ayşe sevim - feminizm

113

Upload: berk-guendogan

Post on 26-Jun-2015

507 views

Category:

Documents


58 download

TRANSCRIPT

Page 1: Ayşe Sevim - Feminizm
Page 2: Ayşe Sevim - Feminizm

FFeemmiinniizzmm

11

Page 3: Ayşe Sevim - Feminizm

insan yay›nlar› : 438k›lavuz kitaplar dizisi : 14

birinci bask›: istanbul, may›s 2005

isbn 975-574-428-2

feminizmayfle sevim

içdüzenmefkûre

kapak düzeniharun tan

bask›-ciltkurtifl matbaas›www.kurtismatbaa.com

insan yay›nlar›keresteciler sitesi, mehmet akif cad.kestane sok. no: 1 merter/istanbultel: 0212. 642 74 84 faks: 0212. 554 62 [email protected]

22

Page 4: Ayşe Sevim - Feminizm

FFeemmiinniizzmm

AYfiE SEV‹M

33

Page 5: Ayşe Sevim - Feminizm

AAYYfifiEE SSEEVV‹‹MM

1979 y›l›nda ‹zmit’te do¤du. Lise e¤itimini burada ta-mamlad›. 2001 y›l›nda ‹stanbul Üniversitesi EdebiyatFakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. fiiir, deneme,inceleme ve hikaye türlerindeki çal›flmalar› MerdivenSanat, Kitap Haber, Dergah, Hece, Merdiven fiiir gibidergilerde yay›nland›. Hz. Muhammed’in hayat›n› ko-nu alan Günefle Yolculuk isimli eseri 2004 Türkiye Ya-zarlar Birli¤i Çocuk Edebiyat› ödülüne lây›k görüldü.

44

Page 6: Ayşe Sevim - Feminizm

‹‹ ÇÇ ‹‹ NN DD EE KK ‹‹ LL EE RR

BB‹‹RR‹‹NNCC‹‹ BBÖÖLLÜÜMM

Paleotik ve Neolotik dönemler 7

‹lk Uygarl›klarda Kad›n 12

Mitoslarda ve Dinlerde Kad›n 19

Kad›n›n Ortaça¤dan XIX. Yüzy›la De¤in Serüveni 23

XIX. Yüzy›lda Kad›n 36

XX. Yüzy›lda Kad›n 43

II. Kuflak Feministler 50

‹‹KK‹‹NNCC‹‹ BBÖÖLLÜÜMM

FEM‹N‹ZM‹N ÇEfi‹TLER‹ 55

Liberal Feminizm 55

Kültürel Feminizm 60

Anarflist Feminizm 63

Marksist Feminizm 63

Varoluflçu Feminizm 71

Radikal Feminizm 75

Lezbiyen Feminizm 86

Siyah Feminizm 87

1980 Sonras› 90

ÜÜÇÇÜÜNNCCÜÜ BBÖÖLLÜÜMM

BAfiLANGIÇTAN GÜNÜMÜZE TÜRKLER DE KADIN 91

SEÇ‹LM‹fi KAYNAKÇA 111

55

Page 7: Ayşe Sevim - Feminizm

66

Page 8: Ayşe Sevim - Feminizm

II .. BBÖÖLLÜÜMM

PPAALLEEOOTT‹‹KK VVEE NNEEOOLL‹‹TT ‹‹KK DDÖÖNNEEMMLLEERR

Robert Sözlü¤ü’nde; Kad›nlar›n toplum içindekirolünü ve haklar›n› geniflletmeyi öngören birdoktrin olarak tan›mlanan feminizmin ortaya ç›-k›fl› 18.yy sonlar›na rastlar. Latince kad›n anlam›-na gelen femine sözcü¤ünden türetilen feminizmFrans›zca’ya 1837’den sonra, (Feme-Kad›n söz-cü¤ünden türetilerek) ‹ngilizce’ye ise 1890’lardawomanism (kad›nc›l›k) ismini alarak girmifltir. Fe-minizmin ne oldu¤unu anlamak için kad›n›n ta-rih içindeki serüvenini bilmemiz gerekiyor. Butarih serüvenine de varolan tarih biliminin için-den de¤il, feminizmin ortaya koydu¤u yeni tarihbiliminden yola ç›kmam›z gerekli. Çünkü femi-nizme göre flu anki tarih biliminin öznesinde heperkek ve erkek eylemleri vard›r. Kad›nlar›n arkaplanda kald›¤› savafllar›n, diplomasinin, parla-mentonun, kahramanl›klar›n vs. yaz›m›d›r tarih.1

77

1 Feminizm sadece tarih biliminin de¤il di¤er bilimlerinöznesinin de erkek oldu¤unu savunur; bu yüzden bi-lim dallar›n›n gözden geçirilip yeniden yaz›lmas›n› is-

Page 9: Ayşe Sevim - Feminizm

Kad›nlar› incelemeye insanl›k tarihinin bilinenilk dönemlerinden yani Paleotik dönemden bafl-layaca¤›z. Bu dönem hakk›nda birkaç milyon y›lsürmesine ra¤men çok az fley biliyoruz. Yaz› icatedilmedi¤i için tarihçiler ma¤ara resimlerinin,insan iskeletlerinin ve kullan›lan kap kaçak, si-lah vb. eflyalar›n izinden giderek Paleotik döne-mi aç›klam›fllard›r. Paleotik dönemde yap›lanaraflt›rmalar sonucu insanlar›n toplay›c›l›k ve av-c›l›kla geçindikleri ortaya ç›k›yor. Bu dönemdekad›nlar daha çok toplay›c›l›kla u¤raflmalar›nara¤men ava da kat›l›yorlard›. Yaflam flartlar›n›nzorlu¤undan ötürü nüfus oldukça azd›. Feministtarihçiler sa¤l›ks›z flartlardan ötürü anne ve ço-cuk ölümlerinin çoklu¤unu göstererek bu top-lumlarda kad›nlar›n erkeklere göre daha özel biryeri olmas› gerekti¤ine ya da hiç olmazsa erkek-lerle eflit bir statüde olduklar›na iflaret ederler. Odöneme ait kal›nt›lar bu tezi do¤rular mahiyette-dir. Tafl ve fildiflinden yap›lan heykelciklerin he-men hepsi cinsel özellikleri çok belirgin olan ka-

88

ter. Meselâ Latince de human sözcü¤ü hem insan hemde erkek anlam›nda kullan›l›rken femina sözcü¤ü difli-yi temsil eder; t›p kitaplar›nda insano¤lu diye tan›mla-nan erkek bedenidir. Hastal›klar –anatomi ve üremeorganlar› hariç- hep erke¤e göre tan›mlanm›flt›r yinesosyal bilimlerde beyaz bat›l› burjuva erke¤in karakte-rize etti¤i erkek deneyimleri tart›fl›lm›fl, erkekçi sosyaldavran›fl standart olarak gösterilmifltir vs.

Page 10: Ayşe Sevim - Feminizm

d›n figürleridir. O dönemde erkek figürlerinerastlan›lmamas›n›n bir nedeni de soyun deva-m›nda erke¤in rolünün bilinmemesidir. Üreme-de erke¤in rolü daha sonra, hayvanlar›n evcillefl-tirilmesiyle keflfedilecektir. Bu bilgi eksikli¤i defeminist arkeologlara göre kad›n›n statüsünün er-ke¤inkine efl hatta üstün olmas›n›n bir di¤er se-bebi say›labilir.

Milattan on bin y›l kadar önce iklim koflullar›n›nbütünüyle de¤iflmesi sonucu Birinci Neolitik Dö-neme girildi. Göçebe kavimler yerleflik düzenegeçmeye bafllad› ve bu da avlanmay› azaltt›. Av-lanman›n yerini ilkel tar›m almaya bafllad›. Yerle-flik hayatla gelen bu yeni üretim fleklinin kad›n›nsosyal statüsünü baflta yükseltti¤i düflünülüyor.Avlar›n azalmas›yla toplay›c›l›k önem kazanm›flbu da ilgiyi yabanî tah›llar›n üzerine çekmiflti.Kad›nlar bu dönemde tohumu ve tah›llar›n yeni-den üreme devresini keflfettiler. Bunun arkas›n›taneleri ö¤ütmek için daha genifl ve daha a¤›r tafl-lar›n kullan›ld›¤› de¤irmenlerin yap›m›, ilk çöm-leklerin yap›m›, tohumlar›n saklanabilmesi içinyeni yöntemlerin bulunmas› gibi kad›nlar›n keflif-leri geldi. Kad›nlar sadece bu teknikleri buldukla-r› için de¤il bunlar› çocuklara yani yeni nesle ö¤-rettikleri için de önem kazand›lar. Onlar›n artanstatüsü akrabal›¤›n kad›n soyundan devam etme-sine ve bilinen ilk ilâhlar›n Tanr›çalar olmas›na

99

Page 11: Ayşe Sevim - Feminizm

yol açt›. Birinci Neolitik dönemdeki heykeller in-celendi¤inde onlar›n da Paleotik dönemdeki gibicinselli¤i vurgulanm›fl kad›n figürleri oldu¤unugörürüz. Paleotik dönemde tafl ve fildiflinden ya-p›lan heykeller, konusu de¤iflmeksizin BirinciNeolitik Dönemde kilden yap›lm›flt›r.

‹kinci Neolitik Dönem kad›nlar›n statü aç›s›ndangeriledi¤i bir dönemdir. Bu ça¤da yeni enerjikaynaklar›n›n bulunmas› -öküz, su, rüzgar gücü,bir müddet sonra da saban, su ve rüzgâr de¤ir-menleri vs.- erkekleri öne ç›kard›. Ufak bahçeler-den tarlalara geçildi. Böylece bahçede çapas›ylaifl gören kad›n yerini saban›yla ifl gören erke¤e b›-rakt›. Yeni üretim tarz› ürünün artmas›na böylecede nüfus patlamas›na yol açt›. ‹lk Neolitik ça¤da-ki köylerin yerlerini önce kasabalar sonra dakentler ald›. Tüm bu de¤iflmeler erke¤i ve onungücünü daha öne ç›kartt›¤› için dinlerdeki kad›-n›n üstün konumu kayboldu. Yine dinlerdeki AnaTanr›ça’n›n önemini kaybetmesinin bir nedeni deerke¤in üremedeki rolünün ö¤renilmifl olmas›-d›r.2 Bu ça¤da henüz erkek tanr›lar ortaya ç›kma-m›flt›r ama erkeklik simgesi olan fallusun kilden

1100

2 Araflt›rmac›lara göre ço¤almak için iki cinsin varl›¤›n›ngerekli oldu¤unun ö¤renilifli önce Ana Tanr›ça’ya birefl bulmaya yol açt›. O¤ul, koca ya da erkek kardeflolarak ortaya ç›kan bu efl baflta ikincil konumdaykenzamanla öne geçti.

Page 12: Ayşe Sevim - Feminizm

yap›lm›fl ya da tafla kaz›nm›fl örnekleri görülür.Bu devir anaerkilli¤in hem ideolojik hem de eko-nomik temellerinin y›k›ld›¤› ve yeni bir anlay›flado¤ru gidildi¤i bir dönemdir.

Paleotik ça¤da avc›lar›n yaflamlar›n› sürdürebil-meleri için, ittifaklar yolu ile av sahalar›n› gü-venceye almalar› gerekiyordu. Bu yüzden kabi-leler egzogam olmak (d›fltan evlenmek) zorun-dayd›.Yerleflik düzene geçildi¤inde egzogamininyerine endogami (‹çerden evlenme) ald›. Art›kaile reisleri do¤urganl›klar›n› evin büyümesiamac› ile de¤erlendirmek üzere k›zlar›n› kuzen-leri için saklamaya bafllad›lar. Bu da kad›nlar›neve kapat›lmas›n› bafllatt›. Feminist tarihçileregöre yerleflik hayata geçifl kum saatinin ters dön-mesi gibi kad›n›n sosyal statüsünü bafl afla¤› çe-virmifltir. Çünkü yerleflik hayat, yan›nda kendierkeksi kurallar›n› getirmifltir. Andree M›chel Fe-minizm isimli eserinde3 bu dinamikleri flöyleaç›klar “...Böylece kentlerde kad›nlar›n kapat›l-mas› (yani göçebeli¤in son bulup yerleflik haya-ta geçilmesiyle kad›nlar›n evlerine kapat›lmas›)iki aflamada gerçekleflti. ‹lk aflamada topra¤›nözel mülkiyetine ve sosyal ayr›cal›klara sahipolanlar, yasa ya da güç yoluyla bu ayr›cal›klar›

1111

3 Michel Andree, Feminizm, çev: fiirin Tekeli, ‹letiflimYay›nlar›, syf: 22.

Page 13: Ayşe Sevim - Feminizm

korumak üzere oluflturduklar› ilk bürokrasilere,yani rahip ve asker kastlar›na yaslanarak, kad›n-lar› eski siyasî ve dinî görevlerinden uzaklaflt›rd›-lar. ‹kinci aflamada ise ticaretin ve kentlerin geli-flimi sonucu ortaya ç›kan orta s›n›f›n, sosyal hi-yerarflide yükselme derdinde olan tacirleri, snob-luk gere¤i, kar›lar›n› önce kentsel kesimin zana-atkâr üretiminden çektiler, sonra da onlar› siyasîgüç sahibi k›labilecek her tür iletiflim a¤›n›n d›fl›-na ç›kard›lar.“

‹‹ LLKK UUYYGGAARRLLIIKKLLAARRDDAA KKAADDIINN

Yerleflik hayata geçilmesiyle bilinen ilk uygar-l›klar tarih sahnesinde görüldüler. Bu uygarl›k-larda kad›n›n konumu de¤iflkenlik gösterse degenel olarak erke¤in afla¤›s›ndayd›. fiimdi buuygarl›klardaki kad›nlar›n yaflam›na k›saca gözatal›m.

Eski M›s›r’da, kraliçelerin yan›nda tap›naklar›yöneten kad›nlar da önemli haklara sahipti. Ba-z› araflt›rmac›lar kad›nlar›n Eski M›s›r’da ça¤da-fl› uygarl›klara göre daha özgür bir yaflam sür-mesini göçebelik sisteminin tam olarak ortadankalkmamas›na ba¤larlar. M›s›r’da kentleflme -Fi-ravunlar s›k s›k baflkentlerini de¤ifltirdikleri için-hiçbir zaman di¤er antik kentlerde oldu¤u kadargeliflmemifltir. Bu da iktidar birikimini engelle-1122

Page 14: Ayşe Sevim - Feminizm

mifl ve göçebelik k›smen varl›¤›n› sürdürmüfltür.Eski M›s›r’da kad›nlar önemli haklara sahipti.Gerçi bu haklardan toplumun tüm katmanlar›n-daki kad›nlar de¤il sadece imtiyazl› s›n›f›n ka-d›nlar› yararlanabiliyordu. Bu kad›nlar, mülkedinme, mirasta hak sahibi olma, toplum içindebir tak›m yetki ve sorumluklara sahipti. Eski M›-s›r harem kurumun ilk ortaya ç›kt›¤› uygarl›klar-dan biridir.

Ama onlardaki harem kurumu günümüzdeki an-lam›yla4 de¤il aristokrasinin üst katlar›ndaki ka-d›nlar›n ulusal ve uluslararas› sorunlara iliflkintart›flmalar yap›p yönetsel kararlar ald›klar› birsaray olarak kullan›l›yordu.

Eski M›s›r’da kökencilik oldukça önemliydi. Asa-let ve soy, toplumda sadece kad›nlar›n de¤il er-keklerin de de¤erini belirliyordu. Eski M›s›rl›-lar’da kral soyu kar›flmas›n diye ço¤u kez hane-dan ailesi içinden evlilikler gerçekleflirdi.

Krall›k kan›n›n safl›¤›n› yitirmemesi için k›z kar-deflleriyle hatta k›zlar›yla evleniyordu yöneticiler.

1133

4 Gynece, yani ülke sorunlar›n›n tart›fl›ld›¤› bir saray de-¤il de aile kad›nlar›n›n oturdu¤u bölüm olan haremkavram› ilk kez antik kentlerin orta s›n›f›nda ç›km›flt›r.Yönetici ve asil s›n›fta Bizans’a dek böyle bir kurumyoktu. Müslüman yazarlara göre harem Araplar›n ara-s›na da Bizans’tan geçmifltir

Page 15: Ayşe Sevim - Feminizm

Eski M›s›rl›lar›n fliirsel sözlü¤ünde erkek kardeflve k›z kardefl kavram› günümüzdeki sevgili ola-rak alg›lanmaktayd›. Kral›n tek eflli olmas› gerek-miyordu. Onun hayat›nda savafllardan elde edi-len cariyeler ve yabanc› ülkelerden kendisine he-diye edilen kad›nlar da vard›.

Sümerliler’de kad›nlar›n durumu Eski M›s›r’a gö-re kötüydü. Erkek baz› flartlarda kar›s›n› öldürmeve üzerindeki borçlar›na karfl›l›k satma hakk›nabile sahipti. Yine Ziggurat isimli tap›naklar›ndabir grup kad›n oradaki kahinlere hizmetçilik vecariyelik yaparlard›. Mezopotamya Uygarl›kla-r›ndan biri olan Babillilerin tap›naklar›nda da ay-n› durum geçerliydi. Toplum düzeni tap›nak d›-fl›nda da fuhufla izin veriyor ve düzenliyordu. Bu-rada fahifleler kutsald› ve babalar›ndan drohamaal›rd›. Babilliler I.Saragon döneminde anaerkildi,çocuklar birden fazla kocas› olan kad›nlara aitti.Poliandri (Çokkocal›l›k), Biandri (‹kikocal›l›k)fleklinde evlilikler gerçeklefliyordu. ‹.Ö. 33. yy’da, Uro-Kagina’n›n saltanat› döneminde bu uygula-ma yasaklanm›fl, iki kocas› olan kad›nlar cezaolarak nehre at›lm›flt›r. Babilliler de kad›n, kuma,efl ya da cariye olsun çocuk do¤urmal›yd›. K›s›rkad›nla erkek aras›nda uygun bir tazminat karfl›-l›¤› boflanma gerçeklefliyordu. Meflru efl hukukenreflitti ve sözleflme imzalayabiliyordu. Dul kal-mas› ya da kocan›n kendisini terk etmesi duru-1144

Page 16: Ayşe Sevim - Feminizm

munda çocuklar›n velâyeti ona kal›r ve yenidenistedi¤i erkekle evlenebilirdi.

Eski Yunan’da kad›n›n aile içinde de¤eri vard› vesayg› görürdü fakat kamu yaflam›na kat›lamazd›.Olimpiyat oyunlar› sadece erkekler içindi, Ispar-ta’da klasik ça¤ ve Teos d›fl›nda hiçbir sitede k›z-lar okula al›nmazd›. Koca eflini tek tarafl› boflaya-biliyordu, yasalar kad›nlar›n iste¤i üzerine bo-flanmay› da kabul ediyordu ama bu hak kad›nlar-ca pek kullan›lmam›flt›r. Miras erkek çocuklaradevredilirdi. E¤er kiflinin erkek çocu¤u yoksa ba-ba miras›n› k›z›ndan olan erkek torununa b›rak›r-d›. Eski Yunan’da kad›n hukuksal aç›dan s›n›rl›bir yaflam sürse de pratikte bu kurallar› delerekgündelik hayata kat›lm›flt›r.

Eski Yunan filozoflar›na bakt›¤›m›zda kad›nlarkonusundaki fikirleri feminizm bak›fl aç›s›ndanpek hofl de¤ildir. Platon’un, Aristoteles’e göre ka-d›nlar konusunda daha ›l›ml› oldu¤u bilinse defeminizm taraftarl›¤›n› onda aramak hayalcilikolur. Platon’a göre devleti idare edecek bir seç-kinler s›n›f› olacakt›r. Bu seçkinler s›n›f›na di¤ertabakadan bir geçifl kesinlikle yoktur, seçkinliksoydan devam eder. Bu grupta e¤itim alm›fl –mü-zik ve beden e¤itimi- seçkin kad›nlara ihtiyaçvard›r. Ama bu kad›nlar Platon’un deyimiyle“...Seçkin erkeklerin ortak mal› olmal›, hiçbiri

1155

Page 17: Ayşe Sevim - Feminizm

özel olarak bir erkekle yaflamamal›d›r; çocuklarda ortak olmal› ve ne çocuklar anne babalar›n›,ne de anne babalar çocuklar›n› tan›mamal›d›r”Platon, bu seçkin kad›nlar›n yönetime kat›labile-ce¤ini söyler çünkü, “Erkek, her iflte kad›ndan üs-tündür, ama do¤al yetenekler iki cinse benzer fle-kilde da¤›t›lm›flt›r.

Kad›n da do¤al olarak erkek gibi bütün iflleri gö-rebilir” Onun ö¤rencisi olan Aristoteles ise kad›-n›n adalet, cesaret, tedbirlilik, kanaatkârl›l›k vb.konulardaki erdemlere sahipli¤i konusunda ol-dukça flüphelidir. Ona göre “Erkek ve kad›n ilifl-kisinde erkek yarad›l›fltan üstün, difli de¤ercealttad›r. Birincisi egemen ögedir, ikincisi ba¤›m-l›d›r”5

Yar›m kürenin do¤u taraf›ndaki Eski Çin’deki ka-d›n›n durumu ise Eski Yunan’daki kad›n›n duru-muna göre daha kötüydü. Çin düflüncesinde ege-men olan iki büyük düflünür vard›r, bunlar Kon-füçyüs ve Lao-tzeu’dur. Lao-tzeu’nun düflüncesistemi Taoizm ad›n› tafl›r. Bu düflüncede eril ilkeyin ile, difli ilke yang evrenin hareketini ve genelolarak dünya sistemini düzenlerler. Konfüçyüsise gökyüzüyle yeryüzü aras›ndaki insan›n ahlâ-k›n› yükseltmek istemifltir. Ona göre insan adil,

1166

5 Marc Sautet, Kad›nlar›n Özgürleflmesi Üzerine, çev:Selcan Serdaro¤lu, Telos Yay›nlar›, s. 79.

Page 18: Ayşe Sevim - Feminizm

dürüst ve özverili olmal›d›r. Konfüçyüs gökyüzü-nün erke¤i, yeryüzünün difliyi temsil etti¤i söyle-dikten sonra tabiat›n geliflmesi için bu ikisininuyum içinde olmas› gerekti¤ine dikkat çeker. Er-kek gökyüzünün verdi¤ini -yani ya¤muru, kar›vs.- difli yeryüzü almal›d›r ve ço¤almal›d›r. Bura-da diflinin konumu erke¤inki gibi önemlidir amadifli hiçbir zaman gökyüzünün alt›nda oldu¤unuunutmamal›d›r. Hareketlerinde erke¤e uyum gös-termesi gereken odur.

Eski Çin’de kad›nlar›n durumunu anlamak içinKonfüçyüs’e kulak verelim: “...Erkek ve kad›ngiysilerini ayn› sehpaya asmazlar; bir kad›n giysi-lerini kocas›n›n dolab›na asmaya cüret edemez;onlar› ayn› çekmecelere de koyamaz. Koca vekar›s› birlikte y›kanmazlar. E¤er kocas› yoksa, ka-r›s› yast›¤›n› bir kutuya, has›rlar›n› k›l›flar›na yer-lefltirir ve bunlar› kilitler. Bir eflin kocas›na hizmetetti¤i gibi gençler de büyüklerine hizmet ederler.Erkekle kad›n›n iliflkilerini düzenleyen töreleryaln›zca yetmifl yafllar›na kadar uygulanabilir;daha sonra kiflisel isteklerini istedikleri gibi dü-zenlemelerine karfl› ç›kan bir olgu yoktur... Er-kekler kad›nlar›n odalar›ndan, kad›nlar da erkek-lerin ifllerinden söz etmezler. Kurban ve cenazetörenleri d›fl›nda erkek ve kad›n do¤rudan birbir-lerine hiçbir fley vermez. E¤er bir erkek bir kad›-na bir fley verirse, kad›n bunu bambu bir tepsinin

1177

Page 19: Ayşe Sevim - Feminizm

üzerinden al›r; e¤er el alt›nda böyle bir tepsi yok-sa, ikisi de e¤ilirler, erkek eflyay› yere koyar vekad›n onu al›r...”6

Tarihçiler Eski Çin’de kad›n›n eflinin yahut baba-s›n›n bulundu¤u bir yerde ancak onlar izin verdi-¤i zaman konuflabildi¤ini yazarlar. Kad›n bu hâl-de konuflurken de asla gözlerini yerden kald›r-maz. Eski Çin’de dullar›n ikinci bir defa evlenme-lerine izin verilmezdi. Zina yapan kad›n yak›l›r-d›. Kad›n›n kocas› öldü¤ünde kendisini onun me-zar› üstünde öldürmesi flart de¤ildi ama böyle ya-pan kad›nlar kocalar›na ba¤l›l›klar› yüzündentakdir edilirdi. Erkekler birden fazla kad›nla evle-nebiliyordu.

Yaklafl›k on as›r süren Roma ‹mparatorlu¤undaise kad›nlar Eski Yunan’da oldu¤u gibi yasalar›nkendilerine tan›mad›¤› haklar› fiilen kullanmak-tayd›lar. Onlar genel anlamdaki ifllerde söz sahi-biydiler. Dükkan ve özellikle örgü ile ilgili sanatifllerinde çal›flanlar olmufltur. Roma’da sosyal dü-zenin temeli aileydi. Evlilik sözleflmesinde erke-¤in kad›n üzerinde üstünlü¤ü vard›. Miras baba-dan o¤la geçti¤i için kad›n miras alamazd›. Baba-n›n o¤lu olmad›¤› zamanda ise kad›n kendisinedüflen paydan istedi¤i gibi yararlanamazd›. Kad›-

1188

6 Marc Sautet, Kad›nlar›n Özgürleflmesi Üzerine, çev:Selcan Serdaro¤lu ,Telos Yay›nlar›, s. 38.

Page 20: Ayşe Sevim - Feminizm

n›n her türlü yasal ifllem için kendisi ve di¤er er-kekler aras›nda arac›l›k yapan bir vasii vard›. Oyhakk› yoktu. Tüm bunlara ra¤men Romal› pekçok kad›n hukukun boflluklar›ndan yararlan›pzenginleflmifltir.

