Çocukluk ve ergenlik dönemi din eğitimi

55
Çocukluk ve Ergenlik Dönemi Din Eğitimi Prof. Dr. Mustafa Köylü Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi [email protected]

Upload: hollie

Post on 14-Jan-2016

187 views

Category:

Documents


3 download

DESCRIPTION

Çocukluk ve Ergenlik Dönemi Din Eğitimi. Prof. Dr. Mustafa Köylü Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi [email protected]. Ele alınacak Konular. Ailenin mevcut durumu Eğitim açısından aile çeşitleri Metot ve Yöntemler. Mevcut Ailenin Durumu. Boşanma olaylarının artması - PowerPoint PPT Presentation

TRANSCRIPT

Çocukluk ve Ergenlik Dönemi

Din Eğitimi

Prof. Dr. Mustafa KöylüOndokuz Mayıs Üniversitesi

İlahiyat Fakü[email protected]

Ele alınacak Konular

• Ailenin mevcut durumu

• Eğitim açısından aile çeşitleri

• Metot ve Yöntemler

Mevcut Ailenin Durumu

• Boşanma olaylarının artması

• Aile rollerinin değişimi: Yeni anne ve baba rolleri

• Tek ebeveynli çocuklar

• Aile bireylerindeki sayının azalışı

• İş hayatı ve geç evlenme

• Aile reisliği sorunu

• Ailenin yaşlanması

• Yalnızlık (tek başına yaşama sorunu)

• Evlilik dışı yaşamın yaygınlaşması

• Ekonomik sorunlar

Aile Çeşitleri

• Baskıcı Anne-Baba: Bağımlı, utangaç, yönetilmeye hazır, sosyal açıdan yetersiz, gergin, acımasız, kavgacı, ilgisiz, yalancı ve ikiyüzlü.

• Aşırı Koruyucu Anne-Baba: İçe dönük, bağımlı, yönetilmeye hazır, sosyal gelişim açısından yetersiz, doyumsuz, güvensiz, kıskanç, uyumu güç, sinirli, saldırgan, mutsuz ve duygusal sorunlu.

• Aşırı Serbest Anne Baba: Doğru ve yanlış konusunda kararsız, denetim yetersizliği, aşırı serbestlik beklentisi, sorumsuz, bencil, özgürlüğü kısıtlandığında da saldırganlık ve isyankar davranışlar sergileme.

Aile Çeşitleri

• Mükemmeliyetçi Anne-Baba: Ağır nörotik gelişim, aşağılık duygusuna sahip, utangaç, içe dönük ve yalnızlık.

• İlgisiz Anne ve Baba: Kindar, kavgacı, isyankar, saldırgan, suça eğilimli ve güvensizlik.

• Dengesiz ve Tutarsız Anne-Baba: Ürkek, korkak, kararsız, güvensiz.

• Dengeli Anne-Baba: Uyumlu, kendine güvenen, tutarlı, mutlu

Metot ve Yöntemler

• Mutlu ve Huzurlu Bir Aile Ortamı Oluşturmak.

• “Mutsuz ailenin mutlu çocuğu olmaz.”

• “Sorunlu çocuk yoktur, sorunlu anne-baba vardır.”• Sadakat: Aile birliğine önem verme ve aileyi bir bütün olarak kabul etme

duygu ve düşüncesidir.

• Zaman Birlikteliği: Zamanı mümkün olduğunca aile bireyleriyle birlikte geçirmedir.

• İletişim: Aile fertleri arasında açık ve etkili iletişim şeklinin mevcut olmasıdır.

• Takdir ve Teşvik Etme: Aile fertlerinin birbirlerine karşı olumlu duygu ve düşünce ile hareket etmeleri, olumlu yönlerini görme, takdir etme ve iyilikleri teşvik etmeleridir.

Metot ve Yöntemler

• Rol performansları: Aile üyelerinin her birinin üzerine düşen rolleri gereğince yerine getirmesidir.

• Manevi ortam: Allah’a iman, ahlaki davranış, dini yaşantı, ümit ve iyimserlik duyguları, doğruluk, sadakat, şuurluluk, erdemlik ve öz saygınlık gibi güzel hasletlerin ev ortamında yaşanması ve hakim kılınmasıdır.

