dizgi askeri tarih kitap

278

Click here to load reader

Upload: tc-tanhu-necat-cetin

Post on 11-Aug-2015

638 views

Category:

Documents


160 download

TRANSCRIPT

Page 1: Dizgi Askeri Tarih Kitap

1908 YILINA AİT BİR OSMANLI ASKER TERHİS BELGESİ

Torbalı köyleri ile ilgili yaptığımız araştırmalar sırasında orijinal ve ilginç belgelere ulaşmaktayız. Bu hafta, 13 Aralık 2003 günü Demirciköy’de kahvecilik yaparak geçimini sağlayan Sayın Muhsin KAÇ, dedesi Kara İbrahim’e ait olan bir terhis belgesini getirdi. Yayın izni verdiği için bu belgeyi

kültür araştırması çerçevesinde yayınlıyoruz.

1

Page 2: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Belge sahibi ve ailesiyle ilgili birkaç not: Aslını verdiğimiz terhis belgesinin sahibi olan İbrahim KAÇ, Torbalı Demirciköy’de “Kara İbrahim” olarak tanınmıştır. 1321 (1905 miladi )tarihli Demirciköy nüfus tahrir defterine göre, aile hane reisliğini( Hane 4) “Karasakaloğlu Mehmet” adlı kişinin yaptığı ailedendir. Aileye önceleri “Karasakallar” denirmiş. Karasakaloğlu Mehmet, Hacı Hüseyin oğlu olup Demirci 1249 (1833) doğumludur. Aileye bugün Demirciköy’de “Savranlar” denmekte olup “KAÇ” soyadını kullanmaktadırlar. Terhis belgesine göre aileye “Hacı Hasanlar” denmektedir. Bu yanlış olsa gerektir. Çünkü aile nüfus kütüğünde Hasan değil Hüseyin’dir. Belge sahibi olan Mehmet oğlu İbrahim her ne kadar 1298 doğumlu yazılsa da 1321 (1905) kütük defterinde 1297 (1881) doğumludur. Köylülerinin deyimi ile Kara İbrahim , 31 Mayıs 1321 (1905) yılında ilk yazım defterinde ailenin 4 kardeşinden biridir. Aynı tarihte köyde 67 hane vardır ve toplam nüfus 338’dir. Aile yazımda toplam 6 kişidir. Babası “Hüseyin oğlu Mehmet” olup 1249 (1833) doğumludur. Babası Mehmet 15.02.1325 (1809) yılında vefat etmiş. Annesi Mustafa kızı “Arzu” olup Doğancılar köyü 1261 (1845) doğumludur. 13.04.1340 (1924) yılında vefat etmiştir. Kardeşlerine baktığımızda; abisi Hüseyin 1296(1880) doğumludur. 25.04.1332 tarihinde bekarken ölmüş. Diğer kardeşi Halil 1300 (1884) doğumludur. Bekar olarak 21.02.1335 tarihinde vefat etmiş. Üçüncü kardeşi Fatma 1308 (1892) doğumlu olup bekarken 01.04.1930 tarihinde vefat etmiş. İlk eşi Hasan kızı Zehra 1295 (1879) Demirci doğumludur. 14.04.1330 (1914) tarihinde vefat eder. Bu evlilikten 1330 (1914) Demirci doğumlu oğlu Mehmet doğar. İbrahim oğlu Mehmet 28.03.1935 tarihinde evlenir. 08.12.1962 tarihinde vefat eder. Yani babasından iki yıl sonra. Zehra Hanım vefat ettikten sonra aynı köyden Mehmet kızı Ayşe Hanım ile evlenir. İkinci eşi Ayşe Hanım 03.02.1978 yılında vefat eder. Bu evlilikten 5 çocuğu olur. Önce 1335 (1919)doğumlu Makbule olur. Makbule hanım 1937 yılında aynı köyden “Topal Şükrüler ” lakaplı TUNAY-KÖSE ailesine gelin gider.Diğer kızı, 1338 (1922) doğumlu İkbal Hanım’dır. İkbal Hanım da 1946 yılında İzmir’e gelin gider. Üçüncü kızı olan Nuriye 1926 doğumludur. Nuriye Hanım da 1949 yılında ablası gibi İzmir’e gelin gider. Ailenin ikinci oğlu Halil ise 1341(1925) doğumludur. Halil 1949 yılında evlenir. 03.02.2002 yılında vefat eder. Ailenin en küçük ferdi ise Raziye Hanım’dır. Raziye Hanım 1932 doğumludur. 1951 yılında ablaları gibi İzmir’e gelin gider. Asıl konumuz olan Kara İbrahim ise askerden gelip vefatına kadar Demirciköy’de çiftçilik yapar. 09.01.1960 tarihinde vefat eder. İbrahim Kaç yaptığımız araştırmaya göre Yunan işgaline karşı direnen bölge insanlarından biridir. Kendisini rahmet ve saygı ile anıyoruz. İlginç ve orijinal olduğu için yayımlanmasında Torbalı kültür tarihi bakımından yarar görüyoruz.

2

Page 3: Dizgi Askeri Tarih Kitap

3

Page 4: Dizgi Askeri Tarih Kitap

BELGENİN ÖN YÜZÜ (Görüleceği üzere en üstte Osmanlı devletinin devlet arması verilmiştir.

4

Page 5: Dizgi Askeri Tarih Kitap

5

Page 6: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Sol üst köşedeki düşülen not:Cedid hane 4/3 Sayı:1184 Tiryanda nahiyesi Timürci Karyesi Cedid-i nüfusa kayıd itdi. . Sene 15 Kanunsani 324

6

Page 7: Dizgi Askeri Tarih Kitap

İHTİYAT EFRADINA MAHSUS TEZKİREDİR

Sancak ve Kaza ve Karyesi İsmi ve Pederinin İsmi:İzmir sancağının Tiryanda nahiyesinin Teymürci karyesinde Hacı Hasan oğlu İbrahim bin MehmedSevk-i askeriyeye duhulü (Askere sevk edilip katıldığı tarih): 13 Nisan 1320(1904)Tevellüdü: 98 (1298) (Miladi:1882) Tertib numarosu: 64 Hane numarosu: Hane 228/5Kıtasına tertib ve kısmında olduğu : Tertib-i evvel:319 Tertib-i sani: Kısım sani: İşgaliBoyu: .. Çehresinin rengi: Gözlerinin rengi: Bedeninin rengi: Alamet-i ferikası(Belirgin işareti):

Darende-i Kıbdidkızı (?) 18 Kanun-u Sani 1321 tezkere1/ İkinci ordu-yu Hümayun Süvari Onbirinci alayı Birinci bölüğü Onuncu hayme neferi olub balada kendisi 2/ ve eşğali muharrer İbrahim bin Mehmed müddet-i nizamiyesi olan ..seneyi mahduhen ikmal itmiş olduğundan devletce taburunda tevfik 3/ ve istihdamına lüzum olmadığı halde merkum bundan böyle.....sene dahi kendi kar ve kesbiyle meşgul olmaiçün doğruca memleketine 4/ azimet itmek ve memleketine vardığı gibi yani nizamiye selkinden saluverildiğinden itibaren birbuçuk mah muden içinde memleketinde 5/ redif yüzbaşısına isbat-ü vücut iderek işbu tezkeresini kayd ve tasdik itdirmek ve bu suretle memleketinde bulunduğu müddetçe 6/ kendi müteallik olduğu redif taburu dairesi dahilinde kain mahallerde keşt ve güzarına ve kar ve ticaretine ve emr-i teehhülüne 7/ kimse tarafından mümenaat olunmayub fakat merkumun tabur dairesinin haricinde sair mahallere gidebilmesi bil-icab onbeş 8/ günde nihayet bir ay içinde tabur merkezinde bulunacağı hakkında mücerret bulunduğu mahallin redif zabitini ve hükümet-i mahalleye-yi temin 9/ itmeğe mütevakkuf olub temin itmedikçe tabur dairesinden harice çıkmak veya bil-icab bir mahale sevk olunmak üzere 10/ ihtiyat efradı silah altına davet olunduğu halde heman tabur merkezine gidüb zabitan-ı askeriye tarafından virülen 11/ emir mucibince hareket itmek üzere ihtiyat sınıfına idhal olunmağla ve merkum olvechile tezkeresini redif yüzbaşısına 12/ kayd ve tasdiğini şu birbuçuk mah zarfında icra itdürmeyübde aradan vakit geçdikden sonra icra itdirir ise bu suretle 13/ kaydı tasdiksiz geçen zamanın müdün-ü merciyesi olan birbuçuk mahdan ziyadesi müddet-i ihtiyatiyesinden mahsub olacağını 14/ misüllü devletçe istenilen mahalle arkadaşlarıyla beraber gelmediği halde dahi hakkında firar-ı cezası icrası musammem bulunmakla buralarını 15/ bilüb ana göre hareket itmek üzere işbu tezkere ita kılındı. Sene/ 27 Temmuz 324

(Mühür:İkinci ordu-yu hümayun serkumandanlığı 1290)

BELGENİN ARKA YÜZÜ

Merkumda hiçbir eşya-yı askeriye yokdur. Üzerindeki elbise-i askeriye efrad-ı dairesiyle yapdırılmıştır. 30 Temmuz 324 Kema kumandan ( Mühür: Esseyid Ali bin İbrahim) Kaymakam ( Mühür: Okunamadı)

(Mühür: İkinci ordu-yu hümayun erkan-ı harbiyesi Yenice....1290 ) ( Mühür: İkinci Ordu-yu hümayun erkan-ı harbiye riyaseti)

KISACA BELGENİN BUGÜNKÜ DİLDE ANLAMI

İkinci ordu süvari alayı birinci bölük onuncu hayvandan sorumlu askeri olan yukarıda künyesi ve eşgali yazılı olan Mehmet oğlu İbrahim, askerlik süresini doldurmuş olduğundan kendisine devletçe silah altında tutmaya artık ihtiyaç kalmamıştır. Adı geçen kişi bundan sonra da geçimi için meşgul olmasına, doğruca memleketine gitmesine engel yoktur. Asker birliğinden ayrıldığı zamandan en geç bir buçuk ay içinde memleketine vardığında memleketindeki askerlik şubesi başkanlığındaki ihtiyat askerlerine bakan yüzbaşıya bizzat gidecek ve bu tezkereyi kayıt ve tasdik edip onaylatacak. Böylece kendi memleketinde bulunduğu sürece kendisinin bağlı olduğu askerlik dairesi sınırları içindeki yerlerde ticari kazanç için iş yapabilir ve bu sürede evlenebilir ve kendisine hiç kimse tarafından engel olunmayacak. Fakat adı geçen kişi kendi askerlik şubesi dışında diğer yerlere gidip gelmesi on beş

7

Page 8: Dizgi Askeri Tarih Kitap

günü aşacak olursa veya bir ay içinde geri dönüp kendi şube sınırları içinde olacağı zorunlu olarak bu durumu bağlı olduğu şubenin yüzbaşısına ve hükümet yetkililerine haber vermesi gerekecektir. Askerlik şube sınırları dışına çıktığı bir dönemde ihtiyat askerleri silah altına çağrıldığında hemen şube başkanlığına gidip subaylarca verilen emir gereğince hareket edecek. Kendisi ihtiyat sınıfına ayrılmış olmasından dolayı bu tezkereyi yedeklik yüzbaşısına bir buçuk ay içinde kayıt ve tasdik ettirecek. Eğer bunları zamanında yapmazsa zaman geçtikten sonra yaptırırsa ihtiyatlığından düşeceği yani tekrar silah altına alınacağı, bu gecikmeden ve yukarıdaki emirlere uymazsa silah altına çağrıldığında bulunduğu yerdeki arkadaşları ile beraber gelmezse kendisi için firar cezası ile cezalandırılacağı bunları kendisinin bildiği ona göre hareket etmesi gerektiğinden bu tezkere kendisine verildi. 27 Temmuz 1908 (BELGENİN ÇEVİRİSİNDEN KAYNAKLANAN OLUŞABİLECEK TÜM HATALAR TARAFIMA AİTTİR)

BELGENİN KISACA YORUMU : Bu askeri tezkere 1298 (miladi: 1882) doğumlu İzmir sancağı Tiryanda nahiyesine bağlı Demirci köyünden Hacı Hasan oğullarından Mehmet oğlu İbrahim’e aittir. O tarihte daha Torbalı nahiye değildir. Nahiye merkezi ise Tiryanda’dır.(Bugünkü Ayrancılar). Kendisi 13 Nisan 1904 günü silah altına alınmıştır. Beş yıl askerlikten sonra yedeklik sınıfına ayrılmıştır. Bu belge yedeklik sınıfına ayrıldığına dair olup, yazıda bölüğünden ayrıldığından itibaren neler yapması gerektiği ayrıntılı olarak belirtilmiştir.

.

8

Page 9: Dizgi Askeri Tarih Kitap

BABA BEN ÖLMEDİM

Seferberlik döneminde pek çok yakınımız esir oldu. Babamın dedesi Torbalı Çengele’den (Ormanköy) tam 14 yıl askerlik yapmış. 7 sene Yemen, 4 sene Mısır, 3 sene Batum. Dile kolay. Tam 14 yıl. Şimdiki bazı nesebi bozuklar 14 aya dahi tahammül edemiyorlar. Vatan için o cephe senin bu cephe benim. Diğer dedem yani dedemin babası seferberlikte askerde kalanlardan. Sarılar aşiretinden Bekir. Bu yazıyı yazarken dahi duygulanıyorum. Duygulanmamak mümkün değil. Hani Harbiye Marşını bilirsiniz. “ Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız”. Böyle bir ırkın evladı olmak hele hele bu bilgileri bilerek taşımak insanı duygusallaştırıyor. Ne ana kuzuları kaldı seferberlikte. Kimisi kaldı kimisi döndü. Analar hep bekledi evlatlarını, Kadınlar ise kocalarını. Ya evlatlar? Bir nesil babasız büyüdü. Kimisi öldü denildi, kimisi ise kayıp. Bazısı ölü bilindi. Yıllar sonra tanınmayacak halde çıktı geldi ocaklarına. Bunlardan birisi de 1930 yılına kadar Torbalı’ya bağlı iken şu an Kemalpaşa ilçesine bağlanan Gökyaka Teke köyden Halil Bey idi. Fotoğraftaki Halil Bey’in ailesi ile ilgili kısa bilgi: Köydeki lakapları Hacı Ahmetler. 7 Temmuz 1905 sayımında köy toplam 227 kişi. 39 nüfus hanesi var. Hacı Ahmetler 19. hane. Aile reisi “ İmamoğlu hafidi Abdullah” rençper imiş. Gökyaka 1276( 1860) doğumlu. Abdullah Bey’in 3 oğlu, 1 kızı var. İlk oğlu 1307 doğumlu Mehmet. Elimdeki kayda göre 10 Şubat 1335 tarihinde ölmüş. Seferberlikte kalmış. Diğer oğlu 1308 doğumlu Hakkı. Fotoğraftaki Halil Bey 1311(1895) doğumlu. Diğer kızı Kamile, 1315 doğumlu ve daha sonra Armutlu’ya gelin gitmiş. Halil Bey seferberlikte askere alındıktan sonra Mondros Mütarekesi ile birlikte Mısır’da esir alınmış. Tam beş yıl. Babası ölü bilmiş. Köyüne döndükten sonra evlenmiş. 1926 yılında Fatma, 1927 yılında Abdullah, 1929’ da Saliha, 1932’ de Mehmet, 1935’ te ise Mehmet Fahri doğmuş. 1939’ da ise son çocuğu Hüseyin. Bana fotoğrafları oğlu Abdullah’ın oğlu, şu an Kula ilçesinde polis memuru olan sayın Coşkun Gürcan gönderdi. Yayına izin verdi. Kendisine teşekkür ediyorum. Coşkun Bey’in kardeşi Halil Bey de Mersin’de hakim. Her zaman yardımcı oldular sağ olsunlar. Halil Bey 1895’te doğmuş. 26/08/1963 tarihinde vefat etmiş. Allah rahmet eylesin.Sert, disiplinli biriymiş. Çocuklarının yanında hiç konuşmazmış. Bu yüzden fazla bilgi alamadık. Önce fotoğrafların çekildiği bu esir kampı hakkında birkaç bilgi: Seydibeşir Usare Kampı: Birinci Dünya Savaşı'nda 150 bin askerimiz İngilizler’e esir düştü. Bu askerlerden bir kısmı da Mısır'ın İskenderiye şehri yakınlarında bulunan Seydibeşir Usare Kampı'na hapsedildi. Kampın tam adı, "Seydibeşir Kuveysna Osmanlı Useray-i Harbiye Kampı" idi. Bu kampta, 1918'de Filistin cephesinde esir düşen 16.Tümen'in 48. Alayı'na bağlı Osmanlı askerleri esir tutuluyordu.12 Haziran 1920'ye kadar iki yıl boyunca her türlü işkence, eziyet, ağır hakaret ve aşağılamaya maruz kaldılar. Bu insanlık dışı muamelenin nedeni ise Ermeniler idi... Kamptaki Türkçe bilen Ermeni tercümanların yalan yanlış çevirileri ve kışkırtmaları nedeniyle, kampın İngiliz komutanları,azılı Türk düşmanı kesilmişlerdi. Savaş bitmişti. Ancak, kamptaki ağır koşullar nedeniyle ölenler dışındaki askerleri teslim etmek, İngilizler'in işine gelmiyordu. Çünkü olası yeni bir savaşta, bu askerlerin yeniden karşılarına çıkabilecekleri, Ermeniler tarafından, İngilizler’in beyinlerine işlenmişti. Çözüm toplu katliamdı... Askerlerimiz, mikrop kırma bahanesiyle, süngü zoruyla dezenfekte havuzlarına sokuldu. Ancak suya normalin çok üzerinde krizol maddesi katılmıştı. Mehmetçik, daha ayağını soktuğunda, aşırı krizol maddesi nedeniyle haşlanıyordu . Ancak İngiliz askerleri dipçik darbeleri ile askerlerimizin havuzdan çıkmalarına izin vermiyorlardı. Mehmetçikler, bele kadar gelen suya başlarını sokmak istemedi. Ancak bu kez İngilizler havaya ateş etmeye başladı. Askerlerimiz, ölmemek için çömelerek başlarını suya soktular. Ancak başlarını sudan kaldıran artık göremiyordu. Çünkü gözleri yanmıştı... Dışarı çıkanların halini gören sıradaki askerlerimizin direnişleri de fayda etmedi ve 15 bin askerimiz kör oldu. Bu vahşet, 25 Mayıs 1921 tarihinde TBMM'de görüşüldü. Milletvekilleri Faik ve Şeref beyler bir önerge vererek, Mısır'da esirlerin krizol banyosuna sokularak 15 bin vatan evladının gözlerinin kör edildiğini, bunun faili olan İngiliz tabip, garnizon komutanı ve askerlerinin cezalandırılması için TBMM'nin teşebbüse geçmesini istediler. Tabiî ki yeni kurulan devletin bin türlü sorunu vardı. Bu hesap sorma işi de unutuldu gitti. Ama onlar UNUTMUYORLAR.

9

Page 10: Dizgi Askeri Tarih Kitap

15 Temmuz 335 (1919) İkinci takımın esaret hatırası (soldan ikinci sıranın başındaki diz üstünde)

Hatır-i esaretde takım arkadaşlarıyla beraber esaretinYadigar hatırasıdır. Sene 15 Temmuz 335

10

Page 11: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Hatıra-i esaret Sene 1334

11

Page 12: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Hatıra-i Esaret sene 1335. Birinci İzmirli Halil 2.Kütahyalı Rıza Efendi 3. Kıbrısi (Kıbrıslı) Mehmet Ali Efendi 4. Çallı Latif

12

Page 13: Dizgi Askeri Tarih Kitap

1945-46 yılı (oğulları Cavit ve Mehmet ile)

Ön sıradaki sağdan veya soldan üçüncü kişi (başı sarıklı ve sakallı olan)

13

Page 14: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Halil Gürcan

Halil Gürcan

14

Page 15: Dizgi Askeri Tarih Kitap

ANNE, BENİM BABAM KİM ?

Eski insanların ağzından düşürmediği iki kelime vardır: Seferbirlik ve Çanakkale. Nasıl düşürsünler ki ? Ya babasını vermiş, ya oğlunu, ya dedesini, ya kardeşini ya da kocasını. Hangimizin bir yakını ya Çanakkale’de ya da seferberlikte askerde kalmamış ? Benim köyüm eski adıyla Çengele yeni adıyla Ormanköy’de tam tespit edebildiğim 18 kişi askerde kalmış. Kimi Yemen de kimisi Kafkas, kimisi Çanakkale harbinde. Babamın dedesi Sarılar aşiretinden Bekir’de Çanakkale’de kalmış. Mehmet dedem babasını hiç görmemiş. Çanakkale değil mi ki o evlatları babasız, kadınları kocasız bırakan insan değirmeni. Cepheye gidenlerin çoğu ya şehit olmuş ya da gazi. Kimileri köyümde cephede bölük komutanlığı bile yapmış. Alın size bir örnek: Köydeki sülalelerden birisine Halil Onbaşılar denir. Soyadları bugün BAYKURT. Şehit Çavuş Haydar Arda İÖO. Müdürü İbrahim Baykurt’un dedesi. Neden Halil Onbaşılar diye araştırmıştım. Halil Onbaşı kardeşi Mehmet Ali ile birlikte askere alınır. İki kardeş aynı bölükte Çanakkale’de çarpışırlar. Mehmet Ali bir İngiliz taarruzu sırasında makineli tüfek ateşine kapılır. Vücudu ikiye bölünür. Kardeşi Halil aynı bölükte onbaşıdır. O kadar şiddetli çarpışmalar yaşanır ki bölükte şehit olmadık ne subay ne de astsubay (gedikli) kalır. Hatta bölük komutanlığı çavuşlara kadar iner. Çavuşlar da şehit olunca bölük komutanlığı Halil Onbaşı’ya kalır. Halil Onbaşı bölüğü o bölgede sevk ve idare eder. Bir süre sonra ateşkes olduğunda cephe komutanı Esat Paşa bölüğü teftişe gelir. Karşısına bir avuç askerle Halil Onbaşı çıkar ve tekmil verir. Esat Paşa sorar:- Bölük komutanı nerde? Halil Onbaşı cevap verir:- Şehit. -Ya gedikliler ? Cevap yine aynıdır: - Şehit. -Peki bölüğü burada sevk ve idare eden kim? Halil Onbaşı: - Benim kumandanım. Esat Paşa bir süre daha komutanlığı Halil Onbaşı’dan almaz. Bunu bana Dirmil’den sevgili abim Ali Mollanın Osman Abi anlatmıştı. Cephe dönüşü Halil Onbaşı’nın bölüğünde asker olarak yer alan ve dönebilenlerden birisi de Dirmil’den Ali Molla’dır. Osman abi küçükken dedesi Ali Molla kendisini alır, bir bayram veya seyranda doğru Çengele köyüne gidermiş. Halil Onbaşı’nın karşısında esas duruşta tekmil verir,onun elini öpermiş. Aynı şekilde Helvacı köyden cepheden dönen gazi askerler de bayramın ilk günü gelir, bölük komutanlarını ziyaret ederlermiş. Torbalı Nüfus Müdürlüğü arşivinde Osmanlı nüfus defterlerini incelerken kendi köyümle ilgili bir kişinin kaydı dikkatimi çekmişti. Kayıt, tüm erkek evlatlarını Çanakkale cephesinde yitiren Şerifeler adlı sülaleye aitti. Aynen şöyle not düşümlü: “ Çanakkale Conkbayırı Kerevizdere ‘de kayıp olduğu şerh verildi.” Lütfen bir düşünün. Günde 6- 7 bin kişinin şehit düştüğü yer. Metrekareye 6 bin merminin düştüğü, bırakın insanları , merminin mermiyle havada çarpıştığı yer. Vatan savunmasının en şiddetli yaşandığı yarımada. Derelerin kan aktığı kutsal vatan toprağı. Türküler yakılmış gençliğe Çanakkale için. Rahmetli amcamın hanımı vardı. Rahmetli oldu. Iraz yengem. Köydeki evimize gelir anama derdi ki:

- Mukaddes sana bir türkü söyleyim mi? Anam,- Olur yenge, derdi.

Başlardı Çanakkale türküsünü söylemeye. “Çanakkale içinde vurdular beniÖlmeden mezara koydular beni.”Bir yandan söyler bir yandan ağlar, hepimizi ağlatırdı. Şu an dahi bu satırları yazarken halimi görmenizi istemem Gözlerim dolu, yüreğim yanık. Ruhum isyan ediyor. O koç yiğitlere için için ağlıyor, o kınalı kuzulara Tanrı’dan rahmet diliyorum. Iraz yengemin kardeşleri Çanakkale’de kalmış. Bir ömür boyu hasret çekmiş. Sırf Iraz yengem mi ? Bu topraklarda hemen hemen her hane şehit verdi. Ülke için, vatan için, bayrak için can vermeyi bir onur ve gurur saydı. Hep “Vatan Sağolsun” dedi. Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahvadı değil miyiz ki ? Mehmet Akif , Çanakkale’ de çarpışan askerlerimizi Peygamberimizle beraber Bedir ‘de savaşan aslanlara benzetiyor. Daha neye benzetsin

15

Page 16: Dizgi Askeri Tarih Kitap

ki? Benim yaptığım araştırmalarda Torbalı merkez ve köylerinden yaklaşık 650 kişi seferberlikte kaybolmuş. Yani askerde kalmış. Resmi tespitli Çanakkale şehidi ise yaklaşık 40 kişi . Tabii bu rakam çok komik. Günde 6000 kişinin kayıp verildiği yerde hem de savaş ortamında kaçının kaydı tutulsun .Bugün sizinle paylaşmak istediğim asıl konu, bir fotoğraf ve onun öyküsü. Diyeceksiniz ki son zamanlarda fotoğraflara fazla taktın. Ben yerel tarihçiyim. Elime ne geçerse onu yazar çizerim. Her neyse… Hikayeyi Tepeköy’ün ilk hanelerinden olan Adalı ailesinden Asri Adalı anlattı. Asri amca bu gün 80 yaşında . 1928 doğumlu. Babasının hikayesini anlatacağım size. Asri amcanın babası aslen Kuşaadası’ndan. Zaten soyadı kanunu çıktıktan sonra ADALI soyadını ondan almış.Tepeköy 3 no’lu haneye kayıtlı. Kuşadası 1889 ( 1305) doğumlu. Babası Hüsnü, annesi ise Cemile. Tepeköy’e gelip Köseoğulları’ndan Hüseyin’in kızı Ayşe Hanım’la evlenir. Ayşe Hanım fakir ve öksüzdür. O günün askeri kanunlarına göre bir fakir, yetim ve öksüzle evlenene askerlikten muafiyet vardır.Ayşe Hanım 1893 Tepeköy doğumludur. Babası Hüseyin Bey, annesi ise Emine Hanım. Bu evlilikten ilk önce iki çocuk olur. 1911 yılında doğan abisi Hüseyin ile 1913 doğumlu Zeliha. Ancak ülke 1. Dünya Savaşı’na girer. Askerlik kanunları değişir. Tüm eli silah tutanlar silahaltına alınır. Adalı Hasan da askere alınır. Sıhhiye eri olarak doğru Çanakkale cephesine gider. Geride hanımı ve iki çocuğu kalır. Oğlu Hüseyin daha babasını tanımamaktadır. Kızı da aynı. Adalı Hasan torunu Asri Bey’in anlatımına göre Çanakkale cephesi kapanınca alay Hindistan bölgesine ( bence Irak cephesi olmalı. Çünkü Hindistan’a benim bildim kadar asker gönderilmedi ve cephe açılmadı.Ancak özel bir birlik olabilir.) gönderilir. Alayın mevcudu o kadar azalmıştır ki, asker sayısı 12 kişiye kadar düşer. Orada İngilizler’e esir düşer.Esir kampının bulunduğu Hindistan’ın Bellara kasabasına götürülür. Orada hastane sıhhiye esiri olarak görev yapar. Aile, Hasan Bey’den 3,5 yıl hiç haber alamaz. Oğlu Hüseyin artık babasını aramaktadır. Adalı Hasan orada Belevi köyünden Giritlilerden Tabaki Mustafa ve Kazımpaşa ilkokul başöğretmenlerinden , okulun müdürlüğünü de yapacak olan Mehmet Sadık Atabek ile beraber olur. Mehmet Sadık Bey aynı zamanda dayısıdır. Yani dayı yeğen bir yerde esir. Kuşadası’nda başlayan Tabaki Mustafa ile arkadaşlığı ömür boyu devam eder. Adalı Hasan’ın oğlu Hüseyin ikide bir annesi Ayşe Hanım’a soru sormaktadır: “ Anne benim babam kim, kime benziyor?” Annesi Ayşe Hanım şuna benziyor buna benziyor diye oğluna cevap vermektedir. Annesi bir gün askerlik şubesine gider . Şube başkanı Binbaşı, Ayşe Hanım’a kocasının esir olduğu söyler. Yaklaşık 3,5 yıl sonra aileye bir mektup gelir. Mektup Hindistan Bellara’dan gelmektedir. Hasan Bey mektupta esir olduğunu yazmakta ve arkadaşı Tabaki Mustafa ile beraber çekilmiş fotoğrafını göndermektedir. Fotoğraf bugün Adalı ailesinde. Fotoğrafta sağ tarafta olan Tabaki Mustafa. Sol tarafta olan ise Adalı Hasan. Hasan Bey’in kolunda “Kızılay” işareti var. Tabaki’ye göre boyu daha kısa. İkisi de burma bıyıklı. Başlarında fes var. Fotoğrafın arkasında ise “ Adalı Hasan Efendi’ye takdim”, “Kuşadalı Tabaki”, “ Muhterem Karındaşım” ibaresi vardır. Ayşe Hanım mektubu alınca kocasının esir olduğu Hindistan’a bir mektup yazdırır. Tabii oğlu Hüseyin’in bir fotoğrafını çektirip zarfın içine koymayı ihmal etmez. Ancak buradaki postane ya yoktur, ya da kapalıdır. Doğru İzmir’e gider. Kadın başına Alsancak Postanesine gider. Memur İngiliz’dir. Adresi görünce şaşırır. İngiliz memur sorar: “ Bu adam oraya nasıl gitti?” Ayşe Hanım esir olduğunu söyler. Mondoros Mütarekesi ile esirler salınır. Hasan Bey ve Tabaki Mustafa bir ay süren bir gemi yolculuğundan sonra İstanbul’a varırlar. Üzerlerinde sadece esir fistanı vardır. Tekrar bir gemi ile Mudanya’ya giderler. Bu arada Yunan işgali vardır.Trenle İzmir’e hareket ederler. Adalı Hasan, Kuşadası doğumlu olduğu için Rumca bilmektedir. Bu arada esirlikte İngilizce’yi de öğrenir. Trendeki Yunan devriye askeri Rumca “ Canım Türk kanı istiyor “ der. Tabii bunu Adalı Hasan anlamıştır. İzmir’e varıldığında İzmir Yunan işgali altında inlemektedir. Bir gemi ile önce Kuşadası’na , oradan yayan Torbalı’ya gelir. Torbalı’da daha önce yaptırdığı hanı işletmeye başlar. Tepeköy Yunan karakolu o günün oteli olan hanındadır. Esirlikten sonra bir de Yunan işgalini yaşar. 1925 yılında kızı Cemile, 1928 yılında Asri doğar. Adalı Hasan 28/12/1951’de vefat eder. Ayşe Hanım ise 29/05/1981’de vefat eder. Oğlu Hüseyin ise 15/07/1985’te vefat eder. Adalı Hasan’ın hikayesini anlatan ve fotoğraflarının yayımlanmasına izin veren Adalı Hasan’ın oğlu Asri Adalı’ya , fotoğraftan haberdar eden Hasan Adalı’ya buradan teşekkür ediyorum. Vatan uğruna şehit düşen şehitlerimizi rahmet ve sevgi ile anıyorum. Unutulmadılar. Unutturamazlar.

16

Page 17: Dizgi Askeri Tarih Kitap

17

Page 18: Dizgi Askeri Tarih Kitap

18

Page 19: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Trablusgarp Savaşı’nda Kalanların Kayıtları

KöyüHaneNo

Adı Baba adıDoğum yeri

DoğumTarihi

KayıtÖlüm

TarihiAile soyadı Açıklama

1934 tarama cevel no

Tepe NecmettinŞeyh Mehmet Gaylani

Tepe Trablusgarp10. KE.

1328Piyade Binbaşı

Dirmil32

Alamanoğlu yörük Nebi

Alamanoğlu Halil Emirali 1298 İtalyan Harbi 1326  

Kapalı kayıt 1852

Balkan Savaşı Döneminde Askerde Kalanların Kayıt Örnekleri (1328 yılı)

KöyüHaneNo

Adı Baba adıDoğum yeri

DoğumTarihi

KayıtÖlüm

TarihiAile soyadı Açıklama

1934 tarama cevel

no

Ahmetli1 5 Ali Ömer Ahmetli 1311 Askerde 1328Kapalı kayıt

Bozköy2 12 İbişoğlu Yusuf Yusuf Bozköy 1303Balkan Harbinde

1328 YİĞİT-SAK-YİĞİTER 2734

Çakırbeyli3 6 Kabaca oğlu Osman Yusuf Çakırbeyli 1299Balkan Harbinde

1328 ÜNAL-ÇETİN 2073

Sepetçiler4 23Zurnacı Hüseyin oğlu Hüseyin

HüseyinBayındırÇırpı

1300 Askerde 22.06.1328 NİŞANCI-YANIK 356

Dağkızılca5 41 Hasan Hasan Hüseyin Dağkızılca 1296 Askerde 30.06.1328Kapalı kayıt

70 Mehmet İbrahim Dağkızılca 1307 Balkan Harbi 1328 KARAKUŞ-AKÇAY 3743

87 Ali Esat Dağkızılca 1307 Balkan Harbi 1328 DÖNMEZ 3764

Demirci6 15Kırıklarlıoğlu Mehmet

Hüseyin Demirci 1307 Balkan Harbi 14.02.1328 ŞENGÜL 3351

Döğerlik7 11 Bekir Osman Döğerlik 1297 Balkan Harbi 1328 AYDIN 434

11 Mustafa Osman Döğerlik 1308 Balkan Harbi 1328 AYDIN 437

23 Ahmet Osman Döğerlik 1303 Balkan Harbi 1328 SARIBAŞ-BİRCAN 469

Helvacı8 26 Mustafa Osman Helvacı 1301Balkan Harbinde

1328 AYDIN-AKTAŞ-BAYER 1456

43 İsmail Halil Helvacı 1299Balkan Harbinde

1328 SENELKapalı kayıt

1492

Karakızlar9 3İkiz oğullarından İbrahim oğlu İbrahim

İbrahim Ahmetli 1311 Askerde 1328 ÖZCANNaime

köyünden aktarıldı

10 Ali Mahmut Karakızlar 1310 Umumi Harpte 16.09.1328 BOZKURT-TOPRAK 2620

12 Mustafa Hacı Ali Karakızlar 1284Balkan Harbinde

1328 AYDEMİR 2655

18 Mustafa Abti Karakızlar 1305Balkan Harbinde

1328 ÇETİN 2578

62 Hüseyin Mustafa Karakızlar 1299Balkan Harbinde

1328 ÖLMEZ 2588

Karakuyu10 61 Ahmet İbrahim Karakuyu 1308 Balkan Harbi 1328 ZEYBEK 2856

70 Mustafa Hulusi Arnavut Halil Karakuyu 1304 Balkan Harbi 1328 SİVRİKAYA 2861

Karaot11 13 Aydınlıoğlu Cemali Ali Karaot 1309 Balkan Harbi 1328 AYDIN 2254

16Kütahyalı Mehmet Ali

Mehmet Karaot 1304 Balkan Harbi 1328 UÇAR 2259

Dirmil12 18 Ömer Ali Dirmil 1306 Balkan Harbi 1328 GÜLERCAN 1834

1 İdari birimde askerde kalan kişi sayısı: 18.2 İdari birimde askerde kalan kişi sayısı:16.3 İdari birimde askerde kalan kişi sayısı:32.4 İdari birimde askerde kalan kişi sayısı:17.5 İdari birimde askerde kalan kişi sayısı:31.6 İdari birimde askerde kalan kişi sayısı:11.7 İdari birimde askerde kalan kişi sayısı:15.8 İdari birimde askerde kalan kişi sayısı:20.9 İdari birimde askerde kalan kişi sayısı:34.10 İdari birimde askerde kalan kişi sayısı:37.11 İdari birimde askerde kalan kişi sayısı:15.12 İdari birimde askerde kalan kişi sayısı:19.

19

Page 20: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Kuşçuburun13 11 İskender Süleyman Kuşçuburun 1306 Balkan Harbi 1328 DURSUNKapalı kayıt

1262

Çengele14 13 Mehmet Ali Hüseyin Çengele 1305 Balkan Harbi 1328 BAYKURT 1929

37 Hasan Ali Salih Çengele 1292 Balkan Harbi 1328 KARAGÖZ 1941

Hamidiye15 15 İbrahim Mahmut Özbey 1307 Balkan Harbi 1328 ÖZ-SÜRÜCÜ 1557

Saibler16 9Hacı Ömer oğlu Osman oğlu Mehmet

Süleyman Saibler 1299 Balkan Harbi 1328ÇEVİK-TEKİN-GÜLEÇ-

ÖZYURT1507

9Hacı Ömer oğlu Osman oğlu Hüseyin

Osman Saibler 1301 Balkan Harbi 1328ÇEVİK-TEKİN-GÜLEÇ-

ÖZYURT1508

11 Deveci Ahmet Hacı Mehmet Saibler 1261 Balkan Harbi 1328 AKGÜN-SEZER 1529

Hortuna17 28 Ziyaettin İsmail Çatalca 1300 Balkan Harbi 1328Kapalı kayıt

3109

Yeniköy18 10 İbrahim Koca Hüseyin Bozköy 1303 Balkan Harbi 1328 KURTLUKapalı kayıt

713

18Danaoğlu Mehmet Hasan

Danaoğlu Bekir Yeniköy 1290 Balkan Harbi 1328 DANACIKapalı kayıt

726

Arıtaş19 13 Mehmet Kel İsmail Arıtaş 1308 Balkan Harbi 1328Kapalı kayıt

2813

Cumalı20 32 Abdullah Solak Mehmet Cumalı 1293 Askerde 1328 BAĞIŞ-NEYIR

34 Mustafa Mehmet Ali Cumalı 1308 Askerde 1328 ÖZÇETİN-ORHAN

Balkan Savaşı Döneminde Askerde Kalanların Kayıt Örnekleri (1329 yılı)

Arslanlar21 54 Deli Halil Deli Salih Kardiça 1293 Askerde 1329Kapalı kayıt

2985

78 Recep Latif Kardiça 1297 Askerde 1329 TAŞLIOĞLU 3013

Çakallar22 26 AbdullahKara Hüseyin oğlu Durmuş

Çakallar 1309Harbiye Hastanesi

25.09.1329 ÇINAR

27 Ahmet Çiçek Mehmet Çakallar 1297 Seferberlik 30.10.1329 DUMANKapalı kayıt

1349

Çapak23 14 MehmetMolla Ahmet oğlu Ali

Çapak 1296 Askerde 20.02.1329 BABA

Sepetçiler 16 Mehmet Putu oğlu Halil Sepetçiler 1309 Askerde 03.06.1329 MADRAN

Döğerlik 7 Hasan Ali Gök Mehmet Düğerlik 1304 Balkan Harbi 07.10.1329 GÖK

22 MehmetBucaoğlu Hüseyin

Düğerlik 1302 Askerde 05.05.1329Kapalı kayıt

Karakuyu 98 Ali oğlu Cemal Ali Karakuyu 1306 Balkan Harbi 1329 YASEMEN 2883

110 Mehmet Ahmet Karakuyu 1309 Balkan Harbi 1329 BOSTANKapalı kayıt

2892

Kuşçuburnu 14 Hüseyin Koca Tahir Yenipazar 1300 Umumi harpte 1329 GÜLKapalı kayıt

14 Tuzlu Osman Salih Deliorman 1297 Umumi harpte 1329 GÜLKapalı kayıt

15 İsmail Şaban Kuşçuburun 1304 Harb-i Umumi 1329 GÜLCAN-ŞENBOY 1272

Çengele 44 Süleyman Mustafa Çengele 1307 Şehiden 02.02.1329Kapalı kayıt

45 Ali OsmanMısırlı Mustafa oğlu Mehmet

Çengele 1309 Askerde 11.10.1329Kapalı kayıt

1959

13 İdari birimde askerde kalan kişi sayısı:15.14 İdari birimde askerde kalan kişi sayısı:18.15 İdari birimde askerde kalan kişi sayısı:21.16 İdari birimde askerde kalan kişi sayısı:7.17 İdari birimde askerde kalan kişi sayısı:40.18 İdari birimde askerde kalan kişi sayısı:8.19 İdari birimde askerde kalan kişi sayısı:6.20 İdari birimde askerde kalan kişi sayısı:10.21 İdari birimde askerde kalan kişi sayısı:31.22 İdari birimde askerde kalan kişi sayısı:9.23 İdari birimde askerde kalan kişi sayısı:32.

20

Page 21: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Hamidiye17 Ali

Hamit nam diğeri Kara Hüseyin

İsilce 1305 Balkan Harbi 1329 DEMİRKapalı kayıt

1559

17 Ali Mehmet İsilce 1306 Balkan Harbi 1329 DEMİRKapalı kayıt

1560

20 Hüseyin Üzeyir oğlu GaniTorbalı Mersinli

1306 Balkan Harbi 1329 1565

39 Salih Kara Recep Özbey 1308 Balkan Harbi 1329 FESCİKapalı kayıt

1586

Saibler 1 Hamid Dığıllılı Mehmet Saibler 1306Askeri hastahanede

04.03.1329 İLBEK

Hortuna 68 İbrahim Mehmet Hortuna 1306 Balkan Harbi 1329 ÇAKIRCAKapalı kayıt

3171

83 Ahmet Veli Yenişehir 1296 Balkan Harbi 1329 EKREN 3188

Yeniköy 12 Aycaoğlu İbrahim Aycaoğlu Ali Yeniköy 1293Bursa askeri hastanede

11.03.1329Kapalı kayıt

Tepe Ertuğrul Mah24 25 Mehmet Ali Ahmet Niğbolu 1300 Askerde 1329 TAŞKAN

Kapalı kayıt

2465

Arıtaş 1 Mehmet Mehmet Arıtaş 1295 Balkan Harbi 1329 TEKCANKapalı kayıt

Cumalı 34 Mehmet Mehmet Ali Cumalı 1296 Askerde 1329 ÖZÇETİN-ORHAN

Fetrek25 20 Köselioğlu Hasan Deli Veli Fetrek 1292İskenderun Hastanesinde

30.05.1329

ACI GERÇEK ( GAVLAK MEHMET )

ANLATAN: Ben 1933 doğumlu Rıza TUNÇEL. Çok yakınım olan Hatice halam ve eşiyle çocuklarının yaşadığı acı gerçeği anlatıyorum:

Sene 1915. Halamın kocasının büyük kayını Aptil’i askere alıp Çanakkale’ye savaşa göndeririler. Gidiş o gidiş. Yakın zamanda şehit olduğunu haber alırlar ve bu şehit 5 oğlan kardeşten biridir. İkinci kardeş halamın kocası Mehmet’i de askere alıp Çanakkale’ye savaşa göndeririler. Bu Mehmet’in bir kız çocuğu vardır. Onun da şehit olduğunu haber alırlar. Aile bu iki acıyı yaşarken halam çok genç yaşta dul kalmıştır. Halam yörük beyinin (Tekeli ) torunudur. Bu yörük beyi çok zengindir. O zamanlarda zenginlik canlı malla oluyor. Arazi falan neredeyse bedava. İşte bu nedenle halamı gelin ederlerken kocasının ailesi de çok fakir olduğundan halama sürü ile koyun, keçi, inek verirler. Halamın kocası da artık zengin sayılır. Fakat kocası şehit olunca dul olarak baba evine dönmesi gerekir. Bu sefer tüm malı alıp götürmesi gerekecektir. Kayınbabası ve kayınvalidesi hem kendinden çok memnun, hem çok malı olduğundan şehit olan kocasının küçüğü Osman’a yani kaynına vermeyi düşünürler. Böylece hem mal gitmeyecek, hem de gelin... Hem halamı hem de Osman’ı razı ederler. Evlendirirler. Yukarıda söylediğim gibi o devirde mal geçerli akçe.

Göçebe yörükler her yıl yaylaya giderler. Nisan ayı içinde yayla dedikleri Kütahya’ya bağlı Gediz, Şaphane, Çavdarhisar, Örencik Ovası, Yokuşbaşı, Altıntaş, Murat Dağı, Dumlupınar, Balmahmut, Banaz hatta İnönü. Bu yaylalara gidip Eylül sonları İzmir civarına göçerler. Bütün yaz yaylada ürettikleri sütü, tulum peynirini, tereyağını atlara, develere yükleyip dönerler ve Salihli’ye gelince tüccarlara satarlar. Yükleri hafifler. Bu döngü hep böyle sürüp gider. Arazileri de vardır. Fakat birkaç kişiden fazla ziraat yapan yoktur. Karınca sürüsü gibi bu yayla yollarına, yörüklerin canlı malları sığmazdı. Mesela bu göçebelerin yolculuğunu biraz anlatayım.:

24 İdari birimde askerde kalan kişi sayısı:18.25 İdari birimde askerde kalan kişi sayısı:17.

21

Page 22: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Yaylaya gitme zamanı geldi mi eğer Özdere – Gümüldür’de kışlamışlarsa oradan göçüp bir günde Tahtalı Barajı’nın yapıldığı yere, Bulgurca civarına, konarlar. Ertesi gün oradan göçüp Tekeli köyü civarına, üçüncü gün Pınarbaşı yakınlarına , dördüncü gün Manisa Spil Dağı dibindeki köylerin civarına, beşinci gün Turgutlu – Armutlu civarına , altıncı gün Sart civarına ,yedinci gün Salihli’ye geçince Kovukdere civarına, sekizinci gün Kula’ya yaklaşırlar. Dokuzuncu gün Kula’yı geçerler ve birkaç gün sonra Güre civarına varırlar. Güre civarında dağılmaya başlarlar. Bir kısmı Gediz yoluna, bir kısmı da Uşak yoluna devamla Afyon yakınlarına giderlerdi. Eylül ‘de dönüş başlardı. Bu yolculuğu şu sebepten anlatıyorum. Şehit sanılan halamın kocasını iyi anlatabilmek için.

Halam kaynı ile evlendikten çok sonra- yıl olarak kesin bilinmiyor- Salihli’de bir adam ortaya çıkıyor. Neden Salihli? Çünkü Salihli’yi geçtin mi hem yaylaya hem de kışlağa giderken Salihli’den sonra hepsi ayrı ayrı yönlere dağılırlar. O nedenle Salihli’de meydana çıkan bu adam, bunu bildiği için Salihli’de yörüklerin yolunu keser ve yörüklerin hepsi Salihli’den geçeceği için orayı bekler. Yörükler de hep birbirlerini tanıdığı için bu adam, her gelene Gavlak Sülü’nün oradan ne zaman geçeceğini sorar. Tahminen ne gün geçeceklerini öğrenir. Bunun dışında başka şeyleri de öğrenmeye çalışır. Her geçen yörüğe :

-Gavlak Sülü ve hanımı sağ mı? diye sorar. Ayrıca:

-Bu adamın oğlu Mehmet vardı. Çok zaman oldu hiç görmüyorum, der.

Aldığı cevap:

-O Çanakkale’de şehit oldu.

-Peki , o evliydi; karısı ve kız çocuğu vardı. Onlara ne oldu?

-Karısını kardeşine verdiler, kız çocuğu da büyüdü. Büyük dayısının oğluna yeni gelin ettiler.

Yani kızını verdikleri dayısının oğlu benim büyük amcamın oğlu idi. Ortaya çıkan bu adam, bu soruyu Salihli’ye gelen her yörüğe soruyor. İyice kanaat getiriyor. “ Sen kimsin?” diye soranlara:

-Mehmet benim Çanakkale’den asker arkadaşımdı, der.

Böylece her şeyi öğreniyor zaten. Bu kişi olacakları bildiği için baba evine dönmeyi düşünmüyor. Öğrendikleri ile temelli yıkılıyor. Baba evine dönmemeye kesin karar veriyor. Yalnız anne ve babasını çok özlüyor. Hiç olmazsa babam, yayla dönüşü tüm malları Salihli’de nasıl olsa tüccara satacak; orada görürüm ümidi ile babasının geleceği günü bekliyor.

Bir gün bir kuşluk vakti babasının bir at ve bir de merkeple sırtlarında yükleri olduğu halde hayvanlarla geldiğini görüyor. Fakat babası sıtma hastası olduğundan çok perişan durumdadır. Kendisini bildirmeden yanına koşup:

-Baba yardım edeyim, çok hastasın.

Babasının malını indirip, malını satar. Tüccarlardan da parasını alarak babasının cebine koyuyor. Babasını ata bindirip uğurluyor. O kişi şehit sanılan “Mehmet”tir. Esaretten kurtulup Salihli’ye gelmiştir. Orada kalmıştır. Birkaç ay içerisinde tüm yörükler o dedeyi yani “Gavlak Sülü (Süleyman)” yü- Mehmet’in babasını- görüp:

- Salihli’de bir adam seni arayıp soruyordu, diyorlar. Dede de:

“Salihli’de bana birisi evlat gibi yardım etmişti” diye düşünerek şüpheleniyor.Kendisini

tanıyan yörüklerden bu adamın kendisini tahkikat ettiğini öğreniyor ve o kişilere:

- - Sizin gördüğünüz adamın eşkali nasıldı?diye tipini soruyor. Her gören ön dişlerini anlatıyor. Onların tüm kardeşlerinin ön dişleri çok küçük, apayrı bir tipti. Şüphesi kalmıyor artık. Yüzde yüz oğlum, diyor. Araştırsa da netice alamıyor. Aradan 3-5 yıl daha geçiyor.

22

Page 23: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Dumlupınar’da teyzem vardı. Onların da birkaç sürü koyunu vardı. Bu şehit Mehmet celepliğe yani kasaplığa başlıyor. Bir gün yolu Dumlupınar’a düşüyor. Teyzemlerden mal almak istiyor. Teyzem kendisini tanıyor.

-Sen Gavlak’ın oğlu Mehmet değil misin?

Teyzemden kendini saklamıyor. Başından geçenleri anlatıyor. Evlendiğini, Salihli’de oturduğunu, Salihli’de bir başka isimle tanındığını söylüyor. Eskiden babası ile karşılaştığında, babacığının çok hasta olduğunu, babası giderken arkasından çok ağladığını anlatıyor. Aradan birkaç yıl daha geçiyor. Teyzemlere birkaç defa daha misafir oluyor. Mehmet, bir gün misafir kalıp kayboluyor. Bu haberler babası ve kardeşlerine ulaşıyor. Fakat aradan zaman geçtiğinden kendisini bulamıyorlar. O zamanın olanakları çok kısıtlı, o tarihlerde de bütün yörükler köylere yerleşiyor.

Bu şehidin babası ve anası 1949 ve 1951 yıllarında ölmüşlerdi. Hatta iki ihtiyar çok kavga ederlerdi. Bir gün okuldan geldim. Öğle idi, Sülü Dede bizim eve gelip:

-Mustafa ! Elif ! diye sesleniyordu. Evde yalnızdım ve kendisini ben karşıladım.

-Ne istiyorsun Sülü Dede? dedim.

-Anan baban yok mu ? dedi. Ben de:

-Yalnız ben varım, dedim. Bana:

- Oğlum, ateş yak; ısınayım. Hem karnım aç hem kocakarı ile kavga ettik. Onu öldüreceğim ama hayırlı bir günde olsun diye düşünüyorum, dedi.

Ben, ateşi yakıp önüne sofrayı serdim. Annem bir tencere kuru fasulye pişirmiş, onu kattım. Acı biberi çok severdi. Bir avuç dövülmüş acı biber, bir tas turşu, bir tas taze çökelek, biraz zeytin , biraz da kuru soğan. Çünkü biliyordum ki bunları çok severdi. Güzelce karnını doyurdu. Bir de kaçak sigara sarıp, yastığa yan gelip yatarak bana bakıyordu. Biliyordum ki kahve istiyordu. O an bende bir fincan kahve yapıp eline verdim. Bir yandan sigarasını, bir yandan da kahvesini içiyordu. O devirde evlerde kahve dolu; fakat çay pek bilinmezdi. Ben:

-Dede neden kavga yaptınız , diye sordum.

-Oğlum biliyorsun. İç güveyliği böyle kavga ile geçer, diyordu.

Sülü Dede hizmetimden memnun olduğu için bana:

-Meymenetsizler, siz adam olmazsınız, dedi.

Çünkü çok sevdiğine öyle derdi. Ayağında, üstünde eski zeybek elbisesi vardı. Ömründe başka giysi ile gezdiğine şahit değilim. Bacaklarında efe tozlukları vardı. Topan don derlerdi pantolona.

1960’lı yıllar girmişti. Sülü Dede ve karısı öleli 10 yılı geçmişti. Şimdiki Yeşilköy’ün olduğu yerde sadece bir kahve vardı. Tahtalı Kahve. O da çok zaman kışın kapalı olurdu. Bir gün oraya iki delikanlı geliyor.

-Oğlananası köyüne buradan mı gidilir? diye soruyorlar.

Sorduğu kişi de şehitin hanımı ile evlenen amcaları Osman.

Osman o delikanlılara:

-Oğlum bu kışta kıyamette ne yapacaksınız köyde? diye soruyor.

-Biz Salihli’den geldik. Bu köyde amcalarımız varmış. Onları bulacağız. Dedemiz

ölmüş, amcalarımızdan babamızın hakkı olan malı alacağız, diyorlar.

-Kim sizin amcalarınız, diye o delikanlılara bir bir amcalarını soruyor Osman.

Halbuki aradıklarının birisi o kişi. Onlar da zaten mallarını bölüşmüşler. Onun için:

-Oğlum sizin aradığınız adamlardan hiçbiri köyde kalmadı. Onların tümü Söke tarafına göçtü, diyor.

23

Page 24: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Gençler de bu yaşlı adamın dediklerine inanıp hemen Salihli’ye dönüyorlar. Birkaç yıl geçince şehit sanılan Mehmet’in kızı da ölüyor. Şehitin kızı ile evli olan amcaoğlunun üç çocuğu yetim kalıyor. Benim amcaoğlu da aynı kişilerden hak istediğinde,bu sefer:

-Git kayınbabandan iste.

diyerek bir metelik vermediler. Hatta amcaoğlu hakkını alabilmek için dava açtı. Karşı taraf yalancı şahitler bularak:

-Bizim öyle bir kardeşimiz yoktu, dediler. Hakim, amcaoğluma:

-Git , ailenin nüfus kayıtlarını getir, diyor.

Fakat o tarihlerde bir yere yerleşik olmadıklarından, ailenin nüfus kayıtlarını getiremiyor. Ben biliyorum, bazıları Salihli’nin bir köyüne, bazıları da Menderes - Çamköy gibi değişik köylere kayıtları. Amcaoğlum biraz daha araştırıyor ama bir sonuç elde edemiyor.

“Öbür dünyada helalleşiriz.” diyerek, bu üç çocuğun yetim hakkını yemeleri için onlara bırakıyor.

O yetimlerin en az 50-60 dekar arazisini satıp yediler. Bu üç yetimden ikisi öldü. Biri şu an Yazıbaşı beldesinde, hasta ve yardıma muhtaç bir durumda yaşamını sürdürmeye çalışıyor.

SÜRÇ-İ LİSAN OLDU İSE AFFOLA.

Not: Şehit sanılan “Gavlak Mehmet” hakkında yaptığımız tüm araştırmalardan ne yazık ki şu ana kadar sonuç alınamamıştır. Anlatım Çanakkale Savaşı’nın toplumsal sonuçları bakımından önemli görüldüğü için anlatıldığı şekilde 12.12.2002 tarihinde Torbalı ilçesi Ertuğrul Mahallesi’nde A. Rıza TUNÇEL'in evinde derlenmiştir.

Bir Çanakkale Şehidinin Hikâyesi: Koca Alilerin Mustafa

Bayındır ilçesinin yüksek dağlık kesiminde yörüklerin kurduğu bir köy vardır. Adı halk arasında "Marmaraç"26. İdari bakımdan daha önceleri ayrı iken sonraları Dernekli köyüne bağlanmış. Resmi adı da "Mersinli Mahallesi". Köy yıllar önce susuzluktan ve geçim darlığından dolayı dağılmış. İnsanları ovada yeni yaşam alanları aramışlar.Aradıkları yeni yaşam alanını Canlı köyünde27 bulmuşlar.

Bizim anlatacağımız olay işte orada, yani eski adı Kavakalan, yeni adı Çınardibi olan köye giden yolun üstünde kurulu bu Marmaraç Köyü'nde olmuş.Köy düz bir arazi üstünde etrafı ormanlarla çevrili bir yerde. Ama hüzünlü ve yalnız. Yunan işgali zamanında etraftaki çeteleri saklamış koynunda. Kuvvacılara ekmek vermiş, su vermiş. Yunan’ın baş belası Hortunalı Hamit Efe’28yi de barındırmış bu köy. Bugün dağların tepesinde kışın yağan kar ve 26

? Mersinli Mahallesi Dernekli Köyü Bayındır27 Canlı köyü ileriki yıllarda Belde olmuştur. Büyüksehir yasası ile Bayındır’a bağlı semt haline gelmiştir.28 Hortunalı Hamit ile ilgili yerel tarih araştırması için bakınız: Necat Çetin, ” Sözlü Anlatımlara Göre Torbalı’da Yunan İşgali ve Bilinmeyen Bir Kuva-yı Milliyeci: Hortunalı Hamit”,Uluslararası Kuva-yı Milliyenin 90. Yılı

24

Page 25: Dizgi Askeri Tarih Kitap

yağmurun, yazın ise ılgıt ılgıt esen rüzgârların bağrında öylece tekrar canlanmayı bekler. Bugün ise yıkılmış evleri; penceresi, kapısı sökülmüş damları; akmayan çeşmesi, hep hüzün veriyor insana. Kimler gelmiş kimler geçmiş bu köyden.

Köy canlı iken hayat sabah 6’da başlar. Hele bir avuç toprağın altın olduğu yerde, yaşamak için yapacağın tek şey vardır: Sürü hayvancılığı. Başka bir alemdir keçicilik. Çobanın kendindense bir topan ekmek yersin. Eğer aylıklı çoban ise işte bak orada biraz duracaksın. Eğer helal ekmek yemişse çobanın, keçilerin bayram eder dağlarda. Çünkü çoban, hangi havada hangi tarafa gideceğini, hangi zaman hangi yerde sürüsünün doyacağını bilir. Keçi ve çoban ayrılmaz ikilidir dağlarda.

Benim anlatacağım olay 1915 yılında Çanakkale Savaşları sırasında geçer. Bu köy pek öyle kalabalık bir köy değildi. 15, bilemediniz 16 hane kadardı29. Köyde en geniş aile “Kölemenler30”, “Araplar31” ve “ Çelbeşikler32” idi. Onlar da dağıldı şimdi çeşitli köylere. Kimisi Kemalpaşa’nın Cumalı köyüne, kimisi Torbalı’nın Karakızlar köyüne, kimisi Dağtekke köyüne, kimisi ise ovadaki Kızılcaova ve Canlı’ya. Ben çocukluğumda33 birkaç sefer bu köye gitme şansına sahip oldum. Çünkü uzaktan da olsa orada akrabalarımız vardı. Akrabalığımız büyük ninemden, dedemin anasından geliyormuş. Sonradan öğrenmiştim. Her neyse biz sizlere olayımızı anlatalım.

Bu Marmaraç köyünde bir aile varmış. Koca Aliler34. Hanede üç çocuk, bir dede35 ve anne36- baba vardır. Yani sizin anlayacağınız toplam 6 kişidir. En büyük çocuk kızdır. Adı “Ayşe”. Diğeri de kızdır “Iraz37”. Iraz ile ablası Ayşe arasında bayağı bir yaş farkı vardır. Üçüncü kardeş ise “Mustafa38”. Mustafa ile ablası Iraz’ın arası bir yaştır. Abla Ayşe Çengele39

köyünden Sarılar aşiretinden Bekir40 ile evlenir. Bu evlilikten 2 kız, 3 erkek çocuk olur önce. Şerife, Ümmü, Nazlı, Kazım, Halil, Ali, Mehmet. Kocası zaman zaman askere çağrılmaktadır. Aynı kaynı Hamza Ali41 gibi. Yemen senin Balkan benim. Her gelişinde bir çocuk. Doğru dürüst görememiş kocası karısını, izne geldiği veya kaçıp geldiği askerlikten başka.

Iraz bir süre sonra büyür. Gelişip güzelleşir. Etraftan istemeler başlar. Bu arada anası dayanamaz bu dünyanın kahrına vefat eder. Artık evde beş kişi kalmıştır. Evin yükü yörük

Sempozyumu, Eylül 2009, İzmir (Sunulan bildiriler).29 27/07/1320 tarihli son Osmanlı nüfus sayımında köyde 16 nüfus hanesinde toplam 119 kişinin sayımı yapılmıştır. Hane nüfus ortalaması 7.43 kişidir. Bu rakam genel ortalamanın çok üstündedir. Sayımı yapılan 119 kişiden 59 kişi erkek (% 49.57), 60 kişisi (%50. 43) ise bayandır. 119 kişiden 49 kişi (% 41.18) evli, 63 kişi (% 52.94) bekar ve 7 kişisi (% 5.88) dul’dur. Bakınız; Dernekli Köyü Nüfus Esas Defteri Mersinli Mahallesi kayıtları, Dernekli Köyü Muhtarlık Arşivi. 1891 yılı sayımında köy nüfusu 117 kişidir. Bakınız: Aydın Vilayeti Salnamesi 1317.30 1320 sayımında hanede (Hane numarası: 5) toplam 14 kişi kayıtlıdır. Ailenin soyadı: KÖLEMEN. Bakınız; Dernekli Köyü Nüfus Esas Defteri Mersinli Mahallesi kayıtları, Dernekli Köyü Muhtarlık arşivi.31 1320 sayımında hanede(Hane numarası: 2) toplam 16 kişi kayıtlıdır. Ailenin soyadı: ÖZMERSİNLİK. Bakınız; Dernekli Köyü Nüfus Esas Defteri Mersinli Mahallesi kayıtları, Dernekli Köyü Muhtarlık arşivi32 1320 sayımında hanede(Hane numarası: 6) toplam 14 kişi kayıtlıdır. Ailenin soyadı: VARTÜRK. Bakınız; Dernekli Köyü Nüfus Esas Defteri Mersinli Mahallesi kayıtları, Dernekli Köyü Muhtarlık arşivi.33 1976 yılı.34 Nüfus hane no:1 1320 tarihli nüfus sayımında hane reisi olarak Bayındır 1260 doğumlu Koca Ali bulunmaktadır. Hane nüfus sayısı 6 kişidir. 3 Erkek 3 kadın. Ailenin diğer lakabı "Osman Aliler".35 Osman36 Fatma.37 Yörükler Raziye ismini "Iraz" olarak söylerler. İsa: Ese, Ayşe: Eşe… gibi.38 1311 doğumlu.39 Torbalı Ormanköy40 Dedemin babası. Halil oğlu 1292 doğumlu. Torbalı Çengele köyü 19 hane reisi.”Sarılar aşiretinden Bekir” Seferberlikte “askerde” kalmış. Ölüm tarihine 1333(1917) notu deftere düşülmüş. Soyadı: ÇETİN. Bakınız: Çengele nüfus esas defteri, Ormanköy Muhtarlık Arşivi.41 Torbalı Çengele köyü Hane no: 20 “Sarılar aşiretinden Ali” Soyadı: GÜÇ. ( 1885-1965) Kapalı Kayıt. Bakınız: Çengele nüfus esas defteri, Torbalı Ormanköy Muhtarlık Arşivi.

25

Page 26: Dizgi Askeri Tarih Kitap

kızı Iraz'’n üstündedir. Kardeşi Mustafa da gelişir, delikanlı olur. Köyden yaşıtı Emine ile gizliden gizliye görüşmeler başlar. Önce kaçgöçler, derken vurulurlar birbirlerine. Mustafa ablası Ayşe gibi diğer ablasının hemen evlenmesini beklemektedir. Iraz ablasına, Kemalpaşa’nın Gökyaka Tekeköy’den birisi42 ile söz kesilir. Hemen babasına Emine’yi istemelerini söyler. Babası Ali oğlunu kıramaz. Aslında oğluna Emine’yi gelin olarak almayı o da istemektedir. Mustafa da bir süre sonra Emine ile sözlenir Böylece aynı evde nişanlı iki kardeş olur. Gökyaka Tekeköylü dünürler ile düğün günü kararlaştırılır. Düğün yazın yapılacaktır. Baba Ali hemen oğlunun nişanlısının ailesi ile de anlaşır. Bir hafta önce Iraz gelin gidecek, bir hafta sonra da evine gelin gelecektir. Aynı ev birer hafta ile iki düğünü birden yaşayacaktır. Oğlunun urbaları43 kesilir. Evinin duvarlarına geleneklere uygun asılır. Eh bir hafta sonra oğlu da evlenecektir.

Belirlenen gün gelir çatar. Bir gün öncesinden etraf köylerde ne kadar hısım akraba varsa toplanır Marmaraç köyüne. Kına gecesi yapılır. Heyamullar44 düzenlenir. Keşkekler pişer, erkeçler kesilir. Her şey iyi gitmektedir. Ya Gökyaka Tekeköy’den davullarla yola çıkanlara ne demeli? Sabaha karşı köyden çıkılır. Yolları bayağı uzundur. Davullar zurnalar dağları inletmektedir. Önce Cumalıköy’e, oradan Sinekköy’e; hadi doğruca Cumalıköy dağına tırmanacaksın, Zeybek mezarlığını geçeceksin. Oradan Marmaraç köyüne doğru sarkacaksın. Ancak ikindi vakti varılabilir. Bir de bu işin geri dönüşü var. Kim bilir ertesi gün mü sabah mı varacaksın kendi köyüne. Allah bilir ! Öğlenden sonra davulların sesi yeri göğü inletmektedir. Artık köye 500-600 m. kallmıştır. Herkesin keyfi yerinde. O da ne? Davulların karşısına Marmaraç’tan iki kişi gelmez mi? Yoksa düğün bozuldu mu? Düğün idarecileri bir işaret eder. Davullar susar, zurnalar ötmez. Herkesi bir merak sarar. Acaba ne oldu? Konu hemen anlaşılır. Gelinin evdeki yaşlı dedesi45 vefat etmiştir. Eğlence durur. Sessizce köye varılır. Eline bir çapa alan, bir kürek bulan mezarlığa gider. Önce cenaze toprağa verilecektir. Ancak hiç umulmayan bir olay daha yaşanır. Köye Çırpı nahiye karakolundan iki jandarma gelir. Çanakkale Harbi patlamıştır. Bütün eli silah tutanlar askere alınmaktadır. Jandarmalara durum anlatılır. Anlayışla karşılanır. Önce dede toprağa verilir. Mustafa önce ablasını çırak yani gelin çıkarmak ister. Iraz karşı çıkar ve der ki :

-Önce evden sen çıkacaksın. Ben ablayım. Önce seni uğurlayacağım, Vatan seni bekliyor, der.

Köyün insanları toplanır. Mustafa ile beraber 16 kişi daha köyün alt kısmında imamın dualarıyla, köylü tarafından askere uğurlanır. Ardından Iraz sessiz sedasız gelin gider. Koskoca evde baba tek başına kalakalır. Misafirler de yavaş yavaş köylerine, evlerine dönmeye başlar. Oğlunun nişanlısı Emine o evin gelini olarak her gün kendi evinden sonra kayınbabasının evinin işlerini görür. Yemek yapar, evi siler, süpürür.

Bir süre sonra köye, Mustafa’nın Çanakkale’den künyesi gelir46. Mustafa bir İngiliz saldırısında şehit düşmüştür. Emine inanmaz. Mustafa'sı vurulamaz. Ya kaybolmuştur ya da esir düşmüştür. Bir gün mutlaka gelecektir. Koca Alilerin Ali ise oğlunun şehit haberini aldığında beyninden vurulmuşa döner. Dünyaya küser. Yemez içmez. Çünkü tek erkek

42 Ağa Mehmetler/ Kürt Ahmetler. Gökyaka Teke köyü hane:32. A ilenin soyadı: BULUT.Bakınız: Köy Nüfus Esas Defteri,Kemalpaşa Gökyaka Köyü Muhtarlık Arşivi.43 Yörede damatlık elbiseye eskiden urba denirdi.44 Düğün evi yakını gençlerin gece evlenecek genç kızla birlikte meşaleler eşliğinde akrabalarını türkü ve uzunhavalar söyleyerek ziyaret etmesi ve hediyeler toplaması. Yöresel bir gelenektir.Şu an kalkmış durumda.45 Osman.46 Nüfus Vukuat Defterinde, Mustafa’nın ölüm kaydı vardır. Kayda göre Mustafa 1331 yılında Harb-i Umumi’de “askerde” kalmıştır. Bayındır Nüfus Vukuat Ölüm Defteri Cilt:2 sayfa:198. Kayıttan da anlaşılacağı üzere Mustafa’nın vefat yılı 1915 yılıdır.Çanakkale Savaşı dönemi. Çanakkale şehitlerimizin listesinde 1.Kolordu 4. Alay 2.Tabur, 5. Bölük piyade er Ali oğlu Mustafa, doğum yılı bilinmiyor, ilçe ve köyü bilinmeyen, 23/06/1915 tarihinde Sebdülbahir muharebesinde şehit memleketi İzmir olan kişi olduğunu ( kayıt no:24,346 ) düşünüyorum. (http://www.geltag.com/sehitler.asp?il_id=36&ilce_id=1&harf_id=0&sayfa_no=4. ET: 11/01/2010)

26

Page 27: Dizgi Askeri Tarih Kitap

evladıdır Mustafa. Ya doğruysa? Soyunu kim devam ettirecektir? Kim kucağına torun verecektir? Bir süre sonra kahrından o da ölür. Evinin kapısı kapanır. Oğlunu köyde nişanlısı, evinin duvarında urbaları öylece beklemektedir.

Aynı acı haber bir süre sonra Çengele’ye “Gacarlar47’a ulaşır. Bekir de harpte vurulmuştur. Daha kısa bir süre önce izne gelmiştir. Ancak hastadır. Doktor yok, ilaç yok. Sirke ile yapılan ilaçlar da fayda vermez. Jandarmalar dinlememiştir bu sefer. Giderken de hanımı Ayşe iki aylık hamiledir48. Bekir, jandarma tarafından zorla götürülür. Bir süre sonra ölüm haberi gelir baba ocağına. Ayşe geride 7 çocuğu ile kala kalmıştır. Zaten tüm ömrü49 bu çocuklarını yetiştirmeye ancak yetecektir. Biz yine dönelim Marmaraç köyüne. Köyden Mustafa ile birlikte askere alınanların teker teker künyeleri gelmeye başlar50. Ocaklar sönmektedir.

Ne Çanakkale’dir bu? Evlatları yiyen;kadınları kocasız, evlatları babasız bırakan Çanakkale. Harp biter. Etraf köylere sağ kalabilen, askerler tek tük dönmeye başlar. Ancak ne Mustafa ne de diğerleri döner. Emine’yi babasından etraftan istemeye (evlilik teklifi) gelirler. Emine gelenlere:

- Benim nişanlı olduğumu bilmez misiniz? der. Umutludur. Bir süre sonra Yunan çıkar. Her taraf cavurdur. Mustafa’sı gelmez. Üç

sene durur, Mustafa yine gelmez. Çeteler bir yandan, Yunan bir yandan köyü basar. Yunan kovalanır Mustafa’sı yine gelmez. Cumhuriyet ilan edilir. Artık 10 yıldır süren seferberlik bitmiş, sağ kalan bütün askerler evlere dönmüştür. Mustafa’sı yine gelmez. Mustafa ile nişanlanalı tam 8 yıl olmuştur. Artık ümidini keser. Varır istemeye istemeye Osmanlar51’dan bir adama.

Nice hikâyeler vardır böyle yaşanan. Hepsi gerçek, hepsi acı dolu. Çok azı mutlu sonla biter52.

Bayındır Nüfus Vukuat Ölüm Defteri’ne Göre (Cilt 2) Dernekli ve Marmaraç ( Mersinli) Köylerinden I.Dünya Savaşı Sırasında Askerde Kalanların Listesi.

47 ÇETİN ailesinin Torbalı Ormanköy’deki lakabı. Benim ailem.48 Doğum 7 ay sonra olur. Doğan çocuk erkektir. Babası Bekir’in adı verilir.49 Ayşe 1969 yılında vefat etmiştir.50 Nüfus Vukuat Ölüm Defterinde diğerlerinin de bazılarının ölüm kayıtları vardır;Hane:4 Adı: Halil, Babası: Mehmet, Annesi: Dudu, Doğum yılı:1312, Askerde kaldığı yer: Harb-i Umumi, Yıl:1332, “Askerde”,. Bakınız: Bayındır Nüfus Vukuat Ölüm Defteri, Cilt:2, sayfa:198. Ailenin bugünkü soyadı: KÜÇÜKSOLAK. Aile Bayındır Canlı semtindedir.Hane:11 Adı: Hasan, Babası: İsmail, Annesi: Gülsüm, Doğum yılı:1305, Askerde kaldığı yer:Umumi Harp, Yıl:1331, “Askerde”,. Bakınız: Bayındır Nüfus Vukuat Ölüm Defteri, Cilt:2, sayfa:199. Ailenin bugünkü soyadı:DUVA. Aile Bayındır Yeşilova (Çıplak) Köyü’ne nakil gitmiştir.Hane:16, Adı: Halil, Babası: İbrahim, Annesi: Ümmü, Doğum yılı: 1311, Askerde kaldığı yer: Harb-i Umumi, Yıl:1331, “Askerde”, Ailenin bugünkü soyadı: İNCEDAYI, . Bakınız: Bayındır Nüfus Vukuat Ölüm Defteri, Cilt:2, sayfa:199. Aile Dernekli Köyü’ndedir. Aileden bazıları Kemalpaşa ilçesi Armutlu’ya ve Bayındır ilçesi Kızılcaova Köyü’ne nakil gitmiştir.Hane: 16, Adı:,Osman, Babası:İbrahim, Annesi: Ümmü, Doğum yılı: 1314, Askerde kaldığı yer: Harb-i Umumi, Yıl:1331, “Askerde”, Ailenin bugünkü soyadı:İNCEDAYI, . Bakınız: Bayındır Nüfus Vukuat Ölüm Defteri, Cilt:2, sayfa:199. Aileden bazıları Kemalpaşa ilçesi Armutlu’ya ve Bayındır ilçesi Kızılcaova Köyü’ne nakil gitmiştir. Kayıttan da anlaşılacağı üzere Halil ve Osman kardeştir.51 Bayındır ilçesinin bir dağ köyü.52 Not: Çengele (Ormanköyden) Sarılar aşiretinden Bekir benim dedem Mehmet ÇETİN’in babasıdır. Yani büyük dedem. Bu hikaye Ormanköy’den sevgili halam Fıtnat ÇETİN tarafından tarafıma anlatılmıştır. Ayşe nenem halama hitaben : -Kızım siz ne gördünüz? Ben bir günde üç acıyı yaşadım, sözünü gözleri yaşlı ifadelerle anlatılmıştır. Kendisine buradan teşekkür ediyorum.

27

Page 28: Dizgi Askeri Tarih Kitap

İdareBirimi

HaneNo

AdıBabaadı

Anneadı

DoğumYeri

DoğumTarihi

Ölüm YeriVefatTarihi

ÖlümKaydı

Dernekli 1 Abdullah İbrahim Ayşe Bayındır 1307 Harp-i Umumi 1331 AskerdeDernekli 4 Mehmet Abdullah Ayşe Bayındır 1304 Harp-i Umumi 1332 AskerdeDernekli 6 Abdullah Mehmet Ayşe Bayındır 1302 Harp-i Umumi 1333 AskerdeDernekli 9 Mustafa Ahmet Fatma Bayındır 1303 Harp-i Umumi 1332 AskerdeDernekli 15 Mehmet Süleyman Emine Bayındır 1311 Harp-i Umumi 1331 AskerdeMersinli 1 Mustafa Ali Fatma Bayındır 1311 Harp-i Umumi 1331 AskerdeMersinli 4 Halil Mehmet Dudu Bayındır 1312 Harp-i Umumi 1332 AskerdeMersinli 11 Hasan İsmail Gülsüm Bayındır 1305 Umumi Harpte 1331 AskerdeMersinli 16 Halil İbrahim Ümmü Bayındır 1311 Harp-i Umumi 1331 AskerdeMersinli 16 Osman İbrahim Ümmü Bayındır 1314 Harp-i Umumi 1333 Askerde

Mustafa’nın ölüm kaydı: Bayındır Nüfus Vukuat Ölüm Defteri-2 sayfa 198.

28

Page 29: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Osman Ali’nin Marmaraç köyündeki evinin şu anki görünümü. [2010 yılı (Necat Çetin arşivi)]

Marmaraç (Mersinli Mahallesi Dernekli Köyü) görünüm [2010 yılı(Necat ÇETİN arşivi)]

29

Page 30: Dizgi Askeri Tarih Kitap

TORBALI’DAN BALKAN SAVAŞI, 1.DÜNYA SAVAŞI , ÇANAKKALE SAVAŞLARI VE KURTULUŞ SAVAŞINA

KATILANLARIN ASKERLİK KAYITLARI ÜZERİNE YAPILAN BİR İNCELEME

Bugün Torbalı Askerlik Şubesi arşivinde saklanan orijinal kayıtları eski yazı (Osmanlıca) olan Balkan Harbi, 1. Dünya Savaşı, Çanakkale Savaşları ve İstiklal Harbi’ne katılan askerlerin kayıtlarını dikkatlice incelediğimizde bazı sonuçlara varmaktayız. Gerçi bu kayıtlar sadece Torbalı merkezdeki askerleri değil, ilçeye bağlı bucak ve köyleri de kapsamaktadır.Bu kayıtlar bugün dahi zaman zaman kullanılmaktadır.Şimdi askeri kayıtları inceleyelim.

Yıllar(Rumi)

(Miladi)

1304

(1888)

1305

(1889)

1306

(1890)

1307

(1891)

1309

(1893)

1310

(1894)

1311

(1895)

1312

(1896)

1313

(1897)

1314

(1898)

1315

(1899)Toplam

As.adedi. 23 33 17 34 29 40 19 37 54 57 48 391

% dilimi 5.88 8.43 4.34 8.69 7.41 10.24 4.86 9.47 13.82 14.58 12.28 %100

Kayıtlar rumi takvime göre 1304 (Miladi: 1888) yılından başlamakta ve 1308(M.1892) yılı hariç olmak üzere 1305(M.1889), 1306 (M.1890), 1307 (M.1891), 1309 (M.1893), 1310 (M.1894), 1311(M.1895), 1312 (M. 1896), 1313 (M.1897), 1314 (M.1898) ve 1315 (M.1899) yılında son bulmaktadır.1308 (M. 1892) kayıtlarının olmamasına da bir anlam veremedik.

Toplam 11 kayıtlı yılın dökümünü yaptığımızda kayıtlı toplam asker bakımından şu tablo karşımıza çıkmaktadır:

Burada toplam kayıtlı asker adetinin 391 olduğunu görmekteyiz. 1313 ve 1314 tertiplilerin sayıca çok olduğu görülmektedir.

Askeri kayıtlar yıllara göre tutulmuş ve her askere bir kütük ve sayfa numarası verilmiştir.Örnek: 1304 doğumlu İzmir-Torbalı-Karakuyu köyüne kayıtlı Kütük no: 3 , Sayfa no: 1 Muhacir Hafız Mehmet oğlu Ali, Piyade er. 24. Kolordu 58.Alay karargahı, Duhul tarihi: 1331 (silah altına alındığı tarih – Miladi.1915) , Terhis tarihi: 1335 ( Miladi.1919) Silah altına alınma tarihlerinde genellikle sadece yılı yazılı iken birkaç kayıtta duhul ve terhis işlemleri gün ,ay, ve yıl olarak yazılmıştır.Duhul tarihi için örnek:1305 Çapak doğumlu Halil oğlu Abdullah,Piyade er, 12 Alay 2.Tabur 4. Bölük Duhul tarihi: 15 Temmuz 1325 Terhis tarihi için örnek: 1310 Bozköy doğumlu Derviş oğlu Mehmet,Piyade er, 131. Alay 2. Tabur 5. Bölük Terhis tarihi: 01 Mayıs 1339

Kimi kayıtların kenarına önemli notlar düşülmüştür. Birkaç örnek: 1306 Demirci doğumlu Türkmen oğlu Türkmen’ in oğlu Hasan , “Harb-i Umumide yaralanarak askerlikten ihraç edildi” , 1306 Maşat (Bugünkü Şehitler) doğumlu Arap Süleyman oğlu Durmuş,Piyade er, 15. Fırka 45 Alay 1. Tabur 3.Bölük “ 5. dereceden malüldür ”

Kimilerinin kayıtlarının sonunda savaşta veya savaştan sonra aldıkları madalyalarla ilgili bilgi bulunmaktadır. Birkaç örnek: 1307 Çapak doğumlu Deli Hasan oğlu Süleyman oğlu Ahmet Efendi, Piyade Çavuş,8 Kolordu 1. Alay 1. Tabur 3. Bölük,” İki harp madalyası vardır “ 1309 Dirmil doğumlu Hüseyin oğlu Ahmet, Piyade başçavuş, 168. Alay 1.Tabur 1. Bölük “ ALMAN-AVUSTURYA VE OSMANLI Harp madalyası vardır”

Kimi kayıtlar askerin bedeni durumları ile ilgilidir.Bir örnek: 1312 Çapak doğumlu Müteveffa İbrahim oğlu Osman, Piyade onbaşısı, İzmir 5. Depo Alayı “Sınıfı sakat, silahsızdır”

Kimi kayıtlarda esir düşenler ile ilgili bilgiye rastlamaktayız.Bir örnek:1309 Tepeköy doğumlu Mustafa Çavuş oğlu Ahmet, Piyade çavuş,110. Alay 1. Tabur “Esir düşmüştür”

30

Page 31: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Kayıtlara baktığımızda askerlerin kayıtlı olduğu köylerden bazılarının bugün Torbalı’ya bağlı olmadıklarını,idari yönden ayrıldıklarını görüyoruz. Örnek: Cumalı, Dereköy,Fetrek,Sinekköy,Tekeköy ( Bugünkü Gökyaka köyü) Kemalpaşa; Kırıklar,Karacaağaç, Belenbaşı Buca ; Gere,Avandere, Karapınar Menderes ilçelerine bağlıdır.

İdari yapılanma da karşımıza çıkmaktadır: Torbalı merkeze bağlı olan köyler ve mahaleler şunlardır:Karakuyu, Çapak, Arslanlar, Çaybaşı,Maşat(Şehitler),Ayrancılar,Taşkesiği,Yukarı Mahalle , Yeniköy, Hamidiye (Özbey), Bozköy, Çakallar, Tepeköy, Eğerci, Ayrancılar, Karacaağaç (Bugün Buca’ya bağlı), Hortuna (Yazıbaşı)Merkez,Ertuğrul Mahallesi, Sepetçiler ,Dirmil (Korucuk),Düğerlik, Çengele (Ormanköy), Saipler, Demirci, Karakızlar, Dağtekke, Helvacı, Kuşçuburnu, Yoğurtçular,Arapçı (Pamukyazı), Çimenler Ahmetli, Kayas (Bu günkü Pancar), Çakırbeyli, Doğancılar, Fetrek (Bu günkü Vişneli köyü Kemalpaşaya bağlı) . Kimi idari köy birimleri bazı yıllarda Dağkızılca’ya bağlı görünmektedir. Örnek: Fetrek, Karaot, Karakızlar…vb. Dağkızılca’nın etrafında olan köylerdir. Sanırız bu yıllarda Dağkızılca köyü bugün geçerliliğini yitirmiş olan nahiye birimi olmuştur.

Bugün Torbalı ilçesine bağlı bazı köylerin adından hiç bahsedilmemektedir. Örnek olarak Naime, Subaşı, Tulum, Atalanı, Bülbülderesi, Göllüce, Kaplancık gibi. Buradan şu anlaşılmaktadır:Bu köyler , bu kayıtların tutulduğu yıllarda daha kurulmamış veya başka idari birim içindedir.

Bazı köylerin adlarının değiştiğini görmekteyiz. Örnek olarak Çengele (Ormanköy), Dirmil (Korucuk) Hamidiye (Özbey)Arapçı (Pamukyazı), Hortuna (Yazıbaşı)Kayas (Pancar),Maşat (Şehitler) ..gibi

Bazı köylerin adlarını aynen korudukları görülmektedir. Birkaç örnek: Çaybaşı, Çapak, Çakırbeyli , Karakuyu, Arslanlar,Yeniköy, Ahmetli,Karakızlar, Karaot..vb sayabiliriz.

Bazı mahalle isimleri bugün kullanılmamaktadır. Örnek,Torbalı Yukarı Mahalle , Sepetçiler,Çimenler gibi.

Bazı mahalle adları değişikliğe uğramıştır. Örnek: Sepetçiler (Çaybaşı Beldesi ) Atatürk Mahallesi’ne, Çimenler (Çaybaşı Beldesi) ise Yeni Mahalle’ye dönüşmüş. Bugün idare merkez birimi Ertuğrul Mahallesi’ndeki binaya taşınmış, Torbalı Yukarı Mahalle ise kaldırılarak Torbalı Mahallesi’ne dönüştürülmüştür.

Bazı mahalle isimleri aynen korunmuştur. Örnek: Tepeköy, Ertuğrul gibi.Bazı köylerin isimlerinde çok az değişiklik vardır. Örnek, Kuşçuburnu iken Kuşçuburun’a

çevrilmiştir.Taşkesiği Taşkesik olmuştur.Şahısların daha iyi tanınmaları için baba adları ve namları da ilginçtir: Birkaç örnek: “Yozgatlı

Mustafa oğlu…”, “Köse Ali oğlu..”,Pehlivan oğlu, Hacı Hüseyin oğlu..”,Yavaş oğlu Süleyman oğlu…”,Kacar Salih oğlu Mehmet oğlu..”” Hatip Halil oğlu..” , “Kırlı Hasan oğlu..”,”Deveci Ahmet oğlu..”,”Bıçakçı Hüseyin oğlu..”,Avrethisar muhacirlerinden Halil oğlu..”,Ayvaz Kör Ahmet oğlu..”,Çoban İsmail Hafidi İsmail oğlu..”,”Garip Mustafa oğlu..”Kara Hüseyin oğlu..”,”Karaca Mustafa oğlu..”,”Çalık Kürt Hüseyin oğlu..”,”Ekşi Mehmet oğlu..” gibi daha bu lakap ve ünvanları çoğaltabiliriz. Bu lakapların çoğu Soyadı Kanunu’ndan sonra soyadı olarak alınmıştır. Örnek: Kanlı Mehmet oğlu (Çaybaşı) Bugün bu aile Kanlı soyadını kullanmaktadır. Bazıları ise soyadı olarak almalarına rağmen aile aynı ünvanı ile tanınmaktadır. Örnek olatrak. Gacarlar (Ormanköy), Yörükler (Korucuk).. vb. İlginç olan bir diğer kayıt ise Kayas (Bugünkü Pancar) köyünden 11 yılda sadece bir askerin kayıtlı olduğudur. Yaptığımız araştırmada bu köyün nerede ise tamamının Rum kökenli olduğu, bu dönemde köyde sadece birkaç Türk ailenin yaşadığının ortaya çıkmasıdır. Bu yerli Rumlar daha sonra mübadele ile gönderilecek yerlerine mübedele ile gelenler yerleştirilecektir.

31

Page 32: Dizgi Askeri Tarih Kitap

İSTATİSTİKİ BİLGİLER

SAVAŞLARA ASKER GÖNDEREN YERLEŞİMLERİN SIRALAMASI VE TABLOSU ŞU ŞEKİLDEDİR:

(TABLO -1 )

Yıl (Rumi) 1304 1305 1306 1307 1309 1310 1311 1312 1313 1314 1315 ToplamYıl (Miladi) (1888) (1889) (1890) (1891) (1893) (1894) (1895) (1896) (1897) (1898) (1899)

Yerleşim Yeri (Köy- Mah.)Ahmetli - - - - - - - - 2 - 1 3Arapçı (Pamukyazı) - - - - - - - - 1 - 1 2Arslanlar - 1 - - 1 1 - 3 - 4 - 10Avandere - - - - 1 - - - - - - 1Belenbaşı - - - 1 1 - 3 - - - - 5Bozköy 1 2 1 - 1 3 - 1 - - - 9Cumalı - - - - - 2 - - - 2 1 5Çakallar (Çamlıca) - - - - - 1 1 - 1 2 - 5Çakırbeyli - 2 1 2 - - - 2 5 4 1 17Çapak - 2 2 4 2 1 2 6 6 8 - 33Çaybaşı - 2 - 3 1 4 - - 4 2 2 18Çengele (Ormanköy) - 1 - 1 1 - 1 - 3 - - 7Dağkızlca - - 1 1 - 1 - 5 6 3 2 19Dağtekke - - - 1 - - - - - - 1 2Demirci - 3 3 1 - 1 - 1 - 5 3 17Dereköy - - - - - - - - 1 - - 1Dirmil(Korucuk) 3 1 - 6 3 1 - - 3 2 1 20Doğancılar 2 - - - 1 1 - 3 - 2 - 9Düğerlik - 2 - - - - - - - - - 2Eğerci - - - 1 - 3 - 1 - 1 - 6Ertuğrul Mahallesi 2 2 - 2 - - - - 1 - 3 10Fetrek 2 - - - 1 - - - - - - 3Gere - - - - - 1 - - - - - 1Hamidiye(Özbey) 1 2 - 1 1 1 - - 1 - - 7Helvacı - - 2 - - - - - 1 2 - 5Hortuna (Yazıbaşı) 3 1 - 2 2 - 4 4 2 1 7 26Karacaağaç - - 1 - 1 1 1 - 1 1 4 10Karakızlar - 2 1 - - - - 1 - 4 1 9Karakuyu 4 1 - 1 1 2 - 1 3 5 7 25Karaot - - 1 - - - 1 1 1 1 - 5Karapınar - - - - - 1 - - - - - 1Kayas (Pancar) - - - - - - - 1 - - - 1Kırıklar - - - 1 - - - - - - - 1Kuşçuburnu(Kuşçuburun) - - - - 1 1 - - - 1 - 3Maşat (Şehitler) - - - - - 2 - - - - - 3Saipler - 1 1 2 1 - - 2 2 - 2 11Sepetçiler 2 1 - 1 - - - - - - - 4Sinek - - - - 1 - - - - - - 1Taşkesiği(Taşkesik) - 1 - - - 2 - 1 - - 4Tekeköy (Gökyaka) - - - - 1 - - - - - - 1Tepeköy Mah. 2 2 1 2 3 2 2 - 3 3 3 23Tiryanda (Ayrancılar) 1 2 - - 1 2 - 1 - - 1 8Torbalı Merkez - 1 1 - - - 1 1 - 1 - 5Torbalı Yukarı Mah. - - - - - 4 - - 1 2 2 9Çimenler - - - - - - - - 1 - - 1Yeniköy - 1 1 - 1 1 - - 2 1 2 9Yoğurtçular - - - 1 2 1 3 1 2 - 3 13Belirsiz olan - - - - - - - - 1 - - 1Toplam - 47 23 33 17 34 29 40 19 37 54 57 48 391

32

Page 33: Dizgi Askeri Tarih Kitap

ASKERLERİN RÜTBELERİNE GÖRE TASNİFİ:(TABLO – 2 )

Yıl-RütbeRumi/Miladi

Nefer (Er) % Onbaşı % Çavuş % Başçavuş % Subay % Belirsiz % Toplam

1304 (1888) 16 70 3 13 3 13 1 4 - 0 - 0 231305 (1889) 27 82 3 9 3 9 - 0 - 0 - 0 331306 (1890) 11 64 1 6 1 6 2 12 - 0 2 12 171307 (1891) 17 50 5 15 9 26 2 6 - 0 1 3 341309 (1893 21 73 3 10 3 10 2 7 - 0 - 0 291310 (1894) 30 75 7 17 3 8 - 0 - 0 - 0 401311 (1895) 18 95 1 5 - 0 - 0 - 0 - 0 191312 (1896) 30 81 3 8 2 5 1 3 - 0 1 3 371313 (1897) 47 87 2 4 5 9 - 0 - 0 - 0 541314 (1898) 53 93 3 5 - 0 1 2 - 0 - 0 571315 (1899) 47 98 - 0 1 2 - 0 - 0 - 0 48Toplam 317 81 31 8 30 8 9 3 - - 4 391

Kaydı olan 391 askerin 317 tanesi görüleceği üzere nefer yani er olarak görülmektedir. Bu da % 81 oranıdır.61 kişi de (% 16) askerliğini erbaş ( Onbaşı-Çavuş) rütbesinde yapmıştır. Başçavuş olarak görev yapanlar ise ( 9 kişi ) %3 kesime karşılık gelmektedir.

Er olarak en fazla sayı 1313 yılında (m.1897) kayıtlılar tutmakta ( 53 kişi) yüzdelik dilimi: %93 , sayı bakımından en az 1306 doğumlular ( 11 kişi) olmazına rağmen kendi dönemlerinde yüzdelik dilim olarak en azlık kesimi

ASKERLERİN SINIFLARINA GÖRE TASNİFİ:(TABLO – 3 )

Rumi Yıl 1304 1305 1306 1307 1309 1310 1311 1312 1313 1314 1315 Toplam %Miladi yıl 1888 1889 1890 1891 1893 1894 1895 1896 1897 1898 1899 ------

SınıfıPiyade 17 22 4 23 23 27 11 18 39 45 38 267 68,2Jandarma 1 - 1 - 3 4 2 7 10 3 2 33 8,4Topçu 3 4 3 2 - 4 4 5 3 2 - 30 7,6Süvari 1 3 - - 3 1 - - 1 - 3 12 3Muhabere - - - 1 - - - - - 1 1 3 1Bahriyeli - 1 4 1 - - - - - - - 6 1,5İstihkam - 1 - 1 - - - - 1 - - 3 1Nakliye - 2 - 1 - 1 - 1 - 1 - 6 1,5Tren Eri - - - - - - - 2 - 2 2 6 1,5Mak.Tüfekçi 1 - 2 4 - 2 2 2 - 2 2 17 4,3Sıhhıye - - 1 - - 1 - 1 - 1 - 4 1Bilinmeyen - - 2 1 - - - 1 - - - 4 1Toplam 23 33 17 34 29 40 19 37 54 57 48 391 %100

KAYITLARIN DUHUL (SİLAH ALTINA ALINMA) TARİHİNE GÖRE TASNİFİ:(TABLO – 4 )

Yıllar 1324(1908)

1325(1909)

1326(1910)

1327(1911)

1328(1912)

1329(1913)

1330(1914)

1331(1915)

1332(1916)

1333(1917)

1334(1918)

1335(1919)

1336(1920)

1337(1921)

Tarihsiz Toplam

1304 1 - - - 1 1 12 3 2 - - - - 1 2 231305 - 8 - - 2 1 13 4 1 2 2 - - - - 331306 - 1 7 - - 1 2 4 - - - - 1 - 1 171307 - - 2 11 2 6 7 2 1 - 3 - - - - 341309 - - - - 4 11 8 - 1 - 1 1 - 1 1 291310 - - - - - 1 13 19 1 1 1 - - 2 2 401311 - - - - - - 3 15 1 - - - - - - 191312 - - - - - 1 2 23 9 - - - 1 - 1 371313 - - - - - - 1 5 42 4 - 1 - 1 - 541314 - - - - - - 1 4 34 13 3 2 - - - 571315 1 - - - - - 1 - 2 36 7 - - - 1 48

Toplam 2 9 9 11 9 22 63 79 96 56 17 4 2 5 8 391

33

Page 34: Dizgi Askeri Tarih Kitap

TERHİS TARİHLERİNE GÖRE TASNİFİ.(TABLO – 5 )

Miladi 1909 1910 1911 1912 1913 1914 1915 1916 1917 1918 1919 1920 1921 1922 1923 1924Rumi 1325 1326 1327 1328 1329 1330 1331 1332 1333 1334 1335 1336 1337 1338 1339 1340 Tarihsiz Toplam1304 - 1 - - - - - - - 5 12 2 - - 1 - 2 231305 2 - - - 4 - - 2 1 7 12 1 2 - 1 - 1 331306 - 1 - - 2 - - - - 7 5 - - 1 - - 1 171307 - - - - - 2 - 1 - 10 15 4 1 1 - - - 341309 - - - - - - - - 1 5 14 6 - 2 - - 1 291310 - - - - - - - 2 1 5 24 2 - 3 3 - - 401311 - - - - - - - - - 2 15 2 - - - - - 191312 - - - - - - 1 1 - 3 25 5 - - 1 1 - 371313 - - - - - - - - 1 4 41 5 - - 3 - - 541314 - - - - - - - - 1 9 41 3 - - 1 2 - 571315 - - - - - - - - - 4 42 1 - - 1 - - 48

Toplam 2 2 - - 6 2 1 6 5 61 246 31 3 7 11 3 5 391

Tabloda görüleceği üzere 1327 yılında (m.1911) ve 1328 yılında (m. 1912) yılında hiç terhis işleminin olmamasıdır. Bilindiği üzere 1912 yılı Balkan savaşlarının yaşandığı yıllardır.

Tabloda da görüleceği üzere en az terhis işlemi 1 bir kişi ile 1331 yılında ( Miladi.1915) 1312 ( m.1896 ) doğumlu 1329 yılında askere alınan Dağkızılca köyünden Küçük Mehmet oğlu piyade er sınıfından Keşan 5. menzil amele taburu 1. bölükten 2 yıl askerlik yaptıktan sonra terhis edilmiştir.Terhis gerekçesi veya neye istinaden terhis edildiği belirtilmemiştir. Halbuki 1915 yılı 1.Dünya savaşının en yoğun çarpışmalarının yapıldığı Çanakkale savaşlarının en şiddetli döneminde terhis edilmesi bize ilginç gelmektedir.

Tabloda da net bir şekilde görüleceği üzere en yoğun terhis işlemi 246 kişi ile diğer yıllarda yapılan işlemlere bakıldığında rekor diyebileceğimiz oranla 1335 (m.1919 ) yılında yaşanmıştır. Bilindiği üzere 30 ekim 1918 tarihinde Mondros Mütarekesi gereği Osmanlı ordusu terhis edilmiştir. Burada da görüleceği üzere ordu adeta kışlaları boşaltmış ve askerler evlerine dönmüştür. Ancak unutulmaması gereken bir diğer olgu bu terhis işlemlerinin hemen arkasından Anadolu’nun İtilaf devletleri tarafından işgal edilmiş olmasıdır. Terhis işlemlerinin 1920 yılında da 31 kişi ile sürdüğünü görüyoruz. Diğer yıllarda yapılan işlemlerin muhtemelen evlerine ancak dönebilen kişilerin kaydını yaptırdığıdır.1339 yılında terhis olanların ise Milli Mücadele sonrasında Mondros Mütarekesi’ne aykırı olarak birliklerini terhis etmeyen kuvvetlerden olduğunu sandığımız ancak Kurtuluş Savaşı bitince evlerine dönen askerlerdir.

DOĞUM TARİHLERİ İTİBARI İLE YILLARA GÖRE ASKERLİK SÜRESİNİ GÖSTERİR TABLO:

(TABLO – 6 )(Yıl-Rumi)(Miladi) -

1304(M.1888)

1305(M.1889)

1306(M.1890)

1307(M.1891)

1309(M.1893)

1310(M.1894)

1311(M.1895)

1312(M.1896)

1313(M.1897)

1314(M.1898)

1315(M.1899)

Toplam

Süre:0-1 - 3 1 1 1 - - 1 1 1 2 111 - 3 - 1 1 3 - - 1 5 6 202 3 1 1 2 - 2 - 4 6 18 34 713 1 - 3 2 3 4 3 7 37 23 2 854 3 12 4 2 1 14 12 19 4 7 - 785 9 7 2 8 7 11 3 4 3 3 1 586 3 4 - 4 7 1 1 - - - 1 217 - - - 8 7 1 - - 1 - - 178 - 1 3 3 - 1 - 1 1 - - 109 - - 2- 1 - 1 - - - - 1 510 - 1 - 2 - - - - - - - 3

Bilinmeyen 4 1 1 - 2 2 - 1 - - 1 12Toplam 23 33 17 34 29 40 19 37 54 57 48 391

Mevcut kayıtlara göre en kısa süreli askerlik yapan :1312 Çapak doğumlu Arnavut Mehmet oğlu Ömer’dir. Askerliğini Piyade er olarak 23 Eylül 1336 ile 26 Eylül 1336 tarihleri arasında ( 3 gün ) Kıran grubu 64. Alay 1. Tabur 3. Bölükte askerlik yapmıştır.