MM‹‹TTOOSSLLAARRDDAA VVEE DD‹‹NNDDEE KKAADDIINN

Yunan mitolojisinde tanr› Promete gökyüzündenatefli çalarak ilk insan› - erke¤i - yarat›r. Buna çokk›zan di¤er tanr›lar ilk insan› cezaland›rmak içinPandora’y› yani ilk kad›n› yarat›rlar. Pandoraelindeki çeyiz kutusuyla erke¤i cezaland›rmakiçin yarat›lm›fl ve dünyaya kötülükleri yaym›flolan kad›nd›r. Japon mitolojisindeki yarat›l›flinanc›na bakt›¤›m›zda da flöyle bir manzara gö-rürüz; Tanr›ça ‹zanagi ve Tanr› ‹zanami evlenirlerve çocuklar› olur. Bu çocuk tanr›larla karfl›laflt›-¤›nda ilk konuflan kifli Tanr›ça ‹zanagi olur. Bu-nun üzerine çocuk geliflemez. Geliflemeyen ço-cuk sala koyulup denize terk edilir. Di¤er karfl›-laflmada ilk kez Tanr› ‹zanami konuflunca çiftinsekiz sa¤l›kl› çocu¤u olur.

Mitoslara bakt›¤›m›zda kad›nlar›n her zaman ol-masa da genelde afla¤› durumuna iflaret ederler.Üç büyük semavî dinde ise kad›n›n konumu bir-birinden farkl›d›r. Bu yüzden üçünü de ayr› ayr›incelemeyi uygun gördük.

1199

Page 21: Ayşe Sevim - Feminizm

Feministlerin, ‹slâmiyetde kad›n›n durumunuolumlu karfl›lad›klar› görülmüfltür; ‹slâm dininde-ki kad›n›n durumunu Ney Bendason Bafllang›ç-tan Günümüze Kad›n Haklar› isimli kitab›ndabunu flöyle aç›klar; “ ...Kuran’da kad›nlara önem-li bir yer ayr›lm›flt›r; kitab›n büyük bir bölümü,Nisa yani Kad›nlar bafll›¤›n› tafl›yan IV. Süresi on-larla ilgilidir. Baflka surelerde de peygamberinonlarla ilgili sözleri vard›r.

Burada savunulan ilk düflünce Yarad›l›fltan kad›nve erke¤in eflit oldu¤udur ‘ Ey insanlar! Sizi tekbir candan yaratan, ondan eflini var eden, ikisin-den pek çok kad›n ve erkek türeten Allah’›n›zasayg›s›zl›ktan sak›n›n’

‹ki üç ya da dört kar›ya kadar evlenme izni, on-lar aras›nda k›skançl›k ve anlaflmazl›k yaratma-ma ve hepsine gerekti¤i gibi bakabilme koflulunaba¤l›d›r. Ancak tercih edilen evlilik biçimi tekefl-liliktir: ‘Be¤endi¤iniz, hoflunuza giden baflka ka-d›nlardan iki üç veya dört kad›n al›n. Fakat bun-lar›n aras›nda adaletsizlik yapmaktan korkarsa-n›z, o vakit bir eflle veya sahibi bulundu¤unuzcariyelerle yetinin’

Erkek kad›na karfl› eli aç›k olmal›d›r, onu giydir-meli, ona arma¤anlar vermelidir. Kar›s›n› bofldüflürebilir ama bunu ancak ona tazminat öde-yerek yapabilir. Kad›n kocas›na itaat etmelidir.2200

Page 22: Ayşe Sevim - Feminizm

Ama aralar› aç›ksa iki ailenin üyelerinden ha-kemler bu duruma karar vermelidir.... Muham-med’den önce göçebe ve puta tapar kabilelerinyaflad›¤› bu çöl topraklar›nda kad›nlar her hak-tan yoksundu. Yoksul ailelerde yeni do¤an k›zçocuklar› toplumun kad›nlara reva gördü¤ü kö-tü talihten kurtar›lma ya da bir k›z›n ileride aile-sine getirebilece¤i zararlar› önlemek ad›na diridiri topra¤a gömülerek öldürülürdü. YenilikçiKuran insanlar›n kurban edilmesini yasaklad›,kad›n› tan›d› ve ona mal mülk edinme hakk›n›verdi....”7

Pek çok feminist araflt›rmac› olaya elbette NeyBendason gibi bakm›yor. ‹slâmiyetin baflta ol-masa bile sonradan yozlaflt›¤›n› ya da kendinizamana göre modernize edemedi¤i, bu yüzdende kad›nlar› ezdi¤ini ileri süren pek çok feministaraflt›rmac› var. Bu araflt›rmac›lar›n özellikleelefltirdikleri konular› flöyle s›ralayabiliriz; çokefllilik, mahkemelerdeki bir erkek flahit yerine ikikad›n flahidin gereklili¤i, tesettür vb. Musevîinanc›nda ise kad›nlar›n konumunun pek parlakoldu¤u söylenemez. Musevî inanc›na göre yara-t›lan ilk kad›n Havva de¤il Âdem gibi topraktanyarat›lan Lilith’tir. Fakat Lilith’in yarat›ld›¤› top-

2211

7 Ney Bendason: Bafllang›çtan Günümüze Kad›n Hakla-r›, Çev: fiirin Tekeli, ‹letiflim Yay›nlar› s. 28.

Page 23: Ayşe Sevim - Feminizm

rak tozlu ve pistir. Lilith Âdem gibi kendisi detopraktan yarat›ld›¤› için sevgi iliflkilerinde kesineflitlik ister ve Âdem’e de karfl› gelir. ‹steklerinikabul ettiremeyince de onu terk edip fleytanlar-la bir yaflam sürmeye bafllar. Lilith’in geri dön-mesi için Tanr› taraf›ndan gönderilen mele¤i Li-lith afla¤›layarak geri gönderince Tanr› erkekkarfl›s›nda itaatin sembolü olan Havva’y› yarat›r.Havva topraktan yarat›lmad›¤› için Âdem’le eflitde¤ildir.

Havva ise yasak elmay› Âdem’e yedirdi¤i içinÂdem’in ve dolay›s›yla tüm insanl›¤›n ölümsüz-lü¤üne son vermifl, hayata ölümü eklemifltir.

Yine yapt›¤› bu hatadan dolay› kad›nlar a¤r› vesanc›lar içinde çocuk do¤urmayla cezaland›r›l-m›flt›r. Musevî erkekleri kad›n› sinagogun yanicemaatin d›fl›na itmifllerdir. Yine Musevî erkekle-ri hâlâ sabah duas›na Tanr›’ya kendilerini kad›nolarak yaratmad›¤› için flükürle bafllarlar.

Hristiyan inanc›nda ise –özellikle ortaça¤da- ikitür kad›n vard›r; ilki erke¤i hataya sürükleyen vedikkat edilmesi gereken Havva’yla simgelenenkad›n, ikincisi ise kutsal ve eriflilmez olan, Mer-yem’le simgelenen kad›nd›r. Kad›n bu dinde yaulafl›lamayacak bir varl›kt›r ya da erke¤i hatayasürükleyen ve Hristiyan tarihinde uzun zamaninsan oldu¤undan flüpheye düflülen bir varl›kt›r.2222

Page 24: Ayşe Sevim - Feminizm

Erke¤in konumu ise oldukça güvenlidir. Hristiyanbak›fl aç›s›yla bak›ld›¤›nda erke¤in yapt›¤› hatadabile onu mazur gösterecek bir üstünlük vard›r.Piskopos ve düflünür olan Augustinus’unÂdem’le Havva’n›n cennetten kovulmas›yla ilgiliolarak düflünceleri flöyle: “(Yasak elmayla ilgiliolarak fleytan) ... amac›na aflama aflama ulaflmakiçin önce insan çiftinin en zay›f noktas›na sald›r-d›; çünkü erke¤in bu kadar saf oldu¤una, dahas›onun kendili¤inden hata yapabilece¤ine inanm›-yordu... (Erke¤i) Tanr›’n›n yasas›na karfl› gelmeyeyönelten, kar›s›na hofl görünmeye çal›flmas›d›r;erkek eflinin sözlerinin do¤rulu¤u için de¤il, ka-d›n-erkek aras›ndaki sevgiye boyun e¤erek yolaç›kar. “Âdem de¤il kad›n kanm›flt›r” der Havari.Kad›n, y›lan›n sözlerine inan›r; erkek ondan ay-r›lmak istemez; aralar›ndaki her fleyin günah›nbile paylafl›lmas›n› ister”8

KKAADDIINNIINN OORRTTAAÇÇAA⁄⁄DDAANN

XXIIXX’’II YYÜÜZZYYIILLAA DDEE⁄⁄‹‹NN SSEERRÜÜVVEENN‹‹

Hristiyanl›¤›n ilk dönemlerinde kad›n›n konumufeministleri gülümsetecek mahiyettedir. Ortaça-¤›n bafllang›c›ndan yaklafl›k 7. yy.’a dek Hristiyanolan topluluklarda toplumsal düzen yerleflmedi¤i

2233

8 Marc Sautet, Kad›nlar›n Özgürleflmesi Üzerine, çev:Selcan Serdaro¤lu, Telos Yay›nlar›, s. 109.

Page 25: Ayşe Sevim - Feminizm

için kad›nlar yasalarla s›n›rlanmam›flt›. Baflka birde¤iflle feodal dönem kad›nlar için oldukça iyibir zaman dilimiydi. 13. yy.’a kadar kad›nlar hemdinî kurulufllar da hem de çal›flma hayat›nda öz-gür bir biçimde bulunmufllard›r. Ortaça¤ kad›nla-r› ticarî alanlarda özellikle manifaktürde çokönemli bir potansiyel oluflturuyorlard›. Manifak-türde kad›n ustalar yetiflir bunlar esnaf loncalar›-na üye olurlard›. Kad›nlar yine hekimlik, berber-lik, sebze sat›c›l›¤›, f›r›nc›l›k, terzilik, de¤irmenci-lik, lokantac›l›k vb. mesleklerde söz sahibiydi.Kad›nlar›n konumunda 13. yy.’dan itibarenolumsuz de¤ifliklikler meydana gelmeye baflla-m›flt›r. Bu yüzy›ldan sonra kad›n›n mahkemeleretan›k olarak ç›kma hakk› ellerinden al›nm›fl, iflle-rini bir vasi yoluyla yapmak zorunda kalm›fllar-d›r. Rahiplere 4.yy.dan itibaren söylenen bekârl›kflart› 11.yy.’›n sonunda yap›lan Gregoryan Devri-mi ile art›k kesinlik kazanm›fl, yine bu devrimlekilisedeki yüksek mevkilerde olan kad›nlar gö-revlerinden uzaklaflt›r›lm›fllard›r. Okullar ve üni-versiteler kilise taraf›ndan katedraller çevresindeoluflturulmufl ve buralar kad›nlara kapat›lm›flt›.Yi-ne feodalitenin yavafl yavafl yerini merkezî kral-l›klara b›rakmas› pek çok soylu kad›n› zor du-rumda b›rakt›. Ellerinden güçlerinin al›nmas›nakarfl› savaflan soylu kad›nlar›n en ünlüsü ‹ngilte-re’de ve kendi prensli¤inde önemli siyasî roller2244

Page 26: Ayşe Sevim - Feminizm

oynayan, Aflk Divanlar›n›n -ortaça¤da kad›n- er-kek iliflkilerinde ve edebiyat eserlerinde kad›nla-ra yap›lan haks›zl›klar› de¤erlendiren yar› resmîmahkemeler- kurucusu Aguitaine’li Alienor’dur(1122-1204).

12. yy.’da bafllay›p 15. yy.’da doru¤a ulaflan ve18. yy.’de varl›¤›n› sürdüren büyücü av› kuflku-suz ortaça¤daki en büyük katliam olmufltur. Budönemde pek çok kad›n9 cad›l›kla suçlanarakyak›l›yordu. Büyücüler, erkeklerin cinsel gücüne,kad›nlar›n do¤urganl›¤›na sald›rmak ve iman›yok etmekle suçlan›yorlard›.

Pratikte ise bir kad›n›n cad›l›kla suçlanmas› içinherhangi bir sebep yeterliydi. Meselâ do¤um es-nas›nda anneyi kurtarmak için bebe¤i feda edenebeler do¤urganl›¤a sald›rd›klar› için, menopozagiren yafll› kad›nlar kanlar›n› içlerinde saklad›kla-r›na inan›ld›¤› için, bekar yaflayan kad›nlar (yeni-den evlenmeyen dullar, hiç evlenmemifl ya daayr› yaflayanlar), erkekler olmadan yaflabildikleriiçin cad›l›kla itham olunuyorlard›. Erkeklerin ya-pabildiklerini yapabilmek de bir kad›n› cad›l›klasuçlamaya yetiyordu. Daha sonra azizelik unva-

2255

9 Kad›nlara oranla say›lar›n›n az olmas›na ra¤men erkekve çocuklar da cad›l›kla suçlan›yordu. Ama erkeklercad›l›kla suçland›¤›nda idam ediliyor, kad›nlar suçlan-d›¤›nda ise yak›l›yordu.

Page 27: Ayşe Sevim - Feminizm

n› verilen Jeanne d’Arc, Orlean kentinin meyda-n›nda cad›l›kla suçland›¤› için yak›lm›flt›r.10

Yeniça¤’da kad›n›n konumuna bakt›¤›m›zda isebir iyileflme olmad›¤› hatta baz› araflt›rmac›laragöre daha kötü bir duruma gitti¤i görülür. XVI.yy. da Pierre Petot’a göre evli kad›nlar›n yaflam-lar› tümüyle kocalar›na ba¤›ml›d›r. Kocalar›n›nya da yarg›c›n izni olmadan yapt›klar› hukuksalifllemlerin hepsi geçersiz say›l›r. Nina Epton’agöre 1498’de Parislilerin Aile Düzeni isimli birel kitab›nda k›zlar›n e¤itimleriyle ilgili ahlâk ku-rallar›na göre k›zlar›n gelecekte ev içi görevleri-ne göre yetifltirilmesi gerekiyordu, ev içi görevle-rin kalitesini de kocan›n rahat›n› sa¤lamak belir-liyordu.1547’de ‹ngiltere’de al›nan bir kararla“kad›nlar›n çene çalmak için bir araya gelip ko-nuflmalar›” yasakland› ve böylelikle kocalar eflle-rini evde tutmakla yükümlü hâle geldi. Yeniça¤-daki burjuva sistem ev kad›n›n› yüceltiyordu.

2266

10 Yoksul bir aileden gelen D’arc onüç yafl›ndayken Tan-r›’n›n kendisine ‹ngilizleri Fransa’dan kovmas› içinça¤r›da bulundu¤unu iddia etti. Kilise yetkilileri hafta-larca onu sorguya çekti ve ona f›rsat tan›maya kararverdi. D’arc emrine verilen askerler ile 1429’da ‹ngiliz-leri yendi ve Orleans kentini kurtard›. D’arc’›n askerîbaflar›lar› daha sonra da devam etti. Fakat 1431 y›l›n-da heretiklik suçlamas› ile mahkeme önüne ç›kar›l-d›.Ve 30 may›s 1431’de yak›larak öldürüldü.

Page 28: Ayşe Sevim - Feminizm

Kad›n›n yeri eviydi ve ona bakmakla yükümlüolan kifli erkekti. Bu durum kad›nlar›n ifl bulma-lar›n› zorlaflt›r›yor ve çal›flt›klar› ifllerde erkekler-den daha az para almalar›na yol aç›yordu. XIV.yy.’da k›rsal kesimdeki atölyelerde kad›nlar er-keklerin kazand›klar›n›n yar›s›n› XVI. yy.’da isedaha az›n› alabiliyorlard›. Bu durum burjuva ka-d›nlar›n› ev han›m› olmaya itti, daha afla¤› dü-zeydeki -evlerinin geçimi için mutlaka çal›flmas›gereken- kad›nlar›n durumlar›n› ise iyice zorlafl-t›rd›. Bu s›n›f kad›nlarda çal›flmak utan›lacak birdurum de¤il mecburen yap›lmas› gereken birfleydi. ‹fl bulman›n zorlu¤undan ötürü pek çokkad›n bu dönemde zengin ailelerin yan›nda hiz-metçi olarak çal›fl›yordu. Bu ifllerde çal›flan ka-d›nlar›n özel hayatlar›yla ilgili kararlar› bile çal›-fl›lan evin erke¤i veriyordu. Hizmetçilik yapanbu kad›nlar çal›flt›klar› evden evlenip ayr›lanakadar paralar›n› alamazlard›. Zaten bekâr erkek-lerin pek ço¤u drahoma peflinde olduklar›ndanevlenmeleri de çok zor oluyordu. K›zlar›n kocasat›n alabilecek paralar› ço¤unlukla olmuyor vebu k›zlar da genelde ev sahiplerinin gönüllerinie¤lendiriyorlard›. Soylular aras›nda ise mavi ka-n›n kar›flmamas› ve toprak zenginli¤inin artmas›için aflka de¤il anlaflmalara dayanan evliliklergerçeklefliyordu. Bu evlilikler aflka dayal› gerçek-leflmedi¤i gibi taraflarca sadakat beklentisi de

2277

Page 29: Ayşe Sevim - Feminizm

yoktu. Soylu kad›nlar ailenin ad›n› sürdürecekerkek çocu¤u do¤urduktan sonra bir “sevgili”yesahip oluyorlard›. Bu utan›lacak bir fley de¤il,yerleflmifl bir âdetti. Soylu erkeklerin güzel eflle-rini politik kariyerleri için prenslerin, kontlar›nyataklar›na göndermeleri bilindik bir fleydi. Baz›önemli politik kararlar›n bu yataklardan ç›kt›¤›bile oluyordu.

Orta ve alt kesimde ise erkeklerin efllerini aldat-mas› yad›rganmazken kad›nlar›n kocalar›n› al-datmas› hofl karfl›lanm›yordu. Evlilikte erke¤inbelirgin bir üstünlü¤ü vard›. 1650’lerde kar›s›n›döverek öldüren erke¤in cezaland›r›lmamas›nailiflkin bir yasa bile mevcuttu. E¤er öldüren kiflikad›n olursa cezas› meydanda yak›lmakt›.

Evlilik kurumunun erke¤in lehine olmas› kliseyihoflnut ediyordu. Protestan mezhebi11 Katolikmezhebine göre kad›nlara daha özgürlükçü yak-laflsa da sonuçta o da kad›na sürekli olarak koca-s›n›n isteklerini ön planda tutmas› gerekti¤inisöylüyordu. Bu dönemde sanat ve bilim alanla-r›nda eserler veren kad›nlar da kendi isimlerinide¤il kocalar›n›n ya da erkek kardefllerinin isim-lerini kullan›yorlard›. Meselâ Tycho-Brahe’ninastronomi araflt›rmalar›na k›z kardeflinin de kat›l-

2288

11 Hristiyanl›¤›n üç ana kolundan biri. 16. yy.’daki Re-form hareketi ile do¤mufltur.

Page 30: Ayşe Sevim - Feminizm

d›¤› bilinmektedir fakat onun ad› ve yapt›klar› bi-lim tarihine geçmemifltir.

Yine erkek kardefllerinin ya da kocalar›n›n isim-leriyle edebî yaz›lar yazan kad›nlar oldu¤unubiliyoruz.Yeniça¤da kad›nlar›n Ortaça¤ göredaha ezik bir hayat yaflad›klar›n› daha öncesöylemifltik.

Ama bu kötüleflmenin yan›nda kad›nlar›n erke-¤in hiyerarflik egemenli¤ine ilk karfl› ç›k›fl›n› dabu ça¤da görüyoruz. 16. yy. sonlar› ve 17. yy.bafllar›na bu yüzden bat› tarihçileri “guerelle desfemmes” yani “Cinslerin savafl›” ismini vermifller-dir. Bu yüzy›lda kad›nlar ortaça¤a göre daha çokezilmelerine ra¤men kendileri ortaya koyacak di-renifllerde bulunmaya bafllarlar. Meselâ Monteig-ne’in evlat edindi¤i Marie de Gournay’›n (1566-1645) kad›n haklar›n› korumak için yazd›¤› ikieser vard›r: Kad›nlarla Erkeklerin Eflitli¤i ve Ha-n›mlar›n fiikayeti; yine 17. yy.’›n ikinci yar›s›ndaakl›n cinsiyeti tan›mad›¤›n› savunan Poullain dela Barre’ye rastlan›r, onun Cinslerin Eflitli¤i Üze-rine isimli kitab› ön feminist düflünceleri gelifltir-mifl bir yazar olarak kabul edilmesine yol açar.1643’te 5.000 kadar halktan kad›n Avam kama-ras›n›n önünde toplanarak iç savafla son verilme-si ve bar›fl›n sa¤lanmas› için gösteri yapar. Yinebu ça¤da toplu kad›n eylemlerine flahit oluruz;

2299

Page 31: Ayşe Sevim - Feminizm

1647’de hizmetçiler parlamentoya çal›flt›klar› sü-renin uzunlu¤undan flikâyet eden bir dilekçe ve-rirler, 1651’de esnaf kad›nlar borç yüzündenhapse at›lmaya karfl› ç›karlar; 17. yy.’da ‹ngilte-re’de Anglikan kilisesine ba¤l› olmayan kad›nlarsenyörlerin himayesine b›rak›lm›fl olmay› redde-derek kendilerine eflitlikçi bir uygulamada bulu-nulmas›n› talep ederler vs.

Günümüz tarihçilerinden Regine Pernoud, “Ka-d›n›n toplumdaki yeri, burjuvan›n toplumdakiyerinin büyümesine ters orant›l› bir flekilde dara-l›r” der. Gerçekten de burjuvazinin ev kad›n›n›yücelten konumu kad›n› gittikçe ev d›fl› yaflam-dan koparm›flt›r. Bafllang›çta burjuva kad›nlar› dakendilerini gelifltirmeye çal›flm›fllard›.Örne¤in18. yy.’da evde oturan burjuva kad›nlar› dahaçok aflama yapabilme iste¤iyle üst s›n›f kad›nlar›gibi salonlar yani entelektüel kesimin bir arayageldi¤i toplant›lar düzenlerler. Böylece salonlarüst s›n›f ve saray kad›nlar›n›n tekelinden k›smenç›km›fl olur. Gerçi salonlar hiçbir zaman burjuva-n›n tam olarak mal› olamam›flt›r. Çünkü bu top-lant›lar› düzenlemek uzun bir kültür birikimini,sanattan bilimden anlamay› gerektiriyordu. 18.yy.’da burjuva kad›n› henüz bu ata¤› yapamam›fl-t›. Üst s›n›f kad›nlar› içinse salon toplant›lar› ken-dilerini gelifltirmek için birebirdi. Toplumsal, po-litik ve sanatsal olaylar› kad›nlar buralardan ö¤-3300

Page 32: Ayşe Sevim - Feminizm

reniyor, kendi yazd›klar› metinleri okuma veelefltirilme f›rsat› buluyorlard›. Feminist tarihçilerkad›nlar›n kendilerini gelifltirdikleri salonlar› ni-telikleri nas›l olursa olsun ve bu toplant›lar› kim-ler düzenlerse düzenlesin ilk feminist düflünce-nin geliflip flekillenmeye bafllad›klar› yerler ola-rak görürler. Üst s›n›f kad›nlar› salonlar›n yard›-m›yla bu yüzy›lda geleneksel kimliklerini y›rtma-ya ve erkekleri bu konuda tedirgin etmeye baflla-m›fllard›r; 18. yy. yazarlar›ndan D.Schubart ka-d›nlar›n yak›nda bir bilimciler cumhuriyeti kura-caklar›n› yazd›ktan sonra flöyle diyordu; “Çokbilmek istiyorum; acaba Hz.Süleyman bu dünya-ya geri gelse, olmas› gereken, kocas›n›n övünçduydu¤u, ideal mükemmel kad›n› yok edip,onun yerine yenisini koyar m›yd›? Bu yeni kad›nki, yedi lisan konuflan, dizeler yapan, romanlaryazan, felsefe yapan, serbest düflünceleri olan,nutuk çeken, doktor ve profesörlere ders veren vebunun yan›nda çocu¤unu, mutfa¤›n›, kilerini,evini, bahçesini ve tarlas›n› ihmal eden?”12 Üsts›n›fta salon toplant›lar› sürüp, burjuva da onlar›taklide u¤rafl›rken 18. yy.’›n alt tabakadaki kad›n-lar› gerçekten zor durumdayd›lar. Geçim s›k›nt›-s›n› ve kilisenin bask›s›n› her an hissediyorlard›.

3311

12 Süheyla Kad›o¤lu, Bitmeyen Savafl›m Kad›n Hareketle-ri Tarihi:1, Sel Yay›nc›l›k, s. 117-118.

Page 33: Ayşe Sevim - Feminizm

Kilise kaybetti¤i otoritesini eskiden oldu¤u gibidaha çok bask›yla örtmeye çal›fl›yor ve büyücükovalamaya devam ediyordu. Bu yüzy›lda kad›n-lar için çal›flma hayat› iyice kötüleflti. Manifaktöralan›nda en a¤›r ve en kötü ücretli iflleri kabul et-mek zorunda kald›lar. Pek çok kad›n çareyi fu-huflta arad›. Yine pek çok kad›n 17. yy.’da oldu-¤u gibi kad›nlar için daha özgür ve yaflam kalite-sinin daha yüksek oldu¤u ABD’ye göç etti.ABD’ye göç eden bu kad›nlar esnafl›kla u¤rafl›pözgürlükleri için mücadele ettiler. Ama KuzeyAmerikal› kad›nlar›n “mücadelesi”nde atlan›lma-mas› gereken bir çeliflki vard›. Onlar kad›n hak-lar›n› savunurken önceleri yaln›zca beyaz kad›n-lar› göz önünde bulunduruyorlard›.

