çin porselen sanatı

223
T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SİNOLOJİ ANABİLİM DALI ÇİN PORSELEN SANATI “TOPRAĞIN ATEŞLE DANSI” Yüksek Lisans Tezi Adile BİRBEN Ankara-2011

Upload: trinhphuc

Post on 01-Feb-2017

255 views

Category:

Documents


1 download

TRANSCRIPT

Page 1: çin porselen sanatı

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SİNOLOJİ ANABİLİM DALI

ÇİN PORSELEN SANATI

“TOPRAĞIN ATEŞLE DANSI”

Yüksek Lisans Tezi

Adile BİRBEN

Ankara-2011

Page 2: çin porselen sanatı

T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

SİNOLOJİ ANABİLİM DALI

ÇİN PORSELEN SANATI

“TOPRAĞIN ATEŞLE DANSI”

Yüksek Lisans Tezi

Adile BİRBEN

Tez Danışmanı

Prof. Dr. Bülent OKAY

Ankara-2011

Page 3: çin porselen sanatı

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SİNOLOJİ ANABİLİM DALI

ÇİN PORSELEN SANATI

“TOPRAĞIN ATEŞLE DANSI”

Yüksek Lisans Tezi

Tez Danışmanı : Prof. Dr. Bülent OKAY

Tez Jürisi Üyeleri

Adı ve Soyadı İmzası

.................................................................... ........................................

.................................................................... ........................................

.................................................................... ........................................

.................................................................... .........................................

.................................................................... .........................................

.................................................................... .........................................

Tez Sınavı Tarihi ..................................

Page 4: çin porselen sanatı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE

Bu belge ile, bu tezdeki bütün bilgilerin akademik kurallara ve etik davranış

ilkelerine uygun olarak toplanıp sunulduğunu beyan ederim. Bu kural ve ilkelerin

gereği olarak, çalışmada bana ait olmayan tüm veri, düşünce ve sonuçları andığımı ve

kaynağını gösterdiğimi ayrıca beyan ederim.(……/……/200…)

Tezi Hazırlayan Öğrencinin

Adı ve Soyadı

…………………………………

İmzası

…………………………………

Page 5: çin porselen sanatı

I

ÖNSÖZ

Sanat, çok yönlü, eşsiz ve büyülü bir dünyaya açılan sonsuz bir yol, sanatçı ise bu

yolda emek veren, üreten, aklıyla değişimler üzerine katkısı olan, akıttığı alın terini,

eserlerine nakşeden emek işçileridir. Sanatçıların üretirken huzur bulduğu ve bu

huzurun, verilen eserlerle kişilere yansıtıldığı sanat dalları geçmişten günümüze

birçok değişim geçirerek farklı boyutlarla karşımıza çıkmaktadır. Sanat adına verilen

eserler, sanatçıyla (kişilerin - sanatla / toplumun – kültürlerle) halkların arasında

derin bağların kurulmasında etkin bir rol oynamıştır.

Porselen; göz alıcı etkisi, biçimlerindeki narinliği, ihtişamı, zarafeti, güzelliği ve

renklerinin parlaklığı ile insanları yüzyıllar boyu cezbetmiştir. Günümüze kadar

büyük aşamalar kaydederek gelen porselenin, tarihsel dönemleriyle ele alınacağı bu

çalışmada; Orta Asya‟da doğan ve Osmanlı İmparatorluğu‟na kadar uzanan porselen

serüveninin, düşünülenin aksine Anadolu‟da birden bire ortaya çıkmadığı, geçmişte

başlangıç yerinin milattan önceki dönemlerde Çin Beylikleri olduğu aktarılacaktır.

Çin porselen sanatının, Türk ve İslam porselen sanatına olan etkisi, Osmanlı porselen

sanatının nasıl doğup geliştiği, kültürel etkileşimler sonucunda biçim ve desen

değişimlerinin hangi türde yaşandığı, eklenen tekniklerin neler olduğu ve sonuç

olarak toplumların porseleni nerede ve hangi amaçlarla kullandığı örneklemelerle

sunulacaktır.

Yüksek Lisans eğitimime başlamamda, bu tez konusunu seçmemde, hazırlama

sürecinde karşılaştığım sorunların çözümünde ve kaynak temininde bana destek olan

Sayın Prof. Dr. Bülent OKAY‟a, sonsuz teşekkürlerimle.

Adile Birben (Haziran) Ankara

Page 6: çin porselen sanatı

II

ĠÇĠNDEKĠLER

ÖNSÖZ I

İÇİNDEKİLER II

GİRİŞ III

1- PORSELENDE BİÇİM ve DESEN 1- 42

2-ÇİN PORSELENİN DIŞ DÜNYA İLE TANIŞMASI 43-57

3- TÜRK – İSLAM DÜNYASINDA SERAMİK ve PORSELEN 58-87

4- ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİNDE SERAMİK ve PORSELEN 88-108

5- OSMANLI DÖNEMİNDE SERAMİK ve PORSELEN 109-162

SONUÇ 163-177

ÖZET 178-182

SUMMARY 183-187

KAYNAKÇA 188-192

RESİM INDEX 193-201

Page 7: çin porselen sanatı

III

GĠRĠġ

Sanat; Bütün karmaşıklığıyla, dengeli ve ölçülü bir bütündür, bir diğer deyişle

hümanizmin ifadesidir. İnsanlar daha ilk çağlardan başlayarak, doğayı gözlemlemiş

ve yaşamını doğanın düzenine göre ustaca bir uyumla ortaya koymuştur. Bu durum

sanat alanına da yansır ve sanat alanlarının kimi ayırt edici özelliklerini de

beraberinde getirir.

Sanatın bir de yapıcı işlevi vardır ki bu durum yoktan dipdiri bir dünya yaratır.

Sanatçının bir şeyleri yaratması, bütün gücünü ortaya koyarak salt gerçeği

yakalamasında saklıdır. Yeryüzündeki tüm öğelerin bu yaratımda belirleyici bir

işlevselliği vardır. Bitki ve hayvan gibi insan da, doğal dünyanın görünümlerinden

sadece bir tanesidir. Dünyaya katılırken bütün duyumsal yetilerini harekete geçirdiği

için, güzel bir sanat eserinden de bunu bekler. Onu görmek duymak ve dokunmak

ister.

Yaşamın sarp kayalar üstüne incecik yeşil parmaklarıyla tutunmasını sağlayan,

ekinleri büyüten, kutsal, doğurgan toprak, yere saçılıp israf edilmesini önlemek ve

dünyanın bereketini içinde saklamak için zaman içinde suyla buluşur. İnsan eline

değer, kıvamınca yoğrulur, biçimlenir ve ekmek gibi ateşte pişirilir. Uygarlık

tarihinde ekmek kadar kutsal, sıcacık toprağı elinde yoğurup, biçimlendirmeyen bir

ulusun varlığından söz edilemez.

İnsanlık tarihini araştıran bilim dalları için topraktan yapılma çanak-çömlek gibi

buluntular oldukça önemlidir. İnsanoğlunun elinden çıkma ilk „eserler‟ de çamurdan

Page 8: çin porselen sanatı

III

yapılıp daha sonra güneşte kurutulmuştur. Ellerin toprakla olan bu buluşması ve

yoğrularak, biçimlendirilme serüveni 35 bin yıl öncesine dayanır; ilk başlarda kimi

toprak türlerinden heykelcikler, küçük küçük kabartma figürler yapılır, zamanla

ateşte pişirmenin bu malzemeyi daha dayanıklı kıldığı anlaşılır ve sonuç olarak sulu

malzemenin içine konulabileceği çömlek varolur.

Toprak, hava, su ve ateşin ahenkli bir biçimde bir araya getirilmesiyle oluşan

çömlek, ulusların kimliklerinin belirlenmesinde de önemli bir yer tutar. İngiliz şair,

filozof, sanat kritikçisi Herbert Read, “bir toplumun kültür seviyesini anlamak için o

ülkede yer alan seramik eserlere bakılmasını önerir.”[20

] Toprak ve su belirli oranda

birleştirildiğin de, kolayca şekil alabilen plastik bir yapıya dönüşür. Havayla temas

ettiğinde ise kuruduğu için sertleşir, dolayısıyla

verilen formunu koruyan sert, sağlam, değişmez bir

yapıya kavuşur. Pişirildiğinde ise, asırlarca varlığını

koruyabilen bir eşyadır. Ancak toprağın her türü

seramik için uygun değildir. Kullanıma elverişli

toprak ise kildir. Çamurun ilk çağlardan bu yana,

insanoğlunun kutsal yaşamına ve gündelik kullanım

alanına girdiği bilinir. İlk çömleğin, balçıkla

sıvanmış bir sepetin bir yangın sırasında pişerek su

sızdırmaz nitelik kazanması sonucu keşfedildiği söylenir. Çanak fikri, iki avucun yan

yana gelişiyle meydana gelen bir biçimden esinlenen insanın, bu biçimi

zenginleştirilerek gereçlere uygulaması yolu ile oluşturulmuştur. Kullanılan gereçler

20

Herbert Read “Sanatın Anlamı” Türkiye İş Bankası Yayınları,1974. İstanbul.

Page 9: çin porselen sanatı

III

çeşitli renklerde ki killerle astarlanır ve üzerlerine kazıma yoluyla desenler yapılır.

Bu desenler çoğunlukla ilkel kavimlerin av hayvanlarını resmetmesiyle

oluşturulmuştur. Çömlek, elle ya da tornada çamurdan şekillendirilip belirli bir

dayanaklılık kazandırılıncaya kadar pişirilen, istenildiğinde içi ve dışı bezenen bir

gereçtir diye tanımlanabilir.

Çömlekçilik, Anadolu'da çok eskiden beri yapıla gelmiş el sanatlarından biridir.

Çömleklerin elle yapımında uygulanan temel yöntemler çimdik, fitil, ve levha

modelidir. Çamurun elle veya çömlekçi çarkından geçirilerek çeşitli ölçülerdeki

kalıplara dökülmesi sonucunda form kazandırılır. Fırınlarda pişirilerek, sırlanan veya

sırlanmadan yapılan toprak çanak, çömlek, testi, vazo, küp vb. gereçleri yapma sanatı

olarak tanımlanır. Anadolu'da üretilen çömlekler genellikle sulandırılmış çamurla

sırlanarak açık ateşte pişirilir. Günümüzde fonksiyonel olarak yapısı kaybolmaya

başlayan, ancak kullanım alanlarında değerlendirilen çömlekçilik sanatı birkaç

yörede az sayıda ustasıyla devam etmektedir.

Hammaddesi kil olup elde, kalıpta veya tornada biçimlendirilmiş, fırınlanmış her tür

eşyanın genel adı seramiktir. Seramik grubunun ilk ve en ilkel ürünü; balçık tuğla

veya kerpiç tuğladır. Bu aşamada söz konusu olan basit, kaba seramiktir.

Porselenden başlayarak pişirilmiş olan ilk toprak malzemeye kadar her türlü obje

sözcüğün kapsamına girer. Üretim aşamaları sıralamasına göre sırasıyla toprak çanak

çömlekler, majorka çinisi, (elvan çini) fayans, taş eşya, taştan oyma kap, seramik

gelmekte ve porselenle grup en üstün ve en mükemmel formuna ulaşmış olmaktadır.

Başka bir deyişle, günlük kullanım yada dekoratif amaçlı objeler üretmek için kilin

belirli bir ısıda pişirilmesi sanat alanında seramik, mimari yapılarda kullanılması Çini

Page 10: çin porselen sanatı

III

olarak adlandırılır. Killi toprağın pişirilme suretiyle şeklini koruyabilme özelliğine

dayanan seramik endüstrisi dünyanın en eski endüstrilerinden sayılmaktadır.

Kil seramik malzeme üretiminde kullanılır. Üretilecek malzemenin türüne göre

şekillendirme yapabilmek için, karıştırıcı, ıslatıcı makinelerde gerekli su miktarı

ilave edilerek homojen bir hamur elde edilir. Seramik malzemesi, elle, kalıplama,

presleme, döndürme, filaj veya etraj, döküm teknikleri kullanılarak şekillendirilir.

Pişirilen ürünlere bisküvi adı verilmektedir. Bisküvi halindeki hamur üzerine;

yapılacak desen, şekil veya yazılar işlenir. Çizilen desenlerin sınırları özel olarak

hazırlanmış desenli şablonlar yardımı ile odun kömürü tozu kullanılarak hamur

üzerine işlenir. Desenlerin çevrelerine bezeme yöntemi uygulanarak ince bir kontur

atılır ve içleri boyanır. Kullanılan boyaların büyük kısmı ithal maddelerden yapılır.

Seramiklerin üzerine çeşitli tekniklerle atılan şeffaf sırlamalar yapılmaktadır. metal

oksitler katılarak hazırlanan ve değişen yüksek derecelerde renk veren sır tipleri

kullanılmaktadır. Renk veren bu metal oksitler tek başlarına kullanıldığı gibi, bir kaçı

bir arada kullanılarak değişik renkler veren sırlar elde edilebilir. Renklendirmede

kullanılan metal oksitler; krom, demir, kalay, bakır, kobalt, manganez, zirkon, nikel,

vanadyum, rutil olup tek veya karışım halinde kullanılabilir. Kalay, titanyum,

antimuan opak sır elde etmek için kullanılan üç temel maddedir.

Bir parçayı sırlamadan önce sırrın yüzeye çok iyi tutunması yüzeyin temizliği ile

doğrudan ilgilidir. Bu amaçla bisküvi hamuru kısa bir süre akarsu altında tutularak

temizlenir. Sır tabakası 1,5 milimetre kalınlığında olmalıdır. Sırrın kalınlığı

kabarcıkların oluşması gibi kusurlara yol açabilmektedir. Yeterince kalın olmayan

Page 11: çin porselen sanatı

III

sırlar ise kel alanlar oluşturur. Sırlama var olan ürüne fırça, dökme, daldırma,

majolika gibi tekniklerle sürülmektedir.

Deseni işlenmiş ve sırrı sürülmüş ürünlerin pişirilmesi geleneksel yöntemlerle

yapılmaktadır. Pişirilme işlemi şekillendirilen ve kurutulan parçalar için süresiz veya

süreli fırınlarda, çanak ve çömlekler için açık ateşte, ince ürünler için ise örtülü

fırınlarda gerçekleştirilir

Sözlüklerde, seramiğin yunanca boynuz anlamına gelen “keramos” kelimesinden

türediği, boynuz biçiminde bir tür vazoya bu adın verildiği belirtilir. Türkçe‟ye ise

Fransızca‟daki söyleyiş biçimi olan seramik “ceramique” olarak yerleşmiştir.

Almanca da keramik” İngilizce‟de “ceramic” olarak kullanılır. İlk çağlarda insanlar,

“urnes” adını verdikleri seramik kaplar içerisine ölülerini yerleştirmişler ve

mezarlarına yaşarken kullandıkları kap kaçağı, sevdikleri takılarını da koyarak,

arkeolojik kazılarda bulduğumuz çok değerli yapıtları bugüne bırakmışlardır. Su, yağ

ve şarapların testilerde saklanmış olması, seramik sanatının, ilk çağlardan beri

gündelik yaşamda önemli yeri olduğunu göstermektedir. MÖ 3500 yıllarında

Mezopotamya‟da Sümerler tarafından pişmiş tuğladan saraylar ve yollar inşa edildiği

bilinmektedir. Seramik sanatı, sanayi devrimine kadar çeşitli dönemler ve kültürler

(Uzak doğu, Avrupa, İslam) içerisinde incelenebilir. Uzakdoğu, Mısır, Yunanistan ve

Anadolu‟da çok tanrılı uygarlıklar döneminde, tapınma, korku ve büyü gibi ilkel

insan inançlarını ifade eden seramik heykelcikler de bulunmuştur.

Ülkemizde en eski seramik sanatını gösteren eserler, Anadolu‟da Hacılar ve

Çatalhöyük arkeolojik kazılarında bulunan seramik kaplardır. Bu kaplar; MÖ 6000

yıllarında yapılmış olup, üzerleri demir oksitli toprak boya ile süslenmiştir. İlk

Page 12: çin porselen sanatı

III

kaynaklarını Anadolu dışındaki Türk seramiğinden alan Anadolu seramik sanatı,

Osmanlı devrinde tamamen kendine özgü bir gelişme göstermiş, tercih edilen, ihraç

edilen eserler vererek ilgi görmüştür. Hokka, kase, ibrik, sürahi, kadeh, kandil, kupa,

gülabdan, buhurdanlık, tütsü kabı, tabaklar, sert beyaz hamur ve sır altı tekniği

kullanılarak yapılmıştır.

Porselen sözcüğü, porselene benzeyen bir cins midyenin İtalyanca adı olan

“Porcella” kelimesinden türetilmiştir. Bilindiği kadarıyla ilk kez bu kelimeyi Marco

Polo Çin'den getirilen bu tür ürünler için kullanmıştır. Porselen tümü killi topraktan

yapılmış veya daha açık bir deyimle kil ihtiva eden ham maddelerden üretilmiş

ürünlerin oluşturduğu büyük seramik grubunun bir elemanıdır. Birleşik bir bütün gibi

görünmesine rağmen içyapısında bileşik bir gövde oluşturmaması nedeniyle

"porselen" deyiminin kesin bilimsel bir tanımını yapmak zordur.

Porselen iki kısımdan oluşmaktadır. Gövde (Bisküvi) ve Sır. Bisküvi

şekillendirilmiş, kurutulmuş veya pişirilmiş, ancak henüz sırlanmamış seramik

ürünlere verilen addır. Porselende kullanılan sır, bileşimi açısından cama

benzemektedir. Sözü edilen cam benzeri hamur, aynı zamanda porselenin transparan

(ışık geçirgenlik) olmasının da bir nedenidir. Porseleni, seramik veya toprak

eşyalardan ayıran da bu ışık geçirgenlik özelliğidir.

Porseleni en emin ve en çabuk tanımanın yöntemi; ışık geçirgenlik özelliğinin ( ışığa

tutulduğu zaman şeffaflaşma) test edilmesidir. Diğer özellikleri ise yüzeyinin

belirgin parlaklığı; vurulduğunda temiz kulağa hoş gelen çınlama sesi, ve bugün

teknik gelişim sayesinde mavi - beyazdan belirgin bir fildişi rengine kadar

Page 13: çin porselen sanatı

III

değişebilen çok çeşitli tonlardaki temiz rengidir. Porselen kırıldığında kırık yüzey

düzgün, sıkı dokulu ve su geçirmezdir.

Porselen esas olarak ikiye ayrılır;

a) Sert porselen; Üretim alanı Avrupa Kıtası dır.

b) Yumuşak porselen; Üretim alanı Çin, Japonya ve İngiltere dir.

Avrupa Kıtasında özellikle Almanya‟da üretilen porselen sert porselendir. En önemli

özelliği yüksek kaolen özelliği (% 50) ve ancak 1400 - 1500 C derecede eriyen

feldspat sırrıdır. Söz konusu sıcaklıkta sırrın altındaki porselen gövde de

külçeleşmekte ve sonuç olarak gövde gibi sırrın da olağanüstü yüzey sertliği ve

dayanıklılığı ortaya çıkmaktadır.

Sert porselenin bisküvisi (gövdesi) ve sırrı çeşitli metal oksitlerin uygun miktarlarda

eklemesiyle boyanabilir. Böylece fildişi porselen, kobalt porseleni (mavi boyalı),

seladon porseleni (yeşilimsi boyalı), pembe porselen ve hatta siyah porselen elde

edilebilir. Sert porselenin yüksek sıcaklıkta pişirilmesi sır altı dekorlama şansını

kısıtlamakta ve porselene büyük önem kazandırmaktadır.

Yumuşak porselen adını, içeriğinde (% 50-65) bulunan kemik tozu veya fosfattan

alır. Kalan içeriğin %15-30 'u ise kuartz ve Felspattan oluşan pegmatit ve kaolin

oluşturmaktadır. Sert porselene oranla kaolin oranının bir hayli az olması ve daha

düşük bir bisküvi (gövde) pişirimi sıcaklığı, kütleleşmeyi sağlamakta yeterli

olmaktadır. Yumuşakla sert porselen arasındaki tek fark sadece değişik içeriğe sahip

olmaları değildir. Yumuşak porselenin sert porselene kıyasla oldukça düşük bir

Page 14: çin porselen sanatı

III

pişirim sıcaklığı vardır. Bu düşük sıcaklık sert porselende olduğu gibi sertliğe,

sağlamlığa ve darbe dayanıklılığının olmamasına yol açmaktadır. Ancak dekorlama

ve renk seçimine olanak tanımaktadır. Yumuşak porselen Batı Dünyasında özellikle

İngiltere'de üretilmekte ve "Bone China" ticari adıyla piyasaya sürülmektedir.

Siyah Porselen; ticari adıyla " porcelaine noire " ilk kez 1970 yıllarında Rosenhtel

tarafından piyasaya çıkarılmıştır. "porcelaine noire" bir anlamda 11. yüzyılda Peru'da

ünlü " Chimu - seramik" leriyle başlayan uzun bir gelişim zincirinin son halkasını

oluşturmaktadır. 18. yüzyılda Josuah Wedgwood aynı konuya eğilmiş ve

mamullerini "Siyah basalt " adı altında pazarlamıştır. " Porcelaine noire " gerek

içeriği gerek gövde kısmının bütünlüğü, gerek sağlamlığı ve gerekse pişme

derecesiyle (yaklaşık 1300 C) gerçek anlamda siyah porselendir. Gerçek porselenin

önemli bir özelliği olan ışığı geçirme bu türde bulunmakta olup, nedeni ise içeriğinde

sadece renk veren oksit karışımların bulunmasıdır.

Roza porselen denilen pembe porselen; belirli manganez tuzlarının çoğunluklada

altın bileşimlerinin içeriğe katılması ve porselen için bilinen sır pişirim derecelerinde

pişirilmesiyle elde edilen bir porselen türüdür.

Kahverengi porselen; çoğunlukla mutfak eşyalarında (tencerelerde, toprak

görünümlü kaplarda, çömleklerde) kullanılmaktadır. Gerek içerik gerekse sır kısmı

kahverengi boyalı olabildiği gibi genellikle boya yalnızca sırda bulunmaktadır. Bu

renk sırrın boyanması sırasında içeriğe demir oksit, manganez oksit ve krom oksit

gibi metal oksitlerin katılması veya içerikte kahverengi olup pişebilen kil cinslerinin

kullanılmasıyla elde edilir.

Page 15: çin porselen sanatı

III

Fildişi porselenlerde; dikkati çeken renk farklılıkları vardır ki bu durum fildişi

porselenin ne kadar gerçek olduğunun kanıtı olmaktadır. Sonradan belirli derecelerde

pişirilmiş bir boyayla ( 800 - 900 C) renklendirilmemesi, gerçek sert porselenin tüm

niteliklerini taşıyan bir ürün olmasına zemin sağlar. Ayrıca fildişi porselenlerin

içeriğindeki hafif renk farklılıkları, el yapımı sanat eserlerinin birbirinden ayrılmasını

ve porselenin diğer bir parçadan daha çekici ve üstün olmasını sağlar.

Yeşilimsi boyalı Celadon porseleni; genellikle yeşil sırlı olan bu porseln türü, Çinin

Longquan eyaletinde yer alan seramikleri anlatmada batılıların kullandığı bir

kelimedir. Celadonlar daha az su içermekte ve bu da çanak çömlekten daha iyi sır

tutmaktadır. Bu özelliğiyle porselene benzediği düşünülür. Yeşil porselen 7.

yüzyıldan bu yana Çin‟de kullanılmıştır. Song Hanedanlığı süresince de kullanılan

Celadonlar(960-1280) yeşim taşının önemini ve gelişimini de temel olarak

etkilemiştir. Yeşil porselenin, yeşim gibi, sihirli ve koruyucu güçlerinin olduğuna

inanılmaktadır. O dönemlerde yeşil porselenin tehlike oluştuğunda, zil gibi çaldığı ve

zehirli bir yemek konduğunda renginin değişerek kişiyi uyardığı söylenmektedir.

Dolayısıyla bu denli popüler olmasına şaşmamak gerekir.

Mavimsi boyalı Kobalt porseleni; daha öncede belirttiğimiz gibi bir parçası iyi

fırınlanmamış porselene renk uygulaması yapılamamaktaydı. Sanatkarlar yüksek ısılı

fırınlarda iyi fırınlanmamış porselenlere rahatlıkla uyum sağlayabilen kobaltı

keşfetti, bu şekilde beyaz ve krem zemin üzerine mavi kullanılarak yapılan

harikulade örnekler yaratıldı ve bu stil devam eden 700 yıl boyunca popülerliğini

yitirmedi.

Page 16: çin porselen sanatı

III

Çok çeşitli deneyler ve ayrıntılı testlere rağmen porselenin birçok materyal gibi

belirli bir ömrü olduğu, eskidiği görülmemişti. Diğer bir değişle porselen

eskimemekteydi. Porselenin temel nitelikleri olan; sertlik, sağlamlık, parlaklık ve

dayanıklılık sonsuza denk değişmeden kalabilmekteydi.

Gerek porselen gerekse seramik, seramik ailesinin iki unsuru olarak birbirinin aynısı

gibi görünmekteyse de gerçekte birbirlerinden önemli ölçüde farklılıkları

bulunmaktadır. Gerek içerikleri gerekse üretimleri tamamen ayrıdır. Dolayısıyla

sonuçta birbirinden tamamen farklı ürünler ortaya çıkmaktadır. Porselenin sır

pişirimi 1400-1500 C 'da yapılmaktayken, seramiğin ilk gövde (bisküvi) pişirimi

1100 - 1300 C 'da yapılmakta ve üstüne sır pişirimi ise 900-1200 C 'da

yapılmaktadır. Başka bir değişle seramikte, yüksek derecedeki ilk pişirimde ürünün

üstünde poroz (su geçirgen) halde olan sıvı sır pişirilmekte ve ürünün ikinci

pişiriminden sonra da poroz kalmamaktadır. Porselen ürünler ise su geçirmez, sıkı bir

yapı gösterir ve sır ile hamur birbirinden ayrılamaz bir bütün niteliği taşır. Seramikte

ise sır sert bir darbeyle çatlayabilir veya kopup düşebilir. Böyle bir durumda ortaya

çıkan sırrı çözülmüş yüzey ise poroz olduğu için su çeker. Konunun acemileri için iki

mamulün birbirinden ayırmanın en kesin yöntemi ışığa tutarak ışık geçirgenliğini test

etmektir: Porselen ışığı geçirir - Seramik ise geçirmez.

Çin‟in çok uzun yıllardır porselen üretimi için hammadde depolamasına gitmesi

herhangi bir katkıya gerek bırakmadan doğrudan üretime geçmesini sağlamış.

Avrupa‟da ise porselen yapımı için uygun hammadde bulmanın zorluğu porselen

üreticilerinin uğraştığı önemli sorunların başında gelmiştir. Porselen üretiminde son

derece temiz ve yüksek kaliteli hammadde kullanımı iyi porselen üretimini

Page 17: çin porselen sanatı

III

beraberinde getirir. Günümüzde porselene ait hammadde alımında aranılan ilk koşul

temiz, iyi işlenmiş, yoğrulabilir ve dayanıklı olmasıdır.

Page 18: çin porselen sanatı

I

PORSELENDE BĠÇĠM ve DESEN

BÖLÜM -1

(1-42)

Page 19: çin porselen sanatı

1

Yeşil saplı sırlanmış sulu yemeklerin dağıtımında kullanılan kepçe şeklinde Han Hanedanlığı çömleği ve

Han Hanedanlığı pirinç el değirmeni

Çin‟de ki porselen üretiminin çok uzun bir hikayesi vardır. Çin, geçen yüzyıllar

boyunca birçok ülkeye porselen ihraç etmiştir. Çin‟de ki çanak çömlek üretimi

Neolitik dönemlere dayanır. Shang ve Zhou Hanedanlıkları süresince eski dönemlere

ait kap kaçaklar Yangtze ve Sarı ırmağın orta ve alt bölümlerinde bulunmuştur. İlk

porselen ürünlerin üretimi Han Hanedanlığı döneminde başlamıştır. (Resim-1)

Zamanın ilerlemesiyle birlikte porselen yapımı yeni ve özgün düşüncelerin üretilmesi

ve yeni teknikler ile geliştirilmiştir. Bu gelişim bir dönemden diğer bir döneme

Resim 1

Page 20: çin porselen sanatı

2

geçerken farklı sitillerin ortaya çıkması ve dönemlerin birbirleriyle etkileşimiyle

sonuçlanmıştır.

Çömlekçiliğin keşfinden sonra (5000-2200) Çin boyalı, siyah ve oymalı kap kaçak

üretiminde büyük başarılar elde etmiştir. En eski dönem çanak çömlekler çoğunlukla

kırmızı kahverengi ve gri renklerdedir. Çok uzun yıllar kilin fırınlanması sonucunda

elde edilen deneyimler Çinlilerin Han Hanedanlığı döneminde yeni bir seramik

çağına girmelerine zemin hazırlamıştır. (206-220)

Bazı araştırmacılar ilk gerçek anlamda porselenlerin Han Hanedanlığı‟nın Zhejiang

şehrinde yapıldığına inanır. Han Hanedanlığı (206-220) süresince renklerin

uygulanmasında ve günlük kullanılan parçaların sırlanmasında gelişmeler

yaşanmıştır.[21

] Her sanat dalında yaşandığı gibi toplumsal gelişim, çanak çömlek

yapımındaki kalitenin de artmasına sebep olmuştur.

Arkeologlar ilk celadonların ( seramik için kullanılan özel bir terim, yeşim taşının

rengine benzeyen yeşil sırlamanın bir türü. ) Shang (16-11 yüzyıl) ve Batı Zhou (11

yüzyıl-770) Hanedanlıkları dönemi boyunca yapıldığını belirlemişlerdir. Arkeolojik

kazılarda bulunan sırlanmış eşya kalıntılarının, Batı Zhou döneminde üretildiğini

gösteriyor olmasına karşın, sırlanmış seramikler Han Hanedanlığı dönemine kadar

ortak değildir. Üç Krallık (220-280) dönemine ait bir lahitte yapılan kazılarda ilk

insanlar tarafından yapılan ve 251 yılına ait olduğu belirlenen bir idrar kabının ortaya

çıkması o dönemlerde porselen yapımcılığı ile ilgilenen uzman bir grubun olduğunun

21

He Li, “Chinese Ceramics - Çin Seramikleri” The New Standard Guide. Thames and Hudson,

London. 1996

Page 21: çin porselen sanatı

3

göstergesidir. Figürlerin biçimlendirilmesindeki değişim Altı Hanedanlık (256-588)

döneminde yapılan objelerin çok fazla detay içermesi sayesinde olmuştur. Altı

Hanedanlık dönemi celadon seramikleri, sırlanışındaki renkleri ve vücut

yumuşaklığındaki çömlek çamurunun kalitesinde ki gelişiminden ötürü başarılı

olmuştur. Sırlanmış porselenin üretimi Çin seramik tarihinde önemli ve dikkate değer

bir başarıdır.

Tang Hanedanlığının son dönemlerinde, yüksek tekniksel metotların başarı ile

kullanılması, celadon porselenlerinin üretiminde geniş bir yelpaze oluşturmuştur ve

bu gelişimler daha sonra gelen diğer hanedanlıklar tarafından da devam ettirilmiştir.

Celadon porselenlerinin zirve yaptığı dönemde diğer porselen türleri Xing olarak

adlandırılmıştır, çünkü Hubei eyaletinde yer alan Xing fırınlarında üretilmişlerdir. Bu

fırınlarda yapılan porselenlerin özellikleri üzerine vurulduğunda bir müzik

enstrümanından çıkan ses gibi çınlamasıdır.

Sui ve Tang Hanedanlıkları süresince (581-907) düşük ve yüksek ısılarda pişirilen

çok büyük miktarlarda seramikler üretilmiştir. Porselenin ilerlemesine ve gelişimine

en önemli katkı ve en büyük ilerleme Tang Hanedanlığı (616-906) döneminde

olmuştur. Seramiklerde kullanılan çok renkliliğin cesur bir şekilde kullanılmasıyla

oluşmuştur.

Page 22: çin porselen sanatı

4

Tang Hanedanlığı tek renkli süslemeli yeşil ve kırmızı minyatür kase (618-906)

Çanak çömlekler boyanmış, bu durum porselen üretiminin ilerlemesine katkıda

bulunmuştur. Görünümden çok figüre önem verilmiştir. Tang Hanedanlığı sanatçıları

yeni ve güzel bir tarz yakalayarak basit, tek renkli (Resim-2) porselenden açık

tonların mavinin, sarının ve yeşilin kullanıldığı farklı bir tarza geçmişlerdir.

Resim 2

Page 23: çin porselen sanatı

5

En ünlü insan ve at figürlerini bu üç renkle (Resim-3) nakşederek yeni üretimler

yapmışlar ve modern dünyada bu durum çok büyük beğeni kazanmıştır.

Tang Hanedanlığı Sancai (üç renkli) süslemeli yeşil at. Shang Hai Müzesi

Porselenin yabancılar tarafından ilk olarak Arap gezginler tarafından Tang

Hanedanlığı‟na yapılan seyahatlerde bahsinin geçtiği kaydedilmiştir. "En iyi kil

Çin‟de bulunmaktaydı, bir cam varmışçasına içindeki suyun görülebileceği

şeffaflıkta çok iyi cilalanmış vazolar bulunmaktaydı. Bunlar kilden yapılmıştı.”[22

]

Araplar bu tip bir üretimde temel bazı bileşenlerin ve elementlerin gerekli

olduğundan haberdardılar ki bu bileşenler normal cam üretiminde kullanılandan

oldukça farklıydı. [23

]

22

Bushell, S. W. “Chinese Art - Çin Sanatı” Victoria and Albert Museum Art Handbook, His

Majesty's Stationery Office, London. 1906 23

Bushell, S. W. “Chinese Art - Çin Sanatı” Victoria and Albert Museum Art Handbook, His

Majesty's Stationery Office, London. 1906

Resim 3

Page 24: çin porselen sanatı

6

Sırlanmamış mavi-beyaz porselenlerin ilk olarak Tang Hanedanlığı döneminde

yapıldığına inanılmaktadır. Çünkü Tang dönemine ait, üç parça mavi beyaz

porselenin Endonezya‟dan Singapur‟a giden bir gemi enkazında bulunduğu

bilinir.[24

]

Devamında gelen Song Hanedanlığı (960-1279) döneminde birçok porselen fırınları

inşa edilmiş ve farklı porselen okulları açılmıştır. Song Hanedanlığı dönemine ait

farklı bölgelerde birçok ünlü fırınlar bulunmaktadır. Bunların içinde en ünlüleri Ru,

Guan, Ge ve Ding fırınlarıdır. Kaymak gibi porselenler Ru fırınlarında, pırıl pırıl

güneş kırmızısı gibi parlayan porselenler Jun fırınlarında üretilmiştir. Ge fırınlarında

ise insan sesi çıkaran suni porselen üretiminde uzmanlaşılmıştır. Bu üç fırın

içerisinde en çok bilinen ve en ünlüsü Ru fırınıdır. Ru fırınlarında üretilen ürünler

sadece İmparatorluk sarayı için üretilmiş iyi ve zarif ürünlerdir.

Çin porselen tarihinde, Song Hanedanlığı porselenleri tüm dünya için klasik porselen

örnekleri olarak sınıflandırılabilir. Klasiktir, çünkü Song porselenleri şekillerinin

kombinasyonu, sırlanması ve süslemeleri ile müthiş bir başarı örneğidir. Bu durum

Song Hanedanlığı döneminde yapılan çanak çömleklerin temelde başarılı olmasından

kaynaklıdır. Bu dönemdeki başarı, çömlek yapımında uygulanan şekil, sırlama ve

fırınlama tekniklerinde yapılan yeniliklerden kaynaklıdır.

24

De Boulay, Anthony. “Chinese Porcelain - Çin Porseleni” Octopus Books, London. 1973

Page 25: çin porselen sanatı

7

Song Hanedanlığı (616-1279) döneminde seramik üretiminde ki büyük başarının tek

renkli seramikler sayesinde olduğu görülmektedir. Song Hanedanlığı sanatçıları

güzel ve tek renkli porselen üretimine devam etmişler, parlak, hafif ve göze

çarpmayan renk uygulamalarını geliştirmişlerdir. Song Hanedanlığı döneminde

dokunulduğu anda kolayca kırılabilecekmiş gibi duran porselen üretiminin sırrı

keşfedilmiştir.

Ürünler, içine kızılımsı-kahve tonlarında özel bir sırlama katılarak yapılmıştır.

Temelde dört renk olan sırlamaların hepsi Ru fırınlarında kullanılmıştır. Bunlar safir,

turkuaz, gök mavisi ve kırık beyazdır. Ru fırınlarında sadece ilk 20 yılda üretilen

ürünler antika değerindedir. Tüm dünyada bu tip ürünlerden sadece 70 adet

bulunmaktadır. Bu yüzden Song Hanedanlığı boyunca üretilen porselen ürünlerin,

üretim sürecinde uygulanan teknikler, o dönemi tekniksel anlamda en üst seviyeye

ulaştırmıştır.

En görkemli Song tek renkli seramiği Celadon‟dur. (yeşilimsi sırlama) Türlü

şekillerde isimlendirilen celadon bu isimlerini şekli, tonu veya çatlatma modelinden

almıştır. Gerek Çin gerekse diğer ülkelerde yaşayan uzmanlar tek renkli Song

dönemi porselenlerinin Çin‟deki porselen yapımcılığına verilebilecek en iyi örnekler

olduğu görüşünde birleşmektedirler.

Page 26: çin porselen sanatı

8

Jian çay kasesi Song Hanedanlığu (960–1279); Metropolitan Sanat Müzesi

Jian siyah porselenleri, (Resim-4) genellikle çay sunumu yapılan porselenlerdir.

Song Hanedanlığı döneminde en yüksek popülaritesine ulaşmıştır. Sırlamada

kullanılan kil, gövde hamuru oluşturulurken kullanılan kil ile benzerlikler gösterir.

Yüksek derecede sıvı olarak kullanılan kil sırlama, desen üretimini de birbirinden

ayırır ve bu da mantolama olarak isimlendirilir. (tavşan kürkü gibi) Siyah porselenler

demir yönünden zengin bir şekilde sırlanır ve bu sırlama aşamalarına göre

ayrıştırılarak çok iyi bilinen yağ-benekleri, çay-tozu, ve keklik-tüyü effektli

sırlamaların üretimi için kullanılır. İki kaseden hiç birinde aynı desen bulunmaz.

Kaseler sadece bu sitile özgü ve koyu kahve olan demir bir ayaklığa sahiptir ve diğer

yüzlerce parçanın piştiği gibi pişirilir. Her birinin içinde kendine özgü iç içe

istiflenebilir kalıpları ve bu kalıpların tek bir pişirimde hepsini içine alabilecek büyük

fırınları vardır.

Resim 4

Page 27: çin porselen sanatı

9

11. yüzyılda bir Fujian yerlisinin yazmış olduğu: “ Çay siyah kupalar içinde parlak

rengi ile muhteşem görünür. Jiangyang da yapılan kupalar mavimsi siyah renkte,

tavşan kürkü gibi belirginleştirilmiş. Oldukça kalın kumaş olması (sırrın kalınlığı)

onların ısı tutmasını sağlar böylelikle bir kere ısındı mı kolay kolay soğumaz bu

anlamda oldukça değerlidir. Diğer yerlerde üretilen kaplardan hiçbiri buna rakip

olamaz. Mavi beyaz kaplar çay sunum partileri verenler tarafından kullanılmaz.”

[25

]

O dönemlerde çay küçük toz halindeki yaprakların kurutulması ve içine sıcak su

katılarak preslenmesi yolu ile hazırlanırdı. Su, bu beyaz köpük şeklinde üretilen toza

eklenir ve böylelikle siyah kasenin rengi daha iyi göze çarpardı. Karışımı test etmek

Ming Hanedanlığı döneminde değişti. İmparator Hongwu kendisi için yaprak

şeklinde olan çayı tercih etti ve çay üreten bölgelerden alınan haraçları sadece

yapraklı çay olarak kabul etti. Yaprak çay, toz çayın zıttıdır ve kaynar suda tüm

yaprakların demlenmesi yolu ile hazırlanır.

Bu süreç Yixing porselen demliklerinin (Resim-5) sonradan gelen popularitesine ve

demliğin bulunmasına yol açtı.[26

] Song Hanedanlığı dönemindeki Jian porselenleri

Japonlar tarafından çok beğenildi ve Tenmoku porselenleri olarak taklit edildi.

(Resim-6)

25

Bushell, S. W. “Chinese Pottery and Porcelain - Çin Demlik ve Porselenleri” Oxford University

Press, Kuala Lumpur.1977 26

Mowry Robert “Artistic Life in the Late Ming period - Ming Dönemi Sanatsal Yaşamı” New York:

Thames and Hudson, 1987, s. 166;

Brook,Timothy “Commerce and Culture in Ming China - Ming Dönemi Ticaret ve Kültür” Berkeley

and Los Angeles: University of California Press, 1998, s. 127 Watt, James C.Y. “Antiquarianism and

Naturalism,- Antkiacılık ve Doğallık” in Possessing the Past, s. 246.

Page 28: çin porselen sanatı

10

Farklı sitillerdeki Yixing kil demlikler

Aynı döneme ait mavi Tenmoku sırlamalı sake kasesi - Kamada Kouji

Resim 5

Resim 6

Page 29: çin porselen sanatı

11

Song Hanedanlığı oyma dizayn beyaz sırlamalı Ding kasesi (11-12 yüzyıl); Porcelain, Musée Guimet 2418

Ding porselenleri (Resim-7) Ding Xian de üretilmiştir. (Chu-yang), Hebei

eyaletinde, Pekin‟in güney-batısında. 940 yılında Song İmparatoru başa geldiğinde

Ding porselenleri Çin‟de, imparator ve tebasının kullanımı için saraya ilk giren en iyi

porselenlerdir. Hamuru beyazdır. Genellikle şeffaf ve damlatma yoluyla sırlanmış,

ismi de “gözyaşlar”ı olarak derlenmiştir.[27

] Bazı Ding porselenleri siyah ya da

kahve olmak üzere tek renk olarak sırlanmış. Beyaz olanlar ise tek bir sınıf altında

genellemiştir. Zarif şekli üstündeki estetik süsleme tarzı genelde çok şatafatlıdır.

Kilin içine önceden sırlanarak kazınan ya da damgalanan tasarımlar, bakıldığında

anlaşılır niteliktedir. Dolayısıyla sofra takımları yapılırken bunları fırınlar içerisinde

istiflemenin yolu, kenarları sırsız kaldığı için, altın ya da gümüş metallerle

çerçevelemektir.

27

Kao Lien, Gao Lian, “The „‟Tsun Sheng Pa Chien‟‟ 1591 Arthur Waley, “Yearbook of Oriental Art

and Culture- Oryantal Sanat ve Kültür Yıllığı” 1924-25, s. 86.

