bertrand russell - felsefe sorunları

Upload: vatan-emek

Post on 12-Jul-2015

403 views

Category:

Documents


41 download

TRANSCRIPT

BERTRAND RUSSELL FELSEFE SORUNLARI Kabalc Yaynevi

BERTRAND RUSSELLFELSEFE SORUNLARI

Ingilizceden eviren: Vehbi Hackadirolu

k

KABALCI

KABALCI YAYINEV 48 Felsefe Dizisi 11 FELSEFE SORUNLARI Benrand Russell zgn ad: The Problems of Philosophy, (1911) / Betrand Russell ngilizceden eviren: Vehbi Hackadirolu Bu evirinin tm yayn haklar Kabalc Yaynevi'ne aittir. Birinci Basm: Felsefe Meseleleri, 1934 ikinci Basm: Alaz Yaynlar, 1980 nc Basm: Kabalc Yaynevi, 1994 ISBN 975 - 7942 - 06 - 5 Yayn Ynetmeni: Vedat orlu Dizgi: Beyhan Ajans Kapak Resmi: Lyonel Feininger'in, Market Church in Halle ( 1929) adl tablosundan ayrnt Kapak Tasarm: Vedat orlu Kapak Reprodksiyonu: Banu Kutun Dzelti: Sreyyya Evren Bask: Yaylack Matbaas Cilt :Aziz-Kan Mcellithanesi KABALCI YAYINEV Bamusahip Sokak Tala Han No. 16/5 Cagalolu 34410 STANBUL Tel: (0212) 526 85 86 - 522 63 05 Fax: (0212) 526 84 95

NDEKLERNSZ I. GRN VE GEREK II. ZDEIN VAROLUU III. ZDEIN DOASI IV. DEALZM : V. TANIMA YOLUYLA BLG VE BETMLEME YOLUYLA BLG VI. TMEVARIM ZERNE VII. GENEL LKELER ZERNE BLGMZ KONUSU VIII. A PRIORI BlLGl NASIL OLABLYOR' IX. TMELLER DNYASI X. TMELLER BLGMZ ZERNE XI. SEZGSEL BLG ZERNE XII. DORULUK VE YANLILIK XIII. BLG, YANLI, OLASILIKLI SANI XIV. FELSEF BLGNN SINIRLARI XV. FELSEFENN DEER i 9 17 25 33 40 51 59 68 75 83 90 96 105 113 122

NSZBu kitapta kendimi felsefnin, zerinde olumlu ve yapc bir ey sylenebilecek balca sorunlanyla snrladm, nk yalnzca olumsuz eletiricilik yersiz grnecekti. Bu sebeple bu kitapta, bilgi kuram metafizikten daha geni yer tutuyor ve filozoflarca ok tartlan kimi konular, ele alnmlarsa bile, ok ksa geilmilerdir. G. E. Moore ve J. M. Keynes'in yaymlanmam yazlanndan deerli yardmlar saladm: birincisinden, duyu-verileri ile fiziksel nesneler ilikisi; ikincisinden de olaslk ve tmevanm konulannda. Aynca Profesr Gilbert Murray'in eletirilerinden ve dncelerinden de ok yararlandm. 1912 Onyedinci basm iin uyar: Kitabn baz yerlerindeki kimi nerilerle ilgili olarak, bu kitabn, 1912 balarnda, in henz bir imparatorluk iken yazldnn ve o gnlere gre son Babakann (ngiliz) adnn B ile baladnn belirtilmesi uygun olur. 1943

I GRN VE GEREK Dnyada mantkl dnen hi kimsenin phe duymayaca kadar kesin dorulukta bir bilgi var mdr? ilk bakta pek de zor grnmeyen bu soru, gerekte, sorulabilecek en zor sorulardan biridir. Kaamaksz ve inanlr bir yantn yoluna kan engelleri saptadmz anda felsefe almalarna iyice girmi oluruz nk felsefe byle en u sorulan yantlama giriiminden baka bir ey deildir ve bunu bizim gnlk yaamda, hatta bilimde yaptmz gibi gelii gzel ve dogmatik biimde deil, eletirici bir grle, bu tr sorular zlmez yapan her eyi akladktan ve bizim sradan dncelerimizin altnda yatan belirsizlik ve kankl saptadktan sonra yapar. Gnlk yaamda doru diye kabul ettiimiz birok eyler, daha yakndan bakldnda ylesine gze arpar elikilerle doludur ki, gerekte inanmamz gereken eyin ne olduunu ancak bir yn dnceler sonunda renebiliriz. Kesin bilgiyi ararken elimizdeki deneylerle ie balamamz doaldr, ve kukusuz, bir anlamda bilginin onlardan tremesi gerekir. Fakat dolaysz deneylerimizin bize verdii bilginin ne olduunu belirten her yargnn yanl olmas ok olasdr. Bana u anda bir iskemle zerinde, stnde kt yapraklan bulunan bir masa banda oturuyormuum gibi gelir. Bam eviijdiimde pencereden, yaplar, bulutlar ve gnei grrm. nanyorum ki, gne dnyadan doksan milyon mil kadar uzaktadr;

10

FELSEFE SORUNLARI

dnyadan kat kat byk, scak bir kredir; dnyann dn dolaysyla her sabah doar ve gelecekte de snrsz bir zaman boyunca bunu srdrecektir. Yine inanyorum ki, baka bir normal kimse odama girse, ayn iskemleleri, masalan, ktlan ve kitaplar benim grdm gibi o da grecektir ve grdm masa, koluma kar direncini duyduum masann ayndr. Btn bunlar, benim bir ey bilip bilmediimi soran kimseye yant olarak sylenmiyorsa, sylemeye demeyecek kadar akm gibi grnr. Nedir ki, btn bunlardan hakl olarak phelenilebilir ve btn bunlar, tmyle doru biimde nerildiklerine inanlmadan nce ok zenli tartmalan gerektirir. Glkleri aa karmak iin dikkatimizi masa zerinde toplayalm. Gze grn dikdrtgen, kahverengi ve parlaktr, dokunulduunda prtksz, souk ve katdr, tklattmda tahta sesi verir. Masay gren, duyan ve iiten herkes bu betimlemeye katlr, yle ki, bir glk kmayacakm gibi grnr; fakat daha kesin olmaya giriir girimez skntlar da balar. Masann "gerekten" tmyle ayn renkte olduuna inanm olmama karm, yanstan blmler tekilerden daha parlak grnr, kimi blmlerse yansyan k yznden ak grnr. Bilirim ki yer deitirdiimde yanstan blmler deiecek ve masa zerindeki renk dalm baka trl olacak. Buna gre, birok kii ayn anda masaya baksalar, bunlardan herhangi ikisi, bsbtn ayn olan bir renk dalm gremeyecek, nk herhangi iki kii masay ayn bak asndan gremez ve bak asndaki her deime n yansma biiminde bir deime yapar. Uygulamadaki birok amalar bakmndan bu ayrmlar nemsizdir, fakat ressam iin ok nemlidir: ressam, nesnelerin saduyunun "gerekten" yle dedii renklerde olduunu kabul etmek alkanlndan kurtulmal, ve onlan olduklan gibi grme alkanln edinmelidir. Burada, felsefede en ok

GRN VE GEREK

11

sknt douran ayrlmalardan birinin balangcna varm oluyoaz "grn" ile "gerek" arasndaki, nesnelerin nasl grndkleriyle ne olduklan arasndaki ayrlma. Ressam nesnelerin nasl grndn, i gren adamla filozof onlann ne olduunu bilmek ister, fakat filozofun buradaki istei i gren adamnkinden daha gldr ve filozof, sorular yantlamann glklerini bilmesi yznden daha skntl durumdadr. Masaya dnelim. Anladmza gre masann ya da hatta masann bir blmnn rengi olmak bakmndan stn grnen bir renk yoktur, bunun, ayn bak alarna gre ayr renkler olduu grlr ve bu renklerden kimilerine, tekilere gre masann daha gerek rengiymi gibi bakmak iin bir sebep yoktur. Ve biliyoruz ki belli bir noktadan bakldnda bile, yapay kta, ya da renk-kr olan birine, ya da mavi gzlk takan birine, renk baka grnecek, aynca karanlkta, dokunma ve iitme bakmndan bir ayrlk olmamasna karn hi renk grlmeyecek. Bu renk masann doasnda bulunan bir ey deil, masaya, ona bakana, masa zerine den a bal bir eydir. Biz gnlk yaamda masann renginden szettiimizde, herhangi bir bak asndan, genel aydnlanma koullan altnda normal bir kimseye grnen renk demek isteriz. Fakat baka koullar altnda grlen teki renklerin de gerek olarak kabul edilmeye onun kadar hakk vardr: bu yzden, yan tutmu olmamak iin, masann kendiliinin herhangi bir rengi olduuna, kar kmamz gerekir. Doku bakmndan da ayn ey sylenebilir. Yaln gzle damarl, fakat baka ynden, prtksz ve dz grnr. Bir mikroskopla bakarsak prtkler, tepe ve koyaklar, ve yaln gzn seemedii trden bir sr ayrm grlr. Bunlardan hangisi "gerek" masadr? Doal olarak, mikroskopla grnenin daha gerek olduunu sylemek eilimindeyizdir, fakat daha gl bir mikroskop altnda bu da deiebilir. Bu durumda, yaln gzle grdmze gvenemezsek, mikroskop-

12

FELSEFE SORUNLARI

la grdmze nasl gvenelim? Bylece balangta duyulannza gsterdiimiz gveni yitirmeye balam oluyoruz. Masann kl bakmndan da durum daha iyi deil. Hepimiz nesnelerin "gerek" kl zerine yarg vermeye almz, ve bunu ylesine dnmeden yapanz ki, edimsel olarak gerek klklan grmeye baladmz sannz. Fakat uygulamada, eer resim yapmak istersek hepimizin renmesi gerektii gibi, belli bir ey, her bak asndan baka baka klklarda grnr. Eer masamz "gerekten" dikdrtgen ise, hemen her bak noktasndan, iki as dar a, ikisi de geni aym gibi grnr. Karlkl kenarlar koutsa bunlar, bakan kiiden uzakta bir noktada birleiyorlarm gibi grnr: uzunluklar eitse, yakn olan daha uzun grnr. Btn bunlar genellikle masaya bakarken gze arpmaz, nk deney bize, grnen klktan gerek kl karmay retmitir ve i gren kiiler olarak bizi ilgilendiren "gerek" klktr. Fakat gerek klk bizim grdmz deil, ondan kanmla bulduumuz klktr. Ve odada yer deitirdike grdmz eyin kl srekli deiir ; demek burada da duyular bize, masann kendisi zerine doruyu deil de, yalnzca masann grn zerine olan doruyu veriyor. Dokunma duyusunu ele aldmzda da benzer glkler ortaya kar. Masann bize her zaman bir katlk duyumu verdii dorudur, onun basnca direndiini duyarz. Fakat elde ettiimiz duyum, masaya ne kadar sert bastrdmza ve bedenimizin hangi blmyle bastrdmza baldr; bu durumda, trl basnlara ya da bedenin trl blmlerine bal olan trl duyumlann, masann herhangi bir zelliini dorud a n belirttii kabul edilemez, bunlar olsa olsa, belki duyumlarn n e d e n i olan, fakat bu duyumlardan hibirinde bulunmayan bir zelliin belirtileri olabilir. Ayn eyler, masay tklatarak elde edilen sese, daha belirgin biimde uygulanabilir.

GRN VE GEREK

13

Bylece, eer gerek masa diye bir ey varsa onun, grme, dokunma ya da'iitme yoluyla bizim dolaysz (immediate) deneyimize giren ey olmad aa km oluyor. Gerek masa, eer byle bir ey varsa, hibir zaman bizim dolaysz olarak bilebileceimiz bir ey deil, dolaysz bilinenden yaplan bir kanm olmaldr. Buradan, ok zor iki soru birden doar; yani (1) gerek masa diye bir ey var mdr?, (2) varsa ne gibi bir ey olabilir? ! Bu sorulann incelenmesinde anlamlan belirli ve ak birka terim bize yararl olacak. Renkler, sesler, kokular, katlklar," przllkler v.b. gibi, duyumla dolaysz olarak bilinen eylere duyu-verileri (sense-data) adn verelim. Bunlann dolaysz olarak aynmna varma (farketme) deneyine "duyum" adn vereceiz. Bylece, ne zaman bir renk grrsek bir renk duyumu elde ederiz, fakat rengin kendisi duyum deil duyuverisidir. Renk, dolaysz olarak ayrmna vardmz eydir, bu aynmna varmann kendisi ise duyumdur. Aktr ki, masa zerine bir ey bilecek durumdaysak bu, birletirdiimiz duyu-verileri kahverengi, dikdrtgen klk, przszlk v.b. araclyla olmal; fakat sylediimiz sebepler yznden, masann duyu-verileri olduunu ya da hatta duyu-verilerinin, masann dolaysz zellikleri olduunu syleyemeyiz. Bylece, masa diye bir ey olduunu kabul ettiimizde, duyu-verilerinin gerek masayla ilikileri diye bir sorun domu olur. Gerek masaya, eer varsa, bir "fiziksel nesne" diyeceiz. imdi zerinde dneceimiz ey duyu-verileriyle fiziksel nesnelerin ilikisidir. Btn fiziksel nesnelerin hepsine "zdek" diyoruz. Bylece, iki sorumuz, yeniden yle dzenlenebilir: (1) zdek diye bir ey var mdr, (2) Varsa bunun doas nedir? Duyularmzn dolaysz nesnelerinin bizden bamsz olarak varolamazlar gibi bakmamza ilikin sebepleri nemle ilk ortaya atan filozof Berkeley'dir. (1685-1753) Onun "pheciler