Bilinçli ya da bilinçsiz olarak ›rkç›l›k konusundaAmerikan erke¤inden farkl› düflünmüyorlard›. Si-yah kad›nlar›n haklar›n›n savunulmas›na ancak20. yy.’da rastlan›lacakt›r. 18. yy. onlar için hemtenlerinin renklerinden hem de kad›n olufllar›n-dan ötürü oldukça ac›mas›zd›r. Ayn› ac›mas›zl›kK›z›lderili ve Avustralyal› Aborgine kad›nlar› içinde uzun zaman sürmüfltür. Karaderili kad›n›n du-rumunu anlamak için 1773-74 y›llar› aras›ndaAmerika’da bir tiyatro oyuncusu olan Kemb-le’nin Avrupa’daki akrabalar›na yazd›¤› bir mek-tuba bakal›m “.. Ad› Die idi. On alt› çocuk do-¤urmufl, bunlardan on dördü ölmüfl. Ayr›ca dört3322

Page 34: Ayşe Sevim - Feminizm

çocuk düflürmüfl. Birisinde bafl›nda a¤›r bir yüktafl›rken düfltü¤ü için, di¤erinde de kolu ç›kt›¤›için k›rbaçlanm›fl. Kolunun yukar›ya çekilmesi-nin ne demek oldu¤unu sordum, anlatt›, önce el-lerini ba¤l›yorlarm›fl, bazen bileklerinden bazende -en kötüsü- bafl parma¤›ndan, bir a¤aca veyadire¤e ba¤lay›p ayaklar› yerden kesilinceye ka-dar yukar› çekiyorlarm›fl. Sonra da ete¤ini belinekadar s›y›r›yorlarm›fl. Ard›ndan elinde deri birk›rbaçla bir adam geliyor ve onu alabildi¤ine k›r-baçl›yormufl. Bunlar› yaparken hamile miydin di-ye sordum, evet yan›t›n› ald›m”13 19. yy.’›n orta-lar›na do¤ru toprak sahibi beyaz bir kad›n olanMary Boykin Chenut da esir pazarlar›nda al›n›psat›lan siyah kad›nlar›n nas›l istismar edildi¤in-den flöyle bahseder: “ Erkeklerimiz Tevrat’da ya-z›l› patriarklar gibi davran›yorlar ve evlerinde birhane içerisinde resmî eflleri ve resmî olmayan ka-d›nlar› ile birlikte yafl›yorlar. Hemen her ailederastlanan melez çocuklar›n bir k›sm› ailenin be-yaz çocuklar›na benziyor..”14

Kad›nlar, Frans›z ‹htilalinde oldu¤u gibi Ameri-kan özgürlük hareketinde de aktif rol oynam›fl-

3333

13 Süheyla Kad›o¤lu, Bitmeyen Savafl›m Kad›n Hareketle-ri Tarihi:1, Sel Yay›nc›l›k s. 137.

14 Süheyla Kad›o¤lu, Bitmeyen Savafl›m Kad›n Hareketle-ri Tarihi:1, Sel Yay›nc›l›k s. 138.

Page 35: Ayşe Sevim - Feminizm

lard›. Fransa da halk kesiminin kad›nlar› devrimiçin erkelerle beraber onlarla eflit haklara sahipolduklar› Devrim Dostlar› Kulübü gibi kulüplerkurduklar› gibi sadece kad›nlara aç›k olan klüp-ler de kurmufllard›. Frans›z ‹htilalinde kad›n hak-lar›n› savunan özellikle üç isim ortaya ç›kar: Pa-uline Leon, Clarire Lacombe, Olympe de Go-uge. Bunlardan Olympe de Gouge “Kad›n Hak-lar› Bildirgesi”ni yay›nlam›fl, bildirgede “Kad›nagiyotine gitme hakk› tan›n›yor öyleyse kürsüyeç›kma hakk› da olmal›d›r” diye seslenmifltir.Olympe de Gouge, ihtilal sonras› kad›nlara yete-rince hak tan›nmad›¤›n› erkeklere sataflan sivridiliyle sürekli konuflmalar›nda dile getirince, es-ki rejim taraftar› olmakla suçlan›p giyotine gön-derilmiflti. Frans›z Devrimi, devrim esnas›ndakad›nlara verilen kimi haklar›n geri almas›ndanötürü baz› feminist tarihçiler taraf›ndan faydas›zgörülür, devrimdeki eflitlik ilkesinin sadece er-kekler, beyazlar ve burjuvalar için var oldu¤unusöylerler. Kuzey Amerika Ba¤›ms›zl›k Bildirgeside bu aç›dan elefltirilir. Her ne kadar maddele-rinden biri “Bütün insanlar Tanr› önünde eflittir”olsa da kad›nlar erkeklerle eflit haklara sahip ola-mam›fl ve siyahlar›n köleli¤ine son verilmemifltir.Ayn› durum devrim sonras› Fransa’n›n sömürgeülkelerindeki siyahlara da uygulanm›fl, seçme veseçilme hakk› onlara da tan›nmam›flt›r. Ama dev-3344

Page 36: Ayşe Sevim - Feminizm

rimin faydal› oldu¤unu düflünen feminist tarihçi-ler de vard›r. Her ne kadar Frans›z devrimi, ka-d›nlar›n devrim için u¤rafl›lar›n› ödüllendirme-miflse de, kad›nlar devrimi gerçeklefltirmek içinbu u¤rafl›lar› verirken kendilerini kuflkusuz gelifl-tirmifllerdi. Toplant›lar, dernekler, broflürler, mi-tingler... kad›nlar› geri ad›m atamayacaklar› birbilinçlenme düzeyine getirmifltir. Unutulmamas›gereken bir konu da ilk kez bu tarihten sonra ka-d›n›n konumu yaln›z aile içindeki rolü ile de¤iltoplumdaki rolü ile de tart›flma konusu olmayabafllamas›d›r. Daha önce ne Ayd›nlanma Döne-minde ne de Amerikan Devrimi’nde eskiden be-ri var olan kad›n sorunu bu derece kutuplaflm›flve bunun geleneklerin ötesinde bir sorun oldu¤uifade edilmiflti.

Frans›z devriminin ard›ndan kad›nlar›n elde etti-¤i kimi haklar›n da ömrü k›sa sürmüfltür. On y›lsonra Napolyon Sivil Yasalar› kad›nlarda kötüal›flkanl›klar oluflturdu¤u gerekçesiyle kald›r›l-m›flt›r. 1801’den itibaren ise kad›n›n erke¤e itaatetmesinin siyasî bir mevzu olmad›¤›, do¤an›ngere¤i oldu¤u noktas›nda birleflilir, buradakiamac›n kad›n kiflili¤ini sarsmak de¤il aksineonun bedenî zay›fl›¤›ndan ötürü korunmaya ge-reksinimi oldu¤u için al›nd›¤› belirtilmifltir. Böy-lece kad›n toplumsal hayattan ç›k›p yeniden evi-ne döner.

3355

Page 37: Ayşe Sevim - Feminizm

XXIIXX.. YYÜÜZZYYIILLDDAA KKAADDIINN

Bu yüzy›l kad›n› daha çok “erke¤in kiflili¤ini ta-mamlayan bir varl›k” olarak görüyordu.15 19.yüzy›l, ticarî kapitalizmden sanayi kapitalizminegeçifl dönemiydi. ‹flçi s›n›f›n›n yaflad›¤› zorluklarartarken kimi olumlu geliflmeler de oluyordu.Avrupa’da hijyene verilen önem art›yor, flehirle-rin görüntüsü de¤ifliyor, beslenme ve t›pta ilerle-meler kaydediliyordu. 1870’ler de Avrupal› ka-d›nlar›n yafl ortalamas› 44 iken 1910’da bu52,4’e 1920’lerde ise 60’lara ulafl›yordu. Bu dö-nemde iflçi kad›nlar sosyal ve ekonomik neden-lerden dolay› s›kça çocuk ald›r›yorlard›, bunuyaparken de burjuva kad›nlar› gibi saklama ge-reksinimi duymuyorlard›. Çünkü fabrikalardankad›nlar›n alaca¤› ücret onlar›n evli olup olma-mas›na göre de¤iflti¤i gibi hamile olduklar›ndada ifllerinden olma riskleri vard›. Gerçi bu du-rumdan hem hükümetler hem de Frans›z ve ‹n-giliz doktorlar› oldukça rahats›zd›. 1890’da onbefl Avrupa ülkesinin kat›ld›¤› bir kongrede çal›-flan kad›nlara ilk kez 4 haftal›k hamilelik izni ta-n›nm›flt›, bundan amaç çocuk ald›rmalar›n önle-

3366

15 Erke¤e ak›lc›l›¤› kad›na da duygusall›¤› yak›flt›ran 19.yy.’›n sav› günümüz feministlerine göre biraz de¤ifltiri-lerek hâlâ sürdürülmektedir; “Her baflar›l› erke¤in ar-kas›nda bir kad›n vard›r” cümlesi, feministlerce öncekikan›n›n yumuflat›lm›fl hâlidir.

Page 38: Ayşe Sevim - Feminizm

nece¤i düflüncesiydi. 19. yy.’›n ortalar›na dekçocuk düflürmede kad›nlar genellikle kendi yön-temlerini kullan›yorlard›. Sanayi devriminin ba-fl›ndan beri erkekle kad›na farkl› çal›flma alanla-r› sunulmufl, genelde kötü çal›flma koflullar›, azücret, niteliksiz ifl gücü kad›nlara verilmifltir. Yi-ne nitelikli bir erkek iflçi, yüksek iflçi statüsün-deyken ve onlara meslekî e¤itim ve ifl garantisisa¤lanm›flken, kad›nlar ancak niteliksiz iflçi, yar-d›mc› iflçi konumundayd›. Bu nedenle s›k s›k iflde¤ifltirmek zorunda kal›yorlard›. Bütün ön yar-g›lara ve köktenci karfl› düflüncelere ra¤men,yaklafl›k her alanda ucuz kad›n iflçi ve memurla-ra ra¤bet artm›flt›. ‹flverenler masraflar› k›s›p azücretle rand›man almak istiyorlard›. AmerikaBirleflik Devletleri’nde e¤itim alan›nda tasarrufyapmak isteyen devlet, kad›nlar› ö¤retmen ola-rak at›yordu. ‹flçi erkekler, kad›nlar› kendileriiçin bir tehdit unsuru olarak gördükleri için on-lar› ifl yerlerinde istemiyorlar, sendikalar›na sok-muyorlard›. O dönemde sendika yönetimi tü-müyle erkeklerin elindeydi. Örne¤in iflçilerinyüzde ellisinin erkek oldu¤u dokuma sanayiin-deki sendika yöneticilerin hepsi erkekti. Bu yüz-den kad›nlar kendi sendikalar›n› kurmufllard›r.Amerikan iflçi s›n›f› önemli kad›n sendikac›laryetifltirmifltir; Ella Wiggins (flark›c›), bir gösterideöldürülen Ella Wheeler, elli y›l süreyle madenci-

3377

Page 39: Ayşe Sevim - Feminizm

leri örgütleyen Mother Jones vb. Kad›nlara çal›fl-ma olana¤› tan›nmayan yerler genelde t›bbî vehukukî alanlard›. Ama ABD’de kad›nlar yarg›çl›kyapabiliyordu.1869 y›l›nda Iowa da ilk kad›nyarg›c›n atanm›fl oldu¤u izlenir. 1879’da ise Bir-leflik Devletler mahkemelerinde savunma yapmahaklar›n› elde ediyorlard›. Fransa’da kad›nlar›nmahkemelerde çal›flabilmelerine iliflkin izin1900 y›l›ndaki yasayla kabul ediliyordu. Rusya,Japonya, Romanya, ‹sveç, Finlandiya, Norveç veYeni Zelanda’da bu yasalar daha önce geçerlilikkazanm›flt›. Bütün Avrupa ülkelerinde devlet ka-d›nlara birinci derecede ifl veren kurumdu. Dev-let kad›n memurlar›na evlenme izni vermedi¤in-den postane, hastane ve okullarda çal›flan kad›n-lar›n büyük bir ço¤unlu¤u bekard›.Bu yüzy›ldaFransa’da kad›nlarla ilgili önemli kararlar al›n›-yordu. 1884 y›l›ndaki boflanma yasas› bunlardanbiriydi. Boflanma yasas›n›n ard›ndan kad›nlar›nboflanma isteklerinin artt›¤›n› görüyoruz. Gerçibu yasadan istifade ederek erkekler de boflanmabaflvurusunda bulunuyorlard› ama boflanmak is-teyen kad›nlar›n oran› yüzde seksen olup erke-lerden çok daha fazlayd›. Kad›nlar›n boflanmaisteklerinin ard›nda yatan ilk gerekçe kocalar›n›nkendilerine uygulad›klar› fliddetti. Avrupa ülkele-rinde kar›s›na karfl› kaba kuvvet kullananlar›ndaha çok k›rsal kesimden oldu¤unu görüyoruz.3388

Page 40: Ayşe Sevim - Feminizm

K›rsal kesimdeki evliliklerin genelinde erkeklerefllerine fliddet uyguluyordu. fiehirdeki evlilikle-re bakt›¤›m›zda ise iflçi erkek genelde kendisi gi-bi tüm gün d›flar›da çal›fl›p yorgun arg›n eve dö-nen kar›s›n›n k›ymetini biliyordu.

Bekâr kalmay› tercih eden kad›nlar da vard›. E¤i-tim görmüfl kad›nlar›n büyük bir kesimi bekârkalmay› tercih ettiklerini söylüyorlard›. Bu davra-n›fl genelde Protestan ülke kad›nlar›nda görülü-yordu.

19. yy.’›n son on y›l› içerisinde ‹ngiltere’de ka-d›nlar erkeklerin aile içerisinde kad›nlara karfl›uygulad›klar› fliddete, kaba kuvvete ve seksüelbask›ya karfl› çeflitli kampanya giriflimlerindebulundular. Bu kad›nlar›n birey olarak kendile-rini savunufl biçimleriydi. Çünkü ayn› yüzy›ldakad›nlar bu ülkede hukuksal aç›dan da tam bi-rey olarak görülmüyorlard›. Erkekler kad›nlar›niflledikleri baz› suçlardan -kad›nlar ergin kabuledilmedi¤i için- yarg›lanabiliyorlard›. Ergin ol-mayanlar ve kad›nlar 1870’e dek idam edilemi-yordu. Bu y›ldan sonra kad›nlar hukukta birey-sel ve tüzel kifliler olarak kabul edilmeye ve ifl-ledikleri suçlardan kendileri sorumlu tutulmayabaflland›.

Fransa’da 1879’da Cumhuriyet kuruldu¤unda isekad›nlar›n devrimdeki emeklerine karfl›l›k seçim

3399

Page 41: Ayşe Sevim - Feminizm

hakk› baflta reddedildi, buna gerekçe olarak isesistemin henüz yerleflmedi¤i söylenmiflti. Fran-sa’da kad›nlar seçim haklar› için I. Dünya Sava-fl›n›n bitmesini beklemeleri gerekecekti. Fransakad›n haklar›yla ilgili mücadelenin en önemlimerkezlerinden biri olmas›na ra¤men burada ka-d›nlarla ilgili haklar›n sürekli bir gelifl gidifl ya-flanmas›ndan h›zl› bir ilerleme olmam›flt›r. Yafla-n›lan süreçte hep al›nan kimi haklar bir süre son-ra kaybedilmifl, daha sonra tekrar kazan›lm›flt›r.Bu ülkede 1965 y›l›na kadar kad›nlar›n kocala-r›ndan izinsiz herhangi bir ifl yerinde çal›flmalar›yasakt›. Bir kad›n bunu yapt›¤› halde kocas›n›nona dava açma hakk› vard›. Yine kad›n kocas›n-dan izinsiz üniversiteye kay›t olmaz, ehliyet ala-maz, pasaport ç›karmaz ve bir hastanede tedaviolmazd›. Kad›nlara politik haklar yaln›z ‹skandi-nav ülkelerinde ve ‹ngiltere’nin baz› kolonilerin-de tan›nm›flt›. Bu haklardan biri olarak, ‹sveç ka-d›nlar›na 19. yy.’›n ortalar›nda kent ve belediyeencümen üyeli¤i hakk› tan›nm›flt›. Bu kad›nlar1909’da seçilebiliyor, 1924’te ise tüm politikhaklara sahip olabiliyorlard›.

Bu dönemdeki feminist hareketlerden örneklervermek gerekirse; ‹ngiltere’de kad›n haklar› içinyaz›lan ilk manifestodan bahsetmek gerekir; bumanifesto, 1825’te William Thompson taraf›n-dan yaz›ld›. Her ne kadar imzas› olmasa da bu4400

Page 42: Ayşe Sevim - Feminizm

manifestonun Anne Wheeler’le ortak yaz›ld›¤›bilinmektedir. Burada evli kad›nlar›n ç›karlar›-n›n kocalar› taraf›ndan korundu¤u tezine karfl›ç›k›l›yor ve kad›nlar›n dörtte birinin ne kocalar›ne de babalar›nca korunduklar›n› söylüyorlard›.Yine Josephine Butler kad›n iflçilerin iflten at›l-mas›na yol açabilen cinsel hastal›klarla müca-dele için yap›lan zorunlu sa¤l›k kontrolününkald›r›lmas› için 15 y›l kadar mücadele vermiflve bunu kabul ettirmiflti; daha sonra Buttler ge-nelevlerin kapat›lmas›n› sa¤lamak için çal›flm›fl-t›r. Bu yüzy›lda Almanya’da kad›nlar ise Ameri-ka ve ‹ngiltere’deki gibi siyasal haklar elde edil-mesinden çok sosyal haklar›n›n peflindeydiler.Kad›nlar›n aile içi yaflam› ve aile içindeki du-rumlar›n›n düzeltilmesi, evlilik d›fl›nda çocuksahibi olma hakk›n›n tan›nmas› vs. gibi sorun-larla u¤rafl›yorlard›.

Bu dönemde yine pek çok feminist yay›n› gör-mek mümkün; Fransa’da ki la Gazette des Fem-mes (1836-1848), bir kad›n haklar› ve görevleribildirisi yay›nlam›flt›. Burada özellikle kad›nlar›nkamu görevlerine girebilmeleri savunuluyordu.1869’da Leon Richer, Ligue du Droit des Fem-mes derne¤ini kurdu ve Le Droit des Femmesdergisini ç›karmaya bafllad›, burada siyasî haklarde¤il, kad›nlar için daha çok sosyal haklar talepediliyordu. Hurbetine Auclert’in 1881 de kurdu-

4411

Page 43: Ayşe Sevim - Feminizm

¤u la Citoyenne adl› dergi ise daha çok siyasalhaklar üzerinde durmaktayd›. Kad›nlar bu yüz-y›lda her düzeyde e¤itim kurumuna al›nmayabafllam›fllard›. Üniversiteye de yine bu yüzy›l›nsonunda girmifllerdir. Fakat bu durum bazen pro-testolara neden oluyordu. Meselâ Edinburg Üni-versitesi T›p Fakültesine ilk k›z ö¤rencinin al›n›-fl› protestolara neden olmufltu. Fransa’da da ben-zer durumlar vard›. Amerika’da ise kad›nlar ken-di üniversitelerini kuruyorlard›. 1865’te NewYork’da kad›nlar için ilk T›p Fakültesi aç›lm›flt›r.Yine bu yüzy›lda sanat, edebiyat, matematik,astronomi gibi alanlarda ad›n› duyurmufl pekçok kad›nla karfl›lafl›r›z. 19. yy.’›n ikinci yar›s›dünya için farkl› bir deneyimin yafland›¤› zamandilimiydi. Bu y›llarda insanl›k devrimci sosyaliz-min geliflmesine tan›k oldu. Bu ak›m Karl Marxve Engels’in etkisi alt›nda kapitalizmin temelinioluflturan üretim araçlar›n›n özel mülkiyetinekarfl› ç›k›yor, proleterya devriminin bu sistemi y›-karak mülkiyeti halk›n ortak mülkiyetine dönüfl-türmesini öngörüyordu.

Bu sisteme göre her iki cins iflçinin yaflad›¤› kö-tü koflullara son verilmifl olacakt›. Fakat her nekadar kad›nlar›n kurtuluflundan bahsetse de fe-ministlerin elefltirdi¤i bir nokta vard›r, o da busistemin “özel olarak” kad›n›n durumuna e¤il-memesiydi. Devrimci sosyalizmde kad›n›n kur-4422

Page 44: Ayşe Sevim - Feminizm

tuluflu proletaryan›n kurtulufluna ba¤lan›yordu.Bu dönemde, kad›n derneklerinin h›zla artt›¤›,kad›n haklar› konusunda önemli ilerlemelerkaydedildi¤i görülür. Fakat kad›n derneklerininartmas›yla onlar aras›ndaki anlaflmazl›klar daartar. Burjuva içinde yer alan feministlerle iflçis›n›f›ndaki feministler aras›nda çeliflkiler ve an-laflmazl›klar gözlenir. Her iki taraf da birbirinisuçlar.

XXXX.. YYÜÜZZYYIILLDDAA KKAADDIINN

Andree M›chel, Ortaça¤dan beri gelifltirilen bir-çok teman›n Bat›l› feministlerin bilincinde yer et-ti¤ini söyleyip flöyle bir özetlemede bulunur: “Fransa’da 14. yy. (Christina de Pisan), ‹ngiltere’de17. yy.’da (Marry Astell) ve 18. yy.’da (MaryWollstonecraft) ortaya at›lan kad›nla erkek ara-s›ndaki farklar›n do¤adan de¤il iki cinse verilenfarkl› e¤itimden kaynakland›¤›n› ve k›zlar›n e¤i-tildikleri takdirde toplumca onlara yasaklanantüm rolleri üstlenebilecekleri düflüncesi, 16.yy.’da Fransa’da (Louise Labbé ve Marie de Go-urnay) 17. yy.’da Hollanda’da (Anna Marie VanSchurman) ve ‹ngiltere’de (Newcastle Düflesi) 18.yy.’da Frans›z devrimden önce ve devrim s›ras›n-da orta s›n›f halk kesiminden kad›nlarca, 19. yy.da da hemen tüm bat›l› feministlerce savunulan

4433

Page 45: Ayşe Sevim - Feminizm

kad›n›n aile içinde “medenî yönden ölümü” ileekonomik ve siyasal görevlerden d›fllanm›fll›¤›n›nkabul edilmezli¤i, 17. yy.’da ‹ngiltere’de (MaryTattle ve Joan Hit-Him- Home) 19. yy.’da SaintSimoncular ve yine ayn› yüzy›lda uluslararas› ka-d›n konseyi feministlerince dile getirilen cinseliliflkilerde geçerli olan çifte ahlâk›n reddi, ‹ngilizAnna Wheeler ile Amerikal› Margaret Fuller’insavunduklar›, kad›nlar›n kurtuluflunun ancak ka-d›nlar taraf›ndan gerçeklefltirilece¤i inanc›, 19.yy.’da Claire Demar ve Saint Simoncular taraf›n-dan ortaya at›lan kad›n›n evlilik d›fl›nda da cinselhazza hakk› oldu¤u görüflü, 19. yy. bafl›nda Fran-s›z kad›nlar›n›n (Flora Tristan, Jeanne Deroin vearkadafllar›) savunduklar› kad›n›n özgürleflmesi-nin, tüm emekçilerin özgürleflmesinden ba¤›ms›zolamayaca¤› düflüncesi, 19. yy. bafllar›nda yar-d›msever ve dinî derneklerin, 19. yy. sonunda dafeminist derneklerin, kad›n haklar›yla bar›fl içinmücadele aras›nda kurduklar› zorunlu ba¤,1870’de Andre Léo’nun dile getirdi¤i ve devrim-ci kad›nlar›n inanc› olan demokrasinin “demok-ratlar kad›nlar› yeterince hesaba katmad›klar›için” iflas etti¤i görüflü ve nihayet, Janes Adamsve (1888 y›l›nda Washington’da aç›lan ve 20.yy.’da pek çok ülkede flubeleri kurulan) Uluslara-ras› Kad›n Konseyi feministlerince ortaya at›lan,kad›nlar›n mücadelelerini tüm toplumun gereksi-4444

Page 46: Ayşe Sevim - Feminizm

nimlerini karfl›layacak biçimde geniflletmeleri ge-re¤i’16 nin savunulmas›.

Yukar›da da ad› geçen Uluslararas› Kad›n Konse-yi’nin çal›flmalar› feminist kazan›mlar için önem-lidir, bu konsey, kad›nlar›n ekonomik, siyasal veaileye iliflkin haklar› elde etmek için mücadeleyisürdürdü. Uluslararas› Kad›n Konseyi’nin Frans›zflubesine üye olan kad›nlar yapt›klar› çal›flmalarsonucu, 1907’de çal›flan evli kad›n›n kazanc›n›özgürce kullanabilmesini güvenceye alan,1912’de çocuklar›n› tan›mayan erkekleri ceza-land›ran yasalar›n geçmesini sa¤lad›lar. Yine ço-cuklar›n cam sanayiinde çal›flt›r›lmas›n›n önlen-mesi ile kad›nlar›n yüksek devlet memurluklar›-na al›nmas›n› kabul ettirdiler. ‹ngiltere’de 1904y›l›nda ikinci bir örgüt kuruldu. Uluslararas› Ka-d›n Oy Hakk› Birli¤i, bu örgüt kad›nlar›n oy hak-k›na karfl› ç›kanlarla mücadele ediyordu. I. Dün-ya Savafl› bafllay›nca Fransa, ‹ngiltere gibi ülke-lerde çok say›da kad›n savafla giden erkeklerinyerine silah fabrikalar›nda ifle girdi. Erkeklerceboflalan yerlere mecburen daha çok kad›n istih-dam ediliyordu. Kad›nlar›n çocuklar›n› düflün-meden daha iyi çal›flabilmeleri için ifl yerlerindekrefller aç›ld›.

