlerin ehil müşavir fir- maların keşiflerine sadık kalmaları ve uy- gulamada kalite arayışına katılmalarını öneriyor. “Mevzuatın uygulanmasında aksaklıklar var” Türkiye’deki bilinirliğini ve büyümesini 1999 depremlerinden sonra hızla artıran zemin teknolojileri sektörü, geçen yıl inşaattaki canlanmayla birlikte hareketli bir sürece girdi. Gelecek döneme ilişkin stratejisini ‘enerji, konut ve turizm yatırımlarıyla büyüme’ üzerine kuran sektör, bugün yurtiçinin yanı sıra yurtdışında da birçok projeye imza atmayı sürdürüyor.

Upload: others

Post on 19-Oct-2020

24 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • DÜNYA 01 CMYK

    > DÜNYA GAZETESİ SEKTÖR ARAŞTIRMASI SAYI:14 > 21 NİSAN 2011

    Zemin TeknolojileriDÜNYA l DOSYA

    TürkMühendis ve Mimar Oda-ları Birliği (TMMOB) JeofizikMühendisleri Odası Teknik Ko-ordinatörü Murat Akbaş, yü-rürlükteki mevzuatın yerel yö-netimlerce uygulanmasında bir-çok aksaklığın göze çarptığınadikkat çekerek, sadece sondajverilerine dayalı zemin analizle-ri ve sondaj ile elde edilen para-metrelerin depreme dayanıklıyapı tasarımı için yeterli olma-dığını savundu. Sektörel bazda

    çalışan mühendislerin önünü tıkayan bu olumsuzluğun biran önce devlet tarafından giderilmesi gerektiğini söyleyen Ak-baş, 21. yüzyılda hâlâ teknolojik gelişmeyi takip edemeyenbir sistemin afet zararlarının azaltılması yönünde başarılı ol-masının mümkün olmadığını dile getirdi.

    1999 depremlerinden sonra sektörün hızla geliştiğini be-lirterek, sektörün gelişmesini hızla sürdürdüğünü aktaran Ak-baş, diğer bir konunun da zemin iyileştirmesi amacı ile uy-gulanan metotlar olduğunu kaydetti. Akbaş, çok çeşitli zeminiyileştirme yöntemlerini birçok firmanın gelişmiş makine par-kı ile gerçekleştirebildiğini vurguladı. Zemin teknolojisiüzerinde gelişmelerin ne kadar ileriye gitmiş olsa da mevzuatınkarmaşık yapısı içinde bu teknolojilerin uygulanabilirliğininimkansız hale getirildiğini belirten Akbaş, “1 Ocak 2011 ta-rihinden itibaren uygulamaya geçilen ‘Yapı Denetimi’ ve busüreç sonucunda ortaya çıkacak durumun yapılar yönündensınavı, beklenen afet ile gerçekleşecek” dedi.

    Projelendirilecek yapının oturacağı zeminin statik ve di-namik parametrelerinin tespit edilmesi amacı ile çeşitli ze-min inceleme teknolojilerinin kullandığını aktaran Akbaş, ze-minin jeomekanik ve elastik parametrelerinin inşaat mü-hendisleri için önemli olduğunu söyledi. Jeofizik mühend-islerinin zemin incelemelerinde çağın gelişen teknolojileri-ni ve bu teknolojileri kullanarak üretilen cihazları kullan-dıklarını bildiren Akbaş, şöyle konuştu: “Jeofizik mühend-islerinin zemin çalışmalarında kullandığı en önemli yöntemsismik çalışmalardır. Bu yöntem kısaca yapının oturacağı ze-minde mini bir deprem dalgası yaratılarak zeminin davra-nışının ölçülmesi esasına dayanır. Elde edilen sismik dalgahızları aracılığı ile zeminin dinamik parametrelerin ve yapıiçin önem taşıyan zemin hakim titreşim periyodunun, zeminbüyütmesinin belirlenerek depreme dayanıklı yapı tasarımıiçin gerekli tüm parametreler tespit edilir.”

    Sismik cihazların dışında zemin araştırmasında kullanılandiğer bir cihazın mikrotremör cihazı olduğunu bildiren Ak-baş, bu cihaz vasıtasıyla yerin titreşim periyodu ve spektrumkesme katsayılarının çok net bir şekilde jeofizik mühendis-lerince bulunabildiğini açıkladı. “Jeofizik mühendislerinin kul-landığı diğer bir yöntem de elektrik yöntemlerdir” diyen Ak-baş, teknolojinin gelişmesine paralel olarak yapının inşa edi-leceği zeminin üç boyutlu tomografisinin alınabildiğini ve yer-altı kesitinin çıkartılabildiğini kaydetti.

