dosya yöresel Ürünler! anadolu’nun sahipsiz değerleri• ziraat fakültesi öğrencileri...

68
Ocak-Şubat 2010 Sayı: 25 dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri... araştırma Mantarcılığın beşiği parlak günlerini arıyor

Upload: others

Post on 17-Oct-2020

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak-Şubat 2010 Sayı: 25

dosya

Yöresel Ürünler!Anadolu’nunsahipsiz değerleri...

araşt ı rma

Mantarcılığın beşiği parlakgünlerini arıyor

Page 2: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış
Page 3: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış
Page 4: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

04 İ Ç İ N D E K İ L E R

08• Isparta “Tarımda küçük işletme kalmasın!” dedi• Şarkikaraağaç’ta 250 kişilik toplantı• Isparta’daki üçüncü toplantı Yalvaç’ta yapıldı• Projenin Isparta ayağı Eğirdir toplantısıyla tamamlandı• Tarımda küçük işletme kalmasın: Proje meyve vermeye başladı• Birleşen kazanıyor!• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor• Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor• Hububatçılar çıkış arıyor• YÖREX Antalya 2010, 1. Yöresel Ürünler Fuarı geliyor• “Yöresel değerlerimize sahip çıkalım”

BORSA’DAN

TOBB’dan HABERLER

BÖLGEDEN

• Et ithalatı intihar olur!

KOMİTELERDEN

14

16

24Antalya

Ticaret BorsasıYayın Organı

Sayı: 25

Ocak & Şubat2010

YAYIN KURULUHalil BÜLBÜL

İbrahim YILMAZAdnan İNGEÇ

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜAhmet Erol KÖKSALAN

Ziraat Ajansi Tel: (242) 312 14 40www.ziraatajansi.com.tr

Görsel YönetmenSevinç Kuzdere Güler

YAYINA HAZIRLIKSAHİBİ

Ali ÇANDIRAntalya

Ticaret BorsasıYönetim Kurulu

Başkanı

• Hisarcıklıoğlu: “81 ilden, 365 oda ve borsayla Yörex’te olacağız”• Anayasamız halen 1980 model

• BAKA Genel Sekreteri atandı• Almanya ile tarım kardeşliği• Et ithalatı hayvancılığımızı bitirir• Karaleke’den neden kurtulamadık?• İbrahim Akbulut TDD Başkanı seçildi• BAGEV Bölgesel İstihdam Bürosu Batı Akdeniz’in istihdam verilerini toplayacak• Fırtına en çok kesme çiçeği vurdu• Suat Yılmaz: “Yılboyu narenciye ihracatı mümkün”• “2014’te sadece sertifikalı fidan desteklenecek”• Hayvancılık destekleri haksız rekabete yol açıyor• EXPO - 2016 nerede yapılacak?

Page 5: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

54

42

Ocak & Şubat 2010

05

28

BASKIAda Ofset İstanbul

Tel: (212) 567 12 42

İLETİŞİMCumhuriyet Cad. Borsa İşh. Kat:2 (PK 101) 07040 ANTALYA

Tel: (242) 244 26 70 - 241 28 28 - Faks: (242) 241 11 58e-mail: [email protected] - www.antalyaborsa.org.tr

• Tuta Absoluta Türkiye’ye ulaştı• Destekler ilk kez ekimden önce açıklandı

• Ziraat Bankası’ndan hayvancılık ve örtüaltına 7,5 milyon TL kredi

• Hal Yasa Tasarısı kanunlaştı

SEKTÖRDEN

Mantarcılığın beşiği Korkuteli, parlak günlerini arıyor

ARAŞTIRMA

Ata Sönmez; “Antalya’nın hassas olduğukonularda sessiz kalamayız”

PORTRE

60Başaktan sofraya ekmek

MAGAZİN

64 Ayhan Yıldırım: “Borsa üreticinin garantörü”

İNSAN KAYNAKLARI

56 Deniz Tolga Yılmaz; Mesleki yeterlilik

MAKALE

48 Kapalı kutu; İRAN

DÜNYADAN

Şükrü Yıldız; KOSGEP destekleri

SÖYLEŞİ

Yöresel Ürünler;Anadolu’nunsahipsiz değerleri

DOSYA

30

26İ Ç İ N D E K İ L E R

Page 6: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış
Page 7: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

07B A Ş YA Z I

YÖREX, Birinci Yöre-sel Ürünler Fuarı ileilgili çalışmalarımızbaşladığı günden bu

yana işi bizzat organize edenbizleri bile hayrete düşürecekolgularla karşılaştık, çok şa-şırtıcı nice değerin tavanara-larında unutulmuş hazinelergibi kıyıda köşede saklandığı-nı keşfettik.

Vardığımız bu sonuç biletek başına, doğru bir yolda ol-duğumuzu gösteriyor inancın-dayız. Doğru yoldayız çünkü,Yöresel Ürünler Fuarı için in-sanlarla bağlantı kurduğu-muzda, yurdun her köşesin-den kendini gösterme hevesiy-le üretim yapan ustalarımızın,üreticilerimizin fuarımıza se-vinç ve coşkuyla katılmak is-tediklerini gördük. Bir çoğu,bölgelerinde üretilen veya ye-tiştirilen yöresel ürünlerin uf-kunu açacak mecralar bul-makta zorlandıklarını; YÖ-REX’in bu konuda çözüm geti-rebilecek bir organizasyon ol-masını dilediklerini söylüyor.

Birçok bakımdan özelliklive nitelikli diye tanımladığı-mız yöresel ürünlerin piyasa-larda satılan başka ürünlerdenayrıldığı önemli bir nokta da;pazarlama konusunda seri üre-tilen malların önemli bazı avan-tajlarından mahrum olmaları-dır. Seri üretilen mallar açı-sından reklam maliyetleri birimürün başına çok makul düzey-lerde kalabilirken, sınırlı sayı-da üretilebiliyor olmakla özelsaydığımız yöresel ürünlerdereklam maliyetleri, birim ürünbaşına çok yüksek düzeylerdekalır. Öte yandan, pek çok yö-resel ürünümüz için günümüzekonomisinin doymak bilmezpazarlarına, yılın her günü dü-zenli ve yüksek miktarlardaürün tedariki imkanı da yoktur.Çünkü dediğimiz gibi yöreselürünlerin ortak özelliklerin-

den biri de, görece az sayıda veçoğunlukla da yılın belli dö-nemlerinde üretiliyor olmala-rıdır.

Bu nedenlerle kamuoyunun;bu ürünlerin nitelikleri, kalite-leri hakkında olduğu kadar;hangi ürünün hangi dönem-lerde ve hangi şartlarda teminedilebileceğine dair bilgilendi-rilmesi de gerekir. YÖREX Fua-rı’nda bu konuda da bir faydasağlanacaktır.

YÖREX sayesinde, hiç rek-lam yapmamış bir yöresel ürünüreticisinden, haberdar olaca-ğız. Belki yurdun hiç uğraya-madığımız bir köşesinden gel-miş ürünlerle de tanışma fır-satımız olacak. Bu fuar ziya-retçiler açısından da çok fark-lı, bilgilendirici ve eğlenceli birorganizasyon olacak. Satın al-macılar, otel yöneticileri, sü-permarket işletmecileri gibibirçok profesyonel grubunufuarımızı ziyaret etmeleri içinorganize ediyoruz. Bunun ya-nında Antalyalı hemşerileri-mizin de YÖREX Yöresel Ürün-ler Fuarı’nı ziyaret etmesini vebu şenlikli fuarımızı renklen-dirmelerini diliyoruz.

Antalya Ticaret Borsası ola-rak, fuarın yaratmasını um-duğumuz ticari hareketlilikleyöresel ürünlerle ilgili bir ortakbilinç oluşmasını, bu ürünlerleiştigal eden insanlarımızın hu-kuki haklarını korumak ama-cıyla yapabilecekleri şeyler ol-duğunu hatırlatmak istiyoruz.Fuarın genel amacı kamu ya-rarı adına ülkemizin bir takımsaklı kalmış değerlerini yük-seltmektir. Yüzlerce yıldır yö-resel ürünlere biçim vermiş, ni-telik kazandırmış ve kendile-rinden sonraki kuşaklara birdeğer bırakmış insan emeğinin,boşa gitmemiş olduğunu gös-termektir. Biz boşa gitmediği-ni görmek istiyoruz.

Yöresel Ürünler Fuarı

Ali ÇandırATB Yönetim Kurulu

Başkanı

Page 8: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Tarımda küçük işletme kal-masın sloganı ile yürütülenprojenin Isparta toplantıları;

Isparta merkez, Şarkikaraağaç, Yal-vaç ve Eğirdir’de yoğun katılımlarlayapıldı.

Isparta Öğretmenevi’nde dü-zenlenen ilk toplantıya; Isparta Va-lisi Ali Haydar Öner, BAGEV YönetimKurulu Başkanı Ali Çandır, T.C. Zira-at Bankası A.Ş. Antalya Bölge Baş-kanı İbrahim Turgutalp, Isparta Ti-caret Borsası Başkanı Ahmet Adar, Is-parta Tarım İl Müdürü Sıddık İpek veçok sayıda tarımsal işletme sahibi ileçiftçiler katıldı.

İbrahim Turgutalp:

“Tarımişletmeleri

rantablbüyüklükte

olmalı”T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Antalya

Bölge Başkanı İbrahim Turgutalptoplantıda yaptığı konuşmada; “Pro-jemizin genel amacı; Ziraat Banka-sı olarak sahada sizlerle bir araya ge-lerek tarım işletmelerinin daha ran-tabl işletme ölçeklerine ulaşmasınısağlamak, bu yolda Ziraat Bankası

olarak bir katkı yapmak, üreticinin re-fah düzeyini iyileştirmek ve nihayetulusal düzeyde Türk tarımının ge-lişmesinde rol oynamaktır” dedi.

Ali Çandır:

“Tarım sektörünepozitif

ayrımcılıkuygulanmalı”

Batı Akdeniz Ekonomisini Geliş-tirme Vakfı (BAGEV) Yönetim Kuru-

lu Başkanı Ali Çandır, “Atalarımızdanbiliyoruz ki, derde ve soruna ortak ol-mak, keyfe ortak olmaktan daha de-ğerlidir. Tarımımız çok uzun süredirdertlerle ve sorunlarla boğuşuyor.Bizler "Tarımda Küçük İşletme Kal-masın" sloganıyla, bölgemizin 16 ayrıyöresinde tarım toplantıları düzen-

Ocak & Şubat 2010

08 B O R SA’ D A N

Isparta, “Tarımda küçükişletme kalmasın!” dedi

Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı’nın, Ziraat Bankası Antalya BölgeBaşkanlığı ve Tarımsal Bankacılık Şubesi (TOBİ) ile birlikte yürüttüğü BatıAkdeniz Sohbetleri Tarım Toplantıları Projesi’nin Isparta ayağı tamamlandı

Page 9: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

09B O R SA’ D A N

leyerek, sorunlarımıza ve dertlerimizeortak olmayı ve birlikte çözümlerüretmeyi amaç edindik. Armut piş,ağzıma düş işi bitmiştir. Bu çabanınilk toplantısını Kasım ayında Antal-ya´da düzenlediğimiz panel ile ger-çekleştirdik. Hükümetimizden stra-tejik önemi olan tarım sektörüne, po-zitif ayrımcılık yapmasını talep edi-yoruz” şeklinde konuştu.

Vali Ali Haydar Öner:

“Büyümek veplanlama yapmak

gerekiyor”Isparta Valisi Öner konuşmasın-

da, “BAGEV, yöredeki öncü giri-şimcilerimizin kurduğu bir sivil top-lum örgütü. Bu örgüt bugün bir ara-ya gelmemizi sağlayan bir sivil top-lum örgütü. Sorun belli; Türkiye’debir insan gücü planlamasını başa-ramadık ve tarımsal üretimi planla-mayı başaramadık. Artık çok şükürbilimsel veriler kullanıyoruz. Ancakuygun büyüklük olmayınca, arzuettiğimiz verime ulaşamıyoruz” dedi.

Kaymakam Mehmet Akçay, Bld.Bşk.ı Mevlüt Özdemir, BAGEVBşk. Ali Çandır, Ziraat Bankası

Antalya Böl. Bşk. Yrd. Nejdet Avanoğ-lu, ITB Bşk. ve BAGEV Yön. Kur. Üyesi Ah-met Adar’ın katıldığı toplantıyı, çiftçiler,yatırımcılar ve girişimciler izledi.

Şarkikaraağaç Fuar Alanı salonuda-

ki toplantıda Gülköy Gn. Md. SüleymanDağlı “Hayvancılık yatırımlarında ör-gütlenmenin avantajları”; Yrd. Doç. Dr.Abdullah Kankaya “Meyvecilikte işletmebüyüklüğü ve pazar”; TOBİ Şb. Md. Ha-san Güdek de “Ziraat Bankası’nın sağ-ladığı kredi imkanları ve tarımsal yatı-rımlar” başlıklı birer sunum gerçekleştirdi.

Projenin Isparta’daki 3. top-lantısı Yalvaç’ta yapıldı. Top-lantıya Kaymakamı Nevzat Taş-

dan, Bld. Bşk. Tekin Bayram, Sücüllü Bld.Bşk. Şenel Özkanlı, Ziraat Bankası An-talya Böl. Bşk. İbrahim Turgutalp, ATBYön. Kur. Üyesi Cüneyt Doğan, ZiraatBankası Yalvaç Şb. Md. Erkan Akgün ve

Ziraat Bankası Şarklikaraağaç Şb. Md.Gülhanım Demirci katıldı.

Yalvaç Bld. Bşk. Tekin Bayram, "Yal-vaçlılar çok ferdiyetçi. Biraraya gelselerçözebilecekleri birçok sorun var; yıllar-dır çözemiyoruz. Görmeden ikna ol-muyoruz. Bir kere daha öneriyoruz; bir-leşelim daha çok kazanalım" dedi.

Projenin Eğirdir organizasyonu,yaklaşık 200 kişilik katılımla yoğun ilgigören bir toplantı oldu. Eğirdir top-lantısına Kaymakam Halil Serdar Cev-heroğlu, Bld. Bşk. Osman Nuri Özme-ral, ITB Bşk. ve BAGEV Yön. Kur. Üye-si Ahmet Adar, Ziraat Bankası AntalyaBöl. Bşk. İbrahim Turgutalp, ATB Yön.

Kur. Üyesi Halil Bülbül, Ziraat BankasıEğirdir Şb. Md. Mustafa Doğan, YalvaçŞb. Md. Erkan Akgün, Şarkikarağaç Şb.Md. Gülhanım Demirci, kooperatif vebirlik yöneticileri ile çiftçiler katıldı.

Ahmet Adar toplantıda, artık küçükve parçalı alanlarda yapılan tarımsal üre-timin ekonomik olamadığını söyledi.

Şarkikaraağaç’ta 250 kişilik toplantı

Isparta’daki üçüncü toplantı Yalvaç’ta yapıldı

Projenin Isparta ayağı Eğirdirtoplantısıyla tamamlandı

Page 10: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

2007 yılında,Burdur’un Te-fenni İlçesi

Başpınar Köyü’nde ku-rulan Yeşilpınar TarımA.Ş. 27 ortaklı bir ku-ruluş. 55 dekar araziüzerine kurulu ve 480sağmal kapasiteli işlet-mede henüz 200 sağ-mal bulunuyor veegünlük 3,5 ton süt tes-limatı yapılıyor.

2007 yılında birhayvancılık tesisi kurmafikri ile yola çıktıklarını ifade eden Ye-şilpınar Tarım A.Ş. Yönetim KuruluBaşkanı Mahmut Toros, “Birlikten

kuvvet doğar ilkesiylegücümüzü birleştirdikve son sistem bir işletmekurma amacıyla bir ara-ya geldik. Kaynakları-mızın yüzde 75’i kendiöz sermayemiz. Kalanıiçin de Ziraat Banka-sı’ndan 5 yıl vadeli kre-di kullandık. Birim başı-na verimlilik arttıkça,kapasitemizi de arttıra-cağız. Kapasitemiz art-tıkça da daha iyi bir ge-lecek görüyorum” diye

konuştu. Ortaklardan Musa Toros ise kur-

dukları sistemin özellikle birim işgü-cü açısından çok ta-sarruflu olduğunadikkat çekerek,” Bizböyle bir sistemde 2saatte 200 sağmalısağabiliyoruz. 3,5ton günlük süt teslimediyoruz. 200 sağ-malın sağılması 8 ai-lede 2’şer saatlik iş-gücü demektir. Özel-likle hayvancılıkta iş-gücünün tasarrufuanlamında böyle birbirliktelik çok çokönemli” dedi.

Ocak & Şubat 2010

10 B O R SA’ D A N

Birleşen kazanıyor!2007 yılında 27ortağın bir araya

gelmesiylekurulan

Yeşilpınar TarımA.Ş.’de günde

3,5 ton sütteslimatıyapılıyor.

Batı Akdeniz Sohbetleri TarımToplantıları ilginç sonuçlar ver-meye başladı. “Tarımda kü-

çük işletme kalmasın” sloganıyla yürü-tülen proje kapsamındaki Yalvaç top-lantısından, örnek bir girişim çıktı. İlçe-de besicilik yapan 5 çiftçi birleşip, tek birbüyük şirket kuracak.

Yalvaç’ta hayvan yetiştiriciliği ya-pan çiftçi Abdurrahman Kurucu, dört gi-rişimci arkadaşıyla birlikte tek tek altın-dan kalkmakta güçlük çekecekleri, bü-yük bir yatırım gerçekleştireceklerinisöyledi ve “Hepimizin 50 baş, 80 baş,100 baş hayvanı var. Ama bu şekilde bü-yümek isteseniz de bir türlü kabuğunuzukıramıyorsunuz. Çünkü tesisiniz moderndeğil. Ama beş arkadaş uzun zaman-dır konuşuyoruz. Sonunda karar verdikbu işi beraber yapacağız” dedi

“Biz birleştik; banka dadestek versin!”

Finansmanla ilgili bazı bankalarla gör-üştüklerini ancak olumlu cevap alama-dıklarını söyleyen Kurucu, kararlı ol-duklarını kaydetti, “Ziraat Bankası’nın BA-GEV ile birlikte yürüttüğü bu toplantı-nın Yalvaç’ta yapılacağını duyunca me-rak ettik. Toplantı afişinde diyor ki, ‘Sizbirleşin; biz destek olalım’. Biz birleştik.Banka da destek olsun; beş küçük iş-letme birleşip bir tane büyük işletme ol-mak istiyoruz. Ancak kredi teminatı ko-nusunda bankaların akılalmaz uygula-maları var. Kabul etmek mümkün değil.Bu toplantıda Ziraat Bankası’nın BölgeBaşkanı Sayın İbrahim Turgutalp, yakınalaka gösterdi ve bize finansman ko-nusunda mutlaka bir çözüm getire-ceklerini söyledi. Eğer gerçekleşirse sek-törel anlamda Yalvaç’taki ilk örnek bi-zim şirketimiz olacak.”

Proje meyve vermeye başladı“Tarımda küçük işletme kalmasın!”

Isparta-Yalvaç’ta besihayvancılığı yapan beş

üretici, bir araya gelerekmodern ve büyük ölçekli

bir işletme kuracak.

Page 11: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

11B O R SA’ D A N

Sektör temsilcileri ve Akdeniz Üniversitesi Zi-raat Fakültesi öğrencileri, Kampüsten İşeProjesi kapsamında ATB’de bir araya gel-

di. Dünya Bankası destekli projede 20’si 1. ve 2. sı-nıf; 10’u da 3. ve 4. sınıf öğrencisi olan 30 kişi, 10hafta sürecek firma ziyaretleri programına katıla-cak.

ATB Başkanı Ali Çandır, yeni mezun ziraat mü-hendislerinin sektöre hizlı uyum sağlayamamasınınen önemli sorun olduğunu belirterek, en az iki yılarazide çalışarak iş deneyim kazanması gerektiği-ne işaret etti. Başkan Çandır, kimsenin iş tecrübe-si olmayan bir mühendise arazisini emanet etme-yeceğine değinerek, “Kimse işini riske atmak iste-mez. Teorik bilginin yanında pratiğin de olması ge-rekiyor. Projeden beklentimiz şu; öğrenciler sektörde,henüz okurken yer almaya başlasın ve işe başlar baş-lamaz öğrendiklerini uygulayabilsinler” dedi.

Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor!

Kampüsten İşe Projesi Staj Programı başladı

Ziraat Fakültesi öğrencilerinin bölüm seçmelerine yardımcı olmayı ve çalışacakları sektörütanımalarına olanak sağlamayı amaçlayan Kampüsten İşe Projesi’nin staj programı başladı.

Öğrenciler, 10 hafta boyunca çeşitli sektör firmalarını ziyaret edecek.

Kampüsten İşe Projesi, Proje ortakları:

Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Ziraat Mü-

hendisleri Odası Antalya Şubesi, Antalya Kent Kon-

seyi Gençlik Meclisi, Antalya İhracatçı Birlikleri, T.C.

Kepez Belediyesi.

Projeyi destekleyenler; Batı Akdeniz Ekono-

misini Geliştirme Vakfı, İşkur Antalya İl Müdürlüğü,

Tarım Danışmanları Derneği.

Vakıf Zeytinliği'ni 20 yıllığına kiralayan ATB,Zeytinliği işletecek ve kentliler adına sa-hiplenecek bir yapının temelini atıyor.

ATB Başkanı Ali Çandır, kamuoyu nezdinde tar-tışmalar yaratan bazı haklı kaygıları giderecek biryapı amaçladıklarını söyledi, “Belediyeler, ilgilikamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum ör-gütlerinin katılacağı bir ortaklık düşünüyoruz. Birşirket kurulacak. İki tip hisseolacak. İmtiyazlı hisseler bele-diyeler ve sivil toplum örgüt-lerine ait olacak. Sözleşme ha-zırlandığında ortaklarla dü-zenlenecek toplantıda sözleş-meye eklemek istenenler gö-rüşelerek karara bağlanacak.”

Ali Çandır, şirketin adını da,Antalya Zeytinpark olarak dü-şündüklerini söyledi

Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor!

AliÇandır

Page 12: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

12 B O R SA’ D A N

Toplantıya Hububat ÇalışmaGrubu Başkanı İbrahim Köse-oğlu, Hediye Un Fabrikası Yö-

netim Kurulu Başkanı Mehmet Altun-baş, Tarım İl Müdürlüğü Proje ve İsta-tistik Şube Müdürü Salih Toros, TİGEMBoztepe Tarım İşletmesi Bitki Üretim ŞefiSüleyman Ferşat Yücel, BATEM Tarla Bit-kileri Bölüm Başkanı Mustafa Soysal ileTasaco Tarım Pazarlama Müdürü Ser-tan Coşkun katıldı.

Toplantıda Çalışma Grubu’nun An-talya-Aksu’ya bağlı Boztepe Köyü’ndeki

üç ayrı parseldegerçekleştirdiğideneme ekimle-riyle ilgili bilgi ve-ren HÇG Üyesive BATEM TarlaBitkileri BölümBaşkanı MustafaSoysal, hububatekiminde toprakhazırlığının ha-yati önem taşı-dığını söyledi ve

“Toprak hazırlığını gereği gibi yapma-nın ve tohum yataklarını sağlıklı şekil-de oluşturmanın çok büyük önemi var.Özellikle sahil şeridinde taban suyuproblemi olduğu için buna dikkat et-mek lazım. Tohum toprakla bütünle-şemezse homojen çıkış gerçekleşmiyor.Bu da parçalı bir tarla görüntüsü veri-yor; verim düşüyor” dedi.

Antalya Tarım Müdürlüğü Proje veİstatistik ŞubeMüdürü SalihToros da hubu-bat üreticisinebakanlığın ver-diği desteğin ge-reği gibi yansı-madığını kay-detti ve “Hubu-bat üreticisinetohum, mazot,gübre, toprakanaliz ve fark

ödemesi desteği yapıyoruz. 2008’de ve-rilen desteğin kıraç arazide alınanüründe, maliyetin yüzde 73’ünü kar-şıladığını tespit ettik. Taban arazilerdede yüzde 40’ını karşılıyor. Kıraç arazi-

deki maliyetin 39 lira, desteğin de 29lira olduğu ortaya çıktı. Fakat başta tapusorunu olmak üzere çeşitli nedenlerleçiftçimize desteğin hepsini yansıta-madık” diye konuştu.

Tasaco Tarım Pazarlama MüdürüSertan Coşkun ise, ikinci el diye bilinenkaçak tohum sorununu dile getirdi ve“Hem TİGEM’in, hem de bizim çeşit-lerimiz satılıyor sertifikasız olarak. Biz1000 ton satıyorsak; o tarz çalışan in-sanların sattığı 10 bin ton! Kaçak to-humcular biz-den daha fazlaciro yapıyor”dedi.

Hububat ça-lışma GrubuBaşkanı İbrahimKöseoğlu damahsul kalitesi-nin düşüklüğü-nün en temelproblem oldu-ğunu kaydetti.Köseoğlu, “Bunun nedeni sertifikalı to-

hum ekilmemesi. Tabi sertifikalı tohumbiraz pahalı. Sertifikalı tohum birazcıkdestekle arttırılırsa kalite yükselir. Böy-lece alım fiyatları da yükselirse bizlerinve fabrikaların bu sıkıntısı ortadan kal-kacaktır. Bunun için ne yapmalı? Mut-laka tohuma verilen destek artırılma-lı; gübreye destek artırılmalı ya da yüz-de 18 olan KDV biraz daha makul se-viyelere çekilmeli ki çiftçi maliyeti dü-şürsün” şeklinde konuştu.

Hediye Un Fabrikası Yönetim KuruluBaşkanı Mehmet Altunbaş da toplan-tıdaki konuşmasında çok önemli bir di-ğer sorunun süne olduğunu hatırlat-tı. Altunbaş, süne mücadelesinin or-ganize edilmesinin hayati önem ka-zandığını söyledi ve “100 danede 3 ta-nesi süne emgili çıktığı zaman, o buğ-daydan elde edilen undan hamur ol-muyor. Buğdayı, Antalya dışında Ada-na’dan alıyoruz. Konya’dan, Polat-lı’dan buğday alıyoruz. Bölgede kaliteliüretim olsa, süneyle mücadele olsa baş-ka bölgelere gitmemize gerek olmaz”diye konuştu.

Hububatçılar çıkış arıyorHububat ÇalışmaGrubu, sektörün öndegelen firma vekuruluşlarını ziyaretprogramı çerçevesindeTasaco Tarım firmasınıziyaret etti. ÇalışmaGrubu üyeleri 2010yılının Ocak ayıtoplantısını da TasacoTarım firmasınınAntalya OrganzieSanayi Bölgesi’ndekiüretim tesislerindegerçekleştirdi.

Mustafa Soysal

Salih Toros

Salih Toros

Page 13: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

13B O R SA’ D A N

Ocak & Şubat 2010

Türkiye’de ilk defa gerçekle-şecek olan fuarın, yöreselürünlerin tanıtımında; ulu-

sal ve uluslararası ölçekte bilinirliği-ni geliştirmede katkı sağlaması bek-leniyor. Coğrafi İşaret konusunda ça-lışan uzmanlar ve bürokratların dakatılacağı YÖREX Türkiye 2010 Fua-rı, bu konuda rehberlik almak iste-yenlere de yardımcı olacak. YenigünGıda Sanayi Yönetim Kurulu Başka-nı Mahmut Ruhi Alpagot, “42 çeşitreçelimiz var. En başta turunç, ber-gamut, patlıcan, karpuz, nar, yeşil ce-viz ve mandalina kabuğu gibi deği-şik reçeller yapıyoruz. Bunlar Antal-ya’ya has ürünler. Başka yörelerde deyapılıyor ancak aynı lezzet alınmıyor.Çünkü Antalya’nın iklim şartları bumeyvelerin yetişmesine çok uygun.Bergamut başka yerde olmuyor.”