4455

16 Andree Michel, Feminizm, çev: fiirin Tekeli, ‹letiflimYay›nlar›, s. 68.

Page 47: Ayşe Sevim - Feminizm

‹flçi kad›nlar savaflta böyle bir rol al›rken, burju-va kad›nlar› da bilgi toplamak, a¤›r hastalar› te-davi etmek, kaybolanlar› bulmak gibi ifllerde ça-l›flt›lar.

I. Dünya Savafl›n›n ard›ndan II. Dünya Savafl›nadek geçen zamanda kad›nlar›n oy hakk› 21 ülke-de tan›nd›. Ülkeler savafl s›ras›nda kad›nlar›nyapt›klar› fedakârl›¤› göz önünde bulundurarakbu hakk› onlara vermifllerdi. Fakat fabrikalardaçal›flan kad›nlardan, erkeklerin savafltan geri gel-mesiyle evlerine dönmeleri istendi. Bundan böy-le Uluslararas› Kad›n Konseyi ve Oy Hakk› Birli-¤i gibi büyük feminist örgütler, savafl›n önlenme-si, kad›nlar›n ve kad›n emekçilerin haklar›n›n sa-vunulmas› hedeflerine yönlendiler. Kad›n iflçile-rin durumlar›n›n düzeltilmesi, aile yard›mlar›, ikicins için çal›flma koflullar›n›n eflitlenmesi, evlilikd›fl› çocuklar›n korunmas›, evli kad›n›n milliyeti-ni ve soyad›n› koruma hakk› vb. çal›flmalar› ger-çeklefltiriyorlard›.

SSCB’de ise kad›nlar 1917 devriminin haz›rl›kla-r›na kat›lm›fl ve devrim esnas›nda da aktif rol oy-nam›fllard›. Bolflevik devriminin ilk sosyal içerik-li kararlar›, sa¤l›k sigortas›n›n oluflturulmas›, do-¤umdan önce ve sonra 16 hafta süreyle kad›nla-ra paras›z sa¤l›k hizmetinin sa¤lanmas› ve hami-le kad›nlar›n›n iflten ç›kar›lmas›n›n yasaklanma-s›yla ilgiliydi. Ayr›ca devrimin ard›ndan evlilikte-4466

Page 48: Ayşe Sevim - Feminizm

ki kocan›n egemenli¤ine son verildi, mal varl›¤›-n›n yönetiminde taraflara eflit haklar tan›nd›, bo-flanma kolaylaflt›r›ld›, evlilik içinde ve d›fl›ndado¤mufl çocuklar›n durumu eflitlendi. Baflta veri-len bu haklarla her fley feministlerin istedi¤i gibidevam ederken daha sonralar› durum de¤iflti.Dönemin yöneticileri kad›nlar›n durumundançok verimlilikle ilgiliydiler. Yavafl yavafl kad›nla-r›n kazan›lm›fl haklar› geri al›nmaya bafllad›: Fab-rika yöneticileri çocuklu kad›nlar›n çal›flmalar›n›kolaylaflt›racak krefller kurmay› red ettiler. Sonun-da kad›nlara ve aileye araçsal aç›dan bak›fl a¤›rbast›. 1929’da Genotdel örgütü da¤›ld›, 1930’dakabul edilen aile yasas›yla geleneksel aile diriltil-di. 1936’da daha önce yasal olan kürtaj hakk› ileevli olmayan kad›n›n çocu¤u için babadan malîdestek talep etme hakk› ortadan kald›r›ld›, boflan-ma zor ve masrafl› hale getirildi, eflcinsellik, fe-ministlerin isteklerinin tersine suç say›ld›. Stalin-ciler sosyalist bir toplum kurmak için aile içinde-ki geleneksel kad›n ve erkek rollerine geri dönül-mesi gerekti¤ini söylüyorlard›. Kad›nlar› çok sa-y›da çocuk do¤urmaya ve koyulan hedeflere ula-fl›labilmek için çok çal›flmaya ça¤›r›yorlard›. Yinede Sovyetler Birli¤i’nde kad›nlara e¤itim, ücretliifl yoluyla ekonomik ba¤›ms›zl›klar›n› kazanma,siyasete ve kültürel hayata kat›lma olanaklar› ka-pat›lmad›.

4477

Page 49: Ayşe Sevim - Feminizm

Faflist toplumlarda ise kad›nlar›n durumu dahafarkl›yd›. Faflist Almanya, ‹talya ve ‹spanya gibidevletlerde, kad›n›, ailede kocaya ve çok çocukdo¤urarak nasyonel –sosyalist devlete hizmet et-mesi gereken arka planda kalmas› zorunlu kifliolarak gören bak›fl aç›s› sistemlefltirildi ve birdoktrin hâline getirildi. Nazi Almanya’s› kad›nlariçin 3 K (çocuk, mutfak, kilise) slogan›n› benim-sedi. Kamu ifllerinde çal›flan evli kad›nlar› bir ka-rarnameyle iflten ç›karan ilk ülke Almanya oldu.Ayr›ca genç k›zlar›n kültürden uzak tutulmak gâ-yesiyle liselere ve karma okullara girmeleri ya-sakland›, bunun yerine onlar› iyi ev kad›n› olma-ya haz›rlayan okullara yöneltmek üzere bir diziönlem al›nd›.

II. Dünya Savafl› esnas›nda, 1941’de Fransa cep-hesinin çökmesinden sonra, Çal›flma Bakanl›¤›,kad›nlar aras›nda gerçek bir seferberlik bafllatt›.Bu seferberlik gençlerden bafllayarak, tüm yaflgruplar›n› kaps›yordu. Özel iflverenlerin, WorkOrders’›n çal›flma düzeni denetimine giren yirmiile otuz yafllar aras›ndaki kad›nlar› çal›flt›rmalar›yasakland›. Çünkü bu kad›nlar›n silah fabrikala-r›nda çal›flmalar› öngörülmüfltü. Kad›n ifl gücünetalep öyle artm›flt› ki k›zlar›n üniversiteye giriflinebir üst yafl s›n›r› koyuldu. Bu seferberli¤i gerçek-lefltirmek için ‹ngiliz kad›nlar›na yar›m gün çal›fl-ma, evde çal›flma, krefl gibi kolayl›klar sa¤land›.4488

Page 50: Ayşe Sevim - Feminizm

ABD’de kad›nlar h›zla silah sanayiinde çal›flma-ya bafllad›.

II. Dünya Savafl›n›n ard›ndan, I. Dünya Savafl›n-dan sonra kad›nlardan istenen fley yeniden isten-di: Terhis edilen erkeklere, ifl yerlerinden ç›karakyer açmak ve evlerine geri dönmek. Savafl esna-s›nda eflitlenir gibi olan erkekle kad›nlar aras›n-daki ücret fark› savafl›n ard›ndan yeniden büyü-dü. ‹ngiltere’de çal›flan kad›nlar›n say›s› h›zlaazald› ama ABD’de de böyle bir süreç yaflanma-d›. Savafl y›llar›nda çal›flan kad›nlar için kurulankrefl, yuva gibi tesisler savafl sonras› kapat›ld›.Fransa’da iktidar, kad›nlar›n siyasal haklar›n› ta-n›mak zorunda kald› ama pek çok Bat›l› ülke deaile hukuku daha eflitlikçi bir duruma getirilmifl-ken, bu ülkede Napolyon Yasas› hâlâ korunmak-tayd›. Fransa cinsiyetçi aile ve evlilik yasalar›n›nde¤ifltirilmesi gereken bu dönemde 15 y›l süre ileiki sömürge savafl›na bafllad›. Bu savafl yap›lmas›gereken sosyal yasalar› geriye itti. Kad›nlar›n, ev-li kad›n›, kar›-kocan›n mal varl›¤›n›n idaresindesöz sahibi yapan reform için 1965’i, babaya ve-rilmifl olan çocuklar üzerinde velâyet hakk›n› ka-r› kocan›n her ikisine de tan›yan de¤ifliklik için1970’i beklemek gerekecekti. Sovyetler Birli-¤i’nde savafl sonras› dönemin kad›nlarla ilgili res-mî aç›klamalar›na bakarsak, Nazi döneminde ka-d›nlar›n verdikleri mücadele nedeniyle onlara

4499

Page 51: Ayşe Sevim - Feminizm

sayg› doludur. Ama feministlerce bu sayg› doluifadelere ra¤men kad›na bak›fl aç›s›nda bir de¤i-fliklik olmam›flt›r. Sadece feministler, 1955’dekürtaj›n yasallaflmas›n› kazan›m olarak görürler;asl›nda bu yasallaflt›rmadan da as›l amaç gizli ya-p›lan kürtaj›n önüne geçmektir. Bu zaman zarf›n-da de¤inece¤imiz son konu, feminist ak›m içindebüyük etki yapm›fl Simone de Beauvoir’in ‹kinciCins isimli kitab›. Simone de Beauvoir 1947’deyay›nlanan ‹kinci Cins isimli kitab›nda kad›nlariçin evlilik kurumuna olan ba¤l›l›ktan kurtulmave bir meslek edinmenin gerekli¤inden bahsedi-yordu. ABD’li ve Frans›z feministler bu kitaptançok etkilendi. Hatta feminizm içinde Simonecu-lar diye bir grup bile olufltu. Bu kitap hâlen femi-nistlerce büyük ilgi görmektedir.

II II .. KKUUfifiAAKK FFEEMM‹‹NN‹‹SSTTLLEERR

II. Kuflak feministler Andree Michel’in deyimiyleflöyle ortaya ç›kt›: “..ABD, ‹ngiltere, Fransa vepek çok baflka Avrupa Ülkesinde 1935-45 aras›n-da do¤an bir önceki kuflak gibi kendilerini anti-faflist ve anti-kolonyalist mücadelelerde tüketmiflannelerinden genelde daha iyi e¤itim görmüfl ye-ni bir kuflak devreye girdi. Pek ço¤u karma okul-larda okumufl, üniversite e¤itimi görmüfltü. Bukad›nlar›n kulaklar› genç k›zl›klar›ndan beri dün-5500

Page 52: Ayşe Sevim - Feminizm

yan›n her yerinde en yürekli insanlar›n faflizmiyenmek için ad›na dövüfltü¤ü, ABD’de silahlar›nve baflka yerlerde sömürge halklar›n›n onurlar›n›kurtarmak için u¤runa savaflt›¤› halklar›n kendikaderlerini tayin hakk› gibi ilkelerle doluydu. Bugenç ve okumufl kad›nlar›n kimya ve t›p teknikle-rinde gerçeklefltirilen yeni bulufllar›n cinsellik vedo¤urganl›¤› ayr›flt›rmaya yapt›klar› katk›ya kay›t-s›z kalmamalar›; gündelik yaflamda cinsel birnesne olarak alg›lanmay›; tecavüzün a¤›r cezay›gerektirmeyen bir suç olmas›n›; erkekler gibimeslek sahibiyken, ailede kendilerinden salt evifli beklenmesini, k›saca kendilerine ikinci cins-tenmifl gibi davran›lmas›n› kabul etmediler.”17

II. kuflak feministlerle feminist anlay›fl›n örgütle-nifli güçlendi. ABD’de Betty Friedan 1966’daNOW (National Organisation of Women, UlusalKad›n Örgütü) kurdu. NOW özellikle evli ve ço-cuklu kad›nlar› bir araya getirdi ve genelde onla-r›n sorunlar›na cevaplar arad›.

Feminist edebiyat›n ortaya ç›kmas›n› ise feminist-ler flöyle aç›klar: onlara göre bu edebiyat türücinsiyetçili¤i karfl›lafl›ld›¤› her yerde teflhir etmekiçin ve davalar›n› gelifltirmek için oluflturulmufl-tu. Bu tür edebiyat›n en ünlü örne¤i Kate Mil-

5511

17 Andree Michel: Feminizm çev: fiirin Tekeli ‹letiflim Ya-y›nlar›, s. 84.

Page 53: Ayşe Sevim - Feminizm

lett’in Cinsel Politikas›’d›r. Edebiyatla birlikte za-manla tarih, sosyoloji, iktisat, antropoloji, dilbi-lim dallar›nda da feminist araflt›rmalar ilerlemifl,hatta günümüzde ABD’de kad›nlar üzerine dersverilmeyen, kad›nlarla ilgili çok say›da makaleve kitap yay›nlanmayan ve cins rolleri, kad›nlarve geliflme üzerine araflt›rma merkezi bulunma-yan üniversite kalmam›fl gibidir.

Feministler, geleneksel evlili¤in kad›nlar› tutsak-laflt›rd›¤›n› iddia ederler. Geleneksel evlili¤e al-ternatif olarak da serbest birlik ve tek ebeveynliaile, aflk hayat›n›n yaln›z farkl› cinsiyetten insan-lar aras›ndaki (heteroseksüel) iliflkilerle s›n›rlan-d›r›lmas›yla yetinmeme ve benzeri öneriler su-narlar. Feministlerin sadece geleneksel aile yafla-m›na dair elefltirileri yoktu, kültürel alanda da de-¤iflmesini istedikleri fleyler vard›. Meselâ kad›n›nedebiyatta, kitle iletiflim araçlar›nda, reklamlardasunulufl biçimiyle, imgelerdeki cinsiyetçilikten fli-kâyetçidirler. Ayr›ca, Fransa’daki cinsiyetçili¤ekarfl› olan yasan›n, feminist derneklere kad›n›nonurunu zedeleyen her durumda (sald›r›, ayr›m-c›l›k vb.) davaya müdahil olabilme hakk›n›n ta-n›nmas›yla tamamlanmas›n› talep etmektedirler.

Kültür alan›ndan sonra feministlerin faal oldukla-r› bir alan da cinsel bask› ve kad›nlara uygulananfliddete karfl› yürüttükleri savaflt›r. Tecavüzün pekçok ülkede a¤›r bir suç say›lmamas›na 5522

Page 54: Ayşe Sevim - Feminizm

feministler, hukuksal olanaklar› kullanarak karfl›ç›karlar. Avukatlar›n yard›m›yla feministler teca-vüzün kad›nlara karfl› ifllenen a¤›r bir suç say›l-mas›, ›rz›na geçilen kad›n›n izin vermesi hâlindedava tutanaklar›n›n kamuoyuna aç›klanmas› veço¤u durumda yap›ld›¤› gibi tecavüz edilen kad›-n›n san›k iskemlesine oturtulmamas› için yasataslaklar› haz›rlay›p meclise sundular. Feministharekette hukuksal olanaklar s›kça kullan›lmak-tad›r. Do¤um kontrolünü ve kürtaj haklar›n› sa-vunmak için olsun (feministlerin deyifliyle cinsel-likle do¤urganl›¤›n birbirinden ayr›lmas›), kad›n-lara tecavüz edilmesine karfl› ç›karak olsun vebaflka konularda s›k s›k hukukun kap›s›n› çal›yor-lar. Feministler ayn› zamanda kad›nlar içindecinsel haz hakk›n› gündeme getirdiler, yine heriki cins için eflcinselli¤e uygulanan bask›lara sonverilmesini talep ettiler. Örne¤i ülkemizde de gö-rülen, efllerince dayak yiyen kad›nlar için kad›ns›¤›nma evleri kurdular. ABD’de ‹ngiltere’de,Fransa’da, Federal Almanya’da dayak yiyen ka-d›nlar›n s›¤›naca¤› evlerin yan›nda telefonla yar-d›m istemelerini sa¤layacak telefon a¤lar› düzen-lediler.

Feminist hareket ilerlemesini sürdürürken her ha-rekette oldu¤u gibi kendi içinde tart›flmalar yafla-d›. Daha önce de söyledi¤imiz gibi iflçi feminist-ler liberal feministleri kad›nlar›n sorunlar›n› anla-

5533

Page 55: Ayşe Sevim - Feminizm

mamakla, onlar da di¤erlerini ayn› suçla itham

ediyorlard›. ‹flçi feministlerin içinde de zamanla

da bir bölünme gerçekleflti. Kad›nlar›n kurtuluflu-

nu iflçi hareketinin baflar›s›yla bir tutan kad›nlar-

dan bu ikisinin farkl› fley oldu¤unu söyleyenler

ayr›ld›. Yine ev içi eme¤in bir de¤eri oldu¤unu

söyleyen ve ev kad›nlar›na da maafl ba¤lanmas›

gerekti¤ini öne süren feministlere karfl› baz› femi-

nistler bunu kad›n› daha çok eve ba¤layaca¤›n›

ve ifl yaflam›na geçmesini engelleyip yabanc›lafl-

mas›n› sa¤layaca¤›n› söyleyip itiraz ediyorlard›.

Tart›flmalar bunlarla s›n›rl› de¤ildir ama bu “girifl”

kitab›n›n s›n›rlar›n›n darl›¤› sebebiyle ayr›nt›s›na

giremiyoruz. Bununla birlikte feminizmin çeflitle-

rini incelerken hangi feminist grubun di¤erinden

neden ayr›ld›¤›na k›sa da olsa iflaret etmeye çal›-

flaca¤›z.

1980’ler feminist teoride postmodern ve çok kül-

türlülük teorilerinin fark vurgusunu çok yapt›¤›

ve giderek daha özgül ve kad›nlar ars›ndaki fark-

l›l›klara dikkat çeken, özellikle ›rk, s›n›f, etnik ve

cinsellik farkl›l›klar›na daha özenle yaklafl›ld›¤›

y›llard›r. Ancak bu herkes için geçerli de¤ildir.

Feminizmin içindeki tart›flmalardan biri de bu

yaklafl›mla ilgilidir. 5544

Page 56: Ayşe Sevim - Feminizm

II II .. BBÖÖLLÜÜMM

FFEEMM‹‹NN‹‹ZZMM ÇÇEEfifi‹‹TTLLEERR‹‹

LL‹‹BBEERRAALL FFEEMM‹‹NN‹‹ZZMM

Feminist ak›mlarla ilgili bütün kaynaklar ilk ak›molarak liberal feminizmi anlatmakla ifle bafllarlar.Bunun sebebi hem tarihsel olarak di¤er yaklafl›m-lardan önce gelmesi hem de feminizmle ilgilitüm di¤er yaklafl›mlar›n öncelikle liberal feministtezlerle bir hesaplaflmaya girme ihtiyac› hisset-meleri, tüm tart›flmalarda liberal feminizme ön-celikli bir konum kazand›rmaktad›r. Liberal femi-nizmin ne oldu¤unu anlatmadan önce 19. yy.’dabu ak›m› kuramsallaflt›ran feminist düflünürlerinisimlerini zikretmemiz gerekir; Marry Wollsto-necraft (1759-1797), Frances Wright (1795-1852), Sarah Grimke (1792-1873), SojournerTruth (1795-1883), Elisabeth Candy Stanton(1815-1902), Susan B. Antony (1820-1906), Har-riet Taylor (1807-1858), J. Stuart Mill (1806-1873).

Bu düflünürlerin katk›lar›yla oluflan ayd›nlanmac›liberal feminizmde akla sonsuz bir inanç vard›r.

5555

Page 57: Ayşe Sevim - Feminizm

Wollstonecraft gibi baz› düflünürlere göre ak›l veTanr› neredeyse efl anlaml›d›r. Kararlar al›n›rkenyerleflmifl geleneklere de¤il akla güvenilmesi ge-rekir. Liberal feminizmin ilk düflünürleri olarakkabul edilen M. Wollsttonecraft, J. Stuart Mill gi-bi yazarlar insanlar› di¤er canl›lardan ay›ran te-mel özelli¤in zihinsel kapasite oldu¤unu ve sahipolunan potansiyel zihinsel kapasite aç›s›ndan in-sanlar aras›nda herhangi bir fark›n olmad›¤›, do-lay›s›yla birbirinden farkl› kad›n ve erkek do¤a-s›ndan ziyade insan do¤as›ndan bahsetmenin da-ha do¤ru olaca¤›n› savunmakla ifle bafllamakta-d›rlar. Grimke’ye göre ise ne akl›n cinsiyeti ne dezihin gücünün cinsiyeti vard›r. Toplumda yerlefl-mifl olan erkeklerin ve kad›nlar›n görevleri gibiayr›mlar, yine erkeklerin alan› ve kad›nlar›n ala-n› hakk›ndaki fikirler keyfîdir. Yine liberal femi-nistler, kad›nla erke¤in ruhunun ve ak›lc› yete-neklerinin ayn› oldu¤unu söylerler, bunu baflkaflekilde flöyle de ifade edebiliriz, bu yaklafl›magöre erkeklerle kad›nlar ontolojik olarak ayn›d›r.Kad›n›n hak etti¤i yeri almas› için toplumsal de-¤iflmenin gerekli oldu¤unu ve bu de¤iflimin ger-çekleflmesinde en etkili yolun e¤itim oldu¤unusöylerler. E¤itim, özellikle elefltirel düflünebilmekiçin de gereklidir. Tarihsel olarak kad›n›n zihinselkapasitesini erkekten daha az kullanmas›n›n, bir-çoklar›n›n ileri sürdü¤ü gibi, kad›n›n do¤al ola-5566

Page 58: Ayşe Sevim - Feminizm

rak erkekten daha düflük bir zihinsel kapasiteyesahip olmas›ndan de¤il, tamamen e¤itimdeki f›r-sat eflitsizli¤inden kaynakland›¤›n› ileri sürmekte-dirler. Bu yüzden onlara göre kad›n ve erke¤inaras›ndaki dengesizli¤i eflitlik lehine bozmak içinyap›lmas› gereken sadece, k›z veya erkek çocukayr›m› gözetilmeksizin tüm çocuklar› ayn› e¤itimimkânlar›ndan eflit olarak yararlanmalar›n› sa¤la-yacak düzenlemeler yapmakt›r. Do¤al nitelikleriitibariyle erkeklerle aralar›nda fazla bir fark ol-mad›¤› düflünülen kad›nlar›n, ayn› e¤itimdengeçmeleri durumunda kad›nlar›n erkeklerle ayn›iflleri yapabileceklerini savunur liberal feminist-ler. Josephine Donavan, Feminist Teori isimli ki-tab›nda liberal feministlerin, kad›n ve erkek çal›fl-ma alanlar› ayr›m›na karfl› ç›k›fllar›n› flöyle anla-t›r; “...kad›n›n müzik, sanat, edebiyat, fliir, dans,ev iflleri gibi alanlara, erke¤in ise beflerî bilimler,sosyal bilimler, do¤al bilimlere daha yatk›n oldu-¤u fleklindeki yerleflik görüfle fliddetle karfl› ç›kar-lar. Bunun yan› s›ra kad›n› vücut, sab›rl›l›k, duy-gusall›k, uyar›lmaya müsaitlik, bak›c›l›k, uysall›k,e¤lendiricilik, esneklik gibi, erke¤i ise zeka, cesa-ret, sakin olma, mant›kl›l›k, adaletlilik, taham-müllü olma, rasyonel olma vb. s›fatlarla tan›mla-yan ay›r›mlara ve bunlara ba¤l› olarak da meslek-leri erkek ve kad›n için pilot-hostes, doktor-hem-flire, patron-sekreter, okul müdürü-ö¤retmen vs.

5577

Page 59: Ayşe Sevim - Feminizm

gibi ikilemlere tabi tutmaya da karfl› ç›kmaktad›r-lar. Kad›n ve erke¤in yarat›l›fl itibariyle birbirin-den farkl› e¤ilimlere sahip oldu¤u varsay›m›nadayanan ve kad›nlarla erkeklerin ayr› alanlardae¤itilmesini öngören böyle bir e¤itim sisteminin,kad›nlar›n kendilerini gelifltirmelerini engelledi¤igibi toplumun da geliflimine olumlu bir katk›dabulunmayacak, sonunda sadece kad›nlar›n de¤ilerkeklerin de zarar görece¤i bir uygulama oldu-¤u görüflündedirler. Bunun için kad›nlarla erkek-ler aras›nda bir ay›r›m yapmadan e¤itimde f›rsateflitli¤ini tan›mak bu feministlere göre en iyi çö-züm olacakt›r.”18

Liberal feministlere göre kad›nlar›n içinde bulun-duklar› ikincil durumun nedenlerinden biri de evhan›ml›¤›d›r. Evde tüm gün kapal› kalan kad›n›nilgi oda¤› d›fl dünya olamaz. Bu kad›n evinin kö-lesi, mobilya ve eflyalar›n›n hizmetçisi olmayaitilmifltir. Betty Friedan’a göre bu kad›nlar›n kur-tuluflu ancak ev d›fl›nda çal›flmalar›yla mümkün-dür. Liberal feministler kad›n›n çal›flmas›n› sade-ce onun evinin kölesi olmamas› için savunmaz-lar, onlara göre kad›n›n tam olarak özgürlü¤e ka-vuflmas›n›n ekonomik olarak erkekten ba¤›ms›z-

5588

18 Josephine Donovan, Feminist Teori, çev: Aksu Bora,Meltem A¤duk Gevrek, Fevziye Say›lan, ‹letiflim Ya-y›nlar›.

Page 60: Ayşe Sevim - Feminizm

laflmas›na ve onunla eflit haklara sahip olmas›naba¤l› oldu¤unu da savunurlar. Onlara göre ka-musal alana ç›kmak kad›n›n özgürlü¤ünün temi-nat› olmas›na ra¤men tek bafllar›na yeterli de¤il-dir; kad›n›n sa¤l›ktan siyasete tüm temel haklar›elde etmesi gerekmektedir. Erkeklerle eflit siyasal,sosyal, hukuksal haklar talep edilir.