En uzun süreli askerlik yapan 1305 yılında 1 ve 1307 yılında 2 olmak üzere toplam 3 kişi 10 yıl askerlik yapmıştır. Bu kişiler şunlardır: 1- 1307 Ertuğrul Mahallesi doğumlu

34

Page 35: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Durmuş Ali oğlu Mehmet. Piyade sınıfında er olarak 1328 ile 1338 tarihleri arasında Redif Taburunda , 2- 1307 doğumlu Dirmil köyünden Ekşi Mehmet oğlu İsmail. Piyade çavuş olarak 1327 ile 1337 tarihleri arasında 35. Fırka 35. Alay 2. Tabur 2. Bölükte , 3- 1305 doğumlu Tepeköy Mahallesinden Murtaza oğlu Abdüllatif. Süvari er olarak 1325 ile 1335 tarihleri 10 Kolordu 12. Alay ‘da olmak üzere toplam 3 kişi 10 yıl askerlik yapmıştır.

Tabloyu incelediğimizde en çok 85 kişinin 3 yıl , arkasından 78 kişinin 4 yıl askerlik yaptığı görülmektedir. En az süreli olarak 0-1 yıl arasında 11 kişinin askerlik yaptığı görülmektedir.

35

Page 36: Dizgi Askeri Tarih Kitap

1304 / 1888 DOĞUMLULARS

ıra

No

tük

No

Say

fa N

oİzmir

Sancağı Nahiyesi

Köy veya Mahalle

Esk

i Han

e

HA

NE

NO

:

Baba adı ve şöhreti

Adı Doğum Yeri Sınıfı

tbes

i

Du

hu

l Tar

ihi

Terhis edildiği birlik

Ter

his

tari

hi

Ailenin bugünkü Soyadı

Vef

at t

arih

i

Not

lar

1 2 1 Torbalı Ertuğrul 22 19 Müteveffa Mehmet Ali Abdülkadir Tire Piyade 1331 172.Al..Tb. 1334 YILMAZER 1950 1

2 2 2 Torbalı Tepeköy 34 34 İzmir'li Mustafa İbrahim Urla Tepecik Piyade 1330 2.Kol.42.Frk.62.Al.1.Tb. 1335 KAHRAMAN 2

3 2 5 Torbalı Tepeköy 6 6 İnceoğullarından Hasan Hilmi Mehmet Ali Tepeköy Piyade 1330 10.Frk. Kalemi Riyaseti 1335 İNCE 1965 3

4 2 6 Torbalı Karakuyu 21 20 Alioğullarından Mustafa AliMustafa

SabriKarakuyu Piyade Çvş. 1332 17.Depo Al. 3.Tb.7.Bl. 1334 TAN 1954 4

5 2 7 Torbalı Karakuyu 43 41 İçellioğlu Ali Ahmet Karakuyu Piyade 1330 8.Al.2.Tb.3.Bl. 1335 YARDIMCI 1945 5

6 3 1 Torbalı Karakuyu 38 36 Muhacir Hafız Mehmet Ali Karakuyu Piyade 1331 24.Kol.58.Al. Krh. 1335 CÖMERT 1964 6

7 3 3 Torbalı Hamidiye 12 12 Hafız Recep Fahri Hamidiye Piyade 1328 8.Al. 1.Tb. 2. Bl. 1334 TUNÇAY 1976 7

8 3 4 Torbalı Sepetçiler 28 288 Kanlı Mehmet Osman Karakuyu Piyade 2.Kol.20.Al. 1336 KANLI 1934 8

9 3 5 TorbalıSepetçiler (Mecidiye)

1 270 Halil Mustafa Kasye Piyade B.çvş 1332 Menemen Amele Tb. AYTEKİN 1939 9

10 3 6 Torbalı Ertuğrul 73 69 Müteveffa Arif Hüseyin Tepeköy Piyade 1329 42.Kol.43.Al. 1.Tb.1.Bl. 1335 ÖZKUL 1966 10

11 5 2 Torbalı Hortuna 117 117Üsküp muhacirlerinden müteveffa Osman

İbrahim Üsküp Piyade 1330 48.Frk.Demirhane 1335 ŞENCAN 1956 11

12 5 3 Torbalı Hortuna 12 12 Molla Ahmet Ahmet Hortuna Piyade 1330 10.Kol.29.Al.1.Tb.3.Bl. 1335 KARAKUŞ 1955 12

13 5 4 Torbalı Hortuna 62 62 Yetim Süleyman Cemali Çatalca Piyade 1330 21.Kol. Krh. 1335 SÜLÜN 1946 13

14 6 3 Dağkızılca Doğancılar 5 5 Mustafa İsmail Doğancılar Piyade 1330 33.Al.Depo Efradından 1335 YILMAZ 1335 14

15 6 5 Dağkızılca Fetrek 29 28 Mehmet Emin Piyade Onb. 1324 39.Al.2.Tb.7.Bl. 1326 GÖZTEPE 15

16 6 6 Dağkızılca Fetrek Ömer Musa Piyade 1330 47.Frk.12.Al.1.Tb.2.Bl. 1335 16

17 7 3 Dağkızılca Bozköy 2 2 Mehmet Ali Hamidiye Piyade 1330 20.Frk.62.Al.3.Tb.1.Bl. 1336 AKGÜN 1964 17

18 8 1 Torbalı Karakuyu 17 16 Müteveffa İbrahimAhmet Şükrü

Karakuyu Süvari Çvş. 1330 14.Al. 1335 ACAR 1338 18

19 11 1 Torbalı Ayrancılar 19 19 Kavukoğullarından Ali Mehmet Çorlu Mak.Tfk. 1337 8.Kol.135.Al.3.Tb.12.Bl. 1339 ZURNACI 19

20 17 1 Torbalı Dirmil 28 28 Müteveffa Sert Hasan Abdülkerim Dirmil Sah.Top. 14.Kol.14.Frk.1.Bl. 1334 SERT 1964 20

21 17 2 Torbalı Karakuyu 21 21 Hüseyin Ahmet Dirmil Topçu Onb. 1330 55.Al. İÇEL 1333 21

36

Page 37: Dizgi Askeri Tarih Kitap

22 23 1 Torbalı Dirmil 30 30 Halil Mustafa DirmilCebel Top.

Onb. 1331 42.Al.1.Tb.2.Bl. 1335 DURAĞAN 22

23 31 1 Dağkızılca Doğancılar 25 25 Hafız Ali Ali Rıza Doğancılar Jandar. Çvş. 1330 İzmir Jan. Harici Bl. 1334 AKBAŞ 1946 23

1305 / 1889 DOĞUMLULAR

1 3 2 Torbalı Karakuyu 14 13 MehmetMehmet Ahmet

Karakuyu Piyade 133415.Kol.44.Frk.147.Al.

2.Tb.7.Bl.1335 KARAKUŞ 1930 24

2 3 3 Torbalı Çakırbeyli 65 Müteveffa Mehmet Veli Mersinli Piyade Nefer 1330 4.Frk.12.Al.4.Tb.16.Bl. 1335 BAYSAL 1961 25

3 3 4 Torbalı Hamidiye 15 15 Abdullah Sadık Hasköy Piyade Çvş. 1330 170.Al.3.Tb.10.Bl. 1334 ÖZ 1970 26

4 3 6 Torbalı Sepetçiler 26 333 Zurnacı Hüseyin Ali Sepetçiler Piyade Nefer 1325 49.Al.2.Tb.2.Bl. 1329 KARADANA 1935 27

5 4 1 Torbalı Ertuğrul 8 8 Müteveffa Cemali Mustafa Girit Piyade 1330 Aydın İnzibat Bölüğü 1334 SEVİNÇ 1963 28

6 4 2 Torbalı Ertuğrul 70 Bekli Hasan İsmail Dikili Piyade 1330 132.Ordu 1335 GÜÇLÜ 29

7 4 3 Torbalı Arslanlar 74 Haliloğullarından Hasan Cemali Arslanlar Piyade Nefer 1330 İtfaiye Al.2.Tb.2.Bl.12Hz 1336

KARACA 1958 30

8 4 4 Torbalı Yeniköy 5 Salih Mustafa Yeniköy Piyade 1331 61.Frk.188.Al.2.Tb.2.Bl. 1335 DÖNMEZ 1950 31

9 4 6 Torbalı Döğerlik 9 Mehmet İsmail Döğerlik Piyade Nefer 1328 20.Frk.63.Al.2.Tb.3.Bl. 1332 KANDEMİR 1958 32

10 4 7 Torbalı Döğerlik 7 Gök Mehmet Mehmet Döğerlik Piyade 1328 20.Frk.63.Al.2.Tb.5.Bl. 1334 GÖK 1936 33

11 5 1 Torbalı Dirmil 4 Yörük Recep Mehmet Dirmil Piyade 1332 Edirne Amele TaburuTm

1332ERSOY 1948 34

12 5 2 Torbalı Hortuna 97 Burhan Halil Ahmet Hortuna Piyade Onb. 1329 13.Al.47.Tb.269.Bl. 1335 TOY 1969 35

13 5 3 Torbalı Çapak 13 Halil Abdül Çapak Piyade15 Tm1325

13.Al.2.Tb.4.Bl.15 TE1325

GÜL 1966 36

14 5 5 Torbalı Karakızlar 88 84 Adem Necib Kovaye Piyade 1334 1.Kol.Hizmet Tb. 1335 37

15 5 6 Torbalı Karakızlar 87 83 Müteveffa Eskici İbrahim Mehmet Karakızlar Piyade Çvş. 1331 2.Kol.4.Frk.11.Al. 2.Tb.8.Bl. 1333 ÖZCAN 1965 38

16 8 1 Dağkızılca Demirci 22 Abdullah Osman Demirci Piyade 1330 7.Frk.İnş.Bl. 1334 SEVİM 1953 39

17 8 2 Dağkızılca Demirci 77 Recep Yakup Kozalar Piyade Onb. 1331 1.Al.1.Tb.2.Bl. 1337 ALTINTAŞ 1974 40

18 8 3 Dağkızılca Çakırbeyli 48 Veli Hüseyin Hamidiye Piyade 1330Ordu Dairesi Muallim

Efradından1335 KARABUDAK 1965 41

19 8 4 Dağkızılca Bozköy 8 Yavaş Ali Ahmet Bozköy Piyade 1333 10.Frk.Ahz-ı Asker Levazım 1334 ÖZLÜ 1929 42

20 8 5 Dağkızılca Bozköy 10 Mehmet Mustafa Bozköy Piyade 1330 2.Kol. 1335 ŞAHİN 1977 43

21 8 6 Dağkızılca Demirci 9 Müteveffa Koca Ali Osman Demirci Topçu Nefer 1325 10.Sah.Top.Al. Cebel Tb. 1329 KOÇ 1974 44

22 9 1 Torbalı Çaybaşı 105 Hacı Kulaoğullarından Mustafa İbrahim Terani Piyade Nefer 1325 2.Kol.57.Frk.175.Al. 2.Tb.5.Bl. 1329 YILDIZER 1936 45

23 9 2 Torbalı Merkez 294 Abdülkelam Haşim Köstence Piyade Nefer 1333 80.Frk.88.Al.2.Tb.1.Bl. 1337 TOKTAN 1975 46

24 10 1 Torbalı Ertuğrul 64 Murtaza Abdüllatif Köstence Süvari 1325 10.Kol.12.Al. 1335 SÜTGÜL 1961 47

37

Page 38: Dizgi Askeri Tarih Kitap

25 10 2 Torbalı Çengele 32 Mustafa Veysel Süvari 1325 26.Al. 1329 MUMCU 1958 48

26 10 3 Torbalı Taşkesiği 3 Yakupoğullarından Osman Eyyüp Kafkas Süvari Nefer 1325İst.Kh. Umumi Mhfz. Süvari

Bölüğü1325 AVCI 1949 49

27 16 1 Torbalı Çaybaşı 11 Rüstem Cemali Akhisar Nakliye 1330 17.Kol.20.Frk.62.Al. 2.Tb.7.Bl. 1335 ŞİRİN 1932 50

28 16 2 Torbalı Ayrancılar 8 8 HasanNebi

MehmetAyrancılar Nakliye 1330 21.Kol.Nakliye Tb. 1335 OK 51

29 19 1 Torbalı Saibler 2 İnceoğullarından İbrahim Selim Saibler Sahra Top. Onb. 1330 55.Al.1.Tb.1.Bl. 1335 İNCEOĞLU 52

30 19 3 Torbalı Tepeköy 50 Mustafa İbrahim Girit Topçu Nefer10 Tm1335

Ağır Top 8.Al. 63.Tb.250.Bl.15 KE1334

GENÇAY 1934 53

31 19 4 Dağkızılca Çakırbeyli 65 Mehmet Ali Veli Mersinli Sahra Top. 1330 55.Al.1.Tb.2.Bl. 1334 BAYSAL 1961 54

32 22 1 Torbalı Çapak 40Hacı Abdiloğullarından İbrahim

Ahmet Çapak Bahriye Çvş. 1325 Der-Saadet Tersanesi GEZER 55

33 25 1 Torbalı Ayrancılar İbrahim Mustafa İstihkam 1331İzmir Müstahkem Mevki

İnş.3.Bl.1339 56

1306 / 1890 DOĞUMLULAR

1 7 2 Dağkızılca Karaot 14 Yetim Ali Abdül Karaot Piyade 1330 16.Al.1.Tb.3.Bl. 1335 ÖZATA 1926 57

2 7 3 Dağkızılca Demirci 14 Türkmenoğullarından Mehmet HasanDenizli

KaraağaçPiyade TÜRKMEN 1946 58

3 7 4 Dağkızılca Bozköy 8 Sarı Ali Mustafa Bozköy Piyade 1331 65.Al.2.Tb.1.Bl. 1335 ÖZLÜ 1931 59

4 7 5 Dağkızılca Demirci 12 Koca Ahmet Şükrü Demirci Piyade 1330 17.Kol.Nakliye Katar Kolu 1334 KONCA 1970 60

5 8 2 Dağkızılca Demirci 21 Mahmut Osman Demirci Jandar. B.çvş.T.S 1326

İzmir Jandar. Mektebi Mr 1326 KAYA 1963 61

6 8 4 Torbalı Tepeköy 174 Mehmet Mustafa Milas Piyade20 Ağ1325

16.Frk.16.Nişancı Tb.25 TS1329

YAKIN 1972 62

7 8 5 Torbalı Dağkızlca 64 Halil AliGirit

Kandiya1336 Ankara Mhfz Tb.2.Bl.

27 Ek1338

ŞENOĞUL 1938 63

8 11 1 Dağkızılca Karakızlar 51 58 Mehmet Mustafa Karakızlar Mak.Tfk. 1331 38.Al.1.Tb.Mk.Tfk. 1334 KAPLAN 1970 64

9 11 2 Dağkızılca Saibler 9 8 Osman Ali Saibler Mak.Tfk. 1331 55.Frk.168.Al.3.Tb. 1335 ÇEVİK 1975 65

38

Page 39: Dizgi Askeri Tarih Kitap

10 14 1 Dağkızılca Helvacı 39 36 AliAbdül Kazım

Helvacı Sah.Top. 1331Topçu Endaht Mektebi

Efradından1335 AYDEMİR 1950 66

11 17 1 Torbalı Merkez 274 Hasan Mehmet AliGirit

KandiyaTopçu B.çvş. 1326

İzmir Müstahkem Mevki 7.Top Al. 58.Tb.296.Bt.

1335 ARSLAN 1945 67

12 17 4 Torbalı Çakırbeyli 45 45 Kazımoğullarından Ali Gani Çakırbeyli Topçu Nefer 1326 23.Al.1.Tb. 1329 GÖKSEL 1978 68

13 20 2 Torbalı Çapak 84 81 Derelioğullarından Mustafa Hasan Çapak Bahriye 1326 Der-Saadet Hat Reisi 1335 TULUN 1950 69

14 20 3 Torbalı Çapak 68 67 Ali Hüseyin Çapak Bahriye 1326Der-Saadet Sergüverte

Mürettebatı1334 ADAK 1948 70

15 20 4 Dağkızılca Helvacı 28 27 Mehmet İsmail Helvacı Bahriye 1326 Der-Saadet Tersanesi 1334 ŞEN 1943 71

16 20 6 Dağkızılca Karacaağaç Müteveffa Osman Ali Bahriye Onb. 1326 Urla Vapuru Mürettebatından 1334 72

17 20 1 Torbalı Yeniköy 18 18 Danacıoğllarından İsmail Süleyman Yeniköy Sıhhıye Çvş 1329Gelibolu Grubu Sıhhıye

Müdürlüğü1334 1930 73

1307 / 1891 DOĞUMLULAR

1 2 3 Torbalı Karakuyu 58 Abdullah Bekir Karakuyu Piyade Onb. 1328 1.Levazım Tb. 1335 YILDIRAN 1967 74

2 2 7 Torbalı Çaybaşı 51Kara Hasan oğullarından Cemal

Salih Çaybaşı Piyade Nefer 1330 21.Kol.Seyyar Hastane 1335 KARABULUT 1948 75

3 3 1 Torbalı Çaybaşı 33 Yusuf Çavuş İslam Çaybaşı Muhrb. Çvş. 1331 1.Ordu Krh. Tlgrf. Bl. 1335 KABAKÇI 1939 76

4 3 3 Torbalı Ertuğrul 60 Derviş Ali Mehmet İzmir Piyade 1328 Redif Tb. 1338 ENZİLHAN 77

5 3 4 Torbalı Sepetçiler 329 Durmuş İsmail Sepetçiler Piyade20 TE1334

1.Kol.hizmet Tb. 1334 KARAKUŞ 1960 78

6 3 7 Torbalı Dirmil 9Deli Mehmet oğullarından Hüseyin

Şükrü Dirmil Piyade 1330 46.Al.2.Tb.2.Bl. 1335 AK 1954 79

7 4 1 Torbalı Dirmil 30 Ahmet Mehmet Ali Dirmil Piyade 1327Cephane Fırkası 28.Al.3.Tb.1.Bl.

1330 AY 1969 80

8 4 2 Torbalı Dirmil 43 Ekşi Mehmet İsmail Dirmil Piyade Çvş. 1327 45.Frk.35.Al.2.Tb.2.Bl. 1337 VAROL 1953 81

9 4 3 Torbalı Dirmil 22 İçel'li Hüseyin Mehmet Dirmil Piyade Çvş. 1327 8.Al.1.Tb.1.Bl. 1334 ÖZKAN 1970 82

10 4 4 Torbalı Eğerci 51 Müteveffa Hacı Bayram Muharrem Eğerci 1329 126.Al.1.Tb.1.Bl. 1335 MERT 1968 83

11 4 7 Torbalı Hortuna 16 Güdükoğullarından Hamza Mustafa Hortuna Piyade 1330 4.Kol. 1335 GÜDÜCÜ 1963 84

12 5 1 Torbalı Hortuna 24 Abdül Mehmet Hortuna Piyade 1329 42.Frk.123.Al.2.Tb.4.Bl. 1335 KARADANA 1968 85

39

Page 40: Dizgi Askeri Tarih Kitap

13 5 2 Torbalı Çapak 100Deli Hasanoğullarından Süleyman

Ahmet Efendi

Tire Piyade Çvş. 1329 8.Kol.1.Al.1.Tb.3.Bl. 1336 ERTUĞRUL 1973 86

14 5 3 Torbalı Çapak 28 Yozgat'lı Mustafa Ahmet Çapak Piyade Onb. 1327 7.Al. 6.Tb.62.Bl. 1334 UYSAL 1967 87

15 5 5 Dağkızılca Çengele 1 1 Mehmet Mehmet Çengele Piyade Onb. 1327 16.Al. 54.Tb.66.Bl. 1334 ACAR 1948 88

16 5 6 Dağkızılca Saibler 2 İnceoğullarından İbrahim Osman Saibler Piyade Çvş. 1327 23.Frk.122.Al.2.Tb. 1335 İNCEOĞLU 1963 89

17 5 7 Dağkızılca Saibler 12Kanbur Hasan oğullarından Kadri

Mustafa Saibler Piyade 1330 5.Frk.10.Al.3.Tb. 1335 AKDEMİR 1964 90

18 7 7 Dağkızılca Merkez 102 Müteveffa Recep Mustafa Akseki Piyade 1329 9.Al.3.Tb.12.Bl. 1335 ŞEN 1968 91

19 8 6 Dağkızılca Kırıklar 41Müteveffa Topaloğul- larından Abdullah

Ali Kırıklar Piyade 1330 10.Kol.Ağır Erzak Kolu 1335 AKAY 92

20 8 7 Dağkızılca Çakırbeyli 24 Mehmet Ahmet Çakırbeyli Piyade 1334 8.Al.63.Tb.78.Bl. 1335 CANSEVER 1937 93

21 9 7 Torbalı Yoğurtçular 31 Abdullah Ali Yemen Piyade Onb. 1329 25.Frk.59.Al.2.Tb.2.Bl. 1335 ERSOY 1967 94

22 10 1 Torbalı Tepeköy 90 Cemaloğullarından Mehmet Veli Tepeköy Mak.Tfk. 1334 23.Frk.68.Al.1.Tb. 1336 MANARGA 1951 95

23 10 2 Torbalı Çaybaşı 107 Mustafa Hakkı Katerin Piyade Çvş. 1326 12.Al. 1332 MERT 1959 96

24 10 3 Torbalı Hamidiye 12 Hafız Recep İbrahim Hamidiye Piyade B.Çvş. 1327 5.Frk.10.Al.29.Tb. 1334 TUNCAY 1972 97

25 10 4 Torbalı Dirmil 54 Mehmet Hüseyin Dirmil Mak.Tfk. Çvş. 1329 12.Frk.36.Al.3.Tb. 1334 BALCI 1962 98

26 10 5 Dağkızılca BelenbaşıMüteveffa Altıparmak oğullarından Hüseyin

Ali Mak.Tfk. 1330 1.Kol.68.Al.68.Bl. 1334 ALTIPARMAK 99

27 10 6 Dağkızılca Çakırbeyli 25 Durmuş Ali Mehmet Çakırbeyli Mak.Tfk. 1327 70.Al. 1336 ÇETİN 1933 100

28 11 2 Torbalı Ertuğrul 177Hacı İsmail oğullarından Hüseyin

Mustafa Efendi

B.Çvş.KE 1327

4.OrduKE 1330

ÖZTÜRK 1961 101

29 11 3 Torbalı Tepeköy 138 Siroz muhacirlerinden Mustafa İbrahim Siroz Piyade Nefer 1331 14.Al.4.Tb.9.Bl.10 KS1336

KINIŞ 1970 102

30 12 1 Torbalı Çapak 99Nazıroğullarından Berber Osman

Ali Çal Sah.Top. 1326 6.Frk.2.Tb. 1334 YILDIZ 1955 103

31 16 1 Torbalı Çapak 48 Sökelioğullarından Ahmet Mehmet Çapak Top. Çvş. 1330 Edirne Ağır Topçu Posta 1335 SÖKER 1964 104

32 19 3 Dağkızılca Dağtekke 11 Abdurrahman Ahmet Dağtekke Bahriye 1327Mecidiye Ümera Veziri

Mürettebatından1334 ŞENTÜRK 105

33 22 1 Torbalı Dirmil 28 Hüseyin Hüseyin Dirmil Nakliye 1332 2.Kol.Ahz-ı Askeri Heyeti 1334 AKER 1970 106

34 24 1 Dağkızılca Demirci 55 Kara Hüseyin Hasan Demirci İstihkam Onb. 1327 6.İnş.Şubesi Merbut 15.Anbar 1335 ŞENOL 1939 107

40

Page 41: Dizgi Askeri Tarih Kitap

1309 / 1893 DOĞUMLULAR

1 2 1 Torbalı Hamidiye 30 Mehmet Hüseyin Hamidiye Piyade Onb. 1329 Adana Kızıl Hastanesi 1334 ÖZBEK 1965 109

2 2 4 Torbalı Çaybaşı 328 Hasan Hüseyin Çaybaşı PiyadeFransız ordusu amele taburunda

hizmet etmiştiHOVAT 1965 110

3 3 3 Torbalı Arslanlar 105 Müteveffa İbrahim Bayram İzmir Piyade 1330 41.Frk.37.Al.2.Tb.1.Bl. 1335 YARDAKÇI 1339 111

4 3 4 Torbalı Kuşçuburnu 10 Veli Hamdi Kuşçuburnu Piyade Çvş. 1328 25.Kol.57.Al.1.Tb.2.Bl. 1335 DİNDAR 1960 112

5 3 7 Torbalı Yeniköy 14 Köse Ali Mustafa Yeniköy Piyade Çvş. 1329 39.Frk.116.Al. 1334 BİRER 1947 113

6 4 2 Torbalı Dirmil 30 Ahmet Osman Dirmil Piyade 1328 68.Al.2.Tb. 1335 DURAGAN 1968 114

7 4 3 Torbalı Dirmil 16 Hasan Ahmet Dirmil Piyade B.Çvş. 1328 168.Al.1.Tb.1.Bl. 1334 METİN 1954 115

8 4 6 Torbalı Hortuna 11 Hasan Abdil Hortuna Piyade 1330 39.Frk . 1335 KOZAN 1958 116

9 4 7 Torbalı Hortuna 97 Burhan Halil İbrahim Hortuna Piyade 1330 11.Frk.33.Al.1.Tb.1.Bl. 1336 TOY 1950 117

10 5 1 Torbalı Çapak 28 Yozgatlı Mustafa Mehmet Çapak Piyade 1329 11.Frk.33.Al.3.Tb.1.Bl. 1336 TOPAL 1966 118

11 5 2 Torbalı Çapak 13Pehlivanoğullarından Hacı Hüseyin

Halil Çapak Piyade 1332 İzmir Hilal İmalathanesi 1335 GÜL 119

12 5 5 TorbalıGökyaka

TekeHasan Hasan

Gökyaka Teke

Piyade Çvş. 1329 3.Kol.11.Frk.1.Tb.33.Bl. 1336 AKIN 120

13 5 7 Dağkızılca Sinek Himmet Veli Sinek Onb. 1329 23.Kol.122.Al.2.Tb.2.Bl. 1335 GÜNGÖR 121

14 6 3 Dağkızılca Saibler 3 Mehmet Ali Saibler Piyade 1330 8.Al.8.Tb.338.Bl. 1333 YAVAŞ 1946 122

15 9 4 Torbalı Tepeköy 18 Şeyh Ali Mehmet Tepeköy Piyade B.Çvş.22.Piy. Müstakil Cepha- nesi

129.Al.2.Tb.7.Bl1336 AKEREN 1960 123

16 9 5 Torbalı Tepeköy 4 Mustafa Çavuş Ahmet Tepeköy Piyade Çvş. 1329 110.Al.1.Tb. 1336 UŞAKLIOĞLU 1937 124

17 9 6 Torbalı Tepeköy 114 Ömer Ahmet Demirhisar Piyade Nefer 1335İstanbul Bakırköy İnşaat

Fabrikası1338 TOPTOP 1935 125

18 10 4 Dağkızılca Fetrek Salihoğullarından Abdullah Hüseyin Piyade 1330 12.Frk.36.Al.3.Tb.11.Bl. 1334 TEZCAN 126

19 10 7 Dağkızılca Belenbaşı İbrahim Mehmet Piyade14 Tm1334

14.Depo Al.1.Tb.3.Bl.22 KS1334

127

20 11 1 Dağkızılca Doğancılar 5 Ali İbrahim Doğancılar Piyade 1329 11.Kol. 47.Frk. 147.Al.3.Tb. 1335 ÖZDEMİR 128

21 11 5 Dağkızılca Bozköy 6 Yavaşoğullarından Süleyman İbrahim Bozköy Piyade 1329 118.Frk.1.Al.1.Tb.1.Bl. 1335 ÖNCEL 1971 129

22 11 6 Dağkızılca Yoğurtçular 8 7 Molla Abdurrahman Tahir Tire Piyade 1329 31.Al. 1335 GÜLER 1337 130

23 11 7 Dağkızılca Yoğurtçular 10 İsmail ağa Ethem Yoğurtçular Piyade 1330 49.Frk. 1335 EVRAN 1955 131

41

Page 42: Dizgi Askeri Tarih Kitap

24 12 2 Dağkızılca Çengele 37 Kacar Salih oğlu Mehmet Hasan Çengele Jandar. 1330 İzmir Jan.Al. Harici Bl. 1335 KARAGÖZ 1981 132

25 12 1 Torbalı Karakuyu 11 İbrahimSeyid

HüseyinKarakuyu Jandar. Onb. 1329

Adana Jandar. Al. Osmaniye Tb.

1335 GÜNDOĞDU 1959 133

26 12 3 Torbalı Dirmil 41 Hatip HalilHalil

İbrahimDirmil Jandar. 1328 Kars Jandar. Merkz Bl. 1335 ŞENTÜRK 1954 134

27 13 3 Torbalı Ayrancılar 8 Mehmet Ahmet Ayrancılar Piyade Nefer 1330 41.Frk.38.Al.12.Piyade Tb.1.Bl. 1335 OK 1946 135

28 15 2 Dağkızılca Karcaağaç İmamoğlu İsmailHalil

İbrahimSüvari 1329 Seyyar Ester Süvari Al. 1336 GÜRGEN 136

1310 / 1894 DOĞUMLULAR

1 2 2 Torbalı Karakuyu 66 Müteveffa Hacı İbrahim Osman Karakuyu Piyade 1331 11.Kol.126.Al. 1.Tb.1.Bl. 1335 IRMAK 1957 138

2 2 3 Torbalı Çaybaşı 89 Müteveffa Arnavut Recep Sadık Çaybaşı Piyade Nefer 1330 20.Frk.62.Al.8.Bl. 1335 KARAKOÇ 1954 139

3 2 5 Torbalı Arslanlar 59 Ali İsmail Arslanlar Piyade Nefer 1331 5.Kol.5.İnş.Bl. 1335 TEPEDELEN 1969 140

4 2 6 Torbalı Şehitler 84 Müteveffa İbrahim Ahmet İştip Piyade Onb. 133015.Kol.20.Frk.61.Al.Ağır

Mak.Tfk.Bl.1335 BULUT 1943 141

5 3 1 Torbalı Kuşçuburnu 16 Hamid Arif Kuşçuburnu Piyade Nefer 1330 2.Kol.66.Frk.3.Tb.10.Bl. 1335 ATLI 1951 142

6 3 2 TorbalıYukarı Mahalle

26 Kürt Mustafa Hasan Torbalı Piyade Nefer 1330 20.Kol.61.Al.4.Tb.3.Bl. 1335 ZEYBEK 1968 143

7 3 3 Torbalı Ayrancılar 18 Mehmet Veli Ayrancılar Piyade Nefer 1330 42.Kol.64.Al.3.Tb.2.Bl. 1335 ŞEN 1960 144

8 3 7 Torbalı Dirmil 5 Süleyman Hasan Dirmil Piyade Nefer 1331 6.Kol.125.Al.2.Tb.6.Bl. 1334 ÖZEL 1978 145

9 6 2 TorbalıYukarı Mahalle

21 Müteveffa Muhacir Mehmet Halil Torbalı Piyade Onb. 1331 48.Frk.52.Al.4.Tb.4.Bl. 1336 GÖKÇE 1938 146

10 7 2 Torbalı Taşkesiği 20Çekes Mehmet oğullarından Salih

Rıza Kafkas Piyade Nefer 1330 42.Frk.123.Al.3.Tb.3.Bl. 1333 BAYRAM 1957 147

11 7 3 Torbalı Taşkesiği 35 Güzel YusufBayram Rasim

Nif Piyade Çvş. 1330 1.Kol.8.Al.1.Süvari Bl. 1338 GÜZELOĞLU 1978 148

12 8 1 Dağkızılca Merkez 83 Karaburun'lu HüseyinŞerif

MehmetDağkızılca Piyade Onb. 1330 42.Frk.65.Al.2.Tb.8.Bl. 1335 PALA 1980 149

13 7 5 Torbalı Şehitler 63 Hüseyin oğullarından Yaşar Seyfettin İştip Piyade Onb. 1330 İzmir 5.depo Al.9.Bl. 1335 EROĞLU 1986 150

14 8 6 Dağkızılca Demirci 48 Kostak İbrahim Ali Demirci Piyade Nefer 1331 26.Frk.59.Al.2.Tb.4.Bl. 1336 KOSTAK 1981 151

15 9 3 Dağkızılca Bozköy 25 Yavaş İsmail Hasan Bozköy Piyade Nefer 1331 4.Kol42.Frk.66.Al.3.Tb. 1.Bl. 1335 ÜNAL 1970 152

42

Page 43: Dizgi Askeri Tarih Kitap

16 9 4 Dağkızılca Bozköy 32 31 Serez muhacirlerinden Mustafa Salih Serez Piyade Nefer4.Kol.42.Frk.66.Al.3.Tb.

3.Tb.1.Bl.1335 UYSAL 1973 153

17 9 4 Dağkızılca Yoğurtçular 2 Hüseyin Ali Yoğurtçular Jandar. Çvş. 1330Seydiköy Harici Bl. Oğlananası

Karakolu1335 ÖZDAMAR 1935 154

18 9 5 TorbalıYukarı Mahalle

8 Kasap Mehmet İbrahim Torbalı Jandar. Onb.Mustakil Jan.Al.Karasi Tb.

Bandırma Bl.1334 AYTEKİN 1956 155

19 10 2 Dağkızılca Ayrancılar 36 Manav Mehmet Ali Ayrancılar Jandar. Nefer 1331İzmir Harici Jandarma

Efradından1335 YAMA 156

20 10 4 TorbalıYukarı Mahalle

89 Dervişoğullarından Mehmet Hüseyin Torbalı Jandar. 1329 İzmir Jandarma Alayı 1335 KUNDUZ 1974 157

21 12 3 Torbalı Bozköy 32 Derviş Mehmet Hudula Piyade Nefer2 Hz1337

131.Al.2.Tb.5.Bl.1 My1339

AK 1977 158

22 13 2 Torbalı Çaybaşı 51Kara Hasan oğullarından Cemal

Ahmet Çaybaşı Mak.Tfk. 1331 28.Kol.Krh. 1335 KARABULUT 159

23 13 4 Dağkızılca Karacaağaç 5 Köseoğullarından Mehmet AliHalil

İbrahimMak.Tfk. Nefer 1331 11.Frk.126.Al. 1335 ÖZ 160

24 14 2 Torbalı Karakuyu 93Hacı İbrahim oğullarından Mehmet

Mehmet Karakuyu Nefer 1331 20.Frk.61.Al.2.Bl. 1335 GÜNAY 1333(?) 161

25 16 1 Torbalı Yeniköy Hasan Nebi Süvari Nefer 1337 2.Kol.28.Al.2.Bl. 1339 162

26 19 1 Torbalı Çaybaşı 27 Pehlivan Halil Recep Çaybaşı Top. 1333 Depo Tb.141.Bl. 1334 DİKER 1341 163

27 19 2 Torbalı Çakallar 29 Mehmet Ali Osman Çakallar Top. Nefer 1332 18.Al.48.Tb.9.Bl. 1335 CAN 1979 164

28 28 1 Torbalı Çaybaşı 232 Derelioğullarından Himmet Durmuş Tire Göktepe Top. Nefer 1330 15.Frk.Top.Al. 1339 SARI 165

29 31 1 Torbalı Tepeköy 24 Kırlı Hasan Dayı Durmuş Tepeköy Nakliye Çvş. 1331 15.Tb.1.Bl. 1338 KEVZENOĞLU 1963 166

30 34 1 Torbalı Hamidiye 50 50 Müteveffa Ali Ömer Abdullah Hamidiye Sıhhıye 1331Der-Saadet Çamlıca Sıhhıye

Deposu1335 ÖZLÜ 1953 167

31 4 1 Torbalı Eğerci 26 Yozgat'lı Mustafa Nafil Eğerci Piyade Nefer 1331 Çayırlıbahçe Hizmet Taburu 1334 YENER 1964 168

32 4 2 Torbalı Eğerci 31 Fehmi Rauf Antalya Piyade Onb. 1334 42.Al.3.Tb.9.Bl. 1338 YILDIZ 1942 169

33 4 3 Torbalı Eğerci 78 Şefik Hamza Eğerci Piyade Nefer 1331 47.Frk.148.Al.1.Tb.4.Bl. 1332 TEK 1970 170

34 4 4 Torbalı Çapak 46 Aliİbrahim Ethem

Çapak Piyade Nefer 1331 65.Al.1.Tb.3.Bl. 1335 CİN 1968 171

35 4 5 Torbalı Ayrancılar 20 Sarı Alioğullarından Hasan Ali Ayrancılar Piyade Nefer 1331 7.Frk.19.Al.3.Tb.12.Bl. 1332 ASLANBOĞA 1947 172

36 4 6 Dağkızılca Cumalı 2 2Molla İbrahim oğullarından Ali

İbrahim Cumalı Piyade 1331 42.Kol.66.Al.2.Tb.5.Bl. 1335 AKSEL 173

43

Page 44: Dizgi Askeri Tarih Kitap

37 4 7 Dağkızılca Cumalı 23 21 Mehmet Ali İbrahim Cumalı Piyade 1331 10.Kol.29.Al.1.Tb.2.Bl. 1335 KOÇ 174

1311 / 1895 DOĞUMLULAR

1 3 5 Torbalı Hortuna 13 Reis Ahmet Ahmet Hortuna Piyade 1331 64.Al.3.Tb. 1335 GÜL 1929 176

2 3 6 Torbalı Hortuna 33 33 Ali Salih Hortuna Piyade 1330 16.Kol.48.Al.2.Tb.6.Bl. 1336 TURAN 1975 177

3 3 7 Torbalı Hortuna 43 43 Sinan Ali Sami Hortuna Piyade 13314.Kol.İzmir Ahz-ı Askeriye

heyeti1335 ŞEN 1961 178

4 10 1 Torbalı Çakallar 13 13 Karaca Ahmet Mestan Çakallar Piyade 1331 İzmir Mrkz.İnzibat Bl. 1335 GÜRBÜZ 1972 179

5 11 2 Dağkızılca Karaot 6 MustafaİbrahimEthem

Karaot Piyade 1331 1335 ÖZKAN 1958 180

6 11 3 Torbalı Karacaağaç Çoban Ali İbrahim Piyade 1332 İzmir İmalathanesi 1335 ÖZDOĞAN 181

7 11 5 Dağkızılca BelenbaşıMolla Musa oğullarından Mehmet

Mehmet Piyade 1331 16 Frk.152.Al. 1335 GÜLCAN 182

8 11 6 Dağkızılca Belenbaşı Musa Eyyüb Piyade 1331 17.Kol.Mekkare Bl. 1335 TORUN 183

9 11 7 Dağkızılca Belenbaşı Cabaroğlu Mustafa Mehmet Piyade 1331 Balıkesir 3.Depo Al. 2.Tb. 1335 İLHAN 184

10 12 1 Dağkızılca Yoğurtçular 26Müteveffa Arnavut oğullarından Mehmet

İsmail Yoğurtçular Piyade 1331 Soma Amele Bl. 1335 GÜLTEN 1953 185

11 12 2 Dağkızılca Hortuna 274 Numanoğullarından Hüseyin Süleyman Çorlu Piyade 1331 17.Frk.174.Al.3.Tb.11.Bl. 1335 ÇOŞKUN 186

12 13 1 Dağkızılca Çengele 30 30 Kabasakal Ali Hamid Çengele Jandar. 1331 İzmir Harici Bl. 1334 ÖZCAN 1928 187

13 13 5 Dağkızılca Yoğurtçular 17 14 Deveci Kara Mehmet Ahmet Yoğurtçular Jandar. 1331 İzmir Jan.Al. 1335 GENÇTÜRK 188

14 16 1 Torbalı Tepeköy 18 18 Şeyh Ali Abbas Tepeköy Mak.Tfk. 1330 174.Al.1.Tb.1.Bl.Söke 1335 AKEREN 1963 189

15 16 2 Torbalı Tepeköy 60 60 Mustafa Bedri Girit Mak.Tfk. 1331 20.Al. 1335 PARK 1976 190

16 19 1 Torbalı Hortuna 94 94 Mehmet Süleyman Hortuna Ağır Top. 1331Bahr-i Sefit Boğazı Mevkii

Müstahkem Krh.1335 BOZDAĞ 1971 191

17 19 2 Torbalı Çapak 56 56 Tatar Hüseyin Ahmet Çapak Ağır Top. Onb. 1331 14.Tb.4.Bl. 1336 KOCABIYIK 1967 192

18 19 3 Torbalı Çapak 74 73Kuru Mustafa oğullarından Seyid Ali evladı hafidi

Ali Çapak Ağır Top. 1330 2.Al.2.Tb.2.Bl. 1335 ÇAN 1968 193

19 23 1 Torbalı Karakuyu 57 Mustafa Hüseyin Karakuyu Cebel Bt. 1331 56.Al.1.Tb.2.Bl. 1334 UZUNEL 1332 194

1312 / 1896 DOĞUMLULAR

1 1 3 Torbalı Demirci 14 Akçaoğullarından Yusuf Mehmet Demirci Piyade Nefer 1331 15.Frk.38.Al.1.Tb.1.Bl. 1335 ERASLAN 1954 195

2 2 3 Torbalı Karakuyu 44 Kırlı İbrahim Hasan Ali Karakuyu Sıhhıye Onb. 1331 60.Frk.72.Al.1.Tb.4.Bl. 1335 DÖNMEZ 1965 196

44

Page 45: Dizgi Askeri Tarih Kitap

3 3 1 Torbalı Arslanlar 82 Cemali Yaşar Arslanlar Piyade Onb. 133117.Kol.56.Frk.172.Al.

1.Tb.4.Bl.1336 GÜÇLÜ 1967 197

4 3 2 Torbalı Arslanlar 81 Mustafa Kamil Arslanlar Top.Emir eri

1332 8.Al. 1335 KURT 1963 198

5 3 3 Torbalı Arslanlar 42 Müteveffa İbrahim Selahattin Arslanlar Piyade Çvş. 1332 179.Al.1.Tb. 1336 YILMAZ 1963 199

6 3 4 Torbalı Hortuna 159 Bozoğlan oğullarından İsmail Mehmet Belenbaşı Piyade Nefer 1331 175.Al.2.Tb.12.Bl. 1335 KOR 1977 200

7 3 6 Torbalı Çapak 77 Arnavut Mehmet Ömer Çapak Piyade Nefer23 Ey.

1336Kıran grubu 64.Al.1.Tb.3.Bl.

26 Ey1336

SERT 1964 201

8 3 7 Torbalı Çapak 69 Osman Mustafa Çapak Piyade Nefer 1331 5.Depo Al. 1335 AKBABA 1987 202

9 4 1 Torbalı Çapak 7 Mustafa Ali Sadık Çapak Piyade Nefer 1331 47.Kol.İnş.Bl. 1335 ARDA 203

10 4 2 Torbalı Çapak 35 Müteveffa İbrahim Osman Çapak Piyade Onb. 1331 5.depo Al. İzmir 1335 ORHAN 1970 204

11 5 1 Dağkızılca Saibler 3 3 Yunus Mehmet Hasan Saibler Piyade Nefer 1331İst.K.lığı Krh.Piyade Muhafız

Bl.1339

MUTLU /ÖZSEZER

1929 205

12 7 7 Torbalı Meşhet 5 Arap Süleyman Durmuş Arapçı Piyade Nefer 1330 15.Frk.45.Al.1.Tb.3.Bl. 1332 ÇETİN 1969 206

13 8 2 Torbalı Taşkesiği 37 Beratlı Abdullah Hüseyin Dirizar Piyade Nefer 1332 İstanbul İmalathanesi 1334 KUTLU 1978 207

14 8 3 Dağkızılca Merkez 35 Küçük Mehmet Ahmet Dağkızılca Piyade Nefer 1329 Keşan 5.menzil Amale Tb.1.Bl. 1331 ŞİMŞEK 1976 208

15 8 5 Dağkızılca Doğancılar 32 32 Koyucuoğllarından Halil Halil Doğancılar Piyade Nefer 1331 5.Frk. 1336 ACAR 1927 209

16 8 6 Dağkızılca Doğancılar 31 31 Avcıoğlu Ali Mehmet Arif Doğancılar Piyade Nefer 1331 47.Frk.12.Al.3.Tb.10.Bl. 1335 ANDAÇ 1971 210

17 8 7 Dağkızılca Karaot 5Ahmet çavuş oğullarından İbrahim

Ahmet Karaot Jandar. NeferTorbalı Dağkızılca Nahiyesi

Jan.Karakolu1340 ÖZER 211

18 9 1 Dağkızılca Bozköy 24 Emiroğlu Mehmet Mustafa Bozköy Piyade Çvş. 1331 7.Al.9.Tb.161.Bl. 1335 AVCI 1334 212

19 10 1 Torbalı Hortuna 69 Çolak Abidin Cafer Hortuna Jandar. Nefer 1332 İzmir Harici Bl. 1335 DİNÇ 1982 213

20 10 2 Dağkızılca Saibler 4 Mehmet Abdül Saibler Jandar. Nefer 1332 İzmir Harici Bl. 1335 ÖNCEL 1968 214

21 10 3 Torbalı Ayrancılar 3 Karaköse Ali Mehmet Ayrancılar Jandar. Nefer 1331 İzmir Harici Bl. 1335 YENGİNER 1928 215

22 10 4 Dağkızılca Doğancılar 36 Manav oğullarından Mehmet Hüseyin Ayrancılar Jandar. Nefer 1331 İzmir Harici Bl. 1335 YAMA 1943 216

23 10 5 Dağkızılca Çakırbeyli 42 42Küçük Hüseyin oğullarından Mehmet

Hüseyin Çakırbeyli Jandar. Nefer 1331 İzmir Harici Bl. 1335 TAŞ 217

24 10 6 Dağkızılca Bozköy 22 Veli İsa Halil Bozköy Jandar. Nefer 1331 İzmir Harici Bl. 1335 AYDIN 1988 218

25 11 6 Torbalı Karakızlar 88 88 Süleyman Mehmet Ceceler Piyade Nefer 1332 10.Frk.46.Al.1.Tb.2.Bl. 1335 BAĞERİ 1956 219

26 11 7 Torbalı Hortuna 131 Hüseyin Numan Çorlu Piyade Nefer 1332 5.Depo Al. 1335 TİDAN 1961 220

45

Page 46: Dizgi Askeri Tarih Kitap

27 13 1 Torbalı Çapak 9 Buldan'lı Ahmet Ali Çapak Mak.Tfk. Nefer 1332 55.Frk.170.Al. 1335 GÜNAY 1960 221

28 13 3 Torbalı Dağkızılca 218 Ethem AliAğır

Mak.Tfk.1330 172.Al.1.Tb.4.Bl. 1335 ÇETİNKAYA 1973 222

29 14 2 Torbalı Yoğurtçular 39 35 Müteveffa İsmail Ahmet Yoğurtçular 1331 10.Frk.Askeri Kalemi 1335 EVRAN 1971 223

30 16 1 Torbalı Çapak 8 Dirmil'li Abdullah Mustafa Çapak Ağır Top. B.Çvş. 1331 63.Al. Ağır Top Talim Tb. 1335 ÖZCAN 1965 224

31 16 3 Torbalı Dağkızılca 47 47 Kulakoğullarından Mehmet Mehmet Dağkızılca Top. Nefer 1331 İst.Sarıyer 17.Kol.2.Tb.1.Bt. 1335 GÜNDÜZ 1940 225

32 16 7 Torbalı Dağkızılca 42 Ahmet Mustafa Bekir Dağkızılca Top. Nefer 1331 İst.Sarıyer 17.Kol.2.Tb.1.Bt. 1335 TOPUZ 1969 226

33 16 5 Torbalı Dağkızılca 49 Kocabaşoğullarından Mustafa Mehmet Dağkızılca Top. Nefer 1331 Sarıyer 17.Kol. Nişancı Tb.1.Bt 1335 AKBAŞ 1950 227

34 25 1 Torbalı Eğerci 33 Kuru Cemal Şerif Eğerci Nakliye Nefer 1331 İzmir Ağır Erzak Kolu 1334 BOZKURT 1945 228

35 31 3 Torbalı Hortuna 56 Halil Salih HortunaŞimendüfer

Nefer 1331Keşan Şimendüfer Hattı

İnş.Tb.1.Bl.1335 CAN 1972 229

36 31 4 Torbalı Merkez 158 Mustafa İsmail Hakkı KrotabaŞimendüfer

Nefer 1331 5.Şimendüfer Bl.İzmir 1334 TOK 230

37 31 5 Torbalı Kayas 285 Hüseyin Balaban Nesimi Darende Nefer 1332 3.Depo Al.1.Tb. 1334 BALABAN 1957 231

1313 / 1897 DOĞUMLULAR

1 5 1 Torbalı Yeniköy 23 Ali Ömer Yeniköy Piyade 1332 İst. 9.Depo Al.4.Tb.24.Bl. 1335 KAYA 1983 233

2 5 2 Torbalı Çakallar 27Müteveffa Karaca Halil İbrahim

Ali Keler Piyade 1332 1.Kol.126.Al.3.Tb.5.Bl. 1335 DUMAN 234

3 5 4 Torbalı Dirmil 16 Kırlı Hasan Sabri Dirmil Piyade Nefer 1332 57.Frk.135.Al.4.Bl. 1335 SAPMAZ 1964 235

4 5 5 Torbalı Dirmil 2 Deveci Ahmet Hamid Dirmil Piyade Nefer 1332 4.Kol.İmalathanesi Hilal İzmir 1335 DOĞAN 1970 236

5 5 7 Torbalı Çapak 49 Veli Ali Çapak Piyade Nefer 1332 46.Frk.144.Al.4.Tb.3.Bl. 1334 AYDIN 1958 237

6 6 1 Torbalı Çapak 56 Müteveffa Hacı Ahmet Zekeriya Çapak Piyade Nefer 1332 21.Kol.Krh. 1335 KARABIYIK 1977 238

7 6 2 Torbalı Çapak 104Avrethisar muhacirlerinden Halil

Davut Avrethisar Piyade Nefer 1333 17.Kol.Tuna Talim Tb. 1335 AKCAN 1958 239

8 6 3 Torbalı Çapak 2 Bıçakçı Hasan İbrahim Çapak Piyade Onb. 1335 Der - Saadet Zeytinburnu Fab. 1335 MİLYARDER 1933 240

9 6 4 Torbalı Çapak 43 Mustafa Halil Çapak Piyade 1337 4.Frk.58.Al.2.Tb.6.Bl. 1339 ÇAĞLAR 1965 241

10 6 6 Dağkızılca Çengele 37 Mehmet Mustafa Ali Çengele Piyade Nefer 1331 55.Frk.170.Al.3.Tb.11.Bl. 1336 KARAGÖZ 1973 242

11 7 4 TorbalıYukarı Mahalle

28 Ayvaz Kör Ahmet Mustafa Torbalı Piyade Nefer 1332 4.Kol.Beygir Deposu 1335 ÖNER 1964 243

12 8 3 Dağkızılca Saibler 10 Durmuş Osman Saibler Piyade Nefer 1332 46.Frk.17.Al.3.Tb.12.Bl. 1336 AKGÜN 1975 244

46

Page 47: Dizgi Askeri Tarih Kitap

13 8 4 Dağkızılca Helvacı 48 44 Çoban İsmail hafidi İsmail Hüseyin Helvacı Piyade Çvş. 13317.Yıldırım Ordusu 3.Kol.

24.Frk.2.Al.2.Tb.6.Bl.1336 KURT 245

14 12 1 Torbalı Arapçı 8 Antalya'lı Mehmet Hasan Ali Arapçı Piyade Nefer 1332 17.Kol.174.Al.1.Tb.3.Bl. 1335 ANTALYALI 1973 246

15 12 2 Torbalı Ertuğrul 4 4Topal Selimoğulla- rından Selim Zumaki

İbrahim Kandiye Jandar. Nefer 1333İzmir Seyyar Jan.

1.Tb.Seydiköy Jan. Bl.1335 ERGİN 1960 247

16 12 6 Torbalı Dağkızılca 222 Cadıoğullarından Mahmut Hüseyin Dağkızılca Piyade Nefer 1332 İst. Bab-ı Ali Bl. 1335 CANSEVER 1971 248

17 13 3 Torbalı Dereköy 21 21 Ali Rıza Hüseyin Piyade 1332 19.Kol.8.Frk. 1335 AYBEY 249

18 13 5 Dağkızılca Merkez 59 59 Korukoğullarından Şakir Mehmet Dağkızılca Piyade Nefer 1332 25.Frk.75.Al.2.Tb.8.Bl. 1335 KORKMAN 1967 250

19 13 6 Dağkızılca Merkez 80 80 Ali Mehmet Piyade Nefer 1332 25.Frk.75.Al.2.Tb.5.Bl. 1335 GÜVEN 1955 251

20 13 7 Dağkızılca Merkez 111 Hacıoğllarından Osman Halil Hamid Dağkızılca Jandar. Nefer 1332 İst.Jan.Zabit Mektebi Mhfz.Bl 1335 GENÇER 1971 252

21 14 5 Dağkızılca Karaot 13 Aydınoğullarından Ali Yusuf Karaot Piyade 1332 85.Frk.45.Al.31.Tb.10.Bl. 1335 AYDIN 1946 253

22 14 6 Dağkızılca Karacaağaç 11 Çalıkoğullarından İbrahim Ali Piyade Nefer 1332 İzmir İmalathanesi 1335 GÖNLÜGÜR 254

23 14 7 Dağkızılca Çakırbeyli 15 15 Bardakoğullarından Hasan Kadri Çakırbeyli Piyade Nefer 1332 15.Frk.38.Al.3.Tb.11.Bl. 1335 ŞEN 1978 255

24 15 1 Torbalı Hortuna 78 78 Cemali Şükrü Hortuna Jandar. Nefer 1332 İzmir Jan.Harici Bl. 1335 AK 1965 256

25 15 2 Torbalı Hortuna 29 29 Babacan Hasan Ahmet Hortuna Jandar. Nefer 1332 İzmir Jan.Harici Bl. 1335 EGE 1950 257

26 15 6 Dağkızılca Çengele 10 Garip Mustafa Nazif Çengele Jandar. Nefer 1332 İzmir Jan.Harici Bl. 1335 KARAYEL 1971 258

27 15 6 Torbalı Dağkızılca 100 100 Abdülvahit Mustafa Dağkızılca Jandar. Nefer 1332 İzmir Jan.Harici Bl. 1335 KAYNAK 1977 259

28 16 1 Dağkızılca Çakırbeyli 4 4 Çakaloğullarından Süleyman Osman Çakırbeyli Jandar. Nefer 1332 İzmir Jan.Harici Bl. 1335 KABACA 1981 260

29 16 2 Dağkızılca Çakırbeyli 55Müteveffa Fevzi oğulla- rından Mehmet Veli

Ali Avandere Jandar. Nefer 1332 İzmir Jan.Harici Bl. 1335 ÖZER 1964 261

30 16 3 Dağkızılca Yoğurtçular 27 Yörük Mehmet Hamid Yoğurtçular Jandar. Nefer 1332 İzmir Jan.Harici Bl. 1335 AŞKIN 1984 262

31 16 5 Torbalı Çengele 21Koca Ahmet oğullarından Hüseyin

İbrahimGökyaka /

TekeJandar. Nefer 1332 İzmir Jan.Harici Bl. 1335 KARAKAN 1971 263

32 18 1 Dağkızılca Saibler 8 Hacı Ömer oğullarından Osman İbrahim Saibler Süvari Nefer 1332 14.Al.2.Bl. 1335 TEKİN 1970 264

33 21 3 Torbalı Dağkızılca 2 Ömer Kadir Dağkızılca Piyade Nefer 1332 25.Frk.75.Al.1.Tb.1.Bl. 1335 KARGIN 1966 265

34 21 4 TorbalıÇimenler

(Mecidiye)47 351

Muhacir Hüseyin oğullarından Mehmet Cemal

Hasan Tire Piyade Çvş. 1331 14.Frk.9.Al.1.Tb.1.Bl. 1335 ERDAL 1979 266

35 21 5 Torbalı Çakırbeyli 26 Kerim Mehmet Çakırbeyli Piyade Nefer 1332 17.Kol.Krh. 1335 DOĞAN 1959 267

47

Page 48: Dizgi Askeri Tarih Kitap

36 24 1 Torbalı Çapak 162Bekir Mehmet oğulla- rından Osman Ahmet

Mehmet Nadire Sah.Top. 1332 56.Al.3.Tb. 1335 ÇELİK 1979 268

37 27 1 Torbalı Dirmil 30 Ahmet Hüseyin Dirmil Ağır Top. Nefer 1332 4.Al.4.Tb.515.Bl. 1335 DURAGAN 1956 269

38 30 1 Torbalı Tepeköy 19 19 Çakır Mehmet Ahmet Tepeköy İstihkam 1332 47.Kol.3.Bl. 1335 ÇAKIROĞLU 1929 270

39 2 4 Torbalı Tepeköy 51 51 Ali Hasan Tepeköy Piyade Onb. 1332 26.Frk.76.Al.3.Tb.11.Bl. 1334 ARICI 1968 271

40 2 5 Torbalı Tepeköy 126 125 Durmuş Kasım Tepeköy Piyade Nefer 1332 5.Depo Al.10.Bl. 1335 ONAN 1974 272

41 2 6 Torbalı Karakuyu 37 35 Mehmet Ali Karakuyu Piyade Nefer 1332İst.Müdafa-i Milliye Tahrirat ve

Melbusat1339 ATEŞ 1970 273

42 2 7 Torbalı Karakuyu 74 Abdullah Ahmet Karakuyu Piyade Nefer 1333 6.Kol.25.Frk.75.Al. 1.Tb.3.Bl. 1334 ŞENOĞUL 1937 274

43 3 3 Torbalı Karakuyu 35 33 Hüseyin Osman Karakuyu Piyade Nefer 1331 25.Frk.75.Al.2.Tb.6.Bl. 1333 KÖSE 1960 275

44 3 5 Torbalı Ahmetli 40 40 Müteveffa Abdil Mustafa Arapçı Piyade Nefer 133221.Kol.57.Frk.175.Al. Ağır

Mak.Tfk.1335 KOÇ 1973 276

45 3 6 Torbalı Ahmetli 4 4Nasuhoğullarından Hacı Mehmet

Mustafa Ahmetli Piyade Nefer 1332 Söke 174.Al.2.Tb.2.Bl. 1335 TOPÇU 1954 277

46 3 7 Torbalı Hamidiye 10 10 Salihoğullarından İbrahim Salih Hamidiye Top. Çvş. 1333 53.Frk.39.Al.4.Tb. 1339 EREZ 1936 278

47 1 1 Dağkızılca Çakırbeyli 3 3 Veli Osman Çakırbeyli Piyade Çvş. 1332Der- Saadet Küçük Zabit

Mektebi1335 ÇETİNKAYA 1968 279

48 1 3 Dağkızılca Yoğurtçular 24 20 Hacı Osman Ramazan Yoğurtçular Piyade Nefer 1332 46.Frk.144.Al.1.Tb.3.Bl. 1335 BALCI 1940 280

49 1 4 Torbalı Çaybaşı 101 Salih Muharrem Katerin Piyade Nefer 1332 14.Kol.Muhfz.Tk. 1335 ÖZCAN 1965 281

50 4 1 Torbalı Çakırbeyli 65 61Müteveffa Sarı Kadir oğullarından Mahmut

İbiş Hamidiye Piyade Nefer 1330 5.Ordu Krh.Muhfz.Bl. 1335 ÖZBEK 1976 282

51 4 2 Torbalı Çaybaşı 88 76Kirli'li Ahmet oğullarından Hasan

Hüseyin Çaybaşı Piyade Nefer 1332 6.Kol.5.Frk.14.Al.2.Tb. 1336 KARATOKLU 1957 283

52 4 5 Torbalı Çaybaşı 39 34 Velişoğullarından Süleyman Mahmut Çaybaşı Piyade Nefer 1332 17.Kol.Müstakil Tb.3.Bl. 1336 TÜRK 1972 284

53 4 6 Torbalı Çaybaşı 23 21 Veliş Mehmet Ömer Çaybaşı Piyade Nefer 1331 İzmir Depo Al. 1334 VELİŞ 1953 285

54 4 7 Torbalı Yeniköy 10 10 Kara Hüseyin Mehmet Yeniköy Piyade 1332 29.Frk.76.Al.3.Tb.11.Bl. 1335 KURTLU 286

1314 / 1898 DOĞUMLULAR

1 1 3 Dağkızılca Karacaağaç Halil Sabri Piyade Nefer 1332 İzmir Hilal İmalathanesi 1335 MUMCU 287

2 1 5 Dağkızılca Demirci 23Emin Efendi oğullarından Osman

Kadir Demirci Piyade Nefer 1332 9.Kol.28.Al.83.Tb. 1335 KAYALI 1975 288

3 1 6 Dağkızılca Demirci 61 Hüseyin Hüseyin Demirci Piyade Nefer 1333 9.Kol.38.Al.2.Tb.4.Bl. 1335 TURGUT 289

4 2 3 Torbalı Ertuğrul 69 Müteveffa Arif Mehmet Tepeköy Piyade Nefer 1333 166.Al.1.Tb.3.Bl. 1335 SÜZER/ÖZKUL 1932 290

48

Page 49: Dizgi Askeri Tarih Kitap

5 2 4 Torbalı Tepeköy 17 Eğri Ali oğullarından Hüseyin Hasan Tepeköy Piyade Nefer 1332 5.Depo Al.10.Bl. 1335 İRİ 1971 291

6 3 1 Torbalı Karakuyu 89 Durmuş Ali Osman Karakuyu Piyade Nefer 1332 17.Kol.Araba Kolunda 1335 TOY 1963 292

7 3 2 Torbalı Karakuyu 6 5Kırlı Ahmet oğulla- rından Mehmet Ali

Şükrü Karakuyu Piyade Nefer 1332 42.Frk.65.Al.2.Tb.5.Bl. 1335 SOYKAN 1968 293

8 3 3 Torbalı Karakuyu 4 5 Çavuş Hasan Mehmet Karakuyu Piyade Nefer 1332 Keşan Cephane Deposu 1335 YILDIRIM 1983 294

9 3 4 Torbalı Karakuyu 57 Mustafa Kadir Karakuyu Piyade 1332 17.Kol.Hayvan Deposu 1335 UZUNEL 295

10 3 5 Torbalı Karakuyu 103 96Kara Veli oğullarından Abdullah

Durmuş Ali Karakuyu Piyade Nefer 1333 5.Depo.Al.5.Bl. 1335 GÜNBAY 1967 296

11 3 7 Torbalı Çaybaşı 51Kara Hasan oğullarından Cemali

Hasan Çaybaşı Piyade Nefer 1332 51.Frk.161.Al.1.Tb.4.Bl. 1336 KARABULUT 1978 297

12 4 2 Torbalı Çaybaşı 146 99 Haşim Çavuş Ahmet Karaferya Piyade Onb. 1334 4.Al.İnş.Bl. 1335 DÖMEKE 298

13 4 4 Torbalı Arslanlar 83Cihan Yusuf oğullarından Haşim

Sefer Arslanlar Piyade Nefer 1332 Balıkesir 5.Al.1.Bl. 1335 ASLAN 1960 299

14 4 5 Torbalı Ayrancılar 8 Kadri İbrahim Ayrancılar Piyade Nefer 1332 28.Al.3.Tb. 1335 SEVER 1966 300

15 4 7 Torbalı Arslanlar 50 Halil Bayram İsa Arslanlar Piyade Nefer 1332 17.Kol.47.Frk.1.Tb.3.Bl. 1335 ÜNAL 1974 301

16 5 1 Torbalı Kuşçuburun 10 Veli Eyyüp Kuşçuburun Piyade Nefer 1332 İzmir 5.Depo Al. 5.Bl. 1335 DİNDAR 1965 302

17 5 2 TorbalıYukarı Mahalle

27Müteveffa Hacı Giritli Abdullah

Mehmet Torbalı Piyade Nefer 1333 54.Al.2.Tb.1.Bl. 1335 AKTAŞ 1955 303

18 5 3 Torbalı Yeniköy 2Bedel Mehmet oğulla- rından Mehmet Emin

Tahir Yeniköy Piyade 1333 Bandırma İnş.Tb. 1335 GÜNEY 1340 304

19 5 4 Torbalı Çakallar 14 Şevval Musa Osman Çakallar Piyade Nefer 8AĞ.1335 17.Kol.56.Frk.51.Al. 1.Tb.1.Bl. 8.Nİ.1340 KARACA 1940 305

20 5 5 Torbalı Çakallar 14 Karaca Mustafa Ali Çakallar Piyade Nefer8 Ağ1335

50.Frk.165.Al.2.Tb.6.Bl.8 Ns 1340

KARACA 1980 306

21 6 2 Torbalı Dirmil 48 Ahmet İbrahim Dirmil Piyade 1332 5.Depo Tb.İzmir 1335 GÜZELAYDIN 1978 307

22 6 4 Torbalı Dirmil 23 Molla Hasan Hamid Dirmil Piyade Nefer 1332 7.Kol.Mürfezesi 1335 ŞEN 1962 308

23 6 6 Torbalı Eğerci 31 Arif Ali Eğerci Piyade Nefer 1333 Bandırma Ziraat Bl. 1335 KARACA 1946 309

24 6 7 Torbalı Çapak 5 5Molla Mehmet oğullarından Halil

Mustafa Çapak Piyade B.Çvş. 1332 170.Al.2.Tb.3.Bl. 1335 EFE 1969 310

25 7 1 Torbalı Çapak 53 53 Yanık Mehmet Hüseyin Çapak Piyade Nefer 1332 5.Depo Al. 1335 DAL 1968 311

26 7 3 Torbalı Çapak 116 Müteveffa Ahmet Osman Çapak Piyade Nefer 1333 2.Ord.Krh.Tlgrf.Bl. 1335 PALA 1962 312

27 7 4 Torbalı Çapak 91 Tatar Hüseyin Mehmet Çapak Piyade Nefer 1332 46.Frk.146.Al.2.Tb.3.Bl. 1335 TAN 1970 313

28 7 6 Torbalı Çapak 84 Ali Ahmet Çapak Piyade Nefer 1332 17.Kol.Erzak Kolunda 1335 GANİ 1974 314

29 7 7 Dağkızılca Cumalı Gümeli Ali Mustafa Piyade 1332 Der-Saadet Batarya Bl. 1335 315

49

Page 50: Dizgi Askeri Tarih Kitap

30 8 1 Dağkızılca Cumalı Hasan Ali Piyade 1331 Amele Tb. 1335 DUMAN 316

31 8 3 Dağkızılca Karakızlar 14 14 Hafız Ali Nuri Karakızlar Piyade 1334 16.Frk.48.Al.3.Tb.3.Bl. 1339 GİRGİN 1972 317

32 8 4 Dağkızılca Karakızlar 9 9 Sabancı Mustafa İsmail Karakızlar Piyade Nefer 1333 İzmir 5.Depo Al. 1334 ASLAN 1962 318

33 8 6 Dağkızılca Karakızlar 68 Çalık Kürt Mehmet Ali Karakızlar Piyade Nefer 1333 15.Frk.45.Al.4.Bl. 1334 ÖZKAN 1980 319

34 9 2 Dağkızılca Helvacı 21 Hacı İbrahim oğullarından Ali Şükrü Helvacı Piyade Nefer 1332 4.Kol.10.Frk. 1335 ÜNAL 1979 320

35 9 3 Dağkızılca Helvacı 25 İbrahim Halil Ahmet Helvacı Piyade Nefer 1331 1.Kol.1.Tlf.Bl. 1335 AYDIN 1969 321

36 13 1 Dağkızılca Merkez 75 Kadı İbrahim Mehmet Dağkızılca Piyade Nefer 1332 54.Frk.1.Al.2.Bl. 1336 ŞENYİĞİT 1977 322

37 13 3 Torbalı Dağkızılca 80 Müteveffa Ali Ali Dağkızılca Piyade Nefer 1332 5.Depo Al.2.Bl. 1336 GÜVEN 1986 323

38 13 5 Torbalı Dağkızılca 84 Mustafa Osman Dağkızılca Piyade Onb. 1332 17.Kol.Krh.Muhfz.Bl. İzmir 1335 DEMİRTAŞ 1969 324

39 14 5 Dağkızılca Doğancılar 5 Ali Mustafa Torbalı Piyade Nefer 1332 5.Depo Al. 1.Tb.2.Bl. 1335 ÖZDEMİR 1950 325

40 14 6 Dağkızılca Doğancılar 32 Halil Ahmet Doğancılar Jandar. Nefer 1332İzmir-Hilal Bl. Dağkızılca

Karakolu1335 ACAR 1987 326

41 15 2 Dağkızılca Çakırbeyli 59 Koca Alioğullarından Mustafa Ahmet Çakırbeyli Jandar. Nefer 1332 Jandarma Harici Bl. 1335 TOSUN 1984 327

42 15 3 Torbalı Karakızlar 23 23 Karasu Mustafa Hüseyin Karakızlar Piyade Nefer 1333 5.Depo Al. 3.Bl. 1334 KARASU 1983 328

43 15 4 Torbalı Arslanlar 147 Murat Mustafa Koçana Jandar. Onb.11 Ey1332

İzmir Jandarma Al.1 Ns1334

ÜZÜMCÜ 1971 329

44 16 5 Dağkızılca Çakırbeyli 22 Hacı Osman Ömer Çakırbeyli Nefer 1332 Odun-Kömür İmali 1335 EKİCİ 1983 330

45 16 6 Dağkızılca Çakırbeyli 40 Galip paşaoğullarından Ahmet Ali Çakırbeyli Piyade Nefer 133217.Kol.56.Frk.174.Al.

3.Tb.9.Bl.1334 ÖZTÜRK 1973 331

46 16 7 Dağkızılca Çakırbeyli 14 YusufAhmet Şükrü

Çakırbeyli Piyade NeferEy

13332.Kol.1.Frk.70.Al. 1.Tb.1.Bl.

KS1335

KARAYEL 1983 332

47 17 7 Torbalı Tepeköy 147 Mahmut Çavuş Mustafa Osmaniye Piyade Nefer 1332 63.Frk.1.Tb.3.Bl. 1334 TEZCAN 1958 333

48 18 1 Torbalı Demirci 75 75 Kutlu Yusuf HasanBüyük

KarapınarPiyade Nefer 1332 123.Piyd.Al.2.Tb.5.Bl. 1334 KUTLU 1994 334

49 21 1 Torbalı Çapak 53 Hacı Ahmet Hüseyin Çapak Sah.Top. Nefer 1333 6.Sah.Top.1.Tb.1.Bl. 1334 DAL 1986 335

50 21 2 Torbalı Çapak 77 Mehmet Salih Çapak Sah.Top. Nefer4 Ns 1334

56.Al.1.Tb.1.Bl.4 My1334

UÇAR 1958 336

51 27 2 TorbalıYukarı Mahalle

77 Samancızade Ömer Hasan TorbalıŞimen-düfer

Nefer 131 İzmir Şimendüfer Mektebi 1335 SAMANCI 1960 337

52 30 1 Torbalı Hortuna 1 Halil Çavuş Ramazan Hortuna Sıhhıye Nefer 1333 5.Depo Al.Sıhh.Bl. 1335 FİLİZ 1971 338

53 32 1 Torbalı Demirci 75 Yusuf Hasan Demirci Mak.Tfk. Nefer 1332 3.Kafkas Frk.8.Al. 1335 KUTLU 1994 339

54 32 2 Torbalı Merkez Ahmet Ali Rıza İzmir Piyade Nefer 1331 16.Frk. 1335 ZENCİ 1974 340

50

Page 51: Dizgi Askeri Tarih Kitap

55 32 4 Torbalı Karaot 27Üsküp Muhacirlerinden Mustafa

Mehmet Koçana Mak.Tfk. Nefer 1330 21.Kol.57.Frk.175.Al. Mak.Tfk. 1333 ÖZAY 1940 341

56 34 1 Torbalı Demirci 27 27 Hüseyin Ali Demirci Muhbr. Nefer 1332 İzmir Muhabere Bl. 1335 ÜNLÜ 1963 342

57 36 1 Torbalı Çapak 31 31 Hacı Ali Veli Çapak Nakliye Nefer 1332 17.Kol.Krh. 1335 AKGÜN 1973 343

1315 / 1899 DOĞUMLULAR

1 2 1 Torbalı Ayrancılar 24 24 Abdullah Mehmet Ayrancılar Piyade 1333 17.Kol.66.Al.2.Tb.5.Bl. 1335 AKÇA 1937 344

2 2 6 Torbalı Tepeköy 21 İsmail Cemal Tepeköy Piyade 1333 1335 1926 345

3 3 1 Dağkızılca Yoğurtçular 22 Şerif Ali Ahmet Yoğurtçular Muhbr. Nefer 1333 İzmir 1. Muhbr. Tb. 1335 ÇALIŞKAN 1332 346

4 3 2 Torbalı Ertuğrul 31 Müteveffa Recep Salih Tepeköy Piyade Nefer 1334 5.Depo Al. 1335 GÜÇSAV 1969 347

5 3 4 Torbalı Karakuyu 59 Kocakülah İbrahim Hüseyin Karakuyu Piyade Nefer 1333 17.Kol.Krh. 1335 ZEYBEK 1965 348

6 3 5 Torbalı Karakuyu 39 Halil Mehmet Karakuyu Piyade Nefer 1333 İzmir 5.Depo Al. 1335 UYGUN 1971 349

7 3 6 Torbalı Karakuyu 70 Yörük Mestan Hakkı Karakuyu Piyade Nefer 1333 İzmir 5.Depo Al. 1335 TEKİN 1985 350

8 3 7 Torbalı Karakuyu 27 Zor Ali hafidi Mustafa Zor Mehmet Karakuyu Piyade Nefer 1333 İzmir 5.Depo Al. 1335 ZOR 1969351

9 4 2 Torbalı Karakuyu 106 Muhacir Abdullah Mustafa Karakuyu Piyade Nefer 1333 47.Frk. 12.Al. 1335 GÜLER 1961 352

10 4 4 Torbalı Karakuyu 65 Deli Mehmet oğlu Mehmet Hasan Karakuyu Piyade Nefer 1333 5.Depo Al.12.Bl. 1335 SUBAKAN 1967353

11 6 1 Torbalı Çaybaşı 93 Müteveffa Hasan Tahsin Alasonya Piyade 1333 İzmir 5.Depo Al. 10.Bl. 1335 DUYMAZ 1980 354

12 6 1 Torbalı Ertuğrul 1 Refik Hasanaki Hüseyin Kandiye Piyade Nefer 1333 5.Depo Al. 1335 GÜNAY 1970 355

13 6 2 Torbalı Ertuğrul 92 Müteveffa SelimMehmet

SabriKaterin Piyade Nefer 1333 5.Depo Al.2.Tb.5.Bl. 1335 AKKIN 1984

356

14 6 4 Torbalı Yeniköy 40 Yörük Osman Mehmet Yeniköy Piyade Nefer 1333 Konya Şube Muhafızı 1339 HASER 1948 357

15 6 5 TorbalıYukarı Mahalle

15 Nasuh Ahmet Torbalı Piyade 1333 İzmir 5.Depo Al. 1335 ŞENBAŞ 1945358

16 6 7 Torbalı Yeniköy 21 Müteveffa Mehmet Ahmet Yeniköy Piyade Nefer 1333 47.Frk.12.Al.4.Tb.2.Bl. 1335 TAŞ 1978 359

17 7 5 Torbalı Hortuna 50 Abdil Fettah Cemali Hortuna Piyade Nefer 1333 42.Frk.12.Al.3.Tb.2.Bl. 1335 ÖZKAYA 1947 360

18 7 6 Torbalı Dirmil 28 28 Kırlı Hasan Çavuş Veli Dirmil Piyade Nefer 1333 5.Depo.Al. İzmir 1335 SOYKAN 1979 361

19 8 1 Torbalı Çakırbeyli 37 Ahmet Mustafa Avandere Piyade 1333 18.Al.Jan.Tb.11.Bl. 1335 SONKAN 1975 362

20 8 4 Torbalı Hortuna 69 Abidin Arif Hortuna Piyade Nefer 1334 57.Frk.39.Al.1.Tb.4.Bl. 1334 DİNÇ 1982 363

21 8 5 Torbalı Hortuna 47 Ali Yusuf Hortuna Piyade Nefer 1333 161.Al.1.Tb.2.Bl. 1335 TAŞKAYA 1975 364

22 8 6 Torbalı Hortuna 66 Yusuf Raşit Hortuna Piyade Nefer 1333 Hizmet Tb. 1335 ÖZ 1974 365

23 9 1 Torbalı Hortuna 68Hacı Hüseyin oğullarından Mehmet

Rıfat Hortuna Piyade Nefer 1333 İhtiyat Küçük Zabit Al. 1335 SELÜT 1969366

51

Page 52: Dizgi Askeri Tarih Kitap

24 9 4 Torbalı Ayrancılar 45 Deveci Bekir Hüseyin Belenbaşı Piyade Nefer1 Ağ1334

Sevk Tb.2.Bl.15 Ey1334

BAYHAN 1942

367

25 9 5 Dağkızılca Cumalı Mehmet Ali Piyade 1333 2.Kol.47.Frk.12.Al. 1.Tb.2.Bl. 1335 TAŞKIN368

26 9 7 Dağkızılca Yoğurtçular 1 Müteveffa MustafaMuhittin Ahmet

Yoğurtçular Piyade Nefer 1334 İzmir 5.Depo Al.1.Tb.2.Bl. 1955 YAŞAR 1955369

27 10 3 Dağkızılca Karakızlar 40 40 Mustafa oğullarından İsmail Tevfik Karakızlar Piyade Nefer 133217.Kol.56.Frk.174.Al.

2.Tb.9.Bl.1335 TUNÇEL 1977

370

28 11 2 Dağkızılca Saibler 4 Mehmet İzzet Saibler Piyade Nefer 1334 48.Frk.148.Al.3.Tb. 1335 ÖNCEL 1970 371

29 17 6 Dağkızılca Merkez 38 Mustafa Mehmet Dağkızılca Piyade Nefer 1333 17.Kol.5.Depo Al. Köstenada 1335 KESKİN 1976372

30 18 2 Dağkızılca Merkez 23 Osman İsmail Hakkı Dağkızılca Piyade Nefer 1333 5.Depo Al.3.Tb.10.Bl. 1335 KARDAŞ 1968373

31 19 1 Torbalı Karakuyu 71 Urfalı Mehmet Ahmet Karakuyu Jandar. Nefer 1334 İzmir Harici Jan. Bl. 1335 ÖZOĞUL 1954 374

32 19 4 Dağkızılca Yoğurtçular 10 9 Tekelioğullarından Mehmet Ali Ahmet Yoğurtçular Jandar. Nefer 1333 İzmir Harici Jan. Bl. 1335 ÇOŞKUN

52

Page 53: Dizgi Askeri Tarih Kitap

MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI ARŞİVİNE GÖRE TORBALI'DAN ŞEHİT LİSTESİ

53

Page 54: Dizgi Askeri Tarih Kitap

54

No Adı Baba Adı Lakabı Doğum Yılı

1 - BAYRAM    DEMİR DEMİROĞULLARI   1879 

2 - ALİ    SEYİT    1887 

3 - İBRAHİM    CAFER GİRİTLİ   1875 

4 - VELİ    HASAN    1892 

5 - MEHMET HÜSEYİN    HALİL KADIOĞULLARI   1890 

6 - ALİ    MUSTAFA HAFIZOĞULLARI    

7 - CEMAL    İSMAİL    1889 

8 - HÜSEYİN    ALİ    1895 

9 - HASAN    ABDULLAH    1891 

10 - HÜSEYİN    HALİL    1880 

11 - ALİ    MEHMET KARA VELİOĞULLARI   1894 

12 - ALİ    MEHMET     

13 - RECEP    ÖMER    1889 

14 - ŞÜKRÜ    HASAN    1891 

15 - MEHMET    MUSTAFA LAZOĞULLARI   1888 

16 - SÜLEYMAN    MEHMET KÜRTOĞULLARI   1881 

17 - OSMAN    MUSTAFA HATİPOĞULLARI   1894 

18 - MEHMET    VELİ    1879 

19 - AHMET HÜSEYİN    NAZİF    1889 

20 - HASAN    MEHMET    1877 

21 - MEHMET ALİ    HÜSEYİN    1881 

22 - MEHMET    OSMAN    1879 

23 - ALİ    HALİL SİROZ MUHACİRLERİNDEN   1879 

24 - MEHMET    MUSTAFA LAZOĞULLARI   1888 

25 - İBRAHİM    MEHMET ALİ     

26 - MEHMET    HACI HÜSEYİN    1883 

27 - VELİ    MEHMET ALİ     

28 - ALİ    ABDULLAH    1882 

29 - MEHMET    ŞÜKRÜ    1883 

30 - HALİL    MEHMET    1893 

31 - HASAN    MEHMET VEKEMOĞULLARI   1891 

32 - MUSTAFA    OSMAN    1892 

33 - BAYRAM ALİ    ŞAKİR     

34 - HAMİT    AHMET     

35 - İBRAHİM   MOLLA ABDURRAHMAN

SARI ÇOLAKOĞULLARI   1892 

36 - AHMET    MUSTAFA     

37 - SÜLEYMAN    MEHMET    1876 

38 - ALİ    İBİŞ ATEŞOĞULLARI   1892 

39 - MEHMET ALİ    İSMAİL    1897 

40 - AHMET   HACIAHMETIGVANI

   1889 

41 - OSMAN    HACI HALİL    1877 

42 - MUSTAFA    İBRAHİM    1893 

43 - İBRAHİM    HALİL    1895 

44 - İBRAHİM    MEHMET ALİ    1877 

45 - YUSUF    ABDULLAH    1892 

46 - AHMET    RECEP HACI HOCAOĞULLARI   1876 

47 - MUSTAFA    MEHMET    1872 

Page 55: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Nüfus Kayıtlarına Göre Torbalı ve Köylerinden I.Dünya Savaşı’nda Çeşitli Cephelerde Askerde Kalanlar,Askerden Dönmeyenler

I.Dünya Savaşı’nda çeşitli cephelerde kalan asker sayısı bugüne kadar kesin rakamlarla tespit edilememiş, yaklaşık olarak ifade edilmiştir. Torbalı ilçesinin merkez ve köylerinin toplam idari birim sayısı 42’dir. 2003 yılından beri gerek Torbalı Nüfus Müdürlüğü arşivi ve gerekse alan araştırması ile Torbalı ilçesinin merkez ve köylerinde askerde kalan 614 kişi tespit edilmiş, kayıtlar mümkün olduğunca ailelerle yapılan görüşmelerle de desteklenmeye çalışılmıştır. Nüfus Müdürlüğü arşivinde bulunan 17 nüfus esas defterde yaklaşık 12.000 kişi incelenmiş, kişi bilgilerinin ölüm kayıtlarında düşülen kayıtlar (406 kişi) ve 1934 yılı nüfus tarama bilgileri (208 kişi) birleştirilerek 614 kişinin askerde kaldığı tespit edilmiştir. Çalışmada 614 kişinin kimlik bilgileri ve idari birimleri verilmiştir. Kayıtlardaki kişilerin künyelerinin geldiği tarihlerden 212’sinin sadece yılı, diğer 43‘ünün ay, gün ve yılı yazılıdır. En çok Hortuna Köyü’nden 36 kişinin askerde kaldığı tespit edilmiştir. Kişilerin doğum yılları 1269 ile 1317 yılları arasında değişmektedir. Doğum yerlerine baktığımızda bazılarının bugünkü sınırlarımız dışında olduğu görülmektedir. 61 hanede birden fazla kişi askerde kalmıştır. Aynı hanede askerde kalan en fazla kişi sayısı 4 ile Çengele köyündedir. Kayıtlar: “ Şehiden”, “Askerde”, “Askeri hastane”, “Seferberlik”, “Bağdat’ta harpte”, “Umumi Harp”, “Harb-i Umumi”, “Çanakkale Harbi”, “4.Ordu”, “Rus Harbi”, “Harbiye Hastanede”, “İkitelli Hastanesinde”, “Bornova Askeri Hastanede”, “Sebdülbahir”, “Anafartalar”, “Topçu Hastanesi”, “Kafkas cephesi”, “Esarette”, “Askerde şehit”, “Harpte”, “Çorlu Hastanesi”, “Arıburrnu şehiden”, “Arabistan”, “Çanakkale şehiden”, “Kafkasya”, “Mekke-i Mükerreme’de vurulmuştur” şeklindedir. Künyelerin geliş kaydına bakarsak 1330 yılında 17, 1331 yılında 91, 1332 yılında 200, 1333 yılında 167, 1334 yılında 80 ve 1335 yılında 33 kişi bulunmaktadır. Ölüm kayıtlarının ortalama yaşı 30.64’dür Kayıtlardaki hanelerden 199’unun nüfus kayıtlarının “ kapalı kayıt” konumunda olduğu , 25 hanenin ise savaştan sonra başka idari birimlere nakil gittiği görülmektedir. Nüfus kayıtları esas alınarak ilçe boyutunda yapılan ilk araştırmadır.

Anahtar kelimeler: “Torbalı, Askerde, Nüfus kaydı, Şehit, Çengele”Yöntem: Torbalı Nüfus Müdürlüğü arşivinde bulunan 1321 yılı son Osmanlı tahrir defterleri 2003

yılında alınan izin ve onayla 1334 yılına kadar yaklaşık 12.000 kişinin kayıtları incelenmiş, erkek kayıtlarının ölüm kayıtlarında düşülen “askerde” veya “şehiden” gibi kayıtlar tek tek not edilmiş, 2003 yılından 2005 yılına kadar 42 idari birimdeki askerde kalanların ulaşılabilen aileleriyle görüşme yapılmış, kayıtlar anekdotlarla teyit edilmeye çalışılmıştır. Ayrıca üç klasörde tutulan 1934 yılı nüfus tarama cetvelleri , ölüm kayıtları taranarak, defter kayıtlarına eklenmiştir.

İlçe olduğu 1926 yılına kadar idari birim olarak İzmir merkezine bağlı nahiye olarak görünen Torbalı’nın 4’ü mahalle olmak üzere toplam 42 idari birimi bulunmaktadır. 1321 son Osmanlı nüfus tahririnde bu idari birimlere ait Torbalı Nüfus Müdürlüğü arşivinde bulunan nüfus esas defterlerinin dökümü şu şekildedir53:

ATİK NÜFUS ESAS DEFTERLERİNİN ARŞİV TASNİFİCilt No Yazılı idari birim/birimler

1 Tepeköy, Torbalı nahiye merkezi2 Arslanlar, Tepe Ertuğrul Mahallesi54

3 Çapak55, Çorlu56, Tiryanda57, Yoğurtçular4 Hortuna58, Helvacı59

53

? 1321yılı son Osmanlı nüfus tahririnde Torbalı merkez ve köylerinde 2.455 nüfus hanesinde toplam 11.197 kişi tespit edilmiştir. Bugünkü nüfus belgelerimize dayanak belgeleridir. 54 1335 yılından itibaren ayrı mahalledir.55 Büyükşehir yasası ile Torbalı’ya bağlı mahalledir.56 Yunan işgalinde dağılan köylerdendir. Bkz. Necat Çetin, "Torbalı bölgesinde Yunan işgali(1919-1922)". Torbalı Hilal Gazetesi, 14 Ağustos 2002. , “Anlatımlara Göre Torbalı Bölgesinde Yunan İşgali ve Bilinmeyen Bir Kuva-yı Milliyeci: Hortunalı Hamit Efe“ , Kuva-yı Milliye’nin 90. Yılında İzmir ve Batı Anadolu Uluslararası Sempozyum”, İzmir, Eylül 2009.57 Rum köyüdür. Bir Osmanlı tabiiyetinde hane vardır. Yunan işgali sonrası köy dağılmıştır.58 Bugün adı Yazıbaşı’dır. Büyükşehir yasası ile Torbalı’ya bağlı mahalledir.

55

Page 56: Dizgi Askeri Tarih Kitap

5 Çaybaşı60, Sepetçiler61, Sepetçiler Mecidiye Mahallesi62

6 Meşhet63, Meşhet Bulgar Mahallesi64

7 Ahmetli, Arapçı65, Eğerci66, Hamidiye67

8 Çakırbeyli, Karakuyu68, Yeni9 Ayrancılar69, Belenbaşı70, Kayas71, Kuşçuburnu72

11 Arıtaşı73, Bozköy, Dirmil74, Döğerlik, Saibler12 Dağkızılca, Dere75, Fetrek76, Gökyaka Teke77, Sinek78

13 Bozköy, Doğancılar79, Kırıklar80

14 Dağtekke81

15 Karaot82

16 Cumalı83, Çakallar84, Karakızlar85, Çengele86

17 Demirci, Karacaağaç87

59 Helvacı Köyü ile ilgili bir araştırma için bakınız: Necat Çetin, “Tarihi Demokrasi ve Kitabeleri İle Helvacı Köyü Araştırması”, Büyük Torbalı Gazetesi, 16 Eylül 2006.60 Büyükşehir yasası ile Torbalı’ya bağlı mahalledir.61 Bugün adı Atatürk Mahallesi’dir. Büyükşehir yasası ile Torbalı’ya bağlı mahalledir.62 Bugün adı yeni mahalle’dir. Büyükşehir yasası ile Torbalı’ya bağlı mahalledir.63 Bugün adı Şehitler Mahallesidir. Büyükşehir yasası ile Torbalı’ya bağlı mahalledir. Cumhuriyet sonrası Tire ilçesinden Torbalı’ya bağlanmıştır. Araştırmaya dahil edilmemiştir.64 I. Dünya savaşı sonunda burada bulunan Bulgarlar Bulgaristan’a dönmüştür. Bak. Necat Çetin." Maşat’ta (Şehitler Köyü) Bir Bulgar Mahallesi", Büyük Torbalı Gazetesi, 30 Ocak 2006.65 Bugün adı Pamukyazı Mahallesi’dir. Büyükşehir yasası ile Torbalı’ya bağlı mahalledir.66 Büyükşehir yasası ile Torbalı’ya bağlı mahalledir. Eğerci Köyü ile ilgili bir araştırma için bakınız: Necat Çetin, Tarihi Demokrasi ve Kitabeleri İle Eğerci Köyü Araştırması, Torbalı Yankı Gazetesi. 67 Bugün adı Özbey Mahallesi’dir. Büyükşehir yasası ile Torbalı’ya bağlı mahalledir.68 Büyükşehir yasası ile Torbalı’ya bağlı mahalledir.69 Büyükşehir yasası ile Torbalı’ya bağlı mahalledir.70 1937 yılında idari birim olarak Buca ilçesine bağlanmıştır. Bakınız: Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (bundan sonra sadece BCA), Tarih: 05.05.1937, Sayı:12976, Fon Kodu: 30.11.1.0, Yer No: 112.11.7.71 Rum köyüdür. Yunan işgali sonrası köy terk edilmiş, 1924 yılında mübadiller yerleştirilmiştir. Bugün adı Pancar’dır. Büyükşehir yasası ile Torbalı’ya bağlı mahalledir.72Büyükşehir yasası ile Torbalı’ya bağlı mahalledir. 73 1926 yılında dağılmış, idari statüsü ortadan kalmıştır. Necat Çetin," Torbalı’nın Dağılan Köyü:Arıtaş Köyü", Büyük Torbalı Gazetesi, 11 Ağustos 2006.74 Bugünkü adı Korucuk’tur. Necat Çetin, "Tarihi Demografisi ve Kitabeleri İle Korucuk(Dirmil) Köyü Araştırması", Büyük Torbalı Gazetesi, 14 Temmuz 2006.75 1933 yılında idari birim olarak Kemalpaşa ilçesine bağlanmıştır. Bakınız: BCA, Tarih: 30/5/1933 Sayı: 9603 Fon Kodu: 30.11.1.0 Yer No: 78.16.17.76 1933 yılında idari birim olarak Kemalpaşa ilçesine bağlanmıştır. Bakınız: BCA, Tarih: 30/5/1933 Sayı: 9603 Fon Kodu: 30.11.1.0 Yer No: 78.16.17.77 1933 yılında idari birim olarak Kemalpaşa ilçesine bağlanmıştır. Bakınız: BCA, Tarih: 30/5/1933 Sayı: 9603 Fon Kodu: 30.11.1.0 Yer No: 78.16.17.78 1933 yılında idari birim olarak Kemalpaşa ilçesine bağlanmıştır. Bakınız: BCA, Tarih: 30/5/1933 Sayı: 9603 Fon Kodu: 30.11.1.0 Yer No: 78.16.17.79 2003 yılında Buca ilçesine bağlanmıştır.80 1937 yılında idari birim olarak Buca ilçesine bağlanmıştır. Bakınız: BCA, Tarih: 05.05.1937, Sayı:12976, Fon Kodu: 30.11.1.0, Yer No: 112.11.7.81 Dağtekke Köyü ile ilgili bir araştırma için bakınız: Necat Çetin, "Tarihi Demokrasi ve Kitabeleri İle Dağtekke Köyü Araştırması", Büyük Torbalı Gazetesi. 12 Eylül 2006.82 Karaot Köyü ile ilgili bir araştırma için bakınız: Necat Çetin, “Tarihi Demokrasi ve Kitabeleri İle Karaot Köyü Araştırması”, Büyük Torbalı Gazetesi. 25 Ocak 2004.. 83 1933 yılında idari birim olarak Kemalpaşa ilçesine bağlanmıştır. Bakınız: BCA, Tarih: 30/5/1933 Sayı: 9603 Fon Kodu: 30.11.1.0 Yer No: 78.16.17.84 Bugünkü adı Çamlıca’dır.

56

Page 57: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Arşivde bulunan nüfus esas defterleri 50 X 70 cm. boyutundadır. Defterler yenilemenin yapıldığı 1976 yılına kadar kullanılmıştır. Bazı defterler aşırı yıpranma nedeni ile dağılmış durumdadır. 13 kişinin kaydı yenileme sırasında kayda alınmamıştır. Kayda alınmayan haneler88 nedeniyle hane numaralarında bazı değişiklikler olmuştur. Askerde kalanların tespitinde yararlanılan diğer kaynak 1934 yılında tüm idari birimlerde yapılan nüfus tarama cetvelleridir. Mevcut durumunu tespit etmek amacıyla 1934 yılında doğup ta kayda geçmeyen, ölü ve kayıp olduğu halde ölüm düşümleri yapılmayan ve evlenmesine rağmen kayda geçmeyenler için 30 X 50 cm boyutunda hazırlanan cetvellere idari birimdeki muhtar ve ihtiyar heyetince listeler oluşturulmuş, ölüm ve kayıp olanlar için hazırlanan listelerin incelenmesi ile deftere kaydı olmayan askerde kalanların künye yılı ve askerde kaldıkları yerler her kişi için ayrı numara verilerek yazılmıştır89. Nüfus defterleri ve tarama cetvelleri esas alınarak ne yazık ki asker kayıpları hakkında bugüne kadar hiçbir çalışma yapılmamıştır. Hâlbuki dönemdeki savaşlarda en önemli unsur insan kaynağıdır. İnsan unsurunun en önemli dayanak belgeleri nüfus kayıtlarıdır. Torbalı bölgesinde en son nüfus tahriri 1321 yani 1905 yılında yapılmıştır. Bu tahrirde kaydı yapılan idari birimlerdeki silâhaltına alınan kişilerin özlük bilgileri bu nedenle çok önemlidir. Ölen kişiler ilgili hanenin defterdeki kaydına işlenmektedir. Künyesi gelen kişilerin ölüm kayıtlarında genellikle "Askerde, Şehiden, Sebdülbahir Kerevizdere'de kaybolduğu şerh verildi" gibi şerh düşülmüştür. Bu kayıtlar ilgili idari birimdeki asker kayıplarını net biçimde ortaya çıkarmaktadır. Bu nedenle bu araştırma önem arz etmektedir. Yapılan alan araştırması sırasında künyesi gelen askerlerin ulaşılan ve görüşülen hanelerinde yaşayan kişilerden alınan anekdotlar da ailelerin seferberlik döneminde askerde kalanlarını unutmadıkları, en azından doğan çocuklarına isimlerini verdikleri gözlemlenmiştir. Osmanlı Devleti dâhil olduğu I. Dünya Savaşı’nda ana ve yardımcı cephelerde savaşmıştır. I.Dünya Savaşı’nda çeşitli cephelerde kalan asker sayısı bugüne kadar kesin rakamlarla tespit edilememiş, yaklaşık olarak ifade edilmiştir. Tüm ülkelerden 65.038.810 askerin katıldığı savaş, arkasında resmi rakamlara göre toplam 8.556.315 ölü, 21.219.452 yaralı ve 7.750.945 kayıp veya esir bırakmıştır90. 

Osmanlı İmparatorluğunun askeri kayıpları konusunda bazı araştırmalar yapılmıştır91. Toplam asker kaybının 1.600.000 kişi olduğu tahmin edilmektedir. Yapılan diğer bir araştırma ise daha net rakamlar ifade etmektedir92.

(Ölü, yaradan veya hastalıktan ölenler) 501 .091Yara veya hastalıktan ötürü hastanede tedavi edilenler 3 .059 .205Hastaneden taburcu edilmiş  2.167.841Malûller 891 .364

Toplam 2.167.841Muhtelif cephelerdeki ölüler sayısı

Kafkas cephesinde  218.878Çanakkalede 101 .147Filistine cephesinde 80.764Irak'ta. 44.721

İzmir ve Antalya'da (amele taburları çoğu sıtmadan) 9.211

Galiçya'da 4 .272

85 Karakızlar Köyü ile ilgili bir araştırma için bakınız: Necat Çetin, “Tarihi Demokrasi ve Kitabeleri İle Karakızlar Köyü Araştırması”, Büyük Torbalı Gazetesi. 11 Ağustos 2006..86 Bugünkü adı Ormanköy’dür. 87 1954 yılında idari birim olarak Buca ilçesine bağlanmıştır. Bakınız. BCA, Tarih: 28/12/1954 Sayı: 27394 Dosya: Fon Kodu: 30.11.1.0 Yer No: 248.42.1. 88 Hane deyimi hakkında bakınız: Nejat Göynüç, “Hane deyimi hakkında”, İ.Ü.E.F. Tarih Dergisi 32, (1979), s.331–348.89 Ekteki askerde kalanların kayıtları olduğu nüfus tarama cetveli ilgili kişinin kaydında verilmiştir.? Ancak 2006 yılında çıkarılan nüfus kanununda nüfus defterleri bilimsel araştırma ve incelemelere kapatılmıştır. Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğü şuan 1976 öncesi tüm defterleri merkeze toplamaktadır. 90 http://tr.wikipedia.org/wiki/I._D%C3%BCnya_Sava%C5%9F%C4%B1, NTV Tarih dergisi - Şubat 2009, Sayı 1, Sayfa 21.91 Osmanlı İmparatorluğu toplam kayıp asker sayısı: 1.600.000. Çanakkale: 101.000 [Hasta, Kayıp ve Yaralılarla 253.896], Kafkasya: 270.000, Körfez: 220.000, Arabistan-Yemen: 280.000, Kanal: 280.000, Acem: 20.000, Galiçya-Bulgaristan: 60.000. Kaynak: http://www.trmilitary.com/forum/viewtopic.php?f=31&t=1642792 http://www.tarihimiz.net/v3/Haberler/OsmanliTarihi2/1.DUNYA-SAVASI-OSMANLI-BILANCOSU.html.

57

Page 58: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Romanya ve Dobruca'da 4.166Hicaz'da (Mekke, Medine, Yemen)  4.166Makedonya'da 878

Türlü cephelerde (Kafkaslar, Bakû, Dağıstan v.b) 74.852

Toplam 392.915Sadece cephelerdeki ölen asker sayısı 383.704

Torbalı ilçesinin merkez ve köylerinin toplam idari birim sayısı 42’dir. İdari, birimlere ait nüfus defterleri ve tarama cetvellerine göre büyük savaşın başladığı 1330 yani 1914 yılı esas alınarak Torbalı ilçesinin merkez ve köylerinde askerde kalan 614 kişi tespit edilmiş, kayıtlar mümkün olduğunca ailelerle yapılan görüşmelerle de kayıtlar desteklenmeye çalışılmıştır. Nüfus müdürlüğü arşivinde bulunan 17 nüfus esas defter incelenmiş, kişi bilgilerinin ölüm kayıtlarında düşülen kayıtlar (406 kişi) ve 1934 yılı nüfus tarama bilgileri (208 kişi) birleştirilerek 553 hanede toplam 614 kişinin askerde kaldığı tespit edilmiştir. Çalışmada 614 kişinin kimlik bilgileri ve idari birimleri verilmiştir.

Kayıtlardaki kişilerin künyelerinin geldiği tarihlerden 212’sinin sadece yılı ( %34) diğer 402 ‘sının ay, gün ve yılı yazılıdır. Askerde en çok Hortuna Köyü’nden 36 kişinin kaldığı tespit edilmiştir. 59 hanede birden fazla kişi askerde kalmıştır. Aynı hanede askerde kalan en fazla kişi sayısı 4 ile Çengele Köyü’ndedir. Künyelerin geldiği yıllara bakarsak karşımıza şöyle bir tablo çıkmaktadır:

ÖLÜM YILLARINA GÖRE KİŞİ SAYISI

Yıl Sayı Yıl Sayı

1330 17 1337 5

1331 91 1338 2

1332 200 1339 3

1333 167 1340 1

1334 80 1341 1

1335 33 Toplam 12

1336 9 Bilinmeyen 5

Toplam 597 Genel Toplam 614 kişi

Künyelerin geliş ve deftere kaydına bakarsak 1330 yılında: 17, 1331 yılında 91, 1332 yılında 200, 1333

yılında 167, 1334 yılında 80 ve 1335 yılında ise 33 kişinin kaydı bulunmaktadır. Görüleceği üzere en çok 1332 yani 1916 yılında (%33) künye ölüm kaydı vardır.