Resim 7

Page 30: çin porselen sanatı

12

“ Birkaç yüzyıl sonra Güney Song devri yazarları durumu imparatorluk eşyalarının

intikaline izin veren bir kusurmuş gibi yorumladı. Güneye doğru kaçış Song

İmparatorluğunun kuzeydeki fırınlara erişimini ortadan kaldırmıştı. Bundan sonraki

tek tartışma Qingbai porselenlerinin Ding porselenlerinin yerini alıp

almayacağıydı.”[28

]

Ding porselenlerinde olduğu gibi, Ru porselenleri de (Resim-8) Kuzey Çin‟de,

imparatorluğun kullanımı için üretilmektedir. Ru parçalarının sırrının içinde çok az

miktarda demir bulunmaktadır ve havası azaltılarak pişirildiğinde oksitlenerek

yeşilimsi bir renge dönüşür. Ru porselenleri renklerine göre sınıflanır (beyaza

yakından, kızıl göğüslü ardıç kuşu yumurtası rengine kadar) üzerleri genellikle

kızılımsı-kahverenginde ince çatlaklarla kaplıdır. Bu çatlaklara, kaplanan sırrın

soğuması ve gövdeden daha hızlı bir şekilde büzüşüp daralması sebep olur. Böylece

gerilir ve sonunda çatlar.

Ru Ware kase atlğı; 12.yüzyıl Parlak mavimsi -yeşil sırlamalı, sarımtırak bej renkli, bakır kenarlı çömlek/

London, Victoria and Albert Museum

28

“Qingbai wine ewer and basin –Qingbai şarap ibrik ve havza ” The British Museum

Resim 8

Page 31: çin porselen sanatı

13

Şekilde görüldüğü gibi (Resim-9) Song Hanedanlığı dönemini porselenler üzerinde

var olan çatlakların, kusurdan çok, bir değer olarak izlendiği ilk zaman dilimidir.

Zaman içinde sırlama kalınlaşırken gövdeler git gide incelmeye başlamıştır. Güney

Song döneminin sonuna kadar yeşil sırlama gövdeden daha çok kalınlaşmaya, yani

ince ve cılız bir şekilde yer alan gövde sırlaması git gide daha toplu ve kalın olmaya

başlamıştır.

Ru Ware kase atlığı, çatlakların detay görüntüsü; V&A FE.1-1970

Resim 9

Page 32: çin porselen sanatı

14

Kuzey Song Dönemi turkuaz-mor sırlamalı Jun porseleni (960-1127); Asian Art Museum, San Francisco

Ding porselenlerinde olduğu gibi Song Hanedanlığı‟da Jin Hanedanlığının

saldırılarından sonra Ru fırınlarına ulaşma imkanını kaybetmiş, İmparator Gaozong

Ru porselenlerinin emitasyonlarını üretmek için yeni başkentin yakınlarında resmi

fırınlar açmıştır. Fakat gelecek nesiller Ru porselenlerini bir şekilde katledilen eşsiz

parçalar olarak hatırlayacaklardır. Gao‟nun dedi gibi “Guan Yao‟dakilerle

karşılaştırıldığında diğerleri daha üstün ve daha göz alıcı parlaklıktaydı.”

Jun porselenleri (Resim-10) Kuzey Song döneminde kullanılan üçüncü tip

porselenlerdir. Ding ve Ru porselenlerinden daha kalın bir gövde yapısına sahiptir.

Jun porselenleri oldukça ince buna karşın oldukça dayanıklı olan altın sarısı-kahve

Resim 10

Page 33: çin porselen sanatı

15

gövdesinde, çok çabuk eriyip çözülecekmiş gibi görünen turkuaz ve mor tonlarda

yapışkan bir görüntüye sahip sırla sırlanmıştır. Şekilleri diğerlerine göre oldukça

sağlamdır. Jun porselenleri 10. yüzyılda Song Hanedanlığı yıllarında en canlı

dönemini yaşamıştır. Jun porseleni, Çin porselen sanatının hazinesidir. Jun

porselenleri orta Çin'in Henan eyaletindeki Yuzhou bölgesinde üretilmiştir. Burası

eskiden "Junzhou" olarak adlandırılmaktadır. Jun porseleninin adı da buradan

gelmektedir.

Tang ve Song Hanedanlıklarından sonra başa geçen İmparatorlar, Jun porselenlerini

ancak İmparatorların kullanabildikleri kıymetli eşya olarak ilan etmiş, yılda yalnız 36

parça Jun porseleni üretilmesine izin vermişlerdir ve Jun porselenlerine "kıymetli

porselen", "değerli mücevher" ve "nadir görülen zarif eşya" unvanı vererek halkın

bu porselenleri bulundurmasını yasaklamışlardır. Song Hanedanlığında ortaya çıkan

"altına paha biçilir, Jun porselenine paha biçilmez" sözü bunun en güzel ve net

ifadesidir. Jun porselenlerinin ölülerle birlikte gömülmesi yasaklamıştır. Bunun için

bugün mezarlarda bulunan tarihi eserler arasında Jun porselenleri çok nadir görülür.

Dünyadaki büyük ve ünlü müzelerde sergilenen Jun porselenlerinin sayısı fazla

değildir. Bu nedenle "evdeki bir Jun porseleninin parçası milyar paradan daha

değerlidir" ve "evde Jun porselenin yoksa kendini zengin sanma" şeklindeki ifadeler

halk arasında sıkça kullanılan ağızdan ağza dolaşan deyimlerdir.

Page 34: çin porselen sanatı

16

Song Hanedanlığı dönemi “ocağa girerken tek renk ocaktan çıkarken rengarenk” olan Jun porselenleri

Beyaz içinde kırmızı olarak görülen renkli sırlama tekniği

Jun porseleninin bu kadar değerli olmasının nedeni, bu porselenin yapımına özgün

"ocakta değişim" teknolojisinin kullanılmasıdır.(Resim-11)

Değişik, kıymetli ve

renkli sırların yaratılmış olmasıdır. Bu, porselenin ortaya çıkması ile mavi-beyaz

porselenin hüküm sürdüğü dönem kapanmıştır. Jun porseleninin ocakta değişimi,

"ocağa girerken tek renk ocaktan çıkarken rengarenk" olarak nitelendirilir. Porselen

ustaları Jun porselenlerini pişirirken sırrın içine bakır ve demir katmışlar. Porselenler

pişirilirken aynı sistem kullanılsa da sırların ince ve kalın olması, porselenlerin

ocakta yerleştirildiği yer ve ısının yüksek veya düşük olması, pişirilen Jun

porselenlerinin kalitesinin değişik olmasına neden teşkil eder. Sırların renkleri çok

çeşitli ve göz alıcıdır, bazıları kırmızı içinde mor renk, mor renk içinde gri, gri renk

içinde beyaz, beyaz içinde kırmızı olarak görülür.(Resim-12) Bu beş renk kaynaşarak

ve birbirini yansıtarak parlar. İnsanlar, değişik ışık ve açılardan Jun porselenlerini

seyrederken farklı keyifler alabilir. Jun porselenleri yüksek sanat cazibine sahiptir.

Resim 11 Resim 12

Page 35: çin porselen sanatı

17

Ayrıca, doğal olarak oluşan sırrın renginin eşi benzeri yoktur. Her parça Jun

porseleni tektir. Bunun için "Jun porseleninin eşi yok" şeklindeki deyim yaygındır.

Jun porselenlerinin eşsiz bir özelliği de üzerinde çatlak izlerinin görülmesidir. Ancak

el sürdüğünüz zaman Jun porseleninin çok parlak ve kaygan olduğunu

hissedebilirsiniz. Jun porselenlerinin sırları altındaki çatlak izlerinde insanın

yapamadığı harikalar yer alır. Örneğin inci, yengeç, örümcek ağı ve solucan gibi

izlerin meydana gelmesi onu, eşsiz kılan bir diğer faktördür. İçeriğinde bu tip izler

bulunan porselenler en kıymetli porselenler olarak adledilir. Bazı Jun porselenlerinin

ocakta değişiminde doğa manzaraları meydana gelir. Bazıları akşam üstü şafağa ve

rengarenk bulutlara, bazıları ormana dönen kuşlara ve gökteki yıldızlara, bazıları ise

ilahi dağlardaki pavyonlara benzer. Bunun için bu manzara izlerini taşıyan her Jun

porseleni çok kıymetli porselen olarak ebediyen saklanır. Jun porselenleri pişirilirken

yüzde 90'nında başarı sağlanamaz. Başarıyla pişirilen yüzde 10'luk Jun porseleni ise

çok kıymetlidir ve herkesin beğenisini kazanır

Jun porseleni yapım teknolojisinin Song Hanedanlığı döneminde (960-1279)

doruğa ulaşmasından sonra, yeni kuşak zanaatçılarının kendi tekniklerine sahip

olmalarına rağmen tarihi nedenlerle Jun porselen sanatı düşüşe geçmiştir. 19.

yüzyılın sonuna kadar Jun porseleni sanatı kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya

kalmıştır. Bugün, birçok Çinli sanatçı kıymetli Jun porselenini eski günlerine

döndürmek için Jun porselenlerini geliştirme ve araştırma çalışmalarına girmiştir.

Page 36: çin porselen sanatı

18

Mantar şeklinde mürekkep paleti ve altı adet çıkıntılı kenarı olan Guan porseleni

Stoneware; Asian Art Museum, San Francisco

Tam olarak anlamı “resmi” porselenler olan Guan porselenleri. (Resim13-14) Ru,

Jun ve Ding porselenlerinden sayılabilir çünkü gerçek anlamda saray için üretilen

porselenlerdir. Terim sadece saray için üretimi ifade eder.

Resim 13-14

Page 37: çin porselen sanatı

19

Güney Song dönemine kadar imparatorluk fırınları çalışmıyordu. Bu süreçte yapılan

porselenlerde gövde oldukça kalın sır ise çok inceydi. Lin‟an‟ın dağ eteklerinde

bulunan kilin, koyu kahve tonu ve kullanılan sırrın çok derinlerde olması, Guan

porselenlerinin “kahverengi ağız” ya da “mor” olarak bilinmesini sağladı. Sırrın

inceliği en üsteki bordürü ifade ederken, gövdeyi içten göstermekteydi Guan

seramiklerine yıllar boyu hayran kalındı ve birçok taklidi yapıldı.[29

] Partneri olarak

bilinen Ge porselenleri ile arasındaki farka bakıldığında Guan porselenlerinin

çatlaklarının daha mavimsi ve daha şeffaf sırlamaya sahip olduğu görülür.[30

]

Anlamı “abi-kardeş porselenleri” olan Ge porselenleri, adını Longquan yakınlarında

yaşayan iki kardeşten alır. Kardeşlerden biri tipik celadonlar üretirken diğeri özel

fırınlarda pişirilen ge porselenlerini üretmektedir. Genelde Ge porselenleri kolay

kolay bulunmamaktadır.

Temelde bu iki tip porseleni kıyasladığımızda, bir tanesinde -ılık pirinç sarısı

sırrının, (Resim-16) iki tip çatlağının, çok ünlü olan koyu tonlar içine serpiştirilen

kırmızı şeritlerinin olduğu, (Resim-15) diğerinin ise grimsi sırrı ve sadece bir adet

çatlağa sahip olması nedeni ile (Resim-17) daha çok Kuan porselenlerine benzediği

görülür.[31

]

29

Watt, James C.Y. “Antiquarianism and Naturalism - Antkiacılık ve Doğallık” Possessing the Past,

s. 243-244. 30

Mowry Robert “Artistic Life in the Late Ming period - Ming Dönemi Sanatsal Yaşamı New York:

Thames and Hudson, 1987, s. 164 31

Glandale Community College Article, “History of world of ceramics - Dünya Seramik Tarihi

Makalesi”

Page 38: çin porselen sanatı

20

Ge porselenleri “kırmızı mücevher kutusu"

Song Dönemi Ge Porseleni “ayak yıkama

kabı”

Guan porselenleri ile benzerlikler

gösteren grimsi sırlı; Ge porselen kase

Resim 15-16-17

Page 39: çin porselen sanatı

21

Bazı yönlerden benzerlikleri olsada Ge porselenlerinin türüne özgü mat bir şekilde

bitirilen tamamı ile donuk mavimsi-gri bir sırrı olduğu bilinir. Çatlakların deseni

abartılı ve genellikle koyu siyah olarak göze çarpar ve bu durumun nasıl oluştuğu

hala bir sırdır.

Birçok araştırmacı Ge porselenlerinin Güney Song ve Yuan dönemine kadar

herhangi bir gelişim göstermediğine inanır ve gelişimin Ming Hanedanlığı‟nda

olduğu düşünülür. Bu tip porselenleri diğer porselen türlerine nazaran daha çok

tercih eden ve kullanan kişi Ming döneminin en önemli ressamlarından biri olan Wen

Zhenheng‟dır.(fırça yıkama kabı,su damlalığı) Song ve Yuan döneminde yapılan Ge

porselenlerinin Ming döneminde yapılan taklitleri arasındaki farklılıklara

bakıldığında: Ming dönemi uyarlamalarının beyaz bir gövdeye sahip olduğu ve yeni

biçimlerde üretilme eğiliminin olduğu görülür. Bilginlerin stüdyolarında; sırrın daha

ince ve parlak olduğu ve ince sulu kilin kenara uygulandığı ve Kuan porselenlerinin

“demir ayak ve kahverengi ağız “gibi taklitlerine temel oluşturduğu görülür.[32

]

“Qingbai” porselenleri Jingdezhen‟da üretilmiştir. (Resim-18) Üretim Yuan

Hanedanlığının (1280-1367) sonu ve Ming Hanedanlığının (1368-1643)

başlangıcında olmuştur. 13. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar sanatçılar, Song döneminin

geleneklerini devam ettirmiştir. Çin porselen yapımını değiştirmek ve geliştirmek

için yeni yöntemler bulunmuştur. Çin edebiyatında Qingbai kelimesinin

anlamı “açık mavi-beyaz”dır.

32

Mowry Robert “The Chinese scholar's studio - Çinli Alimler Çalışması” s. 164

Page 40: çin porselen sanatı

22

Yuan Hanedanlığı dönemi Qingbai (mavi-

beyaz) kasesi

Resim 18

Page 41: çin porselen sanatı

23

Qingbai sırlaması “porselen sırlaması” demektir çünkü çömlek taşı (zımpara)

kullanılarak üretilmektedir. Sırrı oldukça temiz, içeriğinde ise oldukça düşük

miktarlarda demir ihtiva eder. Sır, beyaz porselenin gövdesine uygulandığında

yeşilimsi-mavi bir renk alır ki sırlamaya ismini veren de bu renktir. Süslemelerin

bazıları kazınmış ya da kalıplanmış modellerdir. (Resim-19)

Çiçek madalyonlarıyla süslenmiş Qingbai porselen kutu

Resim 19

Page 42: çin porselen sanatı

24

Song Hanedanlığı dönemi Qingbai kaselerinde kullanılan modeller, genelde

kazınmış, bulutlar ya da bulutların su üzerine yapmış olduğu yansımaların

resmedildiği modellerdir. Gövde beyaz, yarı saydam ve güzel bir dokuya sahiptir. Bu

durum, kaolin ve çömlek taşı (zımpara) yerine, zımparanın ezilerek arıtılması yolu ile

yapıldığına işaret eder. Sır ve gövde birlikte özel kalıplarda dönemin tipik büyük

tahta fırınlarda pişirilir. Bu fırınlara yanan ejderha ismi verilmiştir. Song ve Yuan

dönemi Qingbai kaseleri özel bölmeli kalıplarda ters düz edilerek pişirilmiştir. Bu

teknik ilk olarak Ding fırınlarında keşfedilmiştir. Bu tip porselenlerin çevre kısmı

sırlama işlemine tabi tutulmadan genellikle gümüş, bakır ya da kurşunla

çerçevelenirdi. Bu dönemdeki porselenler genellikle düşük kalitedeydi. Düşük

kalitede olmasının sebebi ise siyasi kararsızlıklar süresince çok önemli bir madde

olan kobaltın eksikliğinden ileri gelmekteydi. Qingbai porselenleri, diğer porselen

eşyalara oranla, büyük miktarda yapılan üretimlerdi. Yüksek standartlara sahip

olmayan ve günlük kullanılan nesnelerin yeniden düzenlemiş haliydi. Antika

meraklıları ve bu işi bilen kişilerin teveccühlerine nail olmuştur. Mavi-beyaz

porselenlerin tarihine bakıldığında Tang Hanedanlığının izinden gitti görülür. (Resim

20)

Ming Hanedanlığı ejderha figürlü mavi-beyaz porselen tabak

Page 43: çin porselen sanatı

25

Fakat Tang Habedanlığı dönemdeki mavi-beyaz porselenler çok açık mavi-beyaz

üretimleri içermektedir. Yuan Hanedanlığı‟na kadar mavi-beyaz porselenlerin

üretimi olgunluk evresine ulaşmıştır. İlk dönem, mavi-beyaz porselenlerde kullanılan

şeffaf sırlamanın alt zemini güçlü mavi renkle boyanır. Ortaya çıkan renksel sonuç,

sert sırlama tabakası tarafından mükemmel bir şekilde korunurdu. O dönemde başka

buluşlara yol açacak yeni bir teknik geliştirildi. Materyaller birleştirerek yeniden

biçimlendirildi ve fırınlama ısısı düzenledi. Sonuç olarak büyük miktarlarda yapılan

porselen üretimi hız kazandırılarak kolaylaştırıldı. İkinci olarak, Yuan dönemi mavi-

beyaz porselenlerinde alışılmamış Çin süslemelerine bazı farklılıklar eklemek

suretiyle azda olsa yer verildi. Bu süsleme tipi, parlak renklerin alışılmamış Çin özgü

şekiller ve süslü Çin motifleri ile birleştirilmesiydi. Bu birleşim, Yuan Hanedanlığı

boyunca sırlanmamış mavi ve sırlanmamış kırmızı süslemelerde kullanılmıştı.

Kırmızı süsleme tarzı içerisinde oldukça fazla resimli figürü barındırmaktaydı.

Üçüncü olarak Yuan Hanedanlığı öncesinde çok az renk kullanımı vardı. En büyük

başarı renkli sırlamanın üretimi sayesinde oldu. Ming Hanedanlığı dönemi mavi-

beyaz porselen üretiminin “Altın Çağı” olarak isimlendirildi. Mavi-beyaz porselenler

baş üretimlerdi.(Resim 21-22)

15. yüzyıl Ming dönemi porselen kase ve sunum tabağı Ming Hanedanlığı

Resim 21-22

Page 44: çin porselen sanatı

26

İmparator Yung lo, Xuande ve Chenghua „nın saltanı döneminde, mavi-beyaz

porselenler altın çağını yaşamıştır. İmparator Yung lo ve Xuande döneminde

porselenler zarif ve ince sırlamaya, biçimsel farklılıklara, değişik süslemelere ve

motiflere sahiptir. İmparator Chenghua döneminde Çin mürekkebi ve akıtma

boyayla yapılan renkler üst üste birleştirilerek parlaklığı artırılmıştır. Ming

Hanedanlığı sonlarında İmparator Jiajing, oğlu Longqing ve torunu Wanli‟nin

saltanatı süresince mavi-beyaz porselenler çok büyük bir üne kavuşmuştur.

Qing Hanedanlığı İmparator Kangxi dönemi yoğun mavi tonlu tabak ve kase, (1644-1680)

Qing Hanedanlığı döneminde kullanılan teknik görülmemiş bir üstünlüğe ulaştı ve

dünya çapında ilgi topladı ve mavi-beyaz porselenler özellikle İmparator Kangxi,

oğlu Yongzheng, torunu Qianlong ve tebası için üretildi. Üretimlere temiz yeşil bir

katman ve muhteşem parlaklığı ile mavi renk hakimdi. Ming Hanedanlığı süresince

çömlekçilik ve sırlama teknikleri gelişmiş, Yuan Hanedanlığı seramiklerine nazaran

seramik zemini daha beyaz ve mavi tonu daha yoğunluk kazanmıştır. 1426-1435

döneminde yer alan bu seramikler yoğun mavi tonu ile tanınmıştır. (Resim-23)

Resim 23

Page 45: çin porselen sanatı

27

Önceki dönemde yer alan Qingbai porselenlerinde mavi-beyaz porselenler şeffaf

porselen sırla sırlanmaktaydı. Mavi süslemeler sırlamadan önce porselen gövde içine

çizilerek yerleştirilmekteydi. Zemine suyla birlikte kobalt oksit karıştırılır ve inceden

inceye parçacıklar halinde kullanılırdı. Süsleme eklendikten sonra parçalar sırlanır ve

pişirilirdi.

14. yüzyılda mavi-beyaz porselenler Jingdezhen şehrinin en temel üretimi haline

geldi. Ele geçen resimli bir çay kutusu (Resim-24) mavi-beyaz porselenlerin

karakteristik birçok özelliğini ve İmparator Kangxi dönemi süresince üretildiğini

gösterdi.[33

] Temiz sırlamanın içinden görünen yarı saydam gövde de yüksek

derecede beyaz ve her katmana uygulanmış mükemmel bir mavi tonuna sahip kobalt

süslemeler görülmekteydi. Adaçayı görünümü, ışık saçan dağlar ve göller döneme ait

en tipik süslemelerdi. Porselen gövdenin mükemmel dokusu, hamur içindeki Çin

kilinin varlığının önemini işaret etmekteydi. Parçalar, özel kalıplarda, oksijeni

azaltılarak, yumurta görünümlü odun fırınlarda 1350 derecede pişirilirdi.

Kangxi dönemi mavi- beyaz çay

kutusu (1662-1722)

33

De Boulay, Anthony.” Chinese Porcelain - Çin Porseleni” Octopus Books, London. 1973

Resim 24

Page 46: çin porselen sanatı

28

Ming Hanedanlığı dönemindeki seramik yüzeylere uygulanan dekoratif amaçlı

ejderha ve zümrüdü anka kuşu motifleri çok popülerdi. Ejderha erkeği temsil

ederken, zümrüdü anka kuşu kadını ya da ejderhanın eşini, yani dişisini temsil

etmekteydi. Kullanılan hayvanlar, bitki şekilleri, bahçe içindeki insan figürleri ve iç

bezemeler genellikle mavi beyaz porselenlerde dekor olarak kullanılmaktaydı. Ming

Hanedanlığı sonu özellikle Qing Hanedanlığı (1644-1911) başlarında kap kaçaklara

kromdan yapılmış çok gerçekçi ve renkli çiçek ve insan figürleri uygulanmıştı. Bu

porselenler renklerinin parlaklığı ve dizaynlarında ki incelik yüzünden herkesi

cezbetmekteydi.

Ming Hanedanlığı Jiajing dönemi porselen kapaklı yeşil üzerine sarı ve kırmızı üzerine sarı küpler

İmparator Wanli‟den sonra Ming Hanedanlığı seramiklerinin çok az bir kısmı

saltanat armalarını taşımış ve bu şekli ile tanınmıştır. (1573-1620) Jiajing ve Wanli

(Resim-25) dönemindeki en moda olan seramikler çok renkli modellerin kullanıldığı

seramiklerdir.

Resim 25

Page 47: çin porselen sanatı

29

Modellerde kullanılan renkler kırmızı, sarı, açık ve koyu yeşil, kahverengi, patlıcan

moru ve sırlanmamış mavi renklerdir. Ming Hanedanlığı döneminde porselen

eşyaların farklılığı motiflerden çok renklerin üstünlüğüne dayanmaktadır. Sarı zemin

üzerine yeşil, mavi zemin üzerine sarı, kırmızı zemin üzerine yeşil modeller ve diğer

renk birleşimlerini içermektedir. Bu dönemdeki gelişim tüm seramik çeşitlerinde

görülmekte, mavi-beyaz, beş renkli ve benzeri seramikleri içermektedir. Ming

Hanedanlığı‟nın bitişinde beş renkli (wucai) süslemeler, kutsal 5 rakamının, Dünya

ve Cennetin yönetimiyle olan ilişkisi ve Taoist düşünceyi etkilemesi olarak ortaya

çıkmıştır. 14. yüzyıl başlarında mavi-beyaz porselenler temel üretim haline gelmiştir,

İmparator Kangxi‟nin saltanatı süresince teknik, en mükemmel seviyesine ulaşmıştır.

İlerleyen dönemlerde de porselen, şehrin üretilen en önemli ürünü halini almıştır. Çin

porselen üretiminin zirveye çıktığı dönemdir. Ming Hanedanlığı süresince (1368-

1644) mavi-beyaz süslemeler gelişmiş ve büyüyen bir üne kavuşmuştur. Avrupalılar

Çin‟den porselen ithal etmiştir. İlk olarak 16. yüzyılda Çinliler Portekizlilerle kendi

özel şartnamelerini oluşturmuşlar ve durum Hollanda ve İngilizleri de içine alarak

17. yüzyıl başlarına kadar devam etmiştir. Qing Hanedanlığı‟nın kurulmasıyla (1644-

1911) batıya yapılan ihracat bir ölçüde genişletilmiş ve ticarette büyük bir sıçrama

yapılmıştır. Bu atılım Çin‟in dış marketlerde şaşırtıcı şekilleri, renkleri ve

süslemeleriyle tanınmasına izin vermiştir. Bu ihraç modellerin içerisinde en ünlüsü

Çin ve İngiltere arasındaki fikir alışverişleriyle geliştirilmiş olan “söğüt modeli” dir.

(Resim-26)

Page 48: çin porselen sanatı

30

"Söğüt modeli" mavi-beyaz olarak süslenmiş

çok nadir bulunan sıcak su tabağı

19. yüzyıldan itibaren mavi-beyaz Çin porselenleri Asya marketleri için Çin‟e has

modeller kullanılarak yapılmıştır. Qing Hanedanlığı renklerle sırlanmış üretimler için

oldukça dikkat çekici bir dönemdir. Tek renklilik alanında, Qing çömlekçileri Ming,

Yuan ve Song dönemlerinde ki seramik eşyalarda bulunan çok ünlü olan sırlanmış

renkleri taklit etmiş olmalarına rağmen birçok sırlanmış tek ve farklı renklerde

seramikler yaratmışlardır.

Resim 26

Page 49: çin porselen sanatı

31

18. yüzyıl Qing Hanedanlığı tek renkli sırlanmış

patlıcan moru renginde tütsü yakma kabı

Bunların içinde en ünlüleri pütürlü pembe, mercan kırmızısı ve ayna siyahı dır ki bu

dört sırlama Kangxi‟nın saltanatı döneminde yaratılmıştır.(Resim-27) Qing

Hanedanlığı döneminde ki tek renkle sırlanmış kapların gelişimine bakıldığında

Ming hanedanlığı dönemindekilere göre daha parlak bir görüntünün elde edilmesinin

sebebinin daha yüksek bir ısının kullanılmaya başlanması olduğudur.

Resim 27

Page 50: çin porselen sanatı

32

Ming ve Qing Hanedanlıkları süresince Jiangxi eyaletinde yer alan Jengdezhen şehri

porselenin merkezi olmuştur. Bu merkezde bütün bir yıl boyunca çalışan yüzlerce

fırın bulunmaktadır. Bu fırınlardan birkaçı Qing ve Ming Hanedanlıklarının

İmparatorluk saraylarının ihtiyaçlarının karşılanmasına hizmet etmektedir.

17. yüzyıl ortalarında Taoistler, Ming Hanedanlığı‟ndaki beş renkli porselen

süslemelerinden ilham alarak “famille verte” olarak adlandırılan yeni bir süslemeyi

gündeme getirmişlerdir.( Kangxi dönemi 1662-1722) Qing Hanedanlığı süresince

çok renkli porselen süslemelerine olan ilgi yavaş yavaş artmıştır. Artıştaki sebep

değişik tonların uygulanabilirliği ve engin renklerin birbiriyle uyum içinde

sıralanmasından kaynaklanmaktadır.

Süslemeler bitki formlarının, çiçeklerin ve hatta böceklerin oldukça karmaşık bir

kompozisyonla resmedilmesi yolu ile oluşturulmaktadır. Çok renkli seramiklerinin

üretimi hem kalite hem de teknik anlamda kusursuzlaşarak en yüksek noktaya

ulaşmıştır. Öyle ki Avrupa‟da moda olan ve Fransa‟da ortaya çıkan Rokoko sitili

Çin‟in çok renkli ipek brokar porselenlerinin taklit edilmesi yolu ile ortaya çıkmıştır.

Bu, pastel tonlar ve en popüler süslemeleri içine alan yeni bir sitili oluşturmuştur.

Page 51: çin porselen sanatı

33

Büyük kırmızı şakayıklar ve altın rengine dayanan pembe emaye içeren bu sitil

“famille rose” (Resim-28-29) olarak isimlendirilmiştir.

Qianlong dönemi (1736-95) Famille-rose tabak türü

Famille Rose kapaklı çorba kasesi

Qianlong dönemi(1736-95)Kuşlar ve çiçeklerle süslenmiş mineli Fencai gece kulübü kasesi

Bu isimlendirme Çinlilerin bakış açısından renklerin gücü ya da “fencai minesi”

(Resim-30) olarak bilinir. Çin porselenleri zaman içinde Avrupa‟da geniş bir

kullanım alanı olan, standart bir eşya durumuna gelmeye başlamıştır. Büyük

miktarlarda yemek takımları ( tabaklar, büyük çorba kaseleri, salata kaseleri, büyük

servis tabakları v.b.) mat beyaz olarak Avrupa‟ya ihraç edilmiş ve Avrupa‟da

süslenerek tasarımı yapılmıştır. Bu Çin‟e özgü sitil halen “Chinoiserie” (resimde ve

dekorasyon eşyasında Çin motiflerini taklit etme) olarak adlandırılmaktadır.

Resim 28-29-30

Page 52: çin porselen sanatı

34

Çin famille-verte türü, mavi yeşil mine ve kırmızı demirle süslenmiş kase ve tabak Kangxi (1662-1722)

Çin famille-verte türü çocuk figürü Kangxi (1662-1722)

Çin Famille rose türü tütün yaprağı şeklinde sos servisi yapılan kase Qianlong (1736-1795)

Famille Verte mineleriyle işlenmiş sürahi, Kangxi dönemi (1662-1722)

17. yüzyıl sonlarında Qing Hanedanlığı ile birlikte kobalt mavisinin, Ming

Hanedanlığı‟nın sırlanmamış beş renkli (wucai) porselenlerinin yerini aldığı kabul

edilmiştir. Bu beş renkli porselenlerin yeni uyarlaması, daha sonraları Avrupa‟da

“famille verte” olarak bilinen porselenlerin bir parçası olacaktır. Qing Hanedanlığı

döneminde ana bezeme biçimlerinden biri olan bu yeni renk yelpazesi, ihraç

ürünlerde başı çeker hale geldi. Ortadoğu‟da en çok famille verte (Resim 31-32-34)

ve famille rose (Resim-33) üslubunda mine süslemeli (emaye) tek renkli ürünler

beğeni topluyordu. Bazen bezemeye altın renk uygulanarak daha da zengin bir

görünüm elde edildiği oluyordu. Ming ve Qing Hanedanlıkları arasındaki geçiş

dönemi süresince mineli süslemelerde çoğunlukla sırlanmamış mavi üzerine, demir

kırmızısı, altın renginde yaldız ve yeşil mine kullanılmıştır.

Resim 31-32-33-34

Page 53: çin porselen sanatı

35

1710-1730 yıllarına tarihlenen Qing Hanedanlığı‟na ait, şakayık, krizantem ve anka kuşu betimlemeli Çin

İmarisi kavanoz

1700-1740 yılarına tarihlenen ortasında vazo içinde çiçekler, kenarında beyaz zeminli dilimli üç pafta içinde

kuşlar ve bitkilerle süslenmiş Japon İmarisi tabak

Bu süsleme, Japonlar tarafından daha da geliştirilmiş ve Japon ihraç limanlarında

“Ġmari” adını almıştır. İlerleyen süreçte Avrupa‟da tanınmış daha sonra Çinliler ve

Japonlar arasında imari üretimi bir yarış halini almıştır. İlk Japon İmarisi 1700‟lerde

Genroku zamanında üretilmiştir. Genelleme yapıldığında Çin İmarileri, (Resim-35)

Japon İmarileri‟ne (Resim-36) göre daha ince ve daha iyi sırlanmış objelerdir.

Çinliler geleneksel olan süsleme biçimlerine devam etmişler ve sırlanmamış mavi-

beyaz porselenlerde altın, parlak kırmızı ve demir kullanmışlardır. Çin İmarileri en

büyük popülerliğini İmparator Kangxi döneminde yaşamıştır.(1662-1722) [34

]

Hollanda, Ortadoğu ve Asya pazarlarında büyük talep görmüş ve her ülkenin isteğine

göre farklı üretimler yapılmıştır.

34

Ayers John, “Chinese Imari-Style Wares 1700-1745 – Çin İmari Stili1700-1745”, Topkapı Sarayı

Çin Seramikleri İstanbul. Katalog III, Qing Hanedanlığı Porselenleri, Londra 1986 s.1197-1198

Resim 35-36

Page 54: çin porselen sanatı

36

1730 yılından sonra mavi beyaz porselenlerin üretiminde gözle görülür bir artış

olmuştur ki bu da çok renkli minelerin popularitesinin artmasından ileri gelmektedir.

“Qing” sitili ortaya çıkmıştır ve bu sitil çiçekli üslubu en iyi tanımlayan sitildir. Ming

Hanedanlığı Qing Hanedanlığı tarafından (1639-1700) ve Qing Hanedanlığı‟da Çin

Cumhuriyeti (1909-1915) tarafından yıkıldıktan sonra, bu iki zaman dilimi

arasındaki geçiş dönemi resmi seramik fırınlarının çökmesiyle sonuçlanmıştır. Daha

önceleri resmi seramik fırınlarında çalışan sanatçı ve seramikçiler tarafından özel

fırınlar kurulmuş ve onların deneyim ve tecrübeleriyle Ming döneminden, Qing

dönemine geçişte yapılan yüksek kalitede ihraç porselenler üretilmiştir. Bu üretilen

porselenler sadece deniz aşırı ülkelerden çok fazla övgü almakla kalmamış, Song

Yuan ve Qing dönemlerinin de mükemmel bir taklidi olmuştur. Orjinallerine birebir

benzeyen bu taklitler “Çin Cumhuriyetinin ilk evresinde üretilen porselenler” olarak

adlandırılmıştır.

Kangxi dönemi mavi-beyaz kobalt süslemeleri

Kangxi dönemindeki mavi-beyaz kobalt süslemeler 17. yüzyıl sonu ve 18. yüzyıl

başlarında kusursuzlukta zirveye ulaşmıştır. (Resim-37) “Geçiş Dönemi” tasarımları

Resim 37

Page 55: çin porselen sanatı

37

yavaş yavaş klasik sitil içinde gelişmiş, fırınlar bir kez daha İmparatorluk kontrolüne

girmiştir.

18. yüzyılın orta ve son dönemlerinde Çin‟in savaşlar ve isyanların etkisinde kalması

porselen üretiminde büyük problemlere sebep olmuştur. 18. yüzyıl sonları 19. yüzyıl

başlarında Avrupa‟daki porselen yapımı Çin‟den daha ucuza mal edilmektedir.

Jiaqing (1796-1820) dönemi boyunca Avrupa‟da ki transfer baskı işlemi, porselen

süslemede her şeyi elle resmeden Çinlilerle yarışmayı olanaksız duruma getirmiştir.

19. yüzyılın ilk yarısında Batı ülkelerinde porselen yapımındaki gelişmeler, üretim

ve çalışır durumdaki fırın sayısı ve imparator desteğinin azalması ile birlikte porselen

kalitesinin inişli çıkışlı hale gelmesine ve ihraç talebinin azalmasına sebep olmuştur.

19. yüzyıl boyunca Çin porseleninin batı ülkelerine gönderimi şiddetli bir düşüş

yaşamış, Avrupa‟ya porselen gönderimi durmuş ve 19. yüzyıl Çin porseleninin çöküş

dönemi olarak sayılmıştır. 19. yüzyıl sonlarında ihraç amaçlı Jingdezhen fırınlarında

mavi-beyaz porselenler üretilmiş ancak 1853 yılında fırınlar tekrar ortadan

kaldırılmıştır. İmparatora ait fabrikalar 1864 yılına kadar inşa edilmemiştir ki bu

durum üretimin durmasına sebep olmuştur.

Guangxu döneminde (1875-1908) imparatorluk üretimi yeniden önem kazanmıştır.

Qing dönemi üslubunda üretilen parçalara yoğun talep vardır. Bu canlanmada, kendi

koleksiyon armasını taşıyan yeni bir tabak türü ısmarlayan Ana Kraliçe Cixi‟nin

(1835-1908) etkisi olmuştur.

Page 56: çin porselen sanatı

38

Qing Hanedanlığı Qianlong dönemi kahverengi taban mühürlü kulplu sürahi

Avrupa‟ya 1875-1908 yılları arasında ihraç edilen parçalarda sıklıkla kahverengi

halka şeklinde tabanın etrafında yada üstünde olan desenler nakşedilmiştir.

Zeminlerde genellikle demir kırmızısı imparatorluk mührü sergilenir ya da

kahverengi mühür tabana nakşedilmiş bir şekilde yer alır. (Resim-38)

19. yüzyıldan 20. yüzyıla giriş süreci boyunca İmparatorluk için üretilen porselenler

Qing Hanedanlığı döneminde üretilen porselen süslemelerine eş değer niteliktedir.

1911 yılında ki devrim Dr. Sun Yat-sen‟in Qing Hanedanlığının egemenliğine son

vermesini sağladı. Monarşi 2000 yıl boyunca Çin‟de varlığını gösterdi ve geçici Çin

Cumhuriyeti hükümeti Çin‟de kuruldu. 1912‟de Çin Cumhuriyetinin kuruluşuyla

birlikte yeni bir döneme girildi. Bu süreç boyunca yeni bir hanedanlık kurma girişimi

seramik sanatının yeniden dirilmesine zemin hazırladı.

Resim 38

Page 57: çin porselen sanatı

39

Qing Hanedanlığı 19. yüzyıl yoğun süslemeli ve gösterişli

geniş tabak

Qing Hanedanlığı Guangxu dönemi ve erken Cumhuriyet

dönem arasında yer alan “Beijing” vazo

Resim 39-40

Page 58: çin porselen sanatı

40

Kuruluştan sonra yüksek kalitedeki el yapımı porselenlerin ihracatı artış göstermeye

başladı. Muazzam fonlar yeni imparatorluk mallarının gelişimi için harcandı. İlk

olarak Song Hanedanlığı dönemi porselenleri yeni üretilecek porselenler için en iyi

model olacağından dikkate alındı. Bu durum sonuç olarak Song dönemi

porselenlerinin kopyalarının o dönemlerden günümüze kadar gelmesine sebep oldu.

Yongzheng dönemi, porselen üretiminde en iyi dönem olarak düşünülmektedir Qing

sitili mineli emaye ürünlerin günümüze kadar gelmesini sağlamıştır.

1921‟de faaliyete geçen Jiangxi Seramik Dairesi 1940‟lara kadar yapılan üretimleri

denetledi. 1937-1945 yılları arasında Japonlara karşı direniş savaşıyla sonuçlanan

büyük işgaller gerçekleştirildi. Lo-Kou Köprüsüyle patlak veren savaş, tüm fırınların

kapatılması ve bütün sanatçıların dağıtılmasına sebep oldu Bu durum sanatçılara

zarar veren sıkıntılı bir süreci beraberinde getirdi. Sanatçıların birçoğu yaşamak için

güneye gitmek zorunda kaldı. Bu dönem içerisinde yer alan bazı parçaların daha çok

seri üretimlerinin yapılmasının gerekliliği ortaya çıktı. Japon ve Çinli sanatçılar

kendi aralarında bu amaca hizmet edecek işbirlikleri oluşturulmak zorunda kaldı.

1945 yılında sosyal istikrar seramik endüstrisinin yeniden yapılanmasına izin verdi.

Gergin geçen 50 yıldan günümüze kadar, seramik endüstrisi önceki zaferini ve

başarılarını yeniden kazandı. Geçtiğimiz 20 yıl süresince seramik endüstrisi hızlı ve

emin adımlarla gelişti. (Resim-39-40)

Page 59: çin porselen sanatı

41

1949 yılında kurulan Çin Halk Cumhuriyeti Hükümeti porselen sanatının ilerdeki

gelişimini görerek, bu sanat dalının gelişimi için çaba sarf etti. 1949 yılında Çin Halk

Cumhuriyeti kuruldu ve Mao Zedong Merkez Komite Başkanı olduktan sonra 1950

den 1956 yılına kadar süren bir iyileştirme dönemine ihtiyaç duyuldu. Modern

seramik üretiminin 1949 yılından itibaren başladığı söylenebilir.

Bu yıl yapılan üretimlerde arıtılmamış yağ ve transfer tutkalı kullanılarak süslemeler

sırlanmış ve daha randımanlı fırınlarda pişirilerek tanıtılmıştır. Sanatçılar ve bilim

adamları sadece porselenlerin Çin‟in dekoratif sanatlar içerisinde onurlu bir yer

alması için çok çalışmamışlar, bunun yanında porselenin gelişimi ve büyük çapta

yenilikler yapılması içinde çaba sarf etmişlerdir. Bu süreç boyunca Rusya‟dan Çin‟e

bir etkileşim olmuştur. Yoğun süslemelerin ve gösterişli parçaların olduğu bir

dönemdir.

1956 ve 1966 yılları arasında yeni ve temel endüstriye çok büyük yatırımlar

yapılmış. Seri üretim ve daha iyi kontrol, yüksek kaliteyi beraberinde getirmiştir.

Bazı teşebbüsler üretimi canlandırarak eskinin izlerini takip etmiş ve hala takip

etmektedir. Kültür devrimi 1966 Mayısından 1976 Ekimine kadar süren 10 yıldan

sonra bitti. Tüm aktiviteler durduruldu ve hiçbir alanda üretim yapılmadı.

1978 de Çin siyasi reformlar yapmış “Çinin karakteristik yapısı” çerçevesinde

ekonomi alanında modernleşmeye odaklanarak kapılarını dış dünyaya açmıştır.

Seramik üretimi bu andan itibaren seri üretim ve sanatsal anlamda oldukça modern

bir şekille birlikte dikkate alınmıştır. Bugün temel porselen üretim merkezleri Jiangxi

Page 60: çin porselen sanatı

42

eyaletinde yer alan Jingdezhen şehrini, Hebei eyaletinde yer alan Langshan şehrini,

Jiangsu eyaletinde yer alan Yixing şehrini, Zejiang eyaletinde yer alan Longquan ve

Wenzhou şehirlerini ve Shangdong eyaletinde yer alan Zibo şehrini kapsamaktadır.

Page 61: çin porselen sanatı

ÇĠN PORSELENĠNĠN DIġ DÜNYA ĠLE TANIġMASI

BÖLÜM -2

(43-57)

Page 62: çin porselen sanatı

43

Han Hanedanlığından başlayarak Tang (618-907), Song (960-1279), Yuan (1279-

1368) ve Ming (1368-1644) Hanedanlıklarına kadar geçen süreçte büyük miktarlarda

Çin porseleni Çin‟den Koreye, Japonya‟ya, Güneydoğu Asya Yarımadası‟na,

Filipin‟lere, Endonezya‟ya, Hindistan‟a, Orta Doğu‟ya, Doğu Afrika kıyılarına,

Avrupa Kıtası‟na, İngiltere‟ye ve Amerika‟ya ihraç edilmiştir. Porselen parçaları, bu

ihracat süresince Çin‟in diğer ülkelerle olan ilişkilerini, tarihini, geleneklerini

ekonomik gelişimini, araştırabilmek adına mükemmel bir kaynak oluşturmaktadır.

