avrupa birliði sürecinde dinî kurumlar ve din eðitimi

43
AÜÝFD XLIX (2008), sayý II, s.1-43 Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi: Almanya Modeli * RECAÝ DOÐAN PROF. DR., ANKARA Ü. ÝLAHÝYAT FAKÜLTESÝ e-posta: [email protected] abstract This article deals with the analysis of the structure of religious institutions in Germany. German religious institutions are analysed in terms of their status, legal positions, and functions. Since Germany is a country consisting of various states, each state may have their own rules in regard to religious institutions. In this context, after introducing brief information concerning German educational system, religious education practices in each German state are discussed focussing on their models and statýs and then, regional differences observed are presented. Religious education at the levels of basic education and middle education, relgious education at the level of gymnasium is discussed and information about faculty of teology, higher institutions of teology and church- based religious schools is given. Religious education for Moslim students in this country including the courses they take is addressed following a historical perspective. key words Religious Education, Religious Institutions, EU Process, Germany. Giriþ Almanya bir orta Avrupa ülkesidir. Resmi adý Federal Almanya Cumhuriyeti (Bundesrepublik Deutschland) olup Anayasa'nýn 20. maddesinin 1. fýkrasýna göre "Federal Alman Cumhuriyeti, demokratik ve sosyal bir federe devlettir." ve 16 federal eyaletten oluþmaktadýr. Nüfusu 82.6 milyondur ve nüfusunun yaklaþýk %9.2'sini yabancýlar oluþturmaktadýr. 1 Almanya'da her eyaletin ayrý bir anayasasý, baþkenti, hükümeti, bakanlýklarý, yönetim kurumlarý, kadro- larý ve bütçeleri vardýr ve yönetim özgürlükleri bulunmaktadýr. Ancak bu * Bu makale, 17-19 Kasým 2009 tarihleri arasýnda ÝSAV tarafýndan düzenlenen Avrupa Birliði Süre- cinde Dini Kurumlar ve Din Eðitimi adlý sempozyumda sunulan tebliðin geniþletilmiþ halidir. 1 Bkz. Ýstatistiksel veriler www.die.gov.tr ve www.remid.de’den alýnmýþtýr.

Upload: others

Post on 01-Dec-2021

13 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

AÜÝFD XLIX (2008), sayý II, s.1-43

Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlarve Din Eðitimi: Almanya Modeli*

RECAÝ DOÐANPROF. DR., ANKARA Ü. ÝLAHÝYAT FAKÜLTESÝe-posta: [email protected]

abstractThis article deals with the analysis of the structure of religious institutions in Germany. Germanreligious institutions are analysed in terms of their status, legal positions, and functions. SinceGermany is a country consisting of various states, each state may have their own rules in regard toreligious institutions. In this context, after introducing brief information concerning Germaneducational system, religious education practices in each German state are discussed focussing ontheir models and statýs and then, regional differences observed are presented. Religious educationat the levels of basic education and middle education, relgious education at the level of gymnasiumis discussed and information about faculty of teology, higher institutions of teology and church-based religious schools is given. Religious education for Moslim students in this country includingthe courses they take is addressed following a historical perspective.

key wordsReligious Education, Religious Institutions, EU Process, Germany.

Giriþ

Almanya bir orta Avrupa ülkesidir. Resmi adý Federal Almanya Cumhuriyeti(Bundesrepublik Deutschland) olup Anayasa'nýn 20. maddesinin 1. fýkrasýnagöre "Federal Alman Cumhuriyeti, demokratik ve sosyal bir federe devlettir."ve 16 federal eyaletten oluþmaktadýr. Nüfusu 82.6 milyondur ve nüfusununyaklaþýk %9.2'sini yabancýlar oluþturmaktadýr.1Almanya'da her eyaletin ayrý

bir anayasasý, baþkenti, hükümeti, bakanlýklarý, yönetim kurumlarý, kadro-larý ve bütçeleri vardýr ve yönetim özgürlükleri bulunmaktadýr. Ancak bu

* Bu makale, 17-19 Kasým 2009 tarihleri arasýnda ÝSAV tarafýndan düzenlenen Avrupa Birliði Süre-cinde Dini Kurumlar ve Din Eðitimi adlý sempozyumda sunulan tebliðin geniþletilmiþ halidir.

1 Bkz. Ýstatistiksel veriler www.die.gov.tr ve www.remid.de’den alýnmýþtýr.

Page 2: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

2 AÜÝFD XLIX (2008), sayý II

özgürlükler, yalnýz Federal Anayasa'nýn, federal devletin görevleri olarakbelirlediði konularda kýsýtlanýr. Bu federal yapýda bütün ülke bir FederalCumhurbaþkaný ve bir Federal Baþbakan'a baðlýdýr. Federal Almanya

Cumhuriyeti'nin baþkenti Berlin'dir. Eyaletler arasýnda uygulamalarda bazýfarklýlýklar olsa da siyasi ve ekonomik açýdan bir bütünlük gösterirler.2

Almanya, Avrupa'da tarihsel süreç içerisinde Avrupa'nýn siyasi, kültürel,ekonomik yapýlanmasýna iliþkin tüm süreçlerde olumlu veya olumsuz olarakyer almýþ ve halen de bu etkinliðini devam ettiren bir ülkedir. Almanya,Avrupa'da laiklik ve din eðitimi yaklaþýmlarýnda ortada yer alan bir yaklaþýmý

benimsemiþtir. Nüfusunun üçte biri Protestan, üçte biri Katolik ve geriyekalan kýsmý ise diðer din ve inanç veya inançsýzlýk gruplarýndandýr. Fakatbuna karþýn siyasi gelenekte etkin bir þekilde din çatýþmalarýnýn yaþanmamasýve soruna -en azýndan Protestan ve Katoliklik açýsýndan- "çözülmüþ" gözüile bakýlmasý onun baþarýlý bir örneði ifade ettiði olarak deðerlendirilmiþtir.Bu sebeple, Avrupa Birliði sürecinde Almanya'daki dini kurumlarýn ve din

eðitiminin yapýsý, iþleyiþi önem arzetmektedir.Bu makalede betimsel olarak Almanya'daki mevcut olan dini kurumlar,

bunlarýn hukuki ve mali statüsü, diðer kamu kurumlarý içindeki yeri, din/ieðitim-öðretim faaliyetleri, genel eðitimle iliþkisi, farklý dinlere mensup olan-larýn söz konusu haklarý kullanma þartlarý, Almanya'daki Dini Kurumlar veOkulda Din Eðitim-Öðretimi olarak iki temel baþlýk altýnda incelenmiþtir.

Makale, sempozyumun ana konusuyla irtibatlandýrýlmaya çalýþýlan genel birdeðerlendirmeyi de içeren sonuç kýsmýyla tamamlanmýþtýr.

Almanya'da Dini Kurumlar

Almanya'daki dini kurumlarý ve diðer din ve inançlarýn Federal Anayasa'dabelirtilen kiþi hak ve hürriyetlerini kullanabilme þartlarýný anlayabilmek için,

öncelikle bu ülkedeki dini cemaatler için mevcut anayasal çerçeveyi bilmekgerekir. Çünkü, her ne kadar bireysel olarak kiþiler birçok haklara sahip olsa-lar da, bunun yaný sýra özellikle dinle ilgili bazý haklarýn elde edilmesi, ülke-nin resmi makamlarýnca dini bir cemaat olarak kabul edilmeyle doðrudaniliþkilidir. Çünkü, Devlet-din iliþkisi sonucu ortaya dini kurumlar çýkmaktadýr.

Almanya dini cemaatlere yaklaþýmýnda geçmiþte esnek ve uyuma elveriþ-

li yapýlar oluþturmuþtur. Bu durum ise, Almanya'da ýslahat döneminden beribu ülkedeki iki büyük mezhebin birbirine karþý üstünlük elde edememiþ ol-malarý, yani Otuzyýl Savaþlarý'nda yaþadýklarý dehþetlerin ardýndan 1648

2 Geniþ bilgi için bkz. Ýrfan Baþkurt, Federal Almanya’da Din Eðitimi, M.Ü. Ýlahiyat Fakültesi VakfýYayýnlarý, Ýstanbul 1995, s.21-22.

Page 3: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

3Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi: Almanya Modeli

yýlýnda yapýlan Westfalya Barýþ Anlaþmasý'nda bir uzlaþma ve din özgürlüðüsistemi üzerinde anlaþan aþaðý yukarý eþit güce sahip Roma-Katolik ve Pro-testan cepheler olarak birbirinin karþýsýnda durduklarý tarihi gerçeðine borç-

ludur. Hiçbir mezhep mensubu, yörede hakim olan inanca katýlmaya zorlan-mayacaktý. Ýnsanlar daha çok göç etme hakkýna sahiptiler veya özel alanda-ki vicdan özgürlüðü içinde evdeki ibadetini yapabilecektiler. 3 Bu tarihi geliþ-me ayný zamanda Alman milliyetçiliðinin asla bir Hýristiyanlýk adlandýrma-sýyla belirgin bir baðlantý kuramamasýna da katkýda bulundu. Bu nedenle,Alman olmakla otomatik olarak bir kiliseye mensup olunmamaktadýr. Bu

inanç belirsizliði 1949 Alman anayasasýnýn Almanya'da devlet dininin ol-madýðýný ve dini cemaatlerin faaliyetlerini yürürlükteki yasalar çerçevesin-de kendi baþlarýna yönetmeleri gerektiðini söyleyen 140.4 maddesini de yan-sýtmaktadýr. Bununla prensipte devlet ile dini cemaatler arasýnda açýk birayrým öngörülmüþ olmasýna raðmen, eðer dini cemaat bir kamu tüzel kiþili-ði olarak tanýnmýþ ise bunlar birbiriyle bir iþbirliði iliþkisi içine girebilirler.

Anayasa 1949'da yürürlüðe girdiðinde 1919 Weimar Ýmparatorluk Ana-yasasý'na göre tüzel kiþilik haklarýna sahip5 olan bütün dini cemaatlerinbundan böyle de bu tüzel kiþiliklerini sürdürebileceklerini öngörüyordu. Buçerçevede Almanya'da Federal Anayasa'nýn 140. maddesine göre dini cema-

3 Arnd Uhle, Stat-Kirche-Kultur, Berlin 2004, s.109.4 Weimar Ýmparatorluk Anayasasýnýn 137. ve 1949 Federal Anayasa’nýn 140. maddesi þöyledir:

“Devlet kilisesi yoktur. Dini cemaatler oluþturma özgürlüðü korunmuþtur. Devlet sýnýrlarý içeri-sinde dini cemaat kurmada sýnýrlandýrma yoktur. Her dini cemaat kendi iþlerini, herkes içingeçerli olan kanunlar çerçevesinde kendi baþýna düzenler ve yönetir. Görevlilerini devletin veyayerel yönetimlerin etkisi olmaksýzýn kendisi görevlendirir. ...Dini cemaatler, þimdiye kadar bu-lunduklarý statüde, kamu hukukunun bir parçasý olarak kalýrlar. Diðer dini cemaatler, eðer tü-zükleri ve sayýlarý açýsýndan süreklilik arz ediyorlarsa, müracaatlarý durumunda dini cemaatolma hakkýný elde edebilirler… Kamu hukukunun üyesi olma hakkýný elde etmiþ dini cemaatlereyalet kanunlarý çerçevesinde vergi alabilirler.”

5 Anayasanýn 140. maddesine göre ilgili anayasa maddesine göre dini cemaat olarak kabul edi-lenler aþaðýdaki kamu tüzel kiþiliði haklarýna sahiptirler:1. Dini cemaatler için kilise vergisinin devlet tarafýndan alýnmasý,2. Memur çalýþtýrma ehliyeti, yani kamu tüzel kiþileri, kamu hizmetinde çalýþan memurlarla

eþit olan memurlar çalýþtýrabilirler,3. Gençliði Tehdit Edici Yazýlar Federal Kontrol Dairesi’nde üyelikleri bulunur,4. Sosyal yardým iþleri ve gençlik yardýmlarýnda baðýmsýz kurum olarak tanýnýrlar,5. Ýmar planlarýnýn çýkarýlmasý esnasýnda dini amaçlý kullanýlacak binalarýn yapýlacaðý yerleri

belirlerler,6. Birçok vergi muafiyetine sahiptirler,7. Kurumlarýn haklarýyla baðlantýlý olarak, örneðin askeri din hizmetleri alanýnda veya devletokullarýnda anayasanýn 7/3. maddesine göre dini cemaatlerin temel ilkelerine uygun olarakdevlet tarafýndan verilen mezhebe yönelik din derslerinde devlet ile dini cemaatlerin birlikteçalýþabilecekleri daha baþka ortak konular da ortaya çýkar. Bkz. Thomas Lemmen, Muslime inDeutschland Eine Herausforderung für Kirche und Gesellschaft, Baden-Baden 2001, s.183.