59 hanede birden fazla kişi askerde kalmıştır. Aynı haneden iki kişi askerde kalan hane sayısı:54, aynı haneden üç kişi askerde kalan hane sayısı:4, aynı haneden dört kişi askerde kalan hane sayısı:1'dir

Aynı haneden iki ve daha fazla kişi sayısını gösteren tabloİdari birim HS93 İdari birim HS Kişi sayısı 2 3 4 Kişi sayısı 2 3 4Ahmetli 1 Arslanlar 1Çakırbeyli 4 Tepeköy Mah. 1Helvacı 2 1 S.Mecidiye Mah. 1Dirmil 4 Doğancılar 1Karakuyu 2 Karakızlar 3Çengele 1 Hortuna 6 1Taşkesik 1 Saibler 1

Torbalı Mah. 1 Yoğurtçular 1Çorlu 2 Arıtaş 1Sinek 1 Dere 2Özbey 1 Fetrek 2

93 Hane sayısı.

58

Page 59: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Cumalı 1 Bozköy 1 1Kırıklar 2 Sepetçiler 1Çapak 2 Dağtekke 1Dağkızılca 4 Eyerci 1Karacaağaç Karaot 2Toplam 29 1 1 Toplam 25 3

Defter ve tarama cetvel kayıtlarına baktığımızda; Şehiden, Askerde, Askeri hastane, Seferberlik, Bağdat’ta harpte, Umumi harp, Harb-i Umumi, Çanakkale Harbi, 4.Ordu, Rus Harbi, Harbiye Hastanede, İkitelli Hastanesinde, Bornova Askeri Hastanede, Sebdülbahir, Anafartalar, Topçu Hastanesi, Kafkas Cephesi, Esarette, Askerde şehit, Harpte, Çorlu Hastanesi, Arıburnu şehiden, Arabistan, Çanakkale şehiden, Kafkasya, Mekke-i Mükerreme’de şeklinde kayıt düşülmüştür.

KÜNYE KAYITLARI4. ordu 3 Harb-i Umumi 70Anafartalar 1 Harbiye Hastanesi 2Arabistan 1 Irak 1Arıburnu Şehiden 1 İkitelli Hastanesinde 1Askerde 367 Kafkasya Cephesi 2Askerde Şehiden 53 Mekke-i Şerife'de vurulmuştur 1Askeri Hastane 2 Rus Harbi 1Bağdat’ta Harpte 2 Sebdülbahir 1Bağdat Hastanesi 1 Seferberlik 68Bornova Askeri Hastane 1 Tedbil havada 1Çanakkale Harbi 12 Topçu Hastanesi 1Çanakkale Harbi Şehiden 4 Umumi Harb 11Çorlu Hastanesinde 1 Yemen 2Esarette 1 Belirsiz 1Harbde 1 TOPLAM 614

TOPLAM 614

Tabloda da görüleceği üzere 367 kişinin kaydında "Askerde" ibaresi vardır. 58 kişinin "Şehit" kaydı bulunmaktadır.

Doğum tarihi gruplamasına baktığımızda ise tablo şu şekildedir.

DOĞUM YILLARINA GÖRE KİŞİ SAYISI

Yıl Sayı Yıl Sayı Yıl Sayı Yıl Sayı

1269 1 1289 18 1299 31 1309 26

1271 1 1290 17 1300 20 1310 18

1280 1 1291 17 1301 22 1311 41

1281 1 1292 8 1302 6 1312 24

1282 1 1293 24 1303 15 1313 26

1283 1 1294 22 1304 22 1314 12

1285 6 1295 16 1305 28 1315 19

1286 10 1296 26 1306 12 1316 4

1287 8 1297 18 1307 27 1317 2

1288 4 1298 31 1308 28 172

34 197 211 Toplam 614 kişi

Görüleceği üzere 1311 doğumlular 41 kişi ile en kalabalık grubu teşkil etmektedir.

Künye ölüm kayıtlarında yaş ve kişi sayısı şu şekildedir.

ÖLÜM YAŞLARINA GÖRE KİŞİ SAYISI

59

Page 60: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Yaş Grubu Kişi Sayısı Yaş Grubu Kişi Sayısı Yaş Grubu Kişi Sayısı Yaş Grubu Kişi Sayısı

13 1 26 25 37 16 48 6

16 2 27 20 38 14 49 2

17 4 28 14 39 27 50 1

18 12 29 20 40 21 51 1

19 16 30 19 41 13 52 1

20 27 31 11 42 21 53 1

21 36 32 16 43 10 60 1

22 33 33 34 44 11 61 1

23 28 34 27 45 9 Toplam 614

24 21 35 20 46 7

25 29 36 26 47 5

Ölüm Yaş Ortalaması 30,64

Bu tabloya göre en küçük yaş 13 yaşında 1317 doğumlu olan ve 1330 yılında ölen Kuşçuburun Köyü 8. hanede kaydı bulunan Şaban oğlu Eyüp'e aittir94. Ölüm kaydına göre en yaşlı kişi ise 61 yaş ile 1269 doğumlu ve 1330 yılında ölen Çakırbeyli Köyü 44. hanede kayıtlı Kara Ali oğlu İbrahim'e aittir. Bu tablodan şu anlaşılmaktadır: Vatan savunması için her yaş grubundan kişiler cephelere koşmuştur.

Kayıtlardaki hanelerden 199 ‘nun nüfus kayıtlarının kapalı kayıt konumunda olduğu, 25 hanenin ise savaştan sonra başka idari birimlere nakli gittiği görülmektedir.

Künyesi gelen askerlerden bazılarının doğum yerleri bugünkü sınırlarımız dışındandır: Bunlar genellikle Balkan ve Girit ağırlıklı olup doğum yerleri şöyledir: Nörekop, Kardiça, Baltalar, Dömeke, Avlonya, Katerin, Yenişehir, Uçhisar, Serez, Siroz, Girit, Feretor, Tuna, Tırnova, Edirne Hasköy, Selanik, Kafkasya, Radovişta, Koçana, Karabina, Debre-i bala, Kayalar, Dobruca, Niğbolu, Babadağ, Varna, Yanya, Demirhisar. Deftere kayıt tarihilerine baktığımızda kimilerinin muhacir olarak geldikleri gibi silahaltına alındıkları görülmektedir.

Künyesi gelen askerlerin kayıtlı oldukları idari birime naklen geldikleri, 1321 sayımından sonra nüfus esas defterine kayıtlı oldukları tespit edilmiştir.

İdari birimlere nakil gelenlerİ95 N96 Y97 İ N Y İ N Y İ N Y

İdari birim İdari birim İdari birim İdari birimAhmetli 1 1 Arslanlar 1 Sepetçiler 2 Çaybaşı 6 4S.Mecidiye Mah. 7 6 Dağtekke 1 Eyerci 3 3 Karakuyu 1Çengele 1 1 Özbey 2 2 Arapçı 1 Hortuna 2 2Torbalı Mah. 8 7 Tepeköy Mah. 9 3 Ertuğrul 5 3 Dere 1 1Belenbaşı 1 Kırıklar 1 Fetrek 1  Toplam 18 15 Toplam 14 5 Toplam 11 6 Toplam 10 7

Nakil gelen toplam hane sayısı: 53 hane olup bunun 33 tanesi bu günkü sınırlarımız dışındaki idari birimlerden gelmiştir.

94 Dönemde silah altına alınmalardaki anlatımlara göre ortalama 45 kg. gelen ve omzuna astığı tüfeği yere değmeyenler dahi silah altına alınmıştır.95 İdari birim96 Nakil gelen hane sayısı97 Nakil gelen hanelerden bu gün sınırlarımız dışından gelen hane sayısı.

60

Page 61: Dizgi Askeri Tarih Kitap

İdari birimH98 KS99 D100 T101 K102 N103

İdari birimH KS D T K N

Ahmetli 16 17 17 10 3 Dirmil 13 17 13 4 5Arslanlar 25 26 11 15 10 Kuşçuburun 9 9 3 6 8Ayrancılar 6 6 6 2 1 Çengele 12 13 8 5 2 1Bozköy 11 13 12 1 1 Özbey 15 16 9 7 8Çakırbeyli 26 30 12 18 2 1 Arapçı 9 9 8 1 7Çakallar 7 7 2 5 1 1 Saibler 2 3 3Çapak 24 26 26 8 1 Taşkesik 5 6 6 5 1Sepetçiler 13 14 4 10 6 Hortuna 29 36 21 15 14Çaybaşı 17 17 17 10 Yeniköy 5 5 4 1 3S.Mecidiye Mah. 11 12 6 6 3 Yoğurtçular 5 6 6Dağkızılca 20 24 13 11 8 2 Torbalı Mah. 25 26 20 6 9Dağtekke 5 6 4 2 1 Tepeköy Mah. 18 19 15 4 6 3Demirci 10 10 6 4 2 Ertuğrul Mah. 18 18 11 7 5 1Döğerlik 10 10 7 3 4 Arıtaş 3 4 2 2 4Doğancılar 3 6 6 Çorlu 4 6 6 1 3Eğerci 16 17 6 11 10 Gökyaka Teke 8 8 8 4Helvacı 13 16 3 13 2 3 Sinek 10 11 11 3Karakızlar 24 27 14 13 4 1 Dere 19 21 21 6Karakuyu 28 30 22 8 8 Cumalı 6 7 7 1Karaot 11 13 4 9 2 2 Belenbaşı 4 4 4 1Fetrek 14 16 16 4 Kırıklar 11 13 13 3Karacaağaç 13 14 14 7

Genel Toplam 553 614 406 208 199 25

Sonuç ve değerlendirme: 1914 ile 1918 yılları arasında süren I. Dünya Savaşı’nda nüfus kayıtlarına göre Torbalı’nın 42 idari biriminden toplam 566 hanede 625 kişinin silâhaltındayken şehit olduğu veya askerde kaldığı tespit edilmiştir. Bu araştırma nüfus kayıtlarına göre bir ilçeden büyük harpte kalanların tespiti yönünden ilk çalışmadır. Bu tür çalışmalar diğer il ve ilçeler bazında da yapılmalıdır. Savaş yıllarında ilçe toplam nüfusunun yaklaşık 12.000 kişi olduğunu kabul edersek, bunun yaklaşık % 20’si askerden gelmemiştir. Bu çok büyük bir nüfus kaybıdır. Ölüm kayıtlarına göre en fazla künye, savaşın en şiddetli olduğu 1915-1916-1917 yıllarında gelmiştir. Alan araştırması sırasında askerde kalanların aileleri tarafından unutulmadığı görülmektedir.

98İdari birimde askerde hane sayısı.99 İdari birimde askerde kalan kişi sayısı.100 Defter kaydı.101 Tarama cetvel kaydı.102 Kapalı kayıt hane sayısı.103 Nakil giden hane sayısı.

61

Page 62: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Sıra

Hane Adı Babası Doğum Yeri ve yılı Kayıt ve tarihi AİLENİN SOYADI / SOYADLARI

AHMETLİ 104

1 8 Hasan Ali105 Mahmut Yaylayaka106 1297 Şehiden 28 Temmuz 1332 ARDA

2 7 Nasuh107 Hacı Mustafa Ahmetli 1297 Askerde 1332 ÖZTÜRK

3 10 Nasuh Ali Ahmetli 1301 Askeri hastane 08 KS1334 KUTLU-ÖZTÜRK

4 13 Ahmet108 Uzun Mehmet Kuyumcu 1296 Askerde 15 Mayıs 1332

5 15 Hacı Hasan oğlu Hasan109 Hacı Hasan Ahmetli 1296 Askerde 08 Şubat 1331 AYTEN

6 16 Ahmet110 Karabacak İlyas Ahmetli 1313 Askerde 30 Temmuz 1333 YILDIZ

7 18Hasan Hüseyin'in üvey oğlu Hüseyin111 Ahmet Belevi 1285 Askerde 23 KS1334 KARAKUŞ

8 19 Etcileroğlu Hacı İbrahim İsmail Ahmetli 1287 Askerde 14 TE 1331 KILIÇ

9 20 Süleyman112 Mahmut Yeniköy 1313 Askerde 07 KE 1334 KILINÇ

10 26 Mustafa113 Kazıkırık Bekir Ahmetli 1313 Askerde 02 Ağustos 1333 AYDEMİR

11 27 Mehmet114 Hamza Ali Ahmetli 1313 Askerde 09 Şubat 1334

12 28 Süleyman115 Mustafa Mersinli116 1310 Askerde 17 Mart 1332

13 28 Mehmet117 İlyas Mersinli 1311 Askerde 05 Nisan 1334

14 33 İbrahim118 Dağlı Osman Yaylayaka 1312 Askerde 21 Nisan 1333

15 39 Abacı Ali oğlu Osman Abacı oğlu Ali Yeniköy 1298 Askerde 17 Şubat 1331 İLERİ-KARAKOÇ

104541321 yılı nüfus tahriri: Hane:37, nüfus:159.105 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.106 Torbalının 19. yüzyılda dağılan köylerindendir.107 Naime Köyü nüfus defteri hane no: 7’den aktarıldı. 108 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.109 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.110 Hanenin konumu: Kapalı kayıt111 Aile Selçuk'a nakil gitti.112Aile Tire Doyranlı Köyü'ne nakil gitti.113 Aile Tire Doyranlı Köyü'ne nakil gitti.114 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.115 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.116 Torbalının 19. yüzyılda dağılan köylerindendir.117 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.118 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.

62

Page 63: Dizgi Askeri Tarih Kitap

16 45 Hasan Ali119 Zeynel Dede Zeytun 1293 Askerde 19 KS1331 KARAGÜL

17 47120 Nörekop muhacirlerinden Abdullah121 Mustafa Nörekop122 1315 Askerde 06 TS 1333

ARSLANLAR123

1 2 Bekir124 Ramazan Arslanlar 1305 Askerde 1922

2 5 Kadir125 Abdi Arslanlar 1312 Askerde 1921

3 8 Necip126 Seyfettin Arslanlar 1308 Askerde 1920

4 12 Ali127 Ahmet Çavuş Kardiça128 1299 Askerde 1921 GÜNGÖR

5 16 Salih129 Bıyıklı Hüseyin Arslanlar 1311 Askerde 1921 DOĞAN

6 18 Halil130 Zekeriya Arslanlar 1308 Askerde 1920 MERCAN

7 26 Tahsin131 Haşim Arslanlar 1308 Askerde 1922

8 28 Ahmet Paşalarlı İzzet Arslanlar 1304 Şehiden 19 Mayıs 1333 KARYAĞDI

9 31 Hasan132 Vehbi Arslanlar 1300 Askerde 1923

10 33 Bayram133 Resul Arslanlar 1296 Askerde 1920 DEMİR

11 39 Aziz Habib Arslanlar 1302 Askerde 03 Şubat 1334 GÜNEŞ-ULAŞ

12 40 İbrahim Hacı Hamit Kardiça 1289 Askerde 29 TE 1334 ESKİN

13 43 Seyfeddin Veli Kardiça 1291 Askerde 06 Şubat 1331 TIRAK

119 Hanenin konumu: Kapalı kayıt120 Deftere kayıt tarihi:1332.121 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.122 (Bulgarca: Гоце Делчев / Gotse Delçev; Eski adı: Bulgarca: Неврокоп / Nevrokop; Nevrâkop, Yunanca: Νευροκόπι / Nevrokópi; Roma İmparatorluğu döneminde Nestrum), Güneybatı Bulgaristan'ın Pirin Makedonyasında bulunan bir şehir.123 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:110, nüfus:404.124 Arslanlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2817. Hanenin konumu: Kapalı kayıt.125 Arslanlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2903. Hanenin konumu: Kapalı kayıt.126 Arslanlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2910. Hanenin konumu: Kapalı kayıt.127 Arslanlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2913. Anekdot: Ali dedem olur. Babam ufakmış. Dedem hasta olmuş. Jandarmalar gelmiş. Hasta hasta jandarmalar geri götürmüş. En son mektubu Yemenden gelmiş. Bir daha haber alınmamış. Babam “Ben babasız büyüdüm “derdi. Ağlardı. (Ahmet Ali Güngör-Yaş:55, 2004 yılında Arslanlar Köyünde yapılan görüşme).128 Karditsa (Yunanca: Καρδίτσα / Karditsa), Yunanistan'da, Batı Tesalya'da bir kent.129 Arslanlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2920.130 Arslanlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2923.131 Arslanlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2935. Hanenin konumu: Kapalı kayıt.132 Arslanlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2944. Hanenin konumu: Kapalı kayıt.133 Arslanlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2946.

63

Page 64: Dizgi Askeri Tarih Kitap

14 45 Mustafa134 Salih Arslanlar 1308 Askerde 1920 KARAMAN

15 46 Recep135 Cemali Akhisar 1308 Askerde 1921

16 48 Hüsrev136 Bahaddin Arslanlar 1309 Askerde 1333 KOÇ-KUTUCU

17 49 Mehmet137 Talib Kardiça 1300 Askerde 31 Mart 1332 DOLAR

18 49 İsmail138 Talip Arslanlar 1309 Askerde 1920 DOLAR

19 60 Necip139 Mahmut Arslanlar 1316 Askerde 1336 AYGÜN

20 67 Bayram Ali140 Abdullah oğlu Şakir Arslanlar 1309 Şehiden 08 Mart 1332 EREN

21 75 Şakir141 Nafil Arslanlar 1308 Askerde 10 Haziran 1334 AYGÜN

22 85 Elmas'ın oğlu Ali142 Elmas Arslanlar 1308 Askerde 17 Eylül 1333

23 96 Hayrettin143 Abdi Kardiça 1287 Askerde 03 Şubat 133124 99 Genç Osman oğlu Abdülfettah Genç Osman Kardiça 1288 Askerde 21 Temmuz 1334 KAYA

25 107 Yusuf Abdi Arslanlar 1308 Şehiden 22 TE 1332 DEMİRKAPU

26 117144 Şuayip145 Şakir Gönen 1308 Askerde 1330 YOLCU

AYRANCILAR146

1 9 Hasan147 Mehmet Ayrancı 1315 Seferberlik 1332 KAYNAK

2 10 İbrahim148 Mehmet Belenbaşı 1300 Seferberlik 1333

134 Arslanlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2963.135 Arslanlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2964. Hanenin konumu: Kapalı kayıt.136 Arslanlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2971.137 Anekdot: H.49. Mehmet amcam olur. Babam söylerdi. Yemen’de askerde kalmış. İsmail amcam Çanakkale’de askerde kalmış. Babam kardeşinin adını bana vermiş. Babam da 17 sene askerlik yapmış. (İsmail Dalar-Yaş:72), 2004 yılında Arslanlar köyünde yapılan görüşme.138 Arslanlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2974. 2004 yılında Arslanlar köyünde yapılan görüşme.).139 Arslanlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2972. H.60 Mehmet oğlu Necip. 1316 doğumlu. Kayınpederim söylerdi. Baba oğul askere alınmış. İstanbul’da Topkapı Sarayı önünde karşılaşmışlar. Babasına “kaçacağım” demiş. Babası “kaçma, vur emri var” diyor. “Vurarlar” diyor. Babası kaçmış. Kayınpederim ile aynı bölükte kalmış. “Torbalılı Necip 4. Ordu” diye ayırmışlar. Gidiyor. O gidiş. Necip benim annemin kardeşi. Yani dayım olurmuş. (Muhittin Özkan- Yaş:78), 2004 yılında Arslanlar köyünde yapılan görüşme.140 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.141 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.142 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.143 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.144 Deftere kayıt tarihi:1327.145 Arslanlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3039.146 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:19, nüfus:121. Bugün Torbalı ilçesinin mahallesidir.147 Ayrancılar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/873. Aile Ahmetli köyüne nakil gitti.148Ayrancılar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/881. Hanenin konumu: Kapalı kayıt.

64

Page 65: Dizgi Askeri Tarih Kitap

3 13 Mehmet149 Mustafa Ayrancı 1294 Seferberlik 1332 YAVUZ

4 14 Durmuş Ali150 Hasan Ayrancı 1301 Seferberlik 1331

5 18 Mehmet151 Hüseyin Ayrancı 1298 Seferberlik 1332 ŞEN

6 19 Hüseyin152 Hasan Göçebe 1314 Seferberlik 1333 ÇELEBİ

BOZKÖY153

1 5 Süleyman154 Kıllı İbrahim Bozköy 1311 Askerde 04 TS 1332 ÖZEL

2 5 Osman Kıllı İbrahim Bozköy 1313 Askerde 27 TE 1334 ÖZEL

3 5 Halil Kıllı İbrahim Bozköy 1315 Bağdad'da harbte 06 Mart 1331 ÖZEL

4 7 Mehmet155 Mustafa Bozköy 1305 Askerde 09 Şubat 1331

5 9 Ali İbrahim Bozköy 1312 Askerde 08 Haziran 1334 KURT-ASLAN-ÖZ

6 11 Mehmet156 Ali oğlu Durmuş Ali Bozköy 1312 Askerde 16 Haziran 1334 ÖZ-DURMUŞ

7 12157 Mehmet İbiş oğlu Yusuf Bozköy 1299 Askerde 27 Nisan 1332 YİĞİT-SAK-YİĞİTER

8 16 Hasan158 Mustafa Bozköy 1304 Şehiden 16 Haziran 1334 AKAR

9 18 Çolak Mustafa159 İbiş Bozköy 1287 Umumi Harp 1331KOCATÜRK-ÇETİN-

ÇINAR

10 19 Kara Veli Mercan Bozköy 1293 Askerde 26 Nisan 1332 ÖNER

11 21 Veli160 Hacı Veli oğlu Gani Bozköy 1288 Askerde 08 KS1333 ÇETİNEL-ÖZKAN

12 24 Hüseyin Emiroğlu Mehmet Bozköy 1308 Şehiden 17 KS1334 AVCI

149 Ayrancılar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/887.150 Ayrancılar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/889. Hanenin konumu: Kapalı kayıt.151 Ayrancılar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/894.152 Ayrancılar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/899. Anekdot: Bir ilkindi vakti Jandarma geldi. O zamanlar çadırlarda Kaplancık'ta idik. Seferberliğe 10-12 kişi gitti. 1 kişi geri geldi. Seferberlikte kalanlar: 1310’ lu Düdünün Mehmet. Biz Yıldırım- Ok’lardan 3 kişi. Hasan, Hasan'ın oğlu Mehmet ve Ali. Üçü de askerde kaldı. Hasan, babamın eniştesi, yani kız kardeşi Zeynep'in kocası idi. Mehmet Yıldırım (1326 doğumlu), 2004 yılında Ayrancılar’da yapılan görüşme.153 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:30, nüfus:168.Bu kayıtlı olanlardan başka Şükrü Aydın’ın ifadesine göre şu kişilerde askerden gelmemiştir.: H.10 Hoppalının İsmail. Gülleoğullarından. 1308 Mehmet oğlu H.21 Gani oğlu Ahmet 1296 doğumlu, H.16 Mehmet oğlu Mustafa 1282 doğ.lu, İbili'nin Halil, H.13 Efe Hüseyin oğlu Halil 1313 doğ.lu. 1912 doğumlu Şükrü Aydın ile 2004 yılında Bozköy Köyü'nde yapılan görüşme. 154 Anekdot: Babam anlatırdı. 4 kardeşi seferberlikte kalmış. Süleyman, Osman, Halil, ve Hakkı (1315). Dedem Kıllı İbrahim de kalmış. Hiçbir haber alınamamış. Nenem geride 3 oğlan 1 kız çocuğu ile kalmış. Babam askerde kalan kardeşi Hakkı’nın adını bana vermiş.( Hakkı Önal, Yaş 64), 2004 yılında Bozköy’de yapılan görüşme.155 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.156 Anekdot: Mehmet, amcam olur. Şam’da kalmış. Seferberlikte kalmış. Babam anlatırdı. (Durmuş Öz -76 yaşında), 2004 yılında Bozköy’de yapılan görüşme.157Aileden 1303 doğumlu Yusuf oğlu İbiş oğlu Yusuf. Balkan Harbi’nde (1328) askerde kalmıştır.158 Anekdot: Dedem olur. Çam Hasan oğullarından . Ahmetli’den gelmişler. Amcam Hasan askerde seferberlikte kalmış. (Sami Akar, Yaş:65), 2004 yılında Bozköy’de yapılan görüşme.159 Bozköy nüfus tarama cetveli:1934/2732. Anekdot: İbiş oğlu Çolak Mustafa. Amcaoğlum olur. Seferberlikte kalınca benim adımı koymuşlar. Çanakkale’ de kalmış. (Mustafa ÇETİN, Yaş-63), 2004 yılında Bozköy’de yapılan görüşme.160 Anekdot: Dedemin kardeşi. Büyük amcam. Dedem Ahmet de Çanakkale’de kalmış.(Adil Özkan, yaş-52), 2004 yılında Bozköy’de yapılan görüşme.

65

Page 66: Dizgi Askeri Tarih Kitap

13 24161 Mustafa Emiroğlu Mehmet Bozköy 1312 Askerde 18 Mart 1334 AVCI

ÇAKIRBEYLİ162

1 1 İsmail Topal İsmail Tiryanda 1305 Askerde 11 Nisan 1332 ÖZTÜRK

2 3 Velioğlu Mehmet163 Veli Çakırbeyli 1309 Harb-i Umumi 1331TAŞKIN-BAŞARIR-

ÇETİNKAYA

3 3 İbrahim164 Boğuş oğlu Veli Çakırbeyli 1295 Askerde 11 TS 1331TAŞKIN-BAŞARIR-

ÇETİNKAYA

4 4 Kabaca oğlu Ali165 Süleyman Çakırbeyli 1309 Harb-i Umumi 1332 KABACA

5 5 Halil166 Ali Çakırbeyli 1296 Harb-i Umumi 1332 BARUT

6 5 Hüseyin Kabaca oğlu Ali Çakırbeyli 1299 Askerde 12 TS 1333 BARUT

7 6167 Kabaca oğlu İsmail168 Yusuf Çakırbeyli 1306 Harb-i Umumi 1331 ÜNAL-ÇETİN

8 6 Mehmet Kabaca oğlu Yusuf Çakırbeyli 1291 Şehiden 25 Şubat 1331 ÜNAL-ÇETİN

9 7 Hacı Alişan oğlu Ahmet169 Mehmet Çakırbeyli 1317 Harb-i Umumi 1337ZEYRİNCİ-UĞUR-

ÖZTÜRK

10 7 Hacı Alişan oğlu Hasan170 Halim Çakırbeyli 1311 Harb-i Umumi 1332

11 9 AhmetÇakaloğlu Mehmet oğlu Hasan

Çakırbeyli 1299 Askerde 06 Şubat 1332 İNAN-ÖNAY

12 15 Bardakoğlu Mustafa171 Hasan Çakırbeyli 1311 Harb-i Umumi 1332 ŞEN

161 Aileden 1315 doğumlu Yusuf oğlu Emir oğlu Hamit. Balkan Harbi’nde (1333) askerde kalmıştır.162 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:63, nüfus:346.163 Çakırbeyli köyü nüfus tarama cetveli:1934/2018. Anekdot: Mehmet ve İbrahim. İki amcam da Çanakkale Harbi’nde kalmış. Mehmet ve İbiş. Mehmet’in adı bana verilmiş. Gidiş o gidiş. Mehmet bekarmış. İbiş’in 4-5 tane çocuğu varmış. İzne hiç gelmemiş. (Mehmet Başarır-Yaş:78), Çakırbeyli köyünde 2004 yılında yapılan görüşme.164 Anekdot: Aynı evden iki kardeş askerde kalmış. İbrahim Çanakkale’de kalmış diye duyardım. Mehmet ise meçhul. İbrahim’in künyesi gelmiş. (Mecit Şimşek-Yaş:72), Çakırbeyli köyünde 2004 yılında yapılan görüşme.165 Çakırbeyli Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2051. Anekdot: Babamın küçük kardeşi imiş. Kafkas cephesinde esir düştüğünü duymuş. Bir daha haber gelmemiş. (Hidayet Kabaca-Yaş:77) , Çakırbeyli köyünde 2004 yılında yapılan görüşme.166 Çakırbeyli Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2037.167 Aileden 1299 doğumlu Yusuf oğlu Kabaca oğlu Osman Balkan harbinde (1328) askerde kalmıştır. Çakırbeyli Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2073.168 Çakırbeyli Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2074.Anekdot: Osman, İsmail, Mehmet. Bu kişiler babamın kardeşleri imiş. Amcamlarım olur. Babam da Balkan savaşında, Arabistan da , Yemen’de , Çanakkale’de ve İstiklal Harbinde savaşmış. Toplam 20 yıl o cephe senin, bu cephe benim. 12 kardeşlermiş. Geriye 2 kardeş kalmışlar. Nerede kaldıklarını bilmiyorum. Mehmet evli imiş. Geriye 2 oğlu kalmış. (Yusuf Çetin-Yaş:68) , Çakırbeyli Köyü'nde 2004 yılında yapılan görüşme.169 Çakırbeyli Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2084. Anekdot: Şehit olan kişi amcammış. Babamdan duyardım. Babam “Kardeşim askerden gelse de malımın yarısını veririm” derdi. Çanakkale harbine bir gitmiş, bir daha gelmemiş. Nerede olduğu belirsiz kalmış. (Ahmet Zeytinci-Yaş:72) , Çakırbeyli Köyü'nde 2004 yılında yapılan görüşme.170 Çakırbeyli Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2085. Kaydı bulunamadı.171 Çakırbeyli Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2114. Anekdot: Babam Balkan savaşında savaşmış. Mustafa amcam ise seferberlikte kalmış. Babam adını bana vermiş. (Mustafa Şen-Yaş:66), Çakırbeyli Köyü'nde 2004 yılında yapılan görüşme.

66

Page 67: Dizgi Askeri Tarih Kitap

13 16 AhmetSarı Osman oğlu Mehmet

Çakırbeyli 1310 Askerde 20 Ağustos 1333 ÜNSAL

14 17 Memiş oğlu Mehmet172 İsmail Çakırbeyli 1315 Harb-i Umumi 1335 KURT-YILMAZ

15 18Memiş oğlu Hasan Ali mahdumu Hüseyin173 Hasan Ali Çakırbeyli 1294 Askerde 16 Ağustos 1333 ÜNVER

16 25 Gençoğlu Ahmet Hilmi174 Durmuş Ali Çakırbeyli 1314 Harb-i Umumi 1332 ÇETİN

17 26 Kerim kardeşi Ali175 Hasan Çakırbeyli 1299 Harb-i Umumi 1333 DOĞAN

18 27 Darıcıoğlu Yusuf176 İbrahim Çakırbeyli 1299 Harb-i Umumi 1332GÖKÇEN-OK-ÖGE-

DEMİRÖZ

19 33 Halim177 Ahmet Çakırbeyli 1296 Askerde 14 KS1332 ÖZDAL

20 35 Ali oğlu Ahmet178 Ali Özbey 1309 Harb-i Umumi 28 Temmuz 1331 GÖKÇEN

21 37 Avcıoğlu evladı manevisi Hüseyin Hasan Avandere179 1310 Harb-i Umumi 1333 SONKAN

22 39 Bağuşoğlu Ali180 Abddullah Çakırbeyli 1299 Harb-i Umumi 1332 KARADUMAN

23 42 Küçük Hüseyin oğlu Mahmut181 Mehmet Özbey 1302 Harb-i Umumi 1332 TAŞ

24 44 Kara Ali oğlu İbrahim182 Hamza Çakırbeyli 1269 Harb-i Umumi 1330 KAVUK

25 45 Hacı Kerim oğlu Ali mahdumu Kerim Hacı Kerim oğlu Ali Çakırbeyli 1303 Askerde 20 Mart 1334 GÖKSEL

26 48 İbrahim183 Karabudak Veli Hamidiye 1298 Askerde 12 Mart 1332 KARABUDAK

27 52 Solak Mehmet184 Celil Çakırbeyli 1307 Harb-i Umumi 1333 ÖZCAN

28 52 Solak İbrahim185 Celil Çakırbeyli 1310 Harb-i Umumi 1332 ÖZCAN

172 Çakırbeyli Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2061. Anekdot: Memişoğlu Mehmet Amcam olurmuş. Amcam Yemen’de kalmış. O zaman kargaşalık varmış. Diğer amcam Ali tekvilhavada ölmüş. Bekarmış. Dedem “Mehmet’im ölmedi” diye laf edermiş. Mehmet amcam gelmemiş. 5 oğlu 1 kızı varmış. 2 oğlu harp zamanı ölmüş. (Ali Kurt –Yaş:81), Çakırbeyli Köyü'nde 2004 yılında yapılan görüşme.173 Anekdot: Babamlar 6 kardeşlermiş. Birisi Rusya ‘da esir kalmış. 1 tanesi hava değişiminde, diğer amcam da askerde kalmış. Babam Tire medresesinde okurken askere alınmış. (Halil Ünver- Yaş:79), Çakırbeyli Köyü'nde 2004 yılında yapılan görüşme.174 Çakırbeyli Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2096. Aile Yeniköy Köyü'ne nakil gitti.175 Çakırbeyli Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2057.176 Çakırbeyli Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2109. Anekdot: Darıcıoğlu Yusuf amcam olur. Askerde Yemen’de kalmış. Babam anlatırdı. Yusuf babamın küçüğü imiş. 3 oğlu varmış. Birisi bilmez, diğerleri bilir. Babam da beş yıl askerlik yapmış. (İbrahim Gökçen-Yaş:80), Çakırbeyli Köyü'nde 2004 yılında yapılan görüşme177 Anekdot: Halim büyük amcammış. Çanakkale harbinde kalmış. Dedem de Yemen şehit olmuş. (Veli Özdal -Yaş: 60), Çakırbeyli Köyü'nde 2004 yılında yapılan görüşme. Halim Benim babam olur. Babam ben daha hamile iken seferberlikte kalmış. Bağdat’tan öldü haberi gelmiş. (Veli Karabudak –Yaş: 82), Çakırbeyli Köyü'nde 2004 yılında yapılan görüşme.178 Çakırbeyli Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2068.179 Menderes Çileme köyü yakınlarında 19. yüzyılda dağılan köy.180 Çakırbeyli Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2056. Hanenin konumu: Kapalı kayıt.181 Çakırbeyli Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1988.182 Çakırbeyli Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2032. Hanenin konumu: Kapalı kayıt.183 Anekdot: İbrahim, amcam olur. Babam Yemen’de savaşmış. Amcam ise Çanakkale’de kalmış. Hiç gelmemiş. (Veli Karabudak –Yaş: 82), Çakırbeyli Köyü'nde 2004 yılında yapılan görüşme.

67

Page 68: Dizgi Askeri Tarih Kitap

29 58 Ahmet186 Hacı Kerim oğlu Hasan

Palamutarası 1302 Askerde 23 Nisan 1335 ÖĞÜT

30 60 Veziroğlu ibrahim187 Kadri Çakırbeyli 1299 Harb-i Umumi 1332 AKKAN

ÇAKALLAR188

1 1 Deli Ali oğulların dan H İbrahim189 Deli Ali Çakallar 1307 Harb-i Umumi 1332 CANLI

2 4 Osman190 Küçük Mehmet Çakallar 1311 Harb-i Umumi 05 TS 1335 DOĞAN

3 7 İbrahim191 Sarı Hüseyin Çakallar 1314 Harb-i Umumi 06 Temmuz 1335 TAŞKIN

4 11 Durmuş Ali192 Ahmet Çakallar 1289 Harb-i Umumi 02 KS1334 GÖKÇEN

5 24 Halil Hüseyin Çakallar 1287 Askerde 25 Şubat 1331 SARICA

6 26 Mehmet Ali193 Durmuş Çakallar 1296 Harb-i Umumi 1332 ÇINAR

7 36 Mehmet194 Çakaloğlu Bekir Bayındır-Uladı195 1309 Askerde 14 Ağustos 1334 ÇAKALOĞLU

ÇAPAK196

1 4 Ahmet Çakır Hasan Çapak 1304 Askerde 11 Mart 1330 ÇAKIR

2 9 İsmail Buldanlı Ahmet Çapak 1312 Askerde 27 Eylül 1332 GÜNAY

3 14 Ali Osman Ali Çapak 1313Çanakkale Harbi Şehiden

18 Eylül 1333 BABA

4 15 Mustafa Eğrioğlu Mehmet Çapak 1312 Şehiden 09 KS1332 ORAL

5 17 Mustafa Hacı Ali Çapak 1310 4 Ordu 31 Temmuz 1333 KUŞ-DİNÇ

184 Çakırbeyli Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2030. Anekdot: Babam anlatırdı. Hepsi Yemen'de birleşmiş. Su doldurmaya gitmişler. Bir daha gelmemiş.(Amcaoğlusu Yusuf Çetin), Çakırbeyli Köyü'nde 2004 yılında yapılan görüşme.185 Çakırbeyli Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2031.186 Anekdot: Ahmet, dedemin kardeşi olurmuş. Seferberlikte kalmış. (Vehbi Öğüt-Yaş:55), Çakırbeyli Köyü'nde 2004 yılında yapılan görüşme.187 Çakırbeyli Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2013. Anekdot: Veziroğlu İbrahim kayınbabam olur. O da harp de kalmış. (Emine Akkan – Yaş: 92), Çakırbeyli Köyü'nde 2004 yılında yapılan görüşme.188 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:36, nüfus:183. Adı Çamlıca olarak değiştirilmiştir.189 Çakallar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1292. Hanenin konumu: Kapalı kayıt.190 Çakallar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1295.191 Çakallar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1302.192 Çakallar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1311.193 Çakallar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1346.194 Aile Taşkesik Köyü'ne nakil gitti.195 Bugünkü Yakapınar Köyü.196 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:106, nüfus:603. Bugün Torbalı ilçesinin mahallesidir.

68

Page 69: Dizgi Askeri Tarih Kitap

6 24 Aydınlıoğlu Hüseyin197 Hasan Çapak 1288 Seferberlik 1330

7 27 Deveci Hüseyin oğlu Mehmet198 Deveci Hüseyin Çapak 1311 4. Ordu 01 TS 1333

8 38 Mehmet Koca Veli Çapak 1295 Şehiden 17 KE 1331 OVALI

9 41 İbrahim199 Ali Çapak 1308 Şehiden 28 KE 1332

10 41 Mehmet200 Ali Çapak 1311 Askerde 16 Haziran 1332

11 43 Mehmet Abid oğlu Mustafa Çapak 1300 Askerde 21 Eylül 1332 ÇAĞLAR

12 45 Abdurrahman201 Hamza Ali oğlu Mehmet

Çapak 1308 Askerde 19 Mart 1332 TAY

13 57 HalilKoca Hasarı oğlu Mehmet

Çapak 1298 Askerde 23 Nisan 1332 CAN

14 61 Mehmet Emin Hüseyin Çapak 1301 Rus Harbi 03 KS1331 BUĞDAY

15 62 Ömer Kürd Mehmet Çapak 1305 Askerde 24 Şubat 1335 TAŞ

16 66 Ahmet nam diğer Mehmet Yaşar Molla Süleyman Çapak 1305 Askerde 13 KE 1332 İNANÇ

17 68 Çakır Mustafa Ali Çapak 1300 Çanakkale Harbi 01 Şubat 1332 ADAK-OK-KASAP

18 70 Ali Kırlı Osman Çapak 1310 Askerde 09 Şubat 1335 AKBABA-AK

19 72 MustafaKöse Hasan oğlu Mehmet

Çapak 1298 Askerde 18 Eylül 1335 BAĞ

20 76 Bekir202 Deli Ahmet Çapak 1301 Askerde 00 Temmuz 1335 GÖK

21 87 Mehmet Gani'nin oğlu Ali Çapak 1293 Askerde 21 KE 1333 GANİ-DENİZ

22 89 İsmail203 Mehmet Çapak 1311 Askerde 09 Temmuz 1332

23 92 Demirci hafidi Mehmet204 Koca Demircioğlu Hasan

Çapak 1299 Askerde 01 Temmuz 1335 TUNALI

24 92 Mustafa205 Koca Demircioğlu Hasan

Çapak 1305 Askerde 08 Şubat 1335 TUNALI

197 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.200 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.199 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.198 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.201 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.202 Aile Arapçı Köyü'ne nakil gitti.203 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.204 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.205 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.

69

Page 70: Dizgi Askeri Tarih Kitap

25 100 HalilKoca Kelle oğlu Hasan

Çapak 1311 Askerde 17 Temmuz 1332 DURMAZ

26 101 Çırak Ali Koca Çırakoğlu Ali Çapak 1294 Harbiye hastanede 13 KE 1335 ÇIRAK

SEPETÇİLER206

1 1 Hüseyin207 Adalı Hasan Sepetçiler 1294 Askerde 12 Şubat 1333 ADALI

2 2 Ali208 Koca Mehmet oğlu Ali

Sepetçiler 1309 Askerde 15 Mayıs 1333 ÇETİNOĞLU

3 10 Arnavut209 Koca Ali Sepetçiler 1315 Askerde 30 Ağustos 1333 TURNA

4 13 Ali210 Ali Sepetçiler 1315 Askerde 30 Ağustos 1334

5 16211 Halil212 Putu oğlu Halil Sepetçiler 1309 Askerde 15 Ağustos 1332 MADRAN

6 16 Hüseyin Putu oğlu Mehmet Sepetçiler 1303 İkitelli hastanesinde 18 Mart 1332 MADRAN

7 18 Cabu oğlu Veli213 Mustafa Sepetçiler 1285 Askerde 22 Mart 1333

8 19 İbrahim214 İbrahim Sepetçiler 1299 Askerde 22 Mayıs 1332 ARAP

9 20 Cabu oğlu Ali215 Mustafa Sepetçiler 1289 Askerde 30 Mart 1333

10 22 Bayram oğlu Durmuş Bayram Sepetçiler 1292 Askerde 24 KS1332 KARAKUŞ-KAMIŞ

11 25İhtiyar Hüseyin oğlu Yusuf mahdumu Durmuş

Yusuf Tire-Göktepe216 1303 Askerde 20 Mart 1334 HASIRCI

12 27 İhtiyar Hüseyin oğlu Ali217 Hüseyin Ali Sepetçiler 1316 Askerde 20 Ağustos 1333 NARÇİÇEK

2061321 yılı nüfus tahriri: Hane:27, nüfus:146.Bugün Çaybaşı Mahallesidir. (Atatürk Mahallesi)212 Sepetçiler Köyü nüfus tarama cetveli:1934/333.211 Aileden 1309 doğumlu Putu oğlu Halil oğlu Mehmet askerde (06 Mart 1329) kalmıştır. 210 Sepetçiler Köyü nüfus tarama cetveli:1934/323. Hanenin konumu: Kapalı kayıt.209 Sepetçiler Köyü nüfus tarama cetveli:1934/312.208 Sepetçiler Köyü nüfus tarama cetveli:1934/289. Hanenin konumu: Kapalı kayıt.207 Sepetçiler Köyü nüfus tarama cetveli:1934/286. Anekdot: . Birisi dedemin babası. Yani büyük dedem Buradaki lakabı “Oğlan Hüseyin”. Büyük dedem seferberlikte kalmış. Dedem anlatırdı. Dedem babası askerde kaldığında kundakta kalmış. Dedemden duyardım. (Mehmet Adalı-Yaş: 42), 2004 yılında Çaybaşı Atatürk Mahallesinde yapılan görüşme.213 Sepetçiler Köyü nüfus tarama cetveli:1934/341. Hanenin konumu: Kapalı kayıt.214Sepetçiler Köyü nüfus tarama cetveli:1934/345. Hanenin konumu: Kapalı kayıt.215 Sepetçiler Köyü nüfus tarama cetveli:1934/349. Hanenin konumu: Kapalı kayıt.216 Bugünkü Torbalı Göllüce Köyü.217 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.

70

Page 71: Dizgi Askeri Tarih Kitap

13 34218 Elekçi Hüseyin oğlu Hüseyin219 Hüseyin Tire Göktepe 1292 Askerde 12 Ağustos 1332 TÜNEL

14 42220 Kekik oğlu Mehmet221 Mehmet Sepetçiler 1295 Askerde 12 Nisan 1333 KEKİK

ÇAYBAŞI222

1 10 Hasan223 Ahmet Çaybaşı 1305 Askerde 07 Mart 1332

2 12 Cemali Rüstem Çaybaşı 1305 Askerde 09 Temmuz 1331 ŞİRİN

3 16 Süleyman224 Osman Çaybaşı 1307 Askerde 24 KE 1331 AYA

4 41 Recep225 Ömer Çavuş Çaybaşı 1305 Şehiden 09 KE 1331 GÜLMEZ

5 49 Ali Halil Çaybaşı 1306 Askerde 28 TE 1332 ARICI

6 53 Hasan Mustafa Dömeke226 1295 Tedbilhavada 12 Şubat 1332 GARİP

7 64 RecepBaltalarlı Abdi oğlu Hüseyin

Çaybaşı 1304 Askerde 25 Şubat 1331 KANDEMİR

8 65 Baltalarlı Salih oğlu Mehmet İbrahim Baltalar 1294 Askerde 24 TS 1334 KIRKMALI

9 78 Veli227 Çarka Salih Antalya 1308 Askerde 21 Mayıs 1333

10 87 Kara Hüseyin oğlu Behlül Hüseyin Kardiça 1289 Askerde 26 Mart 1332 ŞEN

11 102 Muhacir Ziver'in oğlu Mustafa228 Ziver Kardiça 1287 Askerde 28 KS1334

12 110229 Beşir oğlu Hüseyin230 Beşir Koçana231 1296 Askerde 10 TE 1332

218 Deftere kayıt tarihi:1328.219 Sepetçiler Köyü nüfus tarama cetveli:1934/383.224 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.223 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.222 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:103, nüfus:431.Bugün Torbalı ilçesinin mahallesidir.221 Sepetçiler Köyü nüfus tarama cetveli:1934/418.220 Deftere kayıt tarihi:1329.225 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.226 Yunanistan Teselya bölgesinde Yenişehir yakınlarında bir yerleşim.227 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.228 Hanenin konumu: Kapalı kayıt. Yenilemede kayda alınmamıştır.229 Deftere kayıt tarihi:1329.230 Hanenin konumu: Kapalı kayıt. Yenilemede kayda alınmamıştır.231 (Makedonca: Кочани) Makedonya'nın doğu kesiminde bir kasaba.

71

Page 72: Dizgi Askeri Tarih Kitap

13 113 Kadri232 Mehmet Koçana 1312 Askerde 31 KS1334

14 121 Mehmetşah233 Kazım Pertek 1296 Askerde 09 Mart 1333

15 122 Hafız Hüseyin mahdumu Osman234 Hafız Osman İskilip 1301 Askerde 30 Mart 1332

16 138235 İbrahim Efendi236 Mustafa Alasonya237 1293 Askerde 07 KS1332 GÜNAYDIN

17 140 Muharrem Hüseyin Alasonya 1303 Şehiden askerde 15 TE 1332 DUYMAZ

SEPETÇİLER ÇİMENLER-MECİDİYE MAHALLESİ238

1 1 Abidin239 Kadir Katerin 1310 Askerde 08 Mart 1333 AYTEKİN

2 4 Osman240 Apdullah Çimenler 1315 Askerde 10 Haziran 1334 İŞLEK

3 6 Hasan241 Bekir Yenişehir 1297 Askerde 27 Temmuz 1331 ESER

4 7 Kantarcı oğlu Fethi242 Yusuf Yenişehir 1299 Askerde 22 Mart 1332

5 19 Keşirli Küçük Hasan Hüseyin Yenişehir 1300 Şehiden 14 Haziran 1332 SÜMER

6 32243 Ahmet244 Mehmet Alaşehir 1306 Askerde 30 TS 1335 EKİN

7 33245 Talib Mustafa Uçhisar 1305 Harbiye Hastanesi 21 Mart 1334 DOĞRU

8 38246 Hasan247 Salih Kardiça 1296 Askerde 30 Eylül 1335

9 40 Hasan Ağa248 Hüseyin Baltalar 1292 Askerde 27 KS1334 YOĞURTÇU

232 Hanenin konumu: Kapalı kayıt. Yenilemede kayda alınmamıştır.234 Hanenin konumu: Kapalı kayıt. Yenilemede kayda alınmamıştır.233 Hanenin konumu: Kapalı kayıt. Yenilemede kayda alınmamıştır.235 Deftere kayıt tarihi:1330.236 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.237 Yunanistan'da Mora Yenişehir'e bağlı idari birim.239 Çaybaşı Köyü Mecidiye Mahallesi nüfus tarama cetveli:1934/122.238 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:26, nüfus:101.Çaybaşı Mahallesindedir. (Yeni Mahalle).240 Çaybaşı Köyü Mecidiye Mahallesi nüfus tarama cetveli:1934/127.241 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.242 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.243 Deftere kayıt tarihi:1327.244 Çaybaşı Köyü Mecidiye Mahallesi nüfus tarama cetveli:1934/159.245 Deftere kayıt tarihi:1329.246 Deftere kayıt tarihi:1330.247 Çaybaşı Köyü Mecidiye Mahallesi nüfus tarama cetveli:1934/166. Yenilemede kayada alınmamıştır.248 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.

72

Page 73: Dizgi Askeri Tarih Kitap

10 45249 Serezli Osman250 Mehmet Serez251 1280 Askerde 1330 TAŞDELEN

11 45 Siroz muhacirlerinden Ali Halil Siroz 1295 Askerde 16 Mart 1332 TOK

12 48 Serezli Demir oğlu Bayram252 Demir Serez 1295 Askerde 22 Temmuz 1335 AKTAŞ

DAĞKIZILCA253

1 4 Kuloğlu İsmail254 Ahmet Eğin255 1298 Seferberlik 1333

2 6 Kazım256 Hasan Dağkızılca 1313 Askerde 29 TE 1332

3 12 Şükrü257 Abdullah Dağkızılca 1315 Seferberlik 1332 AYLA

4 12 Yusuf258 Çömezoğlu Abdullah Dağkızılca 1303 Askerde 13 KE 1332 AYLA

5 14 Mahmut Mustafa Dağkızılca 1286 Askerde 13 Mart 1333 KANSU

6 16 Hüseyin259 Çolakoğlu Mustafa Dağkızılca 1304 Askerde 25 Ağustos 1332

7 25 Hüseyin260 Ahmet Dağkızılca 1313 Seferberlik 1333 KOZAN

8 31 Sarıoğlu Ahmet261 Mustafa Dağkızılca 1296 Seferberlik 1332 SARI-İNANÇ-KANDEMİR

9 33 MehmetGenç Osman oğullarından Hasan

Dağkızılca 1307 Seferberlik 1333 GENÇ

10 36 Karakulak oğullarından Hüseyin262 İbrahim Dağkızılca 1286 Seferberlik 27 Haziran 1332

11 36 Kocakulak oğullarından Eyüp263 İbrahim Dağkızılca 1293 Seferberlik 1333

12 38 Ali264 Hüseyin Akşehir 1291 Seferberlik 1333 ÇEKDAR

256 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.255 Sivas Kemaliye.254 Dağkızılca Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3655. Hanenin konumu: Kapalı kayıt.253 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:102, nüfus:550.Cumhuriyet öncesi nahiye merkezidir.252 Çaybaşı Köyü Mecidiye Mahallesi nüfus tarama cetveli:1934/195.251  (Yunanca'da Σέρρες - Serres), Yunanistan 'ın Orta Makedonya bölgesinde idari birim.250 Çaybaşı Köyü Mecidiye Mahallesi nüfus tarama cetveli:1934/186. Hanenin konumu: Kapalı kayıt.249 Deftere kayıt tarihi:1330.257Dağkızılca Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3665. Hanenin konumu: Kapalı kayıt.258 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.259 Hanenin konumu: Kapalı kayıt.260 Dağkızılca Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3781. 261 Dağkızılca Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3687.262 Hane konumu: Kapalı kayıt.263 Aile İstanbul'a nakil gitti.

73

Page 74: Dizgi Askeri Tarih Kitap

13 39 Kara Veli oğullarından Mehmet265 İbrahim Dağkızılca 1289 Askerde 19 Mayıs 1333 YALÇIN

14 41266 Mehmet267 Hasan Hüseyin Dağkızılca 1307 Seferberlik 1333

15 49 Kocabaş oğullarından Şükrü Mustafa Dağkızılca 1305 Askerde 1333 AKBAŞ

16 53 Kamil268 Gani bey oğlu Halil Dağkızılca 1305 Askerde 28 Ağustos 1340 DEVRİM

17 53 Hamit Gani bey oğlu Halil Dağkızılca 1308 Seferberlik 1332 DEVRİM

18 66 Mestan269 Veli Çavuş Dağkızılca 1290 Seferberlik 1332 LEYLEK

19 66 Musa270 Veli Çavuş Dağkızılca 1296 Seferberlik 1332 LEYLEK

20 71 Cezayirli oğlu Mehmet271 Koca Ali Hadim 1287 Seferberlik 1332

21 75 Dane Halil Dane Halil Dağkızılca 1293 Seferberlik 1332 AZTEKİN

22 76 İbrahim Mehmet Dağkızılca 1294 Seferberlik 1333 ŞENYİĞİT

23 87272 Halil273 Esat Dağkızılca 1293 Seferberlik 1332 DÖNMEZ

24 90 Osman274 Mehmet Dağkızılca 1312 Seferberlik 1333 ÇEKİN

DAĞTEKKE275

1 4276 Veli277 Mehmet Ali Dağtekke 1307 Şehiden 22 TE 1331 ÇAKALOĞLU

2 4 Süleyman278 Mehmet Ali Dağtekke 1305 Harb-i Umumi 19 Haziran 1333 ÇAKALOĞLU

3 8 Ahmet279 Ali Dağtekke 1307 Şehiden 07 Temmuz 1331 ŞAHİN

264 Dağkızılca Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3810. Hane konumu: Kapalı kayıt.268 Dağkızılca Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3713.267 Dağkızılca Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3699. Hane konumu: Kapalı kayıt.266 Aileden 1296 doğumlu Hasan Hüseyin oğlu Hasan askerde (30 Haziran 1328) kalmıştır. 265 Aile İstanbul'a nakil gitti.269 Dağkızılca Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3728. Hane konumu: Kapalı kayıt.270 Dağkızılca Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3732. Hane konumu: Kapalı kayıt.271 Hane konumu: Kapalı kayıt.272 Aileden 1307 doğumlu Esat oğlu Ali Balkan harbinde (1328) kalmıştır. Dağkızılca Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3764.273 Dağkızılca Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3763.274 Dağkızılca Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3767.275 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:26, nüfus:161.276 Aileden 1307 doğumlu Mehmet Ali oğlu Mustafa Yemen’de (09 TE 1326) kalmıştır. Dağtekke Köyü nüfus tarama cetveli:1934/921.277Şehit kaydı vardır. Piyade er. 4.Kol. 33. Alay 1.Tabur 4. Bölük Çanakkele cephesi. 23 Şubat 1331. Aile Taşkesik Köyü'ne nakil gitti.278Dağtekke Köyü nüfus tarama cetveli:1934/ 922. Aile Taşkesik Köyü'ne nakil gitti. Anekdot: Dayılarım Çakaloğlu Veli, Mustafa, Süleyman seferberlikte kalmışmış. Büyüklerimden duyardım. (Fatma Bircan-Yaş:80), 2004 yılında Dügerlik Köyü'nde yapılan görüşme.279 Anekdot: Ahmet, dedemin kardeşi imiş. Babamdan duyardım. Çanakkale’de harpte kalmış. Dedem babama adını vermiş. (Enver Şahin-Yaş:50), 2004 yılında Dağtekke Köyü'nde yapılan görüşme.

74

Page 75: Dizgi Askeri Tarih Kitap

4 14 İbrahim Halil Ağa Dağtekke 1293 Askerde 03 KS1332 ÇEMEN

5 18 Hasan Ali280 Abdullah Dağtekke 1307 Şehiden 18 Mayıs 1332 ÖZ

6 24 Ahmet281 Hacı İbrahim Dağtekke 1303 Seferberlikte 1331 BİRCAN

DEMİRCİ282

1 12 Hüseyin Ahmet Demirci 1295 Askerde 07 Mart 1332 KONCA

2 17 Zeybek Arif283 Zeybek Ali Demirci 1313 Seferberlik 08 Mart 1336 PINAR

3 22 Kırlı Abdullah oğlu Ali284 Abdullah Demirci 1298 Şehiden 25 Eylül 1333 SEVİM

4 29 Hüseyin285 Mehmet Demirci 1295 Seferberlik 05 Mart 1335 TUNAY-KÖSE

5 36 Tosyalı Hasan286 İbrahim Demirci 1292 Seferberlik 04 Mayıs 1333

6 46 Halil oğlu Hasan Halil Demirci 1292 Şehiden 16 Mart 1332 COŞKUN

7 62 Tahir Mustafa oğlu Mehmet287 Mustafa Demirci 1313 Seferberlik 01 KS1334 MUŞTAK

8 63 Mustafa Gördesli Ali Gördes 1298 Askerde 12 Mayıs 1335 GÖRDES-PAMUK

9 65 Hasan Necip Demirci 1306 Askerde 27 Temmuz 1333 KAVAS

10 66 Mehmet Ömer Efendi İzmir 1293 Askerde 08 Şubat 1333 KAVANOZ-ARICI

DOĞANCILAR288

1 12 Çalıkoğlu Hüseyin289 İbrahim Doğancılar 1307 Harb-i Umumi 1332 ÖZACAN

2 16 Ali oğlu İbrahim290 Ali Doğancılar 1297 Harb-i Umumi 1332 ASLANBOĞA

3 20 Kara Ahmet oğlu Hasan291 Ahmet Doğancılar 1309 Harb-i Umumi 1333 KOÇ

283 Demirci Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3355.282 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:67, nüfus:338.281 Dağtekke Köyü nüfus tarama cetveli:1934/ 982. Aile Dögerlik Köyü'ne nakil gitti.280 Aile Bayındır Kızılcaova Köyü'ne nakil gitti.284 Şehit kaydı vardır. Er. 3.Kol. 24. Alay 1 Tabur 1. Bölük Kafkas cephesi. 02 Nisan 1332. 285 Demirci Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3406.286 Demirci Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3416. Hane konumu: Kapalı kayıt.287 Demirci Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3449. Hane konumu: Kapalı kayıt.288 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:36, nüfus:189.Şuan Buca ilçesine idari olarak bağlanmıştır.289 Doğancılar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/755. Anekdot: Babam 1328'li idi. Babam anlatırdı. Babamın babası Hüseyin seferberlikte silah altına alındığında 2,5 yaşında kalmış. Dedesi Denizli Çardak'’a eğitim almış. Balıkesir'’e hastalanmış. 6 ay hava değişimi almış. Çanakkale harbi çıkınca kıtası harbe gitmiş. Bir daha dönmemiş. (Cemalettin Özcan-Yaş 60), 2004 yılında Doğancılar Köyü'nde yapılan görüşme.290 Doğancılar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/751.291 Doğancılar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/752.

75

Page 76: Dizgi Askeri Tarih Kitap

4 20 Kara Ahmet oğlu Mehmet292 Ahmet Doğancılar 1311 Harb-i Umumi 1333 KOÇ

5 20 Kara Ahmet oğlu Mahmut293 Ahmet Doğancılar 1312 Harb-i Umumi 1333 KOÇ

6 25 Eskicioğlu Hüseyin294 Ali Doğancılar 1297 Harb-i Umumi 1332 BOZDAĞ

DÖĞERLİK295

1 2 Hacı Osman296 Aşma Mehmet Düğerlik 1299 Askerde 11 Mart 1332 KÖKEN

2 3 Molla Yusuf297 Temel Hüsnü Düğerlik 1288 Askerde 06 Şubat 1331

3 4 Altıparmak İbrahim Veli Düğerlik 1299 Askerde 23 Mayıs 1332

4 5 Halil Gökmen Mehmet Düğerlik 1299 Askerde 05 Haziran 1332 GÖKMEN

5 9 Durmuş298 Mehmet Düğerlik 1299 Seferberlik 1333 AYDEMİR,KANDEMİR

6 13 Süleyman299 Hasan Düğerlik 1298 Askerde 31 Mart 1332

7 15 Hüseyin300 Gökoğlu Ali Düğerlik 1295 Askerde 02 Haziran 1334 KARACAOĞLAN

8 17 Ahmet301 Halil Düğerlik 1303 Askerde 12 Mart 1333 ÖLMEZ

9 18 Halil Cabbaroğlu Hüseyin Düğerlik 1298 Askerde 17 Ağustos 1334 DÖNMEZ-GÜLER-TEKİN

10 25302 Mustafa303 Ali Efendi Akseki 1315 Seferberlik 06 KE 1334 ORHAN

EĞERCİ304

292 Doğancılar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/753.293 Doğancılar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/754.294 Doğancılar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/756.295 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:23, nüfus:119.296 Anekdot: Nenem rahmetli ağlayarak anlatırdı. “4 kardeşim Çanakkale harbinde kaldı “ derdi. Celiloğlu Ahmet, Kerim. Diğer ikisini hatırıma gelmedi. Bunları anlattığında biz küçüktük. Bunlar aklımda kalmış. (Mehmet Köken. Yaş:55), 2004 yılında Düğerlik Köyü'nde yapılan görüşme.297 Hane konumu: Kapalı kayıt.298 Anekdot: Dedem Kosti İsmail anlatırdı. Durmuş Ali seferberlikte askerde kalmış. (Ali Kandemir), 2004 yılında Düğerlik Köyü'nde yapılan görüşme.299 Döğerlik Köyü nüfus tarama cetveli:1934/441. Hane konumu: Kapalı kayıt.300 Döğerlik Köyü nüfus tarama cetveli:1934/442. Hane konumu: Kapalı kayıt.301 Hane konumu: Kapalı kayıt.302 Deftere kayıt tarihi:1332.303 Döğerlik Köyü nüfus tarama cetveli:1934/476.304 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:54, nüfus:242.Bugün Torbalı ilçesinin mahallesidir.

76

Page 77: Dizgi Askeri Tarih Kitap

1 9 Ahmet305 Talib Eğerci 1298 Askerde 01 Mart 1333

2 13 Ali306 Abdülkadir Eğerci 1300 Askerde 08 TE 1334 CÖMERT

3 15 Yusuf oğlu Aziz307 Yusuf Eğerci 1307 Askerde 08 Haziran 1331

4 17 Ramazan308 Koruk Salih Eğerci 1301 Askerde 30 Nisan 1335

5 19 Kurd Recep oğlu Azmi309 Recep Yenişehir 1290 Askerde 06 TE 1331 KİLİZ

6 21 Hasan üveyoğlu Kadir310 Hasan Yenişehir 1311 Askerde 18 Mart 1333 ÖZKAN

7 34 Ali311 Tahsin Eğerci 1310 Askerde 06 Mart 1331 GEÇEN

8 44 Veli Çavuş312 Halil Yenişehir313 1293 Askerde 05 KS1333 ÖZ

9 45 Koca Ali oğlu Ahmet İbrahim Dömeke 1290 Askerde 20 Temmuz 1332 AK

10 47 Kadri314 İsmail Yenişehir 1290 Askerde 16 Mart 1332 PALA

11 49 Meco Ali315 Mehmet Dömeke 1299 Askerde 30 Mart 1334

12 51 Haşim Veli oğlu Salih Dömeke 1294 Askerde 04 Nisan 1333KOÇ-BALCI-DURMAZ-

GÜZEL

13 52 İbrahim316 Hüseyin Girit 1306 Askerde 06 Mart 1331 YILMAZ

14 52 Ali317 Hüseyin Girit 1314 Askerde 18 TE 1333 YILMAZ

15 56318 Arnavut Abbas319 Banuş Diriza320 1296 Askerde 16 Nisan 1331

305 Hane konumu: Kapalı kayıt.308 Eğerci Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1703. Hane konumu: Kapalı kayıt.307 Eğerci Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1701. Hane konumu: Kapalı kayıt.306 Anekdot: Abdülkadir oğlu Ali. Benim babamın babası. Yani dedem olur. "Çakır Ali" derlermiş. Seferberlikte kalmış. Babadan duyardım. Çanakkale'de kalmış. ( Hüsamettin Cömert- Yaş: 49), 2004 yılında Eğerci Köyü'nde yapılan görüşme.311 Eğerci Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1733.310 Eğerci Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1710.309 Hane konumu: Kapalı kayıt.312 Eğerci Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1751.313 Yunanca: Θεσσαλία - Thessalía. Yunanistan'da bir idari birim.314 Eğerci Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1756.315 Hane konumu: Kapalı kayıt.316 Eğerci Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1767. Hane konumu: Kapalı kayıt.317 Eğerci Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1768. Hane konumu: Kapalı kayıt.318 Deftere kayıt tarihi:1329.319 Eğerci Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1780. Hane konumu: Kapalı kayıt.320 Arnavutluk'ta Ergeri'ye bağlı idari birim.

77

Page 78: Dizgi Askeri Tarih Kitap

16 59 Sadık321 Abdullah Avlonya322 1299 Askerde 26 Haziran 1332

17 66 Adem323 Abbas Feretor 1299 Askerde 06 Nisan 1332

HELVACI324

1 4 Topçu oğlu Ahmet325 Mehmet Helvacı 1293 Harb-i Umumi 1331 TETİK

2 9 Hacı İbrahim oğlu Halil326 Ahmet Helvacı 1293 Harb-i Umumi 1333 KARABULUT

3 9 Mustafa327 Ahmet Helvacı 1295 Harb-i Umumi 1334 KARABULUT

4 10 Necip328 Mehmet Helvacı 1297 Harb-i Umumi 1332

5 17 Molla Ahmet329 Molla Ahmet Helvacı 1297 Seferberlikte 1334 ALTUNER-FURAT

6 20 Molla oğlu Hacı Osman330 Osman Helvacı 1297 Seferberlikte 1333 SEZGİN-ŞENTÜRK

7 22 Hacı İbrahim oğlu Mehmet331 Hacı İbrahim oğlu Ali

Helvacı 1296 Harb-i Umumi 1332 ÜNAL-ATAM-ÜÇER

8 22 Hacı İbrahim oğlu İbrahim332 Hacı İbrahim oğlu Ali

Helvacı 1312 Harb-i Umumi 1333 ÜNAL-ATAM-ÜÇER

9 26333 Mehmet Sadık334 Osman Helvacı 1309 Şehiden 06 Ağustos 1331 AYDIN-AKTAŞ-BAYER

10 27 Pala Hasan335 Pala Mehmet Helvacı 1305 Harb-i Umumi 1332 PALA

327 Helvacı Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1411.326 Helvacı Köyü nüfus tarama cetveli:1934/140.325 Helvacı Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1392. Anekdot: Topçu dedem olur. Seferberlikte Arabistan’da kalmış. (Metin Tetik – Köy Muhtarı), 2004 yılında Helvacı Köyü'nde yapılan görüşme.324 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:46, nüfus:270.323 Eğerci Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1786. Hane konumu: Kapalı kayıt.322 (Arnavutça: Vlorë), Arnavutluk'ta bir şehir.321 Eğerci Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1783. Hane konumu: Kapalı kayıt.328 Helvacı Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1416. Hane konumu: Kapalı kayıt. Anekdot: Necip dedemin kardeşi. Çanakkale de kalmış. Babam anlatırdı.3 aylık evliymiş. 3 gün 3 gece düğünü olmuş. Askere almışlar. 7 sene sonra künyesi gelmiş. (Özel Güneş-Yaş:65), 2004 yılında Helvacı Köyü'nde yapılan görüşme.329 Helvacı Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1377.330 Helvacı Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1281. Anekdot: Babamın babası. Yani dedem. Dedem eve gelmiş. O zamanlar çete zamanı. Bunun ayağına peştamal takılıyor. Çetelr vurmuş. Annem Kerime’nin ilk kocası Mustafa askerde seferberlik zamanı namaz kılarken vurulmuş. Geriye iki çocuğu kalmış. Ahmet ve Saiplerden İnceoğlanlardaki Fatma (Safiye Ceyhan(kızlık soyadı Sezgin) Yaş: 76), 2004 yılında Helvacı Köyü'nde yapılan görüşme.331 Helvacı Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1442.332 Helvacı Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1443.333 Aileden 1301 doğumlu Osman oğlu Mustafa Balkan harbinde (1328) kalmıştır. Helvacı Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1456.334 Anekdot: Dedemin kardeşi. Büyük amcam. İkisi de askere alınmış. Mehmet Sadık askerde kalmış. Geri dönmemiş. Dedem dönmüş. Onun ismini bana vermişler. (Mehmet Sadık Altaş-Yaş:77), 2004 yılında Helvacı Köyü'nde yapılan görüşme.

78

Page 79: Dizgi Askeri Tarih Kitap

11 32 Hüseyin336 Edremitli oğlu Molla Mehmet

Helvacı 1293 Harb-i Umumi 1334ÇOBAN-YÖRÜK-ŞİMŞEK-

ŞAHİN

12 38 Mustafa337 Mahmut Helvacı 1296 Harb-i Umumi 1331 YÖRÜK

13 38 Hüseyin338 Mahmut Helvacı 1303 Harb-i Umumi 1332 YÖRÜK

14 38 Mehmet339 Mahmut Helvacı 1314 Harb-i Umumi 1334 YÖRÜK

15 40 Hasan Hüseyin Mehmet Helvacı 1307 Şehiden 07 Temmuz 1331 CAN

16 44340 İsmail341 Ali Bey Helvacı 1303 Askerde 08 TS 1330

KARAKIZLAR342

1 3 Yörük Osman oğlu Ali Yörük Osman Karakızlar 1289 Askerde 22 Temmuz 1333 AYDİLEK

2 6 Osman Mustafa Karakızlar 1294 Askerde 11 Temmuz 1334 AKSOY

3 10343 Mustafa344 Mehmet Karakızlar 1309 Askerde 24 Nisan 1335 BOZKURT-TOPRAK

4 12345 Süleyman346 Mustafa Karakızlar 1291 Umumi Harpte 1332 AYDEMİR

5 12 Halil347 Hasan Karakızlar 1309 Umumi Harpte 1332 AYDEMİR

6 13 Abdullah Faydaoğlu Hasan Karakızlar 1301 Askerde 14 TE 1333 FAYDAOĞLU

7 16 Mehmet348 Ahmet Karakızlar 1304 Umumi Harpte 1333 DENİZ-METE

335 Helvacı Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1461. Anekdot: Amcam. Baba ve dedem söylerdi. Kendisi seferberlikte askerde kalmış. Kardeşi Mustafa’da askerde kalmış.(Mehmet Kemal Pala- Yaş:65), 2004 yılında Helvacı Köyü'nde yapılan görüşme.339 Helvacı Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1487. Aile Kemalpaşa Yukarı Kızılca Köyü'ne nakil gitti.338 Helvacı Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1486. Aile Kemalpaşa Yukarı Kızılca Köyü'ne nakil gitti.337 Helvacı Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1485. Aile Kemalpaşa Yukarı Kızılca Köyü'ne nakil gitti.336 Helvacı Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1471.340 Aileden 1299 doğumlu Ali Bey oğlu Mehmet Yemen’de (26 TE 1322) kalmıştır. Helvacı Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1495.341 Hane konumu: Kapalı kayıt.342 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:84, nüfus:431.343 Aileden 1309 doğumlu Mahmut oğlu Ali Umumi harpte (16 Eylül 1328) kalmıştır. Karakızlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2620.344 Anekdot: Halil ve Hamit . Askerde kalmışlar. İsimleri geride kalanların çocuklarına verilmiş. Mustafa, dedemin babası. Yani büyük dedem. Annem söylerdi. Amcalarım harpte kalmış. Mustafa adını bana vermişler. (Mustafa Aydemir-Yaş:65), 2004 yılında Karakızlar Köyü'nde yapılan görüşme. 2. anekdot: Babamgiller 5 kardeş yetim kalmış. Kendisi dedem olur. Rahmetli nenem anlatırdı. Askerde kalmış. Seferberlik ilanı ile tarladan götürmüşler. Jandarmalar götürmüş. Gidiş o gidiş. (Ali Üstün Toprak-Yaş:68), 2004 yılında Karakızlar Köyü'nde yapılan görüşme.345 Aileden 1284 doğumlu Hacı Ali oğlu Mustafa Balkan harbinde (1328) kalmıştır. Karakızlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2655.346 Karakızlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2656.347 Karakızlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2659.348 Karakızlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2585.

79

Page 80: Dizgi Askeri Tarih Kitap

8 21 Osman349 Mehmet Efendi Karakızlar 1313 Askerde 27 KE 1333

9 23 Mehmet350 Mustafa Karakızlar 1307 Askerde 1333 KARASU

10 26 Nasuh351 Hüseyin Karakızlar 1286 Umumi Harpte 1333 ÖZTÜRK

11 30 Mehmet352 İsmail Karakızlar 1293 Askerde 1332 UYAR

12 30 İsmail AğaMusa beslemesi Mehmet

Karakızlar 1313 Askerde 15 TS 1333 UYAR

13 37 Hamid Süleyman Karakızlar 1306 Askerde 22 KE 1330 TUFAN

14 41 Mehmet353 Kırlı Ali Çavuş Karakızlar 1314 Umumi Harpte 1334 DURAN

15 44 Osman354 Sabancı oğlu İsmail Karakızlar 1305 Şehiden 22 KS1330 ATAY

16 51 Tevfik355 Emin Karakızlar 1314 Umumi Harpte 1333 YILDIZ

17 53 Mustafa356 Kasapoğlu Mehmet Karakızlar 1297 Şehiden 14 Temmuz 1332 KASAPOĞLU

18 53 Hamid Kasapoğlu Mehmet Karakızlar 1305 Askerde 04 TS 1334 KASAPOĞLU

19 55 AbdurrahmanAbdurrahman oğlu Mustafa

Karakızlar 1305 Askerde 27 TS 1334 AVCI-SAK-AVCU

20 55 Murad357 Abdurrahman oğlu Mustafa

Karakızlar 1304 Askerde 19 Nisan 1332 AVCI-SAK-AVCU

21 56 Yusuf358 Osman Karakızlar 1313 Umumi Harpte 21 KS1332 BAYRAK

22 59 Mehmet359 Ali Karakızlar 1289 Umumi Harpte 16 Şubat 1336 ÖNGÜL

23 61 Hasan360 İbrahim Çakırbeyli 1308 Umumi Harpte 1333

349 Hane konumu: Kapalı kayıt.352 Karakızlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2561.351 Karakızlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2660.350 Karakızlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2559.353 Karakızlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2700. Hane konumu: Kapalı kayıt.354 Anekdot: Osman Sabancı oğlu Osman. Askerde kalmış. En son Yunanistan tarafından mektup gelmiş. Bir daha haber alınamamış. Osman ismi amcaoğluma verildi. (Sami Kösten-Yaş:72), 2004 yılında Karakızlar Köyü'nde yapılan görüşme.355 Karakızlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2729.356 Anekdot: Amcalarım Mustafa ve Hamit askerde kalmışlar. (Mehmet Kasapoğlu-Yaş:64), 2004 yılında Karakızlar Köyü'nde yapılan görüşme.357 Anekdot: Murat. Amcammış. Çanakkale’de seferberlikte kalmış. Diğer amcam Mustafa da seferberlikte kalmış. (Mustafa Avcı-Yaş:77), 2004 yılında Karakızlar Köyü'nde yapılan görüşme.358 Karakızlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2627.359 Karakızlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2648.360 Karakızlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2712. Hane konumu: Kapalı kayıt. Yenilemede kayada alınmamıştır.

80

Page 81: Dizgi Askeri Tarih Kitap

24 62361 Mehmet Ali362 Ali Karakızlar 1291 Askerde 1330 KAHYA

25 64 Tahir363 Mehmet Karakızlar 1315 Askerde 1333 UŞKUN

26 69 HüseyinHacı Mehmet oğlu Veli

Düğerlik 1298 Askerde 21 TE 1332 AĞIR

27 83 Mehmet Efendi Ağadaki364 Salih Efendi Ağadaki

Kandiye 1286 Askerde 01 Şubat 1335 YALÇIN

KARAKUYU365

1 9 Ali 366 Osman Karakuyu 1307 Seferberlik 1333 TAŞGIN

2 19 Eskici Abdurrahman oğlu Mustafa367 Abdurrahman Karakuyu 1298 Askerde 12 Ağustos 1332 ESKİCİ

3 20 Ahmet Sabri İbrahim Efendi Karakuyu 1311 Seferberlik 1333 KORKMAZ

4 21 Mehmet Ali368 Hacı İsmail Karakuyu 1313 Askerde 17 Mart 1333 KORKMAZ

5 22 Mehmet Hüseyin Karakuyu 1293 Seferberlik 1333 İÇEL

6 24 Hasan Hüseyin Aydın'lı Ahmet Karakuyu 1304 Şehiden 25 Haziran 1331 UYAR

7 33 Halil Kel Hasan Karakuyu 1290 Seferberlik 1332 SERT

8 36 Köse Osman oğlu Ali Köse Osman Karakuyu 1282Bornova askeri has-tanesinde

04 Eylül 1333 KARAKUZU

9 39 İbrahim Muhacir Hacı Ahmet Karakuyu 1307 Askerde 25 Haziran 1333 ÖZ

10 42 İbrahim369 Çakır İbrahim oğlu Veli

Karakuyu 1307 Askerde 26 Temmuz 1333 ÇAKIR

11 43 Salih370 Ali Karakuyu 1305 Seferberlik 1333 YARDIMCI

361 Aileden 1299 doğumlu Mustafa oğlu Hüseyin Balkan harbinde (1328) kalmıştır. Karakızlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2588.363 Karakızlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2546.362 Karakızlar Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2556. Hane konumu: Kapalı kayıt.366 Karakuyu Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2822.365 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:103, nüfus:614.Bugün Torbalı ilçesinin mahallesidir.364 Aile Torbalı’ya nakil gitti.367 Hane konumu: Kapalı kayıt.368 Anekdot: Mehmet Ali: Dedemin kardeşi olur. Yani Büyük amcam. Ahmet Sabri de kardeşi. Büyüklerimden duyardım. Çanakkale’de vurulmuş. 4 kardeşlermiş. (Erdoğan Korkmaz-Karakuyu- Yaş.65), 2004 yılında Karakuyu Beldesinde yapılan görüşme.369 Anekdot: İbrahim benim amcamdı. Seferberlikte kalmış. Çanakkale’de kalmış. Babamgillerin en büyükleri imiş. Askerden hayvan çiğnedi diye künyesi gelmiş. Öyle söylerdi babam. (Niyazi Çakır- Karakuyu- Yaş.77), 2004 yılında Karakuyu Beldesinde yapılan görüşme. 2. anekdot: İbrahim. Amcan olur. Babamdan annemden duyardım. 5-6 kardeşmiş. Geriye sadece babam kalmış. Çanakkale’de kalmış. Babamlar Bulgaritan’dan Tırnova’dan muhacir olarak gelmişler. Burada babuçculuk (Ayakkabıcılık) yapıyorlarmış. Sadece babam kalmış. Kardeşim İbrahim amcamın adı konmuş. Nenem “hiçbir çocuğum geri gelmedi” diye ağlaya ağlaya gözleri kör olmuş. (Mehmet Veysel Öz- Yaş: 64), 2004 yılında Karakuyu Beldesinde yapılan görüşme.370 Anekdot: Ali oğlu Salih. 3 oğlan kardeşlermiş. Salih,Mehmet, Ahmet. Duyuşuma göre Salih amcam silahla şaka yaparken kardeşi Mehmet’i öldürmüş. Dedem hükümete haber vermemiş. Ama kendisini de ret etmiş. Fakat şaka ile ölüme sebebiyet verdiği için az bir hapis cezası almış. Hapse giriyor. Hapisten çıktıktan sonra askere alınmış. Bir daha haber alınmamış. Babam Ahmet anlatırdı. Kendisi askere alınıyor. Önce Yemen, sonra Kafkasya cephesine gidiyor. 12 bayram (6 yıl) askerde geçiyor. Geri gelmiş. Kardeşi Salih’ten hiç haber alınmıyor. Bunları rahmetli annem anlatırdı. ( Ahmet Yardımcı- Karakuyu- Yaş.65), 2004 yılında

81

Page 82: Dizgi Askeri Tarih Kitap

12 45 Hasan371 Molla Abidin Karakuyu 1289 Seferberlik 1333 CEYHAN

13 45 Molla Abidin oğlu Süleyman Molla Abidin Karakuyu 1285 Askerde 30 Nisan 1333 CEYHAN

14 46 Bekir İbrahim Karakuyu 1301 Askerde 05 KS 1333 DÖNMEZ

15 47 İbrahim Karakuyulu Halil Karakuyu 1298 Askerde 21 Temmuz 1334 ERTEK

16 48 Mahmut372 Ahmet Karakuyu 1312 Seferberlik 1333 ÇİL

17 51 Hatip Veli oğlu Mehmet373 Veli Karakuyu 1297 Askerde 08 Haziran 1334 ŞENGÜN-ÜSKÜP-ORAL

18 53Çavuşoğlu Hüseyin hafidi Mustafa Ali374 Çavuşoğlu Hüseyin Karakuyu 1297 Şehiden 27 Nisan 1333 ÇETİNAY

19 54 Mehmet Hasan375 Çavuşoğlu Hüseyin Karakuyu 1307 Askerde 10 TS 1333 ÇETİNAY

20 59 Hüseyin376 Mustafa Karakuyu 1311 Askerde 02 KS1332 UZUNEL

21 63Kocakulak İbrahim oğlu Mehmet Ali377 Kocakulak İbrahim Karakuyu 1299 Askerde 21 Temmuz 1332 ACAR

22 72 Hüseyin378 Dağlı Ahmet Karakuyu 1311 Çanakkale Harbi 1333 AKTAŞ

23 72 Ali379 Sancaktar oğlu Mustafa Ali

Karakuyu 1308 Şehiden 26 KS 1331

24 80 Kamil380 Mehmet Ali Karakuyu 1314 Seferberlik 1333 AYDIN

25 86 Mustafa381 Süleyman Karakuyu 1313 Seferberlik 1333 UYSAL

26 90 Mehmet Tevfik Karasulu oğlu Hasan Karakuyu 1304 Şehiden 15 Nisan 1331 KARASULU

27 94 Süleyman382 Halil Karakuyu 1309 Seferberlik 1333 EKMEKÇİ

Karakuyu Beldesinde yapılan görüşme.373 Anekdot: Hatipoğlu Mehmet: Dedem olur. Büyüklerimden duyardım. Seferberlikte silâhaltına alınıyor. Bir gidiyor. Bir daha geri dönmüyor. Çanakkale’de kalmış. Babamın babası olur. Babam anlatırdı. (Mestan Şengün Karakuyu- Yaş:48), 2004 yılında Karakuyu Beldesinde yapılan görüşme.372 Karakuyu Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2851.371 Karakuyu Köyü nüfus tarama cetveli:1934//2849.374 Anekdot: Mustafa Ali: Dedem olur. Seferberlikte askere alınmış. Bir daha geri gelmemiş. (İsmet Çetinay- Yaş:62), 2004 yılında Karakuyu Beldesinde yapılan görüşme.375 Anekdot: Dedem Mustafa Ali ve diğer erkek kardeşleri Hasan Çavuş, Mehmet, Süleyman ve Mehmet Ali toplam 5 kardeş seferberlik ilan edildiğinde hepsini askere almışlar. Çanakkale’de kalmışlar. Babam ve nenem ben küçükken öldüler. Dayım Ahmet çavuş anlatırdı. Kendisi Yemen ‘de 8 sene kalmış. O geri dönebilenlerden. Dayım dedem ve büyük amcamların harpten dönmediğini anlatırdı. Ben Çanakkale’ye mezarlarını aramaya gittim. Bulamadım. Nerden bulacan?(Enver Çetinay –Yaş.76), 2004 yılında Karakuyu Beldesinde yapılan görüşme.376 Hane konumu: Kapalı kayıt.377 Anekdot: Mehmet Ali: Deden olur. Nenem anlatırdı. Askerde kalmış. (Süleyman Acar- Yaş:46), 2004 yılında Karakuyu Beldesinde yapılan görüşme.378 Karakuyu Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2864.379 Hane konumu: Kapalı kayıt.380 Karakuyu Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2867. Anekdot: Kamil. Benim amcam olur. Seferberlikte askerde kalmış. Babam kardeşim doğunca adımı vermiş. Kamil . (Süleyman Aydın-Yaş:70), 2004 yılında Karakuyu Beldesinde yapılan görüşme.381 Karakuyu Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2845.

82

Page 83: Dizgi Askeri Tarih Kitap

28 95 Gülcüoğlu Durmuş Ali383 Gülcüoğlu Mehmet Karakuyu 1290 Askerde 11 Mart 1333 TOY

29 99 Mehmet384Abdülmuttalib oğullarından Mehmet

Karakuyu 1310 Askerde 20 Temmuz 1332 GÜNAY-ÜNAL

30 115385 Süleyman386 Abdullah Karakuyu 1311 Seferberlik 1333 GÜLER

KARAOT387

1 1 Ali Hacı İbrahim Karaot 1313 Askerde 19 KE 1334 US

2 11 Kırlıoğlu Hüseyin388 Kırlı Ahmet Karaot 1286 Harb-i Umumi 1332 UYSAL

3 12 Mustafa389 Hüseyin Karaot 1294 Askerde 1332 VARLIK

4 12 Ahmet390 Hüseyin Karaot 1296 Harb-i Umumi 1333 VARLIK

5 13391 Aydınlıoğlu Mehmet392 Ali Karaot 1309 Seferberlik 1332 AYDIN

6 13 Aydınlıoğlu Hüseyin393 Ali Karaot 1311 Seferberlik 1333 AYDIN

7 14 Yetim oğlu Arif394 Ali Karaot 1311 Harb-i Umumi 1332 ÖZATAR-DEMİR

8 15 İbrahim395 Mavioğlu Ahmet oğlu Halil

Karaot 1296 Askerde 21 TE 1335 MAVİ

9 17 Hasan Ali oğlu İbrahim396 Ali Karaot 1286 Harb-i Umumi 1332 YAVAŞ

10 22 Ali Deli Mustafa Karaot 1313 Askerde 12 Mayıs 1333 DÖNMEZ

382 Karakuyu Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2881.Hane konumu: Kapalı kayıt.387 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:39, nüfus:210.386 Karakuyu Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2895. Hane konumu: Kapalı kayıt.385 Deftere kayıt tarihi:1330.384 Anekdot: Mehmet: Babamın babası yani dedem olur. Köyün kurucularındanmış. İki kardeş seferberlikte kalmış. Ali ve Mustafa. Babam ben doğunca benim adımı askerde kalan iki kardeşinin adını birden koymuş. Mustafa Ali. Emmiler yörüklerinden. Hacı Ali oğulları. Hacallar. (Mustafa Ali Günay Yaş:70), 2004 yılında Karakuyu Beldesinde yapılan görüşme.383 Hane konumu: Kapalı kayıt.388 Karaot Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2247.389 Karaot Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2249. Aile Dağkızılca Köyü’ne nakil gitti.390 Karaot Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2250. Aile Dağkızılca Köyü’ne nakil gitti.391 Aileden 1309 doğumlu Ali oğlu Aydınlı oğlu Mehmet Balkan harbinde (1328) kalmıştır. Karaot Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2254.392 Karaot Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2255. Anekdot: Cemali. Mehmet,Hüseyin Üçü de benim amcam olur. Kaçanlar kurtulmuş. Kalanlar dönmemiş. Bunlar kalmış. (Hüseyin Aydın-79), 2004 yılında Karaot Köyü'nde yapılan görüşme.393 Karaot Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2256.394 Karaot Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2288. Anekdot: Amcamız. asker gitmiş. Babam anlatırdı. Seferberlikten gelmemiş. Kardeşim doğunca biraderime Arif adını vermiş babam. (Ali Özatar-80), 2004 yılında Karaot Köyü'nde yapılan görüşme.395 Hane konumu: Kapalı kayıt.396 Karaot Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2266.

83

Page 84: Dizgi Askeri Tarih Kitap

11 23 İbrahim oğlu Hamit397 Halil Karaot 1301 Harb-i Umumi 1332 BOLSOY

12 37 Yörük Ali oğlu Mustafa Yörük Ali Karaot 1299 Askerde 12 Nisan 1335 ÖZİÇFERAH

13 38 Menemenli Yaşar398 Hüseyin Karaot 1310 Harb-i Umumi 1330

DİRMİL399

1 4 Mustafa400 Yörük Recep Dirmil 1300 Seferberlik 1332 ERSOY

2 5 Mehmet401 Süleyman Dirmil 1298 Seferberlik 1332 TÜRE-UYSAL-ÖZEL

3 5 HalilKara Mehmet mahdumu Süleyman

Dirmil 1304 Askerde 04 Ağustos 1332 TÜRE-UYSAL-ÖZEL

4 20 İçelli Ahmet oğlu Osman402 İçelli Ahmet Dirmil 1297 Askerde 22 TE 1333 SUNA

5 20 Mehmet403 İçelli Ahmet Dirmil 1301 Şehiden 06 Şubat 1332 SUNA

6 21 Mustafa404 İnce Mehmet Dirmil 1286 Askerde 03 Nisan 1333

7 22 Osman İçelli oğlu Hüseyin Dirmil 1308 Askerde 15 TE 1333 ÖZKAN

8 31 Hacı Osman oğlu Yörük Süleyman Abdül Çakallar 1291 Askerde 01 Haziran 1333 AKTÜRK-ALKAN-YİĞİT

9 34 Halil405 Kürd oğlu Hüseyin Dirmil 1311 Askerde 16 Eylül 1333

10 34 Ahmet406 Hüseyin Dirmil 1307 Seferberlik 1333

11 38 Mehmet Ramazan Dirmil 1305 Askerde 14 Mayıs 1332 GÜNEŞ

12 41 Hasan407 Hatipoğlu Halil Dirmil 1313 Seferberlik 1333 ŞENTÜRK-KAYA

13 43 Arap Selim'in hafidi Mehmet İsmail Dirmil 1291 Askerde 09 Ağustos 1335 VAROL

14 46 Şekerci Hüseyin408 Hüseyin Dirmil 1300 Seferberlik 1333 ŞEKER

401 Dirmil Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1807.400 Dirmil Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1805.399 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:65, nüfus:349.Adı Korucuk olarak değiştirilmiştir.398 Karaot Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2281. Kaydı bulunamadı.397 Karaot Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2304. Anekdot: Amcam. Seferberlikte kalmış. Yaralı olduğunu buraya bildirmiş. Bir daha haber alınamamış. Ben doğunca adını bana vermişler. (Hamit Bolsoy-Yaş:80), 2004 yılında Karaot Köyü'nde yapılan görüşme.402 Hane konumu: Kapalı kayıt.403 Hane konumu: Kapalı kayıt.404 Hane konumu: Kapalı kayıt.405 Hane konumu: Kapalı kayıt.406 Hane konumu: Kapalı kayıt.407 Dirmil Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1863.408 Dirmil Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1867.

84

Page 85: Dizgi Askeri Tarih Kitap

15 46 İçelli Şeker MehmetŞekerci Mehmet Hüseyin

Dirmil 1293 Askerde 26 Şubat 1334 ŞEKER

16 60 Mehmet Hasan Ali Dirmil 1299 Askerde 03 KE 1333 EGE

17 62 Mehmet Mehmet Ali Dirmil 1308 Şehiden 08 Nisan 1332 AKIN

KUŞÇUBURUN409

1 1 Hüseyin410 Durmuş Ali Yenişehir 1300 Askerde 16 Mart 1330 KARAKIŞ

2 2 Ensari411 Paşa Abdullah Çatalca Bayraklı 1286 Harb-i Umumi 1332

3 3 Halid412 Küçük Mehmet Çatalca 1298 Askeri Hastane 03 Şubat 1331

4 6 Süleyman413 Uzun İsmail Çatalca 1299 Harb-i Umumi 1331

5 7 Hayri414 Kara Ali Kuşçuburun 1301 Harb-i Umumi 1331

6 8 Eyyüp415 Şaban Kuşçuburun 1317 Harb-i Umumi 1330 GÜVEN

7 13 Osman Hacıoğlu Hayrettin Çatalca 1301 Askerde 16 Mayıs 1332 ÇETİN

8 14416 Tunalı Osman417 Salih Tuna 1297 Harb-i Umumi 1331 GÜL

9 17 Bahattin418 Paşa Eyyüp Çatalca 1294 Harb-i Umumi 1339 BAHAR

ÇENGELE419

1 4 Mehmet Ali420 Mehmet Çengele 1298 Askerde 21 TS 1332 ALKAN

411 Kuşçuburun Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1245. Hane konumu: Kapalı kayıt.410 Hane konumu: Kapalı kayıt.409 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:17, nüfus:88.Bugün Torbalı ilçesinin mahallesidir.412 Hane konumu: Kapalı kayıt.413 Kuşçuburun Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1251. Hane konumu: Kapalı kayıt.414 Kuşçuburun Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1255. Hane konumu: Kapalı kayıt.415 Kuşçuburun Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1256. Hane konumu: Kapalı kayıt.416 Aileden 1300 Yenipazar doğumlu Koca Tahir oğlu Hüseyin Umumi harpta (1329) ve 1297 Deliorman doğumlu Salih oğlu Tuzlu Osman Umumi harpte (1329) kalmıştır.417 Kuşçuburun Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1271. Hane konumu: Kapalı kayıt.418 Kuşçuburun Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1284. Hane konumu: Kapalı kayıt.419 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:44, nüfus:236.Adı Ormanköy olarak değiştirilmiştir.420 Anekdot: Mehmet Ali” Amcam olur. Balkan harbinde kalmış. Ben doğunca babam kardeşinin adını bana vermiş. Anlatırlardı. Eskicilerin çocukları, Şerifelerin çocukları, Mısırlıların çocukları hep harpte kalmış. (Mehmet Ali Alkan -Yaş: 82),2004 yılında Ormanköy Köyü'nde yapılan görüşme.

85

Page 86: Dizgi Askeri Tarih Kitap

2 13 Mehmet Ali421 Hüseyin Çengele 1305 Çanakkale Harbi 1332 BAYKURT

3 19 Sarılar aşiretinden Bekir422 Halil Çengele 1290 Askerde 16 Eylül 1333 ÇETİN

4 24 Hamit İbrahim Çengele 1313 Şehit 1335 ŞEKER

5 25 İslam Mustafa Çengele 1300 Sebdülbahir 29 Haziran 1331 YILMAZ-COŞKUN

6 25 Halil423 Mustafa Çengele 1300 Çanakkale Harbi 1331 YILMAZ-COŞKUN

7 25 Ahmet424 Mustafa Çengele 1303 Çanakkale Harbi 1331 YILMAZ-COŞKUN

8 25 Hamit425 Mustafa Çengele 1305 Çanakkale Harbi 1332 YILMAZ-COŞKUN

9 32 Osman Mustafa Çengele 1298 Çanakkale harbinde 15 Nisan 1332 MUMCU

10 36 Necip426 Mehmet Çengele 1303 Anafartalar 1331 TOSUN

11 40 Osman427 Abdullah Çengele 1311 Çanakkale Harbi 1332

12 44428

Hasan429 Mustafa Çengele 1311 Askerde 06.06.1332

13 45430 Mustafa431 Mısırlı Mustafa oğlu Mehmet

Çengele 1314 Şehiden 06 Ağustos 1333

ÖZBEY432

1 3 Satıcı Mehmet433 Süleyman Kasaba 1291 Askerde 06 Şubat 1331 SATICI

421 Çengele Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1929. Anekdot: Mehmet Ali” Benim amcam olur. Ben 24-25 yaşlarında idim. Bir Perşembe günü eşekle Tepeköy pazarından gelirken Çiftetepeler de arkamdan Cumalıköy’den olduğunu söyleyen sakallı ve yaşlı birisi eşekle bana yetişti. Nerdensin? Diye sordu. Çengele’den Halil onbaşılardan diye cevap verdim. Amcamın Çanakkale cephesinden silah arkadaşı imiş. Bir İngiliz saldırısında makineli tüfek ateşine kapılmış. Vücudu ikiye bölmüş, gülerken ölmüş. Elinden silahını alamamışlar.(Niyazi Baykurt-Yaş:78), 2004 yılında Korucuk Köyü'nde yapılan görüşme.422 Bu araştırmayan yapan kişi olarak büyük dedemdir. Anekdot: Dedem olur. Ayşe ninem söylerdi. Dedem Bekir orta yaşta olmasına rağmen askere alınmış. Hastalanmış. Köye dönmüş. Çanakkale harbi çıkınca Jandarmalar hasta halinde zorla tekrar geri götürmüşler. Cephede bir İngiliz saldırısında ayağından şarapnel almış. Hastaneye götürülesiye kadar kan kaybından vefat etmiş. Babam dedem öldüğünde nenemin gövdesinde üç aylık hamileymiş. Babam doğunca babasının adını vermişler. (Kudret Çetin-Yaş:55),2004 yılında Torbalı'da evimde yapılan görüşme.425 Çengele Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1904. Aile İzmir’e nakil gitti.424 Çengele Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1903. Aile İzmir’e nakil gitti.423 Çengele Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1902. Aile İzmir’e nakil gitti.426 Çengele Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1919. Anekdot: Tosun Necip” Büyük amcam olur. Dirmil’den asker arkadaşı anlatırdı. Çanakkale’de cephede hep beraberler imiş. Çok iyi, yardım sever biri imiş. Çanakkale cephesinde kalmış.(Mehmet Özer Tosun- Yaş: 65), 2004 yılında Ormanköy Köyü'nde yapılan görüşme.427 Çengele Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1922. Hane konumu: Kapalı kayıt.428 Aileden 1307 doğumlu Mustafa oğlu Süleyman Şehiden (02 Şubat 1329), ve 1305 doğumlu Mustafa oğlu Mehmet Yemen’de (1327) kalmıştır.429 Hane konumu: Kapalı kayıt.430 Deftere kayıt tarihi:1329. Aileden 1287 Lofça doğumlu Ahmet oğlu Mısırlı Ahmet oğlu Mehmet Ç:anakkale Sebdülbahir (29 KS 1329) ve 1309 doğumlu Mısırlı Ahmet oğlu Ali Osman Askerde (11 TE 1329)kalmıştır. Çengele Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1959.431 Hane konumu: Kapalı kayıt.432 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:52, nüfus:214.Cumhuriyet öncesi adı Hamidiye’dir.433 Hane konumu: Kapalı kayıt.

86

Page 87: Dizgi Askeri Tarih Kitap

2 8 Ethem Memiş oğlu İsmail Fetrek 1309 Askerde 29 KE 1332 BİRCAN

3 11 Hüseyin434 Mehmet Özbey 1314 Askerde 1333 ATEŞCİ

4 20435 Veziroğlu Hasan436 Veziroğlu Gani Arapçı 1301 Askerde 01 TS 1334 ÇOŞKUN

5 23 Mustafa437 Nizamoğlu Hüseyin Özbey 1308 Seferberlik 1331 TUNALI

6 30 Koca Veli oğlu hafidi Mehmet438 Kara Ahmet Hamidiye 1287 Askerde 25 Nisan 1332 ÖZBEK

7 35 Mehmet439 Hasan Tırnova440 1303 Seferberlik 1332 USLU

8 36 İsmail441 Süleyman Özbey 1310 Çanakkale Harbi 1333 ŞENGÜN

9 39442 Mahmut443 Kara Recep Özbey 1310 Çanakkale Harbi 1333 FESCİ

10 40 Mustafa hoca oğlu Ahmet444 Mustafa Hoca Edirne Hasköy445 1290 Askerde 26 KS 1331 AKINCI

11 40 Mehmet446 Mustafa Hoca oğlu Mehmet

Hamidiye 1311 Askerde 29 Mart 1332 AKINCI

12 41 Boğuş oğlu Mehmet447 Salih Edirne Hasköy 1290 Askerde 08 Mart 1332 ÖNER

13 47 Yusuf448 Mehmet Hamidiye 1313 Harb-i Umumi 1333 SUHAN

440 (Bulgarca: Велико Търново, trl: Veliko Tarnovo), Bulgaristan'ın bir şehridir.439 Özbey Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1581.438 Anekdot: Koca Velioğullarından Mehmet. Dedemin babası Hüseyin ile birlikte seferberlikte askere alınmış. Babam anlatırdı. Dedem Tarsus’ta Fransızlarla orada çarpışırken orada kalmış. Babam 1918 de silah bırakıldığında Yunan işgalinde Hortunalı Hamit ile birlikte hareket etmiş. (Musa Özbek - Yaş:71), 2004 yılında Özbey Köyü'nde yapılan görüşme.437 Özbey Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1567. Hane konumu: Kapalı kayıt.436 Aile Bozköy Köyü’ne nakil gitti.435 Aileden 1306 Torbalı Mersinli doğumlu Üzeyir oğlu Gani oğlu Hüseyin Balkan harbinde (1329) kalmıştır. Özbey Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1565.434Özbey Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1550. Hane konumu: Kapalı kayıt.441 Özbey Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1584.442 Aileden 1308 doğumlu Kara Recep oğlu Mahmut Balkan harbinde (1329) kalmıştır. Özbey Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1586.443 Özbey Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1587. Hane konumu: Kapalı kayıt.444 Hane konumu: Kapalı kayıt.445 (Bulgarca: Област Хасково / Oblast Khaskovo), Bulgaristan'ın güneyindeki bir ildir.446 Hane konumu: Kapalı kayıt.447 Hane konumu: Kapalı kayıt.448 Anekdot: Nenem Rabia söylerdi. “İki oğlumun künyesi gelmedi” derdi. Gece bir tıkırtı (ses) oldu mu acaba geri geldi mi ? dermiş. Birisi 16, diğeri 18 yaşında seferberlikte silah altına alınmış. Bir daha geri gelmemişler. (Yaşar Suhan. Yaş:64), 2004 yılında Özbey Köyü'nde yapılan görüşme.