YÖREX’te kıyıda köşede kalmışdeğerlerin ortaya çıkarılıp bölgeekonomilerine katkı sağlamanınamaçlandığını ifade eden ATB Baş-kanı Ali Çandır, “Bu fuarın, kıyıda kö-şede kalmış yöresel ürünlerin ulusalve uluslararası ölçekte bilinirliğini ge-liştirmede büyük katkı sağlamak veyöre ekonomilerini güçlendirmesiniamaçlıyoruz. Özellikle yurtdışındanürün almak yerine kendi öz değer-lerimizin benimsenip herkes tara-fından kullanılmasını istiyoruz. Birnoktada kendi ürünlerimize sahip çı-kılmasını hedefliyoruz” dedi.

Antalya 2010 1. Yöresel Ürünler Fuarı geliyor!YÖREX Antalya 2010,

1. Yöresel ÜrünlerFuarı, “Sizin OralarınNesi Meşhur?”sloganıyla, 28 Nisan-1Mayıs 2010 tarihleriarasında Antalya ExpoCenter fuar merkezindedüzenlenecek. Yörexiçin ilk sözleşmeAntalyalı ünlü gıda veşekerleme firmasıYenigün ile imzalandı.

Akdeniz Ün. İİBF Öğr.Üyesi Prof. Dr. YavuzTekelioğlu, Türkiye’nin

yöresel ürünler açısın-dan son derece zenginolduğunu söyledi.

Coğrafi işaret tesci-li ve menşe adı koru-ması hakkında bilimselçalışmaları olan Prof.Dr. Yavuz Tekelioğlu,ülkemizdeki bu zen-ginliğe rağmen huku-ki anlamda yeterli me-safe kat edemediğimizi belirt-ti, “Zenginliği, geniş toprakla-

rı ve mikroklimaları ile Türkiye,aynı zamanda derin tarihi kö-kenlerden gelen, gelişmiş bir

mutfak kültürü ve otan-tik üretim biçimleri ilezengin yöresel üretimbecerisine sahiptir. Buözellikler Türkiye’ye ola-ğanüstü kalitede bir-çok yöresel ürün ka-zandırmıştır. Bugün67’si tarım ürünü olantoplam 117 ürünümüzcoğrafi işaret tescili al-

mış durumda. Bu sayı zamaniçinde daha hızlı artacaktır.”

“Yöresel değerlerimize sahip çıkalım”

YavuzTekelioğlu

Page 14: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

14 T O B B’ d a n H A B E R L E R

YÖREX, Birinci YöreselÜrünler Fuarı hazırlık-ları tüm hızıyla devam

ediyor. TOBB Bşk. Rifat Hisar-cıklıoğlu, İstanbul’da düzenle-diği basın toplantısı ile YöreselÜrünler Fuarı’nı basına tanıttı.Toplantıya ATB Bşk. Ali Çandırve ATSO Bşk. Çetin Osman Bu-dak da katıldı.

Yöresel Ürünler Fuarı’nın ül-kemizin 81 ilinin üretim zen-ginliğini sergileyeceğini ve hemtüketim hem de yatırım ko-nusunda birçok imkân suna-cağını anlatan Rifat Hisarcıklı-oğlu, toplantıda yaptığı açık-lamada şunları söyledi, “Yerlimalı yurdun malı şeklinde bireski anlayışı kesinlikle benim-semiyor ve amaçlamıyoruz. Pi-yasa ekonomisinde karar veri-ci olanlar tüketicilerdir. Biz ken-

di ürettiğimiz ürünlerin kalite-sine güvendiğimiz için öncebunların kamuoyunda tanın-masını istiyoruz ki, tüketicilertercih yaparken böyle bir al-ternatifleri olduğunu da gör-sünler.”

Hisarcıklıoğlu, yöresel ürün-lerle ilgili uluslararası hukuki ko-ruma alındığı takdirde, ülkeekonomileri için önemli gelirkaynağı haline gelebileceğinihatırlattı ve ülke çapındaki odave borsalarla Fuara katılacak-larını kaydetti. Hisarcıklıoğlucoğrafi işaret tescili hakkındagereken özenin gösterilmesigerektiğini kaydetti ve “Türki-ye Odalar ve Borsalar Birliği ola-rak 81 il, 162 ilçedeki örgütlüyapımızla bu fuara en geniş ka-tılımın sağlanmasına çalışaca-ğız” diye konuştu.

Hisarcıklıoğlu: “81 ilden, 365 odave borsayla Yörex’te olacağız”

Türkiye Odalar ve Borsalar Birli-ği (TOBB) Başkanı Rifat Hisar-cıklıoğlu, Yalova Sanayi ve Ti-

caret Odası (YTSO) tarafından Termal il-çesinde düzenlen ''İş Dünyasına Yön Ve-renler 2009'' ödül töreninde yaptığı ko-nuşmada, Türkiye, dünyanın en büyük10 ekonomisi arasında olmak istiyorsa,ekonomisinin güçlü ve demokratikstandartlarının yukarıda olması gerek-tiğini söyledi.

Bu ikisinin olabilmesi ve sistemin dü-zenlenebilmesi için ilk şartın 72 milyo-nun mutabakat sözleşmesi olan ana-yasayı yeniden yazmak olduğunu ifadeeden Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti: ''İlk4 madde hariç. Yeni bir anayasaya ih-tiyaç var mı? 'Evet' var. Ben ekonomik açı-dan bakıyorum 80 yılındaki dünyadakiekonomik kalkınmayı öngörüyor.1990'da dünyada ekonomik kalkın-manın modeli değişti, ama anayasamız

halen 80 model. 'Kalkınma devlet ve özelsektör eliyle olacak' diyor. Dünyadaböyle bir anlayış yok. Devlet eliyle kal-kınmaya çalışanlar hep battı. Buna enbüyük örnek ise Rusya'dır. Özel sektörüve rekabeti olmadığı için battı. Bizim ana-yasa diyor ki; devlet özel sektör eliyle kal-kınacak. Bu anlayış bitti. O zamanbunu yeniden yapılandırıyor olmamız la-zım. Siyasi Partiler ve Seçim Yasası da bu-nun ekinde ve devamında olmalı.''

“Anayasamız halen 1980 model''

Page 15: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış
Page 16: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

16 B Ö L G E D E N

Antalya Valisi AlaaddinYüksel, Almanya'nıntarım sektöründe

partner olarak Türkiye'yi seç-tiğini ve Türkiye'den il olarakAntalya'nın belirlendiğini kay-detti. Vali Yüksel, AlmanyaTarım Bakanlığı’nın tarımı ge-leceğin en önemli sektörüolarak tespit ettiğini hatırlat-tı ve şöyle konuştu, “Dün do-matesimizi, incirimizi iadeeden Almanya, özellikle An-talya'da yaşanan büyük geliş-meler neticesinde Türkiye'nintarım sektöründe partner ülkeolmasını istedi. Türkiye'de deAntalya’yı seçtiler. Önümüz-deki dönemde konuyla ilgiliresmi sürecin başlaması iledaha ayrıntılı bilgiler de vere-ceğiz.”

Alâaddin Yüksel, ekono-mide Türkiye'de yedinci sırada

olan Antalya'nın, tarım sek-töründe ise apayrı bir yeresahip olduğunu vurguladı.Yüksel, "Antalya'nın hermetrekaresinde tarım ya-şanıyor. 661 bin kişi,130 bin aile tarımla iş-tigal ediyor. Doğalgaz

Antalya'ın doğu ve batısında-ki tarım alanlarına ulaştığındaise bizi kimse tutamayacak.Antalya'da tarla başındaki her-kese güveniyorum. İstanbul'unpazarlarında Antalya doma-tesinin ayrı bir yeri var. Narabakıyoruz, fiyatı 40 kuruş amaFinike Arifköy'ün narı övgülerle1,5 Liradan satılıyor" dedi.

Almanya ile“tarım kardeşliği”

Almanya TarımBakanlığı geleceğin enönemli sektörü olarak

belirlediği tarımda,Türkiye'den Antalya'yı

partner olarak seçti.Antalya Valisi Alâadin

Yüksel, resmianlaşmaların

önümüzdeki süreçteyapılacağını duyurdu.

Kuruluşundan bu yana geçenyaklaşık 7 aylık süreç içindeataması yapılamayan BAK

Ajans Genel Sekreterliği görevine İç-işleri Bakanlığı'nda Strateji Daire Baş-kanı olarak görev yapan Tuncay En-

gin atandı. Dev-let PlanlamaTeşkilatı, BAKAjans YönetimKurulu tarafın-dan önerilen 3isim arasındanstrateji uzmanıolarak tanınanTuncay Engin'igenel sekreterli-ğe uygun gör-dü. Isparta’nın

Yalvaç İlçesi’nde 22 Ocak 2010’dakiBAK Ajans Yönetim Kurulu toplantı-sında Genel Sekreterlik için YönetimKurulu tarafından aday gösterilenDoç. Dr. Murat Ali Dulupçu, DPT Müs-teşarlığı tarafından uygun görülme-mişti. Bunun üzerine Yönetim Kuru-lu’nun genel sekreterlik için önerdi-ği Antalya Valiliği Avrupa Birliği Pro-jeleri Koordinasyon Merkezi Koordi-natörü Baki Karaçay, BaşbakanlıkHazine Müsteşarlığı Merkezi Finansve İhale Birimi İhale Yöneticisi Gaza-li Çiçek ile İçişleri Bakanlığı Strateji Ge-liştirme Başkanlığı Stratejik YönetimDairesi Başkanı Tuncay Engin, kurulüyelerine kendilerini tanıtmıştı. Müs-teşarlık, bu üç isim arasından Ispar-talı Tuncay Engin’de karar kılarak ata-mayı gerçekleştirdi.

Hukuki durum nedeniyle Genel Se-kreter ataması yapılmadan hiç bir faa-liyet gösteremeyen BAK Ajans’ın,atama sonrasında hızla faaliyetlerinebaşlaması bekleniyor. Atamanın ge-cikmiş olması, bölge kamuoyunda2009 ödeneğinin geri gönderilmesiihtimali yüzünden, üzüntü yaratı-yordu.

BAKA Genel Sekreteri, atandıBatı Akdeniz KalkınmaAjansı (BAK Ajans) GenelSekreterliğine TuncayEngin atandı.

Salih Toros

Page 17: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

17B Ö L G E D E N

‘Böyle giderse et fiyatı 50TL olacak’

Akdeniz Su Ürünleri ve HayvansalMamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Hadi

Doğan, canlı hay-van ithalatı önün-deki engeller kaldı-rılmazsa kırmızıetin kilosunun2010 yılında 50TL'ye ulaşacağınısöyledi, “Fiyatlar-daki artışın ana ne-deni, hayvan varlı-ğındaki hızlı düş-üştür. İthalat kapı-

sı açılırsa fiyatlar sabit kalacak; aksi hal-de 2010 yılında etin kilosu 50 TL'ye ula-şabilecektir. İthalatın önündeki engellerinkaldırılması bir zorunluluktur.“

‘3 gün ucuz et yemeyedeğmez’

Gülköy Et Entegre Tesisi Genel Mü-dürü Süleyman Dağlı ise, et ithalinin hay-vancılığa katkı yapmadığı gibi birazdaha fakirleşmeye, cari açığın büyü-mesine ve can çekişen hayvancılığın ta-

mamen yok olmasına neden olacağınaişaret etti, “3 gün ucuz et yemeye değ-mez. Kaldı ki verilen destekler ekonomiyede katkı yapacaktır. Öyle ise eti ithal et-mek yerine gelin pahalı et yemeye birazdaha devam edelim, hayvancılığı ken-di içimizde çözelim. Bunun sonucundaüretim arttığında fiyatlar da kendiliğin-den düşecektir. İnek bu işin temeli ve üre-tim fabrikasıdır. Üreticisine hem süt hemde et vermektedir. Bizim bugüne kadarkiyanlışımız sütlük hayvan değil etlik hay-van besiciliğini ön plana çıkarmamızdır.Hükümetlerin üreticileri doğru yönlen-dirmemesinden kaynaklanmaktadır.0,80 TL’ye satılan süt hem ineği hem da-nayı beslediği gibi, üreticisini de besler.Bu sayede et fiyatları da üretimle birlikte

Avrupa’da ki et fi-yatlarının altınainer; destekler veteşvikler de toplu-mun tümüne yan-sımış olur. Devleti-miz süt hayvancılı-ğını desteklerse, sa-dece bu işi yapandeğil et alan tüke-ticiye kadar toplu-mun tümünü des-

teklemiş olur.”

‘Damızlık taban fiyatıbelirlenmelidir’

Burdur Damızlık Sığır Yetiştiricileri Bir-liği Başklanı Kamil Özcan da fiyat artış-larının bugün itibariyle sevindirici gö-ründüğünü ve karamsar bir tablo çizmek

istemediğini belirt-ti, “Ancak bu geliş-meleri üreticileraleyhine çevirebi-lecek gayret ve gi-rişimler olabilece-ğini sezinliyorum.Bugün Bakanlığı-mızın damızlık iha-lelerinde damızlıkfiyatları et fiyatları-nın altında oluş-

maya başladı. 200 kilo gelen damızlıkdüve, kesimi durumunda 2 bin 500 TLgibi fiyat ediyor. Damızlık olarak da 2 bin500 TL’ye alınıp satılıyor. Tarım ve Köy-işleri Bakanlığımız bu konuda tedbir al-malı ve damızlık fiyatlarını yükseltmeli ki,damızlık düvelerin kesime gönderil-mesi gibi acı sonuçlarla karşılaşmayalım”diye konuştu.

“Et ithalatı hayvancılığımızı bitirir!”Kırmızı et 24 liralık kilogram fiyatıyla cep yakıyor. Canlı hayvan ithalatınınönündeki engellerin kaldırılmaması durumunda et fiyatının daha da artması

bekleniyor. Et fiyatındaki yükselişin nedeni olarak da hayvan sayısındaki hızlı düşüşgösteriliyor. Çözüm olarak ithalat yapılmasını önerenler var ancak ithalat denince,

haklı olarak, Türkiye’de besicilik yapan herkesin tüyleri ürperiyor.

Hadi Doğan

Süleyman Dağlı

Kamil Özcan

Page 18: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

18 B Ö L G E D E N

57 üyeden 40’ının hazır bulun-duğu toplantıya İl Tarım Mü-dürü Bedrullah Erçin, AYMSİB

Bşk. Mustafa Satıcı, Akdeniz Üniversi-tesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bö-lümü Öğr. Üyesi Doç. Dr. Orhan Özça-talbaş, ZMO Antalya Şb. Bşk. Vahap Tun-cer de katıldı.

Seçimler sonucu TDD’nin yeni yö-netim kurulu şuisimlerden oluştu:Yön. Kur. Baskanı,İbrahim Akbulut;Bşk. Yrd., Fatih Ars-lan; Bşk. Yrd., MeralAlkan; Genel Sekre-ter, Bülent Kaur;Sayman, NeclaKöse; Yönetim Ku-rulu Üyesi, Mehmet Ali Durmuş ve Yö-netim Kurulu Üyesi Elif Yılmaz.

Başkanlık görevini Fatih Arslan’dandevralan İbrahim Akbulut, tek listeyle gi-dilen seçimlerin ardından aynı şevk veheyecanla serbest tarım danışmanlığımüessesesinin yaygınlaşması ve gelişmesiiçin çabalamaya devam edeceklerinisöyledi, “Birlik ve beraberliğimiz bugü-ne kadar olduğu gibi aynı samimiyetledevam ediyor. Meslek örgütümüzün bu-lunduğu yere gelmesinde emeği geçenbütün meslektaşlarıma bir kez daha şük-ranlarımı sunuyorum. Bundan böyle çı-tayı daha yükseğe taşımak için elimiz-den geleni yapacağız.”

TDD Başkanıseçildi

İbrahim Akbulut,

Serbest Tarım DanışmanıZiraat Mühendisi İbrahimAkbulut 19 Aralık 2009tarihinde Ziraat MühendisleriOdası Antalya Şubesi’ndedüzenlenen TarımDanışmanları Derneği GenelKurulu’nda dernek başkanıseçildi. İbrahim Akbulut dahaönce dernek başkanyardımcılığı göreviniyürütüyordu.

Karaleke’den nedenkurtulamadık?Emekli Ziraat Teknikeri Mustafa İnan, IspartaEğirdir bölgesinde geçen sezon oluşan karalekesalgınının, hastalık etmeni fenolojisinin iyianlamamış olmamızdan kaynaklandığını söyledi.

Mustafa İnan şöyle konuştu, “Karalekenin oluşması için, birsene önceki lekeli yaprakların toprağa bir yüzünün değmesilazım. O yaprağın üzerine başka bir lekeli yaprak değerse

alttaki lekeli yaprakta spor keseleri olgunlaşır; üstteki yaprakta olgun-laşmaz. Bu olgunlaşma Ocak ayında başlar. 31 dereceyi bulursa keselerolgunlaşmış demektir. 2009 Ocak ayında spor keseleri olgunlaştı. Er-ken olgunlaşan sporlar Şubat yada Mart ayında yağan bir yağmurlaboşa çıkış yapar. Yani meyvede enfeksiyon yapamaz. Bu yıl Nisan ayı-

na kadar kurak gitti. Üreticilerimiz bunu atladı-lar. Bu yıl karaleke sporları yüzde yüz ağaçlaradeğdi. Nisan ayında yağan yağmur, fenolojik ola-rak tamamen gelişmiş spor keseciklerini patlat-tı. Ağaçlar da yapraklı durumdaydı. İlaçlar da za-manlı zamansız atıldığı için, hastalık etmenindebağışıklık sistemi gelişti. O aşamadan sonra daönüne geçemedik tabi.”

“Topyekün mücadele şart”Mustafa İnan uzun vadede karalekeye karşı

bir çözüm geliştirmek için topyekün mücadeleetmek gerektiğini söyledi, “Kurak dönemde

yapraklar toplanıp imha edilmeliydi. Bir, yapraklar toplanmalı ve ya-kılmalıydı; iki satıh ilaçlaması yapılmalıydı. Ağacın tepesinin yanında altıda ilaçlanmalı. En etkili ilaç bakır. Ama yaprakların uygun zamanda %100 imha edilmesi karaleke sorununu çözer. Tabi bölgedeki herkes ya-pacak. Bir tek ağaç kalırsa, oradan her yere tekrar yayılır.”

Mustafa İnan

İbrahim Akbulut

Page 19: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

19B Ö L G E D E N

İŞ-KUR tarafından ülke genelindeilk kez “Bölgesel İstihdam Bürosu”belgesi verilerek kurulan BAGEV

Bölgesel İstihdam Bürosu, BAGEV üye-si tüm kurum ve kuruluşların işbirliğiy-le Bölgesel İstihdam Bürosu Çalışma Gru-bu oluşturarak faaliyetlerine başladı.

Çalışma Grubu’nun faaliyetleri so-nucu bir “İnsan Kaynakları Portalı” ha-yata geçirildi. Hazırlanan yazılımla; böl-ge, il, sektör ve meslek bazında tahlil-lerin derlenebileceği; işsiz profilinin ger-çek ve güncel verilerle her an analiz edi-lebileceği vurgulanarak, verilerin hem ya-tırımcılar hem de karar vericiler için cid-di bir kaynak olacağı açıklandı.

Hazırlanan yazılımla sadece işsizprofili ile ilgili değil kurum ve şirket ba-zında da ihtiyaca göre analiz yapılabi-leceği anlatıldı. Bu verilerle sektörlerin ih-tiyaçlarına göre doğru eğitim planla-malarının yapılacağı ve bu verilere görede hazırlanacak eğitim programlarıylakalifiye personel açığının kapatılmasınaönemli bir katkı sağlanacağı belirtildi.

Veri tabanı sayesinde elde edilecekveriler ile ulaşılacak hedefler ise şöyle; Batı Akdeniz Bölgesi’nde işsiz pro-

filini belirlemek, Mesleki yeterliliğe sahip veya

mesleki yeterliliği olmayan işsiz hedefgruba, tüm sektörlerin talep ve bek-lentilerine uygun, seçme ve yerleştirmehizmeti vermek, Batı Akdeniz Bölgesi’nde tüm eko-

nomik sektörlerde mesleki yeterliliğibelgelenmiş insan kaynağı sayısını ar-tırmak, Batı Akdeniz Bölgesi’nde işsizlerin

iş hayatına katılımını, talep ve beklen-tilerini belirlemek, Batı Akdeniz Bölgesi’nde bulunan

tüm ekonomik sektörlerde, işsiz hedefgrubuna yönelik kalifiye istihdam ve ça-lışma kapasitesini artırmak, İşgücü piyasasının arz ve talep ge-

reklerini uyumlu hale getirmek, Tüm sektörlerde çalışma ortamı-

nın iyileştirilmesine ilişkin bilgi paylaşı-mını etkinleştirmek.

Antalya'da Şubat ayındameydana gelen fırtına vesel, tarımsal üretime bü-

yük darbe vurdu. Birçok sera alanısu altında kaldı; sebze, meyve ve çi-çek üretimi büyük zarar gördü.

AYMSİB Bşk. Mustafa Satıcı,şiddetli yağış ve selden dolayı An-talya ve bazı ilçelerde seraların za-rar gördüğünü açıkladı. Mustafa Sa-tıcı, şöyle devam etti, “Ürün arzındaazalma olacak. Kaliteli ürün ol-maması sıkıntı yaratabilir. Fiyatlar za-ten yüksek. Rakip ülke fiyatları daihraç pazarını belirleyecek. İhraca-tı az da olsa etkilenecek.”

AİB ve AKÇİB Bşk. Osman Bağ-datlıoğlu da, Aksu deresinin taşması

sonucu Kundu, Kadriye, Belek veKumköy’deki çiçek seralarının sularaltında kaldığını söyledi, “Çiçeküretim merkezi olan Kundu, Kad-riye, Belek ve Kumköy’de zararbüyük. Seralar 2 metreye yükselensuların altında kaldı. Felaketin 14 Şu-bat Sevgililer Günü ve 8 MartDünya Kadınlar Günü arefesinde ol-ması kesme çiçek ihracatçıları açı-sından talihsiz bir gelişme oldu. Çi-çek ihracatçısı önemli firmalar ihraçsezonunu kapattı. Büyük zararoluştu. Yüzlerce dönüm çiçek serasısu altında kaldı. Mal temini açısın-dan zorluk çekilecek. Fiyatlar da ar-tacağı için Avrupa pazarında müş-teri kaybedebiliriz.”

Batı Akdeniz’in istihdam verilerinitoplayacak

BAGEV Bölgesel İstihdam Bürosu,

Fırtına en çokkesme çiçeği vurdu!Fırtına en çokkesme çiçeği vurdu!

Page 20: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

20 B Ö L G E D E N

BATEM Müdürü Suat Yıl-maz, son 5 yılda yakla-şık 50 tanesi narenciye

olmak üzere, 71 meyve çeşidinitescil ettirdiklerini; yeni çeşitlerinerkenci ve geççi özellikleriylesene boyunca hasat etme imka-nı sağladığını söyledi, “İhracattapazarımız olan ülkelerde artıkmeyve marketlerde satılıyor. Mar-ketler de sizden yıl boyu ürün ta-lep ediyor. Bunu Fas, İspanya gibiülkeler sağlar ve siz sağlamaz-sanız, pazarı kaybedersiniz. Birhata yapıyoruz mesela 3 milyonton portakal üretiyoruz; % 90’ıWashington çeşidi. Bunların hep-si aynı tarihte hasat ediliyor.Oysa narenciyede kademeli ola-rak 10 ay boyunca ürün arzı sağ-layabiliriz. İki ay da depolama im-kanlarımızla karşılarsak; bu tale-bi yıl boyunca karşılayabiliriz de-mektir. Çeşit seçimini ve yetişti-ricilik planlamasını buna göreyapmamız lazım. BATEM olarakbiz teknik çalışmayı tamamladık.50 kadar farklı narenciye çeşidigeliştirdik, test ettik ve tescilledik.Üretici ve ihracatçı planlamasınıbu yönde yapmalıdır.”

Narenciyede pazarodaklı planlama

Suat Yılmaz, çeşit geliştirmeçalışmalarını; dünyadaki naren-ciye üreticisi ülkelerin üretim po-tansiyeli, çeşit zenginliği ve iklimgibi kriterleri analiz ederek plan-layıp, yürüttüklerini söyledi, “Tür-kiye’de çok büyük potansiyelvar. Ama üreticinin bu potansi-yelden haberdar olması lazım. Eli-mizdeki kıymetin farkına var-mamız lazım. Planlamanın önün-de arazi parçalılığı önemli bir en-gel ama en azından pazara birbakarsak; hangi dönemde han-gi çeşitle pazarda avantaj sağla-rız görme imkanımız olur. Yeni di-kim yapacak üreticilere önerimizşu; BATEM olarak erkenci vegeççi çok sayıda çeşit geliştirdik;gelsinler, bize danışsınlar. Çokfarklı çeşitlerimiz var. Hepsi de de-nenmiş ve tescilli. Çiftçinin ara-zisi, toprak yapısı hangi çeşide uy-gunsa, hengi çeşit o bölgede ve-rimliyse, daha önemlisi pazardamal bulunmadığı dönemde mey-ve verecek erkenci veya geççi çe-şitleri tavsiye edelim.”

Suat Yılmaz:“Yılboyu

narenciyeihracatı

mümkün”Önemli ihracat

kalemlerinden biri olannarenciyede yıl boyu ürün

arzı sağlamak artıkmümkün.

Page 21: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

21B Ö L G E D E N

Ercan Gür-büz dev-letin gi-

derek fidan üre-timinden ziyadeüretim materyaliüretimine odak-lanacağını söyle-di ve “Devletinbir perspektifi var;fidan üretimin-den ziyade artıküretim materyaliüretimine yöne-lecek zamanla.Destekler konu-sunda da, şöyle;2014 yılından iti-baren devlet, fidan desteklerini sa-dece sertifikalı fidanla sınırlayacak.Dolayısıyla üretici de rahatlayacak.BATEM’in izlediği yol bu süreci des-tekleyen önemli bir tecrübedir. Ba-kın BATEM fidan üretmeye başla-dıktan sonra 2000 yılı itibarıyla bir-den bire artan bir talep oldu fidan-larımıza. Neden? Çünkü 2000 yılı, bi-zim sattığımız fidanların yetişip,meyveye durduğu tarihitir. Çiftçigözüyle görüp ikna oldu ve BATEM’ien güvendiği kurumlar arasındabaşa yerleştirdi. Bugün fidanları-mız yok satıyor.”

“2014’te sadece sertifikalıfidan desteklenecek”

2014 yılından itibarendevlet, fidan desteklerinisadece sertifikalı fidanla

sınırlayacak. BATEMMeyvecilik Bölüm

Başkanı Ercan Gürbüz,hastalıklı fidanın

dikildikten yıllar sonrakendini gösterdiğini

hatırlattı ve BATEM’infidan konusunda

çalışmaya en erkenbaşlayan kurumlardan biri

olduğunu belirtti.

BATEM, sertifikalı fidan ye-tiştiriciliğinde lider konu-munda. BATEM İşletme Bö-

lüm Başkanı Sadettin Küçük, yıldayaklaşık 100 ila 120 bin fidan yetiş-

tirdiklerini ve her sene yoksattıklarını söyledi. SadettinKüçük, kendilerine duyulangüvenin fidan satın alan üre-ticiye her türlü taahhütü ver-melerinden kaynaklandığınıkaydetti, “Sertifikalı veya stan-dart olsun, fidanlarımız çabukbitiyor. Bizde hile olmaz. İs-mine doğrudur. Her hangi birhata, bir mağduriyet olursada mutlaka telafi ediyoruz.Ama bazen suistimalle dekarşılaşıyoruz. Bir şikayet ge-lince uzmanlarımız derhalgidip inceleme yapar. Suisti-maller, bu tür yaklaşımlar buinceleme sırasında anlaşılı-yor.”