14

FELSEFE SORUNLARI

ve Tanr-tanmazlara Kar Hylas ve Philonous Arasnda Diyalog"u, zdek diye bir eyin kesinlikle olmadn ve dnyann yalnzca zihinlerle onlann dncelerinden olutuunu kantlamaya giriir. Pylas imdiye dek zdee inanmtr, fakat onu acmaszca elikiler ve tutarszlklar iine dren ve sonunda, kendisinin zdei yadsmasn hemen hemen saduyu diye gsteren Philonous ile baa kacak dzeyde deildir. Kullanlan kantlamalann deeri birbirinden ok deiiktir: kimisi nemli ve salam, tekiler kank ve kaamakldr. Berkeley'in, zdein varlnn, samala dmeden yadsnabileceim ve bizden bamsz olan bir ey varsa bunun da, duyumlanmzn dolaysz nesneleri olamayacan ilk olarak gstermi olmaktan gelen hakk yadsnamaz. zdein varolup olmadn sorduumuzda, birbirinden ayr iki soru ortaya kar ve bunlan her zaman aka bilmek nemlidir. "zdek" deyince biz genellikle "zihin"in kart olan bir ey anlanz; bunun yer kapladn ve herhangi bir dnce ya da bilinten kesinlikle yoksun olduunu dnrz. Berkeley'in zdei yok say balca bu anlamdadr; yani, bizim genellikle masann varoluunun belirtileri olarak grdmz duyu-verilerinin, gerekten bizden bamsz bir eyin varoluunun belirtileri olduunu yadsmaz, fakat onun zihin d olduu, yani ne zihnin kendisi ne de zihinde bulunan bir dnce olduu grne kar kar. Odadan ktmzda ya da gzmz kapadmzda bir eyin varoluunu srdrmesi gerektiini, masay grmek dediimiz eyin, bize, onu grmediimizde de bir eyin gene varln srdreceine inanmak hakkn verdiini kabul eder. Fakat o eyin bizim grdmz eyden kkten bir bakal olamayacana ve bizim onu grmemize bal olmamakla birlikte "grme"den tmyle bamsz olamayacana inanr. Bylelikle "gerek" masay, Tanrnn zihnindeki bir ide (dnce) olarak grmeye ynelmi oluyor. Byle bir idede gerekli sreklilik ve bizden bamsz-

GRN VE GEREK

15

lk bulunduu gibi bu ide, onu hibir zaman dolaysz olarak bilemeyip ancak karmla bulabiliriz anlamnda bir bilinemezlik iinde de deildir. Berkeley'den beri baka filozoflar da, masann varolmasnn benim onu grmeme bal olmamakla birlikte herhangi bir zihnin (bunun Tanrnn zihni olmas gerekmez, bu daha ok evrenin ortak zihni olarak dnlr) Onu grmesine, (ya da onu baka duyumla alglamasna) bal olduunu ne srdler. Bunu ne srerken onlar da Berkeley gibi, zellikle, zihinlerle onlann dnce ya da duygulan dnda hibir ey ya da hi olmazsa gerek olduu bilinen bir ey bulunamayacan dnyorlard. Onlann, grlerinin destei olarak ortaya koyduklan kantlamalan yle zetleyebiliriz: "Dnlebilen her ey onu dnen kiinin zihnindeki bir idedir; yleyse zihinlerdeki idelerden baka hibir ey dnlemez; bu durumda idenin dnda hibir ey kavranamaz, kavranamayan ey de yok demektir." Byle bir kantlama, kanmca yanlr; doal olarak, bunu ne srenler byle ksa ve i biimde ne srmezler. Fakat salam olsa da olmasa da bu kantlamann u ya da bu biimde ne srlmesi ok yaygndr; ve pek ok filozof, belki de ounluk, zihinler ve onlann idelerinin dnda bir gerek bulunmadn ne srerler. Byle filozoflara "idealistler" deniyor. Bunlar zdei aklamak istediklerinde ya Berkeley gibi, zdein bir ideler takmndan baka bir ey olmadn ya da Leibniz (1646-1716) gibi, zdek gibi grnen eyin az ok eksik durumdaki idelerin bir birikimi olduunu sylerler. Fakat bu filozoflar da zihin kar olarak zdei yoksamakla birlikte, baka bir anlamda yine de zdei kabul ederler. Anmsanaca gibi, biz iki soru somutuk;(l) Bir gerek masa varolabilir mi? (2) Varolabilirse bu ne trden bir eydir? imdi, Berkeley de Leibniz de bir gerek masann varolduunu kabul ederler, fakat Berkeley bunun Tannnn zihnindeki

16

FELSEFE SORUNLARI

kimi ideler, Leibniz de bir ruhlar topluluu olduunu syler. Bu durumda ikisi de birinci sorumuza olumlu yant vermi oluyorlar, onlann sradan lmllerin grlerinden aynlmalan ikinci soruya verdikleri yanttadr. Gerekte, hemen btn filozoflar bir gerek masann varln kabul etmekte birleir grnrler: hemen hepsi kabul ederler ki, bizim duyu-verilerimiz renk, klk, przszlk v.b. ne denli bize bal olurlarsa olsunlar, yine de onlarn ortaya k bizden bamsz bir eyin varlnn belirtisidir, bu ey belki de bizdeki duyu-verilerinden bsbtn bakadr, fakat nn, gerek masayla uygun ilikiler iine her girdiimizde bizdeki bu duyu-verilerini douran ey olarak grlmesi gerekir. imdi, filozoflarn zerinde anlatklar bu noktann doas ne olursa olsun bir gerek masann varolduu grnn yaamsal nemi aktr ve masann doasyla ilgili ikinci soruya gemeden nce, bu gr kabul etmek iin ne gibi sebepler bulunduu zerinde durmakta yarar vardr. Bu yzden, bundan sonraki blm bir gerek masann bulunduunun kabul ediliinin sebepleriyle ilgili olacak. Daha ileri gitmeden nce, imdiye dek ne elde etmi olduumuz zerinde bir an iin durmak iyi olur. Duyularla bilindii kabul edilen herhangi bir nesneyi alrsak, duyulann bize dolaysz o l a r a k anlattklan eyin, bizden ayn bireye ilikin bir doru (truth) deil de, grebildiimiz kadanyla o nesneyle bizim aramzdaki bantlara bal olan duyu-verilerine ilikin bir doru olduu ortaya kt. Demek ki dolaysz olarak grp duyduumuz ey yalnzca "grn"tr ki onun, arkasndaki bir "gerein" belirtisi olduuna inannz. Fakat, eer gerek, grnen ey deilse, gerek diye bir ey olup olmadn bilebilir miyiz? Eer bilebilirsek bunun ne gibi bir ey olduunu anlama olanamz var m? Bu tr sorular artcdr ve en garip varsaymlarn bile doru olmadn bilebilmek zordur. Bylece, imdiye dek

ZDEIN VAROLUU

17

bizde ancak pek belirsiz dnceler uyandran u-bildiimiz masa, artc olabilirliklerle dolu bir sorun olup kmtr. zerinde tek bildiimiz ey, onun, grnd ey olmaddr. Bu alak gnll sonu dnda, imdilik, varsaymlarda bulunmak iin en geni zgrlk iindeyiz. Leibniz bize onun bir ruhlar topluluu olduunu syler; Berkeley Tanrnn zihnindeki bir ide ldn syler; ar bal bilim de artclkta onlardan geri kalmaz ve masanm, zorlu bir devim iindeki elektrik yklerinin byk bir birikimi olduunu syler. Bu artc olaslklar arasnda, phe de ortaya kp, belki de masa diye hibir ey olmadn ne srer. Felsefe bu bir sr soruyu bizim istediimiz gibi yantlayamasa bile hi olmazsa dnyay daha ilgin klacak sorular s o r m a gcn tar, ve gnlk yaamn en sradan eylerinin bile yzeyleri altnda yatan artc ve duyulmam eyleri gsterir.

II ZDEIN VAROLUU Bu blmde kendimize, ne anlamda olursa olsun zdek diye bir eyin varolup olmad sorusunu soracaz. zn (intrinsic) bir doas bulunan, ve ben kendisine bakmadm zaman da varln srdren bir masa var mdr? Yoksa masa yalnzca benim imgelemimin bir rn, uzun sren bir dteki bir d-masas mdr? Bu soru ok byk nem tar. nk, nesnelerin bamsz varolulanna inanmazsak, baka kimselerin bedenlerinin bamsz varolulanna da inanamayz, byle olunca bakalannn zihinlerine bsbtn inanamayz, nk bakalannn zihinlerine inanabilmek iin onlann bedenlerinin gzlemlenmesinden trettiklerimizin dnda hibir dayanamz yoktur. Bylece nesnelerin bamsz varolulan-

18

FELSEFE SORUNLARI

na inanamazsak bir l ortasnda yalnz kalrz olabilir ki d dnya bir dten baka bir ey deildir, ve varolan yalnzca biziz. Bu sknt veren bir olaslkur; fakat yanll kesinlikle kantlanamasa bile, doru olduunu kabul etmek iin de en kk bir sebep yoktur. Bu blmde bunun neden byle olduunu greceiz. Kukulu konulara dalmadan nce, balang olabilecek az ok belirli bir nokta bulmaya alalm. Masann fiziksel varlndan pheli olmamza karn, bir masann bulunduunu bize dndren duyu-verilerinin varlndan pheli deiliz; baktmz zaman bize belli bir renk ve kln grndnden phe etmiyoruz, bastrdmz zaman da belli bir katlk duyumunun deneyini ediniyoruz. Btn bu ruhbilimsel eyleri sorgulamyoruz. Gerekten, baka eyler ne denli pheli olursa olsun, dolaysz deneylerimizden hi olmazsa kimileri kesinlikle inanlr olmal. ada felsefenin kurucusu Descartes (1596-1650), imdi de yararlanlabilecek bir yntem buldu dizgesel (systematic) phe yntemi. Doruluunu ak ve seik olarak grmedii hibir eye inanmamaya karar vermiti. phe duyabildii eylerin hepsinden, pheye bir sebep kalmadn grnceye dek phelenecekti. Bu yntemi uygulayarak, adm adm, katksz, inanabilecei tek varoluun kendi varoluu olduu inancna vardr^Duyulanna, srekli hayal oyunlar arasnda gerek-d eyler sunan bir aldatc peri tasarlyordu; byle bir kt perinin varl ok phe gtrrd fakat yine de bu olanak vard, bu yzden de duyularla alglanan eylerden phe duyulabilirdi. Fakat kendi varlna ilikin bir phe olanakszd, nk varolmasa kt peri de onu aldatamazd. phe ediyorsa varolmas gerekti; ne trden olursa olsun bir deneyi varsa kendisi de var demektir. Bylece kendi varl onun iin bir salt inant. "Dnyorum, yleyse vanm" diyordu (Cogito, ergo

ZDEIN VAROLUU

19

sum); ve bu inan stne, phesinin ykm olduu bilgi temelini yeniden kurmaya giriti. phe yntemini bulmak ve en kesin eylerin znel eyler olduunu gstermekle Descartes felsefeye byk katkda bulundu, bugn de onu konunun btn aratrclan iin yararl klan, bu katkdr. Fakat Descartes'n kantlamasn kullanrken dikkatli olmak gerek. "Dnyorum, yleyse vanm", kesin bilineni aan bir ey de syler. Dn ne idiysek bugn de ayn kii olduumuza kesinlikle inanmamz gerekirmi gibi grnr, bir anlamda bunun doru olduuna da phe yoktur. Fakat gerek Kendilik (self) de gerek masa kadar zor ulalan bireydir ve zel deneylerde bulunan kesin inandncln bunda da bulunduu sylenemez. Masama bakp da bir kahverengi grdmde, kesin olan bilgi, "benim kahverengi grdm" deil, daha ok, "bir kahverenginin grlm olduudur". Bu, doallkla bir eyin ya da kiinin kahverengini grm olmasn gerektirir; fakat "Ben" denilen az ok srekli kiiye ilikin olmay kendiliinden gerektirmez. Dolaysz inanma szkonusu olduunda, kahverengini gren eyin bir anlk bir ey olma olasl vardr ve o, bir an nce baka bir deney geirmi bir eyle ayn olmayabilir. Bylece, inanmann balangc kendi zel dnce ve duyularmzdadr. Ve bu, normal alglamalara olduu kadar d ve sannlanmza da uygulanabilir: bir hortlak grdmzde ya da dlediimizde, duyuyoruz sandmz duygulan gerekten duyduumuz aktr, fakat trl sebeplerle bu duyumlarn fiziksel nesnelerin karl olmad kabul edilir. Bylece kendi deneylerimiz zerine olan bilgilerimizin yalnzca kimi zel durumlarla snrlandrlmas gerekmiyor. Bu yzden bu noktada, ne olursa olsun, bilginin aratnlmasna balamak zere salam bir temel bulunuyor. zerinde dneceimiz sorun u: kendi duyu-verilerimize inandmza gre, bunlara, fiziksel nesne dediimiz baka

20

FELSEFE SORUNLARI

bir eyin varoluunun belirtileri olarak bakmaya hakkmz var m? Masayla doal olarak balantl grmemiz gereken btn duyu-verileini sraladktan sonra masa zerine sylenmesi gereken her eyi sylemi olduk mu, yoksa daha baka eyler de var m, duyu-verisi olmayan bir ey, biz odadan ktktan sonra da varln srdren bir ey? Saduyu hi duraksamadan bunun olduunu syler. Alnp satlabilen, itilip kaklabilen, stnde bir rt bulunan v.b. birey yalnzca bir duyuverileri toplam olamaz. Eer rt masay btnyle saklamolsayd masadan hibir duyu-verisi e l d e edemezdik, bu du-

rumda, eer masa yalnzca duyu-verilerinden olusayd, varoluunu yitirir ve rt, daha nce masann durduu yerde bir tanskla havada asl kalm olurdu. Bu aka sama olur. Fakat filozof olmak isteyen kimsenin samalklardan kamamay renmesi gerek. Duyu-verilerine ek olarak bir de masa yakaladmz bize duyuran byk bir sebep ayn nesnenin baka baka insanlara yaramasdr. Bir yemek masasnn evresinde on kii oturmusa, onlann ayn rty, ayn bak, atal, kak ve bardaklan grmediklerini ne srmek manta aykndr. Fakat duyuverileri her kii iin zeldir; birinin gzne dolaysz sunulan bir ey bir bakasnn gzne dolaysz sunulmu olmaz: hepsi de nesnelere azck ayr gr noktalanndan bakarlar ve bu yzden de onlan azck ayn biimde grrler. Bu durumda, baka baka birok kiinin bir anlamda bilebilecei, herkes iin yansz nesneler varsa, baka baka kiilere grnen zel ve ayr ayn duyu-verilerinin dnda da bir ey olmas gerek. yleyse byle genel ve kiilere bal olmayan nesnelere inanmak iin ne sebep var? Doal olarak usa ilk gelen yant yledir: baka baka kimselerin, masay tekilerden azck deiik grmelerine karn, yine de masaya baktklannda hepsi de az ok benzer eyleri grrler ve grdkleri eylerdeki deiiklikler de n

ZDEIN VAROLUU

21

yansmas ve grnge (perspective) yasalanna uyarlar, yle ki, ayn kiilerin duyu-verilerinin altnda yatan bir srekli nesneye ulamak kolaydr. Masam odamda benden nce oturmu olan kimseden satn aldm; o n u n duyu-verilerini satn alm olamam, onlar da adam gidince yok olmulardr, benim satn alabileceim ve aldm ey, az ok onunkine benzeyen duyu-verilerinin bana inandrd eydir. Bylece, baka baka kimselerin benzer duyu-verileri olduu ve baka baka zamanlarda belli bir yerde bulunan bir kimsenin duyu-verilerinin de yine birbirine benzedii bir olgudur ve bu olgu, duyuverilerinden ayn olarak onlarn temelinde bulunan ya da onlan douran srekli ve genel bir nesne bulunduunu bize kabul ettirir. imdi, yukardaki dnceler, bizim dmzda baka kimselerin de bulunduu varsaymna dayandna gre, sorunun yant batan kabul edilmi oluyor demektir. Baka kiiler, grntleri ya da kardklar sesler gibi belli duyu-verileriyle benim nme karlar, ve benim duyu-verilerime bal olmayan fiziksel nesneler bulunduuna inanmam iin bir sebep yoksa, benim dlerimin dnda baka kimselerin bulunduuna inanmak iin de bir sebep bulamam. Demek, bizim duyu-verilerimize bal olmayan nesneler bulunduunu gstermeye altmzda, baka kimselerin bulunduuna inanmam iin de bir sebep bulamam. Demek, bizim duyu-verilerimize bal olmayan nesneler bulunduunu gstermeye altmzda, baka kimselerin tanklna ba vurmay, nk bu tanklk da duyu-verilerinden oluur ve bizim duyu-verilerimiz, bizden bamsz nesnelerin varlnn belirtisi saylmadka, baka kimselerin deneylerini gstermi olmazlar. Bu durumda, eer olanak varsa, dnyada bizden ve bizim zel deneylerimizden baka nesneler bulunduunu gsteren ya da gstermeye ynelen nitelikleri yalnzca kendimizin salt zel deneylerimiz arasnda bulmamz gerekir.