87

Page 88: Dizgi Askeri Tarih Kitap

14 52 Mehmet Kâhya oğlu Halil449 Mehmet kahya Edirne Hasköy 1298 Askerde 03 Mart 1332 ÇELİK

15 53450 Hasköy'lü Hacı İsmail Mehmet Edirne Hasköy 1293 Askerde 30 TE 1334 GÜNGÖR

16 59451 Hüseyin452 Salih Selanik 1300 Seferberlik 1332

ARAPÇI453

1 1 Traşe Ali454 Traş Mehmet Arapçı 1296 Umumi Harb 1332 ÇULHA

2 4 Mustafa Ali Koca Durmuş Ali Arapçı 1307 Askerde 21 Mart 1332 KOÇOĞLU

3 7 Halil455 Mehmet Arapçı 1316 Askerde 20 Şubat 1341 AKÇAY

4 11 Süleyman456 Hüseyin Arapçı 1307 Topçu hastanesi 23 Temmuz 1330

5 14 Süllü Kahya oğlu Durmuş457 Süllü Kâhya Süleyman

Arapçı 1296 Askerde 06 Mayıs 1334

6 15 Süllü Kâhya oğlu Hasan458 Süllü Kâhya Süleyman

Arapçı 1300 Askerde 31 KS1333

7 24 Ayrancı oğlu Mehmet459 Ayrancı İsmail Tulum 1294 Askerde 21 KE 1331 AYRANCI

8 27 Ahmet460 Kadayıf Mehmet Arapçı 1313 Askerde 16 Ağustos 1333 KARAÇAY

9 45461 Şükrü462 Aşık Mehmet Arapçı 1311 Askerde 08 Şubat 1334

SAİBLER463

449 Özbey Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1595. Hane konumu: Kapalı kayıt.452 Özbey Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1603. Hane konumu: Kapalı kayıt.451 Deftere kayıt tarihi:1330.450 Deftere kayıt tarihi:1323.453 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:39, nüfus:160.Bugün Torbalı ilçesinin mahallesidir. Adı Pamukyazı olarak değiştirilmiştir.457 Hane konumu: Kapalı kayıt.456 Hane konumu: Kapalı kayıt.455 Hane konumu: Kapalı kayıt.454 Arapçı Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1.458 Hane konumu: Kapalı kayıt.459 Hane konumu: Kapalı kayıt.460 Hane konumu: Kapalı kayıt.461 Deftere kayıt tarihi:1330.462 Hane konumu: Kapalı kayıt.463 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:14, nüfus:117.

88

Page 89: Dizgi Askeri Tarih Kitap

1 8 Hacı Ömer oğlu Ömer464 Nebi Saibler 1312 Harb-i Umumi 1334ÇELİK-KARAMAN-

YILMAZ

2 8 Hacı Ömer oğlu Mehmet465 Nebi Saibler 1313 Harb-i Umumi 1334ÇELİK-KARAMAN-

YILMAZ

3 9466 Hüseyin467 Mehmet Ali Saibler 1312 Harb-i Umumi 1331ÇEVİK-TEKİN-GÜLEÇ-

ÖZYURT

TAŞKESİK

1 1 Şaban468 Hasan Kafkasya 1315 Harb-i Umumi 1333

2 2 Yusuf469 Musa Kafkasya 1286 Harb-i Umumi 1334

3 9 Osman470 Hacı Yakup Kafkasya 1290 Harb-i Umumi 1332 ÖZEN

4 10 Hüseyin471 Mehmet Kafkasya 1289 Harb-i Umumi 1332

5 28 Mehmet472 Sait Havuzbaşı 1297 Harb-i Umumi 1334

6 28 Kadir473 Salih Havuzbaşı 1311 Harb-i Umumi 1334

HORTUNA474

1 1 Molla Halil oğlu Halil İbrahim475 Halil Hortuna 1315 Seferberlik 1333 FİLİZ

2 3 Tat Osman476 Hacı Halil Hortuna 1294 Şehiden 02 Ağustos 1331

3 4 Molla Mehmet oğlu Durmuş477 Mehmet Hortuna 1305 Kafkasya Cephesi 10 TS 1333 SEVİM

464 Saibler Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1520. Anekdot: Ömer-Mehmet. İkisi de amcalarım olur. Babamın kardeşleri. Dedem anlatırdı. Çocuklar seferberliğe bir gitti, dirisinden de ölüsünden de bir haber çıkmadı derdi. (Kemal Çelik, Yaş:70), 2004 yılında Saipler Köyü'nde yapılan görüşme. 466 Aileden 1299 doğumlu Süleyman oğlu Hacı Ömer oğlu Osman oğlu Mehmet Balkan harbinde (1328) Saibler Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1507, ve 1301 doğumlu Osman oğlu Hacı Ömer oğlu Osman oğlu Hüseyin Balkan harbinde (1328) kalmıştır.. Saibler Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1508. 465Saibler Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1521.467 Saibler Köyü nüfus tarama cetveli:1934/1509. Anekdot: Amcam olur. Duydum Seferberlikte kalmış. (Kazım Çevik, Yaş:63) , 2004 yılında Saipler Köyü'nde yapılan görüşme.473 Taşkesik Köyü nüfus tarama cetveli:1934/270. Hane konumu: Kapalı kayıt.472 Taşkesik Köyü nüfus tarama cetveli:1934/269. Hane konumu: Kapalı kayıt.471 Taşkesik Köyü nüfus tarama cetveli:1934/257. Hane konumu: Kapalı kayıt.470 Taşkesik Köyü nüfus tarama cetveli:1934/256. Aile İzmir'e nakil gitti.469 Taşkesik Köyü nüfus tarama cetveli:1934/252. Hane konumu: Kapalı kayıt.468 Taşkesik Köyü nüfus tarama cetveli:1934/250. Hane konumu: Kapalı kayıt.474 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:102, nüfus:517.Bugün Torbalı ilçesinin mahallesidir. Adı Yazıbaşı olarak değiştirilmiştir.476 Hane konumu: Kapalı kayıt.477 Hortuna Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3087.

89

Page 90: Dizgi Askeri Tarih Kitap

4 7 Hüseyin478 Hasan Arıtaş 1308 Seferberlik 1333 BENİGÖR

5 7 Osman479 Hasan Arıtaş 1304 Seferberlik 1333 BENİGÖR

6 18 Mehmet namı diğeri Ali Mustafa Hortuna 1307 Askerde 06 Mart 1332 MEMİLİ

7 19 Kara Süleyman480 Hacı Osman Hortuna 1291 Seferberlik 1334 ŞAHİN

8 21 İsmail Hüseyin Hortuna 1290 Askerde 24 TS 1331 PAPAĞAN

9 24 Apdül481 Abdullah Hortuna 1296 Seferberlik 1333 KARADANA

10 24 Süleyman482 Abdül Hortuna 1298 Seferberlik 1334 KARADANA

11 28483 Aziz484 İsmail Hortuna 1315 Seferberlik 1333

12 28 Salih485 Sersem İsmailÇatalca Kulaklıoba

1298 Askerde 12 KS1332

13 32 Salih486 Alekooğlu Halil Kulaklıoba 1298 Askerde 14 Nisan 1332 KALAN

14 33 Hüsrev487 Abdullah Hortuna 1294 Seferberlik 1333 TURAN

15 34 Cemali Mecu Mehmet Çatalca 1294 Askerde 14 Nisan 1334 YURAN-ALSAN

16 36 Ahmet Mehmet Hortuna 1292 Şehiden 20 Ağustos 1331 BOZDAĞ-EKİCİ-TABAN

17 36 Mehmet488 Hacı Ali Efendi oğlu Recep

Hortuna 1300 Askerde 25 Nisan 1332 BOZDAĞ-EKİCİ-TABAN

18 38 Yaşar489 İlyas Hortuna 1291 Çanakkale Harbi 1333 ERDOĞAN

19 40 Mustafa Hacı Ali Hortuna 1291 Askerde 21 Nisan 1331 BARAN

478 Hortuna Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3091. Hane konumu: Kapalı kayıt.480 Hortuna Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3100.479 Hortuna Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3092. Hane konumu: Kapalı kayıt.482 Hortuna Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3102.481 Hortuna Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3101. Anekdot: Hasan onbaşı oğlu Abdül ile Topkapı sarayı önünde karşılaşmışlar. Oğlu dönüyor. Babam geri dönmüyor. Abdül eniştemden duyardım. Mustafa Doğa (82), 2004 yılında Yazıbaşı Beldesinde yapılan görüşme.475 Hortuna Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3083. Anekdot: Askerde Çanakkale'de savaşta kalmış. Amcaoğlum olur. (Mehmet Filiz, Yaş:84), 2004 yılında Yazıbaşı Beldesinde yapılan görüşme.483 Aileden 1300 Çatalca doğumlu İsmail oğlu Aziz Balkan harbinde (1328) kalmıştır.484 Hane konumu: Kapalı kayıt.485 Hane konumu: Kapalı kayıt.486 Hane konumu: Kapalı kayıt.487 Hortuna Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3118.488 Hane konumu: Kapalı kayıt. Şehit kaydı vardır. Piyade er. 5.Kol. 42. Alay 4. Tabur 2. Bölük. Çanakkale cephesi Soğanlıdere. 30 Haziran 1331.489 Hortuna Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3131.

90

Page 91: Dizgi Askeri Tarih Kitap

20 50 Fettah490 Kara Osman Çatalca 1289 Dördüncü Ordu 1333 ÖZKAYA

21 51 Osman491 Fettah Çatalca 1311 Esarette 1335 ÖZKAYA

22 52 Mehmet492 Kurt Hüseyin Hortuna 1302 Seferberlik 1332

23 54 Köse Salih oğlu Şakir493 Köse Salih Hortuna 1306 Askerde 1331

24 54 Ramazan494 Köse Salih Hortuna 1312 Askerde 08 KE 1332 KABAK

25 55 Salih495 Kara Veli Hortuna 1314 Askerde 04 Eylül 1332 KABAK

26 55 Yaşar496 Kara Veli Hortuna 1307 Askerde 21 Nisan 1332 KABAK

27 55 Süleyman Kara Veli Hortuna 1309 Askerde 01 Ağustos 1332 CAN

28 59 Halil497 Seyit Ali Hortuna 1309 Seferberlik 1332 KAR

29 61 Halil Onbaşı498 Süleyman Çatalca 1289 Seferberlik 1333 SELVİ

30 74 Mehmet499 Kırımlı Mustafa Hortuna 1309 Seferberlik 1333 ŞENOL

31 90 Salih Kadir Hortuna 1298 Şehiden 11 Eylül 1339 EKREN

32 90 Hüseyin Efendi Kadir Hortuna 1306 Askerde 12 Mart 1333 ATEŞ

33 91 Çatalcalı Ahmet500 İsmail Çatalca 1281 Askerde 27 Mart 1334

34 92 Bayram Ali501 Süleyman Hortuna 1311 Askerde 14 KS1332

35 103502 Narinceli aşiretinden Ahmet503 Hüseyin Kasaba 1302 Askerde 09 Temmuz 1331

36 110504 Ali Hüseyin Radoviştina505 1309 Askerde 08 Temmuz 1334 KIRMIZI

490 Hortuna Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3147.496 Hane konumu: Kapalı kayıt.495 Hane konumu: Kapalı kayıt.494 Hane konumu: Kapalı kayıt.493 Hane konumu: Kapalı kayıt.492 Hortuna Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3153. Hane konumu: Kapalı kayıt.491 Hortuna Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3148.497 Hortuna Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3159. Anekdot: Halil Onbaşı. Dedem olur. Babam askere normal dedem ihtiyat olarak alınmış. Deden geri dönmemiş. (Hasan Kar, Yaş:73), 2004 yılında Yazıbaşı Beldesinde yapılan görüşme.498 Hortuna Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3164.499 Hortuna Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3180.500 Hortuna Köyü nüfus tarama cetveli:1934/3188. Hane konumu: Kapalı kayıt.501 Hane konumu: Kapalı kayıt.502 Deftere kayıt tarihi:1324.503 Hane konumu: Kapalı kayıt.504 Deftere kayıt tarihi:1329.

91

Page 92: Dizgi Askeri Tarih Kitap

YENİKÖY506

1 6 Mustafa Ahmet Yeniköy 1294 Askerde 28 TS 1333 METİN-ÜNEL

2 8 İbrahim Mehmet Efendi Yeniköy 1304 Askerde 09 Nisan 1334 YILDIZ-FİLİZ-GÜÇLÜ

3 16 Koca Mahmut oğlu Ali507 Mustafa nam oğlu Mehmet

Yaylayaka 1293 Askerde 10 Ağustos 1332 UZUNYOL

4 17 Kara Mehmet oğlu Ahmet508 Kara Mehmet Yeniköy 1293 Askerde 08 Mart 1332

5 19İmamoğlu Mustafa mahdumu Abdurrahman

İmamoğlu Mustafa Seydişehir 1296 Askerde 12 Mart 1332 EYİGÖR

YOĞURTÇULAR509

1 8 Süleyman Molla Abdurrahman Hamidabat510 1291 Askerde 29 KS 1333 GÜLER

2 8 Mahmut Molla Abdurrahman Hamidabat 1312 Askerde 1334 GÜLER

3 17 Halil511 Deveci Mehmet Yoğurtçular 1309 Şehiden 02 Haziran 1331 GENÇTÜRK

4 21 Hafızoğlu Mehmet512 Şeker Mehmet Yoğurtçular 1294 Şehiden 09 KS 1332 SEZER-YAMAN

5 25 Ahmet Balcıoğlu Mehmet Yoğurtçular 1312 Askerde 22 Temmuz 1333 ŞİRİNCE

6 27 Dedeoğlu Halil513 Koca Abdullah Hortuna 1294 Bağdat'ta harpte 21 Ağustos 1333

TORBALI MAHALLESİ514

1 4 Mehmet515 Lazoğlu Mustafa Torbalı 1303 Askerde şehit 04 Mart 1332 KARAGÜLLE

2 16 Hüseyin516 Nasuh Torbalı 1311 Askerde şehit 04 Şubat 1332 ŞENBAŞ

3 17 Deveci oğlu Hüseyin517 İbrahim Torbalı 1296 Askerde şehit 03 Haziran 1332 BİLMEZ

4 19 Hamdi518 Halil Çavuş Torbalı 1305 Askerde şehit 07 Şubat 1331

505 (Makedonca: Радовиш) Makedonya’nın güneydoğusunda yer alan bir idari birim.507 Hane konumu: Kapalı kayıt.508 Hane konumu: Kapalı kayıt.509 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:29, nüfus:144.510 Bugünkü Kemalpaşa Beşpınar Köyü.511 Şehit kaydı vardır. Piyade onbaşı. 4.Kol. 11. Fırka 33. Alay 2. Tabur 5. Bölük. Çanakkale cephesi Arıburnu Kanlıdere. 15 Şubat 1331. Aile Ayrancılar Köyü’ne nakil gitti.512 Aile Tepeköy Mahallesine nakil gitti.513 Yenilemede kayda alınmamıştır.514 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:105, nüfus:444.İlçenin merkez mahallelerindendir.515 Torbalı Mahallesi nüfus tarama cetveli:1934/1011.516 Torbalı Mahallesi nüfus tarama cetveli:1934/1012.517 Torbalı Mahallesi nüfus tarama cetveli:1934/1013.518 Hane konumu: Kapalı kayıt.

92

Page 93: Dizgi Askeri Tarih Kitap

5 23 HasanDeli İbrahim oğlu İsmail

Torbalı 1311 Askerde 14 Mart 1331 KARABACAK-ÜNALDI

6 31 Topal Mehmet oğlu Ahmet Topal Mehmet Torbalı 1285 Askerde 27 KS 1333 SÖYLER

7 38 Abdullah İbrahim Uçhisar 1310 Şehiden 12 Nisan 1333 ALTINYALDIZ-YILDIRIM

8 55 Yusuf Osman Torbalı 1295 Askerde 26 KS 1332 TARHAN

9 59 İbrahim519 Kürt Ali Torbalı 1300 Askerde 1330DEMİRTAŞ-GÜNKUT-

ERKAYA

10 70 Karabacak Ahmet520 Mehmet Torbalı 1291 Askerde 02 Şubat 1333

11 73 Yusuf521 Eskici Salih Torbalı 1313 Askerde Şehiden 18 TS 1333 ESKİCİ

12 77 Salih Sülüdaki522 Mustafa Sülüdaki Girit 1313 Askerde 1332 YILDIRIM

13 79 Ahmet523 Faydalı oğlu Ahmet Torbalı 1310 Harbde 13 KE 1332 DİRİ

14 82 Halil524 Mustafa Torbalı 1315 Askerde 07 Mayıs 1334 ATAR

15 82 Mehmet Emin Mustafa Torbalı 1312 Askerde 27 TE 1333 ATAR

16 85 Yörük Halil oğlu Süleyman Halil Torbalı 1295 Askerde 01 Ağustos 1332 YÜRÜK

17 98 Süleyman Topal Hasan Tire-Göktepe 1309 Çorlu hastanesinde 29 Mart 1330 GÜZEL-ERSAN

18 98 Mustafa Memiş oğlu Hasan Çaybaşı 1305 Askerde 23 KS 1332 GÜZEL-ERSAN

19 107525 Kocakulak Bekir'in üvey oğlu İsmail Ömer Torbalı 1311 Askerde 21 Nisan 1333 DUYAR

20 120526 Hasan Vasfi Efendi527 Ahmet Edirne-Kocanlı 1290 Askerde 26 Mart 1333 CENGİZ

21 142528 İlyas529 Hasan Koçana 1301 Askerde 22 TE 1335

22 154 Yusuf530 Mehmet Siroz 1292 Askerde 09 KE 1334

519 Torbalı Mahallesi nüfus tarama cetveli:1934/1083.520 Hane konumu: Kapalı kayıt.521 Hane konumu: Kapalı kayıt.522 Torbalı Mahallesi nüfus tarama cetveli:1934/1097.523 Hane konumu: Kapalı kayıt.524 Torbalı Mahallesi nüfus tarama cetveli:1934/1106.525 Deftere kayıt tarihi:1325.526 Deftere kayıt tarihi:1327.527 Hane konumu: Kapalı kayıt.528 Deftere kayıt tarihi:1330.529 Hane konumu: Kapalı kayıt. Yenilemede kayda alınmamıştır.530 Hane konumu: Kapalı kayıt. Yenilemede kayda alınmamıştır.

93

Page 94: Dizgi Askeri Tarih Kitap

23 155 Hakkı531 Mehmet Garabin 1304 Askerde 28 KS 1334

24 175532 Hasan533 Mustafa Damalaki Girit 1301 Askerde 28 Eylül 1334

25 177 Selanik muhaciri Yaşar Bayram Selanik 1305 Askerde 30 Ağustos 1332 KANLILAR

26 181 Behzat HutbiKüretepe -Karabina

1314 Askerde 10 Mart 1334 YILMAZ

TEPEKÖY MAHALLESİ534

1 3 DurmuşÇakaloğlu Hasan Hüseyin

Tepeköy 1304 Arıburnu Şehiden 20 TE 1331 ÇAKALOĞLU

2 4 İbrahim535 Mehmet Uşak 1304 Askerde 1333 UŞAKLIOĞLU

3 4 Mehmet Mustafa Tepeköy 1301 Askerde 06 KS 1331 UŞAKLIOĞLU

4 5 Salih536 Ali Arapçı 1300 Askerde 02 Mayıs 1333 ADALI

5 13 Ali537 Seyit oğlu Halil Tepeköy 1309 Şehiden 07 Mayıs 1332 ŞİŞOĞLU

6 30 İsmail538 Eskici Ali Tepeköy 1304 Askerde 1333 ERDİNÇ

7 44 İbrahim539 İzmirli Mustafa Tepeköy 1308 Askerde 30 Mart 1334

8 49 Muhacir Mehmet540 Ali Aydos 1293 Askerde 1335

9 50 Hüseyin Nazifaki Nazif Girit-Hanya 1293 Askerde 28 Temmuz 1333 GENÇAY

10 51 Mustafa Ali Tepeköy 1304 Askerde 22 Şubat 1334 ARICI-GÜRBÜZ

11 65541 Arap Halid Zenci Kamil Dersadet 1295 Askerde 17 Şubat 1334 SEYİLLİ

12 73542 Kadri Hasan Tepeköy 1295 Askerde 12 KE 1333 YURTKAL

13 75 Osman543 Mustafa Tepeköy 1306 Askerde 14 Mayıs 1332 AKALIN

534 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:63, nüfus:208.İlçenin merkez mahallelerindendir.533 Hane konumu: Kapalı kayıt. Yenilemede kayda alınmamıştır.532 Deftere kayıt tarihi:1332.531 Hane konumu: Kapalı kayıt. Yenilemede kayda alınmamıştır.506 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:28, nüfus:130.535 Tepeköy Mahallesi nüfus tarama cetveli:1934/2313.536 Tepeköy Mahallesi nüfus tarama cetveli:1934/2314.537 Aile Selçuk’a nakil gitti.538 Tepeköy Mahallesi nüfus tarama cetveli:1934/2361.539 Hane konumu: Kapalı kayıt. Yenilemede kayda alınmamıştır.540 Hane konumu: Kapalı kayıt.541 Deftere kayıt tarihi:1322.542 Deftere kayıt tarihi:1323.

94

Page 95: Dizgi Askeri Tarih Kitap

14 78544 Recep Hüseyin Hüsnü Torbalı 1298 Şehiden 09 Nisan 1332 AŞIRTAN

15 79 Musa oğlu Musa545 İbrahim Meşhet 1291 Askerde 12 Nisan 1333 ŞENYÜZ

16 84546 Arif547 Yusuf Erzincan 1299 Askerde 1331 TEK

17 96548 Adem549 Bayram Debre-i bala 1299 Askerde 22 KE 1332

18 104550 Drama muhacirlerinden Ahmet551 Hasan Dırama 1304 Askerde 18 Mart 1334

19 105 Kayalar muhacirlerinden Rıfat552 Tayyip Kayalar 1310 Askerde 10 Mayıs 1332

ERTUĞRUL MAHALLESİ553

1 2 Arif Ademaki İbrahim Kandiye 1285 Askerde YORGUN

2 5 Selim Halil Yeniçeraki Kandiye 1307 Şehiden 28 KE 1332

3 6 Mehmet554 Hasan Serdaraki Kandiye 1315 Askerde 1333 ERBAŞ

4 8 Hüsnü Kerimaki Cemali Girit 1298 Askerde 23 Nisan 1332 SEVİNÇ

5 12 Mustafa555 Maksut Dobruca 1293 Askerde 1332 ÇETİNELLİ

6 15 İbrahim Hasan Girit 1306 Askerde 11 Nisan 1332TÜNAYDIN-GÜVEN-

ÜNVER-SEBER

7 31 İsmail556 Osman Bursa 1295 Askerde 1330

8 34 Karatobaski MusaKandiyeli Mehmet Ağa

Girit 1291 Askerde 25 Temmuz 1331 FİLİZ-AŞICI

9 37 Mustafa Bilalaki Bilal Girit 1292 Askerde 01 Mayıs 1333 SÖNMEZ

543 Aile Kırbaş Köyü’ne nakil gitti.544 Deftere kayıt tarihi:1324.545 Aile Cumaovası Karakuyu Köyü’ne nakil gitti.546 Deftere kayıt tarihi:1326.547 Tepeköy Mahallesi nüfus tarama cetveli:1934/2448. Hane konumu: Kapalı kayıt.548 Deftere kayıt tarihi:1329.549 Hane konumu: Kapalı kayıt.550 Deftere kayıt tarihi:1330.551 Hane konumu: Kapalı kayıt.552 Hane konumu: Kapalı kayıt.553 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:59, nüfus:250.İlçenin merkez mahallelerindendir.554 Ertuğrul Mahallesi nüfus tarama cetveli:1934/2451. Aile Aydın Söke’ye nakil gitti.555 Ertuğrul Mahallesi nüfus tarama cetveli:1934/2455.556 Ertuğrul Mahallesi nüfus tarama cetveli:1934/2470. Hane konumu: Kapalı kayıt.

95

Page 96: Dizgi Askeri Tarih Kitap

10 42 Hacı Geldi biraderi Emin Çavuş Ömer Niğboılu 1283 Askerde 23 TE 1335 UYTUN

11 43 Haşim Tatar İslam Babadağ 1295 Askerde 27 Şubat 1334 GÜÇLÜ

12 56 Cafer Selim Girit 1311 Askerde 1333 SELÇUK

13 59 Ahmet557 Mehmet Torbalı 1311 Askerde 1336

14 61558 Recep559 Çerkez Ali İzmir 1304 Askerde 1333 ŞENDUR

15 71 İsmail560 İsmail Varna 1307 Askerde 12 TS 1332

16 76561 Ali562 Hüseyin Keşan 1298 Askerde COLAY

17 82 Salih mahdumu Mehmet563 Salih Yanya 1313 Askerde 04 Mart 1333

18 100564 Demirhisar muhacirlerinden Osman565 İsmail Demirhisar566 1310 Askerde KINIŞ

ARITAŞ567

1 1568 Hüseyin569 Hacı İsmail Arıtaş 1316 Askerde 25 Mart 1333 TEKCAN

2 2 Osman570 Molla Hüseyin Arıtaş 1315 Seferberlik 1333 AKDENİZ

3 12 Abdullah571 Mazak Hasan Arıtaş 1299 Askerde 04 Mayıs 1332 EFE

4 12 İbrahim572 Mazak Hasan Arıtaş 1308 Askerde 24 Haziran 1333 EFE

ÇORLU573

557 Ertuğrul Mahallesi nüfus tarama cetveli:1934/2500. Hane konumu: Kapalı kayıt.558 Deftere kayıt tarihi:1324.559 Ertuğrul Mahallesi nüfus tarama cetveli:1934/2501. Hane konumu: Kapalı kayıt.560 Hane konumu: Kapalı kayıt.561 Deftere kayıt tarihi:1327.562 Ertuğrul Mahallesi nüfus tarama cetveli:1934/2514.563 Hane konumu: Kapalı kayıt.564 Deftere kayıt tarihi:1331.565 Ertuğrul Mahallesi nüfus tarama cetveli:1934/2529.566 (Makedonca: Демир Хисар) Makedonya’nın güneyinde yer alan bir idari birim.567 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:14, nüfus:73.Dağılan köylerdendir. Nüfus defteri Çakallar Köyü’ne eklenmiştir.568 Aileden 1295 doğumlu Mehmet oğlu Mehmet Balkan harbinde (1329) kalmıştır.569 Arıtaş Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2779. Hane konumu: Kapalı kayıt.570 Hane konumu: Kapalı kayıt.571 Arıtaş Köyü nüfus tarama cetveli:1934/2782. Hane konumu: Kapalı kayıt.572 Hane konumu: Kapalı kayıt.573 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:14, nüfus:114.Dağılan köylerdendir. Nüfus defteri Hortuna Köyü’ne eklenmiştir.

96

Page 97: Dizgi Askeri Tarih Kitap

1 2 Ali574 Alişan oğlu Numan Çorlu 1311 Askerde 02 TS 1332 COŞKUN-KATIRCIOĞLU

2 6 Ali575 Hocaoğlu Ali Çorlu 1301 Askerde 29 K S1334 ZURNACI

3 6 Ali576 Mustafa Çorlu 1301 Askerde 29 Nisan 1335 ZURNACI

4 9 Hüseyin577 Hacı Ali Çorlu 1312 Askerde 01 Temmuz 1333 ÖZLÜ

5 14 Musa578 Koca Köse Bekir oğlu Musa

Çorlu 1310 Askerde 21 KE 1332 IŞIK

6 14 Mehmet579 Koca Köse Bekir oğlu Musa

Çorlu 1311 Askerde 24 Şubat 1335 IŞIK

GÖKYAKA TEKEKÖY580

1 1 Osman581 Mehmet Çavuş Gökyaka Teke 1291 Askerde 10 Mart 1332

2 10 Ekizoğlu Mehmet582 Bekir Gökyaka Teke 1285 Askerde 19 Mart 1333

3 12 MehmetKoca Ahmet oğlu Abdullah

Gökyaka Teke 1290 Askerde 10 Şubat 1333 ÖZYURT

4 13 Hasan Düvenci Süleyman Gökyaka Teke 1296 Askerde 21 Mart 1332 DEMİRKOL-YILMAZ5 16 Molla Mustafa hafidi Hafız İbrahim583 Mehmet Ali Gökyaka Teke 1293 Askerde 25 KE 1331 ÇETİNKAYA

6 30 Ahmet584 Mehmet Gökyaka Teke 1305 Askerde 21 KE 1331 ÇETİN

7 34 Hüseyin Ahmet Gökyaka Teke 1289 Askerde 12 KS 1334 ONALMIŞ

8 37 İsmail585 Bekir Çavuş Gökyaka Teke 1308 Askerde 20 Mart 1331

SİNEK586

1 4 Kölemenoğlu Osman587 Mehmet Ali Sinek 1294 Askerde 29 Mart 1332 TUGAY

574 Hane konumu: Kapalı kayıt.575 Aile Buca Kaynaklar Köyü’ne nakil gitti.576 Aile Buca Kaynaklar Köyü’ne nakil gitti.577 Aile Ahmetli Köyü’ne nakil gitti.578 Aile Cumaovası Karakuyu Köyü’ne nakil gitti.579 Aile Cumaovası Karakuyu Köyü’ne nakil gitti.580 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:39, nüfus:227.Şuan Kemalpaşa ilçesinin köylerindendir.581 Hane konumu: Kapalı kayıt.582 Hane konumu: Kapalı kayıt.583 Şehitlik kaydı vardır. Piyade er. 5.Kol. 42. Alay 4. Tabur 2. Bölük. Çanakkale cephesi Gümüşsuyu hastanesi. 25 Temmuz 1331.584 Hane konumu: Kapalı kayıt.585 Hane konumu: Kapalı kayıt.586 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:68, nüfus:362.Şuan Kemalpaşa ilçesinin köylerindendir. Adı Yeşilköy olarak değiştirilmiştir.

97

Page 98: Dizgi Askeri Tarih Kitap

2 8 Mustafa Ali Mustafa Sinek 1296 Askerde 05 KE 1334 KOCABAŞLI-YILDIZ

3 10 Şükrü Bekir Sinek 1308 Askerde 08 Eylül 1331

4 11 Hasan588 Nasuh oğlu Osman Sinek 1305 Askerde 10 KS 1332 KIVANÇ

5 14 Hamit Nasuh oğlu Ahmet Sinek 1300 Şehiden 09 Mart 1332 GÜNDÜZ

6 14 Hüseyin Nasuh oğlu Ahmet Sinek 1305 Şehiden 24 Temmuz 1331 GÜNDÜZ

7 16 Mehmet Ali Hüseyin Sinek 1297 Askerde 15 TE 1331 ŞEN-GÜNGÖR

8 18 Mustafa İbrahim Sinek 1309 Şehiden 14 Haziran 1331 DEMİR

9 31 Ahmet589 Koca Bekir hafidi Bekir

Sinek 1300 Askerde 04 KE 1331

10 38 Hüseyin Kocabaşoğlu Yusuf Sinek 1298 Askerde 25 KS 1333 KÜÇÜKBAŞ

11 39 Himmet Hasan Sinek 1311 Bağdat Hastanesi

DERE590

1 10 Mehmet591 Halil oğlu Halil Dereköy 1306 Şehiden 13 KE 1331

2 11 Ali Aşık Hüseyin Dereköy 1307 Şehiden 14 Haziran 1330 TÜRKGÖLE

3 12 Aydnlı Halil oğlu Abdullah Halil Dereköy 1290 Askerde 17 KS 1332 TÜRK-EFE-BAŞ

4 14 Mehmet592 Kafa Mehmet Dereköy 1294 Askerde 05 Haziran 1333

5 15 İsmail Mahmut Dereköy 1301 Seferberlik 29 Haziran 1334

6 21 Ahmet Mustafa Dereköy 1307 Askerde 12 KS 1332 AYBEY-GÜLPINAR

7 24 Osman Sarıbaşoğlu Ömer Dereköy 1311 Askerde 14 KS 1332 OKTAY

8 27 Deli Uzunoğlu Abdullah Deli Uzun Mehmet Dereköy 1294 Askerde 06 KE 1332 DEMİR-BARUT

9 31 Mehmet593 Hekimoğlu Halil Dereköy 1290 Askerde 03 KS 1332

10 34 Halil594 Kocakelleoğlu Ali Dereköy 1290 Askerde 25 KS 1331

11 36 İbrahim Koca Ali Dereköy 1297 Askerde 26 Mart 1333 KÜÇÜKOĞLU-ÇELİK

12 39 Halil Halil Amcaoğlu Dereköy 1296 Askerde 18 KS 1331 TINAZ

587 Hane konumu: Kapalı kayıt.588 Hane konumu: Kapalı kayıt.589 Hane konumu: Kapalı kayıt.590 Şuan Kemalpaşa ilçesinin köylerindendir.591 Hane konumu: Kapalı kayıt.592 Hane konumu: Kapalı kayıt.593 Hane konumu: Kapalı kayıt.594 Hane konumu: Kapalı kayıt.

98

Page 99: Dizgi Askeri Tarih Kitap

İsmail

13 40 Arap Musa oğlu Ahmet Musa Dereköy 1298 Askerde 04 TS 1331 UYSAL

14 40 Hüseyin Musa Dereköy 1300 Askerde 09 KS 1331 UYSAL

15 52 Ahmet Süleyman Dereköy 1294 Askerde 21 KS 1332 AYDIN

16 54 Hacıoğlanoğlu Nebi Mahmut Dereköy 1289 Askerde 24 TS 1331 KIRKICI

17 55 Balcıoğlu Hacı İsmail Hüseyin Dereköy 1291 Askerde 07 Mart 1333 YILDIRIM

18 58 Mehmet Ali Ali Çavuş Dereköy 1299 Askerde 01 Mart 1331 DÜZTAŞ

19 58 Mustafa Ali Çavuş Dereköy 1307 Askerde 06 Ağustos 1332 DÜZTAŞ

20 68 Domuzcuoğlu Durmuş595 Hüseyin Ermenek 1299 Askerde 02 KE 1332

21 70596 Osman597 Osman Selanik 1290 Askerde 26 KE 1332

CUMALI598

1 27Türkmenoğlu Emirzade mahdumu Mehmet Celal

Türkmenoğlu Mehmet efendi

Cumalı 1303 Askerde 30 Nisan 1332 USLU

2 29 İsmail İbrahim Cumalı 1308   UĞUR

3 32599 Halil Solak Mehmet Cumalı 1299 Askerde 1332 BAĞIŞ-NEYIR

4 32 Raşit Solak Mehmet Cumalı 1302 Askerde 27 Nisan 1332 BAĞIŞ-NEYIR

5 36 İsmail Hakkı Hüseyin Efendi Cumalı 1299 Askerde 20 Nisan 1334 DÖNMEZ

6 37 Yörük Halil İbrahim Halil İbrahim Cumalı 1289 Askerde 21 TE 1335 GÜNGÖR

7 48 Veli600 Alaiyeli Hüseyin Cumalı 1308 Şehiden 07 Temmuz 1331 TÜREL

BELENBAŞI601

1 15 Hüseyin602 Osman Belenbaşı 1297 Askerde 11 Temmuz 1333 DEVECİ

2 27 Mehmet Çil Mehmet Yaylayaka 1311 Askerde 09 Temmuz 1335 ÇETİN

595 Hane konumu: Kapalı kayıt.596 Deftere kayıt tarihi:1328.597 Hane konumu: Kapalı kayıt.598 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:49, nüfus:268.Şuan Kemalpaşa ilçesinin köylerindendir.599 Aileden 1293 doğumlu Solak Mehmet oğlu Abdullah Askerde (1328) kalmıştır.600 Hane konumu: Kapalı kayıt.601 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:30, nüfus:312.Şuan Buca ilçesinin köylerindendir. Anekdot: Seferberlikte köyden 30-40 kişi gitti. Köy hocası ve köylü olarak kuran okuya okuya onları seferberliğe uğurladık. Gelmediler. Hüseyin Çetin (1329 doğumlu), Belenbaşı Köyü'nde 2004 yılında yapılan görüşme.602 Anekdot: Dayım olur. Dayım Demirci Hüseyin Çanakkale harbinde kaldı. Mehmet Gülcan (1320 doğumlu), Menderes Karakuyu Köyü'nde 2004 yılında yapılan görüşme.

99

Page 100: Dizgi Askeri Tarih Kitap

3 28 MustafaHacı Mustafa’nın oğlu Musa

Yaylayaka 1312 Askerde 17 Mart 1334 ULAŞ

4 47603 Cabbaroğlu Hasan604 Eskici Mehmet Belenbaşı 1289 Askerde 12 KE 1335 İLHAN

KIRIKLAR605

1 3 Hasan Ali Kırıklar 1312 Askerde 24 Mart 1333 YÜZEN

2 3 Hüseyin Ali Kırıklar 1313 Askerde 09 Mayıs 1333 YÜZEN

3 6 İbrahim606 İbrahim oğlu Mustafa

Kırıklar 1287 Askerde 09 Ağustos 1332

4 9 Osman Hüseyin Hortuna 1289 Askerde 12 Temmuz 1332 AKINCI-TURAN-KORKUT

5 10 Kurt Mustafa oğlu Mahmut Mustafa Kırıklar 1301 Harb-i Umumi 1333 KURT

6 11 Hafızoğlu Hasan Mehmet Kırıklar 1298 Harb-i Umumi 1332 ÖĞÜT-DİRİCE

7 11 Hafızoğlu Ahmet Mehmet Kırıklar 1308 Harb-i Umumi 1333 ÖĞÜT-DİRİCE

8 16 Osman Mustafa Kırıklar 1310 Şehiden 29 KS 1332 BOLSOY

9 27 Halil oğlu Hasan Halil Kırıklar 1298 Harb-i Umumi 1333 YALÇIN-ARSLAN-İLHAN

10 31 Halil607 Mustafa Kırıklar 1311 Askerde 12 Temmuz 1333 DEVECİ

11 41 Topaloğlu Ali Şükrü Abdullah Kırıklar 1299 Harb-i Umumi 1332 AKAY

12 46 İsmail608 Kürt Mehmet Kırıklar 1297 Şehiden 29 TS 1332 CANSEVEN

13 48609 Zenci Ahmet Abdullah İzmir 1299 Harb-i Umumi 1332 KIVIRCIK

KARACAAĞAÇ610

1 1 Hasan Said oğlu Mahmut Ermenek 1298 Çanakkale Şehiden 17 Ağustos 1331 BAKAR-GÖRÜCÜ

2 2 OsmanSarı İsmail oğlu Mehmet

Karacaağaç 1289 Askerde 05 Haziran 1334 TUNCER

3 6 Hüseyin Ali Karacaağaç 1271 Çanakkale Şehiden 21 Şubat 1331 ÖZCAN

4 10 Halil İbrahim611 İnce Mehmet Karacaağaç 1307 Askerde 21 TS 1335 ŞAHİNER

5 16 Ovalıoğlu Ahmet612 Süleyman Karacaağaç 1289 Şehiden 27 TS 1332

603 Deftere kayıt tarihi:1325.605 Şuan Buca ilçesinin köylerindendir.604 Hane konumu: Kapalı kayıt.606 Hane konumu: Kapalı kayıt.607 Hane konumu: Kapalı kayıt.608 Hane konumu: Kapalı kayıt.609 Deftere kayıt tarihi:1324.610 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:48, nüfus:216.Şuan Buca ilçesinin köylerindendir.611 Hane konumu: Kapalı kayıt.

100

Page 101: Dizgi Askeri Tarih Kitap

6 22 Hüseyin Mehmet Ali Karacaağaç 1294 Arabistan 13 KS 1331 DİNCEL - GENCEL

7 34 Ali613 Osman Karacaağaç 1312 Irak 12 KE 1331

8 31 Alaaddin614 İsmail Karacaağaç 1315 Çanakkale Şehiden 19 KE 1331 GÜRGEN

9 38 Mehmet615 İsmail Karacaağaç 1308 Yemen 13 Şubat 1332

10 34 Devecioğlu Mehmet Halil Karacaağaç 1293 Askerde 27 TS 1332 ASUR

11 43 Ali616 Ali Karacaağaç 1312 Çanakkale 09 Mayıs 1333

12 43 Hüseyin617 Ali Karacaağaç 1315 Yemen 08 Mayıs 1333

13 36 Ali Osman Eyüp oğlu Mehmet Karacaağaç 1312 Kafkasya 20 Nisan 1331 DUYAR

14 37 Koca Mustafa oğlu Mustafa Ali Karacaağaç 1286 Askerde 09 TS 1334 AKYILDIZFETREK618

1 2 MustafaKara Hacıoğlu Süleyman

Fetrek 1304 Askerde 23 TS 1333 ÇİFTÇİ

2 3 Mehmet619 Süleyman Fetrek 1303 Askerde 30 KE 1333 ŞENOL

3 3 Salih Salih oğlu Osman Fetrek 1306 Askerde 20 TS 1332 ŞENOL

4 10 Hacı Ahmet oğlu Mustafa Hacı Ahmet Fetrek 1296 Askerde 09 Nisan 1332 ÇELİKKOL

5 11 Ahmet Deli ktakke Mustafa Fetrek 1311 Askerde 20 KS 1334 CANAY

6 20620 Veli Köselioğlu Hasan Fetrek 1309 Askerde 24 Mart 1334 SİVAZ

7 21 Halil621 Köselioğlu Mustafa Fetrek 1311 Askerde 30 Şubat 1332

8 24 Hamit Hakkı Tavaslıoğlu Ahmet Fetrek 1309 Askerde 25 TS 1331 ÖZMEN

9 24 Arif Tavaslıoğlu Ahmet Fetrek 1315 Askerde 14 TE 1333 ÖZMEN

10 26 Mız Mehmet Ali Salih Fetrek 1304Mekke-i Şerife'de vurulmuştur.

19 TS 1331 EROL

11 48 Halil Muhacir Ali Dayı Fetrek 1304 Askerde 27 TS 1331 ERDOĞAN

612 Hane konumu: Kapalı kayıt.616 Hane konumu: Kapalı kayıt.615 Hane konumu: Kapalı kayıt.614 Hane konumu: Kapalı kayıt.613 Hane konumu: Kapalı kayıt.617 Hane konumu: Kapalı kayıt.618 1321 yılı nüfus tahriri: Hane:93, nüfus:461.Şuan Kemalpaşa ilçesinin köylerindendir.619 Hane konumu: Kapalı kayıt.620 Aileden 1292 doğumlu Deli Veli oğlu Köseoğlu Hasan İskenderun hastanesinde (30 Mayıs 1329) kalmıştır.621 Hane konumu: Kapalı kayıt.

101

Page 102: Dizgi Askeri Tarih Kitap

12 58 Osman622 Nalbantoğlu Hasan Fetrek 1301 Askerde 07 TE 1332

13 64 Arif Hacı Ahmet Fetrek 1311 Askerde 29 TS 1332 TOYLAN

14 80 MehmetBedel Hasan oğlu Ahmet

Fetrek 1311 Askerde 31 Ağustos 1331 GÜRBÜZ

15 92 Mehmet623 Kara Hacıoğlu Hasan

Fetrek 1301 Askerde 26 KE 1333

16 96624 İzmirli Mehmet hafidi Mehmet Abdullah Fetrek 1296 Askerde 28 Mart 1332 GÖNEN

622 Hane konumu: Kapalı kayıt.623 Hane konumu: Kapalı kayıt.624 Deftere kayıt tarihi:1331.

102

Page 103: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Mustafa Kemal’i 19 Mayıs 1919 ‘da Samsun Reji İskelesi’ndeKarşılayan Tek Kadın: Sakine Hanım

19 Mayıs 1919, "İşte Benim Doğum Tarihim"                                        K.Atatürk

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 19 Mayıs 1919 günü Samsun’a çıkışı Türk İstiklal Harbi’nin başlaması ve kendisinin de doğum günü kabul ettiği gündür. Atatürk'ün Samsuna gidiş nedeni ve yanındaki kişi sayısı devamlı araştırma konusu olmuştur. Ancak biz bu konuya girmeden asıl konumuz olan “Atatürk'ü Samsun iskelesinde karşılayan tek kadın olan Sakine Hanım”ı anlatacağız. Giriş: 16 Mayıs 1919 Cumartesi günü, İstanbul'dan Samsun’a hareket eden kaptan İsmail Hakkı (Durusu) idaresindeki Bandırma Vapuru625, Dokuzuncu Ordu Kıta'ları Müfettişliğine atanan Mustafa Kemal Paşa (Atatürk) ile maiyetini Samsun'a götürüyordu. Atatürk, Samsun ve çevresinde asayişi düzenlemekle görevli idi. Heyet iki gün sonra 18 Mayıs 1919'da Sinop'a geldi. Atatürk, iskeleye çıkarak, karadan Samsun'a yol olup olmadığını sordu, olmadığını öğrenince de tekrar vapura binerek Samsun'a hareket etti. 19 Mayıs 1919 Salı günü sabahı saat 6.00 'da Samsun limanındaydı. Savaşlardan yenik çıkmış bölünmüş, umutsuz yorgun, çileli bir milleti yeniden diriltmek, ayağa kaldırmak üzere, Atatürk'ün Samsun'a ve Anadolu'ya ilk ayak basışı o gün, o saatti. Samsun'a Müfettişlik Karargâhının 18 subayı ile birlikte çıkıyorlardı. Bu subaylar, o günkü rütbeleri ile şunlardı : 1- Üçüncü Kolordu Komutanı Kur. Alb. Refet (Bele) 2- Müfettişlik Kur. Bşk. Alb. Kazım (Dirik) 3- Müfettişlik Sağlık D. Başkanı. Dr. Alb. İbrahim Tali (Öngören) 4- Kurmay Bşk. yardımcısı Yarbay Arif (Ayıcı) 5- Müfettişlik Karargahı İstihbarat Müdürü Binbaşı Hüsrev (Gerede) 6- Topçu Binbaşı Kemal (Doğan) 7- Dr. Binbaşı Refik (Saydam) 8- Başyaver Yzb. Cevat Abbas (Gürer) 9- Yzb. Mümtaz (Tunay) 10- Yzb. İsmail Hakki (Ede) 11- Yzb. Ali Şevket (Öndersav) 12- Yzb. Mustafa Vasfi (Süsoy) 13- Üsteğmen Hayati 14- Üsteğmen Arif Hikmet (Gerçekçi) 15- Üsteğmen Abdullah 16- Teğmen Muzaffer (Kılıç) 17- Şifre Kâtibi Faik (Aybars) 18- Şifre Kâtibi yardımcısı (Atasev) 626

Atatürk, doğruca kendisi ve arkadaşları için hazırlanan Mıntıka Palas'a yerleşti. Burası iki katli taş bir yapıydı. Atatürk'ün Samsun'a geleceği, İstanbul'dan telgrafla mutasarrıfa duyurulunca bu bina hazırlanmıştı. Atatürk o gün ve sonraki günler hep bu otelde kaldı, çalışmalarını burada sürdürdü. Samsun'a geldiğinin ilk günü emrindeki valilikler ve kolordu komutanlarından bölgenin asayiş durumunu sordu, ertesi günü Sadrazam Damad Ferid'e "İzmir`in işgalini milletin asla kabul etmeyeceğini..." telle bildirirken Erzurum'daki 15. Kolordu Komutanı Kazım (Karabekir) Paşa ile de bağlantı kurdu. Samsun'a gelişinin dördüncü ve beşinci günleri, İstanbul Hükümetinin ve hele itilaf Devletlerinin kuşku duyacağı davranışları ile dikkatleri üzerinde toplamış bulunuyordu. 25 Mayıs 1919'da da "...bazı şikâyetleri yerinde tetkik ve tedbir almak üzere Karargâhı Havza'ya nakleddiği " gerekçesiyle Havza'ya geldi.627

Samsun’da karşılama: Fırtınalı bir pazartesi günü Samsun sahiline demir atan ve bilinen adıyla Bandırma Gemisi'ndeki Mustafa Kemal ve arkadaşlarını ilk olarak Havuzlu İsmail'in kullandığı sandalla Kurmay Binbaşı Mahmut Ekrem Bey karşılar. Güvertede bulunan Mustafa Kemal'in yanına giden Mahmut Ekrem Bey selam verir ve “Hoş geldiniz Paşam” diyerek Mustafa Kemal'i Samsun'da ilk karşılayan kişi olur. Kurtuluş Mücadelesi'ni başlatacak olan Mustafa Kemal'i karada ise Karakaş Mustafa lakaplı kayıkçı çıkarır. Uzun yıllar Mustafa Kemal'i karaya Havuzlu İsmail'in mi, yoksa Karakaş Mustafa'nın mı çıkardığı tartışılsa da daha sonra resmi olarak Karakaş Mustafa'nın çıkardığı kabul edilerek Karakaş'a

625 19 Mayıs denilince ilk akla gelen isim olan Bandırma Vapuru'nun orijinal planları kullanılarak inşa edilen birebir kopyası ise bugün Samsun sahilinde müze gemi olarak ziyarete açık tutuluyor.626 http://www.sams55.8m.com/ataturk.htm . 627 http://www.kultur.gov.tr/TR/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFD52DD97CAAFACAC8BFC39FECE206F9A6

103

Page 104: Dizgi Askeri Tarih Kitap

ölümünde resmi tören yapılır. Bugün, Asri Mezarlık'ta yatan Havuzlu İsmail'in (Yurtsever) de Mustafa Karakaş'ın da mezar taşlarında Atatürk'ü Samsun'da karaya çıkaran kişi oldukları yazısı yer alıyor. Paşa’yı karşılayan Samsunluların arasında ise tek bir kadın vardır: Sakine Hanım. Birazdan yazacağız. 19 Mayıs’tan Günümüze Ayakta Kalan Tek İskele(Reji İskelesi): Mustafa Kemal ve arkadaşları Samsun'a ilk adımlarını Reji İskelesi'nden atarlar. Birinci Dünya Savaşı'nda Ruslar tarafından kentin bütün iskeleleri bombalanmış, ancak bir tek Fransızlara ait Reji İskelesi sağlam kalmıştır. Fransızlar o dönemde Samsun’da kurulu bir fabrikada (Reji) sigara üretmektedirler. İskele'nin adı bu nedenle Tütün İskelesi olarak da geçmektedir. Mustafa Kemal ve arkadaşlarını Samsun'da küçük bir grup karşılar. Karşılamada Samsun Mutasarrıfı İbrahim Ethem Bey bulunmamaktadır. Mutasarrıf rahatsız olduğunu belirterek yerine muhasebe müdürü Osman Bey'den heyeti karşılamasını ve ağırlama işleriyle ilgilenmesini istemiştir.628

Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışına ait canlandırma dışında fotoğrafının bulunmadığı belirtiliyor. Ancak emekli pilot binbaşı Sayın Celal Uzar629 bana 19 Mayıs 1919’da çekilen, bu konuda İstanbul'da yaşayan bir ailede bazı fotoğraflar olduğunu, ailenin bu fotoğrafları Samsun Belediyesine gönderdiğini, ancak bu fotoğrafların kayıp olduğunu söyledi. Belki bir gün bir yerden çıkar. Grubun Konaklaması: Mustafa Kemal ve arkadaşları kalabalık oldukları için tek otele yerleştirilemezler. Atatürk ve bir maiyetindeki bir grup Jean İonnis Mantika'ya ait olan “Mantika Palas”a yerleştirilirler. Diğerleri ise bugünkü Samsun Ticaret ve Sanayi Odası'nın yerinde bulunan o zamanki Karadeniz Oteli'nde kalırlar. Mantika Palas, uzun yıllar “Mıntıka Palas” olarak adlandırılmış ve günümüzde “Gazi Müzesi” olarak kullanılmaktadır. Atatürk'ün Samsun'a gelişi İngilizler tarafından tedirginlik yaratırken, halk tarafından henüz önemi anlaşılamamıştır. Beş yıl sonra (20 Eylül 1924) büyük coşkuyla karşılanacak olan Mustafa Kemal'in Samsun'a ilk gelişi ise o günkü gazetelerde yeterince yer bulmaz. 25 Mayıs'ta Havza'ya giden Mustafa Kemal, bazı kaynaklara göre Mantika Palas'ta kısa süre konaklamış, Samsun'dan ayrıldıktan sonra 'eski Ankara yolu' olarak bilinen güzergâh üzerindeki Avdan Köyü'nde karargâh kurup bir süre de burada kaldıktan sonra Havza'ya geçtiği belirtiliyor630. Şimdi asıl konumuza dönelim. 29 Haziran 2008 günü Torbalı parkında Sayın Orhan Baturay ve bir çok yaşlı kimse ile sohbet ediyorduk. Torbalı ilçesi ile ilgili bu tür sohbetlerden bir araştırma konusu çıkar düşüncesindeydim. Çıktı da. Orhan Bey bir ara sohbet sırasında annesi Sakine Hanım’ın kendilerine hayatı boyunca “Ben Mustafa Kemal Paşa’yı Samsun’da 19 Mayıs 1919 günü iskelede karşılayan tek kadındım. “ diye gurur duyduğunu anlatınca bu konuyu araştırayım dedim. Sakine Hanım, Orhan Bey’in dediğine göre Erzurum İspir ilçesi Baksır-Kındız köyü doğumlu. Babası Hasan Reis. Samsun’da eşraftan Ömerzadelerin yanında takada çalışıyor. Romanya-Köstence’den Samsun’a petrol taşıyorlarmış. Yani her ne kadar Hasan Reis, Erzurumlu ise de gurbetçi. Sakine Hanım 1896 doğumlu. Nüfus kağıdına göre Samsun doğumlu. Ancak o kayıtta bir tutarsızlık var631. Her ne kadar oğlu Erzurum doğumlu dese de nüfus kaydına göre Samsun doğumlu. Sakine Hanım’ın annesi Münire Hanım. Babası Hasan Bey. Sakine Hanım 1911 veya 1912’ de Muhsin Bey ile evlenmiş. Bu evlilikten 1913 yılında Lütfü adında bir oğlu olmuş632. Ancak çocuğun ayakları içe doğru 90 derece dönük.. Yani sakat. Bu arada kocası Muhsin Bey Yemen Harbi’nde askerde kalmış.Sakine Hanım’ın yaşadığı köyde bulunan Türkler Ermenilerin katliamına uğramış. Sakine Hanım tek sakat çocukla kadın başına kışın 2,5 ay süren bir yolculuktan sonra Samsun’a, babasına sığınmış. Orhan Bey annesinin İspir’den Samsun’a süren yolculuk sırasında geçtikleri köylerdeki Ermeni mezalimini anlatırken özellikle kazığa oturtulmuş Müslümanları anlatırken ağladığını belirtti. Samsun’a varınca önce oğlunu düzgün yürüyebilmesi için Samsun’un önde gelen eşraflarından Ömerzadeler aracılığı ile devlet hastanesine yatırır. Hastanede ortopedist Amerikalı doktorlar çalışmaktadır. Amerikalı doktorlar oğlunu tedavi ederken Sakine Hanım diğer hastalarla yakından ilgilenir. Yani bir bakıma gönüllü hastabakıcıdır. Bu durum Amerikalı doktorların dikkatini çeker. Oğlu Lütfü ameliyatla tedavi olur. Sakine Hanım hastaneye hastabakıcı olarak işe alınır. Bu arada Amerikalı doktorlardan İngilizce ve Latin alfabesini

628 http://www.kadinlarkulubu.com/mustafa-kemal-ataturk/38971-19-mayis-1919-a.html629 Emekli hava pilot binbaşısı, Özel bir havayolu şirketinde pilot olarak çalışmaktadır. Görüşme Ağustos 2008 ‘de olmuştur.630 http://www.webhatti.com/milli-bayramlar/6591-19-mayis-1919-mustafa-kemal-samsun-da.html631 Ekteki nüfus kayıt belgelerine bakınız.632 Ekteki Lütfü Şahiner’in nüfus kayıt belgelerine bakınız

104

Page 105: Dizgi Askeri Tarih Kitap

öğrenir. Sakine Hanım girişken, aktif ve zeki biridir.Konumu hastabakıcı da olsa şehirde ne olup bittiğini saati saatine öğrenmektedir. Şehre Mustafa Kemal’in geleceğini öğrenince eşraftaki kişilerle beraber tek kadın olarak iskelede onu karşılar. Sakine Hanım tüm hayatı boyunca bu ana tanıklık eden tek kadın olmanın gururunu çocuklarına hep anlatır. Sırf çocuklarına değil etraftaki kişilere de. Ben bu araştırma sırasında, yakınında bulunmuş kişilerden aynı yönde bilgiyi teyit ettim. Örneğin Torbalı’da yaşayan eski ev sahibi ve komşusunun oğlu Sayın Hasan Varlık Bey’e konuyu açtığımda, bana aynı bilgiyi kendisinden duyduğunu söyledi. Yine komşularının oğlu olan bugün Torbalı’da yaşayan 76 yaşındaki Sayın Çetin Çorapçıoğlu da aynı yönde bilgi verdi. Her ne kadar bu küçük ayrıntı o gün için önemsiz de olsa bugün için bilinmesi açısından bence önemli.. Bu da bana nasip oldu. Bu bilgiyi yazılı olarak teyit etme şansı şu an için ne yazık ki yok. Ama ileride ortaya çıkabilecek bir belge veya anı defteri veya günlük veya bir fotoğraf bu bilginin güçlenmesini sağlayacaktır. Sakine Hanım İstiklal Harbi boyunca Samsunlu kadınları örgütler. Ömerzadeler de kendini destekler. Onlardan yün toplatır. Bunlar kadınlar tarafından kirmanlarda eğrilir., Cephedeki askeri sıcak tutması için çamaşır olarak dokunur ve denkler halinde cepheye gönderilir. Denizli’nin Çal ilçesinin Süller köyünden olan Abdullah Bey rüşdiye (ortaokul) mezunudur. Askere sıhhiye eri olarak alınır. 11 yıl doğu cephesinde görev yapar. Sahra hastanesinde sıhhiye çavuşu olur. Bugünün deyimi ile o günün adeta doktoru. Seferberlik (Mondros Mütarekesi )sonrası terhis olur. Memleketine gemi ile dönmek için Samsun’a varır. Hastaneye hastabakıcı arandığına dair ilânı görünce imtihana alınır ve işe başlar. Bir süre sonra Sakine Hanım’la tanışırlar ve evlenirler. Ancak Samsun’un havası Abdullah Bey’in sağlığını bozar. Doktorlar rutubetli havanın olmadığı yerde yaşaması gerektiğini bildirir. Abdullah Bey Samsun’a gelişinden üç-dört yıl sonra ailesi ile birlikte memleketine dönmek zorunda kalır. Çal’da halı ticaretine atılır. Abdullah Bey ticarette başarılı olamaz. İflas eder. Devletten tekrar sıhhiye memuru olarak atama ister. Bu dönemde devlet toplum sağlığı konusunda sıtmaya savaş açmıştır. Bakanlıkça sıtma savaş memuru olarak 1929 yılında Torbalı’ya atanır. Sıtma o dönemde en korkulu hastalıktır. At sırtında yıllarca Torbalı ve Menderes köylerinde sıtma ile mücadele eder. Evden atla bir çıktı mı ancak 20 gün sonra evine dönmekte, aldığı kan örneklerini İzmir’e göndermekte ve kinin tedavisini bizzat yürütmektedir. Köylerde âdeta sıtma doktoru olur. Sakine Hanım ile evliliğinden 2 çocuğu olur. 1930 doğumlu Orhan ve 1931 doğumlu Mehmet. Abdullah Bey soyadını Atatürk döneminin ünlü denizaltısı Baturay olarak alır. Çünkü bu denizaltılara isimleri bizzat Atatürk tarafından verilmiştir (Saldıray - Baturay - Yıldıray). Ancak ailenin esas nüfus kaydında ilk kayıt “Poturay” iken sonraki kayıtlar “Baturay” olarak düzeltilmiştir. 633 Sakine Hanım okumaya çok düşkündür, özellikle de tarih araştırma kitaplarına. Abdullah Bey sıtma ile savaşta adeta sağlını feda eder. Gözleri göremez ve 1954 yılında malûlen emekli olur. 1973 yılında vefat eder. Sakine Hanım mahallenin sağlıkçısıdır. Kendisi de 1974 yılında vefat eder. İlk oğlu Lütfü Şahiner yatılı olarak endüstri meslek lisesini okur. Ardından II. Dünya Savaşı sırasında devlet tarafından İsveçre’ye üniversiteye eğitime gönderilir. Makine Mühendisi olur. İzmit Seka’ da çalışır. Diğer oğlu Orhan Bey sanat enstitüsü elektrik bölümünü bitirir. Torbalı’nın ilk sokak elektrik tesisatını çeker. Diğer oğlu Mehmet emekli olur . Geride tek yaşayan Orhan Bey kalmıştır. Sakine Hanım’ın adı daha sonraları bilemediğimiz nedenle Sekine olarak değişir634. Sonuç: Bugün elimizde sadece Sakine Hanım ile ilgili nüfus kayıtları bulunmaktadır. O günün şartlarında Mustafa Kemal’i karşılama cesaretini gösteren bu aydın Türk kadınını saygı ve rahmetle anıyoruz. Bu çalışmada benimle bilgi ve özel fotoğraf arşivini paylaşan Sayın Orhan Baturay’a , Sayın Hasan Varlık’635a, Sayın Celal Uzar’a , kongreye katılmamı sağlayan Torbalı Belediye Başkanlığına buradan teşekkürlerimi sunuyorum. . Tüm hatalar tarafıma aittir. Hiçbir iddiam yoktur. Amacımız bu ayrıntının kayıt altına alınmasıdır. Bu araştırmanın ileride yapılacak akademik çalışmalara ışık tutması dileği ile.

ORHAN BATURAY İLE YAPILAN GÖRÜŞMENİN METNİGörüşme tarihi: 29 Haziran 2008 633 Ekteki nüfus kayıt bilgilerine bakınız.634 Lütfü Şahiner’e ait kayıtta annesinin adı Sakine olarak geçmektedir. Çal Nüfus Müdürlüğünün talebi ile ölümünden 28 yıl sonra 05/12/2001 tarihinde adı Sekine olarak değiştirilmiş.635 Halen Torbalı mahallesinde yaşamaktadır.

105

Page 106: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Yer: Torbalı Belediye Parkı Görüşülen kişi: Orhan Baturay.(Sakine Baturay’ın oğlu)-Kaç doğumlusunuz Orhan Bey?-Nüfus kağıdı 1931. Ben 1930 doğumluyum.636

-Torbalı doğumlu musunuz?-Esasen Torbalı doğumluyum. Yalnız bizde karışıklık olmuş.1941 – 43 Harp yıllarında her şey karnelerle veriliyor. Karnelerde nüfus kâğıdı kullanmak gerekiyor. Kim geldiğini veya kim olduğunu bilmiyorum. Eve iğne yapmaya bir kadın gelmiş. Rahmetli anneme iğneyi yapmış. Herhalde dışarı çıkmış.Annemin çantası bir kenarda duruyormuş. Nüfus kağıtları içinde, çanta içeride kalıyor ve çanta kayboluyor.Tabii sonradan fark ediyor.O aldı da diyemiyor.Bunun üzerine rahmetli babam hemen kütüğü olan Denizli Çal’a müracaatını yapıyor.Oradan nüfus kağıdı bilgileri geliyor.Tabi o zamanlar 11-12 yaşlarında bir çocuktum.O ikinci şey de oluyor.Daha sonra ,1945 yıllarında olması gerekiyor . Çünkü benim ilkokul ve ortaokul diplomalarımda doğum yeri Torbalı yazıyor.Endüstri meslek lisesinde yazılan kütüğe göre Çal doğumlu. Oradaki kütüğe göre doğum yerim Çal kalmış.-Geçenlerde ,sanırım iki hafta önce, burada sohbet ederken annenizin Mustafa Kemal’i Samsun’da iskelede karşılayan kadın olduğunu söylemiştiniz.-Evet ,Samsun’da 19 Mayıs 1919’da.Onun da tarihçesi olarak şöyle diyelim: Olay şöyle gelişiyor. Rahmetli annem Erzurum’un İspir ilçesinin Baksı- Kındız köyü doğumlu.637 Bunlar hep Ermeni isimleri. Orada evleniyor-Yani Erzurum İspir Baksı köyü doğumlu. 1946 senesinde gittik oraya. Kındız kardeşinin köyü. - Peki anneniz kaç doğumlu?-1311 aşağı yukarı 1895 – 86 doğumlu olması gerekiyor. -Dedenizin ismi?-Dedemin ismi Hasan Reis. Anne ismini bilemiyorum. Çünkü orada evleniyor ve o köyde bir çocuğu oluyor.-Kaç yıllarında bu?-Yaşına bakarsak 19 Mayıs 1919’ da orada olduğuna göre demek ki 1915 – 16 -17 senelerinde olması gerekir. 1915 olabilir.638 Bilemem çünkü şöyle diyelim. Ağlardı anlatırken “oğlum yollarda öyle insanlar gördük ki kadın, çocuk, ihtiyar, genç kazıklar sivriltilmiş ve üzerine oturtulmuş insanlar gördük biz.Kış ayıydı. Aşağı yukarı iki buçuk ay falan bulundukları köyden Samsun’a gidiyorlar.Gidiş sebebi de rahmetli dedemiz Samsun -Köstence arasında akaryakıt çekiyormuş. Takasıyla.O nedenle gidiyor Samsun’a.-Bu katliamı yapanlar Ermeniler mi?-Tabii ki Ermeniler. Ona geleceğim de şimdi giderken yanındaki grup arkadaşları diyorlar ki ; “Ya herkes sağlam çocuğunu attı. Sen bu topal çocuğu neden atmadın?” ayak yani şu taban 90 derece içe bakıyor.-Peki kocası?-Kocası Yemen’de askerdeymiş. Yemen Harbi’ndeymiş. Yemen Harbi’nde ölmüş. Ayakta başta hiçbir şey kalmamış.-Ermeni katliamından kaçıyorlar yani.-Tabii, Ermeni katliamından. Camilere oğlum camilere insanları doldurup yaktılar. Ne oldu diyorum . İlk önce. Şu soruyu soruyorum. 700 küsur yıl Ermenilerle Türkler iç içe yaşamış. - Ben tekrar annenize dönmek istiyorum. Babası Köstence -Tampınar arasında akaryakıt çekiyor-Tabii, akaryakıt çekiyor.- Anneniz aslen Samsun doğumlu mu ?-Hayır. Erzurum doğumlu İspir doğumlu.-Babası orada yani Samsun’da? -Şimdi Doğu’daki erkekler çalışmaya çıkarlar dışarıya.- Peki annenizin kaç kardeşi varmış ?

636 Ekteki nüfus kayıt bilgileri637 Sakine hanımın nüfus kayıtlarında bazı tutarsızlık bulunmaktadır. Bir kayıtta doğum yeri Samsun, diğerinde ise Çal yazılıdır. Orhan beyin anlatımına göre ise Erzurum İlspir ilçesi Kındız doğumlu. Son Osmanlı kayıtlarında Samsun kaydı bulunmaktadır. Ekteki nüfus kaydı bilgilerine bakınız.638 Oğlu Lütfü bey 1913 doğumlu. Orhan bey yanılıyor olabilir. Bakınız Lütfü Şahiner’e ait nüfus kayıt örneği

106

Page 107: Dizgi Askeri Tarih Kitap

-Annem şimdi benim teyzem var gördüğüm. Teyzem hatta buraya gelmişti.639 Bir onu biliyorum ben. Başka kardeşi olup olmadığını bilmiyorum.-Peki oradan ne kadarlık sürede varıyor Samsun’a?-İki buçuk ayda Samsun’a varıyor.-Babasının yanına geliyor.-Babasını Samsun’da buluyor. Annem bana derdi ki: Kendi takası değildi. Oralarda Ömerzadeler varmış. Samsun’un eşraflarından. Onların adına petrol çekiyor. Tahminim. Ömerzadelerin yanında devamlı çalışıyor. Hatta annem derdi ki rahmetli dedemi sevmezdi. “Bizi bıraktı gitti, derdi rahmetli” -Köyde bıraktı , terk etti. … Ömer Bey’e söylemişler. Ömer Bey de çocuğun ayağını tedavi ettirmek amacıyla onu Samsun Devlet Hastanesine yatırmış.-Erkek mi kız mı ?-Erkek.-Tanıyorsunuz yani.-Tanıyorum tabii.-Karındaşınız?-Evet Karındaş. Hastaneye yatırılıyor. Hastanede Amerikalı ortopedi doktorları bakıyor. Anlatırdı annem. Abime ameliyat yapıyorlar . Annem anlatırdı: “Oğlum abine doktorlar ayakkabı yaparlardı. Yanları demirli. İki üç ayda demir eğrilirdi” derdi. Devamlı değiştire değiştire onların(doktorların) nezaretinde ayağı normal hale gelmiş. Bu Ermeni davası olmasa orada yok olup gidecek. Bu, devlet tarafından iki defa okudu. Lisede okudu. Makine mühendisliği tahsili yaptı. İktisat teşekküllüğü yaptı.Devlete çok yararlı işler yapmış. Çünkü şöyle anlatabilirim ki devlet iktisadi teşekkülleri Türkiye’de bir üniversiteydi. Müthiş eleman yetiştiriyorlardı. Seka İznik Kâğıt Fabrikası kurulmuştu. Mesleği kâğıtçılık üzerine.-Selüloz Mühendisi mi idi ? -Selüloz değil. Makine mühendisi idi. Ama biliyorsunuz. Selüloz mekanik bir fabrikadır.Mekaniğe dayalı olarak çalışır.Ayağını düzeltmişler bu arada rahmetli ( annem )çok açık göz bir kadındı. Her şeyi görebilen,dalan bir kadındı.Abim hastanede yatarken demek ki o da yanında kaldı.Kendi çocuğundan başka şeylerle de ilgilenmeye başlamış. Sonra annemi hastanede çalıştırmaya başlamışlar. Orada Amerikalı doktorlardan İngilizce ve Latin alfabesini o zaman öğrenmiş. Rahmetli birader “ Latin alfabesini ben annemden öğrendim.” derdi. Bu böyle giderken rahmetli babam da on bir yıl askerlik yapmış.-Babanızla annenizin tanışması Samsun’da mı?-Evet Samsun’ da tesadüfen oluyor.- Babanızla annenizin tanışması Mustafa Kemal’in Samsun’a gelmesinden önce mi sonra mı?-Daha önce. -Yani o zaman evliymiş. Tam bilmiyorum. Şimdi orada Latin alfabesini öğreniyor.-Öğreniyor. İngilizce de öğreniyor.Mesela ben orta okulda okuduğum zaman İngilizceyle ilgili telaffuz öyle değil böyle derdi.Tabi yazmak yok.-O zaman Samsun’da Amerikan hastanesi mi varmış?-Amerikan değil . Türk hastanesi , ama Amerikalı uzman doktorlar varmış. Hatta anlatacağım. Onun da bir hikayesi var.-Peki Orhan Bey anneniz hastanede çalışıyor, babasının yanında kalıyor. Ömerzadelerin evinde mi kalıyor? -Yok, yok. Babasıyla beraber müstakil bir evde kalıyor. Onlarla (Ömerzadeler) bir ilişkisi yok.-Peki Mustafa Kemal’in geleceğini nereden duymuş?-Şimdi,19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Paşa’nın geleceği Samsun’da duyulmuş. O zaman Samsun büyük bir il değil. Ne de olsa beş on binlik bir ilçe büyüklüğünde. Tahmin etmiyorum yirmi bin de nüfusu yoktur.Mustafa Kemal’in Samsun’a geleceğini duyuyor ve kadın olarak o grubun (Mustafa Kemal’i karşılayan) içerisine katılıyor.Bu olayı gururla anlatırdı “Ben 19 Mayıs 1919’da bir kadın olarak Samsun’da iskelede Atatürk’ü karşılamaya gittim.” derdi. Evet, Mustafa Kemal’i o gün için…-Ne anlatırdı mesela, ne duygularla anlatırdı?

639 Teyzesinin nüfus kayıt bilgileri ektedir. Bugün Kındız köyü Pazaryolu ilçesine bağlanmış ve Laleli adını almıştır.

107

Page 108: Dizgi Askeri Tarih Kitap

-Şimdi geminin yanaşması büyük bir olay oluyor da. Bunlar ilk işaret ilk kıvılcımlar Türkiye’de.-İlk meşalenin yandığı yer.-Anons çok mühim burada(Samsun’da).Anons yapılamadığı için her yerde iletişim bugünkü kadar bu kadar ileri değil ki. Ordu dahi iletişimi olmayan bir çağda muharebeye girmiş. Ne kadar kalabalık olduğunu ben pek bilmiyorum. Ama o demek ki hastanede, hastanenin askeri erkanından bilgi aldı. Ve çok meraklı bir kadındı zaten kendisi .Atılım yapmak isteyen bir kadındı.Kabuğuna sığmayan bir kadındı. Öyle bir şey ki mesela “Ömerzadelere: Siz eşrafısınız.Herkes yastığından, yatağından bir miktar pamuk çıkarsın, dokuyalım, askere gönderelim” diyen bir kadın.Ve bir grup yapmışlar.Ne kadar gönderdiklerini bilmiyorum tabi. Onlar üç dört yıl kalmış veya kalmamış.Rahmetli babamla evlendikten sonra babamın sağlığı müsaade etmemiş orada . Doktor da babama senin mutlaka bu rutubetli yerden gitmen lazım deyince terk ediyorlar Samsun’u. Belki Samsun’da kalacaklardı. Rahmetli babamla. Onların evlenmesi bir tesadüf oluyor.-Mustafa Kemal’le konuşmuş mu hiç? Ona bir şey sormuş mu ?-Onu hiç bilemiyorum. Bir şey söylersem yalan olur. Sadece karşılıyorlar.-Mustafa Kemal’in yanındaki toplam kişi sayısı on dokuz.-Annem “Onlar Samsun’a geldiğinde karşılayanların arasındayım” derdi. Onun ifadesiyle benim aklımda kalan “Mustafa Kemal’i iskelede karşılayan tek kadındım” derdi.-Peki Orhan Bey Mustafa Kemal’i karşılıyor ve ayrılıyor. Zaten Mustafa Kemal birkaç gün kalıyor orada. Peki babanız aslen nereli?-Denizli ilinin Çal ilçesi Süller köyü(nden).-Sizin kaydınız hala orada o zaman.-Çal olarak kayıtlı. Nüfus kağıdımda doğum yeri Çal diye yazar.-Hali hazırda nüfusunuz hala Çal’a bağlı mı?-Tabi benim nüfusum Çal olarak bağlı.-Çocuklarınki?-Torbalı.-Onların kayıtları buraya geldi mi ki?-Yo onların burada çıkarıldı. Sonra geldi zaten nüfus kütüğü buraya. Orayla bir işimiz kalmadı.-Şimdi kütüğünüz burada mı ?-Burada şimdi. Şey olarak geldi zaten kütük gelişinde Çal olarak geldi. Bir daha rahmetli uğraşmamış . Yani o zaman kütük. Daha sonra nüfus kağıtları yırtılmış olarak bulundu. Evimiz o zaman bağda idi. Bakmışlar ki içinde para yok. Ağaçların altına atmışlar.-Peki annenizin Erzurum İspir ‘deki köyünüzde lakapları neymiş?-Şimdi benim orda doğma büyüme teyze kızım var.-Burada mı oturuyor?-Burada oturuyor da şimdi ben ondan evvelsi gün gece geldim. Oturalım da senden alacağım şeyler var, köylerin isimleri falan var değişmiş. Rahmetli annem Baksı’da evlenmiş. Danzut’a gelin olarak gitmiş.İspir’in köyleri bunlar.Ben hepsini gördüm onların.Mesela Kındız’dan annemin küçüğü kardeşinin köyü Kındız ‘dan Danzut arasında Modloso.Hep ermeni isimleri bunlar.Modloso köyü hatta sert akan bir suyun içerisinden geçtik oradan.Orada kaldık birkaç gün.Annemin gelin gittiği yer.Danzut. -Peki babanızın lakapları neymiş Çal’daki?-Karakızlar.Karakızlardan Abdullah babamın lakabı. Soyadı çıktıktan sonra rahmetli birader devlet hesabına okuduğu için onun ismini Şahin olarak koymuşlar. Sonra bizim ismimizi Baturay olarak almış.Baturay, Yıldıray, Saldıray denizaltıların isimlerinden esinlenmişler.Babamın sülalesinin hepsi Baturay’dır.640

-Babanız köyde doğuyor büyüyor.-Orada rüştiyede . Rüştiyeye kayıt yaptılar onu. Genç. 19 yaşlarında falan askere gidiyor.Askerliği doğuya çıkıyor -4. Ordu?-4. Ordu , Kars, Erzurum, Ardahan dolaylarında yapmış askerliğini. Şöyle iki üç yüz kilometrelik bir çemberin içerisinde. Sahra hastanesinde. Sıhhiye çavuşu olmuş. Sahra hastanesi değişmiş.11 yıl. Sahra hastanesine ne gelir yüzde 80 yaralı gelir. Ve bu orada bir operatör gibi olmuş.

640 Abdullah Baturay ve ailesine ait kayıt bilgileri ekte verilmiştir.

108

Page 109: Dizgi Askeri Tarih Kitap

—Sağlıkçı olmuş yani-Sağlıklı olmuş. Şimdi şöyle söyleyeyim. Ben beş yaşlarındaydım. Hasan Varlık’ın babası var. Rahmetli Kazım abi. Ben motordan düşüyorum. Ayağım kırılıyor. Beni eve götürüyor. Babam da bereket köylere çıkmamış. Sağlık şeyinde istasyondaki tarihi bina. Sağlık binası orası. Hemen geliyor babama haber veriyor işte . Geldi babam.5 yaşında vardım işte.Ayağıma uzun uzun tahtalar koydu.Sardı bir şeyler yaptı.20 günde ayağa kalktım. Önce çekti acıdı bir canım. 20- 30 gündür bu tip yani. Bilinçli yaptı yani. Şimdi oradan Samsun’a geliyor. Terhis oluyor.Geçerken sağlıkçı eleman aranıyor diye yazı görmüş eski Türkçe.-Nerede?-Samsun Devlet Hastanesinde. Demek ki oradan tesadüfen geçerken. Hemen dalıyor içeriye.İşte ben şu bölgelerde askeri sahra hastanesinde şu kadar yıldır efendim yaralılara gerekli müdahaleyi yapan askeri ekibin içinde askerliğimi tamamladım.Buna ön bir imtihan yapıyorlar ki bakıyorlar profesyonel birisi iyi bu işte.Hemen işe alıyorlar bunu.-Annenizle öyle mi tanışıyor?-Öyle tanışıyor.-Orada evleniyorlar.-Orada evleniyorlar. Hatta şöyle annem şöyle bir şey anlatır.Sert mizaçlı birisiymiş rahmetli babam.Şarkı mısrası aklında kalmış. “Abdullah Efendi hastanenin başı,/Hastalara söyle cehennem taşı …” böyle bir şey etmiş.Yazmışlar. Şimdi Amerikalı doktor. Büyük bir hastalığa yakalanmış yani orada. Tedavisi Samsun’da mümkün değil . Muhakkak İstanbul’a gitmesi lazım .Bunu deniz yoluyla İstanbul’a gönderiyorlar Amerikalı doktoru. .2. katta zenginlerden birisi bayan. Cam silerken pencereden düşüyor.Ayakları kırılıyor.Hurda huş oluyor.O da (Amerikalı doktor) giderken bakıyor babama, “ Abdullah Efendi, Sen bu ayağı diz altından kes.Bunun tamir olma imkanı yok.” Babam, “Tamam doktor bey.” diyor.Doktor binip gidiyor. Babam kırık ayağı uzunlamasına- kaval kemiğinin olduğu yer parçalanmış- orasını iyice yarıyor.Cımbızla ince kemiklerin tamamını temizliyor.2-3-4 saat sürmüş temizleme ameliyatı. İri kemikleri de yanaştırmış birbirine. Ona göre sargısını bağlıyor.20-25 gün sonra Amerikalı doktor gelmiş. Babama sormuş: -Abdullah Bey ne yaptın o hastanın ayağını? Nasıl oldu kesilen yer?-Buyrun beraber bakalım.Bakıyor ayak yerinde . Diyor ne yaptın sen?Kangren olur bu.Bir açıyor bakıyor .O yara devresinde pembeleşme meydana geliyor.İyileşme devresinde… Sana bir şey tarif etmeye gerek yok. .Annem derdi “ah oğlum zengin bir aileye düştün. Bütün ev yiyecek doldu diyor aklına ne gelirse…o kadar soğukta kışta benimde ufak piyanom var. Onu taşıdım diyor rahmetli.-Anneniz?-Hayır hayır babam derdi.-Babanız piyano çalıyor?-Onu diyor taşırdım giderken çalardım diyor piyanoyu. Ufak bir piyano nerden geçmişse eline… Bu arada babamın sağlığı bozulmuş. O zaman kalkıyorlar. Geliyorlar denizyoluyla İstanbul’a. Oradan İzmir, İzmir’den Denizli.-Memleketine mi?-Memleketine , hali vakti iyiymiş rahmetli dedemin.-Kurtuluş Savaşı’nı orda mı geçirmişler?-Bitmiş artık babam terhis olmuş. O tabii, Kurtuluş Savaşı’nda Samsun’da. -Evet.-Seferberlikten mi terhis olmuş ? Kurtuluş Savaşı’nda Samsun’da mı?-Şimdi karşıdan gelmiyor. Çünkü onlar 1928’de Torbalı’ya gelmişler.1928’de olmayabilir onları ben tam olarak detaylı bilmiyorum.-Annenler pamuk toplayıp pamuk alıp da elbise dokuyup.-Pamuk değil yün.-Yün.-Denklerle tabii, orduya yollamışlar.-Don?-Don değil.Daha çok çorap ve kazak. Yün kazak. Nerede atlet nerde tutacak askeri sıcak. Askeri sıcak tutacak yün kazak çorap.-Samsun’da bunun önderliğini mi yapmış?

109

Page 110: Dizgi Askeri Tarih Kitap

-Evet önderlerden bir tanesi . Ömerzadelerin de çok büyük katkısı olmuştur bu işte. İnsan ilerisini düşünemez ki şimdi hatıralar olur ya günlük insanlar öyle bir şey olsa belki. Çünkü bana derdi. Ankara’ya gittiğinde illa bana oradan bir tarih kitabı bak. Annemin bütün ömrü kitap okumakla geçerdi.-Peki istifa mı ediyor oradan (Samsun Devlet Hastanesi)?-Oradan ayrılıyor. Gidiyor memleketine. Memlekette babası tamam oğlum diyor ticaretle uğraş. Tamam diyor.Halıcılık.Alıyor 3-5 yüz tane halı.Çünkü beşiği orası.Köy çok büyük bir köy.Ben 1945 senesinde gittim . Belediyeydi orası.Okumuş kültürlü insanlar.Bugün Denizli’nin yüzde 80 nakliyesini yapan bir beldedir.-Çal’ın-Süller köyü-Her evin önünde iki üç tane araba gördüm ben.1946 senesinde gelin almaya gittiğimizde.70-75 senesinde gittik.Her evin önünde araba gördüm.Siz şoförsünüz, patronsunuz diye.Ben ehliyet alıyorum.Kışın arabayı çıkarıyorsunuz ortak.Ben çalışıyorum.Dayanışma olan bir yer.Babam ticaretle uğraşırken.Ticareti beceremiyor.O ayrı bir sanat.-Tekrar bakanlığa mı baş vuruyor?-Aydın’a müracaat ediyor. O zaman yönetim Aydın’daymış. Hemen cevap veriyorlar .Torbalı’ya sağlık memuru olarak tayini çıkıyor. -Sonra sıtmaya savaş ilan edildiği dönem.-Evet sıtma savaşı .Bir ömrü feda etti .1954 senesinde gözlerini kaybetti.Malulen emekli oldu.-Buraya kaç yılında geliyor?-1929 senesinde. -Depremde burada mıymış?-Hayır.Depremden 1 sene sonrası dediler.Depremden bir sene sonrası derdi rahmetli birader.Depremden 2 sene sonra o köylere uzun müddet gitmiştir. Buraya ( Torbalı) tayini çıkıyor.Burada orta mahallede Saliko’nun evi varmış. 4 sene onun evinde oturmuşlar. Sıra evler derler, memur evleri derler.Biz sokağın köşesinde oturuyorduk.Bu arada dedemden babama 90 mı 120 tane mi koyun düşmüş. Onları da Çal’dan getirmiş buraya. Çobanların elinde yok olmuş gitmiş hep.Sürüyle.Kurt kaptı bilemem ne oldu öldü.işte elde kalanı satıyorlar.Buradan bir arazi arıyorlar. Bağ. Yunanlılardan kalma.Bu evimizde o seneki hasılat 40 çuval çekirdeksiz üzüm.Ben şeyleri çok iyi biliyorum.Çünkü yangın olduğu zaman 1937’ de .-Ne yangını oldu?-Bir denk halı vardı burada .Sarılı. Rahmetli Hasan dedemiz Samsun’dan bize geliyor.Bir muhtaç halde geliyor buraya.Torbalı’ya geliyor.Yaşlı tabi.Yangın bizim evde .Annem Perşembe günü pazara gidiyor.Alış veriş yapmaya.-Eviniz mi yandı?-Kiralık ev kendi evimiz de değil. Sigaradan ev yanıyor-Dedeniz mi yapıyor?-Evet, başka kimse yok evde. Bu günkü gibi bütan gaz veya doğalgaz yok.Annem tasarruflu bir kadındı.Çok tasarrufluydu yani.Altınları falan erimiş.Çok büyük bir yıkıntı oldu bize.Kazım ağabeylerin evi vardı.Macır mahallesinde. Demir yolu boyunda. Onlarda bir ev kiraladık. Oraya gittik.Kimisi bir yatak getirdi.Kimisi bir yorgan getirdi.Onlarla bir ev tamamladık.Hiçbir şey kalmadı. Mutfak takımı haricinde. O da dışarıda ayrı bir yerde olduğu için. En ufak bir şey kurtulmadı..Ayağım orada kırılmıştı benim. … O evi almış, 600 küsur metrekare. Kerpiç bina yapmaya başlamışlar.Orada ne kadar kaldık. Yalnız bu şimdiki oluşan bina 1948 yılında yapıldı.-Peki anneniz Sakine hanım?-Annem okumaya çok meraklıydı. Mesela siz tarihçisiniz. Keşke o zaman da tarihçi olan bir kişiyle ben tanışabilseydim. Onu tanıştırabilseydim.Çünkü ben Ankara’ya gittiğim zaman Dil Tarih Coğrafya Fakültesine gittim. Cumartesi günüydü.Mezuniyet şeylerini de gördüm.Askerken Erbil soy isminde bir tabur komutanı vardı.Dedim böyle böyle, benim annem tarihe çok meraklı.Tamam dedi.Öğleye kadar piyade subayı girdi.Bize piyade eğitimi veriyor.Öğleden sonra o zamanlar bütün okullar öğleye kadardı.Bütün okullar. Komutana: - Bana izin verirseniz anneme kitap alacağım. Nereden kaynak alabilirim. O dünya oluşumundan bu tarafa tarih kitabı istiyor.Çok büyük bir şey o. Temin etmek.O zaman kültür birikimi yok tu ki kişilerin.Kimden referans alacaksın? Gittim ,tamam dedi.Çok memnun oldum ya. Bu kadar tarihe meraklı bir kadın.Şaşırdım ben bu işe dedi.Abime mektup gelmiş 1937’ de

110

Page 111: Dizgi Askeri Tarih Kitap

İzmit’te,Seka’ da. Lütfü mektubun var demişler. Abim:- Aaaa !!! Annemin mektubuymuş.Amma güzel yazı demişler.Annemin yazısını.Hadi be demişler.İnanmamışlar. O devirde okuma yazma bilen kişi bile yok. Parmakla gösteremezsin.-Lütfü abiniz kaç doğumluydu?-Valla annem 15 yaşlarında genç evlenmiş.15 yaş vardı derdi annem. -Sizin yanınızda mı yetişti?-Tabi okudu. Burada bir şey yok 3’e kadarmış. Kazımpaşa’da da okudu641.-Ortaokulu nereye gidiyor.-Yo o zaman öyle yok bunlar direk devlet hesabına.Mithatpaşa’ya gidiyor.Mithatpaşa (Meslek Lisesi _ İzmir) orta ve lise bölümü bir arada.Oradan mezun oluyor. Devlet hesabına.İlk önce Alpullu’ya tayini çıkıyor.Sonra orada Seka’da atölyede şef olarak yükselmiş.1943 senesinde, harbin içerisinde.O imkanları ben de kaçırdım.Askeriye memuriyet.Endüstri meslek lisesi mezunları parmakla gösterilecek bir durumda o zaman.Herhangi bir imtihana gerek duymadan hemen bir eğitimden geçirip seçtiler .Bir de onun müfettiş başları var.Bu gitti yurtdışına götürüyor bunu da.Bir yığın orada Fransızca ders almak zorunda.-İsviçre’de mi okumuş?-O zaman onu bir müfettiş okula almış. Abim anlatırdı: “O kadar zorluk çektim ki ilk sene.” Dil yok.Teknik okulda okuyor adam.Eski Türkçe yazı yazıyor.Eve geliyorum tercüme ediyorum . Böyle bir yıl atlattım diyor.İlk sene geçtim demişti hiç unutmuyorum.-Hangi ülkede?-İsviçre’de canım. -Sınıflara göre değişik.Onlar Frasansızca konuşulan kantonda falan okuyor.-Komutanlara göre değişiyor-Evet bunlar İtalyanlar İtalyanca,Almanlar Almanca.O Fransızca okudu.-4 sene mi okuyor orada.-Şimdi 47 ‘de geliyor… 4 sene okuyor.-4 sene mühendis olarak-4 sene mühendis olarak okuyor.Tekrar aynı Seka’ya geliyor.Sonra emekli oldu kendisi.-Çocukları orada.-2 tane. Bir oğlu, bir kızı var.Kızı İzmit’te… 1939 doğumlu.Aşağı yukarı.Oğlu Alanya’da.-Hatta siz İzmit’e gitmişsiniz galiba.-İzmit’e gittim. Okul hayatım olmayınca.Döndüm eve geldim.Belki bir yardımım dokunur diye.-Peki Orhan Bey anneniz kaç yaşında öldü?-Annem 1974 yılında vefat etti. Meraklı şöyle meraklı bir kadındı.İzmir'e giderdik bayramlarda.Kemeraltı’na falan girerdik.İki buçuk saatinin yarım saatini orada bize harcar.Diğer 2 saatlik zamanını askeri kitaba ayırır.Bakar, çevire çevire okur.Açar açar bakar.-Kaç kardeşsiniz?-Biraderle beraber 3 kardeş oluyoruz. İkisi de öldü.-Diğer kardeşinizin ismi neydi?-Mehmet.-Burada mı o da?-Çocukları burada oturuyor.Karşıdaki evde oturuyor.-Babanız Sıhhiyeci Abdullah Bey.- Sıhhiyeci Abdullah. -Buradan çıkıyormuş atla._O bir macera şimdi.Ben şöyle başlayayım ona.Ben ilkokul son senelerimde1943-1944 senelerinde 4 ile 5 arasında. Yazın çok gittim ben 20 gün 5 gün dolaşırdık atın sırtında Köylere tarama(yapar),ilaç dağıtırdık.642

-Tarama. Sıtma taraması.

641 Torbalı Kazımpaşa İlköğretim okulu 1926 yılında eğitim öğretime başlamış. Hala aynı binada eğitime devam ediyor.642 Bu konuda bakınız. Necat ÇETİN, Torbalı’da Sağlığın Tarihçesi ve Bir Kinin Belgesi, Büyük Torbalı Gazetesi,

111

Page 112: Dizgi Askeri Tarih Kitap

-Tarama yapılır.Gelir şimdi o. Geldiği zaman hafta sonuna denk gelir. Ben sabaha kadar aldığı kan numunelerini hastaların isimlerini, köylerini... Sınıflama yapılır köylüler.3-5- 10 köyü dolaşmıştır.15 köy .-Yani en salgın hastalık sıtma. -Veremden daha çok salgındı.Ona yardım ederdim ben.Ondan sonra bu tarafa gider. Menderes’e giderdi.Cumaovası’na.Cumaovası buraya bağlıydı sağlık yönünden.Çok büyük bir bakımı var.Atın üstünde gitmek.27 km atın sırtında gideceksin ,köyden köye geçeceksin20 -25 gün çoluğuna çocuğuna hasret..Tam bir fedakarlık örneği idi o.Şimdi her şey ayaklarında arabalar falan.Çok da büyük yetkiler verilmişti onlara. Jandarmalar falan . Jandarmaya söylerdi. Tarlasındaki suyu kesik açacak suyu akıtacak. Sıtma sineği oluşmayacak. Benim ortaokul diğer kitaplarım bitmiştir. Hikmet Orhan isminde bir okul müdürümüz vardı.Onla görüşürdük.Ailecek görüşürdük.-Burada mı ?-Evet.Bir gün bana dedi ki rahmetli babam "Hikmet Bey’e sor bakalım akşam müsait mi? Akşam köylere gidiyor falan akşam gelmek istiyoruz. " diye.Hikmet Bey’in ağlamasını gördüm ben. Okul müdürümüzün."Niye ağlıyorsunuz öğretmenim" Bak dedi bana.Baktım Atatürk’ün resimleri.Onun tepkisiydi.-Paraları pulları hepsini kaldırdı.Ben her zaman söylerim Atatürk sevgisi bambaşka bir şey diye.Atatürk sevgisi öyle lafla olmaz.Atatürk çok büyük bir şeydi kumandandı.Çok ender gelmiş kişilerden birisiydi.-Peki Atatürk'ü gördünüz mü?-Hayır cenazesini gördüm. Ondan sonra Atatürk çok büyük bir siyasetçi idi.-Evet.-Atatürk çok büyük bir inkılapçıydı.-Evet.-Orhan Bey!-Çok büyük komutan.Çok büyük siyasetçi çok büyük inkılapçı.-Atatürk'ün cenazesini ...-Cenazesi kalktı şeye …Yavuz da bizimle geldi.Biz ordaydık.Rahmetli abimin düğün işleri vardı.O şeyle okulla gitti oraya.Tabii yakalar çıkarıldı.Biz şöyle cenazesi elimi sürttü geçti.Oradan trene bindik.Dolmabahçe’den geldik.Şeye götürdük.Etnografya Müzesi’ne götürdük.Şimdi büyük komutan.Yoktan var etmiş.Varken olmadı.Şeyin olmadığı ...-Orhan Bey peki anneniz Atatürk geldiğinde burada mıymış? 1929 olduğuna göre burada olması lazım.-Neye geldiğinde?-Atatürk buraya Bozkurt Kıraathanesi’ne, Ali Çavuş’un yanına gelmiş.643

-Kaç yılında gelmiş acaba?-36-Yok.-34'lerde falan?-Yok.-O zaman tabii, 34 ,tabii ya buradadır.-Hiç anneniz söz etti mi?-Yok duymadım böyle bir şey-Peki babanız kaçlıydı?-1308-09 yılları arasındaydı.1973 yılında vefat etti644. 1955'te gözlerini tamamen kaybetti. Ve malulen emekli oldu.Çok sabırlı bir insandı.Her şeyin Allah'tan geldiğini kabul ederdi.Annemin de gözleri görmemeye başladı.Gözlük kullanıyordu.Şimdi onun okuma hırsı var ya.1939 senesinde harp çıktığı (İkinci Dünya Savaşı) zaman.Bizim şimdiki okulun olduğu yerde kulüp kahvesi vardı. Kulüp kahvesi.Bizi alırdı orada bir radyo vardı. Haber saatinde haber bitinceye kadar her gün biz oraya giderdik.Her gün.O haber mutlaka bitecekti.Bulduğu her şeyi okurdu. Artık o gözlük kafi gelmedi.Geçenlerde onun bir gözlük sapı vardı.Beyler sokağından ben şey aldım.Büyüteç aldım. “Hah 643 Bakınız Necat ÇETİN, Atatürk’ün Torbalı Ziyareti ve Bozkurt Kıraathanesi, Gazetem Torbalı.644 Nüfus kayıt bilgilerine göre , Abdullah Bey 1973, Sakine Hanım 1976 yılında vefat etmiş. Bakınız ekteki nüfus kayıt bilgileri.

112

Page 113: Dizgi Askeri Tarih Kitap

oğlum iyi yapmışsın.” derdi. Aşağı yukarı 10cm çapının üzerinde büyüteç aldım.Böyle alır okurdu.Ama neyi okur? Magazin asla ve asla.Siyaset, memleketin iç ve dış sorunları, bunları okurdu.Böyle bir şeydi.Okumaktan o kadar çok zevk alırdı ki.Ben ona genç olduğum,atılgan olduğum zamanda fazla yardımım olmadı.Mesela şimdi ben size desem ben de meraklıyımdır yani.Dünyanın kuruluşuyla ilgili bu kitapları bulma ihtimali var.Siz % 80 bu bilgileri verebilirsiniz bana.Bu kitaplar tarih kitabı.Şimdi o (annem) Orta Asya’dan Türkler’in Hazar’ın kuzeyinden, güneyinden geçtiğini.Efendim nereye yerleştiklerini….. Ne zaman bunlar yok oldu.Ne zaman bunlar kuruldu.Ezberinde.Mesela öyle şey ki anlayacağın.Kerem ile Aslı’nın hikayesini ezberlemiş. Aşkının şeyini bilir.Başından sonuna kadar.Onlar şey böyle şarkıyla karşılık verirler.-Aşık geleneğini mi?-Aşık geleneğini okur. O kadar güzel sesi vardır.Şarkı söyleme,türkü söyleme. Yeri geldiği zaman noktayı koyar ondan sonra başlar şey yapmaya.Sayın Orhan Bey çok teşekkür ederim.