Ercan Gürbüz

SadettinKüçük

Page 22: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Geçen yıl GüneydoğuAnadolu Projesi kapsa-mında 9 ilde uygulan-

maya başlanan yüzde 30-40 hibedestekli süt hayvancılığı projesi, Ba-kanlar Kurulu’nun 22 Ocak 2010tarihli kararıyla Doğu AnadoluProjesi’ne dahil 16 ilde de uygu-lanmaya başladı. Karar kapsa-mında GAP ve DAP'ta toplam 25ilde bireysel veya birlikte yapa-cakları öz sermayeye dayalı, en az50 baş ve üzeri kapasiteye sahipprojeli etçi ve kombine ırklarla ku-rulacak damızlık sığır işletme ya-tırımlarında, hayvan ile süt sağım ma-kinesi ve soğutma tankı alımlarındayüzde 40, yarı açık ahır yapımındayüzde 30 hibe desteği veriliyor. Tür-kiye'de 81 ilin bulunduğu ve diğer 56ilin çoğunun ekonomisininhayvancılığa dayandığı,bölgesel teşvik uygula-masının sektörde adalet-sizliğe ve haksız rekabeteyol açacağı, besicilik vekırmızı et sektöründe varolan krizin derinleşmesineyol açacağı vurgulandı.

Burdur Ticaret BorsasıBaşkanı ve TOBB MevzuatKomisyonu Üyesi Baki Va-rol’un girişimleriyle Af-

yonkarahisar Ticaret Borsası BaşkanıMehmet Mürsüller'in evsahipliğindegerçekleştirilen toplantının açılış ko-nuşmasını yapan Mehmet Mühsür-ler, Türkiye’nin et ihtiyacının yüzde18’ini, İstanbul’un ihtiyacının da

yüzde 30’unu karşılayankentin artık sadece yüzde5’ini karşılayabildiğini kay-detti. Hayvancılığın kankaybettiğini vurgulayanMürsüller, zor durumdaolan ve mal bulmakta sıkıntıçeken yetiştiricilerin artıkkentlere göç etmek zorun-da kaldığını söyledi. Göçüönleyecek olan tek etkeninhayvancılığın geliştirilmesiolduğunu belirten Müh-

sürler, "Doğu ve Güneydoğu böl-gelerine verilen hayvancılıkla ilgi-li kredi ve teşviklerin Batı bölge-lerine de verilmesi gerekir. Batı böl-gelerinde insanlara balık yemesi-ni değil, balık tutmasını öğret-meliyiz. Doğu ve Güneydoğu böl-gelerine verilen kredi teşvikin ya-rısı batı bölgelerine verilirse hay-vancılık sektörü için büyük faydasağlayacaktır" dedi.

Burdur TB Başkanı Baki Varolda zirve sonrasındaki değerlen-dirmesinde şöyle dedi, “Ekonomi

Koordinasyon Kurulu’nun sesimizekulak vereceğine inanıyoruz. Değer-lendirmelerimizi ve sonuç bildirgemiziTOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisar-cıklıoğlu’na ileteceğiz. 25 ilimize teş-vik verilmesi Burdur, Afyon, Denizli,Konya gibi sütçülük ve et üretimin-de önemli yeri olan diğer illerimiz içinhaksız rekabete yol açacaktır. Bu il-lerimizin göz ardı edilemeyeceğini be-lirttik. Haksız rekabetin ve hayvancı-lığa darbe vurulmasının önüne ge-çebilmek amacıyla diğer illere deteşvik verilmesini talep ediyoruz. Bu-nun için sayın TOBB Başkanımız da ta-leplerimizi EKK Başkanı ve BaşbakanYardımcısı Ali Babacan’a aktaracak-lar. Olumlu sonuç alacağımızı umu-yoruz.”

Ocak & Şubat 2010

22 B Ö L G E D E N

Hayvancılık desteklerindebölgesel uygulama yerineulusal ölçekte uygulamayapılmasını isteyen çok

sayıda üretici temsilcisi ileSTK’lar Afyonkarahisar’da

toplandı ve birdeğerlendirme yaptı.

Hayvancılıkdestekleri haksızrekabete yol açıyor

Mehmet Mühsürler

Page 23: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

23B Ö L G E D E N

EXPO Meclisi, dün-yanın en büyük fuaro rgan i za s yonu

EXPO 2016 için yer tespit ça-lışmalarını sürdürüyor. Tarımİl Müdürlüğü öncülüğündeyürütülen yer belirleme ça-lışmalarında 4 bölgeye ağır-lık veriliyor. Antalya Büyük-şehir Belediyesi, ANFAŞ’ınarkasında kalan arazi tercihedilecek olursa düşüncesiyleimar planında gereken de-ğişikliği yaptı. Ancak bu ara-zinin genişliği EXPO gibi birorganizasyon için oldukçaküçük. Tarım İl Müdürü Bed-rullah Erçin, “Kepez İlçesi sı-nırlarına giren 4 bin dö-nümlük 229 parsel dediğimizarazi, Düden Şelalesi'nin ya-kınında 900 dekarlık arazi veVakıflar Bölge Müdürlüğü'neait olan Vakıf Zeytinliği ara-

zisi de düşünülen alanlararasında. EXPO ruhuna uy-gun olması için seçeceğimizarazinin atıl durumda ol-ması en önemli nokta. İlgilikurumların katılacağı tartış-malar sonunda ortak bir ka-rar verilecek" dedi.

Antalya İhracatçılar Birli-ği Başkanı Osman Bağdatlı-oğlu da, Belediyenin kararı-nı olumlu karşıladıklarını an-cak kesinleşen bir şey olma-dığını kaydetti, “Şu andaüzerinde çalışmalar yürütü-len birçok bölge var. Beledi-ye meclisin aldığı karar, sözkonusu arazinin tercih edil-mesi açısından olumludur.Ancak ANFAŞ'ın ardındaki600 dönümlük arazi EXPO2016 için yetersiz kalır. Dahabüyük bir arazi olması gere-kiyor.”

EXPO 2016, nerede yapılacak?4 farklı arazi, fuar alanı olmaya aday

Antalya Büyükşehir Belediyesi, EXPO 2016 AntalyaFuarı'nın yeriyle ilgili ilk adımı attı. Belediye Meclisi,ANFAŞ'ın arkasındaki Hazineye ait 600 dönümlükarazi için imar değişikliğini onayladı.

Bedrullah Erçin

Osman Bağdatlıoğlu

Page 24: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

24 KO M İ T E L E R D E N

Süleyman Kaçaroğlu, Canlı Hayvan ve Et Ticareti

Komitesi Başkanı Etteki sıkıntımızın temel nedeni üre-

timin düşük olması. Aslında sıkıntı 2-3sene öncesine dayanıyor. Tarım ve Köy-işleri Bakanlığı ile TOBB Başkanı sıkıntıyıdaha önce dile getirmişti. İstanbul gibibüyük metropollerden Antalya gibi ille-re canlı hayvan arayışına girildiyse et pa-zarındaki sıkıntının ne kadar büyük ol-duğu ortadadır.

Etteki sıkıntının çözümü ithalattadeğil. Devlet prensipli şekilde üretimi art-tırmalıdır. Tarım Bakanlığı, besi hayvan-cılığını, süt hayvancılığını desteklemelidir.Artış ancak bu şekilde sağlanır. Dişi hay-vanı ete dönüştürürseniz, üretim ol-maz ve et sıkıntısı baş gösterir. 80 milyonufak baş hayvan sayısını birkaç yılda 40milyona indi. Damızlık inek fabrika gibi-dir. Hem süt verir hem yavru verir. Tür-kiye’de besiciliğe, damızlık hayvancılığaönem verilmeli, destek verilmeli. Üretimartmalı, üretim artmadıktan sonra et sı-kıntısının önüne geçemezsiniz.

Ata Sönmez, Komite Üyesi

İthal eti ülkeye sokmak intiharolur. Eğer çözüm ithalatta aranırsa2 yıl sonra etin kilosu 100 lira olur.Üretim artırılmadığı için hayvan sa-yımız az. Yurt dışından et değil da-mızlık mal getirmek lazım. Ettegünü birlik tedbirler alınmamalı.Etteki sıkıntının temeli sütün kilo-sunun 40 kuruş olmasıdır. Süt paraetmediği için köylü elindeki hay-vanları ete dönüştürdü, köylününelinde hayvan kalmadı. 10 bin tonet ithal ederseniz besicilerin bundanzararı olmaz ama siz bunu alışkan-lık haline getirirseniz büyük sıkıntıolur. Aslına bakarsanız etin kilosununMayıs- Haziran ayında 13 liraya dü-şeceğine inanıyorum. Ama hayvansayısı bir an önce artırılmalı. Bir dehaksız rekabete dikkat çekmek isti-yorum. Devlet hayvancılıkta teşvik ve-recekse bunu her yere vermeli. İllerarasında ayrıcalık olmamalı.

Nuri Cengiz, Komite Üyesi

Et ithal edilebilir ama bu geçici birformüldür. Süt fiyatı istikrarlı olmalı, sütpara ettiği sürece damızlık da yetişti-rilir. Artık bu ülkede hayvancılıkla ilgi-li devlet politikaları olması lazım, hü-kümet politikaları değil.

İlhan Ayhan, Komite Üyesi

1985- 1999 yıllarında yapılanithalatla ülkeye getirilen hayvanlarınyüzde 70’i süt verimi düşük, sağlık-

Üretim ArtmalıEt İthalatı İntihar Olur

ntalya Ticaret Borsası Canlı Hayvan ve Et Ticareti Meslek Komitesiüyeleri, son dönemde Türkiye’de yaşanan et sıkıntısının damızlıkhayvancılığa önem verilmemesi ve süt fiyatlarının düşük olmasındankaynaklandığını düşünüyor. Et ithalatının çözüm olmadığı konusundahem fikir olan komite üyeleri, damızlık ithalatının yapılması

gerektiğini ancak bunu yaparken de verime dikkat edilmesi gerektiğini belirtiyor.Komite üyeleri, hayvancılığa verilen teşvikte haksız rekabet yapıldığını söylerken,81 ilin aynı rakamlarla teşvikten yararlandırılmasını istiyor.

AA

Page 25: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

25KO M İ T E L E R D E N

lı olmayan hayvanlardı. Damızlıkhayvan ithal edilecekse, verimine vesağlıklı olup olmadığına bakılmalı,menşeine dikkat edilmeli. Üretimingelişebilmesi için kooperatiflerindesteklenmediği yerde hayvancılığıngelişme şansı yok. Kooperatifler-den vergi alınmamalı. Üretici istik-rar bekliyor. Düzgün ithalat yapılır-sa Türkiye kendi malını kendi üret-meye başlar.

Şadi Bayram, Komite Üyesi

Damızlık hayvan üretimi artırıl-mazsa bu et fiyatlarına da süt fiyatla-rına da olumsuz yansır. Bi an önce da-mızlık hayvan sayısı artırılmalı.

Osman Yardımcı, Komite Üyesi

Hayvancılığın bu duruma gelmesi-nin başlıca sebebi çıkarcı gruplar. Suç-lu kasap değil, hükümetin hayvancılıkpolitikasının olmaması sıkıntıların anasebebi. 1 kilogram eti 30- 40 lira de-nip çığırtkanlık yapılıyor. Bu, birilerininelindeki hayvanların fiyatının artması-na sebep oluyor. Türkiye’de hayvan sa-yısında sıkıntı yok. Tarım ve Köyişleri Ba-kanlığı, Türkiye genelindeki hayvansayısını net bilmiyor. Aslında hayvan sa-yısı Türkiye’nin et potansiyelinin çok üs-tünde. Bu olayı da pirinç olayına ben-zetmek isteyenler var.

Bu arada Et Balık Kurumu’nun es-nafla rekabet yapmasını da eleştiriyo-rum. Et Balık Kurumu hem çiftçi hem

esnafa denge olmalı. Devletin verdiği teşvikten tüm iller

eşit oranda yararlanmalı. Türkiye Cum-huriyeti’nde çifte standart olmasın.Diyarbakır da, Antalya da benim mem-leketim, 81 ile aynı teşvik verilmelidir.Bugün haksız rekabet oluyorsa budevletin yanlış politikasından kaynak-lıdır.

Adnan İngeç, Komite Üyesi

Hayvancılık mutlaka desteklenme-li ancak iller arasında teşviklerde ayrımyapılmamalı. Et ithalatı geçici bir çözümönemli olan damızlık hayvan sayısını ar-tırmak. Bunun için damızlık hayvan it-hal edilebilir ancak bunda da verimedikkat edilmeli.

Page 26: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

26 S E KT Ö R D E N

Tuta absoluta larvaları yapraklar-da galeriler açarak, gövdeye vezamanla meyveye de zarar ver-

meye başlıyor ve bitkinin büyümesine en-gel oluyor. Bu yıl Türkiye’de ilk defa gö-rülen Domates Güvesine, Akdeniz ve Egebölgelerinde rastlandı. Ülkemizdeki var-lığı tesadüfen tespit edilen domatesgüvesi hakkında hızla çeşitli çalışmalar ya-pılmaya başladı. Tuta Absoluta ile şu aşa-mada feromon tuzakları marifetiyle mü-cadele edilebiliyor. Ancak feromon tu-zaklarıyla ilgili henüz ruhsatlandırmasüreci söz konusu. Ruhsat için başvuranbirkaç firma var ancak henüz onaylananbir ürün bulunmuyor.

Domates Güvesi de denenTuta Absoluta adlı zararlıböcek, GüneyAmerika’dan Türkiye’yeulaştı ve önemli bir tehdithaline geldi.

Tuta Absoluta; Domates üreticisini korkutan zararlı

Türkiye’ye ulaştı!

Tarımsal destekler ilk kez,ekimden önce açıklandıÜreticiler, hububatta-

ki kışlık ekimler dı-şında bu yıl ekim

yapmadan önce ne kadardestek alabileceğini bilecek.Toplamda 42 kalemden olu-şan tarımsal destekler ara-sında 2010 yılı için, sadece 12kalemde küçük artışlar yapıl-dığı görüldü. Buna rağmensektör, desteklerin zamanın-da açıklanmış olmasındanbüyük memnuniyet duyuyor.Ülkemizde bugüne kadar des-tek miktarları ve hangi ürün-lerin destekleneceği konusuekimler yapıldıktan çok son-ra açıklanıyor; bu da üreticiplanlama yaparken sıkıntı ya-şamasına neden oluyordu.

Tarımsal destek ödemele-rinin bir yıl sonraya bırakıl-ması; enflasyona göre destekmiktarlarında yeterli artış ya-pılmaması gibi konular halenşikayet konusu. Nitekim 2010yılı destekleri de 2011 yılıbütçesinden ödenecek.

Öte yandan bazı destek ka-lemleri için ayrılan ödeneğintamamı harcanmadan gerigönderildiği durumlar da olu-yor. Bakanlık çevreleri, ta-rımsal desteklemelerin birçiftçi için toplamda önemli birgelir anlamına geldiğini vur-guluyor ve destekler için ye-terli başvuru olmadan des-tekleme kalemlerinde artışolmamasını eleştirmenin doğ-ru olmadığını belirtiyorlar.

Tarım Bakanlığı,2010 yılı tarımsal

desteklememiktarlarını,

sektörün yıllardıristediği şekildeekimden önce

açıkladı.

Page 27: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

27S E KT Ö R D E N

Sebze ve meyve ticaretinidüzenleyen ve kamuo-yunda kısaca Hal Yasası

olarak bilinen “Sebze Ve Meyve-ler İle Yeterli Arz Ve Talep Derin-liği Bulunan Diğer Malların Tica-retinin Düzenlenmesi HakkındaKanun”, sonunda yasalaştı. Ya-sasnın kabul edilmesiyle, komis-yoncu esnafının sık sık değişikliğeuğramasından yakındığı yasal dü-zenleme sonuca bağlanmış oldu.Yasa toptancı hallerinin ve pazaryerlerinin düzeni ile ilgili kap-samlı yenilikler öngörüyor. Yasa iç-eriğinin pek çok yerinde gıda gü-venliği, kalite standartları ve hijyenkonularına da atıfta bulunulu-yor.

Yasada öngörülen önemli ye-niliklerden biri, bütün toptancı hal-lerde birer analiz laboratuarı ku-rulmasının zorunlu hale getirilmişolası. Türkiye’deki bütün toptan-cı halleri, yasanın yürürlüğe girmesitarihinden itibaren üç yıl içinde, bi-rer tahlil laboratuarı ile birer soğukhava deposunu kurmuş ve işlerhale getirmiş olmak zorunda.

Türkiye Sebze Meyve Komis-yoncuları Federasyonu YönetimKurulu Başkanı Yüksel Tavşan,yeni yasanın komisyoncu esnafı-na, üreticilere ve tüketicilere ha-yırlı olması dileğinde bulunarak,düzenlemenin uzun süre revizyonaihtiyaç duyulmadan yürürlikte kal-masını umduklarını kaydetti. Yük-sel Tavşan şunları söyledi, “Uzunsüredir üzerinde yoğunlaşarakbüyük çaba sarfettiğimiz ve ta-leplerimiz doğrultusunda şekil-lendirmeye çalıştığımız yasa hü-kümlerinde elde ettiğimiz sonuç-lardan genel olarak memnunuz.Bugün geldiğimiz noktada, yap-tığımız çalışmalarla komisyoncuesnafının üzeirne yapışan olumsuzimajı belli ölçülerde değiştirdiğimizidüşünüyoruz. Bundan sonrası içinmeslektaşlarımızın son derecedikkatli ve titiz olması gereken birsüreç söz konusudur. Toptancıhallerinin fiziki yapısı ile beraber,çalışma biçimimiz ve ticari ilişki-lerimiz konusunda da özenli birsürece girmemiz gerekiyor. Yeniyasamız getirdiği düzenlemelerlerehberimiz olacaktır. Hayırlı uğur-lu olmasını diliyorum.”

Tarımsal kredilerin faiz oranlarında hükümetin yaptı-ğı düzenleme de kredi kullanım koşullarını önemli öl-çüde kolaylaştırdı. Buna göre % 25'lik sübvansiyon-

da faiz oranı % 9,75'e; % 60'lık sübvansiyonda da % 5,20'yeindirildi. Böylece tarımsal kredi faiz oranları ilk kez tek hanelirakamlarla ifade edilir hale geldi.

2 milyar Liralık kredi yeniden yapılandırılıyor Ziraat Ban-kası ayrıca, yaklaşık 2 milyar Liralık kredi borcunu yeniden ya-pılandırma kararı aldı.

Ziraat Bankası, bir yıl içinde toplam 1 milyon 630 bin 494çiftçiye, 12 milyar 61 milyon 974 bin Lira kredi kullandırdı.Banka, Türkiye genelinde 132 bin 549 çiftçiye verdiği 1 mil-yar 979 milyon 800 bin TL'lik kredinin vadesini uzattı. Tarımsalamaçlı krediler, bankacılık sektöründe geri dönüş oranı en yük-sek kredi grubunu oluşturuyor. Buna rağmen 4 binin üzerindeçiftçi, yeniden yapılandırma talebiyle Ziraat Baknası’na baş-vurdu. Banka yönetimi, yoğun talep üzerine krediborçlarını yeniden yapılandırıyor.

Hal Yasa TasarısıKanunlaştı!

Sebze Ve Meyveler İle Yeterli Arz VeTalep Derinliği Bulunan Diğer Malların

Ticaretinin Düzenlenmesi HakkındaKanun, Türkiye Büyük Millet Meclisi

Genel Kurulu’nda kabul edildi.

Ziraat Bankası’ndanhayvancılığa ve örtüaltına7,5 milyon TL krediZiraat Bankası yönetimi, hayvancılık ve örtüaltısektörlerinde sübvansiyona konu olan işletme veyatırım kredileri üst limitini 7,5 milyon TL’ye çıkardı.

Page 28: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

28 S Ö Y L E Ş İ

Antalya KOSGEB SinerjiOdağı’nın işlevi nedir?

Antalya KOSGEB, merkez mü-dürlüğünün verdiği tüm destekle-ri buradan vermemizi sağlayan birbirim aslında. KOSGEB Denizli İş-letme Geliştirme Merkezi(İGEM)’ne bağlı. KOSGEB in des-tekleri için gerekli başvuruları bizburada alıyoruz. Bunları kontrolettikten sonra Denizli’deki uz-man arkadaşlara gönderiyoruz.Destekler hazırlanıyor, sözleş-mesi hazırlanıyor. Onay çıktık-tan sonra desteklerden fayda-lanılabiliyor.

KOSGEB, AntalyaTicaret ve SanayiOdası (ATSO) veAkdeniz Üniversitesiarasında üçlü birprotokol imzalandı.Bu konuda sizden bir

bilgi alabilir miyiz? Şubat ayı içerisinde KOSGEB An-

talya Duvarsız Teknoloji İnkübatörüTeknoloji Geliştirme ve Yenilik Des-tekleri Protokolü’nü imzaladık. Buradaamaçlanan teknolojik yeniliklerin doğ-ması. Bu yapıda bir sürü proje var. Buçalışmaları da almaya başladık. Buprojeleri yapıp hızlı bir şekilde Du-varsız Teknoloji İnkübatörü’den ge-çirip ar-ge destekleri vereceğiz. Tek-noloji Merkezleri (TEKMER) dediğimizbir yapımız var. Burada TEKMEK’i

kurmak biraz daha uzun süreceğiiçin daha hızlı bir yapı oluşturduk. Yenibir hizmet binası olmaması nedeniy-le de duvarsız diyoruz.

Destek miktarları nekadar?

Malzeme, teçhizat ve prototipüretimi ile ilgili giderler ve denemeamaçlı hammadde temini için yak-laşık 200 bin lira 0 faizli bir kredi ve-receğiz. 50 bin lira hibemiz var. Ka-lite geliştirme ve teknolojik donanımiçin de 50 bin liralık kredi temin edi-yoruz yine 0 faizli. 15 bin lira hibeprogramımız var. Danışmanlık için20 bin lira hibe; Ar-ge sonuçlarını ya-yınlama için 3 bin lira hibe; Tekno-park kira desteği için 20 bin lira hibeveriyoruz. Bir çok kalem daha vardesteklediğimiz.

Bu yapı ile üniversitedeki hoca-larımız ile sanayiciyi buluşturmuşolacağız. Amaçladığımız yapı da bu.Sermayesi olanın, bu projeleri ya-pacak bilgi birikimi tecrübesi yok; be-yin takımı olanların da sermayesiyok. Biz bu iki tarafı bir araya geti-riyoruz. Ciddi buluşların yapılması-na ve buluşların en azından pazar-lanabilir ve satılabilir bir hale geti-rilmesini sağlayacağız.

KOSGEB’in diğer kredidestekleri nedir?

En çok kullandığımız desteklerfuar destekleri. Metrekaresine 110liralık bir rakam veriyoruz. Bunlar kar-

üçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirmeve Destekleme İdaresi Başkanlığı(KOSGEB) tarafından verilen kredileri,krediler için nasıl başvuru yapılacağını veneler yapılması gerektiğini ve Antalya’daneler yaptıklarını Antalya KOSGEB Sinerji

Odağı Yöneticisi Şükrü Yıldız ile görüştük.KK

“KOBİ kredisine kayıtlıüye sayımız 12 bin”

Antalya KOSGEB Sinerji Odağı Yöneticisi Şükrü Yıldız:

Page 29: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

29S Ö Y L E Ş İ

şılıksız, geri ödemesiz destekler. Da-nışmanlık desteği aldığında firmalarüst limit 15 bin lira gibi bir destek ve-riyoruz. Almış oldukları danışmanlıkhizmetinin yüzde 60’ını karşılıyoruz.Eğitim desteğimiz var yine 6 bin liraüst limit. Yine yüzde 60’ını karşılıyo-ruz. Halihazırda mevcut mevzuatı-mızla verdiğimiz destekler bunlar. Şuanda da KOSGEB’te mevzuat çalış-maları var. Mart sonu gibi bu meclisesunulacak. Bu rakamlar daha da yük-selecek.

Fuarlarda ulusalorganizasyona dahil olmaşartı mı var?

Fuarlarda KOSGEB tarafındandesteklenebilmesi için fuarı yapanorganizasyon işletmesinin KOSGEB’ebaşvurup, KOSGEB havuzuna girme-si gerekiyor. Ankara’da pazar araş-tırma bölümümüz var. Oraya başvuruyapıldığında havuzda yer alındığındatoplamda fuarın yüzde 40’ını destek-liyoruz. Uluslararası fuarlarda 110 lira,ulusal fuarlarda da 60 lira ödüyoruz.40 metrekareye kadar destekliyoruz.

KOSGEB kredisi kimlereveriliyor?

Şu anki mevzuatta sadece imalat-çılara verebiliyoruz. Mevzuat onagöre hazırlandı. Mevzuat diğer işlet-melere bu destekleri kullandırmayahazır değil. Yeni hazırlanacak mev-zuatta turizm, tarım işletmeleri, hiz-met sektörüne de bu destekler kul-

landırılacak ve rakamlar daha dayükselecek.

Ne gibi şartlar var?Bizim tek şartımız işletmenin ver-

gi levhasının olması. Esnaf veya tica-ret odasına kayıtlı olması. Bunlar bi-zim için yeterli. İşletme formunda ol-mayanlara destek sağlayamıyoruz.Götürü hesabı çalışanlara destek sağ-layamıyoruz. Muhasebesini tutan enazından tüccar olan kişilere bu desteğisağlayabiliyoruz. Hangi sektörlerindesteklendiği ile ilgili bilgiler ve baş-vuru koşulları zaten web sayfamızdayer alıyor. KOSGEB desteğinden ya-rarlanmak için işletmelerimizin KOS-GEB veri tabanına kayıtlı olması ge-rekiyor.

Türkiye genelinde 100 binesnafa 25 bin liralık krediverildi. Antalya’da nasıldıdurum?

100 bin KOBi kredisi Aralık ayın-da tamamlandı. Bu kredide biz Tür-kiye beşincisi olduk Antalya olarak.150 milyon gibi bir rakamı Antal-ya’ya 1 ay içerisinde fonladık. FaiziniKOSGEB olarak karşıladık. 100 binKOBİ kredisine kayıtlı üye sayımız1500 civarındaydı. Kredi çıktıktansonra bu rakam 12 bine çıktı. Bununda 1 hafta içerisinde kayıtlarını yap-tık. Bu bizim için ciddi bir başarıoldu. Bu başarı Antalya’da bir KOS-GEB merkez müdürlüğünün yapıl-

ması için baskı unsuru oldu. Bunun-la ilgili çalışmalar da şu an yapılıyor.

Başvurular sırasındasıkıntılarınız oldu mu?

Biz toplum olarak hep işlerini sondakikaya bırakan bir mizaca sahibiz.Antalya halkının bu krediden azamiderecede faydalanabilmesi için bizlerciddi fedakarlıklarda bulunduk. Songüne kadar bekleyip kredi çıktıktansonra sisteme yüklendiklerinde hemsistem kilitleniyor hem de biz zor du-rumda kalıyoruz. Projeyi çok iyi üre-tiyoruz ama projeyi yazıya dökmeyibeceremeyen bir yapıya sahip bizim iş-letmelerimiz.

Bunun için ne önerirsiniz?Proje danışmanlığı yapan insan-

larla çalışılabilir. Bu noktada profes-yonellerden destek alınabilir. AntalyaOrganize Sanayide büyük bir firma varörneğin. Firmada sadece bir personeldevlet desteklerini takip ediyor, tek işio. Tüm desteklerden böylece fayda-lanabiliyor. Nereden baksanız yıllık 100bin lira kullanıyor bu firma. O yüzdenbu işi bilenlerle, referansları iyi olan-larla çalışsınlar.