• Kriz ve stresle başa çıkma: Aile yaşamındaki olumsuz durumlara, olumlu bakabilecek noktaları bulma ve onlar üzerine odaklaşmak.

• Helal Kazanç: Kazanılan paranın meşru ve helal yollarla elde edilmesi gerekir.

Metot ve Yöntemler

• Çocuğa iyi örnek ve model olmak• Bir atasözümüzde “Ağaca çıkan keçinin, dala bakan

oğlağı olur.” denmektedir. • Çocuklar, sözden ziyade davranışların etkisinde

kalırlar. Anne ve babanın ne olduğu, ne söylediğinden ve ne yaptığından çok daha önemlidir.

• Eğer anne-baba, çalışma, sevme, affetme, nazik olma, sorumluluk sahibi olma ve dürüst olma gibi birtakım dini ve ahlaki kuralları öğütlüyorsa, bunları başta kendilerinin yapması ve yaşaması gerekir.

Metot ve Yöntemler

• Değerler, çocuklar tarafından sözden ziyade, eylem yoluyla daha etkili bir şekilde kazanılır. Olumlu ya da olumsuz olsun, anne babalar çocukları için doğal eğitim ve öğrenme modelleridir.

• Çocuklar, iyi ya da kötü olsun, birçok sosyal davranışı başkalarını gözlemleyerek öğrenirler. Günümüzde bu yaklaşım, “sosyal öğrenme modeli” olarak adlandırılmaktadır.

• Etkili olabilmek için,

• Aile bireylerinin birlikte hareket etmesi,

• Davranış birlikteliğinin sağlanması gerekir.

Metot ve Yöntemler

• Dini ve ahlaki değerlere ilişkin bilgi vermek• Eğitimin bilgi, davranış ve duygu olmak üzere üç boyutu

vardır.

• Davranış, daha çok taklit ve model yoluyla öğrenilirken, hangi davranışın iyi, hangi davranışın kötü olduğu hususu da daha ziyade bilgi yoluyla öğretilir.

• Konuyla ilgili olarak bir atasözümüzde, “Çocuk, çok seversen bahtsız, çok söylersen arsız, aç bırakırsan hırsız olur.” denmektedir.

Metot ve Yöntemler

• Bu bakımdan çocuklara kısa ve sade fikirler verilmelidir. Kur’an’ı- Kerimde Lokman (as)’ın oğluna, kısa ve öz olarak birtakım tavsiyelerde bulunduğunu görmekteyiz.

• Ayrıca, çocukların olumsuz ve yanlış davranışlarına vurgu yapmak yerine, doğru, iyi ve güzel davranışlarına vurgu yapılmalıdır.

• Çocuğun hatalı davranışları karşısında onur kırıcı, hakaret içeren sözler yerine, onun yanlışı görmesine yardımcı olacak sözler söylemek, uygun bir şekilde açıklama getirmek, daha etkili olur.

Metot ve Yöntemler

• Kitle iletişim araçlarının zararından korumak

• Günümüz kitle iletişim araçları özellikle TV ve Internet tam bir zaman harcama araçlarıdır.

• Televizyon karşısında geçirilen zaman, aktif olarak insan hayatının yaklaşık % 25’ine tekabül etmektedir.

• Kitle iletişim araçları çocuklarda, başta saldırganlık ve şiddet olmak üzere, cinsel istismar, hırsızlık, gasp ve çalışmadan köşe dönme fikri gibi, pek çok olumsuz tutum ve davranışların oluşmasına neden olmaktadır.

Metot ve Yöntemler

• Çocukları olumlu ya da olumsuz yönde etkileyen en önemli faktörlerden birisi de çocukların okuduğu kitaplardır.

• Kitaplar, çocuğun zihinsel, duygusal ve sosyal gelişiminde önemli bir uyarandır.

• Çocuk nasıl ki anne ve babasını model alıyorsa, okuduğu kitaptaki kitap kahramanlarını da model olarak alabilir.

• Dolayısıyla çocuklara eğitici yönünden sağlıklı davranış değişikliği geliştirmeyen, sanat değeri olmayan, okuma zevki ve ilgisi vermeyen, aksine çocukları şiddete yönelten kitaplardan uzak tutmak gerekir.