Sakine (Sekine) Baturay

113

Page 114: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Abdullah Baturay (Eşi)

Orhan Baturay (oğlu) (29 Haziran 2008 Torbalı Parkı)

114

Page 115: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Sakine ve Abdullah Baturay, oğulları Orhan Baturay’ın çocuklarının sünnetinde

AİLENİN NÜFUS KAYITLARI ÖRNEKLERİ(Kayıtlar Orhan Baturay’ın izni ile yayınlanmıştır)

SAKİNE HANIMIN POTURAY SOYADI İLE KAYIT ÖRNEĞİ(DENİZLİ – ÇAL – SÜLLER KÖYÜ)

115

Page 116: Dizgi Askeri Tarih Kitap

SAKİNE (SEKİNE) HANIMIN BATURAY SOYADI İLE KAYIT ÖRNEĞİ (İZMİR – TORBALI – TORBALI MAHALLESİ KAYDI)

MUHSİN BEYDEN OLAN İLK OĞLU LÜTFÜ ŞAHİNER ‘İN KAYIT ÖRNEĞİNDE ANNE ADI “SAKİNE”

SAKİNE HANIMIN KARDEŞ VE YEĞENİNE AİT KAYIT ÖRNEĞİ ( BUGÜN PAZARYOLU İLÇESİNE ANCAK ESKİDEN İSPİR İLÇESİNE BAĞLI (KINDIZ) LALELİ KÖYÜ KAYDI)

SAKİNE HANIMIN ABDULLAH BEYDLE EVLİLİĞİNDEN OLAN OĞLU ORHAN BATURAY’A AİT KAYIT ÖRNEĞİ

116

Page 117: Dizgi Askeri Tarih Kitap

SÖZLÜ ANLATIMLARA GÖRE TORBALI YÖRESİNDE YUNAN İŞGALİ VE BİLİNMEYEN BİR KUVA-YI MİLLİYECİ:

HORTUNALI HAMİT EFE

ÖzetBu araştırma Torbalı ilçesinin merkez ve köylerinde Yunan işgal dönemini yaşamış tanıkların

anlatımları ile yaşayanların yakınlarına anlattığı anlatımlara dayalı bir alan araştırmasıdır.Torbalı bölgesi 20 Mayıs 1919 günü Yunan işgaline uğramıştır. Dönemi yaşan ve yaşayanların yakınlarına aktardıkları sözlü anlatımlar kayıt altına alınmaya çalışılmıştır. İşgale karşı bugünkü adı Yazıbaşı olan yerde Hamit adlı bir genç işgal kuvvetlerine karşı yanına aldığı az sayıdaki kişi ile çete halinde direniş göstermiştir. Hamit çetesi Yörük Ali grubuna bağlı faaliyette bulunmaktadır. Farklı taktiklerle Yunan karakollarına baskınlar düzenler. Torbalı bölgesinde halkın saygısı ve sevgini kazanır. 1922 yılında Yunanlar tarafından satın alınan kendi adamları tarafından öldürülür. Hortunalı Hamit hakkında şu ana kadar bir belge bulunamamıştır. Anahtar kelimeler “Hortunalı Hamit, Yunan işgali, Torbalı, Kuva-yı Milliye“

Yöntem: Bu araştırma Torbalı ilçesinin merkez ve köylerinde Yunan işgal dönemini yaşamış tanıkların anlatımları ile yaşayanların yakınlarına anlattığı anlatımlara dayalı bir alan araştırmasıdır. Ne yazık ki dönemle ilgili şu an için araştırma sahasında sadece Hamit Efe’ye ait bir fotoğrafın dışında belge bulunamamıştır. Torbalı ilçesinin Yunan işgali dönemindeki tüm köyleri 2000 ile 2009 yılları arasında dolaşılmıştır. Anlatımların bir kısmı not olarak tutulmuş, bir kısmı ise görüntülü şekilde kayda alınmıştır645. Görüntü kayıtları özel arşivimde saklanmaktadır. Kaynak kişilerin büyük bir çoğunluğu şu an yaşamamaktadır. GirişOsmanlı devletinin I. Dünya Savaşı’ndan yenik çıkması ile 30 Ekim 1918 tarihinde imzaladığı Mondros Mütarekesi (Ateşkes) ile daha savaş devam ederken imzalanan gizli anlaşmalar ile İzmir başta olmak üzere Ege Bölgesi İtalyanlara taraf değiştirmenin ödülü olarak verilmişti. Ancak dünya siyasetine o gün için politikası ile ünlü İngiltere çıkarlarına ters gördüğü bu paylaşıma aykırı olarak bu bölgeyi Yunanistan’a işgal ettirmişti. Bu durum İtalyanların her fırsatta Yunanlılara karşı baskın yapan çeteci gruplara646 yani Kuva-yı Milliye birliklerine kendi işgal topraklarında saklama ve destek vermesine neden olacaktır. İzmir ve Torbalı bölgesi aslında Yunanlara yabancı değildir. Çünkü bölgede belli başlı yerlerde yabancı uyruklu yerli Rumlar bulunmaktadırlar647. Yerli Rumlar bulundukları yerlerde genellikle ticaretle uğraşmakta, çiftçilikle geçinmekte648 özellikle Türk halkının bilmediği ancak ileriki tarihlerde ustası olacağı tütüncülük yapmaktadırlar. Bazı aileler ise büyük toprak sahiplerinin arazilerinde ve kendi arazilerinde bağcılık, şarapçılık649 ve domuz yetiştiriciliği ile geçimlerini sağlamaktadırlar. Torbalı merkezi bugünkü Torbalı orta mahallededir. Aşağı mahalle (İstasyon) ise Rumların oturduğu mahalledir. Demiryolunun bulunduğu bölge Rumların yoğun olarak yaşadığı yerdir650. Rumların işgal öncesi Türklerle hiçbir problemi bulunmamaktadır. Örneğin Karakuyu gibi yerlerde tütün ekimi ve bağcılık yapmakta, bazı Rumlar köyde meyhane işletmekte, hatta köyde Rum doktor dahi bulunmaktadır.651 İzmir’e Yunan askerlerinin çıkması halk arasında önce bir panik havasına neden olur. Mesela düğün yapılıyorsa gelinler ata bindirilme yerine hemen

645 2007 yılı görüntüleri öğretmen Gürkan Adam tarafından çekilmiştir. Kendisine teşekkür ederim.646 Özellikle Söke bölgesinde Sökeli (Halezar) Cafer Efe’ye Bakınız, Sabahattin Burhan, Sökeli Cafer Efe, İstanbul,2006 (3.baskı)647 Şerife Yavuz aktarımı 648Mustafa Yoldaş’ın anlatımı 649 Mehmet Taşgın anlatımı.650 Mustafa Yoldaş’ın anlatımı 651 Mehmet Taşgın’ın anlatımı

117

Page 118: Dizgi Askeri Tarih Kitap

arabaya bindirilmekte, düğün kısa kesilmektedir652. Köylerde ise köylüler evlerini terk ederek dağlara sığınıyorlardı653. Bir endişe vardır. İşgalin Başlaması ve Gelişimi: 15 Mayıs 1919’da Yunan İzmir’e çıkmış, Konak’ta (Osman Nevres)Hasan Tahsin ilk kurşunu sıkmıştır. Halkta panik ve korku başlamış, İzmir’in işgalinden bir süre sonra (20 Mayıs 1919654) Torbalı ve köyleri düşman işgaline uğramıştır655. İşgal İzmir’den demiryolu boyunca olmuştur656. Yunan askerleri Torbalı istasyonun yakınındaki merkezde bir yerli Rum’un evi başta olmak üzere Dağkızılca , Ayrancılar657, Karakuyu658, Çaybaşı659 , Celat (Sağlık) demiryolu kenarında, Taşkesik660, Subaşı661, Atalanı, Ahmetli662, Dereköy663, Dağtekke, Karacaağaç664, Çorlu665, Helvacı ve Yazıbaşı666 köylerinde karakol kurarlar. Bazı yerli Rumların Yunanlar ile işbirliği sonucu evler basılır ve yerli halka zulümler yapılır667. Ancak ticaretle uğraşan yerli Rumlar tedirgindir. Çünkü işleri bozulmaya başlamıştır668. İşgal edilen köylerde halk önce kuzeydeki Nif Dağı’na , Tire tarafında olanlar Tire’ye, Torbalı tarafında olanlar Ormanköy, Helvacı tarafındaki dağlık yöreye, Çakırbeyli köylüleri Ormanköy ile Karakızlar arasındaki “Eşme Deresi” mevkiine, Çorlu köylüleri Dağtekke dağlarındaki yüksek yerlere (Zeybek mezarlığı mevkii) kaçarlar669. Bazıları bir süre sonra çaresizce evlerine dönerler. Bazıları ise işgal boyunca çadırda yaşarlar. Dağtekke köyünde ikamet edenlerin ise ova köylerine doğru (Ovakızılca-Taşkesik- Çıplak..gibi) kaçması670 dikkat çekicidir671. Göçebe yaşam sürdürenler ise önce Afyon yöresine672, Afyon da işgal edilince İtalyan işgal bölgesi olan Antalya bölgesine sığınırlar. O günleri çok iyi hatırlayanlar İtalyanlar için “İyi cavurdu” ibaresini kullanmaktadır673.Yunan işgal kuvvetleri ilk başlarda yumuşak bir işgal politikası uygularlar674, ancak bu zamanla baskı ve şiddete dönüşür. O günleri yaşayan Sabri Fidan işgal günlerini şöyle anlatmaktadır:“Dağkızılca Yunan kumandanı etrafına yaşlıları topladı. Benim babalığı burada Yunan pehlivanları ile güreştirirlerdi. Ben çocuğum. Köylülere konuşurlardı. Bir şeyler anlatırlardı. Biz burada devamlı kalacağız. Buralara yerleşeceğiz. Buralar bizim olacak., diye söylüyordu. Kumandan sandalyede bacak bacak üstüne atmış, halk yerde oturuyor. Kıçının üstünde düdük sallanık duru. Çocuğum. Düdüğü gördüm. Başında da nöbetçi duruyor. Ben arkadan yanaştım. Ufak diye dikkate almadılar.

652 Mehmet Taşgın’ın anlatımı ve Hulisi Demirtaş’ın aktarımı653Mustafa Yoldaş ve Hüseyin Baykurt’un anlatımı 654 “ Torbalı muhabere memurunun bildirdiğine atfen 20/5/1335 günü Yunan askerleri tarafından mezkur mevkinin işgal edilmiş olduğu arz olunur” Bakınız: BUTULLUOĞLU,Hamdi “Milli Mücadele Başlıyor”, Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, Sayı 12 Cilt 3( Eylül 1968) Belge , s.:9 655 Bazı araştırmalar Torbalı’nın işgal gününü 21 Mayıs 1919 olarak vermektedir. Bakınız. GÜNEŞ,Günver, İzmir’in işgali ve Aydın’daki yankıları, Askeri Tarih Araştırmaları Dergisi, Sayı 9, Şubat 2007,s.53656 Salih Tünaydın’ın anlatımı657 Mehmet Yıldırım’ın anlatımı658 Karakol kurulan ev Langırdak Şükrü olarak bilinen şahsın evidir.659Enver Aydın’ın anlatımı660 Hakkı Taşlıoğlu aktarımı661 İştipli Hüseyin’den aktaran Hakkı Taşlıoğlu 662 Musa Özbek’in aktarımı663 Ayşe Yay’ın anlatımı664 Hasan Uysal’ın anlatımı665 Hüseyin Çetin’in anlatımı 666 Yazıbaşı’ndaki karakol Hortunalı Hamit’in baba einin yanındaki evdir.667 Sami Kösten’in annesinden aktarımı668 Aynı tedirginlik ve tepki bakla tanıkların ifadelerinde de yer almaktadır. Bakınız: Pelin Böke.. Pelin Böke, İzmir 1919-1922 Tanıklar, İstanbul, 2006.s.136 vd.669 “Yunan köyü basınca yemek haranısını ocağın üstünde bıraktık, kaçtık oğlum” Keziban Barut. anlatımı670 Saniye Uçar’ın anlatımı, Mustafa Kılınç’ın annesinden aktarımı671 Bu konuda yapılan bir araştırma için bakınız , SARISIR, Dr. Serdar, Demoğrafik Oyun Sürgün (1919-1922, İstanbul, 2006672 Bu ailelere halenTorbalı Ayrancılar’da“Afyonlu” denmektedir. İşgalden sonra geri dönmüşlerdir. 673 Mehmet Yıldırım’ın ifadesi674 Sabri Fidan anlatımı

118

Page 119: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Seslenmediler. Düdüğünü bir öttürdüm. Yunan subayı bana bir tokat attı. Çamurun içine yuvarlandım gitti. Yunan tokatını da yedik. Ben ağlayarak kalktım. Halk da bırakın o daha çocuk demişler.”İşgalin başlamasıyla “işbirlikçiler” de ortaya çıkmaya başlamıştır675. Yunan işgaline karşı halkta pek tepki görülmez. Giritliler ve Mora muhacirleri ise daha önceden Yunanları tanıdıkları için endişelidirler. Bu arada bazı kişiler gizlice ve yavaş yavaş örgütlemelere başlarlar. Bu kişiler zaman zaman gizlice bölgeden Kuvay-ı Milliye için para ve silah toplarlar.Bu olaya şahit olan Mustafa Yoldaş, gördüğü dayanışma manzarasını şöyle aktarmaktadır: “Koyu milliyeye (Kuva-yı Milliye) para toplamaya köydeyken676 şahit oldum. Köydeydim. İki kişi gelmişler. Bir karı koca da vardı. Onlar geldiler. Karı kocadan para istediler. Birisi çıkardı ağlayarak parayı verdi. Üç tane sarı lira. Gözümle gördüm. Alan adam sordu: -Siz bu parayı nereye veriyorsunuz biliyor musunuz ? diye sordu. Dedi ki gizli bir ordu kuruldu. Gizli ordudaki adamları doyurmak için bu paraları topluyoruz. Başka paran var mı? Diye sordu. Adam:-Yok, dedi. Adam aldığı üç sarı liranın bir tanesini geri verdi. Adam hem ağlıyor, hem geri verdi. Toplayan da ağlıyor, veren de. Paranın nereye gideceğini öğrenince ağlıyordu. Ben bu olaya tanık oldum. Benim de içim ağladı. Başka birisi beş sarı lirası varmış. Beşini de verdi. Toplayan üçünü aldı. İkisini geri verdi.-Siz de çoluk çocuk sahibisiniz, dedi. Bu para orduya gidiyor dedi. Vatanı ve sizi kurtarmak için çalışanlara veriyorsunuz bu parayı, dedi. Orada bulunan herkes ağlıyordu.” Aynı tarihlerde Celal Bayar da “Galip Hoca” takma adı ve imam kıyafetiyle yöredeki örgütlemeyi sağlamaya çalışmaktadır. Celal Bayar, Ertuğrul Mahallesi’nde ileride belediye başkanı olacak olan Molla İbrahim (TÖR) ve Giritli Aslan Mehmet ile görüşür. Molla İbrahim’in evinde kalır. Ayrıca kadın kıyafetinde Özbey köyüne Hafız Ali’nin yanına gider. Ödemiş bölgesine geçiş böyle olur.677

Yörede asayişsizlik kol gezmektedir. Bazı kişiler iki-üç kişi birleşerek eşkıyalık yapmaya başlarlar. Evleri ve Yörük çadırlarını soymaya, halka zulmetmeye başlar. Örneğin Perşembe günü Tepeköy pazarına gidenler yolda soyulur. Halk bu kişilere “Çalı Kakıcı” adını takmıştır678. Ancak eli silahlı, astığı astık kestiği kestik bu kişilerin içinde bir kişi vardır ki bu farklıdır. Bu kişi Hortunalı Hamit Efe’dir.Bilinmeyen Bir Kuva-yı Milliyeci: Bugün “Yazıbaşı” olan beldenin eski adı “Hortuna” köyüdür. Hamit Efe’nin ailesi de köyün yerlilerindendir. Ailenin aslı Akkeçili yörüklerine dayanıp Antalya’nın “Murtuna” köyünden zamanında köye göç edip yerleşmişlerdir679. Hatta aile eski köylerinin unutulmaması için soyadı kanunundan sonra “MURTUNA / ORAL” soyadını kullanmıştır680. Hamit Efe; Rumi 1309 (M.1893) yılında o günkü adıyla Hortuna bugünkü adıyla Yazıbaşı’nda doğmuştur. Annesi “Havva”, Babası “Kara Hüseyin”dir681. Ailenin ekonomik olarak günün koşullarına göre durumları oldukça iyidir. Kara Hüseyin’in Hortuna’da çiftçilikle özellikle hayvancılık, at yetiştiriciliği yapmakta ve İzmir-İkiçeşmelik’te iş hanı bulunmaktadır. Efe’nin iki erkek bir de kız kardeşi vardır. Bunlar Halil Ağa (Murtuna) (1880-1965) ,Tahir Ağa (Murtuna)(1883-1946) ve kız kardeşi Makbule(Vasviye)(1887-?)’dir. Yeğenleri Rıza ise iş hanı işletmektedir. Rıza işgalde Yunanlar tarafından İzmir’den köye gelirken Seydiköy’de (Bugünkü Gaziemir) yolda at sırtında vurularak öldürülmüştür682.

675 Ayşe Yay, Dereköy’de Sığırtmaçoğlu’nun Yunan işbirlikçisi olduğunu belirtmektedir. 676 Çakallar[Çamlıca] Köyü677 Hafız Ali’den aktaran oğlu Hüseyin Türkmen 678 Mustafa Yoldaş’ın anlatımı 679 Hortunalı Hamit Efe araştırmasını 2001 yılında ilk defa ödev olarak yapan Yazıbaşı’lı öğrencim Didem Öz’ün araştırma notları.680 Bu gün Murtuna soyadı kapalı kayıttır. Yani erkek olarak soy devam etmemektedir. Amcaoğulları “ORAL” soyadını kullanmaktadır.68120 Mayıs 1321 tarihli Hortuna son Osmanlı nüfus sayım defterinde aile hane no: 70 ‘dir. Hane reisi “Kara Hüseyin Ağa” dır. ( 1851-1921) hanede kişi sayısı 9’dur. Hamit ( TC.44008491460) 2. Çocuğudur. Ölüm kaydı 1 Mart 1920 yazmaktadır. Halbuki kızı Hamdiye 1922 doğumludur. Mezartaşında da ölüm tarihi 1338 yani 1922 yılı yazılıdır.682“Rıza’yı vuran Seydiköy Yunan kumandanı Yüzbaşı’nın evini Hamit gece basmış. Yüzbaşıyı karısının yanında yatakta vurmuş”. Yazıbaşı eski belediye başkanı Nihat Gönülal anlatımı.

119

Page 120: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Hamit 26 yaşında gözü pek, atik, çok çevik, çok iyi, ata meraklı ve cesaret sahibi, boylu, kara yağız genç bir delikanlıdır. Köyden “Ayşe” isimli bir kızla gizlice görüşmektedir. Daha sonra nişanlanırlar. Ne var ki çift evlenemez. Çünkü Ayşe hastalık sonucu (verem) vefat eder. Ayşe’ye o kadar bağlıdır ki haftalarca mezarının başında geceleri yatar683. Aile, Hamit’i aynı köyden “Ferda” adlı kızla nişanlar. Ferda’yı Karaot köyüne kaçırır684. Ancak ailesi sana vereceğiz diye kandırırlar. Ama vermezler. Ferda da daha sonraları bir subayla evlenecektir685. Hamit’in Dağa Çıkması: İşgal günlerinde Hortunalı Hamit’in çok iyi koşan, gösterişli beyaz bir atı vardır. Bir gün Tepeköy’e atıyla gelir. Atını o günün usulü gereğince bugünkü Esenler çarşısının bulunduğu yerdeki hana bağlar. Çarşıda işi bitince hana atını almaya gelir .Ancak atı yoktur. Hancıya sorar. Hancı atını Yunan askerlerinin beğenip aldığını, kendisinin de bir şey diyemediğini, askerlerin iki kişi olduğunu ve Özbey köyüne doğru gittiklerini söyler. Hamit gençliğin verdiği heyecanla Çakaloğlu hanından aldığı bir atla arkalarından koşar. Özbey tarafında bulunan “Uyuzdere” mevkiinde iki Yunan askerine yetişir. Onları orada öldürür. Atını geri alır686. Ama adı duyulur. Kendisi artık Yunanların aradığı ve öldürecekleri biridir. O da Yunan işgaline tepkili birkaç çocukluk arkadaşı ile birlikte dağa çıkar687. Hamit Efe dağa çıkarken ilginç bir yola başvurur. Tütün tüccarlığı yapan yerli bir Rum vardır. Rum, alım yaptığı tütün parasını yanında taşımaz. Parası Hamit’in babası Kara Hüseyin’de emanet olarak durmaktadır. Aynı günlerde Hamit’in babası da sattığı tütünün parasını evinde tutmaktadır. Hamit, ilk önce arkadaşı Ethem ile babasının evini basar. Tüccar Rum’un parasını aldığı gibi babasının parasını da alır. Bu paralarla silah ve mermi alır. İlk efelik parasını böyle oluşturmuştur.Yanına da çevre köylerden bazı kişiler katılır. Ancak bu sayı sürekli olarak 3-5 kişiyi geçmez. İşte Hamit Efe efsanesi böyle başlar ve Efe dağdan inmez. Hamit Efe devamlı olarak Karakuyu, Helvacı ve Dağkızılca köylerinde kurulan Yunan karakollarına baskınlar düzenler ve Yunanların belası haline gelir688. Hamit Efe yeğeni Rıza’nın da Yunan askeri tarafından vurulmasından sonra gerek baskın yaptığı Yunan karakollarındaki Yunan askerlerini ve gerekse gördüğü, işbirlikçi yerli Rumları acımasızca vurmuştur689. İşgal sırasında Hamit’in ailesi evlerine Fransız bayrağı çekerek Fransız tebaasına geçmişlerdir. Bu nedenle Yunan işgal kuvvetlerinin baskı ve zulmünden kurtulurlar690.Hamit Efe’nin bir kişiyi öldürmesi için Yunan veya yerli işbirlikçi Rum olması yeterlidir. Tabii Yunanla işbirliği içinde olanlar da Efe’nin hıncından nasibini alır. İlginç olan tarafı ise yakaladıkları her Rum’u ve Yunan askerini hemen orada mahkeme etmesidir. Mahkeme başkanı Hamit Efe, yardımcısı ise Çapak’tan Ethem Ağa (Cin), infazcı ise Küçük Mehmet’tir. İlk sorusu “Ülen size Yunan toprakları dar mı geldi? Burada topraklarımızda ne işiniz var?”dır. Tabi her mahkeme idam cezası ile sonuçlanır ve hemen infaz edilir. Bu konudaki infazların yüzlerce olduğu söylenmektedir. “Hamit geliyor!” sözü Yunan askerleri ve yerli Rumların artık korkması için yetmektedir. Hatta bazı Türk aileler direnişin sembolü olarak yeni doğan çocuklarına “Hamit” adını verir.Hamit Efe çetesinin başlıca elemanları Hortuna’dan Küçük Mehmet (Küçük ), Kara Yusuf oğlu kır bekçisi Raşit(Öz), Çapak köyünden Ethem Ağa (Cin), Çakırbeyli’den Piç Ali, Kemalpaşa Sinekköy'den (Bugünkü adı Yeşilköy) Yörük Hasan, Karakuyu’dan Abdurrahman'ın Mecit (Buruncuk), Bozköy’den Kara Ahmet (Yiğit)691, Karakızlar’dan Çete Osman’dı692. Bu adamlarından en çok Küçük Mehmet ile Ethem Ağa’ya güvenmektedir. Çünkü bunlar hem uzaktan akraba ve hem de çocukluk arkadaşlarıdır.

683 Nihat Gönülal anlatımı684 Şevket Önder’in aktarımı685 Yazıbaşı eski belediye başkanı İbrahim Cinkılıç’ın halası.Hamit Yılmaz Oral anlatımı686 Aktaran: Salih Tünaydın687 “Hamit’in maiyeti vardı. Hamit gece baskınları yapardı. Yunan Jandarması gece dışarı çıkamazdı. Çalılıklarda gece yatarlardı”. Hüseyin Çetin 688 Mehmet Taşkın, Ayşe Yay ve Saipler’den İsmail Baykal’ın anlatımı689. “Babam Ethem bana “Oğlum Hamit ile beraber belki 100 Yunan askerini vurduk. Eğer birden fazla ise ardı ardına dizer tek mavzer kurşunu ile vururduk. Eğer cavur öldürmek günah ise Allah bizi affetsin” derdi. . Anlatan Ali Cin.690 Hamit Yılmaz Oral aktarımı691 Gani Özkan’ın anlatımı692 Saniye Uçar’ın anlatımı

120

Page 121: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Aynı dönemde yörede dağa efeliğe çıkan başka kişiler de vardır. Ancak yaptığımız araştırmalarda bu kişilerin halka kötü davrandıklarını, ortamdan yararlanarak kendi çıkarlarına göre hareket ettiklerini öğreniyoruz. Halk arasında “Çalı Kakıcı” olarak adlandırılan ve nefretle anılan bu kişiler, o günlerde kendi başlarına buyruk hareket etmekte, ceplerini doldurmaktadırlar693. Hamit ilk önceleri bu çetelerle beraber hareket etmektedir694. Ancak bir süre sonra, “Çalı Kakıcılar”ın halka yaptığı işkence ve zulüm Hamit Efe’nin tepkisine neden olur. Bardağı taşıran son olay ise Ormanköy’de (Çengele) Gökoğlan isimli kişinin evinin basılması ve Gökoğlan’ın parasını almak için dayak, kızgın zeytin yağı ile vücudu dağlama gibi çeşitli işkencelerin uygulanmasıdır695. Hamit Efe, bu olaydan sonra “Çalı Kakıcılar”la yolunu ayırır, kendi çetesini kurar. Bu arada Hamit, Yunan işbirlikçisi (Hortuna’dan) Arif Kahya tarafından takip edilmekte ve devamlı Yunan karakoluna bilgi verilmektedir696. Köy zaman zaman Yunan askeri tarafından kuşatılmakta, sokağa çıkma yasağı konularak sıkı aramadan geçirilmekte, bıçak ve çakılar da dahil olmak üzere tüm kesici ve delici aletler toplanmaktadır.Hamit Efe; Nif Dağı, Mahmut Dağı ve en çok Karakızlar köyü sınırları içinde bulunan “Kurupınar” mevkiinde konaklamış; bu arada Dağtekke köyünde gördüğü “Nazlı” (Nazife) kadın ile evlenmiştir. Anlatımlara göre Nazlı, Hamit’in kavuşamadığı yavuklusu Ayşe’ye çok benzediğinden Hamit bir görüşte Nazlı’ya aşık olmuş, nişanlı olmasına rağmen Nazlı’yı kaçırmış ve onunla evlenmiştir. Bu evliliğin ardından çift Dağtekke köyüne yerleşmiştir697.Hamit Efe o köyden evli olduğu için zaman zaman Dağtekke’ de kalmaktadır. Efe özellikle Cuma günleri değişik köylerde Cuma namazını kılmakta, hali vakti iyi olanlardan zoraki de olsa para toplamakta ve bu paralarla hem adamlarına bakmakta hem de durumu iyi olmayanlara aynı Ödemişli Çakıcı Efe gibi dağıtmaktadır. Bu durum halk arasında daha da çok sevilmesine neden olmaktadır698.Hamit Efe’nin Nazlı'nın oturduğu Dağtekke köyündeki eve geldiği bir gün, köy Yunan askerleri tarafından basılmış, çatışma çıkmış; Efe evden atla çıkarak kaçmaya çalışmış, ancak sağ sırtından mavzer kurşunu almıştır. Yaralı vaziyette Torbalı’ya kaçarak daha önce aile ahbabı olduğu sanılan sarışın bir kadının evinde (Burunsuz Esma lakaplı) iyileşinceye kadar sığınmış ve iyileşince tekrar grubunu toplayarak dağlara dönmüştür. Dikkatimizi çeken bir konu da Hamit Efe’nin otantik Efe elbiselerini giymediği, ceket pantolon giydiğidir. Özellikle giydiği İngiliz külot pantolonun iç ve dış kısmında aynı subaylar gibi kırmızı şeritler olması dikkat çekicidir699. Sözlü Anlatımlarda Hamit EfeHamit Efe hakkında ancak anlatılanlardan derleyebildiğimiz birkaç olayı aktaralım: Hamit Efe, bir gün ağabeyi Halil Ağa’nın Hortuna’daki kahvesinde otururken, atlı bir Yunan askeri gelir ve Hamit Efe’yi tanımaz. Atı terlidir. Atın teri soğuyuncaya kadar gezdirilmesi lazımdır. Efe hemen “atı ben gezdireyim” deyip askerin atını alır ve onu kahveye gönderir. Kahveye giren asker orada bulunanlara Hamit Efe’yi sorunca yanıt “atını alan adam” olur. Efe çok çevik ve akıllı bir adamdır. Bu yüzden halk arasında lakabı “Yıldırım”dır700. Yine bir gün Çapak’ta Ethem Ağa’nın kahvesinde otururken etrafı Yunan askeri sarar. Kahvenin normal çıkış kapısından çıkanlar hemen yakalanacaktır. Hemen ortada bulunan masa üzerine zıplar. Oradan da yaklaşık olarak üç metre yükseklikteki çatıya çıkan tavan deliğine çıkar. Oradan da kaçması kolay olmuştur. Yunan askerlerinin eli yine boş kalmıştır.

693 Bu “Çalı Kakıcı”lara örnek olarak Bayındır Keçiköy'den (Bugünkü Balcılar Köyü) Kabakdelen, Bayındır Karaveliler köyünden Karadiş; Bayındır Arıkbaşı köyünden(Eski adı Çerkezler) İlyas, Uladı’dan yaman Veli, Canlı’dan Çolak Ali, Kızalcaköy (Kızılcaova) Kadir Çiftçigediği’nden Abdül, Bekir Çavuş, İsmail Kölemen, Osmanlardan Ateş İbrahim, Kavakalan’dan (Çınardibi) Korucu Ali (İbarhim oğlu), Topçunun Süleman (Süleymanige – Macır Süleyman), Tire Bülbüldere köyünden Uşaklı İsmail’i verebiliriz: Muammer Şahin, Şükrü Aydın, Hamit Akarsu’nun anlatımları 694 Ali Özüzeybek’in anlatımı695Anlatan: Gökoğlan’ın torunu Kemal Dağdeviren696 Anlatan: Salih Tünaydın.697 Nazlı(Nazife) Hanım’ın yeğeni İzzet Bulut’un anlatımı; Hamit Efe’nin bu evlilikten Hamdiye isimli bir kız çocuğu dünyaya gelmiştir.698 Gani Zafer Öncel ve İsmail Acar’ın anlatımları.699 İbrahim Özkan’ın aktarması. “Babam Hamit için yüzbaşı veya binbaşı olduğunu söylerdi”. Anlatan Kemal Kurucu700 Mehmet Yıldırım’ın anlatımı ve Cevat Şen’in aktarımı

121

Page 122: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Yeğeni Rıza’nın intikamını Rıza’nın vurulduğu yerdeki Seydiköy Yunan karakol komutanı yüzbaşının gece evini basarak, yeğenini öldürteni karısının yanında öldürerek alır. Tabi bu durum ününün iyicene artmasına neden olur.O yıllarda çocuk olan 1331 doğumlu Zehra Ak’ın anlatımında Hamit Efe ve çetesinin “adil, namuslu, iyilikten yana, gözükara” tavırları ön plana çıkmaktadır:“Ben Yoğurtçular’danım.Ayrancı Ahmet benim kardeşim. Hamit ile birlikti. Çok Yunan öldürdüler. Anamgil Rumlara tütün kırmaya gelirdi. Ben çocuğum. Tütün kırdıran Rum kadının üç kızını dağa kaldırmışlar. Bu Rum kadın Hamit’ten yardım istedi. Hamit namussuzları sevmezdi. Hamit bu kadına yardım etti. Kızlarını buldu. Çeştiman tepesi deriz. Orada Yunanlar gelirken önlerine geçmişler. İyiliğe çok iyiydiler. Çoluğun çocuğun aç mı? Yardım ederlerdi. Öyle dövelim ,çarpalım, para alalım demezlerdi. Sen fakirsin, sana yardım ederlerdi. Fakirleri kollarlardı. Hem abim hem Hamit kabadayı idi. Bunlar hiç kimseden korkmazdı. Hiç kimseden yılmazdı. Zenginden alıp fakire verirlerdi. Burada biri vardı. Adamı tarlada işlettirmişler. Çalıştırmışlar. Parasını vermiyorlar. Yakasını bir tuttular. Sen bu adamın parasını verecek misin yoksa vermeyecek misin? Aman aman vereceğim. Hemen gitmiş getirip gelmiş”. Hamit’i bizzat gören ve onunla çalışan Gani Özkan onunla yaşadıklarını ve o günleri duygulanarak anlatmaktadır:“Yunan geldiğinde iki tokadını yedim. İki asker gelmişti. Yumurta ( avra) istedi. Yok deyince dövdü. Baba Çanakkale’de kalmış. Fakirdik. Hamit gece çalışırdı. Bilirim. Ben Hamit Efe’ye yemek götürürdüm. Kavağın yanına. Kuyulu tarlaya. Yanında beş altı kişi vardı.Halamızın kocası Ahmet dayı adamı idi. Basacakları Yunan karakollarını Ahmet dayıya söylerdi. Hamit’le üç dört sefer görüştüm. İyi bir adamdı. Lafı doğru biriydi. Çalı kakıcı değildi. Çalı kakıcı olsa belli olur. Bir gün iki günde belli olur. Dediği sözü yerine getiren bir adamdı. Çok çevik, atik , gözü karaydı. “Hamit vuruldu” diye zaman zaman yaygara çıkarırlardı. Yunan tarafı mahsus yapardı.Biz tedbir aldık. Akşam, gece gece buluşmak, gece gece konuşmak gibi. Helal hoş olsun. Ekmek götürürdüm. Onun işi Yunan’laydı. Kavağın olduğu yere, Fetrek çayının olduğu yere gelirdi. Biz hangi gün, hangi saatte geleceğini bilirdik. Bize falan yere ekmek getirin diye haber yollardı. Atla gelirdi. Beyaz bir at. Ben o zamanlar 14-15 yaşlarındaydım. Yunan’la çarpışması el altından duyulurdu. Akşamları kongre olduğunda duyulurdu. Gündüz Yunan gelirdi. Akşam evlerde toplanırdık. Toplantılarda Yunan’ı yeneceğimizi konuşurduk. Toplantılarda 5-10 kişi olurduk. Her toplantıyı farklı evlerde yapardık. Her gün aynı evde olursa öte yandan yolu bekler. Yunan tarafı seni kıvırır. (Vurma anlamında) Yunan’a bilgi verenler de vardı. Hamit’le olanlar da bilinirdi. Hamit, Kuvvacı’ydı. Bana birkaç sefer talimat verdi. Şunu şu kişiye götür. Şunu şuna söyle derdi. Görüşmeye genellikle yalnız giderdim. Silahsız, boş gitmezdik. Benim nüfusum geç alındı. Ben nüfusumun çıktığını biliyorum. Köyde 2-3 kişi Hamit’ten talimat alırdı. Kalabalık olmazdı. Gece yanına giden ben, büyük kardeşim İbrahim, Kara Ahmet, Has Ahmet. Önce Kara Ahmet’ten aldığımız talimatla giderdik. Aldığımız talimatı verirdik. Bugün dahi bu yaşımda ülke o günleri yaşasa aynı şekilde talimat alsak giderim”. Hamit Efe’ye Yataklık Edenler:Yukarıdaki anlatımdan da anlaşılacağı gibi Hamit Efe’nin çeşitli köylerde zaman zaman sığındığı “yatak” tabir edilen adamları vardır. Bu yataklardan tespit edebildiklerimiz: Buca Karacaağaç köyünden Deli Hüseyin (Uysal), Demirci Köyden Hacı Fettah, Yoğurtçular köyünden Ayrancı Mehmet701, Doğancılar’dan Avcıoğlu, Dirmil köyünden Karaoğlanların Ali Molla702, Çengele köyünden Gacarlardan Hamza Ali Ağa703, Helvacı köyden Sürsalan Cemali704. Çete dağda bulunduğu sırada yiyecek ve para yönünden en büyük desteği yörük çadırlarından görmektedirler. Anladığımız kadarı ile Hamit Efe, bir dönem Ödemiş havalisinde efelik yapan 1911 yılında Osmanlı tarafından vurularak öldürülen Çakıcı Mehmet Efe’nin izlediği yolu izlemiştir. Taktikleri ve yaptıkları bunu göstermektedir. Adeta bölgede yeni bir “Çakıcı” olmuştur. Tabii tek farkla. Çakıcı, Osmanlı’ya karşı direnmiş; Hamit Efe ise işgalci Yunan’a karşı. Kendi köyüne geldiği zamanlarda arkadaşları Bekçi Raşit (Öz) ve Küçük Mehmet705 , Fevzi’nin İbrahim , Katil Cemal’den ve Gök Mehmet (Ekeren) ten yardım görür; ekmek, yemek ve haber alır. Dağtekke köyünden Şahlı

701 Zehra Ak’ın anlatımı702 Osman Sözen’in n aktarması703 Benim babaannemin babası704 Peker Sürsalan’ın anlatımı 705 Fevzi Küçük’ün aktarımı

122

Page 123: Dizgi Askeri Tarih Kitap

lakabıyla tanınan Mustafa (Şahin) çetenin parasını teslim ettiği kişidir706. Yine aynı köyden kaynı Kırlı İbrahim (Bulut) de yataklardan biridir. O yıllarda Yazıbaşı’nda “Üç Oluk” çeşmesinde bulunan içi oyuk büyük bir dut ağacı vardır. (Bugün ne yazık ki bu dut ağacı ortadan kaldırılmıştır) Ekmek, yemek ve mermiler bir çıkın içinde burada dutun içine iple sarkıtılır. Efe bu çıkını buradan adamlarına aldırır. Yataklardan bir kısmı Yunan istihbaratına yakalanınca Çapaktan Ethem Ağa, Bekçi Raşit ve Kır bekçisi Mehmet hakkında Atina’daki esir kampına sürgün kararı çıkar. Bu sürgün Karakızlar'dan hem Efelerle hem de Yunan’la işbirliği halinde olan Derelilerden Ali Bey olarak adlandırılan kişinin araya girmesi ile önlenir. Ancak Ali Bey daha sonraları Hamit Efe’nin vurulmasında rol oynayacaktır. Bunun bedelini de canı ile ödemiştir. Efe’nin Yeniköy’deki yatakları da Mustafa Ali Filiz ve Ali Kutlu’dur. Kendisini Yeniköy'ün altında bulunan değirmen tarafındaki tarlasının kenarındaki kür (Ahıdudu) ormanlarında çok gizlemiş , yemek ve diğer ihtiyaçlarını karşılamışlardır707. Hamit’in yatakları istihbarat konusunda da Efe’ye yardımcı olmuşlar, onun baskınlarında rol almışlar ve bedelini de ödemek zorunda kalmışlardır. 1328 doğumlu Sabri Fidan şahit olduklarını şöyle anlatmaktadır:“Ben çocuktum. Pehlivan Mustafa domuz öldürür, Yunanlara verirdi. Kovayla süt getirir, verirdi. Onlarla birlik görünürdü. Ama Hamit’in adamıydı. Bizim babalık Hamit’e bilgi toplardı. İstihbarat toplardı. Çelik İbrahim ile Pehlivan Mustafa ve Hamit Yunan karakolunu arkadaşları ile beraber gece bastı. Kapıdaki Yunan jandarmasını öldürdüler. Müsademeyi biz duyuyorduk708. Pehlivan Mustafa benim babalık olur. Babalığı tanımışlar. Ama emin değiller. Cenazeyi ayağı ile kaktırmış. Bunu görünce babalığı yakaladılar. Babalık Atina’ya sürgün edildi. Esir değişiminde geldi709”.Efelerin gerek işgalci Yunan’a ve gerekse işbirlikçi Rum ve Türklere karşı acımasız tutumu bölgede sevilmelerine ve saklanmalarında yardımcı olunmasını sağlar. Efenin düşmana karşı bu direnişleri bölgede de Kuvay-ı Milliye’nin doğmasına neden olmuştur. Aydınlı Yörük Ali Efe bir gün Hortuna’ya gelerek bekçi Raşit ve ceştuman710 Hüseyin’i bulur, Kuvva-yı Milliye’yi anlatır. Efelere yardım edilmesi gerektiğini ve çete savaşları yapılmasını anlatır. Halkın çoğunluğu Kuvva-yı Milliye’ye ve Efelere yardımcı olmuştur. Efeler kimi zaman birbirlerine düşmüşler kimi zaman da direnişe katılmayan halka eziyet etmişlerdir. Yörük Ali, Hamit Efe’ye başının sıkıştığında kendisine sığınması için açık kapı bırakır. Nitekim 1921-2(?) yılında Hamit Efe, bir ara bu dağlarda barınamayacağını anlayınca, Yörük Ali’nin yanına gider711. Birkaç ay orada kalır. Hatta Yörük Ali grubunda yer alan Sökeli Cafer ve adamları ile birlikte Selçuk –Çamlık’taki Yunan karakolunu basarlar. Çatışma gün boyu sürer. Sökeli Cafer burada yaralanır. Ama grup İtalyan işgal bölgesine çekilerek, yardıma gelen Yunan askerleri tarafından yok edilmekten kurtulur. Yörük Ali bu bölgedeki bazı operasyonları Hamit’e havale etmektedir.712

Para için kandırılan adamlarından Piç Ali ve Yörük Hasan, Dirmilli Ahmet Çavuş ,Aydın bölgesine sığınan Efe’nin yanına gider. Yörük Ali gelen adamlardan huylanır ve durumdan şüphelenir. Gelen adamları vurdurmak ister. Ama Hamit Efe arkadaşlarına kanar. Kendi mıntıkasına dönmek ister. Yörük Ali yanına sağlam adamlarından birkaç kişi vermek ister. Efe bunu korkaklık olarak değerlendirip kabul etmez. Tekrar Akkaya’ya döner. Fakat Efe aşırı cesaret ve tedbirsizliğini hayatı ile ödeyecektir713.Hamit Efe bir gün köyü Hortuna’ya arkadaşları ile geldiğinde Üç Oluk (Koca Çeşme) önünde Yunan jandarmalarıyla karşılaşır. Jandarmalarla çete arasında çatışma çıkar. Efe’nin kendisine yeni katılan bir arkadaşı (Sezai) ölür714. Hamit Efe Yunan jandarmalarından altı tanesini öldürür ve kafalarını kesip

706 Nihat Gönülal’ın aktarımı707 Mustafa Ali Filiz’in oğlunun anlatımı708 Aynı olay başka bir tanık tarafından da anlatılmıştır.Bakınız BÖKE Pelin, İzmir 1919-1922 Tanıklar, İstanbul, 2006, s. 121, İbrahim Kozan anlatımı709 Yunanlıların Türkleri Atina’ya sürgün için bakınız, , SARISIR Dr. Serdar, Demoğrafik Oyun Sürgün (1919-1922, İstanbul, 2006, s.275,276,277,297710 Eskiden köy bekçilerine ceştuman denirdi.711Abdurrahman Şentürk , Rıza Oral aktarımı712 Abdullah Fırat aktarımı713 Hamit Yılmaz Oral anlatımı714Mustafa Filiz’in anlatımı

123

Page 124: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Hortuna’daki Yunan karakolunun bahçesine atar. Karakol derhal kapatılır. Hamit Efe’ye mermi temin eden kişi kendi köylüsü İbrahim Özcan’dır. Efe, İbrahim’e para verir, mermi aldırır.Efe yine bir gün köye geldiğinde Yunanlar tarafından sıkıştırılır, ama kadın kıyafeti giyerek buradan da kurtulur. Efe’nin en çok şehir merkezine geldiğinde yaptığı gizleme kadın kıyafetine girmedir715. Bu arada Yunan işgal komutanlığı Hamit Efe’nin kellesini getirene bir torba (300) altın ödül verileceğini ilan eder. Hamit’in başına ödül konulmuştur, ama iddia üzerine Karakuyu ve Helvacı Yunan karakolunu basarak 12 adet jandarma mavzerini köye getirmiştir.Efelerin dağda barınmalarının bir yolu da kendilerini gizleyen ve yardım edenlerle beraber halkın elini ekonomik yönden tutmalarıdır. Hatta bir gece Ertuğrul kahvesini adamları ile basarlar. Halktan para toplarlar. Toplanan kişilerin içinde Yunan kuvvetleri ile işbirliği içinde olan Giritlilerden “Süvari Hasan716” adlı kişiyi Yunanlılarla düşüp kalktığı için herkesin ortasında döver. Onurunu kırar. Amaç göz korkutmadır717. Grup çekilirken havaya üç el ateş eder. Bir süre sonra Yunan devriyesi gelir. Ertuğrul mahalle muhtarı “Kara Mustafa718” adlı kişidir. Devriyelere hitaben “Aradığınız adam Hamit Efe şu tarafa gitti. İşte o tarafta. Gidin yakalayın. Yarın bizi sıkıştırmayın” der. Hamit Efe ismi Yunan askeri için korkulu rüyadır. Devriyeler tekrar geri dönerler. Efe topladığı paralardan bir kısmını da Kuva-yı Milliye’ye göndermektedir. Bu konuda da Aydın Kuva-yı Milliye Komutanlığına “kendine topluyor” diye şikayet yapılır. Söke’de bulunan Aydın Kuva-yı Milliye Komutanlığına bağlı 12. Kol olarak adlandırılan gruptan birisi gizlice teftişe gönderilir. Şikayet doğru değildir. Toplanan paraların bir kısmı Aydın Kuva-yı Milliye Komutanlığına gitmektedir. Paranın artanı ise Dağtekke’den Şahlı’da (Mustafa Şahin) kalmaktadır. Öldükten sonrada parasının onda kaldığı ve bu para ile Şahlı’nın Torbalı’da bugünkü Alpkent’in kurulduğu yer olan yerde 73 dekar arazi ve Tepeköy merkezde ev ve dükkanlar aldığı yaşlılar tarafından aktarılmıştır719. Özellikle Yazıbaşı eski belediye başkanı Nihat Gönülal bu konuyu bizzat Şahlı ile görüştüğünü, Şahlı’nın ,Hamit Efe’nin parasının kendinde kaldığını söylediğini aktarmaktadır.Efe zaman zaman “Alyanak” lakabı ile bilinen Burunsuzlardan bir kadınla (Burunsuz Esma) görüşmektedir. Bu genç kızla görüştüğü Yunan tarafınca öğrenilir. Kızın evi gizlice takibe alınır. Bir gece kızın evine geldiğinde, ev Yunan askerleri tarafından basılır. Hamit Efe burada yaralanır. Ama çok sevdiği atını bırakarak kaçar. At güzel olduğu için Yunan işgal komutanı yüzbaşı atı beğenir ve kendisi binmeye başlar. Yunan merkez komutanı yüzbaşıya haber gönderir. “Atıma iyi baksın. Yoksa onu temizlerim. Falan gün, falan yerde kendisini namlumdan geçirdim. Ancak atım zarar göreceği için dokunmadım. Hayvanın hatırına kendisini bağışladım” der. Yunan yüzbaşısı kendisine iletilen yeri ve zamanı hatırlar. Olay doğrudur. Hemen istavroz çıkartır. Ucuz kurtulmuştur. Bu yüzbaşı ileride Efe’ye olan saygısından dolayı Efe’nin cesedine kötü muamele edilmesini engelleyen kişi olacaktır. Çünkü Hamit Efe “kahraman düşman”dır.Hamit Efenin Vurulması: 1922 yılı başlarında Efe’nin başı için para ödülü (300 altın )konur. İkili oynayan Karakızlar'dan Ali Bey, Hamit Efe’nin yanında bulunan adamlarını para ile kandırır720. Çünkü Ali Bey Yunan askerleri tarafından da iki taraflı olduğu öğrenilmiş ve sıkıştırılmaktadır. Bu arada Efe’nin adamlarından olan Piç Ali ve Yörük Hasan, Efe’nin en sevmediği iş olan vurgun ve talancılığa başlamışlardır. Hatta Efe adına oradan, buradan para almaya çalışmışlar, kendilerinin de ortamdan yararlanarak ceplerini doldurmaya başladıkları görülmeye başlamıştır. Hamit Efe’ nin en çok zıt gittiği durumlardan biri de bu tür olaylardır ve bu konuyu hiç affetmemektedir. Bu arada Yunan askerleri Çakırbeyli’deki Piç Ali’nin evini basarak babasını ve kardeşini hapse atarlar,onlara eziyet ederler. Piç Ali’ye de gizliden haber gönderirler. Eğer babası ve kardeşini kurtarmak istiyorsa “Efe’yi namludan geçirmesi” yani “kancıklaması” gerekmektedir. Zaten para ödülü de konmuştur. Eğer Piç Ali, Hamit Efe’yi vurursa hem yakınları kurtulacak hem para ödülü sahibi olacak hem de Efe’yi vurduğu için ucuz kahraman olacaktır. Sinekköylü Yörük Hasan ise Cumalıköy’den ve etraf köylerden Hamit Efe’nin haberi olmadan para toplamaktadır. Bu olay duyulunca kendisi korkuya kapılıyor. Eğer kendisi Hamit Efe’yi

715 Enver Aydın’ın anlatımı716 Aile soyadları CAMBAZLAR717 Salih Tünaydın’ın anlatımı718 Aile soyadları AŞICI719 Babam derdi ki “Şahlı Dayı dört ağaç zeytin, sekiz keçi ile bu yerleri alamaz”. Ali Cin720 Osman Sözen’in aktarması

124

Page 125: Dizgi Askeri Tarih Kitap

öldürmese Efe bu tip adamları affetmemektedir.. Ondan dolayı Piç Ali ile birlikte hareket ediyor. Karakızlar’dan Ali Bey açısından ise durum malum. Epey sıkıştırılmış. Rahatlamak istiyor. Hortunalı Hamit Efe; 1922 yılı ilkbaharında ( 1 Mart1338 (1922) Karakızlar köyündeki Akkaya mevkiindeki bir sığınakta pantolonunun söküğünü yamarken adamları Sinekköylü Yörük Hasan ve Piç Ali tarafından öldürülür. Yörük Hasan ve Piç Ali, diğer adamlarının bulunmadığı bir sırada mavzerle atış talimi yapar görünerek, sözde “kaza kurşunu” ile Efe’yi vurmuşlardır.. İlk ateş edenin Piç Ali olduğu söylenmektedir. Efe hemen ölmez. Ağır yaralıdır. Kendisini vuranlara son sözü ise “Erkekseniz beni öldürün, Yunan’a teslim etmeyin” olur721. Ölümcül kurşunu kafasından yemiştir.722

Efe son nefesinde, oyuna getirildiğini daha doğrusu satıldığını anlamıştır. Efe’nin cesedi Piç Ali ve Yunan askerleri tarafından önce katır sırtında Sinekköy’e getirilir. Orada bulunan eski bir öküz arabasıyla da önce Dağkızılca’ya oradan da Karakuyu köyüne gezdirilerek ardından Torbalı’ya getirilir723. Amaç halkın maneviyatını kırmaktır. 300 altınlık ödülü Piç Ali alır. Yörük Hasan ise kaçar. İzmir’e yerleşir. Kıyafet ve ad değişikliği yapar. Piç Ali ise ucuz kahramanlık ve Yunan’a yalakalık peşindedir. Tabii babası ve kardeşi de hapisten salınır. Yunan askerleri Türklerin maneviyatını kırmak için Hamit Efe’nin cesedini bütün Torbalı’da dolaştırdıktan sonra Yunan karakolunun önüne getirirler724. Burada Kuyucu Şerif (Koyuncu lakaplı) ve Hortuna’dan Arif Kahya tarafından Hamit’in cesedine eziyet yapılır, tekme – tokat vurulur ve küfredilir. Hatta Kuyucu Şerif ,Hamit Efe’nin saatini ve tabancasını ganimet gibi üzerinden almak ister. Bunu gören Yunan yüzbaşı (Kendisini daha önce atından dolayı bağışladığı kişi) tepki göstererek :”Çok ayıp ettiniz,o, vatanı için savaştı.Vatanı için savaşanlar kahraman insanlardır. Ölüye herkes vurur ,diriyken neredeydiniz?”der ve Kuyucu Şerif’i orada döver725. Hamit Efe’nin vurulduğu etrafta hemen duyulur. Hamit Efe için ağıtlar ve türküler yakılır. Halk, binlerce yıllık geleneklere uyarak Efe’nin yasını tutmaktadır. Necati Akkoç’tan derlediğimiz bir ağıtta şunlar denmektedir: “Zeytinin dalında tabakam kaldı. Hamit’imin bıyıkları kana boyandı..Torbalı Camisinde ezanlar okunur. Suyumu koyun……”726 Annesinin “unutman” diye tembihleyerek söylediği türkü ise uzun yıllar geçmesine rağmen Saniye Uçar’ın hafızasından silinmemiş:“Kabrimi derin kazın bol olsun.Etrafı lale, sümbül bol olsun.Kabrimi yol içine koysunlar.Gelen geçen Hamit Zeybek ölmüş desinler”Cenaze namazının Torbalı Camii’nde kılındığını ve hatta cenazesine gelir diye diğer zeybek arkadaşları için mezarlık ve çevresinde Yunan askerlerinin pusu kurduğunu , bunu duyan yakın arkadaşları ve adamlarının cenazeye gelemediklerini yakınlarından öğrenmiş bulunmaktayız. Cenazesi Seyit Kahya (Özen), Seferihisarlı Ahmet (Dönmez) ve Fevzi Çavuş (Tekin) tarafından toprağa verilir727.. Arkadaşları ancak 1939 yılındaki köyüne nakil törenine katılabilmişlerdir 728.Hamit Efe’nin vurulmasından sonra bölge diğer çalıkakıcı çetelerin talanına maruz kalır. Köyler basılır, insanlar sırf para için öldürülür729.İşgalin Sona Ermesi ve Acı Olaylar: Afyon cephesinin bozulduğu ve geri çekilme olayı Torbalı’da çabuk duyulur730. Yerli Rumlar başlarına gelecekleri bildiğinden bulundukları yerleri Yunanistan’a kaçmak için terk ederler731. Aydın

721 Osman Sözen’in aktarması 722 “Mezar açıldı.Kafatasında kurşun deliği vardı”. Hamit Akarsu anlatımı723 Sabri Fidan’ın anlatımı724 Osman Sözen’in anlatımı725 Mehmet Taşgın’ın anlatımı, Seyit Kahya’nın yeğeni İslam Özen’in aktarması726 Necati Akkoç ‘tan derlenmiştir.727 İslam Özen , Mehmet Tekin anlatımı728 Hamit Akarsu’nun anlatımı729 Durmuş Dayan aktarımı730 Mustafa Yoldaş’ın anlatımı 731 Mehmet Taşgın’ın anlatımı

125

Page 126: Dizgi Askeri Tarih Kitap

bölgesinden geri çekilen 18.Yunan Süvari Alayı geçtiği köyleri ateşe vermektedir. Bu yangından Ahmetli gibi yol üzerinde bulunan köyler de nasibini alır. Civar köylerden de bu tür haberler gelmektedir. Köylerde akıl almaz vahşet ve katliam yaşanır732. Mesela Arıkbaş733ı, Çırpıköy, Ormanköy734 gibi köylerde ahali camilere doldurulmuş ve camiler ateşe verilmiştir. Resmen katliam başlar. Dağkızılca yakılır735. Yangını söndürmek isteyenlerden birisi genç biri kadın olmak üzere öldürmeler başlar. Halk tekrar dağlara sığınır. Yangın iki üç gün sürer. Albay Çolak İbrahim Bey komutasındaki 3.Süvari Tümeni Bayındır tarafından ve 27.Süvari Alayı ise Sağlık yönünden Yörük Ali Efe grubu ile takip harekatında görevlidir. 7 Eylül 1922 günü Çaybaşı'nda kalır736. Albay Çolak İbrahim’in alayı ise Arslanlar tarafına gelir. Ertuğrul'dan Deveci Salih (Tünaydın) bu alaya asker olarak burada katılır. Bu arada Selçuk ve civarındaki köylerde yerleşen Rumlar eşyaları ile birlikte trenle İzmir’e doğru kaçmaktadır. Torbalı ve köylerinde bulunan Rumlar da kaçmaya başlarlar. Kaçanların evleri, hayvanları yağmalanır737. Yunanlarla işbirliği içine girenler yani işbirlikçi Türkler ve Rum askerleri ile düşüp kalkan kadınlar da yakalandıkları yerde öldürülür738. Bu kişilerden örnek vermek gerekirse Karakuyu köyünden Kahveci kızı739 Helvacı dağında yakalanır. Saçlarından çama asılarak öldürülür. Hamit Efe’yi para ödülü için vuran Çakırbeyli'den Piç Ali740 ve Karakuyu'da Yunan askerlerine kadınlık yapan Devecilerden Gülizar741 silahla vurulur. Bu kişilerin cesetleri yol kıyılarında günlerce bekletilir. Bu arada ortam iyice bozulmuştur. Kimden işbirlikçi diye şüpheleniliyorsa vurulur. 8 Eylül 1922 günü Şirince Rumlarını ve Yunan askerlerini taşıyan katar gelir. Trendekiler geçtikleri yerleri ateşe verirler. Tepeköy ve Torbalı yakılır. Bayındır Tren yolu çeteler tarafından havaya uçurulur. Şirince treni ise Gurgur dağından Ahmet Müfit742 Beyi’n açtığı top ateşi ile havaya uçurulur. Treni terk edenler Arapkahve ve Kaplancık tarafından İzmir’e doğru kaçmaya başlar743. Trendeki eşyalar 10 gün boyunca yağmalanacaktır. Yunan işgal komutanlığının şu an Alpkent sitesi yakınındaki malzeme ve silah deposu Rumca bildiği için Giritli Deli Hüseyin’e teslim edilir744. Burası da yağmadan payını alır. Halen bazı evlerde bu yağma eşyaları ganimet olarak vardır. Artık bozgun yaşanmaktadır. Geri çekilen Yunan kuvvetleri girebildikleri köyleri yağmalamakta, daha doğrusu katliam yaparak yakmaktadır745. Geride kalan ve esir edilen Yunan askerleri ise belirli merkezlerde toplanmaktadır. Bu arada 8 Eylül 1922 günü Torbalı ve çevresi tam olarak işgalden temizlenmiştir. Bize anlatılanlara göre Yunan kuvvetleri her fırsatta bulunduğu noktayı tutmaya çalışmış, çarpışa çarpışa geri çekilmiştir. İki gün Yazıbaşı ovasında çarpışma yaşanır. Çolak İbrahim Bey kuvvetleri geri kalan Yunan kuvvetlerini temizleye temizleye Ayrancılar ,Demirci Köy, Karacaağaç üzerinden Buca bölgesine girerler. Şimdi artık hesaplaşma zamanıdır. Özellikle bölge halkı işgal olduğundan askere alınmış gençler yetişmiştir. Bu gençler köşede bucakta saklanan silahlarla milis kuvvetlere katılacaktır. Köylerden akın akın işgalden zarar görenler ellerinde palalarla intikam alma peşindedirler. Anlatılanlara göre bazılarının intikam için 100 paraya (2,5 kuruş) esir Yunan askeri satın aldıkları ve boğazladıkları olmuştur. Nitekim özellikle Girit’ten aileleri Rumların katliamına uğramış ve bir yolunu bulup Anadolu’ya mülteci olarak sığınmış kişilerden bazıları (Aslan Mehmet, Eşek Ali, Kazık Ali gibi) yakaladıkları Yunan askerlerini bugün devlet hastanesinin bulunduğu yerde adeta kasaplar gibi kırmızı peştamal takarak intikam ateşini söndürmeye çalışırlar. Hatta yukarıda anlattık, gebe kadın üzerinde bahis oynayan askerin biri yakalanır. Bu asker Çaybaşı yolu üzerinde bir söğüt ağacına canlı olarak ayaklarından çengelle asılır. Gelene geçene parça parça

732 Salih Tünaydın’ın anlatımı733 Arıkbaşı istasyonunda katledilen 18 kişi için abide dikilmiştir.734 Kemal Dağdeviren’in anlatımı735 Sabri Fidan ve Mehmet Taşgın’ın anlatımları736 Enver Aydın’ın anlatımı737 Abdurrahman Şentürk anlatımı738 Mustafa Yoldaş’ın anlatımı 739 Mehmet Taşkın’ın anlatımı740 Mustafa Yoldaş’ın anlatımı 741 Mustafa Yoldaş’ın anlatımı 742 Ahmet Müfit bey topçu subayıdır. Mi,lli mücadele sonrası Torbalı’ya yerleşmiştir. Aile soyadı ÖZÇAKIR. İsmet Aşıcı aktarımı743Ahmet Aktaş’ın aktarımı744 İhsan Sevinç aktarımı745Ahmet Aktaş’ın aktarımı

126

Page 127: Dizgi Askeri Tarih Kitap

kesilerek kasaplık hayvan gibi dağıtılır. Artık savaş hukuku ve merhamet sadece sözlükte kalmıştır. Çünkü acı tohum ekilmiş, kan ve gözyaşı biçilecektir. Özellikle bu bölgede acımasızca davrananlar kendilerini tanıyan kişilerce acımasızca katledilecektir. Örneğin Karakuyu köyüne getirilen askerlerden iki tanesi Dağkızılca yangını ve vahşetini yapanlardır. Bu askerler hemen orada bağ testeresi ile kendilerini tanıyan ve bu vahşette yakınlarını kaybedenlerce boğazlanır. Hele hele Yunan kuvvetlerinin Salihli ve Manisa bölgesinde yaptıkları vahşet anlatılacak gibi değildir. Bu durum edebiyatımıza da yansımıştır. Bu dönem için Halide Edip Adıvar'ın “Bursa’dan İzmir’e” ve “Türkün Ateşle İmtihanı” adlı anılarının okunması gerekir. Yine Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun “Yaban” adlı romanını örnek verebiliriz. Biz tekrar konumuza dönelim. Geri kalan esirlerin en büyük derdi ise bu kişilere yeme ,içme, barınma ve güvenlik sağlanmasıdır. Bu problemler zaten Türk askerinin en büyük derdidir. Korunabilenler korunur. Korunamayanlar ise intikam ateşi ile öldürülür. Bu esirler Üşera komutanlıklarına teslim edilir746. Bir iki yıl sonra da esir değişimi ile dönebilenler ülkesine döner. Rumların terk ettiği evlere ise mübadele ile gelenler yerleştirilecektir. Yakılan yıkılan yerleşimler tekrar yaralarını sarmaya başlar. Ancak bu çok uzun bir zaman alacaktır. Ordu bir süre sonra normale geçtiğinde yıllardır askerlik yapanlar evlerine dönebilecektir.Hamit Efe’nin Katillerinin Sonu:Torbalı, 7 Eylül 1922’de Aydın’dan gelen askeri kuvvetler ve Efeler tarafından düşman işgalinden kurtarılır. Kurtarıcılar Torbalı’ya girdiklerinde Hamit’in katili Piç Ali de çekilen Yunan kuvvetleri ile kaçmak için Torbalı’ya gelmiştir. Fakat geç kalmıştır. Kaçmaya çalışırken etraftan tanınır ve Torbalı Camii karşısında Koca Mehmet’in (Çakaloğlu) babası tarafından Aydın’dan gelen Söke grubuna bağlı 12. Kol adlı gruptan Kayserili birisine gösterilir. Bu kişi Hamit Efe’nin arkadaşıdır. Piç Ali hemen vurularak öldürülür ve cesedi yakılır. Anlatılanlara göre çizmesi Yunanlılardan aldığı altınla doludur747. Bir kaç gün sonra Piç Ali’nin Çakırbeyli’deki evi de yakılır, babası ve kardeşi vurularak öldürülür. Yörük Hasan ise izini kaybettirir. Ancak bu olayla ilgili olarak daha sonra yakalanır ve yargılanır. 3 yıl cezaevinde yatar. Cezaevinden çıkınca Hamit Efe’nin kardeşleri tarafından İzmir Başoturak’ta öldürülmek istenir. Yaralı kurtulur. Hemen Konya taraflarına kaçar748. 15 yıl saklanır. İzmir Karşıyaka Gümüşpala’da zenci bir kadın Düriye Hanım ile evlenir. Hayatı boyunca her an Hamit’in etrafı ve adamları tarafından vurulma korkusu ile yaşar. Köyüne dahi gizlice kılık değiştirerek geldiği ve en ufak bir sesten ürktüğü söylenmektedir. Bu evlilikten çocuğu olmaz veya olmasını istememiştir. Çünkü Piç Ali’nin başına gelenleri unutmamaktadır749. Zaman zaman köyüne geldiğinde Kurupınar’da daha önce gizlice topladığı paraları sakladığı yeri arar. Parayı sakladığı çamın beline unutmaması için bir kama saplamıştır. Bu kamada Dağtekke köyünden sürü güden bir kadın eline geçer . Ama o da kamayı aldığı çamı unutmuştur. Kısacası Yörük Hasan’ın parası dağda kalır. Kendisi de 1970’lerde İzmir’de ölür. 8 Eylül 1922 günü Yörük Ali Hortuna’da Hamit Efe’nin en yakın adamı Küçük Mehmet’in evinde geceler. Yörük Ali Efe’nin intikamını da kendi alacaktır. Köylerdeki özellikle Yunan tarafı olanları vurdurmak ister. Fakat köydeki akrabalık bağları öne geçerek Yunan tarafı olarak bilinen Arif Kahya’nın,Muhtarın ve Ramazan dayının adları verilmez. Ayrıca bir süre sonra vurulmasında etken rol oynayan Karakızlar'dan Ali Bey’in evi Hamit Efe’nin arkadaşları tarafından basılmak istenir. Ancak Ali Bey’in etrafı kalabalık ve evi kale gibidir. Ethem Ağa, Ali Bey’i dışarı çağırır. Ali Bey daha önce sürgünden kurtararak iyilik yaptığı Ethem’i görünce kendisine dokunulmayacağını sanarak evin dışına çıkar. Dışarıda grup beklemektedir. Ali Bey de Çakırbeyli köyü altında “Buruncuk” mevkiinde Karakuyu'dan Abdurrahman’ın Mecit tarafından ilk ateş edilerek grupça vurularak, parçalanarak öldürülür. Ancak Ethem Ağa her zaman kendisinin silahını ateşlemediğini anlatır. Ali Bey ile Mecit arasında kız isteme yüzünden de husumeti vardır. Mecit, Ali Bey’i vurmakla hem efesinin intikamını almış hem de oğluna vermediği kızın intikamını almıştır. Hatta Mecit, Ali Bey’i vurduğu yerin mevki adı olan “Buruncuk” ismini de soyadı olarak alır.Hamit Efe’nin Mezarının Nakledilmesi

746 Torbalı’dan Çetin Çorapçıoğlu’nun dedesi miralay Osman Üşera komutanıdır.Çetin Çorapçıoğlu anlatımı747Ahmet Aktaş’ın aktarımı748 Mehmet Taşkın (Cumalı köyü) anlatımı749 Yörük Hasan’ın yanında yıllarca çalışmış olan Kudret Çetin gözlem, anlatım ve aktarmaları.

127

Page 128: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Hamit’in cenazesi ilk olarak, bugün Torbalı 1 Nolu Sağlık Ocağı (o zamanlarki adıyla Yukarı Mahalle) olan yerdeki mezarlığa defnedilmiştir. Yıllar sonra Torbalı’daki mezarlık şehir içinde kaldığından mezarlar başka yerlere nakledilir. Hamit’in mezarı da 1939 yılında köyüne, Taşlıoğlu Mezarlığı’na getirilmiştir. Nakilden önce, çocukluk yıllarında Torbalı Mahallesi’ndeki mezarı ziyaret eden 1929 doğumlu Sezai Çetinel, izlenimlerini şöyle aktarmaktadır:“Mezarı sağlık ocağının bulunduğu yerde üçüncü çam ağacının dibindeydi. Orası mezarlıktı. İlkokulda 3. sınıfta öğretmenimiz Nedim Tuğrul Çetinel bizi 1939 yılında sınıfça hepimizi yola dizdi. Hamit Efe’yi anlattı.Yunan ordusuna direniş gösteren vatanperver birisiymiş. Öğretmenimiz mezartaşını okudu. Defterinizi, kaleminizi çıkartın dedi. Öğretmenimiz eski yazıyı okudu. Biz defterimize yazdık. Öğretmenimiz, “Bu ezberlenecek.” dedi. Biz de ezberledik. Hala hatırımda. Öğretmenimiz tarih okumuş” Hamit 1939 yılında ebedi istirahatına çekilir. Başına iki tane büyük mezar taşı dikilir. Eski yazı harflerle mezar taşına şunlar yazılır:

“Hüvel baki Sene 1338Ben bir Hamit idim dağ kahramanı Yıldırmıştım her dem kafir Yunan’ıVatanı her yandan sarmıştı düşmanAyaklar altında ehl-i imanı Allah’a sığınıp çıktım dağlara Feda ettim vatan uğruna canıTitrerdi ismimi işiten düşmanDuramaz kaçardı hücum zamanıKancıklık eyleyip bir refik Gafletle şehit eyledi beni Henüz 22 yaşında iken750 Çete halinde Yunan ordusu ile cenkiden Kara Hüseyin Oğlu Hamit.Ruhuna El- Fatiha”Yazıbaşı belediye binasında bulunan köşede ise kitabe kısaltılmış haldedir.Ben bir Hamit idim dağ kahramanı Yıldırmıştım her dem kafir Yunan’ı Allah’a sığınıp çıktım dağlaraFeda ettim vatan uğruna canıKancıklık eyleyip bir refik gafletle Şehit eyledi beni henüz 22 yaşında İken düşman ordusu ile savaşan Kara Hüseyin Oğlu Hamit.

Sonuç Yanına aldığı Küçük Mehmet(Yazıbaşı), Ethem Ağa (Çapak), Çete Osman (Karakızlar), Piç Ali (Çakırbeyli) gibi arkadaşları vardır. Hamit ve adamları zaman zaman etraf köylerdeki Yunan karakollarını basar. Yakaladığı Rum ve askerleri hemen orada ayak üstü mahkemede “Size Yunanistan dar mı geldi?” ile başlayan sorgu ile cezalandırır. Tabii karar her zaman ölüm olacaktır. Bu durum Hamit Efe’nin civarda ünlenmesine neden olur. Yeni doğan çocuklara “Hamit” adı verilir. Köyler ise gündüz Yunan gece ise çete kontrolü altındadır. Gündüzleri Yunan askeri gelir çeteleri sorar, silah toplarlar. Gece olur çeteler “Neden bilgi verdin? Para ver, silah ver, Yunanla ne konuştun?” diye köylüyü bunaltırlar. Bazı aileler bu baskıdan bunalır. Kimi aileler Torbalı’ya , ova köylerine yakın köylere mesela Taşkesi, gibi köylere, bazıları ise İzmir’e göçer. Öğrendiğimiz kadarı ile Dağtekke köyü adeta boşalmıştır. Sadece köyde bir aile ile boşaltılan bir evde Yunan askerleri kalır. Bu bölgede belli başlı çete grubu Karadiş, Kabakdelen ve Hamit Efe'dir. Rum çocukları Türk çocuklarına Rumca “Kopsi kefala” yani “kafanızı koparacağız” diye bağırmakta, onurlarını 750 Mezartaşında 22 yaşında olduğu bilgisi yanlıştır. Çünkü Hamit 1309 yani 1893 doğumludur. 1922 yılında öldürüldüğüne göre yaşı 29 olmalıdır.

128

Page 129: Dizgi Askeri Tarih Kitap

kırmaktadırlar751. Türkler ise suskundur. Bu suskunluk bazı yerli Rumları ürpertmektedir. Çünkü bir gün Türkler bunların hesabını soracaktır ve sorulmuştur da. Hatta bazı olaylarda araya yerli Rumlar girerek Yunan askerlerinin elinden Türkleri almıştır. Bazı Giritliler de Rumca bildiğinden arabuluculuk yaparlar. Eğer savaş biterse her şey eskisi gibi olmayacağını onlar da bilmektedir. Bu yüzden bazı Rum aileler grup grup Rodos, Girit, Yunanistan’a göç ederler. Ama akılları hep buradadır.Hamit Efe’nin başına ödül konur. Arkadaşlarının evlerine sık sık baskınlar düzenlenir. Yakınları hapse atılır. Hamit yaptığı baskınlarla öldürdüğü Rum ve Yunan askerleri ile temiz ahlakı ile soyguncu olmaması ile efsanedir. Bu arada bazı yerlerde özellikle dağ köylerinde Yunan devriyeleri ve askerleri ile çatışmalar çıkar. Bu çatışmalarda her iki taraftan da zaiyat verilir. Örneğin Hamit ve adamlarını, Dağkızılca Yunan karakolu baskınında bir Yunan askeri ve Kemalpaşa Dereköy’den çarpışmada ölür. Sıkışan gruplar ya sarp dağlara çekilir ya da İtalyan işgal bölgesine sığınırlar. Zaman zaman uygulanan bir taktik de işgal komutanlığının emirnamelerini yaymnlamaktır. Bölgede Yunan askerlerinin gizlice uygulamaya koyduğu bir diğer olay iğrençtir. Yapılı, gösterişli, sağlıklı genç kızlar ve erkekler zorla Yunanistan’a insan haralarına götürülür. Burada Türk kızları Yunan erkeklerinden çocuk doğurmaya zorlanırlar. Tabi Türk erkeklerine de Yunan kızları verilir. Burada amaç ırk seleksiyonu yapmaktır. Bu kişilerden kimi 1923 yılında ülkeye dönebilirler. Kimisi ise ölümü seçecektir. Özellikle bu tip kişilerin yakınlarının intikamı daha da korkunç olur. 1 Mayıs 1922 günü Hamit Efe para karşılığı arkadaşı tarafından vurulur. Cenazesi bir at arabasında köy köy gezdirilir752. Artık “Hamit geliyor” kelimesi ile kaçışan Rumlar rahatlamıştır. Torbalı içinde de gezdirilir. Amaç halkın maneviyatını kırmaktır. Yunan kuvvetleri bir bozgunu geri çekilmeyi düşünmemektedir. Çaybaşı Mahallesi’nden müzisyen Ali Hasırcı bu yiğit Kuva-yı Milliyeci için bir türkü yazmıştır.753

Bu konu ile ilgili anılarını benimle paylaşan Milli Mücadelenin SON TANIKLARI, bizzat o dönemi yaşayan Deveci Salih Tünaydın’a (Ertuğrul Mahallesi), Mustafa Yoldaş’a (Çamlıca Köyü), Enver Aydın’a (Çaybaşı), Hüseyin Filiz’e (Yazıbaşı), Leblebici Mehmet Dede’ye (Ayrancılar), Sabri Fidan’a(Sabri çavuş) (Dağkızılca), Hasan Uysal’a (Karacaağaç)Deveci Mehmet Taşkın’a(Karakuyu) Hüseyin Baykurt’a (Ormanköy), daha adını sayamadığım babalarından veya yakınlarından dönemle ilgili duyduklarını bana aktaranlara (bunlardan sadece bir kaçı yaşamaktadır) sonsuz teşekkür ediyor ve rahmetli olanları saygı ile anıyorum.

751 Mustafa Yoldaş’ın anlatımı 752 Mustafa Yoldaş’ın anlatımı753 Ekte verilmiştir.

129

Page 130: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Hamit Efe’nin bilinen tek fotoğrafı

Hamit Efe’nin mezarı (Yazıbaşı Mahallesi Taşlıoğlu Mezarlığı )

130

Page 131: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Mezartaşının baş kısmı

131

Page 132: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Görüşme yapılan kişiler

Adı-SoyadıDoğum

YılıGörüşme yapılan

yerGörüşme tarihi

Şerife Yavuz 1335 Ayrancılar 2002

Mustafa Yoldaş 1327 Çamlıca (Çakallar) 2002

Mehmet Taşgın 1329 Karakuyu 2007

Hüseyin Baykurt 1333 Ormanköy 2001

Salih Tünaydın 1322 Ertuğrul Mahallesi 2002

Hakkı Taşlıoğlu 1935 Arslanlar 2002

Enver Aydın 1327 Çaybaşı 2002

Musa Özbek 1932 Özbey 2007

Mehmet Yıldırım 1326 Ayrancılar 2002

Sami Kösten 1936 Karakızlar 2007

Saniye Uçar 1327 Karakızlar 2007-2009

Mustafa Kılınç 1335 Dağtekke 2002

Sabri Fidan 1330 Dağkızılca 2007

Ayşe Yay 1325 Dereköy 2000

Nihal Gönülal 1925 Yazıbaşı 2002

Hüseyin Çetin 1329 Belenbaşı 2000

İsmail Baykal 1329 Saipler 2000

Gani Özkan 1328 Bozköy 2007

Muammer Şahin 1955 Dağtekke 2007

Şükrü Aydın 1334 Bozköy 2000

Kemal Dağdeviren 1936 Ormanköy 2007

İzzet Bulut 1936 Dağtekke 2002-2007

İsmail Acar 1926 Çakırbeyli 2009

Gani Zafer Öncel 1948 Çakırbeyli 2002-2007

Kemal Kurucu 1939 Çınardibi 2007

Cevat Şen 1935 Yeniköy 2007

Zehra Ak 1331 Ayrancılar 2007

Peker Sürsalan 1936 Helvacı 2007

Fevzi Küçük 1927 Yazıbaşı 2002

Sezayi Çetinel 1929 Torbalı Mahallesi 2007

Kudret Çetin 1949 Ormanköy 2009

Abdurrahman Şentürk 1928 Dağtekke 2007

Ahmet Aktaş 1946 Torbalı Mahallesi 2009

İbrahim Özkan 1947 Bozköy 2007

Çetin Çorapçıoğlu 1934 Torbalı Mahallesi 200-2007

132

Page 133: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Mehmet Taşkın 1939 Cumalı 2004-2007

Ali Cin 1937 Çapak 2007

Necati Karakoç 1938 Çaybaşı 2002-2007

Hasan Uysal 1329 Karacaağaç 2007-2009

Mustafa Filiz 1966 Yeniköy 2007

Şevket Önder 1932 Karaot 2007

Hulisi Demirtaş 1335 Dağkızılca 2009

İslam Özen 1924 Torbalı Mahallesi 2009

Hamit Yılmaz Oral 1935 Yazıbaşı 2007

Halil Türkmen 1341 Ahmetli 2007

Osman Sözen 1936 Korucuk 2007

Hüseyin Türkmen 1340 Tepeköy Mahallesi 2007

Keziban Barut 1331 Yazıbaşı 2001

Ali Özüzeybek 1945 Karaveliler 2007

İhsan Sevinç 1928 Ertuğrul Mahallesi 2007

İsmet Açıcı 1933 Ertuğrul Mahallesi 2009

Durmuş Dayan 1337Sinekköy (Yeşilköy)

2007

Abdullah Fırat 1934 Dernekli 2007

133

Page 134: Dizgi Askeri Tarih Kitap

HORTUNALI HAMİT TÜRKÜSÜ

134

Page 135: Dizgi Askeri Tarih Kitap

HORTUNALI HAMİT İLE İLGİLİ ANLATIMLARYunan geldiğinde iki tokadını yedim. İki asker gelmişti. Yumurta ( avra) istedi. Yok deyince dövdü. Baba Çanakkale’de kalmış. Fakirdik. Hamit gece çalışırdı. Bilirim. Ben Hamit Efe’ye yemek götürürdüm. Kavağın yanına. Kuyulu tarlaya. Yanında beş altı kişi vardı. Adamı.Halamızın kocası Ahmet dayı adamı idi. Basacakları Yunan karakollarını Ahmet dayıya söylerdi. Hamit’le üç dört sefer görüştüm. İyi bir adamdı. Lafı doğru biriydi. Çalı kakıcı değildi. Çalı kakıcı olsa belli olur. Bir gün iki günde belli olur. Dediği sözü yerine getiren bir adamdı. Çok çevik, atik , gözü karaydı. “Hamit vuruldu!” diye zaman zaman yaygara çıkarırlardı. Yunan tarafı mahsus yaparlardı.Biz tedbir aldık. Akşam, gece gece buluşmak. Gece gece konuşmak gibi. Helal hoş olsun. Ekmek götürürdüm. Onun işi Yunan’ laydı.Kavağın olduğu yere, Fetrek Çayı’nın olduğu yere gelirdi. Biz hangi gün, hangi saatte geleceğini bilirdik.Bize falan yere ekmek getirin diye haber yollardı. Atla gelirdi. Beyaz bir at.Ben o zamanlar 14-15 yaşlarındaydım. Yunan’la çarpışması el altında duyulurdu. Akşamları kongre olduğunda duyulurdu.Gündüz Yunan gelirdi. Akşam evlerde toplanırdık. Toplantılarda Yunan’ı yeneceğimiz konuşurduk. Toplantılarda 5-10 olurduk. Her toplantıyı farklı evlerde yapardık. Her gün aynı evde olursa öte yandan yolu bekler. Yunan tarafı seni kıvırır. (Vurma anlamında) Yunan’a bilgi verenler de vardı. Hamit’le olanlar da bilinirdi. Hamit ,Kuvvacı’ydı.Bana birkaç sefer talimat verdi. Şunu şu kişiye götür. Şunu şuna söyle.derdi. Görüşmeye genellikle yalnız giderdim. Silahsız, boş gitmezdik.Benim nüfusum geç alındı. Ben nüfusumun çıktığını biliyorum. Köyde 2-3 kişi Hamit’ten talimat alırdı. Kalabalık olmazdı.Gece yanına giden ben, büyük kardeşim İbrahim, Kara Ahmet, Has Ahmet. Önce Kara Ahmet’ten aldığımız talimatla giderdik. Aldığımız talimatı verirdik. Bugün dahi bu yaşımda ülke o günleri yaşasa aynı şekilde talimat alsak giderim.( Gani Özkan: Bozköy.1332 doğumlu)

Ayağında çizme, külot pantolonunun içi kadife olduğunu babam söylerdi. Babam, Hamit’ten duyduklarını zaman zaman bize aktarırdı. Babam Kara Ahmet (Yiğit) yanında bedelmiş.Babam Kara Ahmet tarafından hazırlanan yemeği Hamit’e götürdüğünü söylerdi. Babam ormana seslenip bırakırmış. Hamit’in beş – altı kişi ile dolaştığını söylerdi. Hamit asker elbisesi giyermiş. Babam kara kalpağın başında olduğunu söylerdi.Yarım İngiliz külot pantolonun arasında aynı subay gibi kırmızı şeritli kadife olduğunu söylerdi. Ayağında çizmeyle at üzerinde gelirlermiş. Bazen babama basacakları karakolları haber verirlermiş.(İbrahim Özkan ,1947 doğumlu)

Savran dedeme gelirmiş. Para bittiğinde para istermiş. Dede: “ Ne yapcan parayı ? “ dermiş. “Mermi alcam.” dermiş. Dedem o zaman verirmiş. 50 lira- 100 lira. Anadan Deli’ye gidermiş. Anadan Deli aşağıda çardakta dururmuş. Ondan alırmış. Dedem rahmetli , “20 sarı lira verdik.” derdi. Dedem o vakit 7000 dönüm buğday ekmiş. Sarı lira bir lira. Buğdayın ayarı (boş gaz tenekesi ölçüsü) bir lira. Parası var. Kalbur üstü zenginlerden para toplarmış.Bir Kabadelen, bir Karadiş çetesi gibi değilmiş.Dedem, Hamit’ten çok iyilik gördüklerini söylerdi.Esas kötülüğü Çakırbeyli’den Piç Ali yapmış. İki türlü çalışmış. (Kemal Akgün, 1953 doğumlu)

Eskiden buralarda Rum çoktu. Yunan kaçarken hepsi kaçtı gitti.Babam deveciydi. Nakliye yapardı. Daha önceden Hamit’le babam tanışmışlar. Yunan’dan evvel tanışıyorlarmış. Burada Yunan’la çok harp etti. Çok itilleşti. Onları basmak istiyor, öldürmek istiyor. Dağkızılca’da iki Yunan öldürdü. Dağkızılca’ nın bir mahallesini cavur bu yüzden yaktı.İki defa bize geldi. Köpeklerimiz vardı. Hayvan haşat çok. Hi bir köpek havlamadan içeri girdi. “ Selamün aleyküm!” dedi. Hepimiz şaşırdık. Ne kadar atik ne kadar çevikti anla. İkinci gelişiydi. “Burada başka ev var mı ?”dedi.Babam,”Biraderlerin çocukları var.” dedi. “ Amca git Yunanlara haber ver. Buraya Hamit geldi. Çıksın meydana!” dedi. Üzerinde çapraz fişekliler, dışarıda oturdu.Amcam karakola gidiyor. “ Biraderin oraya çete gelmiş. Onlardan kendinizi muhafaza edin.” diyor. Karakol dışarıda yatıyor. Hamit, Karakaya’da pantolonun söküğünü dikerken vurulmuş. Çakırbeyli’den Piç Ali vurmuş. Biz okula gidiyoruz. Beygir arabasının üstünde getirdiler. Köy meydanında arabadan aşağıya attılar. Hafız Hoca, “Bre melun!Nedir senden çektiğimiz?” dedi. Kimse bir şey diyemedi. Yunan’a yaltakçılık yapıyor. Yunan kaçışında dört

135

Page 136: Dizgi Askeri Tarih Kitap

jandarmanın önünde bir sürü insan. Meydanlar almadı. Posta posta getirdiler. Torbalı’ya götürdüler. Tren hatlarını çeteler bozmuştu. Tren de çalışmıyordu. Hamit’in mutfağı yok. Bu köylü ona baktı. Yemeğini aldı, yaptı; götürdü, gitti, bir kıyıda yidirdi. Hamit’i herkes seviyordu. Bir kötülüğü yoktu. Silah deposu yoktu. Millet cephanesini verdi. Hiçbir namussuzluğu duyulmadı. O zamanın behrinde “kuvva” için para toplamışlar Karadiş, Kabakdelenler. Ama Hamit onlar gibi değildi. Hamit ,Yunan’a karşı efelik yaptı. Köydeki diğer bir yatağı Hacı Velilerden Hacı Veli Mustafa’ydı.( Mehmet Taşgın, 1329 doğumlu)

Hamit’in abisi babamın eniştesiydi. Ahbaplık dedelerimizden. Hamit ile babam çocukluk arkadaşı. Hamit’in abisi Tahir Ağa’ya kızını vermiş dedem. Hamit zenginden alıp fakire veriyormuş. Babam Hamit’in parasının Şahlı’da olduğunu söyledi. Şahlı dayının Alpkent’in olduğu yere biz iki üç sene buğday ektik. 72 dekardır orası. Şahlı dayı orayı 15000 liraya almış. 70 sene önce Şahlı dayı nerden bulacak? Babam şüpheleniyordu zaten. Çarşıda bir sürü evleri var. Nerden alacan orayı? Babam derdi ki Şahlı dayı orada (dağtekke) dört tane keçi, sekiz ağaç zeytinle bunları alamazdı. Yerli Rumlarla derdimiz yok arkadaştık derdi. Yerli Rumların bakkal dükkanları varmış mandıraları varmış.Yunan’ın buraya işgalini onlar sevmemişler, istememişler. Derlermiş ki, “Bu Türk Milleti bunu çekemez. Biz burada doğduk, büyüdük. Bir gün çekemez, dayanamaz, patlar. Ama çok büyük bir dövüşle ölür gider, ama kaçar gider, bir şey olur.” Babamın yanında bu lafları ediyorlarmış. Nitekim onların dediği oldu. Kongreleri Atatürk başlatınca yerli Rumlar anlamışlar. Bazı ileri görenler çoluğunu çocuğunu Yunanistan’a göndermeye başlamış. Yunan işgalinde pazara gidenlere çok eziyet ederlermiş. Köye bir gün eşekle daha önceden çay, şeker, saçma barut satan bir Rum gelirmiş. Mahalle aralarında satıcılık yaparmış. Bir gün köydeki avcılar saçma barut istemiş. Satıcı Rum, “Şimdi saçma, barut mu satarız? Bizim kendimize lazım.” demiş. Onlarda yavaş yavaş ufak ufak hareketin başladığını fark ediyorlarmış.Kahvedeki ihtiyarlar Rum’un dediğine bak, saçma barut bize lazım diyor demişler. Bunları babam duymuş. Çok zoruna gitmiş. Satıcı akşam eve dönerken şurada bir kör kuyu var. Gece öününe geçmiş. Eşeği üzerindeyken “Kaldır bakalım kollarını. Kime lazım saçma barut ?”diyor. Vuruyor ve kör kuyuya atmış. Baba(m) derdi ki, “Eğer cavur öldürmek günahsa ( Yunan askeri) biz çok azap çekeriz.” Babamı Atina’ya sürgüne gönderceklermiş. Karakızlar’dan Ali Bey Yunan taraftarı ya göndertmemiş. Yunan bozulduktan sonra Hamit’in arkadaşları Ali Bey’i almışlar, öldürmüşler. Babam, “Ben kurşun atmadım.” derdi.Ona asıl kızan benim, onun Hamit’i öldürttüğünü biliyoruz ama Atina gözümün önüne geldi. Ondan kurşun atmadım derdi.Torbalı’da bir baskında beş Yunan askerini bir mavzer kurşununda tırmık gibi düşürerek öldürmüşler. Babam Hamit’in bu bölgedeki devamlı adamıymış. Bunlar bir takımmış. Küçük Mehmet çok atıcıymış. (Ali Cin, 1937 doğumlu)

Şahlı dayı bize, “ Hamit’in parası bende kaldı.” dedi.( Nihat Gönülal, 1926 doğumlu)

Hamit Efe benim öz dedem. Annem ufak çocukmuş. Babaannem anlatırdı.Dedem ölünce annem kundaktaymış.Amcaları büyütmüş.Küçük Mehmet adamıymış. Sadece onun evine gidermiş. Uçoluk çeşmesinde bir müsademe olmuş Yunan askerleriyle. Bir kızanı orada vurulmuş. Uçoluk çeşmesinin olduğu yerde bir dut ağacı varmış. İçi boşmuş. İple içine ekmek salarlarmış. Köydeki parola “Portakal” mış. Müsademede adamı vurulunca toplanma parolasını bar bağırırmış. Vurulan cesedi beygirle dereye sürümüş Yunan askeri. Hüseyin Ağa’nın bağı dereye yakınmış.Kimse cesedi yıkamamış korkudan. Çok yağmur yağmış. Çürümüş . Yağmurlar alıp götürmüş cesedi. Çapak’tan Ethem Ağa en yakın arkadaşı. Dedemi Yunan askeri çok sıkıştırınca Aydın’a Yörük Ali’nin yanına kaçıp sığınmış. Vuranlar Aydın’a gidip bulmuşlar. Yörük Ali, dedeme: “ Hamit ben bunlardan şüpheleniyorum.” diyor. Yörük Ali anlamış. “Hamit bu kızanlar bana kalsın. Bunlardan uyuz oldum.” demiş. Dedem, “Yok, bunlar benim arkadaşlarım.” demiş. Bir süre sonra Aydın’dan buraya geliyorlar. Dedemi Karakızlar Akkaya’ da vuruyorlar. Yunan askeri bir gün köye gelmiş. Dedem pencereden atlıyor. “ Atını gezdireyim.” diyor. Asker dedemi soruyor. Atını alan adam diyorlar. Gavur askeri saçını başını yolmuş. Büyükannem ilk dağa çıkışını atını alan Yunan askerlerini öldürdüğü için derdi.