Liberal feministler için adalet ve eflitlik oldukçaönemlidir. Bu yüzden üç problemin çözülmesiniisterler, bu problemler s›ras›yla flöyledir: Yasal ay-r›mc›l›k (yasalarda kad›nlar aleyhine var olan ay-r›mc›l›¤› kald›rmak), kurumsal ayr›mc›l›k (ifleal›nmalarda liyakatin öne geçmesi ve cinsiyetikriter olarak alman›n kald›r›lmas›), sosyal ayr›m-c›l›k (kifliler aras› ayr›mc› davran›fllar› yok etmek,çocuklar›n cinsiyetlerine göre k›z ve erkek olarakyetifltirilmesinin ortadan kald›r›l›p onlar› bir in-san-kifli olarak yetifltirmek.)

Liberal feminizmle ilgili son olarak bu teoriiçindeki problemlerden bahsetmeliyiz. Josephi-ne Donovan, Feminist Teori isimli kitab›nda ay-d›nlanmac› feminist teorideki temel problemle-ri flöyle dile getirir; “....bunlardan birincisi libe-ral çözümlemenin özel alan› b›rakm›fl olmas›-d›r; kaydedildi¤i üzere kad›nlar› (...) erkeklere,ataerkil ya da erke¤e hizmet eden e¤itim siste-mine ve toplumsal kurumlara karfl› bir s›n›f ola-rak niteleyen birçok liberal feminist, radikal fe-

5599

Page 61: Ayşe Sevim - Feminizm

minist durufla do¤ru kaym›flt›r. Bu ister istemezonlar›n özel alan› evi ve evlili¤i elefltirmelerineneden olmufltur. Evli kad›nlar›n mal varl›klar›y-la ilgili olanlar gibi yasal de¤iflikliklerin evlilikiçinde kad›nlar›n konumunu eflitleyece¤ini dü-flünmüfllerdir. Hiçbirinin dünyan›n kamusal-özel diye ayr›ld›¤›n› göz önünde bulundurma-d›¤› ve kad›nlar›n özel alan› idame ettirenler ol-du¤u varsay›m›n›n – çocuk yetifltirmek bunadahil – kad›n›n eflit haklara ve olanaklara sahipolma gücüne etkisi olabilece¤ini düflünmedi¤igörülmüfltür. ‹kincisi kad›nlarla erkekler aras›n-da gerçekten ontolojik farklar olup olmad›¤›d›r.Mill soruyu cevapland›rm›flt›r, fakat di¤er libe-raller gibi genel olarak varolan farklar›n küçükoldu¤u ve koflullar sonucu olufltu¤u yarg›s›naulaflm›flt›r”19

KKÜÜLLTTÜÜRREELL FFEEMM‹‹NN‹‹ZZMM

19. yy. feminist teorisinde di¤erleri ile eflit dere-cede önemli baflka e¤ilimler de vard›r. Bu yüz-y›lda kad›nlar için sadece yasal istekler öndede¤ildir. Ayd›nlanmac› liberal teorinin ak›lc› veyasal hamlesinin ötesine giden bu düflünceler

6600

19 Josephine Donovan, Feminist Teori, çev: Aksu Bora,Meltem A¤duk Gevrek, Fevziye Say›lan, ‹letiflim Yay›n-lar›, s. 61-62.

Page 62: Ayşe Sevim - Feminizm

“kültürel feminizm” ad› alt›nda gruplanabilir. Buflekilde düflünen feministler salt siyasal kaza-n›mlara odaklanmaktansa daha genifl bir kültü-rel dönüflümün peflinde ilerlerler. Bunlar eleflti-rel düflünme, e¤itime önem verme ve kendinigelifltirmenin önemini kabullenirler ama bunun-la birlikte hayat›n ak›ld›fl›, sezgisel ve genelliklekollektif yönü üzerinde dururlar. Liberal femi-nistlerin aksine kad›nlarla erkekler aras›ndakibenzerlikleri vurgulamak yerine genellikle ka-d›nl›k niteliklerinin kiflisel kuvvet, gurur ve ka-musal yenileme kayna¤› olarak kabul edilenfarkl›l›klar› üzerinde dururlar. Bu feministler li-beral kuramc›lardan kalan, hemen hemen zarargörmemifl kurumlara – din, evlilik ve yuva- al-ternatifler düflünürler. Yüzy›l›n bitmesiyle femi-nist teorinin bu kolu, kendi içinde sonuçlanm›flolarak kabul edilen kad›n haklar› görüflününötesine kaym›flt›r. Liberaller sonuçta kad›n hak-lar›na, daha genifl toplumsal reformlar› etkile-mek anlam›yla bakm›fllard›r. Feminist toplumsalreform teorisi kad›nlar›n kamusal alana mutlakagirmeleri ve oy kullanmalar› gerekti¤ini, çünküpolitikan›n çürümüfl (eril) dünyas›n›n ar›t›lmas›için kad›nlar›n ahlâkî bak›fl aç›lar›na ihtiyaç ol-du¤unu söylemektedir. Kültürel feminist teorininalt›nda anaerkil bak›fl aç›s› yatmaktad›r: Temel-de diflil etki ve de¤erler arac›l›¤›yla yönlendiri-

6611

Page 63: Ayşe Sevim - Feminizm

len kad›n toplumu görüflü. Bar›flseverlik, ifl birli-¤i, farkl›l›klar›n fliddetsiz biraradal›¤› ve kamusalhayat›n uyumlu bir flekilde düzenlenmesi bunadahildir.

Magaret Fuller’in 19. yy.’da Kad›n adl› eseri kül-türel feminist gelene¤i bafllatm›flt›r.

Bu gelenek Avrupa’daki romantik ak›m›n ya dadaha özel olarak Amerikan aflk›nc›l›¤›n›n birürünü olarak, Ayd›nlanma ak›lc›lar›n›n mekanikbak›fl›ndan tamam›yla farkl› biçimde bilgininduygusal-sezgisel yönü üzerinde vurgu yaparve organik dünya görüflünü savunur. Fuller kita-b›nda kad›nlar›n özgüvenlerini gelifltirmelerinisavunur ve flöyle der: “[Onlara] Çok uzun birsüre kendi içlerinden gelen yasalar› de¤il, d›fl›n-dan dayat›lan kurallar› ö¤renmeleri gerekti¤iö¤retilmifltir.” Fuller ayn› zamanda, kad›nlar›nözgürleflmesi ile dünyadaki iyileflme aras›ndaba¤lant› kurar, e¤er kad›nlar›n özel nitelikleri-nin ifade edilmesinin ortam› sa¤lan›rsa, hemkendi hayatlar›n›n hem de toplumun hayat›n›nnas›l de¤iflece¤ini ortaya koyar. Stanton taraf›n-dan gelifltirilen kültürel feminizmin radikal yan›ise onun Hristiyanl›k üzerine yapt›¤› elefltiriler-dir. Bu elefltirilere daha sonra, “Kad›n Kilise veDevlet” adl› eseriyle 1893’te Matilda Joslyn Ga-ge de kat›l›r.6622

Page 64: Ayşe Sevim - Feminizm

AANNAARRfifi‹‹SSTT FFEEMM‹‹NN‹‹ZZMM

Romantik gelene¤e ba¤l› ikinci dalga feminizmkufla¤›ndan gelen Victoria Woodhull ve EmmaGoldman esasen anarflist görüfllere sahipti.Önemli bir kuramc› olmamakla birlikte VictoriaWoodhull 1870 kendi ç›kard›¤› gazetede evlilikkurumuna karfl› fliddetli elefltireler yapt› ve ona al-ternatif olarak serbest aflk› savundu. Woodhull ev-lilik için flöyle der: “Bugün varoldu¤u üzere, fahi-fleli¤e ve tecavüze izin veren bir sistemden baflkabir fley de¤ildir.” Emma Goldman ise Marksizmemeyilli olmas›na ra¤men daha çok anarflist yöne-limliydi. Onun Marksizm ile iliflkisi Rusya’dakiHayalk›r›kl›¤›m adl› kitab›yla sona ermifltir. Bu ki-tab›nda Goldman komünizmi elefltirir ve onu red-deder. Temel de¤er olarak organik büyüme süre-cine ve bireysel ruhun herhangi bir türde otoritetaraf›ndan engellenmeyerek büyüme yetene¤ininönemine de¤inir. K›s›tlamalardan ar›nm›fl uyumlubir dünya ister. Goldman kad›nlara uygulananbask›n›n onlar› nesnellefltiren sistemden kaynak-land›¤›n› ileri sürer. Ayn› zamanda eflcinsel hakla-r›n› aç›kça destekleyen Amerikal› ilk feministtir.

MMAARRKKSS‹‹SSTT FFEEMM‹‹NN‹‹ZZMM

19. yy. ortalar›ndan sonra liberal feminizmintezleri üzerinde tart›flmalar bafllam›fl ve liberal

6633

Page 65: Ayşe Sevim - Feminizm

feministlerin kad›n sorununa getirdikleri temelçözümün (kad›n –erkek f›rsat eflitli¤i) uygulan›puygulanamayaca¤› tart›flmas› Marksist feminiz-min ortaya ç›kmas›na yol açm›flt›r. Marksist fe-ministler asl›nda liberal feminizmin kad›n soru-nuna buldu¤u cevaplar› yetersiz görmektedir.Sorun onlara göre sadece kad›nlar›n s›n›fl› top-lumda ayr› bir s›n›f oluflturmas› ya da oluflturma-mas› de¤ildir. Her iki durumda da liberal femi-nizmin önerdi¤i çözümlerin geçerli olmayaca¤›-n› savunmaktad›rlar. Bunun sebebi olarak da s›-n›fl› toplumda gerçek anlamda f›rsat eflitli¤ininolmayaca¤›n› belirtirler. Yani kad›n›n ezilmesi-nin as›l nedeni (tüm s›n›flar›n ezilmesiyle ayn›olan) kapitalizmdir. Sosyalist sisteme geçilincekad›nlar ekonomik özgürlüklerini elde edecek-lerinden erkeklerle eflit olacaklard›r. Bu nedenleMarksist feminizmin en s›k sözünü etti¤i kav-ramlar, kapitalizm, s›n›fl› toplum ve ekonomidir.Marksist feminizmde baz› imgelerle olay aç›k-lanmaya çal›fl›l›r; burada erkek burjuvazidir vekar›s› proleteryay› temsil eder, çünkü erkek da-ha güçlü bir maddî temele sahiptir. Bu durumsadece k›rsal alanda de¤il, modern endüstriyelailede de geçerlidir. Koca, hayat› kazanmak veailesine bakmakla yükümlüdür ve bu durumona üstün bir konum sa¤lar. Modernleflme, ya-n›nda çekirdek ailenin geliflmesini, bu da ev içi6644

Page 66: Ayşe Sevim - Feminizm

eme¤in özelleflmesini ve afla¤›lanmas› sa¤lam›fl-t›r. Böylelikle ev yönetimi (komün yaflam›n›n ak-sine) toplumsal niteli¤ini kaybetti. Yani kad›n›neme¤i toplumsal alanda fayda getirmedi¤i içinözel hizmete dönüfltü ve komünist feminizmegöre kad›n bir bafl hizmetçi haline geldi. Kad›n-lar›n ezilmesi sonucunda Engels’in çözümü veiflini toplumsal bir endüstriye dönüfltürerek ka-d›nlar›n ev iflinde hapis olmalar›n› engelleyiponlar›n tümüyle toplumsal ifl gücüne kat›lmala-r›n› teflvik eder. Böylece Engels “Toplumun eko-nomik birimi olan tek eflli ailenin” ortadan kal-d›r›lmas›n› teflvik eder. Engels’e göre monogomikad›n› bafl e¤mifl konumda tutmaktad›r. Kad›nla-r› ekonomik olarak kocalar›na ba¤›ml› yapmak-ta onlar› ikincili¤e zorlamakta ve büyük ölçüdetopluma kat›lmalar›n› engellemektedir. Ona gö-re sadece tek efllili¤in yasaklanmas› bile kad›n›kurtulufla erdirecektir. Tek eflli evlilik s›n›fl› top-lumla s›k› bir ba¤l›l›k içerisindedir. Marksist fe-ministlere göre kad›n› tam anlam›yla kurtuluflaerdirebilmek için s›n›fl› toplumun yani kapitaliz-min sona ermesi flartt›r.

Bu kuflkusuz, onun ve Marx’›n en tutkulu biçim-de Komünist manifestoda savunduklar› konumadenk düfler. Tüm bunlar komünizmle gerçeklefle-cektir. Engels’in iki uçlu program› – kad›nlar› üre-timin içine sokup onlar› toplumsal alana sokal›m

6655

Page 67: Ayşe Sevim - Feminizm

ve özel üretim alan›n› toplumsallaflt›ral›m- kad›n-lar›n kurtuluflu için Marksist ve nihayetinde ko-münist program›n merkezî özelli¤i olur. Genelolarak kad›n sorunu ile ilgilenen daha sonraki bi-rinci dalga Marksist teorisyenler, sorunu komü-nist teori içinde ald›lar. August Bebel’in söyledi¤igibi kad›n sorununun çözümü toplumsal soru-nun çözümü ile özdefltir. Marksist feminizminduayenleri olan Lenin, Alexandra Kollontai, Cla-ra Zetkin ve Rosa Luxemburg, hepsi genel olarakbu yaklafl›ma ba¤l› kald›lar.

Marksist feminizmin sorunlar›ndan biri bu s›n›f-l› toplum içinde kad›nlar›n kendi bafllar›na ayr›bir s›n›f olup olmad›klar›d›r. Bu sorunun iki ayr›cevab› var; ilk olarak s›n›f tan›m›n›n ögeleri iti-bariyle bak›ld›¤›nda kad›nlar›n toplumsal üre-timdeki konumlar›, mülkiyet iliflkilerindeki yer-leri ve sahip olduklar› bilinç bak›m›ndan tek birs›n›f oluflturmalar›n›n mümkün olmad›¤› söyle-nebilir. Zaten kad›nlar hem iflçi hem de burjuvas›n›f›n›n erkekleriyle arkadafl, kardefl, efl veyaannelik iliflkisi içindedirler, yani her s›n›f›n içineda¤›lm›fl bir vaziyettedirler. Dolay›s›yla kad›nla-r›n bir s›n›f oluflturduklar› söylenemez. Fakat birbaflka yaklafl›m›n içinde kad›nlar ev,efl ve çocukbak›m› ile ilgili olarak sahip olduklar› deneyim-lerle bir s›n›f oluflturur. ‹flte bu yüzden baz›marksist feministler ev ifllerinin ücretlendirilme-6666

Page 68: Ayşe Sevim - Feminizm

si konusunu gündeme getirmifllerdir. Ev ifllerininde ücretlendirilmesini gerekli gören ve bu ifl içinmücadele veren kad›nlar, Marksist feministleregöre iflçi s›n›f› bilincine benzer bir bilinç kazan-maktad›rlar.

Marksist feministlere göre sömürü sistemi içeri-sinde kad›nlar›n erkeklerden daha çok ezilmele-rinin önemli nedenlerinden biri kapitalist sistemsonucu olan yabanc›laflmad›r. Yabanc›laflma da-ha çok kapitalist sistemin üretti¤i bir kavramd›r.‹nsanlar›n hayatlar›n›, u¤rafllar›n›, yapt›klar› iflle-ri anlams›z bulmalar›d›r. Yabanc›laflmada kifliyapt›¤› iflleri bir bütünlük içerisinde kavrayama-d›¤› için bölünmüfllük duygusu hisseder. Kapita-lizmin do¤al sonucu olarak artan uzmanlaflmave iflbölümü, kiflileri emeklerine, di¤er insanlarave içinde yer ald›klar› sisteme yabanc›laflt›rmak-tad›r.

Marksist yabanc›laflma teorisine göre eme¤ini sa-tarak hayat›n› sürdüren insanlar yapt›klar› ifltenhiçbir tatmin alamaman›n yan› s›ra ne yapacak-lar›na, nas›l yapacaklar›na ve ne kadar yapacak-lar›na baflkalar› karar verdi¤i için kendi emekleri-ne yabanc›laflmaktad›rlar. Yabanc›laflmay› kam-ç›layan bir di¤er unsur da insanlar›n ifl konusun-da di¤er insanlarla rekabet etmek zorunda olufl-lar›d›r. Daha genel anlamda ise uzmanlaflma ve

6677

Page 69: Ayşe Sevim - Feminizm

ifl bölümünün getirdi¤i bölünme sonunda kiflilerhem bütünle parça hem de kendileriyle di¤er in-sanlar aras›ndaki iliflkiyi kaybederek tamamenyabanc›laflmaktad›r.

Marksist feministler bu yabanc›laflma olgusununerkeklere k›yasla kad›nlar taraf›ndan daha yo¤unyafland›¤›n› savunmaktad›r. Çünkü ev d›fl›nda iflve arkadafl çevreleri gibi de¤iflik ortamlarda top-lumla bütünleflebilen erkeklerin aksine kad›nlarkendilerini ifade edecek ve toplumla bütünleflti-recek imkânlardan yoksun kalmaktad›rlar. Bununçözümünü Engels daha önce belirtti¤imiz gibiçocuk bak›m› ve e¤itiminin toplumsal bir ifl ol-mas›ndan dolay› topluma transfer edilmesindegörmektedir. Tabiî bu sorunu kiflisel çabalarla so-nuçland›rmak mümkün de¤ildir; çözüm, üretimtarz›n› de¤ifltirmekten geçmektedir. Bu gerçeklefl-ti¤i vakit, bunun sonucu olan çekirdek aileninkayb› yaflanacak ve kad›nlar da özgürlüklerinekavuflacaklard›r.

Liberal feministlerin savundu¤u kad›n sorunununyasal reformlarla çözülece¤i inanc›na, görüldü¤ügibi, Marksist feministler asla kat›lmazlar. Onlaragöre bu tip giriflimler bir çözüm de¤il kötü duru-mu sadece hafifletici bir etki yapar. Örne¤in evli-lik ekonomisi ayn› kald›¤› sürece temelde de¤ifl-me olmayacakt›r. Yine Marksist feminizme göre6688

Page 70: Ayşe Sevim - Feminizm

fahiflelik ahlâkî de¤il ekonomik bir sorundur. Fa-hifleler ahlâks›z kad›nlar olduklar› için de¤il eko-nomik olarak güçsüz olduklar› için bu ifli yapar-lar. Marksist feministlerin genel olarak çekirdekaileye karfl› olduklar›n› söylemifltik; onlara göreevli pek çok kad›n›n durumu da fahiflelikten fark-s›zd›r. Ekonomik gücü olmayan kad›n kocas›nayaflamak için cinselli¤ini sunar. Kad›n› bu döne-mece ise kapitalizm itmifltir; kapitalizmin kad›n›ya evde oturmak ya da ucuz iflçi olarak çal›flmakzorunda b›rakm›flt›r.

Marksist teori kad›n›n yeniden üretimde ald›¤› rolve cinsellikle ilgili sorunlarla do¤rudan çok az il-gilendi¤i için Marksist feministler de bafll›ca ilgikonusu olarak kad›n ve ifl iliflkileri üzerindeodaklaflma e¤ilimi göstermifllerdir. Bu çerçevedeüzerinde durulan konular flu flekilde özetlenebi-lir: ‹lk olarak aile kurumunun kapitalizmle iliflki-si, ikinci olarak kad›n›n aile içinde yapt›¤› ifllerinnas›l gerçek üretken ifl olarak de¤erlendirilmeyipönemsizleflti¤i, son olarak ise kad›nlar›n niçin ge-nellikle düflük ücretli s›k›c› ve de¤ersiz görülenifllerde çal›flt›r›ld›klar›.

Marksist feministler kad›n›n ifllerinin ikincil ko-numdan kurtar›lmas› için iki ayr› çözüm önerisigetirdiler. Bunlar›n ilki Engels’in de savundu¤uev ifllerinin toplumsallaflt›r›lmas›yd›. Sadece ka-

6699

Page 71: Ayşe Sevim - Feminizm

d›n›n ev d›fl› çal›flmaya at›lmas› çözüm de¤ildir.Çünkü kad›n hem d›flar›da hem de ev içinde ça-l›flt›¤›nda günde iki vardiya çal›flm›fl gibi olacak-t›r. Bunun önüne geçmek içinse nas›l e¤itim vehastane iflleri devletçe kamusallaflt›r›lm›flsa, ço-cuk bak›m›, temizlik, yemek gibi ifller de kad›n-lardan herhangi bir ücret almadan toplumsallafl-t›r›lmal›d›r. ‹kinci fikir ise, ev ifllerinin devletçeücretlendirilmesidir. Bu ücretlendirme ifline ka-d›nlar›n etkileri olacakt›r. Kad›nlar ald›klar› ücre-ti yeterli görmediklerinde grev yapabilme hakk›-na sahip olabilmelidirler. Bu ücretin hangi kay-naktan verilece¤i sorusuna da bu fikri savunanMarksist feministler iki ayr› flekilde cevap verir;ilki devlet evli erkeklere özgü bir vergi gelifltire-rek oluflturdu¤u fondan kad›nlara ücret öder.Ama bu flekilde verilen ücret ailenin zaten top-lam gelirini geçmeyecektir ve rakam da sembolikolacakt›r; yine para kocadan al›n›p kar›s›na veri-lece¤i için de pek sa¤l›kl› görülmemifltir. ‹kinciyol ise devletin evli bekâr ayr›m›na gitmeden herbireyden toplad›¤› bir vergiden ödeyece¤i ücret-tir. Ama bu da bekârlarla, kar› koca çal›flan çiftle-rin durumunu evli olup eflleri çal›flmayan ailele-re karfl› kötü duruma düflürecektir. Yine bu uygu-lama kad›nlar› ev kad›nl›¤›na itecek, onlara çal›fl-mamalar› için ortam sa¤layacakt›r. Kad›nlar›n ev-de kalmay› istemesi ise onu ev ve eflyan›n hiz-7700

Page 72: Ayşe Sevim - Feminizm

metçisi yapacak ve bafltan beri feminizmin elefl-tirdi¤i bir düzleme kad›n yeniden yerleflecektir.Kad›n burada toplumsal hayata kat›lamad›¤› içinyabanc›laflacakt›r.

Marksist feministler aralar›nda görüfl farklar› ol-mas›na ra¤men temelde Marksist çözümlemele-rin kad›n sorununa uygulanabilece¤i noktas›ndabirleflirler. Marksist feministlere göre toplumsals›n›f mücadelesinden ayr› olarak kad›n sorunla-r›n› anlamak mümkün olmad›¤› gibi s›n›fsal yap›korundu¤u ve temel çeliflkiler devam etti¤i süre-ce kad›n sorunlar› devam edecektir. Marksist fe-minizm kad›n sorununu sosyalist ideolojidenay›ramad›¤› için di¤er feminist kuramlarca elefl-tirilmifltir.

VVAARROOLLUUfifiÇÇUU FFEEMM‹‹NN‹‹ZZMM

Varoluflçuluk düflünme tarz› olarak feministlerinilgisini fazla çekmez. Bunun istisnas› ise Simonede Beauvoir’dir. Onun ‹kinci Cins isimli kitab›varoluflçu feminizmin temelini oluflturur ve hâlenfeminist kuram›n içindeki önemli baflvuru kitap-lar›ndand›r. De Beauvoir’in çal›flmalar›nda Sart-re’›n etkisi oldu¤u söylenir ki bu do¤rudur. Fakatbaz› araflt›rmac›lar›n söyledi¤i gibi onun kullan-d›¤› kavramlar›n›n ço¤unu Sartre’dan ald›¤› sav›ise biraz abart›l›d›r. De Beauvoir’in, Sartre’dan

7711

Page 73: Ayşe Sevim - Feminizm

bu denli etkilenmesinin önemli bir nedeni deuzun süre iki düflünürün yak›n iliflki hâlinde ol-malar›d›r.

De Beauvoir’e göre kad›n sorununu kavramakiçin ne biyolojiye, psikolojiye, ne de tarihsel de-terminizmin iktisadî determinist yaklafl›m›n›n da-yatt›¤› insan tan›m›na gerek vard›r. Varoluflçu fel-sefeye göre bu tür tan›mlar› kabul etti¤imizde va-rolufltan önce gelen “öz”ü de otomatik olarak ka-bullenmifl oluruz. Bu durum da De Beauvoir’egöre kad›nlar› bir biçimde de¤iflmez bir yazg›yateslim etmektedir. Yani onlar›n özgürleflmelerininönüne toplumsal ya da iktisadî kurumlar› ve insa-n›n biyolojik ya da psikolojik yap›s›n› afl›lamaya-cak engeller olarak koymufl oluruz. De Beauvoirbunu söylemekle kad›n ve erkek aras›ndaki biyo-lojik ve psikolojik fark› inkâr etmez; onun karfl›ç›kt›¤› sadece bu farkl›l›¤a s›rt›n› dayayarak ka-d›nla erkek kavramlar› aras›ndaki aç›klanan uçu-rumdur. Erke¤in “kendi”, kad›n›n ise “baflkas›”olarak nitelenmesinin gerçek nedeninin bununötesinde oldu¤unu savunur. Ona göre biyolojikolgular, ontolojik, ekonomik, sosyal ve psikolojikba¤lam›n ›fl›¤›nda de¤erlendirilmelidir. Tek bafl›-na biyoloji kad›nlar›n “baflkas› / öteki” olduklar›-n› aç›klamak için kafi de¤ildir. Bu flekildeki teziy-le kad›n›n bedenini inkâr etmez. Kad›n›n gücünükullanmas›n›n s›n›rl› oluflunda yine onun dünya7722

Page 74: Ayşe Sevim - Feminizm

üzerindeki konumunun belirlenmesinde bedeni-nin bafltaki unsurlardan biri oldu¤unu kabul eder.Onun itiraz› kad›n› kad›n yapan›n salt onun göv-desi olmay›fl›d›r. Onu da varoluflçu felsefeye uy-gun olarak “kendi bafl›na bir varl›k” tan ç›kar›p“kendi için bir varl›k” yapan bir varolufl sürecivard›r.