Metot ve Yöntemler

• Dengeli Disiplin Uygulamak• Hem çağdaş eğitimciler, hem de klasik İslam

eğitimcilerinden bazıları, son çare olarak ve aşırı olmamak kaydıyla fiziki cezanın verilebileceğini ifade etseler bile, din ve ahlak eğitiminde fiziki ceza etkili bir metot olmadığı gibi, olumsuz yönde etki etmektedir.

• Fiziki cezaya dayalı disiplin yerine, alternatif disiplin şekilleri uygulamak gerekir: bunları da şu şekilde özetleyebiliriz:

Metot ve Yöntemler

• Yanlış davranışı görmezden gelmek, • tazmin (hatasını düzelttirmek), • çocuğu sevdiği arkadaş grubundan ayırmak ve yalnız bırakmak, • sevdiği bir şeyden mahrum bırakmak, • alternatif bir davranışla ödüllendirmek, • yaptığı davranışın yanlış olduğunu açıklamak ve kanıtlamaya

çalışmak, • doğal sonuçlarıyla karşı karşıya bırakmak, • arzulanan davranışa model olmaya çalışmak, • sözleşme yapmak ve yeniden yönlendirmek.

Metot ve Yöntemler

• Lokman (as)’ın oğluna nasihatı•  Hani Lokmân, oğluna öğüt vererek şöyle demişti: “Yavrum!

Allah’a ortak koşma! Çünkü ortak koşmak elbette büyük bir zulümdür.”

• 14. İnsana da, anne babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi, onu her gün biraz daha güçsüz düşerek karnında taşımıştır. Onun sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur. (İşte onun için) insana şöyle emrettik: “Bana ve anne babana şükret. Dönüş banadır.”

Metot ve Yöntemler

• 15.“Eğer, hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığın bir şeyi bana ortak koşman için seninle uğraşırlarsa, onlara itaat etme. Fakat dünyada onlarla iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonra dönüşünüz ancak banadır. Ben de size yapmakta olduğunuz şeyleri haber vereceğim.”

• 16. (Lokmân, öğütlerine şöyle devam etti:) “Yavrum! Şüphesiz yapılan iş bir hardal tanesi ağırlığında olsa ve bir kayanın içinde, yahut göklerde ya da yerin içinde bile olsa, Allah onu çıkarır getirir. Çünkü Allah, en gizli şeyleri bilendir, (her şeyden) hakkıyla haberdar olandır.”

Metot ve Yöntemler

• 17. “Yavrum! Namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten alıkoy. Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiş işlerdendir.”

• 18. “Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü Allah, hiçbir kibirleneni, övüngeni sevmez.”

• 19. “Yürüyüşünde tabî ol. Sesini alçalt. Çünkü seslerin en çirkini, şüphesiz eşeklerin sesidir!”

Metot ve Yöntemler

• Bu ayetlerden çıkaracağımız sonuçlar

• Tevhid inancı: Allah’a doğru bir iman

• Anne-babaya itaat etmek

• İnançsız olsalar bile onlarla iyi geçinmek

• İmkanların ölçüsünde iyilik yapmak

• Namaz kılmak

• İyiliği emredip kötülüklerden sakındırmak

• Sabırlı olmak

• Kibir ve gururdan uzak durmak

• Mütevazi olmak

ERGENLİK DÖNEMİ

• ERGENLİK DÖNEMİNİN ÖZELLİKLERİ VE DİN EĞİTİMİ

ERGENLERLE ETKİLİ İLETİŞİM

ERGENLİK DÖNEMİNDE ÇEVRE FAKTÖRÜ

ERGENLİK DÖNEMİNİN PSİKOLOJİK ÖZELLİKLERİ

ERGENLİK DÖNEMİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ

ERGENLİKLE İLGİLİ BAZI SÖZLER

ELE ALINACAK KONULAR

ERGENLİK DÖNEMİ DİN EĞİTİMİ

GENÇLİKLE İLGİLİ BAZI SÖZLER

“Gençlik bilse, yaşlılık yapabilse.” Fransız Atasözü

“Gençlikte günler kısa, yıllar uzun; yaşlılıkta ise günler uzun, yıllar kısadır.”