Page 4: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

4 AÜÝFD XLIX (2008), sayý II

at kabul edilenler Roma-Katolik Kilisesi, Protestan Kilisesi ve Yahudi kültürcemiyetleridir. Burada söz konusu olanlar Protestan eyalet kiliseleri, Katolikpiskoposluklar ve Yahudi kültür cemiyetleriydi.6 Bu arada 1949 Anayasasý-

nýn kabulünden sonra, büyük kiliselerden baþka diðer dini cemaatler deAlmanya'nýn bir veya daha fazla eyaletinde bu þekilde resmentanýnmaktadýrlar. Örneðin bunlar birçok serbest kilise, eski Katolik kilisesi,Mormonlar ve Rus Ortodoks kilisesi gibi büyük gruplar ve de Berlin Fransýzkilisesi (Kalvinist kilisesi) veya Hamburg'daki denizciler kilisesi gibi küçükgruplardýr.7 Bu anlamda Almanya'da Yahudi cemaatinin haricinde kamu tü-

zel kiþiliði olarak tanýnan dini cemaatlerin çoðu geniþ anlamda Hýristiyanlýktarafýndaki cemaatlerdir.

Gerçekten tarihi açýdan bakýldýðýnda Yahudiler Almanya'da Hýristiyanolmayan en eski dini cemaati temsil etmektedirler. 20. yüzyýlýn baþlarýnakadar Yahudilerin yasal statüsü, onlarýn Almanya'da WeimarCumhuriyeti'ndekine benzer þekilde aynen büyük Hýristiyan mezhepleri gibi

bir kamu tüzel kiþiliðine tanýnan ayrýcalýklardan istifade edebileceði kadariyileþtirildi. Nasyonal sosyalizm travmasýnýn ardýndan 1949 anayasasý daYahudilere bu haklarý tanýdý. Federal Almanya Hükümeti ayrýca 2003'teAlmanya'daki Yahudilerin merkez konseyi ile bir devlet sözleþmesi imzaladý.Bu sözleþmeye göre Almanya'daki Yahudilerin temsilcisi olarak bu konseyeyýlda üç milyon Avro yardým yapýlmasý teminatý verildi. Baþbakan Schröder

sözleþmenin imzalanmasý esnasýnda Yahudi cemaatini "Alman toplumununcanlý ve göz ardý edilemeyecek bir parçasýdýr"8 þeklinde deðerlendirdi. DoðuAvrupa'dan gelen aþýrý göçten dolayý merkez konseyinde temsil edilen Yahudicemaatinin sayýsý tekrar 105.000 kiþiye ulaþtý. Buna ilave olarak Yahudi diniyasalarý anlamýnda dini statüleri belirsiz olan ve çoðunluðu göçmenlerdenoluþan 80.000 kiþilik bir grup daha mevcuttur.9 Böylece Yahudilik, Alman

toplumunda saðlam ve saygýn bir yere sahiptir. Çünkü, Bavyera eyaleti eskiKültür Bakaný Monika Hohlmeier'in dediði gibi Yahudi kültür cemiyetleri hiçtartýþmasýz anayasa taraftarý10 olarak kabul edilmektedirler ve kamu tüzelkiþiliði haklarýnýn tamamýndan eksiksiz faydalanmaktadýrlar.

Almanya'da Hýristiyanlýk ve Yahudilik haricindeki diðer büyük dini grup-lar ise, Avrupa'ya Ýkinci Dünya Savaþý'ndan sonra büyük sayýda gelen göç-

6 Ancak, bu konuda hukukçularýn genel görüþü, buradaki din ve dini cemaat kavramlarýnýn bü-tün din ve cemaatler için de geçerli olduðu yönündedir. Bu konuda geniþ bilgi için bkz. CemalTosun, Almanya’da Ýslam Din Dersleri (Yayýnlanmamýþ rapor), Ankara 2000, s.95 vd.

7 Bkz. www.agpf.de8 Bkz. www.heute.de9 Bkz. www.remid.de10 Bkz. www.spiegel.de

Page 5: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

5

menlerin dinleridir. Bunlar, Almanya'da %4lük oranýyla Müslümanlar11, yak-laþýk, 100.000 Hindu ve 200.000 Budist'tir - ki bunlarýn çoðu Budizm'e ge-çen Almanlardýr. Yine bunlarýn yanýnda diðer bir grup da, özellikle son 20-

30 yýldýr büyük kiliselerden ayrýlan ve hiçbir kiliseye mensup olmayan veböylece ayný þekilde tüzel kiþi statüsünün imtiyazlarýndan istifade edeme-yen büyük bir insan grubu da bu sistemde yeterince temsil edilememektedir.

Almanya'daki Hýristiyan olmayan bütün azýnlýklar için anayasal olarakdin özgürlüðü geçerlidir, yani inançlý kiþi inancýnýn gerektirdiði ibadeti hiçbirengelle karþýlaþmadan yerine getirebilir (Federal Anayasa madde 4)12.Ancak

bazý haklarýn kullanýlabilmesi için de Anayasa'nýn 140. maddesinde belirtilendini cemaat olma hakkýný elde etmek gereklidir. Weimar ÝmparatorlukAnayasasýnýn ilgili paragraflarý, iki büyük mezhebin her birinin bünyesindenüfusun %50sini üye olarak barýndýrdýðý bir dönemde ortaya çýkmýþlardýr.Hýristiyan olmayan azýnlýklar belirtildiði üzere Yahudilerden oluþuyordu ki,onlar da o tarihteki nüfusun sadece yaklaþýk %1ini oluþturuyordu. Bugün,

yani hemen hemen yüz yýl sonra durum tamamen deðiþmiþtir. Almanya'daHýristiyan olmayan dini cemaatlerin durumunu anlayabilmek için, Devletindini cemaatlere karþý takýndýðý sistemin hala Almanya'daki güncel diniduruma uygun mu?sorusunun cevabýnda yatmaktadýr.

Almanya'da bir grubun dini cemaat olmasý bugün ancak mahkeme ka-rarý ile mümkündür. Federal Anayasanýn 140. maddesinde (Weimar Ýmpa-

ratorluk Anayasasýnýn 137. maddesinin 5. paragrafýnýn 1. ve 2. fýkralarýylabaðlantýlý olarak) "durumlarý ve üye sayýlarý itibariyle süreklilik teminatýverdikleri takdirde müracaat etmeleri halinde bütün dini cemaatlere aynýhaklar verilmelidir" denilmektedir. Anayasadaki "tüzükleri ve sayýlarý açý-sýndan süreklilik"ten ne anlaþýlmasý gerektiði kýsmý bugün tartýþýlmaktadýr.Hukukçulara göre, bir dini cemaatin gerçek anlamda dini cemaat olarak

muhatap kabul edilmesinin bazý þartlarý vardýr. Bunlardan en önemlileribelli çoðunlukta bir üyeyi temsil etmeleri ve süreklilik göstermeleridir.Ancak, belli çoðunlukta üyenin en azý veya en çoðu belli deðildir. Yinesüreklilik için ne kadar süreden beri var olmasý gerektiði de belirlenme-miþtir. Düsseldorf Ýçiþleri Bakanlýðý bu konuda 30 yýlý aþmýþ olmanýn ge-rektiðini ileri sürmüþtür. Bu konuda 10 bin ila 80 bin arasýnda görüþ belir-

tenler de olmuþtur; fakat bu konuyu düzenleyen Weimar ÝmparatorlukAnayasasýnýn 137. maddesinde yukarýda maddede de görüldüðü üzere sayý

11 Bkz. www.remid.de12 Ýlgili madde þöyledir: Madde 4: a.”Din ve vicdan hürriyeti ile dini ve dünyevi fikir hürriyetine

dokunulamaz. b. Dinin serbestçe icrasý teminat altýndadýr.c. Hiç kimse harp zamanýnda vicdanýnaaykýrý olarak silahlý hizmete zorlanamaz.”

Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi: Almanya Modeli

Page 6: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

6 AÜÝFD XLIX (2008), sayý II

belirtilmemiþtir. Bu iki husus sürekli tartýþýlan ama anayasal ve yasal birbelirleyici olmadýðý için hakimlerin içtihadýna býrakýlan hususlardýr. Bukonudaki önemli bir tartýþma da, dini cemaatin gerçek üyelerden mi oluþ-

mak zorunda olduðu yoksa, dernekleri temsil eden bir üst veya çatý örgü-tünün de dini cemaat olarak kabul edilip edilemeyeceðidir. Bu hususta daiçtihat farklýlýklarý vardýr.

Dini cemaat olma konusunda en çok tartýþýlan konulardan biri de, dinicemaat olmak için kendisini diðerlerinden farklý kýlan dini özelliklerinbulunup bulunmayacaðýdýr. Bu konuda da ortak bir ifade yer almamaktadýr.

Pratikte ortaya çýkaracaðý zorluklardan hareketle, diðerlerinden farklýolduðunu ortaya koymanýn gerekliliðini savunurken, bunun þart olmadýðýnýileri sürenler de bulunmaktadýr.13 Bütün þartlarý yerine getirse bile bir cema-atin kabul edilip edilmemesi sonunda mahkemenin kararýna kalmýþtýr.

Almanya'da yaþayan dini gruplar Anayasa'nýn ilgili maddesince dinicemaat kabul edilmek ve kamu tüzel kiþiliði haklarýndan yararlanmak için

mahkemeye baþvurmaktadýrlar. Özellikle Budistler cemaatlerinin geniþ çaptaresmen tanýnmasýna çalýþtýlar. Almanya Budist Cemaati 1985 yýlýndakendilerine tüzel kiþilik haklarýnýn tanýnmasý için Baden-Württemberg KültürBakanlýðýna müracaatta bulundu. Fakat Budizm'in Almanya'da anayasatarafýndan talep edilen "süreklilik teminatýný" yerine getirip getirmediðinin,yani Budizm'in bir dini cemaat olarak Almanya'da uzun vadeli bir perspektife

sahip olup olmadýðýnýn belli olmadýðýna iþaret edilerek Budistlerin bu isteklerireddedildi ve dilekçeleri þimdilik rafa kaldýrýldý.14 Yine Yehova Þahitleri Ber-lin Yüksek Ýdare Mahkemesi'nde kamu tüzel kiþiliði olarak tanýnmak içinuðraþtýlar.15

Almanya'daki Hýristiyan olmayan dini cemaatlerden bahsedildiðindeinsanlarýn aklýna hemen Müslümanlar gelmektedir. Bu nedenle, burada

Müslümanlarýn durumuna daha ayrýntýlý deðinmek gerekir. Bu hususunanlamý þüphesiz göçün ve buna baðlý olarak bugün Avrupa'da yaþayanMüslümanlarýn sayýsýnýn hýzla artmasýndan kaynaklanmaktadýr. Batý Avru-pa'daki Müslümanlarýn sayýsýnýn yaklaþýk 15 Milyon olduðu tahmin edil-mektedir. Sadece Almanya'da geçen kýrk yýl içinde Müslümanlarýn sayýsý iki-yüz kat arttý. 1961 yýlýnda Almanya'da 15.000 Müslüman yaþarken bugün

Almanya'daki Müslümanlarýn sayýsý yaklaþýk 4 milyondur ve bunlardan

13 Daha geniþ bilgi için bkz. Tosun, a.g.r., s.100-101.14 www.payer.de/neobuddhismus/neobud0101.htm15 Bkz. Frankfurter Allgemeine Zeitung, 24.03.2005. Yehova Þahitlerinin bundan önceki baþvuru-

su mahkemece 1997 yýlýnda da, seçimlere katýlmadýklarý dolayýsýyla demokratik bir düzenidesteklemedikleri için reddedilmiþtir. Bkz. Tosun, a.g.r., s.103.