Çin‟in seramik imalatı için gerekli olan hammadde açısından zengin oluşu, sayısız

çömlek, yüksek ısıda pişirilen, sert, gözeneksiz porselen türünün ortaya çıkmasına

zemin hazırlamıştır. Çinlilerin buluşu olan porselen ülkenin hemen hemen her

yerinde üretilmiştir.

Shang Hanedanlığının ilk dönemlerinde Çin‟de ilk olarak çok dayanıklı bir

seramikten yapılmış olan beyaz tabak-çanaklar imal edilmiştir. Sırlanmış porselenin

bulunuşu ilk bu devirde olmuştur. Çin‟de mavi-beyaz Çin porselenlerinin yapımı 13.

yüzyıl ortalarında Moğol akınlarıyla birlikte başlamıştır. Bu bağlamda Çin

porselenlerinin çok uzak bölgelere yine bu yüzyılda ihraç edildiği düşünülmektedir.

Yakın ve Orta Doğu ülkelerinde çok sayıda ihraç Çin porselenin bulunması, Çin‟in

tarihinin belli bir döneminde büyük miktarlarda porselen ihraç ettiğinin önemli bir

kanıtıdır.

Eski Roma İmparatorluğunda yapılan arkeolojik kazılarda Çin porselen parçalarına

rastlanılmıştır. Roma İmparatorluğu döneminde Çinliler, Çin‟in güneyinden diğer

Page 63: çin porselen sanatı

44

komşu ülkelere celadon ihraç etmişler ve 20. yüzyıla kadar İpek Yolu vasıtasıyla

yüksek kalitedeki porselenler diğer ülkelere taşınmıştır.

Moğollar tarafından kurulan Yuan Hanedan‟lığı döneminde, tarımdaki ilerleme ve

refah insanlara tarım dışındaki işlere yönelme özgürlüğü sağlamıştır. Bu da bölgenin

ekonomik olarak büyümesinde etkili olmuştur. İş gücünün artması, el sanatları

yapımının gelişmesine yol açmış ve porselen üretimi de bu gelişmenin dışında

kalmamıştır.

Cengiz Han‟ın orduları, uzun süren akınlar sonunda, Güney Song‟un hüküm sürdüğü

Yangzı Irmağı‟nın güneyini ele geçirmişler, böylelikle Kuzey ve Güney Çin‟i

yeniden birleştirmişlerdir. İmparatorluk sınır olarak, Orta Asya üzerinden

Karadeniz‟e dek büyük bir alanı içine almıştır. İpek yolu'nun yeniden açılmasıyla

ticaret hem denizden hem de karadan yapılmaya başlanmıştır.

Yönetimin denetiminde, görevli konumunda olan tüccarların, kardan yüzde 30 pay

aldığı, geri kalanın devletin kasasına gittiği yeni bir ticaret biçimi oluşturulmuştur. İş

hayatının denetimi, Moğollar ve belli başlı liman kentlerine yerleşen yabancılar

tarafından yürütülmüştür. Araplar ve İranlılar özellikle bu anlamda en gözde olan

kişilerdir. Ticaretin resmi dili Farsça olmuş. Celadonlar Çin‟in içinde, ama daha çok

da yurtdışında; özellikle Ortadoğu‟da, Hindistan‟da, Güneydoğu ve Doğu Asya‟da

talep görmeye başlamıştır. Üretim düzeyi Yuan Hanedanlığı döneminde doruğa

çıkmıştır.

Page 64: çin porselen sanatı

45

Klasik Song üslubu, Yuan Hanedanlığının başlangıcında canlılığını sürdürmüştür.

Çinlilere güvenmeyen Moğollar idari mevkilere kendi adamlarını getirmiş. Bunun

sonucunda Çinli aydın kesim kendilerini olduğundan çok daha fazla sanatsal işlere

vermiştir. Bu kişilerin yaptığı ürünler, Yuan şehrinde yapılan mezar kazılarında ve

Japonya‟ya gitmekte olan ve Kore açıklarında 1323 yılında batan bir geminin

bulunmasıyla ortaya çıkmıştır.

14. ve 16. yüzyıllar arasında Güney Doğu Asya ülkeleri, Güney Çin denizi üzerinden

gemiyle büyük miktarlarda seramik ticareti yapmıştır. İlk dönem Güney Doğu Asya

ihracatçıları Tayland ve Vietnam‟dır. Güney Doğu Asya ülkeleri, Japonlar, Filipinler

ve Endonezya takımadaları ile sık sık ticaret yapmışlardır.

14. ve 15. yüzyıllar süresince yer alan deniz ticareti, beraberinde gemi enkazlarını ve

batıkları günümüze taşıyarak, o dönem üretilen porselenlerle ilgi fikir sahibi

olmamızı sağlamıştır. Bulunan el yapımı yuvarlak kavanozlar ve tabaklar, dört farklı

gemi enkazında (Turiang, Nanyang, Longquan ve Royal Nanhai ) yapılan kazılar

sonucunda ortaya çıkarılmıştır. (Resim-42) Aynı biçimde ki formlarda ve

süslemelerdeki gelişim sanatçıların ve sanat anlayışının sekiz yıllık bir zaman dilimi

içerisinde nasıl geliştiğini göstermektedir. Süsleme sitilleri, sırlama ve fırınlama

teknikleri grafik çizimlerle aşağıda gösterildiği gibidir. (Resim-41)

Page 65: çin porselen sanatı

46

Gemilerde bulunan süsleme örneklerinin zaman içindeki gelişiminin gösterildiği grafik çizimler.

Turiang, Nanyang, Longquan ve Nanhai Gemi enkazlarında bulunan küp ve tabaklardaki celadon süslemelerinin

zaman içindeki gelişiminin gösterildiği resimler.

Resim 41

Resim 42

Page 66: çin porselen sanatı

47

Turiang, gemi enkazında bulunan tabakların sırlamalarının altı siyah demir oksitle

süslenmiştir. Süslemeler de genellikle çiçek ve balık motifleri kullanılmıştır. Kap

kaçakların tuzlu suya daldırılarak dayanıklılığı diğer ürünlere göre daha da

artırılmıştır. Yüksek ısıda fırınlanmış, iç kısımları ise kalıp hatlarının izlerini taşır.

Bu kalıplar üretimleri üst üste yığmak ve istiflemek için kullanılır.

Bulunan yuvarlak küplerin ince, demir yönünden zengin sırlamayla (ilk dönem yeşil

sırlama) sırlanmış olduğu dikkat çekmektedir. Kavanozların küresel formu yabancı

bir etkileşimin olmadığını göstermektedir. Bu enkazdaki diğer yeşil sırlamalar da

aynı sitili yansıtmaktadır. Sitil oldukça basit ve süslemeden uzaktır.

Nanyang, gemi enkazında kalıp hattındaki işaretler yüzeyi çirkinleştirmesine rağmen

sırlama oldukça incedir ve fırınlama kontrolü oldukça gelişmiştir. Formlar derindir,

tabandaki halkalar yüksektir ve oyularak oluşturulan süslemeler bildik süslemelerdir.

Ortak motifler lotus yaprakları -bu tabağın kıvrımlı iç yüzeyi- ve soğan zarıdır. Bu

dönemdeki Celadon tabaklarının dış yüzeylerinde süslemeler bulunmamaktadır.

Bu süreçten itibaren küplerde kullanılan sırlama oldukça incedir ve fırınlama süresi

azaltılmıştır. Biçimler gelişmiş, sıkıştırılmış ya da küreseldir. Süslemeler ortanın üst

kısmına yani boğaz bölgesine, çizgiler sınırlandırılarak oymak suretiyle yapılmıştır.

Krem rengindeki kile dikkat edilmelidir: daha sonraki parçalarda bu süsleme gri bir

renk almıştır.

Longquan, gemi enkazında celadon ürünlerinin hızlı gelişimi çok rahat görülebilir.

Dengeli formlar, içe ve dışa dönmeli süslemeler bulunmaktadır. Tabaktaki

Page 67: çin porselen sanatı

48

süslemeler soğan kabuğu ve lotus yaprakları ile sınırlandırılmıştır. Fakat dikey

şekillerde özellikle lotus çiçekleri çok ayrıntılı ve çok emek isteyen bir şekilde

resmedilmiştir. Diğer batıklara nazaran, bulunan eserlerde bozulmanın az olması,

pişirme tarzının iyi bir koruma olduğu hissini vermektedir.

Bu süreçten itibaren küplerin şekilleri daha dengeli ve çekicidir. Sırlama ince,

mavimsi ve şeffaftır. Mükemmel çömlek tekniği ve kontrollü fırınlama ortak bir

özellik gibi görünmektedir. Genellikle kavanozun üst kısmı Lotus yapraklarını ya da

soğan kabuğu şeklini oymak suretiyle süslenmiş, alt kısım süslemesiz bırakılmıştır.

Bu dönemden itibaren celadonlar değişmez yüksek kalitededir.

Royal Nanhai, gemi enkazında tabaklar ve el yapımı yuvarlak kavanozlar bu zaman

diliminden itibaren celadon sanatının doruğa ulaştığını gösterir. Oyulan süslemeler

mükemmeldir. Repertuarın bütünü çiçekler ve geometrik desenlerden oluşmaktadır.

Oymalar sadece içte değil dış kısımlara da eklenmiştir ve kenarlar yaprak şeklinde

tırtıllıdır. Royal Nanhai‟da bulunan celadonlar baş sanatçılar tarafından tasarlanıp

yaratılan sanat objeleridir.

Bu küpler celadon üretiminin dorukta olduğunu göstermektedir. En üst seviyeye

gelmiş sırlama tekniği ile beraber, kavanozun üst kısmı ustalıkla yassılaştırılmış ve

sıkıştırılarak küresel bir form verilmiştir. Süslemeler mükemmeldir ve alt kısımda

dikey çizgiler içermektedir. Favori motifler lotus çiçekleri, yapraklar ve

krizantemlerdir.

Page 68: çin porselen sanatı

49

Sergilerde gösterilen türlere örnekler

Şuana kadar olan çalışmalarımıza genel olarak bakıldığında; (Resim-43) Her mavi-

beyaz, porselen değildir; temiz sırlama altındaki kobalt-mavi süslemeler toprak

kaplarda da kullanılabilir. Hindistan ve Ortadoğu‟daki Müslüman zevkine göre

üretilmiş celadonlar bambaşka özellikler gösterir. Bu durumun oluşmasındaki başlıca

etken bu ülke vatandaşlarının Moğollarınkinden çok daha güçlü zevklere sahip

olmalarından kaynaklanmaktadır. Öyle ki sanattaki tarzı, çok güçlü mevkilerde olan

kişilerin zevkleri belirlemektedir. Kısa zamanda üretim, onların isteklerine uyum

göstermiş ve boyutları büyük ve süslemeleri fazla celadonlar üretilmeye başlanmıştır.

Büyük boy çanaklar ve tabaklar İslam pazarı için, büyük küpler yerli kullanıma

yönelik, çeşitli küçük boylarda nesneler ise Uzakdoğu ve Güneydoğu Asya

PiĢirilmiĢ topraktan

yapılmıĢ çanak,

sırlanmamıĢ

Sert çamurdan

yapılmıĢ çanak,

sırlama altına siyahla

süslenmiĢ

Celadon sırlaması

kullanılarak, sert

çamurdan yapılmıĢ

kase

Mavi-beyaz sırlama

kullanılarak yapılmıĢ

porselen

Resim 43

Page 69: çin porselen sanatı

50

pazarlarına yönelik de üretilmektedir. Bu üretimler arasında, alışılmış sofra takımları

olduğu kadar, bilginlerin yazı masaları için yapılmış özel parçalarda bulunmaktadır.

Kalıptan dökme parçaların birbirine kille yapıştırılması sonucunda biçimlenen küçük

şişeler özellikle popülerdir.

Özel yapım gemilerin grafik olarak iç dizaynı

Yuan Hanedanlığı sonlarına doğru ayaklanmalar ve isyanlar baş göstermiş.

İmparatorluğun çöküş sebebi, tarımın ihmal edilmesine, el sanatları üretimi ve

ticaretine çok fazla önem verilmesine bağlanmıştır.

Ming Hanedanlığının (1368-1644) başlangıcında ekonomi ve ticaretten çok tarıma

önem verilmiştir. Bu da bütün Ming döneminin politikası olmuştur. İlk İmparator

Hongwu özel ticareti yasaklamış. Çin ürünleri, ülke dışına, ancak geleneksel

diplomatik ilişkiler içinde, hediye ya da ödül olarak çıkabilmiştir. Bu çerçevede

yapılan ticarete bir ölçüde de olsa izin verilmiştir. Yabancı ülkeler, kendilerine özgü

olan ürünleri dostluk göstergesi olarak Çin sarayına gönderirken, Çin İmparatorları

da yurt dışında en aranan ürünler olarak başı çeken ipek ve porseleni, yabancı

hükümdarlara armağan olarak sunmuştur. Özel yapım olan gemilerin gizli

bölmelerinde giden hediyeler normal ticaret malları değildir.(Resim-44)

Resim 44

Page 70: çin porselen sanatı

51

Gizli bölmelerde saklanan objeler genellikle İmparator tarafından başka ülkelerin

hükümdarlarına gönderilen hediyelerden oluşmaktadır. Bu bölmeye diğer tüm

kargolar geçildikten sonra ulaşılır ve bu durum da hediyelerin yer aldığı alanı,

geminin en güvenilir yeri yapmaktadır. Gönderilen hediyeler genellikle dostluk, barış

adına gönderilen küçük hediyelerden oluşur. Bu hediyeler kral mühürleri, fildişi

hançerler, kılıçlar, imparatorluk tarafından üretilen lake kutular ve üzerinde

mitolojiye göre sekiz adet ölümsüz varlığın resmedildiği Lu Dong Bing Kaseleridir.

(Resim-45)

Çin‟den yurtdışındaki hükümdarlara dostluk ve barış adına gönderilen hediyeler.

Yuan Hanedanlığı döneminde yaşanan mavi-beyaz porselen devrimi, İmparatorluk

yönetiminin bilinçli bir çabası ve desteği sonucunda doğmuşken, Ming Hanedanlığı

dönemindeki değişimler bunun tam tersi bir etkiden kaynaklanır. Sarayın sanata

Resim 45

Page 71: çin porselen sanatı

52

destek vermemesinin nedeni, İmparator Wanli‟den sonra gelen İmparatorların, saray

entrikaları ve hadım ağalarının siyasal sürtüşmeleriyle uğraşmak zorunda kalmasıdır.

Ülkede bir dizi verimsiz hasat sonucu ortaya çıkan halk ayaklanmaları, içteki siyasal

bunalımlara ek olarak, kuzey sınırındaki Mançu tehdidinin büyümesi, zor bir süreci

beraberinde getirmiştir. Bu dönemden, fırınların yeniden imparatorluğun denetimi

altına alındığı yıl olan 1683‟e dek üretilen ürünlere genellikle “geçiş dönemi”

ürünleri denir. (Resim-46)

Geçiş Dönemi‟ne ürünlerine ait motifler

Çinli çömlekçiler ve bezeme ustaları yabancılardan gelecek her türlü biçim ve desen

talebini karşılayabilecek durumdadır. Çok yönlü ve değişik zevklere hitap edebilecek

duruma gelmişlerdir. Geçiş dönemi ürünleri kalite açısından çok büyük farklılıklar

gösterir. Bunların arasında bir grup olağanüstü nitelikleriyle öne çıkar. Bu gruptaki

porselenler birbiriyle o kadar uyumlu ve tutarlı bir kaliteye sahiptir ki tek bir fırından

Resim 46

Page 72: çin porselen sanatı

53

çıkmış olduğu ve özel bir müşteri grubu için üretildiği tahmin edilmektedir. Bu gruba

giren parçalar Avrupa ve Orta Asya‟da bulunmaktadır.[35

]

Mavi- beyaz lale şeklinde vazo “İstanbul‟daki

Çin Hazinesi”

T.C. Dışişleri Bakanlığı 2001yayınları, Hwee

Lie Biehaut

1635-1645 yılları arasında üretilmiş olan bu kaplarda, yabancı kaynaklı yeni

süslemelere ve biçimlere rastlanır. Bu grupta yer alan şişe biçimli bir vazoda 16.

yüzyıl İznik kaynaklı orijinal bir parçanın, model olarak alındığı görülmüştür. Bazı

örneklerin üstünde ilginç bir motife rastlanır. Bu motif stilize edilmiş bir lale

motifidir. Osmanlı kaynaklı bir çiçek olan lale, 17. yüzyılın başlarında Hollanda‟da

son derece popüler olmuştur. Lale motifi Güneydoğu Asya‟ya, Ortadoğu‟ya ve

Avrupa‟ya çokça ihraç edilmiş Kraak parçalarından bazılarında da görülür.(Resim-

47)

35

http://www.maritimeasia.ws/turiang/imagearchive.html

Resim 47

Page 73: çin porselen sanatı

54

Kraak isminin nerden geldiğine bakacak olursak, özellikle Hollandalıların meraklı

oldukları, çok güzel bir maviyle boyanmış, ayrıntılı ve canlı resimlerle bezenmiş,

genellikle kalıpla yapılmış kabartma süslemeleri bulunan kaplardır.[36

] 16. yüzyıl

sonu ile 17. yüzyıl başında, Kraak adıyla anılan bu mavi-beyaz renkteki ürün, bütün

ülkelere sel gibi akar. Bunları taşıyan Hollanda gemilerinden (carrack) türetilmiş

Kraak adı, genellikle ince yapılmış mavi-beyaz porselen kapları tanımlamak için

kullanılır[37

]

Genellikle tabaklardan oluşan bu mavi-beyazların arasında taslar, vazolar ve küpler

de vardır. Yüzeyleri çok sayıda kartuşla bölünmüş ve her birinin içi desenlerle

kaplanmıştır. Bölümlendirilmiş bir yüzeyi peyderpey resimlendirmek, pek tabii ki tek

bir beyaz yüzeyi bir seferde boyamaktan daha kolaydır. Böylelikle muazzam

boyutlara varan üretim hız kazanmaktadır.

Çin dönemine baktığımızda, İmparatorluğun yönetimi ve desteği 1620‟de sona erince

başka çıkış yolları aranır ve çözüm yurtdışında bulunur. 1567‟de, Ming yönetiminin

ilk günlerinde konulan ticaret ambargosu kaldırılınca, -Portekizlerin Çin‟e giden

deniz yolunu keşfi ile birlikte- Portekizliler ve İspanyollar hemen piyasaya girerler.

Kısa süre sonra onları Japonlar ve Hollandalılar izler. Avrupalılar Çinlilerin en çok

talep ettikleri müşteriler haline gelirler. Hollandalıların doğu deniz yollarına

36

Rinaldi, Maura. “Kraak Porcelain; A Moment in the History of Trade - Kraak Porselenleri; Ticaret

Tarihi” London, 1989 37 Howard, David ve Ayers John. “China for the West; Chinese Porcelain and other Decorative Arts

for Export - Batı‟daki Çin: İthal Çin Porselenleri ve Diğer Süsleme Sanatları” London and New

York, 1978

Page 74: çin porselen sanatı

55

hükmetmesinden sonra büyük miktardaki Ming porselenleri Avrupa‟ya gönderilmeye

başlanır.

Qing Hanedanlığı Qianlong dönemi İsveç soylu ailesi Grill için yapılmış, armalı İhraç Porselen (1736-1795 )

Qing Hanedanlığı Yongzheng dönemi, armalı düz tabak (1723-1735)

Çin porselen imalatçıları repertuarlarının bütününü Avrupalıların karmaşık sosyal

alışkanlıklarına uygun bir hale dönüştürür. Bu porselenler Avrupa‟da daha önceleri

kaba ve yöresel kap kaçak kullanan aristokrat ve orta sınıf ailelerini cezbeder. Çinli

porselen imalatçıları Avrupalıların taleplerini karşılamak ve onları memnun etmek

için tasarımlarını değiştirir. Hatta büyük miktarda mal ısmarlayan ünlü ailelerin

armalarını tasarımlarına eklemişlerdir. Çoğu kez Avrupalılar porselenlerin üzerinde

Resim 48 - 49

Page 75: çin porselen sanatı

56

ne istediklerine dair titizlikle yapılmış resimler ve modelleri beraberinde

göndermişlerdir. (Resim 48-49)

Çin porselenleri parlak ve göz kamaştırıcıdır. Üzerine tıklatıldığında çınlamakta,

çelikten daha ince ve kırılgan, sıcağa karşı dirençli, yıkaması kolay ve suyu

geçirmeme özelliğine sahiptir. 17. yüzyıl Avrupalıları için - ki bu insanlar tahta ve

topraktan yapılmış tabak çanak kullanmaktadır – Çin porselenleri hem bir mucize

hem de bir gizemdir. 17. yüzyıl sonlarına kadar Çin porselen üreticilerinin sırrı Çin

dışında yaşayan hiç kimse tarafından bilinmemektedir. Mavi-beyaz ürünler

ticaretinin büyük bir bölümünü oluşturur. Fakat aynı dönemlerde fırınlarda sadece

mavi-beyaz değil tek renkli ve çok renkli kaplarda üretilir. Ming döneminde var olan

çok renkli üretim, genişler ve çeşitlilik kazanır.

Mavi-beyaz geniş kenarlı, uzun yuvarlak ayaklı, Kinrande sitili sefer tası

Resim 50

Page 76: çin porselen sanatı

57

Bunlar daha çok yurt içine yöneliktir ama bu çok renkli türe ait Kinrande (altın

brokar) adı verilmiş bir tür, (Resim-50) özellikle Japonya‟da çok popülerdir aynı

zamanda Osmanlı İmparatorluğu‟na da ihraç edilmiştir. Altın süslemenin ya tek

renkli bir zemin üzerine, ya da çok renkli bir desen üzerine uygulanmış kırmızı

kartuşla işlenmesi yoluyla elde edilen bu tür, dokumacılık sanatının zengin

süslemelerini çağrıştırır.[38

]

Çin ihraç porselenlerinin 13. yüzyıldan günümüze kadar ki tarihine baktığımızda,

Ortadoğu‟dan gelen sürekli, ama değişken bir talep görürüz. Bu da büyük

miktarlarda, çoğunlukla da yüksek kaliteli, sipariş ürünlere yönelik olmuştur. Alınan

çok büyük siparişler kimi zamanlarda bazı fırınların bir yılda üretecekleri üretimi

kapsayabilmiştir. Kara ve deniz bağlantılarının da desteklediği bu talep, seramik

imalat tarihi süresince çeşitli arayışlara yönelinmesini, buluşlar yapılmasını ve

ilerlemeyi teşvik edici unsurların oluşturulmasını sağlamıştır. Bu talep, çömlekçilerin

de, süslemecilerin de yaratıcı yeteneklerini sınamasına ve kanıtlamasına sebebiyet

vermiştir.

38

“Marchant & Son, Exhibition of 17th C Blue & White & Copper Red, 1997, No. 4; Private

Collection - Marchant & Son Sergisi, 17. Yüzyıl Mavi-Beyaz ve Bakır Özel Koleksiyon No. 4; 1997”

Page 77: çin porselen sanatı

TÜRK – ĠSLAM DÜNYASINDA SERAMĠK ve

PORSELEN

BÖLÜM -3

(58-87)

Page 78: çin porselen sanatı

58

Porselen, Orta Doğu‟nun arkeolojik araştırmalarına kılavuzluk eder. Seramik

parçalar, kazılarda en çok bulunan parçalardır. Çoğu zaman rastlanan porselenlerin

mevcudiyeti birçok faktörü işaret eder.

Bu faktörlerden ilki, porselen yapmak için ucuz ve kolayca bulunabilen materyallere

ihtiyaç olduğu, ikincisi, kapların çok kolay kırıldığı, üçüncüsü, canlı (deri yada

tekstil) yada cansız (metal) materyallerden başka seramik parçalarının toprak içinde

bozulmaya eğilimli olmadığı, ve dördüncü olarak metal yada cam haricinde pişmiş

seramiklerin toprak altında erimediği ve geri dönüşüm işlemine tabii tutulamadığıdır.

Bu saydığımız nedenlerle el üretimi seramiklerin geçmişten günümüze tüm formları

bulunmuştur. Kapların şekillerinin ve süsleme modellerinin zaman içerisinde

değiştiği görülür. Bu durum tarihi süreçte ülkeler tarafından işgal edilmiş alanları

anlamak için kullanılmıştır.

Bunlara ek olarak porselen hem kendi özünde hem de şarap ve yağ gibi ürünlerin

taşınmasında kullanılan ticari bir araçtır. Kazı alanlarında bulunan ihraç porselen

objelerin varlığı bizlere o bölgede yaşayan insanların hangi yollardan diğer ülkelerle

ticaret yaptığını göstermektedir.

Ana çizgiler üstünden arkeoloji, çömlekçiliğin tarih öncesi ve tarihsel dönemleri ile

ilgili çıkarımlar yapabilir ve bu çıkarımlar İslam tarihinde yer alan seramik

çalışmalarına ışık tutmak amacıyla da kullanılabilir. (7. yüzyıldan günümüze kadar

geçen süreç) 9. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar İslam dünyasının farklı bölgelerinde

Page 79: çin porselen sanatı

59

farklı türlerde sırlanan ve süslenen çömleklerle karşılaşılmaktadır. Üretilen

çömleklerde doğru bir şekilde artan kalite ve tekniksel gelişim net bir şekilde

görülmektedir. Bu durum, sanat tarihçilerin ve koleksiyoncuların İslami süreci, sırlı

seramiklerin gelişiminin en önemli süreci olarak kabul etmelerini sağlamıştır. Bu

süslemeli objelerin, toplam üretimin sadece ufak bir bölümünü oluşturduğunu bilmek

önemlidir.

Bu durum 15. yüzyıl Mısırlı tarihçi Maqrizi tarafından da açık bir şekilde tarif

edilmiştir. Mısır‟ın başkenti Kahire‟deki müzakerede: “Farkında olmamız gerekir ki,

günümüzde müzelerde görülen, güzel bir şekilde süslemiş ve sırlanmış seramikler

İslam dünyasının şehir ve kasabalarında yaşayan büyük ve zengin sosyal guruplar

için üretilmişti. Görüldüğü gibi Orta Doğu‟nun kentsel merkezlerinde ki özel

üretimler kendine diğer bölgelerde, çok az yer edinmişti fakat Karak yaylası ve

Ürdün‟ün kuzey bölgelerinde çalışan arkeologlar daha çok sırlanmamış yada tek

renkli sırlanmış çömlekler bulmak için daha çok vakit geçirmişlerdir. İslami süreç

genelinde, Karak yaylası çoğunlukla kırsal alandır ve bu gerçek o bölgede birçok

türde çömleğin bulunmasına da yansımıştır.” Şeklindeki ifadesi günümüze kadar

gelen eşsiz porselenlerin nasıl ve ne şekilde geldiğinin en güzel ispatıdır.[39

]

39

http://www.islamicarchitecture.org/art/islamic-pottery.html

Page 80: çin porselen sanatı

60

Porselen, Çin‟in dünya seramiğine en büyük katkısıdır. Çini kelimesi yani fağfuri

فوری() غ çıkış noktası olan ülkeden söz eder, “Çin İmparatoru” anlamında Arapça ,ف

bir kelime olan “fağfur” ( )فور غ dan türemiştir. Fağfur, bir İran deyimi olan veف

“tanrının oğlu” anlamına gelen “Baghpur” kelimesine adapte edilmiştir. Bu deyim

Osmanlı ve İran metinlerinde porselen kelimesi anlamında kullanılmıştır. 18.

yüzyılda Osmanlı sarayına Çin‟den birçok fağfur eşya hediye olarak gelmiştir.

Bunların çiçek ve ince işçiliğe sahip olanlarına “hatayi”, zarif olmayan daha

basitlerine de “kaşi” denilir. Topkapı Sarayı Müzesinde bu örneklerden görmek

mümkündür.

Çin‟de porselen üretimi, hem iç hem de dış piyasada yavaş yavaş gelişir. Doğu, Orta

Doğu ve Güney Doğu Asya ülkelerini kapsayan dış piyasada porselen başlıca ürün

halini alır. Üretilen Çin porselenleri Avrupa‟ya 1300‟lü yıllarda ulaşır ve sadece

Avrupa Krallarının değil Arap Hükümdarlarının da beğenisini kazanır. Bu beğenide

ki en büyük etken ise mavi-beyaz porselenlerin içinde servis edilecek herhangi bir

zehirli yiyeceğin porselenin rengini siyaha dönüştürdüğüne inanılmasıdır. 1500‟lü

yıllarda porselen yapımının gizemi Japonya ve Kore‟ye de yayılmıştır ve bu

ülkelerde porselen yapan sanatçılar da çok güzel porselenler üretmiştir.

İslam çömlekçiliği 622 yılı civarlarında başlamıştır. 633 yılından sonra Müslüman

ordular Bizans İmparatorluğu, Basra, Mezopotamya, Anadolu, Mısır ve daha sonra

Endülüs‟e doğru seferler yapmışlardır. İslami çanak çömleklerin yapımı Arap

fetihlerinin olduğu döneme rast gelir ve daha önceden yapılan çanak çömleklerden

çok daha farklı oldukları görülür. (600-700) İlk dönemlerde yapılan İslami

çömleklerin temelde üç çeşit çömlek tipine sahip olduğu göze çarpar. Bunlar; kalay

Page 81: çin porselen sanatı

61

sırlama, cilalı boyama ve ince sulu kil boyamadır. Yapılan çanak çömleklerde metal

sırlama kullanılmaktadır. Kalay sırlamalı kaseler, Çin çömleklerinin birer taklididir.

(850) Çinlilerin etkisinde kalınarak üretilen ince sırlamalı beyaz porselen ürünlerin

ilk olarak Mısır ve Irak‟da üretildiği bilinir.[21

]

Üretilen bu kapların özellikleri beyaz rengi, yarı şeffaf sırrı ve modaya uygun

şekilleridir. Eldeki dokümanlara bakıldığında 8. yüzyılın sonundan 9. yüzyılın

başlarına kadar, bu tipteki Çin porselenlerinin ünlü Abbasi Halifesi Harun El-Raşit

süresince İslam dünyasına ihraç edildiği görülür. Abbasi İmparatorluğu döneminde

cam sırlama tekniği daha popüler hale gelir. Bu cam sırlama tekniği Çin porselenini

taklit etmenin diğer bir yoludur.

9. yüzyıldan itibaren, bir zamanlar mütevazı olan el sanatları, sitillerin canlılığı ve

farklılaşmasıyla olağanüstü bir ilerleme kaydeder. Bu ilerleme ilk önceleri Irak‟ta

bulunan Abbasi halifesi etrafında ve kuzeydoğudaki Horasan ve Maveraünnehir‟in

taşra kısımlarında gelişir. Sonrasında Mısır, Suriye, İran ve diğer Müslüman

topraklarda bir uçtan diğer bir uca kadar yayılır. Sanatçılar, bölgesel killeri objeler

içine koyarak daha önce bilinmeyen ve diğerlerine benzemeyen harika bir güzellik

yaratırlar. Bu güzellik ancak birkaç yüzyıl sonra Hıristiyan Avrupa‟da üretilmeye

başlanır.

21

Febervari, Gesa, “Ceramics of the Islamic World - Islam Dünyası Seramikleri” Rajab Müzesi,

I.B.Tauris Publishers, London/New York, 2000, s.23.

Page 82: çin porselen sanatı

62

İslam sanatçıları Uzak Doğu‟nun beyaz porselenine eş değer porselenler üretmek için

sırlamanın içine beyaz kil ve kalay katarak porseleni sırlar ve aynı rengi yakalamaya

çalışırlar. Ancak kalay sırlama yüzeyler üzerinde mat ve gri-beyaz alanlar yaratır ki

buda Uzak Doğu‟nun beyaz porselenine eş değer değildir. Sırlamanın dışında,

üretilen eserler diğer tüm yönleriyle birbirine yakındır. Kalay sırlama kaplar,

Mısır‟ın birçok şehrinde büyük miktarlarda, en çok Irak‟ta özellikle de 9. yüzyıl

süresince Abbasi İmparatorluğunun başkenti olan Bağdat‟ın kuzeyine birkaç yüz

kilometre uzaklıktaki Samarra kentinde ortaya çıkmıştır. 833-884 tarihlerinde

kurulan Samarra, İslam seramiklerinin en önemli merkezidir. Her ne kadar Samarra

kentinde çömlek kili olmasa da yapılan kazılar üretim olduğunu ispatlamaktadır ki bu

kazılarda çıkan objeler şehrin diğer yerleri için çanak çömlek imal edildiğinin

göstergesidir. Perdah tekniği ile yapılan ilk seramikler ve plaka çini yapımı ilk defa

burada gerçekleştirilmiştir.

İslam sanatçıları, Çin‟den ithal edilmeye başlanan porselenlerin biçimlerinden

etkilenmiş olmalarına rağmen, iyi porselen hamuru üretebilmek, düz, sert ve cam

gibi sırlamayı taklit edebilmek için fırınlanabilen kile ihtiyaç duymaktadır. Sanatçılar

daha sonraları moda haline getirilen ve canlandırılan kase, testi ve diğer objelere,

farklı bir sanatsal yaklaşımı adapte etmişlerdir. Bu adaptasyon işlemi de beraberinde

zengin renkleri, bu renklerin tanzimini ve karışık süslemeli motifleri sanata

kazandırmıştır. O dönemlerde yüzeylerde kullanılacak olan süsleme tekniklerinin

mükemmel olmasını sağlamak sanatçıların tek kaygısı ve meşguliyetidir. Sanatçıların

sanatsal becerileri gelişmiş ve yükselmiştir.

9. yüzyılın bitmesinden önce, sanatçılar çalışmalarına, estetik anlayışını ve tekniksel

anlamda başarıyla yakalanan parlaklığı yerleştirmişlerdir. Siyasal değişiklikler,

Page 83: çin porselen sanatı

63

sanatçıların işlerini de sekteye uğratmış. Baş çömlekçiler, mesleki sırları, güç ve

himayeleri ile birlikte siyasal nedenlerden ötürü yeni merkezlere göç etmiştir. Sitil ve

teknikler yıllar boyunca birçok değişikliğe uğramış, bu sitil ve tekniklerin bir

devletten diğer bir devlete aktarılırken ki uygulanışı çok büyük farklılıklar

göstermiştir. Fakat gerçekte, İslam sanatçıları her zaman işlerinin diğer yapılan

işlerden ayırt edilmesini sağlayacak sanatsal yaklaşımlarda ortak bir politika

izlemişlerdir. Çömlek sanatında kullanmış oldukları tarz ve sitilin hiç değişmemesi

ve aynı sanatsal politika üzerinde ilerleme kaydetmesi onların tek yapıcı ve üretici

güç olarak adlandırılmasına sebebiyet vermiştir. Toplumun her kademesine hizmet

etmiş fakat en iyi sırlanmış seramiklerini güzel şeylere sahip olmaktan mutlu olan

orta sınıf için tasarlamışlardır. Yarattıkları çömlekleri çok fazla renklerle

süslemişlerdir.

İslam ülkelerine bakıldığında en iyi ve en yaratıcı seramiklerin her zaman İran‟da

üretildiği görülür. İslam etkisindeki seramik tarihine bakıldığında; sanatçıların kendi

tekniklerini yaratmadan önce, diğer ülkelerin kullandıkları teknik özelliklerin

etkisinde kaldıkları görülür. İslam sanatçılarının kendi tekniklerini ya da eskinin yeni

türlerini yaratırken, Mısır ve Çin‟den yardım aldığı düşünülür. Birçok yeni teknik

bulunmasına rağmen, İslam seramikleri, cilalı sırlaması, estetik dekorasyonları,

sitilleri ve mimaride temel dekoratif motif olarak kullanılan seramik fayansları ile

zaten çok iyi bilinmektedir. İran, Irak, Suriye ve Mısır gibi Yakın Doğu ülkeleri

İslami seramikçiliğin büyük merkezleri haline gelmeye başlamıştır. Müslümanlara,

çömlek sanatının Mezopotamya, Basra, Mısır ve diğer kültürel bölgelerden intikal

ettiği oldukça açıktır. Sırlı çömleklerin ilk defa Mısır‟da ortaya çıktığının izleri MÖ

Page 84: çin porselen sanatı

64

4000 yıllarına dayanmaktadır. İran ve Mezopotamya‟yı da içine alan Yakın Doğu

bölgelerinin birçoğuna sırlı çömlek formlarının ulaştığı görülmektedir. [22

]

Porselen İslami dönemde 3 gruba ayrılmaktadır: bu dönemler İlk, Orta ve Son

Dönem İslam Porselenleri olarak bilinir. İlk yüzyıllarda Ürdün‟ün Karak yaylasında

yaşayan halkın kullandığı çömlekler Bizans İmparatorluğundaki türlerin devamı gibi

görülür. Eldeki kaynaklara bakıldığında 9. yüzyıla kadar İslami çömlekçiliğin

Mezopotamya, Suriye ve Basra‟da beyaz kalay sırlama kullandıkları görülür. 7. ve 8.

yüzyıllara ait bilgiler çok sınırlıdır. 8. ve 18. yüzyıllar arasında, sırlanmış

seramiklerin kullanımı İslam sanatında yaygınlaşır.

Seramiklerde genellikle süslü çömlek formu kullanılır. Kalay içerikli donuk sırlama

İslam çömlekçiliği tarafından geliştirilmiş olan en yeni ve en son teknolojidir. Diğer

önemli katkı, çıkış noktası 9. yüzyılda Irak olan taş-macun (stonepaste)

seramiklerinin gelişimidir.

Abbasi Hanedanlığı boyunca büyük ölçüde kalay sırlamanın, çoğunlukla da donuk

beyaz sırlamanın kullanıldığı çömlek üretimi hız kazanır. Böyle bir endüstrinin

gelişmesinin sebebi bazı tarihçiler arasında Çin‟in etkisinde kalmak olarak

açıklanmıştır. Muhammad ibn al-Husayn al-Baihaki, (takriben1059) tarafından

yazılan kitaba atıfta bulunarak “Horasan valisi Ali ibn‟Isa‟nın Halife Harun Reşat‟a

(786-809) hediye olarak daha önce Halifelik sarayında görülmemiş 2.000 parçalık

22

Cooper, Emmanuel, “Ten thousand years of pottery - Çömlekçiliğin 100 yılı” Pennsylvania

Üniversitesi Yayını ,4. Baskı 2000, s. 86–88

Page 85: çin porselen sanatı

65

porselene ek olarak 20 parça Çin İmparatorluğu‟na ait porselen gönderdiğini

belirtmiştir.”[23

]

12. ve 13. yüzyıl avcı desenli

yeşil kap

Çin porseleninin etkisinde kalma süreci, üç evrede incelenebilir. İlki, Talas (751)

nehri yakınlarında Arapların Çinlilerle savaşması ve Çinlileri yenmesi sonucunda

oluşan etkileşimdir. Savaş sonrasında esir düşen Çinli sanatçıların Müslümanlara

çömlek ve kağıt yapımını öğrettikleri fikri ileri sürülür. 800‟lü yıllarda Çin

çömlekleri ve porselenleri Abbasi‟lere kadar ulaşmıştır. İkinci etki, 12. ve 13.

yüzyıllarda görülmüştür. (Resim-51)

Selçuklu Hanedanlığının çöküşünden sonra

porselen endüstrisinin şatafatlı dönemi kan kaybetmeye başlamıştır. Bu dönem, Çin

çömlek geleneğini de beraberinde getiren Moğol saldırılarının görüldüğü dönemdir.

23 "Islamic Art - İslam Sanatı” Detroit Sanat Enstitüsü: online, Internet, 21 Ekim1998

Resim 51

Page 86: çin porselen sanatı

66

Üçüncü etki, 15. yüzyılı içermektedir. Bu etkinin büyük bir bölümü Tang, Song ve

Ming Hanedanlıklarında yapılan ithal porselenlerdir. Mezapotamya‟da ki

çömlekçilerin yapmış olduğu cilalı çömleklerde Tang Hanedanlığı seramiklerinin

etkisi görülmektedir.

İranlı çömlekçiler, iki tipte, üzeri ince ve saydam bir tabakayla kaplandıktan sonra

boyanan, seramikler üretmiştir. Bunlardan ilki cilalı çömlektir. İlk dönemin son

kısımlarında İslami sanatçılar cilalı çömlekler hakkında çeşitli fikirler geliştirmeye

başlamışlar, cam gibi olan parçalar üzerine, gümüş ve bakır oksitle süslemeler

resmetmiş daha sonraları birçok çeşitteki sırlama tekniklerini denemişlerdir. Bu

tekniklerden ilki sıklıkla bir boyanın üzerine başka bir boya kullanma, ikincisi de

çömleği birçok kere fırınlamadır.

Öncelikle cilalı çömlekler üç kez fırınlanarak özel işleme tabii tutulurdu. İlk aşama

parçaların hava ile kurutulmasıydı. Bu, fazla rutubetin dışarı atılması için

yapılmaktaydı. Parçalar kili azaltmak için tekrar fırınlanmakta daha sonra parçaların

üzerine cila geçilmekte ve ikinci kez fırınlanarak cilanın sabitlenmesi

sağlanmaktaydı. En son olarak metalik oksit, parçalar içine konularak üçüncü ve son

kez fırınlanmaktaydı. Üçüncü fırınlama parlaklığın dışarı çıkmasını sağlamaktaydı.

Dikkatli ısı ayarı, ince ve saydam olan tabakayı yumuşatmakta, oksijenden fakir hava

katmanı metalik oksit içinde yer alan oksijeni almakta ve cam gibi olan parçaların

yüzeyine ince zar gibi bir metal bırakmaktaydı.

Page 87: çin porselen sanatı

67

Şeffaf sırla sırlanmış kazıma yöntemiyle içine büyük bitki desenleri işlenmiş sarı cilalı büyük tabak.

İlk önceleri cila pek çok farklı renkten yapıldı fakat daha sonraları İran, cilalı

çömlekleri, tek renk cila ile süsledi. Süslemede sadece sarı renkli cila kullanıldı, [24

]

(Resim-52) çünkü birçok renkli cila kullanmak hem daha zor hem de daha

masraflıydı. Özel fırınların yapısı, eklenen materyallerin masraflı oluşu, özelliklede

çift fırınlama için ekstra akaryakıta ihtiyaç olması ve tüm değişken olasılık

kontrollerinin zorluğu bu seramikleri çömlek sanatının doruğuna taşıdı.

Bu süreçte cilalı çömlekler, Fatimilerin cilalı çömlekleri gibi Mısır‟da da üretilmeye

başlandı. Mısır çömlekleri, Fatimiler döneminden bu yana kuşlar, hayvanlar ve insan

figürleri ile boyanmaktaydı. Fatimiler Doğu‟dan Batı‟ya göçer nitelikli bir kabileydi.

Göçer olmaları, kendi sitil ve tekniklerini gittikleri her yere taşımalarına neden oldu.

Bu suretle yaptıkları tüm seramikler Fatimi seramikleri olarak isimlendirildi. Cilalı

24

Febervari, Gesa, “Ceramics of the Islamic World - Islam Dünyası Seramikleri” Rajab Müzesi,

I.B.Tauris Publishers, London/New York, 2000, s.24

Resim 52

Page 88: çin porselen sanatı

68

çömlekler Afganistan‟da da yapılmaya başlandı. Bu çömlekler ince, sulu kil

formunda, iyi cilalanmış çömleklerdi.