Panin

“Ben 14 yaşındayken babam o kadar cahildi ki, yanımda olmasına dayanamazdım. Ama 21’ime geldiğimde, öyle çok şey biliyordu ki, bu 7 yılda bu kadar şeyi

nasıl öğrendiğine şaştım da kaldım.” Mark Twain

“Bugünün gençleri öyle sorumsuz ve vurdumduymazlar ki, yarın ülke yönetimini üstleneceklerini düşündükçe umutsuzluğa kapılıyorum. Bize ağır başlı olmayı,

büyüklerimize saygılı davranmayı öğretmişlerdi. Şimdiki gençler ise, ne kural tanıyor, ne beklemesini biliyorlar.

Üstelik duygusuz ve düşüncesiz davranıyorlar.” Hesiod, MÖ. 8. Asır

“Bugünün gençleri lüks ve gösteriş düşkünü, saygısız, başkaldıran, geveze ve obur yaratıklardır.”

Sokrates

GENÇLİKLE İLGİLİ BAZI SÖZLER

ERGENLİK DÖNEMİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ

Kız çocukları 11-12 yaşlarında; erkekler ise

13-15 yaşlarında ergenliğe girerler.

Ergenlik her çocukta ayrı yaşlarda başlayabilir. Bununla birlikte genel olarak kızlar erkeklerden 1-2 yıl önce ergenliğe girer, büyüme ve cinsel olgunlaşmalarını da 1-2 yıl erken tamamlarlar.

Ergenlik her çocukta ayrı yaşlarda başlayabilir. Bununla birlikte genel olarak kızlar erkeklerden 1-2 yıl önce ergenliğe girer, büyüme ve cinsel olgunlaşmalarını da 1-2 yıl erken tamamlarlar.

Ergenlik biyolojik açıdan hızlı büyüme ve gelişmenin olduğu, cinsel özelliklerin öne

çıktığı bir dönemdir.

Büyüme tüm bedende değişik hızla gerçekleşir. Önce ayaklar ve eller büyür.

Yüzde, önce çene ve burun büyür. Kızlarda kalçalar, erkeklerde ise omuzlar genişler.

Büyüme 11-16 yaşlarında hızlanır, daha sonra yavaşlayarak 18-20 yaşına kadar sürer.

ERGENLİK DÖNEMİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ

Beslenme, iklim şartları ve hastalıklar, büyümeyi olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebilir.

Genellikle ergenlik ve gençlik çağı en sağlıklı yaşam dönemidir. Çocukluk dönemi hastalıkları geride kalırken,

yetişkinlik dönemi hastalıkları ise çok uzaktır.

Ergenliğe özgü denebilecek tek hastalık ergenlik sivilceleridir. Ölümler ise daha çok, trafik kazaları ve

intiharlardır.

ERGENLİK DÖNEMİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ

Ergenlik dönemindeki en önemli gelişmelerden biri, hatta birinci derecedeki gelişme, cinsel

gelişmedir. Cinsel gelişme pek çok ergende bir tedirginlik ve

bocalama yaratır.Burada önemli olan genç kız ve erkeklere cinsellik hakkında doğru bilgi vermektir.

Doğru olan da, annelerin kızlara, babaların ise erkeklere bilgi vermesidir.

ERGENLİK DÖNEMİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ

CİNSEL GELİŞİM

Ergenlik döneminde zihin ve düşünce hayatı gerek derinlik ve gerekse genişlik yönünden büyük bir kapasite kazanır.

Bireyin zeka gelişiminde ailesi ile yetiştiği ortam arasında sıkı bir ilişki vardır.

Zeka gelişiminde kalıtımsal özellikler kadar , ailenin sosyo-ekonomik durumu da oldukça önemlidir.

Kullanılmayan kasların körelip, çalıştırılan kasların güçlenmesi gibi, zeka da sürekli işleme ve eğitimle

gelişir.

ERGENLİK DÖNEMİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ

ZİHİNSEL GELİŞİM

Zeka ergenlik çağına kadar dik bir eğri boyunca hızla gelişir, 15-16 yaşlarında doruğa ulaşır, ondan sonra da yatık bir

eğri izleyerek 20 yaşına kadar yavaş bir gelişme gösterir. Genellikle 15-16 yaşından sonra “temel zeka yeteneği” pek

değişime uğramaz. Zeka ile kişilik arasında önemli bir ilişki vardır.

Zeki gencin kendine güveni ve benlik saygısı daha güçlüdür. Bununla birlikte zeka, ruhsal sağlığın bir güvencesi değildir.

Özellikle üstün zeka ve yetenekli insanlar arasında ruhsal uyumsuzluklar ve dengesizlikler çıkabilir.