Page 7: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

7

500.000 kiþi Alman vatandaþýdýr.16Almanya'nýn durumunda özellikle ekono-mik mucize ve buna baðlantýlý olarak yurt dýþýndan alýnan iþçiler göçün artý-þýný olumlu yönde etkiledi. Göçmenlerin büyük çoðunluðu Türkiye köken-

liydi. Almanya'ya göç eden Türkler Almanya'daki bütün Müslüman nüfusunyaklaþýk 2/3'ünü teþkil etmektedir. Bu nedenle, Almanya'daki Ýslam belirginbir þekilde Türkiye'deki Ýslam'ýn rengine büründü.

Birçoðu dini inançlarýný yaþamaya devam etmek isteyen göçmenMüslümanlar için devlet içinde temsil edilme sorunu ortaya çýktý. Resmiyapýlarýn oluþturulmasýyla birlikte devlet organlarýyla daha iyi iliþki

kurulabileceðine inanýlýyordu.17 Ýlk göçmenlerin Almanya'da kuracaklarýÝslam organizasyonlarý için tercih etmek zorunda kaldýklarý yasal kuruluþþekli tescilli derneklerdi. Daha sonraki dönemde Ýslam derneklerinin bir arayageldikleri ve gittikçe daha güçlü þekilde ortak bir kurumsallaþmýþ platformoluþturmaya çalýþan konfederasyonlar oluþtu. Ýslam kuruluþlarýn tüzel kiþilikhaklarýnýn verilmesi konusundaki müracaatlarýnda da ayný yol izlendi. Resmi

makamlarýn burada da "süreklilik teminatý" konusunda büyük þüpheleri vardý.Ayrýca müracaatta bulunan kuruluþlarýn gerçekten Müslüman çoðunluðunutemsil edip edemeyeceðinin belli olmadýðý itirazýnda da bulunuldu.Müslümanlar adýna bu müracaatý 50li yýllarda Alman Müslümanlar Birliði,Sünni Müslümanlar adýna en son 1994 yýlýnda Ýslam Kültür Merkezleri Birliðive Federal Almanya Ýslam Konseyi yaptýlar. Bu müracaatlardan henüz hiçbi-

rine olumlu bir cevap verilmedi.18 Devletin burada istediði, büyük kiliseler-de olduðu gibi bir tek sorumlu muhatap bulmaktýr. Fakat Sünni Müslüman-lar yüzyýllardan beri kiliselerdekine benzer yapýlar oluþturmadýlar ve Al-manya'da da böyle bir yapý oluþturmayacaklar gibi görünüyor. Ayrýca böylebir yapý Ýslam'ýn çoðulcu yapýsýna uygun görünmüyor. Çünkü burada yaþa-yan Müslümanlar dini yaþama ve inanç anlayýþý konularýnda birbirinden ol-

Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi: Almanya Modeli

16 Faruk Þen-Hayrettin Aydýn, Islam in Deutschland, Münih 2002, s.2.17 Müslümanlar için Almanya’da en büyük güçlüklerden biri ibadethane yapýmýyla ilgili sorundur.

Almanya’da dini cemaat olarak kabul edilmiþ olanlar, kendi ibadethaneleriyle ilgili bütün hakla-rýndan yararlanabilmektedirler. Almanya’da Müslümanlar, sanayi bölgelerine sürülmeden bir ata-sözü haline gelen “arka bahçe camilerini” terk etmek istiyorlar. Ama Almanya’da henüz hiçbirÝslam kuruluþu kamu tüzel kiþiliði olarak tanýnmadýðý için kiliselerin yaptýðý gibi bunlarýn henüzmeskun mahallelerde cami inþa etme haklarý yoktur. Fakat yine de yerel düzeylerde bu tür sorun-lar için çoðu kez çözümler bulunmakta ve þehir merkezlerinde de git gide tipik camiler inþaedilmektedir. Ama camilerin inþa edildiði mahallelerde buralarýn Ýslamlaþmasýndan korkan resmidaireler ve mahalle sakinleri de çoðu kez cami yapýlmasýna itiraz etmektedir. Bu nedenle, Almanmahkemelerinde cami inþaatýyla baðlantýlý birçok dava açýlmýþtýr. Berlin’deki Þehitlik Camii bunaörnek verilebilir. Caminin minareleri planda belirtilenden 8,50 metre ve kubbesi 5 metre daha yük-sek yapýldýðý için Berlin Ýmar Dairesi inþaatý durdurdu ve bu yasak ancak bir para cezasý ödendiktensonra kaldýrýldý. Minare olmasýna raðmen bu camide resmi izin olmadan ezan sesinin dýþarýya veril-mesi yasaktýr, çünkü tüzel kiþilik statüsü olmadan camide müezzinin ezan okuma hakký yoktur.

18 Lemmen, s.187.

Page 8: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

8 AÜÝFD XLIX (2008), sayý II

dukça farklý bir yapýya sahiptirler ve bu farklýlýklarýn birçoðu da etnik-kültü-rel kökenlidir. Ama yinede büyük Ýslam kuruluþlarý devlete "bir" muhatapgösterebilmek için þimdilerde bir uzlaþma süreci içinde bulunmaktadýrlar.

Ama bu giriþimin baþarýlý olup olmayacaðýný zaman gösterecektir. Ýslamcemaati içinde çabucak yeni bir parçalanmaya yol açabilecek birçokfarklýlýklar da bulunmaktadýr. Bu durumda diðer bir alternatif de çeþitli Ýslamkuruluþlarýnýn her birini ayrý ayrý tüzel kiþi olarak tanýmaktýr. Böylece enazýndan tüzel kiþi olarak tanýnan cemaatler arasýnda Müslümanlarýnoluþturduðu büyük bir birliðe oranla daha homojen bir grubun oluþmasý

saðlanabilir. En azýndan mecburen Sünni ve Þiilerin ayrý ayrý tanýnmasýgerekebilir.

Almanya'da ilginç bir geliþme deAlevilerde meydana gelen geliþmedir.Almanya Aleviler Cemaati kýsa süre önce "Alevilik, Almanya'da bir inanç veyaþam grubu" baþlýklý yazýsýyla içinde Aleviliðin temellerinin anlatýldýðý birtür kuruluþ belgesi yayýmladý. Uzmanlar tarafýndan bilimsel ve yasal açýdan

incelendikten sonra 2005 yazýnda Berlin'in ardýndan Kuzey Ren-Westfalya,Hessen, Bavyera ve Baden-Württemberg eyaletleri de Aleviliði tek baþýnabir din öðretisi olarak tanýdýlar.19Bu durum ise, Alevilerin de kamu tüzel kiþiliðiolarak tanýnmalarý yolunda atýlmýþ önemli bir adým olabilir.

Ýslami Cemaat'in içeriði bir dernekten daha fazla olduðu için AlmanDernekler Yasasý anlamýnda bir derneðin sadece geçici bir çözüm olacaðýna

dikkat çekilmekte ve Alman toplumunda bir tüzel kiþi olarak hareketedebilmek için evvela böyle bir yapýnýn varlýðýnýn gerekli olduðusöylenilmektedir.20 Bu nedenle, 26 ve 27 Þubat 2005 tarihlerinde ÝslamKonseyi ve Müslümanlar Merkez Konseyi bir yýl içinde uzlaþmaya uygun biryapý oluþturmak amacýyla diðer bazý federasyonlarla Hamburg'ta bir arayageldiler.21Baþka toplantýlar da planlanmýþtýr ve yakýnda bir Almanya Þura'sý

kurulabilir.22Þubat ayýnda yapýlan bu toplantýya katýlanlar arasýnda ÝslamKültür Merkezleri Birliði, Hessen Ýslam Cemaati, Hamburg ve Aþaðý Sakson-ya Þuralarý ve Baden Württemberg Ýslam Cemaati bulunuyordu.23Anlaþýlanodur ki, Alman Devleti, Ýslam organizasyonlarýný ortak bir kuruluþ oluþtur-ma çalýþmalarýnda etkilemeye çalýþmakta ve Ýslam kuruluþlarýný aþaðýdanyukarýya doðru kendi etrafýnda organize etmeye uðraþmaktadýr. Durumun

ne olacaðýný zaman gösterecektir.

19 www.islam.de20 Bkz. Lemmen, s.52.21 Rheinischer Merkur, 28.07.2005.22 Bu þura henüz takip edebildiðim kadarýyla gerçekleþmemiþtir.23 Frankfurter Allgemeine Zeitung, 08.02.2005.

Page 9: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

9

Kilise/ler

Almanya'da iki mezhebi yapýsýyla (Roma-Katolik ve Protestan) aðýrlýðý olandin, Hýristiyanlýktýr. Dolayýsýyla Almanya'daki en önemli dini kurum daKilise'dir. Kiliselerdeki aðýrlýk ise, belirtildiði üzere nüfusunun üçte birini

oluþturan Roma-Katolik Kilisesi ile bir diðer üçte birlik bölümünü oluþturanProtestan Kilisesidir. Bu iki mezhebin dýþýnda temsil edilen baðýmsýz, hürkiliselerin ve diðer Hýristiyan cemaatlerin sayýsý düþüktür.

Almanya'nýn siyasi-idari örgütü bu ülkede kiliselerin statüsü için önemlibir esastýr. Almanya'nýn hukuk sistemi kiliselere imtiyazlý bir statütanýmaktadýr. Gerçekte bu statü, hukuki iki parametreye dayanýr.

1. Federal Anayasa,2. Bölgelerin dini çoðunluðuna göre devlet-kilise iliþkileri yönünden

deðiþen Eyalet Anayasalarý24.Yukarýda dini cemaat olma kýsmýnda da belirtildiði üzere, Federal Anayasa

kiliselere "gerek dernekler gerekse kamu hukuku birlikleri" yasasýna göreoluþum imkaný vermektedir. Federal Anayasa'nýn 4. maddesi, belirtildiði gibi

"Devlet Kilisesini" tanýmayýp Weimar Ýmparatorluk anayasasýnýn 136, 137,138, 139 ve 141. maddelerini ve özellikle devletle kilisenin ayrýlýðýnýtamamlayarak din ve vicdan hürriyetini kuvvetlendirmektedir. Ancak FederalAnayasa'nýn 4. maddesince bir Devlet Kilisesi olmamasýna karþýn, kiliselerresmen tanýnmýþ ve onlara ekonomik ve sosyal yönden normal sivil dernek-lerden çok farklý bir statü de tanýnmýþtýr. Dini bir kurum olarak kilise kamutüzel kiþiliði haklarýný sonuna kadar kullanmaktadýr. Kiliselerin ekonomik ve

sosyal önemi bunun göstergesidir. Eyalet Anayasalarýnda ise, durum dahada belirginleþmektedir. Çünkü Almanya'da -özellikle Berlin ve Bremen baþtaolmak üzere- kilise ve eyaletler arasýndaki iliþki anayasalarýn dýþýnda kon-kordato ve antlaþmalarla düzenlenmiþtir. Bu antlaþmalarda Katolikleri, Vati-kan Devleti temsil eder. Katoliklerle yapýlan en büyük konkordatolar, 1924'teBayern ve 1933'te Vatikan ve Hitler tarafýndan Alman Reiche'ý ile imzalanan

konkordatolardýr (Reichskonkordat). Bu açýdan Katolik kiliselerinin hukuki

Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi: Almanya Modeli

24 Federal Anayasanýn ilgili maddesi uyarýnca örneðin Hessen eyalet anayasasýnda devlet-kiliseiliþkisi özetle þöyle düzenlenmiþtir: Hessen eyalet anayasasýnýn 48,49 ve 50. maddeleri Devletile Kilise, dini ve dünyevi cemaatler arasýndaki karþýlýklý iliþkileri düzenlemektedir. Özetle, dev-letin dini yoktur. Her türlü dini cemaatleþme serbesttir. Dini cemaatler ve kiliseler, genel kanun-lara uymak þartýyla kendi iþlerini baðýmsýz olarak yürütülürler. Devlet gibi, kiliselere, dini vedünyevi cemaatler diðerlerinin iþlerine karýþmazlar. Anayasanýn 51. maddesi ise, kilise ve dini vedünyevi cemaatleri tanýmlamaktadýr: Kiliseler, dini ve dünyevi cemaatler, þimdiye kadar olduðugibi, kamu hukuku açýsýndan tüzel kiþilik olarak kalýrlar. Diðer dini ve dünyevi cemaatlere de,tüzükleri, sayýlarý ve süreklilikleri yeterli olduðu sürece ayný hukuki kiþilik verilebilir. Kilise, dinive dünyevi cemaat oluþturmada sýnýrlama yoktur. Çok sayýda kamu-hukuksal cemaatlerden oluþ-muþ çatý örgütleri de kamu hukuksal tüzel tüzel kiþiliktir. Hukuki tüzel kiþiliði tanýnmýþ kilise vedini ve dünyevi cemaatler kanunlarýn ön gördüðü vergiyi alabilirler. Bkz. Tosun, a.g.r., s.51.