Biyolojiye bu flekilde karfl› ç›karken psikanaliz-me de cins vurgusunu çok belirginlefltirdi¤i içinkarfl›d›r. Kad›n›, kad›ns› ve erkeksi cinsel istekle-rin çat›flmas›n›n do¤urdu¤u bir tür olarak sun-du¤unu söyleyip psikanalizmi yetersiz görür.Oysa cinsellik iflin bir boyutudur, onu her fley-mifl gibi kabul etmek mümkün de¤ildir. Buradaonun özellikle karfl› ç›kt›¤› Freud’un kad›nla il-gili görüflleridir. Kad›n›n, üstünlü¤ü ifade edenerkek cinsel organ›na sahip olmad›¤› için top-lumsal olarak ikincili¤e mahkum oldu¤u biçim-deki Freud’çu görüflü reddeder. O çok basit bi-çimde kad›n mücadelesinin böyle bir organa sa-hip olmakla ilgili olmad›¤›n›, istenilenin erkek-lerin sahip oldu¤u haklara kendilerinin de sahipolmas› gerekti¤ini savunur. Ayn› zamanda er-keklerin sahip oldu¤u üstünlü¤ün onlar›n cin-sellikleriyle ilgili de¤il, cinselliklerini üstünmüflgibi gösteren iktidardan kaynakland›¤›n› söyler.De Beauvoir’e tarihsel materyalist görüfl hakk›n-da da aç›klamalarda bulunur. Tarihsel metarya-

7733

Page 75: Ayşe Sevim - Feminizm

lizm, her türlü sömürüden üretim araçlar›n›nmülkiyetine sahip olan s›n›f› sorumlu tutar. Yanisorun, s›n›fl› toplum yap›s›ndad›r. De Beauvo-ir’e Marksist feminizmin aksine s›n›fs›z bir top-luma geçilmesiyle, yani toplumdaki üretimaraçlar›n›n toplumsallaflt›rmas›yla kad›n erkekaras›ndaki iliflkinin de¤iflmeyece¤ini iddia eder.Kapitalist toplumlarda oldu¤u gibi sosyalist top-lumlarda da kad›n›n konumu öteki olarak kala-cakt›r. Yap›lmas› gereken kad›n› baflkas› ya daöteki yapan de¤erlerin de¤ifltirilmesidir. Buradada çözüm kad›na düfler. Çünkü problemin as›lkayna¤› erkek egemenli¤inin kad›nlar taraf›n-dan kabul edilmesi, daha do¤ru bir tabirle içsel-lefltirilmifl olmas›d›r. ‹kinci Cins isimli eserindeDe Beauvoir’e bu içsellefltiriliflin mekanizmala-r›n›n niteli¤i ve tarihsel süreci üzerinde durarak,erkeklerin kad›nlar› denetlemek için ileri sür-dükleri kad›n do¤as›na ve ruhuna iliflkin mitleriaç›klar. Bu yüzden kad›nlar›n do¤as›yla alâkal›eserleri inceler, bunlar› yazan düflünürlerin ko-nuyla alâkal› çal›flmalar›n› birbirleriyle k›yaseder. Bütün aç›klamalar›n›n ard›ndan ise kad›n-lar›n birincil düflman›n›n d›flar›daki engeller de-¤il –ama onlar›n da çok büyük engeller oldu¤u-nu kabul eder- kendi konumlar›n› yanl›fl kavra-malar›n› sa¤layan “kafalar›n›n içindeki engel-ler” oldu¤unu belirtir. 7744

Page 76: Ayşe Sevim - Feminizm

RRAADD‹‹KKAALL FFEEMM‹‹NN‹‹ZZMM

Radikal feminist kuram 1960’lar›n sonlar›nda ve1970’lerin bafllar›nda bir grup eski eylemci kad›ntaraf›ndan, esas olarak New York ve Boston’dagelifltirilmifltir. 1970’lerin radikal feminizminebakt›¤›m›zda ona daha çok ‹skandinav ülkelerin-de yayg›n olarak rastlar›z. Buralarda, hiyerarfli veliderli¤in olmad›¤› – yahut çok az oldu¤u- genel-de kurumsallaflmam›fl örgütler göze çarpar.1970’lerden sonra kad›n komünleri kurulmak sü-retiyle radikal feminizmin merkezi de ‹skandinavülkelerinden Amerika’ya tafl›n›r. Radikal feminist-lerin aç›klamalar›na göre bu ak›m›n ortaya ç›k›flnedeni kad›nlar›n kurtulufluyla ilgili mevcut te-orilerin yetersiz kal›fl›d›r. Bu suçlama liberal veMarksist teorilere yöneliktir. Çünkü radikal femi-nistlere göre, radikal feminizm ak›m› liberal veMarksist teorilerin kad›n sorununa ve kad›n›n öz-gürleflmesine tatmin edici bir cevap bulamama-lar›na bir tepki olarak geliflmifltir. Radikal femi-nizm, Josephine Donovan’›n söylemiyle “...ataer-killik ya da erkek egemenli¤inin – kapitalizminde¤il- kad›nlar›n bask› alt›na al›nmas›n›n köke-ninde yatt›¤›n›, kad›nlar›n kendilerini bast›r›lm›flbir s›n›f ya da kast olarak görmeleri ve enerjileri-ni di¤er kad›nlarla birlikte kendilerine bask› uy-gulayanlara –erkeklere- karfl› mücadele eden birharekete yöneltmeleri gerekti¤i, erkeklerin ve ka-

7755

Page 77: Ayşe Sevim - Feminizm

d›nlar›n temelde farkl› olduklar›, farkl› üsluplarave kültürlere sahip olduklar› ve kad›nlar›n tarz›-n›n gelecekteki herhangi bir toplumun temelinioluflturmas› gerekti¤i düflüncelerini içerir.”20 Bufeminist ak›m›n ilk eserinin Shulamith Firesto-ne’un 1971 y›l›nda yay›nlanan Cinsiyet Diyalek-ti¤i adl› kitab› oldu¤u söyleyebiliriz. Shulamitheserinde kad›nla erkek aras›ndaki biyolojik fark-l›l›ktan bahsetmekte ve s›n›f çat›flmas› dahil in-sanlar›n aras›ndaki en temel çat›flma biçiminincinsiyet çat›flmas› oldu¤unu söylemektedir. Onagöre feminist devrim gerçekleflti¤inde kad›nlarhem üretim hem de üreyim mekanizmas›n›nkontrolünü ellerine geçirecek ve böylece tamkurtulufla ulaflacaklard›r. Kad›nla erkek aras›nda-ki biyolojik farkl›l›k toplumsal iliflkilerin temelinioluflturdu¤u için Radikal feminizme göre kad›nerkek iliflkilerini anlamak için -Marksist feminiz-min tersine üretime de¤il- üreyim sürecine bak-mak gerekir. Shulamith Firestone Klasik Marksistkuramdan ayr›larak kad›nlar›n bask› alt›na al›n›-fl›n›n maddî temelinin ekonomide de¤il biyoloji-de oldu¤unu ileri sürdü¤ünü söylemifltik. Onagöre kad›n›n üreme ifllevi ataerkilli¤in ve onunyönetme ideolojisinin cinsiyet ayr›mc›l›¤›n›n

7766

20 Josephine Donovan, Feminist Teori, çev: Aksu Bora,Meltem A¤duk Gevrek, Fevziye Say›lan, ‹letiflim Yay›n-lar›, s. 268.

Page 78: Ayşe Sevim - Feminizm

üzerine kurdu¤u cinsiyete dayal› ifl bölümününnedenidir. Feminist devrimin baflar›yla tamam-lanmas› için, yeniden-üretim araçlar›na el koy-mak yani teknolojiyi kad›nlar›n biyolojik kader-lerinden kurtulmalar› için kullanmak gerekecek-tir. Özgül olarak sadece do¤um kontrolünü de¤iltüple döllenme ve yapay plesentalar gibi ayg›tla-r›n kullan›ld›¤› yeni üreme yöntemlerini kast et-mektedir. Bu, “barbar” gebelikten kaç›n›labilece-¤i ve erkeklerin de çocuk sahibi olabilece¤i anla-m›na gelmektedir. Bu türden yapay sistemler ço-cuk do¤urma ve büyütmeye ba¤l› cinsel rol ay-r›mlar›na son verecektir. Firestone’a göre aflk ma-ceras› ideolojisi kad›nlar› afyonlayan bir uyufltu-rucudur. “Erkekler düflünüyorlar, yaz›yorlar veyarat›yorlard›, çünkü kad›nlar bütün enerjilerinibu erkeklere ak›t›yorlard›; kad›nlar kültür yarat-m›yorlar çünkü onlar aflkla meflguller” O, kad›n-lar›n güvenlik karfl›l›¤›nda erkeklere ba¤land›kla-r› sonucunu ç›kar›r. Yak›n dönem feministleriözellikle Marksist bak›fl aç›s›na sahip olanlar Fi-restone’nin evrensel olarak biyolojiyi vurgulama-s›n› elefltirirler.21 Komünist devrimin amac›n›n s›-

7777

21 Michéle Barrett onun biyolojizm ve biyolojik determi-nizmin tuza¤›na düfltü¤ünü ve kad›nlar›n içinde bu-lundu¤u flartlar›n kültürel ve tarihsel olarak de¤iflkenoldu¤unu gözden kaç›rd›¤›n› ileri sürer. Zillah Einsteinbenzer bir noktaya dikkati çeker ve teknoloji erkek s›-

Page 79: Ayşe Sevim - Feminizm

n›fs›z bir topluma ulaflmak olmas› gibi feministdevrimin amac› da cinsiyet farkl›l›klar›n›n orta-dan kald›r›ld›¤› bir toplumdur. Bu toplumda and-rojen insanlar kad›n ve erkek olarak kalacak fakattoplumsal olarak art›k kad›ns›l›k ve erkeksilik kal-mayacakt›r. Liberal feministlerin istedikleri gibikanunlar› düzeltmek Marksist feministlerin iste-dikleri gibi kanunlar› toptan kald›rmak yeterli de-¤ildir. Radikal feminizme göre kad›nlar›n kurtulu-flu için hem kapitalizmi hem de patriyarkay›22

kald›rmak gerekmektedir.

Patriyarkal sistem güç, iktidar, bask›nl›k, hiyerar-fli ve rekabet ile özdefltir ve radikal feministleregöre bu sistem reformla düzeltilmeyecek kadarköklü ve uzun bir geçmifle sahiptir; bu yüzden dekad›nlar onu de¤ifltirmekle u¤raflmamal›d›r yanitek çözüm bu sistemin tamamen ortadan kald›r›l-mas›d›r. Radikal feministlere göre Patriyarkay›kald›rmak için öncelikle onun kökünde yatancinsel s›n›f sistemini ortadan kald›rmak gerek-mektedir. Kad›n erkek aras›ndaki biyolojik farkl›-

7788

n›f› taraf›ndan denetlendi¤ine göre, bunu, kad›nlar› bi-yolojilerinden kurtarmak için kullan›lmas›n›n umula-mayaca¤›n› tart›fl›r.

22 Patriyarkan›n feministlerce tan›m› flöyle “baban›n ya-sas›” ya da “kad›nlar›n erkekler taraf›ndan yönetilme-si” veya “erkeklerin kad›nlara, yafll› erkeklerin genç er-keklere bask›n olmas›”.

Page 80: Ayşe Sevim - Feminizm

l›¤› minimize edecek üreyim teknolojilerinin ge-lifltirilmesi gerekmektedir. Kad›n› “anne” erke¤ide “baba”yapan biyolojik farkl›l›k, gebelikten ko-runma, k›s›rlaflt›rma ve kürtajla ilgili gelifltirilenyeni teknolojilerle eski anlam ve ifllevini kaybe-decektir. Sun’î döllenme, anlaflmal› annelik gibiyeni yöntemlerle, uygun yasal düzenlemeler ya-p›ld›¤›nda çocuk dünyaya getiren anne ona bak-mak zorunda kalmayacak, çocuk büyütmek iste-yen de çocuk do¤urmaya mecbur olmayacakt›r.Baz› radikal feministler annelik üzerine olan ge-nel anlay›fla karfl›d›rlar. Bunlara göre yerleflik an-nelik anlay›fl› üç yanl›fl mite dayanmaktad›r. ‹lkmit, tüm kad›nlar›n anneli¤i bir ihtiyaç olarakgördüklerini ileri sürer. Radikal feministlere görebu varsay›m sorgulanmal›d›r. Zira e¤er annelerk›z çocuklar›na oyuncak bebek almaz, evde,okulda, çarfl›da, k›z ve erkek ayr›m›na dayal›normlar afl›lanmaz ise kad›nlar›n anne olmak is-teyecekleri flüphelidir. Anne olma iste¤i medyave di¤er kurumlar taraf›ndan k›z çocuklar›na,toplumsallaflt›r›l›rken empoze edilmektedir. K›sa-ca annelik toplumsallaflma sürecinin bir sonucu-dur. ‹kinci mit, bütün annelerin çocu¤a ihtiyaçduyduklar›n› ileri sürer. Radikal feministlere göre,çocuk sahibi olan kad›nlara göre çocuk sahibi ol-mayan kad›nlar›n tatminsiz olaca¤›n› ifade edenbu varsay›m da temelsizdir. Çünkü annelik güdü-

7799

Page 81: Ayşe Sevim - Feminizm

sü toplumsal olarak kurulmakta ve annelik ö¤re-nilerek benimsenmektedir. Yani bu inanç da top-lumsallaflma aflamas›nda elde edilir. Radikal fe-ministlerin karfl› ç›kt›¤› üçüncü mit ise, çocukla-r›n anneye ihtiyaç duymas›d›r. Burada radikal fe-ministlerin bahsetti¤i anne, biyolojik annedir.Onlar da her bebe¤in kendisine bak›p büyütecekbirilerine muhtaç olarak dünyaya geldi¤ini bilipkabul ederler. Yap›lan itiraz do¤an çocu¤a baka-cak, onu bak›p büyütecek kiflinin biyolojik anne-si olmas› gerekti¤inedir. Radikal feministler çocu-¤un büyütülmesinde biyolojik annenin sosyal an-neden daha iyi oldu¤unu da kabul etmektedirler.Onlar biyolojik anne yerine sosyal anne, bak›c›gibi çözümler yerine bir tek anneden ziyade çok-lu anneli¤in, çocu¤un toplumlaflmas›nda dahaverimli olaca¤›n› savunmaktad›rlar.

Sonuç olarak bu flekildeki bir yap›laflma da, biyo-lojik ifl bölümüne dayal› ailenin ortadan kalkma-s› anlam›na gelecektir. Böylece cinsellik de an-lam de¤ifltirecek homoseksüellik, heteroseksüel-lik ve lezbiyenlik gibi kavramlar anlamlar›n› yiti-receklerdir.

Radikal feministler ayn› zamanda evlili¤i kad›n-lara eziyet etmenin temel bir formüllefltirilmesiolarak kabul ederler. Bu yüzden de bu kurumunreddini hem kuramda hem pratikde, radikal femi-8800

Page 82: Ayşe Sevim - Feminizm

nistlerin temel bir ifli olarak de¤erlendirirler. Aflkada savunmas›zl›¤›, ba¤›ml›l›¤›, sahipli¤i, ac›yaduyarl›l›¤›, gelifltiren ve kad›n›n insan potansiye-linin tam olarak geliflmesini engelleyen bir ku-rum olarak bakarlar ve onu küçümserler. Tecavü-zün kad›nlar› terörize etmek için politik bir araçolarak kullan›lmas› di¤er radikal feministler tara-f›ndan daha da gelifltirilen bir tezdir. BarbaraMehrhof ve Pamela Kearon 1971’de yay›nlananRape: An Act Of Terror (Tecavüz: Bir Terör Fiili)makalesinde tecavüzün politik bir suç, kad›nlar›ikinci s›n›f konumunda tutan bir terörist eylemolarak de¤erlendirmesi gerekti¤ine dikkat çeker-ler. Tecavüz bu bak›fl›n ›fl›¤›nda etkili bir politikaraçt›r. Yani onu sadece bir bireyin bir baflkas›nakarfl› uygulad›¤› keyfî bir fliddet olarak alg›lama-mak gerekir. Tecavüz politik bir bask› alt›na almaeylemidir. Radikal feministlere göre bu politik ey-lemin aç›l›m› da flöyledir: Tecavüz politiktir çün-kü güçlü bir s›n›f›n üyeleri taraf›ndan güçsüz birs›n›f›n üyelerine karfl› uygulan›r. Susan Brown-miller, kad›n bedenini afla¤›layan ve kullanan birideolojiyi teflvik ettikleri için pornografinin ve fa-hifleli¤in tecavüz olay›na nas›l katk›da bulundu-¤una iflaret eder. Ti-Grace Atkinson ise “kad›nla-r›n bask› alt›na al›nmas› s›n›f sisteminin bafllang›-c›d›r ve kad›nlar ilk sömürülen s›n›ft›r” diyerekradikal feminist konumun flekillenmesine yard›m

8811

Page 83: Ayşe Sevim - Feminizm

eder. Bir konuflmas›nda “Sizin tan›m›n›z, sizin birkad›n oldu¤unuz ve görevinizin ya hamile kal-mak ya da yatmak oldu¤udur.” der; yine baflkabir konuflmas›nda kad›nlar›n kimliklerine yönelikflöyle bir aç›klamada bulunur: “ Belirli bir bireyidi¤erlerinden kad›n olarak ay›ran nedir? Bu ayr›-m›n iki yönü vard›r; sosyolojik ve biyolojik. Sos-yolojik ifllevin terimi kad›nd›r, biyolojik ifllevinterimi diflidir. Her iki terim de sahibinin d›fl›ndabir baflkas›n›n ç›karlar› do¤rultusundaki ifllevleritarif eder”

Di¤er bir Radikal feminist grup, bu görüfllere kar-fl› biyolojik anneli¤i savunmaktad›r. Onlar birazönce savunulanlar›n aksine kad›n biyolojisininkad›n› s›n›rlad›¤›, dolay›s›yla teknoloji vas›tas›ylakad›nlar›n bu biyolojiden özgürleflmesi gerekti¤igörüflünü yanl›fl bulmaktad›rlar. Bu grubun içinegiren Radikal feministlere göre sorun biyolojikannelikten kaynaklanmamaktad›r, as›l sorunonun toplumsal olarak kurulmas›nda ortaya ç›k-maktad›r.

Radikal feministler kad›nlar›n kendi bedenlerininkontrolünü ele geçirmeleri gerekti¤ini savunurlar.Kad›nlar›n az veya çok do¤urmas› ço¤u yerdedevlet politikas› durumundad›r ve bu politikay›yapanlar da erkeklerdir. Ayn› durum kürtaj mese-lesi için de geçerlidir. Cinsel taciz, tecavüz, ka-d›n kaç›rma flekilleri hep erkeklerin kad›n›n vü-8822

Page 84: Ayşe Sevim - Feminizm

cudu üzerindeki haks›z eylemlerinden kaynak-lanmaktad›r. Radikal feministlere göre kifliselkimlikler yeniden düzenlenmeli, dilin ve kültü-rün erkeksi fleklinden s›yr›lmal› dilin ve kültürünerkeksi fleklinden yeniden dönüfltürülmesi sa¤-lanmal›, siyasî iktidar yeniden flekillenmeli veyerlefltirilmelidir. Ayr›ca edebiyatta, kitle iletiflimaraçlar›nda, reklamlarda vs. kad›n›n sunulufl bi-çimi de¤ifltirilmelidir. Böylece insan do¤as› yeni-den biçimlenmifl ve geleneklere meydan okun-mufl olacakt›r. Onlara göre her toplumda iki kül-tür vard›r: ‹lki görülen ulusal erkek kültürü ve gö-rünmeyen evrensel kad›n kültürü. Radikal femi-nistler mutlaka her toplumda kad›n kültürü oldu-¤unu savunurlar. Radikal feministlere göre liberalfeministlerle Marksist feministler erkek kültürünüve de¤erlerini içsellefltirdikleri için kad›nlar›n daerkek standartlar›na göre yaflamas›n› istemekte-dirler. Oysa kendileri kad›n›n kurtuluflunu kad›-n›n erkekten farkl›laflmas›ndan geçti¤ini söyler vebu görüflü savunurlar.

Radikal feminizmin uzun dönemdeki amac› ka-d›n kültürlü yeni bir toplum infla etmektedir.Çünkü kad›n yücedir ve yüceltilmelidir. Bu yü-celtme birçok flekil alabilir; kad›n›n ruhu, vücuduyüceltilir; regl, Tanr›’n›n bir lütfu olarak kabuledilir; lezbiyenlik tercih edilir, kad›nlar›n kad›ns›kültürü övülür vs. Kad›nl›¤›n kad›nlar için büyük

8833

Page 85: Ayşe Sevim - Feminizm

bir avantaj ve statü kayna¤› oldu¤unu ve kad›nkültürü ile kad›nl›¤› erkeklerden ay›rmaya çal›fl-mak gerekti¤ini savunmaktad›rlar. K›saca kad›ns›olan özellikler ön plana ç›kar›larak kad›n yücel-tilmelidir ve kad›nlar› üstün konumda tutacaközellikler ön plana ç›kart›lmal›d›r. Radikal femi-nistlerin patriyarkal sistem içinde kad›nlar›n do-¤urganl›¤› ve anneli¤i terk etme biçimindeki yak-lafl›mlar› patriyarkal sistemden kurtulmak içindir.Çünkü onlar, kad›nlar›n temelde üreyimle ilgilimekanizmalar›n kendi denetimlerinde olmas›n›nkad›n sorununu ortadan kald›raca¤›n› savunmak-tad›rlar. Patriyarkal sistem ortadan kalk›nca yanikad›nlar kendi bedenleri hakk›nda tek söz sahibiolunca, biyolojik annelik kad›nlar için felâket ol-maktan ç›kacakt›r. Sloganlar›; Radikal feministle-rin kulland›¤› önemli bir slogan olan “kiflisel olansiyasald›r” slogan›d›r ve bu sloganla kad›nlar›nkendi özel hayatlar›n› kendilerinin kurmak iste-dikleri mesaj› verilmek istenmektedir. CarolineRamazano¤lu’na göre kad›n› bask› alt›nda tutanolaylar; cinselli¤in toplumsal yap›lanmas›, erke-¤in kad›na karfl› fliddet kullanmas›, annelik ve ço-cuk bak›m› gibi olaylard›r. Bunlar›n çözümleriise üreyim teknolojisi, ev ifllerinin ücretlendiril-mesi, kad›n›n ifl hayat›na, erke¤in de eve çekil-mesiyle sa¤lanabilir. Biyolojik bir birim olarak ai-lenin ortadan kalkmas› iktisadî bir birim olarak8844

Page 86: Ayşe Sevim - Feminizm

da aileye gerek olmayan yeni bir toplumsal ör-gütlenme tarz› meydana getirecektir. Bu durum-da kad›n›n üreyim gücünün onu eve, erke¤inüretim gücünün de onu kamusal alana gitmeyezorunlu hâle getirmesi söz konusu olmayacakt›r.

Teknolojik geliflme kad›n›n üreyimdeki rolünüortadan kald›raca¤› gibi erke¤in de üretimdekiüstünlü¤ünü ortadan kald›racakt›r. Erkek ve kad›-n›n toplumsal ifllevlerindeki bu de¤iflme onlar›nüstlendikleri bu toplumsal rollerde de de¤iflikli¤eneden olacakt›r. Kad›n ve erke¤in üreyim ve üre-timdeki konum ve rollerini farkl›laflt›ran biyolojikfarkl›l›k, teknolojik yeniliklerle ortadan kald›r›ld›-¤›nda insan toplumlar›nda ezen erkek–ezilen ka-d›n, sömüren kapitalist–sömürülen iflçi, beyazefendi–siyah köle gibi ay›r›mlar da bütünüyleyok olacakt›r.

Radikal feministlere göre güzel bir dünyay› kur-mak için sadece patriyarkal düzenden ve kapita-lizmden kurtulmak yetmemektedir. Özünde er-kek egemenli¤inin bir uzant›s› olan savafllar, ›rk-ç›l›k ve çevre kirlili¤i gibi sorunlar kald›r›lmad›k-ça bu dünya düzelmeyecektir. Gerçekte Radikalfeministler sistematik bir teori ortaya koyama-maktad›rlar, fakat cinsellik, annelik, aile, evlilik,edebiyat, müzik, ifl teknoloji vs. ye uzanan çokgenifl bir alanda yerleflik anlay›fllara itiraz ederekalternatifler sunmaya çal›flmaktad›rlar.