ERGENLİK DÖNEMİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ

ZİHİNSEL GELİŞİM

ERGENLİK DÖNEMİ PSİKOLOJİSİ

Ergenlik döneminde cinsel uyanışla birlikte, yeni ruhsal tepkiler ve davranışlar belirmeye başlar.

Dengeli ve uyumlu ilkokul çağı gider, yerine oldukça tedirgin, kuruntulu, güç beğenen ve çabuk tepki

gösteren bir ergen gelir.

Ergenlik döneminin en önemli özelliklerinden birisi de sakarlıktır.

Bunun iki nedeni vardır: Birincisi, ergenin hızlı büyümesi ve uzamasıyla kaslarının eşgüdümü sağlayamaması, ikincisi ise,

ergenin utangaçlığıdır.

ERGENLİK DÖNEMİ PSİKOLOJİSİ

Ergenlik dönemi tam anlamıyla bir duygular dönemidir.Bu dönemde duyguları çabuk iniş-çıkış gösterir.

Çabuk sevinir, çabuk üzülür, birden sinirlenir, olur olmaz her şeyi sorun yapar.

Derslerine ilgisi azalır, çalışma düzeni bozulur. Bencilleşir, istekleri artar, konan yasakları saçma, kendisine tanınan hakları

yetersiz bulur.

Ergenlik dönemi tam anlamıyla bir duygular dönemidir.Bu dönemde duyguları çabuk iniş-çıkış gösterir.

Çabuk sevinir, çabuk üzülür, birden sinirlenir, olur olmaz her şeyi sorun yapar.

Derslerine ilgisi azalır, çalışma düzeni bozulur. Bencilleşir, istekleri artar, konan yasakları saçma, kendisine tanınan hakları

yetersiz bulur.

Ana babasıyla sık sık çatışmaya girer. “Artık bana karışamazsınız ben çocuk değilim” der.

Dağınık ve savruk olur, girip çıkıp sürekli bir şeyler yer.İlgileri artar, gel geç hevesleri çoğalır.

Gürültülü müziğe bayılır, Süse ve giyime düşkünlük gösterir.

Odasına kapanıp, kendi başına kalmak ister.Telefon tutkusu başlar, arkadaşlarıyla konuşma süresi gereğinden fazla

uzar. Evde oturmak işkence gibi gelir.

Yaşıtlarının davranışlarını, giyim kuşam ve beğenilerini benimser.

ERGENLİK DÖNEMİ PSİKOLOJİSİ

Gençlik çağında olumlu gelişmeler de yaşanır.

Gencin düşünme yeteneğinde önemli bir sıçrama olur. Soyut kavramları daha iyi anlar ve kullanır. İlgi alanı genişler ve

çeşitlilik kazanır.

Toplumsal olaylara ilgisi artar. Duygu ve düşüncelerini inançla savunur. Haksızlıklara karşı güçlü bir tutum takınır.

ERGENLİK DÖNEMİ PSİKOLOJİSİ

Kısacası ergenlik dönemi oldukça fırtınalı bir dönemdir, zira o dönem adı üstünde bir “delikanlılık” dönemidir.

ERGENLİK DÖNEMİ PSİKOLOJİSİ

Ergenlik döneminde fırtınadan ziyade, uysallıktan endişe etmek gerekir. Zira aşırı

uysal, ana-baba sözünden çıkmayan, hiç tepki göstermeyen, duygusal dalgalanma göstermeyen bir genç uyumsuzluklarını

geleceğe saklıyor demektir.

“Ergenlikte, normallik anormalliktir.”

Ergenlik döneminde fırtınadan ziyade, uysallıktan endişe etmek gerekir. Zira aşırı

uysal, ana-baba sözünden çıkmayan, hiç tepki göstermeyen, duygusal dalgalanma göstermeyen bir genç uyumsuzluklarını

geleceğe saklıyor demektir.

“Ergenlikte, normallik anormalliktir.”

Ergenlik dönemini kişilik ve benliğin oluştuğu bir dönemdir.

Kişiliğin çekirdekleri yaşamın ilk yıllarında atılır, 6. yaşta ana çizgileri belirir, ancak son biçimini alması gençlik çağının sonuna doğru olur. Kişilik çizgileri uzun sürede biçimlendiği için kolay değişmez. “Can çıkar, huy çıkmaz” atasözü de bu gerçeği yansıtır.