22

FELSEFE SORUNLARI

Bir anlamda bizim, kendimiz ve kendi deneylerimiz dnda nesneler bulunduunu hibir zaman kantlayamayacamzn kabul edilmesi gerekir. Dnyann yalnzca benden, benim dnce, duygu ve duyumlarmdan olutuu, baka her eyin kuruntudan baka bir ey olmad varsaymndan manta aykn hi bir sonu kmaz. Dte ok karmak bir dnyann nmze serildiini grm olabiliriz; fakat uyandmzda bunun bir aldanma olduunu anlanz; bu demektir ki dteki duyu-verileri, bizim duyu-verilerinden doal olarak kardmz fiziksel nesneleri karlar gibi grnmyor. (Geri bir kez fiziksel dnya-kabul edildiinde dteki duyu-verilerini fiziksel nedenlere balama olana da bulunabilir: rnein, arpan bir kap bir deniz arpmas d grdrebilir. Bu durumda duyu-verileri iin zikel bir n e d e n bulunmasna karn, duyu-verilerini gerek bir deniz arpmasnn karlad biimde k a r l a y a n bir fiziksel nesne yoktur). Btn yaamn, nmze kan ne varsa hepsini bizim yarattmz bir d olduunu kabul etmekte mantksal bir olanakszlk yoktur. Fakat bu mantk bakmndan olanaksz olmamakla birlikte, doru olduunu kabul etmek iin de hibir sebep yoktur ve gerekte bu varsaym, kendi yaammzn olgulann aklamak iin bir ara olarak ele alndnda, bizim zerimizdeki etkileriyle duyumlarmz douran bizden bamsz nesnelerin gerekten varolduklarn ne sren saduyu varsaym kadar kolay da deildir. Fiziksel nesnelerin gerekten varolduklann kabul etmeyi kolaylatran yol kolayca grlebilir. Eer kedi herhangi bir zamanda odann herhangi bir yerinde, biraz sonra da baka bir yerdeyse, birinci yerden ikincisine, arada birtakm konumlardan geerek gitmi olduunu kabul etmek doaldr. Oysa o yalnzca bir duyu-verileri takm olsayd, benim kendisini grmemi olduum yerlerde bulunmu olamazd; o zaman benim kendisine bakmadm zamanlarda hi varolmayp bir-

ZDEIN VAROLUU

23

denbire yeni bir yerde ortaya ktn kabul etmek zorunda kalnz. Eer kedi, ben onu grsem de grmesem de varsa, onun iki yemek arasnda nasl acktn kendi deneyimizden bilebiliriz; fakat ben kendisini grmediimde o da varolmuyorsa, alnn, varolmad zamanda varolduu zamanki kadar hzla artmas tuhaf grnr. Ve kedi yalnzca duyu-verilerinden oluursa ackamaz, nk benim iin duyu-verisi olan alk benim kendi almdan bakas olamaz. Bylece, kediyi bana sunan duyu-verileri davran bir aln anlatm olarak ok doal grnmesine karn, yalnzca renk paralannn devim ve deiiklikleri olarak grndnde son derece anlalmaz olur, nk renk paralannn ackmas bir genin ayak topu oynamasndan daha anlalr deildir. Fakat kedi bakmndan dlen zorluk, insan bakmndan dlenle ltrldnde hi kalr. Bir insansal varlk konutuunda yani, bize dnceyi antran birtakm sesler duyup, bununla ayn zamanda birtakm dudak devimleri ve yz anlatmlan da grdmzde kendimizin ancak bir dnce anlatm olarak kardmz bu tr seslerin, bakalarndan geldiklerinde yle olmadklann kabul etmek ok zordur. Byle eylerin dte de olduu ve bizim o zaman karmzdakini var sanmak yanllna dtmz dorudur. Fakat dler az ok uyank yaam dediimiz eyin etkisiyle oluur ve eer fiziksel dnyann gerekten varolduunu kabul edersek bu dler bilimsel ilkelerle az ok aklanabilir. Bylece her trl kolaylk ilkeleri bizi, kendimizin ve kendi duyu-verilerimizin dnda, varolular bizim onlan alglamamza bal olmayan nesneler bulunduunu kabule doru gtrr. Doaldr ki bizim bamsz bir d dnyaya inanmamzn balangtaki sebebi tantlama deildir. Biz dnmeye baladmz anda bu inana kendi iimizde buluruz: bu, gdsel inan diyebileceimiz bir eydir. Eer u olgu olmasayd

24

FELSEFE SORUNLARI

bu inan zerinde duraksamaya dmezdik: genellikle grme konusunda, duyu-verisinin kendisinin bamsz nesne olduuna igdsel olarak inanlrm gibi grnr, oysa usavurma nesne ile duyu-verisinin zde olamayacan gsterir. Bununla birlikte bu bulu, tad, koku ve seste bu eliki yoktur, dokunmada azck vardr bizim, duyu-verilerimizin karl olan nesneler zerine olan igdsel inancmz azaltmaz. Bu inan hibir glk dourmadna, tersine, deneylerimizin aklanmasn kolaylatrp dizgeselletirildiine gre buna kar kmak iin yeterli bir sebep yoktur. Demek ki dlerden ileri gelen kk bir pheye karn d dnyann gerekten varolduunu ve varolmak bakmndan bizim onu alglamay srdrmemize bal olmadn kabul edebiliriz. Bizi bu sonuca gtren usavurma phesiz istediimiz denli gl deildir, fakat birok felsefe usavurmalan iin rnekseldir, bu yzden onun genel nitelii ve salaml zerinde ksaca durmaya deer. Her bilginin igdsel inanlanmz zerine kurulduunu gryoruz, ve bunlar kabul edilmezse geride bir ey kalmaz. Fakat igdsel inanlarmz iinde de kimisi tekilerden daha gldr, bu arada bir oklan da alkanlk ve anm yoluyla teki inanlarla, yani gerekte igdsel olmayp, igdsel olarak inanlan eyin bir blm olduu yanl olarak kabul edilenlerle kanr. Felsefe, inanlanmz bize stnlk srasna gre gstermelidir, en ok gvendiklerimizden balamal, herbirini ilgisiz eklentilerden olanak orannda kurtanp yaltarak bize sunmaldr. Bunlarn son olarak ortaya konulu biimlerinde, igdsel inanlarmzn birbiriyle atmayp uyumlu bir btn oluturmas iin zen gstermelidir. Herhangi bir igdsel inancn tekilerle atmadka, kabul edilmemesi iin hibir sebep olamaz; demek ki uyumlu olduklan grlrse btn dizge kabul edilmeye deer olur.

ZDEIN DOASI

25

Doallkla, inanlarmzn hepsinin ya da herhangi birinin yanl olmas olana vardr, bu yzden hepsinde hi olmazsa ok kk bir phe esi bulundurmaldr. Fakat baka bir inanla atmadka bir inana atmaya h a k k m z yoktur. Artk, igdsel inanlanmzla onlann sonulann bir dzene sokarak, ilerinden n olanaklsn ele alp, gerekirse deitirerek ya da atarak, igdsel olarak inandmz tek bilgi olarak kabul etme temeli zerinde, bilgimizin dzenli ve dizgesel bir rgtlemesine varabiliriz ve bu rgtlemede yanlma olasl ortadan kalkmam da olsa, blmlerin birbiriyle balantlar ve bu kabulden nce yaplan eletirel irdeleme bu olasl azaltm olacaktr. Felsefe, en azndan, bu ilevi grebilir. Filozoflann ou doru ya da yanl olarak, felsefenin bundan daha ounu yapabileceine, yani bir btn olarak evrenin ve en son gerein baka yoldan elde edilemeyecek bilgilerini bize verebileceine inanrlar. Bu byle olsa da olmasa da, szn ettiimiz en alak gnll grevi felsefe gerekten grebilir ve bir kez saduyunun tutarllndan pheye dm olanlara, felsefe sorunlarnn gerektirdii etin ve g uralann gerekliliini gstermekte yeterli olabilir.

mZDEIN DOASI Bundan nceki blmde, tantlayc sebepler bulamam da olsak, duyu-verilerimizin rnein masamla birlik iinde grdm eylerin, bizden ve bizim alglanmzdan bamsz eylerin gerekten varolduunun belirtileri olduuna inanmann usa uygunluu zerinde anlamtk. Bunun anlam, masann bana grnmesini salayan renk, sertlik, grlt v.b. duyumlar dnda bu eylerin, grntsn oluturduklar

26

FELSEFE SORUNLARI

baka bir eyin de varolduunu kabul ettiimdir. Renk, ben gzlerimi kapadmda varln yitirir, kolumu masadan aynrsam sertlik duyumu yok olur, parmaklarmla masay tklatmay durdurduum anda ses de kalmaz. Fakat btn bunlar kalmaynca masann da kalmayacana inanmyorum. Tersine, gzm atmda, kolumu yeniden masaya koyduumda, parmaklanmla yeniden tklatmaya baladmda btn o duyu-verilerinin yeniden ortaya knn masann varln srdrmesi yznden olduuna inanyorum. Bu blmde ele alacamz soru u: benim kendisini alglamama bal olmadan varln srdren bu masann doas nedir? Bu soruya fizik bilimi bir yant verir, bu yant, dorusu ya biraz eksik ve ok var-saymsal kalmakla birlikte yine de saygya deer bir yanttr. Fizik bilimi, az ok bilinsiz olarak, btn olaylann devime indirgenmesi gerektii grne doru kaymtr. Ik, s ve ses, de bunlar yayan nesnelerden kp, gren, sy duyan ve sesi iiten kiiye doru giden dalga devimlerinden doar. Dalga-devimi yapan ey ya esir (ether) ya da "kaba zdek"tir, fakat bunlarn ikisi de filozofun zdek diyebilecei eylerdir. Bilimin buna ykledii zellikler, yalnz uzam iindeki konum ve devim yasalanna gre devinme gcdr. Bilim, baka zelliklerinde bulunabilecei dncesine kar deildir, fakat yle de olsa o teki zellikler bilim adamna bir yarar salamaz ve onun olaylan aklamasna bir katkda bulunmaz. Kimi kez, "k, dalga-deviminin bir biimidir" denmitir, fakat bu yanltcdr, nk bizim dolaysz olarak grdmz ve duyulannz araclyla dorudan doruya bildiimiz k, dalga-deviminin bir biimi deil, bsbtn baka bir eydir bilgimizi kr bir adama aktarmaymza karn kr olmayan hepimizin bildii bir eydir. Oysa bir dalga-devimi kr bir adama pek gzel anlalabilir; nk o, dokunma duyusu ara-

ZDEIN DOASI

28

clyla bir uzam bilgisi kazanabilir ve bir deniz yolculuuyla da, dalga-deviminin bir deneyimi, hemen de bizim gibi, geirmi olur. Fakat kr bir adamn anlad bu ey bizim k dediimiz ey deildir: k derken biz, tam da, kr kimsenin hi anlayamayaca ve bizim de ona hi tanmn veremeyeceimiz eyi anlarz. imdi, kr olmayan hepimizin bildii bu ey, bilime gre, d dnyada gerekten bulunan bir ey deildir.- bu, belli dalgalann gren kiinin gzn, sinirlerini ve beynini etkilemesinden doan bir eydir. Ik dalgadr denildiinde bunu, bizim k duyumumuzun fiziksel nedeninin dalgalar olduu biiminde anlamak gerek. Fakat n kendisinin, gren kimseler iin deney olup krler iin olmayan bu eyin, bizden ve bizim duyulannzdan bamsz olan d dnyann bir blm olduunu bilim kabul etmiyor. Buna benzer grler teki duyum trlerine de uygulanabilir. Bilimsel zdek dnyasnda bulunmayan eyler yalnzca renkler, sesler v.b. deildir, grme ve dokunma ile elde ettiimiz biimiyle u z a m da yle. Bilim iin zdein bir uzam iinde bulunmas temel kuraldr fakat bu uzam bizim grp duyduumuzla ayn deildir. Bir kez, grdmz biimiyle uzam, dokunma duyusuyla elde ettiimiz uzamla ayn ey deildir; grdmz nesnelere nasl dokunacamz ya da bize dokunan eylerin grntsn nasl elde edeceimizi ancak ocukluktaki deneylerle renebiliriz. Fakat bilimdeki uzam dokunma ve grmeden herhangi birine bal deildir, yani ne dokunmann ne grmenin uzamdr. Yine byle, baka baka kimseler, ayn nesneyi, bak noktalanna gre baka baka klklarda grrler. rnein yuvarlak bir para, onun her zaman yuvarlak olduunu kabul etmemize karn, tam kardan bakmyorsak sbe (oval) grnr. Ona yuvarlak derken onun, grnen klndan baka olup, grnnn dnda doasna bal olan bir gerek k-