Page 10: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

10 AÜÝFD XLIX (2008), sayý II

durumlarý her zaman bu konkordatolarca düzenlenmektedir. Protestan Kili-sesi ise esas olarak 1948'de kurulan "Almanya'daki Protestan Kilisesi (EKD)ile 1949 yýlýnda yapýlan konkordatodaki düzenlemelerle hukuki statüleri

belirlenmiþtir. Protestan kilisesinin eyaletlerle daha sonra çeþitli konu ve alan-larda yaptýðý konkordatolar 1948 tarihli konkordatonun çerçevesinde yapýl-mýþtýr.25 Federal ve eyalet anayasalarý ve bunlarýn dýþýnda konkordato veantlaþmalarla hem Katolik hem de Protestan kiliseleri varlýklarýný koruma,din eðitimi vb. açýlardan oldukça imtiyazlý bir durumdadýrlar. KiliselerinAnayasayla kendilerine verilen kamu tüzel kiþiliði haklarýný nasýl kullandýk-

larýnýn bazý örnekleri þunlardýr.Kilise ile Devlet arasýndaki iliþkinin en önemli yönü, Weimar Ýmparator-

luk anayasasýndan devralýnan 137/6. maddeye göre Almanya'da kiliselerdevlet yardýmýyla vergi koyma hakkýna sahiptirler. Bu hak kiliselerle imzala-nan sözleþmelerde açýkça belirtilmektedir. Kilise vergisi, kiliselerin temel gelirkaynaðýný oluþturmaktadýr. Bu vergi bütün kilise derneklerinin kendi

bünyelerinde üyelerinden aldýðý aidatlardan ayrý bir vergidir, onunlakarýþtýrýlmamalýdýr. Almanya'da vaftiz edilmiþ her vatandaþ Kilise vergisiödemekle mükelleftir. Ancak kiþi resmi bir makam önünde dinden çýktýðýnýaçýklarsa vergi ödeme yükümlülüðünden kurtulur. Eyaletlere göre deðiþikoranlarda olmak üzere Kilise, gelir vergisi üzerinden "Kilise Vergisi" alýr. Buoran %8-9 civarýndadýr. Bunun yaný sýra, eyaletlere göre deðiþen gayrý menkul

vergi ve kilise Parasý adýyla para toplama haklarý vardýr. Devlet tarafýndankonulan kilise vergisi, kiliselere iki büyük avantaj saðlamaktadýr. Biri vergiyitahsil etmesi, diðeri ise devletin vergi toplama iþini üzerine almasý dahadüþük bir masrafla gerçekleþmektedir. Þayet bu görevi kiliseler yerine getir-miþ olsaydý görevlendirme masrafý olarak toplanan tutarýn %20'si kaybola-caktý. Kilise Vergisi Maliye Bakanlýðýnca toplanýr ve Kiliseye devredilir. Ba-

kanlýkça toplanan para Roma-Katolik ve Protestan Kilisesine temsil oranla-rýna göre pay edilir.26

Kilise'nin devletten gelen kilise vergisi dýþýnda da önemli gelir kaynaklarýbulunmaktadýr. Örneðin özel olarak yapýlan baðýþlarýn hesabý bilinmeyip bölgekiliseleri ve piskoposluklara göre deðiþmektedir. Kilisenin bütün bu gelirlerinekarþýn, diðer bütün ihtiyaçlarý neredeyse tamamen devlet bütçesinden

karþýlanýr. Mesela din görevlilerinin27 ve mahiyetindekilerin maaþlarý, bina-

25 S. Hayri Bolay-Mümtaz’er Türköne, Din Eðitimi Raporu, Ankara Merkez Ýmam-Hatip Lisesi Öð-rencileri ve Mezunlarý Vakfý, Ankara 1995, s.70.

26 Bolay-Türköne, s.70.27 Almanya’da eyaletlere göre kilise görevlilerin aldýðý maaþlar deðiþmekle birlikte mesela Köln’de

baþpiskoposun aldýðý maaþ, üst düzey devlet görevlisi maaþýna göre hesaplanýr ve çýplak maaþ

Page 11: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

11

larýnýn bakým ve onarýmý, büyük toplantýlarýn düzenlenmesi, kilisenin açmýþolduðu özel okullardaki öðretmenlerin maaþlarý vb. de devlet bütçesindenödenir.

Kilise'nin önemli etkisinin ortaya çýktýðý alanlardan biri örgün eðitimdir.Almanya'da -aþaðýda ayrýntýlý olarak anlatýlmýþtýr- yüksek din eðitim-öðretimikurumlarýnýn tamamý kiliseye baðlýdýr. Ýlk ve orta kademede isekilisenin kendisine baðlý özel okul açma yetkisi vardýr. Resmi okullardakimezhebe dayalý din dersinin öðretim programýndan, öðretmen tayinine kadarsorumluluðu kiliseye aittir. Yine ana okullarýnýn neredeyse tamamý kiliselerin

açmýþ olduklarý okullardýr. Bu özet bilgiler dahi, kilisenin genel eðitimdenhiç de uzak olmadýðýný ve onu þekillendirmede etkili olduðunu göstermektedir.Kilise'nin eðitim süreçlerine yoðun ilgi göstermesinin sebebi, kendisini Hz.Ýsa'nýn mesajýný insanlara ulaþtýrmakla sorumlu tutmasýdýr. Bu nedenle kilise,çocuklarýn eðitimini hem bir görev hem de bir sorumluluk olarak görür.Kilisenin eðitime olan ilgisi üç ana sebebe dayandýrýlýr:

1. Kilise kendi eðitim kurumlarýyla genel eðitimin bir parçasýdurumundadýr. Bu sebeple, kilisenin aldýðý pedagojik kararlar, içinde yer aldýðýgenel eðitim sistemini etkiler.

2. Kilise, kendisini tüm insanlýktan sorumlu gördüðü için, toplumsalgüçlerin çatýþmasýnda bir konsensüs oluþturmaya ve insani çözümlerüretmeye katkýda bulunacaktýr. Bu sebeple, kilisenin kendi eðitim faaliyetleri

dýþýnda, genel toplumsal eðitim faaliyetlerine katkýda bulunmasý son dereceönemlidir.

3. Kilise'nin Ýncil'deki mesajý insanlara ulaþtýrma görevi ve insanlarýnseküler hayat þartlarýnda kendi inançlarýný tek baþlarýna savunabilmeleriancak eðitimle mümkündür.28

Kilisenin okul kurma ya da resmi okullarda din dersini yürütme arzu ve

isteði yukarýdaki maddelerle temellendirilmektedir. Katolikler için okul, "inan-cýn bütün insanlýða ve milletlere iletilmesi için özellikle ailede ve okuldainancýn yaþanmasý, yorumlanmasý ve delillenderilmesi gerekir." Protestanlariçin de okul, misyonerlik çalýþmalarýnýn bir bölümüdür. Okulda Ýncil okunarak,Hýristiyanlýk ruhu teþvik edilerek ve Kilise için yeni insanlar kazanýlarak bugörev yerine getirilir.

Yürürlükteki yasaya göre, kiliseler orta düzeyde bilinmeyen bir iþverenkuruluþu rolünü oynuyorlar. Federal Anayasanýn 136. maddesi ve WeimarÝmparatorluk Anayasasýnýn devamýný tamamlayan 140. maddesine göre ki-

9 885 Avro’dur. Normal piskoposlar ise 6258 Avro maaþ alýrlar. Bkz. Statistiches Jahrbuch für dieBRD, Wiesbaden, 1998, s.72.

28 Bolay-Türköne, s.74.

Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi: Almanya Modeli

Page 12: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

12 AÜÝFD XLIX (2008), sayý II

liseler "kamu hukuk sendikalarý" olabilirler. Katolik ve Protestan Kiliseleriçalýþma yasasýnýn kendilerine sunmuþ olduðu bu haktan yararlanmýþlardýr.Neredeyse devletten sonra ikinci iþveren konumuna gelmiþlerdir ve kiliseler

bir iþveren sektörü gibi algýlanmaktadýrlar. Federal Anayasa'nýn 137/3.maddesi kiliselere bu konuda "özerklik" vermektedir: "Her kilise veya kültkendi iþlerini baðýmsýz olarak düzenler ve yönetir." Ve bunanla beraber özerklik"herkes için geçerli yasalarla sýnýrlýdýr." Ancak kanun koyucu, bazý kanunlarýuygulamada kiliseleri dýþarýda býrakan bir seri tedbirler almýþtýr ki, buayrýcalýklý tedbirler kiliselerin açtýklarý firmalarý birer "dini firma" haline

getirmektedir. Kiliselerin özerk olmasý ferdi çalýþma hukukunda birtakým oldubitti zorlamalar yol açmaktadýr. Örneðin kiliseye ait bir firmada çalýþan kimsekilisenin temel öðretisi ile çeliþen bir aile hayatý yaþýyorsa veya kürtajýsavunuyorsa kendisine haber verilmeksizin iþine son verilir. Federal iþmahkemelerinin bir çok kararý bunu doðrulamaktadýr.29

Federal Anayasa'nýn 141. maddesi, Kilise'ye hastanelerde, cezaevlerinde,

huzurevlerinde ve diðer kamu kuruluþlarýnda ibadet ve maneviyatýngüçlendirilmesi için gerektiðinde faaliyet yapmasýna izin vermektedir.Dolayýsýyla kilise, buralarda hizmet vermek için eleman yetiþtirmekte, butürden kendisi kurumlarý açabilmektedir. Devlet ayný zamanda üçüncü dünyaülkelerindeki insanlara yapýlan geliþme yardýmlarýnda önemli desteklersaðlamaktadýr. Yine Almanya'da kiliselerin etkisi toplum problemlerini

ilgilendiren yabancý iþçi göçü, sýðýnma hakký, saðlýk hakký vb. tartýþmalardada görülebilmektedir. Devlet kilisenin sosyal alanda yaptýðý bu hizmetler içinde yine kilise vergisi dýþýnda bütçeden para vermektedir.

Kiliselerin medya üzerinde de önemli aðýrlýk ve etkileri bulunmaktadýr.Almanya'da Kiliseler Radyo ve televizyon Ýzleme Komitesi'nde temsilci bu-lundururlar.

Almanya'da kilise hakkýnda verilen bilgilerden anlaþýlacaðý üzere, buülkede kilise, savaþ sonrasý yeni devletin ve sosyal düzenin yasallaþmasýnýnmercii olarak kabul edilmiþler, tarihi olarak 1933 öncesi Almanya'sýylabarýþarak, Nazizmin doðurduðu kimlik krizinin ortadan kalkmasýný saðladýlarve nihayet Almanya'nýn ahlaken yeniden kurulmasýna katýlmaya çaðrýldýlarve devletle beraber halkýn esenliðini saðlamak için görev aldýlar. Kiliseler bu

ahlaki yasallaþmanýn ötesinde, otoritelerini saðlamlaþtýrmada önemiazýmsanmayacak derecede kendilerine hukuki bir yasallýk saðlayan anaya-sal referanstan faydalandýlar. Gerçekte, devletin temeli dine dayanmasa da

29 Bkz. Jean Martin Oueddaogo, “Almanya’da Kiliseler ve Devlet Sekülerleþmiþ Bir Toplumun ZorLaikleþmesi”, Avrupa Birliði Ülkelerinde Dinler ve Laiklik ( Hazýrlayan: Jean Bauberot) içinde,Çeviren: Fazlý Arabacý, Ufuk Kitaplarý, Ýstanbul 2003, s.52-54.

Page 13: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

13

Federal Anayasanýn giriþinde, temel anayasanýn, Alman halkýnýn "Allah veinsanlar önünde sorumluluk" bilincine göre hazýrlandýðý açýkça belirtilir. Eya-let anayasalarýnda da bu husus önemle vurgulanýr. Kiliseye verilen haklarýn,

garantilerin, finans kaynaklarýnýn ve araçlarýn tümü onlarý, Almanya'da eko-nomik, kurumsal bir güç haline getirmiþtir. Kilise böylece birçok alanda devlet-ten sonra ikinci bir güç haline gelmiþtir. Diðer taraftan, özellikle eðitim baþtaolmak üzere bir çok alanda ülke politikalarýnýn oluþturulmasýnda söz hakkýnasahiptirler. Ancak Avrupa Birliði'nin oluþmasý sürecinde kiliselerin sahip olduðuhukuki statü, gelir kaynaklarý, etki alanlarý vb. tartýþýlmaya baþlanmýþtýr.