Ergenlik dönemindeki en önemli hususlardan birisi de “benlik saygısı”dır. Ergenin benlik saygısını, yetiştiği

aile ortamı, ana-baba, eğitim düzeyi, meslekleri ve ekonomik durumları gibi pek çok faktör etkiler.

ERGENLİK DÖNEMİ PSİKOLOJİSİ

Ergenlik dönemi kişilik gelişiminde anne ve baba modeli son derece önemlidir.

Baba, “baba karikatürü” denebilecek kadar silik şahsiyetli olmamalıdır.

Zira, “Kız anadan öğrenir bohça düzmeyi, oğlan babadan öğrenir koyun yüzmeyi.”

Çocuğun en önemli ruhsal ihtiyacı sevgi iken, ergen ve genç için anlayış, güven, özgürlük ve

bağımsızlıktır.

Çocukluk çağının getirdiği olumlu ve olumsuz tüm birikimler, gençlik çağının uyumuna ya da

uyumsuzluğuna etki eder.

ERGENLİK DÖNEMİ PSİKOLOJİSİ

ERGENLİK DÖNEMİNDE ÇEVRE FAKTÖRÜ

Ergenlik döneminde üç çevre çok önemlidir.Ergenlik döneminde üç çevre çok önemlidir.

ARKADAŞLARARKADAŞLARARKADAŞLARARKADAŞLAR OKULOKULOKULOKUL

ANNE-BABAANNE-BABAANNE-BABAANNE-BABA

En sağlıklı ailenin bile çocuğuna veremeyeceği tek şey arkadaşlıktır.

Ergenlik döneminde arkadaşlık, bebekler için anne sütü kadar önemlidir.

Arkadaşlık kurabilmek ve sürdürebilmek başlı başına bir başarı, ruh sağlının da bir ölçütüdür.

Ergenlik çağı evden kopma ve topluma açılma çağıdır.

ERGENLİK DÖNEMİNDE ÇEVRE FAKTÖRÜ

ARKADAŞLIKARKADAŞLIK

Evinde anlaşılmadığını, değer verilmediğini, çocuk gözüyle bakıldığını düşünen ergen için arkadaş

grubu, bir kurtuluş sığınağıdır.Doğru veya yanlış, en yoğun cinsel eğitimin verildiği

yer arkadaş kümeleridir.Önderlik ve liderlik nitelikleri ilkönce arkadaş

topluluklarında ortaya çıkar. Arkadaşlarca aranmak, beğenilmek ve benimsenmek,

kendine güven ve benlik saygısının önemli bir şartıdır.

ERGENLİK DÖNEMİNDE ÇEVRE FAKTÖRÜ

ARKADAŞLIKARKADAŞLIK

Genel bir kural olarak, gencin ailesiyle çatışması büyüdüğü oranda, arkadaş kümesinin olumsuz etkilerine kapılma

ihtimali de artar.

Ailede dengesizlik, geçimsizlik, kargaşa ve baskı arttıkça, gençlerin arkadaş kümesi yerine, çete oluşturma ihtimali

artar.

O halde; ergenleri arkadaş kümelerinden ayırmak yerine, kümeleşmeyi desteklemek ve doğru yola kanalize etmek

gerekir.

ERGENLİK DÖNEMİNDE ÇEVRE FAKTÖRÜ

ARKADAŞLIKARKADAŞLIK

Ergenlere çocuk muamelesi yapmamak gerekir. Zira ergenler, ana babaları tarafından çocuk yerine

konmaktan, baskıcı ve katı tutumlarından, anlayışsızlıktan ve hoşgörüsüzlükten, güvensizlikten,

çok karışılmaktan ve çok sıkılmaktan yakınırlar.

Eş dost yanında saygılı, uslu, akıllı davranırken, anne babasına karşı ters ve aksi davranabilirler.

ERGENLİK DÖNEMİNDE ÇEVRE FAKTÖRÜ

ANNE-BABAANNE-BABA

Ergenlik dönemi sorunlarının temelinde olumsuz aile ilişkileri gelmektedir.