28

FELSEFE SORUNLARI

ligi olduunu dnm oluruz. Fakat bilimin ilgilendii bu gerek kln, herhangi bir kimseye g r n e n uzamdan ayr bir gerek uzam iinde bulunmas gerekir. Gerek uzam geneldir, grnen uzam ise alglayana zgdr. Baka baka kimselerin zel uzamlan iinde ayn nesnenin trl klklar varm gibi grnr; demek ki, iinde nesnenin gerek klnn bulunduu gerek uzam, zel uzamlardan baka olmal. Bu durumda bilimin uzam, bizim grp duyduumuz uzamlarla balantl olmasna karn onlarla zde deildir ve bu balantnn biimi bir irdelemeyi gerektirir. Geici olarak kabul ettiimize gre, fiziksel nesneler bizim duyu-verilerimizle ayn ey deildirler, fakat onlara duyumlanmz dourduklan gzyle baklabilir. Bu fiziksel nesneler, fiziksel uzam diyebileceimiz, bilimin uzam iindedirler. Belirtmekte yarar var, eer duyumlarmzn nedenleri fiziksel nesnelerse, bu nesneleri ve bizim duyu-organlanmzla sinirlerimizi ve beynimizi iinde bulunduran bir fiziksel uzam olmal. Bir nesneden, onunla dokunumda bulunduumuzda, yanibedenimizin bir blmnn nesnenin bulunduu uzama ok yakn bir uzam iinde bulunduunda, bir dokunma duyumu elde ederiz. Kabaca sylersek, biz bir nesneyi, onunla aramzda, fiziksel uzam iinde saydam olmayan bir cisim bulunmad zaman grrz. Bunun gibi, bir nesnenin sesini, kokusunu ya da tadn, ona yeterince yakn olduumuzda, o dilimize dokunduunda ya da fiziksel uzami inde bedenimize gre uygun bir yer alm olduunda duyanz. Bir nesneye ve kendi bedenimize bir fiziksel uzam iinde bakmadka o nesneden treteceimiz trl duyumlar saptamaya balayamayz, nk bizim nesneden hangi duyumlan tretebileceimizi belirleyen ey, en bata, o nesneyle bedenimizin birbirine gre konumlandr. imdi, bizim duyu-verilerimiz kendi zel uzamlarmzda, ya grme ya da dokunma uzamnda, ya da teki duyularn bi-

ZDEIN DOASI

29

ze verebilecei daha bulank bir uzamda bulunurlar. Eer bilimin ve saduyunun kabul ettii gibi. iinde fiziksel nesnelerin bulunduu hereyi-kaplayan bir genel ve fiziksel uzam varsa, fiziksel nesnelerin fiziksel uzam iindeki bantl konumu, bizim zel uzamlanmzdaki duyu-verilerimizin bantl konumlanyla az ok karlkl olmaldr. Bunu kabul etmekte bir zorluk yoktur. Bir yol zerinde bir evin bize tekinden daha yakn olduunu grrsek, teki duyulannzda bu evin daha yakn olduunu destekleyecektir, rnein yol boyunca yrrsek, yakn grdmz eve daha abuk vannz. teki kimseler de, bize yakn grnen evin daha yakn olduunu kabul ederler; asker harita da bu gr destekler; bylece her ey, bu evler arasnda, bizim onlara baktmz zaman grdmz ve kendi zel uzammz iinde bulunan duyu-verileri arasndaki bantnn karl olan bir bantnn bulunduunu gsteriyor. Demek ki fiziksel nesnelerin, karlklar olan duyu-verilerinin bizim zel uzammzda yer allarnn karl olarak, kendi aralanndaki banlann da iinde yer ald bir fiziksel uzamn varolduunu kabul edebiliriz, ite geometride zerinde allan, fizik ve gkbilimde de kabul edilen uzam bu uzamdr. Bir fiziksel uzamn varln ve onun zel uzamlarn karl olduunu kabul ettikten sonra onun zerine ne bilebiliriz? Yalnzca, karlkll salamak iin neyin gerekli olduunu bilebiliriz. Yani kendi iinde ne olduu tizerine hibir ey bilemeyiz; fakat fiziksel nesnelerin, uzamsal bantlarnn sonucu olan, dzenleni biimini bilebiliriz. rnein ay tutulmas srasnda yer, ay ve gnein bir doru izgi zerinde bulunduklarn bilebiliriz, buna kar, fiziksel bir doru izginin kendi iinde ne olduunu, bizim gr uzammzdaki bir dorunun grnn bildiimiz gibi bilemeyiz. Bylece, fiziksel uzamdaki uzaklklann bantlar zerine, uzaklklarn kendileri zerine bildiklerimizin

30

FELSEFE SORUNLARI

ok daha fazlasn bilmi oluyoruz; bir uzakln tekinden daha byk olduunu ya da bir eyin tekiyle ayn doru izgi zerinde olduunu bilebiliriz, fakat fiziksel uzaklklarla, kendi zel uzammzdaki uzaklklar ya da renkler, sesler ve teki duyu-verileriyle olan dolaysz tanklmz yoktur. Fiziksel uzam zerine, kr domu bir adamn, bakalarnn araclyla gr uzam zerine renebilecei her eyi bilebiliriz; fakat kr domu bir adamn gr uzam zerine bilemeyecei eylerden hibirini biz de fiziksel uzam zerine bilemeyiz. Duyu-verileriyle karlkll korumak iin gerekli bantlarn zelliklerini bilebiliriz, fakat bu bantlann birbirine balad terimlerin doalann bilemeyiz. Zamana gelince, bizdeki sreklilik ya da zaman ak duyg u s u saatin gsterdii zaman belirtmek bakmndan, ad salksza km bir klavuzdur. Canmz skknsa ya da ac duyuyorsak zaman yava geer, elenceli bir ura iindeysek zaman abuk geer ve uykudayken zaman hemen hemen yokmu gibi gelir. Bylece, zaman sreden olutuunda, uzamda olduu gibi, zamanda da bir zel bir de genel zaman aynm yapmak zorunluu var. Fakat zaman bir ncelik sonralk dzenlemesi olarak kurulduunda byle bir ayrm yapmaya gerek yok; olaylarda bulunduu grlen zaman-dzeni, grebildiimiz kadanyla, gerekteki zaman-dzeninin ayndr. Ne olursa olsun bu iki dzenin ayn olmadn kabul etmek iin bir sebep yoktur. Ayn ey genellikle uzam iin de dorudur; bir alay insan bir yol boyunca yryor olsa, baka baka bak noktalarndan alayn kl baka baka grnr, fakat nereden baklrsa baklsn insanlar ayn dzen iinde sralanm grlrler. Bu yzden dzene fiziksel uzamda da doru diye bakanz, oysa kln fiziksel uzamla karlkllnn, dzenin ayn kalmas ne kadar gerektiriyorsa o kadar olduu kabul edilir.

ZDEIN DOASI

31

Olaylarda v a r gibi g r n e n zaman dzeninin, onlarda gerekten b u l u n a n zaman-dzeniyle ayn olduunu sylerken, bir yanl anlama olaslndan korunmak gerekiyor. Baka baka fiziksel nesnelerin trl durumlarndaki zaman-dzeninin, bu nesnelerin alglanmalarn oluturan duyu-verilerindekilerle ayn olduu dnlmemelidir. Fiziksel nesneler olarak dnldklerinde, gk grltsyle imek e-zamanldr; yani imek, hava alkantsnn balad ya da imein akt noktadaki alkantyla e-zamanldr. Fakat gk grltsn duyma dediimiz duyu-verisi, hava alkants bizim bulunduumuz yere ulancaya dek ortaya kmaz. Bunun gibi, gne nn bize ulamas sekiz.dakika kadar alr, bylece, bizim grdmz gne sekiz dakika nceki gnetir. Duyu-verilerimiz fiziksel gneten bilgi verdikleri srece, sekiz dakika nceki gnein bilgisini verirler, eer fiziksel gne sekiz dakika nce yok olmu olsa bu, "gnei grme" dediimiz duyu-verilerinde bir deiiklik yapmaz. Bu durum, duyuverileriyle fiziksel nesneleri birbirinden ayrma zorunluunun yeni bir rneini verir. Uzamla ilgili olarak bulduumuz ey, duyu-verileriyle onlann fiziksel karlklannn karlkllk bantlan bakmndan bulduumuz eyle ayndr. Eer bir nesne mavi bir bakas da kzl grnyorsa fiziksel nesneler arasnda bunu karlayan bir ayrm bulunduunu kabul etmek usa uygundur; iki nesne de mavi grnyorsa bunu karlayan bir benzerlik kabul edebiliriz. Fakat fiziksel nesneyi kzl ya da mavi gsteren nitelii dolaysz olarak tanyabileceimizi ummayz. Bilim bize bunun bir tr dalga devimi olduunu syler, bu da bize yakn gelir, nk uzayda grdmz dalga-devimlerini dnrz. Fakat dalga-devimlerinin gerekten fiziksel uzamda olmas gerekir, oysa biz fiziksel uzam dolaysz tanmayz; demek ki gerek dalga-devimlerinde, bizim onlarda varsaydmz yaknlk yoktur. Renk iin doru olan, teki duyu-verileri iin

32

FELSEFE SORUNLARI

doru olana ok benzer. Bylece gryoruz ki, fiziksel nesnelerin b a n t l a r n d a onlann duyu-verileri bantlanyla karlklhklanndan treyen, bilinebilir zelliklerin her trls bulunmasna karn, fiziksel nesnelerin kendileri, znl doalannda, en azndan duyular araclyla anlalabilmek bakmndan, bilinemez olarak kalrlar. Geri kalan soru, fiziksel nesnelerin znl doalarn bilmenin baka bir yntemi olup olmaddr. Son aamada en iyi savunulabilecek olan deilse bile, hele grme duyu-verisi bakmndan ilk admda en doal olarak kabul edilebilecek varsaym u olabilir: fiziksel nesnelerin, yukanda incelediimiz sebeplerle, duyu-verilerine t a m benzemeyilerine karn yine de arada az ok benzerlik vardr. Bu gre gre fiziksel nesnelerin, rnein renkleri gerekten vardr ve iyi bir rastlantyla bir nesneyi kendi gerek renginde grm olabiliriz. Belli bir anda bir nesnede var gibi grnen renk, baka gr noktalanndan bakldnda da, genellikle, tam ayn olmasa bile ok benzer olacaktr: bylece "gerek" rengin, baka baka gr noktalanndan grlen baka baka renk tonlannn arasnda bulunan bir tr ortalama renk olduunu kabul edebiliriz. Byle bir kurama kesinlikle kar klamasa bile, bunun bir dayana bulunmad da grlebilir, ilk olarak, grdmz rengin yalnzca gze vuran k dalgalarnn yapsna bal olduu, bu yzden de, n nesneden gz dorultusundaki yansma biimine olduu gibi, bizimle nesne arasndaki arac ortama gre de deiiklie urad aktr. Araya giren hava bsbtn saydam deilse renkleri deiiklie uratabilir, ok sert bir yansma ise bsbtn deitirir. Yani grdmz renk yalnzca, kendisinden k gelen nesnenin yaln bir nitelii deil, n gze ulama durumunun da bir sonucudur. Yine bu sebepten, n kendisinden kt nesnenin bir rengi olsun ya da olmasn, gze belli dalgalar ulat-

DEALZM

33

nda belli bir renk grrz. Bu durumda, fiziksel nesnelerin renkleri olduunu kabul etmek bo bir eydir ve byle bir kabul hakl klan bir ey yoktur. teki duyu-verileri iin de tam bunun gibi kantlar ne srlebilir. Geriye bir de, eer zdek gerekse u ve u doada olabilir dememize olanak verecek bir genel felsefi kantlama biiminin bulnup bulunmadn sormak kalyor. Yukarda akland gibi birok filozoflara, belki de ounlua gre gerek olan eyin bir anlamda zihinsel olmas gerekir ya da hi olmazsa, zerinde bir ey bilebildiimiz ne varsa, bir anlamda zihinsel olmas gerekir. Bu tr filozoflara "idealistler" denir, idealistler bize der ki, zdek olarak grnen ey gerekte zihinsel bir eydir. Yani, ya az ok gelimemi zihinler (Leibniz'in sav) ya da genellikle zdei "alglamak" dediimiz, zihindeki idelerdir (Berkeley'in sav). Yani idealistler duyu-verilerimizin bizim zel duyumlarmza bal olmadan varolan bir eylerin belirtileri olduuna kar' kmamakla birlikte, zdein zihinden, z bakmndan ayr bir ey olarak var-olduu dncesine kar karlar. Bundan sonraki blmde idealistlerin, kuramlanna destek olarak ileri srdkleri (kanmca yanl olan) sebepleri ksaca ele alacaz.