İslam ülkeleri için en iyi ve en yaratıcı çömlekler İran‟da üretilmiştir. 9. yüzyıl

boyunca, İslami seramik üretimi derece derece gelişmiş ve sonraları Doğu‟da, İslam

dünyasının da ötesinde yayılarak itibarlı bir endüstrinin kurulmasının temellerini

atmıştır. 11. yüzyıl ortalarında Selçuklular İran‟ı fethederek İslam dünyasına adım

atmışlar ve böylelikle Orta Çağ ve Orta Dönem Seramikleri başlamıştır.

Doğu‟da ki kanıtlar üretim merkezlerinin Semerkant‟da kurulduğunu gösterir. Bu

merkezde en çok kabul edilen teknik, kaplarda kaligrafi süslemelerinin kullanıldığı

tekniktir. Selçuklular Türklerin göçebe kabileleriydi. Fatimiler gibi gittikleri yerlere

kendi sitil ve tekniklerini götürmekteydiler. Selçuklular, Mısırda dahil olmak üzere

Müslüman Dünyasındaki sanatçıları, esnafları ve çömlekçileri etkisi altına alan yeni

ve taze ilhamlar getirdi. Liderlik ve olağanüstü askeri becerileri bunlara ek olarak

İslami politika noktalarındaki alçak gönüllülükleri ve ekonomik sistemleri 11. yüzyıl

ortalarında tüm İran‟ı elde etmeleri hususunda onlara büyük bir avantaj sağladı.

Selçukluların bir kolu çok geçmeden Türkiye‟ye göç etti.

Kalay ve parlak sırlı seramiklerin üretimine ek olarak Selçuklular yeni bir türü

seramik dünyasına kazandırmış ve bu yeni sırlama gövdenin daha geniş olmasını ve

el ile oyularak işlenebilmesine olanak sağlamıştır. El ile oyarak işleme kapların

görünüm ve kalitesinin artmasına, daha dekoratif tasarımlar ve desenlerin

kullanılmasına müsaade etmiştir. Farklı ebat ve şekillerdeki küpler, mumluklar,

siniler, tütsülükler fayanslar bu üretim şeklinin ürünleridir. Bu oymalı süslemeler

Page 89: çin porselen sanatı

69

Sgraffiato olarak adlandırılmış ve Selçuklular Döneminden 20. yüzyıla kadar

kullanılmıştır.

11. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar, Selçuklular, sanatın da geliştiği bir barış süreci

getirdiler. Özellikle 50 yıl, 1175‟den 1225‟e kadar geçen süreçte birçok otorite

tarafından “Yakın Doğu seramik tarihinin en büyük tek çiçeği” olarak adlandırıldılar.

Selçuklular mütevazı göçebe bir kavim olmasına rağmen, sanat alanında büyük işler

üretmeyi başardılar. Selçuklu döneminde İran seramikleri geleneksel bir şekil aldı,

(kase, tabak, küp) Bu şekiller, ayakta duran heykelcikler ve en önemlisi geniş uzayıp

giden duvar çinilerini içermekteydi. İran‟ın Kuzey merkezindeki şehirleri Rayhan ve

Kahsan çeşitli türlerde Selçuklu seramiklerinin üretildiği şehirlerdi. Selçuklular

tarafından üretilen üç çeşit, temel tipte seramik bulunmaktaydı. Beyaz arka plana

karşı, düz siyah ve turkuaz üstüne, cam gibi bir tabaka geçirilen gölge şeklinde ki

resim, en ünlü İran beyaz porseleniydi.[25

] (Resim-53)

İran beyaz porseleni

25

Lane, A. “Early Islamic Pottery - İslam Porselenleri” Faber and Faber, London, 1947

Resim 53

Page 90: çin porselen sanatı

70

Bu porselenler Çin‟in Song Hanedanlığı döneminde yapılan ve üzerine hafifçe

vurulduğunda çınlayan, porselen türü kopyalanarak yapılmıştı. Beyaz çömlekler

gerçek porselen değildi fakat gerçek porselenmiş gibi görünmesi için üzeri

sırlanmaktaydı.[26

] İran beyaz porselenlerinde genellikle çiçekli desenler hakimdi ve

bu durum “İslami seramik sanatının en yüksek göstergesi” diye bilinmekteydi. Düz

siyah ve turkuaz gölge resimler, genellikle tabaklarda, vazolarda, kaselerde ve duvar

çinilerinde kullanılmaktaydı.[27

]

Bu parçalar iki yeni metod kullanılarak fırınlanmaktaydı, üst sırlama ve alt sırlama.

Üstü sırlanan parçalar, sonrasında sırlamayı kuvvetlendirmek için daha önce

bahsedilen fırınlama tekniklerinden farklı olarak, tekrar fırınlanmaktaydı.

Boyandıktan sonra, son kez, resmedilen şekilleri kuvvetlendirmek açısından

fırınlanma işlemi tekrarlanmaktaydı. Alt sırlama yapılan parçalarda, bununla

benzerlik göstermekteydi; tek farkı boyanmadan önce ve sırlandıktan sonra

fırınlanmasıydı.

Selçuklular döneminde üretilen diğer çömlekler, çeşitli isimlerde İslam şehirlerinde

yerlerini almaya başladılar. Bu çömlekler Mina‟I, Amol ve Gabri çömlekleriydi.

(Resim 54-55-56) Mina‟l çömlekleri fevkaladeydi ve farklı bir sırlama, boyama ve

süsleme metoduyla yapılmaktaydı. Birçok Mina‟l parçasında farklı etkinliklerdeki

insan ve hayvan figürleri resmedilmekteydi. Amol çömleklerinin içerisine kazınarak

uygulanan hatlar, çoğunlukla yeşil, ara sırada kahverengindeydi.

26

Watson, O., “Persian Lustre Ware - Fars Cialı Çömlekleri” London 1985 s.32. 27

Febervari,Gesa, “Cited in Febervari Gesa - Gesa‟nın Şehirleri” London 2000 s.96

Page 91: çin porselen sanatı

71

Selçuklu döneminde üretilen kelebek figürlü Mina‟l çömleği

Bütün tabağı çevreleyen balık figürlü kahverengi Amol çömleği

Çok renkli Garbi çömleği

Resim 54-55-56

Page 92: çin porselen sanatı

72

Bu durum çömleklerin çok renkli olmasını sağlamaktaydı. Garbi çömlekleri, düz

ağızlı dışa dönük bir çerçevesi olan ve içerisine hep aynı yönde damar

uygulamasının yapıldığı, çok renkli çömleklerdi. Amol, Gabri ve Mina‟I çömlekleri

ile benzerlikler göstermekteydi. Daha uzakta, Hazar Denizi yakınlarında

üretilmekteydiler ve diğerleriyle aynı derecede yarışacak güzellikteydiler.[28

]

1200‟lü yıllarda Moğollar merkez Asya ve Çin‟i fethettiğinde Çin ve Batı Asya

arasında birçok ticari ilişki bulunmaktaydı. Çin çanak çömlekleri tekrar Batı Asya‟da

moda haline geldi ve birçok Batı Asya çömleğinde, Çin çömleklerinin renkleri ve

desenleri taklit edilmeye başlandı. 13. yüzyılda, Doğu‟dan saldıran Moğol istilacıları

birçok büyük Orta Çağ seramik merkezini istila etmiş, Kashan ve Mısır istilalardan

en az etkilenen iki seramik merkezi konumuna gelerek en fazla seramiği bünyesinde

barındırmıştır.

13. ve 14. yüzyıllar süresince birçok cilalı çömlek Kashan‟da üretildi.[29

] Kahsan, ilk

olarak duvar süslemeleri ile tanındı, Mısır‟da bu dönemde çok başarılı olmuştu

çünkü Memlükler, Moğol akınlarını püskürtmüş ve çömlekleri alarak terk edilen

toprak parçalarındaki bütünlüğü sağlayıp bu yerleri kendilerine bağlamışlardı.

28

Febervari, Gesa, “Ceramics of the Islamic World - İslam Dünyası Seramikleri” Rajab Müzesi,

I.B.Tauris Publishers, London/New York, 2000, s.25

29

Perpetual Glory “Medieval Islamic Ceramics from the Harvey B. Plotnick Collection - Orta

Dönem İslam Seramikleri” Chicago Sanat Enstitüsü Mart - Ekim 2007.s.10-17

Page 93: çin porselen sanatı

73

Mısır‟da mavi ve siyah alt sırlama kullanılarak yapılmış kase

Bu süreçte Mısır‟da mavi ve siyah alt sırlamanın kullanılarak yapıldığı büyük kaseler

(Resim-57) ve bazı eşyaların depolandığı büyük küpler üretilmekteydi. Bu üretime

Memlüklü Çömlekleri ismi verildi. Memlükler, Selçuklularla benzerlikler

göstermekteydi fakat onlar bu kültürün koruyuculuğunu ve muhafızlığını gündeme

getirdiler. Bu koruyuculuk görevi, onları göçer kavim anlayışından çıkararak daha

güçlü bir askeri kavim haline gelmelerini sağladı. Genellikle yapmış oldukları

seramik ve mimari işlerde dini temalar açığa çıkmaktaydı. İslami Sanatın en büyük

destekçisiydiler.

Resim 57

Page 94: çin porselen sanatı

74

Orta İslam döneminde bulunan çömlekler, kullanılan teknikler ve üretimlerine göre

birçok geniş kategoriye ayrılmaktaydı. İlki genellikle köylerde günlük kullanım için

yapılmış olan el yapımı kaplardı. İkincisi çömlek tornasında sırlanmadan yapılmış

çömleklerdi. İlk İslam döneminde çömlek tornasında sırlanmadan yapılmış çömlekler

farklı derecelerde teknolojik teferruat ve geniş ölçüde fonksiyonlar icra edilerek

yapıldı. Orta İslam döneminde ise bu kaplar orta derecede su ibrikleri, leğenler,

kaseler ve içinde zeytin yağı, üzüm suyu ve şarap gibi değerli üretimlerin konulduğu

büyük hazneli kaplar içermekteydi. (Resim-58)

20. yüzyıl başlarında kuzey Ürdün‟de su ve zeytinyağı saklanan kap örnekleri

Sırlanmış porselen, sırlanmamış porselene göre daha pahalıydı çünkü büyük

miktarlarda ki pişmemiş materyaller üretimde büyük beceriler gerektirmekteydi.

Sırlanmış çömlek üretiminin büyük bir çoğunluğu Suriye ve Filistin‟deki şehir ve

kasabalar ile Ölü Deniz‟in Güneyindeki üretim merkezlerinde yapılıp, buralardan

ihraç edilmekteydi. Farklı derecelerde ki sırlanmış porselenler Orta İslam döneminde

üretilmişti. En alt seviyede sırlanmış porselenler, çok renkli, kurşun sırlamalı küpler

Resim 58

Page 95: çin porselen sanatı

75

ve kavanozlardı. 12. ve 15. yüzyıllardaki üretimlerde, bu kaplar yemek ve içecek

servisi için kullanılmıştı. Bu çömlekler sırlamanın altına kesik atılarak (Sgraffino)

veya kabartma kalıplar eklenerek süslenmişti. (Resim-59)

14. yüzyılda Sırlamanın altına kabartma kalıplar atılarak yapılan kase örneği

Büyük beceri ve materyallerin olmasını gerektiren sırlanmış çömlekler Çin‟den ithal

edildi. Çin çömlekleri İslam dönemi boyunca zarif şekli, süslemeleri ve bunların

ötesinde sert porselen kili ile çok pahalıydı. Çin kasesinin maliyeti Suriye‟de üretilen

en iyi kapların maliyetini çok çok aşmaktaydı ve sadece toplumun çok varlıklı

kişilerinin alım gücü yetmekteydi. Çin çömleklerinin yer aldığı tek yer bu yüzden

Karak kalesiydi.

Resim 59

Page 96: çin porselen sanatı

76

Son dönemde üretilen İslam seramiklerinde, Çin‟in Yuan ve Ming Hanedanlıklarına

ait olan mavi-beyaz porselen etkileri Müslüman çömlekçiler tarafından yapılan

birçok seramikte belirgin bir şekilde görülmekteydi. İranlı sanatçılar Çin

porselenlerini gerçeğinden ayırt edemeyecek kadar güzel taklit etmekteydi. Çinlilerin

göz kamaştıran parçalar ürettiklerini gördükten sonra, kendi üretimleri olan

porselenlere de siyah sınırlar geçmeye başladılar. İlk olarak çerçeve kısmı siyah

olan mavi-beyaz porselen ürettiler. Gerçekte Çinli‟lerin bu fikri onlardan aldığı

düşünülebilirdi, ancak Çinli‟ler hemen siyah çerçeveyi eserlerinden çıkardılar.[30

]

Son dönemde, üç temel tipte, çömlek kullanımı göze çarpar. Bunlar Çin‟in Song

porselenleri, Kubachi ve İznik porselenleridir. Bu parçalar Çinlilerin yeşil-sırlı

celadonları ile benzerlikler göstermektedir. Çömlekler Çin‟in yeşil sırlı celadon

çömleklerinin sırlama teknikleri taklit edilerek üretilmektedir. Sırlanan parçalar

üzerindeki süslemeler, Çin‟de üretilen Song porselenleri ile üretim açısından

benzerlikler göstermektedir. İran porselenleri Çin porselenleri ile büyük benzerlikler

göstermekteydi ki eğer Hollandalı tüccarlar porseleni Çin‟den almamış olsalardı

kesinlikle İran‟dan alırlardı.

Son dönem süresince kullanılan diğer iki temel çömlek tipi Kubachi ve İznik

çömlekleriydi. Kubachi çömleklerinin teyit edilmiş bir menşeği yoktu fakat bu

çömleklerin silah ticareti yapmak için kullanıldığı düşünülebilirdi.

30

Lutter John, “The brillance of Islam - İslamın Parlaklığı” 14 -17 Temmuz/Ağustos 1974 Saudi

Aramco World.

Page 97: çin porselen sanatı

77

Kubachi çömleği olarak isimlendirilen çömlekler siyah ve turkuaz renkli

seramiklerden ibaretti ki bu Çin‟in Ming Hanedanlığı dönemindeki mavi-beyaz ve

çok renkli seramiklerini anımsatmaktaydı.[31

] (Resim-60)

Kille sırlanmış Kubachi tarzı tabak

İznik çömlekleri bu zaman zarfında Türk sanatkarlar tarafından Uzak Doğu‟da

üretilmekteydi. İznik çömlekleri, çömlekçiliğin özellikle en iyi formuydu. Çömlekler

beyaz sırlı gövdeye sahipti ve renkli sırlamanın büyük miktarlarda karıştırılarak

kullanılması diye bilinmekteydi. İznik çömleklerini üreten üç yüz tane atölye

bulunmaktaydı. Bu yerlerde, yaprak ve çiçek süslemeli tabaklar, sofra takımları,

vazolar ve su kapları gibi her türde çömlek yapılmaktaydı. Üretilen bazı çiniler

31

Blair, Sheila, ve Bloom, Jonathan.” The Art and Architecture of Islam 1250-1800 - 1250-1800

İslami Sanat ve Mimari” New Haven and London: Yale University Press, 1994

Resim 60

Page 98: çin porselen sanatı

78

Osmanlı Türkleri tarafından binaların süslemesinde kullanılmaktaydı. İznik çinileri

oldukça zarifti ve büyük miktarlarda ihraç edilmekteydi. Bazen Rodos çinileri olarak

isimlendirilmekteydi çünkü bu adaya gönderilen miktar o kadar fazlaydı ki insanlar

üretimin Rodos Adası‟nda yapıldığını düşünmekteydiler. Tarihçilerin bazen Şam

çinileri olarak anlatmalarının sebebi ise bu çinilerin Suriye‟de yapıldığına

inanmalarıydı. İznik çinilerinin üretimi 17. yüzyılda gerilemeye başladı ama çömlek

atölyeleri 18. yüzyıl sonlarına kadar kapatılmadı.

Suriye atlısının pipo içerken

görüntüsü.

Son İslam dönemi üretilen seramik objelerin diğer bir türü tütün içmek için

kullanılan kil pipolardı. (Resim-61)

Resim 61

Page 99: çin porselen sanatı

79

Tütün ilk olarak 1600 yılında İslam dünyasında ortaya çıkmıştı. Şehirdeki otoriteler

kullanımını yasak etmelerine rağmen, tütün kullanma modası Osmanlı

İmparatorluğunda hızlı bir şekilde yayılmıştı. (Suriye, Ürdün ve Filistin‟i de

içermekteydi) 17. yüzyılda tütün Türkiye, Yunanistan ve İran gibi bazı alanlarda

yetiştirilmeye başlanmıştı. Tütün pipolarının İslami türleri chibouk (çubuk) olarak

bilinmekteydi ve killi pipolar uzun, içi boş bir ağaç gövdesine bağlı olan ağızlıktan

oluşmaktaydı. Bu çubuklar, kazılarda kil pipoların sıklıkla ortaya çıkan parçalarıydı.

Kil pipoların her yerde aynı tarz ve biçimde olduğu Karak kalesinden köylere giden

yollarda yapılan kazılar sonucunda kanıtlandı.

İslami çömlekçiliğin bu kadar ünlü olması belki de çömleklerde kullanılan cilalama

tekniğinin farklı oluşundan ileri gelmektedir. İslami çömlekçilik, ışık ve gölge

arasındaki etkileşimle çok fazla ilgilenmiştir. Bu albeni, mükemmel ve hafif parıltılı

sırlamanın oluşmasını sağlamıştır. Kullanılan bu sırlama, süslemeye son dokunuşu

veren ve ilerleyen yıllarda üretilecek olan birçok çömleğe ilham kaynağı olmuştur.

İranlı sanatçılar duvar yüzeylerini bütünü ile kaplama konusunda mükemmel bir

tekniğe sahip olmuşlardır. Duvar yüzeyleri yanında yerleri, bombeli ve oyuk alanları

da kaplamış, bu işlemi yaparken de yedi adet parlak renkte tanzim edilmiş minik

duvar mozaiği kullanmışlardır. Bu renkler beyaz, açık ve koyu mavi, siyah, yeşil,

turuncu ve bronz renklerdir. Süsleme oldukça karmaşık bir hal almış, doğal, çiçekli,

yapraklı ve yazılı süslemeler kullanmıştır. İran duvar süsleme geleneğinin doruğa

çıkışının en büyük göstergesi İran‟da bulunan ve İmam Ali Rıza camisidir. (Resim-

62)

Page 100: çin porselen sanatı

80

İran‟da yer alan 8. İmam Ali Er Rıza camisi

Resim 62

Page 101: çin porselen sanatı

81

Cilalı çömleklerinin yanı sıra, İslami seramiklerinin de merak uyandıran süslemeleri

oldukça ünlüydü. Bu süslemeler hayvan motifleri, çiçekli desenler ve kaligrafik

yazılardan oluşmaktaydı. Seramiklerdeki oymalı süslemeler, Müslüman

çömlekçilerin 19. yüzyıla kadar kullandıkları, “Sgraffiato” diye bilinen eski bir

oyma tekniği kullanılarak yapılmaktaydı.[32

]

Bu teknik seramiğin içine, keskin aletler yardımıyla süslemelerin kazınmasının temel

olduğu ve son olarak da kapların sırla kaplandığı bir oyma tekniğiydi. Sgraffito

tekniği, İslami süreçte önemli bir rol oynayan özel bir süsleme tekniğiydi. Daha ince

ve kurşun sırlamalı kırmızı çömleklerde kullanılan süsleme teknikleri, Çin‟in Tang

Hanedanlığı döneminde üretilen çömleklerin etkisi altında kalınarak yaratılmıştı.

Kırmızı çömlekler sgraffito tekniğiyle dekore edilmişti. Bu teknikte tek bir parça iki

renkle boyanmakta ve daha sonra belirli alanlara esas renk kazınmaktaydı[33

].

Üzeri ince ve saydam bir tabakayla kaplanmadan önce boyanan kapların içi,

diğerlerine kıyasla daha ince bir astarla kaplanmakta, süsleme keskin bir araçla

yapılmakta ve hemen sonrasında kapların üzerine şeffaf ya da renksiz sır

geçirilmekteydi. (Resim-63)

32

Wayne Bates “ A Guide to Sgraffito - Kazıma Tekniği Rehberi” “Pottery Making İllustrated -

Çömlek Yapımı”, Ocak/ Şubat 2007,s.24 33

Du Boulay, A., “Chinese Porcelain - Çin Porseleni” 1973

Page 102: çin porselen sanatı

82

15 yüzyıl sgraffito tekniği ile yapılmış kırmızı çömlekler ve işlemelerde kazıma detayı

Resim 63

Page 103: çin porselen sanatı

83

Sgraffiato‟nun birçok türü geliştirilmişti. En basit sgraffiato, zemin astarın içine ince

hatlar kazınmasıydı. Bu kazıma işlemi kullanılarak geniş yüzeylerin süslenmesi

“Champleve” olarak adlandırılırdı. Zemin astarına, kazıma işlemi yapıldıktan

sonra, geri kalan kısım, farklı renkte ki boyalarla boyanırsa bu tür “Aghkand”

olarak isimlendirildi. [34

](Resim 64-65)

Bakır plaka üzerine Champlevé tekniği 1554

13. yüzyıl İran Aghkand çömleği

V&A Museum no. 4358-1857

34

Hildburgh, Walter Leo, “Medieval Spanish enamels and their relation to the origin and the development of

copper champlevé enamels of the twelfth and thirteenth centuries - 12. ve 13. yüzyıllarada Orta Dönem İspanya

Porselenleri vebakır yüzeyler üzerindeki gelişiminin orjiniyle olan ilişkisi” London, Oxford university yayını,

1936.

Resim 64- 65

Page 104: çin porselen sanatı

84

Ata binen okçu figürlü Memlük kasesi 1250-1517

Memlükler zamanında (1250-1517) Mısır‟da yeni bir kazıma tekniği üretilmiştir. Bu

türün diğerlerinden üç farklı yönü bulunmaktadır: Çömleklerin gövdesi zemin astarı

ile kaplanmakta, süslemeler içine oyularak yerleştirilmekte ve kalın kırmızı topraktan

yapılmaktadır. 14. ve 15. yüzyıllar süresince Mısırda kazıma tekniği kullanılarak

yapılan bu çömleklere “Memlük-çömlekleri” adı verilmiştir.[35

] (Resim-66)

Genellikle Memlük Nakşi kitabelerinde kullanıldığı görülmüştür.

35

George T, “Mamluk Pottery: More Evidence from Fustat - Memlük Çömlekleri :Diğer Kanıtlar”

Scanlon 1984

Resim 66

Page 105: çin porselen sanatı

85

Selçuklular, siluet diye adlandırılan, arka fonun beyaz olduğu ve ön kısımda düz

siyah gölge resimlerin yer aldığı çanak çömlekleri geliştirdiler. Bu teknik, beyaz cam

görünümlü (Resim-67) gövdenin üzerine kalın siyah astar çekilmesini ve daha sonra

süslemelerin kazınarak kaplamasını içermekteydi. Son olarak renksiz ya da renkli

şeffaf kaplama ile -ki bu genellikle mavi yada yeşildi- kaplanmaktaydı.

13. yüzyıl başlarında, mavi – siyah şeffaf sırla sırlanmış cam görünümlü kase

Resim 67

Page 106: çin porselen sanatı

86

İslam sanatçıları kainatın sayılar tarafından yönetildiğine inanırdı. Kusursuz

geometrik modeller ve süslemelerin kullanılması, sanatın sınırsızlığını, sonsuz

tekrarını ve Allahın değişmez ve kati kurallarının birçok simgelerle temsil edilmesini

sağladı.

İslam sanatının parlak renkleri ve dengeli süslemeleri oldukça gizemli ve cazibeliydi.

Model ve formlar şüphesiz içten bir tefekkür ve düşünceyle çizildi. Müslümanlığın

hükümleri tarafından yasaklanan sanat anlayışında insan formunun kullanılması

yasaktı, bu durum sanatta geometrik şekiller ve formlar içinde dengeli renklerin, ve

ahenkli geometrik çizgilerin ve kaligrafilerin kullanılmasına sebep oldu. İnançlarını,

diğer birçok din gibi ürettikleri eserler aracılığıyla göstermişlerdi. Parçalar üzerine

işlenen kaligrafiler, çoğunlukla dini ya da İslam dinin kitabı olan Kur-an‟dan alınan

sözlerdi. Kullanılan kaligrafiler ve dini süslemeler “çini”nin yaratılmasını sağladı.

Kur‟an da dendiği gibi “ellerle çalışmak kişinin kendini bilmesine izin verir, kişinin

kendini bilmesi, Allahı bilmesidir” Özünde sanatçıların çalışmaları ruhaniydi ve

genellikle oluşturulan çini fayanslar, cami ve anıtların iç ve dış bezemeleri için

yapıldı. Günlük yaşamda ise çini sobalar, kaseler ve düz servis tabaklarında süsleme

olarak kullanıldı. Dekoratif sanatlarda yer ve duvar süslemelerinde genellikle

seramik, nakış işleme ve kaligrafiler çömleklerin ortasında çok yoğun bir şekilde

kullanıldı. Sanat, gücün ve sonsuzluğun daimi bir simgesiydi. Bu tip bir güzellikle

çevrelenerek yaşamak gerçekte huzur bulmanın simgesiydi.

Diğer ülkeler yıllarca kendi mimarilerinde süslemeli çini fayans kullanımını kabul

ederek onları takip etti. İtalyanlar manzara resimli duvar panosu yapmak için çini

fayanslar kullandı. İngiltere‟de çini fayanslar, şömine kenarı süslemeleri ve bazen de

Page 107: çin porselen sanatı

87

duvarların dış kısımlarında kullanılmış ve Kraliçe Victoria dönemi porselen

süslemelerinde oldukça önemli olmuştur. (Resim-68) Görüldüğü gibi İslami çanak

çömlekler, yüzyıllar içerisinde birçok gelişmeler göstermiştir. Bu gelişim taklit

olarak değil diğer ülkelerin teknik ve fikirlerini alıp kendi sitillerini yaratma yolu ile

yapılmıştır.

İran, Kashan; Eski İngiliz

yapımı sır altı teknikle işlenmiş porselen tabak

Resim 68

Page 108: çin porselen sanatı

ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMĠNDE SERAMĠK ve

PORSELEN

BÖLÜM -4

(88-108)

Page 109: çin porselen sanatı

88

Kolay kırılabilen seramik daima hareket eden göçebelerin aksine yerleşik

toplumların sanatıdır. Anadolu, çok eski devirlerden beri toprak sanatları konusunda

büyük bir merkez olmuştur. Seramik, Türklerin Orta Asya‟dan beri ulusal sanatları

arasında yer almıştır. Hun Türkleri, Doğu Asya‟da Çin‟e komşu olarak yaşamışlardır.

Doğu Hun İmparatorluğunu ortadan kaldırarak ticarete başlayan Çin tüccarları,

Çin seramiklerini, Türklerinde bulunduğu İç Asya‟daki yerleşim merkezlerine, yavaş

yavaş tanıtmaya başlamışlardır.[36

] Anadolu öncesi, İslâm sanatlarında seramik

oldukça yaygındır. Çin seramiği, İslam seramik sanatını etkilemiş ve bu etki Türk

sanatını da içine almıştır.

Selçuklular, çoğunluğunu Oğuzların oluşturduğu Türk boylarından meydana

gelmiştir. Anadolu'nun Türklere açılmasıyla beraber Selçuklular, Artuklular,

Danişmentler, Saltuklular ve Mengücükoğullarıyla beraber, Anadolu tarihinde

başlangıç dönemi geçirmişlerdir. Orta Asya'dan Anadolu'ya uzanan; Suriye, Irak ve

Maveraünnehiri kapsayan geniş bir alanda yaşayan Selçuklular ikiye ayrılmaktadır.

Suriye, Irak, Kirman, Horosan ve Maveraünnehir de yerleşmiş olan Selçuklulara,

Büyük Selçuklular; Anadolu'da yaşamış olanlara da Anadolu Selçukluları

denilmiştir. Bizans İmparatorluğu 1071 yılında Anadolu Selçuklu Türkleri tarafından

yıkıldıktan sonra Anadolu‟daki Türk etkisi hızlı bir şekilde büyümüştür. Anadolu

Selçukluları siyasi ve sanatsal etkinliklerini 1200-1380 yılları arasında yaşamışlardır.

36

Blehaut Hwee Lie, “Yakın ve Ortadoğu‟ya İhraç Edilen Çin Seramikleri - İstanbul‟daki Çin

Hazinesi” 2000 İstanbul, s 16-39

Page 110: çin porselen sanatı

89

Sanatlarına gerçek kimliğini kazandıran mimarinin yanı sıra küçük sanatların da payı

büyük olmuştur.

Seramik üretimi Selçuklular zamanında Anadolu‟ya girmiş, ilerleyen süreçte

Osmanlılar ve Selçukluların Anadolu‟ya özgü malzeme ve teknikleri kullanmasıyla

daha da gelişmiş ve buradan tüm dünyaya yayılmıştır. Bu durum sanattaki sayısız

gelişimi de beraberinde getirmiştir.

Selçuklularla başlayan ve beraberinde Osmanlı Devleti yıkılana kadar, Anadolu‟da

kurulan seramik üretim merkezleri en iyi şekilde muhâfaza edilmiştir. 13. Yüzyılda

Selçuklu egemenliği sınırları içindeki Anadolu‟ya yapılan Moğol saldırıları, Selçuklu

Devletinin birleşmesini sekteye uğratmıştır. Ancak Türkistan, Azerbaycan ve

Horasan‟dan Türk boylarının Anadolu‟ya gelişi, Türk geleneklerinin yeniden

canlanmasını, kültür ve sanat araştırmalarında yeni bir sürece girilmesini sağlamıştır.

Devlet kurmadan önce göçebe yaşayan Selçukluların başlangıçta belirgin bir

sanatları yoktur. İran'a yerleştikten sonra oradaki mimariyi görmüşler ve etkilenerek

kendi öz sanatlarını oluşturmuşlardır. İlerleyen süreçlerde Selçuklular, başta mimari

olmak üzere halı, çini, ahşap ve maden işçiliğini kapsayan sanat dallarında çok ilgi

çekici eserler vermişlerdir.

Page 111: çin porselen sanatı

90

İslâm seramikleriyle, Anadolu Selçuklu seramikleri arasında kendine has

benzerlikler görülür. İlk dönemlerde sergilenen Anadolu Selçuklu seramiklerinin

kalitesi ve şekil zenginliği İslam merkezleri ile boy ölçüşebilecek olgunluktadır.

Selçuklu devri, Anadolu seramik tarihinin en güzel örneklerine rastlanan devirdir.

Selçuklular, İlk dönem İslâm seramik sanatının en basit örnekleri olan ve renksiz,

şeffaf sırlı, firuze yeşili, kobalt mavisi ve kahverengi seramikler üretmişlerdir.

(Resim-69)

Lacivert, yeşil ve mavi tonlarının hakim olduğu sır altı siyah dekorlu kapların

yapıldığı ve değişik dekor tekniklerinin uygulandığını görülür. Dini motiflerin yanı

sıra hayvan, insan, kuş, çiçek motifleri ile sarı, yeşil, siyah ve mor renkler,

süslemelerde yaygın olarak kullanılmıştır. (Resim-70)

Seramik biçimleri, İslâm seramik sanatının geleneksel sırsız, kırmızı hamurlu

vazoları, sürahileri, ibrikleri, kâseleri, ayaklı kapları ve küp şekilleridir. Seramik,

binalarda, çini olarak yer alırken Konya, Diyarbakır ve Kayseri‟de ki dini yapılarda

kalıplanmamış Selçuklu üslubu görülür. Selçuklu mimarisinde çinilerde kullanılan

biçim ve desenler çok fazla çeşitliliğe sahip değildir.

Page 112: çin porselen sanatı

91

12.-13. yüzyıl Anadolu Selçuklu dönemi sırlı seramik kase Karatay Müzesi, Konya

Selçuklu tek renkli sır tekniği ile yapılmış çift başlı kartal rölyefi

Resim 69

Resim 70

Page 113: çin porselen sanatı

92

Bilinen seramik teknikleri ve süslemeler, 10 ve 13. yüzyıllarda Selçuklu

seramikçileri tarafından daha da zenginleştirilmiştir. Perdah tekniği en olgun hali ile

birdenbire başlar. Perdah tekniği yanında, çok renkli sır altı ve sır üstü seramik

teknikleriyle yeni biçimler ortaya konmuştur. Sırrın altına çok renkli dekorun

nakşedilmesi ve sırrın akmasını engellemek için renklerin yarı sıvı hamurla

karıştırılarak fırınlanması slip dekoru olarak isimlendirilir. Slip dekoru diye tanınan

bu teknik İslam dünyasında bilinmeyen orijinal bir yeniliktir. (Resim-71) Slip tarzı

seramikler, 12-14. yüzyılda gerek Bizans gerekse Selçukluların başlattığı bir seramik

türüdür. Bu tür, kırmızı kilin üzerine beyaz kille desen yapılması şeklindedir. Bu

yüzden astar bezeme tekniği olarak bilinir.

Selçuklu devri çok renkli slip tekniği ile yapılmış tabak ve sürahi

Resim 71

Page 114: çin porselen sanatı

93

Selçuklular seramik üsluplarını geliştirmişler ve o devrin Selçuklu hayatını

seramiklere yansıtmışlardır. Saray, av ve oyun sahneleri tasvir edilmiştir. İran‟da

Selçukluların yarattığı ikinci teknik “Mina‟l” olup (Resim-72) çok renkli dekorları

ile İslam dünyasında en güzel örneklerini vermiştir.

Selçuklu Min‟al tekniği ile yapılmış rölyef

Resim 72

Page 115: çin porselen sanatı

94

Selçuklu Dönemi Perdah Tekniği ile yapılmış süsleme.

Kazıma tekniğinde yapılmış kırmızı astarlı perdahlı kobalt ve firuze renkli sırlı seramik

İran‟dan sonra Mina‟l ve Perdah tekniği, (Resim-73-74) Selçuklularla birlikte

Anadolu‟ya geçmiştir. Fakat Anadolu Selçukluları zamanından bugüne kadar Mina‟l

ve Perdah tekniğinde çiniler ele geçirilmişse de seramik bulunamamıştır.

Alacahöyük kazılarında bulunan seramik parçaları, Selçuklu seramiği olup, slip

tekniği ile yapılmıştır. Genellikle şeritler halinde yapılmış, çizik-kazıma kap

parçaları da çıkmıştır. Bunun yanında, firuze sır altına, siyah dekorlu seramik,

Anadolu Selçuklularında sıkça kullanılmış gibi görülmektedir.

Resim 73 Resim 74

Page 116: çin porselen sanatı

95

Kubad-abad Sarayı, Selçuklu dönemi sır altı tekniği ile yapılmış yıldız şekilli rölyef

Selçuklu sanatında bir kazıma tekniği olan „sgraffito‟ ile süslenmiş seramikler,

yaygın olarak görülür. Sgrafitto, 11-14. yüzyılda astar kazıma tekniği ile yapılmış

seramiklerdir. Teknik İslam sanatında 9. yüzyıldan itibaren bilinmekte ve yerel

Hıristiyan sanatında yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Kırmızı çömlekçi kili

üzerine kaplanan beyaz astar kilinin, kazınarak desenlenme işlemidir. Bir diğer

değişle kırmızımsı yada kalın dokulu beyaz kilden yapılmıştır. Sırlama biraz daha

kalındır. Turkuvaz, menekşe, yeşil, sarı ve kahverengi sırlarla pişirilir. Kuş desenli

kaseler oldukça önemlidir. Üretilen tasarımlarda soyut yapraklar, geometrik motifler,

hayvan ve insan figürleri kullanılmıştır. (Resim-75)

9. ve 13. Yüzyıllarda, İran, Irak, Suriye ve Memlûk İslam sanatında yaygın olan bu

teknik, Anadolu‟da, Bizans ve Selçuklu seramiklerinde uygulanmıştır. Bu teknikle

Resim 75

Page 117: çin porselen sanatı

96

yapılan Selçuklu seramikleri ile aynı dönem yapılan Bizans seramikleri arasında

desen ve figürler bakımından büyük benzerlikler görülür. Seramikler, sadece

kullanılan hamur, sır ve astarlarının farklı olması nedeni ile birbirinden ayırt

edilebilir. Selçuklu çini ve seramiklerinde kullanılan teknikler, astar kazıma, astar

bezeme tekniklerinin yanı sıra, renkli sır altına, siyah bezeme ve Lüster tekniğidir.

(Resim-76)

Bu teknikteki süslemeler, geniş aletlerle modelleri derin ve geniş bir şekilde

oymak suretiyle oluşmaktadır. Çukur alanlar siyah ya da koyu kahverengiyle

boyanır. Şeffaf sır renksiz, yeşil, kahve ya da çok renklidir. Anadolu Selçuklu

Devletinde bolca kullanılan Lüster tekniği, günlük seramikler üzerinde hiç

kullanılmamıştır.

Selçuklu Dönemi sıratlı Lüster tekniği ile işlenmiş Şamdan ve Sürahi

Resim 76

Page 118: çin porselen sanatı

97

Lüster seramikleri Doğu ve Güney-Doğu Anadolu‟da Samsat ve Ahlat‟ta

bulunmuştur. Samsat‟ta bulunan Luster seramiklerinin 4 temel çeşidi vardır. İlk

gruptakiler, yeşilimsi şeffaf sırlı, kahverenginin farklı tonlarda yansımalarını içeren

ve metal oksitle yapılan luster süslemeleridir. Desenlerde bitki motifleri, halka

bordürler ve kufik yazılı süslemeler yer alır. Desen işleme işlemi, kaba ve hantal bir

şekilde yapılmıştır. Kullanılan kil kirli beyaz ve işlenmemiştir.

Bu tip süslemeler genellikle kaselerde kullanılmıştır. İkinci grup luster

süslemelerinde kobalt mavi çizgiler ve noktalar şeffaf sırlama üzerine işlenmiştir. Bu

grup, yayvan bordürlü derin tabakları ve küçük kavanozları kapsar. Üçüncü grup

Luster süslemeleri, mor renkli sırlamalı olanlardır. Kaselerin süsleme ve şekilleri

birinci gruptakilerle benzerlikler gösterir. Dördüncü gruptaki Luster süslemelerine

ise kobalt mavi sır eklenmiştir.

Ahlat‟da yapılan arkeolojik kazılarda bulunan Luster seramiklerinin çok az bir

miktarı muhtemelen bu bölgeye özgü tekniklerin kullanılmasını sağlayan İran‟dan

gelmiştir. Kazılarda keşfedilen diğer bir grup Luster seramiği ve fırınları bu tip

seramiklerin Ahlat‟da üretildiğini ispatlar.

13. yüzyıl süresince Anadolu‟da yapılan Siyah desenli, şeffaf turkuaz sırlı

çömleklerin, büyük bir miktarının Suriye‟de üretildiği kabul edilir. Bu objelerin bir

kısmı, kahve, siyah ve mavi renklerde ve renksiz şeffaf sırla süslenmişlerdir. Tüm

örneklerde, kil kirli beyaz ve kaba dokuludur. Biçimler birbirinden son derece

farklıdır. Seramiklerin yüzeyleri soyut yapraklar, geometrik çerçeveler içinde ki

çiçek motifleri ile süslenmiştir. Kufi yazılar içeren bordürlerin (Resim-77) sitilleri

Page 119: çin porselen sanatı

98

hepsinde ortaktır. 12. yüzyılın sonu ya da 13. yüzyılın orta dönemleri olarak

tarihlendirilir.

Selçuklu dönemi bordürlerinde kullanılan Kufi yazı örnekleri

Resim 77

Page 120: çin porselen sanatı

99

İslam seramiklerindeki ilk temel gelişim esasen Anadolu Selçuklu

mimarisinde vuku bulmuştur. Anadolu Selçuklu mimarisinde çininin kullanım

alanı cami, mescit, medrese, türbe ve saraylardır. Bunun yanı sıra, minarelerde de

kullanılan Selçuklu çinileri, düz desensiz, turkuaz, lila ve kırmızımsı sırla

sırlanmış tuğlalardan oluşturulmuştur. (Resim-78)

Selçuklu dönemi desensiz ve sırsız

tuğlalardan yapılmış cami minaresi

Dekorasyonda tek renk sırlı tuğla, nadiren de seramik kaplama kullanılmıştır. Sırlı

tuğla ve mozaik çoğunlukla mimari yapıların kufi yazı bordürlerinde bulunur.

Geometrik kompozisyonlarda ve kufik yazıtlarda çok çeşitli türler

üretilmiştir. Küçük mozaikler değişik desenler yaratmak için birleştirilmiştir.

Resim 78

Page 121: çin porselen sanatı

100

Bu tuğlalarda kullanılan renkler mangan moru, firuze yeşili ve kobalt mavisidir. Taş

Medrese (Aksehir, 1250), Yivli Minare (Antalya, 13. yüzyıl), Sahi Paşa camisi

(Konya, 1258), Gök Medrese ve Çifte Minareli Medrese (Sivas, 1272), ve İnce

Minareli Medrese (Konya, 1264) sırlı tuğla ve çinilerden yapılan minarelere

verilecek en güzel örneklerdir.

Selçuklu çinileri, genellikle tek renkli sırla yapılmış yeşil, lacivert, firuze ve mor

renkli panolar halindedir. Üzerlerine kazıma veya kakma tekniğinde bezemeler

yapılmıştır. Geometrik şekiller, yıldızlar, örgüler, maden sanatında benzerleri

görülen insan ve hayvan figürleri belli başlı motiflerdir.

Sırlı tuğla ve çini, mezarların dış yüzeyleri ve Selçuklu binalarının iç kısımlarında

görülen ve minarelerde bulunan süslemelerle benzerlikler gösteren çalışmalardır. Bu

tip süslemeler Sivas‟da ki İzzeddin Keykavus’un mezarında (1219-20),

Konya’da ki Sırçalı Medresede (1242-43), ve Malatya Ulu camide (1247)

görülür.

Selçuklu bina duvarlarının iç kısmı genellikle turkuaz çinilerle kaplanmıştır. Fakat

mor, siyah ve kobalt mavisi çinilerde kullanım açısından çok yönlü renklerdir.

Kaplama kare, altıgen ya da üçgen parçalar üzerinden tertip edilir. Nadiren fayans

döşemeler üzerleri yaldız süslemeli olarak bezenirdi. Kabartmalı fayanslar genellikle

yazıtlarda kullanılırdı. Beyaz yazılı kabartmaların koyu mavi arka plan üzerinde

Konya II. Kılıç Arslan anıtında kullanıldığı görülür.

Anadolu Selçuklu döneminde çini mozaik süslemeler oldukça gelişti. Karmaşık ve

görsel çeşitliliğe sahip teknik binaların iç kısımlarındaki kubbeler, mihraplar,

kemerler ve köşeli yüzeyler üzerine uygulandı. Çiniler genellikle turkuvaz ve çok az

Page 122: çin porselen sanatı

101

bir kısmı mor renkliydi. Kobalt mavi ve siyah sırlı olanları süslü birleşimler elde

etmek için gerekli şekillerde kesilirdi. (Resim-79) Kesilen parçalar, mozaik içinde

kalıp model tasarımına göre yerleştirilirdi. Arka yüzü duvar panosu içine gömülmüş

mozaik sırrından ayrılan sıvayla sıvanırdı. Daha sonra pano kaplama olarak duvara

yapıştırılırdı.