136

Page 137: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Feyzi’nin İbrahim bu bölgede bilgi verirmiş. Annem kız çocuğu olduğu için Yunan askerleri dokunmamış.Kız mari kız mari demişler öldürmemişler. Yunan’a yataklık edenleri öldürüp Çapak yolundaki kuyuya atarlarmış. Etem Ağa’nın oğlu Fevzi söyledi. Mehmet Karadeniz, Hamit’in Torunu, 1948 doğumlu)

Babam Fevzi İbrahim, Hamit’in çok iyi biri olduğunu anlatırdı.İyiliğini anlatırdı. Ona yardım edermiş. Hamit’e yardımından şüphelendikleri için Atina’ya üç sene sürgün gitmiş.Burada esas Hamit Efe’ye yardım eden Küçük Mehmet. Katil Cemali Türk. O da Atina’ya sürgüne gitmiş. (İbrahim Özcan’ın oğlu Ekrem Özcan,1931 doğumlu)

Hamit Efe, dedem bekçi Raşit Öz’ün yaşıtı ve arkadaşı. Yörük Ali işgalden bir hafta önce köye gelmiş. Yunan’ın İzmir’e çıkacağını, teşkilat kurulacağını kendisi ile köyde görüştüğünü anlatırdı. İşgal başlayınca köylüler dağlara kaçmış, köyler boşaltılmış. Köyde Yunan, karakol kurmuş. Hamit Efe köye sık gelir, dedemde ekmek yemek yermiş. Dedem öksüzmüş. Hamit kendisine diyormuş ki: “Ulen Raşit, öksüz olmasan seni dağa çıkaracaktım.” Hamit Efe iddia üzerine Fetrek Çayı’nın göle döküldüğü yerde demiryolu kenarında Yunan karakolunu basmış. 12 mavzeri hem de onların hayvanına sardırarak köye getirmiş. Bunu bana Çaybaşı’ndan Dayı Kemal de söyledi. Korkusuz biriymiş. Hamit Efe adeta bizim evimizin bir dedesi gibidir. Dedem, “ Hamit’in parası tamamen Kuva-yı Milliye’ye gitti.” derdi. Dedem şöyle bir olay da anlattı. Hamit Efe’yi Karadiş grubu bir gün kıstırmışlar. Hamit, “Beni öldürmeyin, ben seni haziran ayının şu günü Karakaya’nın şurasında saat altıda namlumdan geçirdim. Ben onu öldürmedim.” diyor. Karadiş düşünüyor. O gün, o saatte söylenen yerde. Öldürmüyorlar. Hamit parası olan insanları üzmüş, paralarını almış, cepheye göndermiş. Bizim yaşlılardan duyardım. Uçoluk’taki dut ağacının içine ekmek koyarlarmış. Dedem Raşit sık sık dağa yemek götürdüğünü konuştuklarını anlatırdı.Köye tebdil-i kıyafetle geldiğini defalarca anlatırdı.Hamit’e yardım edenler dedem, Katil Cemali, Küçük Mehmet var. Küçük Mehmet, Hamit ile beraber dağa çıkmış. Çok iyi atıcı , gözü kara biriymiş. Çapak’tan Ethem Ağa( Hamit’in akrabası.) Op. Dr.İbrahim Öz 1949 doğumlu

Hamit Efe’nin ölüsüne hiç kimse sahip çıkmamış. Seyit Kahya ve Vidalı Ali mezarlığa gömmüşler. Ölüsünü Kuyucu ( Dondurmacı ) Şerif tekmelemiş. Yunan yüzbaşısı müdahale etmiş.Yunan yüzbaşısı dahi onun yaptığını iyi görmemiş. Yüzbaşı , “Senin yaptığın çok ayıp, o bir vatan kahramanı.” demiş. (Sezai Çetinel, 1929 doğumlu)

Babam medrese bitirmiş.Okumuş insanlar az. Hafızdı. Celal Bayar’ la tanışıyorlar. Yunan zamanı köyden başkalarıyla üç sene İzmir’de kalmışlar. Ertuğrul’dan Molla İbrahim, Celal Bayar’ı babama göndermiş. Hatta 1949 yılında Bayar, Torbalı’ya geldiğinde Molla İbrahim’in oğlu Topal Emin’i gördüğünde “Hafız Ali sağ mı?” diye sormuş. Sağ olduğunu öğrenince selamı geldi. Celal Bey köye geldiğinde bir hafta babamın yanında domuz sürek avına gitmiş. Babam içeriye adam kaçırmada rol oynamış. İstanbul, İzmir’e; İzmir teşkilatı babama gönderir, babam da içerilere gönderirmiş. Celal Bey’e hoca elbisesi vermiş. Kafasına da sarık. Aşiretlere göndermiş. Celal Bey Aydın cephesine aşiretler aracılığı ile gitmiş. Hamit’e yemek götüren Mustafa Ali Filiz ve Ali Kutlu. (Sakar Ali) Yeniköy’ün üstüne geldiğinde daha önceden belirledikleri yere bir bez bağlıyormuş.O bez göründüğünde kadınlar hemen köyü dolaşır ,Yunan askeri yoksa bir çalının üzerine geniş bir çarşaf seriyorlarmış. Bu köyde Yunan askerinin olmadığının işareti imiş. Daha önceden belirlenen yere yemek götürüyorlarmış. Hamit Efe Ahmetli’de Hacı Halil’in Mehmet Ağa’nın kulübesinde iki Yunan askerini öldürmüş.Yunan askerlerine rahat vermiyorlar. Bu hadise Mehmet Ağa’nın ağılında olduğu için duramıyor. İzmir’e kalkıp gidiyor. Mehmet Ağa’nın hanımı, babamın dayısının kızı. İki daire tutuyor.Birini sen durcan, birinde ben. Bunun üzerine üç sene İzmir’de duruyorlar. 15 gün arayla İzmir Yunan valisinden izin kağıdı alırmış.Karakol komutanı izinnameyi görünce hemen toparlanmış. “İstersen güvenlik de vereyim.” demiş.( 1340 Yeniköy doğumlu Hafız Ali’nin oğlu)

137

Page 138: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Ben Kahveci kökenliyim. Hamit Efe’nin amca kızıyla evliyim.Bildiklerim onlardan duyma. Yunanların demiryolu köprüsü kenarında karakolu varmış.Bölük Torbalı’da.Mermisi kalmadı mı bu karakolu basarmış. 20 küsur yaşında. Ama mangal kadar yüreği varmış.Lakabı Çete Hamit olmasına rağmen Hamit Efe derler. Bu karakolda iki köpek varmış. Birisinin adı Venizelos, diğerinin adı Mustafa Kemal. Venezilos’un bakımı iyi. Mustafa Kemal’in bakımı ölmeyecek kadar. Hatta Kemal köpeği devamlı döverlermiş.( 1938 doğumlu Dayı Kemal Erdal)

Hamit Efe’nin yeğeni oluyorum. Babamın amcası olur. Ayşe teyzemi bir sürü insanın içinden kaçırmış. “ Vercez.” diye geri almışlar. Ama vermemişler. İbrahim Cinkılıç’ın halası.Dağtekke’den Nazlı ile evlenmiş. Bu evlilikten Hamdiye halam olmuş. Amcam vurulunca babamlar Hamdiye halamı almışlar. Onlar büyütmüşler. Evlendirmişler. Zenginden alır,fakirlere verirmiş. Ondan çok severlermiş. (Yıldız Erdal (Kızlık soyadı Oral) 1938 doğumlu)

Hamit Efe vurulduktan sonra kızlar ovaya pamuk toplamaya giderlerken türkü yakmışlar. Nenem (Babannem)söylerdi. (Necati Karakoç, 1938 doğumlu)

Hamit köye geldiğinde babamı görürmüş. Dermiş, “Raşit Ağa köyde ne var ne yok?” Babam bilgi verirmiş. Sorarmış: “ Yunan’la kim ilgileniyor?” Babam duyduğu, gördüğü kadarıyla Hamit’e bilgi verirmiş. Babam hem ağlar hem anlatırdı. “Oğlum, çok değerli biriydi.” derdi. Halil Ağa’nın kahvesine gelirmiş. Babama çok güvenirmiş. Hamit’in adamları; Çapak’tan Ethem Ağa, Küçük Mehmet. Hamit’i Çakırbeyli’den Piç Ali vurmuş.Babam vurulduğunu duyduğunda hüngür hüngür ağlamış. Anneme “Pantolon dikerken vurmuşlar.” demiş. (1939 doğumlu, Cemil Öz ( Bekçi Raşit’in oğlu)

Hamit Efe annemin amcaoğlu oluyordu. Dayılarımı –Hüseyin ve Şakir- alıp Atina’ya hapse göndermişler. Hamit’e ekmek veriyorsunuz diye. Onlar mübadelede ancak geliyor. Annem Hamit Efe için “Çok atik, çevik, gözü karaydı.” derdi. Karacaağaç ve Dağkızılca karakollarını basmış.Buraya geldiğinde annemlere belli edermiş. Bazen silah atarmış.Karakoldakiler “ Hamit geliyor!” diye kaçarlarmış. (Mehmet Dinçer, 1340 doğumlu ,Demirciköy)

Yunan geldiğinde mektepte 2. sınıfta okuyordum. Hamit Hortuna’dandı. Yörük Hamit derlerdi. Burada destekleyen dedem Deli Hüseyin’di. Hamit çok milliyetçi biriydi. Yunan karakollarına çok baskın yaptı. Duyardık. Burada bizim mektebi karakol yaptılar. Yoğurtçular’da Hamit’e destek veren Acem Dede derlerdi. Sülalesi Hamit Aşkın, Mustafa Aşkın Ayrancılar’da. Bir de Ayrancı Mehmet. Hamit’in çok iyi bir adam olduğunu söylerlerdi. Fakirlere yardımcı olurmuş. Çorlu köyünde Yunan çeteleri ile çarpışmışlar. Rum çeteleri Buca’daydı. Buca’da 25 hane Türk vardı. Geri yanı hep Rum’du.Kısık olduğu gibi Rum’du. Seydiköy hep Rum’du.Cumaovası’nın yarısı Rum’du.Rum çeteleri Yunan işgalinde Türk köylerine baskın yapıyordu. Rum çeteleri amcamın evine baskın yaptı. Soygun yaptılar. Ali amcamın. Yavaş Hasan’ın evini de bastılar. Para aldılar.Hamit zuhur ettiği vakit bu Rum çeteler kayboldu. Çorlu’da çatışma yaptılar. Hamit ve adamları beş altı Rum çetesini orada öldürdüler. Hamit’in arkadaşı tarafından vurulduğunu duydum. Karakoldaki askerler gece oldu mu karakolda yatmazlardı, Hamit korkusundan. Dışarı giderlerdi. Dağda yatarlardı. Hamit korkusundan halka işkence yapmadılar. Dedemle babam konuşurlardı. “Hamit geldi, para verdim.” derdi.Yunan jandarmaları ezan okunduğunda camiye gitmeyenlere bakar, döverdi.Abdestsiz namaz kıldırırlardı. (Hasan Uysal, Karacaağaç, 1329 doğumlu)

138

Page 139: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Annem, Hamit için “çatalyürekli” derdi.( Ahmet Şencer, 1938 doğumlu, Belenbaşı)

Ahmet Çetin amca Hamit hakkında bizlere anlatırdı.Onlar Hortuna’nın üzerinde çadır hayatı yaşarken Yunan askerleri çadırları basar, Hamit’i araştırırlarmış. Yunan askerlerinin eziyet ve cefalarını, Yunan askerlerinin Hamit’ten çok korktuklarını anlatırdı.( Sabit Tayfur, Belenbaşı)

En büyük abim dedemle harman yerinde gece otururken bir şahıs geliyor yanlarına. Selam veriyor. “Buyrun gelin!” diyorlar. Oturuyor. Dedeme, “Dayı size burada bir baskı yapan, kötülük yapan var mı?” diye soruyor. Dedem, “Yok oğlum.” diyor. Gelen kişi Hamit Efe’ymiş. Dedemlerin hal hareketini öğrendikten sonra etrafa bir işaret veriyor. Etrafı adamları ile doluymuş. Adamları geliyor.Hamit, dedeme orda buradan her şeyi soruyor, ondan öğreniyor. Bilgi alıyor, araştırma yapıyor. Bilgi edindikten sonra “Amca sana ihtiyacımız var.” diyor. Dedem “Ne o?” diyor.”Biraz ekmek ihtiyacımız var.” diyor. Dedem, “Veririm oğlum.” diyor. Gece ağabeyimi eve yolluyor. Köy yakın. Abim evden ekmek alıyor, katık alıyor. Ordan tekrar tarlaya dönmüş. Yemeklerini yemişler. Dedemden özür dilemiş. “ Amca biz dağa doğru gitcez. Bizim geldiğimizi, gittiğimizi kimseye söyleme!” diyor. “Biz köyün etrafında daima bulunuyoruz, siz hiç korkman.” diyor.(İsmail Uyanık, Kırıklar köyü, 1341 doğumlu)

Annemin babası vardı. Dedem. Hamit Efe’den zikrederken gözlerinden yaş gelirdi. Derdi ki, “Yunan cavuru onun ismini duyduğu zaman çil yavrusu gibi dağılırdı. Kaçacak delik arardı.” Hamit’e karşı büyük bir sevgi ve hürmet beslerdi. Bir defa atın üzerinde görmüş. Öyle bir duruşu ve ihtişamı varmış ki... Onun olmadığı yerde dahi ismi geçsin Yunan hemen orayı terk edermiş. (Rakip Becer, Kırıklar köyü muhtarı)

.Köyümüzdeki yaşlılardan Mustafa Bıçak anlattı. 1315 doğumluydu. Devamlı köy kahvesinde anlatırdı.Köy kenarında gece orman içinde bek yaparken Hamit yan tarafta bir duvarın üstünde adamları ile görünmüş. Tüfeği çaprazlama omzunda iki eli ile tutuyormuş. 15- 20 dakika köyü dinlemiş. Ses dinliyormuş.Köyü kontrol ediyormuş. Köyün tam karşısında. Yüksek bir yere çıkıyor. Köyü dinliyor. Mustafa dede korkusundan soluk dahi almamış. Hamit adamlarına, “Köy sakin, herhangi bir şey yok.” diyor. Yavaşça çekip gidiyorlar. Bunu Mustafa dede devamlı anlatırdı. (Nihat Ünal, Kırıklar ,1942 doğumlu)

Ben büyüklerimden Hamit hakkında Kuva-yı Milliye’ye yardım eden, çalışan, buradan topladığı parayı Afyon cephesine gönderen biri olarak duyardım. Kırıklar’da Rum Yorgi varmış. Dağda keçileri varmış. “Bunu korkutuver.” demişler. Yorgi’ye “Venizelos” derler korkmazmış. “Allah” derler korkmazmış. “Hamit” diyorlar, Yorgi’nin her tarafı başlarmış kıpırdamaya. Korkudan titrermiş.( İsmail Özdemir, 1928 doğumlu, Doğancılar)

Hamit Efe bir sefer bu köyden geçiyor. Bakıyor bir evde şavk yok. Aşağı mahallede bir evde şavk görüyor. Doğru Kırıklar köyüne geçiyor. Elekçi denen bir gavurun oğlu varmış. O, “Hamit’i bulsak şöyle keseceğiz, böyle keseceğiz.” dermiş. Hamit Efe kahvenin içine girivermiş o anda.Herkes pusuyor.Cavur kaçarken babuçlarını dahi atmış. Doğru Buca’ya kaçıyor. Buca’ya varıyor. “Ben kahvede atıp tutuyordum. Ben o adamı bir sefer gördüm, korkudan donuma pisledim.” diyor. “Sakın üzerine gitmeyin. Yalın ayak canımı zor kurtardım.” diyor. Bunu anlatırlardı. Babam muhtardı. Yunan cavuru gelince köyde bir tane silah bırakmadı, topladı. Komşumuz babama silah vermiş. Bunu sakla diye. Hem bu duyulmuş hem de Hamit Efe’ye ekmek veriyor diye ihbar etmişler. Babam İzmir pazarına gitmişti. Eşyaları hayvandan indirdi. Köyün karşısında orman yangını çıkmıştı. Köye Yunan

139

Page 140: Dizgi Askeri Tarih Kitap

askeri geldi.Babamı Yunan jandarması götürdü. Babamı mapushaneye attılar. Orda döve döve öldürmüşler. Biz üç çocuk ortada kaldık. Yunan askerleri köylüye caminin avlusunda dayak attılar. Hem de ne dayak. Dayak yiyenlerin feryadından dağlar inledi. Caminin arkasına bir de bizim evin arkasına bomba attılar. Anam bizi evin altındaki mahzene indirdi, sakladı. (Mehmet Avcı, 1330 doğumlu, Doğancılar)

Dedem Ali Kutlu, Hamit Efe’nin köyde yatağı imiş. Dedem, Hamit Efe’nin çok iyi bir adam olduğunu söylerdi. Bu bölgede Türk Milleti’ne yapılan eziyetleri ortadan kaldırmak için çalıştığını söylerdi.Yunan askerlerinin baskısından halkı kurtarmak için çabaladığını söylerdi. Hamit’e yataklık yaptığı için sürgün yemiş Atina’ya. Yeniköy’den Mustafa Ali Filiz., Özbey’den Topal Hüseyin lakaplı Hüseyin Özbek yatağı imiş. Ali dedem ve Hüseyin Özbek Sarıkışla’da bu yüzden hapsedilmişler. Dedem Yunanistan’da 18 ay hapsediliyor. Suçu Hamit’e yardım ve yataklık yaptığı için. İbadullah Yıldız dedemden dinledim. Yunan hükümeti Hamit çetesini haliyle yakalamak ister. Devamlı takip.Ancak bir türlü yakalayamaz. Hamit Efe de bundan etkilenir. Rahat hareket edemediği için ormanlık bölgede bir yerde Yunan müfrezesini namludan geçirir. Yunan yüzbaşısına kıyamaz. Hem de altındaki at kendisinindir. Ata bir şey olur diye düşünmektedir. Yunan yüzbaşısına bir mektup gönderir. Seni falan gün falan yerde namlumdan geçirdim. Kıyamadım. Beni aramaktan vaz geçin. Atıma iyi bak, almaya geleceğim, der. Bak bir daha affetmem der. Mesaj yerini bulmuştur.Yunan yüzbaşısı takip işini gevşetir. Hamit dağda tüfek bakımı sırasında Yunan askerleri tarafından satın alınan Piç Ali tarafından vurulmuş. Önce silah almamış. Hamit irkiliyor. Ne oldu:? Diye sormuş. Piç Ali tetik düştü demiş. Üç beş dakika sonra tekrar bir hazırlık yapmış. Akkaya’da vurulduğu söyleniyor. (Hüseyin Kutlu, Ahmetli)

Hamit bu bölgeye çok iyilik yapan bir kişiymiş. Büyüklerimden duyardım. Köyün üstüne bir işaret verirmiş.Hemen köye dağılınır. Yunan’dan bir tehlike yoksa bir çalının üzerine kırmızı peştamal sererlermiş. Hamit ve adamları anlarlarmış. Köye inerlermiş. Köyden ne ihtiyacı varsa görür gidermiş. Millete zarar vermezmiş.( Mustafa Dönmez, 1941, Yeniköy)

Hamit Efe’nin Yeniköy’deki yatağı ve arkadaşı Mustafa Filiz, dedem olur. Hamit Efe köye geldiğinde dedemle irtibata geçermiş.Yiyecek, giyecek gibi şeylerde destek sağlarmış. Yunanlılarla ilgili haber sağlarmış. (Mustafa Filiz, 1966 doğumlu)

Babalarımızdan dinlerdik. Hamit Efe bu köyleri karşı çetelerden kollarmış. Yunan zulmünden halka kalkan olmuş. Hamit Efe’yi yakalamak için bir komutan tayin edilmiş. And içmiş, “ Mutlaka yakalayacağım.” diye. Hamit’in peşine düşüyor. Amansız bir takip. Hamit bundan rahatsız oluyor. Sıkı bir takip.Pusu kuruyor. Bir gece, ay aydınında onu arayan komutan menziline giriyor. Fakat kıyamıyor. Martinin ucunda gezdiriyor, gezdiriyor.Tetiği bir türlü basmıyor. Bir mektup yazıyor.Falan yerde falan saatte altındaki atın şunu şunu yaptı. Eşkal veriyor. Tetiği bastığım an düşecektin. Kıyamadım. Peşimi bırak. Ayağını denk al. (Mehmet Güney, Yeniköy, 1946)

Babam Hüseyin Özbek Hamit Efe’nin Özbey’deki adamı. Yunan jandarmaları Ahmetli köyünde maden işletiyorlarmış. Cellat Gölü’ne balık tutmaya giderlermiş. Babamgil Hamit’le beraber bunlardan dört tanesini vuruyor. Bundan dolayı babam yakalanmış. İzmir’de 35 sene hapis vermiş. Yunan hakim babama, “ 35 sene yaşayacak mısın?” Babam da Yunan hakime, “Sen burada 3,5 sene kalacak mısın ?” diyor. İşgalden sonra Atina’dan salıvermişler.Babam Hamit’in çok atılgan ve atıcı olduğunu söylerdi. Yeniköy altında değirmen vardı. Manol adında bir Rum değirmeni işletiyormuş. Yunan askerlerine ziyafet vermiş. Hamit bunu duymuş. Babamlarla değirmeni basmış. Manol’a bir

140

Page 141: Dizgi Askeri Tarih Kitap

kuşun çekmiş. Manol’un bir kulağından girmiş diğer kulağından çıkmış. Hamit kulağını kesiyor, anam rahmetliye dahi gösteriyor.( Musa Özbek, 1932 doğumlu, Özbey)

Hortunalı Hamit çetelikte topladığı parayı askeriyeye verirmiş.Büyüklerimizden duyardık. Hamit çalı kakıcı değilmiş. Devlete yardım eden biri diye duyardık. (Mehmet Doğan, 1341, Çakallar)

Annem anlatırdı. Dağtekkesi’nde gece arazide yatarken gece birisi annemim başına bir çubuk türtmüş. “Yenge falan kişiyi gördünüz mü?” Anam, “Görmedim.” demiş. Cavurlar gelirmiş. “Tavuk ver, yumurta ver.” derlermiş. Anam da, “Size taş var, taş.” dermiş. (Fatma Bircan, 1336, Düğerlik)

Yunan gelince Hamit karşı gelmiş. Yunanlılarla zıt olmuşlar.Dağda geziyor. Yunanlılarla çarpışıyor. Yunalılar gelince çıkmış meydana , Halka kötülük etmemiş. Yunan karakollarını basıyormuş.( Hüseyin Tek, Ayrancılar, 1337 doğumlu)

Babımdan duyduğuma göre bizim oraya çok gelirmiş. Dedem İsmail bakarmış. Hamit Efe’nin mermi ihtiyacını Kemalpaşa’dan Rumlar parayla sağlarmış. Çete onlardan mermi alırmış. Köyün bekçisi cavur neneme laf atmış. Nenem dedeme, dedem de Hamit’e söylüyor. Kafasını koparıp neneme göstermiş. Bu adam mıydı diye. Nenem o adam diyor. Namussuzluğa hiç amanı yokmuş.( İsmail Doğan, Vişneli, 1936)

Hasan Kabadelen’in oğluyum. Osmanlar deresinde babamlarla Hamit derede otururken Yunanlılarla müsaderemeye girişiyorlar. Hamit Yunan atımı almasın diye atı vuruyor. Müsaderemeden sıyırmışlar. Babamgillerin taraftarlarına baskı yapmışlar. Teslim olmuşlar. Amcamla Atina’ya sürgün gitmişler. Esir değişiminde gelmişler.( Nazmi Kabakdelen, 1936)

Yunanlılar köyü bastığı zaman İzzet adlı biriyle Hamit Efe’ye haber salıyorlar. Köye Yunan askerleri geldi diye.İzzet’i kim ispiyon etmiş bilmiyorum, vurmuşlar. Annem yeni evliymiş. Kabakdelenler dedemin evini basmışlar. Altınları getir, seni kesmeyelim bırakalım, diyor.Kızına yani anneme haber salıyor. Altınları versin. Beni kesecekler diye.Annem altınları verip dedemi kurtarıyor. (Mehmet Ali Yıldız, 1927 doğumlu, Dereköy)

Cumalı’dan Sıçmazlı (Mustafa Kurt), Kabakdelen çetesi bunların ikisini de tanırım. Bunların ikisi bir yere çalışıyorlar. Köylere baskın yapıyorlar. Köylerde kimlerde ziynet altın var.Onları dayakla döverek ellerindeki altın ve ziynetleri alıyorlar. Hortunalı Hamit düşmana karşı , böyle kötülük yapanlara karşı bir cephe almış bir insan. İyi niyetli. Fakiri kollayan insan. Halkı kollayan insan Düşman burayı işgal ettiğinde. Sığıtmaçoğlu muhtar. Onlarla temas kurmuş. Köye kötülük yapmasın diye. Köyde o zaman su şuradaki pınardan sağlanıyormuş. Yunanlılar da oradan su aldıkları için rahatsız oluyormuş. Sığıtmaçoğlu kumandana rahatsızlığı iletiyor. Askerlerin başındaki subay askerleri uyarıyor. Pınara pek varman. Kadınlar rahat suyunu alsın diyor. Sığırtmaçoğlu’nun Yunanlılarla işbirliği yapması Hamit çetesi buradan Sığırtmaçoğlu’nu alıyorlar. Mahmut Dağı’na götürüyorlar. Orada öldürüyorlar. Günlerce ölüsü orada kalmış. Şakir Aydın, Dereköy, 1340)

141

Page 142: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Hamit Efe’nin bu köydeki yatakları Hafız Ali’nin Mehmet Ali ile Yörük Hasan.Kurt Ali (Ali Kurt), Sıçmazlı (Asıl adı Mustafa Kurt – Ali Kurt’un kardeşi) Bunlarla düşüp kalkarmış. Soygunculuk yapan çeteler Hamit gelince kaçarlarmış.( Mehmet Gürcan, Gökyaka Tekeköy, 1935 doğumlu.)

Evvela bizim kazamız Tepeköy’dü. Hortuna’ya gittik. Hanımıla pazar yaptık. Halamın kızı Hortuna’da. Dayısının oğluyum. Öğlen yemeği yiyip yola çıkacaktık. Yemeği yiyeceğimiz zaman bir kadın geldi.Şurdan buradan laf ederken çete lafından çıktı. “Hamit çok iyi bir delikanlıymış.” dedim. Gelen kızıymış.Bana, “Babamın hasmını şu anda bulursam öldürürüm.” dedi. Bana nerde oturduğumu sordu. Hamit’in arkadaşı Sarı Mehmet derlerdi. Onu biliyorum. Yörük Hasan. Hasan vurmuş. Akkaya Kurupınar’da (Yörük) Hasan vurmuş. Öğlen yemeği yemişler. Hasan demiş, “Ben ağırlaştım, acık 10 dakika uyuyayım .”demiş. Sen etrafa bak. Uyuyunca Hasan vurmuş. Yunanlılar Hasan’a para vermişler.( Mehmet Ali Sönmez ,Gökyaka, 1340 doğumlu)

Kayınannem söylerdi. Hamit’i dağda vurmuşlar. Yörük Hasan vurmuş.Eşek sırtında köye Cumalı’ya getirmişler. Yörük Hasan’ın kardeşi Hüseyin’i kahvede Hamit yakınları vurmuşlar. Yörük Hasan beni de vuracaklar diye ortadan kaybolmuş. Konya taraflarına kaçmış. Köyde evliymiş. Karısı başkası ile evlenmiş. 15 yıl kaçmış. Sonra Karşıyaka’da Arap Düriye ile evlenmiş.Cumhuriyet’ten sonra ortaya çıkmış.( Meral Serin, Cumalı, 1947 doğumlu)

Teyzem Yunan zamanını yaşamış. Ondan duyduklarım: Yunanlılar buraya geldikleri zaman halka kötü muamele yapmışlar. Bazı yerlerde taşkınlık yapmışlar. Teyzem hamile kadının karnını süngülediklerini görmüş.Rahimden çıkardıkları çocuğu havaya atıp altına süngü tutarak öldürdüklerine bizzat şahit olmuş. Bu asker işgal bittiğinde yakalanıp ağaca asılarak parça parça kesilmiş. Yunan kaçarken çok samimi oldukları Rumlar teyzemlere sığınıp “bizi saklayın” diye yalvarmışlar. Ama olmamış.Yunan karakolu Ertuğrul Camii’nin dibindeki eski başçavuş Mehmet Tekşen’in eviymiş. Ertuğrul’da Aslan Mehmet diye biri vardı. Celal Bayar’ı Yeniköy’deki Hafız Ali’ye götürmüş. Bunu duyduk.Ahmet Müfit vardı. Subaydı. 7 Eylül kutlamalarında kürsüye çıkıp o günleri anlatırdı. Yunan çekilirken büyük hasar yapmış. Esas hasarı Aydın tarafından trenle gelenler yapmış. Uyuzdere tarafına kaçmışlar. Trendeki bütün eşyalar buradaki yerli halk tarafından yağmalanmış. Hatta benim babam Bedevi bir tütün kalıp makinesi almış.Yıllarca kullandık. (Mustafa Park, 1931, Ertuğrul)

Büyüklerimden duyardım. Yunan askerleri hamile kadınların rahimini süngüleyip çocuğu havaya atar altına süngü tutarak öldürürlermiş.Hortunalı Hamit , Ertuğrul Camii yanındaki Yunan karakolunu basmış.Ağlayan çocukları “Hamit geliyor” diye korkuturlarmış.Ertuğrul’da Kuva-yı Milliyeci subaylardan Ahmet Müfit vardı. Ödemiş’ten gelen treni kırmızı köprüyü bombalayarak trenin bu tarafa geçmesini engellemiş. Eskiden nakliyecilik yapan Aslan Mehmet kadın kıyafeti ile Hamidiye (Özbey ) köyüne Hafız Alinin yanına götürmüş. Hamit’in kahve bastığını duydum.( Hikmet Odaman, 1942, Ertuğrul)

Yunan köye gelmiş, evi basmış. Bizim evi Yunan karakolu yapmışlar.Baskıdan bıktığı için babam İzmir’e taşınmış. Orada üç sene durmuş.Yunan kaçınca ev boşalmış. Geri gelmiş. (Halil Türkmen ,1341, Ahmetli)

Biz yaşlılara gazete okurduk. Onlar da bize Hamit’i anlatırlardı. Çapak’tan Ethem, burada Küçük Mehmet, Çakırbeyli’den Piç Ali, Bayındırlılar var. 3-4 tane .Bunlar grup halinde çete. Hamit devamlı dağlarda duran , zenginden alıp fakire dağıtan biri. Veya zenginden alıp silah ve malzeme alıyor. Bu şekilde Yunanlıyı sindirmek hedefleri. Hamit burada nişanlıymış. Buradan İbrahim Efendi’nin kızına nişanlıymış. Nişanlısı ölünce Taşlıoğulları’ndan Ferda ile nişanlanmış. Bir Hamit’i bilmiyoruz. Diğerlerine hep yetiştik. Hamit Yunanlı gelince dağa çıkıyor. Hamit köylere gider zengin adamlardan yardım alırmış. Bu parayı yanında gezdirmez şayan-ı itimat olana bırakırmış. Bu parayla peyderpey

142

Page 143: Dizgi Askeri Tarih Kitap

silah ve mühimmat alırmış. Mesela burada (Yazıbaşı)Fevzi İbrahim’in babası Feyzo’ya bırakırmış. Perde arkasında kardeşleri var. Yardım eden. Tahir Ağa, Halil Ağa. Yunan taraftarı Arif Kahya (Dincer). Dağtekke’den Şahlı bana Hamit’in parasının kendisinde kaldığını, bugünkü Alpkent’in olduğu yeri ve çarşıda yer aldığını söyledi. (Nihat Gönülal, Yazıbaşı)

Yunan buradaydı. Karakolu vardı. Üç sene, 3,5 ay durdu. Yunan’ın geldiğini de gittiğini de bilirim. Buraya önce karakol kurdular. Baskı içersindeydik. Baş kaldıramıyorduk. Buradan bazıları dağa çıktı. Kara Hüseyin’in Hamit, Küçük Mehmet, Çapak’tan Ethem Ağa, Piç Ali, Benim anam Hamit’in süt anasıydı. Anası ölmüş. Benim anam Hamit’i emzirmiş. Anama süt ana diye seslenirdi. Hamit orta boylu az sarıntraktı. Çok çevik biriydi. Önce babasının evini bastı. Geceleri evleri dinlerdi. Pencereleri dinlerdi. Kim kötülük yapıyorsa başına bela olurdu. Burada çevre köylerde Yunanlılarla çok mücadele etti. Hem de çok. Burada Üçoluk çeşmesinde arkadaşını Yunanlılar vurdu. Biz o an damlardaydık. Bağıra bağıra öldü. Buradaki Yunan karakolunu bastı. Biliyorum. Hamit çok fedakardı. İnsan merhametliydi. Yunanlılara karşı acımasızdı. O zaman çok berbattı. Bir gün de düğün vardı. Yunan askeri bastı. Hamit kadın kılığında kaçtı. Pantolon dikerken vurmuşlar. Akkaya’da arkadan vurmuşlar. Yunan kaçarken bu ova insan doldu. Kaçarken yakıp yıktı. Köyleri yaktı. Biz dağlara Karakızlar’a kaçtık. Karakızlar’dan Ali Bey’i kancıkladılar. Kuşçuburun altında demiryolunu bozmuşlar. Köye Yörük Ali geldi. Bir gece kaldı.( Mustafa Filiz, Yazıbaşı, 1328)

Torbalı’da Yunanlıların karakolu varmış. İdare onların elindeymiş. Benim babam güzel Rumca bilirdi. Kambur Kerim vardı. Selanikli. O anlatıyordu.Bir gün onların evine gelmiş. Yunanlılar da evi gözetliyorlarmış. Hamit’i görmüşler. Eve baskın çekmişler. Evin bahçesinde kör kuyu varmış. Kuyuya atlamış. Üzerine kapak atın demiş. Üzerine akağı atmışlar. Oraya aramışlar burayı aramışlar. Aynı akşamı Yunan karakoluna Hamit baskın çekmiş. Hamit’in kızanları varmış . Onlarla tanıştım.Yunanlılar Hamit’te muska var, kurşun işlemiyor diye inanırlarmış. Hamit’i görmek istemezler, daima kaçarlarmış. Hamit zaman zaman Yunan karakollarına baskın çekermiş. Hamit o gece baskın yapacağı gün Piç Ali varmış. Öteki adamlarına haber bırakarak Kavakalan taraflarında pantolonu sökülmüş. Piç Ali’ye sen gözcülük et. Ben şu pantolonu dikeyim diyor. Arkaya geçip vuruyor. Geliyor Torbalı’ya. Diyor ki ben Hamit’i vurdum. Yunan askerleri diyor ki beraber gidelim. Yunan askerleri Piç Ali ile gidiyorlar oraya. Hamit yatıyor tabi. Yunanlılar yanına korkudan yanaşamıyor. Ali’ye diyorlar ki git tekme ile çevir görelim. Piç Ali tekmeyle çeviriyor. O zaman Yunanlılar Hamit’in öldüğüne inanıyorlar. Başını kesiyorlar. Bir arabaya geriyorlar. Mahalleyi gezdirip teşhir ediyorlar. Kardeşleri daha sonra kemiklerini mezarından götürdüler.(İbrahim Kesici, 1922 doğumlu, Torbalı)

Yunan buraya çıkıyor.Babamgil, Ali Ağa’nın Abdullah, babam 14 yaşındaymış. Kadir Efe anlatıyor. Çarşıda Yunan subayı bir sandalyenin üzerine. Korkmayın, işinize gideceksiniz demiş. Hep beraber yaşıyacağız dermiş. Yalnız “Yaşasın Venezilos!” deyecekesiniz. Abdullah. Biz Venezilos tanımıyoruz demiş. Silahların hepsini üzerine doğrulturlar. Subay hep beraber yaşıyacağız dermiş. Hamit çok iyi bir adammış. Karagöz lakaplı Yunan zabiti varmış. Yüzbaşı. Dedem Hamit’e mektup yazdırmış. Bu kefereler bizim Nahiye’ye (Dağkızılca) yemleri, samanları almaya geliyor.Bakın çaresine. Gavur nahiyeye gidiyor. Bir elinde kırbaç. Yakışıklıymış . Namludan arpacıktan geçirmiş. Vurmaya kıyamamış. Haber gönderiyor. Dün Nahiye’ye gidiyordun. Arpacık alnında dayalı, ayağındaki çizme sarıydı. Altındaki at kırdı. Buları okuyunca cavur korkuyor. İstavrozu çıkarıyor. Piç Ali vurmuş. Yunan kaçarken ilk önce babam ateş ediyor. Kadınlar bağırıyor. Bu Hamit’i öldüren.. Efeler vurmuş bağların içinde. Babam anlatırdı. Ahmetli, Yeniköy, Özbey yaka yaka kaçmış Yunanlılar. Babam seferberlikte başçavuşmuş. Çolak İbrahim’in karşısına çıkıyor. Ben subayım. Ancak subaydan emir alırım diyor. Altına bir at vermişler. Çolak İbrahim’le beraber İzmir’e girmişler.Çolak İbrahim babama, esirler için, “Bunları himaye edemeyiz. Bizim yiyecek ekmeğimiz dahi yok. İmha etmekten başka çaremiz yok. Bunları nerde barındıracağız,nerde tutacağız?” demiş. (Mehmet Çakaloğlu)

143

Page 144: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Hamit’i vurmuşlar. Bir araba üzerinde dikeltmişler. İplerle. Gezdirdiler. Teşhir ettiler.” Hamit’i öldürdük. Kemal’i de böyle yapcaz.” derlerdi. Gazi’ ye. Dirmilli Ahmet Çavuş, Yunan taraftarıydı. Karakızlar’dan Ali Bey de Yunanlılarla düşüp kalkıyordu. Daha sonra bu yüzden öldürüldü. Hamit burada Burunsuz’un evinde baskın yedi. Atını bırakıp kaçabilmiş. At Yunan subayını eline geçmiş. Subaya haber gönderiyor. Benim atıma iyi bak. Almaya geleceğim. Seni filan yerde kıstırmıştım. Atım zarar görür diye seni öldürmedim. Gavur bir düşünüyor. Dediği yer ve zaman doğru. Gavur şapkasını çıkardı. O yüzbaşı Hamit’in cesedine eziyeti engelleyendi. Siz yaşarken nerdeydiniz. O bir kahramandı diyor. Piç Ali de Yunan kaçarken öldürülüyor. Torbalı’da bağların içinde öldürdüler. Cephenin bozulduğu duyulunca bizi her tarafta topladılar camilere doldurdular. Bu Ertuğrul Camii’ne 124 kişiyi doldurdular. Yakacaklar. Caminin içinde babam da vardı. Çırpıköy ‘de Arıkbaşı’nda yaktılar. Bazıları cami duvarından atlayıp kaçtı. Arkalarından ateş ettiler. Yunan askeri onlarla uğraşırken camidekilerin hepsi kaçtı.Bizim ev yakın. Görüyorum. Ondan sonra Torbalı’ya caminin altına kapattılar. Önce buraya topladılar. Burada pamuk hanı vardı. Oraya doldurdular. İçlerinde Yunanla beraber hareket eden bir de Ermeni vardı. Bu sefer çeteler başladı Gurgur Dağı tarafından ateş etmeye. Ateş başlayınca gavurlar bir telaşa düştü. Biz kapıdan o telaş anında kaçtık. Fetrek Çayı’na gittik. O gece yakılmaktan kurtulduk. Ben de oradaydım. O gece Arslanlar’da yattık. Aynı üç gün içinde Torbalı’ya da toplamışlardı. Etrafa gaz tenekelerini sıralamışlardı. Yakacaklardı. Süvari Hasan’ı tanıdığı bir gavur görüyor. Ulan Hasan sen ne arıyorsun burada. Bu insanları eli kolu bağlı yakmaya utanmıyor musunuz diyor Süvari Hasan. Gavur diyor ki seni bir askerle eve göndereyim diyor. Süvari Hasan bunlar ne olduysa ben de ondan olacağım diyor.O zaman bir manga askerle evlerine gönderdiler. Buraya ilk defa Çolak İbrahim grubu girdi. O günü hatırlıyorum. O gün bizi askerin ağırlığına aldılar. Çırpköy ile Arslanlar arasında bekliyorduk. Ordu geliyordu. Hepsi süvariydi. Biz orduya dahil olduk. Birer ceket birer pantolon verdiler. 7 katır vardır. Halıları taşıyan. Onlara ağırlık deniyordu. Başımıza bir çavuş verdiler. Kuşçuburun’a pusu kurdular. Buradaki fırka daha dönmemişti. Yangın yapan Yunan fırkası. Ahmetli tarafında çekiliyor. Yakıp çekiliyor. Ahmet Müfit Gurgur Dağı’ndan top ateşi ile demiryolunu bozmuştu. Vagonlardaki gavurlar da gidemiyorlar. Hatta top mermisinin bir tanesi trene denk geldi. Treni patlattı. Sonra biz Kuşçuburun’da iki gün kaldık. Fırkamızın merkezi Hortuna idi. Yörük Ali de geldi Hortuna’ya. Yörük Ali Yunan fırkasını takip ediyordu. Hamit burayı bastığı zaman yanında Sökeliler vardı. Yörük Ali grubunun içersindeymiş. Sökelilerin bir kolu Cafer’di. Ama o buraya gelmedi Sökeli grubundan olan sonra burada nüfus memurluğu yaptı Mehmet, Sünnetçi Mehmet de derlerdi. Diğeri Bağırsakçı Ali. Büyük çarpışma Kuşçuburun tarafında oldu. Yunan çekildikçe biz takip ediyorduk. Kızılçullu’dan sonra esir düşmeye başladı. Koca bir fırka. Üç tane topu vardı. 15’ lik. Bizim fırka iki ateş arasında kalınca Çeşme tarafına yöneldi. Dağ taş tam teçhizatlı asker. Her taraf silah. Ama bir tanesi dahi sağlam değil. Mekanizmasını atmış. Biz Karacaağaç Belenbaşı Buca tarafından Çeşme’ye yöneldik. Biz İzmir’e girmedik. Düşmanın arkasından Çeşme’ye kadar gittik. Oradan Seferihisar’da alayı bekledik. Albay Çolak İbrahim’i görüyorduk. 18 gün sonra eve döndük. Yerli Rumlar kaçtı.Kaçamıyanları tuttuklarını öldürüyorlardı. Hastanenin orda bir cavuru dilim dilim kestiler. Askerdi. Hamile rahimini süngüleyen askerdi.( Salih Tünaydın)

(Mehmet Taşkın, Cumalı Köyü, 1939 doğumlu)Büyüklerimden duyardım. Hamit Efe, Hortuna (Yazıbaşı) köyündenmiş. Bizim buraları çeteler baskı ediyormuş, rezil ediyormuş. O da Yunan’a baş kaldırmış. Buradaki çetelerle de savaşmış. Yanında yandaşları da varmış. Hamit Efe halk için çalışan dürüst bir efeymiş. Çete değil. Fazla yaşatmamışlar onu. Çakırbeyli köyünden Piç Ali, buradan Yörük Hasan efeyle zıt gitmişler, aykırı gitmişler. Yunan köyü ateşe verecekmiş. Yakacakmış. Siz çeteye ekmek veriyorsunuz diye. Kayıntam vardı.Halil Efe derler. Asıl adı Mustafa.Yunan öyle bir dövmüşler ki bir sepet soğan az gelmiş. Yarasına beresine soğan şırkıp acısını alsın diye. Köyü yakmaktan Saffet Hoca kurtarmış. Girit’te ağır ceza reisi imiş. Rumca bilirmiş. Girit’ten buraya gelmiş. Saffet Hoca, Derelilerin Niyazi deriz. Nasliçli Malik. Bunlar köyü yaktırmamışlar. Burada çete yok, Hamit yok demişler. Babam rahmetli anlatırdı. O Yörük Hasan denen adam amcam Parmaksız İbrahim’in evine gelmiş. Cennet yengem ekmek ediyor. Bir öksürük oluyor. Bakıyorlar. Yörük Hasan geliyor. Yörük Hasan: “ Dayı, dayı!” diye seslenmiş. Amcam, “Ey!” ,diyor. Hamit Efenin selamı var. Bir miktar para istiyor. Amcam , “Ulan ben bu yaşta

144

Page 145: Dizgi Askeri Tarih Kitap

parayı nerde bulcam? O bana yollasın.” diyor. Hamit para ister mi? Yörük Hasan kendi yiyecek. Sonra Yörük Hasan gidiyor. Amcam Yörük Hasan için , “İtoğlu it kereta! Parayı kendisi yiyecek.” diyor. Hamit dürüst adammış. Amcam ,Hamit’i bilirmiş. Hamit benden para mı ister diyor. Yörük Hasan telâşe düşüyor. Yörük Hasan ito tayfasındanmış ( Külhanbeyi- makbul sayılmayan) Birkaç yerde böyle yapmışlar. Hamit böyle şeyleri sevmezmiş. İkisi bir Piç Ali ve Yörük Hasan öldürüyor(Hamit’i). Kurşunlamışlar. Hamit’in vurulduğu duyulunca bütün millet ağlamış. Efe’yi çok seviyorlarmış. Cesedi dağdan katır sırtında indirmişler. Sinek köy camii önüne getirmişler. Yunan askerleri hayvanın sırtından indirirken kıpırdamış. Yunan askerleri daha ölmedi diye ürkmüşler. Hamit’in kardeşleri İzmir’de takip etmişler, bulmuşlar. Yörük Hasan uyanık bir adammış. Ben değilim ben size yakalatayım demiş. Buraları terk etmiş. İstanbul mu Konya mı o taraflara gitmiş. Uzun yıllar dışarıda durmuş. 1950 yılından sonra ortaya çıkmış. 50-60 yılları arası köye gelip gitmeye başladı.Kendini unutturmak için. Bu köye geldiğinde ben görürdüm. Ürkek bir adamdı. Bir tavşan gibi. Çalının arkasından biri çıkacak gibi. Devamlı tedirgindi. Dağa çıkardı. Para aramaya geliyor derlerdi. Bir çama kama ( hançer) ziplemiş (saplamış) o çamı arıyor derlerdi. Efe’nin vurulduğu yerlere gidiyormuş. Oralarda arıyormuş.

(Fevzi Lütfü Taşkın, 1952 doğumlu)Benim büyüklerden duyduklarım şöyle. Dağa çıkması handan Yunan subayının atını alması. Bu subayı vuruyor. Ve dağa çıkıyor. Yunanlılar peşine düşüyorlar. Dağkızılca köyünde bu bölgeyi kontrol eden karakolları varmış.O karakolu birden fazla bastığını duydum. Yaşlılar söylerlerdi. Yunan askerleri buraları gelir evleri basar süngü ile her tarafı, yatak aralarını Hamit ararlarmış.Adamlara o kadar korku salmış ki beşikte dahi ararlarmış. Hamit beşiğe sığar mı? Genellikle yalnızmış. Buradan Yörük Hasan varmış.Ben o adamı hatırlıyorum. Buralara gelir giderdi. Yunanlılar Hamit Efe’nin başına ödül koymuşlar. Yörük Hasan bu ödülü alalım diye öldürmüşler.

(Durmuş Dayan, 1337 doğumlu, Sinekköy)Hamit Efe başıymış. Yunan süvarisi Hamit arıyormuş. Hamit atı gezdirivereyim demiş. Alasıya buraya kaçırmış. Burada Mehmet Çavuş derler. Koca Ethem’in babası. Onun yanına katılan buradan Yörük Hasan, Çakırbeyli’den Piç Ali. Kurupınar’da vurulmuş. İlkindi zamanı mavzer atılmış. Köylüler duyuyor. Hamit’i vurmuşlar. Piç Ali vurmuş. Benim efemin (ağabeyimin) anadan kardeşi Yörük Hasan. Baba ayrı. Hasan vurmamış. Abim Hasan’ı çok sıkıştırdım derdi. Ben atmadım Ali attı. Hasan Karşıyaka’da duruyordu. Ama Hasan o an orda. Hasan’ın biraderi varmış, Hüseyin. Onu suya yollamışlar. Hamit pantolonunun söküğünü dikerken Piç Ali vuruyor.Ondan sonra Yunan’a teslim etmişler. Yunan jandarmaları gelmiş. Katır sırtından indirmişler. Hamit buralarda kötülük yapmamış. Hamit vurulduktan sonra Arıkbaşı köyünden çete Çerkez İlyas buralarda bir gecede dört kişiyi öldürmüşler. Birisi Hasan’ın biraderi Hüseyin. Çakır Ali’nin anası, Sofu dayı, İbrahim’in anası. Hamit varken hiç bu tarafa geçmemiş. Hamit öldürülünce meydanı boş bulmuşlar. Bu ev kahveymiş. Hüseyin’i Hasan’ın kardeşi diye öldürüyor. Yörük Hasan kardeşi öldürüldükten sonra köyden gitmiş. Karaot köyü basılmış. Onda hapsaneye girmiş.Hamit kimseye eza cefa yapmamış. Ben duymadım.Para ararken karıların adamların üstüne çıkmışlar. Çiğneye çiğneye öldürmüşler. Deveci İbrahim derler , benim amcamın oğlu. Onun çeyizlerini dahi almışlar. Onların yanında Helvacı’dan Sürsalan Cemali varmış. Bizim İbrahim tanımış. Kimse tanımasın diye Kafasını sarmış. Ama Sürsalan Cemal’ den başka bir de Çengele’den biri varmış. Ama amcaoğlum İbrahim tanımış.

(Şevket Önder, Karaot köyü , 1932) Dedem Şakir’den Hamit ile ilgili şeyler duyardım. Hamit buraya dedemin yanına gelirmiş.Babamı yanına almak istemiş. Dedem vermemiş. Nişanlısını kaçırdığı zaman bizim eve getirmiş. Ayakkabıları burada kalmış. Dağkızılca’ da karakolu basıyor. Yunan askeri öldürüyor. Bunu Yunanlılar zannedermiş ki dağ parçası. Hamit’i bizim Akkaya’nın arkasında vuruyorlar. Ölüsünü getiriyorlar. Yunan askerleri “ Biz bunu dağ parçası sanırdık “ diyorlar. Dedem söylerdi. İncedalan bir delikanlıymış. (Ahmet Özer, Karaot, 1949) Binlerce dedem Ahmet anlatırdı. Hamit’i çok severmiş. Hamit bizim eve gelmiş. Yunan askerleri evin etrafını sarmış. Hamit atın boynuna sarılmış. Evdekiler atın kıçına bir değnek vuruyor.Birden evden

145

Page 146: Dizgi Askeri Tarih Kitap

yıldırım gibi çıkmış. Sanki atın üzerinde insan yok şeklinde çıkmış. Sarılarak. Yunan askerlerinin bir anlık şaşkınlığından kurtulmuş. Kurşun atmışlar ama vuramamışlar. Hamit öldürüldüğünde Yunan askerleri emin olmak için türtmüşler. Türtesiye ceset kıpırdamış. Hamit’in tüyleri dikilmiş. Görenlerin ödü patlamış. Sanki canlanmış gibi. Yunan askerleri çok korkmuş. Dedem öyle anlatırdı. Hamit’in vücudu çok tüylüymüş.

(Ömer Uçar, Helvacı köyü, 1926)Büyüklerimizden Hamit’in iyi bir efe olduğunu görüldüğü yerde cavurların korktuğunu söylerlerdi. Halk tarafından seviliyormuş, sayılıyormuş. Halk arasında ismi çok anılırmış. Sevilmeyenler Karadiş, Kabakdelen, Çerkez İlyas.

(Mehmet Ali Can, Helvacı köyü, 1928) Hortunalı Hamit’in arkadaşı bu köyden Sürsalan Cemali’ymiş. Benim kayınpederim olur. Cemali’yi Hamit babasının elinden alıp gitmiş. Kızan olarak. Bir de Tekke’den Sarı varmış. Kayınpederim anlatırdı. Hamit ,Cemali’ye “ Ülen çocuk seni ben çok seviyorum. Cepte taşıncak bir şey olsan seni cepte taşırdım “ dermiş. Kayınbabamı öyle çok severmiş. Kızanlarımın içinde en çok seni seviyorum dermiş. Buralarda çarpışma yapmamışlar. Ama Keçiköy’de olmuş. Yunan askerleriyle. Yunanlılar Keçiköy’ü basmışlar. Köyde çocukları toplamışlar camiye. Yakacaklarmış. Köyden bir kadın kızanlara haber vermiş. O anda Keçiköy’ün öte taraflarındaymış. Demek kadın o taraflarda olduklarını biliyormuş. Oradan çağırıyor. Gelin Yunanlılar çocukları yakacak diyor. Dolaşıyor geliyorlar. Bir Yunan askerini çeşmenin başında vurmuşlar. Yunan’ın geçeceği tek yol varmış. Orayı tutuyorlar. Pusuda 14 Yunan askeri kayıp veriyorlar. Bunu kayıpederimden duydum. Hamit çok iyi biriymiş. Bunu sadece kayınbabam söylemezdi. Mola İbrahim Efendi de çok methederdi.

(Üzeyir Yiğit, Ormanköy,1933) Çete Hamit, Yunan zamanı devamlı buraya geliryormuş. Yukarı köylere buradan geçermiş. Buradaki arkadaşları Paşa (Acar), Hamza Ali Ağa (Çetin- Güç), Haliloğulların Süleyman (Cerit), Gökoğlan İbrahim Dayı (Balcı-Dağdeviren). Onlarla buluşurmuş. Onlarla anlaşırlarmış. Yunan askerleri bunu bildiği için her gün sabahleyin köyü etrafını çeviriyorlarmış. Kim köyde erken çıkıp işine ,tarlasına gitmek isterse yakalayıp dövüyorlarmış. Köylüyü sıkıştırıp: “Çete Hamit nereye gitti, nerden geldi?” diye büyük tahkikat yapıyorlarmış. Bunları köyün ileri gelenlerinden ,büyüklerden duyardık. Hamit örlü adammış. Havaliyi sindirmiş birisi. Bütün Yunan askeri ondan korkarmış.Çok arkalıymış. Bilgili adammış.Vatansever adammış. Çalışmasını millet takdir edermiş. Buradaki arkadaşlarından bilgi alıp sohbet edip gidiyormuş.

(Mehmet Esen Kalkan, Karakuyu, 1335) Yunan zamanı Hamit gelir, buranın ağası Ali Bey varmış. Buranın ağası idi. Kültürlü adamdı. Gelirmiş pencereden Ali Bey’e, “Bunları (Yunan askerleri) temizliyevereyim mi?” dermiş. Ali Bey aman elleşme. Bunları temizlersi. Arkadan yine gelir dermiş. Köyü bunlar yakacak rezil olacağız dermiş. Yunan jandarması büyük bir ev var. Langırdak Şükrü’nün evi. Orada duruyordu. Hamit’i vurmuşlar. Ben ufak çocuktum. Getirdiler gelmişler. Öküz arabasının önüne karakolun önüne getirdiler geldiler. Ben onu gördüm. Öküz arabasının üzerinde ölüsünü gösterdiler.Çakırbeyli’deki namussuz kançıkladı, öldürdü.Pantolonun söküğünü dikerken öldürmüş. Çekemiyormuş.Hamit’in mert olduğunu duyardım.Olanlardan alırmış olmayana verirmiş.Hayır yaparmış. Ethem Ağa oğlunun birinin adını Hamit koydu. Hamit’i herkes severdi burada.

(Ali Can Zıh, Subaşı, 1921 doğumlu)Ben daha önceki yıllarda il genel meclisi daimi encümen üyesi iken heykelini yaptırmak istedim.1977 yıllarında. Aydın’da bütün efelerin heykelleri var. Ben de yaptırmak istedim. Yunanlılar 120 kişiyi içlerinden babam da dahil gazla yakmak istemişler. Babam Rumcayı çok iyi bilirdi. Hamit’in haberi olmuş. Birkaç el etrafta silah atmış. Yunan subayları korkmuşlar. Hamit Efe’nin öyküsünü bundan 30 sene evvel ( 1977) Yörüklerden Faki dayı vardı. Ondan dinledim. Dürüst, vatanperver bir adammış. Yunan işgali devamlı mezalim. Kadınlara kızlara mezalim. Burada Yunan karakolu varmış. Yunan karakol komutanına ben İstanbul’da rastladım. İstanbul’dan araba aldım. Devrini almaya gittiğimde.

146

Page 147: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Ailemi otele bırakmıştım. İstanbul’a gezmeye gelmiş. Bizim hanıma sormuş. Nerelisin diye. Hanım Torbalı Subaşı deyince sormuş kimlerdensin hanım İbrahim Çavuş’un kızıyım. O komutan buradan bir kadını yoldan çıkarmış. Komutanın adı Konkunaki. Gebe bırakmış.Kayınvalidemin anası (Kuru gelinlerden Emine) bu Yunan demiş çocuğu düşürtmüş. Elif diye birisi. Subaşı Kooperatifi’nin eski binası Yunan karakoluymuş. Bina yıkıldığında bodrum katından bir sürü insan kafası iskeleti çıktı. Kanı hala üzerinde duran tahra çıktı. Yunanlılar öldürdükleri insanları bu bodruma atmışlar. Kim yapar bu vahşeti. Ancak Yunanlılar. Celal Bayar’ın ,Galip Hoca olarak Yeniköy’den Hafız Ali’nin yanına geldiğini duydum. Bülbüdere’den Uşaklı İsmail vurucu kırıcı bir adammış.

(Melek Dinçer, Subaşı, 1931)Büyüklerimden Çirkince’den gelen Rum çetelerinin eziyetini duydum.Kadınları korkutuyorlarmış. Baskı yapıyorlarmış. Arnavut Dudu teyze vardı. O anlatırdı. Çok rezillik çektik.Elimizden her şeylerimizi alıyorlardı. Bizi dövüyorlardı derdi. Çeteler gelir ellerinden mahsüllerini ( buğday) alıyor, paralarını alıyormuş. Kayınbabam çeteler öşür alıyordu, derdi. Çeteler zeytinyağını kızdırmışlar Tulum’dan Miri nenenin göbeğine dökmüşler. Çok çektik derlerdi. Uzun Durmuş’un evini Yunan askerleri basmış. Kadın bacanın içine saklanmış. Çocuklarını Yunanlılar öldürmüş. Başkan Muzaffer’in anasıydı. Bacanın içindeki duvarda çivilere tutunmuş. Kendisi kurtulmuş, çocuklarını Yunanlılar öldürmüş. Bazı Yunanlılar Subaşı’nın kadınları ile evlenmişler. Korkularından kadınlar ses edemezmiş.

(Osman Çelik, Sağlık, 1939)Babam 1312 doğumluydu. O bahsederdi bize. Yunan buraya çıktığı zaman tüm Yörük obası (Karatekeli) İtalyanlara sığınmışlar. Antalya’ya göç etmişler. Hiçbir huzursuzluk çekmemişler.Yunan arındıktan sonra memleketine geri gelmişler.

(Mehmet Kahraman, 1337, Ahmetli)Yunan zamanı ben Antalya’da doğmuşum. Bizimkiler oradaymış. Yörükçülük yapıyormuş. Yunan çekildikten sonra geri gelmişiz. Arap Ahmet’in kardeşini (Nedim) Yunanlılar öldürmüşler. Köye geldiğimizde cami ve evler yanıktı. Yunan yakmış.Yunanlılar yakmış.15-20 sene cami yanık durdu.

(Ramazan Gülten, 1929 ,Ahmetli)Yunan cephesi bozulunca buradaki Yunan zabiti köylüyü uyarmış. Zabit Giritliymiş. Demiş beni çok iyi baktınız. Dağlara kaçın demiş. Köydeki arkadaşını uyarmış. Söyle halka kaçsın, yakıp yıkıp geliyor demiş.Bir kişi ormana gitmemiş. Onu çekilen Yunan askerleri öldürmüş. Caminin bahçesine gömmüşler. Bunun üzerine halk köyü boşaltmış. Köyü yakmış. Yunan zamanı birisi inek satarsa haberleri olurmuş. Bir sağmal inek 6 sarı lira. Akşam çete gelirmiş kapıya. Tak tak tak. İnek sattın. Getir parayı. Köyde çetelerin adamları varmış. Soygunculuk yaparlarmış.

(Mustafa Cerit, Ahmetli, 1938) Annem 108, babam 96yaşında öldü. Onlar anlatırdı. Burada yerli cavurlar varmış. Bayağı komşularmış. Rumların haberi olmuş. Afyon bozuldu demişler. Onlara bilmem ne cavuru derler. Yunan çekilirken annemler biz gidiyoruz derlermiş. Ağlaşa ağlaşa gitmişler. Sakın köyde durmayın. Ormana atın kendinizi diye uyarmış. Yerli cavurlardan hiç zarar gelmemiş. Annem kucağında bir çocuk bir de yanında. Maden ocağına gitmişler. Çocuklar acıkınca ağlaşmışlar. Fırında 8-10 ekmek kalmış. 50 kadar sığır evde. Çocuklar ağlaştığında diğer komşular Yunan çocukları duyacaklar diye saklandırırlarmış. Dağda pelit yimişler. Yunan çekilirken köyde Kopçasız lakaplı birini öldürmüş. Köyü yakmış.Kabri cami avlusundadır. O zaman evler sazdan. Yeniköy’e girememiş. Köyden Giritli Osman’ı Arapkahve’ye kadar götürmüşler. Orada bir gece kalmışlar. Biri dermiş bunu vuralım. Diğer asker benim çocuğum yok . Bunu ben evlatlık yapacam demiş. Yunanlılar uyuyunca köye kaçmış. Bize anlatırdı. O çaltılar (dikenli çalı) o kürler (dikenli böğütlen) bana pamuk gibi geldi derdi.Yeniköy’e gelmiş. Koca Ömer diye birisi cavur sanmış. Kimin cavur kimin ne olduğu belli değil. Dur diyorlar vuralım. Giritli Osman ben sizdenim. Ben Ahmetli’den geldim diyor. Anlatıyor. Beni cavur götürdü. Kaçtım.Kendini bildiriyor. Ben Türk’üm diyor. Ellemiyorlar.

147

Page 148: Dizgi Askeri Tarih Kitap

(Mehmet Cerit, Ahmetli, 1934)Yunan zamanı Yunan askerleri burada keçi pınarında maden ocağı işletiyorlarmış. Hamit çetesi madeni basmış.Yunan askerlerini öldürmüş. Köyde Yunan karakolu varmış. Yunan çekilirken köyü yakmış. Yeniköy’den kendilerine sıkı (kurşun) atılınca burada Türk askeri var diye köyü aşağısından doğru geçmişler. Buradan Kopçasız öldürülmüş. Giritli kurtulmuş. Bir oğlan çocuğunu götürmüşler. Arapkahve’de kamp kurulunca kaçmış.

(Abdi Doğan, 1923, Arapçı)Yunan süvarisi köye gelince köyde kimse kalmamış. Oraya buraya saklanmış. Babam mavzerleri,mermileri köy dışındaki damlara saklamış. Sadece bir dolma tüfek bırakmış. Nenem Yunan askerlerini görünce tüfeği atıvermiş. Tüfek patlayınca Yunan askerleri bizim eve her taraftan çevirmişler. Babamları öldüreceklermiş. Köyden yerli Rum komşusu gelmiş, koşmuş. Rum komşusu Yunan subayına Rumca bir şeyler konuşmuş. Ellerinden almış. Rum komşusu subaya bu taraflarda domuz çok. Domuza attılar demiş. Rum komşu binbaşıya bunun kadar namuslu adam bu köyde yok demiş. Siz ne yapıyorsunuz demiş. Yunan binbaşısı tüfeği kokmuş. Geri vermiş. Babam anlatırdı. Hamit Sağlık’ta Yunan karakolunu basmış. Şimdi Süleyman dayının evlerinin olduğu yer. Dağdan karakola ateşe tutuyor. Babamlar ovada darı ( mısır) suluyormuş o an. Yunan’ın zararı köye olmamış. Ordan buradan koyun toplamışlar. Köylüye güttürmüşler. Kaçarlarken bu hayvanları da bırakıp kaçmışlar. Kaçarken Torbalı’nın ileri gelenlerini toplamışlar. Torbalı’da tren hattını çeteler yolu açmış (bozmuş) Trenden inip kaçmışlar. Köyü Hasan Çavuşlardan İbrahim basmış. Soygunculuk yapmışlar.

(Cemali Aslan, 1932, Eğerci)Annemden, nenemden duyardım. Rum’un en ihtiyarında silah omzunda. Yunan bize bir ekmek çakısı bırakmazdı derdi. Dövüyormuş. Köylüden bıçakları dahi toplamış. Köyün en zengini Sami Ağa. Bin tane koyunu var. Sami Ağa koyunun başında . Çeler Sami Ağa’nın ağılını basmışlar. Başlamışlar işkenceye. Annem orda. Kızı Rakibe. Açıyorlar kasayı. Paraları almış. Sandıkları açıyorlar. Bir şey yok. Bunlar Karhat’tan(Gökçen). Köyden Kör Osman bunlara yataklık yapıyormuş. Kimin neyi varsa bildiriyormuş. Bunun anasını babasını çeteler öldürmüş.

(Cevat Güven, Şehitler, 1933)İhtiyarlar burayı Yunan’ın işgal ettiğini fazla eziyet ve ızdırap çektirdiklerini söylerlerdi. Köyde yerli Rumlar varmış. Köyde Yunan’la beraber işbirliği yapanlar varmış. (Adlarını söylemek istemedi) Bunların bazısını çeteler öldürmüş. Çeteler köyü basmış. Çapak’tan Ethem, Çırpıköy’den Mercanların Ali. Aslanlardan Recep Ağa’nın evini basmışlar. Yunan karakolu köyde varmış. Kaçmaları çok acayip olmuş. Babamgil Arslanlar’dan geliyormuş. Tire tarafından silah sesleri gelmeye başlamış. Yunan kaçıyormuş. Rum kadınları kaçıyormuş. Kemal’in askerleri geliyor demişler. Arıkbaşı ve Çırpıköy’ de milleti camiye doldurup yakmışlar. Yerli Rumlar da kaçmışlar. Zaten Yunan buraya çıktığında yerli Rumlar başlamışlar söylenmeye. Bunlar bizim rahatımızı bozacaklar diye. Halbuki burada iki tarafta geçinip gidiyorlarmış. Yunan işgalinden en çok yerli Rumlar rahatsız olmuş. Biliyorlar ki bir gün bunlar gidecek. Kalanı da bırakırlar mı? Bırakmazlar. Yunan’la işbirliği yapanlar Yunan’la beraber kaçmış.

( Hüseyin Yılmaz, 1932, Şehitler) Yerli Rumlarla iyi geçinmişler. Yunan geldikten sonra işleri bozulmuş.Rumlar bizim rahatımız da bozulacak derlermiş. Hacı Seyfittin’e söylüyor. Buradan kinle gidiyorlarmış. Birisi daha insancılmış. Bak şurada şu kadar çalkanık buğday var. Biz gidiyoruz. Dönersek birazını bize verirsiniz.

(Mehmet Alkan, Çengele, 1337)Hamit bizim eve gelirmiş. Köydeki arkadaşı Gacarların Casim varmış. Karakızlar’dan Ali Bey varmış. Casim’e Hamit’i öldürür müsün?Öldürürrüm demiş. Ben öldürürüm sizin adamlar beni tutar demiş.Ali Bey hem Yunan tarafı hem de Türk tarafı. Yunan karakolu Ali Bey’e bir mektup göndermiş. Casim’e de Yunan jandarması tutmasın diye bir kağıt vermiş. Sağ ayağının çizmesinin içine, astarına koymuş. Ali Bey, “ Hamit’e tedbir al, Casim’e dikkat et. Sağ ayağının astarın altında Yunanlıların kağıdı var.”demiş. Casim bir gün köyde kalıyor. Ertesi günü Dernekli ‘de dağda Hamit’i buluyor.Hamit’in kızanı ya. Nerde bulacağını biliyor. Hamit Casim’e: “ Ne var ,ne yok Casim?” diyor. “Sağ ayağının

148

Page 149: Dizgi Askeri Tarih Kitap

çizmesini çıkar.” Çıkartıyorlar. Taban astarını kaldırın. Kaldırıyorlar. Bakıyorlar ki Yunan komutanlığının kağıdı. Casim ben sene ne yapayım diyor. Bir kurşun çekip öldürüyor. Yunan çekilirken köylüyü camiye doldurmuşlar. Gaz tenekeleri dahi hazırmış. Nahiye’den (Dağkızılca) bekçi gelmiş. Hemen bırakıp gitmişler.

(Naim Özkarademir, 1927, Torbalı)Yunan askerleri evlere dağılırmış. Annem anlatırdı . Yumurta alırlarmış. Gurk tavuğun altındaki yumurtayı dahi almışlar.Burada Rumlar varmış. Kilisesi vardı. En çok korktuğu Hamit Efe. Hamit Efe’den çok korkarlarmış. Mezarı sağlık ocağının olduğu yerdeydi. Vurulmuş. Arabanın üzerine bağlamışlar. Gezdirmişler. Teşhir etmişler. Hamit burada Burunsuz Esma diye bilinen birine gelirmiş. Yunan çekilişinde demiryolu bozulmuş. Tren burada kalmış. İnsanlar Kaplancık tarafından kaçmışlar. Ödemiş tarafından gelenler ilk Torbalı’ya girmişler. Kıbrıslı Fevzi Çavuş varmış.Bir gavur kıstırmışlar. Kıbrıslı Mustafa kesmiş. Yıllar sonra buradan kaçan Rumlar burayı ziyaretye geldiler. Kalan paralarını arıyorlar diye duyduk.

(Veli Ayaydın, 1336, Düğerlik)Dedem Kırışık Mehmet o vakit köyün zenginlerindenmiş. Çeteler dedeme yemek yemeye gelmişler. Biri de gidip Karakuyu’daki Yunan jandarmasına haber vermiş. Geliyorlar. Çeteler kaçmış. Birkaç kurşun atmış. Yunan geliyor dedemin evini yakıyor. Karakızlar’dan Hidayet Bey’in babası Ali Bey birisine para veriyor. Git Hamit’i vur diye.Vurduruyor. Hamit Yunan’a tavkırırmış. Hamit Yunanlıları berbat ediyormuş. Yunanlıları berbat etmesin diye Hidayet Bey’in babası vurdurmuş.Yunan kaçarken tüfeğini alan ,tahrasını alan Torbalı’ya Yunan öldürmeye gelmiş. Ali Bey milletin malını zapt edermiş. Bir tepeyi zapt etmiş. Diğerini de zapt etmeye uğraşırmış. Baskıyla istediği paraya elindeki malı alırmış. Köylü ne yapsın. Korkudan tapuyu verirmiş.Bunu Hamit duymuş. Gidiyor Ali Bey’e. Tedbirli dur. Alemin malını karıştırma demiş. Hamit fakiri gözeten biri. Fakirlere diyormuş. Sakın malınızı satmayın, dermiş. Arıkbaşından İlyas, Çengele’den Nalbant İbrahim, Helvacı’dan Sürsalan Cemali. Bunlar köylülere zarar veriyormuş.

(Ahmet Yılmaz, 1920, Oğlananası)Yunan işgalinde babamlar Kütahya’ya göçmüşler. Aşiret milletine pek zararı olmamış. Karatekeli aşireti.

(Halil İbrahim Duma, Çakallar, 1939)O zamanki durumda cepheye para toplayıp Yunan askerleri ile çarpışırmış. Düğerlik köyünde evinin üstünde çarpışma olmuş. Kırışık Mehmet’in evini yakmışlar. Yunan askeri gelirmiş köye. Camiden kaçan doğu kısmında bir bakla tarlası varmış. Herkes bakla tarlasına saklanırmış.. Yunalılar gelirmiş . babam köyde muhtarmış. Siz çetelere yataklık yapıyorsunuz diye her gün karakola görünmeye gidermiş. Babam mühürü (istifa) atmış. Öyle kurtulmuş. Köylüler kaçan yerli Rumların evlerini hayvanlarını yağma yapmışlar. Kaçan bir Rum, Sabri dayıya bu işler ödünçtür ödünç demiş. İşgalde burada adliyesini dahi kurmuş. Gece oldu mu evlerde lambalar yanmazmış. Evlerde kimse yokmuş gibi görünürmüş. Yataklık yapanlar Gökçen Mustafası, babamgil Hamit’in adamları. Yunanlılar bunları sık sık rahatsız edermiş. Yunan askerine yataklık yapan da varmış. Köyde askeriyeye yardım toplarmış. Çalı kakıcı değilmiş.

(Veli Koç, 1954, Ahmetli)Tepeköy’de eşkıya fırıncı Abbas Akeren babaannemin babasının göbeğine kızgın zeytinyağı dökmüş. Nikol köylüyü uyarmış. Nikol da Zeytinköy’den adalara ulaşmış.

(Yusuf Karadayı ,1929 , Dernekli)Sarı Efe Mehmet, amcam olur. Amcamı Dağtekke’de Kocabıyık’ın evinde vurmuşlar. Vurduran Dağlı Emine. Kızılcaova’ya göçmüş. Vuran Pomak Topçu Süleyman.

149

Page 150: Dizgi Askeri Tarih Kitap

(Abdullah Fırat, 1934, Dernekli)Hortunalı Hamit’i halamın kocası Mustafa Ali Şahinol anlatırdı.Dürüst bir efe olduğunu söylerdi. Köydeki arkadaşıymış. O dönemde Kabakdelen Hasanlar, Karadiş , Çerkezlerden (Arıkbaşı) çete İlyas diğer çetelermiş. Keçiköy altında Yunan askerleri ile çarpışma olmuş. Gemikaya mevkiinde. Aydınlı bir asker terki silah etmiş. Mamut dağında korucu Süleyman tarafından vurulmuş. Topçu Süleyman dağda asker soyarmış. Pusuya düşürür üstündekileri soyarmış. Bu asker yaralı olarak Yörük çadırlarında Kölemen’e sığınmış. Kölemen’in karısı eski usullerle çamdan akma ile yarayı iyileştirmiş. Üç ay burada çadırda kalmış. Asker iyileşince Aydın’a ulaşmış. Aydın’dan 90 atlı gelip Pomak’ın evini basmışlar. Evini yakmışlar. Pomak’ı (Topçu Süleyman) yakalayamamışlar. Gerisini Hamit Efe’ye havale etmişler. Bu işi sen takip edeceksin diye. Hamit ,Aydın Yörük Ali koluna bağlıymış.Bu işi bitireceksin demiş. Hamit’in Aydın koluna bağlı olduğu apaçık. Sarı Efe’yi de öldüren kişi. Bir numaralı Yunan taraftarı. Görevi Hamit Efe’ye bırakıyor. Hamit Efe Topçu Süleyman’ı Kurt gediğinde tuzağa düşürüp temizliyor.

(Saffet Çoban, 1936 , Dernekli)Karısı ile arası açılmış. Sarı Efe’yi, Topçu Süleyman’ı vurdurmuş.

(Enver Kavaklan ,1940 ,Kavakalan)Korucu ailesi Hamit’in adamı. İbrahim.

(Ramazan Türkoğlu ,1340, Kavakalanı)Hortunalı Hamit iyi adammış. Burada da adamları varmış.İbrahim Çavuş arkadaşı. İbrahim Korucu.

(Kemal Korucu, 1939, Çınardibi)Hamit’len dayım ve korucu İbrahim, babam Mehmet Korucu. Bunlar birlikmiş. Babam İzmir2den silah ve cephane ile Karpuzlu (Canlı) istasyonunda Yunan askerleri tarafından yakalanmış. Üç ay Aydın mapushanesine gönderilmiş.Rahmetli nenem yunan gardiyanınına para yediriyor.Kaçırıyor. Buradan Topçu Süleyman vardı. Hamit’in adamı yemek yerken adamını öldürüyor. Alıyorlar bu adamın cesedi karşıdaki dağa götürmüş. Birkaç el silah atılmış.Sanki dağda vurulmuş gibi. Hamit çetesi ile beraber gelmiş. Etrafı sıkıştırıyor. Herkes korkuyor. Nenem rahmetli durumu Hamit’e anlatıyor. Adamını Deli Süleyman’ın vurduğunu söylüyor. Süleyman köy bekçisi imiş. Süleyman’ı Yunan karakoluna gönderiyorlar. Hamit ve adamlarını Kurt gediği dediğimiz yerde pusu kurduruyorlar. Yakalıyorlar. Burada köy meydanında idam edeceklermiş. Ama ellerinden kaçırırız diye işkence ile orada öldürüyorlar. Ölüsünü çakallar yemiş. Dereköy muhtarı (Sığırtmaçoğlu)Yunan taraftarıymış. Yunan askerleri kadınlarla dalga geçiyorlarmış. Hiç mani olmuyormuş.Çete Hamit yakalıyor bunu. Buraya Certoğlu mevkiinde kömür ocağında işkence ile dağda öldürüyor. Parça parça etmiş. Burada Hamit’in yüzbaşı veya binbaşı olduğunu duyuyorduk. Burada söyleniyordu.

( Ziya Arun ,1958) Eski zeybek mezarı Kurupınar denilen yerde Hamit’i öldürüyorlar. Rahmetli dedem Nazır Mehmet orada keçi çobanı. Ölüsünü görmüş. Parmağında altın yüzük varmış. Hamit köye namaz vakti gelmiş. Çetesi caminin kapısında toplanmış. Namaz bitmiş. Sarı Mehmet kapıya doğru dönmüş. Bir bakmış ki Hamit pürsilah kapıda. Hemen tekrar dönüyor. Tekbir alıyor tekrar namaza duruyor. Bunu anlatırlardı.

(Halil Akkeçili, 1338, Osmanlar Çınardibi)Hamit adını çok duydum. İyi biriymiş.

(Ali Yoldaş, 1932, Osmanlar)Hamit iyi arkadaşmış. Yanına bir arkadaş almış Bunu alma demişler. Uyarıyı dinlememiş. Namussuzluğu sevmezmiş. Bunu büyüklerden duyardık.

(Şerif Akkeçili, 1951)Atalarımızdan duyduğumuza göre Kovanlık denen yerde yemek yerken askerler baskın yapmış. Çatışma olmuş. İki kişi şehit düşmüş. Mezarları dahi orada duruyor.

150

Page 151: Dizgi Askeri Tarih Kitap

(İbrahim Şenel, 1937, Bülbüldere)Yunan giderken bu caminin imamını alıp gitmiş. Sen dua ettin ,bizim başımıza bunlar geldi diye. Rumca bilen bir Giritli varmış. Rumca bilen. Köyün muhtarıymış.Bıraktırmak için uğraşıyor. İkisini de bağlayıp öldürmüşler.

(Durmuş Ali Şenel, 1927, Bülbüldere) Uşaklı İsmail babam olur. Babam Yunan askerini öldürüyor. Dağa çıkıyor. Bir süre Çerkez Ethem’in yanında kalmış. Hoşuna gitmemiş. Tekrar geri dönüp kendi çetesini kurmuş. Biz çocuktuk ,anlatırdı. Hasan Çavuşlar’da İbrahim Efe, eski Yörük Hüseyin Efe varmış. Hamit babamın çete arkadaşıymış.-------------------------------------------01 Haziran 2007(Rıza Oral, 1940, Hortuna)Ben Kara Hüseyin’in oğlu Tahir’in torunu Hamit Efe’nin yeğeni oluyorum. Büyük amcamın milli mücadelede Kuva-yı Milliyeye yardım ettiğini duydum. Bazı zenginlerden para toplayıp oraya aktarıyormuş. Benim adım Yunan zamanı Yunanlılar tarafından vurulan Rıza. Benim adımı vermişler. Hamit amcam vurulunca İzmir’den kalkıp buraya amcamı vuranlardan öç almaya gelirken Kısık tarafında Yunan askeriyle karşılaşıyor. Orada vuruluyor. Amcam devamlı Yunan askeri ile çatışırmış. Yardım edenler Bekçi Raşit, süt annesine gidermiş. Çeşme başında çatışma olmuş. Amca amca vurulmuş.Amcamı arkadaşı silah temizleme bahanesi ile vurmuş.Birincisinde silah çaktırmış. İkincisinde vurmuş. Öldükten sonra köy köy gezdirip teşhir etmişler. Bizimkiler Fransız tebasına geçmiş. Yunan rahatsız etmesin diye. Yunan tebasına geçen bekçi Arif Kahya varmış. Amcamın mezarını getirmişler.

(Yılmaz Oral, Yazıbaşı) Kara Hüseyin Tahir’in torunu. Amcam Yunan zamanı dağa çıkıyor. Buradan arkadaşı Küçük Mehmet. Yörük Ali bu taraftan böyle bir gencin türediğini duyuyor. Bunları hem abim anlatırdı hem de Kazım Dayı (Kanyılmaz). Davet ediyor. Buraya yanındaki adamlarla Aydın’ın Karacasu’ya gidiyor. Hamit’e diyor ki, “Bak gençsin. Bunların içinden sana şu adamdan zarar gelecek . Sen anlamazsın. Bunu giderken yolda hallet.” diyor. Hamit tabii tecrübesiz. Arkadaş vurulur mu? Ve aynı adam Hamit’i vuruyor. Yörük Ali haklı çıkıyor. Çakırbeyli’den Piç Ali. Gök Mehmet derler evinden yemek alırmış. Amca dut ağacına asar gider oradan alırmış. Arif Kahya Yunan taraftarıymış. Yukarıdan Süllüler evine İtalyan bayrağı asmış. Hamit Kuvay-ı Miliyeye alıp yatırırmış. Hatta babası tütün parası almış. O gece babasının evini basıp onun dahi parasını almış. Bundan dolayı zenginler rahatsız olmuş. Küçük Mehmet’i gönderiyor. Versin parayı diyor. Amcam öz teyzemle nişanlıymış, Ayşe Hanım. Köyde bir düğün oluyor. Onu görmek istiyor. Nasıl düğüne girecek. Kadın zarı (çarşaf) giymiş. Düğünde gitmiş yanına oturmuş.Kimse anlamamış. Ayşe Hanım veremden ölüyor. Mezarlıktan amcamı getirememişler. Bir iki hafta orada yatmış. Dedem zor getirmiş. Ayşe’ ye benziyor diye Feda Hanım’ı vermişler. Taşlıoğulları’ndan. Olmuyor. Dağtekke’den biriyle -Nazlı ile- evleniyor. Ondan Hamide oluyor.

(Nevin Oral, 1937, Yazbaşı )Hamit çok cesur, atik ne zaman nerede olduğunu hiç belli etmeyen biriymiş. Bunları anneannemlerden duyardım. Bazı kişilerden yardım toplarmış Önceden bilinmiyormuş. Sonra askere topladığı anlaşılmış.----------------------------------------------(İrfan Çoban, 1945, Keçiköy)Yunan zamanı Kabadelen çetesi , Deli Ağa, Dernekli’den Karadiş. Manavkovanlığı’nda Yunan askeri ile çatışma olmuş. İki kişi ölmüş. Keçiköy’den ( Balcılar) Deli Ağa’nın evini, köy camisini yakmışlar. Çetelere ekmek veriyorsunuz diye.

(Halil İbrahim Akkavak ,1929, Keçiköy)Yunanlılar Halil’in Mehmet’i dövüyorlarmış. Kardeşi feryat figan etmiş. Kadını kurşunlamışlar. Öldürmüşler. Hem kardeşini döve döve hem de kardeşini kuşunla öldürüyorlar. 30 Mayıs 2007

151

Page 152: Dizgi Askeri Tarih Kitap

(Zehra Dinçer, Dağkızılca, 1328 doğumlu)Köyde Hamit Yunan karakolunu bastı. Yunan askerini öldürdü. Bunun üzerine Yunan evlerimizi yaktı. Biz önce Karakızlar’a kaçtık. Orada üstümüze elbise verdiler. Torbalı’ya dayım Mehmet Kemal’in yanına gittik. Babam bizi orda buldu. İzmir’de Urumkuş sokağında ev tuttuk. Köyde anası babası olmayan çok güzel bir kız vardı. İki kardeşti. Biliyorum. Saliha derlerdi. Evine silahlı asker gönderirdi. Yunan subayı bir hafta kullanır sonra askerlere verirdi. Birer gece birer gece askerleri everirmiş. Sonra evine gönderirdi. Aradan bir süre geçti mi tekrar asker gönderir. Kızı kullanırdı. Hem kendisi hem askerler. Yunanlı gitti. Bu kızı Yunan çekilince amcası Sevdiye’nin Halil ,Saliha’yı Başpınar’da tüfekle öldürdü. Adı kapansın diye öldürmüş.Kızın ölüsünü canavarlar yisin diye orada bırakıyor. Çete köydeki evi bastı. Babamın parasıyla yiyecek giyecek almışlar. Kıymetli eşyaları kırmışlar. Bir gün bütün köyün erkeklerini topladılar. Kadınlar da karakolun önünde. Hepsini dayaktan geçirdiler. Ama ne dayak. Dışarıya çıkarıyorlar. Ayaklarında ip bağlı. İp ellerinde yürü diyorlar. Ayakta ip bağlı yörünür mü? Yörü dayak.İpi çekerlerdi. Hakaret yapmadıkları kalmadı. Yunan’la şimdi kardeş diyorlar Yunan’la hiç kardeşlik olur mu? Yunan bayrağının indirilişini ben gördüm. Evimizden görünüyordu. Türk bayrağının çekilişini de gördüm. Daha sonra Yunan çekilince köye döndük.

(Rasim Şekeroğlu, Arslanlar, 1330) (19 Temmuz 2007) Yunan’ın buraya geldiğini bilirim. Hortunalı Hamit’i bilirim. Gördüm. Hamit zaten durmazdı. Gündüzleri dağda geceleri bir kenarda yatardı. Yalnız bir efeydi o. Yanına aldığı arkadaşı ona hinayetlik yaptı. Hortuna’dan gelin aldılar. Düğüne geldi . O zaman gördüm. Komşunun kızını aldılar. Hamit çeteydi. Ama para çetesi değildi. Yunanlılara karşı çeteydi. İlyas vardı. Recep Ağa’yı kaç sefer bastılar. Elini kolunu bağladılar. Çok eziyet yaptılar. Taşkesik’te Yunan karakolu vardı. Geceleri askerler Hamit basacak diye karakolda yatmazlarmış. Etraftaki çalı diplerinde yatarlarmış. Hamit kimseden korkmazdı. Öldürselerdi korkmazdı. Yunan gidişi biraz kıpırdadı buralarda. Bize zarar yapmadı. Aşağı köyleri yaktı. Çırpıköy’ü yaktı. Asker buraya geldi. Üç ay dahi durduğunu bilirim. Süvari askeri. Karargah burasıydı. Yunan kaçarken Arıkbaşı’nda bir sürü insan yaktı. Bir Arap kurtuldu. Arap’ı bilirim. Bir o kaçmış. Yakan Yunan jandarması. Köye Yunan jandarması gelirdi. Hiç kimsenin burnunu kanatmadılar. Köyde Koca Haşim, Hamit’in arkadaşıydı. Yunan çekilirken Fetrek Çayı’nda büyük çarpışma oldu. Her taraf ceset. Kokudan geçemezdiniz. Hiç toplanmadı bunlar. Çürüdü gitti. Yunan da öldü. Bizimkilerden de ölen oldu. Topları Fetrek Çayı’na kurdular. Biz askerlere sakalık yaptık. Su getirirdik. Yunan demiryolu boyunca kaçıyordu. Vurulan orda kaldı. Aylarca kokudan geçilmezdi. İnsan ölüsü kokusu olduğunu sonra öğrendik.

( Hüseyin Kölemen, 1928, Marmaraç Dernekli) 03 haziran 2007 Babam Karadiş’in yanında kızan. Yunan bölük bölük demiryolu buyunca gelirmiş. Malanda Yaylası’nda yakalamışlar. Çerkezlerden Uzun Musa idamdan üç sefer almış. Hamit efeliğe çıktığında adı çok konuşulurmuş. Kadınlar kızlar bir görsek dermiş. Dağtekke köyünden bizim köye gelirken üç kadın odun yapıyormuş. Hamit Halilbeyli tütününden sigara sarmış. Üst tarafta çalının içinde oturuyormuş. Kadınların konuşmasını dinliyormuş. Sigaranın dumanını kadının birinin burnu almış. Kadının birisi aşağıdan Hamit Efe yakışıklı bir delikanlıymış, gelse de görsek diyor. Bu zamana kadar efe görmedin mi? Eli kabaklı hoca görsün onun yüzünü diyor. Hamit Efe dinleyip duru. Birisi de diyor ki Halilbeyli tütünün kokusu burnuma geldi. Hamit Efe buralarda oturuyordur, diyor. Hamit Efe kadınlara görünmeden dereden köye dutun dibine varmış. Dedem de avluda. Muhtarmış. Dedemden biraz ekmek ve zeytin istemiş. Dedem kendisini hemen saklamış. Karnını doyurmuş. Bir süre sonra adam almış yanına. Dedem bu adamları beğenmemiş. Yanından at demiş. Birisi Yörük Hasan diğeri de Piç Ali. Bunlar seni aldatır demiş. Hamit dayı aldatamazlar , demiş. Hamit Kırlıların İbrahim’in kız kardeşi ile evliymiş.Çapak’tan Kahveci Hasan bana anlattı. Yunan takibi Hamit’in peşinde. Takip askerleri Çapak’ta Hasan’ın kahvesinde otururken Hamit kapıdan içeri giriyor. Davranmayın yakarım diyor. Hasan 40 tane kahve yap, dışarıdaki arkadaşlarıma diyor. Hasan kahveleri yapıyor dışarı çıkıp döküyor. Yani 40 adam varmış gibi. Hamit’in ölüsünü kağnı arabası ile götürmüşler. Ayakta dikelterek. Dedem de babamda temiz delikanlı derdi. Hiçbir karıya kıza bakmazmış. Sarı’yı karısı Topçunun Süleyman’a vurduruyor. Osmanlar’dan Akçocuk arkadaşı. Ateş İbrahim, Hamit’in atını

152

Page 153: Dizgi Askeri Tarih Kitap

bakan kişi.Kabakdelen ayrı çete. En düzgün olan Hamit Efe’ymiş. Kabakdelen zenginleri soyarmış. Hamit’te asla öyle bir şey yok. Amcam olsun babam olsun çok temiz çocukmuş. Yunan köyde camide yatık kalmış. Köy dağılmış. Ekinlere hayvanlarını salmışlar. Kırk tulum peynir varmış evde. Parçalamışlar. Köyü alan talan yapmışlar. Keçiköy’de Arap oğlu Şuayip, subayın elinden silahını almış. Askerler kurşunlamış. Kız kardeşini de öldürmüşler. Akşamüstü Yerlikaya’da kurşunlamışlar. Keçiköy’de karakol kurmuşlar. Yunan kaçtığında karakoldaki telefon santrali Dernekli’deydi.

(Necip Ünal, 1930 , Helvacı) 03 haziran 2007Babam Hamit’in asker arkadaşıymış. Babama çok dağa çıkalım diye söylemiş. Babam kabul etmemiş. Buradan geçerken babamın yanına bir uğrarmış. Çete arkadaşı Sürsalan Cemali varmış. Delikız Yunanlılara müzevirlik yaparmış. Hamit, “Öldürün bunu.” diyor. Babam diyor ki “Gel bak, çocukları var. Nasıl öldürelim?” diyor.

(Yıldız Özcan, 1959, Ormanköy)Benim annem vardı. Büyükleri anlatırmış. Yunan köyü basmış. Hamit’in karısını arıyorlarmış. Köyden bir yaşlı kadın alnını çelmiş, kucağına bir küçük yastık vermiş. Kendi gelini haline sokmuş. Kış günüymüş. Aman oğlum ellemeyin o benim gelinim demiş. Yunan askerine gelinim hasta , daha yeni doğum yaptı diye onları geçiştirmiş. Be küçüktüm annem anlatırdı.

(Feridun Akdoğu, 1938 ,Dirmil)Dirmil (Korucuk) köyünde Hamit Ağa yatağı imiş. Buraya geldiğinde Hamit’i iyi ağırlarlarmış. Hamit babamdan bir şeyler sorarmış. Yunan’la ilgili bilgi alırmış.

(Hüseyin Karakuş, 1930, Çaybaşı)Büyüklerimiz Hamit’in ismini söylerdi. Sağlık’ta Yunan oturuyormuş. Subaşı’ndan Durmuş Ali arkadaşı. Çaybaşı’nda demiryolu kenarında karakolu varmış. Biz Durmuş Ali ile bundan 50 sene evveli bir yerde çalıştık. Sağlık’tan İbrahim Kahya Cellat gölü’nün balığını satın alır, satarmış. Onunla haber göndermişler. Karakolu basacağız diye. İbrahim Kahya söylememiş. İbrahim Kahya’nın evini bombalamışlar. Kendisi de oğlu da ölmüş. Mehmet Hasırcı bana anlatırdı. Yunan karakolunda su yokmuş ona su taşıtırlarmış. Mehmet Hasırcı suyun içine işemiş. Onu da komutan sen bunu işemişsin köpürüyor diye dövmüş.

(Veli Başarır, 1932, Çakırbeyli) Piç Ali’nin hanımı Ayşe (Eşe) benim analık olurdu. Hamit buraları korumak için buralardan arkadaş almış.(Piç) Ali’yi de almış. Ali biraz hareketliymiş. Sonra Ali’yi Yunan tarafı aldatmış. Nasıl aldattıysa bilemiyorum. Ali bu sefer Yunan’a çalışmaya başlamış. Analık anlatırdı. Buralarda evleri basmaya başlamışlar. Saipler’den dedemi Babuşoğlu Veli Ağa’yı öldürmüşler. Çeteler öldürmüş. İçlerinde Çapak’tan Ethem de varmış. Ethem sonra şöyle demiş: “ Ben onlara Eşekçi Veli’ye gönderdiydim. Yanlış gitmişler.” Bunu babamdan duydum. Dedemi öldürmüşler. Ethem’in babası Denizli Çal’dan. Dedemin durumu çok iyi imiş. Ona (Ethem’in babasına) yardım etmiş. Dedem merhametliymiş. Ethem, “Ah ulan yapamadılar .Ben Veli Dayı’ya değil öteki Veli Dayı’ya göndermiştim.” demiş. Ali eve altın eşya getirdiğinde benim analık: “ Götür götür. Kimin canını yaktın da aldın bunları. Git geri ver.” dermiş . Yunan kaçarken Ali’yi Torbalı’da öldürmüşler. Anamı ve çocuğunu öldürmeye buraya geliyorlar. Eşe’yi çocuğunu bir de Ali’nin biraderlerini. Gelenler Ali’nin amcalarını öldürüyorlar. Biraderi Hacı Ahmet derlerdi. O Kaçmış. Kendini kör kuyuya atmış. Öyle kurtulmuş. Bunlara Böcanlı sülalesi derler. Onların evini basıyorlar. Evi yakıyorlar. Ali’nin babasını öldürüyorlar. Ali’nin amcasını öldürüyorlar. Ali onlara durumu anlatırmış. Ali’nin Mustafa amcası varmış. Ali’nin babasının yüz verdiğini bilirmiş. “Bu çocuğu şımartmayın. Bu çocuk başıma bela olacak.” dermiş. Ali köyde birkaç kişiyi bıçaklamış. Benim amcam varmış. Onu bile bıçaklamış. Düğünlerde hadise çıkarırmış. Ali dermiş: “ Amcan bana çok kızıyor.” Gelenler Mustafa’ya : “ Sen çocuklarını al, bir kenara çekil.” demişler. Gelenler Ethem Ağa’nın adamları. Ethem Ağa da içinde. Biz ötekilerin hepsini öldüreceğiz, demiş. Analık kızını almış başka yerde saklanmış. Hamit’i (Yörük) Hasan vurmuş. Yunan’a yaranmak için ben vurdum demiş. Hamit’i öküz arabasının üstüne

153

Page 154: Dizgi Askeri Tarih Kitap

bağlamışlar. Gezdirmişler. Babam söylerdi. Hamit biz buralardayken sağken korkmayın, dermiş. Hamit ölünce eşkıyalar basmış. Dedemi öldürmüşler.

(Ömer Aydın, 1932, Çapak)Ben Bayburt’ta askerdim. Bizim başçavuş herkese soruyordu: “Nerelisin?” diye. Ben, “ Torbalılıyım.” diye cevap verince bana : “Hamit’i tanır mısın ?”diye sordu. Ben “Kuva-yı Milliye zamanında öldürülmüş diye duyardım.” dedim. Başçavuş dedi ki: “ Yunan zamanı benim babam Torbalı camiinde imammış. Hamit vurulunca cenazesini o yıkamış. O defin ettirmiş.” dedi. Mezarının sağlık ocağının olduğu yerde olduğunu söyledi. Ömer Ağa (Özyurt) anlatırdı. Hamit’in cesedini Torbalı’nın içinde beygir (at) arabasının ön tarafına oturtup bağlamışlar. Kollarını kazıklara bağlamışlar. Aynı canlı gibi. At arabası yürürken hareket ettiğinde ceset de hareket edermiş. Yunan jandarmaları canlandı, tekrar canlanacak diye ödleri koparmış.

(Hulisi Demirtaş ,Dağkızılca, 1335)

Burada Yunan’la düşüp kalkan Saliha’nın kardeşi Safiye olacak. Giritli Ömer Yunan tarafına çalışıyormuş. Babam da çeteciymiş. Kürt Hasan, Yemen Süleyman, Zeybek Mehmet, Babam Arabacı Osman. Bunlar da Yunan’a karşı çeteler. Hamit’ten ayrı bir kafile. Babamlar elbiselerini silahlarını dağda bırakıp saklamışlar. İzmir’e inelim, bir gezelim diyorlar. İzmir’de Araphanı varmış. Araphanı kahvesinde otururken bunları Giritli Ömer görmüş. Gidiyor Yunan hükümetine haber ediyor. Çeteler diyor Araphanı kahvesinde oturuyor. Geliyor Yunan jandarmaları bunları topluyor. Hade Girit adasına sürgün. Oradan Atina’ya. 38 ay sonra Yunan denize dökülüyor. Sonra mübadele esir karşılığı geri gelmişler. Büyüklerden duyardım. 15 Mayıs’ta İzmir’e çıkıyor. Aşağı yukarı bir hafta sonra buralara geliyor. Burada Eski Cavur diye birisi varmış. Düğünü varmış. Gelin gezdiriyorlarmış. Bir haber almışlar. Yunan İzmir’e çıkmış. Alelacele evine götürüyorlar. Ahmet Ağaların oraya çeteler basmış. Çelik İbrahim, Pehlivan Mustafa. Ahmet Ağaların evi Yunan karakoluna yakın. Yunan nöbetçisini vurmuşlar. Yunan bu sebepten köyü yakıyor. Yunan köyü yakarken Hakkı Dede diye biri vardı. Şu an evi yıkıklık. Yunan jandarması evin etrafındaki çalılara gaz döküyor. Hakkı eni oğlu 17-18 yaşlarında bekar delikanlıyı ve bir de kadını vrup öldürmüş.. Yanan yeri söndürmeye çalışan delikanlı suyla söndürmeye çalışanakurşun çekiyor. Genci öldürüyor. Tam karşıdaki pencereden Ömüroğlu’nun karısı kadını da pencereden olan biteni seyrederken bir kurşunda ona çekiyor, öldürüyor.Afyon cephesi bozulunca bunlar farkına varıyorlar. Karakolu beş on gün evvel Tepeköy’e kaldırıyorlar. Torbalı’da Hamit’i öldüreni yakalayıp öldürüyorlar. Piç Ali’yi. Giritli Ömer’i elleyen olmadı. İki evliydi. Yunanla düşüp kalkan kendi öz kardeşinin kızını Boyalığa (Dağkızılca köyünün kuzeyinde bir mevki) götürüyor. Orda öldürüyor. Bak bak Yunan taraftarı değil diye. Kendini affettirmeye çalışıyor. Yunan’a karşı olduğunu göstermeye çalışıyor. Hâlbuki o bir numaralı Yunan taraftarı. Esas Yunan taraftarı Giritli Mustafa varmış. Giritli Ömer’in kardeşi. Asıl zararı bizim köylü ondan görmüş. Yunanla beraber kaçarken İzmir Başoturak’ta kendisini bizim köyden birisi tanımış. Senden ne çekti bu millet diye bağırmış.Bunun üzerine etraftaki esnaf sopayla, sandalye ile linç edip öldürmüş. Duyuşumuza göre Hamit dürüst adammış. Mert adamdı. Çakırbeyli’den Piç Ali pantolonunu dikerken kancıklayıp vurmuş. Çok cesurmuş. Hortuna’dan Kara Hüseyin’in oğlu. Yunanlılarla çok kavga etmiş. Yunan subayı Hortuna’ya gezmeye gelmiş. Hamit fırlayıp : - Atını dolaştırayım. Teri soğusun deyip alıp kaçmış. Yunan subayı kahvedekilere sormuş: Hamit nerde? Kahvedekiler: - Biraz önce atını gezdireyim deyen adamdı, demişler. Çok kurnazmış.. Karadağlı’nın yetişkin bir oğlu varmış. Dambaşında (taş evlerin toprak olan üst bölümü) yatarmış. Sabahleyin Yunan askeri karakolun penceresinden keyfi bir kurşun çekip O’nu da orada öldürüyor. Karakol iki defa yer değiştirmiş. Birisi Hacı Kamil’in evi. Karakol ilk kurulduğunda evlerdeki silahları toplamışlar. Karaot’tan Kabak Hüseyin vardı. Aslen Kayserili. Köyde bekçi. Silahlardan beş-on tanesini ayırıp saklamış. Gözleri yılan gözlüymüş. Yılan gözlü insanları makbul saymazlar. Yunan subayı bunu görünce Rumca :- Bu yılan gözlü. Bundan hayır gelmez. Bunu öldürün, diyor. Kabak Hüseyin Rumca biliyormuş. Aman elini ayağını öpeyim. Ben şöyleyim, böyleyim, diyor. Kurtuluyor. Bir ara Yunan’akarşı grup oluşturmaya çalışmış. Arka bulamamış.

154

Page 155: Dizgi Askeri Tarih Kitap

(Hasan Uysal, 1329, Karacaağaç) 02/08/09Hamit’i burada(Karacaağaç köyü) gördüm. Arkadaşı vurmuş. Yatakları buradan Delibozuk Ali. Deli Ağa derlerdi. Çocukları Diner soyadını kullanıyor. Yine buradan Hüseyin Çavuş’a da gelirdi. Çocuğu olmadı. Demirciköy’den Seyit Ahmet’e geldiğini söylerlerdi. Muğlalıların Seyit Ahmet. Muğlalı soyadı. Hamit’in Yunanla çarpışması Dağkızılca’da oldu. Yunan askerleri Yoğurtçular’dan dağa kadın kaldırdı. Kaçırmışlar. Dedeyanı deriz. Oraya. Kadının adı Araplı Peni’nin imam nikahlı karısı Necibe. Irzına geçtikten sonra kadını bırakmışlar. Bir daha kadını aramamışlar. Belenbaşı’nda yedi kadın üç erkeği orada öldürüyorlar. Yunan geldiği zaman. Yunan askeri kaçarken Mersinli Kahve’nin altında Yunan askeri bir gece geceliyor. Yarısı İzmir’e yarısı Gümüldür’e. Çolak İbrahim’in ordusu ovadan geçti. Sarnıç tarafından. Yunan’la düşüp kalkan köyden Giritli Süleyman. Yunan kaçarken kaçtı. Kaçınca karısını oğlan kardeşi aldı. “Macır Süleyman” derlerdi. Hortuna altında vurdular. Gavurlara tercümanlık yaparken gavurlaştı. Yunan tarafı oldu. Yunan bir bayrak asardı buraya.

(Münire Kutlu, Demirciköy, 1926)Çocukken duyardım. Yunan yedi kadını, üç erkeği öldürmüş. Yunanlı bu kadınların içinde çok güzel bir kız varmış. Adı Hayriye imiş. Ölüsünü dağda çobanlar bulmuş. Yoğurtçular’dan Necibe’yi de dağa kaçırmışlar. Irzına geçmişler. Hep kadınlar arasında konuşulurdu.

(Osman Kutlu 1940 )Hamit buraya geldiği zaman dedemle Halil Erbay’ı yanına istemiş. Yunan buraya çıktığı zaman dedem Hindistan’dan esirlikten daha yeni gelmiş. 12 yıl askerlik yapıyor. Hamit, dedeme: “Bana kızanlık yapar mısın?” diye soruyor. Dedem : “ Hamit beni affet.” diyor. “Askere genç gittim ihtiyar geldim.” Kara İbrahim buralarda çetelik yapmış. Yunan zamanı evine İsmail Efendi ve Hacı Fettah İtalyan bayrağı çekmiş derler. Bunlara Yunan dokunamamış. Başka bayrak çektin mi o devletin tabiiyetine geçmiş oluyormuşsun. Bizi ellemesin diye. Dede Hüseyin- Ecinli Hüseyin- çocukken anlatırdı. Haziran ayı imiş. Tarlada ekin biçip deste çekiyorlarmış. Kağnı ile. Tırmık yaparken Yunan atlısı asker Krikor diye biri gelmiş. Keçi güden çobanları zevkine karı kocayı vurmuş. Zevkine öldürmüş.

(Şefika Küçüksolak, 1941, Canlı)Dedem Sarı Mehmet olur. Anam Hatice anlatırdı. Nenem Hanife’yi Sarı dedem bırakmış Marmaraç’ta. Bekir emmilerimin evlerinin yanında evleri varmış. Orada duruyormuş. Dağtekke’den Kırlıların Dağlı Emine dedemi Dağtekke’ye çağırmış. Onunla ikinci evliliğini yapmış. Dağlı Emine’nin yanında bir ay kadar ya duruyor ya durmuyor. Dağlı Emine kalkıyor başka bir adam sevmeye. Helvacı’dan Sürsalan Cemali’yi. Dedemi Kavakalan’dan (Çınardibi) Macır Süleyman’a vurdurtuyor. 30 sarı liraya. Dağlı Emine ayarlamış. Macır Süleyman evine gelmiş. Çağırtmış. Dedem yok dedirtmiş. Macır Süleyman : “Biz geldiğini gördük.” demiş. “Kapıdan baksın.” diyor. Kapıdan kafasını çıkarınca mavzerle vuruyor. Dedemi kapının ağzına yığıyor. Sürsalan Kör Cemali diyor ki Sarı gibi adamı bir ayda vurduran beni ne yapar diye, onu almaktan vaz geçiyor. Dağlı Emine daha sonra 3- 5 adamla daha evlenmiş. Dağtekke’ye korkudan çıkmazmış. Dağlı Emine’yi amcaoğulları (Dağtekke’den Kırlılar)dahi sevmezdi.

155

Page 156: Dizgi Askeri Tarih Kitap

KORE’DE NASIL SAVAŞTIK?

Anlatan:Ahmet Balkı

Türk Tugayının Kore’ye ayak basması tarihine kadar olan devrede Kore’de cereyan eden harekete kuş bakışı bir nazar. İkinci Dünya Savaşı sonunda Japonlar teslim olunca evvelce Japon hakimiyeti altında bulunan Kore’de Japonlara karşı savaşmış olan Amerikalılarla Rusların kontrolü altına girmişti. 25 Haziran 949 günü Kuzey Kore komünist orduları baskın şeklinde bir taarruz ile Güney Kore’yi istilaya başladılar. Amerika bilfiil müdahale etti .Birleşmiş Milletler teşkilatı meseleye el koydu. B.M. Mütearruz Kuzey Kore’ye karşı diğer devletleri çağırdı. Davete icap eden ilk 16 devlete mensup silahlı kuvvetler peyderpey harekete katıldılar.

Türklerin Kore’ye ayak basmaları tarihine kadar devredeki hareketin başlıca safhaları. Taegu’dan Kunuri’ye hareket: 20 Ekim - 25 Kasım 1950. 18-20 Ekim günleri “Pusan şehri” limanına karaya ayak basmış olan Türk Tugayı, trenle “Teoka şehrine” nakledilerek, bir eğitim kampına misafir edilmişlerdi. Bu devrenin başlıca meşguliyet ve hadiseleri şunlardır: Birlikler Teoka’dan ayrılış tarihi olan 10 Kasım’a kadar eğitimle meşgul olmuşlardı. Türkiye’den getirilen Amerikan tipi silah ve vasıtaların kadro noksanlarını kısmen tamamlamışlardı. Bu devre içinde Tugay 18. Amerikan kolordusuna bağlanmıştı. Türk tugayı, Amerikan kolordunun ve yakın mahiyeti Kolordu komutanının davetine icabetle Taegu’ya kolordu karargahına gidip dönmüşlerdi. 04-27 Ekim 1950 günü saat 22 ‘de 18. Kolordu Komutanlığı’ndan Taegu’nun güney bölgesindeki 2. Kore Tümeni keşif kıtası tarafından kovalanan bir kısım komünist kuvvetlerinin Teogu’ya saldırması ihtimaline karşı hazırlıklı bulunması hakkında bir emir alınmış. Taegu’daki şehir içinde başlıca silahlı kuvvet olarak Türk tugayına alarm verilmiştir. Bazı mülahazalar dolayısı ile alay karargahlığı lağvedilerek, piyade taburları doğruca tugay komutanlığına bağlanmıştır. Tugay “Musanni” bölgesine intikali hakkında alınan emir üzerine, bir ön heyeti tertiplenerek 9 Kasım’da sevk edilmiştir. Tugay birlikleri bir kısmı motorlu araçlarla mütebakası (geri kalanı) trenle 10 Kasım’dan itibaren nakle başlanmıştır. Toplanma bölgesinin değiştirilmesi üzerine, “Munsunni” yerine “Kunuri” kuzey batısındaki “Chotan istasyonu” civarında toplanıldı. Bazı haritalarda “Chotan” yerine “Tongjannı” yazısı mevcuttur. 14 Kasım’da tugay 25. tümenin emrine verildi ve tümenle irtibata geçildi. Tugay 25 km. genişlik ve 50 km derinliğinde bir saha içinde yol ve köprü emniyeti tıkama mevzileri işgali ve bu bölgede bulunan kominist çetecilerin temizlenmesi görevi verildi. Bu maksatla birinci Tabur, 3.Tabur ve alay muharebe gurubu adıyla vasıflandırılan tugayın büyük kısmını birbirleriyle irtibatı ile ayrı bölgelerde vazife aldı. Keşif ve taramalar yapıldı. Bu görevin tugayı müstahkem vazifelere alıştırmak maksadına matuf olduğunu bilahere öğrenilmiştir. 08-17 Kasım 1950’de 25. Tümen’den tugayın “Kunuri” bölgesine intikali ve orada kolordunun ihtiyatına girmesi hakkında emir alındı. Birlikler “Coton, Knesong. Kunehon” bölgelerine yaklaşıldı. Tugayın kuzeye intikali elindeki vasıtalara ve tümence sağlanan araçlara göre tertip edildi.

1V. Kunuri Muharebeleri: (26 Kasım- 7 Aralık 1950 ) 26 Kasım 1950 günü Türk Tugayı “Kunuri” civarında 1. Kolordu’nun ihtiyatı olarak toplanmış bulunuyordu. Buraya intikalini 23 Kasım günü tamamlaması gereken tugay vahit ve tertip edilen kamyonların yeterli sayıda ve zamanında verilmemesi yüzünden, tamamının toplanması 26 Kasım tarihine kadar sürmüştü. Düşman ve dost durumu hakkında şunlar biliniyordu. 340 bin kişilik bir Çin kuvvetinin “Mancuruya” hududu boyunca sığınak yapmış olduğu Kuzey Kore kuvvetleri arasında bazı komünist Çin birlikleri bulunduğu Birinci Kolordu cephesinde ise 30 bin kadar düşman kuvveti olduğu öğrenilmişti. 8.Ordu kuvvetlerinin gayesi “Mancurya” hududu olan bir umumi taaruza 24 Kasım günü sabahı başlamıştı. 24-25 kasım günleri tespit olınan günlük hedeflere varılmıştı. Bu taarruza doğruca genel karargaha bağlı olan Kore yarımadasının kuzey doğu köşesinde bulunan Amerikan kolordusu iştirak ediyordu.