IV DEALZM "idealizm" szc baka baka filozoflarca az ok ayn anlamlarda kullanlmr. Biz onu, varolan ya da hi olmazsa varolduu bilinen her eyin bir anlamda zihinsel olduu retisi olarak alacaz. Filozoflar arasnda ok tutulan bu retinin birok biimleri vardr ve birbirinden ayr, trl dayanaklarla savunulmutur. reti yle yaygn ve kendi iinde yle-

34

FELSEFE SORUNLARI

sine ilgintir ki, felsefe zerine en ksa incelemelerin bile ona nem vermesi gerekir. Felsefi kurgulara (speculation) almam olanlar byle bir gretiyij aka sama diye bir yana atmak eilimi duyabilirler. Kukusuz saduyu, masa ve iskemleleri, gnei ve ay ve genellikle zdeksel nesneleri zihinlerden ve zihinlerin ieriinden ayn ve zihinler yok olsa bile sriip gidecek bir varolular olan eyler olarak grr. Biz rnein herhangi bir zihnin varoluundan ok daha ncelerden beri varolduunu dnrz, bu yzden de onu, zihinsel etkinliin bir rn olarak dnmek zor gelir. Fakat doru da yanl da olsa idealizmin aka sama diyerek bir yana atlmamas gerekir. Grdk ki, fiziksel nesnelerin bamsz bir varl olsa bile, bunlar duyu-verilerinden ok baka eylerdir ve duyu-verileriyle yalnzca, bir sralacn, sraya konan eylerle bir karlkll olmas trnden bir karlkllk iindedirler. Bu yzden saduyu bizi, fiziksel nesnelerin doru znl doas bakmndan tmyle karanlkta brakr ve eer bu eyleri zihinsel olarak grmek iin hakl sebepler varsa, bu dnceyi, yalnzca bize tuhaf grnyor diye bir yana atmaya hakkmz yoktur. Fiziksel nesneler konusundaki dorunun tuhaf olmas gerekir. Bu eriilmez olabilir, fakat herhangi bir filozof ona eritiine inanyorsa, doru diye ortaya koyduun eyin tuhafl olgusu, bu dnceye kar kmak iin bir dayanak olarak kullanlmamaldr. dealizmin savunulmasnda kullanlan dayanaklar, genellikle, bilgi kuramndan yani nesnelerin, onlar bilebilmemiz iin gerekletirmeleri gereken koullar zerine bir tartmadan tretilmitir. dealizmi byle bir temele oturtmak iin ilk nemli giriim Piskopos Berkeley'den geldi. nce, geni apta salam kantlarla, bizim duyu-verilerimizin bizden bamsz bir varolulan olduunun kabul edilemeyeceini bunlann en azndan bir blmyle, tadlmadka, koklanmadka, doku-

DEALZM

35

nulmadka, iitilmedike ya da grlmedike varolularn srdremeyecekleri anlamnda, zihnin iinde bulunmalar gerektiini kantlad. Buraya dek kantlarnn bir blm iin yle olmasa bile, savlan hemen hemen kesinlikle doruydu. Fakat buradan teye, bizim alglanmzn bizi varlklanna inandrabilecekleri eylerin yalnzca duyu-verilerimiz olduunu, bilinmenin, bir zihin "iinde" bulunmak yani zihinsel olmak anlamna geldiini kantlamaya gitti. Buradan da, bir zihin iinde bulunmayan hibir eyin bilinemeyecei ve benim zihnimde bulunmadan bilinen her eyin baka bir zihinde bulunduu sonucuna vard. Onun usavurmalann anlamak iin "ide" szcn kullan biimini anlamak gerekir. O "ide" adn, rnein duyu-verilerinin bilinii gibi, dolaysz bilinen eylere verir. Bylece, grdmz zel bir renk bir idedir; iittiimiz bir ses de yle v.b. Fakat terim tmyle duyu-verilerine aynlm deil. Anmsanan ya da tasarlanan eyler de byle, nk byle eyleri de anmsadmz ya da tasarladmz anda tanm oluruz ve btn bu dolaysz bilgilere o "ide" der. Bundan sonra genel nesneleri, rnein bir aac ele alr. Bir aac algladmzda dolaysz olarak bildiimiz her eyin, szce onun verdii anlamda, idelerden olutuunu gsterir ve aata, alglamann dnda gerek bir ey bulunduunu var saymak iin en clz bir dayanak bile bulunmadn ne srer. Varl alglanndan gelir, der; Skolastiin Latincesinde, "esse"si, "percipi"dir. Biz gzmz kapadmzda ya da aacn yaknnda hi bir insansal varlk bulunmadnda da aaan, varln srdrdn tmyle kabul eder. Fakat bu varlk srdrmenin Tannnn onu alglamay srdrmesinden ileri geldiini syler; bizim fiziksel nesne dediimiz "gerek" aa, Tannnn zihnindeki idelerden oluur, bu ideler az ok bizim aac grdmzdeki idelere benzer, fakat bunlar, aa varln srdrdke, Tannnn zihninde srekli olarak

36

FELSEFE SORUNLARI

bulunurlar. Ona gre btn alglarmz Tanrnn alglarndan pay almakla oluur, ve baka baka kimselerin az ok ayn aac grmeleri de bu pay almadan gelir. Bylece, zihinler ve ideleri dnda dnyada hibir ey yoktur, hibir eyin bilinmesi olana da yoktur, nk bilinen her ey zorunlu olarak bir idedir. Bu uslamada felsefe tarihinde nemi olan birok yanllklar vardr, bunlann aydnla karlmas iyi olur. Birincisi, "ide" szcnn kullanl biiminin dourmu olduu bir kanklk var. Biz ide deyince, znde, birisinin zihni iindeki bir eyi anlanz, bu yzden de, bir aacn tmyle idelerden olutuu sylendiinde, eer bu doruysa, aacn tmyle zihinde olduunun kabul de doaldr. Fakat zihinde olmak kavram belirsizdir. Bir insan zihinde tutmaktan sz ederiz, bu o insann deil, onun dncesinin zihnimizde bulunduu anlamna gelir. Bir insan dzeltmesi gereken bir iin zihninden katn sylediinde, bu hibir zaman o iin daha nce zihninde bulunduu anlamna gelmez, zihninde bulunan, o iin yalnzca dncesidir ve bu dnce yok olmutur. Bunun gibi, Berkeley de, aac biliyorsak o bizim zihnimizde demektir dediinde bunu ancak, o aacn bir idesinin zihnimizde bulunduu anlamnda sylemeye hakk vardr. Aacn kendisinin zihnimizde bulunduunu sylemek, zihnimizde dediimiz adamn, zihnimizin iinde bulunduunu sylemek demektir. Bu, herhangi bir yetenekli filozofun dmemesi gereken bir karklktr, fakat trl yan koullar buna olanak salamr. Bu olanan nasl doduunu grmek zere, idelerin doas sorunu zerinde daha derine inmemiz gerekiyor. idelerin yapsn bir genel soru olarak ele almadan nce, duyu-verileri ve fiziksel nesnelerle ilgili olarak ortaya kan, birbirinden tmyle ayr iki soruyu yerlerine koymak gerek. Grdk ki trl aynntlar sebebiyle, Berkeley, bizim aa algmz oluturan duyu-verilerini az ok znel kabul etmekte

DEALZM

37

haklyd, u anlamda ki, bu duyu-verileri aaca olduu kadar bize de balydlar ve eer aa alglanmam olsa onlar da olmazd. Fakat bu, Berkeley'in kantlamak istedii gibi, dolaysz olarak bilinebilen her eyin bir zihinde bulunmas gerektii nerisinden ok baka bir eydir. Bu amala duyu-verilerinin bize ball zerine ayrntl kantlamalarn bir yarar yoktur. Genel olarak, eylerin, bilindikleri zaman zihinsel olduklarnn anlaldn kantlamak gerekir. Berkeley bunu yaptna inanr. imdi bizi ilgilendiren, daha nceki, fiziksel nesnelerle duyu-verilerimiz arasndaki aynm zerine olan sorumuz deil, bu sorudur. ide szc Berkeley'deki anlamyla alndnda, zihnin nne ne zaman bir ide ksa dnlmesi gereken, birbirinden bsbtn ayn iki ey vardr. Bir yanda aynmna vanlan ey var diyelim, masann rengi te yandan da farketmenin kendisi, nesneyi anlamann zihinsel etkinlii. Zihinsel etkinlik doallkla zihindedir, fakat anlalan eyin de zihinsel olduunu kabul etmek iin bir sebep var m? Daha nce renk iin yaptmz uslamafar, onun zihinsel olduunu gstermedi; yalnzca onun varlnn, fiziksel nesne bizde masa ile duyu organlanmz arasndaki bantya bal olduunu gsterdi, yani o kanmlara gre, belli bir k altnda, eer normal bir gz masaya gre belli bir noktada bulunuyorsa belli bir renk de varolur. Burada rengin, alglayann zihninde bulunduu kantlanm deiL Berkeley'in, rengin aka zihinde bulunmas gerektii grnn anlalabilirlii, kavranlan eyle kavrama eyleminin birbirine kartnlmasna bal gibi grnyor. Bunlardan yalnz birine "de" denebilir, anlalan Berkeley ikisine de ide diyor. Eylem kukusuz zihindedir; yani eylemi dndmzde, idelerin zihinde olduu grn gerekten kabul ederiz. Sonra bunun yalnzca, ide diye anlama eylemi alndnda doru olduunu unutur, "ideler zihindedir" nerisini

38

FELSEFE SORUNLARI

teki anlamdaki idelere yani anlama eylemimizin anlam olduu eylere aktanrz. Bylece bilinsiz bir kartrmayla, anlayabildiimiz hereyin zihnimizde olmas gerektii sonucuna varrz. Berkeley'in uslamasmn doru zmlemesi ve onun oturduu yanlln son kertesi byle grnyor. eyleri anlama eylemimizle onun nesnesi arasndaki bu ayrlk sorunu yaamsal nemdedir, nk btn bilgi edinme gcmz buna baldr. Kendi dndaki eyleri tanyabilme yetenei zihnin ana niteliidir. Nesneleri tanma, znde, zihinle zihinden baka birey arasndaki bantdan oluur; zihnin nesneleri tanma gcn yapan ey budur. Bilinen eylerin zihinde bulunduunu sylersek, ya zihnin bilme gcn haksz olarak snrlam ya da yalnzca bir yineleme (tautology) yapm oluruz. Eer "zihinde" derken "zihnin nnde" demek istemisek, yani yalnzca, zihin tarafndan anlalm olmay dnmsek, bu bir yinelemedir. Fakat bunu demek istemisek, b u a n l a m d a bunun yine de zihinsel olmayabileceini de kabul etmemiz gerekir. Bylece, bilginin yapsn tandmzda, Berkeley'in karmnn, biimde olduu kadar zde de yanl olduu grlr ve ideleri yani kavranm olan nesneleri zihinsel diye kabul etmenin dayanaklannn hibir salam yan olmad anlalr. Bu durumda onun idealizmi destekleyen kantlan bir yana atlabilir. Geriye, bakalannn bulunup bulunmadn grmek kalyor. ou kez, apak bir doruymu gibi, bilmediimiz bir eyin varolduunu da bilemeyeceimiz sylenir. Denir ki, herhangi bir yoldan deneyimize giren bir eyi hi olmazsa bizim bilmemiz gerekir; bundan da u kar: eer zdek, znde, bizim tanyamayacamz bir ey olsayd, varolduunu da bilemeyeceimiz bir ey olurdu ve bizim iin hibir nemi kalmazd. Ayrca genellikle, bulank kalan kimi sebeplerle, bizim iin nemi olmayan eyin gerek olamayaca, bu yzden de zdein, eer zihinlerden ya da zihinsel idelerden olumuyor-

DEALZM

39

sa, olanaksz olup yalnzca bir kuruntu olduu sylenmek istenir. Bu karm bu aamada tmyle ele almak olanaksz olurdu, nk nemli n tartmalan gerektiren noktalar ortaya kyor; fakat bu usavurmaya kar karlacak kimi kantlar hemen grlebilir. Sondan balayalm.- bizim iin g r m e deeri olmayan bireyin gerek olmamas iin bir sebep yok. iin iine kuramsal deer de girerse, her gerek eyin bizim iin bir tr nemi vardr, nk evren zerine doruyu bilmek isteyen kiiler olarak evrende bulunan her ey iin bir ilgi duyanz. Bu tr ilgi ie kannca da varolduunu bilmesek bile, eer varsa, zdein bizim iin nemsiz olmas szkonusu olmaz. Aktr ki onun varolduundan phe ederiz, varolup olmadn merak ederiz; bu yzden de o bizim bilme isteimizle balantldr ve isteimize ya uygun olmak ya da kar gelmek bakmndan nemi vardr. Yine bilmediimiz hibir eyin varolduunu bilemeyeceimiz de, hibir bakmdan apak bir doru deil, gerekte yanltr. Burada "bilmek" szc iki anlamda kullanlmtr. (1) Birinci anlamnda "yanl"a kar olan bilgiye uygulanyor, bu, bildiimiz eyin d o r u olduu anlamna gelir, bu anlam, kesin bilgi ve inanlarmza yani yarg denilen eye uygulanr. Szcn bu anlamnda bir eyin sz konusu olduunu biliyoruzdur. Bu tr bilgi d o r u n u n bilgisi diye tanmlanabilir. (2) Yukandaki "bilmek" szcnn ikinci anlamnda szck, bizdeki eylerin bilgisine uygulanr ki buna tanmak diyebiliriz. Duyu-verilerini biliimiz bu anlamdadr. (Buradaki aynlk kabaca, Franszcadaki s a v o i r ve connatre, Almancadaki

wissen ve knnen arasndaki gibidir.)

Bu durumda, apak bir doru gibi grnen neri, yeniden sylendiinde u biimi alr: "Varolduunu tanmadmz bir ey zerine bir yargya varamayz." imdi bu apak bir doru deil, tersine, elle tutulur bir yanltr. in imparatoru-

40

FELSEFE SORUNLARI

nu tanmak onuruna ermedim, fakat onun varolduu yargsna gerekten varabilirim. Denebilir ki, bu yargya, bakalar onu tand iin vardm. Nedir ki bu uygun bir yant olmaz, nk ilke doru olsayd, bakalannn onu tandn da bilemezdim. Dahas var: hi k i m s e n i n tanmad bir eyin varln bilmemek iin de bir sebep yok. Bu nokta ok nemli, aydnla karlmas gerekir. Varolan bir eyi tanyorsam, bu tanma bana onun varolduu bilgisini verir. Fakat bunun tersi yani, belli bir trden bir eyin varolduunu biliyorsam, benim ya da bir bakasnn onu tanmas gerektii doru deildir. Bireyi tanmakszn zerinde doru yargya vardmda, olan ey udur: o eyi tan m n d a n bilmi olurum, yani belli bir genel ilke sonucunda, bu tanma yant veren bir eyin varl, tandm baka bir eyin varlndan kanmlanabilir. Bu noktay iyice anlayabilmek iin nce, tanyarak bilmekle, tanmna gre bilmek arasndaki aynm ele almak, sonra da, hangi genel ilkeler bilgisinde, eer varsa, kendi deneylerinizin varl zerine olan bilgimizdeki kesinliin bulunduu zerinde dnmek uygun olacak. Bu konular bundan sonraki blmlerde ele alnacak.

V TANIMA YOLUYLA BLG VE BETMLEME YOLUYLA BlLG Bundan nceki blmde iki trl bilgi olduunu grdk: eylerin bilgisi ve dorunun bilgisi. Bu blmde yalnzca eylerin bilgisiyle uraacaz ve onu da iki tre ayracaz. eylerin bilgisi, t a n m a yoluyla dediimiz trdense, znde, dorunun bilinmesinden daha nemsizdir ve insan varlklannn, eyler zerinde hibir ey bilmeden onlan tandn kabul etmek, gerekte ivecenlik saylabilmesine karn, dorunun bilgisinden mantksal olarak bamszdr. Buna karn,

TANIMA VE BETMLEME YOLUYLA BlLGl

.