Şükrü Yıldız kimdir?1977 yılında İstanbul ilinde doğanŞükrü Yıldız, Gümüşhane/Şiran/ÇalKöyüne kayıtlıdır. 1987’de Mecidiyeköyİlköğretim Okulu’ndan,1991’de Emir-gan Ortaokulu’ndan,1995’te MaçkaAnadolu Teknik Lisesi Bilgisayar bölü-münden, 2002 yılında ise AkdenizÜniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fa-kültesi İktisat bölümünden mezun oldu.1999-2002 yılları arasında GüncellA.Ş.’de Finans Müdürü olarak iş ha-yatına atılan Yıldız, 2002-2003 yıllarıarasında Mondial Mücevherat ve DeriA.Ş’de Mağaza Müdürü olarak çalış-ma hayatına devam etmiştir. 2005-2009 yılları arasında KOSGEB Uzma-nı olarak görev almıştır. 2009 tarihin-den itibaren Akdeniz Üniversitesi Alan-ya Meslek Yüksek Okulu’nda öğretimgörevlisi olarak çalışma hayatına devametmektedir. 01.08.2009 tarihinden iti-baren Antalya KOSGEB Sinerji OdağıYöneticilik görevi devam etmektedir.Şükrü Yıldız, evli ve bir erkek çocuk sa-hibidir.

Page 30: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Anadolu’nunsahipsiz değerleri...

Ocak & Şubat 2010

30 D O S YA

Yöresel Ürünler!

Anadolu’nunsahipsiz değerleri...Anadolu’nunsahipsiz değerleri...

nadolu toprakları, tarım topluluklarının oluşmayabaşladığı ilk coğrafyadır. Bitkilerin evcilleştirilmesi ileilgili tarihi takip etmeye çalıştığınızda yolunuzAnadolu’nun bir köşesine çıkar mutlaka. Buradan şu

sonuca kolayca ulaşırız; tarım ürünlerinin işleme tekniklerinin ilkuygulandığı yer de genellikle Anadolu’dur. Dolayısıyla en uzunsüreden beri işlendiği yer de Anadolu’dur. Hamur karılan en eskitarihler, bu topraklardır mesela. En eski tohum örnekleri bubölgedeki kazılardan çıkarılır.

Yöresel Ürünler!Yöresel Ürünler!

AA

Page 31: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

31D O S YA

Page 32: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

32 D O S YA

Ticari bir ürünün özellikli ol-ması başka bölgelerdeki em-sallerinden farklı üstün ni-

telikler taşıması ürüne olan talebitabi ki arttırır. Bazen ne yaparsanız ya-pın o ürünü başka bir coğrafyada oözelliklerde üretmeniz mümkün ol-maz. O ürün ancak o bölgeye ait özgünkoşullar altında o kalitede olabilir. Yada ancak o bölgedeki üreticilerin bil-diği yöntem ve tekniklerle üretilirveya o nitelikte üretmek için kesinliklebunların ikisi birden şarttır. İşte buürünlere yöresel ürünler diyoruz...

Yöresel ürünlerin üretim biçiminedayalı özel nitelikleri bazen yüzlerceyıllık üretim tecrübesine dayanır. Birbitkisel üründen bazen onlarca deği-şik kullanım biçimi geliştirilmiştir,her biri kendince farklı bir teknikleüretilir. Bir üzümden şarap yapılır, şırayapılır, pestil yapılır, cevizli sucuk ya-pılır, sirke yapılır, çekirdeklerinden an-tioksidan tabletleri yapılır, sağındançöpünden başka başka ürünler geliş-tirilir, aromatik özler çıkarılır koz-metikte kullanılır, sabun yapılır, yağ-rağından sarma yapılır, filizlerindenkoruklarından ekşi tatlandırıcı eldeedilir... Daha aklımıza gelmeyen nelervar kim bilir! Bunların her biri üzümürününün işleme biçimleridir ve uzunsüredir üzüm yetiştirilen bölgelerdeyüzlerce yıllık deneyimlerle geliştiril-miştir. İşte yöresel ürünleri sahiplen-mek, başka bir anlam taşımasa bile,bu tecrübeye saygı duymaktır.

Yöresel ürünleri özel kılan bir di-ğer farklılık; coğrafi koşullara bağlı ni-telikleridir. Anzer Balı gibi. Bal her yer-de bal, arı her yerde arı iken; AnzerYaylası’ndaki özel doğa koşulları veoraya has doğal bitki örtüsü nedeniyleAnzer Yaylası’nda yayılan arılar buçok yüksek kalitedeki bal çeşidiniüretebiliyorlar. Anzer Yaylası’ndaki 90kadarı endemik olan (yani dünyadasadece o bölgede yetişen) yaklaşık 500çeşit çiçekten derlenen Anzer Balı,başka hiç bir bölgede üretilemez.Teknik olarak.

Yöresel ürünler daha çok talep gö-rür. Çünkü kaliteleri yüksektir, özel-liklidir, farklıdır. Zaman içinde ka-zandıkları ün; bunların ticari değer-lerini de arttırır ve üreticisine emsalürünleri üretenlerden çok daha iyi ka-zandırır. Bu iyi bir şey olmakla bera-ber bir takım sorunlara da yol açar. Buçok özel ürünlerin taklitlerinin türe-

yivermesine...Taklit ürünler birçok bakımdan

haksızlıktır. Üreticinin haklı ünün-den yararlanırlar ama orijinal ürününtaşıdığı özellikleri taşımazlar. Üreticiaçısından çok can yakıcı bir haksız re-kabet unsuru olurlar. Tüketici açı-sından da tam bir aldanma söz ko-nusudur. Çünkü örneğin Kars Kaşarıdiye alırsınız; hatta çoğumuz gerçeközelliklerini tam bilemediğimiz için far-kına da varamayız ama aslında 8 Li-ralık hiç bir özelliği olmayan sıradankaşar peynirine, onu Kars Kaşarısandığımız için, 30 Lira ödemişizdir.Sahtekarlıktır ve bir nevi marka hır-sızlığıdır. Bu tür yol ve yöntemlerle ça-

lışan kimselerin gayet tabi vergi öde-mek, kayıt altında çalışmak gibi dert-leri olmayacağını da düşünebilirizpekala. Bu nedenlerle yöresel ürün de-diğimiz değerlerimizin korunması,taklitçiliğin önlenmesi, yöresel ürün-lerin gerçek pazar değerlerini bul-malarının sağlanması, ihracat im-kanlarının geliştirilmesi, bütün bun-ların gerçekleşmesi için de kamuo-yunda bu ürünlere hakettikleri say-gının gösterilmesini sağlayacak bir bi-linç düzeyi yakalanması büyük önemtaşır.

Yöresel ürünlerin tarih boyunca ge-liştirilmiş yöntem ve teknikler sonucunitelik kazandığından söz etmiştik. Birmalın yöresel ürün sıfatını haketme-si, o mala ayırt edici özellikler katanüretim teknikleriyle ilgili özel bazı uy-gulamalar geliştirilmesi, o malın sü-rümüne bağlıdır. Yani o malı üreten in-

san sayısına, o malı ne kadar za-mandır üğrettiklerine, üretim teknik-leri ile ilgili ne kadar kafa yorulduğunave nihayet o malın üretilmesi ile ilgi-li süreçlerin ekonomik olarak ne ka-dar süreyle desteklendiğine bağlıdır.Böyle düşününce, mutfak kültürünedayanan bazı örnekler üzerinden ta-rif etmeye çalıştığımız bu süreci ay-rıntılandırmayı deneyebiliriz. OsmanlıMutfağı, dünya mutfakları arasındaayrı bir yeri olan son derece zengin veiştah açan bir profile sahiptir. Mese-la Fransız Mutfağı için bir genellemeyapılırken, “besin maddelerinin diğerbesin maddeleriyle ilişkisidir” gibibir tanımlama yapılır. Osmanlı Mutfağıiçinse, “birbiriyle uyum halinde ola-bilecek besin maddelerinin ateşle iliş-kisi” gibi bir tanımlama yapılır. Os-manlı Mutfağı’nın kaynağı Saray’dır.Osmanlı Sarayı’nın mutfağına alıncakbesin maddeleri, ülkenin farklı böl-gelerinde zaman içinde belirlenmişbölgelerden ayrı ayrı besin maddele-ri gelirdi. Örneğin tereyağını belirli birbölge, dereotunu yine belirli bir bölgegönderirdi. Böyle olunca uzun mesa-feler söz konusu olsa da o bölge içinsürekliliği olan bir pazar söz konusuolurdu. Bu da o bölgede üretim yöntemve tekniklerini aralıksız teşvik eden birdestek söz konusuydu ve bu yöntem-lerin geliştirilmesini sağlayan eko-nomik bir kaynağın düzenli olarak böl-geye girmesi anlamını taşıyordu. Bu-gün bile bizler bir üretim tesisinde ör-neğin özel tekniklerle üretilen birpeynir üretmeye başlasak, bu faaliyetionlarca yıl sürdürsek sonuçta ürününmükemmelleşmesini; hatta coğrafişartlarımız elverecek olursa başka böl-gelerde benzerini üretmenin mümkünolmadığı özel bir ürün geliştirebiliriz.Böyle yaklaştığımızda, yöresel ürün-lerin üretim yöntemleri ile ilgili şu sap-tamayı yapabiliriz; “pratik yapmak, us-tanın ellerini mükemmelleştirir.” Tabi,ustanın ürün üzerinde yeteri kadaruzun bir süre çalışmasını sağlayacakekonomik geridönüşü sağladığınıztakdirde. Bu yaklaşım, zamanındabu ekonomik desteğe sahip olmuşama bugün ya hiç bulamadığı veya dü-zenli ve sürekli destek (yani pazar) bu-lamadığı için yok olmaya yüz tutmuşçok kıymetli ürünlerimizin durmunuda açıklayabilir.

Antalya Ticaret Borsası, 2010 yı-lında birincisini düzenleyeceği Yö-

Taklit ürünlerbirçok bakımdan

haksızlık. Üreticininhaklı ününden

yararlanırlar amaorijinal ürün

özellikleritaşımazlar. Üreticiaçısından çok canyakıcı bir haksız

rekabet unsurudur.

Page 33: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

33D O S YA

resel Ürünler Fuarı YÖREX bu yol-da bir “ilk adım” atma kararı aldı. İlkadım derken, devletin başta Türk Pa-tent Enstitüsü olmak üzere, üniver-sitelerde ve diğer kamu kuruluşla-rında gerçekleştirdiği hayati önem ta-şıyan birçok faaliyet oldu elbette.Ama sivil toplum kuruluşları ara-sında yöresel ürürnler konusunda bukapsamda bir çalışma daha önce ya-pılmadı. YÖREX Birinci YöreselÜrünler Fuarı, Türkiye Odalar veBorsalar Birliği Yönetim Kurulu Baş-kanı Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu’nunhimayelerinde ülkemizdeki oda veborsa kuruluşlarının bölgelerini tem-silen katılacakları bir toplanma yeriolacak. Bütün ülkede konuyla ilgiliolanların büyük bir çoğunluğunu bi-raraya getirecek olan bu organizas-yon, artık belki de başlı başına bir“sektör” gibi değerlendirmek gerekenyöresel ürünler konusunda, bir der-nekleşme veya benzer bir örgütlen-meye giden yolu da açabilir. Bunu vebaşka birçok konuyu fuar katılımcı-ları buluştuklarında değerlendeire-cek ve yepyeni ufuklar açabilecek-lerdir.

Bu sayımızda yöresel ürünlerin,bir ülke ekonomisi içindeki önemi, yö-resel ürün konseptinin ticari değerolarak taşıdığı potansiyeli ve buürün segmenti içinde nelerin yapı-labileceği hakkındaki önerileri der-lemeye çalıştık. Burada alıntılanacakolan görüşler, Antalya Ticaret Bor-sası olarak YÖREX Birinci YöreselÜrünler Fuarı projesiyle de birlikte,kamuoyu algısında bu konuda baş-latmayı arzuladığımız gelişmeleritetikleyecektir diye düşünüyoruz.

Konunun her şeyden önce birakademisyen gözüyle değerlendiril-mesi amacıyla, yöresel ürünler vecoğrafi işaret tescili başlıklarınadair çok değerli çalışmalar yapmış,ulusal ve uluslararası düzeyde se-miner, sempozyum ve konferanslarıbizzat düzenleyenler arasında bu-lunmuş ve kimilerine katılmış bir uz-man olan Prof. Dr. Sayın Yavuz Te-kelioğlu’nun açıklamalarına önce-likle yer vereceğiz. Yavuz Tekelioğlu,yöresel ürünlerin başka ülkelerinulusal ekonomileri içinde hatırı sa-yılır değerler yarattığını hatırlatıyorve Türkiye’de yöresel ürünler hak-kında yapılacak çok şey olduğunuvurguluyor.

Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu,Akdeniz Üniversitesi, İktisadi veİdari Bilimler Fakültesi, İktisat

Bölümü Öğretim Üyesi: “Dünyada pek çok yerel ürün coğ-

rafi adı ile tanınmaktadır. Ün ve kali-telerini bulundukları yerin özgün do-ğal koşulları ya da beşeri faktörününbilgi, beceri, deneyim ve gelenekle-rinden alan bu tipik ürünler yöreselürün olarak adlandırılmaktadır. Par-ma jambonu, Antigua kahvesi, Malatyakayısısı ve Roquefort peyniri gibi üre-tim yerleriyle özdeşleşmiş olan buürünler tüketiciler tarafından yöreyeduyulan güven nedeniyle tercih edil-mekte, yöre adının kullanılması ürü-nün kalitesi konusunda güvence ya-ratmaktadır.

Yöresel ürünler sahtelerine karşıkorunmak ve haksız rekabete maruzkalmamak için ulusal ve uluslarara-sı düzeyde Coğrafi işaretlerle korumaaltına alınmışlardır. Bir fikri mülkiyethakkı oluşturan coğrafi işaretler, coğ-rafi bir adı belirtmektedir. Menşeürün isimlerinin ve yöresel pratik vebecerilerin coğrafi işaretle korunma-sı çok eskilere dayanmaktadır. İtal-

yanların Parmesan, Fransızların Com-té peynirlerine ait coğrafi işaretler 13.yüzyıla kadar inmektedir. Kara Av-rupa’sı coğrafi işaret ve Menşe adı ko-ruması konusunda oldukça gelişmiş-tir. Bu alanda en anlamlı örnek şüp-hesiz Fransa ve İtalya’dır. Coğrafikökenin korunmasına yönelik yasaldüzenleme Avrupa Birliği ölçeğinde1992’de uygulamaya konmuştur. Budüzenlemeler çerçevesinde yüzlerceürünün tescillenip koruma altına alın-dığı AB’de yöresel ürünler, gıda piya-salarının halen en çok talep edilenürünlerinden olup, Avrupa gıda sis-teminde yaşanan ve birbirini izleyengıda krizleri sonucu talepleri daha daartmaktadır.

Yörelerimizden çıkan bu otantikürünlerin değerlendirilmesi aynı za-manda kültür ve geleneklerimizinzenginliğini de değerlendirmek de-mektir. Bazıları ekonomik bir değer-lendirmeye konu olmuş, bazıları kö-şelerinde gizli kalmış ama hepsi birkültürün parçası olan yöresel ürünlericoğrafi işaret ile koruma çalışmalarıulusal ve uluslararası düzeyde, özel-likle Dünya Ticaret Örgütü nezdindeyoğun bir biçimde sürmektedir.

Yöresel ürünlerYöre, sınırları belirli bir coğrafi

alandır. Burada yaşayan insan toplu-luğu, tarih boyunca fiziki ve biyolojikçevre ile beşeri faktörler arasındakiilişkilerden kaynaklanan entelektüelbir üretim becerisi oluşturmuştur. Builişkilerden yöresel ürünler olarakadlandırılan kökeni, adı ve ünü bu yö-reye ait tipik ve kaliteli ürünler orta-ya çıkmıştır. Tarihi bir derinliği olanve varlıklarını belirli bir süredir bu-lundukları yerde sürdüren ve yerel kül-türün önemli bir parçasını oluşturanyöresel ürünler paylaşılan ortak be-cerilere dayanmakta ve üretildikleriyöre ile aralarında çok güçlü bir bağbulunmaktadır. Yöresel ürünler ta-rımsal ürünler ile üretim yöresindekibeşeri faktörün birikim, deneyim, üre-tim gelenekleri ve tekniklerinden kay-naklanan özgün gıda ve el işi ürünle-rinden oluşmaktadır; Parma jambonu,Roquefort peyniri, Çek kristali veHint halısı gibi. Bu ürünler taklitleri-ne karşı korunabilmek ve haksız re-kabete maruz kalmamak için birçokülkede yasal düzenlemelere konu ol-

Yöresel ürünlersahtelerine karşıkorunmak ve

haksız rekabetemaruz kalmamak

için ulusal veuluslararası

düzeyde Coğrafiişaretlerle korumaaltına alınmışlardır.

Page 34: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

34 D O S YA

muştur. Yasal tanımlamayı sağlamakiçin uluslararası platformlarda “Yö-resel (Territorial)” kavramı “Coğrafiİşaretler (Geographical Indications)”terimi altında toplanmıştır. Coğrafi İşa-retler Koruması (Protection of Geog-raphical Indications-PGI) ve Menşe adıkoruması (Protected Designation ofOrigin-PDO) çerçevesinde gerçekleş-tirilen düzenlemeler, uluslararası söz-leşmelerde de ifadesini bulmuştur.

Coğrafi işaretler“Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet

Hakları (Trade-Related IntellectualProperty Rights-TRIPs)” sözleşme-sinde de tanımlandığı gibi (Madde22.1) Coğrafi İşaretler belirgin bir ni-teliği, ünü veya diğer özellikleri yö-nünden kökenin bulunduğu yöre, alan,bölge ya da ülke ile özdeşleşmiş birürünü gösteren işaretlerdir. Coğrafi birişaret belirgin bir coğrafi kökeni olankaliteleri ve ünü bu kökenden kay-naklanan ürünler üzerindeki işarettir.Coğrafi köken yer olarak bir köy ya dakasaba, bir bölge ya da ülke olabilir.Bir coğrafi işaret genellikle ürününelde edildiği yerin isminden oluş-maktadır. Tarımsal ürünler üretimyerlerinden kaynaklanan ve toprak veiklim gibi coğrafi faktörlerin belirlediğiözel kalitelere sahiptir. Şampanya,Florida portakalı, Antigua kahvesive Yeni Zelanda kuzusu bu gruba gi-ren ve en çok bilinen coğrafi işaret-lerdendir.

Yeni keşfedilmiş ürünlerden ziya-de, yıllara dayanan bir bilgi birikim de-ğerine sahip ürünler, coğrafi işaret ko-rumasına konu olabilir. coğrafi işare-tin amacı, ürünü tanımlamaktır ve butanımda yer alan kri-terlere göre üretimingerçekleşmesinisağlamaktır. coğ-rafi işaretler ti-cari markalar-dan ayrılırlar.Nitekim bir ti-cari marka birişletmenin ürünve hizmetlerini

diğer işletmelerin ürün ve hizmetle-rinden ayırt etmek için kullandığı birişarettir. Ticari markalar bireylereveya işletmelere ait olup, bir ticarimeta olarak alınıp satılabilir ve sadecesahiplerince kullanılabilirler. coğrafiişareti diğer fikri mülkiyet haklarındanayıran en önemli özellik, belirli bir süreile kısıtlandırılmamaları ve tescil ala-na kazanılmış özel bir hak sağla-makla birlikte tescil sicilinde belirtilenşartlara uymak koşulu ile birçok ki-şinin kullanımına açık olmalarıdır.Bu bakımdan coğrafi işaretin, kolek-tif monopol hakları olarak nitelendi-rilebilecekleri belirtilmektedir. Coğrafiişaret ancak tescil koşullarına uy-gun üretilerek elde edilen ürün üze-rinde kullanılabilir ve ticari menfaatkazandırabilir. OECD’nin raporundada belirtildiği gibi; kalite ayırt edici işa-retler olarak coğrafi işaretler, ekono-mik teoride tüketici ve üreticiler ara-sındaki bilgi asimetrisi varlığındankaynaklanan piyasa başarısızlıkla-rını çözmek için bir potansiyel araçolarak görülmektedir. Piyasalardakibilgi asimetrisinin giderilmesindeönemli işlevleri olan coğrafi işaretler,mal piyasalarından daha kazançlıolan niş pazarlara girişi kolaylaştıranve niş ürünleri geliştiren gerçek bir pa-zarlama aracıdır. Yerel kaynaklara da-yalı kırsal ürünlerin gelişmesine ola-nak sağlayan coğrafi işaretler, ya-ratmış oldukları katma değer ile kır-sal kalkınmada da önemli rol oyna-maktadır. Nitekim, coğrafi işaretten ya-rarlanan Fransız peynirleri diğer pey-nir çeşitlerine göre kilo başına 2 Eurodaha pahalıya satılmaktadır. İtalyanınünlü Toscano zeytinyağının fiyatı coğ-rafi işaret aldıktan sonra, % 20 art-mıştır. Fransa’da, “Bresse” ta-

vuğu diğerlerindendört katı daha

pahalı olup, Comté peyniriimalatında kullanılan sütün fiyatı,

diğer sütlere göre % 10 daha yüksek-tir. Tüketiciler coğrafi işareti ürünle-rin köken ve kalitesini belirten bir un-sur olarak algılamaktadır. Çoğu hak-lı bir üne sahip bu işaretler korun-mazlarsa değişik ticari istismarlarlakarşılaşabilmekte yetkisiz kesimler-ce sahte kullanımları, tüketici ve dü-rüst üreticiler üzerinde yıkıcı etki ya-ratmaktadır. Başta Hindistan, Pakis-tan,

Srilanka, Tayland, Kenya ve Ja-maika olmak üzere birçok gelişmek-te olan ülke coğrafi işaret koruma kap-samının diğer malları da kapsayacakşekilde genişletilmesi talebinde bu-lunmuşlardır. Bu ülkeler çokuluslufirmaların patentini alıp ticaretiniyaptıkları “Basmati pirinci”, “Seylançayı”, “Blue Mountain kahvesi” ve“Jasmine pirinci” nedeni ile endişe-lenmektedir. Avrupa Birliği bu ülkeleridesteklemekte ve TRIPS sözleşme-sinden daha fazla yararlanabilmele-ri için çaba harcamaktadır. Günü-müzde Guetamala’nın Antigua böl-gesinde üretilen ünlü Antigua kahve-sinin üretim miktarı sadece üç bin toniken tüm dünyada bu isim altında sa-tılan kahve miktarı 25 bin tona ulaş-maktadır. Aynı şekilde Hindistan’da 10bin ton “Darjeeling çayı” üretilmekte,ancak tüm dünyada aynı isim altında30 bin ton çay satılmaktadır. Örnek-lerinin çoğaltılabileceği bu haksız re-kabet uygulamaları coğrafi işaret ko-rumasının önemini ortaya koymak-tadır.

Türkiye’deki düzenlemelerZengin biyolojik çeşitliliği, geniştarımsal toprakları ve farklı mik-

ro klimaları ile çok sayıda vekaliteli bir tarımsal ürün ka-

taloğuna sahip olan Türki-ye, aynı zamanda derin ta-rihi kökenlerinden gelen,gelişmiş bir mutfak kül-türü ve otantik üretim bi-

çimleri ile zengin biryöresel üretim

Ocak & Şubat 2010

Page 35: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

35D O S YA

Ocak & Şubat 2010

becerisine sahiptir.Topraklarımız üzerinde yaşayan

çeşitli uygarlıkların kültürel mirasınınbir sentezi olan geleneksel el sanat-larımız ise göz kamaştırıcı bir moza-ik oluşturmaktadır. Anadolumuzunöz varlığını oluşturan bütün bu özel-likler Türkiye’ye olağanüstü kalitedeve çok sayıda yöresel ürün kazandır-mıştır. Ankara Patent Bürosu ile An-kara Ticaret Odası’nın birlikte ger-çekleştirdikleri “Türkiye Lezzet Ha-ritası”na göre, ülke 2205 çeşit yöreselyiyecek ve içecekten oluşan bir mut-fağa sahiptir.(www.ankarapatent.com).

Türkiye’nin sahip olduğu zenginyöresel ürün varlığının korunabilme-si için gerekli yasal düzenleme,27.06.1995 tarihinde yürürlüğe giren555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korun-ması Hakkında Kanun HükmündeKararname (555 sayılı KHK) ile ger-çekleştirilmiştir. Yasa tescilleri vermeküzere Türk Patent Enstitüsü’nü gö-revlendirmiştir. Bu kararnameye görecoğrafi işaret, “belirgin bir niteliği, ünüveya diğer özellikleri itibariyle köke-nin bulunduğu bir yöre, alan, bölgeveya ülke ile özdeşleşmiş bir ürünügösteren bir işaret” olup menşe adı vemahreç işareti olarak ikiye ayrılmış-tır. (www.turkpatent.gov.tr).

Kanun Hükmünde Kararname’ninkoruma biçimlerine ilişkin tanımla-maları AB 2081/92 sayılı konsey tü-züğüyle aynı olup, PDO “Menşe Adı”,PGI de “Mahreç İşareti” olarak dili-mize çevrilmiştir. İşaret tescili de“Menşe adı tescili” ve “Mahreç işare-ti tescili” şeklinde yapılmaktadır. Ka-rarname AB uygulamasından farklıolarak, her türlü ürünün coğrafi işa-retlerle korunabileceğini öngörmekteve özel kişilere de tescil talebinde bu-lunma hakkını tanımaktadır. Karar-nameye göre menşe adlandırmasındaürün-menşe ilişkisi temel olup, tümüretim sürecinin sınırları tanımlanmışcoğrafi alanda geçmesi gereklidir. Buürünlerin nitelikleri, kalitesi, ünü ve di-ğer özellikleri bu coğrafi yerin doğa vebeşeri unsurlarından kaynaklananözellikler taşır ve bu ürünler bu özel-likleri ile ün kazanmış olup ait ol-dukları coğrafi bölgenin dışında üre-tilemezler. Çünkü ürün, nitelikleriniancak ait olduğu yöre içinde üretildi-ği takdirde kazanabilir. Giresun tom-bul fındığı, Malatya kayısısı, Ezine pey-

niri gibi.Mahreç işaretinde ise, ürün-men-

şe ilişkisi zayıf olup ürünün üretimi,işlenmesi ya da hazırlanmasındanen az birisinin belirlenmiş bölgede ger-çekleşmesi yeterlidir. Çorum leblebi-si, Mersin cezeryesi, Edirne peynirigibi. Türkiye’de halen 95 coğrafi işa-ret tescili bulunmakta olup, bunun 53’ütarımsal ve gıda ürünleri, 42’si hay-vanlar ve el-işi ürünleridir. Başvuru-ları değerlendirme sürecinde olan117 ürün daha bulunmaktadır. Tesciluygulamasında dikkat çeken bir hu-sus, Ege inciri, Aydın inciri ya da Mus-tafa Kemal Paşa tatlısı, Kemal paşapeynir tatlısı, Kemal Paşa tatlısı gibi,nitelikleri aynı ürünler için birdençok tescil alınmasıdır.

Etiketleme uygulaması büyükönem taşır Coğrafi İşaretler konu-sunda Türk tüketicilerinin ve üretici-lerinin hemen hiçbir bilgisi bulunma-maktadır. Tescil almış ürünlerde, coğ-rafi işaret etiketlemesine henüz ge-çilmemiş olması bunun temel nedeninioluşturmaktadır. Etiketlemeye geçil-mesi ile, ürünlerin kalitesinin garan-ti altına alınması sağlanabilecek ve tü-keticilerin doğru bilgilendirilmesi ilebu ürünlere olan talep önemli ölçüdeartabilecektir. Burada önemli olanşüphesiz, bu katma değerden kimle-rin daha çok yararlanacağıdır. Tescilliürünlerin sahiplerine bakıldığındaise çoğunluğun ürünün ait olduğu yö-renin Ticaret ve Sanayi odaları oldu-ğu görülmektedir. Avrupa Birliği’ndeise, tescil başvurusunu yapan ve tes-cil alanlar çoğunlukla ürünle ilgiliüretici birlikleri ve sendikalardır. Ka-nun Hükmünde Kararname’nin1995’te çıkarılışından bu yana gerekyaşanan uluslararası gelişmelere vegerekse 510/2006 sayılı yeni konsey tü-züğüne tam uyum sağlayabilmek ama-cıyla TPE tarafından coğrafi işaret ko-rumasına yönelik yeni bir kanun ta-

sarısı taslağı hazırlanmış ve parla-mentoya sunulmuştur. Bu taslakta555 sayılı KHK’de bulunmayan “ge-leneksel özellikli ürün adı” korumasıyer almakta, coğrafi işaret tanıtımı içinde bir amblem oluşturulması ve özelkişilerden tescil alabilme hakkınınkaldırılması öngörülmektedir.”.