Değişik desenler yaratmak için kullanılmış mangon moru, kobalt mavisi ve firuze yeşili mozaikler ve oturan

prens figürü

Resim 79

Page 123: çin porselen sanatı

102

Kubadabad mistik figürlerini gösteren figüratif çini

Kubadabad saray kazılarında çıkan çini; "oturan Türk prensi" pozunu gösteriyor

Öte yandan duvar çinilerinde gördüğümüz insan başlı hayvan figürlü kompozisyonlar

yaygın bir kültürün tipik örnekleriydi. (Resim-80) Selçukluların tipik figürleri olan,

bağdaş kurarak oturan ya da avlanan insanlara hem seramiklerde hem de madeni

eserlerde yer verilmiştir.(Resim-81) Bunların keskin hatları karakteristik görünümleri

Selçuklu çağının günlük yaşantısını günümüze yansıtan en güzel belgelerdir.

Resim 80

Resim 81

Page 124: çin porselen sanatı

103

Ani kazısında bulunan sekiz kollu yıldız biçimli bir çiniye ait parçadır. Çarşı kazısı sırasında bir küpün içerisinde

tam olarak ele geçirilen sekiz kollu yıldız biçimli çininin kenarlarında ince şerit hâlinde nesih hat ile Farsça bir

beyit yer almaktadır

Bunların dışında Selçuklu neshi diye tanımlanan bir çeşit yazı türü, çinilerde sık sık

kullanılmıştır. (Resim-82) Rakka, Keşan gibi önemli seramik yapım merkezleri,

turkuvaz, sarı, yeşil, mavi ve ender olarak da kahverenginin kullanıldığı,

kenarlarında Selçuklu neshi olarak bilinen yazı türlerinin olduğu, görkemli

seramikleri sanatsever ve antika meraklılarının gözleri önüne sermiştir.

Resim 82

Page 125: çin porselen sanatı

104

Çini üzerinde yer alan Farsça beyitte “Ey sevdiğim, zulüm görmüş iki gözüm niçin

yaşla dolu olduğunu bilir misin? Çünkü gözbebeğim senin dudağından su alır (?)

…Bu yolculuk aklıma gelince benim gönlüm hep hoş olur. Su gibi akmakta olan gül

renkli gözyaşım, onun yüzünden cömertliğiyle akmaktadır.” yazmaktadır.

Selçuklu sanatının en seçkin örneklerini, sırsız ve kırmızı hamurlu topraktan yapılmış

büyük küpler oluşturur. Yapımcılığı en eski kavimlerde bile görülen, ilkçağa ait

höyüklerde kalıntılarına rastlanan, o zamanlardan bu zamana en temel besin

maddelerini saklayan küplerin kullanım alanlarının çeşitliliği hayli şaşırtıcıdır.

Yunan çömlekçiliğinde amfora adını alan, oluklar ve tırtıllarla yapılan, sade dekorlu

olanlarının yanı sıra, kalıplama ve Barbutin tekniğinde, (kabartma rozetli) üzerleri

insan, hayvan, maskeler, kıvrım kıvrım dal ve gül figürleri ile süslenmiş olan bu

küplerin içine su, şarap, pekmez, tahıl, zeytin, zeytinyağı gibi en temel besin

maddelerinin yanında, altın ve gümüş para konulmuştur. (Resim-83)

19. yüzyıl ağız kısmının iki

yanında kabartma (barbutin

tekniği) rozetler yer alan,

arka üçgen şeklinde

doldurma delikli. Gövdenin

ön kısmında ve boynunda

yine kabartma renkli çiçek

figürü yer alan testi.

Resim 83

Page 126: çin porselen sanatı

105

Eski zamanlarda toprağa gömülen, dar ağızlı ama koca karınlı bu küpler, Anadolu‟da

Selçuklu dönemi yapılarında, mimaride kullanmış, dam örtüsünün kubbe veya

tonozlarında çözülme olması durumunda, eğimler arasındaki çukurlar toprak veya

taşla değil, içi boş küplerle doldurulmuştur. Böylece alttaki sütun ve kemerlere binen

yük azaltılmıştır. Kubbelerde aksiseda yaratan, camide sesin bütün mekanda

duyulmasını sağlayan, ancak estetik görünüşlerine dikkat edilmeyen bu küplere „ses

küpleri‟ denirdi. Arkeolojik kazılar sonucunda Güneydoğu Anadolu‟da üretildiği

düşünülen ve Suriye kökenli seramiklerle benzerlik gösteren bu küplerin, Orta

Anadolu‟da kullanıldığı anlaşılmaktadır.

Selçukluların göze hoş gelen, etkileyici sanatlarından çinicilik, mimarinin yanı sıra

büyük gelişim göstermiş ve mimarinin ayrılmaz bir öğesi olmuştur. Çininin sağladığı

muhteşem görünüm, mimari anıtlara bir görkem ve muhteşemlik kazanmıştır. Sır altı

ve lüster tekniğinde yapılmış Selçuklu çinilerine Alaeddin Keykubat'ın (1220-

1237) Beyşehir gölü kıyısındaki Kubadâbâd Sarayında ve Konya’daki Alaeddin

sarayının kazılarında rastlanılmıştır. Harap olmuş Selçuklu saray kazılarında

kullanılan çinilerin bu yapıları süslemek için kullanıldığı tespit edilmiştir.

Selçuklu saraylarında kullanılan çinilerin İslami mimariden farklı olduğu

göze çarpmaktadır. Genellikle yıldızlı haç biçiminde tasvirlenmiş

kompozisyonlardır.

Kubadabad sarayında, arabesk tarzda süslenmiş, haç biçimli figüratif çiniler,

duvar panolarında görülür. Bu figüratif çiniler, sultanların, haremdeki

cariyelerin, uşak ve hizmetçilerin tasvirlenmesi yolu ile süslenen çinilerdir.

Page 127: çin porselen sanatı

106

Her ne kadar avlanma ve hayali hayvanların yer aldığı süslemeler çok daha

popülerse de sfenks, tek ve çift başlı kartallar, tek ya da ikili tavus kuşları,

ağaçta yaşayan dişi ve erkek kuşlar ve gerçek olmayan bir hayatı simgeleyen

ejderha gibi figürlerde oldukça popülerdir. Süslemeler, Selçukluların figürsel

zenginliğinin sembolik bir ifadesini oluşturmaktadır. Kurt, tilki, dağ keçisi,

ayı, yılan, doğan, atmaca, antilop gibi hayvanlar çok yüksek sanat yönü olan

kompozisyonlar içerisinde resmedilmiştir. Örneklere bakıldığında çinilerin

üzerine bağdaş kurarak oturmuş insanlar, süvariler, hükümdarlar ve müzik aleti çalan

kişilerin figürlerini işleyebilen sanatçıların, ileri bir tekniği sahip olduğu görülür.

Selçuklu resim sanatı yönünden de incelenmeye değer bu çinilerde, göz alıcı renklere

oldukça fazla yer verilmiştir.

Kubadabad sarayındaki süslemelere benzer süslemelerin, Antalya, Aspendos,

Alanya, Kayseri ve Akşehir’de ki saraylarda da yer aldığı görülmüştür. Birkaç

değişim haricinde, Selçuklu çini sitilleri dikkat çekecek ölçüde aynı tarzdadır.

Bu durum çini çeşitleri ve sitillerinin bir ya da iki ana merkezde

oluşturulduğunun göstergesidir. Selçuklular zamanında seramik merkezi

Konya‟dır. En eski belli başlı seramik merkezleri Anadolu, Mısır ve

Mezopotamya‟dır. Yunanistan‟a seramiğin bu bölgelerden gittiği bilinir. Selçuklular

mimaride çini kullanımına, günlük yaşamda ise seramiklere büyük yer vermiştir.

Çoğunluğu tabak, maşrapa, kase, bardak kandil ve kap kaçaklardan oluşan

seramiklere değişik teknikler uygulanmıştır.

Kuşkusuz, Büyük Selçuklu sanatının en büyük olgusu Nizamülmülk'ün Bağdat'daki

medresesidir. Bunu Nişapur, Tus medreseleri, Zevvane'de Mescid-i Cuma ve

Gülpayegan izlemiştir. Büyük Selçuklu mimarisinin ilk dönemlerinde inşa edilen,

Page 128: çin porselen sanatı

107

medrese, mescit, kervansaray gibi yapılarla Selçuklu sanatının ilk adımı atılmıştır.

Konya ve Niğde Alaeddin Camisi, Malatya Ulu Camisi, Kayseri Hatun Külliyesi,

Hacı Ali Kılıç Camisi, Seraceddin Medresesi, Amasya Burmalı Minare, Bünyan Ulu

Camisi, Sivas Gök Medrese ve Sivas Buruciye Medresesi Anadolu Selçuklularının

en ilginç yapıtlarıdır. Bunların içerisi halı, çini, ahşap ve madeni eserlerle bezenmiş,

böylece mimari daha da bir anlam kazanmıştır. Selçukluların mimariye getirdiği

unsurlar, üst üste çifte kubbe, köşeli çatı, sivri kemer, Türk üçgeni tarzı kubbeler,

silindirik ve yivli minareler, dikdörtgen ve beş köşeli mihraplardır.

Yukarda da belirttiğimiz gibi Selçuklular yaşamlarını sürdürdükleri kentlerdeki

yapıların iç ve dış yüzeylerini çini panolarla bezemişlerdir. Örneği Konya'da II. Kılıç

Aslan'ın (1155-1190) 1160'da yaptırdığı Alaeddin Köşkünün duvarlarını süsleyen ve

kazılarda ele geçen çini örnekleri Selçukluların belki de en güzel eserlerdir. Mina‟l

tekniğinde yapılmış bu çinilerde yedi ayrı renk uyumlu biçimde kullanılmış,

aralarında da altın yaldızlara yer verilmiştir.

Selçuklu çinileri ilginç koleksiyonlar halinde yurt içinde İstanbul Türk ve İslam

Eserleri Müzesi ile İstanbul Arkeoloji Müzeleri yönetimindeki Çinili Köşk'te

bulunmaktadır. Bunun yanı sıra Konya Mevlana Müzesi ve Sadberk Hanım

Müzesi'nde de Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu dönemlerinin figürlü figürsüz

seramikleri vardır. Öte yandan Türkiye dışındaki müzelerin bazılarında da Victoria

ve Albert, Berlin Dahlem, Metropolitan ve Louvre Müzelerinde olduğu gibi ender

rastlanan seramik örneklerine rastlanmaktadır.

Page 129: çin porselen sanatı

108

Selçuklu çini ve çömlekleri yüksek kalitede ve mükemmel bir çeşitlilikle üretilmiştir.

Selçuklu mimarisinin ve el sanatlarının, İslami sanatlarla karşılaştırıldığında çok

daha yenilikçi olduğu görülür. Çini ve çömlek örnekleri, dönemin en iyi çalışmalarını

içermektedir. Selçuklu çömlekleri ve çinileri gerçek anlamda 13. yüzyılda gelişme

göstermiştir. Bu gelişim her ne kadar Osmanlı dönemi boyunca varolmuş gibi

görünse de Osmanlılarda 14. yüzyılda başlamıştır. Selçuklular, kendilerine ulaşan

çini sanatını kendi sanatlarıyla yoğurup daha da olgunlaştırarak 16. ve 17.

yüzyıllarda en parlak dönemine ulaşan Osmanlı çiniciliğinin temellerini

hazırlamışlardır.

Büyüyen Selçuklu İmparatorluğu Türk-İslam medeniyetinin zarifliğini ve muhteşem

zaferini yansıtmıştır. 14 yüzyıldan 19. yüzyıla kadar var olan Türk çinileri, dünyanın

her yerinde kullanılan teknikler, renk tasarımları ve süslemeleri açısından kabul

görmüş ve büyük bir ün kazanmıştır.

Page 130: çin porselen sanatı

OSMANLI ĠMPARATORLUĞU DÖNEMĠNDE

SERAMĠK ve PORSELEN

BÖLÜM -5

(109-162)

Page 131: çin porselen sanatı

109

10. Yüzyılda Anadolu'ya gelen Osmanlılar, M.S. 11. ve 13. Yüzyıllarda

Selçuklulardan kalan seramik kültürünü sürdürerek 15. yüzyılda kendi sanat

özelliklerini oluşturmuştur. 15. yüzyılda farklı Anadolu beylikleri, Osmanlı

beyliğinin egemenliği altında birleşmiş ve Osmanlı sitili 1453 yılında İstanbul‟un

fethedilmesiyle birlikte oluşmaya ve tanınmaya başlanmıştır. Osmanlı devletinin

güçlü bir İmparatorluğa dönüşmesine paralel olarak Osmanlı sitili İslam dünyasının

büyük bir kısmını etkisi altına alarak, sanatın daha gösterişli bir konuma gelmesini

sağlamıştır. İlerleyen yüzyıllarda yüksek kalite ve büyük miktarlarda, Osmanlı

sitiline özgü ürünler üretilmiş, bu durum Türk-İslam sanatının zaferini ve görkemini

yansıtmıştır. İmparatorluk belli dönemlere damgalarını vurmuş ve hepsi birbirinden

güzel örnekler bırakmışlardır. 18. yüzyılda ki siyasi kararsızlıklar ve batılılaşma

hareketleri birçok sanat dalında bozulmayı ve yozlaşmayı da beraberinde getirmiştir.

Bu dönem “Lale Devri” olarak isimlendirilir. Lale Devri, 19. yüzyıla kadar hızlı bir

şekilde gerileyen Osmanlı sanatını eski gücüne kavuşturmak için yapılan son

girişimdir.

İlk kaynaklarını Anadolu dışındaki Türk seramiğinden alan Anadolu seramik sanatı,

Osmanlı devrinde tamamen kendine özgü bir gelişim göstermiş, tercih edilen, ihraç

edilen, eserler vererek ilgi görmüştür. Bunlar hokka, kase, ibrik, sürahi, kadeh,

kandil, kupa, gülabtan, buhurdanlık, tütsü kabı ve benzeri ürünlerdir. Osmanlı devri

seramikçiliğine bakıldığında, Selçuklu ve Beylikler devriyle kıyaslama yapıldığında

çok çeşitli, bol ve kaliteli seramik örneklerinin verildiği görülür. 15 ve 16. yüzyıllar

Osmanlı devrinin en parlak örneklerinin verildiği dönemdir. Selçuklu ve

Osmanlılarda, çini kullanımı, cami, medrese, türbe ve saraylar gibi mimari yapıları

süslemede kullanılmıştır. İlk Osmanlı devri çinileri, Selçuklu geleneğinin devamıdır.

Page 132: çin porselen sanatı

110

Figürler, kufi yazılar, geometrik şekiller, doğal süslemeler, sarı, turkuvaz ve yeşil

renkler, bir önceki dönemin izinde ama farklı kulanım ve farklı ifadelerin de içine

katılmasıyla hayat bulmuştur.

Osmanlı sarayı ve çevresinde yaygın biçimde kullanılan ve beğeni toplayan Çin

porselenleri doğal olarak Osmanlı sanatını da açık bir biçimde etkilemiştir. Bu etki

en çok seramik ve çinicilik alanlarında görülmektedir. Çin İmparatorluğu tarafından

hediye olarak gönderilen ve büyük beğeni kazanıp kullanılan, saray koleksiyonu,

sanatçılar için ciddi bir ilham kaynağı olmuştur. Çin‟den gelen ipek ve porseleninin

kalitesine hayran olan Osmanlılar, ürünlerin içlerinde barındırdığı desenlerden,

derinden etkilenmişlerdir. Çin desenleri, ilerleyen süreçte Osmanlı sanatında

özümsenmiştir. Desenlere kendi sanat anlayışını da katan Osmanlı, porselen

sanatının, sanat dalları içerisinde önemli bir öğe olarak ortaya çıkmasını sağlamıştır.

Çin porseleninin, 15. yüzyılın başından itibaren Osmanlı sanatı üzerinde yaygın bir

etkisi olmuştur. Bu etki özellikle seramik ve çinicilikte çok açık bir biçimde görülür.

Türk sanatının diğer dalları olan dokumacılık, maden işçiliği, ahşap kakma ve küçük

el sanatlarında da etkilenme bir ölçüde yaşanmıştır, ancak bu sanat dallarında ki

motiflerin porselen bezemelerinden alındığı çok kesin değildir. Seramik ve çinilerde

kullanılan motifler, Çin ipekleri aracılığı ile aktarılmış ya da saraya bağlı

tasarımcılardan (Nakkaşhane‟den) edinilmiş olabilir. Nakkaşhane tasarımcılarından

ünlü Şahkulu‟nun çizimleri güçlü bir “Çin tarzı” eğilimi sergiler. Bu resimlerde

şakayık, ve lotus çiçeklerinin çentikli yaprakları arasında ejderha ve anka kuşları

uçuşur. Osmanlı Devleti‟nin ilk başkenti olan Bursa‟daki cami ve türbelerde yer alan

çinilerde kullanılan Çin desenlerini, Edirne‟dekiler izlemiştir. İznik çinilerinde yine

Çin desenlerinin etkisi açık bir biçimde görülebilmektedir. Başkent İstanbul‟da da

Page 133: çin porselen sanatı

111

gerek Topkapı Sarayı, gerekse kimi dini yapılarda, Çin tarzının olağanüstü

güzellikteki yorumları yer almaktadır. 16. yüzyılın başlarından sonra mozaik ve altın

yaldızlı çiniler yerini renkli sır tekniğiyle yapılan kare levhalar halinde ki üretimlere

bırakmış. 16. yüzyılın ikinci yarısında da renkli sır tekniği bırakılarak tüm çiniler

sıraltı tekniğiyle yapılmaya başlanmıştır. Sarı, ve açık yeşil renkler ortadan

kaybolmuş, firuze, mavi, yeşil, mercan kırmızısı, açık lacivert ve beyaz renkler

egemen olmuştur. (Resim-84)

Firuze, mavi, yeşil, mercan kırmızısı, açık lacivert ve beyaz renklerin egemen olduğu “Hayat Ağacı” adlı pano

Resim 84

Page 134: çin porselen sanatı

112

Türk desenlerinde, Çin‟in mavi-beyaz porselenlerinin yanı sıra celadonlarının da

önemli bir etkisi olmuştur. Topkapı sarayında, (10000 üzerinde) bulunan mavi-beyaz

parçalara ve celadonlara bakıldığında, bu desenlerin nereden geldiği kolayca

anlaşılmaktadır. Saray koleksiyonu sanatçılar için gerçek bir ilham kaynağıdır. Daha

önemlisi Osmanlı‟nın ilk başkenti olan Bursa, Çin‟den Orta Asya boyunca batıya

uzanan, bu arada Tebriz‟den geçen kervan yollarının yani İpek Yolu‟nun sonunda

bulunur. Bu yüzden Bursa camilerinin oyma taş bezemelerinde ve sırlı çinilerinde

Çin etkileri bulmak beklenmedik bir şey değildir. Örneğin bordür çinilerinde, kalın

ve ince mavi dış çizgilerle vurgulanan lotus çiçekleri, şakayıklar ve krizantemlerin

kullanılması, Yuan Hanedanlığı ve ilk dönem Ming Hanedanlığının mavi-beyaz

porselenlerinin tipik özellikleridir. (Resim 85-86)

14. Yüzyıl Yuan Hanedanlığı; Ortasında bulut motifleri, arasında bir ejder, kenarında lotus bordürü, ağızda ise

dalga motifleriyle bezeli mavi-beyaz tabak

Osmanlı İznik porseleni; Ortasında lotus motifleri, kenarlarında ise dalga motifleri bulunan tabak

Resim 85 Resim 86

Page 135: çin porselen sanatı

113

Çinilerin yapımında iki teknik kullanılmıştır. Bunlardan ilki; kesilmiş ve düz

sırlanmış çinilerin bir mozaik oluşturması; ya da cuerda seca adıyla bilinen emaye

benzeri bir etki yaratan tekniktir. (Resim-87) Cuerda seca İran‟a ve Orta Asya‟ya

özgü bir tekniktir. Düz çini üzerine boyanarak yapılan desenlerin birbirine

karışmaması için aralarına “kuru iplik” çekilir. Doğu‟ya özgü bu tekniğin Bursa‟da

ortaya çıkması rastlantı değildir çünkü bu teknik Tebrizli ustalar tarafından

kullanılan bir tekniktir. Tebrizli çömlekçiler bütün bu öğeleri kentlerinden

ayrılmadan önce özümsemiş olabilirler, çünkü Yuan ve Ming hanedanları döneminde

Çin mavi-beyazının, daha geleneksel olan deniz yolunun yanı sıra, karadan da ihraç

edildiği konusunda gittikçe artan kanıtlar vardır.

Cuerda seda tekniğiyle (mozaik )yapılan ve genellikle doğanın ve botanik bahçelerinin resmedildiği duvar

panoları.

Resim 87

Page 136: çin porselen sanatı

114

15. yüzyılın başında Edirne de ikinci başkent kurulmuştur. Bu şehirde var olan cami

çinilerinde yinelenen bir başka Yuan özelliği; mavi-beyaz karşıtlığının vurgulandığı

örneklerdir. Bazılarında mavi kartuş içinde beyaz desenlerin, bazılarında da beyaz

kartuş içinde mavi desenlerin olduğu görülür. (Resim-88) Yuan porselenlerinin, lotus

çiçekli kartuşlarında sıkça görülen kalın ve ince çizgiler tekrarlanmıştır.

Yuan özelliği taşıyan mavi beyaz karşıtlığının kullanıldığı, mavi kartuş içinde beyaz kufi yazılı ve beyaz kartuş

içinde mavi çiçek desenlerinin kullanıldığı tabak örnekleri

Resim 88

Page 137: çin porselen sanatı

115

Altıgen çinileri çevreleyen bordür çinileri, Bursa‟da görülen Cuerda seca tekniğinin

ilerletilmiş bir örneğidir. (Resim-89) Yazı panolarını çevreleyen şakayık ve lotus

motifli bordürlerde Çin etkisi görülür. Bu noktada Tebrizli çömlekçilerin bu çinileri

yaptıktan sonra İznik‟e gittiğini ve orada kurulmakta olan çinicilik endüstrisinin

çekirdek kadrosunu oluşturduğunu düşünmek mümkündür. Mavi-beyaz diye

isimlendirilen bu seramiklerin merkezi İznik ve Kütahya‟dır. Bunlar sert ve pürüzsüz

hamurları, mavi- beyaz renkleri, sır altı tekniğiyle yapılmış ustalıklı desenleriyle

üstün seramiklerdir.

Bursa camisi altıgen çinileri çevreleyen

cuerda seda (mozaik) tekniği ile yapılmış

pano

Resim 89

Page 138: çin porselen sanatı

116

Son Osmanlı başkenti olarak İstanbul‟un seçilmesi ve Sultan II. Mehmet‟in, Osmanlı

İmparatorluğunun son kanıtı olarak Topkapı Sarayını yaptırması, bütün bu sanatlarda

büyük bir patlamanın yaşanmasına sebep olmuştur.

Bu sanat patlaması nakkaş hane tarafından denetlenmekte ve imparatorluğun her

yanından, yalnızca Doğu‟dan değil, Balkanlardan da birçok sanatçının Osmanlı‟ya

getirilmesiyle beslenmektedir.

Asya‟nın iki karşı ucunda bulunan iki büyük imparatorluğun, Çin ve Türk

İmparatorluklarının birbirleriyle doğrudan ilişkisi olmamış, ama deniz yoluyla ve

Orta Asya‟dan ticaret yoluyla bağlantıları olmuştur. Kültürel bağlarsa daha güçlüdür,

çünkü batıya göç eden Türk boyları Çin‟e komşu bir bölgeden gelmektedir. Çinliler

15. yüzyılın başlarında batıya düzenledikleri yedi deniz seferi dışında içine kapanık

kalmış ve oluşmakta olan Osmanlı İmparatorluğuyla pek ilgilenmemişlerdir. Öte

yandan Osmanlı Türkleri, Çin‟e ait ipek ve porseleninin kalitesine hayran olmuşlar

ve bunların desenlerinden son derece etkilenmişlerdir. Çin desenlerinin özümsenerek

Osmanlı sanatının önemli öğelerinden biri haline getirilmesi pek şaşırtıcı değildir.

Gerçekten şaşırtıcı olan ise, Türklerin bu kaynak malzemeyi sanatlarında

yorumlarken elde ettikleri özgün sonuçtur. [37

]

Bizanslılar zamanında önemli ve stratejik bir seramik merkezi olan İznik, Osmanlı

İmparatorluğunun da en önemli çini merkezi olarak 14. yüzyıldan, 18. yüzyıla kadar

37

Carswell John “Blue and White - Mavi ve Beyaz” Chichago,1985, Çin Seramikleri Sadberk

Hanım Müzesi Koleksiyonu,

İstanbul,1995.

Erbahar Nurdan “Çin Porselenleri” İstanbul 1984

Erdoğdu Ayşe “Mavi - Beyaz Çin Porselenleri” 1999, P Dergisi sayı:14 s 56-66. “Chinese

Porcelains - Çin Porselenleri” Arts of

Asia Dergisi, 2001 sayı 31 6 Eylül-

Ekim Hong Kong s. 88-100

Page 139: çin porselen sanatı

117

üstünlüğünü korumuştur. Anadolu üzerinden batıya yönelen kervan yollarının

üzerine kurulmuş ve eskiden beri çömlekçilik geleneğine sahip olan İznik ve

civarında eskiden buyana kırmızı toprak kaplar üretilmiştir. Bu kaplar sadece mavi-

beyaz kaplar değil Yuan dönemi celadonları da dahil olmak üzere Çin desenlerinin

yarattığı etkinin önemli bir kanıtıdır. Kaplar üzerindeki desenler, Çin‟e özgü mavi-

beyaz porselenin birebir etkilerini göstermemiş, körü körüne kopyalar olmamış,

özgün yorumlanmıştır. Desenler tezhip ustalarının üslubunu andırır. Çin tarzı öğeler

olan bulut motifi ve koparılmış çiçek desenleri gene vardır ama Balkan ve İslam

etkisi de kendini gösterir. Çin esinli bütün Türk desenlerinde, Uzakdoğu‟ya özgü bu

motifler bütünüyle özgün uyarlamalara geçişte yalnızca bir sıçrama tahtası işlevi

görmüştür. İznik seramikleri, sert ve pürüzsüz hamurları (frit), mavi-beyaz renkleri,

sır altı tekniğiyle yapılmış ustalıklı desenleriyle, üstün seramiklerdir. İznik

seramiklerinde sert ve kaliteli, şeffaf sır altında mavi tonları ile işlenen desenlerde,

Çin tesirli şakayıklar krizantemler, arabeskler, bulutlar, pul, stilize ejder, hatta

çintemani (üç top) motifleri hakimdir. (Resim-90)

Baklava şeması içinde çintemani desenli çini

karo, Musee National de la Ceramique, Paris

Resim 90

Page 140: çin porselen sanatı

118

Bunların yanı sıra lale, karanfil, bahar dalları gibi çeşitli çiçekler, asma dalları, kuş,

geyik, tavşan, balık, hayvan mücadele sahneleri, nesih ve kûfi yazılar, daha önce

görülmeyen zenginlikte ve incelikte bir desen programı sunarak, 16. yüzyılda gelişen

sır altı seramiklere öncü olurlar. (Resim-91)

Topkapı Sarayı Sünnet Odası cephesinde 'bahar dalı' deseninde çini pano

16. yüzyıl beyaz zemin üzerine lale, karanfil, sümbül motifli ortasında Osmanlı Tuğrası olan pano

Erken örneklerde mavi tonu, koyu bir kobalt mavisidir, sonradan daha berrak, açık ve

tatlı bir maviye döner, biraz da firuze kullanılır. Bazen desenlerde mavi zemin

üzerinde beyazlar yer alır. Lale, karanfil, sümbül, çiçek demeti kompozisyonlarının

işlendiği örneklerde mavi tonları arasında firuzenin de yer alışı dikkati çeker.

(Resim-92)

Resim 91-92

Page 141: çin porselen sanatı

119

Teknik açıdan mavi-beyaz boyama konusunda son derece başarılı bir noktaya

ulaşılmış, kobalt mavisinin değişik tonlarının uygulanması konusunda başarılı bir

noktaya gelinmiştir. Çini sahasında çok az mavi-beyaz porselen tanınırken,

seramiklerde daha önce hiçbir yerde görülmeyen yeni şekiller ve çeşitli malzemeler

dikkati çeker. Kenarlı tabaklar, çukur kaseler, vazolar, ibrikler, maşrapalar, sürahiler

ve özellikle Anadolu‟da ilk kez kullanılan câmi kandilleri görülür.

Sonraki 10 yıl içinde ise kobalt mavisi parlak bir turkuvazla birlikte kullanılmaya

başlanmış ve desenler Nakkaşhanenin denetiminden kurtulmuşçasına serbest bir

biçimde çizilmiş ve üzerlerine uygulanan biçimler kendi içinde uyumu yakalamıştır.

En popüler Çin deseni erken 15. yüzyıl mavi-beyaz porseleninde görülen üzüm

salkımı motifidir. Bunlar önceleri İznik‟te mavi ve turkuvaz sonradan da çok renkli

özellikle kırmızı olarak kopya edilmiştir. (Resim-93)

15. yüzyıl mavi-beyaz porseleninde görülen Çin‟e özgü en popüler üzüm salkımı motifi

Resim 93

Page 142: çin porselen sanatı

120

Tabaklarda yanlara doğru yer alan çiçek buketleri sitilize edilerek geliştirilmiş,

kenardaki dalga motifi ise erken Ming örneklerini anımsatır biçimde betimlenmiştir.

Ortasında üç üzüm salkımı, kenarında değişik çiçekler olan bu bordür, ağızda dalga

bordürü ile bezenmiştir. Çin etkisi olan üzüm desenleri 16. yüzyılda İznik

seramiklerinde de sevilerek kullanılmıştır. (Resim-94)

Ming dönemi, ortasında üç üzüm salkımı kenarında değişik çiçeklerden oluşan tabak ve benzer desenli İznik duvar panosu

Resim 94

Page 143: çin porselen sanatı

121

Çalılıklardan çıkan zengin lale ve başka Türk çiçeklerini betimleyen tabaklar da, bir

kurdeleyle bağlanmış çiçek buketi bulunan erken 15. yüzyıl Çin desenlerinin bir tür

yorumudur. (Resim 95-96)

Çalılıklardan çıkan zengin lale ve diğer Türk çiçeklerini betimleyen İznik porseleni tabak

15. yüzyıl Mavi-beyaz vazo, Qianlong dönemi çiçek desenleriyle süslenmiş

Süslemede, duvar çinisinde görülmeyen sembolik hayvan ve kuş tasvirleri, çeşitli

desenler ve aynı zamanda gemi tasvirleri çeşitli yelkenliler, kayıklar, kadırgalar,

kalyonlar stilize edilerek kullanılmıştır. Bu örnekler çok üstün bir düş gücünün ürünü

olarak görülmektedir. Geleneksel Türk el sanatlarının hemen her şubesinde olduğu

Resim 95-96

Page 144: çin porselen sanatı

122

gibi seramik sanatında da Türkler gemi tasvirini severek kullanmışlar, süslemede

seçkin örnekler meydana getirmişlerdir. Çin öğelerinin hala mevcut olmasına karşılık

porselenler, İznikli çömlekçilerin artık kendi özgün yöntemleriyle üretim yapmaya

yöneldikleri izlenimini verir. (Resim-97)

Mavi-Beyaz İznik düz tabak ve gemi tasvirli gülabdan

Victoria&Albert Müzesi, Londra/ Duca die Martina Müzesi, Napoli

İznik, 14. yüzyıl ve 17. yüzyıllar arasında Osmanlı İmparatorluğun anıtsal mimari

yapılarına ait çinilerin üretildiği önemli bir merkezidir. 17. yüzyılın sonuna dek

İznik‟te üretilmiş olan çinilere “İznik Çinisi” denmektedir. İznik‟te çini üretimi

başlamadan önce Bursa, Edirne, İstanbul gibi kentlerde dinsel yapılarda kullanılan

çiniler, bu yapıların yakınlarına kurulmuş imalathanelerde üretilmektedir. Bunları

üretenler ise yabancı gezgin ustalardır. Bunların yarattığı ürünler için gelişmiş bir

teknik uygulanmaktadır. Bu seramikler son derece zengin motifler içermektedir. Bu

dönemde İznik‟te geniş halk kitlelerinin günlük kullanımı için üretilen ilk seramikler

Resim 97

Page 145: çin porselen sanatı

123

kırmızı, yumuşak hamurlu, tek renkli sırla yapılmış olan kaplardı. Bir defa

fırınlanmış olan bu seramiklere beyaz astarlı hafifçe kabarık olan dekorlar

hazırlanarak eklenir ve sonra üzerine renkli sır sürülerek tekrar fırına verilir.

Fırınlandıktan sonra renkli sır, kabarık dekorlu kısımlarda parlak ve açık bir renk

olarak, derin olan zemin üzerinde ise kalın ve koyu bir renk olarak kalmaktadır.

Diğer bir deyişle üretilen seramikler ilk önce pişirilip slip tekniğiyle bezenir, sonra

da renkli sıra batırılıp yeniden fırınlanır. Sırra egemen olan renkler mavi, yeşil, koyu

ve açık kahverengidir. Kullanılan süslemeler kıvrık dallar rumiler ve stilize çiçeklerle

bezeli olan figürsüz bitki motifleridir. Bu dönem seramiklerine Birinci dönem İznik

seramikleri denilmektedir. (Resim-98)

Osmanlı dönemi Rumi porseleni astarlı zemin

üzerine sıraltı bezeme

Louvre Müzesi, İslam Sanatı Bölümü, Dekoratif

Sanatlar Müzesi

Resim 98

Page 146: çin porselen sanatı

124

Türk süsleme sanatlarında kullanılan çeşitli motif türlerinden birisi olan rumiler,

gerek kendi başlarına gerekse hatai gibi diğer motif türleriyle kademeli olarak

uygulanıp sınırsız kompozisyon üretme olanağı sağladığından, özellikle

Selçuklularda ve daha sonraki dönemlerde süslemeciliğin her dalında

kullanılmışlardır.[38

]

İkinci dönem İznik seramikleri İznik‟te 14. yüzyıl sonuyla 15. yüzyıl başlarında

üretilen, 1930‟larda MİLETOS (Milet) kazılarında ortaya çıkmış olmalarında ötürü

sanat tarihinde “Milet iĢi” olarak adlandırılan seramiklerdir. Kırmızı hamurlu olup

sıraltı tekniği ile yapılmışlardır.

Sıratlı tekniği kullanılarak yapılan Milet işi kırmızı hamurlu seramik grubu, beyaz

astarla astarlanmakta, üstüne motifler çizilerek boyanmakta ve şeffaf renksiz sır

sürüldükten sonra fırınlanmaktadır. Seramiklerde zengin bir motif çeşitliliği

karşımıza çıkmaktadır. Genellikle kirli beyaz astar üstüne, mavi geometrik desenler,

radyal bölümler ve stilize bitki, kuş ve balık öğeleri ve bazen de insan yüzleriyle

bezelidir. Milet işi seramiklerin çoğunda, serbest fırça darbeleriyle yapılmış,

merkezden dağılan madalyon sitili yelpaze biçimli yapraklar ve çizgiler sıkça

görülen desenlerdir. Doğal olan desenler kullanılmıştır. Desenlerde kır çiçeklerinin

sap, yaprak ve tohumlarından çıkarak geliştirilmiş olan, yelpaze yaprakları, karanfil

dalları, salkımlar ve çeşitli madalyonlardan meydana gelmiştir. Süslemede, ana tema

olarak iç içe geçmiş kuşakların çizimi yada tekrarlayan iki ayrı motif çok görülür.

Desen çizimi, boyanmış kalın konturlar, ince uçla kazıma veya fırça ile kontursuz

serbest boyama olarak üç şekildedir. Dekoratif kuş figürleri de süslemeye girmiştir.

38

Çağman Filiz,” Osmanlı sanatında başlıca üslup ve bezeme motifleri”, Anadolu Medeniyetleri 3.

cilt, Avrupa Konseyi, 18. Avrupa Sanat Sergisi 1983.

Page 147: çin porselen sanatı

125

Laciverte yakın koyu kobalt mavisi hakim renk olup açık mavi, firuze, mor ve yeşil

renklerde kullanılmıştır.

Bu durum Anadolu‟nun ilk orijinal Türk seramiğinde ki ileri bir süsleme kabiliyetini

ve kuvvetli bir üslubu gözler önüne sermektedir. Bu dönemde Çin‟den ithal edilen

Yuan dönemi porselenlerinden etkilenen nakkaşlar, Uzak Doğu kaynaklı desenlere

yönelmişlerdir. Ustalar yeni geliştirdikleri bu desenleri, yumuşak porseleni

anımsatan “beyaz firitli” kaplara ve çinilere uygulamışlardır. Beyaz astar üzerine

renkli dekorlar yapıldıktan sonra şeffaf kurşun sırla kaplanmaktadır. Bunun yanında

Selçuklu geleneğinin devamı olarak firuze sır altına, siyah dekorlu seramikler

bulunmuştur. Egemen renk kobalt mavisidir. (Resim-99)

Milet işi seramik örnekleri

Selçuklu seramiğinden bazı etkiler almış olmakla beraber, basit bir teknik, tek veya

iki renkli motiflerle en ileri bir seramik üslubu yaratılarak İznik sanatının en parlak

devri başlamıştır. İznik çinilerinin üçüncü dönemi olarak bilinir ve 16. yüzyılın

Resim 99

Page 148: çin porselen sanatı

126

ortalarına kadar sürmüştür. Bu çinilerin beyaz zemini çok temiz ve sert, sırları

renksiz ve saydamdır. Bezemeye önceleri koyu mavi renk egemenken ilerleyen

zamanlarda renk tonu açılarak daha tatlı bir tona dönüşmüştür. Sayısız örnekte

görülen fırça çizimlerindeki ustalık şaşılacak derece büyük bir yaratım kuvvetini

gösterir. (Resim-100)

Mavi-Beyaz; içi Haliç işi dolgulu tabak. Çini bulutları ile merkezi kompozisyon, Çin bulutlu ve lotus

kenarlı

Resim 100

Page 149: çin porselen sanatı

127

İznik çinilerinde görülen bu üslubun gelişmesi, değişik yörelerden gelen ustaların

şehre yerleşmelerine bağlanabilir. Bu gelişmede II. Mehmet‟in Topkapı Sarayı‟nda

açtığı nakkaş hane arasında kurulan ilişkilerin de payı büyüktür. Böylece 14. yüzyılın

son yarısı ve 15.yüzyılın ilk başlarında Osmanlılarda canlı ve yaratma heyecanı ile

dolu bir Anadolu seramik sanatı doğmuştur. Seramik parçalarında maviden başka

soluk turkuvaza da rastlanmıştır. Çini desenlerinde rumiler, hatayiler ve stilize bulut

öğeleri yer almaktadır. Göze çarpan bir başka öğe ise hayvan figürleridir.

Aynı döneme tarihlenen bir başka çini grubuna ise Evliya Çelebinin

Seyahatnamesine dayanılarak “Haliç iĢi”

denmiştir. (Resim-101) Bu gruptaki

çinilerin en belirgin özelliği, küçük yaprak ve çiçeklerden oluşan sarmal dallardır.

Bunların üretim yeri tam olarak bilinmemektedir. Bu tür çinilere İznik kazılarında da

rastlanmıştır. İznik kazılarında bugüne kadar bilinmeyen renk ve desenlerde binlerce

parça ile fırın kalıntıları bulunmuştur.

17. yüzyıl Osmanlı çinicilik sanatında mavi–beyaz çinilerde çok ince kıvrık dallar, bunlar üzerinde hataîler ve

küçük çiçekler. Haliç işi

Resim 101

Page 150: çin porselen sanatı

128

16. yüzyılın ortalarında İznik seramik sanatının çok sayıda değişik ve zengin

süslemeli dördüncü devresi başlar. Bunlar “ġam ĠĢi” denilen mavi-beyaz gruba

bağlıdır. Bunlar geçiş dönemi ürünleridir.

Bu üsluptaki seramiklerde, koyu bir zümrüt yeşili, figürlerin dış çizgilerinde

boyaların akmasını önlemek için siyah renkte kontür kullanılmıştır. 16. yüzyılın

ikinci yarısında ki yapılarda düz levha çiniler oldukça yoğundur. Gerek İznik‟te

gerekse Kütahya‟daki imalathanelerde levha çini üretimine ağırlık verilmiştir.

Levhalarda, mimari bezemeyle daha çok uyum gösteren canlı ve parlak renklere yer

verilmiştir. Kase, tabak, ibrik, vazo v.b. eşya yapımı giderek azalmıştır. Bu da İznik

çiniciliğinde yeni bir üslubun gelişmesine ve yeni bir dönemin başlamasına yol

açmıştır.

İlk kez Osmanlılar tarafından 15. ve 16. yüzyıllarda bölmeli renkli sır tekniği

uygulanmıştır. (Resim-102) (Tebrizde kullanılan ve çinden geldiği düşünülen cuerda

seda tekniğine benzerlik) Bu teknikte desen levha üzerine kazınarak çizildikten

sonra, çizgilerin oluşturduğu oyuklara konulan madde pişirilir, siyah ve hafif kabarık

bir hal alan madde bölmeler oluşturur ve meydana gelen bölmelerin içine değişik

renkte sırlar eklenirdi. Bölmeli teknik daha sonraları Avrupa'da özellikle İspanya'da

kullanıldığında, çizgilerin içine ayırt edici madde olarak ince iplikler konulmuştur.

Osmanlılar ise bunun yerine fırında ısındığı zaman kabaran, şekerli olduğu sanılan

bir madde kullanmışlardır. Bu teknikte, mavi zemin üzerine beyaz, filizi yeşil, sarı,

firuze ve kırmızı renkte sırlar kullanılmıştır. En gözde renkler kobalt mavisi,

turkuvaz ve domates kırmızısıdır Bezemede kullanılan örgeler, gül, lale, karanfil,

zambak, papatya, sümbül, bahar çiçeği, asma ve servidir. Bunların dışında hançer

Page 151: çin porselen sanatı

129

biçimli yapraklara, Çin bulutlarına, çintemanilere ve madalyonlara da yer verilmiştir.

Lotus çiçekli bazı motiflerde de siyah rengin kullanıldığı göze çarpar.

İlk kez Osmanlılar tarafından 15. ve 16. yüzyıllarda kullanılan bölmeli renkli sır tekniğine örnek

Beşinci ve son devir İznik seramiklerinde geçiş devri olarak isimlendirilir. Bunlar

daha önce yapılan mavi–beyaz porselenlerden daha ince ve hafiftir. Kuvvetli

üsluplar, serbest fırça tekniği, modern anlayışlı yeni bir seramik sanatının gelişmesini

sağlamıştır. Sert beyaz sır altı tekniğinde kullanılan serbest fırça süslemeleri, klasik

seramiklerden farklı bir sanat karakteri taşır. Biçimler genellikle fincan, kase, hokka

ve matara, kapaklı ibrik, kulplu kulpsuz kupa, kandil, sürahi, buhurdanlık, süs

topuzları ve tabaklar gibi küçük boy seramiklerde kullanılmıştır. Motiflerde lale,

sümbül, karanfil, tomurcuk ve açılmış güller, kırmızı, sarı, menekşe moru, yeşilimsi

siyah, lacivert, eflatun, zeytin yeşili renklerinin kullanıldığı küçük çiçekler, bitki

Resim 102

Page 152: çin porselen sanatı

130

motifli yapraklar, sarmaşıklar, damlalar ve madalyonların yer aldığı desenler görülür.