41

eylerin b e t i m l e m e yoluyla bilinmesi, bu blmde saptayacamz gibi, kaynak ya da temel olarak her zaman bir doru bilgisini gerektirir. Fakat her eyden nce, t n m a ile ne demek istiyoruz, betimleme ile ne demek istiyoruz, onu akla kavuturalm. Bir eyin varlndan, herhangi .bir kanm srecinin ya da doru bilgisinin' aracl olmadan dolaysz olarak haberimiz varsa onu tandmz syleyeceiz. Bu durumda, masann yanndayken masann grnn oluturan duyu-verilerini rengini, kln, sertliini, przszln v.b. tanyorum; btn bunlar masam grp oha dokunduum anda dolaysz olarak bilgi edindiim eylerdir. Grdm zel renk tonu zerinde ise, sylenecek birok eyler var kahverengi olduunu, olduka koyu olduunu v.b. syleyebilirim. Fakat bu tr yarglar, renk zerine bana birok dorular bildirmesine karn, rengin kendisini bana eskisinden daha iyi tantm olmazlar: renk zerine doru bilgisinin kart olmak zere rengin kendisinin bilinmesi szkonusu olduunda, rengi grdm anda bunu en tam ve en iyi biimde bilmi olurum ve kuramsal bakmdan bile bunu aan bir'bilgi olanakszdr. Bylece, masann grnn yapan duyu-verileri, benim tanm olduum, dolaysz olarak ve olduklan gibi bildiim eylerdir. Buna kar, masay bir fiziksel nesne olarak biliim dolaysz bilgi deildir. Bu durumuyla, masann grnn yapan duyu-verilerini tanma yoluyla elde edilmitir. Duyu-verilerinden phelenme olana bulunmamasna karn, samala dmeden, masa diye bir ey olup olmadndan phelenebileceimizi daha nce grmtk. Masa zerine olan bilgimin tmne "betimleme yoluyla bilgi" diyeceiz. Masa, "u ve u duyu-verilerini douran fiziksel nesnedir". Bu, masay duyu-verileri yoluyla betimliyor. Masa zerine herhangi bir ey bilmek iin, onun, kendi tandmz eylerle balantsn ku-

42

FELSEFE SORUNLARI

ran dorulan bilmek zorundayz: "u ve u duyu-verilerinin bir fiziksel nesnenin etkisinin soncu olduunu" bilmemiz gerek. Bizim, iinde dolaysz yoldan masann bilgisine vardmz hibir zihin durumu yoktur; masa zerine btn bilgimiz, gerekte, bir d o r u bilgisidir ve tam deyimiyle masann gerekte ne olduu bizce bilinmekte deildir. Biz bir betimleme biliyoruz, bir de bu betimlemenin uygulanabilecei tek bir ey olduunu, bu eyin ne olduunu dorudan doruya bilmemekle birlikte, biliyoruz. Byle bir durumda da bu nesne zerine bilgimizin betimlehe bilgisi olduunu sylyoruz. Gerek eylerin bilgisi, gerekse dorulann bilgisi olarak btn bilgimiz, temelde, tanmaya dayanyor. Bu yzden, tandmz ne trden eyler bulunduu zerinde dnmek nemlidir. Daha nce grdmz gibi, duyu-verileri, tandmz eyler arasndadr; gerekte bunlar tanma yoluyla edinilen bilgilerin en ak ve arpc rneklerini salarlar. Fakat bunlar tek mek olsayd bilgimiz, imdi gerekte olduundan ok daha snrl olurdu. Yalnzca u anda duyulanmzn karsnda olan eyleri bilebilirdik, gemi zerine hibir ey giderek bir gemiimiz olduunu da bilemediimiz gibi duyu-verilerimiz zerine herhangi bir doru da bilemezdik, nk greceimiz gibi, btn doru bilgileri, zde, duyu-verilerinden ok ayn nitelikte eyleri tanmay gerektirir, bu eylere kimi kez "soyut ideler" denir, fakat biz "tmeller" diyeceiz. Demek ki bilgimizin doruya yakn bir zmlemesini yapabilmemiz iin duyu-verilerinin dnda baka eyleri tanmay da dnmeliyiz. Duyu-verilerinin dnda ilk ele alnmas gereken kaplam (extension) b e l l e k ile tanmadr, grdmz, iittiimiz ya da baka yoldan duyularmzn nne kan eyleri okluk anmsadmz aktr, byle durumlarda anmsadmz eyin, o bize imdiki deil de gemiteki bir ey olarak da grnse,

TANIMA VE BETMLEME YOLUYLA BlLGl

.

43

yine de dolaysz bilgisine vanrz. Bellek yoluyla bu dolaysz bilgi gemile ilgili btn bilgilerimizin kaynadr: byle olmasa gemii kanmla bulamazdk, nk kanm yaplacak gemi diye bir eyin olduunu bilemezdik. Bundan sonra dnlmesi gereken kaplam i g z l e m (introspection) ile tanmadr. Biz yalnzca eylerin farkna varmayz, bu farkna varmann da farkna varnz. Gnei grdmde, okluk, gnei grdmn bilgisine vannm. Bir besin istediimde bu besini istediimden de bilgim olur, bu durumda, "besin isteyiim", benim tandm bir nesne olur. Bunun gib*, haz ya da ac duyduumuzun da, ve genellikle zihnimizde ortaya kan olaylarn da aynmna vannz. z-bilinci diyebileceimiz bu tr tanma, zihinsel eyler zerine'btn bilgilerimizin kaynadr. Byle dolaysz olarak bilinebilen eylerin yalnzca kendi zihnimizde geen eyler olduu aktr. Bakalannn zihninde geen eyleri, onlarn bedenlerini alglama yoluyla, yani bizdeki, onlann bedenleriyle birlikte gelen duyu-verileri araclyla biliriz. Kendi zihinlerimizin ieriklerini tanmam olsaydk, bakalannn zihinlerini de tasarlayamazdk ve bu durumda onlann zihinleri olduunun da bilgisine varamazdk. z-bilincinin insanlar hayvanlardan ayrt eden eylerden biri olduunu kabul etmek doal grnyor: hayvanlann, duyu-verilerini tanmalanna karn, bu tanmann bilincinde olmadklarn kabul edebiliriz. Onlann, kendilerinin varolup olmadklan zerinde phede olduklann sylemek istemiyorum, demek istediim, onlann, duyum ve duygulannn bilincinde olmadklan gibi, bu durumda, duyum ve duygulannn znesi olan kendilerinin de varlklann bilincinde olmadktandr. Zihnimizin ieriklerini tanmaya z-bilinci dedik, fakat doal olarak bu, kendimizin bilinci deil, tikel dnce ve duygulanmzn bilincidir. Tikel dnce ve duygulanmzn kart olarak kendi salt varlmz tanyp tanmadmz sorunu ok

44

FELSEFE SORUNLARI

zor bir sorundur, buna olumlu yant vermek iin henz erkendir. Kendi iimize bakmay denediimizde, her zaman bir tikel dnce ya da duyguya vardmz, yoksa dnen ve duyan "Ben"e varamadmz anlalyor. Yine de, buradaki tanmay baka eylerden ayrmak g olmasna karn, "Ben"i tandmz kabul etmek iin sebepler vardr. Bunlann ne gibi sebepler olduunu akla karmak zere, bir an iin, tikel eyleri tanmamzn gerekte neyi gerektirdii zerinde biraz duralm. "Gnei grm" tandm zaman birbiriyle bantl iki ayn eyi tandm aktr. Bir yanda gnei bana sunan duyu-verileri var, te yanda bu duyu-verilerini gren ey var. Her tanma, bana gnei sunan duyu-verilerini benim tanmam gibi, aka, tanyan kiiyle tannan nesne arasnda bir bant olarak grnr. Bir tanma olay, eer, benim tanyabildiim bir olay ise (benim, bana gnei sunan duyu-verilerimi tanmam tanmam gibi), tanyan kiinin ben olduum aktr. Bylece, kendimin gnei grm tandm zaman, tandm btn olgu "kendi-duyu-verilerimi-tanmamdr". Daha sonra, "u duyu-verilerini tandm" dorusunu biliyoruz. "Ben" dediimiz eyi tanmadka bu doruyu nasl tandmz, giderek bunun ne anlama geldiini anlamak zordur. Tandmz eyin, dn neyse bugn de o olan az ok srekli bir kii olduunu kabul etmek zorunlu gibi grnmyor, fakat doas ne olursa olsun, gnei gren ve duyu-verilerini tanyan bir eyi tanmamz gerekirmi gibi grnyor. Bylece, bir anlamda, kendi tikel deneylerimizin kart olarak Kendimizi tanmamz gerekirmi gibi grnyor. Fakat sorun zordur ve ikisi iin de karmak kantlar verilebilir. Bylece, kendimizi tanmamz olaslnn domu olmasna karn bunun phesiz olduunu sylemek doru olmaz. Bu durumda, varolan eyleri tanmakla ilgili olarak sylenenleri yle zetleyebiliriz. D duyulann verilerini duyumda

TANIMA VE BETMLEME YOLUYLA

BlLGl

.

45

ve i duyular denen eylerin (dnceler, duygular, istekler v.b) verilerini i gzlemde tanyoruz; d duyulann olsun i duyularn olsun bilgisi olmu olan eyleri de bellekte tanyoruz. Ayrca, eylerin bilgisine varan ve onlar iin istek duyan Ben'i de tandmz, kesin deilse de olasdr. . Varolan tikel eyleri tanmamzn dnda tmeller adn ve-

receimiz eyleri de, yani, aklk, eitlilik, kardelik v.b. gi-

bi genel ideleri de tanrz. Her btn tmcenin, evrensel denecek hi olmazsa bir szck iermesi gerekir, nk btn eylemlerin, tmel bir anlam vardr. Tmellere sonra, IX. Blmde yeniden geleceiz; imdilik yalnzca, tandmz her eyin tikel ve varolan bir ey olduunu kabul etmekten kendimizi kurtarmamz gerek. Tmelleri farketmeye k a v r a m a k kavranan bir tmele de k a v r a m denir. Tandmz eyler arasnda fiziksel nesnelerle (duyu-verilerinin kartlan) bakalarnn zihinlerinin bulunmad grlm olmaldr. Bu eyleri biz, "betimleme bilgisi" dediimiz ey yoluyla biliriz ki imdi onu ele alalm. "Betimlemek"den anladm, "bir yle-ve-yle" ya da "yle-ve-yle" biiminde bir tmcedir. "Bir-yle-ve-yle" biimindeki tmceye "bulank" betimleme diyeceim, "yleve-yle" (tekil) biimindeki tmceye de belirli betimleme diyeceim. Bylece, "bir adam" bulank betimleme, "demir maskeli adam" ise belirli betimlemedir. Bulank betimlemenin birok trleri vardr, fakat tartma konumuzu dorudan ilgilendirmediinden bunlar geiyorum, nk konumz, bir nesneyi tanmaymza karn belirli bir betimlemeye yant olan byle bir nesnenin bulunduunu bildiimiz durumlardaki nesnelerle ilgili bilgimizin doas zerinedir. Bu yalnzca belirli betimlemelerle ilgili bir konudur. Bu yzden bundan sonra, "belirli betimlemeler" yerine yalnzca betimlemeler diyeceim. Yani bir betimleme "yle-ve-yle" biiminde tekil herhangi bir tmcedir.

46

FELSEFE SORUNLARI

Bir nesnenin "yle-ve-yle-olan" olduunu biliyorsak, yani belli nitelikte bir ve yalnz bir nesne olduunu biliyorsak o nesnenin "betimlemeyle bilindiini" kabul edeceiz; ve bu durumda bu nesneyi genellikle tanma yoluyla bilmediimiz kabul edilecek. Demir maskeli adamn varolduunu biliyoruz ve onun zerine birok yarglar vardr; fakat onun kim olduunu bilmiyoruz. En ok oy alan adayn seileceini biliyoruz ve bu durumda, en ok oy alacak aday tanyor olma olaslmz da oktur (ancak bir adamn baka birisini tanyabilecei anlamda); fakat onun o adaylardan hangisi olduunu bilmiyoruz, yani A'nn, adaylardan birinin ad olmas durumunda, "A en ok oy alacak adaydr" biiminde bir nerme bilmiyoruz. Biz, yle-ve-yle-olann varolduunu bilmemize, belki de gerekte yle-ve-yle-olan tanmamza karn, A tandmz biri olmak kouluyla "A yle-ve-yle-olandr" biiminde bir yargy bilmiyorsak, bu yle-ve-yle-olan zerine "yalnzca betimleyici bilgimiz vardr" diyeceiz. "yle-ve-yle-olan" dediimizde, yle ve yle yalnzca bir nesne tanyoruz demektir, "a yle-ve-yle-olandr" nerisi, a'nn yle-ve-yle bir zellii vardr ve baka kimsede bu zellik yoktur anlamna gelir. "Bay A bu seim blgesinde Unionist adaydr" nerisi "Bay A bu seim blgesinden bir Unionist adaydr ve baka Unionist aday yoktur" anlamna gelir. "Bu seim blgesinde Unionist aday var" demek, "birisi bu seim blgesinde Unionist adaydr ve bakas deildir" demektir. Bylece, yle-ve-yle-olan bir nesneyi tandmzda bu yle ve yle olann varolduunu biliyoruz demektir; fakat yle ve yle olan olduunu bildiimiz hibir nesneyi tanmadan da, giderek gerekte yle ve yle olan hibir nesne tanmadan da, yle-ve-yle-olann varolduunu bilebiliriz. Genel szckler, giderek zel adlar, genellikle gerek betimlemelerdir. Yani bir zel ad doru olarak kullanan bir ki-

TANIMA VE BETMLEME YOLUYLA BlLGl

.