    İnşaattaki canlanma ve deprembilinci sektörü büyütüyor

    Türkiye’de son 10 yılda depreme da-yanıklı yapı tasarımının yatırımcılar,müteahhitler ve ev sahibi olmak iste-yenler için önemli hale gelmesi, zeminteknolojileri sektörüne itici güç oldu.Türkiye’nin en büyük doğal afetlerin-den biri kabul edilen 1999 Marmaradepreminden sonra gerek firma sayı-sı gerekse iş hacmi ile ciddi bir gelişimsürecine giren zemin teknolojileri sek-törü, geçen yıl inşaat sektöründekicanlanmayı da arkasına alarak büyümehızını artırıyor. Gelecek döneme ilişkinstratejisini ise ‘enerji, konut ve turizmyatırımlarıyla büyüme’ üzerine kuransektör, yurtiçinin yanı sıra yurtdışındada birçok projeye imza atmayı sürdü-rüyor.

    Türkiye’de yapı denetiminin mila-dı olan 1999 Marmara depremlerindensonra 595 Sayılı Kararname ile yapı de-netiminde ciddi kararlar alınıp uygu-lamaya konuldu. 2001 yılında ise 4708Sayılı Yapı Denetimi Hakkındaki Kanunçıkarıldı ve bu kanuna göre uygulamapilot olarak belirlenen 19 ilde hayatageçirildi. Sadece pilot illerde uygulananyasa, geçen yıl Resmi Gazete’de ya-yımlanan Bakanlar Kurulu onayıyla, 1Ocak 2011’den itibaren yurt genelin-de uygulanmaya başlandı. Buna göreyeni sistemle bir binada, mal sahibi, birmüteahhit, projeyi çizen mühendis veyapı denetim firması olmak üzere dörtana unsur olacak. En önemli yenilik ise,1 Ocak 2011’de yürürlüğe giren YapıDenetimi Kanunu’nun, sadece şirket yada kuruluşların değil, kendi evini yap-tıracak olan kişilere de mutlaka bir mü-teahhitle çalışma zorunluluğu getir-mesi oldu. Yapı denetim kanunu inşa-at sektörü açısından denetim meka-nizmasının sağlıklı işlemesi için önem-li bir adım olarak tanımlanıyor. Tüm bugelişmeler zemin teknolojileri sektö-

    ründe de hareketlilik yaratırken, ge-lecek döneme ilişkin umutları artırıyor.

    Zemin araştırmaları Türkiye’de1999 Marmara depremlerinden sonrabüyük önem kazandı. Deprem önce-sinde önemsenmeyen zemin çalışma-ları, deprem sonrasında yaşanan büyükmaddi ve manevi yıkımla daha çok di-le getirilmeye ve uygulanmaya baş-landı. Bu tarihten sonra her türlü ya-pının inşa edileceği zeminlerin etütle-ri yapılarak, gerekli tedbirlerin alınmasısağlandı. Türkiye’deki bilinirliğini vebüyümesini gerek yasal düzenlemelergerekse artan toplumsal bilinç ile son10 yılda artıran zemin teknolojilerisektörü, global ekonomik krizin etki-siyle yaşadığı durgunluğu ise 2010 yı-lında üzerinden atmayı başardı.

    Özellikle inşaat sektöründeki can-lılık ve toplu konut projelerindeki ar-tışın yanı sıra arka arkaya uygulama-ya konan büyük projeler de sektöre iv-me kazandırıyor. Krize rağmen tek-nolojiye ağırlık veren sektördeki birçok

    firma, makine yatırımlarına bu yıl dadevam ediyor.

    Firmalar krizde Kuzey Afrika, Orta Asya ve Ortadoğu’ya açıldıYurtiçindeki hareketliliği fırsata

    çevirmesinin yanı sıra yurtdışında dabirçok önemli büyük projeye imzaatan sektördeki firmalar, 2011 yılınaumutlu bakıyor. Sektörde bu yıl da ve-rimliliğin artarak devam etmesi ve ge-rek özel sektör gerekse devlet tarafın-dan uygulamaya konulacak olan büyükprojelerin sektöre hareketlilik getirmesibekleniyor. Sektör aktörlerine göre,dünyadaki sosyal ve politik gelişmelerolumsuz bir havaya dönüşmezse özel-likle altyapı ve zemin teknolojileri sek-törü önümüzdeki yılları verimli geçi-recek. Türkiye’de de ekonomik gös-tergelerin iyi gitmesiyle inşaat sektörüiçin özel bilgi birikimi gerektiren bu pa-zarın büyümesi bekleniyor. Özelliklebüyük şehirlerde belediyelerin altyapıfaaliyetlerine daha çok büyük bütçe

    ayırmasıyla 2011-2015 yıllarında bukesimde oluşacak pazar payı büyükoranda artacak.