Bu devrenin önemli olayları: .Muhtemel bir muharebe vazifesine hazırlık olarak tugay toplanma bölgesinde kuzey doğuya giden yollara istikam bölüğü ve keşif takımı vasıtası ile keşif edildi. Birliklerdeki ve şahıslardaki büyük ağırlık muayetindeki eşya ayrılıp “Kunuri” kasabasında bir depoda toplanmıştı. Tugay, karargahlık ve geri kademe halinde 2’ye bölünmüştü. 2. kademe Kunuri’ye naklolunmuştu. Kolordu karargahlığına bir irtibat subayı Kurmay Yüzbaşı Hakkı İnceoğlu 03 Kasım 1950 günü Kolordu merkezi bölgesindeki iki tümen ve dokuz Amerikan piyade alayı

156

Page 157: Dizgi Askeri Tarih Kitap

muharebe idare yerleri ziyaret edilerek, muharebe durumu hakkında izah alınmış ve zayıf düşman kuvvetlerini kırarak ilerlenildiği öğrenilmişti. 04-26 Kasım 1950 günü saat 15.00’te tugay komutanı ve yakın yardımcıları kolordu karargahına davet edilmişti. Burada bizzat 9. Kolordu komşu emri vermişti. Kore Rok Kolordusu geriye çekiliyor. “Tokehon” şehri düşman tarafından kuşatılmıştır. Bu kolordusunun sağ yanını tehdit etmektedir. Ordu komutanı, Türk Tugayı’nın bu yolla haraket ederek “Tokehon’u” işgal etmesini ve iki tümenle irtibat sağlanmasını ve burada kuzeybatıya geçen yollar emniyet altına almasını emretmişti. “Kore 1.Süvari Tümeni “Sunehon” bölgesinde yarın sabaha kadar toplanabileceğinizi sanıyorum, hemen hareket etmemiz çok mühimdir. Çünkü kuşatılmak istemeyiz. Bu şehri almak üzere muharebe edeceksiniz.” Durum hakkında fazla aydınlanmak mümkün olmamıştır. Yine “Khın” Çinlilerin savaşa katılacaklarına ihtimal verilmediği bilahir anlaşılmıştır. Tugay Komutan Muavini Albay Celal Dora emrinde bir motorlu keşif kıtası takımını, bir istikam takımı, bir silah takımı ve iki piyade taburu ( 1. ve 2. Taburlar) bir tank takımından mürekkep top taburu henüz tugaya katılmamıştı. Bir muherebe grubu teşkil edilerek toplanan kamyonlarla kısmen motorlu, kısmen yaya olarak “Tokehoni” istikametinde tahrik edilmiştir. Grubun vazifesi “Choyanmyon” bölgesine kadar gitmek ve burada tugayın mutabaki kısmının yanaşmasını korumak ve keşif yapmaktı. Grup ileri kısımları ile emredilen bölgeye sat 21.00’de gelmişti. 3.Tabur ve Top Taburu ve uçaksavar bataryasının intikali gece yarısını bulmuştu. 27 Kasım 1950 günü yapılan ileri hareket o gün belki de malum sarp araziden çıkar çıkmaz düşman ile çatışmak ihtimaline göre düzenlenmişti . Mevcut yolların hepsinden faydalanmak düşünülmüştür. Buna göre takviyeli 2 Tabur ana yolu 4-5 Km. kuzeyinden geçen yoldan sol kol olarak tugayın diğer muharip birlikleri ,şoseden sağ kol olarak o sabah erkenden ilerlemeye başlamıştır. Ancak sol kolun takip edeceği yolla ileri sürülmüş keşif kolu, bir piyade takımı kuvvetinde saat 09.00’da geriye gelerek yolun bir yerde kaybolduğunu söylemiştir. Bunun üzerine muharebe gurubu komutanı sol kolunda sağda şoseye alınmasını emretmişti. Bu tabur, ancak saat 15.00’te şoseye çıkabilmişti. O gün saat 14.30’da hesap ve tahminler hilafına yürüyüş kolu ileri kısmı henüz o sarp araziden çıkmamış iken kolordu komutanlığından telsiz ile “Chonksonni” 5710’ rakımlı tepede bir alay düşman bulunduğu, daha doğusunda kalarak doğuya, kuzeye ve güneye karşı kapanması halinde bir emir almıştır. Bu emir ile “Kunuri istikametinde ileriden kapatılmasının kastedildiği anlaşılmaktaydı. Bu vazife 6001 rakımlı tepe “Sochond” 5400 rakımlı tepe “Hongdogn”u ve “Vovvon” bölgelerinden başlıca istikametleri kapatmak sureti ile yapılabilirdi. Ancak bir bölgede tertiplenmek için zaman kalmamıştı. Fazla olarak mevcudiyeti haber verilen düşman varlığına karşı tugayın gerisinde açık kalacaktı. Orada Hunghank bölgesi ise çok sarp ormanlık ve kısmen motorlu olan birliğin açılıp yayılmasına gayri müsait idi. Bir bölge için sırt edilen mahsuru da ihtiva ediyordu. Kolordu emrinin aynen tatbik edilmesi sorumluluğunu yüklenmek sureti ile tugay komutanı “Vovvon’a” dönülmesi ve bölgede vazifenin yazılması kararını verdi. Çok isabetli olduğu ve tugayı mutlak bir imhadan kurtaran kararın tatbikine geçildi. Bilahere sabit olan saat 17.00’den itibaren birlikler Vovvon bölgesine toplanmaya başlamıştır. Fakat tamamının buraya dönüşü gece yarısını buldu. 06-26 Kasım 1950 günü saat 11.00’de artçı olarak kalan mürettep keşif kıtası ve mütabiken daha ileri karakol bölüğü (10. Bölük) düşman baskısına ve taarruzuna maruz kaldı. Kolordudan ikmal edilen kuvvetli telsiz arabasının arızalanarak yolu tıkaması yüzünden, hareket kabiliyetini kaybeden keşif kıtası, bu baskında ağır zaiyat vermiş ve dağılmıştır. Silah sesleri üzerine birliklere alarm verilmiştir. 3. Tabur sabaha karşı 10.Bölüğün sağ ve solunda mevzilinerek muharebeye girmiştir. Bu suretle başlayan “Voyvon” muharebesinde bitayette tazziki hasseden 10. bölüğün cephesinden kendini gittikçe arttırarak göstermeye başlamıştı. Tabura 3 bölük takviye edilmiştir. Topçu erkenden “Dovvu mahrici” yakınında mevzilenerek o sıra çıka gelen topçu uçaklarının verdiği gözetlemelerle ve mutabiken ileri sürülmüş, gözetleyiciler yardımıyla piyadeyi desteklemeye başlamıştır. Düşmanın 3. taburu kuzey kanadından çalışmasından ve başka bir kolun köyün 2 Km kuzeyinde geçen yolla batıya doğru bazı hareketlerinin yapıldığı haber alınması üzerine, 2. taburda kuzey batı istikametine tahrik edilmiş ve bu 2 taburuda sevi idaresini Albay Celal Dora Deruhte eylemiştir. Albay Dora 6. ve 7. bölüklere yaptırdığı taarruz ve süngü hücumu ile düşman doğu kuzey istikametine 3 ve 4 km geriye atılmıştır. Bölükler arasında boşluklar olması sebebi ile grup komutanı, bazı bölüklerin bazı mevzi şeklinde geriye alınmasını emretmişti. Saat 14:00 sıralarında muharebenin cereyan tarzını görmek üzere 10.Bölük’ün cephesine gitmiş olan Amerikan müşavir grubundan Albay “Kombi” farkına varmadan düşmanın az evvel çekildiği yere gitmiş ve yakından ateşe maruz kalması yüzünden o civardaki bir kulübeye sığınmıştır. Durumun öğrenilmesi üzerine daima pasif kalmış ve kendisine verilen vazifeleri muhtelif bahanelerle yapmaktan kaçınmış

157

Page 158: Dizgi Askeri Tarih Kitap

olan tugay “Amulhak” Tank Taburu’na bir kısmı , 1. Tabur’dan bindirilen bir bölükle ilerlenerek “Albay Kombi” kurtarılmıştır. Evvel bir talimgah bölüğü olarak tazyik alınan ikmal bölüğünden bir piyade grubunun, bir piyade bölüğü kuvvetinde motorlu olarak muharebe bölgesine tahriki talimgah komutanına emredilmişti. Takriben saat 15.30’ da taarruz esnasında dar tutulmuş cephelerden ve düşmanla sıkı bir hal alan muharebe teması ile bulunan bölgeye düşman daha fazla oyalanacağı kanaat getirilmemesi üzerine 28 ve 29 gecesi muharebe temasını kesmeye ve 6 Km diğer bir mevzii işgaline karar verilerek icraata geçilmiştir. Bu sırada kolordu karargahından gelen irtibat subaylarımız tugayın çekilmekte olan 2.tümenin sağ kanadı ile irtibatlı olarak 10109 998 rakamlı bir /250 bin ölçekli haritadan geçen ve takriben 30 Km kadar uzunluktaki bir mevzinin işgali altında kolordunun şifahi emrini yerine getirmiştir. Bu emrin icrası içinde tugayın düşmandan sıyrılması ve karar serbetini elde etmesi lazım geliyordu. İrtibat subayları tugayın kararlarından kolordu ve 2 tümeni haberdar ve 2 tümenin sağ kanadının nerede bulunduğu üzerine vazifesi başına dönmüştür. “Sinnimni” köyü bölgesindeki yeni mevziyi kısmen işgal ederek tugayın o bölgeye intikalini ve tertiplenmesini korumak üzere talimgahın bir piyade gurubu ve istihkam bölüğünün bakiyesi vazifelendirilmiştir. III.sekesine gönderilmiş, gerekli keşifleri yapması “Sinnimni” bölgesindeki ağırlıkların geriye sevki istenmiştir. Saat 18.00 de piyade taburları ve havan bölüğüne telsizle telli irtibat sağlanamamış, havanın kararması sebebi ile tabur, muharebe idare yerlerine gönderilen subay tarafından bulunamamıştır. Muharebe temasını kesmeleri ve çekilmeleri emredilmiştir. Kademeli bir suretle topçudan başlamak üzere yeni mevzi intikali başlamıştır. Çekilmeyi örtmek maksadıyla 1.topçu bataryası son piyade taburu çekilinceye kadar ateşe devam etmiştir. Bugünkü muharebe baskınına ugrayan keşif kıtasındaki kayıplardan ve şehitlerden gayri 6 yaralı 3 şehit 9 kişi zaiyat verilmiştir.

SİNNİMNİ GECE BASKINI Muharebe temasını kesme ve çekilme muvaffakiyetle başarılmış, bölükler teker teker yürüyüş kolunda Sinnimni’ye intikale başlamıştır. Artçı olarak bırakılan 2. Bölük’ün büyük kısmı köyden ayrılırken düşman çekildiğimizi sezmiş ve yol boyunca takibe başlamış, artçı olan tank ateşle karşılaşmış ve neticede o da çekilmeye muvaffak olmuştur. “Sinnimni” köyü bölgesine intikal eden birlikler orada birleşmişler 28-29 Kasım gecesi ihtiyatta bulunan 3. Tabur ve topçu daha evvel sızıp gizlendiği tahmin edilen bir düşmanın havanlarla yaptığı bir ateş baskınına uğradı. Baskına uğrayan birliklerden bir kısmı karışık bir şekilde tugay karargahına “Kuojong Köyü’ne doğru çekildiler. Burada tugay komutanının şahsi müdaheleleri ile erat vasıtalardan indirildi. Orada mevcut subayların yardımıyla erat yeniden manga ve bölüklere ayrılarak “Kuojong”un hemen doğusundaki sırtlar işgal edildi. Diğer istikametlerdeki emniyet tedbirleri arttırıldı. 2.Tabur ve 1. Tabur’un muhasarada kaldığı anlaşıldı. Bu taburların muharebe irtibatları durumunu aydınlatmak için ve taburlara yardım etmek üzere tank takımını ileri sürülmek istendi. Ancak yol “Sinnimni”den çekilen araçlardan dolayı tıkalı olduğu için buna imkan hasıl olmadı. Sabaha kadar yolun açılması için çalışıldı. Geriye çekilenlerin cephanesi pek mahdut sayıda idi. Bazı yaralılar da var idi. Yaralıları da nakletmek, cepheye getirmek baskının verdiği şaşkınlıkla Kunuri’ye kadar gitmiş olan grupları çevirmek ve nihayet tugayın son ihtiyatı olan talimgahın diğer piyade grubunu celp etmek, komşu Amerikan 2.Tümeni’yle tekrar irtibat kurmak üzere karargahtan bazı subaylar memur edildi. 29 Kasım sabahı karşı illerdeki taburlar bölgesinden gelen ateş sesleri ziyadeleşti. Ortalık ağarırken 1.Tabur’dan bazı kısımlar sıyrılarak “Kaesong”a geldi. Sabahleyin kıtaya biraz daha çeki düzen verildi. Cephane ikmali yapıldı. “Kaesong”ta yeniden tesis edilen mevzinin yolun kuzeyindeki parçası 1.Tabur’un eldeki kısmına; yolun güneyindeki parçası 3.Tabur’un toplanabilen aksamına verildi. Mevzilerdeki topçu eratı toplandı. Topçu taburunun mütabakisi mevziye sokuldu. Saat 10.00’a doğru kendi tümenlerinin sağ kanadını korumak üzere 2. Tümen’in 38. Alayı , 1. Tabur’un bir bölüğüyle beraber “Kaesong” bölgesine geldi. Başka vazifesi olmadığı ifade edilen tabura yolun kuzeyinde bulunan bölgenin sorumluluğu terk edildi. Saat 11:30’da talimgahın II.piyade grubu 1 piyade bölüğü , 5 havanla havan bölüğü ve tugay emrindeki tank takımından mürekkep bir kuvvet ve topçu taburunun desteğiyle “Sinimni” köyü istikametinde bir karşı taaruz yapıldı. Mahsur taburları kanatlarını kuşatmış olan düşmanın bertaraf edilmesi üzerine taburlar bulundukları yerlerden yaralıları da taşıyarak çekilmişlerdi. “Sinimni” “Yank Yonni” 5192 rakımlı tepe yolunda bir düşman yürüyüş kolunun ilerlediğinin öğrenilmesi üzerine topçu ateşi altına alındı. Saat 16.00 sıralarında I.Tabur cephesine doğru koşarak ilerleyen 15-20 düşman eri teslim olma işaretleri yapmaya başladı. Fakat silahlarını bırakmadılar. Biraz sonra yakın mesafeden ateş muharebesi tekrar başladı. I.Tabur cephesine sapan düşman sayısı gittikçe çoğaldı. Tabur mevziinin hakim arazi kısmında düşmanın yakınına sokulmuş

158

Page 159: Dizgi Askeri Tarih Kitap

bulunması sebebi ile burada düşmana hayli zayiat verdirildi. Saat 17.00’de düşman tazyiki karşısında Amerikan taburunun hiçbir haber vermeksizin mevzilerinden çözülerek mevcut motorlu araçları ile çekilmeye başladığı görüldü . Bu durumda tugayın her iki yanı kuşatılmak üzere açık bırakılmış bulunuyordu. Bunun üzerine mevzideki I.Tabur himayesi altında “Kunuri” istikametine çekilmek ve düşmandan kurtulmak için karanlıktan istifade ederek çözülme kararı verildi.Kısmen derlenmiş olan 2. ve 3. taburlar tahrik edildi.

Kunuri Çekilme Muhcubeleri:Saat 17.30’ da hava kararırken çekilmeye başlayan bu iki tabur Kaesong’un 1 km batısına varınca havan ve makineli tüfek ateşleri ile karşılaştık. Taburlar muharebe ederek çekilmeye başladı. Türk ve Amerikan motorlu vasıtalarının yolu tıkaması sebebiyle 5095 rakımlı tepede durmak mecburiyeti hasıl oldu. Diğer taraftan Amerikan taburunun artçısını korumak üzere geride kalan 5 tankın himayesinde 1. Tabur da Kuniri bölgesine girdi. Artçıların büyük bir kısmı ilerleyerek taburlara yetişti. Artçı ucundan kalan bazı kısımlar Amerikan taburunun etraftaki artçı ucuna mülaki oldu. Haraketsiz kalan vasıtalardan inmiş olan bu artçı ile birlikte Kaesong’un 1,5 km batısında 107 rakımlı tepenin hemen kuzeyindeki tepeciği çepeçevre tuttu. Bu tepede düşmanın teşebbüs ettiği iki baskın ateşle püskürtüldü. Kunuri Boğazı’ndaki gece muharebesi 30 Kasım saat 10’a kadar devam etti. Bu saatten sonra yaplan ateş saat 15.00 ‘e kadar devam etti. Bu sabahtan sonra Amerikan taburunun telsizi ile tümenle yaptığı irtibat ve isteği üzerine bu tabura bir miktar tank ve kamyon gönderildi. Kısmen ve parekende olarak bunlardan faydalanan taburlar yaya olmak üzere batı güney bölgesine tugayın ihtiyat olarak bulunduğu yerde toplandı.Çok üstün kuvvetlerle taarruzun yapılmakta olduğu ve Çinlilerin savaşa katıldığı anlaşıldı. Tugay için iki çekilme yolu vardı. Biri batı istikametinde Anju’ya giden yol, diğeri güneye giden Sunchon yolu . Her ikisi de tehlikeden ari değildi. Cepheden çekilen düşman tarafından Anju yolu Tongjonnu’dan Sunchon’a Togjon yolu tabi çekilme yolu olduğu için taburların Sunchon yolundan ilerlemeleri ve Peanyon’da toplanmaları emri şifaen tugay komutanı Tahsin Yazıcı tarafından teklif edildi. Kıtalar Kunuri ve Sunchon arasındaki boğazda da düşman ateşine maruz kalmış ve sarılımış olan 2. Tümen’in karargahını kurtarmak sureti ile boğazı muharebe ile açarak ilerlemiştir.Tugay ancak bu çekilme muharebelerinde vermiş olduğu zayiat miktarı ayrı fasıldadır. Motorlu vasıtaların ve ağır silahların çoğu kaybedilmiştir. Türk Tugayı düşmanın başlıca kuşatıcı kolunu en az dört gün geciktirmek ve bu suretle 8. Amerikan Ordusu’nun çekilmesine imkan sağlamak suretiyle vazifesini yapmış oldu. 8 Aralık’tan itibaren birlikler Kuzey Kore’nin merkezi Pianyonk’da toplanmaya başladı. Tugayın eksiklerini tamamlamak ve kendisine çeki düzen vermek üzere Kayasunk kasabasına alınması emredildi.Çoğu erat tren ve motorlu vasıtalarla evvela Kayasunk’a, bilahere ikmalin kolay cereyanı için Sosari’ye alındı.

Tugayın Yeniden Teşkilatlanması: İmjinhan nehirlerinin savunulması, Chotan’a kadar çekilme.7 Aralık’ta Sosori’de toplanan tugay, bazı bölüklerin ilavesi ve talimgahta bulunan askerin ikmal mürettebatı olarak birliklere dağıtılması , eksik silah ve malzemenin tamamlanması ile yeniden muharebe gücünü kazandı. Bu arada alay karargahı da yeniden kuruldu. 2. Ordu karargahından alınan bir emirle 10 Aralık’tan itibaren Kimpo Yarımadası’nın gözetlenmesi görevi tugaya verildi. Bu maksatla 3. Tabur Yongyonni bölgesine verildi. KURTULUŞ:

Kore Savunma Mevzilerinden Kampa Hareket :19 Eylül 1951 günü saat 03.00’te kampta 6 gün kaldıktan sonra bizi takımlara ayırdılar. 4 ağır bölüğü 1 bölük yaptılar. Ben de 4. Bölük’ün 1. Takımı’nın 1. Manga komutanı idim. Ve 6 gün sonra vapurla oradan hareketimiz: 26 eylül 951 günü Ssabah saat 5.30’da arabalarımız hareket etti ve saat 6.30’da 38. Arz Dairesi’ni geçtik. Saat 12’de “İncon” limanında vapura bindik. Saat 2.00’de vapurumuz hayırlısı ile hareket etti ve o günkü gece ve gündüz yolumuz çok iyi geçmiştir. 27 Eylül 951 günü çok salladı ve bütün eratı vapur tuttu. Hep kustular , dalga çok fazla idi ve bugün alarm verildi. 29.11.951 günü 18.00’de Okirova limanına geldik ve vapur orada 2 saat kaldı. Saat 20.00’de hareket etti ve o gün Formoz adalarından geçtik.29.11.951 günü yine yolculuğumuz çok iyi geçti . Bu gece yarısında saatler 1 saat geri alındı. 30.11.951 günü aynı yolculuk devam.1 Ekim 951 günü hava yağmurlu ve mutfak vazifesi bizim bölükte idi ve bugün de alarm verildi. 2 Ekim 951 günü hava çok güzeldi, saatler yine 1 saat geri alındı.3.11.951 günü hava çok rüzgarlı, deniz dalgalı.4.11.951 11.00, hava iyi. Vapur Singapur limanına uğradı. Orada Siyamlıları indirdi.5.11.951 Cuma günü hava yağmurlu ve deniz dalgalı ve bugün erat gazinosunda Cuma namazı kılındı.6.11.951 Cumartesi günü hava çok güzel, deniz dalgasız. Bu gece saatler 1 saat geri alındı ve alarm verildi. Bugün çok güzel manzaralı yerlerden

159

Page 160: Dizgi Askeri Tarih Kitap

geçtik. 7.11.951 Pazar günü sabahleyin hava yağmurlu geçti ve sonra açıldı, deniz çok güzel idi. Bu akşam sinemada güzel film vardı. 8 Ekim Pazartesi günü deniz dalgalı, bütün erat yerlere kustular. Bugün mutfak yine bizim blokta idi. 9.11.951 Salı günü yine aynı yolculuk.Hava rüzgarlı, deniz dalgalı geçti.10.11.951 Çarşamba günü vapur saat 12.00’de Kolombiya Limanı’na geldi. Burası Hindistan yarımadasının bir limanı ve İngiliz müstemlekesi altında. 11.11.951 Perşembe günü sabahleyin yağmurlu geçti ve bu gece vapur bu limanda sabahladı.

19 Ekim Cuma günü deniz dalgalı ve rüzgarlı. Bugün elbiseler yıkandı ve alarm verildi. Nevşidim bugün İsmailli’ye geldik. O gün saat 11’de oradan Süveyş Kanalına girdik ve Ankara’dan şarkılar dinledik . “Ahım gibi ah var mı?” Bu şarkıyı13 ay sonra duyuşum beni çok üzdü ve bugün çok manzaralı yerlerden geçtik.Gece saat 11’de Portsayit Limanı’na geldik. Orada kayıklardan alış veriş yaptık. 20 Ekim günü aynı sevinçle geçti. 21 Ekim günü bir sevinçli günümüz oldu. Çünkü yarın saat 4’te İzmir Limanı’na yanaşıp ve anavatana 13 ay sonra kavuşacak olmamız bizi çok sevindirdi. 22 Ekim Pazartesi günü saat 7’de İzmir Güzelyalı’ya indik ve ben hemen köye geldim. Arkadaşlar poligon alayına gittiler. 24 Ekim günü teskere aldık.

160

Page 161: Dizgi Askeri Tarih Kitap

KORE GAZİLERİ

161

Page 162: Dizgi Askeri Tarih Kitap

KORE

162

Sıra Adı-Soyadı Baba adı D.Tar. D.Yeri Nüfus kaydı1 Ali Fuat DİNÇER Osman 1930 Demirci Demirci2 Hakkı OĞUZCAN Kadir 1929 Pazarcık Torbalı3 Mehmet TAGA Mehmet 1929 Tire Torbalı4 İbrahim YILMAZ Hamit 1929 Karakızlar Karakızlar5 Mümin İNAN Süleyman 1930 Şahinler Pancar6 İhsan BAYTUS Tevfik 1930 Dağkızılca Dağkızılca7 Gündüz OZAR Cemali 1930 Torbalı Ertuğrul8 Recep KARAGÖZ Şükrü 1929 Arslanlar Arslanlar9 Ramazan GÜLTEN Şaban 1928 Torbalı Ahmetli10 Ali BİCİL Salih 1929 Pazarcık Pancar11 Selahattin ÇOŞAR Muzaffer 1930 Torbalı Torbalı12 Ahmet Şükrü KOÇ Şerif 1930 İzmir Tepeköy13 Ali İrfan ÇETİN Osman 1931 Şehitler Şehitler14 Halil ÜREL Kamil 1930 Akça Arslanlar15 Yunus BASIM Hadi Ali 1930 Pazarcık Pancar16 Halil GÜVEN Hüseyin 1929 Karakızlar Karakızlar17 Salih TÜRK Mümin 1929 İştip Şehitler18 Mehmet Ali SOBAY Durmuş Ali 1929 Bayındır Dağkızılca19 Ali Osman SAVAŞ Tahir 1929 Torbalı Çapak20 Salih SATIÇ Tahir 1929 Ahatköy Yeniköy21 Hasan ÇAKIR Yusuf 1930 Pazarcık Yeniköy22 Hüseyin BOZKURT Mahmut 1930 Dağkızılca Dağkızılca23 Mehmet Ali SERT Ömer 1930 Torbalı Çapak24 Celalettin ÖZÇAPIN Aziz 1931 Çapak Çapak25 Emin ŞENBAŞ Mehmet 1929 Torbalı Torbalı26 Mümin UYSUN Salih 1929 Biga Torbalı27 Şükrü ARICI Hasan 1929 Tepeköy Tepeköy28 Remzi KUŞKULU Mustafa 1929 Torbalı Torbalı29 Muharrem KÖKEN Mehmet Ali 1929 Yoğurtçular Pamukyazı30 Mustafa KÖSE Ali 1929 Til. Pancar31 Şerif PİLANA Cemal 1930 İzmir Naime32 Mehmet GÜLEÇ Ali 1929 Bülbüldere Bülbüldere33 Yahya ÖZLEK Veysel 1929 Popava Kuşcuburun34 Mustafa KÖSE Nebi 1929 Tulum Tulum35 Muharrem ULAŞ Nuh 1930 Pravadi Kuşcuburun36 Mehmet FİDAN Rıza 1929 Pazarcık Yeniköy37 Ali KESİMCİ Mehmet 1929 Kocular Taşkesik38 Mustafa TİLBE Hüseyin 1930 Pravadi Kuşcuburun39 İbrahim GÖÇER Ali 1929 Göllüce Göllüce40 Sait İLBAŞ İsmail 1930 Kerimler Şehitler41 Abdullah Fehmi VAROL Abidin 1930 Şubaşı Şubaşı42 Mustafa İÇÖZ        43 Veli ÖZTÜRK Hasan 1930 Bozköy Bozköy44 Yusuf GEZER Mehmet Ali 1930 Gümülcine Tepeköy45 Ömer GÜCÜ Salih 1928 Kasımlar Tepeköy46 Ahmet UYAR Yaşar 1931 Karakuyu Karakuyu47 Şükrü MANAZ Mustafa 1931 Tavas Pamukyazı48 İbrahim SALCAN Latif 1931 Tire Kırbaş49 Veli PINAR İbrahim 1929 Çakırbeyli Çakırbeyli50 Yusuf GÜLSEVER İsmail 1930 Çakırbeyli Çakırbeyli51 Hüseyin AKGÜN Osman 1929 Saipler Saipler52 Ali İhsan GANİ Ahmet 1930 Çapak Çapak53 Emin ÖZ Osman 1930 Torbalı Çapak54 Hakkı KIRLI Mustafa 1930 Ulucak  55 Necdet ERDOĞAN        56 Yusuf UGUR        57 Ahmet SOYDAN Mehmet 1930 Torbalı Torbalı58 Ali ALKAN Mehmet 1929 Dağkızılca Dağkızılca59 Ahmet BALKI Hüseyin 1929 Akhisar Özbey60 Şaban ERTE Ferhat 1930 Pazarcık Yeniköy61 Ahmet KAPLAN        62 Halim AHBAP Hüseyin 1930 Pravadi Kuşcuburun63 Hasan DURMAZ İbrahim 1929 Çapak Çapak64 Süleyman KÜÇÜK Hüseyin 1930 Sepetçiler Torbalı65 Abdullah APA Hakkı 1931 Acıpayam Tepeköy

Page 163: Dizgi Askeri Tarih Kitap

KOREŞEHİTLERİ

NoAdı Baba Adı Lakabı

Doğum Yılı

1 - İBRAHİM ALİ GÖÇER 1929

2 - ŞEVKET AKİF KIRILAN 1929

3 - MEHMET ALİ ÇİMENOĞULLARI 1929

4 - MEHMET MUSTAFA ÇAPACIOĞULLARI 1930

5 - H.AVNİ MEHMET DEMİRKIRANOĞULLARI 1930

6 - OSMAN OSMAN DERİCİ 1930

7 - HÜSEYİN ALİ BOZANOĞULLARI 1930

Kıbrıs Barış Harekâtına Torbalı’dan Katılan Askerler ve Bu Askerlerden Bazılarının Anıları

1974 yılında Türk Ordusunun “Atilla Harekâtı” koduyla Kıbrıs’a gerçekleştirdiği askeri harekâta Torbalı’dan tespit edebildiğimiz kadarıyla yaklaşık 79 asker çeşitli birliklerden ve sınıflardan katılmıştır. Torbalı ilçesinden “Hüseyin Kurtuldu” 2. Harekatta şehit olmuş, diğerleri ise gazi olarak geri dönmüşlerdir. Kıbrıs Harekatı ile ilgili bazı anı ve araştırmalar yayınlanmıştır. Araştırma yöntemi: Araştırma için önce Torbalı Askerlik Şube Başkanlığı’na müracaat edilmiş, ancak verilen cevapta Genelkurmay Başkanlığı’na müracaat edilmesi gerektiği bilgisi verilmiştir.Yapılan müracaata bugüne kadar cevap verilmemiştir. Çalışma için 2010 Ocak ayı içerisinde Torbalı’ya bağlı idari birimler taranarak görüşmeler yapılmış, tüm görüşme kayıtları (ses ve görüntü) arşivlenerek görüntü kayıtlarına bağlı kalınarak çözümlemeler yapılmıştır. Bazı askerler psikolojik etki devam ettiği için görüşmeye katılmamıştır. Görüşmeler genellikle ilk harekât üzerine yoğunlaşmıştır. Harekata katılan 2 kişinin vefat ettiği tespit edilmiştir. Görüşülen kişilerden bazılarının fotoğraf arşivinden yararlanılmıştır.Torbalı ilçesinden harekata katılan askerler 1953 ve 1954 doğumludur. İçlerinden çok azı devre kaybı olarak silahaltına alındığı için daha yaşlıydı. Tespit edilebilen askerler aşağıdaki gibidir:

Adı Soyadı Baba adı D.Yılı Doğum Yeri Nüfus Kaydı1 Cemil TUNAY Şükrü 1954 Demirci Demirci2 Mustafa BAYRAKÇI Osman 1953 Kırbaş Tepeköy3 Cevat ŞEN Yaşar 1953 Helvacı Helvacı4 Veli AKYOL Kazım 1954 Pancar Pancar5 Metin TERZİOĞLU Kenan 1953 Torbalı Torbalı6 Muzaffer GÖBEKLİ Mehmet 1954 Tire Göllüce7 Macit BURUNCUK İbrahim 1954 Karakuyu Karakuyu8 Ayhan ÇAM Sabri 1953 Çaybaşı Çaybaşı9 Mehmet OLGUN Mahmut 1947 Siverek Torbalı10 Yaşar KANDEMİR Ahmet 1954 Çakırbeyli Çakırbeyli11 Duran KARAÇOBAN Halil 1954 Kale Çaybaşı12 Yusuf TANIRĞAN Ethem 1954 Torbalı Torbalı

163

Page 164: Dizgi Askeri Tarih Kitap

13 Cemal ÜLKÜ Ahmet 1949 Hıfziye Tepeköy14 Yahya DEMİR Şerif Ali 1954 Helvacı Helvacı15 Mehmet DOĞAN Abdurrahman 1954 Ormanköy Ormanköy16 Abdullah AKAT Mustafa 1953 Torbalı Torbalı

17Mehmet Hasan

GÜNAYMehmet 1953 Karakuyu Karakuyu

18 Veli OK Hasan 1953 Torbalı Çapak19 Yüksel AKDEMİR Hasan 1951 Saipler Saipler20 İsmail SALCAN Süleyman 1953 Kırbaş Kırbaş21 Hüdayi ALAN Kemal 1954 Arslanlar Arslanlar

22 Mustafa DUMANMustafa Hilmi

1953 Yazıbaşı Ayrancılar

23 Selahattin YILDIZ Hasan 1954 Haşmat Şehitler

24 Mehmet KÖKENArslan Cemali

1953 Düğerlik Düğerlik

25 Hamza Ali BUĞDAY Halil İbrahim 1953 Torbalı Çapak26 Merih BİTER Kazım 1954 Tepeköy Pancar27 Erdal UYGUN Halil İbrahim 1953 Karakuyu Karakuyu28 Mehmet Yaşar KELLE Kamil 1953 Gedik Çaybaşı29 Muhammet ÖZCAN Celil 1953 Çakırbeyli Çakırbeyli30 Mazlum SARAN Ali 1954 Göçmen Muratbey31 Celalettin KIVILCIM İzzet 1954 Ayrancılar Ayrancılar32 Hüseyin YANIK İbrahim 1954 Pınarlıbelen Ayrancılar33 Fikri KARA Adil 1953 Kuşçuburun Kuşcuburun34 İrfan YOLDAŞ Abdullah 1953 Torbalı Çapak35 Bahattin DEMİR Abdullah 1953 Çapak Çapak36 İbrahim KARANFİL Ali 1954 Dimanlı Tepeköy37 Ahmet ASKEROĞLU Ali 1952 Akşehir Tepeköy38 Ramazan SOYKAN Ahmet 1954 Korucuk Korucuk39 Niyazi KIVANÇ Zennu 1954 Kuşçuburun Kuşcuburun40 Eyüp YENGİNER Ahmet 1953 Ayrancılar Ayrancılar41 Cafer DUYAR Niyazi 1954 Köprülü Tepeköy42 Sait KARAKURT43 Abdullah KAYA Recep 1951 Arslanlar Arslanlar44 Cihan DALAR Nazım 1953 Çaybaşı Çaybaşı45 Hasan ŞINIĞ Halil 1953 Ahmetli Ahmetli46 Bedri KIZRAK Durahmet 1954 Yeniköy Yeniköy47 Çetin GÜMÜŞ Süleyman 1954 Pamukyazı Pamukyazı48 İbrahim KARAASLAN Mehmet 1954 Korucuk Korucuk49 Mustafa PALAOĞLU Mehmet 1953 Tepeköy Ertuğrul50 Ahmet SAĞIR Ahmet 1954 Atalan Atalan51 Muzaffer YÜKSEL Mehmet 1953 Bülbüldere Bülbüldere

52 Mustafa AKBAŞMehmet

Nazif1954 Torbalı Çakırbeyli

53 Ahmet GEZER Arif 1954 Yoğurtçular Yoğurtçular54 Abdullah GÜÇLÜ Sadettin 1954 Arslanlar Arslanlar55 Süleyman SAVURAN Veli 1954 Arslanlar Arslanlar

56 Muhsin ÜNLÜMehmet Kenan

1953 Demirci Demirci

57 M.Ali PEKDEMİR Abdürrahim 1953 Büyükevren Özbey

58Nurettin

YURDAGELDİHüsnü 1954 Ahmetli Sağlık

59 Yaşar DOĞULU Tahir 1954 Pamukyazı Kuşcuburun60 Halil AKKAN Yaşar 1954 Arslanlar Arslanlar

164

Page 165: Dizgi Askeri Tarih Kitap

61 Ümüt YILMAZ Ali Rıza 1954 Demirci Demirci62 Şerafettin İMRE Remzi 1954 Pancar Pancar63 Mustafa Ali KÖKÇÜ Ethem 1953 Çapak Çapak64 Ergül CANER Ali İhsan 1953 Kırbaş Kırbaş65 Mihri KESİCİ Kazım 1954 Torbalı Torbalı66 İsa GÜNENÇ Yaşar 1954 Dağkızılca Dağkızılca

67İbrahim

EKMEKCİOĞLUMustafa 1953 Milas Ayrancılar

68 Kenan KARAKAŞ İslam 1954 Çaybaşı Şehitler69 Mehmet TOPÇU Yaşar 1953 Ahmetli Ahmetli70 Hasan NAZLI Hüseyin 1954 Pınarbaşı Çaybaşı71 Özer YILDEMİR Mehmet 1950 Divriği Tepeköy72 Halit DİNÇER Ali 1953 Naime Naime73 Ali AKGÜL Cemal 1954 Veyselli Muratbey74 Ali Hikmet DEMİREL Fazlı 1953 Karakuyu Karakuyu75 Hüseyin SÖBÜ Mehmet 1953 Küçükkale Muratbey76 Mehmet KARACA Cemali 1953 Torbalı Torbalı

77Necmittin

KABASAKALHüseyin 1953 Ormanköy Ormanköy

78 Abdullah YAPIŞIK Elmas 1953 Veyselli Muratbey79 Mehmet SEVİNÇ Nebi 1954 Ayrancılar Ayrancılar

ANILAR

Yusuf TANIRGAN, “Caddelere, binalara afişler yapıştırdık. Biz buraya barış için geldik diye. Barış için savaşıyoruz diye. Uyursanız buradakiler gibi olursunuz”.

Askere gidesiye kadar marangozdum. 1974 Mart’ta askere piyade olarak gittim. Sivas’tan Ankara’ya geldim. Oradan Osmaniye 50. Piyade Alayı 1. Tb. Karargâh Destek Bölüğü’ne katıldım. Alayda alarmlar başladı. Biz tatbikat sanıyoruz. Dördüncü alarmda alaydan çıktık. Tüm alay konvoy halinde. Mersin’e Alata’ya gittik. İki şehrin sivil halkı yol üzerinde bizi uğurluyordu. Kucaklarındaki mektup zarflarını askere dağıtıyordu. Hemen iki kelime yazın diye.”Adresinizi yazın bize verin” diye. Ben yazdım. Verdim. İnsanlar, ufacık çocuklar duran arabaya su veriyordu. Olmaz böyle şey! Harp orada başlamıştı. Alata’da Mersin’in hali vakti yerinde olanları kamyonlarla ekmek, yiyecek, içecek getirdi. Askere dağıtıldı. Tüm subaylarda rütbe yok. Çıkartma gemilerine yükleme boşaltma eğitimi verilmeye başlandı. Her alarmda bunu yapmaya başladık. Muhripler vardı. Emir geliyor yükle, emir geliyor boşalt. Gemiye bindiğimizde silah dağıtıldı. Torbalı’dan şehit olan Hüseyin Kurtuldu ile Alata’da karşılaştık. Sarıldık. Hüseyin sonra şehit oldu. Akşamüzeri yola çıktık. Gece yol gittik. Gemide bilgilendirildik. Kaptan konuşma yaptı. Herkes helalleşti. Geminin içinde sinek uçsa sesi duyulur hale geldi. İnsanın içi boşalıyor. Sadece savaşa odaklanıyorsun. Sabaha karşı beş sıralarında Beşparmaklar göründü. Uçaklar geldi. Bombalamaya başladı. Dağ yanıyor. Hava indirme gelmeden biz yaklaştık. Bize ateş başladı. Alay karargâh gemisine havan düştü. Patlamadı. Mermiyi suya attılar. Önce deniz piyadeleri çıktı. Arkadan biz piyadeler. Göğüs hizasında suya atladık. Sürekli üzerimize ateş açılıyor. Çıkartma anında 7-8 kişi şehit oldu. Karaya ayak bastığımızda hava indirme başladı. Bir kısmı ateşe düştü. Ağaçlarda yanan oldu. 106’lık havan mermileri ile denizde üzerimize ateş başlamıştı. Tanklar arkamızdan geliyordu. Sahilde, alay komutanımız olan albayın kaldığı binaya havan mermisi isabet etti. Aynı gün şehit oldu. Biz çok yakındık. Alay sancağı yara aldı.O haliyle sahile dikildi. Sancağımız da gazi olmuştu. Sahile çıktık. Düzlük araziden Beşparmak Dağları’na yöneldik. İlk gün parola yok, işaret yok. Ayakta kim olursa olsun vurmak mecburiyetindesin. Çünkü sızma olabilir. Herkes kendi nöbetini tutuyor. Gündüz yavaş yavaş dağa yanaştık. Çatışma daha çok gece oluyordu. Yiyecek içecek (olarak) keçiboynuzu ile besleniyorduk. Esir aldığımız bazı askerleri esir toplama kampına bırakıyorduk. Bize ateş edenler oluyordu.Yüzbaşı Cengiz Mandaş böyle vuruldu. Bir sızmada Rum binbaşısı ile askerlerini yakaladık. Girne’den sonra başka bir bölgeye gittik. Arkamızda tank birliği vardı. En önde birliğimiz vardı. Her birliğin istikameti, bölgesi ayrıydı. Rum evlerine girdik. Kaçamayanlar vardı. Biz onları arkamıza yani geriye gönderiyorduk. Bazıları da bize

165

Page 166: Dizgi Askeri Tarih Kitap

silah çekiyordu. Rum evlerinin mutfağına girdiğinde ev adeta içki deposu gibiydi. Caddelere, binalara afişler yapıştırdık. Biz buraya barış için geldik diye. Barış için savaşıyoruz diye. Hazır basılmış afişleri dağıttılar, biz de evlere yapıştırıyorduk. Girne’den Beşparmaklar’ı aştık. İlk tıraşı Sultan Çukur denilen yerde ekin tarlasında olduk. Terden, tuzdan yeşil elbiseler beyaz, saç- sakal karışık. Ayak bileğinden aşağıda çorap yok. Fota Köyü’ne yerleştik. Kanlıköy’e geçtik. Burası bir Türk köyü idi. Ayvasıl köyünde 1963 senesinde Rumlar 167 kişiyi diri diri gömüp katliam yapmışlar. Onu yüzbaşımızdan öğrendik. Gömdükleri yer tel örgü içindeydi. Yüzbaşı tel örgünün yanında tekmil alırdı. Tel örgünün içini göstererek “Uyursanız buradakiler gibi olursunuz” dedi. O zaman bilgimiz oldu. “Burada Rumlar tarafından diri diri gömülen 167 Türk yatıyor” dedi. Oradaki şehitler için nöbet tutuyorduk. Türk köylerinde bize anlatılanlara göre EOKA’cılar 15 yaşındaki kızlara silah zoruyla tecavüz ediyorlarmış. Utanılacak şeyler bunlar. İkinci harekattan sonra sıcak yemek yedik. Ondan önce keçiboynuzu ile beslendik. Fazla da yedin mi kabız oluyorsun. İkinci harekat için akşamdan emir geldi. Hazırlandık. Sabah yürüyüşe başladık. Yara alana bakan yok. Devamlı ileriye. Rum mevzilerine giriyoruz. Silahları daha moderndi. Çok şiddetli bir çarpışma oldu. Limasol’a doğru kaçtılar. Dimitri köyünü aldık. Ateşkesten sonra aldığımız yerlerden geri çekildik. 27 Ocak 2010. Torbalı Mah.(Marmaris’te ikamet etmektedir.)

Yaşar KANDEMİR “ Plajdaki 5 numaralı odaya bayrağı biz diktik. Adresimiz B 2017 idi.”Askere gidesiye kadar çiftçilik yaptım. 1974/1 silâh altına alındım. Piyade olarak Isparta’ya gittim. 7 gün sonra Antalya’ya muhabere bölüğüne gönderildim. Oradan Osmaniye 39.tümen 50. Piyade alayına gittik. Oradan İskenderun’a sevk edildim. Kıbrıs kargaşası başladı. 10 Temmuz’dan sonra Kıbrıs’a gidebileceğimizi söylediler. Komutanlarımız yere gemi resmi çizerek , gemiye biniş eğitimi vermeye başladılar. 14 Temmuz gecesi cemselere binildi. Herkes helâlleşti. Bölük komutanımız Derviş Karaosmanoğlu’ydu. Mersin’e toplanma bölgesine gidildi. Her yerden asker geliyordu. Açlığa susuzluğa alıştırma eğitimi verildi. Sürekli asker geliyordu. 2. Ordu komutanı Suat Aktolga geldi. Deniz çıkartma gemileri ile doluydu.25-30 tane vardı. Ben 213 numaralı çıkartma gemisine bindim. Her bölük tüm teçhizat ile bir gemiye biniyordu.19 Temmuz günü yola çıktık. Işıksız üç kol halinde gidiyorduk. 20 Temmuz sabaha karşı Kıbrıs’a vardık. Dağlar gözükünce mermi dağıttılar. Girne’nin batı tarafında otele yakın plaja çıktık. Rumlar ateş ediyordu. Çıkartmada uçaklar desteğe geldi. Bizim önümüzden deniz komandoları çıkmış. Daha önceden savaş gemilerimiz sabah dağları top atışı ile dövdü. Plajdaki 5 numaralı odaya bayrağı biz diktik. Girne’ye doğru ilerledik. Bir tankla karşılaştık. dört tankı esir aldık. Akşamüstü sanırım Yunan uçakları bize taarruz etti. Fantom uçaklar. İki taneydi. Mevzi yok. Açlık var. Uçaklardan napalm bombası atılmış. 12 kişi yandı. Arkadaşları denize atarak kurtardık. Bunlardan biri Balıkesirli Mustafa Dangaz idi. Bazen bir kesiğe 25-30 kişi sığınıyorduk. Taarruzda araçlar ve telsizler yandı. İrtibatımız kesildi. Girne’nin içine girdikten sonra ara ara sıcak çatışma oluyordu. Şehrin içinde Yunanistan’dan gelen askerlerle yüz yüze çatışma oluyordu. Esir aldıklarımıza iyi davranıyorduk. Bir sigara izmaritini üç kişi içerken esire de veriyorduk. Girne içinde Kalealtı’nda kaldık. Gece çatışma oldu. Tekirdağ’dan Adem şehit oldu. Alnından vurulmuş. İkinci harekatta arazi taramasına çıkıyorduk. Esir aldığımız Rum askerleriyle yiyeceğimizi paylaşıyorduk. Hemen hemen hepsi Türkçe biliyordu. Arazi taramasında Girne’nin 1 km dışında arazide 7 askerimizin cesedini bulduk. Komandoydular. Çok berbat işkenceyle öldürülmüşler. Öldürüleli çok olmuş. Hemen oraya bir çukur açtık. Çok sıcaktı. Şehitliğe alamadık. Oraya gömdük. Bir tanesinin üzerinde not çıktı. İstanbul Kerpiç Sokak yazıyordu. 36 yaşındaymış. Peruk vardı. Asteğmenim oraya gömdürdü. Her şeyi ile gömdük. Unutamıyorum. Bir tanesini bir evin içinden aldık. Pantolonlarını sıyırmışlar. Erkeklik torbalarını (testis) kerpetenle sıkarak patlaşmışlar. Kaskatı kalmış. Öyle işkenceyle öldürmüşler ki... Öbürküler kuşunlaydı. Zeytinköy’den 1km uzakta bir yer. İki tarafı kara selvilik bir tarla. Ön tarafı açık ve inşaatlar vardı. Takım komutanımız Elazığlı Süleyman Asteğmen oraya gömdürdü. Künyelerini de almadık. Zaman zaman sızma oluyordu. Rumların silahları daha moderndi. Mesela makineli tüfek namlusu ısındığında biz yarım saat soğuması için beklerken onlarınki havalıydı. 1,5 ay banyo yapmadık. Üzerimizdeki ter kirden görünmüyordu. Devamlı yer değiştiriyorduk. Esir aldıklarımız hemen “Kahrolsun Nikos Samson, var olsun Makariyos” diye bağırıyorlardı. İkinci harekatta biz bayrak çektik. Gemiler top ateşine başladı. Uçaklar ise bombalamaya… Biz de ateşe başladık. Onlar da… İkinci gün Girne ile Magosa arasında Arapyokuşu denilen yerde bayağı çatışma oldu. Karpas köylerine doğru yöneldik. Keçilerin geçmediği yerlerden geçtik. İki esir almıştık. Havanların 25 kiloluk malzemelerini onlara taşıttık. Onlar “ Türk askeri haklı.

166

Page 167: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Aç susuz biz de böyle çarpışsaydık, biz de başarılı olurduk.” diyorlardı. Dikkatimizi çeken şey ise Rumların tüfeklerinin dürbünlü oluşuydu. Bizlere destek verenler öğretmen ve imamlardı. İstanbullu 27 yaşında bir çavuşumuz bir yerden televizyon almış. Mevzide komutan görmüş. Askeri mahkemeye verildi. O çavuş aklını yitirdi. Sert davranılırdı. Zaman zaman arama yapılırdı. İlk bir ay evden haber almadık. Sonra çok hızlı mektup gelmeye başladı. Mesela dağda savaşırken dağın başına mektup gelirdi. Mesela muhtar rahmetli Ali Kabaca çok duygu dolu mektup yazmış. Gurur duyduğunu anlatmış. İnsan moral buluyordu. Komutan okumuş. Beni tebrik etti. Adresimiz B 2017 idi. Evden üç günde mektup geliyordu. O günün şartlarında çok hızlı. 15 ay kaldım. Bir sefer çarşı iznine çıktım. Gürpınar’dan terhis olduk.20 Ocak 2010. Torbalı Yeni Halk Yapı Sitesi. Selahattin YILMAZ “Al otu, ısır. Acı geliyorsa yeme, tükür. Acı gelmiyorsa al onu hayvan gibi ye. Korkma ölmezsin”.Askere gidesiye kadar Torbalı Sanayi Sitesi’nde kaynakçılık yaptım. Askere gittiğimde evliydim. Piyade olarak Sivas Temeltepe’ye gittim. Oradan Malatya sonra şöfor olarak Kars’a. Kıbrıs olayı patladığında her bölükten gönüllü arıyorlardı. Her bölükten 6 er 1 onbaşı. Hangi asker çıkıyorsa koltuğu kabarıyordu. Sürekli asker isteniyordu. Milleti korku saldı. Acaba gidenler ölüyor muydu? Ben İzmirliyim. Yunan ilk girse İzmir’e girecek. Komutandan habersiz gönüllü yazıldım. Bölük arkadaşlarımız kendi aralarında bize yolda harçlık topladı. O zamanın parası ile 5 lira. Çok para değil.Otobüsle konvoy halinde Mersin’e geldik.Gelesiye kadar hangi benzinhaneye girdiysek kimse otobüslerden para almadı.Askerlerin karnını doyuruyorlardı. Yolda herkes bize yardımcı oluyordu. Otobüslerin önünde “askeriyeye aittir” diye yazı vardı. Mersin’de ailelerimize mektup yazdık. Mersinli birinin elinde belki de 200 mektup var. Para veriyorsun almıyor. “Acaba bu kadar mektubu postaya atar mı?” diye tekrar yazıyorsun. Bütün mektuplarımız ailemize gelmiş.1 Ağustos’ta gece çıkartma gemileri hareket etti. Sabaha karşı yanaştık. Savaş başlamıştı.Girne’den çıktık. Silah olarak hiçbir şey yok. Akşama kadar kıyıdaki her ağacın altına üç kişiyi beklettiler.Gece dağıtım olduk. Bir köye gittik. Karavana yok. Köylüler bize yiyecek verdiler.Üç gün sonra silah verdiler.Silahlar G3 idi. Eğitime başladık. Taşıyabildiğimiz kadar mermi aldık. Dahil olduğumuz bölük ilk çıkartmada 36 şehit vermiş. Askerlerin saçı sakalı birbirine girmiş. Jilet yok. Dağları uçaklar bombalamış. Askerin üstündeki elbise simsiyah… Elbise demezsin. Başında miğferi , elinde silahı olmasa asker olduğunu anlamazsın. Bir hafta eski askerlerle eğitimde kaynaştık. 2. Harekata hazırlıklı idik. Ya ortalık düzelecekti ya da savaş (olacaktı)… Komandolar bizden ayrıydı. Harekatın başladığı bombalamadan anlaşıldı. Rumlar bize en çok havanla saldırıyordu. Larnaka bölgesindeydik.Kiracıköy’e geldik. Yolda havan ateşine tutulduk. Orası düz arazi idi. Çatışma başlıyordu. Anızdan sigara yakıyorduk. Tanklar devamlı arkamızdan ateş ediyordu. Esirler toplanma bölgesine götürülüyordu.Havan ateşinde 3 şehit verdik. Asker araziye yayıldığında bölük komutanları megafonla cip üstünde askerini topluyordu. Bizim arkamızdan “dispostik” yani sıhhiyeler geliyordu. Meriç Havaalanı yani Ercan Havaalanı’na vardık. Gaziköy’ü aldık. Sonra ateşkes olduğu için boşalttık. Geri çekildik. Masa Tepelere sonra Tınaz -tepe’ye çekildik. Harekâtta İngiliz hava üssü bizi geçirmedi. Etrafından dolandık. Üç gün hiçbir şey yemedik. Susuzluğa karşı beyaz parlak taş bulduğumuzda ağzımıza atıyorduk. Ağzımız sulansın diye. Bir patlıcan tarlasından geçtik. Açtık. Yapraklarını dahi yedik. Doğulu bir arkadaşım vardı. Derdi ki: “Al otu, ısır; acı geliyorsa yeme, tükür. Acı gelmiyorsa al onu hayvan gibi ye. Korkma ölmezsin.” Uçak bombardımanlarında sırtımızda tanıtma bezleri vardı. Bombardımanlarda ada adeta yerinden oynuyor gibiydi. Ben herhalde film çeviriyoruz derdim. Ateşkes oldu. Arazide çatışma halinde iki kişi durmak yasak. Aileden 15 günde mektup geliyordu. Cip kullanmaya başladım. 5 sterlin maaş vermeye başladılar. İyi paraydı. Asker ziyaretlerine sadece Girne’de izin veriliyordu. Bugün aynı şekilde olsa giderdim. Bize kalmamız teklif edildi. Düşünmedim bile. Komutanlar cepheye gelirdi. Bir yere gittiğinde anadan doğma aranıyordun. Çok sıkı tutuyorlardı. Türk köyleri hemen belli oluyor.Çünkü evler toprak. Köylere giremezsin. Sadece sabah sporunda. Fakirler bize iyi davranırlardı. Yaşlı bir teyze vardı. Evinde erkek kalmamış. Hepsini EOKA cılar öldürmüşler. Her gittiğimde Hellim peyniri verirdi. Para almazdı. Zenginlerin rahatı kaçmış. Ortalık düzeldiğinde askerler oradan kız bulmaya başladı. Tezkeresi gelen bir süre sonra kızı almaya gelirdi. Her hafta düğün olurdu.Asker hangi bölükteyse o bölük düğün yapardı. O akşam düğünde. Kızlar çok istekli olurlardı. Türkiye’ye gidersen kız bol. Kızı komutanlar isterdi. Çok güzel düğünler olurdu. Zaten sana soruyorlar. Bekar isen kendileri kızlarını vermek için talip oluyorlardı. Bizim bölükten 4 kişi o köyden evlendi. Tezkere

167

Page 168: Dizgi Askeri Tarih Kitap

aldıktan sonra epey psikolojim bozuldu. Hastaneye, cenazeye gidemem. Hastaneye girdiğimle çıkmam bir olur. İnşaat ustası olarak hayata devam ettim. Bu bilgileri sadece hanımımla paylaştım. Bu konular açılınca bozuluyorum. 14 Ocak 2010. Şehitler Köyü.

Necmettin KABASAKAL “Elbiselerimiz kısa kollu. Sanki bizi Kıbrıs’a pikniğe gönderiyorlar. Kollarımız yaralar içerisinde . Mermi yemiş gibi kol acıları çektik”

1973 Temmuz’da piyade olarak Kayseri’ye gittim. Erzurum’dan çavuş olarak katıldım.Allah insana devletinin bozukluğunu yaşatmasın. Aile bozukluğundan daha tehlikeli. Ben Kıbrıs’ta bunu gördüm. O kadar tehlikeli ki. Ne aileni koruyabiliyorsun, ne namusunu koruyabiliyorsun. Allah başındaki devlete bozgunluk vermesin. İzne gelmiştim. Dönüşte askeri hazırlık yapılmaya başlandığının farkına vardık. Tedirginlik vardı.Doğu bölgesinden her birlikten gönüllü 10 kişi, 1 çavuş ,9 er. Gönüllü olmayanlar ayrılsın dendi. Kimse ayrılmadı. Doğu bölgesinin bütün otobüs firmalarının otobüslerini durdurmuşlar. 74 otobüs ile Erdemli’ye getirdiler. Yolda gelirken harekata başlanacağı öğrenildi.Tabii fısıltı halinde. Erdemli ‘de çamlığın içerisine yayıldık. O gece silah olarak G3 verdiler. 2 el bombası. Tam tefarruatlı olarak donatıldık. Sabah yaya sahile indirdiler. Gemiler orada. Çıkartma gemilerine bindik.Her bölük 125 kişiden oluşuyordu.Bir gemiye bindi. Her bölüğe 2 komutan ,yani 2 asteğmen, 2 astsubay 2 bölük komutanı bindi. Gemiler dörder dörder yola çıktı. 21 Temmuz’da Girne’ye yaklaştık. Girne’nin alt bölgesine yanaşmaya çalıştık. Havan mermileri gemilerin yanına düşmeye başladı. Beşparmaklar’dan atılıyordu. Gemiler tekrar geri döndü, menzil dışına. Dört uçak geldi. Beşparmaklar’da bombalamadıkları , yıkmadıkları yer kalmadı.Dört saat denizde bekledik. Dağlar ateşle kaplandı. Bizden önce çıkan gemiler yaralıları geri getiriyordu. Biz takviyeye çıkıyoruz. Komandolar paraşütçüler pervaneli uçaklarla geldi. Tüm gökyüzü paraşütçü birliklerle doldu. En çok zayiat o anda verilmiş. Dağların dumanından yararlandık. Yanaştık. Kapaklar açıldı. Kasıklarımıza kadar suyun içinden çıktık. Biz ilk birliklerin ilerleyemedikleri , geri çekildikleri yerde harekata katıldık. Girne’nin içerisine doğru girdik. Sivil halk boşaltmış.57’lik toplar şüpheli bölgelere top ateşine başladı. Girne dışında çarpışma çok oldu. Rumlar tarafından mevziden askerlerimize yoğun ateş açıldı. Tanklar desteğe geldi. Dört saat yerimizden kıpırdayamadık. Sese göre ve merminin geliş istikametine göre ateş açabiliyorduk.Benim mangadan da şehit oldu. Gece nereye kadar geldin, hemen mevzi yapıyorduk. Rumların elindeki kobra mermisini ilk defa orada gördüm. Bu çok enteresan bir mermiydi. Havada yanışı ve sesi insanı psikoljik olarak ürkütüyordu. Samsunlu bir asker de yoğun ateş altında şehit oldu. Bir komuta hatasından... 2. Harekat öncesi Lefkoşe üzerindeydik. Asıl olayı halleden uçaklar ve havanlardı. Hava sıcak. 14 Ağustos’ ta. Erdemli’de elbiselerimizi değiştirmişlerdi. Kısa kollu. Sanki bizi Kıbrıs’a pikniğe gönderiyorlar. Kollarımız yaralar içerisinde . Mermi yemiş gibi kol acıları çektik. O kadar dere içlerinde taşın dikenin üzerinde sürünüyoruz. Başımızdakilerden nefret ediyorduk. Bizi bu hale niye getirdiniz? Yemek olarak bir kepçe sulu bir kepçe kuru yemek… Küçük bir radyodan harekatı takip ediyorduk. O küçük radyo dahi bana o kadar ağır geliyordu ki anlatamam.Radyo bizim hayati konumdaydı.O yazın sıcağında ayaklarımızın altı patlıyordu.Mogosa yakınlarında Değirmendere denilen yere konuşlandık. Oralar ikinci harekatta hayli yer alındı. İki misli yer aldık. Yaya (olarak) Güzelyurt bölgesine getirildik. 7 ay o bölgede kaldık. Oradan terhis oldum. Şimdi düşünüyordum. Kıbrıs alınması gereken yerdenmiş. Orada canı yanan Türkler harekâta destek veriyordu. İşi düzgün Rumlarla işi olanlar daha biz oradayken harekâtı istemiyorlardı. Askeriyeden hafıza kaybım oldu. 2 Ocak 2010. Atatürk mah.

Muzaffer YÜKSEL “İrtibat olmadığı için birbirimize ateş ettiğimiz oldu. Sabaha kadar kendimizle çarpışmışız. Kafam keçe gibi. Halen öyle”.

Askere gidesiye kadar çitçilik yaptım. 1973 yılında piyade olarak askere alındım. 40. Piyade Alayı. Oradan Islahiye’ye, 49. Mekanizma Piyade Alayı’na… Gece alarm verildi. Yola çıktık. Yolda öğrendik. Yolda halk bize karpuz, üzüm veriyordu. Tüm alay konvoy halinde idi. Mersin’de Taşucu’na geldik. Hemen 19 Temmuz’da çıkartma gemisine bindik. Sabah saat 8’ de Kıbrıs’a ulaştık. Dört saat denizde bekledik. Yoğun 106’ lık havan ateşi vardı. Girne’ye çıktık. Bölük komutamız Yüzbaşı Yıldırım Kılkılıç idi. Uçaklar geldi. Beşparmak dağları bombalandı. Korku hissi gelmedi. İnerken 50 m. yayan suyun içinden geçtik. Plajdan çıkar çıkmaz karşımızdaki limon bahçelerine girdik. Subaylar bize bol bol limon yeme emri verdi.Yolda bizi gemi tutmuştu.Limonlar bizi

168

Page 169: Dizgi Askeri Tarih Kitap

kendimize getirdi. Bulunduğumuz yerde geceledik. Gece ateş devam etti. Alay komutanın şehit olduğunu hemen duyduk. İlk gün şehit vermedik. İleride oldu. Yanımıza harp paketi verilmişti. Görerek ateş yok. Ateş edilen yere ateş ediyorduk. Silahım G1 piyade tüfeği idi. Sürekli hareket halinde idik. En son Omorfo tarafına geçtik. Evlere tarama için giriyorduk. İkinci gün Girne’nin üstünde dağa çıktık. Dağda çok terk edilmiş yemek sofralarına rastladık. Dağda betondan mevzileri aldık. Adamlar hazırlıklıymış. Düzde çalışır vaziyette tanklar gördüm. Dağda çok şiddetli çatışma oldu. İrtibat olmadığı için birbirimize ateş ettiğimiz oldu. Sabaha kadar kendimizle çarpışmışız. En çok sıkıntı çekenler komandolar oldu. Sürekli hareket halindeydik. İlerleyen günlerde dinlenebildik. Türk köylerine girdiğimiz zaman bize yiyecek içecek verilirdi. Dağda üç kişiyi esir aldık. Biz mağara gibi yerler de aldık. Geriye gönderildim. Kademede çok araç tamir ettim. En fazla kaldığım yer Omorfo bölgesiydi. Çıkartmadan bir ay sonra ancak tıraş olup banyo yaptık. Bitlenmiştik. Evlere subaylar giriş izni vermiyordu. Sonra verildi. Rumlar ateşkesi dinlemiyordu. Bize, General Bedrettin Dalan geldi. Bize moral konuşması yaptı. Teskereye geleceğimiz zaman orada yerleşmemiz için teklif edildi. Herkesin mesleğine göre iş ve ev verilecekti. Oradan terhis oldum. Yağma olmadı. Çok sık arama yapılırdı. Askerliğimin etkisi uzun yıllar devam etti. Çok gece ailemin yanından kalkıp gittiğim oldu. Halen etkisi var. Rüyalarımda çok çatışmalara girdim. Geceleri çok bağırarak kalkardım. Silah başı, mevzi değiştir gibi. Ailem harp sahasından geldiğim için beni sakinleştirirdi. Buradaki hayattan söz ederdi. İçkiye başladım. Beş sene önce bıraktım. Evde çok huzursuzluk yaşadım. Bunlar hep Kıbrıs’ın eseri oldu. Kafam keçe gibi. Halen öyle. İnsanları farkında olmadan kırıyordum. Unutkanlık var. Bugün aynı harekat olsa hemen giderim. Bu bilgileri kimseyle paylaşmadım. Bizleri arayan soran olmadı.09 Ocak 2010. Bülbülderesi Köyü.

Muzaffer GÖBEKLİ “Herkes atletini çıkarsın, sırtına bağlasın”

1974 Mart’ta piyade olarak Antalya’da askere alındım. Gaziantep 5. Zırhlı Tugayı’na gittim. Bizim tabur komutanı 3 yıl Kıbrıs değiştirme birliğinde görev yapmış. Alarm vurdu. Tam teçhizat araç binildi. Kıbrıs’a gittiğimiz söylendi. Mersin Limanı’na gittik. Bir gece kaldık. Savaş başlamıştı. 2 gün önce. Çıkartma gemisine bindik. Akşam saat 8 civarında hareket ettik. 140 mermi verildi. 2 el bombası. Bölük değiştirildi. Subay takviyesi yapıldı. Sabah şafakta Girne’ye çıktık. Her taraf duman. dağlar yanıyor. Savaş devam ediyor. Yanaştırma gemisi ile sahile çıktık. Çıkan bölük dağıldı. Bölük komutanı belki bizi bir haftada toplayabildi. O akşam Beşparmaklar’da kurşun yağmuru başladı. İleri harekata geçtik. Akşam çok çatışma çıkıyorduk. Havan, top, tank hepsi vardı. Üç beş gün sonra ateşkes oldu. Bölükten şehit olan oldu. Asıl savaş ikinci harekatta oldu. Bir tayını 30-35 kişi paylaştık. Tam tesisat arazide yatıyorduk. İkinci harekata kadar Beşparmaklar’da bekledik. 14 Ağustos’ta harekat başladı. Gece yüzbaşı bizi topladı. Herkes atletini çıkarsın sırtına bağlasın dedi. Uçakların bizi bombalamaması içinmiş. Kimse uyumadı. Biz dağda Lefkoşa tarafına kuş bakışı bakıyoruz. Sabaha karşı uçaklar geldi. Uçaklar bombalama yapmaya başladı. Uçakların Rum kesimine dalışını seyrediyoruz. Dağdan aşağıya inmeye başladık. Önümüze ne geldiyse… Düz araziye indik. Taarruza geçtik. Bizim görevimiz keşifti. Rum kesimine geldik. Döndük. Çok sivil esir aldık. Yağmaya izin verilmedi. Bölükten az kişi şehit verildi. Zırhlı piyade olduğumuz için. Bir hafta bir köyde kaldık. Oradan Lefkoşa yanında Değirmenlik Köyü’nde kaldık. Rum-Türk karışık idi. Beş sterlin maaş alıyorduk. Yüzbaşı bir sterlinin karşılığının 165 lira olduğunu söyledi. Oradan terhis oldum. Bize kalmamız için hak tanıdılar. Kalanlar oldu.4 Ocak 2010 Göllüce Köyü

Mustafa PALAOĞLU “ Türko asker vurmaz, Eco (Ecevit) ‘nun askeri asker vurmaz”Askere kadar işçilik yaptım. 40.Piyade Alayı’na askere alındım. Denizli’ye çavuş talimgahına geldim. Çavuş olduk. 1974 yılında 28. Tümen emrine verildik. Ankara’ya gittik. 17 Temmuz’da bir gece Ankara’da kaldık. Sivil otobüslerle Mersin’e hareket ettik. Ovacık mevkiine konuşlandık. Her taraf asker. Silahlar, helikopterler… 20 Temmuz sabahı harekat başlamış. Biz öğlen oradaydık. Mermi dağıtıldı.Yaklaşık 1000 mermi. Silahım çatal ayak G1 idi.Takım kuruluşu yapıldı. Ben takım çavuşuydum. Subaylar yabancıydı. Tanımıyorduk. Hemen helikopterlere bindik. Her seferde 20 helikopter devamlı asker taşıyordu. Toplam 60 helikopter. Bir manga 10 kişi bir helikoptere biniyordu.

169

Page 170: Dizgi Askeri Tarih Kitap

45 dakikada Kıbrıs’a indik. Ortaköy Gönyeli’ye indik. En emniyetli bölgeymiş. Karşımızda Boğaz bölgesi vardı. Yaralı ve şehitleri bir gün sonra gördüm. Boğaz bölgesinde askeri hastane kurulmuştu. Mücahitler bizi araçla bekliyordu. Cepheye gittik. İlk gün Tinbu bölgesini ele geçirdik. İlk çatışmamız Sıhari’de oldu. Orada komando birliğini basmışlar. Takviyeye gittik. Köyün çıkışında pusuya düşürmüşler. Biz baskının üzerine gittik. Yaralı ve şehitleri orada gördüm. Aracı taramışlar. Çatışma devam ediyordu. Avcı kümesi üzerinde 3 saat görerek ateş ettik. Rumlar çekilmeye kaçmaya başladı. Üç tane esir aldık. İkisi yaralıydı. Tüfeklerine beyaz bayrak asmışlar. Yaklaştık. “ Türko asker vurmaz, Eco (Ecevit) ‘nun askeri asker vurmaz” diye bağırıyorlardı. Yaralarını sardık. Silahlarını aldık. Komutanlar geldi. Çam ağaçlarının altında mücahitler Rumca soruyorlardı. Hastaneye gönderdik. Tekrar pusuya düşmemek için geri çekildik. Geri çekilirken bir komanda eri göğsünden mermi yemiş. Aldık. Yarası ağırdı. Kurşunu önden yemiş arkasından çıkmış. Silahlarımızla sedye yaptık. İndirdik. İzmirliymiş. Bayraklı’dan. Evliymiş, iki çocuğu varmış. 1.Levent’te Mustafa Güneri Boğaz Hastanesi’ne götürdük. Bu askerle yıllar sonra Menekşe çay bahçesinde yanımdaki arkadaşım ailesi ile tanışmış. Ağlaşmışlar. Açlık, susuzluk en büyük sıkıntı . Yanımızda harp paketi var. O sıcakta kurtlanmış. Sonra Magosa istikametine yöneldik. Hatırladığım subay tümen komutanı Tümgeneral Osman Fazıl Polat ikinci harekatta bizle beraber çatışmaya girdi. Yağma olayı görmedim. Arkadaşım Piyade Çavuş Samsunlu Maksut Birinci şehit oldu. 24 kişi, yirmi dört gün bir tepede kaldık. Rum, taciz ateşi açardı. Bizim komutanlar karşılık verdirmezdi. Barış gücü kontrol ediyordu. İkinci taarruza hazırlık yapıldı. Bol miktarda mermi dağıtıldı. Sabaha karşı taarruz istikameti Magosa sanayi bölgesi. Elimize beyaz bayrak verildi. Sallamaya başladık. Uçaklar önümüzde bombalamaya başladı. Çatışma başladı. Kurşundan burnumuzu dahi kaldıramıyoruz. Konyalı asteğmenimizin vücuduna şarapnel parçası geldi. Parçalandı. Şehit oldu. Öğlenden sonra 3-4 arası ateş kesildi. Sanayi bölgesine girdik. Bölgeyi ele geçirdik. Her türden sanayi. Sigara, ayakkabı… Birlik Paşaköy’de kaldı. Tümen komutanı elinde tabancası ile bize katıldı. Müthiş bir moral. Bir hafta dinlenmeye çekildik. Yeşil hat orada çekilmiş. Sigara fabrikasına gelen dört Rum askerini silahları ile beraber esir aldık. Bütün üst rütbeli subaylar geldi. Tümen komutanı dahil. Tümen komutanı bizlere “Benim askerlerim böyle cesur, yiğitlerim!” diye tebrik etti. Barış gücü karargâha geldi. Teslim edildi. Zaman zaman arama yapılırdı. 372 liraya tekamül eden maaş alıyorduk. Oradan terhis oldum. Bugün aynı şey olsa hemen savaşa giderim. Vatan aşkı. 9 Ocak 2010. Alpkent Mah. Mustafa EFE “Hey topçu, hani bana mektup yok mu ? Komutanım sizin postanız var”1951 doğumlu olmama rağmen askerliğe hemofili hastası olduğum için 2 sene tehirli gittim. Askere gidesiye kadar çiftçilik yaptım. 1973’te askere alındım. Topçuydum. 58.Topçu Tugayı’na, Isparta’ya gittim. Oradan 50. Piyade Alayı’na gittim. Kıbrıs’a çıkılacağını belki 10 gün önceden biliyordum. Haber merkezindeydim. Tüm evrakları ben alır dağıtırdım. Evrakı önce ben kaydederken okuyorum. Önce Kıbrıs haritaları geldi. Kişiye özel evrak hariç tüm evraklar elimden geçerdi. Babama mektup yazdık. “Beni merak etme. Bizim nereye gideceğimiz belli değil.” dedim. İki ay sonra haberleştim. Her gün sıkı eğitim ve ders başladı. 16 Temmuz günü idi. Tabur önünde içtima halindeyiz. Binbaşı İlhan Oba ciple geldi, hemen tabur binasının önündeki alarmı bizzat kendi verdi. Bütün subaylar bölüklerinin başına koştu. O ara alayın alarmı vurdu. Bütün araçlara cephane yüklendi. Konvoy halinde akşamüzeri yola çıktık. Sabah Mersin’deydik. Mersin halkı evlerden yemek getirdiler. Erdemli’nin üstündeki çamlığa konuşlandırdık. Bizim alay her yıl orada hazırlık yaparmış. Herkes kendi yerine yerleşti. Alarm vurmaya başladı. Denize iniyoruz. Bir emir geliyor geriye. Bu 3-4 gün devam etti. 19 Temmuz günü akşamüzeri denizin yüzü çıkartma gemileri ile dolu. Yaklaşık 30 kadar. Bindirme yapıldı. Bir bölük bir gemiye biniyor. Alay komutanımız rahmetli Albay İbrahim Karaoğlanoğlu sırtında bir parke, portatif bir sandalye üzerine oturmuş yüklemeyi kontrol ediyordu. Albayımı Osmaniye’de her gün görüyordum. Bana takılırdı. “ Hey topçu hani bana mektup yok mu?”. Sevimli bir kişiliği vardı. Ben de kendisine “ Komutanım sizin postanız var” derdim. Akşam karanlığında açıldık. Nereye gittiğimiz belli değil. Asker yorgun. Gece cephane ve el bombası dağıtıldı. Savaşa gittiğimiz belli. Filo halinde etrafımızda savaş gemileri eşliğinde gidiyoruz. 12,6 makinelide yanımda. Sabaha karşı Kıbrıs’a yaklaştık. Girne’nin sahilinde bize havan ateşi açılmaya başladı. Gemilerin arasına mermiler düşmeye başladı. Uçaklar bombalamaya, savaş gemileri de ateşe başladı. Açıkta beklemedeyiz. Gemiler sürekli yer değiştiriyor. Çıkartmaya başladık. Yem bizdik. Önce biz çıkartmaya başladık. Kasığa kadar suyun içinden çıktık. Çatışma başladı. Şarapneller insan

170

Page 171: Dizgi Askeri Tarih Kitap

arıyor. Bizden hemen önce deniz piyadeleri çıkmış plaja. Ateş gelen yere ateş ediyoruz. Devamlı ateş altındayız. Yolu geçen askeri araç portakal, mandalin bahçelerine dağıldı. Lefke’ye doğru yöneldik. Alay komutanı ikinci veya üçüncü gün şehit oldu. Aramız 100 m idi. Makineli tüfek ile gece ateş gelen yere ateş ediyorduk. Elazığ’dan Hikmet Koman yanımdaydı. Bir ara yorgunluktan sızmışım. Sıçramışım. Hikmet beni kurtardı. Hikmet sonra şehit oldu. Hemen yer değiştirdik. Bir binanın dibine sığındık. Sabaha kadar çatışma oldu. Her gece Rumlar gece aydınlatma mermisi atıyor. Arkasından yoğun ateş… Dağlarda yıllar öncesinden beton mevziler yapılmış. Onların Beşparmaklar’dan attığı her mermi bize zayiat veriyor. Biz ise karşılık veriyoruz. Ama onlar kadar etkili değil. Tepemizden havan mermileri ses yaparak geçiyordu. Albay alay sancağını diktiğimiz binada şehit oldu. Sabah tabur komutanı yaralı idi. Havan yemiş. Komutanımı çok severdim. Havan mermisi binanın içine girmiş. Duvarların her tarafı kan. Yardımcısı yarbay kurtulmuş. Harekatın üçüncü günü Rumların tankları geldi. Birliğin içine girdi. Zar zor tahrip ettik. Makineli tüfekle ateş ederken mermim bitti. Hikmet‘le bir araçtan birer kasa mermi aldık. Sipere girerken bir asker vuruldu. Yüzünü çevirdik. Ne olduğumu anlayamadım. Hikmet’miş. En yakın arkadaşım şehit oldu. Evliydi. Fotoğraflarını gösterirdi. Küçük bebeleri vardı. Tümen komutanı Bedrettin Demirel bizim alaya çok gelir. Alay komutanı şehit olduktan sonra tümen komutanını tankın üzerinde Girne’ye girerken gördüm. Bizi selamlıyordu. Biz de bir hava binbaşısı vardı. Büyük telsizlerin yanında bulunuyordu. Uçaklar geldiğinde ilk olarak bu binbaşı ile irtibat kuruyordu. Uçaklar ona göre bombalıyordu. Ne buluyorsak yiyorduk. Girne’de esir aldığımız oldu. Topladık. Plaj zamanıymış. Her devlet helikopterlerle sivillerini aldı. Hepimizde saç sakal. İlk içtimayı ikinci harekâttan sonra olduk. İkinci Harekat’tan sonra 120 kişilik bölükten 67 kişi kaldığımızı öğrendik. İkinci Harekat’ta Girne’den Beşparmaklar’ı ancak aştık. Bu zamana kadar Girne’de bekledik. Alarm verildi. Bu arada devamlı asker çıkarıldı. Dağlar tekrar bombalanmaya başladı. Dağlar yanmaya başladı. Boğaza yöneldik. Lefkoşa tarafına Yılmazköy’e yöneldik. Girdiğimiz evlerde yemek haricinde hiçbir şey düşünemiyorsun. Üst aramaları başladı. Sıkı tutuluyordu. Kiliselerde sivilleri topladık. İkinci harekat bittikten sonra Aybasıl’da evlere yerleştik. Ancak oraya varasıya kadar aylarca mevzi kazdık. Sırtımızda deri kalmadı. Mevzilere tankımız revolar arkasında topla girse gizleme ağını çektin mi görünmezdi. Hiç çarşı iznine çıkmadım. 8 sterlin maaş aldık. Çavuşlar 10 sterlin alıyordu. İkinci Harekat bittikten sonra subaylar astsubaylar asıl savaş durumunda olması gerektiği şekilde rütbeli geldi. Bizim bölük komutanı üsteğmen Osman Yılmaz’dı. Oradan terhis olduk. Bugün karışıklık olsa derhal giderim. Bir oğlum var. Ankara’ya tankçı olarak gitti. Oğlumun dağıtımı Kıbrıs’a çıkmış. Elinde evrakları ile izne geldi. Evraklara bir baktım benim Kıbrıs’ta askerlik yaptığım birliğe gidiyor. Bölük komutanı Torbalı Askerlik Şubesi ile irtibata geçmiş. Kıbrıs gazisi babasının birliğine özellikle göndermişler. Bu benim için büyük bir onur oldu. Kıbrıs’a oğlum sayesinde tekrar gittim. Dört gün kaldım. Savaştığım yerleri dolaştım. Savaş filmlerine baktığım zaman o günlerim aklıma geliyor. Şuurum bozuluyor. Ağlıyorum. Arkadaşlarım, şehit olanlar aklıma geliyor. 5-6 yakın arkadaşım şehit oldu. En büyük eksik harekatta muhaberesizlikti. Bölükler birbiri ile çatıştı. Birbirini kırdı. Kıbrıs gazisi olmak benim için onur. Sekiz ay toprakta yattım. Savaşı yaşayan bilir. 17 Ocak 2010. Demirciköy.

Metin TERZİOĞLU “Çok aç kaldık. Değiştirme birliğinde sıcak yemek bulduk”.Askere kadar işçiydim. 1973’ te mekanize piyade olarak askere gittim. Isparta’ya. Gaziantep 5. Zırhlı Tugayı’ndan Kıbrıs’a gittim. Harekattan önce izne geldim. Temmuz ayı idi. Kıbrıs karışmaya başlayınca izin bitmeden kendim geri döndüm. Kariyer kullanıyordum. Levyeli. Alarm verildi. Sabah 8’ de. İçi cephane dolu, hazır vaziyette yola çıktık. Kıbrıs’a gideceğimizi anladık. Gaziantep tren istasyonunda trene araçları yükledik. Mersin’e geldik. Limanda boş arazide bekledik. Devamlı sağdan soldan asker geliyordu. Yığınak yapılıyordu. Gemiye bindik. Akşamüstü yola koyulduk. Sağımızda solumuzda donanmadan koruma gemileri vardı. Sabah Kıbrıs’a vardık. Girne’ye çıktık. Beşparmaklar bombalanıyordu. Gemiler sahile yanaşamıyordu. 100 m sahile uzak suyun içinde çıktık gemiden. Havan ateşi açıldı. Araç kullandığımız için biz yoldan takip ettik. Lefkoşa tarafına geçesiye kadar çatışmaya girmedik. Ovada çatışmaya girdik. Başka araçta bulunan arkadaşımın adı sanırım Fethi idi. Bacağı roketatarla koptu. Araç olduğu yerde kaldı. Arkadan gelen sıhhiye birlikleri yaralıları alıyordu. Çok yaralı askerle karşılaştık. Yaya piyadelerin arkasından gidiyorduk. Bizim arkamızda veya önümüzde tanklar vardı. 50 m önünü veya 50 m arkasını koruyabilir. Araç üstünde çavuş arkadaşımız uçaksavarı kullanıyordu. Mücahitler bize Girne’den katıldı. Yol gösteriyordu. Toplanan esirler

171

Page 172: Dizgi Askeri Tarih Kitap

tercümanlık yapıyorlardı. Komutanlara yardımcı oluyorlardı. Komutanlar soruyor, mücahit tercüme ediyordu. Bize giderken peksimet verdiler. Çok aç kaldık. Değiştirme birliğinde sıcak yemek bulduk. Türk köyleri bize peynir ve köy ekmeği verdiler. Türk köylerine kontrol altında gidiyorduk. Bir tanesinin adını hatırlıyorum. Göndeme köyü. Yeşil hatta kadar ilerledik. Barış Gücü sonra geldi. 1. Ateşkes yapıldı. Feramuz Kalay kıdemli üsteğmen bölük komutanıydı. Bölük 125-130 kişiydi. 20 civarında aracımız vardı. Küçük radyolar vardı. Bayrak radyosu. Moral veriyordu. 1,5- 2 ay sonra banyo yapabildik. 2. Harekât’tan sonra Rum köyüne yerleştik. Köyün Rum muhtarı kaçamamış. Dokunmadık. Domuz çiftliği vardı. Biz ona yardımcı oluyorduk. Zaman zaman arama yapılırdı. Oradan terhis oldum. Ailemle hiç irtibatım olmadı. 5 Ocak 2010. Torbalı Mah.

Mehmet SEVİNÇ “Dosyam kayıp. Savaş suçlusu olarak yargılanmaktan korkuyordum.” Askere gidesiye kadar çiftçilik yaptım. 1974 Mart’ta asker oldum. Piyade olarak Sivas Silah Taburu’na, oradan Sarıkamış Dağcılık Taburu’na gittim. Her alaydan asker seçiliyordu. Oradan Osmaniye ‘ye her birlikten beşer kişi 50. Piyade Alayı’na takviye olarak seçildi. 60 kişiydik. Dosyalar elimize verildi. Osmaniye’den Mersin’e geçtik. 19 Temmuz günü yola çıktık. Diğer arkadaşlarım helikopterlerle Beşparmak’a indi. Ben 50. Piyade Alayı’na katıldım. Çünkü dosyam kayıptı. Üç dört ay boyunca savaş suçlusu olarak yargılanmaktan korktum. Diken üstündeydim. Sabaha kadar yol gittik. Biz denizdeyken savaş başlamış. Birinci Harekat’ta Girne’deydik. Silah olarak ayaklı G1 verildi. Dağlar yanıyordu. Çıkartma yapılmıştı. Alay çok zayiat vermişti. Beşparmak’a doğru hareket ettik. Gemiler destek kıtaları devamlı destek ateşi yapıyordu. Asıl çatışmaya ikinci gün girdik. Çok yaralı ve şehitle karşılaştık. Sahilde toplanmış vaziyetteydik. Rum askerlerinden ölenler bizim mevzilerin arasındaydı. Böyle bir manzara vardı. Kulaktan kulağa alay komutanının şehit olduğunu duyduk. Bize ateş Beşparmak’tan geliyordu. Geceleri yoğun ateş devam ediyordu. 500 m geri çekildiler. Rumlardan çok sızma oluyordu. İkinci Harekat’ta Torbalı’dan Hüseyin Kurtuldu şehit oldu. Aynı bölükte ama ayrı takımdaydık. Görerek çatışmadan çok ateşin geldiği yere ateş ediyorduk. Aynı bölükten Yusuf Tanırgan komşusu olduğunu söyledi. Açlık çektik. Keçiboynuzu ile çok günümüzü geçirdik. Birinci Harekat’tan sonra Lefkoşa tarafına geçtik. Kırnı’ya geldik. İkinci Harekat’ın başladığında taarruz emri verildi. Rum askerleri kaçıyor, biz hırsız kovalar gibi arkalarından koşuyorduk.2. Tabur ,4. Bölük’ten 28 kişinin sağ kaldığını biliyorum. Bölük komutanı vurulmuş yerine teğmen geçmiş. Tecrübesizlikten. Bölük komutanımız çok kurnazdı. Üsteğmen Haşmet Karatmaca. Bölük komutanım olacak o harekata hemen girerim. Neyin ne olacağını hesaplıyordu. Mesela bizi Girne’de gece geri çekmese hepimizi tek tek avlarlardı. Üzerimizde yaklaşık 200 mermi vardı. Mermi sıkıntısı çekmedik. Suyu bulmak mucize bir şey. Daha sonra inzibat olarak Girne’ye verdiler. Dom Oteli vardı. Olduğu gibi esir doluydu. Yunan’ı, Rum’u hepsi vardı. Yaklaşık 800 sivil esir vardı. Asker esirler boğazdaydı. Yağma olayı olmadı. Zaten fırsat yoktu. Nerde taşıyacaksın ki? Terhisime 5 ay kala yatak yorgan yüzü gördük. Tek battaniye ile mevzide uyuyorduk. Oradan terhis oldum. 5 Ocak 2010. Ayrancılar.

Mehmet KÖKEN “Savaş hiç iyi bir şey değil. Savaş sadece insanlara karşı olan bir şey değil. Tüm canlılar etkileniyor.”

1973 Temmuz’da muhabere olarak Mamak’a askere alındım. Ankara’dan Erzurum’a gittim. 10 ay kaldım. Takviye birlik olarak Osmaniye’ ye geçtik Açlık eğitimi aldık. Birinci Harekat başlamıştı. Kıbrıs’a gemiyle giderek Girne’ye ayak bastık. Geri hizmetteydik. Dikoma’ya yerleştik. Mevziler kazdık. 14 Ağustos sabahı harekat başladı. Sabah Serdarlı’ya oradan Maradona köyüne gittik. İnzibatlık yaptık. Teslim olanları kiliseye toplayıp yiyeceğini, içeceğini temin edip gözetim altında tutuyorduk. Kızılhaç’a teslim ediyorduk. Bizim bölüğün işi her köye karakol kurmaktı. Rum sivilleri askerin gözetimi altında tutuyorduk. Dikoma’da çeteci Rumlar baskın yaptı. Kilisede toplandığını öğrenmişler. Yoğun çatışma oldu. Sivilleri Türk askerinden kaçırmak mümkün mü? Küçük bir radyomuz vardı. Akşamları herkes onun başına toplanıyorduk. Gelişmeleri oradan takip ediyorduk. İkinci Harekat öncesi radyodan barış sağlanamamıştır dedi. Hemen ardından uçaklar geldi. 04.45’te. Yakındaki tank birliği hemen harekete geçti. Magosa’ya doğru yürüdüler. Savaş hiç iyi bir şey değil. İç çamaşırlarımızı evlerden temin ediyorduk. Evler terk edilmiş. Tavukların kümesi kapalı kalmış.

172

Page 173: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Tavuklar açlıktan birbirinin etini yemiş. Üstün kalan yaşamış. Köylü olmam nedeniyle kümesleri açtım. Sularını verdim. İneklerin memeleri davul gibi olmuş. Buzağısını koyuverdim. Buzağısı emdi. İnek barım barım bağırıyor. Domuz avluda kalmış. Ortalığı birbirine katıyor. Aç. Yemlerini veriyordum. Savaş sadece insanlara karşı olan bir şey değil. Tüm canlılar etkileniyor. Serdarlı’ da 21 Rum askeri getirmişler. Esir olarak. Elleri arkasına bağlı. İki koldan esirlere su veriyoruz. Köylü çocuğuyuz. Yüreğim dayanmaz. Tasla içirirdim. Nihayetinde o da bir insan Biz esirlere böyle davranıyorduk. Onlar nasıl davranıyordu bilmiyorum. Bir arabamız yanlışlıkla Rum kesimine geçmiş. Anlaşmayla vermediler. Karakol komutanı tankçıydı. Tankçılar en çok kızdıkları insandı. Rumlar tankçıyı gördüler mi herkes onun başına çöker. Tank birliği harekete geçince serbest bıraktılar. Üç ay mektup yazmadım. Burada künyemi beklemişler. Dirmil’den İbrahim Karaaslan araçla geçerken yere not attı. Acele köye mektup yaz. Ölünü dirini istiyorlar. Öyle sağ olduğumu öğrendiler. 5 sterlin maaşımız vardı. Evlerden topladığımız eşyaları ihtiyaç sahiplerine dağıtıyorduk.Türkiye’de fakir olan askerimizden orada kalanlar oldu. Kalmak isteyenler evli olmayacak. Araştırma yapılıyor. Eş, ev, sivil hayattaki mesleğine uygun iş veriliyordu. Orası buradan en az 20 yıl ileride. Güneş enerjisini ilk orada gördüm. 1975 Mart’ta terhis oldum. 3 Ocak 2010. Dögerlik köyü.

Mehmet DOĞAN “Alay komutanının vurulduğu duyulunca asker hırs küpü oldu.”Askere gidesiye kadar mobilyacıydım. Mart 1974’ te topçu olarak askere alındım. Burdur’a, ordan Osmaniye 50. Piyade Topçu Taburu’na gittim. 16 Temmuz’da alarm verildi. Alayda kimse kalmadı. Kimsenin bilgisi yok. Burdur’da yaptığımız eğitimin iki mislini 33 günde yapmıştık. Hazırlık varmış. Ama kimse bilmiyor. Mersin Alata diye çamlığın içine girdik. Gece devamlı alarm veriliyordu. Deniz kenarına iniyoruz. Bize söylenen deniz tatbikatı yapılacakmış. Güneş doğmadan gemi gelmiyor. Hadi geriye. Tam teçhizat. 19 Temmuz günü sabaha karşı farklı bir yere gittik. Limana vardık. Tek gemiye biz bindik. Çıkartma gemisine. Saat 11.00 civarı. Bir bölük bir gemiye bindi. Gemi hareket etti. Bizden başka gelen gemi yoktu. Çıkartmaya hareket eden bizdik. Gemide ışık yok. Gece dalga var. Gidip gitmediğimiz belli değil. 3 gecedir uyku yoktu.Uyumuşum. Şafak söktü. Komutan, Binbaşı İnal Oba idi. Nerede olduğumuzu bilmiyoruz. Karşıda sadece küçük bir sırt gözüküyor. Beşparmaklar’mış. Gemi komutanı konuşmaya başladı. “ Arkadaşlar Kıbrıs’a barış harekatı yapacağız” . O anda dışarıya baktım. 21 tane daha çıkartma gemisi. Hepsi bekliyor. Aklıma gelen duayı okudum.Sadece bizim gemi hareket etti. Kara 1 km uzakta. Güneş ağardıkça ortam belli oluyor. Yani Beşparmak Dağları. Gemi hızını artırdı. Yaklaştık. Karaya 500 m yaklaştık. Islık çalarak havan mermisi geliyor. Bizim gemi yemmiş. Biz yemmişiz. Mermiler geminin dibine düşüyor. Patladığında minare boyu su yükseliyor. Girne tarafından uçaksavar ateşi başladı. Gemiye mermi vurduğunda net duyuyorsun. Adamlar hazırlıklıymış. 2-3 havan düştü. İsabet almadık. Kayalık tarafa vardık. Kapak askıda kaldı. Açıldı. Bir cip, bir kayzer, bir doç geçti. Suya ineceğiz. İlk çıkan Bursalı asteğmen, Çanakkaleli ve Aydınlı çavuş, Torbalı Demirci köyden Mustafa Efe, ondan sonra ben çıktım.Karaya ayak basan beşinci kişiydim. Su bazı yerde insan boyu. İçimizde suyu görmemiş kişiler de vardı. 5 m yüzdük. Bilmeyenleri yüzme bilenler kurtardı. Tüfeğini bırakmış. Aldık. Hiç unutmam Nasır Karatay. Mardin Cizre’den. Türkçe dahi zor konuşuyordu. Çevremden ayrılmazdı. Kıyıya çıktık. Bana” Mehmet benim tüfek yoktur.”dedi. Ben tüfeğimi kendisine verdim. Tutmasını söyledim. Tekrar suya atladım. Onun tüfeğini ararken iki tüfek buldum. Bir kişi daha kaybetmiş demek ki. Yoğun ateş var ama biz bir tepeciğin arkasındayız bizi etkilemiyor. Sahildeki küçük bir set bizi korudu. Bu arada paraşütçü komandolar inmeye başladı. Bizi mücahitler karşıladı. Onların vasıtasıyla ayakta kaldık. 8-10 kişi vardı. Tam hatırlamıyorum. Diğer silahı birisi elimden aldı. Kayalıklara çıktık. Sol tarafım üzerine sürünerek 30-40 m. gittim. Geriye baktım. Asteğmen beni geri çağırma işareti yaptı. Geri sürünerek gittim. Buyur asteğmenim. Ses yok. Şok olmuş. Bir tokat vurdum. Onun durumunu görünce askere yatın arkadaşlar diye bağırdım. Asker yattı. Her taraftan kurşun yağıyor. Askerin içersinde de şok olan var. Dimdik elinde tüfekle duran gibi. Asteğmen ayıktı. Yat emri verdi. Asker dağıldı. Kayalıkların düzlüğü Girne’den Lefke’ye giden yol yanıyor. Bazı yerlerden hafif duman çıkıyor. Kısa kolluyuz.Yanan çalıların kazıkları kalmış. Kollarımız yanıyor. Sürünmede kollarımızı kazıklar yarıyor. O ana kadar yaralı ve şehit olmadı. Yola çıktık. Trafik solda. Soldan sıfırdan gidiyorum. İlerlemeye başladık,Girne’ye doğru.Bir araba sesi geliyor. Sanki motoru patlayacak şekilde. 5-10 adım gitmedik. Gürültü arkadan geliyor. Kafamı geri çevirdim.Bir ambulans ölümüne geliyor sanki. Kendi kendime dedim ki ne çabuk yaralanan oldu da ambulans olsun. Öyle hızlı geçti ki. Benim dibimden elinle

173

Page 174: Dizgi Askeri Tarih Kitap

vurmaya çalıştı. Ambulâns geçti. İleride durmuş. Rum askerleriymiş. Bizi vurmaya çalışıyorlar. Ateş açtım. İlk ateşim. Biraz daha gittik. Emir geldi. Geri döndük. Bölük komutanımız Yüzbaşı Erol idi. 3. Batarya komutanı üsteğmen Ahmet Çırpan idi. Subaylarda rütbe yok. Herkes er görünümünde. Bize ateş eden olmadıktan sonra ateş etmiyorduk. 1 km geri gittik. Mümkün olduğunca gizleniyorsun. Yerinin belirli olmaması için. O arada bize kuzeyden tank taarruzuna uğrayacağımız bilgisi geldi. Herkes bir yere gizlendi. Ben de bir bina temeline gizlendim. Binanın kuzey köşesinde alay komutanımız Albay İbrahim Karaoğlanoğlu’nu gördüm. Aramızda 10-15 m. var. Çitlembik ağacının altında. Elinde küçük bir defter gibi bir şey var. Küçük bir el feneri ile bakıyor. Cüsseli biriydi. Kapattı cebine koydu. Yolun karşına geçti. 300 m ilerideki binaya girdiğini gördüm. Yanında kimse yok. Ev kaba inşatta bir ev. İki katlı bir binaydı. Gece ateş etmek yasak. Bir iki saat geçti. Rumların attığı bir kör kurşuna gitti. Uçaksavar mermisiyle. Albayın vurulduğu ağızdan ağza duyuldu. Sabah oldu. Tanklar gelmedi. Rumlar tepeden baktığı için bizi rahat görüyor. Asker, albayın vurulduğunu öğrenince hırs küpü oldu. Herkes Rum aramaya başladı. Beşparmak Dağları’na saldırdı. Arı gibi gidiyor. Yolun üst tarafına geçtim. Bir ormanın yanına çöktüm. Ses geliyor. Silahı doğrulttum. Ses bana doğru geliyor. 15-16 yaşında bir kız çocuğu. Kuş gibi çığırıyor. Sanki uçarak geliyor. Çocuk İngiliz’miş. Şok olmuş. Ayağa kalktım. Ellerini kaldırıp bana doğru koşarak geliyor. Bir şeyler söylüyor. Anlamıyorum. Yaklaştı ellerini belime kilitledi. Beni yakaladı. Ellerini açtıramıyorum. Döndüm. Sahilde yaralılar var. O şekilde kız çocuğunu götürdüm. Esirler de var. Oraya vardık. Başka bir asker beni çocuktan kurtardı. Bıraktım. Geri döndüm. Tekrar tank taarruzu bilgisi geldi. Herkes siperde. Ahmet Çırpan roket atarı yola, tankların geldiği yöne ayarlamış. İlk çıkan tankı vurdu. Arka arkaya beş tank geliyormuş. Beşinci tankı vurduktan sonra yaklaştık. Adıyamanlı Çavuş İhsan Toraman geldi. Beraber tankların yanına gittik. Flama diktik. Yani o alan kontrol altında. İmha olunan tankın uçaksavarını söktük. Bu arada sağ taraftaki evin önünde üzüm asmasını gördüm. Savaşı unuttum. Göğsüme üzümleri doldurdum. Geri döndüm. Üzümleri arkadaşlara dağıttım. Bu arada Rum miğferleri başa daha oturaklı. Onlardan birini aldım. Bir de bot aldım. İki çanta da mermi aldım. Zar zor geriye vardık. Onların mermisi ile bizim silahla deneme ateşi açtık. Mermiler birbirine uyuyor. Bizim silahı söktük. Rumların silahını taktık. Bölük komutanı duyunca güldü. Miğferi ve botları terhiste teslim ettim. Albayın vurulduğu binaya yakın bir silahı susturamadık. Bina haşat oldu.Susmuyor. O civardaki bütün asker oraya ateş ediyor. En sonunda uçakla havaya uçuruldu.O silah öyle susturuldu. Girne alınmış. Girne sahil kısmından ilerledik. Rumların silahlarının daha modern, daha teknolojik olduğunu gördük. Bölükten ateş idare kısmından şehit olan oldu. Yaralı çok oldu. Benim bildiğim üç kişi havan mermisi yakınlarına düşmüş. Girne’de 2. Harekat’a kadar kaldık. Açlık akla gelmiyor.Girne boşaltılmış. Sivil halk çok nadir kalmış. Bir eve girdik. Küçük evdi. Kapılar açık. Mutfakta kahvaltısını bırakmış. Her şeyi bırakıp gitmişler. 14 Ağustos’a kadar Girne bölgesindeydik. En az iki hafta keçiboynuzu ile idare ettik. İki hafta sonra ekmek geldi. Yemyeşil. Küf yapmış. Küfü sıyırdık. Yedik. İç çamaşırı bir ay sonra değiştirdik. İnsan kendinden tiksinmeye başlıyor. Deniz kenarındayım. Sususuz. Bir çukurda su gördüm. Kafayı bir soktum. Kanasıya kadar içtim. Matarayı da doldurdum. Tuzlu olduğu aklıma dahi gelmedi. İçim yanmış. O su bana şerbet gibi geldi. Bir süre sonra susamışım. Aldığımız eğitime göre kapağına suyu doldurdum. İçemedim. Deniz suyu olduğu aklıma geldi. Döktüm. Bir mandalikteyiz. Bir kulübe var. İçinde pancar su motoru var. Dibinde kuyu. İçine taş attım. Su var. Köydeki bahçe yaptığımız motor aklıma geldi. Orasını burasını kurcalarken su motorunu çalıştırdım. Su borusunu takip ettim. Suyun akışını buldum. Bu arada ben yalnızım. Elbiseyle suyun altına girdim. Su içtim. Matarayı doldurdum. Bayındır Canlı’dan Ahmet Sağır geldi. Az duyuyor. Dudak okuyarak anlıyor. Asker susuzluktan yanmış. Motor sesini duyan geldi. Yüzbaşı da geldi. Asker susuzluğunu hem giderdi, hem de o buz gibi suda yıkandık. Yüzbaşı önce kızdı. Su içip içmediğimi sordu. o motor 24 saat yaklaşık çalıştı.Tüm bölük bayram ettik. Cephane sıkıntısı çekmedik. Keçiboynuzu olmasaydı mahvolmuştuk. Boğaz bölgesine doğru Türk köylerine doğru hareket ettik. Türk köylerine girdik. Köylüler bizi karşıladı. Devamlı hareket halindeyiz. Beşparmak arkasında bir sırta yerleştik. Köylerin yakınında mevziler vardı. Oralara yerleştik.Birer gece kaldık. Devamlı hareket ediyorduk. Marangoz olduğum biliniyor. Her gittiğimiz yere tabur komutanının cipini gizlemek için yer yapmaya başladık. Asker kazıyor. Ben gelen tahtalarla kenarları kaplıyorum. Üstünü kaplıyorum. Onun üzerine toprak. Arabayı gizledik. Ateş idare yeri. Bir gecelik. Ertesi gün orayı bırakıyorsun. Aynısını gittiğimiz yere yapıyoruz. Ayvasiloz köyü. Yılmazköy ile Lefkoşe arasında. Herkes mevzi kazıyor. Araçlar tekrar gizlendi. Bizim önümüze piyadeler geçti. Ortam düzeldi. Ayvasıl köyünden terhis oldum. Mektuplaşma çok sonra oldu. 2.

174

Page 175: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Harekat’tan çok kısa önce tüm askerden ailelerine mektup yazılması istendi. Yazdık. Sağ olduğumuzu bildirdik. O mektup daha evde duruyor. 5 sterlin maaş alıyorduk. Ovada bir yerdesin. Çarşı izninde harcıyorduk. Etkisi iki yıl devam etti. 6 Ocak 2010. Ormanköy.