47

inin zihnindeki dnce, genellikle, ancak zel ad yerine bir betimleme koyduumuzda ak olarak anlatlabilir. stelik, dnceyi anlatmak iin gerekli betimleme, kiiden kiiye ya da ayn kii iin zamana gre deiecektir. Deimeyen tek ey (adn doru kullanlmas kouluyla) adn uyguland nesnedir. Fakat bu deimez kaldka, ie karan zel betimleme, genellikle, adn iinde bulunduu nerinin doru ya da yanlln etkilemez. Birka rnek alalm. Bismarck zerine bir yarg dnelim. Kendini dolaysz tanma diye bir ey olduunu kabul edersek Bismarck kendi adn dorudan doruya, tanm olduu zel kiiyi gstermek iin kullanm oluyordu. Bu durumda, kendi zerine bir yarg verdiinde, kendisi bu yargnn elerinden biri olurdu. Burada zel adn kullanl, her zaman olmas gerektii gibi, dorudan doruyadr, yani nesnenin bir betimlemesinin deil dorudan doruya nesnenin yerini alr. Fakat Bismarck' tanyan baka birisi onun zerine bir yarg verirse i deiir. Bu kiinin tand ey, kendisinin Bismarck'a balad (doru baladn kabul ediyoruz) bir duyu-verisidir. Bir fiziksel nesne olarak bedeni, hele zihni, yalnzca bu duyuverilerine bal bir beden ve zihin olarak bilinmektedir. Yani bunlar betimlemeyle biliniyorlar. Doallkla, bir insann zelliklerinin, onu dnen bir arkadann zihninde canlan byk lde bir rastlant iidir, bu durumda arkadan zihnindeki betimleme gerekte olgusaldr. Burada nemli nokta, arkadann, trl betimlemelerin hepsinin ayn varla uygulandn bilmesi, buna karn szkonusu varl tanmam olmasdr. Bismarck' tanmam olan biz, onun iin bir yarg verdiimizde, zihnimizdeki betimlemenin, tarihsel bilginin az ok bulank bir yn olmas olasdr genellikle de bu bilgi onu belirlemek iin gerekli olandan daha oktur. Fakat rnek olarak, onu yalnzca "Alman imparatorluunun ilk anslyesi"

48

FELSEFE SORUNLARI

olarak dndmz kabul edelim. Burada "Alman" szc dnda btn szckler soyuttur. "Alman" szcnn de baka baka kiiler iin baka baka anlamlan vardr. Kimisine Almanya'daki bir geziyi, kimisine haritadaki Almanya'y v.b. anmsatr. Eer uygun olduunu bildiimiz bir betimlemeye varmak istiyorsak, tandmz zel bir eye bavurmak zorunda kalrz. Bu tr bavurmalar, gemiin, imdinin ve gelecein (belirli tarihlerin kart olarak) ya da urann ya da burann ya da bakalannn bize sylediklerinin her szkonusu ediliinde gerekli olur. Bu durumda grlyor ki, u ya da bu yolda, zel bir eye uygulanabilecei bilinen herhangi bir betimlemenin, eer betimlenen ey zerindeki bilgimiz yalnzca mantksal bir kanm sonucunda elde edilmeyecekse, tandmz zel bir eye balanmas gerekir. rnein "insanlann en uzun mrl olan", yalnzca, bir insana uygulanmas gereken tmelleri ieren bir betimlemedir, fakat biz bu adam zerine betimlemenin verdiinin dnda bir bilgi ieren hibir yargya varamayz. Bununla birlikte, "Alman imparatorluunun ilk anslyesi kurnaz bir adamd" dersek, bu yargmzn doruluuna, ancak tandmz bir ey, genellikle iittiimiz ya da okuduumuz bir tanklk araclyla gven duyabiliriz. Bakalanna aktardmz bilgi bir yana ve gerek Bismarck zerine bizim yargmza etkinlik veren olgu bir yana, bizim gerekteki dncemizde, ilgili bir ya da daha ok tikel bulunur, byle olmazsa tmyle kavramlardan oluur. Btn yer adlan Londra, ingiltere, Avrupa, Dnya, Gne Dizgesi, kullanlrken, tandmz bir ya da daha ok tikelden balayan betimlemeleri ierirler. Kanmca evren bile, metafizikteki dnl biimiyle, zel eylerle byle bir balanty gerektirir. Buna kar mantkta, yalnzca varolan ey deil, varolabilen ya da olmas gereken her ey konumuz iine girdiinden gerek zel eylere bavurmak gerekmez.

TANIMA VE BETMLEME YOLUYLA

BlLGl

.

49

yle grnebilir ki, yalnzca betimlemesinden bilinen bir ey zerinde bir yargda bulunduumuzda amacmz, okluk, betimlemeyi ieren biimde deil de, betimlenmi olan gerek ey zerinde bir yarg vermektir. Yani Bismarck zerinde bir ey sylediimizde elimizden gelse yargmz, yalnz Bismarck'n yapabilecei biimde, yani Bismarck'm, elerinden biri olduu bir yarg biiminde vermek isterdik. Bunda baanya ulaamazdk, nk gerek Bismarck' biz bilemeyiz. Bizim bildiimiz, Bismarck adnda bir B nesnesi olup, bu B'nin kurnaz bir diplomat olduudur. Bylece, bildirmek istediimiz neriyi yani iindeki B nesnesi Bismarck olan, "B kurnaz bir diplomattr" nerisini, betimleyebiliriz Bismarck' "Alman imparatorluunun ilk anslyesi" olarak betimliyorsak, bizim anlatmak istediimiz neri yle betimlenebilir: "Almanya'nn ilk anslyesi olmu olan gerek nesneyle ilgili olarak, bu nesnenin kurnaz bir diplomat olduunu bildiren neridir". Kullandmz deiik betimlemelere karn, bizim bilgi vermemizi salayan ey, gerek Bismarck zerine doru bir neri bulunduunu bilmi olmamz ve betimlemeyi ne denli deitirirsek deitirelim betimleme doru olmak kouluyla betimlenen nerinin yine ayn kalmasdr. Betimlenmi olan ve doru olduu bilinen bu neri bizi ilgilendiren neridir; fakat onun doru olduunu bilmemize karn, nerinin kendisini tanm deiliz ve onu bilmiyoruz. Grlyor ki tikel eylerin tannmasndan uzaklamann eitli aamalar var: Onu bilenler karsndaki Bismarck, yalnzca tarihten bilenler karsndaki Bismarck, demir maskeli adam, insanlann en uzun mrls. Bunlar derece derece, tikellerin tannmas basamandan uzaklarlar. Birincisinde, baka bir kimsenin tannabilecei kadar, Bismarck'm yaknna vanlmtr; ikincisinde, yine de Bismarck'n kim olduunu bildiimiz sylenebilir; ncsnde demir maskeli adamn kim olduunu bilmiyoruz, fakat onun, demir bir maske takm ol-

50

FELSEFE SORUNLARI

masndan mantksal olarak karlabilecek olanlann dnda, onun zerine bildiimiz birok eyler var; son olarak drdncsnde, adamn tanmndan kanlabilecek olanlann dnda hibir ey bilmiyoruz. Tmeller alannda da buna benzer bir sralanma vardr. Birok tmelleri, birok tikel eyler gibi, biz yalnzca tanmlarndan biliriz. Fakat burada, tikeller konusunda olduu gibi, betimlemesinden bilinenle ilgili olan bilgi, son aamada tammayla bilinenle ilgili bilgiye indirgenebilir. Betimlemeleri ieren nerilerin zmlemesinde temel ilke

udur: Anlayabileceimiz her nerinin, tmyle bizim taradmz elerden olumas gerekir.

Bu aamada bu temel ilke iin ileri srlebilecek btn kar kmalar yantlamaya girimeyeceiz. imdilik yalnzca u ya da bu yoldan, bu kar kmalarn karlanabileceini gstereceiz. nk varsaydmz ya da vargya vardmz bir eyin ne olduunu bilmeden byle bir varsaym yapabilmemizi ya da yargya varabilmemizi anlamak kolay olmaz. Eer yalnzca bir ses karm olmamak ve doru konumak istiyorsak, kullandmz szcn bir anlam olmas gerekir. Bylece, rnein Julius Sezar zerine bir yarg vermisek, Julius Sezar'n kendisi zihnimizin nnde deildir. nk onu tanm deiliz. Zihnimizde Sezar'n bir betimlemesi vardr: "Mart'n onbeinde ldrlm olan adam", "Roma mparatorluu"nun kurucusu", ya da belki yalnzca, "Ad Julius Sezar olan adam" (Son tanmda Julius Sezar, tanm olduumuz bir ses ya da klktr). Bylece, bizim yargmz, demek ister grnd anlama gelmiyor, fakat Julius Sezar yerine, tmyle bizim tanm olduumuz evrensel ve tikellerden kurulan, onun bir betimlemesini anlatm oluyor. Betimlemeyle bilginin balca nemi, onun, kendi zel bilgimizin snrlar dna kabilmemizi salamasdr. Bizim yalnzca, tmyle kendi tanma deneyimizden gemi terimlerden oluan dorulan tanyabileceimiz gereine karn, yine

TMEVARIM ZERNE

51

de hibir zaman deneyimizden gememi eylerin betimlemeli bilgisini edinebiliriz. Bizim dolaysz deneyimizin, ok dar olan ulam snr gznnde tutulursa bu sonu yaamsal nemdedir ve bu anlalncaya dek bilgimizin ou gizemli ve, bu yzden de pheli kalacaktr.

VI TMEVARIM ZERNE Bundan nceki hemen btn tartmalarmzda, varolu bilgisi yolundaki bilgilerimiz zerinde aklk kazanmaya altk. Evrende, bizim tanmamz yoluyla varolular bilinmi olan ne gibi eyler var? imdiye dek buna yantmz, kendi duyu-verilerimizi ve belki de kendimizi tandmzdr. Bunlann varolduunu biliyoruz. Ve anmsanan gemi duyu-verilerinin de gemite varolduunu biliyoruz. Bu bilgi verilerimizi salar. Fakat bu verilerden karanlar yapacaksak, yani eer zdein, teki kiilerin, kendi bireysel anmzn balamasndan nceki gemiin ya da gelecein varolulann bileceksek, onlarn araclyla o karmlarn yaplabilecei bir tr genel ilkeler de bilmemiz gerekir. nce A gibi bir tr eyin varoluunun, B gibi baka bir tr eyin varoluunun belirtisi olduunu bilmemiz gerekir, bu A ile ayn zamanda, A'dan biraz nce ya da A'dan biraz sonra olabilir, rnein gk grlts, daha nceki imein belirtisidir. Eer bunu bilmeseydik, bilgimizi kendi zel deney alanmzn dna hibir zaman taramazdk, bu alan ise, grdmz gibi, ok dardr. imdi ele alacamz soru, byle bir geniletmeye olanak bulnup bulunmad, olanak varsa bunun nasl yaplddr. rnek olarak, zerinde hibirimizin, gerekten ufak bir phe duymadmz bir konuyu alalm. Hepimiz gnein ya-

52

FELSEFE SORUNLARI

rn doacan kesinlikle biliriz. Niin? Bu inan yalnzca gemi deneyin gelii gzel bir sonucu mudur, yoksa bunun usa uygun bir inan olduu dorulanabilir mi? Bu tr bir inancn usa uygun olup olmadn saptayacak bir l bulmak kolay deildir, fakat hi olmazsa, eer doruysalar, gnein yarn doaca yargsn, ya da eylemlerimizi dayadmz birok buna benzer yarglar dorulamak iin ne trden genel inanlarn yeterli olacan aratrabiliriz. Aktr ki bize, gnein yann doacana niin inandmz sorsalar, doal olarak yle yant veririz: "nk her zaman her gn domutur". Gemite domu olduu iin, gelecekte de doacana salam bir inancmz vardr. imdiye dek olduu gibi yann da douunu srdreceine niin inandmz sorusu daha da vurgulanrsa, devim yasalanna bavurabiliriz: dnya, deriz, zgrce dnen bir cisimdir, byle cisimler dardan bir karma olmadka dnlerini kesmezler, bugnle yann arasnda dnyaya dardan karacak herhangi bir ey de yoktur. Doal olarak, dardan kanacak, hibir eyin olmadn kesinlikle bilip bilmediimiz sorulabilir, fakat ilgin olan soru bu deildir, ilgin phe, devim yasalarnn yanna dek geerli kalp kalmayacadr. Eer byle bir phe varsa kendimizi, gnein douu zerine phemizin ilk ortaya kt yerde buluruz. Devim yasalannn etkinliklerini srdreceklerine inanmak iin tek sebep bizim bilgimizin ulaabildiince eskilerden beri bunu srdrp gelmi olmalandr. Gemiten gelen tant ynlanndan, gnein douunu destekleyenlere bakia, devim yasalann destekleyenlerin ok daha byk olduu da aynca dorudur, nk gne domas devim yasalannn gereklemelerinin yalnzca bir zel durumudur ve sonsuz sayda byle zel durumlar vardr. Fakat gerek soru u: Gemite bir yasann herhangi bir sayda gereklemi olmas, gelecekte de gerekleeceinin tantn salar m?

TMEVARIM ZERNE

53

Salamazsa, yarn gnein doacan, ya da ilk yemekte yiyeceimiz ekmein bizi zehirlemeyeceini ummak iin. ya da gnlk yaammz dengede tutan belli belirsiz bilinli bekleyilerden herhangi birisi iin bir dayanamz kalmayaca aktr. Grlm olmas gerekir ki btn bu beklenenler yalnzca olasdr; onlarn gereklemeleri gerektii bakmndan bir kant aramamalyz, arayacamz ey yalnzca bunlarn gerekleecek gibi olduklarn destekleyen bir sebeptir. imdi, bu soruyla urarken daha balangta nemli bir ayrm yapmamz gerekir, yoksa hemen umutsuz karklklar iine deriz. Deney gsterdi ki imdiye dek, ayn biimde bir ardllk ya da ortak varoluun ok sayda yinelenmesi, ilk uygun koulda ayn ardllk ya da ortak varoluu beklememizin nedenidir. Belli bir grn olan besinin genellikle belli bir tad vardr ve eer allm grn allmam bir tadla birleirse ar bir sarsnt olur. Grdmz eyler, alkanlk yznden, dokunduumuzda duyacamz umduumuz belli bir dokunma duyumuzla birlikte gider; hortlaklann en korkun yanlarndan biri (bir ok hortlak hikyelerinde) bize herhangi bir dokunma duyumu vermemeleridir. Baka lkelere ilk kez giden eitim grmemi kimseler, kendi anadilinin anlalmadn grnce buna inanamayacak kadar anrlar. Bu tr anmlar yalnz insanlara zg deildir; hayvanlarda da ok gldr. ok kez bir yolda yrtlen bir at, onu baka bir dorultuya ekme giriimi karsnda direnir. Evcil hayvanlar, genellikle, kendilerini besleyen kimseleri grdklerinde besin beklerler. Bu olduka ham bekleyilerin tekdzeliklerinin aldanmadan geldiini biliyoruz. Bir pilici btn yaam boyunca hergn besleyen bir insan, doann tekdzelii zerine daha incelikli dncelerin pililer iin daha yararl olacan gstererek boynunu buruverir.