Arş. Gör. Rana Demirer, Akdeniz Üniversitesi,

İktisadi ve İdari BilimlerFakültesi, İktisat Bölümü:

“Genel olarak varsayımlara daya-lı neo-liberal piyasa ekonomisinde,malların üretildiği mekan ve mallarınticaretinin gerçekleştiği süreçlerdesöz konusun olabilecek kimi engelleryok sayılır veya ihmal edilebilir olarakdeğerledirilir. Coğrafi işaretler koru-masına alınan yöresel ürünler, bu pü-rüzsüz ekonomiye meydan okumak-tadır. Yöresel ürünler, zaman içeri-sinde insan ve mekan arasındaki et-kileşim sonucu ortaya çıkan yerelkültüre bağlıdır. Zamandan ve me-kandan bağımsız bir yöresel ürün, ni-teliklerini yitirecek, yozlaşacak vetüketiciler nezdinde sahip olduğuününü ve kalitesini kaybedecektir.

Neoliberal ekonomi politikaları-nın mutlak kabul gördüğü ve yaygın-laştığı 1980’li ve 1990’lı yıllarda hemgelişmiş hem de gelişmekte olan ül-kelerin bölgeleri arasındaki sosyalve ekonomik farklılıkların arttığı göz-lenmiştir. Neoliberal ekonomi politi-

Türkiye’de halen 95 coğrafi işaret tescilibulunmakta olup, bunun 53’ü tarımsal ve gıdaürünleri, 42’si hayvanlar ve el-işi ürünleridir.

Başvuruları değerlendirme sürecinde olan 117ürün daha bulunmaktadır.

Page 36: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

36

kalarının bölgelerarası farklılaşmayıgidermeye yönelik, serbest piyasagüçlerine dayanan bölgesel gelişmemodelleri, 1990’lı yılların sonlarındasorgulanmaya başlamıştır. Bölgelerarası farklılıkların sadece piyasa güç-lerine dayalı politikalarla giderileme-yeceği ortaya çıkmış ve devletin rolüyeni bölgesel kalkınma yaklaşımındatartışılmaya başlanmıştır. Gerek ulus-lararası piyasada varolan bölgelerinpiyasa paylarını koruyabilmek, ge-rekse nispeten geri kalmış bölgelerinekonomik gelişme düzeyini yakala-yabilmeleri için bölgesel kaynaklarınve bölgesel üretim birimlerinin yanısıra, kamu desteğinin de gerekli ol-duğu gündem oluşturmaya başlamış-tır. Bölgeler arası farklılıkları gider-meye yönelik politika araçlarından bi-risi olarak kabul gören yöresel ürün-lerin coğrafi işaret kapsamında ulusalve uluslararası koruma altına alın-ması, bu işlevlerini daha da güçlen-dirmiştir. Yöre, bölge, ülke ve ülke-lerarası gelir farklılıklarını azaltma-ya yönelik yeni kalkınma yaklaşım-larının son zamanlarda ilgisini çekencoğrafi işaretlerin küreselleşme süreciiçindeki konumuna ilişkin iki farklı gö-rüşten söz edilebilir.

İlk görüşe göre, ait olduğu yerin bi-yolojik çeşitliliği ve deneyimlerinebağlı olarak üretilen yöresel ürünlerküreselleşmenin olumsuz etkileriylekarşı karşıya kalmıştır. Küre-selleşen ticaretle birlikte mal-ların sınırsız dolaşımıberaberinde pekçok kısıtı bulunanstandartlar ge-tirmiştir. En-düstriyel öl-çekte üretimiçin tasarla-nan bu stan-dartlar ya da ku-rallar, küçük ölçekteüretimin ve yöresel ürünlerinbağlı oldukları nitelikleri dikkate al-mamaktadır. Beslenme sistemindekigenel gelişme eğilimi, artan bir bi-çimde standardizasyona gidilmesive çeşitliliğin silinerek kitle tüketimiadına belirgin özel tadların empozeedilmesi yönündedir. Bu bakımdan in-sanların davranışlarının ve zevkle-rinin birbirine benzediği homojenbir dünya yarattığı ileri sürülen kü-reselleşme, yöresel ürünler için önem-

li bir gizli tehlike olarak görülmek-tedir.

Son yıllarda Fransa’da yaşananCamembert savaşı bu görüşü doğru-layan tipik bir örnektir. Fransa’nınimajı olarak kabul edilen ve çiğ süt-ten yapılan ve AOC’li bu Normandi-ya bölgesi peyniri yok olma tehlike-si ile karşı karşıyadır. Avrupa’nın birnumaralı peynir üreticisi olan vepastörize sütle Camembert üretenLactalis Grubu, 1960 yılından buyana çiğ sütle Camembert üretenbirçok firmayı satın almıştır. Nitekim2006 yılında Camembert üretiminin% 67’sine sahip olan bu çok uluslu fir-ma, Nisan 2007’de gıda güvenliği ba-hanesiyle AOC kriterlerini bırakarak,pastörize sütle üretime geçmiştir.Halen Normandiya bölgesinde ayak-ta kalabilmiş sadece beş bağımsızüretici çiğ sütle Camembert üretim-lerini sürdürmektedir. AOC kriterle-rine göre üretilen Camembert’in sa-hip olduğu özgün nitelikler, çiğ sütleüretilmesinden kaynaklanmaktadır.Lactalis grubu AOC kriterlerini ta-nımayarak, kontrolün içeriğinin ge-nişletilmesi konusunda baskı yarat-maktadır. Karşıt görüşlere göre ise,

küreselleşme yö-resel ürünler için

önemli bir fırsattır.Küreselleşmenin sınırlar ve za-

man ötesi ilişkileri geliştirdiği ger-çeğine rağmen birçok araştırmacı,yöre ve geleneklerin artan öneminigözlemiştir. Küreselleşme sürecin-de kültürler arası geçişlerin önemi-ni vurgulayan Welsch’e göre, küre-selleşme yöresel ve bölgesel ürünle-rin kaybolmasından çok yeniden do-ğuşlarına ve yapılanmalarına nedenolacaktır. Küreselleşmiş bir sistemdeyöresel ürünlerin özellikle “Menşeadı” taşıyanları, ekonomik sistem

ve üretim modelleri çeşitliliğini zen-ginleştirmektedir.”

Rifat Hisarcıklıoğlu,Türkiye Odalar ve Borsalar

Birliği Başkanı: “Yerel pazarlarda sıkışıp kalmış,

yöresinin adıyla tanınan, hatta tes-cillenen çok sayıdaki gıda, el sanatı vesanayi ürünümüz var. Ama bunlar bi-linmiyor. Bilinmediği için de ülkemizekonomisine katkısı çok sınırlı kalıyor.İthal ürünler arasında sıkışıp kaybo-luyorlar. Bakın bir atasözümüz var di-yor ki; aşını, işini ve eşini bil. Yediği-

mize, içtiğimize, işimi-ze ve ailemize dikkat

etmemiz lazım. Burada dik-katinizi çekmek istediğim bir

nokta, “yerli malı yurdun malı”şeklinde bir eski anlayışı kesinlikle

benimsemiyoruz. Piyasa ekono-misinde karar verici olanlar, tüketi-

cilerdir. Biz, kendi ürettiğimiz ürün-lerin kalitesine güvendiğimiz için,önce bunların kamuoyunda tanınma-sını isteriz. Böylece tüketiciler tercihyaparken, böyle bir alternatifleri ol-duğunu da görsünler. Halen 126 yö-renin ürünü, ülkemiz içinde coğrafitescil almış durumda. Ama bu yetmez,küresel ölçekte de bunu yaymamız ge-rekiyor. AB içinde Yunanistan’ın 30 ci-varında tescilli yöresel ürünü bulu-nuyor. Bizimse sadece bir tane var; An-tep Fıstığı. Mesela İtalyan’lar, Napo-liten Pizza’yı AB’de tescil ettirdi. Şim-di herkes Napoli’yi bu sayede tanıyor.Peki, bizim Mersin Cezeryesi, Erzin-can Tulum Peyniri, Kayseri Mantısı,Antakya Künefesi’nin eksiği ne? He-pimiz küçükken annemizin yoğurdu-muza reçel, pekmez kattığını ve bizeöyle yedirdiğini hatırlarız. Ama bunubiz dünyaya sunamadık. İşin ilginci,yoğurdun tatlı ile karıştırılıp yenme-si de bize ait ama annelerimizin bu bü-yük icadını biz dünyaya yayamadık.Sonra Fransızlar bunu becerdiler ve

D O S YA

Page 37: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

bütün dünyaya ve yoğurdun anavatanıolan ülkemize meyveli yoğurt yediri-yorlar. Dünyanın en güzel peyniri,kaşarı bizde. Ama Ezine, Erzincanpeynirlerini, Kars Kaşarı’nı değil, it-hal olanını biliyoruz. Biz kendi değe-rimizi bilmez, sahip çıkmazsak, böy-le hazırdan yiyen oluruz. Hazırdan yi-yenin sonunun ne olduğu da, bizim2001 krizimiz veya bugünkü Yuna-nistan örneğinden malumunuzdur.Türkiye, dünyanın en büyük tarımekonomileri arasında yer almaktadır.Dünyanın 17. büyük ekonomisiyiz.Ama tarımsal ekonomi açısından dün-yanın sekizinci büyük tarım ekono-misiyiz. Tarımsal sanayi ürünlerindede, ihracatı yüksek ülkeler arasında-yız. Mesela makarna ihracatında, kü-resel pazarlarda İtalya’dan sonraikinci sıraya yükseldik. 2009 yılındaTürkiye’nin tarımsal ürün ihracatı2009’da 10,5 milyar dolara ulaşmıştır.Daha da önemlisi genel ihracat 2008’egöre yüzde 23 azalırken, bu alanda ih-racat rakamı korunmuştur. Tarımsalüretim 2008 yılında yaklaşık 69 milyarTL. olmuştur. Küresel krize rağmen2009 yılı ilk 9 ayda ülkemizin tarımsalüretimi yüzde 8 artmıştır. Türkiyeüretim bakımından beş üründe dün-ya birincisi; incir, kayısı, fındık, kirazve nohut. 23 üründe ilk beşte yer al-maktadır. Bugün dünyada 250 binbitki türü, Avrupa'da 12 bin bitkitürü varken sadece Türkiye'de13 bin bitki yetişmektedir.700’den fazla bitkinin hasadıyapılmaktadır. Dünya nüfusudevamlı arttığı için, gıdaya

olan ihtiyaç önümüzdeki yıllarda hız-lı bir şekilde, yüksek oranla artacak.Bu yüzden tüm dünyada tarıma ve gı-daya yapılan yatırımlar hızla artıyor.Dün ne yazık ki, verimsiz diye terk et-tiğimiz tarım sektörü, küresel ekono-mik krizinden en az etkilenen sektöroldu. Dolayısıyla hızla bu alana yö-nelmek gerekiyor. Sadece geniş içpazarımız için değil, zira hemen yanıbaşımızdaki Ortadoğu ülkelerinin gıda

ithalatı 30 milyar doları buldu. Ni-hayet, Antalya’da düzenlene-cek olan YÖREX Yöresel

Ürünler Fuarı gibi bir organi-zasyonla bu ürünlerimizin ülkeekonomisi içinde daha yakışır biryer tutması yolunda bir çabasarfediliyor. Bu çabayı takdirlekarşılıyoruz. Fuarın ardındanbu konuda daha birçok çalışma

gerçekleştirileceğini umuyo-ruz. Yöresel ürünlerimi-

zin tanıtımı ve piyasa-larda daha çok

ilgi görmesini, ülkemizin bu zengin-liklerinin değerlendirilmesi açısın-dan çok önemli buluyoruz.”

Prof. Dr. Habip Asan,Türk Patent Enstitüsü Başkanı

“Coğrafi işaret koruması eldeedebilmek için temel iki şart, yu-karıda “karakteristik özellik” şek-linde bahsi geçen husus ile etkin bi-çimde işletilmek üzere oluşturula-cak “denetim sistemi”dir. “Karak-teristik özellik” ürünün, sadecesöz konusu coğrafi alanda bulu-nabilek bir takım özellikleri haiz ol-ması nedeniyle diğer bölgelerdeüretilen “aynı tür ürünlerden far-kı”nı ortaya koyan özelliktir. Bununtespiti, teknik inceleme ve araş-tırmalar gerektirir ki, bilhassa icraedilen akademik çalışmalar bunoktada çok önemlidir.

“Denetim sistemi”nden kasıtise tamamıyla, üzerinde tescilekonu coğrafi işareti bulunduranürünlerin, “karakteristik özellik-leri” taşıyıp taşımadığının tespi-tinden ibarettir. Sanıldığının aksi-ne üretim izninin alınması, üreti-min hijyenik koşullara uygunlu-ğunun tespiti ya da TSE standart-ları, CE işaretlemesi gibi bir takımstandartlara uygunluk değerlen-dirmesiyle hiçbir ilgisi bulunma-

Ocak & Şubat 2010

37D O S YA

Yunanistan’ın 30civarında AB’de

tescilli yöresel ürü-nü bulunuyor. Bi-zim bir tane; Antep

Fıstığı. ErzincanTulum Peyniri,

Kayseri Mantısı,Antakya Künefe-si’nin eksiği ne?

Page 38: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

38 D O S YA

maktadır.Hem kaynaklandığı böl-

ge hem de genel olarakülkenin zenginliğine bu-lunduğu katkı nedeniylebüyük öneme sahip coğ-rafi işaretlerin incelemeişlemleri oldukça kapsam-lıdır. TPE’ye yapılan baş-vurular için, tescile konuürün hakkında teknik bilgi ve ye-terliliğe sahip uzman kuruluşlar-dan görüş alınmaktadır. Uz-man kuruluş görüşününTPE’de değerlendirilmesindensonra, tescil için engeli bulun-mayan başvurulardan menşeadı olanlar Resmi Gazetedeve yüksek tirajlı bir adetgünlük gazetede; mahreçişareti olanlar ise sayılangazetelere ilave olarak biradet yerel gazetede bilgiilanı biçiminde yayımlanır.Resmi Gazete’deki ilantarihi ile birlikte 6 aylık iti-raz süresi başlar. İlanın ama-cı hem itiraz prosedürünüdüzenlemek hem de coğrafi işa-ret başvurusu hakkında, tüketi-ciler başta olmak üzere ilgili tümkesimleri bilgilendirmektir.

Hakkında itiraz başvurusu ya-pılmayan veya itirazı reddedilenbaşvurular tescil edilir. İtiraz ya-pılan başvurular ise, başvuru sa-hibinin itiraza karşı görüşü de alı-narak, konuda uzman kuruluşlaraincelettirilir. Uzman kuruluş gö-rüşünün ardından başvurunun;mevcut haliyle tesciline veya ta-mamen reddine yahut bazı kısım-larının değiştirilerek ilan ettiril-

mesine ve bu ilanın ardından tes-ciline karar verilebilir.

“Coğrafi işaret koruması”nın te-mel fonksiyonları arasında:

• ürünün gerçek üre-ticisinin korumanın sağ-layacağı -özellikle ekono-mik- kazançtan fayda-lanması

• gerçek üretici-nin kazanması vası-tasıyla bölgesel kal-kınmanın desteklen-mesi

• ürünlerin üreti-mi aşamasında ger-çekleştirilecek olan“karakteristik özel-lik denetimi” saye-sinde tüketiciye degarantili ürünler su-nulması

• coğrafi işarete konuürünün üretim yerinin ta-nınırlığının artması nede-niyle bölge turizminin de

dolaylı olarak gelişmesi• tescile konu ürünün ge-

rek iç gerekse dış pazarlarda bi-linirliğinin ve dolayısıyla rekabet

gücünün artması• üzerinde tescilli coğrafi işareti

taşıyan ve taklit olarak üretilenürünlerle mücadelede “yasal birgüç”e sahip olunması bulunmak-

tadır.Coğrafi işaret koruması

diğer bölgelerdeki üre-ticilerin aynı tür

ürünleri üret-mesini engel-lemez, sade-

ce aynı coğrafi işaret adıaltında satmalarını engel-ler. Örneğin “Kayseri Pas-tırması”nın korunuyor ol-

ması, Afyon’da pastırmaüretimini ya da “Afyon Pas-

tırması” adlı coğrafi işaretinde korunabilmesini önlemez.

Taklit durumu olmazsa, yasal ko-rumaya sahip üreticiler satışlarınıartırabilir ve dolayısıyla ekonomikölçeklerini genişletebilirler.

Gerek basında yer alan ha-berlerden gerekse TPE’ye yönel-tilen sorulardan “tescil ettirenin,coğrafi işareti istediği şekildekullanma ve kullandırma hakkını

da elde ettiği” yönünde yanlış de-ğerlendirmelerin bulunduğu tespitedilmiştir. Coğrafi işaretler, haksahipliği bakımından diğer sınaimülkiyet hakları olan marka, pa-tent ve tasarım korumalarından bü-yük farklılık taşır. Coğrafi işarettescilinde tescil ettiren kişiye mün-hasır yani tekelci bir hak sağlamaz.

Page 39: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış
Page 40: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

40 D O S YA

Tescil yoluyla kayıt altına alınanözelliklere bağlı olarak üretim ya-pılması kaydıyla, ürünlerin kay-naklandığı coğrafyada bulunantüm gerçek üreticiler söz konusucoğrafi işareti kullanım hakkına sa-hiptir. Bu hakkın, sanki bir lisanshakkı verir gibi, sözleşme yapılarakdiğer üreticilere verilmesinin de sözkonusu olamayacağı unutulma-malıdır.”

Ali Çandır,Antalya Ticaret Borsası

Başkanı: “Dünyada birçok ürün üretildiği

bölgenin adıyla bilinir, o yöreninadıyla tanınır ve pazarlanır. Yöreselürünler; bir üretim süreci sonunda,ekonomikbir faaliyet sonucu ortayaçıkan ekonomik değerlerdir. Ancakünlerini ve niteliklerini; o yöreyeözgü doğal koşullardan ya da o yö-rede o ürünü üretenlerin çok uzun sü-reler boyunca geliştirdikleri bilgi,beceri, yöntem ve tekniklerden alır-lar. Yöresel ürünleri, sadece ekonomikdeğerler olarak tanımlarsak, hak-sızlık etmiş oluruz. Çünkü işin için-de bölgede yaşayan ve üreten insan-ların gelenek, görenekleri, kültürle-ri de vardır.

Hatta çoğu zaman ürü-ne bölgesel özelliklerini

veren temel etkenlergelenek ve kültür

gibi olgulardır. Bunedenle kaliteli biryöresel ürüne fi-yat biçmeye kalk-tığınızda ne ya-parsanız yapın, bireksiklik hisseder-

siniz. Muhakkakverebildiğiniz fiyat-

tan daha değerlidir.Yöresel ürün tanımı

kapsamına, tarımsal ürünler-le beraber, eli işi ürünleri ile aynı za-manda sanayi ürünü de denebilecekbazı atölye ürünleri de girer. Buradatemel kıstas, o ürünün dünyanınbaşka yerlerinde üretilen veya ye-tiştirilen benzerlerinden, önce kalite,sonra da sunum anlamında, hangi“üstün” farklılıkları taşıdığıdır.

Pazarlama işinde en önemli ko-nuların başında, satmaya çalıştığınızürünün potansiyel müşteri tarafındandaha önceden tanınıyor olması gelir.Yöresel ürünler hiç bir özel lansmanyapılmadan yıllar, 10 yıllar hattayüzyıllar içinde isim yaparlar; nam sa-larlar ve bilinirlikleri böylece artar.İşte tam bu noktada, işin kolayına veucuzuna kaçan, yetersiz tekniklerleüretilmiş, niteliksiz taklitler devreyegirer ve yüzyılların birikimi olan de-ğerlerin “isim” avantajını kullanma-ya çalışır. Bu taklitler, özgün değer-ler olarak korunması gereken yöre-sel ürünlerin, kamuoyu nezdindekisaygınlığını ve tanınırlığını zedeler,

üreticisine zarar verir. Bu nedenle bir-çok ülke, topraklarında üretilen yö-resel ürünlerin korunmasına yöneliktedbirler almıştır. Coğrafi İşaret Tes-cili ve Menşe Adı Koruması bu ön-lemler arasında en etkili ve yaygınolanıdır.

Coğrafi işaretler, yöresel ürünleriçin tıpkı telif hakkı veya sınai hak-lar gibi yasal koruma sağlar. Taklitürünlerin, yöresel ürün isimlerinihaksızca kullanmasını önler. Ülke-mizde bu sistem, 27 Haziran 1995 ta-rihinde yürürlüğe giren 555 SayılıCoğrafi İşaretlerin Korunması Hak-kında KHK uyarınca ve ancak ihbarmüessesesi yoluyla çalışıyor. Coğra-fi işaret tescili almış özel veya tüzelkişilik, taklit ürünleri ihbar ederse,hatırı sayılır para cezaları ve menetme gibi yaptırımlar söz konusu.Coğrafi işaret vermeye, Türk Pa-tent Enstitüsü yetkili. Türkiye’debugüne kadar 67’si tarım ürünü,toplam 117 ürün coğrafi işaret tescilialdı.Ancak bazı ülkelerde bu sayı, bin-lerle ifade edilir. Örneğin Fransa’dagerçekleştirilen 21 milyar Euro’lukgıda endüstrisi ihracatının yüzde30’unu coğrafi işaret sahibi ürünleroluşturur.

Görüldüğü gibi yöresel ürün de-diğiniz zaman, hem emsallerindenfarklı ekonomik değerler taşıyan,hem de kültürel anlamda yöre insa-nını anlatan ürünlerden söz etmişoluyorsunuz. Hukuki işaret tescili biryana, Anadolumuz, yöresel ürünleritibarıyla dünyada eşi benzeri ol-mayan bir zenginliğe sahiptir. Han-gi ile giderseniz gidin, hatta kimi yer-

Page 41: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

lerde beldeler düzeyinde, mutlaka öz-gün bazı ürünlerle karşılaşırsınız.

Örneğin, Kaşar Peynirini Kars’tatatmanız gerekir. Telkari dendiğindeMalatyalı ustaların birikimi ve be-cerisini görmeniz şartr. Manda kay-mağı deseniz; Afyonkarahisar’da ek-mek kadayıfının üstünde yemelisinizdenir. Bütün bu ürünler o bölgeninpaha biçilmez değerleridir aslında.

Buna rağmen maalesef piyasa-larda hak ettikleri değeri bulamı-yorlar. Binbir emekle üretilen veyüzlerce yıllık birikim ve teknikle üre-tilen Kars kaşarını 8-9 Liraya satmakzorunda kalıyor üreticimiz. Amarocquefort peynirinin ikinci eldentaklidini bile bu kadar ucuza alma-nıza imkân yok. Bunları düşününceve baklavamıza, lokumumuza sırf ori-jinal üretim bölgesine olan coğrafi ya-kınlıklarına güvenip, tescil almayakalkan Yunan girişimciler oldu-ğunu hatırlayınca insan hayıf-lanıyor.

Yöresel ürünlerimiz, hemkültürel hem ekonomik an-lamda değer taşıyan varlık-larımız. Yöresel ürünlerimi-ze sahip çıkmalıyız. İsim hak-larını almalı, dünya pazarla-rında hak ettikleri yeri kazan-malarını sağlamalı, taklit edilme-

lerini önlemeli ve her şeyden önem-lisi, iç piyasada da tüketilmelerini,kullanılmalarını sağlamak zorunda-yız. Üretmek tamam; ama kendimiztüketmiyorsak, sahipsiz kalmalarınıda yadırgamamak lazım. Bütün bun-lar bizim; bu toprakların değerleridir.

Antalya Ticaret Borsası olarak, bubakışla geliştirdiğimiz bir fikri, YÖ-REX Birinci Yöresel Ürünler Fuarı ileuygulamaya koyduk. Bu fuarın ya-ratmasını umduğumuz ticari hare-ketlilikle yöresel ürünlerle ilgili bir or-tak bilinç oluşmasını, bu ürünlerle iş-tigal eden insanlarımızın hukukihaklarını korumak amacıyla yapa-bilecekleri şeyler ol-duğunu an-

latabilmeyi istiyoruz. Fuarın genelamacı kamu yararı adına ülkemizinbir takım saklı kalmış değerleriniyükseltmektir. Yüzlerce yıldır yöre-sel ürünlere biçim vermiş, nitelikkazandırmış ve kendilerinden son-raki kuşaklara bir değer bırakmış in-san emeğinin, boşa gitmemiş oldu-ğunu göstermektir. Biz boşa gitme-diğini görmek istiyoruz. Bunun içinde bir şeyler yapmak gerektiğine ina-nıyoruz.

41D O S YA

Ocak & Şubat 2010

Page 42: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

42 A R A Ş T I R M A

Mantarcılığınparlak

ntalya’nın Korkuteli ilçesinde mantar üreticiliği, kendine özgü bir hikayesiolan sektörel bir maceradır. Bundan iki yıl öncesine kadar yaklaşık 3 binüreticiyle toplam 5 bin kişinin geçimini karşılayan mantar üreticiliği bugüninanılmaz bir darboğaza girmiş durumda… ‘İnanılmaz’ diyoruz; çünkü eldeettiğimiz veriler boşa giden onca emeğe, kaybedilen zamana ve yitirilenazımsanamaz miktarda ulusal varlığa işaret ediyor… AA

Page 43: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

43A R A Ş T I R M A

günlerini arıyorbeşiği Korkuteli,

u araştırmamızda, önce mevcut durumun bir fotoğrafını çekmeyeçalışacağız. Sonra içine girilen darboğazın nedenlerine değineceğiz veçözüm önerilerini tartışacağız. Henüz örgütlenme başarısını gösterememişbir sektör olarak mantar yetiştiriciliğinin; işin temeline inen asli bir sorunuvar mıdır; onun üzerinde duracağız ve nihayet özgün bir değerlendirmeyapmayı deneyecek ve önerilerimizi sıralayacağız…BB

Page 44: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

44 A R A Ş T I R M A

Bundan yaklaşık 25 yıl önceAntalya’da Korkuteli bölge-sinde mantar üreticiliği diye

bir şeyden söz edilmiyordu. Mantar ye-tiştiriciliği, ancak bazı girişimci ruh-lu işadamlarının sohbetlerinde dile ge-tirilen, Türkiye’de bile uygulama ör-neği henüz çok görülmeyen bir işti.Yani meraklısının küçük merdivenal-tı işliklerinde, birkaç kasa içinde ger-çekleştirilen bir tür hobi gibiydi man-tarcılık.

Bir çok kolaylaştırıcı etken olduğusöylenebilir ama asıl olan Korkute-li’nde bu işin başlamasına önayakolan atılgan ve cefakar işadamlarıoldu. Onların çabaları ve yönlendir-mesiyle, bölgede hemen herkes man-tar yetiştirmeyi öğrendi. Zaman için-de mantar yetiştiriciliği çoğu çiftçi içindüzenli bir yan gelir kaynağı oldu. Ba-zılarıysa işi başlıca geçim kaynağı ola-rak sahiplendi ve daha düzgün, ge-nişçe odalarda kültür mantarı yetiş-tirmeye soyundular.

Tabi tarımsal bir ürün yetiştiri-yorsanız, işin pazar piyasaları haya-ti önem taşır. Mantar yetiştiriciliğiAntalya bölgesinde mantarcılıkla pa-ralel gelişen turizm sektöründen deönemli ölçüde beslendi. Derken iç pi-yasada belli ölçüde, mantarın nasıl tü-

ketildiğiyle ilgili kanılar oluşmayabaşladı ve Türk halkı da yavaş yavaşmantar tüketmeye başladı.