Almanya'da Örgün Eðitimde Din Eðitim-Öðretimi

Bu kýsýmda Almanya'da önce örgün eðitimde din eðitim-öðretiminin yerinive önemini belirleyebilmek açýsýndan okul sistemi hakkýnda bazý temel bil-giler verilmiþ daha sonra ilk-orta ve yüksek öðretimde din eðitim-öðretimiincelenmeye çalýþýlmýþtýr.

Almanya'da Okul Sistemi

Eðitim politikasý: Federal Almanya'nýn eðitim politikasý, "her bireye ken-

di yetenek ve ilgi alanýna göre en uygun eðitim imkaný saðlamak", ilkesiüzerine kuruludur. Genç insanlarýn demokraside sorumluluk yüklenebile-cek fertlerin yetiþmelerini hedefleyen Alman eðitim sistemi, herkese mes-lekî ve siyasî alanlarda da eðitimini yükseltme imkaný vermektedir. FederalAlmanya'nýn eðitim politikasý, milletlerarasý alanda baþarýlar göstermek üze-rinde yoðunlaþmýþ bulunmaktadýr. Özellikle ülkenin üniversitelerini, diðer

ülkelerin baþarýlý öðrencilerine açan Almanya, beyin gücü transferine önemvermektedir. Bu emelini, DAAD (Deutsche Akademische Austauschdienst)adlý kurumlar vasýtasýyla gerçekleþtirmeye çalýþmaktadýr.

Ýlk ve Orta Okullar: Almanya'da eyalet sistemine dayalý bir yönetim biçi-minin gereði olarak eðitim-öðretim iþleri doðrudan eyaletlerin yetki ve so-rumluluklarýna býrakýlmýþtýr. Bu nedenle eyaletlerin eðitim sistemleri arasýn-

da bazý farklýlýklar vardýr. Ancak genel ilkeler ve amaçlarla zorunlueðitim,okul kademeleri, yönlendirme sýnýflarý, mesleki eðitim gibi temel konulardaeyaletler arasýnda büyük ölçüde iþbirliktelik saðlanmýþtýr. Bu konuda eþgü-dümü Eðitim Bakanlarý Konseyi gerçekleþtirir.

Almanya'da zorunlu eðitim süresi 10 yýldýr. Alman okul sistemine KuzeyRen-Vestfalya Eyaleti örneðinde baktýðýmýzda, ilkokul (Grundschule)

eðitiminin dört yýl sürdüðünü görmekteyiz.30 Ýlkokulda baþarý düzeyi ne olursa

30 Almanya’da zorunlu eðitime baþlamadan önce çocuklarýn gidebilecekleri kurum, Okul Öncesi-Anaokullar (Kindergarten)lardýr. Pek çok eyalette okul öncesi eðitim sorumluluðu sosyal bakan-

Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi: Almanya Modeli

Page 14: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

14 AÜÝFD XLIX (2008), sayý II

olsun, bütün öðrenciler ayný sýnýfa devam ederler. Dördüncü sýnýfýn sonundaçocuðun bütün hayatýný etkileyecek bir okul seçimi yapýlýr. Ancak 10 yaþýndabir çocuðun belli bir okul seçmeye zorlanmasý eðitimcilerin tepkisine yol

açmýþtýr. Bu nedenle "Orientierungsstufe" (yönlendirme sýnýflarý) diye ad-landýrýlan bir geçiþ basamaðý ortaya çýkmýþtýr. Bununla dördüncü sýnýfýn so-nunda verilebilecek kararýn altýncý sýnýfýn sonuna kadar düzeltilebilmesi sözkonusudur.31

Böylece öðrenim düzeyi düþük öðrencilere iki yýl daha þans tanýnmaktadýr.Zorunlu eðitimin dört yýllýk bölümünü oluþturan ilkokulu bitiren öðrencinin

önünde dört okuldan birini seçme imkaný bulunmaktadýr. Bunlar Hauptschule,Realschule, Gesamtschule ve Gymnasium'dur. Zorunlu eðitim süresi bu okultürlerinde altý yýl okuyarak doldurulabilir.32

Ýlkokulun dördüncü sýnýfýndan baþarý düzeyi en yüksek olan öðrenci-lerGymnasium'a gider burada öðretim beþinci sýnýfta baþlar ve onüçüncüsýnýfýn sonuna kadar sürer. Gymnasium'u bitiren öðrenciler, "Abitur" alýr-

lar ve not ortalamalarýna göre istedikleri üniversiteye veya meslek yük-sekokuluna girebilirler. Ancak onüçüncü sýnýf lise bitirme dönemidir. Li-seyi bitiren öðrencinin not ortalamasý üniversiteye girmede çok büyükrol oynar. Örneðin Gynasium'u 1 veya 2 not ortalamasý ile bitiren biröðrenci doðrudan üniversitelerin her bölümüne girebileceði halde, notortalamasý 3 olan bir öðrenci istediði bölüme giremeyebilir ve beklemek

zorunda kalabilir.33

Meslek Okullarý:Almanya'da meslek eðitimi için bir iþyeri bulamayanöðrenciler 18 yaþýný doldurana kadar meslek okullarýna giderler. Meslek eði-tim yeri bulanlar ise çýraklýk eðitimi süresince haftanýn belirli günlerindemeslek okullarýnda kendi branþý çerçevesinde eðitim görür. Tanýmlanan tümokul türleri, öðrencilerin baþarý durumuna görebirbirlerine yatay geçiþ ola-

naðý tanýr. Bu olanak akþam liselerine, meslek kolejlerine gitmek suretiyle

lýklarca üstlenilmiþtir. 3 ila 6 yaþ arasýndaki çocuklar çoðunlukla özel kuruluþlar (esas olarakkiliseler ve sosyal yardým dernekleri) tarafýndan idare edilen ana okullarýna gidebilirler. Ayrýcabu ülkede yeterli olgunluða eriþmemiþ ve engelli görülen yabancý çocuklar ilköðretime baþlatýl-mayýp okul öncesine gönderilmektedir. Ancak, Alman çocuklarýna bu kurumlara girme önceliðitanýndýðý için yabancý çocuklar da yer sýkýntýsý çekmektedir. Bu okullar büyük kamu sübvansi-yonlarýndan gelen ödeneklere ve diðer fonlara dayanmalarýna raðmen ailelerden okula yardým-da bulunmalarý talep edilmektedir.

31 Geniþ bilgi için bkz. Mustafa Saðlam, Yurtdýþýnda Dýþarýdan Lise Bitirme Programýnýn Deðerlendi-rilmesi, AÖF Yayýnlarý, No:391, Eskiþehir, 1994.

32 Bkz. Schule,1, Anmeldung 2000 (Hauptschule, Realschule, Gymnasium, Gesamtschule), Stadt Köln,Der Oberbürgermeister-Schulverwaltungsamt, Köln 2000.

33 Christoph, Führ, Deutsches Bildungswesen seit 1945, Luchterhan Verlag, 1997, s.70-71; NRWRehberi, “Yurttaþlýk Bilgileri” Ses media und communicatios GmbH, Bonnerstr. 211, Köln, 2000.

Page 15: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

15

de saðlanabilir. Bu tür okullara girme koþullarý, meslek eðitimi yapmýþ ve 18yaþý doldurmuþ olmaktýr.

Federal Almanya'da ortalama 188 (200) iþ günü olan bir öðretim yýlý,

aðustos ayýnda baþlayýp bir sonraki yýlýn temmuz ayýnda sona ermektedir.34

Tatiller, eyaletlerin Eðitim ve Kültür Bakanlýklarýnca düzenlenmekte ve sü-releri de 75 gün olarak belirlenmektedir.35 Kýþ tatili genellikle þubat ayýndaolmaktadýr. Bunun dýþýnda her yýl Noel Tatili, Paskalya Tatili gibi dinî bay-ram tatilleri de vardýr.

Orta okul öðrencileri ayrý ayrý ders öðretmenlerine sahipken, birinci sý-

nýflarda tüm dersler için baþlangýçta tek bir öðretmen vardýr.36

Alman eðitim sisteminde, öðrenciler, yazýlý ve sözlü sýnavlarla deðerlen-dirilmektedir. Deðerlendirme iþlemi, "Zeugnisse" adý verilen karnelere kay-dedilmektedir.37 Ýlköðretim kademesi sonunda öðrencilere herhangi bir sý-nav yapýlmamaktadýr.38 Ancak, orta öðretim kademesi sonunda sýnavlar ya-pýlmaktadýr. Bu sistemde, genellikle not baremi 1-6 arasý uygulanýrken, sa-

dece Gymnasium Oberstufe'lerde puan sistemi (15-0 arasý) uygulanmakta-dýr.38

Eyalet bakanlarý öðretim programýna karar verir, öðretme yöntemlerinitavsiye eder ve ders kitaplarýný onaylarlar.

Yüksek Öðretim: Üçüncü düzey eðitim, bir mesleðe giriþ için gerekli ça-lýþma derslerini sunan yüksek öðretim kurumlarýný ve diðer kuruluþlarý kap-

samaktadýr. Almanya'da yüksek öðretim eyaletlerin sorumluluðualtýndadýr. Ancak Federal Almanya'nýn yüksek öðretimle ilgili 75. maddesiy-le, Federal Hükümet, yüksek öðretim konusunda eyaletlere talimat vermeyetkisine sahiptir. Federal Almanya'daki yüksek öðretim kurumlarý, özelliklebilim ve araþtýrma üzerine kurulmuþtur. Bu kurumlar, genellikle 4 yýl süreliFachhochschule'ler ve 5 yýl süreli üniversitelerden oluþmaktadýr. Almanya'da

yüksek öðretim kurumlarý Universitäten (üniversiteler), ve eþ deðerdekiyüksek öðretim kurumlarýný (Technische Hochschulen/Universitäten,Pädagogische Hochschulen, Theologische Hochschulen), Kunsthochschulen(sanat kolejleri), Musikhochschulen (müzik kolejleri) ve Fachhochschulen(uygulumalý bilim üniversiteleri) içermektedir.

Federal Almanya'da yüksek öðretim kurumlarýna girebilmek için, bilhas-

sa Gymnasium Oberstufe seviyesinde bir öðrenim görmek ve sonuçta uygu-

34 Ünal, Abalý, Almanya’daki Türk Eðitimcileri Ýçin Öðretmen El Kitabý, Ýstanbul, MEB Yayýnlarý,2000, s.29.

35 Führ, s.90.36 Führ, s.23.37 Kemal, Aytaç, Federal Almanya Cumhuriyetinde Okul Sistemi, 2.baský, Ankara, 1999, s.40.38 Abalý, s.29.

Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi: Almanya Modeli

Page 16: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

16 AÜÝFD XLIX (2008), sayý II

lanan Abitur sýnavýný baþarmak gerekmektedir. Bu sýnavý kazanan öðrencilerherhangi bir yüksek öðretim kurumuna þartsýz devam etme hakkýna sahipolurlar. Ancak, yüksek öðretimde oluþabilecek yoðunluk sebebiyle bazý

durumlarda önlem bakýmýndan öðrencilerin baþvuru zamaný ölçü olarakdeðerlendirilmektedir.