54

FELSEFE SORUNLARI

Bu tr bekleyilerin yanltclna karn bunlar yine de vardr. Bireyin yalnzca belli bir sayda ortaya kmas olgusu, hayvanlarda ve insanlarda, onun yeniden olmasn beklemeye neden olur. Bylece, geri igdlerimiz yarn gnein doacana bizi inandnr, fakat hi beklemedii anda boynu burulan piliten daha iyi durumda olmayabiliriz. Bu dunmda, gemiteki tekdzeliklerin gelecek iin bekleyilerin nedeni olulan olgusuyla, bu tr bekleyilerin salamlklan sorusu ortaya ktnda bunlara arlk kazandracak uygun bir dayanak bulunup bulunmad sorusunu birbirinden ayrmamz gerekiyor. Tartacamz sorun "doann tekdzelii" denen eye inanmak iin bir sebep bulunup bulunmaddr. Doann tekdzeliine inanmak, ortaya kan ya da kacak olan her olayn, hi bir aynkl o l m a y a n bir genel yasann rneklerinden biri olduuna inanmak demektir. ncelemekte olduumuz ham bekleyilerin hepsinde ayrklklar olabilir, yani hepsi de bekleyenleri dkrklna uratabilir. Fakat bilim, genellikle, hi olmazsa zerinde alaca bir varsaym olarak, ayaklamalar olan genel kurallar yerine, ayaklamalar olmayan genel kurallar konabileceini kabul eder. "Havada desteksiz kalan cisimler der" bir genel kural, balonlarla uaklar da bunun aynklamalandr. Fakat cisimlerin ounun dme sebebini aklayan devim yasalaryla yerekimi yasas, balonlarla uaklarn ykselmelerinin de nedenini aklar; bylece devim yasalaryla yerekimi yasas bu ayrlktan kurtulmu oluyor. Gnein yann doaca inanc, eer dnya birdenbire byk bir cisme dokunup da dnnden kalsa, yanlc olur; fakat devim yasalanyla ekim yasas byle bir olaydan etkilenmez. Bilimin ii, devim yasalanyla yerekimi yasas gibi, bizim deneyimiz snrlar iinde ayaklamalar bulunmayan tekdzelikler bulmaktr. Bilim bu arayta gze arpar biim-

1

TMEVARIM ZERNE

55

de baanl oldu ve bu tr tekdzeliklerin imdiye dek salam kaldklann da kabul etmek gerek. Bu bizi u soruya geri gtrr: Bunlann, gemite hep salam kaldklan iin gelecekte de yle kalacaklarn kabul ettirecek bir sebebimiz var m? Gelecein gemie benzeyeceini dnmeye hakkmz olduu, nk geleceklerin gemie dnmelerinin srp geldii ve hepsinde de gemie benzedikleri, yle ki, bizim gerekte gelecekleri denemi olduumuz, yani, gemi gelecekler diyebileceimiz gemiteki gelecekleri her zaman bildiimiz ileri srld. Ama byle bir kantlama, sorunun kendisini geri getirir. Gemi geleceklerden deneyimiz var ama gelecek geleceklerden yok ve soru u: .Gelecek gelegjrler flemigeleceklere benzeyecekler mi^Bvle bir soruya, yalnzca gemi geleceklerden balayan bir kanmla yant verilmemelidir: Bu durumda yine gelecein gemiteki yasalar izleyeceini bilme olanan bize verecek bir ilke aramak gerekir. Balangta, iki eyin sk sk bir arada bulunup ayr ayr hi grlmemelerinin, kendiliinden, ilk rnekte de birlikte bulunacaklann kesin biimde kanlamaya yetmeyeceini kabul etmek gerek. En ok umabileceimiz, bu eyleri bir arada ne denli ok grmsek, baka bir kez de bir arada bulunacaklan o denli olasdr ve bu birlikte bulunmalar yeterli bir sayy bulmusa olaslk h e m e n h e m e n kesinlie ular. Kesinlie hibir zaman ulalamaz, nk ok sayda yinelenmelere karn, kimi kez sonunda, boynu burulan pilite olduu gibi, bir sakatlk kabileceini biliyoruz. Demek btn bekleyebileceimiz ey ancak olaslktr. Bizim savunduumuz gre kar, btn doal fenomenlerin yasalara bal olduu ve kimi kez, gzlemleme sonucu, bizim konumuzdaki olgularn yalnzca bir tek yasaya uyacan grebileceimiz ileri srlebilir. Bu gre kar iki yant vardr. Birincisi, bizim konumuza, hi ayrklamas olmayan h e r h a n g i bir yasa uygun dyorsa bile, uygu-

56

FELSEFE SORUNLARI

lamada biz, ayaklamalar olan bir .yasay deil de o yasay bulduumuza gvenemeyiz. kincisi de yasaya balln kendisi de yalnzca olas gibi grnebilir, ve onun gelecekte de geerli olaca ya da gemite incelediimiz bir olayda da geerli olduu inanann kendisi de incelemekte olduumuz ilkeye dayanr. ncelemekte olduumuz ilkeye tmevarm lkesi denir ve bunun iki blm yle dzenlenebilir: (a) Belli bir A trnden bir ey, belli baka bir B trnden bir eyle birlikte bulunmu ve B trnden bir eyden ayn olarak hi grlmemise, A ile B'nin birlikte bulunulannn says bydke, bunlardan birinin grld yeni bir durumda, birlikte bulunmalanmn olasl da byr. (b) Ayn koullar altnda, birlikte bulunma durumlarnn yeterli bir sayya ulamas, yeniden birlikte bulunma olasln kesinlie yaklatrr ve bu olaslk kesinlie doru snrsz olarak yaklar. Biraz nce sylendii gibi, ilke yalnzca, bizim bekleyiimizin tek bir yeni rnek iin dorulanmasnda kullanlabilir. Fakat biz aynca, birlikte bulunduklan durumlarn yeterli bir sayya ulamas ve bunu sakatlayan hibir durumun grlmemesi kouluyla, A trnden eylerin B trnden eylerle her zaman birlikte bulunacaklan biimde bir genel yasay destekleyen bir olasln da bulunduunu bilmek isteriz. Aktr ki, genel yasa olasl zel durum olaslndan daha dktr, nk genel yasa doruysa zel durumun da doru olmas gerekir, oysa genel yasa doru olmadan da zel durum doru olabilir. Yine de, yinelenmeler zel durumun olasln ykselttii gibi genel yasann da olasln ykseltir. Demek ilkemizin genel yasayla ilgili iki blmn yineleyebiliriz, bylece: (a) A trnden bir eyle B trnden bir eyin birlikte bulunulannn says bydke (eer bu birliktelik hibir sakat-

TMEVARIM ZERNE

57

lanma gstermemise) A'nn B ile birlikte bulunma olasl da artar. (b) Ayn koullar altnda A ile B'nin yeter sayda birlikte bulunmu olmalan, A'nn her zaman B ile birlikte bulunmasn hemen hemen kesinletirir ve bu genel yasay snrsz olarak kesinlie yaklatnr. Unutulmamaldr ki olaslk her zaman belli verilere baldr. Bizim durumumuzda veriler yalnzca A ile B'nin birlikte bulunduklannn bilindii durumlardr. Gznnde tutulmas gerekebilen baka durumlar da olabilir ki olasl ar biimde deitirebilir. rnein ok sayda ak kuu gren bir adam, ilkeye gre bu verilerden, btn kuulann ak olmas olasln karabilir ve bu ok salam bir kanm olurdu. kanm kimi kuulann kara olulanyla rm olmaz, nk bir ey, kimi verilerin onu beklenmez klmasna karn yine de ortaya kabilir. Kuularn durumunda, bir adam, birok hayvan trleri iin renklerin ok deiken bir nitelii olduunu, bu yzden de renklerle ilgili bir tmevarmn, yanlla zellikle yatkn olduunu bilebilir. Fakat bu bilgi de yeni bir veri olabilir ve bizim daha nceki verilerimize bal olan olasln yanl saptanm olduunu hi de kantlamaz. Demek ki, eylerin bizim bekleyilerimizin gereklemesini salayamamas, bir belli durumda ya da durumlar takmnda da, bekleyilerimizin gereklemeyecei olaslnn kant olamaz. Bu durumda, tmevanmsal ilkelerimiz, ne olursa olsun, deneye bavurularak -

rtlemez.

Bununla birlikte, tmevanmsal ilkenin deneye bavurarak kantlanmas da olanakszdr. Deney, deneyden gemi tmevanmsal ilkeleri yalnzca anlalabilir biimde salamlayabilir, yoksa deneyden gememi durumlar bakmndan, denenmi olandan denenmemi olann kanmm donlayabilecek tek ey tmevanmsal ilkedir. Deneye dayanarak, gelecein ya da imdi ile gemiin denenmemi blmlerinin tartmasn ya-

58

FELSEFE SORUNLARI

pan btn kantlamalar tmevarmsal ilkeyi gerektirir; yani savmz kantlanm saymadka, tmevarmsal ilkeyi kantlamak iin deneyi kullanamayz. Bylece, tmevanmsal ilkeyi ya onun znl salamlna dayanarak kabul etmeli ya da gelecek iin btn bekleyilerimizin dorulanmasndan vazgemeliyiz. Eer ilke rkse gnein yarn domasn beklememiz iin sebep yok, ekmein tatan daha besleyici olacan beklemek iin de, atdan kendimizi braktmzda deceimizi beklemek iin de bir sebep yok. En iyi arkadamz sandmz eyin bize yaklaun grdmzde, onun bedeninde en byk dmanmzn ya da tmyle yabanc birinin ruhunun elemediini kabul etmemiz iin de bir sebep yok. Btn davranlanmz, gemite ileyen ve bu yzden gelecekte de ileyecek gzyle baktmz birliktelikler temeline dayanr ve bu olasln salaml tmevanmsal ilkeye baldr. Bilimin, yasann egemenliine inanmak ya da her olayn bir nedeni olduuna inanmak trnden genel ilkeleri de tmyle, gnlk yaantlanmzdaki inanlar gibi, tmevanmsal ilkeye baldr. Btn bu genel ilkelere inanlmtr nk insanlk, bunlarn doruluklar zerine saysz rnekler grm, fakat yanllklamn tek rneini grmemitir. Fakat bu, tmevanmsal ilke kabul edilmedike, btn onlann gelecekteki doruluklanna dayanak salamaz. Bu durumda, bir deneye dayanarak bizi denenmemi bir ey zerinde aydnlatan her bilgi, deneyin ne olurlayp ne olmazlad, fakat yine de hi olmazsa en somut uygulamalarda bizde birok deney olgulan kadar salam biimde kk salm grnen, bir inanca dayanr. Bu tr inanlarn varolulan ve dorulanmalar, nk greceimiz gibi, tmevanmsal ilke tek rnek deildir felsefenin en zor ve zerinde en ok tartlan sorunlarndan birini ortaya kanr. Bundan sonraki blmde, byle bir bilgiyi aklamak iin ne sylenebileceini

GENEL LKELER ZERNE BLGlMlZ KONUSU '

59

ve onun kapsamnn ve kesinlik derecesinin ne olduunu ksaca ele alacaz.

VII GENEL LKELER ZERNE BLGMZ KONUSU Bundan nceki blmde tmevanm ilkesinin, deneye dayanan btn kanmlann salaml bakmndan zorunlu olmasna karn, kendisinin deneyle kantlanamayacan, fakat yine de, hi olmazsa somut uygulamalannda ona herkesin duraksamadan inandn grmtk. Bu nitelikler yalnzca tmevanm ilkesine zg deildir. Baka birok ilkeler de vardr ki deneyle ne kantlanabilip ne de rtlebilirler, fakat denenmi olandan yola kan kanmlarda kullanlrlar. Bu ilkelerin kimileri tmevarm ilkesinden bile daha aktr ve bunlann bilgisi duyu-verilerinin bilgisiyle ayn derecede kesindir. Bunlar duyumla verilmi olanlardan sonu karma aralann olutururlar; ve eer yaptmz karmn doru olmas gerekiyorsa, verilerimizin doru olduu kadar kanm ilkelerimizin de doru olmas zorunludur. karm ilkeleri, tam da ak olulan yznden gzden kaabilir gerekli kabul, biz onun bir kabul olduunu bilmeden yaplm olur. Fakat eer doru bir bilgi kuram elde edilmek isteniyorsa karm ilkelerinin kullanldnn bilincine varlmas nemlidir; nk onlar zerine bilgimiz ilgin ve zor sorunlar ortaya kanr. Genel ilkeler iin btn bilgilerimizde uygulama yle olur.- her eyden nce ilkenin zel bir uygulamasn gerekletiririz, sonra zelliin konuyla ilgisi olmadn ve eit dorulukla savunulabilecek bir genellik bulunduunu anlanz. Bu, doal olarak aritmetik retiminde allm olan bir eydir: "iki iki daha drt eder" ilk olarak zel bir ift ikili iin, sonra

60

FELSEFE SORUNLARI

baka bir zel durum iin renilir, byle byle, bunun herhangi bir ikili ifti iin doru olduu anlalabilinceye dek gidilir. Mantk ilkelerinde de ayn durum vardr, iki kiinin, ayn hangi gnnde olduklann tattklann kabul edelim. Biri diyor ki "Hi olmazsa unu kabul edersiniz ki eer dn ayn 15'i idiyse bugn 16'sdr". teki "Evet bunu kabul ediyorum" der. Ve birincisi srdrr "Biliyorsunuz ki dn 15'iydi, nk John ile yemek yediniz ve gnceniz dn 15'i olduunu size gsterecektir", ikincisi "Evet demek ki 16'sdr" der. Byle bir tartmay izlemekte bir glk yok; ncllerinin gerekten doru olduu kabul edilirse, sonucun da doru olduuna kimse kar kamaz. Fakat bunun doru olmas bir genel ilkenin bir rneinin doruluuna baldr. Mantksal ilke udur: "Bu doruysa tekinin de doru olduunun bilindiini kabul edin. Bunun doru olduunun da bilindiini kabul edin, yleyse teki de dorudur". "Eer bu doruysa teki de dorudur" biimi iin, "bu tekini gerektirir" ya da "teki bundan kar" diyeceiz. Bylece ilkemiz yle olur: bu unu gerektirirse ve bu doruysa, u da dorudur. Baka deyimle "doru bir nerinin gerektirdii ey dorudur" ya da "doru bir neriden kan sonu da dorudur". Btn tantlamalarda bu ilke