8855

Page 87: Ayşe Sevim - Feminizm

LLEEZZBB‹‹YYEENN FFEEMM‹‹NN‹‹ZZMM

Lezbiyen feminizm 1970’ler boyunca di¤er fe-ministlerin tutumlar›n› elefltirdiler ve kendilerineözgü yaflam durumlar›n› yans›tan kurumlaroluflturmaya bafllad›lar. 1970’lerin sonlar› ve1980’lerin bafllar›ndan itibaren lezbiyenler, ka-d›nlar›n bask› alt›na al›nmas›n›n temelinin “he-teroseksüelli¤in” kurumsallaflmas› oldu¤unu tar-t›fl›yorlard›. New York’lu bir grup olan radikallezbiyenler, lezbiyen feminist kuram›n ilk büyükbildirisini haz›rlam›fllard›r. Onlar ›srarla flunuöne sürerler; ancak kad›nlar birbirlerine yeni birbenlik anlay›fl› verebilir. O kimli¤i erkeklerleiliflkili olarak de¤il birbirimize yapt›¤›m›z refe-ranslarla gelifltirmemiz gerekir. 1969-70’lerdeyay›nlanan makalelerde Martha Shelley lezbiye-nin ba¤›ms›z kad›n modeli olarak görülmesi ge-rekti¤ini ileri sürer. Shelley “erkek egemen birtoplumda lezbiyenlik bir ak›l sa¤l›¤› iflaretidir.”der. Daha sonraki bir makalede de lezbiyenli¤ingerçekte “Kad›nlar›n Özgürleflme Hareketininkalbi” oldu¤unu söyler. Çünkü erkek kast›n bas-k›s›ndan kurtulmak için kad›nlar›n birleflmesionlara göre ancak bu flekilde mümkündür.“Kendimizi ve birbirimizi sevmeyi ö¤renmeli-yiz, erkeklerden ba¤›ms›z ve güçlü olmal›y›z kionlarla güçlü bir konumda u¤raflabilelim” tezinisavunan lezbiyen bir flair olan Elsa Gidlow, Lez-8866

Page 88: Ayşe Sevim - Feminizm

biyenler kendilerini erke¤in içsel ve d›flsal haki-miyetinden kurtard›¤›na göre lezbiyen kiflili¤inal›fl›lmad›k biçimde yarat›c› oldu¤u sonucunavar›r.

SS‹‹YYAAHH FFEEMM‹‹NN‹‹ZZMM

Siyah feminizm kültürel ve politik yönden1980’lerde geliflti. ‹lk siyah feminist kad›nlartoplant›s› 1979’da topland›. Hem sa¤l›k hizmet-leri ve e¤itimdeki ›rkç›l›¤a karfl› hem de özellik-le e¤itimdeki ›rkç› göçmen yasalar› ve polis flid-deti yoluyla uygulanan devlet bask›s›na karfl›kampanyaya giriflmifl yaz›lar yay›mlam›fllard›r.Ancak 1970’li y›llar feministlerin ortak ezilmifl-lik söyleminin öne geçti¤i ve farkl› kad›nlar›ndeneyimlerinin pek de hesaba kat›lmad›¤› y›llar-d›. 1980’li y›llar›n sonunda hava tersine döndü,varolan feminizm ›rkç›, etnosentrik ve hetero-seksüel oldu¤u gerekçesiyle elefltirildi. Bu eleflti-rilerin bafl›n› çeken siyah feministlerdi. Bell Ho-oks bu konuda flunlar› söylüyordu:“Siyah kad›n-lar daha önce siyah erkek ataerkillerin ç›karlar›-na hizmet etmifl bir siyah hareketiyle, öncelikle›rkç› beyaz kad›nlar›n hareketine hizmet edenbir kad›n hareketi aras›nda bir seçim yapmalar›-n›n beklendi¤ini hissettiler.” der. Pekçok siyahfeminist, siyah ve beyaz kad›nlar›n tarihlerinde-

8877

Page 89: Ayşe Sevim - Feminizm

ki deneyim farklar›na iflaret eder. Bunlardan biriaylak yüksek s›n›ftan beyaz kad›nlar›n üretici ifleeriflmelerinin reddedilmesi problemini siyah ka-d›nlar›n nadiren yaflamas›d›r. Buna karfl›l›k siyahkad›nlar›n ço¤u eve ailelerinin beslenmesine gi-yinmesine yard›m etmek amac›yla bir iflte (zo-runlu) olarak çal›fl›r. Siyah kad›nlar siyah ifl gü-cünün önemli bir yüzdesini oluflturur. Ve bu enyoksul siyah aile için oldu¤u kadar orta s›n›f di-ye adland›r›lan bir aile için de do¤rudur. Siyahkad›n›n serüvenini flöyle anlat›r; “siyah kad›n›nfiziksel görünüflü flirretçe habislefltirilmifltir; be-yaz sömürgeci taraf›ndan cinsel olarak tacizedilmifl ve kötüye kullan›lm›flt›r; en berbat tür-den ekonomik sömürüye katlanmak zorundakalm›flt›r. Kendi çocuklar› aç ve yaln›zken beyazkad›na hizmetçilik yapmaya ve beyaz bebe¤esüt annelik yapmaya zorlanm›flt›r. Bu toplumsalolarak güdülecek, fiziksel olarak tecavüz edile-cek, kendi ailesine zarar verecek flekilde kulla-n›lacak – ve bu sendromu tersine çeviremeye-cek biçimde güçsüz olacak denli derin bir afla-¤›lamad›r.”

Pauli Murray 1964’te yazd›klar›nda siyah vebeyaz kad›n›n ekonomik ve toplumsal konum-lar› aras›ndaki farktan söz eder: “Siyah kad›ndaha s›k yaln›z bafl›na kal›r, daha çok çocuk sa-hibi olur, ifl pazar›nda daha uzun süre kal›r, da-8888

Page 90: Ayşe Sevim - Feminizm

ha az e¤itim al›r, daha az kazan›r, daha erkendul kal›r ve bir ailenin bafl› olarak beyaz karde-flinden daha a¤›r bir ekonomik yük tafl›r”ABD’de yaflayan siyah feminist Audre Lorde,›rkç›l›¤›n nas›l, bir ›rk›n di¤er ›rklara göre üstünoldu¤u, bundan dolay› egemen olmas› gerekti-¤i fikrinden ç›kt›ysa cinsiyetçili¤in de bir cinsindi¤er cinse göre üstün ve dolay›s›yla egemenolmas› fikrine dayand›¤›n› anlat›r. Ona göre si-yah kad›nlar bu iki bask›y› içiçe yafl›yorlar. Ni-tekim Hazel V. Carby “ Bizim yaflam›m›zda bubask›lar efl zamanl› yaflan›yor. Irksal- cinsel bas-k› vard›r, bu ne tek bafl›na ›rksal, ne de cinsel-dir. Siyah erkekle ›rkç›l›¤a karfl› beraber savafl›r-ken ayn› anda ona karfl› cinsiyetçilik mücadele-si veriyoruz.” Görüldü¤ü gibi ›rk, s›n›f ve cinsi-yet aras›ndaki ba¤› yafland›¤› biçimiyle teorizeetme çabas›nda olanlar siyah kad›nlar›n kendi-si oluyor. Ayn› zamanda feminist teori içinönemli kavramlar› (örne¤in aile, patriyarka, ye-niden üretim, deneyim siyaseti gibi) yenidensorguluyor ve kendi feminist deneyimleri içingözden geçirip elefltiriyorlar.

1980’li y›llar siyah kad›n kuramc›lar›n elefltirisiy-le beyaz kad›nlar›n eski “tüm k›zkardefller” var-say›m› sars›nt› geçirdi ve ›rk, s›n›f ve cinsiyet ara-s›nda kuramsal ba¤lar kurulmaya çal›fl›ld› amapek baflar›l› oldu¤u söylenemez.

8899

Page 91: Ayşe Sevim - Feminizm

11998800 SSOONNRRAASSII

1980’ler feminist teoride postmodern ve çok kül-

türlülük teorilerinin fark vurgusunu çok yapt›¤›

ve giderek daha özgül ve kad›nlar aras›ndaki

farklara dikkat çeken, özellikle ›rk, s›n›f, etnik ve

cinsellik farklar›na daha özenli yaklaflt›¤› y›llar-

d›r. Ancak bu herkes için geçerli de¤il. Hâlen ka-

d›nlar›n kendi de¤erleri ve pratikleriyle ayr› bir

kültürel grup olduklar›nda iddia edenlerle, buna

karfl› farkl›l›¤› savunanlar aras›nda gerilim var.

Özellikle Avrupa ve Amerika’da kad›n araflt›rma

merkezinin bulunmad›¤› üniversite yok gibidir.

Kad›nlarla ilgili akademik çal›flmalar›n sürdü¤ü

ama eski feminist eylemliliklerin azald›¤› bir dö-

nemdeyiz. Feminist kuramsal çal›flmalar durmad›

ve gerek geçmifl ve gerekse bugün üzerine femi-

nistler hâlen çal›fl›yor ve yaz›yor. Yaln›z Avrupa

ve Amerika’da de¤il feminist kuram ve pratik

dünyan›n bir çok yerinde kendine taraftar buldu-

¤u gibi “farkl›l›¤a karfl› eflitlik” yanl›l›¤› oryanta-

lizm elefltirisi ile birlikte kendine yer buluyor.

9900

Page 92: Ayşe Sevim - Feminizm

II II II .. BBÖÖLLÜÜMM

BBAAfifiLLAANNGGIIÇÇTTAANN GGÜÜNNÜÜMMÜÜZZEETTÜÜRRKKLLEERRDDEE KKAADDIINN

‹slâm öncesi Türklerin aras›nda en yayg›n olandin fiamanizmdi. ‘Yerin Yarat›l›fl’ efsanesini ince-ledi¤imizde buradaki Ak an23, sonra Umay24

9911

23 Yarat›l›fl Efsanesine göre bafllang›çta gök ve yer yoktu.Yaln›z uçsuz bucaks›z deniz vard›. Tanr› Ülgen bu de-nizin üzerinde uçuyor ve konabilece¤i kat› bir yer ar›-yordu. O zaman kalbinde önündeki nesneyi yakala di-ye bir ses duydu. Ülgen bu sözleri tekrar ederek elleri-ni öne uzatt› denizin ortas›ndan aniden ç›kan tafl tuttuve ona oturdu. Oturacak yer bulduktan sonra dünyay›yaratmak istedi. Fakat ne yapaca¤›na nas›l yapaca¤›nabir türlü karar veremedi. Birden su içindeki Ak anay›–Ak ene- gördü. Ak ana ona bir nesne yapmak istersen‘yapt›m oldu’ de, ‘yapt›m olmad›’ deme deyip kaybol-du. Efsane, Ülgenin dünyay› yaratmaya bafllamas›yladevam eder. Bizim burada dikkat etmemiz gereken suve Ak anadan önce ne gök ne de yerin olmamas›d›r. ‹lkas›l güç Ülgen tanr› bile Ak anan›n söyledi¤i flekildedünyay› yaratm›flt›r. Yani Ak anan›n Ülgen üzerinde et-kili bir güç oldu¤unu söyleyebiliriz.

24 Umay tanr›ça Altaylar’da çocuklar›n ve hayvanlar›n ko-ruyucu anas›d›r. Bu tanr›ça anal›k yönüyle belirgindir

Page 93: Ayşe Sevim - Feminizm

Ay›s›t25 gibi yaflam›n bafllang›c›n› ve koruyuculu-¤unu yüklenmifl olan tanr›lar hep kad›n olarakdüflünülmüfltür. Bu tanr›çalar›n en belirgin yanla-r›ysa anal›k niteliklerini tafl›yor olmalar›d›r. Bura-dan da anlafl›laca¤› gibi ‹slâm öncesi Türklerdeannelik çok önemli bir mefhumdur. Anne olankad›n toplumda sayg›n bir yere sahip olur, ola-mayan kad›n ise hor görülür ve küçümsenirdi.Manas destan›nda geçen flu sözler bu tespitimizido¤rular; ‘...çocuksuz kad›n, dul kad›n, k›s›r ka-d›n, odun olmaktan baflka faydas› olmayan a¤aç-t›r.’ Yine kar›s›, çocuklar› ve annesi düflmana esirolan Salur Kazan önce annesini kurtarmaya çal›fl-m›flt›r. Kad›nlar devlet törenlerine, konuklara ve-rilen davetlere, av sonras› ziyafetlere, hatta sa-vafllara erke¤i ile beraber kat›labiliyorlard›. ‹slâmöncesi Türk kad›nlar›n›n yabanc› erkeklerdenkaçmad›¤› ve onlar›n yan›nda örtünmedikleri debilinmektedir. K›z çocuklar›na da erkek çocukla-r›na oldu¤u gibi ata binmeyi ve ok atmay› ö¤re-ten Türklerin kad›nlardan kahramanl›k ve savafl-ç›l›k gibi özellikler de bekledi¤ini anl›yoruz.

9922

25 Yakutlarda Umay’›n yerini alan Ay›s›t, yarat›c›, berekethuzur sa¤layan difli ruhlard›r. Ay›s›tlardan baz›lar› in-san yavrular›n› ve difli hayvanlar› korur. Ay›s›tlar da¤›-n›k olan hayat ö¤elerini toplay›p kut yaparlar.yap›lan‘kut’ ana karn›ndaki çocu¤a üflenir. Böylece çocu¤acan verilir.

Page 94: Ayşe Sevim - Feminizm

Pek çok tarihçi Türklerin ‹slâmiyet’e giriflleriyletoplum içinde kad›nlar›n sahip olduklar› kimihaklar› kaybetti¤ini söyler. Farkl› görüfllere göreise ‹slâmiyet’in kabulünden sonrada afliret gele-neklerinin devam etti¤i ve ‹slâm dininin Osman-l› devletinin kurulufl aflamalar›nda kad›n› toplumyaflant›s›n›n d›fl›nda tutacak biçimde yorumland›-¤› savunulmaktad›r. Bu flekilde düflünen tarihçilertezlerini flöyle aç›klarlar; Osmanl›lar harem kuru-mu ‹stanbul’un al›nmas›ndan sonra köleci Bizansdevlet yap›s›ndan etkilenerek girmifltir, yine ka-d›nlar›n toplum yaflam›n›n d›fl›na itilmesi de ayn›etkilenmeden kaynaklanmaktad›r. Bu görüflteolanlar, ‹slâm dininin yap›s› gere¤i kad›n›n top-lum yaflant›s› d›fl›nda tutulmas› gerekti¤ini savun-mad›¤›n›, hatta oluflumu s›ras›nda Arap kabilele-rinde kad›na tan›nan son derece afla¤› statüye gö-re belirli haklar getiren ilerici bir din oldu¤unusavunmaktad›rlar.

Biz de bu bilgiyi do¤ru kabul edip Osmanl›n›n ilkdönemlerinde afliret geleneklerinin sürdü¤ünüyani klasik döneme de¤in kad›n›n statüsünde be-lirgin de¤ifliklikler olmad›¤›n› varsayaca¤›z. Kad›-n›n konumunu ise klasik dönemden itibaren elealaca¤›z.

16. yy,’dan itibaren Osmanl› devletinde kad›nlargenelde toplum yaflant›s›n›n d›fl›nda rol oynuyor-du. Gerçi bu cümleyi her s›n›f kad›n için kullan-

9933

Page 95: Ayşe Sevim - Feminizm

mak yanl›fl olur. Nas›l Bizans’ta yönetici ve çal›-flan s›n›flar aras›nda kad›nlar›n sosyal hayata kat›-l›fl biçimleri aras›nda farkl›l›k varsa Osmanl›’dada saray, vezir, bey gibi yönetici s›n›flar ile as›lüretici olarak çal›flan s›n›flar aras›nda kad›nlar›nsosyal yaflant›ya kat›l›fl biçimi aras›nda da farklarmevcuttu. Yönetici s›n›flar›n yaflad›¤› kentlerdeve özellikle baflkent ‹stanbul’da yönetici s›n›flaramensup kad›nlar, tahmin edilece¤i üzere çal›flmahayat›nda bulunmuyorlard›, fakat as›l üretiminyap›ld›¤› k›rsal alanda kad›n üretim sürecinin d›-fl›na hiçbir zaman ç›kmam›flt›. K›rsal alanda top-rak sadece erkeklerin üretim yapt›¤› bir alan de-¤ildi, üretim tüm aile fertlerince gerçeklefliyordu.K›rsal kesimdeki kad›na yönetim kar›flmazken 16.yüzy›ldan sonra kentli kad›n›n soka¤a ç›kmas› veüzerine giydi¤i k›yafet gibi tali konulara dahi Os-manl›’n›n al›nan kararlarla kar›flt›¤› bilinmektedir.‹flin ilginç yan› bu kararlar ›slahat yanl›s› III. Selimve II.Mahmut gibi sultanlar zaman›nda daha da ti-tizlikle uygulanm›flt›r. Bunun sebebini tarihçiler,bu padiflahlar›n yapt›¤› reformlara karfl› bafl göste-ren direnmeler karfl›s›nda kad›n›n statüsüne has-sas davran›ld›¤›n› göstermek amac›yla verilenödünler olarak yorumlamaktad›rlar.

Osmanl›’da kad›n›n statüsünün tart›fl›lmas›na ilkkez Tanzimat döneminde rastlan›l›r. Asl›nda Tan-zimat ferman›nda kad›nlarla ilgili herhangi bir9944

Page 96: Ayşe Sevim - Feminizm

“hak” yoktur; fakat Tanzimat’la bafllayan ve II.Meflrutiyete kadar giden dönemde baz› “hak”la-r›n tan›nd›¤› ve kad›n›n statüsünün tart›flma ko-nusu edildi¤i görülür.

1856 arazi kanunu, k›z evlâtlar›n babalar›ndankalan topraklar üzerinde erkek kardefller gibi ve-raset hakk›na sahip olmalar›n› tan›makta, kölelikve cariyelik kald›r›lmakta, kad›nlara e¤itimdenyaralanma olana¤› tan›nmaktad›r. 1842’de Avru-pa’dan getirilen ebe kad›nlar›n t›bbiyede verdik-leri kurslarla bafllayan kad›nlara e¤itim ve özel-likle meslekî e¤itim verme çabas›, 1858’de ilk k›zrüfltiyelerin 1869’da ilk kez sanayi okullar›n›n,1870’de Darulmuallimat yani k›z ö¤retmen okul-lar›n›n aç›lmas›yla devam etmifltir. Ancak bütünbu at›l›mlar›n son derece dar bir zümreyi etkile-di¤ini Osmanl› ‹mparatorlu¤unun ‹stanbul, Sela-nik gibi büyük merkezlerinin ötesine pek yay›l-mad›¤›n› söylemek gerekir.

Bu dönemde, Muhadderat,Vakit, fiukefezar, ‹nsa-niyet, Ayine, Parça Bohças›, Aile gibi kad›nlarayönelik gazeteler vard›. Bunlardan baz›lar›n›nyay›n sorumlular› kad›nlard›. Ancak ço¤u k›saömürlü gazeteler olmufllard›r. Bu aç›dan enönemli yay›n organlar›ndan birisi, yay›n kadrosuhemen hemen tümüyle kad›nlardan oluflan1895’te yay›nlanmaya bafllayan ve en uzunömürlü kad›n gazetesi olan Han›mlara Mahsus

9955

Page 97: Ayşe Sevim - Feminizm

Gazete’dir. Fakat bu dönemde kad›n›n sadeceevin içinde kalmas›n› elefltiren herhangi bir yay›nyoktur. Her ne kadar Osmanl› ‹mparatorlu¤ukendini yenilemek için yüzünü Bat›ya çevirmiflsede kad›nlar›n konumu aç›s›ndan bünyesinde Ba-t›daki gibi bir de¤ifliklik düflünmemifltir.ÜstelikOsmanl› toplumu hâlâ bir tar›m toplumu olarakkald›¤› için Bat›da sanayileflmenin oluflturdu¤uiflçi s›n›f› ve çal›flan iflçi kad›nlar diye bir olgusuda yoktur. fiirin Tekeli Osmanl› Devletinin bu dö-nemi için flöyle der “....Viktoryen ‹ngiliz Burjuva-zisi kad›nlar› nas›l iyi ana, iyi efl dindar kad›nolarak görmek istiyorsa bu dönemde burjuvalafl-makta olan yönetici s›n›flar da kad›n› ayn› flekil-de görmek istiyorlard›.”

1908’de II. Meflrutiyetin ilân›yla sosyal hayatakat›lma, çal›flma hayat›na girme ve yüksek ö¤re-nim görme gibi yeni baz› isteklerle ortaya ç›kanbüyük flehirlerde yaflayan ve yukar› s›n›fa men-sup kad›nlar bir süre sonra hayal k›r›kl›¤› yafla-m›fllard›r. Kad›nlar meflrutiyetin özgürlü¤ündenfazla nasiplenememifllerdir.26 Ama bu dönemin

9966

26 Selanik’te yay›nlanan Mefharet adl› bir kad›n gazetesiMeflrutiyeti “yaflas›n millet meclisi” diye karfl›l›yor; ilkkez “meclis-mebusan”dan farkl› bir deyim kullan›l›-yordu. Fakat 1911-12’lerde kad›nlar, II. Meflrutiyetinkendilerine pek fazla bir fley getirmedi¤inden flikayetetmekdeydiler. 1911-12’de Fatma Aliye Han›m’›n k›z-

Page 98: Ayşe Sevim - Feminizm

bir önceki dönemden önemli bir fark› vard›r; o dado¤rudan kad›nlar›n kendilerinin hak mücadele-sinde faal olmalar› ve ön planda bir rol almalar›-d›r. Kad›nlar›n ç›kard›klar› dergi ve gazeteler ço-¤alm›fl yine kad›nlar pek çok dernekte faaliyetgöstermifl, e¤itim olanaklar›ndan daha fazla ya-rarlanmaya bafllam›fl hatta siyasal partilerde faalolmufllard›r. Asl›nda bu geliflmenin de temelinde1912 Balkan savafl›n›n ve daha önemlisi Büyüksavafl›n kad›nlar› sosyal yaflama girmeye zorla-yan etkileri vard›r. Balkan savafl› burjuva kad›nla-r›n› sosyal hizmet anlay›fl›yla derneklere yöneltir-ken; I . Dünya Savafl› da halk kad›nlar›n› çal›flmahayat›na sürükleyecektir. Bu savafl di¤er bütünsavafla kat›lan toplumlarda oldu¤u gibi Osmanl›devletinde de erkeklerin cepheye sevkiyle bofla-lan memuriyetlere, postane ve telgrafhanelere,hastabak›c› olarak hastaneye ve orduya kad›nla-r›n al›nmas›na yol açt›. Kad›nlar›n sosyal hayatakat›lmalar›yla toplumsal düzeni de¤iflen Osman-l› bir süre sonra bu yeni toplumsal düzenine gö-

9977

kardefli olan Emine Semiye, Muhasin Dergisinde fiuku-fe Nihal’in k›z liselerinin aç›lmam›fl olmas›ndan ötürüetti¤i flikayete, “Evet han›m k›z›m, istibdat devrinde ol-du¤u gibi, hürriyet ilan›ndan sonra da büyüklerimiz bi-zi düflünmedi.” diye yaz›yor; 1913’te Kad›nlar Dünya-s›, Meflrutiyetin Y›ldönümünde “Erkeklerin Millî Bayra-m›” diye bafll›k at›yor, “Hâlâ yaflamakta oldu¤umuz buesaret devrinden bizi kurtar›n›z.” diye yaz›yordu.

Page 99: Ayşe Sevim - Feminizm

re bir kararname ç›kartt›.1917’de kabul edilen bukararnamede, kad›nlara da boflanma hakk›n› ta-n›yan, evlenmeyi din adamlar›n›n yetki alanla-r›ndan ç›kar›p devlete ba¤layan, çok efllili¤i kad›-n›n r›zas›na b›rakan hükümler vard›. Birinci Dün-ya Savafl›n›n ard›ndan kad›nlar› toplumsal yafla-m›n içine daha fazla iten Kurtulufl Savafl› geldi.

Kurtulufl Savafl›na kad›nlar yo¤un biçimde kat›l-m›fllard›r ve anlafl›ld›¤› kadar›yla bu kat›lma hers›n›ftan kad›n› etkilemifltir. K›rsal kesim kad›nlar›-n›n cephe arkas›ndaki faaliyetlerinin yan›ndakentli ve e¤itimli olan kad›nlar›n da entelektüelçal›flmalar› olmufltur. Örne¤in ‹stanbul’un iflgaliüzerine bu iflgali protesto eden büyük mitinglereizleyici olarak kat›lan çok say›da kad›n›n yan› s›-ra bu mitinglerde kad›nlar› konuflmac› olarakkürsüde de görürüz. Bu kad›nlar aras›nda iflgalkuvvetlerince tutuklananlar ve Anadolu’ya ge-çenler de vard›r. Bu dönemde kad›nlar›n kurduk-lar› derneklere de rastl›yoruz. Bu derneklerin fa-aliyetlerinin tam olarak ne oldu¤u, ne yo¤unluk-ta oldu¤u, ne ölçüde süreklilik gösterdi¤i bilin-memekteyse de mücadelenin ilk dönemlerindetoplant›lar düzenledikleri, Anadolu’nun parça-lanmas›n› ve iflgalini protesto eden devaml› veadil bir bar›fl talep eden metinler kaleme ald›kla-r›, bunlar› bat›l› siyasî liderlerin efllerine telgrafla-d›klar› biliniyor. Kad›nlar›n çal›flmalar› bunlarla9988

Page 100: Ayşe Sevim - Feminizm

s›n›rl› de¤il kuflkusuz; kad›nlar›n daha sonrakidönemlerde orduya para ve eflya sa¤lamak içinfaaliyette bulunduklar› da tahmin ediliyor. Savaflbafllad›¤› zaman da gerek çetelerde gerekse dü-zenli orduda bilfiil savafla kat›lan kad›nlar mev-cut. Say›lar› belki çok de¤il ama geri hizmetindecepheye cephane tafl›mada köylü kad›nlar›n se-ferber olduklar› düflünülürse Kurtulufl Savafl›naanadoluda kad›nlar›n oldukça önemli bir katk›dabulunduklar› görülecektir.