(Resim-103)

Beşinci ve son devir olan İznik seramiklerinde kullanılan serbest fırça süslemeli kapaklı ibrik örnekleri.

Parlak yerine mat, buğulu, dumanlı renkler, beyaz zemin yerine, hafif dalgalı

mavimsi bir zemin bulunur. Çini kaplarının büyük bölümü sır altı tekniği ile

bezenmiştir.

17. yüzyıl başlarında İznik çini sanatı ve tekniğinde bir duraklama görülür. Desenler

bozulmaya renkler birbirine karışmaya başlar. 17. yüzyılın birinci yarısından sonra

çini sanatında renklerin azaldığı, mavi tonların egemen olduğu gözlenir. Kırmızı

rengin giderek kahverengiye dönüşen bir ton aldığı, sırda bozulmalar olduğu görülür.

16.yüzyılda yapılan panolarda çiçek ve ağaçlar doğrudan doğruya yerden çıkmış

olarak gösterildiği halde, 17.yüzyılda artık vazoların içinden çıkarılmaya başlanır.

Lale ve karanfil motiflerin de, 16.yüzyılın ikinci yarısında görülen mercan kırmızısı

kaybolur. Yerine soluk bir kırmızı gelir.

Resim 103

Page 153: çin porselen sanatı

131

17.yüzyıl sonlarında İznik çiniciliğinde başlayan gerileme, Osmanlı Devleti'nin

duraklaması ile alakalıdır. Osmanlı döneminde daha çok saray, cami, medrese,

türbeler için üretilen seramikler, 17. yüzyıldan sonra yozlaşmaya başlamıştır.

Ekonomik sıkıntılar, sarayın uzun süreler çini sipariş etmemesi ve Çin

porselenlerinin ithalinin artması kalitedeki düşüşü arttırmış ve böylelikle İznik'teki

çini üretim faaliyeti 1716 senesinde tamamen sona ermiştir. [39

]

18. yüzyılda Kütahya atölyeleri İznik'teki çinicilik sanatının tamamen kaybolmasıyla

öne geçmiştir. Motifler ve renkler İznik çinileriyle benzer özellikte olup, İznik

işlerine nazaran daha koyu tonları ile Anadolu Selçuklu çinilerinin renk skalasına

daha yakındır. Kobalt mavisi, siyaha yakın koyu manganez moru karakteristiktir.

Sırları da İznik‟ten daha incedir ve hafif sır çatlakları vardır. Aynı yüzyılda en güzel

örneklerini veren Kütahya çinileri, 18. yüzyıl sonunda gerilemeye başlamıştır.

Selçuklular zamanında seramik merkezi olan Konya, Osmanlılar zamanında bu işi

İznik‟e, İznik 17. yüzyılda bunu Kütahya‟ya devretmiştir. 18. yüzyılda bölgesel

39

Atasoy, Nurhan-Juan Raby, “İznik The Pottery of Otoman - Osmanlı İznik Porselenleri” Türkiye,

1989.

Atıl, Esin, “The Age of Sultan Suleyman The Magnificent - Sultan Süleyman Devri” National Gallery

of Art, Washington D.C. 1987.

Çorum, Bengi, “1974 Yılında Bursa Müzesi tarafından müsadere edilen İznik seramikleri”, İstanbul

Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Yıllığı, Sayı VI, s. 279, Edebiyat Fakültesi Matbaası,

İstanbul, 1976.

Pasinli , Alpay-Saliha Balaman, “Türk Çini ve Seramikleri”, Çinili Köşk, İstanbul, 1991.

Page 154: çin porselen sanatı

132

özellik gösteren Çanakkale seramikleri ortaya çıkmıştır. Günümüzde ise bu ağır

vazifeyi hala Kütahya devam ettirmektedir. Burada daha ziyade Selçuklu renk ve

desenler taklit edilerek üretim yapılmaktadır. 19. ve 20. yüzyılda ise İznik eski çini

motiflerinin taklitlerine dönülmüştür. Cumhuriyet dönemine kadar Kütahya,

Çanakkale seramikleri ve Fransa'dan çamuru getirilerek yapılan Yıldız Porselenleri

görülmektedir.

Osmanlı dönemi Türk Seramik Sanatı ile geleneksel halk çömlekçiliği arasında özel

bir yere sahip olan bu seramikler, belli bir dönemin beğenisi yanında, halk sanatını

yaratma heyecanının çeşitliliğini de gösteren etnik özellikleriyle değerlendirilmelidir.

(Resim-104)

Kütahya Porselen Örnekleri

Resim 104

Page 155: çin porselen sanatı

133

Osmanlı İmparatorluğu'nun 17. yüzyılın sonunda girdiği ekonomik ve siyasi çöküş

süreci, devlete ait atölyelerin yavaş yavaş bozulmasına neden oldu. Saray o dönemde

"Doğu için" üretilen Avrupa porselenlerine ilgi gösteriyor ve İznik'teki fırınların

bacası uzun süredir tütmüyordu. Dolayısıyla yurt içi çini ve seramik taleplerine tek

cevap veren taşra atölyeleri ortaya çıktı. Bu yerel atölyelerde "Geleneksel" denilen,

basit görünüşleri nedeniyle "Popüler" ya da "Folklorik" olarak sınıflandırılan

seramikler üretiliyordu.

Söz konusu atölyelerden bir tanesi Çanakkale'de, Çanakkale Boğazı'nın Anadolu

yakasında kurulmuştur; 18. yüzyıl sonu ile 20. Yüzyıl başı arasında çok çeşitli

biçimlerde özgün ve inanılmaz derecede ilginç süsleme teknikleri içeren seramikler

üretilmiştir. Seramiklerde kaba kırmızı hamur, nadiren de bej renkli hamur

kullanılmıştır. Astar uygulanmış örnekler çoğunluktadır. Genellikle boyalı zemin

üstüne sır uygulamaları vardır. Yeşil, kahverengi, krem sır bazı özelliklerin

karakteristiğini meydana getirmektedir. Renkli veya şeffaf sır altına boyalı dekor

yanında, bazı örneklerde sır üstü dekor da uygulanmıştır.

Seramik desenleri yeşil, kahverengi, kirli sarı, şeffaf sır altına morumsu kahverengi,

turuncu, sarı, lacivert ve beyaz boyalıdır. Özellikle değişik renk boyamaları ve yaldız

uygulamaları genellikle sır üstüdür. Dışı yeşil ve sırlı örnekler görülür. Örneklerde

alacalı, akıtma boya ve sır teknikleri yanında kabartmalarda barbutin, çizikleme

(sgrafitto) ve aplike teknikleri kullanılmıştır. 19. yüzyıl örneklerine bakıldığında en

tanınmış biçimlerine uygulanmış aplike barok karakterli kabartmalar görülür.

Kabartmalarda rozetler, girdandlar, ay-yıldız, saltanat arması ve hayvan kabartmaları

en tanınmışlarıdır. Çeşitli tekniklerin üretim ve süslemede kullanılmasının yanında,

formları da çeşitlilik göstermektedir.

Page 156: çin porselen sanatı

134

Başlıca seramik objeler arasında kulplu kulpsuz küp, testi, sürahi, ibrik, şekerlik,

maşrapa, yayvan, düz veya kıvrımlı tabak, vazo, yazı takımı, mangal bulunmaktadır.

Yayvan tabak biçimleri bazen düz, bazen de kıvrımlı kenarlara sahiptir. Çukur tabak

ve çanaklar, açık veya kapalı kase ve sahanlar, meyvelikler, yaprak biçimli tabaklar,

sepet örgülü kaplar açık formların en çok tanınanlarıdır. Kapalı formlar arasında ise

en çok tanınanlar, şişkin gövdeli, uzun boyunlu, çoğunlukla kulpları bulunan, ağız

kısımlarında abartılı kabartmaların zengin bir çeşitlilikte kullanıldığı sıvı saklama

kaplarıdır. Bunlara ek olarak burma kulplu, gaga ağızlı veya emzikli testiler ve halka

gövdeli at başlı testiler de üretilmiştir. Üretilen bu kapların çoğunda, aplike dekorlar

ve ağız kısımlarında çeşitli hayvan kabartmaları olduğu dikkati çeker. Horoz, at ve

kuş gibi hayvan kabartmalı ürünlerin ağız kısımlarında ise, eski madeni kapların halk

sanatındaki yansımalarını bulmak mümkündür. (Resim-105)

Çanakkale Porselen Örnekleri

Resim 105

Page 157: çin porselen sanatı

135

Bu seramikler, İznik ve Kütahya seramiklerinin "şişe" formlarının kulplu testilerle

kaynaşmasından meydana gelmiştir. Bunların yanında çoğunlukla hayvan

figürlerinden oluşan biblolar, kalemlikler, gaz lambaları ve gemi maketi şeklinde

seramiklerde çok yoğun bir şekilde üretilmiştir. Merkezi kompozisyonlu kendine

özgü, canlı dekorlu tabaklar son devirlerde pek görülmez. Buna karşılık, renkli sır

altına astar bezeme tekniği ile yapılmış tabakların üretimi göze çarpar. Tabak

içlerinde, gemi motifleri yanında cami, köşk ve toplar da betimlenmiştir.[40

]

İznik çini eserlerinin zamanla kalitesinin düştüğü, 18. yüzyılda ise tamamen

gerilemeye başladığı görülür. Bu tarihlerden itibaren porselen imalatı yeni bir takım

arayışlara girmiştir. 18. yüzyıldan itibaren Avrupa'da porselen sanatının ileri

teknolojisiyle zirveye yerleştiği, kaliteli örneklerle kendini gösterdiği bir gerçektir.

Avrupa porselen sanatındaki bu gelişim ve kaliteyle birlikte İstanbul'un Galata,

Beykoz, Eyüp ve Balat gibi semtlerinde ki küçük imalathanelerinde porselen

üretimine geçilmiştir. Bu üretimden verilen örneklerin en az Avrupa porselenleri

ayarında ve kalitesinde olduğu anlaşılır.

40

Öney Gönül, “Turkish period, Çanakkale ceramics - Türk Devri Çanakkale Seramikleri” Ankara 1971

Page 158: çin porselen sanatı

136

Bütün bu küçük imalathaneleri bir araya getirip daha kaliteli porselen üretebilmek

için, Sultan Abdülmecid (1839-61) zamanında Beykoz'da İncirli Köyü civarında

Tophane Nazırı Fodosizade Ahmet Fethi Paşa tarafından 1845'lerde Beykoz porselen

fabrikası kurulmuştur. Bu fabrika büyük boyutlu olmayıp atölye tarzındadır. Ciddi

manada ilk porselen fabrikası bu atölye olup, burada üretilen porselenin hammaddesi

olan kaolin Avrupa'dan getirtilmiştir. Zaman içerisinde ithal edilen bu madenin

pahalı olması nedeniyle İstanbul civarında araştırma yapıldığı bilinir. Hatta

Felemenk Tarihinde de Ceneviz ve Felemenk tüccarların gizlice Eyüp civarında

kalyonlarına çamur ve kil yükleyip porselen imalatında kullanılmak üzere

götürdükleri yazılıdır. Zaman içerisinde de Haliç kıyılarındaki çamur ve kilin

seramik ve porselen yapımında kullanıldığı bilinir.

Fabrikada, günlük kullanım için yapılan kapaklı kase, sahan, aşure tepsileri, şekerlik,

tabak, vazo, yazı ve sofra takımı, duvar tabakları, sürahi, çay ve fincan takımları gibi

eşyaların yanı sıra duvar çinileri yani fayanslarda imal edilmiştir. Günlük kullanım

kaplarının beyaz zeminli olanlarının üzerinde 19. Yüzyılda Avrupa porselenlerinde

görülen renkli çiçekli bezemeler vardır. Bazılarında çiçeklerin üzeri yaldızla

boyanmıştır. Bunun yanında zemini krem rengine çalan beyaz renkli sahan ve

tabaklarda bulunmaktadır. Tabaklar sepet örgüsü motifli, yaldızlı ve ajur tekniğinde,

sürahi ve sahan kapaklarının tutma yerleri ise meyve (çilek, incir, erik) sebze

(domates, biber) veya çiçek (gül, papatya) formunda bezenmiştir. (Resim-106)

Page 159: çin porselen sanatı

137

Beykoz Porselen Örnekleri

Resim 106

Page 160: çin porselen sanatı

138

Bu yıllarda İstanbul'da yapılmakta olan üretimin kaliteli ve Türk işi olduğunu

göstermek iddiasıyla porselenlerin alt kısımlarında "Eser-i İstanbul" damgası

kullanılmıştır. Eser-i Ġstanbul porseleni olarak tabir edilen bu ürünlerin en belirgin

özelliği, diplerinde soğuk damga olarak elips çerçeve içinde veya çerçevesiz olarak

siyah, yeşil, kırmızı ve mavi ile yazılmış Osmanlıca “Eser-i İstanbul” damgasının

bulunmasıdır. Damgalar ikiye ayrılır. Birincisi, soğuk mühür basılmış olanlardır.

İkincisi ise altın yaldızlı, mavi veya kırmızı renkte, italik hatla yazılmış olanlardır.

Avrupa ayarında olan bu yerli porselenleri, üzerinde damgası olmadığı takdirde

Avrupa üretimi porselenden ayırt etmek imkânsızdır.[41

] (Resim-107)

Fabrikada Avrupa, Viyana ve Saksonya porselenleri örnek alınarak birçok porselen

yapılmıştır. Bu fabrikanın yapımından önce Avrupa'ya verilen siparişlerde doğu

zevkine uygun örnekler verilmekle birlikte batı tarzında yapılan örnekler

çoğunluktadır. 30 yıl kadar çalışarak çok sayıda şaheser örnekler vermiş olan Beykoz

porselen fabrikası o devirde Türklerin porselen sanatında ne kadar başarılı olduğunu

göstermesi açısından önem taşır.

Pahalı üretim ve devletin içinde bulunduğu ekonomik buhran, bu imalathanelerin

bakımsızlık ve sipariş borçlarının geri ödenememesinden ötürü 25-30 sene sonra

kapanmasına sebep olmuştur. 1845 yılında Fethi Paşa tarafından kurulan Beykoz

Porselen Fabrikası bu konuda deneyimli ustaları bir araya toplamış, özel olarak

önemli ve iyi bir çalışmayla Türk zevkine uygun, taklitten uzak adeta yeni özellikleri

olan eserler meydana getirmiştir.

41

Taşçı Hazma “Topkapı Sarayı‟nın Eser-i İstanbul Damgalı Porselenleri” Topkapı Sarayı Müzesi

Uzmanı

Page 161: çin porselen sanatı

139

Eser-i İstanbul Porselen Örnekleri

Resim 107

Page 162: çin porselen sanatı

140

19. yüzyılda geleneksel Türk sanatlarının en önemlilerinden biri olan çini sanatının

gerilemiş olması, Avrupa porselenlerinin moda olması, Osmanlı Devleti'ni bu alanda

büyük ölçüde dışa bağlı duruma getirmiştir. İhtiyaç büyüdüğü için Sultan II.

Abdülhamid'in talimatı ile 1892-1894 yıllarında saray ve çevresinin çini

ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla Yıldız Sarayı'nın dış bahçesine Yıldız Çini

Fabrika-i Hümâyûnu adıyla bir fabrika kurulmuştur. Fabrika, Fransız Serves ve

Limoges şirketinden ithal edilen teknoloji ile çalışmaya başlamış, bu amaçla

Fransa'dan uzman personel ve çini kalıpları getirilmiştir. Fabrika'nın kuruluş amacı

öncelikle saray ve çevresinin ihtiyacını karşılamaktır. Bu fabrikanın iki önemli rolü

olmuştur. Birincisi, 19.yüzyıl‟da Avrupa‟daki porselen sanayinin ülkeye getirilmesi,

ikincisi ise Osmanlı çiniciliğinin yeniden canlandırılmasıdır. Yıldız Sarayı

bahçesinde kurulmuş olan bu fabrika, önce Avrupa teknolojisiyle çalışmaya

başlamıştı. Ama kısa bir zaman içinde, gerilemekte olan Türk çini ve porselen

geleneğinin yeniden geliştirilmesi yönünde çok önemli bir görevi yerine getirmişti.

Yerli ve yabancı kırktan fazla ressamın çalıştığı ekip, çiçek, manzara ve İstanbul‟un

simgesi haline gelen tarihi binalar ile sembolleri resimlemektedir. Abdülhamit,

porselenleri, Yıldız Porselen Fabrikasında Hoca Ali Rıza, İbrahim Çallı gibi dönemin

en ünlü Türk ressamlarına dekore ettirir. Birçok tarihi yapının artık var olmaması ve

geçen süre içinde İstanbul manzarasının değişmesi, bu porselenleri birer tarihi belge

haline getirir.

Page 163: çin porselen sanatı

141

“Yıldız” işlerinin pek çoğu 1894 yılında yapılmıştır. Bu porselenlerin alt veya arka

kısımlarında genellikle fabrikanın “Ay-yıldız”lı damgası, ya da üretimde kullanılmış

olan kaolenin “Yerli” olduğu gibi bilgiler yazılıdır. Amblem bu önemli girişimin

niçin başlatıldığını açıkça gösterir. Bu amblemin altında bazen yeşil, bazen de altın

yaldızla, fabrikanın kurulup üretime başladığı kabul edilen “1312 H.” tarihi

yazılmıştır. Bu tarihin altında bulunan sayılar, eserin yapım yılını tanımlamaktadır.

(Resim-108)

“Yıldız Fabrikay-i Hümayun” ürünlerinde bulunan ablem, imza ve açıklamalardan örnekler.

Resim 108

Page 164: çin porselen sanatı

142

,Yıldız” ürünlerindeki bu tür genel damga ve işaretlerin yanında, zaman zaman

sanatçı isimleri de yer almaktadır. Topkapı Sarayı koleksiyonlarında yer alan

“Yıldız” porselenlerinde Türk ressamlar yanında yabancı ressamlarında eserlerinin

yer aldığı görülür. Sanatçı grubunun yaptığı porselenler teknik açıdan, daha çok

Fransız Sevres porselenlerine yakındır. (Resim-109)

19. Yüzyıl Osmanlı döneminde yapılan Fransız Serves Porselen örnekleri

Page 165: çin porselen sanatı

143

Bu koleksiyonun en önemli grubu, boyları 24 ile 235 santimetre arasında değişen

salon vazolarıdır. Bu porselen vazolar çeşitli desen, renk ve biçimlerde işlenmiştir ve

dönemin en önemli saraylarında yer almıştır. Nitekim bu vazoların çoğu, salonlarda

simetrik olarak kullanılmak üzere çift olarak üretilmiştir. (Resim-110)

Üstelik bu vazolara çiçek de konulamamıştır, çünkü pek çoğunun kapağı vardır.

“Yıldız Fabrika-i Hümayunu”nun sahip olduğu tekniklerle, genellikle en çok 70

santimetre yüksekliğindeki porselenler tek parça olarak yapılabilmektedir. Porselen

fırınları bu uzunluktaki porselen parçaların pişirilebileceği ebattadır. Çok büyük

vazolar parçalar halinde hazırlanıp ayrı ayrı pişirilir, süsleme işlemleri

tamamlandıktan sonra da ayak, gövde ve boyun kısımları, madeni parçalar ve çeşitli

civatalar kullanılarak birleştirilmektedir.

Yıldız porselen vazo Sultan II. Abdülhamid‟in kızı Naile Sultan‟a

düğün hediyesi olarak verdiği vazo daha sonra Sıdıka ve Vehbi Bilimer

tarafından 1955 yılında Naile Sultan köşkünde düzenlenen bir

müzayededen satın alınmış. Üzerindeki resimleri Mardinos usta

tarafından yapılan vazonun çifti de bulunuyor.

Resim 110

Page 166: çin porselen sanatı

144

1312 sene 14. imalat damgalı (1910). Mısır pazarı için özel imalat. Ön yüzündeki madalyonda “Çoban

ve İnekler” konulu oryantal resim çalışması bulunuyor.

H.1312 sene 14 imalat damgalı (1908). Gövdesinde Fransız usta A. Nicot tarafından yapılmış peyzaj

yer alıyor.

Koleksiyondaki vazolar üzerinde, (Resim 111-112) daha çok figürlü figürsüz kır ve

orman manzaraları, İstanbul‟un çeşitli tarihi ve doğal mekânlarının manzaraları ile

bitkisel süslemeler vardır. Osmanlı padişah portrelerinin yapıldığı, çay-kahve

fincanları ve duvar tabakları İstanbul panoramaları bulunan büyük vazolar ve

levhalar, koleksiyonun en önemli parçalarını oluşturur. (Resim-113) Resimlerin

üzerinde çoğunlukla ressamın imzası bulunur. Nitekim isimleri belirlenen bu

sanatçılar, eserleri üzerine imzalarını Latin harfleriyle atmışlardır. (Et. Narcice,

Wilfred de Sain, J. Della Tulla, U. Neagn, A. Nicot, F. Zonaro, Pierre Tharet)

Resim 111-112

Page 167: çin porselen sanatı

145

Oryantal motifli “Harem” ve “İmparatorun” gözdesi isimli porselen levhalar.

Resim 113

Page 168: çin porselen sanatı

146

Bu gruptaki porselenler önemli yabancı devlet adamlarına ve üst düzey bürokratlara

prestij hediyesi olarak verilir. Üretilen porselenlerin günlük kullanım ürünü değil de

kaliteli ve göz alıcı dekoratif ürünler olduğu görülür. Pahalı olan bu üretimin çok az

sayıda yapıldığı dikkati çeker. Çok önemli bir kültür mirası olan Tarihi Yıldız

Porselenleri, toplam 900 parçadan oluşur. Fabrika maddi sıkıntılar ve bakımsızlık

nedeni ile 25-30 sene sonra kapanmak zorunda kalmıştır.

II. Abdülhamit'in tahttan indirilmesi sonrasında üretimi durdurulan fabrika, 1911

yılında eski yöneticilerinin çabaları ile yeniden faaliyete geçirilmiştir. Kurtuluş

savaşı döneminde sıkıntısı çekilen telgraf tellerini birbirine bağlamakta kullanılan

kaolin fincanların üretimini de yapan fabrika 1959 yılında Sümerbank'a

devredilmiştir. Batı ve Anadolu sanatı sentezine önemli katkıları olan fabrika,

Cumhuriyet Dönemi‟nde de üretime devam etmiş ve geleneksel Türk çini sanatının

dünyada tanınmasında önemli bir rol oynamıştır.

Günümüzde Yıldız Çini ve Porselen Fabrikası, Osmanlı el sanatlarına bağlı kalarak

el yapımı özel çini ve porselenler üretmeye devam etmektedir. 1995‟ten bu yana,

TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı‟na bağlı bir “müze-fabrika” olarak hizmet

veren fabrikada Dolmabahçe ve Topkapı saraylarındaki duvar panoları ve vazolar

orijinallerine bağlı kalmak suretiyle sınırlı sayıda yeniden üretilmektedir. Osmanlı

dönemine ait 1500 çini ve porselen deseni saklı olan fabrikanın kasasında, bugün bu

desenlerin sadece 200‟ü kullanılmaktadır. Yıldız Porselen Fabrikası, beğeni ve

gereksinimlere yönelik ürünlerin yanında, başlangıç döneminde yaptığı ürünlerin de

benzerlerini üretmektedir.

Page 169: çin porselen sanatı

147

Yuan ve Ming dönemine ait mavi-beyaz porselen stili dünyanın her yerinde popüler

olmuştur. Yüzyıllar boyunca Osmanlı Sarayı ve çevresi tarafından bir statü sembolü

olarak görülen Çin porselenlerine yoğun bir ilgi gösterilmiştir. Osmanlı sultanlarının

ve saray çevresinin, porselene ilgi duymasında Sultan III. Ahmet döneminden (1703–

1730) itibaren başlayan ve giderek artan diplomatik ilişkilerin büyük payı olduğu

kabul edilmektedir.

Osmanlı arşiv belgelerinde Çin porselenleri ile ilgili pek çok bilgiye ulaşmak

mümkündür. Arşiv belgeleri, porselenlerin saraya gelişi, dağılımı, kullanımı,

fiyatları, biçimleri ve çeşitleri konusunda birinci kaynaktır. Arşiv belgelerinde

Osmanlıların Çin porselenlerini tanımlamak için kullandıkları terimler vardır.

Celadon kaplar için “mertebani”, nadiren “nerdübani”, bazen de “baba guri”; diğer

porselenler için “fağfuri/ fağfur” terimleri en sık kullanılanlarıdır. “mertebani”,

Burma‟daki Martaban Limanı‟ndan adını almaktadır. “ fagfuri” ise Çin İmparatoru

demektir. Bazı belgelerde geçen “hatayi” ise “Çin‟den, Çin ile ilgili” anlamındadır.

Ayrıca zeytuni, alaca, cevvi, beyaz, sarı gibi kelimelerle bu porselenlerin ayrıntılı

tanımları yapılmaktadır.

Ancak porseleni en iyi Katip Çelebi tanımlamıştır. Varolan ustalığın esasını

kavrayamadığı için tıpkı Avrupalılar gibi kendine göre tarifler çıkarmış ve şöyle

demiştir: “Fağfurun aslı gayet latif bir ak taştır ki letafetine eş yoktur. O taşı

döverler ve elekten geçirirler.” Çelebi, porselene hakkını çok güzel teslim etmiş ve

bu eşsiz malzemeyi şöyle betimlemiş:

Page 170: çin porselen sanatı

148

“Fagfuride üç hassasiyet vardır ki yeşimden gayrı hiçbir cevherde yoktur: Biri

budur ki, içine her ne konsa tortusu aşağı çöküp saf eyler. İkincisi bu ki eskimez.

Üçüncüsü elmastan başka hiçbir nesne tesir edip çizmez. Elması onunla tecrübe

ederler... Ondan yemek ve şarap içmek aklı artırır, ferahlık verir. Ve her ne kadar

kalın olup ettikleri nakış gözükmese de ateşe, ya ışığa, ya da güneşe tutsalar, nakış

meydana çıkar.”[42

-43

]

Çin porselenleri Osmanlıların yaşamında her zaman güç ve zenginliğin göstergesi

olmuştur. Diplomatik hediye, satın alma, ganimet ve muhallefat yoluyla gelen

porselenler, Topkapı Sarayında bir koleksiyonun oluşmasını sağlamış ve oluşan

koleksiyon, parlaklığı, yarı şeffaflığı ve kolaylıkla kırılabilen görünümü ile sarayın

vazgeçilmezleri arasına girmiştir. Koleksiyonda yer alan parçalar, el becerisi ile

üretilen nadir ve kıymetli sanat eseri özelliğine sahiptir.

Uzak bir coğrafyadan, büyük zahmetlerle gelmesi eşyaların paha biçilmez değerde

olmasını kaçınılmaz kılmıştır. “İpek Yolu” ve deniz yolu üzerinden zor koşullarda

getirilerek Osmanlı pazarına giren Çin porselenleri, incelikleri ve zarafetleri

nedeniyle Türklerin büyük beğenisini toplamıştır. Osmanlı sarayında ve İmparatorluk

42

Küçükerman, Önder. “Dünya Saraylarında Prestij Teknolojisi, Porselen Sanatı ve Yıldız

Fabrikası”, Sümerbank Genel Müdürlüğü yayını, İstanbul, 1987, “Yıldız Sarayındaki Çini Fabrikası

ve Milli Saraylardaki Yıldız Porselenleri Koleksiyonu”, s 57, TBMM Dergisi, Sayı 4, 1987, Ankara,s

57, Bursa, Yeni Basımevi, 1941, Bursa. “Sanayi Devrimi‟nin İstanbul‟daki Renkli Bir Mirası Olarak

“Yıldız Çini Fabrika-i Hümayunu” ve Sekiz Ünlü Sanatçı, 1995, İstanbul

Karakaşlı Semra, Küçükerman Önder, Bayraktar Nedret, “Milli Saraylar Koleksiyonunda Yıldız

Porselenleri”, s 38, TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı yayını İstanbul,1998

Yıldız Çini Fabrikası,Makale- 197, s161-162, İstanbul, 1945

Sümerbank Yıldız Porselen ve Çini Sanayi Müessesesi broşürü (tarihsiz)

43

Bayraktar Nedret, “Topkapı Sarayı Müzesi‟ndeki İstanbul Manzaralı Yıldız Porselenleri”, Sanat

Dünyamız, Yıl 5, sayı 15, s. 30, İstanbul 1979, “Kadın Tasvirli Yıldız Porselenleri”, Sanat Dünyamız,

yıl 8, sayı 23, s.2, İstanbul, 1981, “ Çini Fabrika-i Hümayunun Malumatı Ayyıldız Damgalı

Porselenleri Yıldız Porselenleri”, s 56, Antik Dekor, Sayı 6, Nisan, İstanbul 1990.

Page 171: çin porselen sanatı

149

tebası tarafından daima ilgi gören porselen eşyalar, önceleri sultanların ve devletin

ileri gelenlerinin zengin konaklarında yaygın bir biçimde kullanılmış ve sofralarını

süslemiştir.

Çin porselenlerinin, saray çevresi tarafından kullanılması ve günlük yaşamlarına

girmesi kaçınılmazdır. Hiçbir zaman halkın yaşamının bir parçası haline gelmemiştir.

Padişahlar porselen kaplarda yemek yemeği tercih etmiş, tahta çıkış, doğum ve

düğün gibi mutlu olaylarda Çin porselenlerini hediye olarak vermişlerdir.

Porselenin bu kadar kıymetli olması ve en yüksek mertebe olan padişah tarafından

sevilerek kullanılması, Osmanlı sarayında başlı başına yeni bir sanatın doğmasına yol

açmıştır. Saray sanatkarları, porselenlerin üzerine kıymetli taşlar yerleştirerek onlara

farklı ve özgün bir değer katmıştır. Ayrıca altın ve gümüş gibi madenler kullanarak

kase, şişe ve vazo gibi bazı Çin porselenlerinin işlevselliği değiştirilmiş ve Osmanlı

zevkine hitap eden uygun kullanım formları elde edilmiştir. (Resim 114-115-116)

Page 172: çin porselen sanatı

150

Qing Hanedanlığı Kangxi dönemi leğen ve ibrik

takımı, 17. yüzyıl sonu 18. yüzyıl başı. İçlerinde

çiçek demetleri olan dilimli madalyonlarla

süslenmiştir. Metal kısımları 17. yüzyıl Osmanlı

ekletisidir

16 yüzyıl Mavi Beyaz Ming Porseleni, yaldızlı gümüş

kapak ve emzikler aynı yüzyılda Osmanlılar tarafından

eklenmiş.

17. Yüzyıl ortaları Ming –Qing Hanedanlığı Mavi-beyaz ibrik,

Geçiş dönemi ürünüdür. Sincap ve üzümlerle bezelidir. Gümüş

kapak 19. Yüzyıl Osmanlı eklentisidir.

Resim 114

Resim 115

Resim 116

Page 173: çin porselen sanatı

151

14. Yüzyıl Yuan Hanedanlığı Seladon matara, bir yüzünde bulutlar arasında uçan bir turna, diğer yüzünde

dalgalar içinde bir kayık resmedilmiştir. Gümüş kapak emzik ve zincirleri 17.yüzyıl Osmanlı eklentisidir.

13.yüzyıl sonu 14.yüzyıl başı Yuan Hanedanlığı Seladon vazo, kulpları ejder başı kabartmalıdır. Kapağı ve

dibindeki halka 19.yüzyıl Osmanlı eklentisidir.

Topkapı sarayı Çin porselenleri koleksiyonunda metal aksamlı olanlar önemli bir yer

tutar. Genellikle altın, gümüş, yaldızlı gümüş, tombak ve sarı madenden üretilen bu

aksamlar çeşitli amaçlarla yapılmıştır. Öncelikle porselenlerin kırılan bölümlerini

onarma veya kapların işlevlerini değiştirme amaçlı yapılan bu işlem, 18. yüzyıldan

itibaren daha çok süslemeye yönelmiştir. Ağız, boyun, emzik gibi kolaylıkla kırılan

bölümler kıymetli ve dekoratif metallerle tamir edilerek yeniden kullanılmıştır.

Kullanılan metal aksamlarda dönemin süsleme özelliklerinin yansıtılması Osmanlı

sanatına özgü bir durumdur. (Resim 117-118)

Resim 117-118

Page 174: çin porselen sanatı

152

Kırılan Çin porselenlerini tamir edilmesi veya Osmanlı metal işçiliği ile yeni işlevler

kazandırılarak tekrar kullanılması Çin porselenlerine verilen önemini gösterir.

Tüccarlar loncasında kırık porselenleri tamir için on atölye ve yirmi beş onarım

ustası bulunur. Saray koleksiyonunda bu şekilde tamir edilmiş Çin porseleni kaplar

halen mevcuttur. Arşiv belgelerinde isimleri geçmekle birlikte saray

koleksiyonlarında İznik seramikleri bulunmaz, bunun nedeni pahalı ve dayanıklı olan

Çin porselenlerinin her zaman daha iyi korunması ve tercih edilmesi olmalıdır.

20.yüzyıl ortalarına tarihlenen yekpare

ametist, altın ve inci ile oluşturulmuş

murassa sepet. 18 ayar altın. Oval formlu

ametist gövdeli.

Saray içinde, sadece sultanlar için yapılan, özel durumlar dışında dışarıya çıkmasına

izin verilmeyen porselenleri mücevherle süsleme işlemi, Osmanlı sanatına özgüdür.

16. yüzyılın ikinci yarısında Çin porselenleri üzerine kıymetli taşlar yerleştirmek

başlı başına bir sanat dalı olmuştur. Çin porselenlerinin yanı sıra, yeşim, necef gibi

değerli taşlar ile metallerden yapılmış objelerin üzerine kakma ve mücevher işleme

işlemi büyük bir beğeni kazanmış ve aranılan bir sanat dalı halini almıştır. Bu grup

porselenler “Murassa” porselenler olarak bilinmektedir. (Resim-119) Topkapı

Sarayı Çin porselen koleksiyonları içinde yer alan 273 parça murassa eser grubu, sayı

Resim 119

Page 175: çin porselen sanatı

153

ve tür açısından dünyada tektir. Mücevherli porselenlerin içinde düz beyaz renkli

olanlar başarılı biçimde süslenmişlerdir. Mavi-beyaz veya çok renkli porselenler,

kendi desenleri de olduğundan istenilen etkiyi yaratamamıştır.

15. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar tutulan çeşitli defter ve belgelerde geçen mutfak

kapları, aslında Osmanlı yemek türleri ve sofra adetleriyle birlikte

değerlendirilmelidir.

Yerde oturarak yemek yeme geleneği sinileri; sofradaki herkesin aynı kaptan yemek

yemesi geleneği büyük boyutlu kapları; çorba, hoşaf, şerbet gibi çoklukla tüketilen

sıvı gıdalar değişik isimlerle anılan kase türlerini; yemekten sonra kahve geleneği

fincan, kahve ibriği, kahve stilinden oluşan kahve takımlarını; yenilen yemeğin

gülsuyu ve güzel koku ile bitirilmesi de gülabdan ve buhurdanlıkları doğurmuştur.

Yemekten önce ve sonra elleri yıkamak ve abdest almak için leğen ve ibrik,

kurulanmak için peşkir, peçete yerine kullanmak için de makramalar, yemek ve

sofralarda kullanılan diğer gereçlerdir.

Kullanılan mutfak kapları, aslında Osmanlı yemek türleri ve sofra adetleriyle birlikte

değerlendirilmelidir. Topkapı Sarayı‟nda biri sabah ile öğle arasında kuşluk, diğeri

hava kararmadan önce akşam olmak üzere, günde iki kez yemek yenir. Büyük

boyutlu kase ve tabaklar, sofrada tek kaptan yemek yeme adetinin hüküm sürdüğü

İslam ülkeleri için üretilmiş parçalardır. Yerde bağdaş kurarak bir sini etrafında en az

üç-dört kişinin oturduğu büyük ziyafetlerde, çok çeşitli yemekler büyük bir kapla

ortaya konulur, herkes bir-iki kaşık aldıktan sonra kaldırılırdı. Tabaklara et ve sebze

yemekleri, pilavlar konularak servis edilir.

Page 176: çin porselen sanatı

154

Çeşitli boylardaki kaselere, çorba, hoşaf, yoğurt, şerbet gibi sulu yiyecekler konulur.

Yemek genellikle konuşulmadan bir seremoni gibi yenir, yemekte sadece kaşık

kullanılır, sofrada çatal ve bıçak bulunmaz, sağ elin üç parmağı ile yemek yenir,

yemekte su içilmediği için su takımı konulmaz, yemek sonrası buhurdan ve gülabdan

bir ikili halinde ikram edilir, üstüne şerbet ve kahve içilirdi.

1716 yılında İstanbul'a gelen İngiliz elçisinin eşi Lady Montagu, Sultan Mustafa'nın

gözdesi Hafıza Sultan'ın onuruna verdiği ziyafeti; “Şerbet Çin porseleni kaplar

içinde getirildi. Ancak fincanların kapakları ve fincan tabakları som altındandı.

Yemekten sonra istemeyerek kullandığım peçeteye benzeyen el silme bezleriyle altın

bir leğen içerisinde su getirildi ve altın tabaklı porselen fincanlarla kahve servisi

yapıldı" diye anlatmaktadır.

Çin porselen anlayışında bulunmayan buhurdanlık, gülabdan ve kahve fincanı,

formlarına bakıldığında, bu gereçlerin sadece saray koleksiyonlarında bulunmadığı

diğer koleksiyonlarda da çok fazla miktarda yer aldığı görülmektedir. Özellikle Çin

porselen formunda hiç görülmemiş buhurdanlıkların Osmanlıların yaratıcı fikirleri

sayesinde ortaya çıktığı anlaşılır.

Page 177: çin porselen sanatı

155

Mavi Beyaz Ming Porseleni Kâse, ajurlu yaldızlı

gümüş kapak 17. Yüzyılda eklenerek buhurdanlık

olarak kullanılmış.

Osmanlı pazarı için özel olarak üretilmiş, yuvarlak kaide üzerinde

armudi gövdeli ve 26 cm yüksekliğindeki porselen gülabdanın

boyun kısmi gümüş geçmelidir. Beyaz zemin üstüne sır altı turuncu,

sarı ve sır üstü kahverengi çiçekler işlenmiş olup 19. Yüzyıl

ürünüdür.

Kase ve tabaklar Osmanlı‟ya geldikten sonra metal aksamlarla birleştirilerek

buhurdanlığa dönüştürülmüştür. (Resim 120-121) Fincanların tümünün kahve

sunumu için kullanılmadığı, kulpsuz, küçük kase formunda olanlarının şerbet

sunumunda kullanıldığı anlaşılır. Koleksiyonda bulunan bir mavi-beyaz tabağın

Resim 120 -121

Page 178: çin porselen sanatı

156

altına Arapça harflerle “tavuk kebabı”nın yazılmış olması, bir diğerinde “narenciye”

yazısının bulunması tabakların işlevleri ile ilgili bize bilgiler vermektedir. Ayrıca

eski dönemlere ait yemek tariflerinde şalgam, kabak ve nane turşularının yapılışında

malzemenin derince bir kaba konulması önerilir. Sözü edilen kaplar celadonlara

benzemekle birlikte, bu kapların iyi fırınlanmış ve sırlı olmaları nedeni ile turşu,

reçel gibi uzun süre korunması gerekli yiyecekler için tercih edildikleri anlaşılır.

Çin porselenlerinin Osmanlılar tarafından belirli bir dönem içinde yaygın olarak

kullanıldığının en önemli kanıtı, 10.500‟ü aşan sayısı ve niteliği ile Topkapı Sarayı

Çin porselenleri koleksiyonudur. İlk olarak sarayda padişahların porselen kaplarda

yemek yemeyi tercih ettikleri görülür. Padişaha, Çin toprağından yapılmış ve zehre

karşı panzehir kaplarda yemek verildiği yazılıdır. Celadonlara zehir konularak

denendi mi bilemiyoruz ama zehri belli ettiği inanışı başlangıçta celadonların tercih

edilmesine yol açmıştır. Padişahların çok sayıda altın ve gümüş kaba sahip

olmalarına karşın porselen kullanmayı hep sürdürdükleri görülür. Sultan II. Bayezid

devrinde altın ve gümüş kaplarda yemek yeme adeti getirilmişse de, Sultan III. Murat

devrinde tekrar porselenlere geçilmiş, Kanuni Sultan Süleyman‟dan sonra bütün

padişahlar günlük ve resmi yemeklerde sadece Çin porseleni kullanmışlardır.

Kullanılmak üzere harem, mutfak ve kilerlerde çok sayıda porselen bulundurulduğu

bir gerçektir. Saray mutfaklarında, padişah mutfağının sorumlusu serçini, aynı

zamanda padişah için ve elçi kabullerinde kullanılan porselen yemek takımlarından

da sorumludur.

17. yüzyıla ait kaynaklarda Padişahların Ramazan günlerinde şeriat kanunlarına göre

erkekler için yasak ama kadınlara serbest olan altın ve gümüş kaplarda yemek

Page 179: çin porselen sanatı

157

yemediklerini öğreniyoruz. Padişahlara Ramazan günlerinde yemekleri celadon

kaplarda sunulur, altın kap kullanılmazdı. Yemekler çok değerli ve nadir sarı

porselen kaplara konulur, saray koleksiyonunda çok az sayıda bulunan sarı Çin

porselenleri altın kaplara benzediği için kullanılırdı.

Belgelere göre padişahlara tahta çıkış, doğum, düğün gibi mutlu olaylarda verilen

hediyeler arasında ya da padişahların çeşitli nedenlerle hediye ettiği eşyalar arasında

Çin porselenleri bulunur. Hatta padişahlar hastalandıkları zaman sadrazam ve Şeyh-

ül İslamların geçmiş olsun hediyesi gönderdikleri bilinir. Örneğin Sultan IV. Mehmet

hastalandığında Şeyh-ül İslam Minkari-zade Yahya Efendi sarı renkli bir porselen

gülabdanı içine okunmuş gülsuyu koyarak hediye etmiştir. 1768 yılında Nişancı

Emin Paşa‟ya sadrazamlık ihsan olunması dolayısıyla, saraydan sadrazam konağına

gönderilen hediyeler arasında altı tablaya konulmuş on adet porselen tabak ile

şekerleme bulunması, porselenlerin değerli bir eşya olarak saray çevresinde ki

dolaşımını göstermesi açısından ilginçtir.

Osmanlı devlet adamları ve elçilere, yurt dışındaki görevleri sırasında kullanılmak

üzere Hazine‟den porselen eşyalar verilir, görev bitiminde bunlar, verilen diğer

eşyalarla birlikte tekrar hazineye iade edilirdi. Osman Paşa‟ya bu amaçla Enderun

Hazinesi‟nden iki fağfur hoşaf kase ile on bir mertebani tabak verildiği 1772 tarihli

belgede yazılıdır.