Macit BURUNCUK “Babamın vefatını 6 ay sonra öğrendim.” Askere gidesiye kadar eczacı kalfasıydım. Sıhhiye olarak Samsun’a gittim. Trabzon Askeri Hastanesi’ne gönderildim. Aniden topladılar. Paşa bir konuşma yaptı. Biz nereye gittiğimizi yine bilmiyoruz. Sivil otobüslerle Mersin’e gittik. 18 Temmuz’da oradaydık. Sivil gemiye tanklarla beraber bindik. Gemiyle ilk gün çıkmadık. Yoğun ateş vardı. 3-4 gün açıkta bekledik. Girne’den çıktık. Boğaz bölgesine gittik. 60 yataklı askeri hastane kurduk. Yaralılar bize geliyordu. Bazılarını Lefkoşa’ya gönderiyorduk. İlk tedaviden sonra Kızılay hastanesine gönderebiliyorduk. Askerler her yerinden vurulmuştu. Şehit olanlar dozerin kazdığı mezarlara konuyordu. Yaz olduğu için zaman yoktu. Şu anki şehitliğin olduğu yer. Bana yaşadığım ve gördüğüm şeylerden sonra kriz geldi. Boğazdan sonra Tepebaşı’na gittik. Eski adı Yorgo. Omorfo ile Girne arası. Beyaz kiliseye yerleştik. Orayı hastaneye çevirdik. Hüseyin Söbü yaralı olarak oraya geldi. Başından şarapnel almış. İkinci Harekât’ta aynı yerdeydik. Acil ameliyatlar orada yapılsa da helikopterlerle Adana’ya gönderiliyordu. Ateş gece başlıyordu. Havanların atıldığını görüyorsun. Hastane kurarken ilk müdahale evi olarak kullandığımız Dikoma köyünün girişindeki ev havanla uçuruldu. Şans eseri kurtulduk. Savaş anında aklına hiçbir şey gelmiyordu. En çok karacı asker geliyordu. Bir seferinde yaralı almaya gidiyorduk. Ambulansı delik deşik ettiler. Hukuk kalmıyordu. Mücahitlerden de yaralı geliyordu. Sinirlerin laçka oluyordu. İsyan ediyordun. Dikoma tarafından ciple bir üsteğmen getirdiler. Kurşun boğazının bir tarafından girmiş. Diğer tarafını parçalayıp çıkmış. Başçavuş kucağında getirdi. Bağırıyordu. Ama ne yazık ki orada şehit oldu. Terhis olduktan sonra bu etki çok devam etti. Halen kendi kendime konuşuyordum. Uykularımdan bağırarak uyanıyordum. Bir savaş filmi seyretsem o günler aklıma geliyor. Asabım bozuluyor. Eczacılığı bıraktım. Gazeteciler geldi. Aileme gazeteciler aracılığı ile mesaj gönderdim. Babam biz Kıbrıs’a çıktıktan 11 gün sonra vefat etmiş. 6 ay sonra öğrendim. Moral izninde öğrendim. Şu an kalp ve akciğer rahatsızıyım. İyileşsem değil Kıbrıs’a her yere gitmek isterim. Askerken Kıbrıs’ta tanışıp şu an burada evli olan arkadaşlarım var. Sık sık arama yapılıyordu. Sterlin olarak maaş aldık. Oradan terhis oldum.10 Ocak 2010.Ertuğrul Mah.

Mehmet Yaşar KELLE “Hüseyin’in naşını anız tarlasında yanmış olarak buldum. Mont kemerinin göğsünün üzerinde naylon bir cüzdan vardı. Bir yarısı yanmış, bir yarısı kalmış.”

1973 Ağustos ayında Isparta’da piyade olarak askere alındım. Osmaniye 50. Alay’dan Kıbrıs’a katıldım. 12 aylıktım. Adadaki darbeden sonra bize alarm verildi. Bir iki gün hazır bekledik. Araçlarla Mersin’e geldik. İslahiye’den zırhlı birlikler bize katıldı. Bir iki gün dağ eteğinde kaldık. Alata’ da. Kıbrıs’a gidileceğini bilmiyorduk. Mersin’e giden arkadaşların getirdiği gazetelerden Türk ordusunun hazırlıklı olduğunu okuduk. 3. Gün araçlarla beraber çıkartma gemilerine bindirdiler. Her bölük bir çıkartma gemisine bindi. Tank olanlarda vardı, olmayanlarda. 19 Temmuz günü idi. 20 Temmuz sabahı sabah 5-6 gibi Kıbrıs’a vardık. Gemide mermi dağıtıldı. Şerit halinde. Kıbrıs’a yaklaşınca bize bilgi verildi. Bölük komutanımız Üsteğmen Hasan Zengin’di. Bölük komutanımız değişti. Asıl bölük komutanımızı İkinci Harekât’tan sonra gördük. Bölük mevcudumuz 135 kişiydi. Kıbrıs’a çıkınca takviye olarak 250 kişi oldu. Sabah uçakların dağları bombaladığını gördük. Girne’den sahilden çıktık. Yarı belimize kadar suyun içersindeydik. Dağlardan ateş geliyordu. Bizden önce deniz piyadeleri vardı. Güvenliği sağlamışlar. Dağlara doğru yürüdük. İlk ateşkese kadar yüz yüze düşmanla karşılaşmadık. Beşparmaklar’dan ateş ediliyordu. Alay komutanının şehit olduğunu duyduk. Subaylar bizim moralimiz bozulmasın diye “ Bunlara inanmayın. Bunlar karşı tarafın uydurması” dediler. 4-5 gün kaldıktan sonra Boğaz’dan Lefkoşa yönünde Hamit Köyü’nün üzerinde kaldık. 2-3 gün sonra ateşkes oldu. Bölüğümüz Lefkoşa havaalanının 1 km yakınına konuşlandı. Rum Yerelokko Köyü vardı. Sağır ve dilsizler okuluna yerleştik. Mevzileri kazdık. Rum köyünde Rum milli muhafız taburu, Lefkoşa yönünde Yunan alayının olduğunu öğrendik. Güney tarafımızda da ayrı bir Rum taburu vardı. Orada bizim hava indirmeler vardı. Biz onlarla değiştirdik. Bizi subaylar uyardı. “ Buralarda sivil halktan kimseler var. Yabancı turistler var. Herhangi bir şey olmadıktan sonra dokunmayın”. İkinci Harekat anlaşmanın olmadığından bir gün önce bize haber edildi. Uçaklar ateşe başladı. Biz de ağır

175

Page 176: Dizgi Askeri Tarih Kitap

silahlarla ateşe başladık. İlk sıcak temasımız orada oldu. İlk gün bölüğün görevi Yerelokko Köyü’ndeki Rum muhafız taburunu ateş altına alıp geriye püskürterek Yunan alayına doğru taarruza geçmekti. Önce Rumlara ateş ettik. Ondan sonra asıl hedef Yunan alayına yöneldik. 4. ve 6. Bölük taarruza kalktı. 5. Bölük itiyatta kaldı. Bu arada düz arazide ilerlediğimizden o gün 38 arkadaşımız şehit oldu. 4. Bölük’ten. Rum tarafı mevzide. Biz düz arazide ilerliyoruz. Şehit arkadaşlarımdan ismini hatırladıklarım: Ödemiş Adagüme’den Kamil Alkan, Torbalı’dan Hüseyin Kurtuldu. Hüseyinler bize destek olarak gelmişlerdi. Askere gitmeden önce terziydi. Ben de ayakkabıcıydım. Askere gitmeden önce tanışıyorduk. Ateşkes olduğunda araziye onun için çıktım. Hüseyin’in naaşını anız tarlasında yanmış olarak buldum. Mont kemerinin göğsünün üzerinde naylon bir cüzdan vardı. Bir yarısı yanmış, bir yarısı kalmış. Askerden sonra getirdim. Ailesine verdim. Kızı askerdeyken olmuştu. Yaralanan çoktu. İki tankımız karşı ateşte imha oldu. Çekildik. Çok yaralı ve şehidimiz olduğu ve mühimmatımız da bittiği için bölük ihtiyata çekildi. 106 havanların mermileri hiç kalmamıştı. Bölük komutanımız Salih Demirland yüzbaşıydı. Bizim zayiatımızın çok olmasının nedeni tankların geri çekilmesiyle bizlerin meydanda kalmamız oldu. Çatışma 16 Ağustos’a kadar devamlı sürdü. Şehitler ateşkesten sonra toplandı. Yunan alayına girdik. Yunan alay sancağını bizim bölük komutanı alıp tabur komutanlığına teslim etti. Yunan alayındaki askerler ateşkesten önce silahlarını bırakıp kaçmaya başlamışlardı. Çil yavrusu gibi dağılmaya başladılar. Orada kaldık. Arkadaşların anlattığına göre kaçmasınlar diye onları havanların ayaklarına zincirle bağlamışlar. Çoğu zaman yemek bulamadık. Bir kap yemeği 7-8 kişi paylaştık. Ateşkesten sonra mutfak kuruldu. Gece çok çiğ yağıyordu. Elbiseyi sıksan suyu çıkardı. Orada kalmamız teklif edildi. Ben evliydim. Kalan arkadaşlar oldu. 1975 Şubatında terhis olduk. Askeri gemi ile Mersin’e geldik. 3 Ocak 2010. Çaybaşı.

Kemal YAŞA “Havada çok arkadaşım vuruldu. Günaydın gazetesi aracılığı ile eve bildiri yaptık.”

Askere gidesiye kadar ayakkabıcıydım. Sıhhiye olarak askere alındım. Sonra Kayseri Hava indirmede paraşütçü eğitimi aldım. Ondan sonra komando eğitimi aldım. 13 aylık askerken harekata katıldım. 52/3, 53/1-2 tertipler katıldı. Alarm verildi. Erkilet hava alanına gittik. Sabaha karşı kargo uçaklarına bindik. G3 silahım ve 100 mermi verildi. Karagah destek bölüğündeydim. Bir uçağa 70 kişi bindik. Sabah Lefkoşe’nin üstünde küçük bir bölge vardı. Gönyeli. Uçaklar Rumların üzerinden dolaşarak atladık. Türk bölgesine geçince uçaklardan atladık. Hemen ateş açıldı. Havada çok arkadaşım vuruldu. Bursa’dan Osman Hasisi’i hatırlıyorum. Bizi mücahitler karşıladı. Elbiselerinde ay yıldız vardı. Beşparmak Dağları’ndan ve Lefkoşa’da evlerin üzerinden ateş açılıyordu. Bol konteynır atılırdı. Rum bölgesine de düşen oldu. Değiştirme birliğinin güvenli bölgesine inmeye çalışıyorduk. Binalardan sürekli uçaksavar ateşi açılıyordu. İndiğimizde mücahitlerle yaralı topladık. İki arkadaşımı sırtıma aldım. Toplanma bölgesine gittim. Bölüğümüzün yarısı yok. Subaylarımızın rütbesi yoktu. Ateşe hemen cevap verdik. Özellikle Beşparmak Dağı’na… Sürülmüş tarlaların tezeklerini mevzi yaptık.Esas taarruza akşamüzeri geçtik. Önce jetler destek verdi. Çok esir aldık. Geriye gönderdik. Rum tarafına düşenler esir değişmesinde geldi. İlk gün Beşparmak Dağı eteğinde kaldık. En önde hedefte biz vardık. Sabaha kadar çatışma sürdü. Bayağı şehit verdik. Gece yarısı dağa çıkmaya başladık. Boğazda bir köyde gece konakladık. Girne’ye giden boğazda. Biz eteklerinde kaldık. Köylere girdik. Boşaltılmış. Türk köylerine de girdik. Türk köyüne girdiğimiz hemen belli olurdu. Alkışlar. Sevgi gösterileri. Sularımızı Türk köylerinden sağladık. Rumlar kaçıyor. Biz izliyoruz. İlk ateşkeste tekrar dağ eteğine döndük.İkinci Harekat’a kadar Beşparmak Dağları’nın eteğinde kaldık. Girne’ye Lapta oteline geldik.5 ay kaldık. Sızmaya giden oldu. Rum tarafına . 10 gün botu ayağımdan çıkarmadım. 10 gün sonra ilk defa banyo yaptım. İkinci harekatta tanklarımız geldi. Başçavuşumu hatırlıyorum, Mevlüt İlhan. Bölük komutanımız Yüzbaşı Korkut Eken. Disiplinliydi. İkinci Harekat’ta Torodos dağlarına yöneldik. Dağa yaklaştığımızda ateşkes oldu. Evle irtibatımız yoktu. Günaydın gazetesi aracılığı ile eve bildiri yaptık. Daha sonra Kayseri’ye çekildik. Mersin’de, Kayseri’de tören geçişlerine katıldık. Hiçbir şey alınmayacak diye kesin emir vardı. Bugün Kıbrıs’a çağrılsam derhal aynı şekilde giderim. Bana paraşütümü, tesisatımı versinler. Hemen.18 Ocak 2010. Tepeköy Mah.

İrfan YOLDAŞ .” Savaş olsun , giderim. O anki heyecanı yaşamak . Vatan sevgisi çok farklı bir şey. Ölüm aklına gelmiyor.”

176

Page 177: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Torbalı Çapak Köyü 1953 doğumluyum. Askere gidesiye kadar önce çiftçilik, sonra elektrikçilik yaptım.1973 yılı Temmuz ayında piyade sınıfında Isparta’ya askere gittim.40. Piyade Alayı’na. Burada iki aylık eğitimden sonra Kıbrıs’a değiştirme birliğine gitmek üzere 24 kişi seçildik. Özel eğitim aldık. Asker seçimini bizzat tümen komutanı yaptı. Bir ay sağlık tedavisi ve kontrolden geçtik. Askere gittiğimde evliydim. Ben askerken çocuğum olmuş. Alayda ayrı bir komutan tarafından harita ve pusula üzerine eğitim aldık. Özel harp eğitimi gibi. Eğitim bir ay sürdü. İskenderun’a gittik. “Eşek geçmez deresi” denilen eğitim yerine. Burası sadece değiştirme birliğinin eğitim gördüğü birlikti. Orada üç ay dağcılık, yakın boğuşma gibi konularda eğitim aldık. 27 Şubat 1974’ te Erkin gemisi ile 325 kişi Kıbrıs’a gittik. Değiştirme birliği 650 kişi idi. Her altı ayda bir yarısı değiştirildi. Gemiye binmeden önce her birimizin üzerine göğüs bölgesine şerit halinde bantlı olarak mermi sarıldı. Bende 250 tane vardı. Gemide bol elbise giydik. Bu mermiler bizimkilere gizlice götürülüyordu. Aslında gizli bir yığınak yapılıyordu. Bunun için gemide ayrıca eğitim aldık. Magosa’ya çıktık. Barış Gücünün kontrolünde birliğimize gittik. Birlikte üzerimizdeki mermiler alındı. Makineli tüfek verildi. 6. Bölüğümüz Ortaköy’de idi. Gönyeli’de topçu birliği vardı. Mücahitlerle az görüşüyorduk. Kıbrıs Rumlarının kendi arasında bir çatışma vardı. Makariyos ile Eoka’cılar arasında. Yunan alayının tam karşısında eski İngiliz esir kampı vardı. Bizdeydi. Çıkartmanın yapılacağı bize bildirilmedi. Nöbet yerlerindeyken Rum kesiminden arada sırada ateş açılıyordu. Rahatsızlık başlamıştı. Nöbetlerimiz sıklaştırıldı. Günlük nöbet altı saate çıktı. Çıkartmadan 10 gün önce azıttılar. Taciz atışları yoğunlaştı. Uyku uyuyamaz hale geldik. Botla yatmaya başladık. Çıkartma olacağından o gece haberimiz oldu. Gece geç saatte Susurluk’tan Hilmi Onbaşım geldi. Tüfeğimle geri çekilmemi söyledi. İçerdeki küreğin sapını tüfek namlusu gibi gösterdim. Üzerine bez örttüm. Saat 02.10’ da bulunduğumuz yerden çekilme emri geldi. Gece tüfek bakımı yapıldı. Takım komutanı Teğmen Faruk Akkalp çıkartma olacağını anlattı. İşe yarayacak hiçbir şey bırakmadık. Mesela benzinimizi lağıma boşalttık. Su deposuna müzik çalar açtık. Çekildiğimiz belli olmasın diye. Gece eğitimi yapar gibi sessizce sıkı bir yürüyüşle bir saatte 7 km yürüyerek alaya çekildik. Alayda herkes ayaktaydı. Alay komutanı Kurmay Albay Eşref Bitlis bize bilgi verdi. Konuşma yaptı. Mermi ve el bombası, lav silahları verildi. Bize Ortaköy’de yerimiz söylendi. Görevimiz stratejik tepeyi ele geçirmekti. Yaklaşık 70 kişilik bölüğümüz vardı. Havancılar da destek birliği idi. Burası Rum askerlerinin en güçlü olduğu yerdi. İlk görevimiz orayı almaktı. Alaydan saat 3,5 – 4 gibi çıktık. Mesafe yakındı.Yaklaşık 2 km idi. Gece eğitimlerinde mevzi kazıyorduk. O zaman anladık ki çıkartmaya hazırlık yapılıyormuş. O kazdığımız mevziler hava indirme tugayının işine çok yaradı. Sabahleyin ilk görevimiz emniyetli alan açarak paraşüt tugayının inişini sağlamaktı. Gece yerleştik. Değiştirme birliği paraşütçülerin ineceği yeri ay halinde çevirdik. İnilecek olan yerlere uçaklar geldiğinde bayrak açıldı. Paraşütçülerden rüzgarla dağılanı toplamak bizim görevimizdi. Şafak sökmeden ilk jetler geldi. Beşparmak Dağları bombalandı. Rumlar ateşle karşılık veriyordu. Dağlar yanmaya başladı. Anız tarlaları da yanmaya başladı. Her taraf duman. Rum askerinin tutunacak yeri kalmadı. Jetlerden yaklaşık olarak 45 dakika sonra hava indirme başladı. Paraşütçüler inmeye başladığında bağrışmalar, sevinç nidaları... İlk önce içinde ihtiyaç malzemeleri olan maketler atıldı. Sonra asker indi. Paraşütlere Rumlar tarafından çok ateş açıldı. Çok kardeşimiz daha inmeden şehit oldu. Çok arkadaşımızın paraşütü mermi nedeniyle delindiği için yere çakıldı. Paraşüt saf ipekti. Mermi, değdiği zaman yanarak aşağıya iniyor. Bunları görüyorsun. (İrfan Yoldaş’ın o anı hatırladığı için ağlaması. Duygulu bir ortam.) Bayraklar 1,5 m ile 2.5 m arasındaydı. İnen askerleri topladık. Biz bir yandan Rum tarafına ateş açtık. İnen askerleri korumak için. En çok zayiat paraşüt tugayında oldu. Ondan sonra taarruza kalktık. Stratejik Tepeyi aldık.Dağın altında tüneli ele geçirdik. Taarruzda Kayseri’den Kadir şehit oldu. Balıkesirli Hilmi Onbaşı yaralandı. 3. gün ben vuruldum. Yoğun ateş hiç kesilmedi. Akşama kadar sürdü. Gece sızma olayı var. Sızmalara karşı öncüler giderdi. Parolalar değişirdi. Paraşütçülerden yaralananlara askerler ve mücahitler yardım ediyordu. İlk gün Ortaköy Mahallesi’nin yaşlısı, çoluğu çocuğu bizim suyumuzu , her şeyimizi getiriyorlardı. Biz Lefkoşa’ya yakın olmamızdan dolayı şanslıydık. Dağı ertesi gün ele geçirdik. En çok zorlandığımız yer Stratejik Tepenin güneyindeki kilise oldu. Kiliseden bize çok ateş ediliyordu. Rum mahallesiydi. Hava indirmenin bir kısmı bize katıldı. Bizle beraber çatışmaya girdi. Bizim bulunduğumuz bölgeye helikopterle indirme olmadı. Oradaki Türklerin çok desteğini gördük. Tepeyi tekrar Rumlar ele geçirmiş. Tekrar biz ele geçirimişiz. Daha sonra Yunan alayına yöneldik. Sonradan çıkartmayla Girne tarafından gelenlerle birleştik. Üçüncü gün ayağımdan vuruldum. Kurşun topuğumdan girip çıkmış. Yara soğuduktan sonra hissettim. Yardımcım Isparta’dan İbrahim Yeniay ayağımı sardı. Derenin içine sıhhiyeler götürdü. Tabancam tüfeğim yanımda. Hastanede topuğum

177

Page 178: Dizgi Askeri Tarih Kitap

parçalanmış. Alçıya aldılar. Hastanede çok yaralı vardı. Genellikle göğüslerinden vurulmuş. Ayaklar da var. Yüksekten ateş edildiği için. Türk halkı bizi devamlı ziyaret ederdi. Gemiyle bir ay hava değişimine geldim. Buradan bölükte 1992’ de vefat eden Ayhan Çam vardı. Geri döndükten sonra yılbaşında çatışma oldu. Yağma olayı hiç olmadı. Komutanlar izin vermezdi. Zaman zaman arama yapılırdı. Bize kalmamız söylendi. Evliydim. Kalmadım. Terhis olduktan sonra epey dengemi bulamadım. Psikolojim bozuktu. Bazen ağlarım. Yaşadıklarım aklıma geliyor. İlk geldiğim zamanlarda geceleri bağırarak uyandığım zaman oluyordu. Bu etki 2-3 yıl devam etti. Uykudan “Kaç! Havan mermisi geliyor, top mermisi geliyor!” gibi. Eşim uyandırırdı. Askerden sonra çeşitli yerlerde şoför olarak çalıştım. Daha sonra devlet memuru olarak çalıştım. Emekli oldum. Eskiden hastanelerde Kıbrıs gazisi olarak saygı görüyorduk. Harekatta olmam bana onur ve gurur veriyor. Bugün aynı şey olsa hemen katılırım. Seve seve gönüllü giderim. Savaş olsun , giderim. O anki heyecanı yaşamak . Vatan sevgisi çok farklı bir şey. Ölüm aklına gelmiyor. 7 Ocak 2010. Muratbey Mah.Faruk Akkalp ile ilgili başka bir gazinin anısı için bakınız: http://sinopsehitlervegaziler.com/haber_detay.asp?haberID=59 (Erişim tarihi: 30/07/2010)

İbrahim KARAASLAN “Karargahtaki subaylar oraları hep biliyorlardı. Daha önceden değişik kimlikle oraya sürekli gitmişler.”

Askere gidesiye kadar çiftçilik yaptım. 1974 Mart ayında muhabere olarak askere alındım. Ankara’ya oradan da İskenderun’a gittim. 18 Temmuz günü alarm vurdu. Hemen Mersin’e gittik. Erdemli Davultepe denilen ormanlık bir yere konuşlandık. Birinci Harekat başladı. Orada bir hafta kaldık. Bölüm bölüm gönderdiler. 1 Ağustos’ta bize sıra geldi. Erkin gemisiyle gittik. Girne’de çıkartmanın yapıldığı yere çıktık. Her taraf yanıyordu. Serdarlı tarafına Paşaköy’e gittik. Devamlı hareket ediliyordu. Bir yere varıyorsun. Mevzi kazıyorsun, arabaları gizliyorsun. Oradan başka yere. Muhabere kripto arabaları vardı. Haber merkezindeydik. Seyyar telefon hatları çekiyorduk. Üsteğmen ciple uçakları yönlendiriyordu. Üsteğmen Hikmet Taymes. Denizlili idi. 39.Tümen’in muhabere merkezi bizdik. Paşaköy’e, Serdarlı’ya girdiğimizde savaş devam ediyordu. Serdarlı yanıyordu. Girişte hastaneyi bile yakmışlar. Yanıyordu. Her tarafta EOKA-B yazısı yazılıydı. Subaylarda rütbe sökülmüştü. Bizden İzmirli Bekir vardı. Şehit oldu. Arabasına havan mermisi düştü. Çok büyük problem yoktu. Muazzam bir planlaması vardı. Karargahtaki subaylar oraları hep biliyorlardı. Daha önceden değişik kimlikle oraya hep gitmişler. Daha önceden hazırlık varmış. Tümen komutanımız Bedrettin Demirle idi. Kurmay Başkanı daha sonra Jandarma Genel Komutanı olan Teoman Koman’dı. Yarbaydı. Serdarlı’dan 2-3 km uzakta Lefkonik denilen bir yer vardı. Kilisenin içinde 150-200 kişi esir vardı. Birlik Serdarlı’daydı. Oraya göreve gittim. Gece dönemedim. Orada gördüm. Babam ziyarete geldi. O güne kadar oraya hiç gelen giden olmamıştı. Her taraf yasak. Bir yolunu bulmuş, gelmiş. 2-3 gün yanımda kaldı. Daha çatışmalar yeni bitmiş. Bize dediler bunlar nasıl geldi? Rumlardan kalma bir eve yerleştirdik. Komutanlar şaşırdı. Babamlara yardımcı oldular. Zaman zaman arama yapılıyordu. Üzerimizde sadece atlet, külot kalıyordu. Bir şey bulunursa sert ceza veriyorlardı. Bir köye girdiğinde Rum köyü mü ,Türk köyü mü, hemen belli oluyordu. Türk köyleri bakımsız. Rum köyleri bakımlı. Rum evleri düzgün. Ömrümde görmediğim şeyleri gördüm. Mesela her evin üzerinde güneş enerjisi vardı. Güneş enerjisinin ne olduğunu bilmiyoruz. Öğrendik. Ortalık düzeldikten sonra sivillerle iletişim başladı. Problemler de ortaya çıkmaya başladı. Bizim askerler “Biz sizi kurtardık “deyip marketlerden ucuz almaya çalışmışlar. Terhisimizde bize form dağıttılar. Kalmak isteyenler için. Orada kalan ,evlenenler oldu. Terhis olmuş. Birkaç gün sonra geri dönüp kalanlar oldu. Bugün aynı şey olsa giderim. 15 ay orada kaldım. Terhis olduk. Bunları pek anlatmadım. 16 Ocak 2010. Korucuk Köyü

Hüseyin SÖBÜ “Hastanedeyken İkinci Harekat başladı. Hastaneden kaçtım. Bölüğüme katıldım.Gazeteci Adem Yavuz’u ben dolaştırdım.”

Askere gidesiye kadar terzilik, berberlik, işçilik yaptım. Temmuz 1973’te Isparta’da dağ komandosu olarak askere alındım. Oradan Bolu Komando Tugayı’na gittim. 15 Temmuz’ da alarm verildi. Bolu’dan tam teçhizat ayrıldık. Yarbay İsmail Hakkı Bili’nin şöförüydüm. Kozmik büro komutanıydı. Çumra’da köylüler Kıbrıs olayını biliyorlarmış. Yolu kestiler. Yol kenarında kazan kaynatmışlar.

178

Page 179: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Yemek verdiler.19 Temmuz’ da Mersin Taşucu’ya geldik. Tuğay komutanımız Sabri Demirbağ idi. Tugayın bir kısmı 20 Temmuz sabahı Beşparmak Dağları’nın arkasına helikopterlerle intikal etti. Biz çıkartma gemileri ile çıktık. Girne sahiline vardık. Biz 24 Temmuz’da çıktığımız için bölge temizlenmişti. Kırnı köyü, Kömürcü, Gönyeli’de çatışmanın devam ettiğini öğrendik. Girne Boğaz bölgesinden Kırnı köyüne gittik. İkinci Harekat’ın bitimine kadar orada kaldık. İkinci harekat bittikten sonra Bellepalis Köyü’nün yakınında bir şatoda kaldık. Esirler bize geliyordu. Kamplara gönderiliyordu. Sivil esirlerin çoğu EOKA’cılardı. Sorgularda mücahitler tercüme ediyordu. Mücahitler bize Kırnı Köyü’nde dahil oldu. Sevkiyatlarda bulunduk. Silah yiyecek... Kömürcü Köyü’nde pusuya düştük. Havan ateşi yedik. Araba devrildi. Türk köylüleri beni hastaneye götürdüler. Boğazdaki Sahra Hastanesi’nde 12 gün kaldım. Karakuyu köyünden Macit Buruncuk’la karşılaştım. Bana iyi baktı. Hastanedeyken İkinci Harekat başladı. Hastaneden kaçtım. Bölüğüme katıldım. Topal topal 4 km gittim. Komutana çıktım. Esas birlik komutanımız şehit düştü. Üsteğmen Nermi Tonbul. Üsteğmenim çok değerli bir insandı. Lapta’da çatışmada şehit düşmüş. Albayıma yalvardım. Beni oraya gönderin diye. Albay beni bizzat kendi aracı ile götürdü. Lapta girişte pusuya düşürmüşler. Rumlar, cesedi bulamasınlar diye baş aşağı küpün içine atmışlar. Eoka’cılar . Askerlerimiz bulmuş. Küpü kırmışlar. Yatırmışlar. Üzerini örttüler. Aylarca unutamadım. Beşparmaklar’a yakın bir bölgede Bayraktepe denilen yer vardı. Orası Rumların elindeydi. Ele geçirildi. Ankaralı çavuşum Rum bayrağını indirip Türk bayrağını çekerken uçaksavar ateşi ile kolu koptu. Rumların silahlarının çoğu uçak savar ve moderndi. Mermileri de dumdum mermisi yani hedefte bir daha patlıyordu. Ayağımdaki botu 1,5 ay sonra çıkardım. Banyon yok. Tıraş olmadım. Gazetecilerin geldiği söylendi. Gazeteci arkadaşları gezdirdim. Adları Cüneyt Arcayürek diğeri ise Adem Yavuz idi. Beşparmak Dağları’na götürdüm. Adem Yavuz benim bir fotoğrafımı çekti. Şu an evimde. Adem Yavuz’un çektiği fotoğrafları Lefkoşa’da resim sergi sarayında gördüm.Yaklaşık bir hafta gezdirdim. Rum yığınaklarını incelediler. Daha sonra Rumlar tarafından vurulduğunu duyduk. Hasan Nazlı’dan Hüseyin Kurtuldu’nun şehit olduğunu öğrendim. 1975 yılında terhis oldum. Etkisi uzun yıllar sürdü. Savaş filmi seyredemiyorum. O günleri yaşamaya başlıyorum. Bugün aynı şey olsa giderim. Orada Barış Harekatı ile ilgili sinema filmi çekildi. Cüneyt Arkın, Fatma Girik, Süheyl Eğriboz. Bu filmde figüranlık yaptık. Filmin adı “Önce Vatan” idi. Bir Türkiye ve bir bayrağımız var. Yağma olayı olmadı. Aldığımız eğitim ve disiplin böyleydi.Ayrıca buna izin verilmezdi.10 Ocak 2010.Torbalı Alp Mah.Hüdai ALAN2 Ocak 2010. Arslanlar Köyü.

Hasan Nazlı “Esir düşen subaylarımızı bulduk. İşkenceyle öldürmüşler. Cesurum, geldik, aldık”Askere gidene kadar demirciydim. 1973 Mart’ta komanda olarak Eğridir’e oradan Bolu Dağ Komando’ya katıldım. 16 Temmuz gecesi alarm verildi. Bir gün öncesinden radyodan Kıbrıs’taki kaynaşmayı duyduğum için şüphelendim. 16 Temmuz sabahı Ankara- Konya üzerinden Mersin’e Ovacık bölgesine geldik. Ovacık’ta sadece biz değildik. Diğer birlikler de oraya gelmişti. 19 Temmuz gecesi saat 23.00 gibi bize açıklama yapıldı. Takviye komutanlar verildi. Hatırladığım tabur komutanı Yarbay Celal Eruç’tu Gece mermi dağıtıldı. Belirli bir dönem üzerimizde taşıyacak kadar. Bize üç gün hayatı idame eğitimi verilmişti. Salyangoz şöyle yenir, kaplumbağa böyle yenir. Bitkilerden yaprağı tüylü olan şudur, tüysüz olan şöyle yenir. Sabah 5 civarı helikopterlerin başına gittik. 40 civarı helikopter vardı. Yarbay pilot bize daha önceden almış olduğumuz bazı eğitimleri hatırlattı. Yani deniz üzerinde helikopteri terk etme gibi. Bize son anda bir başçavuş verildi. Bu eğitimi almamış. Pilot yarbaya soruyor:” Yarbayım deniz üzerinde vurulursak ne yapacağız?” Pilot yarbay: “Başçavuş, başçavuş askerin moralini bozma. Biz otomatik yatak açacağız.” Güneş henüz doğmamıştı. 45 dakika sonra Kırnı Ovası’na indik. Değiştirme alayımızın mevcut olduğu alana indik. Gönyeli’de bizim emniyetimizi almışlar. Beşparmak Dağları’ndan ateş açılıyordu. Askerlik boyunca aldığımız komanda eğitimi hep karşımıza çıktı. Bizim bölgeye bizden sonra paraşüt birliği geldi. Mücahitlerle buluştuk. Beşparmak Dağları’na yöneldik. İki saat sonra iki tane Yunan uçağı bize taarruz etti. Bizi arıyor. Biz kamufule olmuştuk. Önce bir evi bombaladı. Sonra su deposunu. İmdadımıza bizim uçaklar geldi. Biri düşürüldü. Diğeri de sanıyorsam Adana’ya indirildi. Haberini aldık. Dağa çok dik, iki şelale arasında emniyetimiz açısından muazzam bir yerden çıkmaya başladık. Santarollo Kalesi’ne çıkıyoruz. Rumların daha önce ele geçirdiği bölgeye “Cesurum, geldik, aldık” diye yazdık. Bu Makariyos’a

179

Page 180: Dizgi Askeri Tarih Kitap

verilen bir cevaptı. Buraları yıllarca muazzam tüneller haline getirerek mevziler yapmışlar. Biz buralara üç dört sefer baskın yaptık. Bayağı da zayiat verdik. Uyku yok. Yürürken gözleri açık uyuyorduk. Bu alan mücahitlerin eğitim alanıymış. İlk günün gecesi oraya ulaşmıştık. Biz mücahitlere güveniyoruz yorgunuz, onlar bize güveniyor. Uyumuşuz. Rumlar bizim oraya çıktığımızı gözetliyorlar, ama nerede olduğumuzu bilmiyorlar.Gece Rumlar sızma ile baskın yapmış. Sessiz ölüm dediğimiz olay olmuş. Nöbettekileri öldürmüşler. 20 kadar şehit vermişiz. O ana kadar şehit vermedik. Karakol binasına roket atmışlar. Makineli tüfek ile çıkanı tarıyorlar. Biz bu esnada kendimize geldik. Mevziye girdik. Bizi taramaya başladılar. Sıcak çatışma başladı. Kendi kendimize zayiat verdik. İstihbaratın olmayışı, ilk temas, baskına uğramamız bizi sersemletti. Gece batı cephesinden baskına uğramıştık. Sabah doğu cephesinden de baskına uğradık. Kırnı tarafından... Rum mevzilerinden de ateş ediliyordu. Her taraftan ateşe maruz kalıyoruz. Bir kaçış yerimiz var. O da Girne tarafı. Sarp insanın inmesi mümkün değil. Gece baskınında bizden de esir düşenler olmuş. Onlara yakın olanlardan. Biz bunlara karşı taarruza geçtik. Çemberi genişletmeye çalışıyoruz. Doğudan saldıran komando birliklerini dağıttık. Batı cephesine geçtiler. Şehitlerimizi bulmaya başladık. Benim gördüğüm otuzun üzerinde şehit, bir o kadar da yaralı olarak arabaya taşıdığım var. Mücahitlerden şehit olanlar da var. Bazıları tanınmayacak kadar yanık olanlar var. Esir düşen subaylarımızı bulduk. İşkenceyle öldürmüşler. Ağaçlara bağlamışlar. Vahşet! Tabur komutanımız “ Ben böyle bir hataya nasıl düşerim?” diye havan mermisi ile intihara kalkıştı. Ateşkes olduktan sonra ancak oradan ayrıldım. Ateşkes resmiyette vardı. Fiiliyatta yoktu. Rumlar ateş etsin rapor yok. Biz karşılık verelim akşam haberlerde dinlersin. Biz orda dağda kalan Rumlara karşı üç defa taarruz ettik. Her taarruzumuzu haber alıyorlar ve hazırlık yapıyorlar. Baktık ki oğlu Rum Milli Muhafız Ordusu içinde, kendisi ise mücahitlerin içinde askerlik yapıyor. O muhbiri bulduk. Rumlara haber sızdırırken yakaladık. Kıbrıs Türklerinden mücahit casusluk yapıyor. Rumlara haber götürürken yakaladık. Mesela taarruza kalkacağız. O bölgeye 15 dakika kala ateşe veriyor. Çalılığı ,makiliği ateşe veriyor, bizi oraya sokmuyor. Genelde gece baskınları yapıyoruz. Bunların ikmalini kestik. Bunlar başladı tim tim kucağımıza düşmeye. Bazen önce o taraftan kendi tarafımıza havaya ateş ediyorduk. Nasıl olsa Barış Gücü ses çıkarmıyor. Böyle böyle onları imha ettik. Bunlar ateşkesten önce oldu. Kazım Başçavuşumuz aslen oralı. Türkiye’de silahlı kuvvetlere katılmış. Halası orada. İkinci Harekat’ta Gaziveren bölgesine geldik. Lefke Birinci Harekat’ta Rumlara düşmüş. Barış Gücü bizi durdurdu. Anlaşma ile şehir teslim edilecek. Yolu kestik. 64 Şavrole taksi geliyor. Yanımızda mücahitler var. İçeridekilerin üzerinde mücahit elbisesi vardı. Tıraş olmamışlardı. Bunların Rum askeri olduğunu hissettim. Yanımda İstanbullu Baki Çavuş bir şeyler soruyor. Ben de onlara göz ucu ile bakıyorum. Yola dikildim. Taksi ağır rolante de geçiyor. Ben de arabaya göre yüksekteyim. İçeriyi kesiyorum. Ayaklarının altında miğfer gördüm. Bizim mücahitlerin miğferi değil. Rum miğferi. Arabaya durması için vurmaya başladım. Salağa yatıyor. Namluyu dayadım. Durdu. Başçavuş geldi. Durumu anlattım. Bunların Rum olduğunu söyledim. Başçavuş bir şeyler söyledi. Rum oldukları ortaya çıktı. O arabadan tam sekiz kişi çıktı. Dizdik. Titriyorlar. Bir kazma bulduk. Bagajı açtık. Silahlar ortaya çıktı. Barış Gücü teslim aldı. Lefke’ye yürümeye başladık. En çok yiyecek sıkıntısı çektik. Sekiz kişiye bir ekmek düşüyordu. Bolca keçiboynuzu yiyoruz. Bu bizi kabızlığa sevk ediyordu. Rum çekildi. Akşam ezanında Lefke’ye girdik. Biz girmeden Rum orada halkın arasına karışan mücahitleri katliama uğratmış. O kadınlar arabalarda bizlere sarılıyor, öpüyorlar. “Be kadın çekil işimiz var”. Dinleyen yok. Bırakın vazifemizi yapalım. Futbol sahasına topladıklarını saldık. Oradan araziye doğru yayılmaya başladık. Karanlık bastı. Mayından bubi tuzağı ihtimaline karşı durduk. İlerlediğimiz yol bakır madenine doğru vadi içerisinde kalan bir yol. Ele geçirdiğimiz yerleri piyadeye teslim ediyorduk. Ateşkes olduktan sonra Rumlar karşımızda mevzilenmeye başladılar. Kayserili arkadaşım vardı Ali. Dindar biriydi. Benim dürbünle Rum mevzisini izleye başladı. Rumlar yakın. Ali’ye porno dergi tutmuşlar. Bizim Ali adeta delirdi. Gece Ali makineli tüfekle o Rum mevziini taramaya başladı. Yanındaki de ateşe başladı. Subaylar geldi. Sızma var dedik. Rum mevzileri boşalmış. Tabur komutanı ateş açanın kim olduğunun bulunmasını istiyor. Bizden değil mücahitlerden şüpheleniyorlar. Bölük komutanından güzel bir dayak yedik. Ama arkadaşımızı ele vermedik. Ama olayı biz biliyoruz. Daha sonra Dipkarpaz tarafında baskın ve arazi aramalarında bulunduk. Çok sıkça gidiyorduk. Arama ve baskınlar gece oluyordu. Rum köyleri adeta boştu. Bizlerden zarar veya baskı görmeyince rahat ettiler. Daha sonra bu insanlar gittiğimizde su yemek ikramında bulunuyorlardı. Yağma olmadı. Bize ait olan bölgede arı kovanı buluyorsak bal çalıyorduk. Daha sonra Bufavento Kalesi’ne ihtiyata çekildik. Tarihi Ayaetomas manastırı (Ayios Ionnis Chrysostomos Manastırı) vardı. Eteklerinde 500-

180

Page 181: Dizgi Askeri Tarih Kitap

699 kovan var. Başladık gece bal çalmaya. Birkaç gün sonra duyulmuş. Tüm bölük gece bal çalmakta. Sabah içtimada herkesin yüzü gözü şiş. Tüm millet ishal. Revirdeki sağlıkçı tugaya haber ediyor. Koleradan şüpheleniliyor. Su tahlil ediliyor. Tahliller temiz çıkınca tugay komutanı Sabri Demirbağ geldi. Tabur komutanı bağırıyor: “Bal yemeyip de ishal olan öne çıksın. Kimse çıkmıyor. Ama o bal bizi kendimize getirdi. Bal çalmaktan dolayı adeta hepimiz arıcı olduk. Daha sonra o bölgeyi her hangi bir baskında, alarmda toplanma bölgesi yaptık. 15 ay kaldım. Oradan terhis oldum. Magosa’dan gemiyle geldim. Bizi oranın halkı çok incitti. İş başa düşünce aynı göreve giderim. Ama ora halkı için düşünürüm. Unutamayacağım bir olay var. Dağda iken ilk defa mektubum geldi. Şaşırdık. Eniştem yazmış.Diyor ki: “Sayın kayınçom, eğer şehitlik mertebesine erişmemişsen cevap yaz.” Yazalım da neye yazacağız? Kağıt yok, zarf yok. Dağdayız. Mektubun arka kısmında boş bir yer buldum. Yazdım. İki satır mesaj yazdım. Zarfı açtım. Tersine çevirdim. Mektubu içersine koydum. Çam ağaçlarından akan reçine ile yapıştırdım. Gönderdim. Mektup eve geliyor. Bir postacı abinin eline geçmiş. Bir asker mektubu. Kimi yeri açılmış. Reçine ile yapışmış. Zaten zarf açık. Okumuş, hislenmiş. Bana daha sonra bir mektup ve bir paket geldi. Postacı abi gönderiyor. Pakette bir o kadar zarf bir o kadar zarf. Hiç tanımadığım bir postacı. Duygu yüklü bir mektup yazmış. Tanımıyorum, bilmiyorum. Adresi kapalı. Bütün askere dağıttım. Çok uzun zaman param gelmedi. Daha sonra sterlin olarak maaş dağıtıldı. Baba fakir. Maaşla yetinmeye başladık. Bir daha para istemedim. Terhis için halamdan borç para istedim. Onunla terhis oldum. 8 Ocak 2010. Çaybaşı. Ergin Konuksever olmalı. (N.Çetin)

Hamza Ali BUĞDAY

Erdal UYGUN “ Botla yatıyorsunuz botla kalkıyorsunuz” Askere kadar mobilyacı çırağı olarak İzmir’e gittim. Askere gidene kadar oradaydım. 1973 yılında Isparta 40. Piyade Alayı’na askere alındım. Ancak orada 20 gün kaldım. Oradan komandoya ayrıldım. Eğirdir Dağ Komando Okulu’na gidip komando ve paraşüt eğitimi aldım.4 ay orada paraşüt kursu gördüm.Orada Kayseri Zincirdere mevkiindeki Hava İndirme Tugayı’na gittim.19 Temmuz akşamı birlikte Kıbrıs’a gideceğimizi söylediler. Sabaha karşı oraya çıktık. Gittiğimiz gün akşam yemeği yedik topladılar. Birliğin önünde ambalaj yapıyorlardı. Paraşüt atlayacak şekilde.Hazırlık gibi bir şeyler oluyordu ama biz farkında değildik.O gün akşam yemekten sonra birliği meydana topladılar.Orada komutan her şeyi söyledi. Sağ salim inişimizi yapacağız.Kıbrıs’a gideceğiz.Bir zorluk yok diyerek moral verdi.”Gazanız mübarek olsun” dedi. Biraz konuşma yaptı ama hatırlayamıyorum.Yemekten sonra hazırlandık.Hemen birkaç satır bir şey yazdık.Subaylarımız “Postaneye atarız.” dedi.Buraya mektup yazdık. “Biz Kıbrıs’a gidiyoruz, hakkınızı helal edin.” diye.Onlar da ulaşmış buraya.O gün sabaha kadar uyuyamadık.Oturduk arkadaşlarla sohbet ettik.Sabaha karşı toparlandık. 3- 4 sıralarında.Eşyalarımızı aldık. Sırt çantamız vardı.Silahlarımız vardı. Mermiyi havaalanında aldık.Oraya doldurmuşlar.Herkes alabildiği kadar mermi alsın dediler. Her tarafımı doldurdum.Bezin içinde uzun uzun bir şeyler oluyordu.Zor yürüyorduk zaten.Tüfek sırtımızda.Onu da bize öğrettikleri şekilde sırtladık mermilerimizi aldık.Birlikten gelirken taktığımız paraşüt...Uçak vardı.Arkası açılıyordu. Uçak 90 kişi alıyordu.Hep beraber birbirimize tutuna tutuna uçağa bindik.İşlemleri yaptık.Kancalarımız var uçağa geçiyor. Paraşütün kancası var.Gerekli işlemleri yaptık.Bindik.Kapılar kapandı.Çıktık.Kapının biri de açıktı. Kayseri Erkilet Havaalanı’nda tahminimce 50 uçak vardı.Çünkü havaalanına geldiğimizde bütün uçaklar sıralanmıştı.Nakliye uçakları arkaları açılıyor.Kapılardan alıyor.Kapattılar havalandık. Zaten hava da sıcak.20 Temmuz’da gittik, sıcaktı. Sabaha karşı Akdeniz’i görüyorduk.Sarı ışık yandı hazırlığımızı yaptık.Aradan çok geçmedi. Başladılar bizi sağlı sollu...Çift kapı ya, iki kapıdan da atlıyoruz .Bu taraftan o tarafa.Kapılarda subaylar var.Hepimizi attılar.Ama bir yandan da silah sesi geliyor,aşağıdan.Şimdi şöyle bir boğaz vardı.Bizim oraya başka bir yerden geçmiyor. Tek geçişimiz o.Bütün uçaklar oradan geçiyor.Orada yaralanan arkadaşlar oluyor.Kurşun paraşütleri deliyor.İpek olduğundan açılıyor.Bazı arkadaşlarımız iniyor.İnerken bayağı bir zayiat oluyor.Şöyle bir baktım ben aşağıya. Beş Parmak dağlarının aşağı kısmı buraları ova. Her tarafta paraşütle inenler var. O uçaklar nasıl boşalıyor.Örümcek ağı gibi.Birbirinin üstüne...Tabi uçak gitti..Bazı arkadaşlar paraşütle dolaşıyor.Bazı arkadaşlar yere çakılıyor.Eğitimdeki gibi olmuyor işte.İstediği gibi inemiyorlar.Bağırıyorlar aşağıda.Biz oranın yabancısıyız.Ben bir şey bilmiyorum.Ben de normal indim.Hiç unutmam paraşüt

181

Page 182: Dizgi Askeri Tarih Kitap

takılı kaldı çözemedim. Ormanda ağaçta takılı kaldı.İki tane de karşıda böyle sakallı iki asker.Ben nereden bileyim.Dedim Rum askerleri geliyor.Sonra karşıdan geldiler.Meğerse onlar mücahit askerleri imiş.. “Korkma, korkma!” dedi bana.Bağırdı oradan.Geldiler ellerinden bıçaklardan koparttılar.Paraşütleri düzelttiler.İndirdiler Rahatladım. Ateş açıldı. Sersemdim ben de.Bağıranlar oluyor.Yüzde yüz onlar yaralandı.Hemen mevzimi aldım orada.Sonra toparlandık.Zaten tanımadığım arkadaşlarla beraber olduk orada.Karmakarışık olduk. Bölük yoktu yani şimdi Bazı subaylar var.Tanımadım zaten. Birlikte subaylar değişti. Oraya gider gitmez akşamına zaten başka subaylar geldi.Bizim subaylar değişti.Yani subayları değiştirdiler. Takım komutanımız, bölük komutanımız hepsi değişti. Bizi topladılar.Sabaha karşıydı zaten. Beşparmak tarafına geldik.Orada bir temizlik oldu. Çatışmaya girdik. Beşparmak Dağları’nda.Oraları temizledik. Çatışma 1-1,5 saat sürdü. Şehit olan benim birkaç arkadaşım oldu.Yaralananlar oldu. İlerledik. 1-1,5 saat geçti.Temizledikten sonra çıkarma yaptılar.Görüyoruz. Beş Parmak Dağları temizlendi.Ondan sonra gemiyle çıkarma yaptı millet oraya.Uçaklar bombardıman yapıyor.Önden uçaklar üçlü üçlü geliyor.Onlar önce bombalıyor.Çok acayip mevziler var. Beşparmak Dağları’nda.Böyle betondan Türkiye tarafına.Betondan böyle akıl almaz mevziler yapmışlar.Böyle üçlü üçlü uçaklar geliyor.Bombalıyor.Arkadan bir 3 daha geliyor bombalıyor.Biz ondan sonra yürüyoruz.İşte oraya yürüdük.Ondan sonra gemiyle çıkarma yapıldı..Ondan sonra biz geriye gittik. O an Girne’ deki işimiz bitti. Beşparmak Dağları’nı temizledikten sonra çıkarma yapıldı. Tekrar biz geri çekildik. Beşparmak tarafından…Bayrak radyosu var.Lefkoşa tarafı var.Bizi oraya yönlendirdiler.Bir de orada bir havaalanı var.Uluslararası bir havaalanı var.Bizi oraya yönlendirdiler.Yunan alayının olduğu yer. Biz öyle temizleye temizleye oraya gittik.Ama şimdi gittiğimiz yerde köy gibi şehir gibi yerlerde yakaladıklarımızı geri teslim ediyoruz.Sivil halktan hiç öldürmek yok.Yani onlar gibi yapmıyoruz.Askerleri vuruyorsun ama yaşlı da olsa genç de olsa hepsini biz toparlayıp geri teslim ediyoruz. O gün işte havaalanına geldik.Bayrak radyosu vardı.Oralara ondan sonra valla bir bölgeye daha gittik.O gün orada konakladık. İlk gün konaklamada perişan bir vaziyetteydik, ama komutanlar olsun bizler olsun yorulmak falan hiç aklımıza gelmiyor.Ne ölmek geliyor aklına ne de başka bir şey.Ne bileyim bambaşka bir şey. Buradan giderken aldığımız peksimet gibi şeyler ve konserve vardı sırt çantasında.Onlarla idare ettik o gün.Ondan sonra ara ara geldi böyle konserve gibi...Takviye yaptılar. Bizim komando birliği devamlı ileriye,devamlı ileriye… Fazla durmazdık biz.Nereye gittiysek hep böyle koştura koştura. Temizlik yapıyorduk.Rum bölgesinde aldığımız yerleri temiz teslim ediyorduk. İlk gün şöyle bir dere yatağı vardı.Hiç unutmam koyun ağılları vardı.Dört tane samimi arkadaşım şehit oldu. Yemek yedik, su içtik, soluklandık.Dere yatağında su da varmış soğuk su.Artık onu da içtik.Ondan sonra sabaha karşı Girne’ye geldik.Tekrar oradan Küçükkaymaklı diye bir yer var.Küçükkaymaklı Büyükkaymaklı diye.Oraya geldik.Orada da savaştık.Orası çok kuvvetli geçti.Hayatımda böyle bir şey görmedim. Savaş diye bir şey görmemiştim hayatımda. Başımdan böyle bir şey geçmedi.Her tarafım böyle şey gibiydi.Tüfeğin ucunda süngü var. Orada taarruz gibi bir harekete girdik.Öyle bazı işte insan anladığı kadar böyle tuhaf oluyor.Askerleri dahi evlerin içinde yakaladık. En yoğun çatışmayı orada gördüm.İlerleyen günlerde İkinci Harekat var.O olay da Laçka tarafında oluyor.Birinci Harekat bu. Bizim artık yerimiz belli değil.Devamlı bir yerlerde istirahat ediyoruz.Öyle bir konaklayıp da yatıp uyuma diye bir şey yok.Adamlar öyle bir şey ki.Şöyle bir mevzi var, kafanı kaldıramazsın.Karşıki evlerden ateş geliyor.Nereden geldiğini bilemezsin.Yatıyoruz mesela mevzi gibi yerlere yatıyoruz.Böyle ateş ediyorlar oradan.Yani onların kendi bölgesi. Onlar kaçıyor, biz kovalıyoruz. Onlar bizim gibi değil hiçbir yerde durmazlar.Yani askerle çoğunlukla karşı karşıya gelemezsin.İmkanı yok. Bölükten 6 -7 kişi şehit oldu. Bizim bölük..70 – 80 kişi o civarlardaydı. O anda da ateşkes olmuş.Topladılar.Taburu topladılar. Birinci Tabur. Dördüncü Paraşüt Taburu bizim. Bizi topladılar.Hadi bakalım oradan kamyonlara bindik.Magosa’ya geldik.Magosa’da büyük liman var.Limanın dört tarafında da bahçelik bir yer vardı, biz hepimiz geceyi orada geçiriyoruz.Oturduk yemek yedik.Dinleniyoruz.Anlaşma, bir yandan da anlaşma oluyormuş.Cenevre’de mi nerede bir anlaşma o zaman.Saat 5 sıralarında bu anlaşma olmamış. Tekrar bizi buradan götürdüler geriye. Bizi tekrar bırakmadılar. Lefke bölgesine gittik.Lefke’de yolu kestik.Üç dört gün kaldık.Şimdi bazı araçlar var, kaçan oluyor.Yolu kestik.İki arkadaş o tarafta, iki arkadaş bu tarafta.Bir baktım karşıda Massey buldum.135 Massey Ferguson traktör.Oradan geliyor.Bizi görmüyorlar ama.Karısı var, bir çocuk var bir de kendi. Bunlar Rum’du.Yanaştı yanaştı.Hemen yola çıktı..Durdurduk motoru.Biraz eşya almışlar motora.Evi falan bırakmışlar.Gidiyorlar. Başka yere Güney’e gidiyorlar.Durdurduk.Adam başladı

182

Page 183: Dizgi Askeri Tarih Kitap

titremeye.Karısı adamın arkasına yapıştı.Bağırıyor, korkuyor.Çocuk var.Yani kendileri gibi bizi de öldürecek sanıyor.Onlar biliyor kendi yaptıkları zulmü.Adam oradan torba çıkardı.Kolundaki saati çıkardı.Alın bunları diyor.Oradan parayı çıkardı.Nafaka nafaka bu diyor..Şimdi parayı biz alacağız sanıyor.Bu diyor nafaka nafaka diyor.Almış götürdüğü yerde harcayacak. Torba gibi bir şeyin içindeydi.Onu sakladı.Çocuk var orada, çocuk annesinin arkasında.Böyle yalvarıyor. Motoru çektik oraya.İndirdik götürdük arkaya teslim ettik.Onlar olsaydı hepsini kurşuna dizerdi orada. İkinci Harekat oldu.14 Ağustos’ta başladı.13’ünde biz oraya gelmiştik 14’ünde tekrar başladık biz. Hiç durmuyoruz.Arkadan piyade geliyor, temizlik yapıyor.Biz devamlı savaşarak gidiyoruz.Uçaklar bir taraftan bombalıyor.Arkadan bizim topçular var mesela arkamızda onlar bir yandan top atışı yapıyor. Kaçan kaçıyor.Kaçamayanı yakalıyoruz ,teslim ediyoruz arkaya.Hani öyle bir tane vicdanımız için ne bir yaşlı insan ne bir çoluk çocuk vurmadık hiç.Hep teslim ettik arkaya.Ama onlar öyle değil işte.Onlar köyleri olduğu gibi yok etmişler. Katliam yapmışlar köyde. Cesetler kokuyor sıcak temmuzda. Meydanda yani hepsi.Onlar yaşlı genç dinlemiyor.Çoluk çocuk ne varsa vurup kıyıp geçiyorlar.Yani giderken ne ev bırakıyorlar yakılmadık ne bir şey.Her tarafta önümüze kattığımız zaman.Çoğu evde yangın çıkıyor. Yakıyorlar yani. İkinci Harekat da aynısı yani.Lefke tarafına gittik biz.Lefke tarafı da aynı.Aynı o birinci olduğu gibi.İkincide de aynı şeyi yaşadık.Ama tabii biz öyle bir şey görmediğimizden gayet sersemledik.Yani normal hayatta böyle bir şey mi gördük?Bizim mesela eskiden orada yerimiz varmış. Eski yerimize geldiğimiz zaman orada durduk.Yeşil hat diyorlar oraya.Yeşil hat oralara geldik.Orada kaldık. Yerleri kontrol ediyoruz hep Rum evi.İçerilerde asker var mı?Yabancı insan var mı diye.Bütün oranın yerli Rumlarını teslim ettik. Tekrar Girne’ye geldik biz.Girne’ye geldiğimizde deniz kenarında şöyle bir mahalle vardı.Büyük bir mahalle vardı.Biz beş arkadaş bir yerde. Tabii o zaman birlik yoktu.Biz bir yerde, aşağıda da deniz kenarında oteller vardı.Kimi bölükler otellere gitti.Biz de aşağıda o evlerde kaldık beşer kişi beşer kişi.Evlerde.O böyle ana yol vardı.Ana yolda nöbet tutuyorduk.Arada bir eğitim yapıyorduk.Aşağı yukarı dört ayımız da öyle geçti. Banyoyu Girne’ye geldik, ta o zaman yaptık.Bir buçuk ay sonra banyo yaptık. Parmaklarımın uçları vıcık gibi olmuş botun içinde.Botla yatıyorsunuz, botla kalkıyorsunuz. Hayatımda yaşamadığım şeyleri yaşadım.Bizim her iki üç günde bir yoklama yapılırdı. Aranırdı. Soyunurduk.Şort atlet kalırdık.Elbiseleri bırakırdık oraya.Yirmi adım öne geçerdik.Kontrol olurdu.Haftada bir sefer yani olurdu. Komando birliği çok titizdi.Çok disiplinli bir birlik.Orada kalma şeyi söylediler.Buradan da istemediler.Mesela ben çiftçiyim.Orada 20 dönüm limon bahçesi,portakal bahçesi çok.İstediğin yerden bahçe veriyorlar.Ama 5 sene kalmak mecburiyetindesin. Oradan korktuk biz. Her an bir şey olabilir diye.Benim de kalmak canım istemedi. Magaso’ya geldik tekrar.Girne’den Magosa’ya gittik. Mersin’e indik.Mersin’de yürüyüş yapılacakmış. Bütün millet çıkmış dışarıya.Bekliyor.Ne kalabalık ne kalabalık.Şimdi ilk buraya dönen de biziz.Millet yollara dizilmiş.Aşağı yukarı orada iki saat yürüyüş yaptık. Tam tesisat.Hiçbir şeyi ellemeden.Sırt çantası.Çadırımız arkamızda.İki saat kadar bir yürüyüş yaptık, sonra tren garına geldik.Müthiş yoğun ilgi. Tren geldi.Oradan trenlere bindik.Doğruca Kayseri Hava İndirme Tugayı’na.Tekrar birliğimize. Oradan terhis oldum. Hayatımda böyle bir şey yaşadığım için çok mutluyum. 3 Ocak 2010.Karakuyu .

Çetin GÜMÜŞ”Sabaha karşı geri dönüşün olmadığını anladık. Savaşmak güzel, onur verici bir şey.”

Askere gidene kadar çiftçilikle uğraşıyordum. 1974 yılının Mart ayında askere gittim. Sınıfım piyade. Acemi birliğini Antalya 70. Piyade Alayı’nda yaptım. Oradan Hatay Dörtyol’a şoför eğitimine gittim. Usta birliğini Adana Osmaniye’de yaptım. Kıbrıs’a gideceğimiz belli değildi. Temmuz ayının 17-18’ inde öğleden sonra bir alarm vurdu.Toparlandık, bindik araçlara; Mersin’e doğru yola çıktık.Bir gece Mersin’de kaldık. Bir gece alarm çaldı. Araçlarla gittik, gemilere bindik. O gün gemilerle dolaştırdılar bizi. Akşamüzeri tekrar geriye çıktık. Ertesi gün tekrar bir alarm vurdu, geri araçlara bindik. Çıkartma gemilerine sabah 11-12 gibi bindik. Kıbrıs’a yaklaşınca sabaha karşı komutanlar bilgi verdi.Ondan önce bir limanda Alay komutanımız İbrahim Karaoğlanoğlu konuşma yaptı.Çıkartmadan bahsetti.Sabaha karşı anladık biz artık bir dönüşünün olmadığını. Bir çıkarma gemisine bir bölük biniyordu. 220 kişiye yakındık. Uçaklar sabaha karşı geldiler.Zaten çıkartma yapacağımız yer gözüktü. Beklemeden direk çıktık. Bizden önce deniz piyadeleri çıkmış. Sonra biz çıktık. Biz sahile çıktık.Şimdi şehitliğin olduğu yere. Bize ateş açılmadı o anda.Çünkü uçaklar devamlı yamaçları

183

Page 184: Dizgi Askeri Tarih Kitap

bombalıyordu.Çıktığımızda su seviyesi dizlerimize geliyordu. Gemi baya yanaşmıştı. Ben bölük komutanının aracını kullanıyordum. O arıza yapmıştı yolda giderken. O Türkiye’de kalmıştı. Ben araçsızdım. Gemide mermi dağıtıldı. Beş şarjör dolu vardı zaten. Birde kuşaklarla dağıtıldı. Kuşaklarda 60-100 tane mermi vardı. Çıktığımızda silahlarla yürüdük tepeye kadar. ilk sıcak temas akşamüzeri Beşparmak Dağları’nda oldu. Uçaklar dağların yamaçlarını bombalıyordu. Albay çıkartmanın 2.günü akşamüzeri vuruldu. Görmedim, biz uzaktaydık. Havan top mermisi düşmüş yanına. Bölük komutanı kıdemli üsteğmendi onun yerine yüzbaşı geldi bizim bölüğün başına.İlk gün bizim bölükten pek şehit olmadı. Yaralanan oldu. Yaralılara sıhhiyeler geliyordu. Aşağı indiriyorduk. Çatışmada düşmanı pek göremiyorduk. Orası ormanlık olduğu için havan atışı yapıyorduk. Gündüzleri pek çatışma olmuyordu. Uçaklar bombardıman yapıyorlardı. İlk gün bize bıçak verdiler. Dağın yamaçlarına çıktık. Bayağı yukarı kadar. Tanklar sonradan geldi. Olduğumuz yerde kaldık, geceyi orada geçirdik. Su kuyular vardı, suyu oradan alıyorduk. 2. gün orada da kaldık, birlikleri düzenledik. Zirveye kadar çıktık. Dağda sivil kıyafetli askerleri esir aldık.Köylerden de gençlerden falan aldık. Bizim olduğumuz yerde mücahit yoktu.Onlar arka taraflardaydı. Ateşkese kadar o yamaçlarda kaldık. Sonra indik toplandık, araçlarla iç kısma geçtik. Lefkoşa tarafına. Köylerde tarama yaptık. Bazı evler boştu. Bazı insanlar duruyordu. Önceleri sıcak yemek verilmiyordu ,sonradan başladı. Yılmazköy taraflarında 2. Harekat’a kadar bekledik. 2. Harekât’ın başladığında emir geldi. Sabaha karşı alarm verildi. Taarruza geçtik, havan atışı yaptık. Yılmazköy’ün berisindeydik. Yılmazköy’ü geçtik, havaalanına kadar gittik, sonra bizi geriye çektiler. Havaalanı ortada kaldı.İlk çıkartmada yiyecek sıkıntısı çektik. Aileme İkinci Harekat’tan sonra mektup gönderdim. Kâğıt falan yoktu. Sigara kağıdına yazıp gönderdim. Özet olarak yazdım. “Beni merak etmeyin, iyiyim.” dedim.Zaten küçük olduğu için fazla bir şey yazamadım. Mektubu yazdıktan 15 gün sonra ailemden mektup aldım. Türk evleri kerpiçten yapılmıştı. O zamanlar buralarda güneş enerjisi yoktu. Rum köylerinde vardı. Biz sonra köylerdeki evlerde kaldık. Araziyi taradık, patlamayan mermiler imha edildi, Çürük evler sayıldı. Ondan sonra siviller yerleşti. Kız isteme olayı oldu. Bir asker ve bir kız sürekli kaçıyorlardı. En sonunda kaçmasın diye kızı istediler. Bölük komutanımız Yüzbaşı Yavuz… soyismini hatırlamıyorum. İyi davranırdı. Zaten savaş anında rütbeler söküldü, hepsi er oldular.Esir düşerlerse bir şey olmasın diye herhalde. Gittiğimiz yere bayrak dikerdik. 15 ay kaldım. Oradan terhis oldum. Hala daha çiftçilik yapıyorum. Tekrar bir karışıklık veya harekât olsa giderim.15 ocak 2010 . Pamukyazı.

Cemil TUNAY754 “Bölük komutanımız Yüzbaşı Korkut Eken’di. Köylere girdiğimizde manzara korkunçtu”

Askere gidesiye kadar tütün tarlalarında çalıştım. 4 Mart 1974’ de önce istihkam olarak askere alındım. Oradan Kayseri hava İndirme tugayına seçildim. 19 Temmuz gece yarısı alarm verildi. Kıbrıs’a gideceğimiz söylendi. Hazırlandık. Bizim paraşüt eğitimi tamamlanmamıştı. Mersin’e otobüslerle gittik. Ovacık’a vardık. Bizi 20 Temmuz sabahı helikopterlerle Kıbrıs’a taşıdılar. Öğlen civarı. Bu arada Girne tarafında çıkartma oldu. Helikopterler sürekli asker taşıyor. Bir helikopter filosu 4- 5 helikopterden oluşuyordu. Adaya yolculuk 45 dakika sürüyor. Bir helikoptere 10 kişi bindik. Ortasına mühimmat konuyor. Boğaz’a indik. Kıbrıs’a yaklaştığımızda aşağısı duman içindeydi. Dağlar yanıyordu. Ekin tarlaları ateşe verilmişti. Bombardımandan dolayı yanıyordu. Vurulan helikopter olmadı. Yere 1 m. kala atladık. Mücahitleri daha sonra gördüm. Sıhhiye taburunun yanındaki keçiboynuzu ağaçlarının altına gizlendik. Rumlardan ateş geliyordu. Havan ateşi ile dövmeye başladılar. Üçüncü havanda bulunduğumuz yere havan düştü. Arkadaşlarımızın çoğu şehit oldu. Arazi yayılmaya uygun değildi. Açık arazi. 5-6 arkadaşım orada şehit oldu. Bir tanesinin adını hatırlıyorum. Adana tarafından Adnan Damar. Piyade arkadan geliyordu. Yaralıları onlar topluyordu. Biz topluyorduk. Oradan Lefkoşa yönüne yöneldik. Devamlı hareket halindeydik. Başımızda tim komutanı teğmen vardı. Ateşe karşılık verdik. Bazen görerek, bazen tahmini. Daha sonra Magosa tarafına geçtik. Sivil esir aldık. Köylere tarama yapıyorduk. Evlerden ateş açılıyordu. En çok zayiat vermemizin sebebi yerin acemisiydik. Aynı bölüğün içinden birbirimizi kaybettik. Kimisi piyadenin içine karışmış. O ortamın içinde irtibat sağlamak mümkün değil. Köylere girdiğimizde manzara korkunçtu. Rum gençler cepheye gitmiş. Geride çoluk çocuk yaşlı kişiler kalmış. Onları kiliseye bırakıyorduk. Sivil esirlerin toplanma yeri kiliseydi. Köylerin Türk mü Rum mu olduğu karşıdan belli

754 17 Ocak 2010. Demirciköy.

184

Page 185: Dizgi Askeri Tarih Kitap

oluyordu. Bakımsız kerpiç evler Türklerin. Rum evleri muazzam bakımlı. Bir köyün emniyetini aldıktan sonra araziye çıkılıyordu. Biz o yeri piyadeye devir ediyorduk. Göğüs göğse muharebe olmadı. Cephe şeklinde oldu. Şehit arkadaşlarla uğraşmamızın mümkünatı yok. Yoksa bizde vurulacağız. Bizim sorumlu olduğumuz yer açık alan. Banyoyu unuttum. Sakallarımız hacı sakalı haline geldi. Birinci harekat bitiminden sonra dinlendik. Yağma olayı olmadı. Ancak açlık çektiğimizde bakkal dükkânlarında evlerde bulduğumuzu yedik. Subaylar er gibiydi. Rütbeleri yoktu. Yunan uçakları bizi sıkıştırdı. Makineli tüfek ateşi açtı. Uçaklarımız yetişti. Bizim arkamızda beyaz yer bezleri vardı. Dikiliydi. Harekat bittiğinde Rumlardan boşalmış evlerde kaldık. Sonra bir ay Beşparmak Dağları’nın zirvesinde Rumlardan kalma bir yerde kaldık. Bölük komutanımız Yüzbaşı Korkut Eken’di. Çok değerli çok titiz biriydi. Temizliğe eğitime disipline önem verirdi. Bolu dağ komandoları geldi. Beşparmak daha önceden mevzilenmiş. Dağlardaki mevzileri ekseriyetle uçaklar susturdu. Rumlar yıllardan beri hazırlığını yapıyormuş. Muazzam mevziler yapmışlar. Ön tarafından bir mazgal deliği. Makineli tüfek için. Mücahitleri ikinci harekatta gördüm. İkinci harekatta cephe savaşı oldu. Direniyorlardı. Şu anki yeşil hatta kadar gittik. Aşmışız. Geri çekildik. Ateşkesten sonra Girne’ye geldik. Sahilde büyük otele yerleştik. Salamis Oteli. Uzun süre kaldık. Eğitime devam... Sızma yapılmadı. Ancak birinci harekattan sonra bir gece bizim içimize sızma yapıldı. Çarpışmadan sonra 6-7 kişiyi ele geçirdik. Geriye gönderdik. 7 ay sonra tekrar Kayseri’ye geldik. Üç ay sonra eve mektup gönderdim. İletişim yoktu. Kayseri’de kalan eğitimlerimize başladık. Atlayışlar başladı. Bu gün yine aynı şey olsa giderim. O zaman yerin acemiliği vardı. Şimdi yerini yurdunu biliyorum. Etkisi uzun yıllar devam etti. Uykudan bağırarak uyanırdım. Rüyalarıma girerdi. Çatışma, arkadaşımın ölümü…

Celalettin KIVILCIM755. “İbo abi, sen napıyon dedim, savaşın içine geliyon? O hücum anında Hüseyin vuruldu.”

Askere kadar çiftçiydim. 1974 senesinde Mart ayında asker oldum. Sınıfım piyade. Acemi birliği Samsun 56. Piyade Alayı oradan Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Ankara.Ankara'dan da 20 Temmuz sabahı Kıbrıs'ta olmak üzere Mersin'de.Bir ay kadar ya kaldım,ya kalmadım ondan sonra Kıbrıs'a seçildik ve gittik. Ankara'dan İskenderun'a trenle gittik.Ben trenle gitmedim.Önce Torbalı'ya uğradım, sonra gittim.Anayı babayı bir göreyim dedim.Aslında arkadaş istedi o dedi ''Gidelim benim eşim yeni doğum yapacak, çocuğum olcak onu göreyim'' dedi.Onun için geldik . Arkadaşım Hüseyin Kurtuldu idi. Torbalı'dan. Şehit oldu orada kaldı o arkadaş.Biz Hüseyin ile beraberdik. Yanımda zaten benim solumda vuruldu.Sol tarafımda (yanını göstererek) şuradan girdi bir kurşun. Kıbrıs'a çıkartma yapılacağı Mersin'de söylediler. Otobüslerle falan asker geliyordu Osmaniye'den. Biz de o arada gelirken “ya nereye gidiyoruz“ diye soruyoruz arkadaşlar arasında. Onlardan biri “ya Kıbrıs’a çıkartma yapılıyormuş savaş varmış oraya gidiyoruz” dedi.Geldik Taşucu’na. Bize mermileri ve silahları Mersin’de dağıttılar. Silahım G1’di. El bombasını o anda vermediler bize.Daha sonra biz çıkartma yapmaya başladıktan sonra verdiler. 20 Temmuz sabahı ilk çıkartmadanız ilklerdeniz. Biz Tunalı gemisi ile gittik.Orada denizin ortasında kaldık.Oradan çıkartma hücum botlarına aktarıldık ve hücum botlarla vardık. Onlarla Beşparmak Dağları'nın eteklerine Girne'de çıkış yaptık. Sabah saat aşağı yukarı 8-9 sıralarıydı. Uçaklar bombalıyordu zaten o sıralarda. Biz bekliyorduk.Uçaklar bombardıman yapıyordu. En önce uçaklar vurdu sonra biz çıktık. Bir boy suyun içindeydik. Aşağı yukarı boynuma kadar geliyordu su. Hatta tüfekleri havaya kaldırıp da geçtik.Mermiler su aldı zaten.Ateş edemiyorsun.Daha sonra biz onların kendi silahlarını aldık.Onların mermilerini kullandık. Beşparmak Dağları’ndan çok yoğun ateş oldu bize. Direk dağa doğru ilerledik.Orada aşağı yukarı 2-3 gün kaldık. Albay vardı. İbrahim Karaoğlanoğlu Rumlardan temizlenen evlerde saklanmışlar sanırım arama esnasında vurulmuş diye duyduk biz. Bizim bölük bitti. Zaten çok ölen oldu. Genellikle ilk şehitlerimizi Beşparmak Dağları'nda verdik. ilk gün verdik. Sonraki günlerde de verdik çatışmalarda.Daha sonra ikinci üçüncü günü mü ne Türk askeri birbirimizi vurmuşuz. Yanlışlık olmuş.Orada çok zayiat verildi.Mesela biz dağa doğru ateş ediyorduk. Rumlar aşağıdan vuruyormuş yukarıdan da geliyordu ateş sonra bir baktık Türk bayrağı yukarıda yanlışlıkla birbirimizi vurmuşuz. Dağın tepesine çıkmadık ama eteğinden doğuya doğru yürüdük. Gece oldu mu olduğumuz yerde kalıyorduk. Mevziyi kazıyorduk. Ertesi gün sabah tekrar bize deniliyordu. İşte taarruza kalkılacak.

755 5 Ocak 2010. Ayrancılar.

185

Page 186: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Uçaklar gelecek. Önünüze kırmızı tarafı yukarı gelecek şekilde bezlerinizi serin. Bezleri serdik. Oturduk emre kadar taarruz emri verilince hücum silahlarımızla yine taaruza kalktık. Karşıdan dediler: “Makaryus'un evi burası”.Biz o yoldan 3-4 gün sonra toplandık.Dediler Türk askeri ele geçirmiş oraları. Beşparmak Dağları'nın eteğini.Yürüdük gece boğaza doğru. Asfalt boyunca sağlı sollu Boğazköy var hemen Beşparmak Dağları'nın altından oraya gittik.Oradan Dikoma'ya geçtik. Mevzilerde yatıyorduk.Gerçi zaten yatma uyuma yok.Sabaha kadar bütün gece yol yürüyoruz.Sonra hemen portatif kazma küreği çıkaran mevzi kazıyordu.Kazıyorsun kazabildiğin kadar.Onun içinde sabahlıyorsun.Uyumak yok. Rumlar taarruz açar diye. Biz evleri tarama yaptık. Herhangi bir şey var mı diye. Kendim de gittim bizzat. Ben yağma olayı duymadım. Dikoma'ya geldik. Dikoma'dan aşağı yukarı 1 hafta 10 gün sonra biz Yılmazköye… Oradan Lefkoşa'nın Gönyeli Köyü vardı.Türk ismiyle Eskikuyu onun önünde de Rumların diliyle Gremeskos Sokağı vardı oraya yerleştik. Hüseyin Kurtuldu yanımdaydı. Evet beraberdik.Gremeskos Sokağı'ndaki verilen taaruzda Hüseyin şehit oldu. 14 Ağustos'ta komutanlar: “Asker arkadaşlar kimse yerinden kımıldamasın”dedi. Zaten bize devamlı olarak oradan ateş ediliyordu.Biz kendimizi koruyorduk. Ateşkes olmasına rağmen onlar ateşkesi dinlemiyordu hiç.Bize sürekli ateş ediyorlardı.Biz karşılık vermiyorduk ama. En son işte dayanılmaz olunca komutanlarımız dedi ki biz de taarruza kalkalım biz de bunlara cevabını verelim.İşte 14-15 Ağustos'ta da Rum Birliği Muhafız Alayı'nın orada taarruza kalktık.İşte arkadaşımız Hüseyin orada şehit oldu.1-2 günde orada şavaştık.Orada da zaiyat verdik. En çok zaiyatı orada verdik. Düzlüktü zaten ama mağara gibiydi. mevziler üstte biz altta .Adam yerin altından kaçıyor.Oymuş yeri. Beton dökmüş, toprak yığmış.O arada da seni hedef alıp atıyor. Hüseyin'in şehit oluşu işte beraberdik.Taarruz emri verildi.Sabaha karşı namazdan sonra bize emir geldi.Bezleri çıkardık çantadan.Kırmızı taraflarını öne serdik taaruza kalkacağız.Uçaklar gelecek önce bombardıman yapacak.Bize yardım olsun diye.Tanklar gelecek görsünler diye.Sonra uçaklar geldi saldırı yaptılar ondan sonra bize hücum emri verildi.Biz kalktık. Kalktıktan sonra 100 metre ya gittik ya gitmedik. Sabah 6-7 civarı. Benim arkadaş “yandım Allah” dedi.Baktım sağından vurulmuş. Boşluktan soldan patlamış. Hüseyin düştü.”Hüseyin” falan dedim. Ben yani kurtaralım falan gibilerinden. Üsteğmen vardı rütbelilerden ''kalk dedi sen de mi vurulcan?'' O hücum anında Hüseyin vuruldu. Hüseyin falan dedim ben. Üsteğmen dedi ki “kalk işte sen de vurulcan” dedi. “Acımayacaksın” dedi. “Burası savaş alanı” dedi. “Burada acı yok” dedi. “Yürü!”Ben de yürüdüm artık.Yoksa dedi ki ben seni vururum çabuk yani hedef veriyorsun Rum'a.Kalktık hücum ettik. Gittik. Tam akşam oldu. Ateşkes oldu. Geriye döndük. Dediler ki işte herkes şehidini toplasın. İşte ben tekrar Hüseyin'in yanına gelince Hüseyin zaten bir havan topu daha yemiş, yanmış.Üsteğmen de künyesini aldı.Ben de cüzdanını aldım.Dedi bildirilecek ilgili yerlere. Cüzdanı ben aldım.Benim yanımdaydı çünkü.Yaşar Kelle’yi de tanıyordum zaten.Biz onunla Ankara'dan beri samimiydik.Aldım üsteğmene verdim hatta künyesinin birisini ağzına sıkıştırdık.Kimliği bu diye.O şekilde aldık etleri geliyordu elimize yani.Yanmış vaziyette.Aldık ambulanslara. Ambulanslarla biz gitmedik tabi. Hedef belliydi. Düzlüktü. Attığını vuruyordu adam. Bu sağırlar dilsizler okulu bombalanmış diyorlar. 14-15 taarruzunu geçirdikten sonra biz orada kaldık.Ondan sonra işte bize bir çorba gelmeye başladı. Sadece bu arada savaş olurken Mehmet Sevinç'in babası geldi oraya ziyarete. Mehmet'in yanına gitmiş Mehmet'i falan bulmuş.Doğru benim yanıma geldi bir askeri jiple. Ben şaşırdım arkadaşlar dedi ki “Celaleddin baban geldi.” ”Ulan” dedim. “Benim babam nasıl gelecek buraya?” Bir gördüm İbo abiyi rahmetliyi şaşırdım tabi.”Ulan İbo abi sen napıyon” dedim. “Savaşın içine geliyon?”Kurşun yersen falan derken “bir şey olmaz” dedi. “Ben geldim sizi ziyarete.”Sonra oturduk. Bir iki saat kadar konuştuk.Yarbay dedi “Celaleddin oğlum babanı dedi yolcu et.” “Bindirelim jipe bunu Lefkoşa'ya ya da Magosa'ya kadar yolcu edelim yoksa bu sakat.” Dedim: “Abi sen kusura bakma seni kovalamış gibi olmasın.Savaş yeri burası her an emir falan gelebilir.Ben seni nerede koruyacağım.Sen git” dedim.Hemen oradan ben onu aldım.Yayan asfalt vardı. Böyle alttan asfalt geçiyordu oraya kadar götürdüm.Hedef vermemek için yani düzdeyiz ya biz.Açığa dereye indik. Oradan yolcu ettim.Jipe bindirip gönderdim.Gece çatışma bitiyordu. Ateşkes oluyordu. Herkes şehidini topluyordu. Defin ediyordu.Gönderiyorduk yani. Biz gitmedik. ama Boğazköy'de şehitlik mezarlığına defnediliyordu. Sağırlar dilsizler okulunda bayağı bir kaldık. Orada gözetleme mevzileri falan yaptık. Oradaki Rum Milli Muhafız Alayı’na taarruza girdik. Orayı yok ettik.O askerlerin hepsini… Daha sonraları taciz ateşi yaparlardı. Biz cevap vermezdik. Daha sonra terhis oldum.

186

Page 187: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Abdullah AKAD756 “Bizi üç ay Beşparmak’ta unuttular. Ölmedin mi savaş güzel. “Oğlumun kokusu senin üstünde”

Askere gidene kadar çiftçilik yaptım.1973 Yılının Ağustos ayında jandarma komando olarak askere alındım. İlk görev yerim Hozat. Hozat’ta görev yaptıktan 40 gün sonra İzmir Foça’ya geçtim. Orada 4 ay eğitim gördüm. Oradan Siirt ve Batman’a gittim. Harekata Batman’dan katıldım.Nakliye uçaklarıyla bizi Adana Havaalanına indirdiler. Kıbrıs’a gideceğimiz söylenmedi. Rahatsız olanlar ayrılsın dediler. Bin kişiden 800 kişi kaldık. Bizi Adana havaalanına indirdiler. Oradan otobüslerle 22-23 Temmuz’da Ovacık’a götürdüler. Silahımız G3 ve A4’ dü . Ovacık’tan helikopterlerle bizi Kıbrıs’a çıkardılar. Bir helikoptere 9 kişi bindik. 45 dakikada Kıbrıs’a vardık. Sabaha karşı varmıştık zaten oraya. Gökçenler Köyü’ne. Ercan Havaalanı’nın karşısına. Yunan askerleri bizi görüce üzerimize ışık mermisi atmaya başladılar. Beşparmaklara yöneldik. Bizi mücahitler karşıladılar. Çünkü onlar araziyi biliyorlar. Bizim subaylarımız bilmiyorlar.İlk gün şehit vermedik. 2.harekata kadar orada kaldık.14 Ağustos sabahı 2. Harekata bize geri çekilin talimatı verdiler. Biz geri çekildik. Uçaklar bombardıman yaptılar. O anda çatışmaya girdik. Serdarlı, Çınarlı. Beşparmaklarda buruna kadar biz topladık. Şehit oldu arkadaşlarımızdan bazıları. Denizli’den Osman Ilgan . Kızılcahisar'dandı. Sivas’tan Lütfü (soyadını hatırlamıyor) , Yozgat’tan, Kayseri’den şehitler verdik. Kayserili arkadaşım sırt telsizcisi idi. Ateş hattı 50 m. Mevzimiz yok. Uçakların çok faydası oldu. Evlere girdiğinizde evlerde genelde yaşlılar vardı. Samanlıklara saklanmış. Mücahitler Rumca anons yapıyorlardı. Kiliseye topluyorduk.Gençler savaşa gitmişlerdi.Bizim tabur komutanımız Binbaşı Bedris Tuncer esir düştü. Beşparmak'ta. Yanlışlıkla Rum bölgesine giriyorlar. Binbaşı postası ve şoförü esir oluyorlar. Değiştirmede geri geldiler. İşkence yapmışlar . Sonra bizim bölüğümüz 1. harekatta 39. tümene 2. harekatta 28. tümene bağlıydı. Tümen komutanı Osman Fazıl Polat . 2. Harekatta Magosa’ya kadar girdik. Rumların mevzileri betondan. Üç koldan ateş yiyorduk. Önden ve yanlardan. Mermi sıkıntısı çekmedik. Şehit olan arkadaşların mermilerini de alıyorduk. Askerler genelde kimi kafasından kimi ayağından kimi karnından vuruldu. Uçaksavarlarla vurdular. 2.harekat 3 gün sürdü. 4. gün ateşkes haberi geldi. Türk ve Rum köylerinden esir toplamaya başladık. Esirler önce Serdalı’ya sonra daha geriye gönderiliyordu. Piyade arkamızdan geliyordu. Yanımızda bisküvi falan vardı.Bizi unuttular 3 ay . Bizde Rum köyünden tavuk , tavşan alıyorduk. Onları pişirip yiyorduk. 30 Ağustosta Ankara'ya gösteriye gideceğiz bizi dağdan indirdiler. Uzun boyluları seçtiler. Gemiyle Ankara'ya geldik. Halk bizi çok güzel karşıladı. Bugün böyle bir şey olmuş olsa giderdim. Çünkü o anı o hissi yaşayan bilir kimse bilmez. Şehit aileleriyle görüşmeye gittim. Oğlundan kalan sigara içmek için tahta takım ve tırnak makasını götürdüm hediye olarak. Annesi bana sarılıp ağladı “Oğlumun kokusu senin üstünde” diye. Bir daha da gitmedim. Terhisten iki sene sonra tekrar Kıbrıs’a gezmeye gittim.

Abdullah YAPIŞIK757 “ Havadan ıslık çalarak bir havan düştü. Ortamıza düştü. Patlamadı. Herkes dondu kaldı.”

Makedonya Veyselli’den ailem 1956 yılında Türkiye’ye göç ederek gelmişler. 5 Haziran 1973 tarihinde Eğridir dağ komando okuluna er olarak askere alındım. 3 bölük. Bölük komutanı üsteğmen İsmail Özgümüş idi. Üç ay sonra Bolu Dağ Komando Okulu üçüncü tabur dördüncü bölüğe geldim. Bölük komutanı Yüzbaşı Mehmet Cennetoğlu. Biz bir gün Abnat Gölüne yayan intikal ediyorduk. Emir geldi. Geri döndük. Aynı günün akşamı cephaneler sayılmaya başladı. Askeri araçlara (revo) yüklendi. Subay astsubayların evlerine gitmeleri yasaklandı. Biz şüphelendik. Televizyondan bazı şeyleri duyuyoruz. Komutanlardan Kıbrıs’a çıkartma yapılacağını duyuyoruz. Kıbrıs’a gidiyoruz, Kıbrıs’ı göreceğiz diye herkes sevinç içinde. Tüm tugay intikal etti. 16 Temmuz’ da hazırlıklar başladı. Revolarla yola çıktık. Bir gece Ankara’da 28. tümende kaldık. Mut tarafında halk yolu kesmiş, araçların içine üzüm atıyordu. 20 Temmuz günü Taşucu’na vardık. Bir gece kaldık. Harekât başlamış çıkartma yapılmış top sesleri duyuluyordu. Dağın eteğinde bir arazide kaldık. 21 Temmuz sabahı dağın eteğindeki koydan helikopterler bizi aldı. 10.15’ de havalandık. Bizimle beraber 15 – 20 helikopter kalktı. Helikopterde üç askerdik. Cephanelerimizi de yanımıza aldık. Helkopter pilotu bize şöyle seslendi;” Çocuklar bakın size güveniyoruz. Türkiye’nin en seçkin birliklerindensiniz. Bugün savaşın ikinci günü. Başarılar diliyoruz” dedi. Yolculuk yaklaşık 45 dakika sürdü. Denizin üstünde adaya yaklaştıkça yanan dağlar da görünmeye başladı. Saat 11.00’ de bizi Beşparmak Dağları’nın 756 11 Ocak 2010. Torbalı Mah.

757 2 Ocak 2010 Torbalı Tepeköy Mah.

187

Page 188: Dizgi Askeri Tarih Kitap

güney cephesine “Kırna “ denilen bölgeye indirdiler. Dağın Lefkoşe tarafına. İneceğimiz zaman bize makineli tüfek ve toplarla ateş açıldı. Biz dağlara indiğimiz için ateş bize ulaşmıyordu. Dağda kalmış olan Rum birliklerinde ateş ediliyordu. İndiğimiz yerde insan tulumlarının içine samanla doldurulmuş maketler vardı. Bizim paraşütçüler atmış. Kayseri hava indirme. O an için başımızda bir başçavuş vardı. İlk hatırladığım başçavuşun postası elindeki tomson makinalı tüfeği yanlışlıkla tetiğine dokunup silahı ateş alması ve başçavuşun pantolonunu delmesini hatırlıyorum. Yanımızda bolca teğmen ve bazı rütbeli subaylar vardı. Üsteğmen Nizamettin Sungur vardı. Yanımda şehit oldu. Subayların nezaretinde Beşparmak Dağları’nda dağlara tırmanarak “Beyazev” denilen bir adrese gittik. Önümüzde bizden bir gün önce çıkan piyade birlikleri Rumlardan gelen ateşlere cevap veriyordu. Boğazdan tırmandık. Beyazev’in kuzeyine döndüğünde karşında “Santiagon Kalesi” vardı. Hava oldukça sıcak. Saat 1-2 dolayları idi. 11 kişilik timler halinde bizi ayırdılar. Başımızda subaylar vardı. Bize çeşitli nokta hedefler verdiler. Teğmenin birisi de Servet Yanar’dı. Ben Üsteğmen Nizamettin Sungur’un grubunda kaldım. Bölgedeki küçük küçük parça parça kalan Rum birliklerine yöneldik. Görevimiz bu Rum birliklerinin imha edilmesi idi. Üsteğmen Nizamettin Sungur758’un emrinde Beyazev denilen yerden Girne’ye doğru inmeye başladık. İnerken solumuzda 15-20 metre genişliğinde küçük bir derenin yanından gidiyorduk. Denizli’den çavuş veya onbaşı birliğini kaybetmiş. Bize katılmıştı. Bizimle beraber hareket ediyordu. Bir portakal ağacının üzerinde bir Rum askeri gördü. Tabancayla ateş etti. Ama vuramadı. Rum askeri kaçtı. Üsteğmen bizim önümüzde yürümeye başladı. Biz de beş metrelik ara ile avcı yürüyüşündeydik. Üsteğmeni takip ediyoruz. Bir ara üsteğmen “dağılın çocuklar” dedi. Dağıldık. Dağılırken ateş açıldı. Derenin karşı yüzünden bize ateş açıldı. İlk sıcak temas orada oldu. Saat 2-3 sıralarıydı. Hepimiz ağaç, kaya arkasına sığındık, araziye göre mevzi aldık. Onlardan yoğun bir ateş geldi. Biz de yoğun ateşle cevap verdik. Benim tüfeğim ilk ateşte tutukluk yaptı. Sağ tarafımda arkadaşım Konyalı çavuş Ahmet Tapur vardı. Dedi ki “ berber ne yapıyorsun?” “Ateş etmiyor” dedim. ”Şarjörünü iyi oturt!” Baktım şarjör tam oturmamış. Orturttum. Ateşe başladım. Herkesin üzerinde 100 mermi var.Yoğun ateş karşılıklı devam ediyor. Bu esnada bize göz yaşartıcı el bombası attılar. Herkesin gözü yanmaya başladı. Üsteğmen 13 veya 15 metre benim önümde. Ateş kesin emri verdi. Ateşi kestik. Bir sessizlik oldu. Ortada duman var. Rumlar tekrar devam etmeye başladı. Bizimkiler de ateşe başladı. O ikinci ateşte bizim üsteğmen şehit oldu. Miğferi paramparça olmuş. Omuzları, böbrekleri paramparça olmuş. Üsteğmen adeta kalbura dönmüş. Benim 15 metre önümde oldu bunlar. Üsteğmenin vurulduğunu hissettiğim. Çünkü bir daha hiç sesi çıkmadı. Yoğun ateşten sonra Bayındır’ın Yusuflu Köyü’nden İsmail Erbey ayağa kalktı. Derenin öbür tarafında yaralı bir Rum vardı. Elinde sten tabanca vardı. Silahını at dedi. Hem de eliyle işaret etti. Atmadı. Onu orada vurdu. İsmail bir tanesinin yaralı kaçtığını gördü. Herkes toparlandı. Kalktık. Bizim üsteğmenin üzerinde nereden baksan 15-20 mermi deliği vardı. Denizli’den bir pehlivan çocuk vardı. O yaralanmış.Başçavuşun emrine girdik.Başçavuş sıhhiyeciydi. “ Çocuklar toplanın” dedi. Toplandık. “Yaralı, şehit var mı?” Bir şehit bir yaralı diye bilgi verdik. Üsteğmenin postası telsizle S3 Yüzbaşı Cennetoğlu’nu aradı. Bilgi verdi. Yüzbaşı bize şehit ve yaralıyı alın geriye dönün emri verdi. Yüzbaşı Beyazev’den bölüğünü idare ediyor. İyi de nasıl getireceğiz? Ağır, yorgunluk sıcak, açlık... Bir de dağa tırmanacaksın. Yanımızda büsküviler vardı. Karargâhımız Beyazev’e gittiğimizde konserve veriyorlardı. Yaralıyı getirdik. Şehidi orada bıraktık. Akşamüzeri yüzbaşı beş kişilik bir tim oluşturdu. Bir landroverle şehidi almaya gönderdi. Şehidi nereye götürdüler bilmiyorum. Şehidin mezarı Boğaz şehitliğinde. Biz orada üç gün kaldık. Birinci harekât bitti bitmek üzere. Hava kuvvetleri yoğun bombardıman yapıyor. İlk çıkartmayı yapan 28. Tümen. Onlar bayağı bir zayiat vermiş. Karargahta çamların altında tüfek temizlerken havadan ıslık çalarak bir havan düştü. Ortamıza düştü. Patlamadı. Herkes dondu kaldı. Kademeci esmer alçak boylu Abdullah Başçavuş aldı, götürdü. Bazı arkadaşlarda küçük radyo vardı. Biz gelişmeleri dinlemeye çalışıyoruz. Bizim yanımıza Hürriyet Gazetesi muhabiri geldi. Bazı subay ve askerlerle röportaj yaptı. Bize dağların tepesinden eteklerine kadar tarama emri verildi. Rum kalıntısı varsa temizleyin dendi. Yaklaşık 20-30 km.lik bir alanı taradık. Gece döndük. O gün yorgunluktan bittik. Orasını piyade birliğine bıraktık. Sürekli yer değiştirmeye başladık. Gittiğimiz yerde 3-5 gün kalıyorduk. Nerelerde kaldığımızı bilmiyorum. 13 Ağustos gecesi yola çıktık. Lapta’ya geldik. Lapta ele geçirilememiş. Görev bizim tugaya ve bölüğe verildi. Sabah saat altı sıralarında biz 28. Tümenin önüne geldik ve karşılıklı yoğun ateş açılmaya başlandı. Saat 11-12 sularında Lapta düştü. Şehri ele geçirdik. Hâlbuki radyo saat 8-9 da Lapta’nın

758 Şehit Üsteğmen’in ailesine Sivas’ta ulaşılmış, kayıt örneği öğretmen kardeşine gönderilmiştir.

188

Page 189: Dizgi Askeri Tarih Kitap

alındığını söyledi. Ama sıcak çatışma devam ediyordu. Lapta’da 15 -20 kişi esir aldık. Hatta bir tanesi subaydı. İstanbul’u çok iyi biliyordu. Biz geriye çekildik. Beşparmakların üzerinde düz bir araziye çıktık. Orası daha önce Rum birliğinin karargâhı imiş. Beş on gün orada kaldık. Tabur veya bölük komutanı: “Yoldan benden habersiz kimse geçmeyecek” diye emir vermişti. Bir gün 28. Tümen komutanı geldi. Yolu ancak yüzbaşı gelince açtık. Emir öyleydi. Asker bir gün keçiboynuzu yemiş. Keçiboynuzu kabız yapıyor. Özellikle kuru fasulye yemeği verildi. Hadi tüm asker ovada. Amel. Akşamüzeri tekrar toplandık. Omorfo tarafına gideceğiz. Gece bir top atışı başladı bize karşı. Top atış menziline girmemek için orada kaldık. Mevzi aldık. Ateş devam ediyor diye yolu değiştirdik. 15 Ağustos’ta Gaziveren Köyü’ne geldik. Rumlar bir gün önce Gaziveren köy halkını okula toplamışlar. Erkekleri de esir almışlar. Okulun dışında ve içinde mermi izleri vardı. Köydeki bir nene anlattı. Rumlar okulun içine halkı topladıktan sonra içlerine el bombası atmışlar. Orada bayağı çoluk çocuk öldürmüşler. Nene bize anlattı. Yanında 8-10 yaşlarında iki kız torunu vardı. Sarı boyalı bir evdi. Rumlar köyde katliam yapmışlar. O köyde arama ve tarama yapıldı. Birkaç esir yakalandı. Orada 5 gün kaldık. Oradan Lapta Köyü’ne Rum askeri birliğinin olduğu yere gittik.

Piyade er. Şerif oğlu 1954 doğumlu.50. Piyade Alayı 2. Tb.Şehit olduğu yer ve tarih: Lefkoşa. 15 Ağustos 1974. Mehmet Remzi Gökhan, Kıbrıs Barış Harekatında İlginç Olaylar, İstanbul, 2007 (2. Baskı)Toplumsal Dönüşüm Yayınları., Muzaffer Sever (Mete Bey), 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Bitmeyen Gece, İstanbul, 2010, Kastaş Yayınevi.,İsmail Müftüoğlu, Bilinmeyen Yönleriyle Kıbrıs Barış Harekatı ve Perde Arkası, İstanbul, Tarihsiz, Alioğlu Yayınevi,Mesut Günsev, 20 Temmuz 1974 Şafak Vakti Kıbrıs, İstanbul,2007 (5. Basım), Alfa Basım Yayım,İbrahim Artuç, Kıbrıs’ta Savaş ve Barış, İstanbul, 1999, Kastaş Yayınevi, Salih Şahin, 1974 Kıbrıs Gazisi Olmak ( Anılar ve Tavsiyeler), İstanbul, 2007, Kutup Yıldızı Yayınları, Ertuğrul Üçler, 35. Yılında Kıbrıs Deniz Çıkartmasının İç Yüzü 1974 Kıbrıs Çıkartması, İstanbul, 2009, Yeniyüzyıl Yayınları, Yard.Doç.Dr. Mustafa Tarakçı, Kıbrıs Barış Harekatı, İstanbul, 2010, Hiperlink Yayınları, Erol Mütercimler, Satılık Ada Kıbrıs Kıbrıs Harekatının Bilinmeyen Yönleri, İstanbul, 2010,(8. Baskı), Alfa Basım yayım, Ulvi Keser, Kıbrıs’ta Yer altı Faaliyetleri ve Türk Mukavemet Teşkilatı,İstanbul, 2007, Iq Kültür sanat yayıncılık. Em. Tümg. Cumhur EVCIL, Kıbrıs Barış Harekâtı Anıları, Önce Vatan Gazetesi, Tüm görüntü kayıtlarının bir örneği kongreyi gerçekleştiren derneğe verilmiştir. Ayhan Çam(Vefatı: 1990), M. Ali Pekdemir (Vefatı:2002).

Muzaffer YÜKSEL

189

Page 190: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Nejmittin KABASAKAL

Ali AKGÜL

Celalettin KIVILCIM

Abdül YAPIŞIK

190

Page 191: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Arama sırasında bir Rum evinden alınan ve halen saklanan fotoğraf

Abdullah AKAT

Metin TERZİOĞLU

Mehmet DOĞAN

191

Page 192: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Hüseyin SÖBÜ

192

Page 193: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Adem Yavuz’uz Beşparmaklarda çektiği fotoğraf

(Fatma Girik ile Önce Vatan filmi çekiminde)

(Cüneyt Arkın ile Önce Vatan filmi çekiminde)

Komando bölüğü Beşparmaklar’da (Günaydın Gazetesi)

Arka fondaki asker Hüseyin Söbü (Günaydın Gazetesi)

Komando bölük komutanı şehit üsteğmen Mermi TONBUL (Bu fotoğraf askeri Hüseyin Söbü

193

Page 194: Dizgi Askeri Tarih Kitap

tarafından 1974 yılından beri cüzdanında saklanmaktadır.

Yusuf ÇAKIR

Çetin GÜMÜŞ

İbrahim SOYKAN

İbrahim KARAASLAN

İbrahim Karaaslan’ın babasının Kıbrıs’ta ziyareti

Cemil TUNAY

194

Page 195: Dizgi Askeri Tarih Kitap

Macit BURUNCUK

Kemal YAŞA

Gazeteden eve verilen mesaj (GünaydınGazetesi)

Paraşütle atlamaiçin uçağa biniş anı

Mustafa EFE

Bayram tebriki(arkayüz)

195

Page 196: Dizgi Askeri Tarih Kitap

196