Önce I. Dünya Savafl› ard›ndan da Kurtulufl Sava-fl› kad›nlar›n geleneksel konumunu alt üst etmifltir.Kad›nlar de¤iflen hayatlar›yla orant›l› olarak baz›haklar elde etmifllerdir. Bu haklar› kimi zaman on-lar ad›na erkek ayd›nlar kimi zaman da bizzatkendileri talep etmifl ve kazanm›fllard›r. Fakat ka-d›nlar ne Kurtulufl Savafl› esnas›nda ne de dahasonra siyasî hak talebinde bulunmam›fllard›r. Ku-rulan genç cumhuriyet kad›nlara siyasî haklar› bir-den de¤il zaman içinde vermifltir. Devlet Feminiz-mi diye adland›r›lan dönem Cumhuriyetin kurul-mas›yla ortaya ç›km›flt›r. Bu ilk on y›l içinde Me-deni Kanun (1926’da ‹sviçre modeli al›narak) ka-bul edilmifl yine oy hakk› eflitli¤ini sa¤layan ana-yasa de¤iflikli¤inin 1934’de yap›lmas› ile kad›nla-r›n yasal statülerini de¤ifltirilmifltir. Yeni devlet, ka-d›nlara bu haklar› verirken onlardan da bekledi¤ibaz› fleyler vard› kuflkusuz; onlardan, yeni toplum

9999

Page 101: Ayşe Sevim - Feminizm

düzenine ve laik devlete sadakat bekliyordu dev-let. Fatma Kayhan kad›nlara yurttafll›k hakk›n›n er-keklerle eflit biçimde tan›nmas›yla ilgili flunlar›söyler “...kad›nlara yurttafll›k haklar›n›n erkeklerleeflit biçimde tan›nmas›ndan sonra 1935’de TürkKad›nlar› art›k erkeklere eflit haklara sahip olduk-lar› için böyle bir örgüte gerek kalmad›¤› gerekçe-siyle o s›rada varl›¤›n› sürdüren ve yüzy›l bafl›n›nkad›n hareketinin cumhuriyetle köprüsünü kuranTürk Kad›nlar Birli¤i’ni kapatarak tabandaki ba-¤›ms›z kad›n hareketine son verdi. Kendilerini butarihten sonra ideolojik olarak feminizmden çokKemalizm’le özdefllefltiren kad›nlar›n kufla¤› femi-nizme s›rt çevirdi, bunda cumhuriyetin e¤itim vemeslek gibi kanallardan görece seçkin konumlaragelmelerinin de pay› var...” 27

Tekeli’ ye göre kad›nlarda savafl›n uyand›rd›¤› bi-linç, savafl sonras›nda geliflme ve yükselme olana-¤› bulamam›flt›r. Yine Tekeli, Bat› toplumlar›ndaen son kabul edilen Medeni Kanun olan ‹sviçreMedeni Kanununu, tek eflli evlili¤i getirmesi veboflanma hakk›n› her iki tarafa da tan›mas› bak›-m›ndan ileri bir aflama olmakla birlikte kad›n-er-kek eflitli¤ini tam olarak tan›yan bir yasa olma-makla suçlar. Medeni kanuna göre aile birli¤ininreisi koca idi ve kad›n›n çal›flma hakk› kocan›n iz-

110000

27 Fatma Kayhan, Feminizm, BDS Yay›nlar›, s. 50.

Page 102: Ayşe Sevim - Feminizm

niyle s›n›rland›r›lm›flt›. Medeni kanun her ne ka-dar ilk bak›flta savafllar›n geride b›rakt›¤› ac›y› s›rt-layan kad›nlara ödenmesi gereken bir borç gibialg›lansa da kabul ediliflinin as›l ve önemli sebebi“Teokratik” Osmanl› devletine geri dönüflü ola-naks›z k›lacak olan dinî anlay›fl› temelinden y›k-maya yönelik en etkin bir politik ideolojik ad›molufluydu. Cumhuriyet döneminde kad›na verilenhaklar inceledi¤inde Tekeli’ye göre genelde ka-d›nlar›n göz önünde tutulmas›ndan çok toplum-daki dinin etkisinin k›r›lmas› amac› güdülmüfltür.Bunun ispat›n› tarihî süreci izleyerek yakalayabi-liriz. 1923-1927 y›llar› 2. Meclis görevdeydi. Bumeclisin ilk meclise göre devrimlerin yap›lmas›aç›s›ndan çok daha uygun bir havas› vard›.

Nitekim Mustafa Kemal en önemli ve yap›lmas›en zor olan devrimleri bu mecliste kabul ettir-mifltir. Ona karfl› ç›kanlar da olmufltur tabi amadaha önce söyledi¤imiz gibi bu meclis ilk mec-lise göre çok daha az gelenekçidir. Hilafetin kal-d›r›lmas›, Tevhid-i Tedrisat, Medeni Kanun toplu-mun bünyesinin zor kald›r›laca¤› yasalar bu ta-rihler aras›nda kabul edilmifltir. fiirin Tekeli mec-lisin bu yönünü göz önünde bulundurarak ayn›meclisin -e¤er istenilseydi- rahatl›kla kad›nlarasiyasal haklar› da verebilecek bir yap›da oldu¤u-nu söyler, yani adeta o s›ralar da böyle bir fleyyap›lmamas› kastîdir. Gerçekten de 1927 seçim-

110011

Page 103: Ayşe Sevim - Feminizm

lerinin yaklaflmas› üzerine Kad›nlar Birli¤inde vebas›nda aç›lan tart›flmalar meclise de yans›m›flve askerlik kurumunun tart›flmas› s›ras›nda görüflbelirten bütün konuflmac›lar, kad›nlar›n seçmeve seçilme haklar›n›n tan›nmas› noktas›nda bir-leflmifllerdir. Yani bu s›rada konuyla ilgili bir tek-lif gelmifl olsayd›, meclis, kad›nlara siyasal hak-lar› verecek yasay› kabul edebilirdi.

Kad›nlar Birli¤i tüzü¤ünde bir de¤ifliklik yaparak,siyasal haklar›n al›nmas› için mücadele edece¤i-ni aç›klar ve 1927 seçimlerinde kad›nlar›n adayolmalar› sorunu tart›fl›l›r. Ama Atatürk’ün ‹stan-bul’a gelifli s›ras›nda onunla görüflme yapan Ka-d›nlar Birli¤i yetkilileri nab›z yoklamas› sonundaaday göstermekten vazgeçtiklerini aç›klamak zo-runda kal›rlar.

Bu olaylardan sonra 1930’da kad›nlar›n belediyeseçimlerine kat›lmalar› teklifi aniden ve Ata-türk’ün ald›¤› bir kararla meclise sevk ediliyor. Biry›l önce meclise sevk edilmifl bulunan BelediyelerKanunun ivedilikle ele al›nmas› için 20 Mart1930’da meclis karar al›yor; teklifi 20 Mart’taMecliste okuyan fiükrü Kaya bir önceki tekliftenfarkl› maddeler hakk›nda bilgi veriyor ve 21. ve22. maddelerde düzenlenen seçmen ve seçilenle-rin nitelikleri konusunda “Türk olma kayd› tam veflamil olarak kabul olunmufl ve binaenaleyh bele-diye intihaplar›nda müntehip ve müntehap olmak110022

Page 104: Ayşe Sevim - Feminizm

hakk› Türk kad›nlar›na da verilmifltir”diyor. Tart›fl-malar s›ras›nda bu maddenin sadece lehinde ko-nuflmalar yap›l›yor28 ve kanun 3 Nisan 1930’dakabul ediliyor. fiirin Tekeli bu durumu flöyle aç›k-l›yor “... Kad›nlara belediye seçimlerine kat›lmahakk›n› tan›yan yasan›n böyle emrivaki flekildegetirilifli; ba¤›ms›z bir seçim yasas› de¤il belediyeyasas› içerisinde geçirilifli bizde o s›rada kad›nlarabu hakk›n tan›nmas›ndan baflka bir amac›n güdül-dü¤ü inanc›n› uyand›rmakta. Bunu baflka türlü ifa-de edecek olursak, 1927’de tan›nmamas› için hiç-bir aç›k neden bulunmayan bir hakk›n 1930’dak›smi flekilde tan›nmas› için özel bir neden olma-s› gerekirdi ve bu de¤ifliklik kad›nlara salt siyasetegirme olana¤› vermenin ötesinde baflka bir amacadaha hizmet etmeliydi. ‹flte bizce buradaki as›laç›klay›c› faktör; 1930’un sonunda Serbest F›k-ra’n›n kurulmas›na varacak olan belirli bir “de-mokratikleflme deneyinin” bafllat›lmas› ve kad›n-lar›n siyasal haklar›n verilmeye bafllanmas›n›n dabu süreci bafllatan ilk ad›m olmas›d›r. Afet ‹nan’an›lar›nda kad›nlara belediye seçimlerine kat›lmahakk›n›n tan›nmas› olay›nda kendisinin dolayl›

110033

28 Daha önceden kad›n haklar› konusunda ›l›ml› olma-yan vekiller bile tart›flmalar›n yap›ld›¤› s›rada kad›n sa-vunuculu¤una bürünüyor. Örne¤in 1923’te Tunal› Hil-mi Bey’e kad›nlar›n sadece nüfustan say›lmalar› tezinisavunurken hücum edenlerden Eskiflehir mebusu EminBey o gün maddenin lehine konufluyor.

Page 105: Ayşe Sevim - Feminizm

olarak önemli bir rol oynad›¤›n› belirtmektedir.Fakat bize öyle geliyor ki, bu dolayl› rol anlat›ld›-¤›ndan biraz de¤iflik bir biçimde etkili olmufltur.Gerçekten de Atatürk o tarihlerde Afet ‹nan’›nKonservatuarda vermekte oldu¤u Yurt Bilgisi dersiiçin haz›rlad›¤› ders notlar›n› yeterli bulmam›fl vebir bölümünü kendisi kaleme almaya bafllam›flt›r.Üzerinde en fazla durdu¤u konu “Hürriyet” konu-sudur ve bu yaz›lar›n kaleme al›nd›¤› tarihler1930 y›l›n›n Ocak-fiubat aylar›d›r. Bu el yazmala-r› incelendi¤inde 5 fiubat tarihinde “ferdi hürriyet-ler” konusuna devam edildi¤i ve “cemiyet kurmave tedris hürriyetlerinin” kaleme al›nd›¤› görülür.11 el yazmas› sayfa tutan bu bölümde birkaç kezkad›nlar›n siyasal haklar›n›n k›s›tl›l›¤›na de¤inil-mifltir. Siyasî cemiyetler konusunda kavmiyet vecinsiyet esas unvanlar›yla siyasî cemiyetler teflkilimemnudur, dedikten sonra Atatürk ferdî hak siya-sî hak ayr›m›na geçiyor; ferdî haklar›n ilke olarakcinsleri, sinleri (yafllar›) ve kabiliyetleri ne olursaolsun herkese ait oldu¤unu söylerken anayasan›n10. maddesine at›fta bulunarak siyasî haklar cinsyafl ve kabiliyet fark› olmaks›z›n milletin her ferdi-ne verilmemifltir diyor. Ferdî haklar›n bile baz› s›-n›rlara tabi olabilece¤ini söyledikten sonra, bununsebebi ikidir, 1- Bu haklar tatbikinde siyasî bir fa-aliyet teflkil edebilirler, bu faaliyet hükümete bil-vas›ta ifltirake var›r.

Matbuat hürriyeti, cemiyet teflkili hürriyeti ve hat-110044

Page 106: Ayşe Sevim - Feminizm

ta müstakbel vatandafl yetifltiren teflkil hürriyeti gi-bi. 2- Ferdî hürriyetlerini henüz fiilen kullanmayamuktedir olmayanlar›n himayesi mevzubahis olur.Meselâ sa’y hürriyeti baz› ahvalde tahdit olunur.Çocuklar ve kad›nlar hakk›nda oldu¤u gibi, diyeyaz›yor. Bu notlar›n yaz›l›fl›ndan sadece bir aysonra da kad›nlara siyasî haklar veriliyor; sadecebelediye düzeyinde bile olsa. Buradaki çeliflki vetutars›zl›k çok aç›k. Oysa Atatürk o s›ralarda içteve d›flta Terakkiperver F›rka’n›n kapat›l›fl› ile ba¤l›olarak kendisine yöneltilen diktatörlük ithamlar›n-dan tedirgindir ve aksini ortaya koymak için çaraaramaktad›r. ‹flte bize öyle görünüyor ki Atatürkkendisine Bat› dünyas›ndan yönelmekte olan dik-tatörlük suçlamalar›na karfl›n böyle bir ad›m at-m›flt›r. Kad›nlar ilk kez 1933 belediye seçimlerin-de oy verecek ve ‹stanbul baflta olmak üzere bele-diye meclislerine ve muhtarl›klara kad›nlar da se-çilecektir..”29

1931’de Meclis yenilece¤i hâlde, milletvekilli¤iiçin kad›nlara seçme ve seçilme hakk›n›n tan›n-mas› 1934’e kadar geciktirilmifltir. Afet ‹nan’›nsöyledi¤i ilginç bir söz kad›nlar›n yeni cumhuri-yette kendilerinden istenileni ortaya koymufltur,Afet Han›m kad›nlar›n parlamentoya girmelerininyararlar›n› sayd›ktan sonra; “ Fakat kad›nlar›n

110055

29 fiirin Tekeli, Kad›nlar ve Siyasal Toplumsal Hayat, Biri-kim Yay›nlar› Yerli Araflt›rmalar Dizisi, s. 213-214.

Page 107: Ayşe Sevim - Feminizm

evini bark›n› b›rak›p parti mücadelesine giriflme-leri kad›nlar›n siyasî idealine muhaliftir” demek-tedir. Bu söz feministlerce tarihi süreç de gözönüne al›narak flöyle yorumlan›r; “Burada birvarsay›m yap›lacak ve kad›nlara siyasal hakk›n fi-ilen kullan›lmak için de¤il “demokrasiyi simgele-mesi” için verildi¤i kabul edilecek olursa nedenbir defada de¤il aflamal› olarak gidildi¤i ve bele-diye seçimiyle, milletvekilli¤i seçimi haklar› ara-s›nda dört y›l süre kondu¤u anlafl›labilir.” Buaç›klama yani milletvekilli¤i seçimi için dört y›lbeklenmesi aç›klamas› kad›nlara siyasal haklar›nverilifl nedenini tek bafl›na aç›klam›yor. Milletve-killi¤i ile kad›n›n buluflmas› asl›nda yine Bat›yaTürkiye’nin demokratik bir devlet oldu¤unun ka-n›t› oldu¤u için gerçekleflmifltir. 30 Ocak 1933’deHitler Almanya’da ifl bafl›na gelmifl ve bir y›l içe-risinde Almanya’y› “nazilefltirmifltir”. Almanyabir y›lda tek parti diktatoryas›na dönüflmüfltür. Os›ralarda Almanya ile Türkiye aras›nda ekonomikiliflkiler çok s›k›d›r ve Hitler Almanyas› ile Türki-ye’nin herhangi bir siyasal anlaflmazl›¤› da yok-tur. Buna ra¤men Atatürk Hitler’in sald›rgan mil-liyetçili¤ini elefltirir, gerçekte Atatürkde milliyet-çidir ve ülkede uygulanan politikada milliyetçibir politikad›r. Onun kurdu¤u rejim de ayn› Hit-ler gibi bir tek parti rejimidir. fiirin Tekeli bu ben-zerliklerden yola ç›karak kad›nlar›n siyasal hakla-110066

Page 108: Ayşe Sevim - Feminizm

r›n› al›fllar›n› flöyle aç›klar; “.... (Atatürk) Özellik-le Almanya’da Nazilerin iktidara gelmelerindensonra kendisini ve kurdu¤u rejimi Nazilerin faflistrejiminden ay›rmak istemektedir. Kad›nlar› “mut-fak, kilise, çocuk” ilkesiyle siyasal yaflam›n d›fl›naitmekte olan bir faflist Almanya’n›n aksine kad›n-lara milletvekili olma hakk›n› tan›yan bir Türkiye“demokratik” toplumlar cephesinde bulundu¤u-nun kan›t›n› vermifl olacakt›r. Bu aflamada da as›lamaçlanan kad›nlar›n bilfiil siyasete girmelerin-den çok parlamentoya girmekle sa¤layacaklar›simgesel yarard›r. 1935’de kurulan 5. Mecliste onsekiz kad›n milletvekili girecek ve orada bulunufl-lar›yla her fleyden çok Türkiye’nin demokrasi yo-lunda ilerledi¤inin ve faflist ve tek parti diktatör-yas› olmad›¤›n›n simgesi olacakt›r..”30

1930’lu y›llardan s›yr›l›p ilerlersek feminizminTürkiye’de uzun zaman bir at›l›m yapamad›¤›n›görürüz. 1950 ve 70 ortalar›na dek kurulan kad›nderneklerinin yapt›klar› çal›flmalar yenilikçi de¤ildaha çok geçmifle yönelikti. Bu derneklerin pekço¤u bugün de sürdürdükleri kazan›lm›fl haklar›nözellikle laik devletin ‹slâmî bir düzene geri dö-nülmesine karfl›n sa¤lad›¤› güvencelerin savunu-suna öncelik verdi. Bu kad›nlar kendilerini kurtul-

110077

30 fiirin Tekeli, Kad›nlar ve Siyasal Toplumsal Hayat, Biri-kim Yay›nlar› Yerli Araflt›rmalar Dizisi, s. 216.

Page 109: Ayşe Sevim - Feminizm

mufl olarak kabul ettikleri için k›rsal kesim kad›n-lar›na ac›y›p onlar için çal›flmalar yürütüyorlard›.

Bu kad›nlar ve dernekleri Türkiye’de daha sonrageliflen feminist ak›m savunucular› taraf›ndan va-rolan erkek egemenli¤ine karfl› gerçek bir müca-dele yapmad›klar› için elefltirilmifllerdir.

1970’lerde Türkiye’deki siyasal gündeme sosya-listler girdi ve az geliflmifllik, d›fla ba¤›ml›l›k, ge-lir f›rsat eflitli¤i, s›n›flar aras› uçurum, Kürt mese-lesi gibi yap›sal sorunlar›n ortaya ç›kt›¤› bir dö-nem oldu. Eflitsizlik ve sömürü gibi kavramlar›nsiyasal söylemin temel kavramlar› hâline geldi¤ibu ortamda kad›nlar›n da yasalarda varoldu¤usöylenen eflitli¤e karfl›n eflit olmayan bir “cinsgrubu” oluflturduklar› bilinci do¤du. Gerçi1970’lerin sonlar›nda geliflen bu söylem kad›nla-r›n ezilmesi, ya da o günün terimleriyle ifade edi-lirse “kad›n sorunu” Marksizm’in anti-feministtahlillerine dayand›r›lm›flt›. Bir önceki dönemdeezilen kad›n›n esas olarak köylü kad›n olmas›nakarfl›l›k bu kez ön plana ç›kan iflçi kad›nd›. Amabu kad›n›n hem iflte hem evde çifte emek kullan-maktan kaynaklanan sorunlar›n›n afl›labilmesiiçin tek çare olarak sosyalizm gösteriliyor ve s›n›fmücadelesine davet ediliyorlard›. Yani kad›n so-runu iflçi sorunundan ayr›lam›yordu. 1970’ler defeministlere göre yararl› ama gerçek kimli¤e ula-fl›lamadan geçti. Türkiye’deki günümüze de¤in110088

Page 110: Ayşe Sevim - Feminizm

gelen son aflama 1980’lerin bafl›nda ortaya ç›kanfeminizmdir. Esas itibariyle 1987 May›s’›nda“Daya¤a Karfl› Dayan›flma” kampanyas› ile top-lumun gündemine oturan feminist eylemlerinbafllang›c› küçük gruplara dayan›r. 1982’de ‹stan-bul’da Yazko taraf›ndan Gazeteciler Cemiye-ti’nde düzenlenen sempozyumda feminizm ilkkez kamuoyu önünde savunuldu. Ard›ndan1983’te Somut Dergisi’nde feminist kad›n sayfas›aç›ld›. Birleflmifl Milletler Kad›n On Y›l› sonunda1985’te onaylanan, Türkiye’nin de imzas›n›n bu-lundu¤u Kad›nlara Karfl› Her Türlü Ayr›mc›l›¤›nÖnlenmesi Sözleflmesi’nin uygulanmaya konul-mas› için imza kampanyas› yap›ld›. Bu kampan-ya ile toplu eylemler de bafllad›. 1987 Mart’›ndaFeminist dergisi ç›kt›. Ayn› y›l›n May›s ay›nda bü-yük bir yürüyüflle “Daya¤a Karfl› Dayan›flma”kampanyas› aç›ld›.31 May›s 1988’de Sosyalist Fe-minist Kaktüs dergisi ç›kmaya bafllad›. Ankara’daise Ocak 1989’da Kad›n Dayan›flma Derne¤i ku-ruldu. Perflembe Grubu feminizm ve kad›n hare-keti konular›nda çal›flmalar yapt›. fiubat 1989’daAnkara’da 1. Feminist hafta sonu toplant›s› yap›l-d›. Bu toplant›ya ‹stanbul ve Ankara’dan femi-nistler kat›ld› ve ortak bir “Kad›nlar Kurtuluflu Bil-

110099

31 Kampanyaya neden olan olay Çank›r›’da 4 Nisan1987’de bir mahkemenin ,daya¤a göz yuman bir kararvermifl olmas›yd›.

Page 111: Ayşe Sevim - Feminizm

dirgesi” yay›mland›. 8 Martta bildirge afifl haline

getirilerek da¤›t›ld›. Yine ‹stanbul’da 1989 Kas›-

m›nda “Cinsel Tacize Hay›r” kampanyas› baflla-

t›ld›. Bu kampanya çerçevesinde broflür, bildiri

yay›mland›. Kampanya çerçevesinde kad›nlar›n

kendilerini savunmalar› için mor i¤neler sat›ld›.

Tacizin yayg›nl›¤›na dikkat çekildi. Aile içinde

fliddete maruz kalan tüm kad›nlara aç›k, psikolo-

jik ve hukuksal yard›m sa¤layan Mor Çat› Kad›n

S›¤›na¤› Vakf› 1990 yaz›nda kuruldu. Bu vak›f

fikri “Daya¤a Dayan›flma Kampanyas›” s›ras›nda

olufltu ve ard›ndan feminist kad›nlar bunun için

projeler oluflturdu. Bu giriflimlerin ve kampanya-

n›n da etkisiyle Bak›rköy ve fiiflli belediyelerine

ba¤l› kad›n s›¤›naklar› kuruldu. Feministler için

1990’l› y›llar daha çok kurumsallaflman›n geliflti-

¤i y›llar oldu. Bu y›lda Türkiye’nin ilk ve hâlen

tek olan Kad›n Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Mer-

kezi kuruldu. Burada kad›nlar taraf›ndan, kad›n-

lar üzerine yaz›lm›fl eserleri bir merkezde topla-

ma, yaz›l› ve görsel eserlerle bir arfliv oluflturma

çal›flt›rmalar›n›n yan› s›ra çeflitli konferanslar, pa-

neller, sempozyumlar da düzenlemekte. 1995

Mart›nda kad›nlara mahsus gazete Pazartesi ya-

y›n hayat›na bafllad›, ayda bir düzenli olarak ya-

y›nlanan gazete yay›n hayat›n› sürdürmektedir.111100

Page 112: Ayşe Sevim - Feminizm

SSEEÇÇ‹‹LLMM‹‹fifi KKAAYYNNAAKKÇÇAA

Danovan Josephine: Feminist Teori, Çev. AksuBora, Meltem A¤duk Gevrek, Fevziye Say›lan,‹letiflim Yay›nlar›, ‹stanbul 1997.

Kad›o¤lu Süheyla: Bitmeyen Savafl›m, Sel Yay›n-c›l›k, 2001.

Sauted Marc: Kad›nlar›n Özgürleflmesi Üzerine,Çev. Selcan Serdaro¤lu, Telos, 1998.

Tekeli fiirin: 1980’ler Türkiye’sinde Kad›n Bak›flAç›s› Bak›m›ndan Kad›nlar, ‹letiflim Yay›nlar›,1995.

Demir Zekiye: Modern ve Postmodern Femi-nizm, ‹z Yay›nc›l›k, 1997.

Bendason Ney: Bafllang›c›ndan Günümüze Ka-d›n Haklar›, Çev. fiirin Tekeli, ‹letiflim Yay›nlar›.

M›chel Andree: Feminizm, Çev fiirin Tekeli, ‹leti-flim Yay›nlar›.

Kayahan Fatma: Feminizm, BDS Yay›nlar›.

Beauvoir, Simone de: ‹kinci Cins, Çev. BertanOnaran, Payel, ‹stanbul 1993.

111111

Page 113: Ayşe Sevim - Feminizm

Beauvoir, Simone de: Yafllanan Kad›n, Çev. Ber-tan Onaran, Payel, ‹stanbul 1993.

Firestone Shulamith: Cinselli¤in Diyalekti¤i, Çev.Yurdanur Salman, Payel, ‹stanbul 1979.

Millett, Kate: Cinsel Politika. Çev. Seçkin Selvi,Payel, ‹stanbul 1973.

Çak›r Serpil: Osmanl› Kad›n Hareketi, Metis Ka-d›n Araflt›rmalar›, 1994.

Tekeli fiirin:Kad›nlar ve Siyasal Toplumsal Hayat,Birikim Yay›nlar›, ‹stanbul, 1982

Arat Necla: Feminizmin ABC’si: Kad›n Sorunu,Simavi Yay›nlar›, ‹stanbul, 1991.

Engels F. : Ailenin Özel Mülkiyetin ve Devletin Kö-keni, Çev. K. Somer, Sol Yay›nlar›, Ankara 1992.

Çaha Ö. : Sivil Kad›n Türkiye de Sivil Toplum VeKad›n, Vadi Yay›nlar›, Ankara, 1996.

Foucalt M. : Cinselli¤in Tarihi I., Çev. H. Tufan,Afa Yay›nc›l›k, ‹stanbul, 1986.

Foucalt M. : Cinselli¤in Tarihi II., Çev. H. Tufan,Afa Yay›nc›l›k, ‹stanbul, 1988.

Özbudun S. : Niçin Feminizm De¤il, Süreç Ya-y›nc›l›k, ‹stanbul, 1984.

Felsefelogos Dergisi, Feminist Felsefe, say› 15, 7(A¤ustos) 2001.

111122