Divan-ı Hümayun‟da verilen ziyafetler ve elçi kabulleri, Çin porselenlerinin sıklıkla

kullanıldığı durumlardır. Osmanlı İmparatorluğu‟nun ilk esaslı kanunnamesi olan

Fatih Kanunnamesi, sadrazamların Divan‟a başkanlık etmelerini ve Divan üyelerinin

Page 180: çin porselen sanatı

158

hangi sofrada oturarak yemek yiyebileceklerini hükme bağlamıştır. Haftada dört gün

toplanan Divan‟dan sonra yemek için yere siniler kurulur, oturma usulüne göre divan

üyeleri yemeğe otururlardı. Sarayın en görkemleri töreni olan ulufe dağıtım

günlerinde ise devletin gücünü, kudretini ve zenginliğini göstermek için, yabancı

elçiler davet edilir, yine Kubbealtı‟nda verilen ziyafette porselen kaplar kullanılırdı.

Elçilerin davet edilerek, gümüş ve altın sahanların, porselen ve mertabani tabaklarda

çeşitli yemeklerin ikram edildiği ziyafetlerde, gerek kullanılan eşyalar, gerek sayısı

yüzü bulan yemek çeşitleri tam bir güç ve iktidar gösterisiydi.

Osmanlı Devleti‟nin halka ve yabancı ülke temsilcilerine gücünü, iktidarını ve

zenginliğini göstermek ve ispatlamak amacı ile kullandığı en önemli kültürel araç,

bazen gülerce süren ve bir şenliğe dönüşen saray düğünleridir. Bu düğünler aynı

zamanda dönemlerinin ekonomik, sosyal ve kültürel yaşamını yansıttıkları için önem

kazanırlar.

Şehzadelerin doğumları, sünnetleri ve sultan kızlarının düğünleri için düzenlenen bu

şenliklerden sadece 55 kadarı tespit edilmiştir. Sur (şenlik) düzenleme ve surname

(şenlik kitabı) yazma Osmanlılara özgü bir gelenektir. Arşiv belgelerinde adları

geçen Çin porseleni kapların kullanılışı hakkındaki en önemli görsel kaynak Topkapı

Sarayı Kütüphanesi‟nde bulunan Osmanlı el yazması minyatürlü iki surnamedir.

Bunlardan ilki Sultan III. Murat‟ın oğlu şehzade Mehmet‟in 1582 yılında yapılan ve

52 gün 52 gece süren sünnet düğününü anlatmaktadır. Çok sayıda minyatürün

bulunduğu Sürname-i Hümayun adlı eserde seramik-porselen kap türleri yoğun bir

şekilde resmedilmiştir. Düğünde verilecek ziyafetlerde kullanılmak üzere çini

ambarından 397 adet beyaz, yeşil, zeytuni, alaca, açık mavi Çin ve İznik porseleni

Page 181: çin porselen sanatı

159

sahanlar ve tabaklar çıkarıldığı; bu kapların yetmeyeceği düşünülerek ayrıca çarşıdan

237 İznik sahan, 204 İznik tabak ve 100 İznik üsküre satın alındığı yazılmaktadır.

Şehzadelerin doğumları, sünnetleri ve sultan kızlarının düğünleri için düzenlenen bu

şenliklerden sadece 55 kadarı tespit edilmiştir. Sur (şenlik) düzenleme ve surname

(şenlik kitabı) yazma Osmanlılara özgü bir gelenektir. Arşiv belgelerinde adları

geçen Çin porseleni kapların kullanılışı hakkındaki en önemli görsel kaynak Topkapı

Sarayı Kütüphanesi‟nde bulunan Osmanlı el yazması minyatürlü iki surnamedir.

Bunlardan ilki Sultan III. Murat‟ın oğlu şehzade Mehmet‟in 1582 yılında yapılan ve

52 gün 52 gece süren sünnet düğününü anlatmaktadır. Çok sayıda minyatürün

bulunduğu Sürname-i Hümayun adlı eserde seramik-porselen kap türleri yoğun bir

şekilde resmedilmiştir. Düğünde verilecek ziyafetlerde kullanılmak üzere çini

ambarından 397 adet beyaz, yeşil, zeytuni, alaca, açık mavi Çin ve İznik porseleni

sahanlar ve tabaklar çıkarıldığı; bu kapların yetmeyeceği düşünülerek ayrıca çarşıdan

237 İznik sahan, 204 İznik tabak ve 100 İznik üsküre satın alındığı yazılmaktadır.

İkinci surname Sultan III. Ahmet‟in dört şehzadesinin sünnet düğününü konu eden

Surname-i Vehbi adlı minyatürlü el yazmasıdır.1720 yılında gerçekleşen ve 15 gün

15 gece süren düğünle ilgili bu surnamede 137 adet minyatür bulunur.

Minyatürlerdeki tüm ziyafet sahnelerinde çift yuvarlak sini/masa şemasının

tekrarlandığı görülür. Kapaklı metal tabak, kase ve sahanlar, mavi-beyaz kase ve

tabaklar, gümüş leğen ve ibrikler ve fincanlar çoğunlukla resmedilen kap türlerini

oluşturur. Minyatürlü eserler ve elçilerin günlükleri Osmanlı‟da Çin porselenlerinin

yaygın bir şekilde kullanıldığını bize göstermektedir. (Resim-122)

Page 182: çin porselen sanatı

160

Levni tarafından resimlenen Surname-i Vehbi minyatürlü el yazmasından iki sahne

Porselen Osmanlı‟da zenginlik ve güçle doğru orantılı olarak karşımıza çıkar.

Osmanlı İmparatorluğunda oluşturulan Muhallefat sistemi gereğince ölen veya

azledilen saray ve devlet görevlilerinin eşyaları saraya iade edilir. Çünkü egemenlik

dahil tüm varlık padişaha aittir. Hiç kimse bu konuda mirasçı ya da söz sahibi

Resim 122

Page 183: çin porselen sanatı

161

değildir. Bu sistemin sonuçlarında tutulan Muhallefat defterine göre 19.000'i aşkın

Çin ve Avrupa porseleni saraya iade edilmiştir. Bu sayı saray dışındaki sofra

gereçlerinin saraydan pek farklı olmadığının göstergesidir.

16. yüzyılda 395 porselen ve beş celadon olmak üzere toplam 400 kabın geri

dönmesi, bu dönemde Osmanlı saraylarında görülen porselen mutfak ve sofra

takımlarının, saraya bağlı devlet adamlarına ait zengin konaklarda da kullanıldığının

tespitidir. 17. yüzyıl başlarında gerek sarayda, gerek saray dışındaki konaklarda çok

sayıda porselen kullanılmaktadır. 17. yüzyılda 3177 porselen ile 468 celadon, 18.

yüzyılda da 15.677 porselen ile 898 celadon kap saraya geri dönmüştür.

Osmanlıdaki batılılaşma süreci ile birlikte, 18. yüzyıldan itibaren Çin porselenlerinin

yerini Avrupa porselenlerinin alması, 1839 Gülhane Hatt-ı Hümayun‟u ile muhallefat

sisteminin kaldırılması sadece beş adet porselenin saraya geri dönmesiyle

sonuçlanmıştır. Saray koleksiyonundaki 5000'i aşan Avrupa porseleni yemek

takımları bu değişimin bariz kanıtıdır. Osmanlı zevkine uygun, Alman, Viyana,

Fransız, Rus ihraç malı porselen sofra takımları bulunmaktadır. Beykoz ve Yıldız

porselen fabrikalarında üretilen ve ilk Osmanlı üretimi olan porselenler ise günlük

kullanımdan çok hediye ve süs amaçlı yapıldığından sofralarda çok fazla

kullanılmamıştır.

Bugüne baktığımızda Çin ihraç porselenleri halen mağazalarda yer almaktadır.

Birçoğu orijinal tasarım ve renklerde olup, aynı kaliteye sahiptir ki işte bu anlayış

onu ünlü yapmaktadır. 20. yüzyıl evlerinde günümüz seramik sanatçıları tarafından

yaratılan özgün stillerden daha çok talep görmüş olan Çin porseleni dünya üzerinde

tek ve paha biçilmezdir. Yüzyıllardır dünyanın en iyi porselenlerini üretmiş ve

Page 184: çin porselen sanatı

162

üretmekte olan Çin, sanatını dünyaya kanıtlamanın haklı gururunu yaşamaktadır.[44

-

45]

44

Abdülaziz Bey: “Osmanlı Adet, Merasim ve Tabirleri (Toplum Hayatı)”.Tarih Vakfı Yurt Yayınları

(Belgesil/4), İstanbul, 1995

Bobovıus Albertus, (ya da Santuri Ali Bey) : “Topkapı Sarayı‟nda Yaşam”, Kitap Yayınevi,

İstanbul,2002

Milletlerin ve Dinlerin Ortak Mirası Buhurdanlar, İlgi dergisi, Sayı: 51, sayfa 33-35. , İstanbul, 1987

45

Erdoğdu Ayşe “Çin Porselenlerinin Osmanlı Günlük Yaşamındaki Yeri” İstanbul‟daki Çin

Hazinesi İstanbul, s.102-129 2001

Krahl Regina “Chinese Ceramics in the Topkapı Saray Museum - Topkapı Sarayı Çin Seramikleri” 3

Cilt Sotheby‟s Londra 1986

Page 185: çin porselen sanatı

163

SONUÇ

Hammaddesi kil olup elde, kalıpta veya tornada biçimlendirilmiş, fırınlanmış her tür

eşyanın genel adı seramiktir. Porselenden başlayarak pişirilmiş olan ilk toprak

malzemeye kadar her türlü obje sözcüğün kapsamına girer. Başka bir deyişle, günlük

kullanım ya da dekoratif amaçlı objeler üretmek için kilin belirli bir ısıda pişirilmesi

sanat alanında Seramik, mimari yapılarda kullanılması Çini olarak adlandırılır.

Porselen ve seramik, seramik ailesinin iki unsuru olarak birbirinin aynısı gibi

görünmekteyse de gerçekte birbirlerinden içerik ve üretim açısından büyük

farklılıkları bulunmaktadır. Porselen, killi topraktan üretilmiş ürünlerin oluşturduğu

büyük seramik grubunun en üst elemanıdır. Porseleni, seramik veya toprak

eşyalardan ayıran en büyük özelliği ışık geçirgenlik özelliğidir. Porselen ışığı geçirir,

seramik ise geçirmez.

Porselen sözcüğü, İtalyanca olan “Porcella” kelimesinden türetilmiştir ve tarihte ilk

kez Arap gezginler tarafından Tang Hanedanlığı‟na yapılan seyahatnamelerde

geçmiştir. Çini kelimesi yani fağfuri (یروفغف), çıkış noktası olan ülkeden söz eder,

“Çin İmparatoru” anlamında Arapça bir kelime olan “fağfur” (روفغف) dan

türemiştir. Fağfur, bir İran deyimi olan ve “tanrının oğlu” anlamına gelen “Baghpur”

kelimesine adapte edilmiştir. Bu deyim Osmanlı ve İran metinlerinde porselen

kelimesi anlamında kullanılmıştır.

Çin‟in porselen tarihine bakıldığında, üretimde son derece temiz ve yüksek kaliteli

hammadde (çamur) kullanımının iyi porselen üretimini de beraberinde getirdiği

Page 186: çin porselen sanatı

164

görülür. Üretim, zaman içinde özgün düşüncelerin ortaya çıkışı ve yeni teknikler ile

geliştirilmiştir. Bu gelişim bir dönemden diğer bir döneme geçerken farklı sitillerin

ortaya çıkması ve dönemlerin birbirleriyle etkileşimiyle sonuçlanmıştır. Gelişim,

yapılan objelerin figürsel değişimi, çok fazla detay içermesi, sırlamalarda kullanılan

renklerin gelişimi olarak nitelendirilir. Seramiklerde renkler çok çeşitli ve cesur bir

şekilde kullanılarak, görünümden çok figüre önem verilmiştir.

13. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar sanatçılar, porselenin ilk dönemleri olan Song

döneminin geleneklerini devam ettirmiştir. Çin porselen yapımını değiştirmek ve

geliştirmek için yeni yöntemler bulunmuştur. Tang Hanedanlığı döneminde üretim

ve sırlama teknikleri daha da geliştirilmiştir. 1426-1435 Ming Hanedanlığı dönemi

mavi-beyaz porselen üretiminin “Altın Çağı” olarak isimlendirilir. Bu dönemde yer

alan porselenler, muhteşem parlaklığı ve yoğun mavi tonu ile tanınmıştır. Mavi-

beyaz porselenler, diğer porselen eşyalara oranla, büyük miktarda yapılan

üretimlerdir. Bu dönemde sadece mavi-beyaz porselenler değil çok renkli

porselenlerde üretilmiştir. Ming Hanedanlığı sonu ve Qing Hanedanlığı (1644-1911)

başlarında porselenlere renkli çiçek ve insan figürleri uygulanmıştır. Ming

Hanedanlığı döneminde porselen eşyaların farklılığı motiflerden çok renklerin

üstünlüğüne dayanır. Tek renkli porselenlerde görülen renklerden kırmızı, sarı, açık

ve koyu yeşil, kahverengi, patlıcan moru ve sırlanmamış mavi tonlarının kullanıldığı

farklı bir tarza geçilmiştir. Fırınlarda üretilen çok renkli porselenler, sadece

İmparator ve tebası için üretilen, iyi, zarif ve kıymetli eşyalardır. Qing Hanedanlığı

döneminde kullanılan teknik görülmemiş bir üstünlüğe ulaşır. 14. yüzyıl başlarında

mavi-beyaz porselenler şehrin temel üretimi haline gelmiştir, Çin porselen üretiminin

zirveye çıktığı ve büyük bir üne kavuştuğu dönemdir. Qing Hanedanlığı ile birlikte

Page 187: çin porselen sanatı

165

Avrupalılar Çin‟den porselen getirtmiş, batıya yapılan ihracat genişletilmiş ve

ticarette büyük bir sıçrama yapılmıştır. Bu atılım Çin‟in dış marketlerde şaşırtıcı

şekilleri, renkleri ve süslemeleriyle tanınmasına izin vermiştir. Çin porselenleri

zaman içinde Avrupa, Ortadoğu ve Asya pazarlarında büyük talep görmüş ve her

ülkenin isteğine göre farklı üretimler yapılmıştır. Çok renkli seramiklerin üretimi

hem kalite hem de teknik anlamda kusursuzlaşarak en yüksek noktaya ulaşmıştır.

İhracat, Orta Asya üzerinden Karadeniz‟e dek büyük bir alanı içine almıştır. İpek

yolu'nun açılmasıyla ticaret hem denizden hem de karadan yapılmaya başlanmıştır.

20. yüzyıla kadar İpek Yolu vasıtasıyla yüksek kalitedeki porselenler diğer ülkelere

taşınmıştır.

17. yüzyıl Avrupalıları için - ki bu insanlar tahta ve topraktan yapılmış tabak çanak

kullanmaktadır – Çin porselenleri hem bir mucize hem de bir gizemdir. Üzerine

tıklatıldığında çınlamakta, çelikten daha ince ve kırılgan, sıcağa karşı dirençli,

yıkaması kolay ve suyu geçirmeme özelliğine sahiptir. Avrupalıların porselene olan

büyük ilgisi neticesinde Çin porselen imalatçıları repertuarlarının bütününü

Avrupalıların karmaşık sosyal alışkanlıklarına uygun bir hale dönüştürerek aristokrat

ve orta sınıf ailelerini etkisi altına alır. Çoğu kez Avrupalılar, porselenlerin üzerinde

ne istediklerine dair titizlikle yapılmış resimler ve modelleri siparişlerin beraberinde

göndermişlerdir. İmalatçılar, Avrupa‟dan gelen talepleri karşılamak ve onları

memnun etmek için tasarımlarını değiştirmiş, hatta sipariş veren ünlü ailelerin

armalarını, onların istekleri doğrultusunda tasarımlarına eklemişlerdir.

Üretilen

porselenlerin ülkelerin dini inanç ve zevklerine göre süslenip biçim kazandığı ve

porselenlerde yabancı kaynaklı süslemelere yer verildiği görülür. Sadece Avrupa

değil Ortadoğu‟dan gelen Kara ve deniz bağlantılarının da desteklediği, sürekli ama

Page 188: çin porselen sanatı

166

değişken talepler, seramik imalat tarihi süresince çeşitli arayışlara gidilmesini,

buluşlar yapılmasını ve ilerlemeyi teşvik edici unsurların oluşturulmasını sağlamıştır.

İlerleyen süreçte özel ticaret yasaklanmış ve Çin ürünleri ülke dışına ancak

geleneksel diplomatik ilişkiler içinde, hediye ya da ödül olarak çıkabilmiştir.

Yabancı ülkeler, kendilerine özgü olan ürünleri dostluk göstergesi olarak Çin

sarayına gönderirken, Çin İmparatorları da yurt dışında en çok aranan ürünler olarak

başı çeken ipek ve porseleni, yabancı hükümdarlara armağan olarak sunmuştur.

18. yüzyılın orta ve son dönemlerinde Çin‟in savaşlar ve isyanların etkisinde

kalması, Avrupa‟nın 19. Yüzyıl başlarında porselen yapımını Çin‟den daha ucuza

mal etmeye başlaması ve İmparatorluk desteğinin azalması, porselen kalitesinin inişli

çıkışlı olmasına ve ihraç talebinin azalmasına sebep olmuştur. Çin porseleninin batı

ülkelerine gönderimi şiddetli bir düşüş yaşamış, Avrupa‟ya porselen gönderimi

durmuş ve 19. yüzyıl Çin porseleninin çöküş dönemi olarak sayılmıştır.

1911 yılında ki devrim Qing Hanedanlığının egemenliğine son verir. 1912‟de Çin

Cumhuriyetinin kuruluşu porselen sanatının yeniden dirilmesine zemin hazırlar.

Ancak 1937-1945 yılları arasında Japonlara karşı verilen direniş savaşı, tüm fırınların

kapatılması ve bütün sanatçıların dağılmasına neden olur. Japon ve Çinli sanatçılar

kendi aralarında porselen üretimine hizmet edecek işbirlikleri oluşturmak zorunda

kalır. 1945 yılında sosyal istikrar porselen endüstrisinin yeniden yapılanmasına izin

verir.

1949 yılında kurulan Çin Halk Cumhuriyeti Hükümeti porselen sanatının ilerdeki

gelişimini görerek, bu sanat dalının gelişimi için çaba sarf eder. Modern seramik

Page 189: çin porselen sanatı

167

üretimi bu dönemde başlar ve 1950 den 1956 yılına kadar süren bir iyileştirme

dönemine girilir. Yoğun süslemelerin ve gösterişli parçaların olduğu bir dönemdir.

1956 ve 1966 yılları arasında yeni ve temel endüstriye çok büyük yatırımlar yapılır.

Kültür devrimi 1966 Mayısından 1976 Ekimine kadar süren 10 yıldan sonra biter.

Tüm aktiviteler durdurulur ve hiçbir alanda üretim yapılmaz. 1978 de Çin, siyasi

reformlar yapar ve ekonomi alanında modernleşmeye odaklanarak kapılarını dış

dünyaya açar. Gergin geçen 50 yıldan günümüze kadar, seramik endüstrisi önceki

zaferini ve başarılarını yeniden kazanır ve seramik endüstrisi hızlı ve emin adımlarla

gelişir. Seramik üretimi bu andan itibaren seri üretim ve sanatsal anlamda oldukça

modern bir şekil alarak ilerler.

Türk İslam dünyasında porselenin yerine baktığımızda ise “çini” kelimesinin bir

diğer deyişle “Fağfur” kelimesinin Osmanlı ve İran metinlerinde porselen anlamında

kullanılmış olduğunu görürüz. 18. yüzyılda Osmanlı sarayına Çin‟den birçok

porselen eşya, diplomatik ilişkiler içinde, hediye ya da ödül olarak gönderilmiştir.

Çin porselenleri sadece Avrupa Krallarının değil Arap ve Osmanlı Hükümdarlarının

da beğenisini kazanmıştır. Bu beğenide ki en büyük etken ise mavi-beyaz

porselenlerin içinde servis edilecek herhangi bir zehirli yiyeceğin porselenin rengini

siyaha dönüştürdüğüne inanılmasıdır. Porselenlere zehir konularak denendi mi

bilemiyoruz ama zehri belli ettiği inanışının, İmparatoru korumak ve

çevresindekilere korku salmak maksadı ile söylenmiş olduğunu ve sonuçta

porselenin tek tercih nedeni olmasını sağladığı görülmüştür.

Çinlilerin etkisinde kalınarak üretilen porselen ürünlerin renkleri beyaz, sırları yarı

şeffaf ve modelleri modaya uygundur. Kullanılan cam sırlama tekniği ise Çin

Page 190: çin porselen sanatı

168

porselenini taklit etme amaçlı kullanılmıştır. Sitil ve teknikler yıllar boyunca birçok

değişikliğe uğramış, bir devletten diğer bir devlete aktarılırken ki uygulanışı büyük

farklılıklar göstermiştir. İslam sanatçıları yaptıkları porselenlerin diğerlerinden ayırt

edilmesi için sanatsal yaklaşımlarında ortak bir politika izlemiş, kendi tekniklerini ya

da eskinin yeni türlerini yaratırken, Çin‟in etkisinde kalınmıştır. Verilen İslami

eserlerde birçok yeni tekniğin, dekorasyonda estetiğin, farklı sitillerin ve mimaride

temel dekorasyon olarak fayansın kullanımı, diğer üretimlerden ayırt edilmelerinde

önemli bir etkendir. İslami seramik üretimi derece derece gelişmiş ve sonraları

Doğu‟da, İslam dünyasının da ötesinde yayılarak itibarlı bir endüstrinin kurulmasının

temellerini atmıştır.

11. yüzyıl ortalarında Selçuklular İran‟ı fethederek İslam dünyasına adım atmış

gittikleri yerlere kendi sitil ve tekniklerini götürmüşlerdir. Müslüman Dünyasındaki

sanatçıları, esnafları ve çömlekçileri etkisi altına alan yeni ve taze ilhamlar

getirmişlerdir. 11. yüzyıl ortalarında tüm İran‟ı ele geçiren Selçuklular yeni bir türü

İran‟da seramik dünyasına kazandırmış ve bu yeni sırlama gövdenin daha geniş

olmasını ve el ile oyularak işlenebilmesine olanak sağlamıştır. El ile oyma işlemi,

kapların görünüm ve kalitesinin artmasına, daha dekoratif tasarımlar ve desenlerin

kullanılmasına müsaade etmiştir. Sgraffiato olarak adlandırılan bu süsleme tipi

Selçuklular Döneminden 20. yüzyıla kadar kullanılmıştır.

Porselenlerde genellikle çiçekli desenler hakimdir, mimari işlerde ise dini temalar

açığa çıkmaktadır. Bu durum “İslami seramik sanatının en yüksek göstergesi” diye

bilinmektedir. Çömlekler İslam dönemi boyunca zarif şekli, süslemeleri ve bunların

ötesinde sert porselen kili ile çok pahalıdır ve sadece toplumun çok varlıklı

kişilerinin kullanımındadır. Sonraki dönemlerde Yuan ve Ming Hanedanlıklarına ait

Page 191: çin porselen sanatı

169

olan mavi-beyaz porselen etkileri ve İranlı sanatçılar tarafından yapılan taklitleri,

üretilen birçok seramikte belirgin bir şekilde görülmektedir.

Üç temel tipte, çömlek kullanımı göze çarpar. Bunlar Çin‟in Song porselenleri,

Kubachi ve İznik porselenleridir. Song porselenleri genel olarak Çinlilerin yeşil-sırlı

porselenleri ile benzerlikler göstermektedir ve sırlama teknikleri taklit edilerek

üretilmiştir. Süslemeler, Çin‟de üretilen Song porselenleri ile benzerlikler gösterir.

Kubachi çömleği olarak isimlendirilen çömlekler ise siyah ve turkuaz renkli

seramiklerden ibaretti ki bu Çin‟in Ming Hanedanlığı dönemindeki mavi-beyaz ve

çok renkli seramiklerini anımsatmaktadır. İznik çömlekleri, çömlekçiliğin en iyi

formudur. Çömlekler beyaz sırlı gövdeye sahiptir ve renkli sırlamanın

kullanılmasıyla oluşmaktadır. Yaprak ve çiçek süslemeli tabaklar, sofra takımları,

vazolar ve su kapları gibi her türde çömlek yapımı göze çarpar.

İranlı sanatçılar duvar yüzeylerini bütünü ile kaplama konusunda mükemmel bir

tekniğe sahip olmuşlardır. Duvar yüzeyleri yanında yerleri, bombeli ve oyuk alanları

da kaplamışlardır. Süslemeler hayvan motifleri, çiçekli desenler ve kaligrafik

yazılardan oluşmaktadır. Müslümanlığın hükümleri tarafından yasaklanan sanat

anlayışında insan formunun kullanılması yasaktır, bu durum sanatta geometrik

şekiller ve formlar içinde dengeli renklerin, ahenkli geometrik çizgilerin ve

kaligrafilerin kullanılmasına sebep olmuştur. Parçalar üzerine işlenen kaligrafiler,

çoğunlukla dini ya da İslam dinin kitabı olan Kur-an‟dan alınan sözlerdir. Kullanılan

kaligrafiler ve dini süslemeler “çini”nin yaratılmasını sağlamıştır. Çini fayanslar,

cami ve anıtların iç ve dış bezemeleri için yapılmıştır. Diğer ülkeler yıllarca kendi

mimarilerinde süslemeli çini kullanımını kabul ederek Müslüman sanatçıları takip

etmiştir. İslami çanak çömlekler, yüzyıllar içerisinde birçok gelişmeler göstermiştir.

Page 192: çin porselen sanatı

170

Bu gelişim taklit olarak değil diğer ülkelerin teknik ve fikirlerini alıp kendi sitillerini

de katarak yeni bir stil yaratma yolu ile yapılmıştır.

Seramik üretimi Selçuklular zamanında Anadolu‟ya girmiş, ilerleyen süreçte

Osmanlılar ve Selçukluların Anadolu‟ya özgü malzeme ve teknikleri kullanmasıyla

daha da gelişmiş ve buradan tüm dünyaya yayılmıştır. Anadolu öncesi, İslâm

sanatlarında seramik oldukça yaygındır. Kolay kırılabilen seramik daima hareket

eden göçebelerin aksine yerleşik toplumların sanatıdır. Devlet kurmadan önce

göçebe yaşayan Selçukluların başlangıçta belirgin bir sanatları yoktur. İran'a

yerleştikten sonra oradaki mimariyi görmüşler ve etkilenerek kendi öz sanatlarını

oluşturmuşlardır. Çin seramiği, İslam seramik sanatını etkilemiş ve bu etki Türk

sanatını da içine almıştır.

Selçuklular, İlk dönem, renksiz, şeffaf sırlı, firuze yeşili, kobalt mavisi ve kahverengi

seramikler üretmişlerdir. Dini motiflerin yanı sıra hayvan, insan, kuş, çiçek motifleri

ile sarı, yeşil, siyah ve mor renkler, süslemelerde yaygın olarak kullanılmıştır.

İran‟dan sonra en ilerlemiş haliyle Perdah ve Sgraffito tekniği, Selçuklularla birlikte

Anadolu‟ya geçmiş, astar bezeme tekniği olarak da bilinen Slip dekoru seramik

dünyasına bu dönemde katılmış ve süslemeler daha da zenginleşmiştir. Üsluplar

gelişmiş ve o devrin Selçuklu hayatı seramiklere yansıtılmıştır. Saray, av ve oyun

sahneleri tasvir edilmiştir. Tasarımlarda soyut yapraklar, geometrik motifler, hayvan

ve insan figürleri kullanılmıştır.

İslam seramiklerindeki ilk temel gelişim esasen Anadolu Selçuklu

mimarisinde vuku bulmuştur. Anadolu Selçuklu mimarisinde çininin kullanım

alanı, cami, mescit, medrese, minare, türbe ve saraylardır. Çini kullanımı mimarinin

Page 193: çin porselen sanatı

171

ayrılmaz bir öğesi olmuş ve büyük gelişim göstermiştir. Selçuklu saraylarında

kullanılan çinilerin İslam mimarisinden farklı olduğu göze çarpar. Genellikle

yıldızlı biçiminde tasvirlenmiş geometrik kompozisyonlar ve kufik yazıların

kullanıldığı çok çeşitli türler üretilmiştir. Küçük mozaikler değişik desenler

yaratmak için birleştirilmiştir ve binaların iç kısımlarındaki kubbeler, mihraplar,

kemerler ve köşeli yüzeylerin üzerleri kaplanmıştır. Duvar çinilerinde görülen insan

başlı hayvan figürlü kompozisyonlar yaygın bir kültürün tipik örnekleridir.

Selçukluların ait tipik bir figür olan, bağdaş kurarak oturan ya da avlanan insan

resimlerine seramik eserlerde bolca yer verilmiştir.

Mimari ve el sanatları açısından Selçuklu ve İslam kültürü karşılaştırıldığında

Selçukluların çok daha yenilikçi olduğu görülür. 13. yüzyılda yapısal anlamda

gelişme gösteren çini ve çömlekler, dönemin en iyi çalışmalarıdır. Bu gelişim her ne

kadar Osmanlı dönemi boyunca var olmuş gibi görünse de Osmanlılarda 14. yüzyılda

başlamıştır. Selçuklular, tarih sahnesinde var olan ve kendilerine kadar ulaşan çini

sanatını öz kültürleriyle yoğurup daha da olgunlaştırarak 16. ve 17. yüzyıllarda en

parlak dönemine ulaşan Osmanlı Çiniciliğinin temellerini atmışlardır.

1453 yılında İstanbul‟un fethedilmesi sonucunda, Selçuklulardan kalan seramik

kültürünü sürdüren Osmanlılar kendilerine özgü bir sitil oluşturmuş ve bunun

diğerleri tarafından tanınmasını sağlamıştır. Osmanlı sitili İslam dünyasının büyük

bir kısmını etkisi altına almış, tamamen kendine özgü bir gelişim göstermiş, tercih

edilen, ihraç edilen, eserler vererek ilgi görmüştür. İlk Osmanlı devri çinileri,

Selçuklu geleneğinin devamıdır. Figürler, kufi yazılar, geometrik şekiller, doğal

süslemeler, sarı, turkuaz ve yeşil renkler, bir önceki dönemin izinde ama farklı

kulanım ve farklı ifadelerin de içine katılmasıyla hayat bulmuştur.

Page 194: çin porselen sanatı

172

Osmanlı sarayı ve çevresinde yaygın biçimde kullanılan ve beğeni toplayan Çin

porselenleri genellikle Çin İmparatorluğu tarafından hediye olarak gönderilmiş ve bu

durum porselene karşı büyük bir beğeninin oluşmasını sağlayarak saray sanatçılarına

ilham kaynağı olmuştur. Çin‟den gelen ipek ve porseleninin kalitesine hayran olan

Osmanlılar, ürünlerin içlerinde barındırdığı desenlerden, derinden etkilenmişlerdir.

Çizilen desenlerde şakayık ve lotus çiçeklerinin çentikli yaprakları arasında ejderha

ve anka kuşları ile birlikte güçlü bir “Çin tarzı” göze çarpar. Fakat şaşırtıcı olan,

Türklerin bu kaynak malzemeyi sanatlarında yorumlarken desenlere kendi sanat

anlayışlarını da katarak elde ettikleri özgün sonuçtur.

Çini merkezleri İznik ve Kütahya‟dır. İznik, Osmanlı İmparatorluğunun da en önemli

çini merkezi olarak 14. yüzyıldan, 18. yüzyıla kadar üstünlüğünü korumuştur. Camii

çinilerinin yapımında Yuan özelliği görülmektedir ki bu özellik mavi-beyaz

karşıtlığının vurgulanması olarak karşımıza çıkar. Üretilen kaplarda yer alan Çin‟e

özgü desenlerin Yuan dönemine ait desenlerin birebir kopyaları olmayışı özgün

yorumlanması dikkat çekicidir. Sadece Çin tarzı öğeler değil, Balkan ve İslam etkisi

de verilen eserlerde kendini gösterir. Çin‟den esinlenerek kullanılan bütün Türk

desenlerinde, motifler özgün uyarlamalara geçişte yalnızca bir sıçrama tahtası işlevi

görmüştür. Desenler Nakkaşhanenin denetiminden kurtulmuş ve biçimler serbest

olarak çizilip kendi içinde uyumu yakalamıştır. Süslemede Çin öğelerine

rastlanmasına rağmen porselenlerde, İznikli çömlekçilerin kendi özgün yöntemleriyle

üretim yapmaya yöneldikleri görülür. Teknik açıdan kobalt mavisi parlak bir

turkuvazla birlikte kullanılmaya başlanmıştır. Laciverte yakın koyu kobalt mavisi

hakim renk olup açık mavi, firuze, mor ve zümrüt yeşili kullanılan renklerdir.

Page 195: çin porselen sanatı

173

Yapılarda düz levha çini kullanımı oldukça yoğundur. Duvar çinisinde görülmeyen

sembolik hayvan ve kuş tasvirleri, çeşitli desenler ve aynı zamanda gemi tasvirleri,

çeşitli yelkenliler, kayıklar, kadırgalar, kalyonlar stilize edilerek kullanılmıştır.

Kullanılan süslemeler kıvrık dallar rumiler ve stilize çiçeklerle bezeli olan figürsüz

bitki motifleridir. Mavi zemin üzerine beyaz, açık yeşil, sarı, firuze ve kırmızı renkte

sırlar kullanılmıştır. En gözde renkler kobalt mavisi, turkuaz ve domates kırmızısıdır

Kullanılan öğeler, gül, lale, karanfil, zambak, papatya, sümbül, bahar çiçeği, asma ve

servidir. Bunların dışında hançer biçimli yapraklara, Çin bulutlarına, çintemanilere

ve madalyonlara da yer verilmiştir. Bu durum Türk seramiğinde ki ileri bir süsleme

kabiliyetini ve kuvvetli bir üslubu gözler önüne serer. Bu da çinicilikte yeni bir

üslubun gelişmesine ve yeni bir dönemin başlamasına yol açmıştır. Sonraki

dönemlerde serbest fırça tekniği, modern anlayışlı yeni bir seramik sanatının

gelişmesini ve klasik seramiklerden farklı bir sanat karakteri taşımasını sağlamıştır.

17. yüzyıl başlarında İznik çini sanatı ve tekniğinde bir duraklama görülür.

Ekonomik sıkıntılar, sarayın uzun süreler çini sipariş etmemesi ve Çin porselen

ithalinin artması, kalitedeki düşüşü arttırmış ve böylelikle İznik'teki çini üretim

faaliyeti 1716 senesinde tamamen sona ermiştir. Ekonomik ve siyasi gerileme süreci,

devlete ait atölyelerin yavaş yavaş bozulmasına neden olmuş, saray Avrupa

porselenlerine ilgi gösterir hale gelmiştir.

Selçuklular zamanında seramik merkezi olan Konya, Osmanlılar zamanında bu işi

İznik‟e, İznik 17. yüzyılda bunu Kütahya‟ya devretmiştir. 18. yüzyılda bölgesel

özellik gösteren Çanakkale seramikleri ortaya çıkmıştır. Günümüzde ise bu ağır

Page 196: çin porselen sanatı

174

vazifeyi hala Kütahya devam ettirir. Cumhuriyet dönemine kadar Kütahya,

Çanakkale seramikleri ve Fransa'dan çamuru getirilerek yapılan Yıldız Porselenleri

görülür.

18. yüzyıldan itibaren Avrupa, porselen sanatında ileri teknolojisiyle zirveye

yerleşmiş ve verdiği kaliteli örneklerle kendini göstermiştir. Avrupa porselen

sanatındaki bu gelişim İstanbul'un bazı semtlerinde var olan küçük imalathanelerde

porselen üretimine geçilmesine ön ayak olmuştur. Sultan Abdülmecid (1839-1861)

zamanında Ahmet Fethi Paşa tarafından 1845'lerde ciddi manada ilk porselen

fabrikası olan Beykoz porselen fabrikası kurulmuştur. Yapılmakta olan üretimin

Türk işi olduğunu göstermek amacı ile porselenlerin alt kısımlarında da "Eser-i

Ġstanbul" damgası kullanılmıştır. Fabrika bu konuda deneyimli ustaları bir araya

toplamış, Türk zevkine uygun, taklitten uzak, adeta yeni özellikleri olan eserler

meydana getirmiştir.

Sultan II. Abdülhamid'in talimatı ile 1892-1894 yıllarında Yıldız Sarayı'nın dış

bahçesine Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu adıyla bir fabrika kurulmuş, Fransız

teknolojisi ile çalışmaya başlayan fabrikaya, bu amaçla Fransa'dan uzman personel

ve çini kalıpları getirtilmiştir. Sanatçı grubunun yaptığı porselenler teknik açıdan,

daha çok Fransız Sevres porselenlerine yakındır. Bu gruptaki porselenler önemli

yabancı devlet adamlarına ve üst düzey bürokratlara prestij hediyesi olarak verilir.

Pahalı ve az sayıda üretilen porselenlerin günlük kullanım ürünü değil kaliteli ve göz

alıcı dekoratif ürünler olduğu görülür. Sanatta Batı ve Anadolu sentezine önemli

katkıları olan ve Cumhuriyet Döneminde de üretimine devam eden fabrika

geleneksel Türk Çini sanatının dünyada tanınmasında önemli bir rol oynamıştır. Bu

fabrikanın iki önemli rolü olmuştur. Birincisi, 19.yüzyıl‟da Avrupa var olan porselen

Page 197: çin porselen sanatı

175

sanayinin ülkeye getirilmesi, ikincisi ise Osmanlı çiniciliğinin yeniden

canlandırılmasıdır.

Yüzyıllar boyunca Osmanlı Sarayı ve çevresi tarafından bir statü sembolü olarak

görülen mavi-beyaz porselenlere yoğun bir ilgi gösterilmiştir. Bu ilginin Sultan III.

Ahmet döneminden (1703–1730) itibaren başlayan ve giderek artan diplomatik

ilişkilerin büyük payı olduğu kabul edilmektedir. “İpek Yolu” ve deniz yolu

üzerinden zor koşullarda getirilerek Osmanlı pazarına giren Çin porselenleri,

incelikleri ve zarafetleri nedeniyle Türklerin büyük beğenisini toplamış Osmanlıların

yaşamında her zaman güç ve zenginliğin göstergesi olmuştur. Kolaylıkla kırılabilen

görünümü ile sarayın vazgeçilmezleri arasına girmiştir. Hiçbir zaman halkın

yaşamının bir parçası haline gelmemiştir. Padişahlar porselen kaplarda yemek

yemeği tercih etmiş, tahta çıkış, doğum ve düğün gibi mutlu olaylarda Çin

porselenlerini hediye olarak vermişlerdir. Porselenin bu kadar kıymetli olması ve

padişah tarafından sevilerek kullanılması, Saray sanatçılarının porselenlerin üzerine

kıymetli taşlar yerleştirerek onlara farklı ve özgün bir değer katmasına sebep

olmuştur. Porselenleri mücevherle süsleme işlemi, Osmanlı sanatına özgüdür.

Ayrıca altın, gümüş gibi madenler kullanarak kase, şişe, vazo gibi bazı Çin

porselenlerinin işlevselliği değiştirilmiş ve Osmanlı zevkine hitap eden uygun

kullanım formları elde edilmiştir. Topkapı Sarayı Çin porselenleri koleksiyonunda,

metal aksamlı olan porselenler önemli bir yer tutmuş ve çeşitli amaçlarla yapılmıştır.

Öncelikle porselenlerin kırılan bölümlerini onarma veya kapların işlevlerini

değiştirme amaçlı yapılan bu işlem, 18. yüzyıldan itibaren daha çok süslemeye

yönelmiştir. Ağız, boyun, emzik gibi kolaylıkla kırılan bölümler kıymetli ve

Page 198: çin porselen sanatı

176

dekoratif metallerle (altın-gümüş) tamir edilerek yeniden kullanılmış ve kullanılan

metal aksamlarda dönemin süsleme özellikleri yansıtılmıştır. Kırılan Çin

porselenlerinin bu şekilde tamir edilmesi ona verilen önemin göstergesidir. Bu da

sadece Osmanlı sanatına özgü bir durumdur.

Divan-ı Hümayun‟da verilen ziyafetler ve elçi kabulleri, Çin porselenlerinin sıklıkla

kullanıldığı durumlardır. Osmanlı devlet adamları ve elçilere, yurt dışındaki görevleri

sırasında kullanılmak üzere Hazine‟den porselen eşyalar verilir, görev bitiminde

bunlar, verilen diğer eşyalarla birlikte tekrar hazineye iade edilirdi. Elçilerin saraya

kabulünde ve günlerce sürerek bir şenliğe dönüşen saray düğünlerinde kullanılan

altın, gümüş ve porselen tabaklar, halka ve yabancı ülke temsilcilerine devlete ait

güç, iktidar ve zenginliğin bir göstergesidir.

Çin porselenlerinin Osmanlılar tarafından belirli bir dönem içinde çok yaygın olarak

kullanıldığının en önemli kanıtı, 10.500‟ü aşan sayısı ve niteliği ile Topkapı Sarayı

Çin porselenleri koleksiyonudur. Osmanlıdaki batılılaşma süreci ile birlikte, 18.

yüzyıldan itibaren Çin porselenlerinin yerini Avrupa porselenleri almıştır. Saray

koleksiyonundaki 5000'i aşan Avrupa porseleni yemek takımları bu değişimin bariz

kanıtıdır. Osmanlı zevkine uygun, Alman, Viyana, Fransız, Rus ihraç malı porselen

sofra takımları bulunmaktadır.

Çin porseleni dünya üzerinde tek ve paha biçilmezdir. Osmanlı İmparatorluğu kara

ve deniz yolu ile ülke topraklarına giren bu incelikli sanatı kendi kültüründe

yoğurmuş, farklı düşünceler katarak yeni bir biçim, yeni bir süsleme ve farklı bir

kullanım alanı oluşturmuştur. Geçmişten günümüze kadar gerek hediye gerek diğer

yollarla gelen porselen eşyalara süslemeleri bozmadan hak ettiği değeri vermiş, bu

Page 199: çin porselen sanatı

177

sanatı yaşatmak ve devamını getirmek adına yeniden biçimlendirerek özgün bir

değer katmıştır. Sanatın temel yapı taşlarını alarak taklitten olabildiğince uzak,

kendinden bir şeyler katıp kültürüne uyarlayarak geliştirmiş ve bugünkü porselen

çalışmalarının sağlam bir temelini oluşturmuştur.

Page 200: çin porselen sanatı

178

ÖZET

Kilin, kalıpta veya tornada biçimlendirilip, belirli bir ısıda fırınlanarak pişirilmesi

sanat alanında Seramik, mimari yapılarda kullanılması Çini olarak isimlendirilir.

Yüzeyinin belirgin parlaklığı, ışık geçirgenlik özelliği, üzerine vurulduğunda

kulağa hoş gelen çınlama sesi ve çok çeşitli tonlardaki rengi ise diğer temel

özellikleridir. Sözcük, İtalyanca olan “Porcella” kelimesinden türetilmiştir.