İlk yaşlarında uzun bir babasızlık dönemi yaşamış olan kişinin benliğini ve cinsel kimliğini kazanması güç

olabilir. Babasız bir çocukluk dönemi, eşcinselliğe neden olabileceği gibi, suç işleme oranlarının artmasına da

neden olabilir.Baba modeli açısından erkek çocuklar, kız çocuklardan

daha çok olumsuz yönde etkilenirler. Burada önemli olan ergenin aile yapısının niteliğidir.

ERGENLİK DÖNEMİNDE ÇEVRE FAKTÖRÜ

ANNE-BABAANNE-BABA

Gençler için okul, hem eğitim ve öğretim yeri, hem de arkadaş ve öğretmenlerle yeni ve değişik ilişkiler

kurulan toplumsal bir ortamdır.

Gençler bu çağda ana babalarını beğenmedikleri gibi öğretmenlerini de beğenmezler.

Ya olduklarından daha iyi bulur, ya da olduklarından daha olumsuz olarak değerlendirirler.

ERGENLİK DÖNEMİNDE ÇEVRE FAKTÖRÜ

OKULOKUL

Öğretmenlerin gençlere yaklaşımı ılımlı olmalı, ancak belli bir kararlılık ve tutarlılık göstermelidir.

Gençlerin ruhsal durumunu tanıyabilmeli, gençleri en olumsuz yanlarıyla değil, iyi özellikleriyle benimseyebilmeli ve onlarla birlikte olmaktan zevk almalıdır. Hoşgörülü, sempatik, neşeli

ve arkadaş canlı olmalıdır.Bilgili olmalı, öğrencilerle tek tek ilgilenmeli, öğrencilerin görüşlerini dinlemeli, disiplinde tutarlı olmalı ve öğrenciler

arasında her hangi bir ayrım yapmamalıdır.Diğer taraftan sinirli, alaycı, ters, katı tutum, haksız ceza ve azar,

çok öğüt verme, korkutma gibi tutum ve davranışlara sahip olmamalıdır.

ERGENLİK DÖNEMİNDE ÇEVRE FAKTÖRÜ

OKULOKUL

Genel bir kural olarak okulda disiplin sıkılaştıkça, gençlerin tepkisi de sertleşir.

Aşırı baskı nerede olursa olsun, öğrencide kişilik gelişmesini aksatır, işbirliği ve toplu çalışma

azmini kırar, yaratıcılığı engeller.

Buna karşılık gevşek bir disiplin de kargaşa ve düzensizliğe neden olur.

ERGENLİK DÖNEMİNDE ÇEVRE FAKTÖRÜ

OKULOKUL

Eleştiriler gencin kişiliğine değil, beğenilmeyen söz ve davranışlarına yöneltilmelidir. Gencin yanlışları

karşısında alaycı, iğneleyici ve umut kırıcı söz ve davranışlardan kaçınmak gerekir.

Ana babalar sırası geldiğinde kesin tutum almaktan çekinmemelidirler, ancak yürütemeyecekleri bir tutum

veya kararı da almamalıdırlar. Gençlere “bezdirme yöntemi”ni kullanmaya fırsat

verilmemelidir. Gence uzun öğütler verilmemeli, ancak konuşmak istediği

zaman ona kulak verilmelidir.Gençlerin karşısında iyi birer öğütçü yerine iyi bir dinleyici

olunmalıdır

ERGENLERLE ETKİLİ İLETİŞİM

Arkadaşlarıyla gezmesine ve eğlenmesine makul ölçülerde izin verilmelidir.

Kullanmayı bildiği oranda özgürlük tanınacağını bilmelidir.

Giyim kuşam, saç ve sakal gibi ayrıntılar üzerinde gençle sürtüşmeye girilmemelidir.

Bu tür gereksiz tartışmalara girmek, ana babanın genç üstündeki otoritesini tüketir.

ERGENLERLE ETKİLİ İLETİŞİM

Ergene, çocuk olarak değil, kendi başına bir kişi olarak değer verilmeli, kendi kanatlarıyla uçmasına imkan tanınmalı ve bağımsızlık

çabaları desteklenmelidir.Azarlamak, mahkûm etmek, bağırmak, nutuk

çekmek, hükmetmek, emir vermek, uyarmak, eleştirmek, terslemek, kızmak, muhatap

almamak ve duyarsız davranmak iletişimi koparan unsurlardır.