Yüksek öðretimdeki yeterlilikler izlenen dersin türüne ve uzunluðunagöre çeþitlilik göstermektedir. Bir üniversitedeki ya da eþdeðer bir kurumdakiçalýþmalar bir akademik sýnav (Diplom sýnavý, Magister sýnavý), devlet sýnavý,dini sýnav (din biliminde) veya sanatsal sýnav ile son bulur. Yüksek öðretim

sistemini 2 ana döneme dayalý derece sistemine uydurmak için, tüm yükseköðretim kurumlarýnda 1998 yýlýndan bu yana Lisans ve Yüksek lisansderecelerinde yeni bir mezuniyet sistemi uygulanmaktadýr. Universitäten(üniversiteler) ve eþ deðerdeki yüksek öðretim kurumlarý doktora derecesiverme hakkýný kendilerinde bulundurmaktadýr. Yüksek lisans derecesi veyayeterli Diplom (FH) derecesi olan Fachhochschule mezunlarý doktora

çalýþmalarý için bir üniversiteye belirlenen ek koþullarý da yerine getirdikleritakdirde kabul edilebilirler.40

Özel Eðitim ve Özel Öðretim Okullarý (Sonderschule und Privatschule):Almanya'da özel eðitim okullarý, herhangi bir fiziksel, zihinsel vb. engeliveya özrü bulunan çocuklarýn eðitilerek topluma kazandýrýlmasý amacýylaaçýlmýþtýr. Alman eðitim sisteminde, 2004 yýlý içinde bu kurumlardan yakla-

þýk 429.300 öðrenci faydalanmýþtýr.Özel Öðretim Kurumlarýna gelince; gerçek ya da tüzel kiþiler tarafýndan

açýlan genelde paralý eðitim kurumlarýdýr. Alman eðitim sistemi içerisinde,örneðin bu kurumlarda 2003 yýlýnda 590.000 öðrenci eðitim görmüþtür.41

Ýkinci Öðretim Yolu: Alman eðitim sisteminde, zamanýnda eðitimhizmetlerinden faydalanamamýþ kimseler, akþam ilkokul (Abendhauptschule),

akþam ortaokulu (Abendrealschule) ve akþam lisesi (Abendgymnsium) gibikurumlara devam ederek eðitimlerini tamamlama hakkýna sahiptirler. Bukurumlardan mezun olanlar yüksek öðretime devam edebilirler.42

Sonuç olarak, Alman eðitim sisteminin en önemli özelliði yönlendirmeyeerken baþlamasý ve yönlendirmeyi baþarýlý bir þekilde uygulamasýdýr.Dolayýsýyla öðrencileri performans seviyelerine göre ayýrmak uygulamadaki

temel düþüncedir. Eðitimde genel ölçütler belirlenmekle beraber eðitim so-

39 Jorg, Hartenburg, Eðitim Reformunun Temel Ýlkeleri (Dünyada ve Türkiye’de Zorunlu Eðitim)Sempozyum Bildirileri, Ankara, 1997, s.61.

40 Bkz. www.eurydice.org.41 Bkz. www.eurydice.org.42 Herman, Horstkotte, Das Deutsche Schulsystem, Goethe-Institut Internationes, November, 2002,

s.7-8.

Page 17: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

17

rumluluðu eyaletler arasýnda paylaþýlmýþtýr. Mesleki yetiþtirme programla-rýnda baþarýlý olmak için okuma, Matematik ve problem çözmeyle ilgili te-mel seviyedeki bilgi gerekli ve önemlidir. Sendikalar, iþletmeler ve iþverenler

mesleki yetiþtirme programlarýnýn tasarlanmasý ve finansmaný için sanayi-nin öncülük etmesi inancýndadýrlar. Ýkili sistem Alman kültürü ve ekonomi-sinde önemli bir yere sahiptir.

Almanya eðitim alanýnda köklü bir geleneðe sahip olmakla birlikte yenigeliþmeler karýþsýnda da hazýrlýk, planlama ve uygulama aþamasýndareformlar yapmaktadýr. Okullardaki kalite güvencesi, çocuklarý erken yaþta

geliþtirme ve bireysel desteði artýrma, geleceðe yönelik öðretmen eðitimprogramlarýný þekillendirme, yüksek öðretim kurumlarýnýn özerkliðinideðerlendirme, yeni kuþak akademisyen ve bilim adamlarýný teþvik etme,mesleki eðitimin kalitesini artýrma bunlardan bazýlarýdýr.

Okulda/ilk-orta Din Eðitim-Öðretimi

Yasal Temelleri

Almanya'da din öðretiminin özel bir anlamý vardýr. Anayasa'nýn 7. maddesinin3. fýkrasýnda, din dersinin kamu okullarýnda okutulan düzenli bir ders olduðuhüküm altýna alýnmýþtýr. Ýlgili madde þöyledir:

"Din dersi resmi okullarda, din öðretimi yapmayan okullar hariç düzenli

bir derstir. Devletin denetim hakký saklý kalmak kaydý ile din dersi, dinicemaatlerin prensipleriyle uyum içinde verilir. Hiçbir öðretmen kendi iradesidýþýnda din dersi vermekle yükümlü tutulamaz."

Almanya'da eðitimden eyaletler sorumlu olduðundan, EyaletlerAnayasa'nýn ilgili maddesi gereðince eðitim ve öðretimi düzenleyen kanunve nizamnameler çýkarmýþlardýr.43

43 Eyaletlerin Federal Anayasa’nýn 7/3. maddesi doðrultusunda din dersi ile ilgili eyalet anayasa-larýnda yer almasý ile ilgili bir örnek þöyledir. Mesela Hessen’de din dersleri ile ilgili düzenleme-leri, Hessen Eyaletinin Hessen Protestan Kilisesi ile yaptýðý antlaþmaya dayanan 10 Haziran1960 tarihli kanunda bulmaktayýz. Kanunun tanýdýðý bu antlaþmanýn 15. maddesi þöyledir:Kamu okullarý Hýristiyan temelleri üzerine kurulmuþ toplum okullarýdýr. Bu okullara öðrencileremezhep ve dünya görüþü ayrýmý yapýlmaksýzýn alýnýr. Eðitim ve öðretimde insancýllýðýn manevive ahlaki deðerleri de öðretilir. Baþka düþünenlerin hassasiyetleri göz önünde bulundurulur. Dindersi genel öðretim veren okullarda ve meslek okullarýnda düzenli bir ders alanýdýr. Devletindenetim hakký zedelenmeksizin, kiliseler dersin muhtevasýnýn ve düzenlenmesinin kiliseninöðreti ve düzenine uygun olmasýný saðlama hakkýna sahiptirler. Kiliseler tarafýndan din dersivermek üzere icazet verilmiþ din adamlarý ve din dersi öðreticileri Protestan din dersini vermeküzere devlet tarafýndan da kabul edilir. Din Dersi öðretim plan ve kitaplarý kilise ile birliktehazýrlanýr.15 Haziran 1991 de çýkarýlan bir genelge ile Hessen Eyaletinde Din Dersleri ile ilgiliþu kararlar alýnmýþtýr:

Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi: Almanya Modeli

Page 18: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

18 AÜÝFD XLIX (2008), sayý II

Anayasanýn ilgili maddesi 3 temel noktayý içermektedir.Birincisi din dersi din öðretimi yapmayan resmi okullarda düzenli bir

derstir. Burada resmi okulla kastedilen yüksek okullar hariç ilk ve orta dereceli

okullar; Din öðretimi yapmayan okullar ise dini deðerlere baðlý olmayanokullardýr ve uygulamada bu tür bir okul çeþidi Almanya'da bulunmamaktadýr.Bununla ifade edilmek istenilen sadece herhangi bir mezhebe ve dini cemaatebaðlý olmayan okuldur.44 Düzenli ders olmasý da din dersinin diðer derslerleeþ deðerde olmasý, okul bitirme esnasýnda mezuniyet imtihaný için seçilebilirbir ders olmasýdýr. Anayasada düzenli ifadesinin karþýlýðý olarak "Ordentlic-

heslehrfach" kullanýlmaktadýr ki, müesseseleþmiþ, ihtisas ve branþ dersi, usulve nizamlara uygun mecburi/zorunlu ders anlamýna gelir. Okulda din dersi-nin anayasa ile mecburi oluþu, devletin din öðretimini okulun asli görevle-rinden biri olarak kabul ettiðini ve ders için bütün eðitim-öðretim araç vegereçlerini hazýrlamaktan öðretmen teminine kadar bir çok sorumluluðu daüstlendiði anlamýna gelir.

Ýkincisi, mecburi bir ders olarak din dersinin devletin gözetim vedenetiminde dini cemaatlerin prensipleriyle uygun þekilde verilmesigerektiðidir. Din dersinin devletin gözetim ve denetiminde olmasý, onundüzenli bir ders olarak diðer derslerle eþ deðer olmasýndan kaynaklanmaktave Anayasanýn 7. maddesinin 1. fýkrasý "Bütün eðitim ve öðretim vazifesidevletin kontrolü altýndadýr." maddesi gereðince dedin dersinin denetim ve

gözetimi eyaletlerin kontrolü altýndadýr. Okullardaki din derslerinin yürü-tülmesinde devlet ve kilisenin kontrol sýnýrlarý, devlet ile kiliseler arasýnda

IDin Dersi Anayasanýn 7. maddesi ve Hessen anayasasýnýn 57. maddesi gereði düzenli bir dersalanýdýr. Bu ders Protestan Din Dersi, Katolik Din Dersi veya baþka bir dini cemaatin din dersiolarak verilir. Din dersi, bir mezhebe veya dini cemaate mensup en az sekiz öðrencinin bulun-masý durumunda ...verilebilir. Organize ve ulaþým imkanlarý varsa, farklý okullardan öðrencileriçin bir ders de açýlabilir. Eðer 2. maddedeki sayýya ulaþýlamazsa, kiliseler ve dini cemaatler herþeyleri kendilerine ait olmak üzere bir din dersi açabilirler. Bunu açmak için baþvurmalarý duru-munda okul yönetimi gerekli imkanlarý hazýrlamak durumundadýr. Böyle bir ders de din dersiolarak kabul edilebilir.... Düzenli bir ders alaný olarak din dersi ne olumsuz saatlere konulabilirne de diðer derslerde olmayan kýsaltmalara maruz býrakýlabilir. Öðretim planlarý, Çerçeve esas-larý, ders kitaplarý ve öðrenme araç gereçleri hariç diðer öðretme ve öðrenme materyalleri kili-selerle ve dini cemaatlerle anlaþma ile belirlenir.IIBu dersi; Devlet sýnavýyla bu dersi verebileceklerini ispatlamýþ öðretmenler, Din adamlarý vekilise veya dini cemaatlerin din adamý seviyesindeki görevlileri, Kilise veya dini cemaatin kendiþartlarý içinde eðitim almýþ olup ta icazet verilmiþ kiþiler verebilir.Bu genelgenin devamýnda;kilise veya dini cemaatin icazetini iptal ettiði öðretmenlerin öðretmenliðinin sona ereceði, budersi veren öðretmenlerin anayasanýn 7/3. maddesine uyacaðý, vb. karara baðlanmýþtýr. Tosun,a.g.r., s.51-52.

44 Baþkurt, s.37.

Page 19: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

19

yapýlan antlaþmalarla belirlenmektedir. Ýlgili maddedeki devletin kontrolün-den maksat, dersin pedagojik yönden iyi hazýrlanýp hazýrlanmadýðýný ve ve-rilen dini öðretimin içeriðinin ülkenin demokratik düzenine uygun olup ol-

madýðýný inceler. Öðretim programý gerek dini cemaatler gerekse devletinkültür makamlarý bu planlarý onaylamalýdýr. Yine din dersi/öðretimi ilgilimadde gereðince Almanya'da cemaatlerin mutlaka temel prensipleriyle uy-gunluk içerisinde verilmektedir. Yani din dersi kilise ve dini cemaatlerin inançesaslarýna uygun verilmek zorundadýr ve verilmektedir. Dini cemaatler, -bu-rada sözü edilenler öncelikle Roma-Katolik ve Protestan Kiliseleridir- verile-

cek din dersinin içeriðinden sorumludurlar. Din dersinin kilise ve dini cema-atlerin inanç esaslarýna göre verilmesinin sebepleri þunlardýr:

a. Alman Devleti bir din devleti deðildir. Almanya seküler bir devlettiryani din ve dünya görüþleri hususunda tarafsýzdýr.

b. Din dersi bir inanç dersidir.c. Din ve vicdan özgürlüðü anayasanýn 4. maddesiyle garanti altýna

alýnmýþtýr. Federal Anayasa negatif ve pozitif özgürlük olarak (negative undpositive Religionsfreiheit) iki yolla din ve vicdan özgürlüðünü garanti altýnaalmaktadýr. Birinci vatandaþlarý devlete karþý korumasý, ikincisi de dinözgürlüðü için devlet tarafýndan ortam saðlanmasýdýr.

d. Devletin nötr yani tarafsýz olmasý ilkesi, kilise ve cemaatler için degeçerlidir.45