Araplar “Çin İmparatoru” anlamına gelen “fağfur” (فور غ kelimesini (ف

porseleni imgelemek için kullanmışlardır.

Tarihsel süreçte Çin porseleni, Avrupa, Ortadoğu, Asya ve Osmanlı pazarında

büyük talep görmüş, tanınmış, beğeni kazanmış ve her ülkenin isteğine göre farklı

porselen üretimleri yapılmıştır. Bu ticaret 20. yüzyıla kadar hem denizden hem de

İpek yolu vasıtasıyla karadan yapılmıştır.

Porselenin bu denli büyük talep görmesinin nedeni; üzerine dokunulduğunda

çınlaması, ince, şeffaf, kolay kırılabilen, sıcağa karşı dirençli, yıkaması kolay ve

suyu geçirmeme özelliğine sahip olmasıdır. Bu özellik tahta ve topraktan yapılmış

tabak çanak kullanan Avrupalıların porselene olan ilgisini artırmış ve sonuç

olarak Çinli porselen imalatçıları, repertuarlarının bütününü Avrupalıların sosyal

alışkanlıklarına ve dini inançlarına uygun bir hale dönüştürmüştür.

Porselen sadece Avrupa Krallarının değil Arap ve Osmanlı Hükümdarlarının da

beğenisini kazanır. Bu beğenide ki en büyük etken ise mavi-beyaz porselenlerin

Page 201: çin porselen sanatı

179

içinde servis edilecek herhangi bir zehirli yiyeceğin porselenin rengini siyaha

dönüştürdüğüne inanılmasıdır. Porselenin zehri belli ettiği inanışının, İmparatoru

korumak ve çevresindekilere korku salmak maksadı ile söylenmiş olduğu ve bu

durumun porselenin tek tercih sebebi olmasını sağladığı görülür.

Çin’de siyasi karışıklıkların baş göstermesi nedeni ile İmparatorluk tarafından

özel ticaret yasaklanmış ve Çin porselenleri ülke dışına ancak geleneksel ve

diplomatik ilişkiler içinde, hediye ya da ödül olarak çıkabilmiştir. Yabancı ülkeler,

kendilerine özgü olan ürünleri dostluk göstergesi olarak Çin sarayına sunarken,

Çin İmparatorları da yurt dışında en çok aranan ürünler olarak başı çeken ipek ve

porseleni, yabancı hükümdarlara armağan olarak sunmuştur. Bu durum diğer

ülkeler tarafından Çin porseleninin üretilmeye çalışılmasına ve taklit edilmesine

sebebiyet vermiştir.

İslam ülkelerinin kendi tekniklerini ya da Çin porselenlerinin yeni türlerini

yaratırken, Çin’de kullanılan renk, biçim ve desenlerden çokta uzaklaşamadıkları

görülür. Çin etkisinin devam ettiği ve üretilen porselen ürünlerde, sitil ve

tekniklerin yıllar boyunca birçok değişikliğe uğradığı, bir devletten diğer bir

devlete aktarılırken ki uygulanışının büyük farklılıklar gösterdiği göze çarpar.

Müslümanlığın hükümleri tarafından yasaklanan sanat anlayışına bakıldığında

insan formunun kullanılması yasaktır. Bu durum, sanatsal çalışmalarda

geometrik şekillerin, biçimlerin içinde uyumlu renklerin, geometrik çizgilerin ve

kaligrafilerin kullanılmasına sebep olmuştur. Parçalar üzerine işlenen

kaligrafiler, çoğunlukla Kur-an’dan alınan sözlerdir. Kullanılan kaligrafiler ve

dini süslemeler cami ve anıtların iç ve dış süslemeleri için kullanılmış ve “çini”

Page 202: çin porselen sanatı

180

kavramının oluşmasını sağlamıştır. Sanattaki bu gelişim taklit olarak değil diğer

ülkelerin teknik ve fikirlerini alıp kendi sitillerini de katarak yeni bir stil yaratma

yolu ile yapılmıştır. Üretim, ilerleyen süreçte Osmanlılar ve Selçukluların

Anadolu’ya özgü malzeme ve teknikleri kullanmasıyla daha da gelişmiş ve

buradan tüm dünyaya yayılmıştır. Çin seramiği, İslam seramik sanatını etkilemiş

ve bu etki Türk sanatını da içine almıştır. Osmanlı sitili İslam dünyasının büyük

bir kısmını etkisi altına alarak, sanatın daha gösterişli bir konuma gelmesini

sağlamıştır.

Osmanlı sarayı ve çevresinde yaygın biçimde kullanılan ve beğeni toplayan Çin

porselenleri genellikle Çin İmparatorluğu tarafından hediye olarak gönderilmiş ve

bu durum porselene karşı büyük bir beğeninin oluşmasını sağlayarak saray

sanatçılarına ilham kaynağı olmuştur. Çin’den gelen ipek ve porselenin kalitesine

hayran olan Osmanlılar, ipek ürünlerin içlerinde var olan desenlerden

etkilenmişler, desenleri sanatlarında yorumlarken de oldukça özgün sonuçlar elde

etmişlerdir. Bu durum Türk sanatında var olan ileri bir süsleme kabiliyetini ve

kuvvetli bir üslubu gözler önüne serer.

Sultan Abdülmecid (1839-1861) zamanında Ahmet Fethi Paşa tarafından

1845'lerde Beykoz porselen fabrikası kurulmuş, Türk zevkine uygun, taklitten

uzak adeta yeni özellikleri olan eserler üretilmiştir. Ayrıca Sultan II.

Abdülhamid'in talimatı ile 1892-1894 yıllarında Yıldız Sarayı'nın dış bahçesine

Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûn adıyla bir fabrika kurulmuştur. Bu gruptaki

porselenler yabancı devlet adamlarına ve üst düzey bürokratlara hediye olarak

verilen pahalı ve az sayıda üretilen göz alıcı dekoratif ürünlerdir. Fabrikanın

19.yüzyıl’da Avrupa’daki porselen sanayinin ülkeye getirilmesi, Osmanlı

Page 203: çin porselen sanatı

181

çiniciliğinin canlandırılması, Türk Çini sanatının dünyada tanınması ve sanat

alanında Doğu-Batı sentezine önemli katkıları olmuştur.

“İpek Yolu” ve deniz yolu üzerinden zor koşullarda getirilerek Osmanlı pazarına

giren Çin porselenleri, incelikleri ve zarafetleri nedeniyle Türklerin büyük

beğenisini toplamış Osmanlıların yaşamında her zaman güç ve zenginliğin

göstergesi olmuş ve sarayın vazgeçilmezleri arasına girmiştir. Hiçbir zaman halkın

yaşamının bir parçası haline gelmemiştir. Padişahlar porselen kaplarda yemek

yemeği tercih etmiş, tahta çıkış, doğum ve düğün gibi mutlu olaylarda Çin

porselenlerini hediye olarak vermişlerdir. Divan-ı Hümayun’da verilen ziyafetler

ve elçi kabullerinde, günlerce sürerek bir şenliğe dönüşen saray düğünlerinde,

devlet adamlarının yurt dışındaki görevleri sırasında kullanmaları için yanlarına

verilen porselen ürünler, devletin gücünün, iktidarının ve zenginliğinin bir

göstergesidir.

Saray içinde, sadece sultanlar için yapılan, özel durumlar dışında dışarıya

çıkmasına izin verilmeyen porselenler mücevherlerle süslenmiş, ayrıca altın,

gümüş gibi madenler kullanarak kase, şişe, vazo gibi bazı Çin porselenlerinin

işlevselliği değiştirilmiş ve Osmanlı zevkine hitap eden uygun kullanım formları

elde edilmiştir. Porselenlerin kırılan bölümlerini onarma ve eşyaların işlevlerini

değiştirme amaçlı yapılan bu işlem, 18. yüzyıldan itibaren daha çok süslemeye

yönelmiştir. Kullanılan metal aksamlarda dönemin süsleme özellikleri

yansıtılmıştır. Osmanlıdaki batılılaşma süreci ile birlikte, 18. yüzyıldan itibaren

Çin porselenlerinin yerini Avrupa porselenleri almıştır. Saray koleksiyonunda,

Osmanlı zevkine uygun, Alman, Viyana, Fransız, Rus ihraç malı porselen sofra

takımları bulunmaktadır.

Page 204: çin porselen sanatı

182

Çin porseleni dünya üzerinde tek ve paha biçilmezdir. Osmanlı İmparatorluğu

kara ve deniz yolu ile ülke topraklarına giren bu incelikli sanatı kendi kültüründe

yoğurmuş, farklı düşünceler katarak yeni bir biçim, yeni bir süsleme ve farklı bir

kullanım alanı oluşturmuştur. Geçmişten günümüze kadar gerek hediye gerek

diğer yollarla gelen porselen eşyalara süslemeleri bozmadan hak ettiği değeri

vermiş, bu sanatı yaşatmak ve devamını getirmek adına yeniden biçimlendirerek

özgün bir değer katmıştır. Sanatın temel yapı taşlarını alarak taklitten

olabildiğince uzak, kendinden bir şeyler katıp kültürüne uyarlayarak geliştirmiş ve

bugünkü porselen çalışmalarının sağlam bir temelini oluşturmuştur.

Page 205: çin porselen sanatı

183

SUMMARY

The use of clay, shaped by a mould or on a lathe and dried in an oven at a specific

temperature, is known as Ceramic in the arts whereas it’s known as China in

architecture. The significant brightness of its surface, its transparency, the tingling

sound obtained when one taps on it, and various tones of color are also its other

basic characteristics. The word “Porcelain”, derived from an Italian word

“Porcella”. The Arabs used the word “fağfur” (فور غ which meant “Chinese (ف

Empire”, to define porcelain.

In historical process, China was demanded, recognized, and admired in the

markets of Europe, Middle-East, Asia, and Ottoman; resulting in the production of

various China types. This trade was made through sea and land with the help of

silk road until the 20th

century.

The reason why China was so much in demand was its characteristics such as the

tingling sound it created when tapped, its lightness, transparency, fragility,

resistance to heat, its being easy to wash and waterproof. This characteristic

caught the attention of Europeans who had been using pottery made from wood

and forced Chinese porcelain producers to change their products in accordance

with the social habits and religious beliefs of the Europeans.

China was not only admired by the kings in Europe, but also by the Arab and

Ottoman rulers. The most important reason of this admiration was the belief that

Page 206: çin porselen sanatı

184

any poisonous food served within the blue-white China would turn the color of it

into black. This belief, spread to protect the emperor from his enemies by making

them fear, made the China the only preference.

The trade of China was banned after the occurrence of political turmoil in China

and it could leave the country only as a reward or a gift in traditional and

diplomatic relations. While other foreign countries presented gifts that were

special to their own countries as an indication of their friendship, Chinese

emperors presented silk and China, which were the most demanded products

abroad, as gifts to foreign rulers causing foreign countries to try to manufacture or

imitate the China.

It can be seen that Islamic countries, while creating their own techniques and new

types of China, hadn’t used different colors, shapes, and patterns used in China. It

is also clear that while the impact of China maintained, the style and technique in

the products created had changed, especially in the application of China, while

passed from one country to another.

The concept of art discussed by the Islamic faith prohibits the use of human form.

As a result, geometrical shapes, harmonious colors in these shapes, geometrical

lines and calligraphies were used in artistic works. Calligraphies engraved on

patterns were generally sayings taken from the Quran. Calligraphies and religious

ornaments which were used to decorate the interior and the exterior of mosques

and monuments helped the development of the concept of “China”. This

development was not created by imitation but by the combination of ideas taken

from other countries with their own styles. Eventually, with the use of materials

Page 207: çin porselen sanatı

185

and techniques unique to the Ottomans and the Seljuk, China improved and

spread to other parts of the world. As a result, China influenced not only the

Islamic art but the Turkish art as well. This Ottoman style helped this art to

become more spectacular by influencing the majority of the Islamic world.

China which was widely used and admired by the Ottoman was generally sent by

the Chinese Empire as a gift, an inspiring act for the court artists. The Ottomans

who admired the quality of the silk and the porcelain were influenced by the

patterns found in these products and interpreted them in their own works, creating

original results. This situation revealed advanced skills and strong style in the art

of decoration in Turkish art.

During Sultan Abdülmecid’s time (1839-1861), Ahmet Fethi Paşa established

Beykoz Porcelain Factory in the 1845s. New works that are appropriate for the

Turkish taste were produced there. Also with the order of Sultan Abdülhamid II, a

factory named Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûn was established in the exterior

garden of Yıldız Palace. The porcelains in this group were the glamorous products

which were expensive and produced in small numbers that were given to foreign

statesmen and bureaucrats as gifts. The factory had contributed highly to the

revival of the Ottoman ceramics, establishment of the porcelain industry of Europe

in the homeland in the 19th

century, worldwide recognition of the art, and the

synthesis of the East and West.

Chinese porcelains that got into the Ottoman market through the Silk Road and

via sea route under harsh circumstances were largely admired by the Ottoman due

to their grace and beauty and became a part of the court life symbolizing power

Page 208: çin porselen sanatı

186

and wealth. However, they were never a part of the lives of common people.

Sultans, on the other hand, preferred to eat their food from porcelain dishes. They

also gave out them as presents at important times such as accession to the throne,

birth and weddings. The porcelain given at royal weddings that transform into

feasts that last for days, at receptions of ambassadors, at feasts held in Divan-ı

Hümayun, and to the statesmen before they leave their country for posts abroad, is

a symbol of the power, control, and the wealth of the government.

Other porcelains that stayed inside the palace except for special occasions were

ornamented with jewels. Also by using precious metals such as gold and silver,

functionality of some China porcelains was altered to appeal to the taste of the

Ottoman. This process aimed to repair the broken pieces of the porcelains and to

alter the functionality of these porcelains were directed more towards decoration in

beginning from the 18th

century. The characteristics of the decorations of the era

were reflected in the metal parts used in the process. With the westernization

process of the Ottoman, China porcelain was replaced by the European porcelain

starting from the 18th

century. In the collection of the royalty, German, Viennese,

French, and Russian porcelain fit for the Ottoman taste can be found.

Chinese porcelain is single and priceless in the world. The Ottoman Empire was

impasted the art of porcelain into its own culture which entered the territory by

land and sea. Different ideas by adding a new form of art, has created a new

ornament and a different use of space. Porcelain from the past to the present need

for gift items as well as other ways to decorate without breaking gave the value it

deserves, and more to bring the art to deliver a value added re-formatting the

original. Far as possible from imitation to take the basic building blocks of art,

Page 209: çin porselen sanatı

187

culture, adding something of himself and developed by adapting the work of

today's porcelain has been the basis of a solid

Page 210: çin porselen sanatı

188

KAYNAKÇA

ABDÜLAZĠZ Bey, “Osmanlı Adet, Merasim ve Tabirleri, Toplum Hayatı”

1995. Tarih Vakfı Yurt Yayınları sayı 4, İstanbul.

ATASOY Nurhan, “İznik The Pottery of Otoman - Osmanlı İznik Porselenleri”

1989. Türkiye.

ATIL Esin, “The Age of Sultan Suleyman The Magnificent - Sultan

Süleyman Devri” 1987. National Gallery of Art, Washington

D.C.

AYERS John, “Chinese Imari-Style Wares - Çin İmari Sitili 1700-1745”,

1986. Topkapı Sarayı Çin Seramikleri İstanbul. Katalog III,

Qing Hanedanlığı Porselenleri, s.1197-1198, Londra.

AYERS John. “China for the West: Chinese Porcelain and other Decorative

Arts for Export - Batı‟daki Çin: İthal Çin Porselenleri ve

Diğer Süsleme Sanatları” 1978. London and New York.

BALAMAN Saliha, “Türk Çini ve Seramikleri”,1991. Çinili Köşk, İstanbul.

BAYRAKTAR Nedret, “Topkapı Sarayı Müzesi‟ndeki İstanbul Manzaralı Yıldız

Porselenleri”, 1979. Sanat Dünyamız, yıl 5, sayı 15, s. 30,

İstanbul. “Kadın Tasvirli Yıldız Porselenleri” 1981, Sanat

Dünyamız, yıl 8, sayı 23, s.2, İstanbul, “Çini Fabrika-i

Hümayunun Malumatı Ay-yıldız Damgalı Porselenleri”

1990. Yıldız Porselenleri, s 56, Antik Dekor, Sayı 6, Nisan,

İstanbul.

BLAIR Sheila, “The Art and Architecture of Islam - İslami Sanat ve Mimari

1250-1800”, 1994. New Haven and London: Yale University

Press.

BLEHAUT Hwee Lie, “Yakın ve Ortadoğu‟ya İhraç Edilen Çin Seramikleri”

İstanbul‟daki Çin Hazinesi, 2000. İstanbul, s 16-39.

BOBOVIUS Albertus, (ya da Santuri Ali Bey) : “Topkapı Sarayı‟nda Yaşam”, Kitap

Yayınevi, 2002. İstanbul.

BOULAY A. “Chinese Porcelain - Çin Porseleni” 1973.

Page 211: çin porselen sanatı

189

BLOOM, Jonathan. ““The Art and Architecture of Islam - İslami Sanat ve Mimari

1250-1800”, 1994. New Haven and London: Yale University

Press.

BROOK Timothy, “Commerce and Culture in Ming China - Ming Dönemi

Ticaret ve Kültür” 1998. Berkeley and Los Angeles:

University of California Press, s. 127.

BUSHELL S. W, “Chinese Art - Çin Sanatı” 1906. Victoria and Albert

Museum Art Handbook, His Majesty's Stationery Office,

London.

BUSHELL S. W, “Chinese Pottery and Porcelain- Çin Demlik ve Porselenleri”

1977. Oxford University Press, Kuala Lumpur.

CARSWELL John “Blue and White - Mavi ve Beyaz” 1985. Chichago, “Çin

Seramikleri Sadberk Hanım Müzesi Koleksiyonu” 1995,

İstanbul.

COOPER Emmanuel, “Ten thousand years of pottery - Çömlekçiliğin 100 yılı”

2000. Pensilvanya Üniversitesi Yayını, 4. Baskı, s. 86–88.

ÇAĞMAN Filiz, “Osmanlı sanatında başlıca üslup ve bezeme

motifleri”,1983. Anadolu Medeniyetleri 3. cilt, Avrupa

Konseyi, 18. Avrupa Sanat Sergisi.

ÇORUM, Bengi, “1974 Yılında Bursa Müzesi tarafından müsadere edilen

İznik seramikleri”, 1976. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat

Fakültesi, Sanat Tarihi Yıllığı, Sayı VI, s. 279, Edebiyat

Fakültesi Matbaası, İstanbul.

DE BOULAY Anthony, “Chinese Porcelain - Çin Porseleni” 1973. Octopus Books,

London.

DETROIT Sanat Enstitüsü "Islamic Art - İslam Sanatı” online, Internet, 21

Ekim1998.

ERBAHAR Nurdan, “Çin Porselenleri” 1984. İstanbul.

ERDOĞDU Ayşe “Mavi- Beyaz Çin Porselenleri” 1999, P Dergisi sayı:14 s

56-66. “Chinese Porcelains - Çin Porselenleri” Eylül-Ekim

2001. Arts of Asia Dergisi, sayı 31 Hong Kong, s.88-100.

ERDOĞDU Ayşe, “Çin Porselenlerinin Osmanlı Günlük Yaşamındaki Yeri”,2001.

İstanbul‟daki Çin Hazinesi, İstanbul, s.102-129.

FEBERVARI Gesa, “Ceramics of the Islamic World - İslam Dünyası Seramikleri”

2000. Rajab Müzesi, I.B.Tauris Publishers, s.23-24-25.

London / New York.

FEBERVARI Gesa, “Cited in Febervari Gesa - Gesa‟nın Şehirleri” 2000. s.96

London.

Page 212: çin porselen sanatı

190

GAO Lian, “The Tsun Sheng Pa Chien” 1591 by Kao Lien, Arthur

Waley, Yearbook of Oriental Art and Culture, 1, s. 86. 1924-

25.

GEORGE T, “Mamluk Pottery; More Evidence from Fustat -Memlük

Çömlekleri; Fustat‟daki diğer kanıtlar” 1984. Scanlon.

GLANDALE COMMUNĠTY COLLEGE ARTİCLES, “History of world of

ceramics - Dünya Seramik Tarihi Makalesi”

HE Li, “Chinese Ceramics - Çin Seramikleri” 1996. The New

Standard Guide. Thames and Hudson, London.

HERBERT Read, “Sanatın Anlamı” 1974. Türkiye İş Bankası, İstanbul.

HILDBURGH Walter Leo, “Medieval Spanish enamels and their relation to the

origin and the development of copper champlevé enamels of

the twelfth and thirteenth centuries - 12. ve 13. yüzyıllarada

Orta Dönem İspanya Porselenleri ve bakır yüzeyler

üzerindeki gelişiminin orjiniyle olan ilişkisi” 1936. London,

Oxford Üniversitesi yayını.

HOWARD David “China for the West: Chinese Porcelain and other Decorative Arts

for Export - Batı‟daki Çin: İthal Çin Porselenleri ve Diğer

Süsleme Sanatları” 1978.London and New York.

JUAN Raby, “İznik The Pottery of Otoman - Osmanlı İznik Porselenleri”

1989. Türkiye.

ĠLGĠ DERGĠSĠ, “Milletlerin ve Dinlerin Ortak Mirası Buhurdanlar” 1987. Sayı: 51,

s.33-35, İstanbul.

KARAKAġLI Semra, KÜÇÜKERMAN Önder, BAYRAKTAR Nedret, “Milli

Saraylar Koleksiyonunda Yıldız Porselenleri”, 1998. s 38,

TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı yayını, İstanbul.

KRAHL Regina “Chinese Ceramics in the Topkapı Saray Museum - Topkapı

Sarayı Çin Seramikleri” 1986. 3 Cilt Sotheby‟s Londra.

KÜÇÜKERMAN Önder. “Dünya Saraylarında Prestij Teknolojisi, Porselen Sanatı

ve Yıldız Fabrikası” 1987. Sümerbank Genel Müdürlüğü

yayını, İstanbul. “Yıldız Sarayındaki Çini Fabrikası ve Milli

Saraylardaki Yıldız Porselenleri Koleksiyonu”, 1987,

TBMM Dergisi, Ankara. “Sanayi Devrimi‟nin İstanbul‟daki

Renkli Bir Mirası Olarak “Yıldız Çini Fabrika-i Hümayunu”

ve Sekiz Ünlü Sanatçı” 1995. İstanbul.

LANE A, “Early Islamic Pottery - İslam Porselenleri” 1947. Faber and

Faber, London.

LUTTER John, “ The brillance of Islam - İslamın Parlaklığı” 1974. Saudi

Aramco World, 14 -17 Temmuz/Ağustos.

Page 213: çin porselen sanatı

191

MARCHANT & SON, Exhibition of 17th C Blue & White & Copper Red, 1997,

No. 4; Private Collection,( Marchant & Son Sergisi, 17.

Yüzyıl Mavi-Beyaz ve Bakır ) Özel Koleksiyon No. 4.

MOWRY Robert, “The Chinese scholar's studio - Çinli Alimler Çalışması”

1987. s. 164 New York: Thames and Hudson.

MOWRY Robert, “Artistic Life in the Late Ming period - Ming Dönemi

Sanatsal Yaşamı” 1987. s.164-166. New York: Thames and

Hudson.

ÖNEY Gönül, “Turkish period, Çanakkale ceramics - Türk Devri Çanakkale Seramikleri” 1971. Ankara.

PASĠNLĠ Alpay, “Türk Çini ve Seramikleri”,1991. Çinili Köşk, İstanbul.

PERPETUAL Glory, “Medieval Islamic Ceramics - Orta Dönem İslam

Seramikleri” Mart-Ekim2007. Harvey B. Plotnick Collection

s.10-17. Chicago Sanat Enstitüsü.

RINALDI Maura, “Kraak Porcelain: A Moment in the History of Trade -Kraak

Porselenleri; Ticaret Tarihi” 1989.London.

SÜMERBANK , Yıldız Porselen ve Çini Sanayi Müessesesi broşürü

(tarihsiz).

TAġÇI Hazma, “Topkapı Sarayı‟nın Eser-i İstanbul Damgalı Porselenleri”

Topkapı Sarayı Müzesi Uzmanı.

THE BRITISH MUSEUM “Qingbai wine ewer and basin – Qingbai şarap, ibrik ve

havza”

WATSON O, “Persian Lustre Ware - Fars Cilalı Çömlekleri” 1985. s.32.

London.

WATT James C.Y, “Antiquarianism and Naturalism - Antkiacılık ve Doğallık”

1988. s. 243-244-246.

WAYNE Bates, “A Guide to Sgraffito - Kazıma Tekniği Rehberi” “Pottery

Making İllustrated – Örneklemelerle Çömlek Yapımı” Ocak/

Şubat 2007. s.24.

YILDIZ Çini Fabrikası, Makale- 197, 1945. s161-162, İstanbul.

Page 214: çin porselen sanatı

192

RESĠM ĠNDEX

1. Yeşil saplı sırlanmış sulu yemeklerin dağıtımında kullanılan kepçe şeklinde Han

Hanedanlığı çömleği ve Han Hanedanlığı tahtadan pirinç el değirmeni.

2. Tang Hanedanlığı tek renkli süslemeli yeşil ve kırmızı minyatür kase.

3. Tang Hanedanlığı Sancai ( üç renkli) süslemeli yeşil at. Shang hai Müzesi

4. Jian çay kasesi Song Hanedanlığu (960–1279); Metropolitan Museum Of Art

5. Beş Yixing kil demlikler – sitillerdeki farklılıkları gösteriyor.

6. Aynı döneme ait mavi tenmoku sırlamalı sake kasesi by Kamada Kouji.

7. Song Hanedanlığı oyma dizaynlı Beyaz sırlamalı Ding kasesi (11-12 yüzyıl);

Porcelain, Musée Guimet 2418

8. Ru Ware kase atlğı, 12.yüzyıl; Parlak mavimsi -yeşil sırlamalı, sarımtırak bej

renkli, bakır kenarlı çömlek; London, Victoria and Albert Museum

9. Ru Ware kase atlığı, çatlakların detay görüntüsü; V&A FE.1-1970

10. Kuzey Song Dönemi turkuaz-mor sırlamalı Jun porseleni (960-1127);

Stoneware; Asian Art Museum, San Francisco.

11. Song Hanedanlığı dönemi “ocağa girerken tek renk ocaktan çıkarken rengarenk”

olan Jun porselenleri.

12. Beyaz içinde kırmızı olarak görülen renkli sırlama tekniği.

13. China Jingdezhen Jiangxi ili Guan porselenleri Asian Art Museum, San

Francisco

14. Mantar şeklinde mürekkep paleti ve altı adet çıkıntılı kenarı olan Guan

porseleni; Stoneware; Asian Art Museum, San Francisco.

15. Song Dönemi Ge Porseleni “ayak yıkama kabı”.

16. Ge porselenleri “kırmızı mücevher kutusu".

17. Guan porselenleri ile benzerlikler gösteren grimsi sırlı Ge porselen kase.

Page 215: çin porselen sanatı

193

18. Yuan Hanedanlığı dönemi Qingbai(mavi-beyaz) kasesi.

19. Çiçek madalyonlarıyla süslenmiş Qingbai porselen kutu.

20. Ming Hanedanlığı ejderha figürlü mavi-beyaz porselen tabak.

21. Ming dönemi porselen kase Ming Habedanlığı (1368–1644)

22. Ming dönemi porselen sunum tabağı, Ming Habedanlığı (1368–1644)

23. Qing Hanedanlığı İmparator Kangxi dönemi yoğun mavi tonlu tabak ve kase

(1644-1680)

24. Kangxi dönemi mavi- beyaz çay kutusu (1662-1722)

25. Ming Hanedanlığı Jiajing dönemi porselen (1521-1567) kapaklı yeşil üzerine

sarı ve sarı üzerine kırmızı küpler.

26. "Söğüt modeli" mavi-beyaz olarak süslenmiş çok nadir bulunan sıcak su tabağı.

27. 18. yüzyıl Qing Hanedanlığı tek renkli sırlanmış patlıcan moru renginde tütsü

yakma kabı.

28. Qianlong dönemi (1736-95) Famille-rose türü tabak.

29. Famille Rose kapaklı çorba kasesi.

30. Qianlong dönemi(1736-95)Kuşlar ve çiçeklerle süslenmiş mineli Fencai gece

kulübü kasesi.

31. Çin famille-verte türü, mavi yeşil mine (emaye) ve kırmızı demirle süslenmiş

kase ve tabak Kangxi (1662-1722)

32. Çin famille-verte türü çocuk figürü Kangxi (1662-1722)

33. Çin Famille rose türü tütün yaprağı şeklinde sos servisi yapılan kase Qianlong

(1736-1795)

34. Famille Verte mineleriyle(emaye) işlenmiş sürahi, Kangxi dönemi (1662-1722)

35. 1710-1730 yıllarına tarihlenen Qing Hanedanlığı‟na ait, şakayık, krizantem ve

anka kuşu betimlemeli Çin İmarisi kavanoz.

36. 1700-1740 yılarına tarihlenen ortasında vazo içinde çiçekler, kenarında beyaz

zeminli dilimli üç pafta içinde kuşlar ve bitkilerle süslenmiş Japon İmarisi tabak.

Page 216: çin porselen sanatı

194

37. Kangxi dönemi mavi-beyaz kobalt süslemeleri.

38. Qing Hanedanlığı Qianlong dönemi kahverengi taban mühürlü kulplu sürahi.

39. Qing Hanedanlığı 19. yüzyıl yoğun süslemeli ve gösterişli geniş tabak.

40. Qing Hanedanlığı Guangxu dönemi ve erken Cumhuriyet dönem arasında yer

alan “Beijing” vazo.

41. Gemilerde bulunan süsleme örneklerinin zaman içindeki gelişiminin gösterildiği

grafik çizimler.

42. Gemilerde bulunan küp ve tabaklardaki süsleme örneklerinin zaman içindeki

gelişiminin gösterildiği resimler.

43. Sergilerde gösterilen türlere örnekler.

44. Özel yapım gemilerin grafik olarak iç dizaynı.

45. Çin‟den yurtdışındaki hükümdarlara dostluk ve barış adına gönderilen hediyeler.

46. Geçiş Dönemi‟ne ürünlerine ait motifler.

47. Mavi- beyaz lale şeklinde vazo. İstanbul‟daki Çin Hazinesi, T.C. Dışişleri

Bakanlığı 2001yayınları, Yakın ve Ortadoğu‟ya ihraç edilen Çin Seramikleri,

Hwee Lie Biehaut, s. 81

48. Qing Hanedanlığı Qianlong dönemi İsveç soylu ailesi Grill için yapılmış armalı

İhraç Porselen (1736-1795 )

49. Qing Hanedanlığı Yongzheng dönemi armalı düz tabak (1723-1735)

50. Mavi-beyaz geniş kenarlı, uzun yuvarlak ayaklı, Kinrande sitili sefer tası.

51. 12. ve 13. yüzyıl avcı desenli yeşil kap.

52. Şeffaf sırla sırlanmış kazıma yöntemiyle içine büyük bitki desenleri işlenmiş sarı

cilalı büyük tabak.

53. İran beyaz porseleni.

54. Selçuklu döneminde üretilen kelebek figürlü Mina‟l çömleği.

55. Bütün tabağı çevreleyen balık figürlü kahverengi Amol çömleği.

56. Çok renkli Garbi çömleği.

Page 217: çin porselen sanatı

195

57. Mısır‟da mavi ve siyah alt sırlamanın kullanılarak yapılmış kase.

58. 20. yüzyıl başlarında kuzey Ürdün‟de su ve zeytinyağı saklanan kap örnekleri.

59. 14. yüzyılda Sırlamanın altına kabartma kalıplar atılarak yapılan kase örneği.

60. Kille sırlanmış Kubachi tarzı tabak.

61. Suriye atlısının pipo içerken görüntüsü.

62. İran‟da yer alan 8. İmam Ali Er Rıza camisi.

63. 15 yüzyıl sgraffito tekniği ile yapılmış kırmızı çömlekler ve işlemelerde kazıma

detayı.

64. Bakır plaka üzerine Champlevé tekniği, (1554) V&A Museum no. 4358-1857.

65. 13. yüzyıl İran Aghkand çömleği.

66. Ata binen okçu figürlü Memlük kasesi. (1250-1517)

67. 13. yüzyıl başlarında, mavi – siyah şeffaf sırla sırlanmış cam görünümlü kase.

68. Iran, Kashan; Eski İngiliz yapımı sır altı teknikle işlenmiş porselen tabak.

69. 12.-13. yüzyıl Anadolu Selçuklu dönemi sırlı seramik kase Karatay Müzesi,

Konya.

70. Selçuklu tek renkli sır tekniği ile yapılmış çift başlı kartal rölyefi.

71. Selçuklu devri çok renkli slip tekniği ile yapılmış tabak ve sürahi.

72. Selçuklu Min‟al tekniği ile yapılmış rölyef.

73. Selçuklu Dönemi Perdah Tekniği ile yapılmış süsleme.

74. Kazıma tekniğinde yapılmış kırmızı astarlı perdahlı kobalt ve firuze renkli sırlı

seramik. (Kars Müzesi)

75. Selçuklu sır altı tekniği ile yapılmış yıldız şekilli rölyef Kubad-abad Sarayı.

76. Selçuklu Dönemi sıratlı Lüster tekniği ile işlenmiş Şamdan ve Sürahi.

77. Selçuklu dönemi bordürlerinde kullanılan Kufi yazı örnekleri.

78. Selçuklu dönemi desensiz ve sırsız tuğlalardan yapılmış cami minaresi.

79. Değişik desenler yaratmak için kullanılmış mangon moru, kobalt mavisi ve

firuze yeşili mozaikler.

Page 218: çin porselen sanatı

196

80. Kubadabad mistik figürlerini gösteren figüratif çini.

81. Kubadabad saray kazılarında çıkan çini; "oturan Türk prensi" pozunu gösteriyor.

82. Ani kazısında bulunan sekiz kollu yıldız biçimli bir çiniye ait parçadır. Çarşı

kazısı sırasında bir küpün içerisinde tam olarak ele geçirilen sekiz kollu yıldız

biçimli çininin kenarlarında ince şerit hâlinde nesih hat ile Farsça bir beyit yer

almaktadır.

83. 19. Yüzyıl Ağız kısmının iki yanında kabartma (barbutin tekniği) rozetler yer

alan, arka üçgen şeklinde doldurma delikli. Gövdenin ön kısmında ve boynunda

yine kabartma renkli çiçek figürü yer alan testi.

84. Firuze, mavi, yeşil, mercan kırmızısı, açık lacivert ve beyaz renklerin egemen

olduğu “Hayat Ağacı” adlı pano.

85. 14. Yüzyıl Yuan Hanedanlığı; Ortasında bulut motifleri arasında bir ejder

kenarında lotus bordürü ağızda ise dalga motifleriyle bezeli mavi beyaz tabak.

86. Osmanlı İznik porseleni Ortasında lotus motifleri, kenarlarında ise dalga

motifleri bulunmaktadır.

87. Cuerda seda tekniğiyle (mozaik) yapılan ve genellikle doğanın ve botanik

bahçelerinin resmedildiği duvar panoları.

88. Yuan özelliği taşıyan mavi beyaz karşıtlığının kullanıldığı, mavi kartuş içinde

beyaz kufi yazılı ve beyaz kartuş içinde mavi çiçek desenlerinin kullanıldığı

tabak örnekleri.

89. Bursa camisi altıgen çinileri çevreleyen cuerda seda tekniği ile (mozaik)

yapılmış pano.

90. Baklava şeması içinde çintemani desenli çini karo, Musee National de la

Ceramique, Paris.

91. Topkapı Sarayı Sünnet Odası cephesinde 'bahar dalı' deseninde çini pano.

92. 16. yüzyıl beyaz zemin üzerine lale, karanfil, sümbül motifli ortasında Osmanlı

Tuğrası olan pano.

Page 219: çin porselen sanatı

197

93. 15. yüzyıl mavi-beyaz porseleninde görülen Çin‟e özgü en popüler üzüm salkımı

motifi.

94. Ming dönemi, ortasında üç üzüm salkımı kenarında değişik çiçeklerden oluşan

tabak ve benzer desenli İznik duvar panosu.

95. Çalılıklardan çıkan zengin lale ve diğer Türk çiçeklerini betimleyen İznik

porseleni tabak.

96. 15. Yüzyıl Mavi-beyaz vazo, Qianlong dönemi çiçek desenleriyle süslenmiş.

97. Mavi-Beyaz İznik düz tabak ve gemi tasvirli gülabdan. (Victoria&Albert

Müzesi, Londra/ Duca die Martina Müzesi, Napoli)

98. Osmanlı dönemi Rumi porseleni, astarlı zemin üzerine sıratlı bezeme Louvre

Müzesi, İslam Sanatı Bölümü, Dekoratif Sanatlar Müzesi.

99. Milet işi seramik örnekleri.

100. Mavi Beyaz içi Haliç işi dolgulu tabak; Çini bulutları ile merkezi

kompozisyon, Çin bulutlu ve lotus kenarlı.

101. 17. yüzyıl Osmanlı çinicilik sanatında mavi–beyaz çinilerde çok ince kıvrık

dallar, bunlar üzerinde hataîler ve küçük çiçekler. Haliç işi.

102. İlk kez Osmanlılar tarafından 15. ve 16. yüzyıllarda kullanılan bölmeli renkli

sır tekniğine örnek.

103. Beşinci ve son devir olan İznik seramiklerinde kullanılan serbest fırça

süslemeli kapaklı ibrik örnekleri.

104. Kütahya Porselen Örnekleri.

105. Çanakkale Porselen Örnekleri.

106. Beykoz Porselen Örnekleri.

107. Eser-i İstanbul Porselen Örnekleri.

108. “Yıldız Fabrikay-i Hümayun” ürünlerinde bulunan ablem, imza ve

açıklamalardan örnekler.

109. 19. Yüzyıl Osmanlı döneminde yapılan Serves Porselen örnekleri.

Page 220: çin porselen sanatı

198

110. Yıldız porselen vazo Sultan II. Abdülhamid‟in kızı Naile Sultan‟a düğün

hediyesi olarak verdiği vazo daha sonra Sıdıka ve Vehbi Bilimer tarafından 1955

yılında Naile Sultan köşkünde düzenlenen bir müzayededen satın alınmış.

Üzerindeki resimleri Mardinos usta tarafından yapılan vazonun çifti de

bulunuyor.

111. H.1312 sene 14 imalat damgalı (1910). Mısır pazarı için özel imalat. Ön

yüzündeki madalyonda “Çoban ve İnekler” konulu oryantal resim çalışması

bulunuyor.

112. Yıldız porselen vazo. H.1312 sene 14 imalat damgalı (1908). Gövdesinde

Fransız usta A. Nicot tarafından yapılmış peyzaj yer alıyor.

113. Oryantal motifli “Harem” ve “İmparatorun” gözdesi isimli porselen levhalar.

114. Qing Hanedanlığı Kangxi dönemi, leğen ve ibrik takımı, 17. yüzyıl sonu 18.

yüzyıl başı. İçlerinde çiçek demetleri olan dilimli madalyonlarla süslenmiştir.

Metal kısımları 17. yüzyıl Osmanlı eklentisidir.

115. 16 yüzyıl Mavi Beyaz Ming Porseleni, yaldızlı gümüş kapak ve emzikler

aynı yüzyılda Osmanlılar tarafından eklenmiş.

116. 17. Yüzyıl ortaları Ming –Qing Hanedanlığı Mavi-beyaz ibrik, Geçiş dönemi

ürünüdür. Sincap ve üzümlerle bezelidir. Gümüş kapak 19. Yüzyıl Osmanlı

eklentisidir.

117. 14. Yüzyıl Yuan Hanedanlığı Seladon matara, bir yüzünde bulutlar arasında

uçan bir turna, diğer yüzünde dalgalar içinde bir kayık resmedilmiştir. Gümüş

kapak emzik ve zincirleri 17.yüzyıl Osmanlı eklentisidir.

118. 13.yüzyıl sonu 14.yüzyıl başı Yuan Hanedanlığı Seladon vazo, kulpları ejder

başı kabartmalıdır. Kapağı ve dibindeki halka 19.yüzyıl Osmanlı eklentisidir.

119. 20.yüzyıl ortalarına tarihlenen yekpare ametist, altın ve inci ile oluşturulmuş

murassa sepet. 18 ayar altın. Oval formlu ametist gövdeli.

Page 221: çin porselen sanatı

199

120. Mavi Beyaz Ming Porseleni Kâse, ajurlu yaldızlı gümüş kapak 17. Yüzyılda

eklenerek buhurdanlık olarak kullanılmış.

121. Osmanlı pazarı için özel olarak üretilmiş, yuvarlak kaide üzerinde armudi

gövdeli ve 26 cm yüksekliğindeki porselen gülabdanın boyun kısmi gümüş

geçmelidir. Beyaz zemin üstüne sır altı turuncu, sarı ve sır üstü kahverengi

çiçekler işlenmiş olup 19. Yüzyıl ürünüdür.

122. Levni tarafından resimlenen Surname-i Vehbi minyatürlü el yazmasından iki

sahne.

Page 222: çin porselen sanatı

200

ĠNTERNET ADRESLERĠ

http://aycaereninsanatatolyesi.com

http://aycaereninsanatatolyesi.com

http://aycaereninsanatatolyesi.com.

http://en.wikipedia.org/wiki/Islamic_pottery/

http://kitap.hakikatkitabevi.com

http://seco.glendale.edu/ceramics/songgebowl.html

http://seco.glendale.edu/ceramics/songgebowl.html

http://www.antikalar.com

http://www.artfinding.com/Artwork/Food-Containers/Assiette-Kubachi-

İran/3344.html

http://www.artic.edu/aic/exhibitions/plotnick/overview.html

http://www.asianartmall.com

http://www.boltonmedia/international/porcelain

http://www.bursakentmuzesi.gov.tr/muze/index.php

http://www.ccds.charlotte.nc.us/History/MidEast

http://www.chinatoday.com.cn

http://www.chinesecultureonline.com

http://www.davidmus.dk/en/collections/islamic/dynasties/seljuks

http://www.davidmus.dk/en/collections/islamic/dynasties/seljuks

http://www.digitalegypt.ucl.ac.uk/pottery/islamic.html

http://www.esrnet.org/csrnet/china

http://www.gotheborg.com

Page 223: çin porselen sanatı

201

http://www.islamicarchitecture.org/art/islamic-pottery.html

http://www.kultur.gov.tr

http://www.maritimeasia.ws/exhib01/pages/p007.009.010.html

http://www.maritimeasia.ws/turiang/imagearchive.html

http://www.members.aol.com/teachernet/ancientchina.html

http://www.mikalina.com/ceramics

http://www.orientique.com/content.htm

http://www.osmalisanati.com

http://www.saudiaramcoworld.com/issue/the.potters.of.islam.htm

http://www.theottomans.org

http://www.travelchinaguide.com/intro/arts/porcelain

http://www.trmkt.com/sgraf.html

http://www.vkrp.org/studies/archaeological/pottery-islamic-period

http://www.vkrp.org/studies/historical/islamic-period

http://www.worldofstock.com/closeups/PHI2560.php

www.adil-can.com/index.asp?PageID=29

www.adil-can.com/index.asp?PageID=29

www.chinaantiquary.com