Ancak mantarın şöyle bir özelliğivardı; günlük üretilip, çok kısa süre-de tüketilmesi gerekiyordu. Bu damantar ürün fiyatlarının pazardaki fi-yatına çok yüksek esneklik kazandı-rıyordu ve çoğu zaman üreticide ha-yal kırıklığı yaratabiliyordu. Günündesatılamayan mantarın fiyatı bazen 4,5 kat düşüyor; buna rağmen alıcı bu-lamadığı oluyordu. Korkuteli’nde man-tar üreticiliğinin öncülerinden biriolan İsmail Gülel, bölgedeki ilk kon-serve tesisini kurana kadar, pazardakibu sorun böylece devam etti.

Ürünü konserve etme imkanı olun-ca, günlük tüketilmesi gereken man-tarın saklama ömrü birden bire iki yılakadar çıktı. Bu da üretici açısından bu-lunmaz bir ortam yarattı. İsmail Gü-lel, konserve işleminin sektörü nasıl et-kilediğiyle ilgili şunları anlatıyor;“Mantar piyasası yeni sayılacak birsektör için belli bir süre genişleyerek,üreticiyi memnun etmeye devam etti.Ancak 1996 yılında bir doygunluk sı-nırı söz konusu oldu. 1996’ya kadarüretici sayısı da sürekli arttığı için, güngeldi üretilen mal günlük satılama-maya başladı. Bu da sektörden ka-

çışlar yaşanmasına neden oldu. Ör-neğin 2 Liraya kolayca satılan ürün,50 Kuruş fiyata rağmen elimizde kal-maya başladı. O sene Devran Konservetesislerini kurduk ve üreticinin gü-nünde satamadığı mantarı 2 Liraya de-ğilse bile; 1,80; 1,90 TL gibi fiyatlarlaalmaya başladık. Birden bire sektör to-parlanıverdi. İlgi eskiye göre daha daarttı. Çünkü sektöre güven geldi. Son-ra zaman içinde bu bölgede üç tanedaha konserve tesisi açıldı. İşleme kap-asitesi arttı. Ama gelişmeler ürün ar-zında aynı olumlu çizgiye müsaade et-medi ne yazık ki…”

Konserve işleme tesisleri sektörenefes aldırdı ama mantarcılık sektö-rünün hala yığınla sorunu var. Bun-ların başında sektörün nasıl bir sek-tör olduğu; ne ürettiği; neyi pazarla-dığı ve ulusal ekonomiye nasıl birkatkı yaptığından Ankara’nın halahaberdar edilmemiş olması geliyor.Evet, 25 yıldır Türkiye’deki üretimin% 50’sinden fazlasını üreten Korku-teli’nde bile, bu sesi duyuracak bir olu-şum gerçekleşememiş maalesef…

Bürokratlarımız, hukukçularımız;henüz bir, bir buçuk yıl öncesine ka-dar mantarın bir sanayi ürünü oldu-ğunu zannediyordu. Yani mesela lok-ma takımı gibi yahut mesela bisiklet

Page 45: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

zinciri gibi birürün olduğuna ina-

nıyorlardı. Oysa mantar, kültüre alın-mış bir canlı üretim materyalidir. Bi-yolojik taksonomide bitki veya hayvankategorisine girmeyen; ancak kendibaşına bir familya olarak tanımlananbir canlı türüdür, mantarlar. Ama so-nuçta canlı üretimi söz konusudur, do-layısıyla konumuz bağlamında bir ta-rım ürünüdür.

Neyse ki bu sorun nihayetindeaşıldı. Mantarın bir tarım ürünü ol-duğu Ankara’da artık kabul görmüşdurumda. Mantar tarım ürünü olarakkabul edildi ve bir gıda ürünü olarakKDV’si % 8’e düşürüldü. Ama bununüretici nezdinde herhangi başka biryansıması oluşmuş değil, henüz. Üre-ticinin destek beklediği temel girdilerarasında elektrik, mazot ve kompostgeliyor.

Kompost, mantar yetiştiriciliğinintemel girdisidir. Hububat tarlalarındahasat sonrası arazide kalan anızdanüretilir. Anız; bitkisel kaynaklı, canlı-lığını kaybetmiş çeşitli organik ma-teryal ile karıştırılarak fermante edi-lir. Elde edilen ürün, mantar miselle-rinin kolayca gelişebileceği bir or-tam oluşturur. Kompost adı verilen bukarışım, mantarın beslenmesi içinson derece zengin bir içeriğe sahiptir.Yetiştiriciler açısından bu kadar önem-li bir girdi olmasına rağmen, ham-maddesi; normal şartlarda yakılarakyok edilen yahut tarlada çürümeye bı-rakılarak herhangi ekonomik bir de-ğer kazanmayan anızdır.

50 Liralık anız Konya’dangelene kadar 350 Liraoluyor

Anız konusu, hakkında her günyazsak hakkını vermeyeceğimiz bir so-run haline geldi. Yukarıda sektör açı-sından taşıdığı önemi ve alternatif kul-lanım değerlerini yazdığımız anızınKDV’si % 18. Burada KDV kavramınıülkemiz ekonomisine kazandıranlar-dan başlamak üzere, günümüzdeKDV’yi hiçbir akılcı sistematik yü-

rütmeden uygu-layan herkesin de

sorumlu olduğunu hatırlatmamız ge-rek. Anız kendi başına pahalı birürün olmasa da, nakliyesi ve vergile-ri yüzünden birim maliyeti inanılmazoranlara çıkıyor. Yerinde tonunu 50 Li-raya alabildiğiniz anızı, Konya’danKorkuteli’ne getirdiğiniz zamansadece nakliye ücreti ola-rak 200, 250 Lira ek-leniyor fiyata. Bumesafeden anızalmaya kalktığı-nız zaman fiyatvergileriyle bir-likte, yaklaşık350 Liraya ulaşı-yor.

Ülkemizin en büyükkompost tesislerinden biriolan SMS Ersanlar Ltd. Şti.’nin sahi-bi Süleyman Ersan, kültür mantarın-da üretim maliyetinin yaklaşık %70‘ini kompostun oluşturduğunu kay-

dediyor, “En te-mel girdi olank o m p o s t u nKDV oranı ül-kemizde % 18iken Lüksem-burg’da % 3,Belçika’da % 6,Hollanda’daise % 8. Üretimmaliyet ininyüksek olmasınedeniyle üre-tici yeterli gelirelde edemiyor.

Ya kayıt dışı üretime yöneliyor, ya daüretmeyi bırakıyor. Üretici mutlakadesteklenmelidir. Desteklemeler deüretici birliği üzerinden yapılmalı-dır.” Süleyman Ersan’a göre bu durum,üreticilerin örgütlülüğünü de arttıra-cak ve böylece daha büyük ve farklı pa-zarlara ulaşmak da mümkün olacak.

Tarımsal üretim yapan çiftçilerinalabildiği elektrik indiriminden defaydalanamıyor mantar üreticisi. Ya-sal olarak tarım ürünleri klasmanın-da sayılmaya başlamış durumda ama

uygulamadaherhangi bir işa-retini görmüş değil sektör paydaşla-rı. Vergi indirimleri, teşvik primleri vebenzer desteklemeler; belli amaçlariçin yapılır. Bunların en başında is-tihdamı arttırmak gelir. Para hareke-ti yaratmak; alım gücünü arttırmak; in-

sanların ekonomik hayatta varlıkgöstermesini, sağlamak

devlet desteklerininamaçlarındandır.

Bu arada hangisektörü destek-lerseniz destek-leyin; bu anaamaçların yanın-

da üretimde artış,ihracatta artış ve bi-

rim maliyetlerde düşüşgibi tali faydalar da sağlarsı-

nız. Mantar üreticiliği yukarıda say-dığımız ve sayamadığımız her türlüfaydayı sağlayabilen bir sektör olarakgenel tarım ürünleri desteklemeleri-nin hiç birinden yararlanamayan biriş alanı olarak dikkat çekiyor.

Konserve tesislerinin sektörde et-kin olmaya başlaması, ihracatı da te-tiklemişti ve mantar ihracatı hatırı sa-yılır cirolara ulaşmıştı. Ama bugünTürkiye mantar ihracatı yapamıyor.Çünkü çok daha uygun koşullarda, çokdaha uygun fiyatlarla mantar üretenülkeler var. Bu ülkelerin başında Çinve Hollanda geliyor. Çin dünyanın ençok mantar üreten ülkesi. İşçilik çokucuz ve Çin devleti mantar yetiştiri-cisine her türlü desteği veriyor. Hem

yetiştirme te-sisi, hem dekonserve tesisisahibi olan İs-mail Gülel,Türk mantar-cılığının ulus-lar arası piya-sada rekabetedebilecek hiçbir argümanıkalmadığınıs ö y l ü y o r ,“Çin’den man-

Ocak & Şubat 2010

45A R A Ş T I R M A

“Bırakın ihracatı,Çin mantarıyla iç

piyasada bilerekabet

edemiyoruz!”

Süleyman Ersan

İsmail Gülel

Page 46: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

46 A R A Ş T I R M A

tar ithalatına herhangi bir tahdit ge-tirilmedi. Bakanlık sanki her şey gül-lük gülistanlıkmış gibi gönül ferahlı-ğıyla izin veriyor ithalata. Antal-ya’daki konserve tesislerinden biride Çin’den mantar getiriyor ve paza-ra sürüyor. Çin’de asgari ücret 29 Lira.Elektrik bedeli, bizdekinin dörtte biri.Çinli mantar üreticisi, tarımsal üre-timde söz konusu olabilecek bütündesteklemeleri; eksiksiz tamamınıalabiliyor. Çinli üreticinin masrafınakarşılık aldığının oranı % 45. Türk üre-ticisi için bu oran % 25’i bulmuyor.Mantarcılık, Çin’de geleceği olan bisektör olarak özel olarak destekleni-yor. Burada 1 kıg mantarın üreticidençıkışı 2 Lira ise; Çin’den gelen man-tarın kilosu 70-80 Kuruşa mal ediliyor.Rekabet edebilir misiniz! Rekabetimkanı yok. İhracatta soluğumuzukestiler ama bırakın ihracatı, iç piya-sada bile rekabet edemiyoruz. 2, 3 katucuza mal edebilen biriyle nasıl rakipolalım! Ne yapacak üretici; bırakıp gi-decek mantar işliklerini; başka bir şeyyapmayı deneyecek.”

Evet… Bırakıp gidecek ve başkabir şey üretmeyi deneyecek. Bunca so-runu sıraladıktan sonra, madalyo-nun öte tarafına geçip bir de oradanbakmakta fayda var.

Mantar sektörü 25 yıldırişe yarar bir örgütlülükoluşturamamış

Bakanlık ithalata izin vermesin;

devlet desteklemeler kapsamındamantar yetiştiricisini de gözetsin vemantarcılarımız uluslararası piyasa-da rekabet edebilecek düzeye genlekadar teşvikler versin; mantar üreti-minde kullanılan girdiler için söz ko-nusu olan vergiler en azından mantıklıoranlara indirilsin; mantar bir gıdaürünü olarak algılanıp, değerlendiril-sin. Bütün bu temenniler, güzel amabunlardan haberdar olması gereken-lerin haberi olmadıktan sonra kıymetiolmuyor. Bürokratlarımız arasındaçalışkan, cefakar ve vefakar insanla-rımız var; onlar bulundukları mevki-lerde, süt üreticisine de; meyve üreti-cisine de; hububatçıya da; sebzeciyede; mantarcıya da el verebilmeninçabası içindeler. Ama bu sektörlerinher birinden ayrı ayrı haberdar ol-malarına imkan yok. Sektörün so-runları ve ihtiyaçları birileri tarafındanetkili ve isabetli biçimde dillendirilir-se haberleri olabilir. Bunun yolu da ör-gütlenmekten geçiyor. Mantar sektö-rü ne yazık ki 25 yıldır etkili ve işe ya-rar bir örgütlülük oluşturamamış…Dolayısıyla sesini de duyuramamış.

Örgütlenme denince, Korkuteliözelinde çok ilginç ve aslında gülünçde bir durum söz konusu. Yıllarcamantar üreticileri birliğinin kurul-ması için çaba harcayan üreticiler, bir-kaç emekli memurun bir araya gelipbirliği kurduğunu duyunca şaşkınlıkiçine düşmüşler. Çoğunun mantar ye-tiştiriciliğiyle doğru dürüst ilgisi bileolmayan bu iyi niyetli emekli memur

grubunu kimin, hangi amaçla moti-ve ettiğini tartışmayacağız. Amasektörle ve üreticinin menfaatleriy-le hiçbir ilgilerinin olmadığı kesin.Başka düşüncelerle davrandılar ni-tekim; söz konusu girişim mekan ki-rasını ödeyemediği için icralık olduve dağıldı gitti…

Peki, Korkutelili mantar üreticisi;Türkiye mantar üretiminin % 50’sin-den fazlasının üreten mantar yetişti-ricisi neden örgütlenemiyor? Bizegöre bu sorunun cevabı şu; Korkute-lili mantar üreticisine “mantar üreti-cisi” sıfatını başkaları veriyor. İlçedekendisine mantarcı diyen çiftçi sayı-sı zannettiğimizden çok daha az. Yanibilimsel araştırmalar 1996 öncesinde3 bin üretici olduğundan söz ediyorama, bu üreticilerin çok azı kendisinemantar üreticisi diyor. Mantarcılıkçoğu için tali bir üretim etkinliği ve herbirinin asli uğraşı tarımsal üretimin birbaşka sahası, aslında. Böyle oluncamantar sektörü içinde görmüyorlarkendilerini. Bu da aslında mantarcı-lık işini, profesyonel bir işletme anla-yışıyla sürdürmediklerine işaret eder.Yani aslında Korkuteli’nde mantarüreticisi vardır demek sandığımız ka-dar kolay ve haklı bir ifade değil.Öyle ya, 25 yıldır bir çatı oluşturup al-tında toplanamadıklarına göre!... Neyazık ki, başka çıkarımlar yapmamı-za yarayacak argüman bulamıyo-ruz…

Sahipsiz kalmış sektörükolayca kullanıyorlar

Üretici örgütlenemiyor ama sek-törün etkili bir varlığı; ekonomik bir de-ğeri var. Bu da en çok siyasetçilerin yada siyaset yoluyla bazı mevkileri he-defleyenlerin işine yarıyor. Sahipsizkalmış sektörü kolayca kullanıyorlar.“Mantarcılık toplantısı mı var; varalımbir boy gösterelim!... Mantar Festiva-li mi! Mutlaka bulunalım, birkaç kelamedelim… Hem mantar yeriz…”

Korkuteli’nde mantar yemekle tü-kenmez. Ama Korkutelili üretici buyaklaşımlara prim vermeye devamederse; çiftçiyi, üreticiyi birkaç yıliçinde tüketmek mümkün.

Peki üretici sayısı azalırsa ne olur?Sorunun cevabı güncel manzaradasaklı zaten. Bakıp görmek yeterli;bugün ilçede 400 kadar üretici kaldı.Ama rekoltede herhangi bir düşüş yok!

Page 47: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Başta konserve işletmeleri olmak üze-re bir çok tesisin üretim kapasitesi pi-yasadaki boşluğu şu an için dolduru-yor. Zaten ithal Çin mantarı nedeniy-le pazarda aman aman bir boşluk dakalmamış durumda. Asıl önemli de-ğişiklik, mantardan elde edilen gelirindağılımında. Eskiden 3 bin üreticivarken, yaklaşık 5 bin kişinin ekmekyediği bir sektördü. Bugünse, 400 ka-dar üretici var ve aynı pasta 7, 8 katdaha az insan tarafından paylaşılıyor.Yani herkes üreticilere birlikler ma-rifetiyle büyümesini tavsiye ederken,mantar sektöründe küçük üretici yokoluyor.

Ege Üniversitesi, Ziraat Fakültesi,Mantarcılık Bölümü Öğretim Üyesi Dr.Erkan Eren bir açıklamasında man-tar yetiştiriciliğinde küçük işletmele-rin şansının kalmadığını söylemişti. Dr.Erkan Eren’e göre, pazarın ayakta ka-labilmesi, profesyonelce tesis edilmişpahalı yatırımlara bağlı. Erkan Eren

günde ortala-ma olarak 2ton ürün alına-bilecek, karlıbir işletme içinen azından 1,5;2 milyon Lira-lık yatırım yap-mak gerektiği-ni belirtiyor.Sayın Eren’inö n g ö r d ü ğ ügeri dönüş sü-reci ise 4 yıl.Dr. Erkan

Eren’in bir akademisyen sıfatıyla yap-tığı bu değerlendirme küçük işletme-ci açısından nasıl bir gelecek görün-düğünü de ortaya koyuyor. Küçük iş-letmeci ya birlik olacak, ya da bu iş-leri bırakıp başka bir şey yapacak.

Ne yapmalı?Yıllık 60-70 ton civarında üretilen

mantar, bugün için yaklaşık 200 bin TLcivarında gelir getiriyor. B komplex vi-taminleri, C vitamini, kalsiyum, fosfor,potasyum gibi vitamin ve mineralleriçeren mantarın tüketim biçimi gide-rek zenginleşiyor ve tanınıyor. Yüksekoranda folik asit içeren mantar, bağı-şıklık sistemini güçlendirip, kansızlı-ğa da iyi geliyor. Hayati riskler yara-tan birçok hastalığın önlenmesindeyardımcı etkisi olduğu bilinen bu ken-dine özgü tarımsal ürün, asıl şanını

içerdiği protein miktarıyla kazanmış.Hayvansal protein alırken ister iste-mez aldığınız yağı mantar tüketirkenalmıyorsunuz. Ama yakın oranlardaproteini alabiliyorsunuz. Ekonomiköneminden yukarıda uzun uzun söz et-tik. Ama bir kez daha hatırlatalım; kat-ma değeri bu kadar yüksek; üretimi veişlemesinde teknik deneyim kazan-dığımız; piyasalarda hatırı sayılır yeredindiğimiz, dünya klasmanında üçün-cü en büyük yetiştirici sıfatını tır-naklarımızla kazandığımız mantarsektörünü kaderine terk etmemeliyiz.Öyleyse neler yapılmalıdır? Buna yinekendi değerlendirmemizle bir cevapvermeye çalışalım…

Her şeyden önce ister küçük, isterbüyük olsun üretim tesisleri profes-yonelleşmelidir. Küçük üretici, hangiölçekte üretiyor olursa olsun, kendi-sini mantar üreticisi olarak görmeli vesektöre sahip çıkmalıdır.

Devlet, mantarın tarımsal bir ürünolduğunu kabullendiğini; desteklemeuygulamaları söz konusu olduğundada hatırlamalı ve sektörü; Çin ve Hol-landa gibi ekonomik istilacı ülkelerlerekabet edebilir hale gelene kadar des-teklemelidir.

Sektör adam gibi örgütlenmeli,belki bir Mantar Tanıtım Grubu oluş-turularak, etkili ve profesyonel bir ta-nıtım atağı yapmalıdır. Desteklemeler,çiftçi örgütleri üzerinden uygulan-malı; böylece çiftçi örgütü güçlü kı-lınmalıdır.

Mantar sektörü, rekabet gücü ka-zanıncaya kadar ithalata karşı kesinve sarsılmaz bir kararlılıkla korun-malıdır.

Sektörün temel girdileri ve nihaiürünle ilgili vergilerin tamamı gözdengeçirilmeli ve tarımsal bir üretim işiolarak değerlendirilmek suretiyle ver-gi uygulamaları yeniden düzenlen-melidir.

Türkiye’de yaklaşık 30 kadar Man-tarcılık Yüksekokulu vardır. Ancakmaalesef bunların hiç biri ulusal üre-timin % 60’ını gerçekleştiren Korku-teli’nde değildir. Bu ayıp en kısa süredegiderilmeli; mantar sektörünün kal-binin attığı yer olan Korkuteli’de ni-telikli ara eleman açığı giderilmelidir.Nitelikli üretici demek; nitelikli ürünve maksimum verim anlamına gelecek;ekonomik kayıplar en aza inecek ve bi-rim maliyetleri asgari düzeye düşe-cektir.

Ocak & Şubat 2010

47A R A Ş T I R M A

Erkan Eren

Page 48: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

48 D Ü N YA D A N

Kapalı kutu İran

Page 49: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

49D Ü N YA D A N

Coğrafyaİran’ın büyük bir bölümü yüksek

ovalar ve geniş çöllerden meydanagelir. Ülkenin yüksek bir ovadanmeydana gelen bölümü kuzeydeElbruz Dağları, güneybatıda ise Zağ-ros Dağları ile sınırlıdır. Bu ovanınmerkezi iki büyük çölle kaplıdır.Deşt-i Kebir (Tuz çölü) ve Deşt-i Lut(Kum çölü) tam bir çöldür. Yağışlımevsimlerde dağlardan gelen sellertuzları getirerek Deşt-i Kebir’e bı-rakır, mevsim kuraklaşınca çölün yü-zeyinde bir tuz tabakası meydana ge-lir.

İran topraklarının büyük bir kıs-mı, 1000 m ve üzeri rakımdadır. Ku-zeyde 3000 m.yi geçen Kuzey İran Sı-radağları bulunur. İran’ın bu bölü-münde Hazar Denizi’ni İran’ın iç böl-gesindeki yaylalardan ayıran ElbruzDağları 4000 m yüksekliğe kadar ula-şır. Doğuya doğru bu dağlık alan al-çalır ve daralır. Elbruz Sıradağla-rı’nın batısında ise içinde, RezaiyeGölü ve havzasının bulunduğu Azer-baycan dağlık bölgesi uzanır. Re-zaiye Gölü’nün hemen doğusundaTebriz Ovası yer alır. Rezaiye Gölü-nün en derin yeri 14 m, yüzölçümüise 5000 km²dir. İran’ın güneyiniçevreleyen sıradağlar, Güney İranDağları adı altında toplanır. İran’daayrıca birçok volkanik dağ vardır.Büyük Kevir, yeryüzünün dibi en düzolan en geniş çöllerinden biridir.Kuzistan Ovası, Mezopotamya’nınbir uzantısıdır. İran, büyük ırmaklarıbulunmayan bir ülkedir. Az olanakarsularından Karun, Akçay veKaraçay başlıcalarıdır.

İklimiİklim bakımından İran, birbirinden

çok farklı bölgelerin bulunduğu bir ül-kedir. Hazar Denizi’ne bakan kısımlar

çok nemli ve daima yağışlıdır. Bu böl-ge dışındaki bütün İran toprakları as-tropikal kurak bölge içindedir.

Hazar Denizi’nin kuzey kenarlarınıçeviren Elbruz Dağlarının kuzeye ba-kan yamaçları, bol (senede ortalama1000-1500 mm) yağış aldığından zen-gin ormanlarla kaplıdır. Bu dağlarıneteklerinde sıralanmış bulunan darkıyı ovaları çok nemlidir. Güneydeiklim daha ılımandır ama, genelde be-lirgin bir sıcak söz konusudur. İsfahanyılda ancak 120 mm yağış alır. Yağ-murlar genel olarak kış sonunda veyaz ayları başlarında yağar. Denizden,yüksek dağlarla ayrılan iç ovalar yazsüresinde Akdeniz’de görülen hava ba-sıncı düşüklüklerinden etkilenmezler.Burada iklim yazları çok sıcak, kışlarıise çok soğuktur.

Bitki örtüsü ve hayvanlar İran’ın dağlık yerleri ormanlarla

kaplıdır. Hazar Denizi kıyı bölgesindeKaradeniz bitki topluluğunu andırangür bir orman örtüsü meydana gel-miştir. Bu kısımlarda ve yaylalardayüksek bozkırlar geniş yer tutar. İç böl-gelerin çukur yerlerinde tuzlu batak-lıklar ile çöl bozkırları ve kum çölleriuzanır. Vadiler boyunda ve sulanabi-len verimli topraklarda çeşitli kültürbitkileri yetiştirilir. Kurak bölgelerdebunlar birer vaha görünümündedir.İran ormanlarında bugün az sayıdakaplan, leopar, kurt, ayı ve tilki bulu-nur. Çöllerin çevresinde boş toprak-larda ceylanlar yaşar. Dağlık bölge-lerde yaban keçileri ve çeşitli av kuş-larına rastlanır. İran’ın en büyük zen-ginliği petrol yataklarıdır. İran dünyapetrolünün % 6’sını sağlamaktadır.İran bir tarım ve hayvancılık ülkesidir.Siyasi gelişmeler ekonominin gerile-mesine yol açmış, milli gelirin düş-mesine sebep olmuştur.

ışa kapalı bir yönetim biçimiyle yönetilen İran, petrol zenginliği kadartarım zenginliğine de sahip. Fakat ekonomiye katkı sağlayan en önemlikalemin petrol olması, İran tarımının dünyada tanınmasını engelliyor.İran’ın içinde bulunduğu Ortadoğu’daki siyasi istikrarsızlık ve askerihareketlilik; ülkelerin milli kaynaklarının büyük kısmını askeriyatırıma aktarmasına sebep oluyor. İran bu olumsuzluklara rağmen,

son yıllarda tarım alanına ciddi yatırımlar yaptı. Bugün İran hükümeti, yabancısermayeyi çekmek ve yerli yatırımcıyı da teşvik etmek amacıyla, tarımla ilgili sonderece cazip bir dizi düzenlemeyi yürürlüğe soktu. Bu düzenlemelerin, birkaç yıliçinde İran tarımında sıçrama yaratması bekleniyor.

DD

Devletin adı:İran İslâm Cumhûriyeti

Başkenti: Tahran

Yüzölçümü: 1.648.000 km2

Nüfusu: 59.570.000

Resmi dili: Farsça

Dini: İslâm (Şiî)

Para birimi: Riyâl Asya’nın batısında yer alan

bir devlet. KuzeyindeSovyetler Birliği ve Hazar

Denizi, doğusundaAfganistan ve Pakistan,

batısında Türkiye ve Irak,güneyinde Basra ve

Umman körfezleri bulunur.

Page 50: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

50 D Ü N YA D A N

TarımNüfusun büyük bir kısmı ta-

rımla uğraşır. İran topraklarınınyedide biri ekilebilir, tarıma elve-rişli topraklardır. Tarım ürünleriarasında en çok yetiştirilenlerbuğday ve arpadır. Meyve ve seb-zenin yanında pirinç, mercimek,nohut, şekerpancarı, soğan,pamuk, kavun, karpuz, dut vetütün yetiştirilir. Kuzeydeki darbir kıyı şeridinde sulamaya ihti-yaç duyulmadan tarım yapılabil-mekte, güneyde sulama kanallarıvasıtasıyla hurma yetiştirilmekte-dir. Ülkenin güney ve güneydoğu-sunda sulama işi önemli birproblemdir. Birçok bölgede tarımeski usullere dayanılarak yapılır.Bu da beklenebilecek yüksek po-tansiyele ulaşılmasını önlemekte-dir.

İran’da tarım sektörüne sonyıllarda yapılan yatırımlar, ürüngeliştirme, paketleme ve pazar-lama çalışmaları yeni ihraç pa-zarlarının yaratılmasına olanaktanımıştır. Tarım sektörü ülkedekiişgücünün yaklaşık dörtte biriniistihdam etmektedir.

Sanayiİran ekonomisinin petrole da-

yalı yapısının kırılarak sanayiüretiminin çeşitlendirilmesi ama-cıyla son yıllarda elde edilen pet-rol gelirlerinin bir kısmı diğersanayi alanlarının gelişimine ak-tarılmaktadır. Verimsiz devlet ku-ruluşları sektöre hakim olup;başlıca sanayi dalları arasındahalıcılık, mücevherat ve çelik sek-törleri yer almaktadır. Orta Do-ğu’nun en büyük çelik sektörünesahip olan İran’da otomotiv en-düstrisinin yıllarca yüksek vergi-ler ve kotalar ile dış rekabettenkorunması; beraberinde teknolo-jik yeniliklerin kullanımı, kalite vemaliyet konularında çeşitli sorun-ları da getirmiştir. Son yıllarda ya-bancı firmaların pazara nüfuzetmesi ve İran’da üretim ve mon-taj tesisleri kurmaları ile bu so-runlar da aşılmaktadır.