Ancak Almanya'da kilise ve devlet ayrý da olsa, yukarýda ilgili kýsýmdadeðinildiði üzere, kamu özel kiþiliði hakký olarak farklý alanlarda iþbirliðisaðlayacak yasal antlaþmalarýn unsurlarý da bulunmaktadýr. Bu tür alanlardanbiri de din eðitimi alanýndaki iþbirliðidir. Bu anlamda kilise ve devlet dinderslerinin uygulanmasý hususunda anlaþýrlar ve uygulamadan yalnýz dev-let -eyaletler- sorumludur ve fakat devlet desteklemek suretiyle din eðitimi-

ni kilise kanalýyla yaptýrmaktadýr.Federal Anayasa'nýn 2. maddesiyle "kiþilik hürriyeti" 4. maddesiyle de

"din ve vicdan hürriyeti" garanti altýna alýnmaktadýr. Bu maddelere göre herkesistediði yerde, istediði þekilde dinini yaþar veya yaþamaz, inanýr veya inanmaz.Anayasanýn 7. maddesiyle 2. ve 4. maddelerinin kýsýtlandýðý varsayýlmaktahatta bu çeliþkiden hareketle ve devletin din ve devlet iþlerinde tarafsýz olmasý

gerektiði ve bu kanunla devletin çocuklarýn ve velilerin inisiyatifleriniellerinden alma esasýna dayanarak Bavyera Eyaleti'nde din derslerini okul-da mecburi hale getiren okul kanununun 135. maddesinin kaldýrýlmasý içinbir vatandaþ tarafýndan Federal Almanya Mahkemesi'nde dava açýlýr. Ancak

45 Bkz. Baþkurt, s.41.

Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi: Almanya Modeli

Page 20: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

20 AÜÝFD XLIX (2008), sayý II

dava mahkemece yedi yýl sonra okulda sadece dini bilgiler verildiði veAl-man halkýnýn da çok dindar olmadýðý gibi gerekçelerle reddedilir. Aslýndaçeliþki gibi görünen 2, 4. madde ile 7. madde arasýnda bir çeliþki bulunma-

maktadýr. Þöyle ki, devlet 4. madde ile garanti altýna aldýðý din ve vicdanhürriyetini dini deðerlere baðlý olmayan öðrencilere anayasanýn 6/2 mad-desiyle din dersine girmeme yolunu açarak saðlamaktadýr. Derslere katýlma-ma veya derslerden çýkýþ, çocuklar reþit oluncaya kadar (14 yaþ) velilereaittir.Reþit olduktan sonra bu hak anayasanýn 4. maddesi gereðince öðrenci-lere geçmektedir. Din dersinden çýkýþ din ve vicdan özgürlüðü sebebiyledir

yoksa dersin yeterli olmayýþý veya önemsiz görülmesinden dolayý gerçekle-þemez. Diðer taraftan din dersinin zorunlu oluþu, çocuklarýný dini deðerleregöre yetiþtirmek isteyen velilere bu arzularýný yerine getirme imkaný ver-mektedir. Böylece hem inanma hem de inanmama hürriyeti anayasa ile ga-ranti altýna alýnmaktadýr.

Üçüncüsü ise Anayasanýn 7/3 maddenin içerdiði bir diðer temel ilke de

hiçbir öðretmenin kendi iradesi dýþýnda din dersi vermeye zorlanamayacaðýdýr.Maddenin bu kýsmý yine Federal Anayasa'nýn 2 ve 4. maddeleriyle yakýndaniliþkilidir. Almanya'da genel olarak ilkokullar Hýristiyanlýk karakterinesahiptirler. Ýlkokullarda ise sýnýf öðretmenliði esas kabul edilir. Yani bir sýnýföðretmeni din dersi de dahil ilk dört sýnýfta okutulmakta olan bütün derslerivermektedir. Eðer öðretmen dini deðerleri kabul etmiyorsa veya müntesibi

bulunduðu mezhep öðrencilerinin mezhebiyle ayný deðilse, bu durumdaöðretmen istemediði halde din dersini vermeye zorlanamaz. Bu durumdakilise veya devlet din dersi öðretmeni temin etmekle görevlidir. Çünkü dinbir inanç meselesidir ve kabul etmediði halde kimsenin inanmadýðý bir þeyiöðretmesi istenemez.46

Federal Anayasa'nýn 2. ve 4. maddesinin bireye verdiði kiþilik ve din hür-

riyeti hakký ve 7/2. maddesi gereðince -ki din eðitimi özgürlüðü hakký öð-rencilere okulda din eðitimi dýþýnda olan konularý seçme hakký verir- 14yaþýna kadar çocuðun din dersine katýlýp katýlmayacaðýna karar verme hakký-bu bazý eyaletlerde 18 yaþtýr- velidedir. Veli, çocuðunun din dersinekatýlmasýný istemeyebilir. Bu durumda mutlaka anne.baba tarafýndan resmiyazýlý olarak isteðin deklare edilmesi gerekir. Reþit olan çocuklar bu isteklerini

kendileri deklare edebilirler. Almanya'da din dersini seçmeyen öðrencilergenel olarak ilkokulda %5, orta öðretim kurumlarýnda ise %10-15 civarýn-

46 Ýlgili anayasa maddesinin farklý yorumlarý ile ilgili ayrýca bkz. Harry Noormann, “Almanya’daHýristiyan Din Dersinin Hukuksal Çerçeve Koþullarý ve Ýslam Din Dersi Ýçin Olasý Modeller”,Türkiye ve Almanya’da Ýslam Din Dersi Tartýþmalarý içinde, Konrad Adenauer Vakfý-CumhuriyetÜniversitesi Ýlahiyat Fakültesi, Ankara, 2000, s.14-15.

Page 21: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

21

dadýr. Ancak bu durumda devlet din dersine katýlmayan öðrencileri boþ bý-rakmamaktadýr. Pek çok eyalette din dersini seçmeyen öðrenciler alternatifbir konuyu seçerler. Bu tür ders eyaletlerin eðitim yasalarýnda çoðunlukla

"Etik/Ahlak Dersi" olarak adlandýrýlmaktadýr. Bunun bazý örnekleri þunlar-dýr: Kuzey Ren-Westfalya'da orta öðretimin ikinci kademe için "UygulamalýFelsefe (Praktische Philosophie)", Mecklenburg-Vorpommern'de ilkokullariçin "Çocuklarla Felsefe" (Philosophieren mit Kindern), Thüringen ve diðer-lerinde "Ahlak (Ehtik)" ve Aþaðý Saksonya'da "Deðerler ve Normlar (Werteund Normen)" konularýdýr.

Almanya'da Sachsen, Thüringen ve Sachsen-Anhalt gibi eyaletlerdeöðrenciler ayný anda hem din dersine hem de ahlak dersine devam edebilirya da birini seçebilirler.

Din Dersinin Modeli/Yaklaþýmý ve Bölgesel Farklýlýklar

Almanya'daki din derslerinin anlaþýlmasý için öncelikle Anayasal temelleri

olan aþaðýdaki ilkelerin dikkate alýnmasý gerekir.1. Almanya'da var olan 16 Eyalet okul ve kültür konularýnda özerk

çalýþýyor. Eyaletler eðitim harcamalarýný kendi bütçelerinden ayýrýyorlar.Eðitimin içeriði ve organizasyonu konusunda da kendileri karar veriyorlar.Tüm eyaletlerin temsil edildiði Eyaletler Arasý Kültür ve Eðitim Kurulu sadecedanýþma, koordinasyon ve eþgüdüm görevini görmektedir.

2. Almanya'da din dersleri, yukarýda yasal temellerde de incelendiðiüzere, Anayasanýn 7/3. maddesi gereðince, dini cemaatlerin ders programýve organizasyona katýlýmý ile mümkündür.Din derslerinin içeriðini belirlemeyetkisi dini cemaatlerindir ve içeriðinden sorumlu da o dini cemaattir.

3. Alman Anayasasý -yukarýda deðinildiði üzere- dini cemaatlerin hangikoþullarda cemaat oluþturabileceklerini ve hangi durumlarda bu cemaatle-

rin anayasal statü kazanacaklarýný belirlemiþtir. Devlet dini cemaatlerin iþi-ne karýþmaz. Dini cemaatler de devletin þeklini, anayasasýný -kendi inançözgürlüklerini kaybetmeksizin- kabul etmek zorundadýrlar.

4. Velilerin çocuðun din dersine katýlmasý konusunu belirleme haklarývardýr.

Bu ilkeler çerçevesinde Almanya'da din dersleri temelde Mezhebi

(doktriner/confessional)'dir. Anayasa'nýn 7/3. maddesindeki "kiliselerin temelilkelerde anlaþmalarý suretiyle verilir" ifadesi de buna gönderme yapar. An-cak Mezhebi Din Dersi modelinden Almanya'daki Protestan ve Roma-Kato-lik kiliselerinin ne anladýklarý birbirinden farklýdýr. Protestanlar için din der-sinin mezhebi olmasý þu anlama gelir: Din dersinin mezhebi olmasý dinicemaat ve devlet tarafýndan dersin bütün aþamalarýnýn paylaþýlmasý ve ta-

Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi: Almanya Modeli

Page 22: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

22 AÜÝFD XLIX (2008), sayý II

raflarýn kendilerine düþen görevleri yerine getirmeleridir. Mezhebi olmasýdersin ürünleri açýsýndan herhangi bir beklentiye iþaret etmez. 1971 yýlýndaAlmanya'daki Protestan Kilisesi EKD (Evangelische Kirche in Deutschland)

resmi olarak Almanya'daki devlet okullarýndaki din dersinin tek amacýnýnöðrencilerin dini özgürlük ve kendilerini yönlendirme haklarýnýgerçekleþtirebilmeleri için fýrsat tanýyan bir ders olduðunu açýklamýþlardýr.Din dersinin mezhebi karakteri, öðretmenin dini ve öðretim içeriðindenkaynaklanmaktadýr. Bu nedenle din dersi doktirinsizleþtirme amacý olmaksýzýn(indoctrination) öðrencilerin dini yorum ve görüþle karþýlaþmalarýna fýrsat

vermelidir ve 1974'den yýlýndan beri de bu anlamda din dersi bütünöðrencilere açýktýr. Roma-Katolik kilisesi ise mezhebi din dersine Protestankilisesinin yüklediðinden farklý bir bakýþ açýsýna sahiptir. Katolik kilisesidoðrudan din dersinin, öðretmenin, öðrencilerin ve konunun mezhebikarakterine dayalý olarak verilmesi gerektiðini söyler ve o þekilde deverilmesine saðlar. Bu iki bakýþ açýsýndaki farklýlýk her iki mezhebin tarihsel

süreç içerisindeki geliþimlerine ve din yorumlarýna dayanmaktadýr.Almanya'da temelde din dersi yaklaþýmý "Mezhebe Dayalý Model" olmasý-

na raðmen, son 10-15 yýldaki deðiþimler ve geliþmeler çerçevesinde okuldaverilen din dersi modelinde farklý yaklaþýmlarda bulunulmaktadýr. Bunlarýnen çok benimsenen ve uygulananý ise eyaletlere göre þöyledir:

Berlin-Bremen "Mezheplerarasý Din Dersi Modeli": Berlin'de din dersi/eði-

timi okullarda "isteðe baðlý" bir derstir. Öðrenciler derse katýlýp katýlmamak-ta serbesttirler ve derse not verilmez. Kiliseler öðretimin formal þartlarýnýyerine getirmek kaydýyla, öðretim programý, ders kitaplarý, din dersi öðret-menlerinin yetiþtirilmesi, sýnavlar ve denetimde tam bir yetkiye sahiptirler.Durumu daha geniþ olarak þöyle açýklayabiliriz: Berlin Eyaletinde Din Ders-leri Federal Anayasanýn 7/3. maddesine göre deðil, 141. maddesine göre

düzenlenmektedir. Bu özel durum "Berliner Klausel" olarak bilinmektedir.141. maddede þöyle denilmektedir: "1. Ocak 1949' da (din dersleri ile ilgiliolarak) herhangi bir eyalet yasasýna sahip olan eyaletlerde Anayasanýn 7/3-1 maddesi uygulanmaz." Bunun için de ders diðer çoðu eyalette olduðu gibidüzenli bir ders olarak deðil, aksine dini cemaatlerin iþi olarak görülmekte-dir. Bu konuda esas düzenlemeyi ise Berlin Okul Kanunun 23. maddesinin 1.

paragrafý yapmaktadýr. Berlin okullarýnda din dersinin konumu þöyledir: Dersokulun hazýrlayacaðý imkanlar kullanýlarak, okul içinde fakat program dý-þýnda cemaatler tarafýndan verilir. Dersin programýný ve kitaplarýný hazýrla-mak cemaatin sorumluðundadýr. Okul senatosu bu programý ve kitaplarý in-celer ve kabul eder. Ýnceleme sadece programda öðretilmesi öngörülenlerinyasalara, okulun ve genel kamunun düzenine aykýrý olup olmadýðý noktasýn-

Page 23: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

23

dadýr. Dersin kimin tarafýndan okutulacaðý da cemaat tarafýndan belirlenir.Üstelik, diðer çoðu eyaletten farklý olarak, Berlin'de din dersi öðretmenlerininfakülte veya yüksek okul mezunu ve pedagojik formasyon sahibi olmalarý

þartý da aranmaz. Bunun için Berlin Üniversitelerinde Din Dersi Öðretmenliðibölümü yoktur. Sadece yan branþ olarak seçilebilen bir öðretim alanýdýr veyeni yeni bunun için bölümler açýlmaktadýr. Devletin bu dersleri denetim gö-revi yoktur. Ancak, yasalara, okul düzenine ve genel kamu düzenine aykýrý iþhakkýnda þikayet olursa denetim söz konusu olabilir.