Empati yapılmalıdır. Herhangi bir durumu veya olayı, kendi gözümüzle değil, gencin gözüyle

görmeye ve ona göre davranmaya çalışmalıyız.

ERGENLERLE ETKİLİ İLETİŞİM

Bu dönemde zihinsel gelişim kadar, duygu hassasiyeti ve kapasitesi de zirveye ulaşır.

Bu bakımdan asıl anlaşılan ve kavranılan bir dinî hayat, 12-13 yaşlarında görülmeye başlar.

Dinî şuurun uyanışıyla birlikte, çocukluk döneminde derinine nüfuz edilmeden, tam anlamıyla

kavranılmadan oluşmuş olan dinî inancın yerini, ergenlikte şuurlu bir dinî inanç almaya başlar.

ERGENLİK DÖNEMİ DİN EĞİTİMİ

Dinî şuurun uyandığı dönemDinî şuurun uyandığı dönem

Dini şüphe ve çatışmaların yaşanabildiği bir

dönemdir: Dinle ilgili sorular ve şüpheler, ergenlik döneminde

yaygın olarak görülür. 17–18 yaşlarına doğru

şüpheler yavaş yavaş yatışır.

ERGENLİK DÖNEMİ DİN EĞİTİMİ

Tevbe ve dine dönüş olaylarının sıklıkla yaşandığı bir dönemdir.

12 yaş civarında buluğun başlamasıyla birlikte çevrenin telkinlerine karşı büyük bir duyarlılık belirir ve dine ilgi de bu yaşlarda görülmeye başlar.

Dine ilginin doruk noktaları 12, 16 ve 19 yaşlarıdır.

Gençlik dönemi din eğitimi, dinin ruhuna ve gencin gelişim özelliklerine uygun bir şekilde verilmeli, asla baskı ve zorlama yoluna gidilmemelidir.

ERGENLİK DÖNEMİ DİN EĞİTİMİ

Ergenlik dönemi ibadetlerle ilgili bazı anekdotlar:

… “Namaz kılmamam tepkilere yol açınca inatlaştım. En çok tepkiyi de ergenlik

dönemine girerken ağabeyimden gördüm. Artık namaz kılmam gerektiğini

biliyordum, ancak “sırf tepkiler sonucu namaz kılıyor” derler diye yine kılmadım.

Evde kimse olmadığı zaman gizli gizli kılıyordum. Bu şekilde namaz alışkanlık

haline geldi ve artık birilerinin yanında da kılabiliyordum. Ancak keşke namazı böyle öğrenmeseydim, keşke Allah’ı sevdirerek

namazı öğretselerdi.”

ERGENLİK DÖNEMİ DİN EĞİTİMİ

“Ben bir zamanlar namaz kılmıyordum. Namaz kılmıyorum diye babam beni hortumla döver ve banyoya hapsederdi. Buna rağmen kılmazdım.

Beni zorla sabah namazına kaldırırdı. Kalkmadığımda üzerime soğuk su dökerdi. Ben

de kalkar abdest alıyormuş gibi musluğun suyunu biraz boşa akıtırdım. Ondan sonra

seccadenin üzerinde biraz otururdum. Arada bir secde eder gibi yatardım. O zaman 10–11

yaşlarındaydım. Şimdi ise 18 yaşındayım ve hala namaz kılmıyorum. Bunun için beni çok dövdü, bana çok laf söyledi, ağır hakaretler etti. Bunun

yerine bana sarılıp, beni bir kerecik öpseydi, namaz kılmam için benimle konuşsaydı, beni

namaza teşvik etseydi kılardım. Vallahi de kılardım billahi de kılardım.”

ERGENLİK DÖNEMİ DİN EĞİTİMİ

“… Çocukken annem beni sabah namazına kaldırırdı, ben kalkamayınca da ısrar etmez; fakat sabah olunca, benimle

konuşurdu. ‘Ben senin iyiliğinden başka bir şey istemem’ demesi kalbimi her

zaman sızlatırdı. Ben de ona ertesi gün kalkacağıma dair söz verirdim. Onda

hissettiğim o masumane tavır beni çok etkilerdi. Fazla ısrarcı olmayan, ama bir o kadar derinlere nüfuz eden sözleri bugün benim beş vakit namazımı düzgün olarak

kılmama neden olmuştur.”

ERGENLİK DÖNEMİ DİN EĞİTİMİ

TEŞEKKÜRLER