Hayvancılıkİran ekonomisinde hayvancılık

önemli yer tutar. En çok koyunbeslenir. Beslenen koyunlarınyünleri aranan ve çok değerlicinstendir. Genellikle dağlarınyüksek otlaklı yerlerinde ve yay-lalarda hayvancılık yapılır. Ko-yundan sonra en çok, sığırbeslenir. Hazar Denizi’nde balık-çılık yapılmaktadır. Buradan mer-sin balığı ve havyar elde edilir.

Ticaretİran ithalattan çok ihracat

yapan bir ülkedir. İhraç ettiğiürünlerin başında petrol gelmek-tedir. Elde edilen petrolün %

80’den fazlası satılmaktadır. Diğerihraç maddeleri pamuk, halı,meyve, pirinç, yün ve deridir. İthalettiği mallar arasında şeker, ma-kineler, dokumalar, çelik, çay, mo-torlu taşıtlar bulunmaktadır.Başlıca limanları Abadan, Hür-remşah, Basra Körfezi’nde bulun-maktadır. Hazar Denizi’nde ise,Benderşah ve Bender Pehlevi deönemli limanlar arasındadır. Tah-ran ve Abadan’da uluslararası ha-vaalanları vardır. İran’da petrolyabancılar tarafından bulunmuş,onlar tarafından işlenmiş, 1951 yı-lında millileştirilmiştir. Çeşitli

Ocak & Şubat 2010

Page 51: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

merkezlerde çıkan petrol, dünya-nın en büyük petrol rafinerilerin-den olan Abadan petrolrafinerisine borularla getirilmek-tedir.

Dış ticaret politikasıHalihazırda Dünya Ticaret Ör-

gütü’ne üye olmayan ve gözlemcistatüsünde bulunan İran,

DTÖ’ye üyelik başvurusunu 19Temmuz 1996’da gerçekleştirmiş,26 Mayıs 2005 tarihinde bir ça-lışma grubu oluşturulmuştur.İran’ın son yıllarda izlediği dışaaçılma politikaları ve Dünya Tica-ret Örgütü’ne (DTÖ) üyelik hedefidoğrultusunda birçok ürünün it-halatında uygulanan tarife dışıengeller kaldırılmış ve birçok ya-saklı ürünün ithalatına izin veril-miştir. Yerli sanayiyi korumakamacıyla ithalatta uygulanan yük-sek Ticari Kazanç Vergisi uygula-ması ise 21 Mart 2005 tarihindekaldırılmıştır. Daha önce ithalattauygulanan özel kur (1 ABD Do-ları=1,750 İran Riyali) serbest pi-yasa kuru ile eşitlenerek ithalattaalınan gümrük vergisi ve diğervergilerin hesaplanmasında ser-best piyasa kurunun esas alın-ması yönünde bir değişikliğegidilmiştir. İthalatta alınan vergi-lerin hesaplanmasında esas alı-nan kurun 4,5 kat artmış olmasınedeniyle vergi oranlarında yapı-lan indirimlerin etkisi sınırlı ol-muştur. Ayrıca yerli sanayiikorumak amacıyla bazı temel sa-nayi dallarında (tekstil, otomotivvb.) ithalatta uygulanan gümrükvergisi oranları yüksek tutulmak-tadır. Örneğin 2008 yılında küre-sel ekonomik kriz ve azalan petrolgelirleri nedeniyle önlem olaraklüks malların ithalatı zorlaştırıl-mıştır. Katma Değer Vergisi (KDV)uygulamasına 2008/09 dönemindegeçilememiş ve söz konusu tasarıileri bir tarihe ertelenmiştir.

Türkiye ile ticaretDışa kapalı ekonomik yapısı,

uyguladığı dış ticaret kontrolleri,yüksek gümrük tarifeleri, tarifedışı engeller, bankacılık ve öde-meye ilişkin sorunlar, iki ülke ara-

sındaki ulaşım ağlarının yetersiz-liği ve sınır kapılarında karşılaşı-lan sorunlar gibi engellernedeniyle 2003 yılına dek İran ileticari ilişkilerimizin boyutu iste-nen düzeyde gerçekleşmemiştir.

Benzer sebeplerle İran pazarındaTürk firmaları ile rekabet edecekAvrupa firmalarının sayısı da sı-nırlıdır. Böyle bir ortamda Türki-ye’nin İran ile coğrafi ve kültürelbağlarını kullanarak pazarda

51D Ü N YA D A N

Ocak & Şubat 2010

Page 52: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

52 D Ü N YA D A N

mevcut Türk malı imajını daha dageliştirmesi ve diğer ülkelere kı-yasla rekabet avantajı kazanmasımümkün görülmektedir. İran aynızamanda Türkiye’nin Orta Asyapazarlarına açılımında da en kısagüzergahtır.

İran, son yıllarda özellikletarım alanında yatırım yapmak is-teyen yerli yabancı girişimcileriçin çok avantajlı teşvikler uygu-lamaya başlamıştır. İşçilik mali-yetlerinin Türkiye’dekine göreçok daha ucuz olduğu İran’da dev-let arazi hibesinden, vergi muafi-yetlerine; sıfır faizli krediimkanlarından, su ve enerji kulla-nımına getirdiği indirimlere kadaryeni yatırımların önünü açacakçeşitli teşvikler veriyor. İran,dünya gıda piyasalarındaki geliş-melerin yarattığı yeni eğilimlerdoğrultusunda tarım ve gıda ala-nında daha etkin bir varlık gös-terme kararlılığında görünüyor.

İran bölgesel uluslararası tica-rette, dolara alternatif bir para bi-rimi kullanılması tekliflerine deçok sıcak bakan birkaç ülkedenbiri.

Bu ve diğer bazı başka projelertemelinde Rusya Federasyonu ilesıcak bir ilişkisi olan İran, eğer ta-rımsal üretimde hedeflediği sıçra-mayı gerçekleştirecek olursa;küçük Türk çiftçisi için son dereceolumsuz, ama Türkiye’deki büyüktarım işletmeleri açısından da çokolumlu gelişmeler yaratabilir.

İran pazarı ile ilgilibilgiler

İran Türk iş adamları için gerekticaret, gerekse yatırım açısındanen önemli ülkelerin başında gel-mektedir. İran nüfusunun önemlibir bölümü Türkiye’ye büyük birsempatiyle bakmakta olup; Türkürünleri İran pazarında markaimajına sahiptir. Bu imaj, satış

sonrası hizmetlerin kalitesi ile deilişkilidir. Türk üniversitelerindenmezun olan çok sayıda İranlı mes-lek sahibi ve iş adamı da ilişkileringeliştirilmesi açısından büyük birpotansiyel teşkil etmektedir. İran’aseyahat edecek Diplomatik, Hiz-met, Hususi ve Umuma Mahsus Pa-saport hamillerinin vizeden muafolması da büyük kolaylık sağla-maktadır. İran’da ticari acenta vedistribütörlük aracılığı ile iş yapmabiçimi oldukça yaygındır.

Nakliye masrafları ucuz ol-duğu için firmalar kendi distribü-törlük ağını kurmak yerine, kargove nakliye şirketleri ile çalışmak-tadır. Ülke çapında süpermarketzincirlerinin ve alışveriş merkez-lerinin sayısı hızla artmakta olup;Tahran'da bakkal ve butik gibiküçük ölçekli şirketler de oldukçayaygındır. İran'da sıklıkla kullanı-lan bir pazarlama unsuru, işletimhakkı belediyelere ait olan şehirilan panolarıdır.

Page 53: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

53D Ü N YA D A N

Türkiye’nin İran’dakiTemsilcilikleri

T.C. Tahran BüyükelçiliğiFerdowsi Ave., No.337, PB: 11365/8758TEHRAN/IRAN

Tel: 00 98 213 311 89 97, 311 52 99, 311 53 51, 31112 02, 35 95 11 0099(santral)

Faks: 00 98 21 3 311 79 28Eposta:

[email protected],

Web:http://tahran.be.mfa.gov.trGörev Bölgesi:Tebriz Başkonsolosluğu ileUrumiye Başkonsolosluğugörev çevreleri dışındakalan tüm bölgeler(Büyükelçiliğin hafta sonutatil günleri, Cuma ve

Cumartesi’dir).

T.C. Tahran Büyükelçiliği Ticaret

Müşavirliği

Ferdowsi Ave., No. 314, TEHRAN/IRAN

Tel: 00 98 21 33 91 35 92 – 33 92 62 46

Faks: 00 98 21 33 92 49 52

Eposta: [email protected]

Web: www.musavirlikler.gov.tr

T.C. Urumiye Başkonsolosluğu

Adres: KhyabaniI Dr. Beheshti No: 30

Ouroumieh 57. 159 AzarhbaijanI Kharbi

IRANTel: 00 98 441 347 87 70

Faks: 00 98 441 346 95 95

Görev Bölgesi: Batı Azerbaycan,

Hamedan ve Kirmanşah Eyaletleri

T.C. Tebriz Başkonsolosluğu

Kuye Valeye, Asr Khiyabani Forughi

Felekei Homafer Kuçei Ferhengiyan

No:8 Tebriz/IRAN

Tel: 00 98 411 300 10 7071

Faks: 00 98 411 332 49 07

Eposta: [email protected]

Web: http://tebriz.bk.mfa.gov.tr

Görev Bölgesi: Doğu Azerbaycan,

Erdebil ve Zencan Eyaletleri

Yararlı adresler

İran’ın Türkiye’deki Temsilcilikleriİran İslâm Cumhuriyeti Ankara BüyükelçiliğiTahran Cad. No:10, 06700 Kavaklıdere/ANKARATel: 0 (312) 468 28 20 21 (pbx)Faks: 0 (312) 468 28 23 – 427 35 41Eposta: [email protected]İran İslam Cumhuriyeti Erzurum BaşkonsolosluğuAlparslan Bulvarı, Osman Gazi Mah., 201. Sk.,Eres Yapı Kooperatifi, D Blok, Yıldızkent/ERZURUMTel: 0 (442) 315 99 83Faks: 0 (442) 316 11 82Çalışma Saatleri: 08:30 – 17:00Görev Bölgesi: Ağrı, Ardahan, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ,Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Hakkari, Hatay, Iğdır,Kars, Kahramanmaraş, Malatya, Muş, Sivas, Şanlıurfa,Van

İran İslam Cumhuriyeti İstanbul BaşkonsolosluğuAnkara Cad. No.1, Cağaloğlu/İSTANBULTel: 0 (212) 513 82 30Faks: 0 (212) 511 52 19Eposta: [email protected]Çalışma Saatleri: 08:00 – 16:00Görev Bölgesi: Adana, Antalya, Aydın, Balıkesir,Bilecik, Bursa, Çanakkale, Edirne, Kırklareli, Kocaeli,İstanbul, İzmir, Manisa, Mersin, Muğla, Sakarya, Uşak.İran İslam Cumhuriyeti Trabzon BaşkonsolosluğuTaksim Caddesi Kızıltoprak Sokak No: 3, TRABZONTel: 0 (462) 326 76 51Faks: 0 (462) 326 76 5253Görev Bölgesi: Amasya, Artvin, Giresun, Gümüşhane,Ordu, Rize, Samsun, Sinop, Tokat, Trabzon.

Page 54: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

54 P O R T R E

ntalya’da etticaretiyapan AtaSönmez,AntalyaTicaret

Borsası Yönetim Kuruluüyeliğinin yanı sıra CanlıHayvan ve Et TicaretiMeslek Komitesi üyeliğigörevini de yürütüyor.Antalya’nın tarımda daticarette de önünün açıkolduğunu kaydeden AtaSönmez, borsanınçalışmalarıyla ticarifaaliyetlere ivmekazandırdığını belirtiyor.Ata Sönmez, AntalyaTicaret Borsası’nın VakıfZeytinliği ve Canlı HayvanBorsası’yla ilgili yaptığıçalışmalarla Antalya’yavefa borcunu ödediğinikaydetti. Sönmez, “Hiçbirzaman Antalya’nın hassasolduğu konularda sessizkalamayız” dedi.

AA

Antalya’nın hassas olduğu

konularda sessiz kalamayız

Ata Sönmez

“ “

Page 55: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

55P O R T R E

Sayın Sönmez öncekısaca kendinizi tanıtırmısınız?1956 yılında Antalya’da doğdum.

İlkokulu ve ortaokulu Antal-ya’da, liseyi İstanbul’da bitirdim.Yükseköğrenimimi 1983 yılındaGazi Üniversitesi Ekonomi Bö-lümü’nde tamamladım. 1985 yı-lında evlendim. 1 kızım, 1 oğlumvar. Antalya’da kırmızı et ticaretiyapıyorum.

Sektöre nasıl girdiniz?Baba mesleği olarak bu işe 1970’li

yıllarda başladım. Okuduğumdönemde bile yazları kardeşle-rimle et ticareti yaptım. 2000 yı-lında kardeşlerim bu işi bıraktıben devam ettim. Daha öncekiyıllarda perakende satış yapı-yorduk, daha sonra peraken-deyi bırakıp toptan satışa yö-neldik. Hala da kırmızı et ticaretiyapıyorum.

Borsa’dakiçalışmalarınız ne zamanbaşladı?Antalya Ticaret Borsası’na 1999 yı-

lında girdim. Hem meclis üyesioldum hem yönetim kurulu üye-si oldum. Hatta gelir gelmez yö-netim kurulu üyesi olmam da bi-raz tepki çekmişti. 3 dönemdirborsada meclis üyesiyim. HalenAntalya Ticaret Borsası’nın yö-netim kurulu üyeliğini yapıyo-rum.

Borsa’nın çalışmalarınıiçerden biri olarak nasıldeğerlendiriyorsunuz?Borsa bölgede büyük önem arz

ediyor, değişik çalışmalara daimza atıyor. Bu tür sivil toplumörgütleri şehrin ve şehirde ya-şayan insanların duyarlı olduğukonularda ‘bu benim konum de-ğildir’ diyemez, duyarlı olmakzorunda. Çalışmalar iyiyse des-tek vermek, kötüyse tepki ver-mek zorunda. Borsa daha fazlainsana açılmalı, insanlar bura-yı bilmeli, gelmeli. Borsa Antal-ya’nın bir takım mevzularındafikrini söyleyebilmeli. Konulara

ağırlığını koyabilmeli. Nitekim,Borsa gün geçtikçe Antalya’ylailgili konularda daha çok ağırlı-ğını koyuyor, daha güzel işler ya-pıyor. İnşallah bundan sonra daöyle devam edecek. Hiçbir za-man Antalya’nın hassas olduğukonularda sessiz kalamayız.

Son dönemde ‘bunu iyiyaptık’ dediğinizçalışmalar var mı? Son dönemde Vakıf Zeytinliği ya-

pılan en iyi işlerden biri. VakıfZeytinliği bizim babamızın yerideğil. Antalya’da turizmle bir-likte 1980’li yıllardan sonra bü-yük bir patlama oldu. Vakıf Zey-tinliği şehrin içinde bulunan,bölgede yaşayan halkın nefesalabileceği, spor yapabileceği,dinleneceği bir yer olacak. Bu-raya biz sahip çıkmazsak, burasıimara açılırsa buraya yazık olur.Bu açıdan kente faydalı bir şeyyaptığımıza inanıyorum. Dahaönce bunun ihaleleri iki üç defaoldu, İlhami Kaplan Bey zama-nında da satışı gündeme geldi‘kaça kadar yetki verelim?’ de-diler. Ben ‘bu işin yetkisi ol-maz, bu işe giriyorsak sonunakadar artırırız’ dedim. ‘Teminatne kadar?’ ‘6 bin lira’ dediler, ‘Ya-karız bu teminatı Antalya içincebimizden öderiz’ dedim, ‘Kim-seye de vermeyiz burayı’ de-dim. Bütün arkadaşlar bu cid-diyetle baktık buraya. Antalyakazansın diye baktık. Ali Çandırbaşkanımız döneminde de bu ça-lışmalar devam etti ve ihaleyi bizaldık. Antalya’nın bütün dina-mikleriyle, il özel idaresiyle, si-vil topum örgütleriyle şirket ku-rup burayı Antalya’ya kazan-dırmak, halka mal etmek isti-yoruz. Bütün niyetimiz bu. VakıfZeytinliği’nin Antalya için yeşilalan olarak kalmasını istiyo-ruz. Bence de çok güzel ola-cak. Buna inandığımız için çalı-şıyoruz.

Canlı HayvanBorsası’yla ilgiliçalışmalar ne aşamada?Aslına bakarsanız, bu işin tarafla-

rından biri biziz, çünkü yaptı-

ğımız iş. Kasaplar Odası’yla daİl Tarım Müdürlüğü’yle de ko-nuştuk. Antalya’nın hayvan pa-zarı yok. Antalya’da satılan hay-vanların büyük bölümü çevre-yolu etrafından kurulan alan-larda satılıyor. Bu zaman zamanhaklı şikayetlere konu oluyor. İlTarım Müdürü ‘Hayvan pazarıyok biz ne yapalım!’ diyor. Çev-re yolunun etrafında adaklıklarsatılıyor. Bu yasal değil ama İlTarım Müdürlüğü de ‘Ceza ya-zalım ama alternatif olarak ne-reyi göstereceğiz?’ diyor. Böylebüyük bir kentin mutlaka hay-van pazarının olması lazım. An-talya turizm kenti, hem sağlık-lı et tüketimi için hem kötü gö-rünümün önüne geçmek içincanlı hayvan borsası şart. Bütünkurumlar, belediye, tarım mü-dürlüğü, valilikle bu konudahem fikiriz. Bunun öncülüğünüde borsa yapıyor. Canlı hayvanborsasını da hayata geçireceği-mize inanıyorum.

Yönetim olarak ‘şu işide yapsaydık iyi olurdu’dediğiniz bir çalışma varmı?Yapamadığımız bir şey yok. Başla-

yıp bitiremeyebiliriz ama fikiryaratmak bile güzel. Kaldı ki al-dığımız işleri sonuçlandırmakiçin yoğun şekilde çaba sarfediyoruz. Borsa yönetimi gayetiyi çalışıyor. Borsanın içerisindegayet iyi bir uyum var. Yöne-timde, mecliste uyumsuzluk yok.İyi işler çıkarmak için ekip ha-linde çalışıyoruz.

Önümüzdeki dönemdeAntalya TicaretBorsası’nı ne bekliyor?Önümüzdeki yıllarda da düzgün

çalışmaya devam edeceğimizeinanıyorum. Vakıf Zeytinliği’yleilgili çalışmaları bitirmek isti-yoruz. Hayvan borsasını biranönce hayata geçirmek istiyo-ruz. Antalya’nın hassas olduğukonularda sesimizi yükselterekkatkı koymak istiyoruz. Meclise,yönetim kurulu üyelerine emek-leri için teşekkür ediyorum.

Page 56: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanlığı’nın 16 Haziran2004 Tarihli Resmi Gazete-

de yayınlanan 25494 sayılı Ağır ve Teh-likeli İşler Yönetmeliği ile 31 Mayıs2009 Tarihli Resmi Gazetede yayın-lanan 27244 sayılı Ağır ve Tehlikeli İş-lerde Çalıştırılacak İşçilerin MeslekiEğitimlerine Dair Tebliğ ülkemizdehangi sektörlerde mesleki eğitimi ol-mayan işçilerin ağır ve tehlikeli işler-de çalışamayacağını ve aksi haldekanuni müeyyidelerin firmalara yö-nelik olarak nasıl uygulanacağını ifa-de etmiştir. Buna göre bölgemizdeözellikle ağırlık kazanan mesleki eği-timi olmayan işçi çalıştırılamayacakişler şunlardır; turizm sektöründeyapılan işler (tatil köyü, otel, motel,kaplıca işletmeleri, yurt vb. bünye-sindeki mutfak, bulaşıkhane, çama-şırhane, ütü odalarında yapılan işler),her türlü yapı işleri (bina, duvar, set,yol, her nevi yer üstü ve yer altı inşa-at, her türlü temel inşaatı işleri, hertürlü prefabrik yapı elemanı üretimive yerinde montajı işleri v.s.), tarım vehayvancılık işleri (tarım ilaçları kul-lanımı işleri, hayvansal gübre işleri,her nevi bitki tohumu, hububat, bak-liyat ve çeşitli gıda ürünlerinin tesis-lerde elenmesi, paketlemesi ve çeşit-li merhalelerde işlenmesi işleri v.s.),hayvan tahniti işleri, iplik dokuma vegiyim sanayi ile ilgili işler, gıda ve içkisanayi ile ilgili işler, enerji üretimi, nak-liye benzeri işler, düşme ve kayma teh-likesi olan yüksek yerlerde yapılan hertürlü işler, hastane, bakteriyoloji vekimya laboratuarları, eczacılık (ilaçimali, hammaddesi imali ve benzeri)işleri, hava alanlarındaki uçuşa ha-

zırlık işleri ile yer hizmetleri ve bakımişleri, motorlu ve motorsuz her türlükara ve demiryolu taşıtları ile yük veyayolcu taşıma işleri, kara, demiryolu,deniz ve göl taşıt araçları için bakım,ikmal, onarım ve park yerlerinde ya-pılan işler, her türlü siloculuk işleri,matbaacılık işleri (her türlü basım iş-leri, ciltçilik, klasör, dosya imali ve ben-zeri işler), her türlü ozalit, fotokopi,teksir, ilan ve reklam basım işleri, rad-yoloji işleri ile radyum ve radyo aktifmaddelerle ve radyasyon yayan hertürlü cihazla (Çeşitli röntgen, magnetikrezonans ve benzeri elektronik ci-hazlar) çalışılan işler.

Ucuz eleman aslında enpahalı elemandır

Bu kapsamda günümüzde mesle-

ki eğitimin öneminin ve güncel haya-tı, iş hayatını doğrudan etkilemesinintemel bir sonucu olarak bir takım bi-reysel, sektörel ve kamusal sorumlu-luklar olduğundan bahsedilebilir. Kişi,“benim mesleğim budur, ben bu iş içinşu eğitimleri aldım. Yaptığım iş, bilgive beceri gerektirir” diyebildiği ölçü-de artı değer üretebilir, kendisine veekonomiye katkı sağlayabilir. “Ne işolsa yaparım diyen’’ diyen bir işçininverimliliği ne düzeyde olabilir ve artıkbiliyoruz ki “ucuz eleman aslında enpahalı elemandır”. Vasıfsız eleman-larla işyerinde verimlilik, kalite ve di-siplin problemlerinin önü alınamaz.Mesleki yeterliliği olmayan bireydeninisiyatif kullanma, ekip çalışması, öğ-renme, üretkenlik, yenilikçilik ve li-derlik beklememek gerekir. Oysa ki gü-nümüzün iş alemi bireyden yoğunolarak bu özellikleri arayacaktır. Bualandaki bir diğer önemli sorumlulukülkesel sorumluluktur ve bu kap-samdaki çalışmaların önemli bir diğeryürütücüsü ise Milli Eğitim Bakanlığıolmuştur. Mesleki Eğitim ve ÖğretimSisteminin Güçlendirilmesi Projesi(MEGEP) ile önemli adımlar atılmak-tadır. MEGEP Projesi ile özellikle sek-törel mesleki yeterliliklerin oluştu-rulması konusunda yoğun çalışmalaryapılmaktadır. 3308 sayılı MeslekiEğitim Kanunu ile Mesleki ve TeknikEğitim Yönetmeliği ise sektörel gelişimiçin önemli bir yapı taşı olmuştur.

Son günlerde mesleki eğitim açı-sından en çok üzerine kafa yorulan vegündemde olan, bunun üzerine yapı-lan çalışmaların, değerlendirmelerinönemli bir unsuru olan bir diğer önem-li konu Mesleki Yeterlilik kavramıdır.

Ocak & Şubat 2010

56 M A K A L E

adın işçilerin çalışma süreleri ile ilgili ülke gündemine oturan ağırve tehlikeli işler yönetmeliğinin aslında birçok sektörü işveren veçalışanları açısından ilgilendirdiğini biliyor muydunuz? Buyönetmelik bölgemizde hangi sektörleri kapsamaktadır vemüeyyideleri nelerdir? Bu yönetmeliğe göre hangi sektörlerdeartık kendi mesleği ile ilgili mesleki eğitim almamış sertifikasız

işçi çalıştırılamayacaktır?KKMesleki yeterlilikMesleki yeterlilik

Deniz Tolga Yılmaz, Antalya Ticaret

Borsası, Ar-Ge&Eğitim

Danışmanı

Page 57: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

57M A K A L E

Mesleki yeterlilik deyince genellikleakla ilk gelen sorular şunlardır; mes-leki yeterlilik kavramı nedir? Nedenbütün sektörlerde konuşulmaya baş-ladı? Son dönemde neden bu kavramısık duyar olduk? İşveren ve iş görenbu konu ile ilgili yeteri kadar bilgi sa-hibi midir? Bu kavramı içine alanMesleki Yeterlilik Sistemi bir AvrupaBirliği uyum düzenlemesi midir?

Hiç şüphesiz bu soruların tek bircevabı olamaz. Fakat bu sorularınbir odak noktası var. O da nitelikli in-san gücünün dün olduğu gibi bugün dedeğerini koruyor olması. Düşünen veüreten, çalıştığı kuruma artı değer ka-tan birey işletmelerin en önemli par-çası olmaya devam ediyor. Firmalarınçözmeleri gereken en önemli bir konuda bu noktada üretimde rol alacak in-sanların yeterliliklerinin nasıl tespitedilebileceği sorunudur. Yani firma-larda çalışacakların meslekleri ile il-gili kriterleri taşıyıp taşımadıklarınasıl belirlenmelidir? Avrupa ile sen-kronize olarak ülkemizde kurulmak-ta olan Mesleki Yeterlilik Sistemi, buifade edilen sorunlara yeterli cevaplarverebilecek bir yapıya sahiptir. Bu sis-tem ile, birçok meslek sahibininelde etmesi gereken yeterlilik-ler standartlaştırılacak ve bazıuygunluk değerlendirme yön-temleri ile bireylerin bu kriter-lere sahip olup olmadıkları be-lirlenebilecektir. Mesleki Ye-terlilik Sistemi; ulusal meslekstandartlarının oluşturulduğu,mesleki ve teknik eğitim ve öğ-retim programlarının bu stan-dartlara göre hazırlandığı, iş-gücünün mesleki yeterliliğininbağımsız kurumlarca yapılansınavlar sonucunda belgelen-dirildiği, alınan belgelerin ulu-sal ve uluslararası düzeydegeçerliliğinin sağlandığı, ya-şam boyu öğrenmenin destek-lendiği, formel eğitim almadanmesleği öğrenen kişilere bece-rilerini belgelendirme şansı-nın verildiği ve iş dünyası tem-silcilerinin sürece ilişkin tümkararlara aktif olarak katıldı-ğı adil, şeffaf ve güvenilir bir sis-temdir.

Bu sistemin Türkiye’dekien önemli yapı taşlarından biriolan MYK (Mesleki YeterlilikKurumu - www.myk.gov.tr) Av-

rupa Birliği ile uyumlu ulusal mesle-ki yeterlilik sisteminin oluşturulmasıamacıyla 21 Eylül 2006 tarih ve 5544Sayılı Kanun ile kurulmuştur. Mesle-ki Yeterlilik Kurumu’nun amacı, mes-lek standartlarını temel alarak, teknikve mesleki alanlarda ulusal yeterli-liklerin esaslarını belirlemek; denetim,ölçme ve değerlendirme, belgelendir-me ve sertifikalandırmaya ilişkin dü-zenlemeleri yürütmektir. Çalışma veSosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ilgili ku-ruluşu olan MYK kamu tüzel kişiliği-ne ve idari ve mali özerkliğe sahip, özelbütçeli bir kamu kurumudur. Kurumbu görevlerini Milli Eğitim Bakanlığı,Yükseköğretim Kurulu, işçi ve işverensendikaları, meslek kuruluşları ve di-ğer ilgili kurumlarla işbirliği yaparakyerine getirmektedir. Mesleki Yeterli-lik Kurumu’nun en önemli görevle-rinden biri de sınav ve belgelendirmeişlemlerinin yürütülmesi için gerekliolan yapının oluşturulması ve sürdü-rülmesidir. Sınav ve belgelendirmeişlemleri, ilgili ulusal meslek stan-dartları ve yeterliliklere göre akredi-te edilmiş ve Mesleki Yeterlilik Kuru-mu tarafından yetkilendirilmiş ku-

rum/kuruluşlar aracılığıyla gerçek-leştirilecektir. Yetkilendirilmiş kuru-mun yapacağı sınav ve değerlendirmesonucunda belgelendirilmesi uygunolan kişilere ulusal yeterlilik çerçe-vesinde durumlarına uygun sertifi-kalar verilecektir. Bu konuda yürütü-lecek işlemlerin detayları MYK tara-fından yayımlanan Sınav ve Belge-lendirme Yönetmeliği’nde belirlen-miştir. Bu sistem ile verilecek sertifi-kalar işgücümüze uluslararası dola-şım hakkı kazandırabilecektir.