    Türkiye genelindeki geoteknik sek-töründe irili ufaklı yaklaşık 60 firmafaaliyet gösteriyor. Bu firmaların yıllıktoplam iş hacimlerinin 150-200 milyonTL civarında olduğu tahmin ediliyor.Son yıllarda artan firma sayısıyla sek-törde rekabet ön plana çıkarken, fir-malar krizin etkisiyle yurtdışına açıldı.Sektördeki birçok firma başta Mısır, Ce-zayir, Libya, Tunus ve Fas gibi KuzeyAfrika ülkelerinde, Birleşik Arap Emir-likleri, Bahreyn, Katar, Kuveyt, Um-man, Suudi Arabistan, Suriye ve Lüb-nan gibi Ortadoğu ve Körfez ülkele-rinde, Rusya, Ukrayna, Azerbaycan,Gürcistan ve Kazakistan gibi Kafkasyave Asya ülkelerinde, Romanya, Bul-garistan, Kosova, Makedonya ve Ar-navutluk gibi Doğu Avrupa ve Balkanülkelerinde faaliyet gösteriyor. AncakLibya, Mısır ve diğer Ortadoğu ve Arapülkelerindeki demokrasi arayışlarının

    sektörü bir süre olumsuz etkileyeceğinisöyleyen yetkililer, bu süreç bittiğindesektörün bu bölgelerde tekrar iş hac-mini büyüteceğini savundu.

    Sektör, zemin etüdüne önem verilmesini istiyorGösterdiği hızlı gelişmeye rağmen

    Türkiye’de zemin teknolojileri sektörü,gelişmiş ülkelerin gerisinde kalıyor.Dünya zemin alanındaki gelişmelerebakıldığında Türkiye’nin zemin etütlerikonusunda gereken düzeyi yakalaya-madığını savunan sektör aktörlerine gö-re, 1999 yılında iki büyük depremi ya-şayan Türkiye’de halen bu konuda yö-netmelik, genelge ve görüş yazılarındanoluşan kirlilik devam ediyor. Deprem ku-şağındaki Türkiye’de itinalı çalışmalarınönemsenmesi, girişimci şekilde çoğa-lan firmaların düşük fiyat politikalarınınuyarılması ve kalitenin sağlanması ge-rektiğine işaret eden sektör temsilcileri,inşaat maliyetlerinin küçük bir kısmınıoluşturan zemin etüt çalışmalarına ye-terince önem gösterilmediğine dikkat çe-kiyor. Yetkililer, yapı denetim kuruluş-larında jeofizik mühendislerinin de yeralması gerekliliğine vurgu yapıyor.

    Yabancı ülkelerde dünya standart-larında imalatlar yapılırken, Türkiye’deeşit rekabet koşullarına dayanmayan‘en düşük fiyat’ karşılaştırmasına maruzkalındığına dikkat çeken sektör temsil-cilerine göre, bu durum büyük ekonomikve can kayıplarıyla ödenen kalitesizimalatlara yol açıyor. Zemin iyileştirmeve iksa çalışmalarının rekabet sonucugerçek değerini bulmadığını ve bu du-rumun sektörde sağlıklı-kalıcı bir fiyatoluşumunu engellediğini ifade edenyetkililer, işverenlerin ehil müşavir fir-maların keşiflerine sadık kalmaları ve uy-gulamada kalite arayışına katılmalarınıöneriyor.

    “Mevzuatın uygulanmasında aksaklıklar var”

    Türkiye’deki bilinirliğini ve büyümesini 1999depremlerinden sonra hızla artıran zeminteknolojileri sektörü, geçen yıl inşaattakicanlanmayla birlikte hareketli bir sürece girdi.

    Gelecek döneme ilişkin stratejisini ‘enerji, konutve turizm yatırımlarıyla büyüme’ üzerine kuransektör, bugün yurtiçinin yanı sıra yurtdışında dabirçok projeye imza atmayı sürdürüyor.

    /ColorImageDict > /JPEG2000ColorACSImageDict > /JPEG2000ColorImageDict > /AntiAliasGrayImages false /DownsampleGrayImages true /GrayImageDownsampleType /Bicubic /GrayImageResolution 300 /GrayImageDepth -1 /GrayImageDownsampleThreshold 1.50000 /EncodeGrayImages true /GrayImageFilter /DCTEncode /AutoFilterGrayImages true /GrayImageAutoFilterStrategy /JPEG /GrayACSImageDict > /GrayImageDict > /JPEG2000GrayACSImageDict > /JPEG2000GrayImageDict > /AntiAliasMonoImages false /DownsampleMonoImages true /MonoImageDownsampleType /Bicubic /MonoImageResolution 1200 /MonoImageDepth -1 /MonoImageDownsampleThreshold 1.50000 /EncodeMonoImages true /MonoImageFilter /CCITTFaxEncode /MonoImageDict > /AllowPSXObjects false /PDFX1aCheck false /PDFX3Check false /PDFXCompliantPDFOnly false /PDFXNoTrimBoxError true /PDFXTrimBoxToMediaBoxOffset [ 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 ] /PDFXSetBleedBoxToMediaBox true /PDFXBleedBoxToTrimBoxOffset [ 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 ] /PDFXOutputIntentProfile (None) /PDFXOutputCondition () /PDFXRegistryName (http://www.color.org) /PDFXTrapped /Unknown

    /Description >>> setdistillerparams> setpagedevice