Mesleki Yeterlilik KurumuKanunu’nda yer alan diğerüç temel bileşen ise aşağı-daki gibi değerlendiril-mektedir;

Ulusal mesleki yeterlilik sistemi:Teknik ve mesleki eğitim standartla-rının ve bu standartları temel alan ye-terliliklerin geliştirilmesi, uygulan-ması ve bunlara ilişkin yetkilendirme,denetim, ölçme ve değerlendirme, bel-gelendirme ve sertifikalandırmayailişkin kural ve faaliyetleri ifade eder.

Ulusal yeterlilik çerçevesi: Avrupa

Page 58: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

58 M A K A L E

Birliği tarafından benimsenen yeter-lilik esasları ile uyumlu olacak şekil-de tasarlanan ve ilk, orta ve yüksek öğ-retim dahil, tüm teknik ve mesleki eği-tim/öğretim programları ile örgün,yaygın ve ilgili kurumların iznine da-yalı programlarla kazandırılan ye-terlilik esaslarını ifade eder.

Ulusal meslek standartları: Birmesleğin başarı ile icra edilebilmesiiçin, Kurum tarafından kabul edilen,gerekli bilgi, beceri, tavır ve tutumla-rın neler olduğunu gösteren asgarinormları ifade eder.

Bu yazının sonunda tüm sektör-lerin özellikle meslek standartlarınınoluşturulması noktasında önemli so-

rumluluk alması gerekliliği üzerindedurmak istiyorum. Çünkü Mesleki Ye-terlilik Kurumu ulusal mesleki ye-terlilik sistemini tasarlarken tümSTKların, özel sektör kuruluşları-nın, meslek örgütlerinin ve kamukuruluşlarının temsilcileri ile birlik-te çalışma prensibi ile hareket et-mektedir. Mesleki yeterlilikle ilgiliyapılacak en önemli işlerden birisektör meslek envanterinin çıkarıl-masıdır. Geleceğin işgücünün hazır-lanmasına yönelik olarak nitelikliişgücü potansiyelinin mesleki yeter-lilik sistemi kapsamında artırılmasışu soruların cevabını aramak ve de-ğerlendirmek ile mümkündür;

Sektör olarak ilgili meslekleringeliştirilmesi için biz ne yapabilir-dik, ne yaptık? Ne yapıyoruz? Dün-yadaki gelişmeleri işçimize nasıl ak-tarırız? İş başı eğitimleri ve diğermesleki eğitimleri yürütebilecek eğit-menleri nereden tedarik edeceğiz?Geleceğin iş dünyasında işçi, operatör,formen, şef, amir, ustabaşı ve mü-hendislerimiz ne gibi niteliklere sahipolmalı? İşçilerimizin mesleki bilgi vebeceri düzeyini uluslararası yeterlilikseviyesine nasıl çıkartabiliriz?

Bu soruların cevaplarına iliş-kin bazı değerlendirmeleri başka birmakalemizde paylaşabilmeyi umutediyorum.

Page 59: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış
Page 60: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Dünyada hemen hemen hersofrada bulunan ekmeğien fazla tüketen toplum-

ların başında geliyoruz. Bugün Ana-dolu topraklarında iyice kızdırılmışyassı taşlarda pişen ekmeklerden; sonteknoloji ile donatılmış yüksek hijyenölçülerindeki endüstriyel ekmeklerekadar çeşit çeşit ekmeği bulmak vetatmak mümkün. Biz de ancak birtadımlık olabilecek yazımızda ek-mekle ilgili bazı bilgiler verelim is-tedik.

Ekmeğin ana maddesi unu an-

latmakla başlayalım. Un, tahıllarınöğütülmesiyle elde edilir. Başta ek-mek ve hamur işleri olmak üzere pekçok gıdanın temel bileşenidir. Ge-nellikle buğdaydan elde edilen toza‘un’ denir. Arpa, yulaf, çavdar, mı-sır, nohut gibi tahıllardan elde edi-len un ise o tahılın adıyla birlikte söy-

lenir. Mısır unu, çavdar unu vb… Pa-tates, soya, kestane gibi bitkiler deun yapımında kullanılırlar.

Yumuşak, düşük proteinli unlar;kek, kurabiye ve hamur işlerinde kul-lanılır. %6-8 oranında gluten (undakiprotein) içerirler. Sert, yüksek proteinliunlar ise ekmek yapımı için en uygun

Ocak & Şubat 2010

60 M AG A Z İ N

EkmekEkmekBaşaktan Sofraya:

Page 61: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

61M AG A Z İ N

unlardır. % 12-14 oranında gluteniçerirler. Gluten suyla bir araya gel-diğinde hamurda elastik bağ doku-ları oluşturarak maya gazlarının ha-murun içinde hapsolmasını sağlar. Buda yumuşak, kabarık ve zevkle yenenekmeklerin yapılabilmesini sağlar.Farklı miktarlarda gluten içeren un-lar da üretilmektedir. Bunun için yük-sek proteinli unlarla, düşük proteinliunlar karıştırılır. Mısır, yulaf, çavdargibi diğer tahıllardan elde edilen un-ların gluten oranı, buğday unundandaha düşük olduğu için mayalı ek-mek yapımında buğday unuyla ka-rıştırılarak kullanılır.

Ekmek yapımında çok çeşitli un-lar kullanılmaktadır. Un çeşidinegöre de ekmek çeşitleri elde edil-mektedir. Örneğin, kepekli ekmek,yarı kepekli ekmek, çavdar unu ek-meği, tam tahıllı ekmek, beyaz ek-mek, mısır unu ekmeği gibi. Un çe-

şidinin yanında hamura katılan birmalzemeye göre ya da ekmeğin pi-şirildiği fırına göre de ekmeklerisimlendirilmektedir.

Beyaz unlu ekmekler, tahıl unluekmekler, tatlı ekmekler, porsiyon ek-mekler, ek malzemeli ekmekler, ar-tizan ekmekler şeklinde ekmekleri sı-nıflandırabiliriz. Her bir sınıfta birçokekmek çeşidi bulunmaktadır. Ör-neğin, artizan ekmek, ekmek yapı-mında ustalık kazanmış kişilerinelinden çıkmış ekmekler için kulla-nılıyor. Bu kişiler hamuru hazırlayıp,karıştırıp, mayalayıp, şekil verip pi-şirmeyi sadece bir zanaat olarakgörmüyorlar. Ekmek yapımının ar-kasındaki bilimi, malzemeleri vebunların kimyasal reaksiyonlarını daanlayarak ekmek yapıyorlar. Bu ek-mekler sadece maya, tuz, un ve sukullanılarak ileri ekmek yapım tek-nikleri ile yapıldığından çok yalın ama

bir o kadar da kalitelidir.

Bazı ekmek çeşitlerini dahayakından tanıyalım:

Francala ekmeği: Hiç kepeksiz,düşük randımanlı undan yapılır. Ya-pılışına göre boyu, eninin üç katı veyatava tipi yuvarlak şeklinde de olabi-lir. Francala ekmeği çok beyaz olur.Kimi yerlerde sandviç ekmeği de de-nilebilir.

Kepekli ekmek: Günümüzdetüketimi giderek artan ve değeridaha çok anlaşılan kepekli ekmek-lerin, beyaz undan yapılmış ekmek-lere nazaran daha besleyici ve dahasağlıklı olduğu uzmanlar tarafındansıkça vurgulanıyor. Buğday, sağlık açı-sından yararlı olan B2 ve B6 vita-minleri ile niyasin, folik asit, demir veçinko içeriyor. Bu vitamin ve mine-raller buğdayın kabuk kısmında yo-

Page 62: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

62 M AG A Z İ N

ğunlaştığı için beyaz un elde eder-ken kepekle birlikte büyük bir kısmıayrıştırılıyor.

Kepekli unlardan yapılan ek-mekler vitamin ve mineral bakımın-dan zengin olmasının yanında iyi birlif kaynağı olduğu için sindirim sis-temine de yararlıdır. Bu nedenle dediyet yapan insanlara kepekli ekmektüketmeleri önerilir. Ancak kepekli ek-mek sadece diyet yapan bireyleriçin değil bütün sağlıklı insanların tü-ketmesi için önerilmektedir.

Sütlü ekmek: Sütlü ekmeğin içe-risindeki süt ve tereyağı besin de-ğerini artırdığı gibi lezzetini de ar-tırmakta ve yumuşaklığıyla özelliklekahvaltılarınızda vazgeçemeyeceği-niz bir ekmek çeşidi olmaktadır.

Patatesli ekmek: Patatesli ek-mekler yapıldığı yöreye göre farklı-lıklar içerse de genel olarak yumu-şak ve leziz ekmeklerdendir.

Çavdar ekmeği: Özellikle soğukkuzey ülkelerinde çokça tüketilen, bollifli ve özlü bir ekmek çeşididir. Gli-

semik indeksi düşük olduğundanacıkmayı geciktirir. Bu nedenle şekerhastaları için en çok önerilen çeşit-tir. İstenirse hamuruna anason veyarezene ilave edilebilir.

Tuzsuz ekmek: Diğer ekmek-lerden tek farkı içerisinde tuz bu-lunmamasıdır. Özellikle tansiyonhastalarının tükettiği bir ekmek çe-şididir. İçerisinde tuz olmadığı içinçok fazla kabarmaz. Ayrıca kolay da-ğılır bir yapıya sahiptir.

Diyet ekmek: Günümüz piya-sasında çeşitli ekmekler diyet ekmekkategorisine girmektedir. Yukarıdavermiş olduğumuz kepek ekmek veçavdar ekmeği örneğin diyet ek-mekler kategorisine girebilmektedir.Diyet ekmeğin yapılış felsefesindenormal ekmeğe göre daha düşük ka-lorili olabileceği gibi daha çok lif içe-rerek tokluk hissi yaratması da yeralır. Bu tarz taleplere hitap eden ek-mek çeşitlerini de bu kategoriyekoyabiliriz.

Ekmek, beslenmede çok büyükbir yer edindiğinden günümüze ka-dar o kadar çok çeşidi yapılmıştır kihepsini yazmak mümkün değil. Ek-meğin pişirildiği fırınlar ve farklı pi-şirme teknikleri de en az ekmeğin iç-eriği kadar ekmeğin yapısını ve ta-dını etkilemektedir. Bu nedenle ek-mek yapımında kullanılan fırınlardanbazılarını da tanıtmakta fayda var.

Elektrikli fırınlar: Günümüz

Page 63: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

63M AG A Z İ N

teknolojisinde ekmek sektö-ründe en çok kullanılan,özellikle ticari olarakekmek üretimi ya-pan işletmelerdekullanılan fırın-lardır. Evlerde-ki küçük ölçek-li fırınları dabu kategoriyekoyabiliriz. Butarz teknolojikfırınlar elektrik-le çalıştıkları gibidoğal gaz gibifarklı enerji kay-naklarının da kulla-nıldığı fırınlar da mev-cuttur. Ateşle direkt te-mas etmeyen fırınlardır. Me-tal hazne ve tepsilerde ısınanhavanın eşit şekilde dağılmasıylaekmeği pişirirler.

Taş fırınlar: Taş fırınlarda pişenekmekler ateşle birebir aynı ortam-da bulunmakta ve odun ateşindepişmektedir. Bu fırınlar aynı za-manda kara fırın olarak da bilinir. Bufırınların hem kullanılmasında hemde yapımında ustalık gerekmektedir.Kara fırınların içerisinde de ekmeğinher yerinin eşit ısı görmesini sağla-yan, ortamın nemini sağlayacakfarklı ve özen isteyen ayrıntılar mev-cuttur.

Taş fırında pişen ekmekler hem ısı-yı eşit derecede aldığı için hem deodunun aromasını/tütsüsünü aldığıiçin daha farklı lezzet ve aroma-lara sahiptir. Ekmek makinele-rinde ya da fırınlarda pişenekmekler de böyle bir et-kileşim söz konusu ol-madığından daha düzbir tat elde edilir.

Fırınların ya-pılması ve kulla-nılması bakı-mından yöre-den yöreye çe-şitlilik söz ko-nusudur. Ekme-ğin yapıldığı un-dan katılan ma-yaya kadar farklı-lıklar olduğundan taşfırın ekmekleri de kendiiçinde birçok çeşide sahiptir.Trabzon ekmeği, taş fırınlarda pi-şen ekmeklere güzel bir örnektir. Ör-

neğin Trabzon Vakıfkebir ekmeğininözelliklerinden birisi de kullanılan ma-yadır. Ekşi maya kullanılır. Ekşi mayaile yapılan ekmekler iyi kabarır, geçbayatlar ve lezzetli olurlar.

Sacta pişirilen ekmekler ise yuf-ka olarak adlandırılır. Yufka, maya-lı hamurdan yapılmaz ve hamurudaha katıdır. Hamur parçaları (yu-mak) oklava veya merdane yardı-mıyla açılarak ince bir yapı kazan-

dırılır. Tandır üzerinekonmuş sacta pi-

şirilir.Sac üzerinde pişi-

rilen başka bir ekmek isebazlamadır. Bazlama ekmeği

mayalı hamurdan yapılır ve yöreyegöre farklılıklar gösterse de temel ya-pılma şekli aynıdır. Sac üzerinde ilkönce bir yüzü daha sonra diğeryüzü pişecek şekilde çevrilir. Taş fırınekmeği gibi bir sefer de her yeri piş-mez. Bu nedenle taş fırın ekmekle-rinin dış yüzeyinde kabuk oluşurkenbazlamada oluşmaz. Geç bayatlar vebayatladıktan sonra ısıtıldığındayine tazeliğine kavuşur.

Ekmeğin baş tacı olduğu sofra-lara bereketler olsun. Afiyetler olsun!

Page 64: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

64 İ N SA N K AY N A K L A R I

Bize kendinizi tanıtır mısınız?

Ben 49 yaşındayım. 23 yıldır bor-sada çeşitli kademelerde görev al-dım. Halen takip tahsil memuru ola-rak çalışıyorum.

Antalya Ticaret Borsası’nda hangigörevlerde bulundunuz?

Antalya Ticaret Borsası’nda 1986 yı-lının Ekim ayında bekçi olarak işe baş-ladım. 1987 yılında kadro aldım. Bek-çi olarak başladım; hizmetli, şoför ola-rak çalıştıktan sonra tescilde görev al-dım, şimdi de takip ve tahsil memuruolarak görevimi yürütüyorum. Borsanınher kademesinde çalıştım. Halken zevk-le çalışıyorum. Aslına bakarsanız bir me-sai günü bizlere yetmiyor. Geneldebeldelerdeki üyelere ulaşmaya çalışı-yorum. Yaptığım işe mesai saati çerçe-vesinde çalışma anlayışıyla bakmıyorum;işe kendimin bir işiymiş gibi bakıyorum.Her sabah 06.00’da kalkıyorum, 07.00gibi yollarda oluyorum. Antalya’nınbütün beldelerine ulaşmaya çalışıyorum.Akşam 16.00’da işi bırakıp, eve dönmekgibi bir anlayışım yoktur. Üyemizin işi bit-meyince, çalışmayı da bitirmiyorum. So-nuçta o üyeler sayesinde burada çalış-ma imkanı buluyoruz, asli amacımız on-lara hizmet götürmek. Yani mesai kav-ramıyla çalışmıyorum. Üyelerimizi mağ-dur etmemek için bulundukları yere gi-dip borsanın hizmetini götürüyorum.

Emekli olmayı düşündünüz mühiç?

Çalışmak benim için bir yaşam bi-çimi oldu. Dolayısıyla şu gün için ak-

lımdan geçmiyor. Borsa benden hiz-met beklediği sürece ben de bura-dayım.

Bir günde kaç üyeyle görüşü-yorsunuz?

Günü geliyor 10 üye, günü geli-yor 50 üye ile görüşüyorum. Hemüye ile hem köylü ile birebir görü-şüyorum. Sadece muhasebecilerlegörüşüp dönmüyorum. Üyelerimizhizmeti kendilerine götürdüğümüziçin memnunlar. Ama üyeler borsa-yı daha yakından takip etmek isti-yorlar, basın yoluyla bilgilendiril-mek istiyorlar, talepleri bu. Borsay-la ilgili haberlerden, haberdar olmakistiyorlar.

Antalya Ticaret Borsası’nın ça-lışmalarını nasıl değerlendiri-yorsunuz?

Borsa, Antalya’ya hizmet veren,üyelerin, köylülerin mağdur olma-ması için çalışan bir kurum. Ancakbazı üyeler borsaya ne amaçla kayıtolduğunu bilmiyor. Bu konuda dahafazla bilgilendirmeleri gerektiğinidüşünüyorum. Ticaret Borsası’nınamacı tüccarla köylüyü bir araya ge-tirmek yani aracıyla üreticiyi bir ara-ya getirmek. Üretici Borsaya kayıtlıbir tüccara malını verirse köylü ile-ride mağdur olmuyor. Borsa üreti-cinin garantörü, tüccarın da des-tekçisi. Borsaya kayıtlı olmayan bazıtüccarlar köylünün ürünün alıp gi-diyor, ödeme garantisi yok. Üreticiborsaya kayıtlı tüccara malını teslimetsin ki mağdur olmasın. Ürününütüccara verenler müstahsil makbu-zu kestirsinler, kestirmezlerse mağ-dur oluyorlar. Ayrıca stopaj olaraksütte yüzde 1, hububat ve narenci-yede yüzde 2 ödüyorlar, bu büyük biravantaj. Ancak üyelerimizi mutlakabilinçlendirmemiz gerekiyor. Bizekayıtlı üyeler borsadan memnun, bende çalışan olarak borsanın çalışma-larından mutluyum. Hem üreticihem aracı borsadan memnun. Üye-lerimize güler yüzlü davrandıkçabize yaklaşımları da o ölçüde olum-lu oluyor. Borsa birkaç yıl içinde dahada tanınır hale geldi. Çalışanlar bor-sayı evi gibi görüyor ve ona göre ça-lışıyor. Birbirimize destek olup, say-gı sevgi çerçevesinde çalışmaya de-vam ediyoruz.

Borsa, üreticinin garantörü

Ayhan Yıldırım

23 yıl önce Antalya Ticaret Borsası’nda bekçi olarak çalışmaya başlayan AyhanYıldırım, borsanın her kademesinde çalışarak takip tahsil memurluğuna kadaryükseldi. Borsanın üreticinin garantörü, tüccarın destekçisi olduğunu söyleyenYıldırım, son dönemde borsanın çalışmalarının daha da hızlandığını belirtiyor

ve 24 saatin borsa çalışanlarına yetmediğini söylüyor.

Page 65: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

65İ Ş L E M H AC M İ

MADDELER MİKTAR (kg) TUTAR (TL) MİKTAR (kg) TUTAR (TL) DEĞİŞİM %

HUBUBAT 53,420,669.19 29,731,058.71 TL 21,020,807.00 12,399,007.44 TL 0.42HUBUBAT VE MAMÜLLERİ 165,359.00 84,411.35 TL 184,734.00 94,190.17 TL 1.12BAKLİYAT 919,778.00 1,079,399.03 TL 552,242.00 828,731.19 TL 0.77YAĞLI TOHUMLAR 758,865.00 1,582,304.91 TL 83,791.40 222,602.53 TL 0.14BİTKİSEL YAĞLAR 1,057,083.00 491,978.05 TL 16,942.00 86,683.50 TL 0.18HAYVANSAL YAĞLAR 45,051.43 333,749.76 TL 49,406.66 473,649.04 TL 1.42YAŞ SEBZELER 26,031,310.81 22,043,141.03 TL 28,392,596.65 38,412,105.11 TL 1.74HAYVANSAL GIDA MADDELERİ 21,308,078.38 15,088,477.73 TL 23,786,984.29 24,474,525.62 TL 1.62KURU MEYVELER 571,071.00 672,187.40 TL 1,777,876.44 1,370,249.04 TL 2.04YAŞ MEYVELER 20,955,906.01 20,551,941.87 TL 26,872,375.25 26,967,033.48 TL 1.31MEYVE ÇEKİRDEKLERİ 88,025.00 365,761.00 TL 132,000.00 453,609.99 TL 1.24ORMAN MAHSULLERİ 1,392,515.00 2,678,717.85 TL 1,779,807.10 2,302,446.96 TL 0.86TEKSTİL HAMMADDELERİ 844,963.00 1,737,946.84 TL 586,474.00 871,626.80 TL 0.50KASAPLIK CANLI HAYV.ET MAM 4,333.00 3,457,886.22 TL 5,954.00 5,266,565.24 TL 1.52BÜYÜKBAŞ HAYVAN 414,199.79 4,481,810.24 TL 265,701.42 4,090,132.04 TL 0.91KÜÇÜKBAŞ HAYVAN 66,145.39 701,070.30 TL 47,425.44 691,857.39 TL 0.99KANATLI HAYVAN ETLERİ 96,020.21 507,633.51 TL 3,838.85 23,387.51 TL 0.05SU ÜRÜNLERİ 9,062.95 70,109.47 TL 328,405.98 1,568,953.39 TL 22.38ET MAMÜLLERİ 49,098.81 626,231.61 TL 174.30 1,706.60 TL 0.00KASAPLIK HAYV.HAM DERİLERİ 0.00 0.00 TLÇEŞİTLİ MADDELER 13,579,610.00 2,289,261.44 TL 14,395,782.53 2,317,064.71 TL 1.01MARGARİN 0.00 0.00 TLBAĞIRSAK 0.00 0.00 TLKÜSPELER 193,960.00 29,792.60 TL 220,200.00 64,038.96 TL 2.15DİĞER CANLI HAYVANLAR 19.30 710.38 TL

TOPLAM 141,971,124.27 108,605,581.28 TL 120,503,519.32 122,980,166.72 TL 1.13

ANA GRUPLAR İTİBARİYLE 01.01.2009/28.02.2009 -01.01.2010/28.02.2010 DÖNEMLERİNİN KARŞILAŞTIRMASIDIR

2009 2010

Page 66: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış

Ocak & Şubat 2010

66 Y E N İ Ü Y E L E R

2451 ADA TARIM TUR. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. KESME ÇİÇEK 242 725 56 64

2452 SERDAL TARIM ÇİÇ. TUR. İNŞ. VE TİC. LTD. ŞTİ. TAZE MEYVE VE SEBZE 532 366 31 72

2453 UZMANLAR SERACILIK ZİR. DAN. TAR. İNŞ. SAN. TİC. A.Ş. TAZE MEYVE VE SEBZE 242 729 70 34

2454 RAMAZAN ÖZMİL SÜT ÜRÜNLERİ 533 337 34 28

2455 GÜNSU ENER. SİS. VE KONF.TES. SAN. VE TİC. A.Ş. GIDA ÜRÜNLERİ 242 258 11 40

2456 AYHAN KERİMOĞLU TAR. ÜR. İTH. İHR. TİC. LTD. ŞTİ. TAZE MEYVE VE SEBZE 242 338 40 98

2457 DOĞAN TURİZM VE TİC. A.Ş. GIDA ÜRÜNLERİ 242 753 10 10

2458 ŞENLER EN. MAD.TAR.TUR. İNŞ.NAK.GIDA SAN.TİC.LTD.ŞTİ. TAZE MEYVE VE SEBZE 242 338 06 60

2459 MEHMET ATEŞ SÜT ÜRÜNLERİ 242 633 10 19

2460 S.S. YAPRAKLI TARIM. KALK. KOOP. SÜT ÜRÜNLERİ 242 618 54 53

2461 ERTU TARIM ÜR. HAF. İNŞ. TAŞ. GIDA EM. TUR. TİC. SAN. İHR. İTH. LTD. ŞTİ. TAZE MEYVE VE SEBZE 242 572 19 80

2462 KÖSEOĞLU HUB. KATI YAK. KİM. TAR. HAY. GIDA NAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. HUBUBAT VE MAMULLERİ 242 426 31 55

2463 NURETTİN YILDIZ SÜT ÜRÜNLERİ 542 417 94 43

2464 2717 SAYILI MAVİKENT TARIM KREDİ KOOP. TAZE MEYVE VE SEBZE 242 884 41 48

2465 TURGUT KAMACIOĞLU CANLI HAYVAN VE ET TİCARETİ 242 746 12 82

2466 AYSİ YAŞ SEB. VE MEY. UNLU MAM. GIDA SAN. TİC. LTD. ŞTİ. TAZE MEYVE VE SEBZE 312 419 52 90

2467 KARAÇELİK EMLAK İNŞ. TAR. GIDA TUR. SAN. TİC. İTH. İHR. LTD. ŞTİ. KESME ÇİÇEK 242 312 52 00

2468 TEVRAT KURU SÜT ÜRÜNLERİ 242 342 24 92

2469 S.S.AKYAR KÖYÜ TAR.KALK.KOOP. SÜT ÜRÜNLERİ 542 629 41 93

2470 HASAN FEHMİ DEMİRCİ TAZE MEYVE VE SEBZE 242 419 29 55

2471 CES-AS TARIM ÜR. PAK. DEP. TAAH. İTH. İHR. TİC. LTD. ŞTİ. TAZE MEYVE VE SEBZE 242 338 04 00

2472 4A SEBZE MEYVE GIDA PAK. LOJ. TUR. SAN. TİC A.Ş. TAZE MEYVE VE SEBZE 242 776 63 31

2473 BAYRAM ÇAKMAK TAZE MEYVE VE SEBZE 242 339 21 17

2474 HÜSEYİN AVNİ ACUN YAŞ SEB. MEY. TAR. TUR. İNŞ. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. TAZE MEYVE VE SEBZE 242 338 02 45

2475 BAHTILI NARENCİYE PAK. SOĞUK HAVA DEP. TAR. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. TAZE MEYVE VE SEBZE 242 419 23 20

2476 FARUK ÇETİNKAYA TAZE MEYVE VE SEBZE 533 224 59 64

2477 CARA TURİZM KUY.TEKS.DERİ ÜRÜN.LTD.ŞTİ. GIDA ÜRÜNLERİ 242 814 53 69

2478 PETEK BAHARAT TİC. LTD. ŞTİ. GIDA ÜRÜNLERİ 242 312 96 03

2479 KARASÜLÜ GIDA ZİR. TAR. ÜR. PAZ. İTH. İHR. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. TAZE MEYVE VE SEBZE 242 848 65 85

2480 AHMET ALİ KURT TAZE MEYVE VE SEBZE 242 722 31 29

2481 KADRİYE TARIM HAY. İNŞ. EM. TUR. TİC. LTD. ŞTİ. CANLI HAYVAN, ET TİCARETİ 242 725 52 83

2482 SERGEN SÜT VE ÜR. GIDA NAK. TUR. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. SÜT ÜRÜNLERİ 242 345 67 13

SİCİL NO UNVAN İŞTİGAL KONUSU TELF

Page 67: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış
Page 68: dosya Yöresel Ürünler! Anadolu’nun sahipsiz değerleri• Ziraat Fakültesi öğrencileri sektörle buluşuyor • Antalya Zeytinpark A.Ş. geliyor • Hububatçılar çıkış