Bir diðer özel düzenleme ise, Bremen Eyaleti Berlin gibi, Bremer Klausel'e

tabidir. Yani, Federal Anayasanýn din dersleri ile ilgili hükümlerine tabi de-ðildir. Katedral Lutheran topluluðu ile reformist geleneðe eðilimli BremenHanseatik þehir halký arasýnda din dersi/eðitimi konusunda meydana gelenfarklýlýklarýn üstesinden gelebilmek için, 1823 gibi erken sayýlabilecek birtarihte bu tür bir yapýlanmaya gidilmiþtir. Bu yapýlanma, 1947 yýlýnda kabuledilen bölge anayasasýna da dahil edilmiþ ve 1949 yýlýnda Anayasa kabul

edildiðinde özel bir anlaþma (Bremer Klausel) ile onaylanmýþtýr.Bu iki eyaletteki din dersleri, devlet okullarýnda mezheplerarasý niteliktedir.

Dersin adý "Ýncil Tarihi (Biblische Geschichte auf allgemein christlicherGrundlage)"dir. Yani ders, mezhebe dayalý olmayan, genel Hýristiyanlýk esasýnadayanan Ýncil Tarihi baðlamýnda verilmektedir. Derse ait sorumluluk öncelikleeyalet yetkililerindedir.

Mezheplerarasý din dersi uygulamasýnýn uygulandýðý yerlerden biri deBavyera'dýr. 1968'de kiliseler arasýnda bir antlaþma yapýlarak mezheplerarasýdin dersinin yapýldýðý karma sýnýflar oluþturulmuþtur. Ders Katolik ve Protes-tan mezhebinin inanç esaslarý arasýndaki farklýlýklar ortadan kaldýrýlmadan,tenkit edilmedenve zedelenmeden ortak ilkeler etrafýnda yapýlmaktadýr.Dersin programý her iki mezhebin taraflarýyla ortak hazýrlanmaktadýr. Ders

sýrasýnda herhangi bir konuda bilgi farklýlýðý sebebiyle bir tartýþma ortayaçýkarsa, sorun Hýristiyanlýðýn kardeþlik, sevgi ve anlayýþý içerisinde çözüm-lenmeye çalýþýlmaktadýr.47

Hamburg: "Protestan Temelli Herkes Ýçin Din Dersi Modeli": Hamburg son25 yýl içinde Protestan temelli herkese yönelik bir din dersi modeli geliþtirmiþ-tir. Farklý dinlere veya dinle ilgili hiçbir geçmiþe sahip olmayan tüm öðrenciler

bu derse katýlmaktadýrlar. Hamburg'ta ayný zamanda "Dinlerarasý ÖðrenmeModeli'ne de özel bir vurgu yapýlmakta ve bunun denemeleri de yapýlmakta-dýr.48 Hamburg'taki özel uygulamanýn tarihsel geliþimi þöyledir:

47 Bkz. Baþkurt, s.46.48 1995 senesinde çeþitli din ve inanç mensuplarýnýn temsilcilerinin katkýsýyla Hambur’da “dinle-

rarasý din dersi müzakere grubu” bulunmaktadýr. Bu grup, din dersinin gelecekteki düzenlenme-

Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi: Almanya Modeli

Page 24: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

24 AÜÝFD XLIX (2008), sayý II

Hamburg'da din derslerinin temel çerçevesini Federal Anayasanýn 7-2 ve3. maddeleri oluþturur. Ýki maddede belirtilenler okul kanunun 7. maddesi-ne alýnmýþ ve dersin diðer din ve dünya görüþlerine saygý ve hoþgörü içinde

verileceði tespitiyle tamamlanmýþtýr. Anayasanýn 7-3. maddesine göre dindersi veren diðer eyaletlerden farklý olarak Hamburg'da din dersi mezhepleregöre ayrý ayrý deðil, bilakis bütün öðrencilere yönelik olarak verilir.

Dersin temel amacý, okulun amaç ve görevleri doðrultusunda dinler arasýdiyalogu sürekli bir þekilde desteklemek ve geliþtirmektir.

Hamburg'da yüzden fazla dini cemaat olduðu belirtilmektedir. Sadece

Hýristiyan cemaat sayýsý 79 olarak açýklanýyor. Hamburg'da sadece KatolikKilisesinin kendi okullarýnda (21 okulu vardýr) mezhebe baðlý din dersi vardýr.Diðer bütün okullarda Hamburg Modeli uygulanmaktadýr. Hamburg'da dindersleri üçüncü sýnýftan baþlar. Bir ve ikinci sýnýflarda dini konular Hayatbilgisi dersi programýna yerleþtirilmiþtir 7. ve 8. sýnýflarda da din dersiokutulmuyor. Hamburg'da devlet okullarýnda ikinci dünya savaþýndan beri

ayný türde din dersi uygulanmaktadýr. Bu dersin adý Religionsunterricht (DinDersi) tir.

1949 Alman Anayasasý hazýrlanýrken, 137.ve 141. maddelerle kültür iþlerieyaletlere býrakýlmýþtýr. Eðitim ve din öðretimi de bu çerçevenin içindedir.Din dersi konusunda kabul edilen ve uygulanan ilke, II. Dünya savaþý öncesi,bir eyalette din dersi varsa, ayný uygulama devam etsin. Ýþte bu gerekçelerle

Hamburg'ta da II. Dünya savaþýndan öncede varolan din dersi devam ettiril-miþtir. Bu ders aslýnda Protestan Luteryan içeriklidir. Çünkü, tarihten beriHamburg'da en büyük ve en etkili kilise Protestan Luteryan Kilisesidir.

II. Dünya savaþýndan sonra yeni düzenleme yapýlýrken az sayýda müntesibibulunan Katolik Kilisesi Hamburg resmi okullarýndaki kendi dersini vermehakkýndan vazgeçmiþtir. Sebebi ise, sayýlarýna nazaran çok sayýda kendi özel

okullarýnýn bulunmasýdýr. Katolikler on yýl öncesine kadar, kendi okullarýndaher Katolik çocuða Katolik din dersi verebilmiþlerdir. Bu tarihten itibaren,Ýtalya ve Ýspanya gibi ülkelerden gelen Katolik çocuklar resmi okullaragiderek, Protestan sýnýf yapýsýndaki homojenliði ortadan kaldýrmýþlardýr.Katoliklerin kendi okullarýnda verdikleri ders mezhebe baðlý ve missio özelliðivar. Bu itibarla, örneðin Bavyera'daki Katolik din derslerinden farklý deðildir.

Savaþ sonrasý yýllarda alýnan bir kararla resmi okullardaki din dersleri içinbir komisyon oluþturulmuþtur. Bu komisyonun üyelerinin yarýsýný ProtestanLuteryan Kilisesi, diðer yarýsýný ise devletin eðitimle ilgili makamlarýndan

sine iliþkin aþaðýdaki ilkelere dayanan ortak öneriler hazýrlamýþlardýr. Bu konuda geniþ bilgi içinbkz. Noormann, s.25.

Page 25: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

25

seçilen üyeler oluþturur. Son yýllarda Kilise kendi üyeliklerinden birini Re-formist Protestan Kilisesine vermiþtir. Aslýnda kanunen böyle bir hak devrisöz konusu olamaz, ancak devlet buna ses çýkarmamaktadýr.

Derslerin içeriðinin belirlenmesinde asýl aktif olan Kilise tarafýdýr. Devletitemsil eden üyeler bu konuda biraz geri duruyorlar. Din derslerini okutanöðretmenler Teoloji (Protestan), Diðer Dinler ve Pedagoji okuyorlar. Bundansonra ise iki yýl stajyer (Referenderiat) olarak çalýþýyorlar. Bu iki yýlýn sonundabir devlet sýnavý ile öðretmen oluyorlar. Bu dersi verebilmek için mutlaka Pro-testan Kilisesinin üyesi olmak gerekiyor. Ancak bütün din dersi öðretmenleri

devletin bir memuru ve kilisenin onlarý ve dersleri denetleme hakký bulunmu-yor. Çünkü, Hamburg Modeli Protestan Din dersinde Vocatio yoktur.

Ýlk yýllardan beri ayný isimli olan, ancak öðretmenlerin ve öðrencilerinhemen tamamýnýn Protestan olduðu bu ders zamanla kendini deðiþtirmekzorunda kalmýþtýr. Önce sýnýflara Ortodoks Hýristiyanlar, arkasýndan KatolikHýristiyanlar ve Müslümanlar gelmiþlerdir. Okullar, sýnýflarýnda okuyan

çocuklarýn dini daðýlýmlarýna ve yoðunluklarýna göre deðiþmeyebaþlamýþlardýr. Yabancýlarýn oturmadýðý semtlerdeki bazý okullarda budeðiþime gerek duyulmamýþtýr. Bu geliþmelerle doksanlý yýllara gelindiðindeHamburg Üniversitesi Herkes için din dersi veya dinler arasý din dersi projesinihazýrlamýþ ve sunmuþtur. Din dersi öðretmenleri de buna benzer bir ortakistekte bulunmuþlardýr. Ancak dersin ismi deðil, muhtevasý deðiþmiþtir. Bu

nedenle, dersin yeniden isimlendirilmesi de gerekmektedir.Bu derste, ilke olarak baþtan beri olduðu gibi, bir dini propaganda yoktur.

Bir dini diðeri ile deðerlendirir gibi kýyaslama da yoktur. 1974 yýlýna kadarbu dersin konularý arasýnda Ýslam bulunmuyordu. 1984'de 'Diðerleri nelereinanýyor?' adý altýnda Ýslam da programa girdi. 1985'de ise 'Müslümanlarnelere inanýyorlar? Konusuna dönüþtü. 2001 yýlý programlarýnda ise yeni

þeklini aldý. 1 ve 2. sýnýflarda ayrý bir din dersi yoktur. Sýnýf öðretmenleridiðer konularla bütünlük içerisinde dini konularý da öðretiyorlar. 3-6.sýnýflarda bu ders zorunlu, ancak ebeveynin aldýrmama hakký vardýr. 9. sýnýftanitibaren ise ethik dersi gibi seçmeli dersler de vardýr.

Brandenburg: Dinlerarasý Din Dersi Modeli: Doðu Almanya'daki eyalet-lerdeki farklý kriterler din eðitiminin uygulanmasýnda etkili olunca çeþitli

özel uygulamalar ve durumlar ortaya çýkmaya baþlamýþtýr. Bunlardan biri deBrandenburg'da kabul edilen "Dinlerarasý Din Dersi Modeli"dir. Mart 1996'daBrandenburg Bölge Parlementosu "Yaþam Biçimi-Ahlak-Din (Lebenskunde-Ethik-Religion)" adlý bir dersi yasalaþtýrmýþtýr. Dersin veriliþinde benimse-nen yaklaþým ise dinlerarasý modeldir. Derse bütün öðrenciler ilkesel olarakkatýlýr ve derste inançlarýný itiraf etmeksizin din ve dünya görüþleri birlikte

Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi: Almanya Modeli

Page 26: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

26 AÜÝFD XLIX (2008), sayý II

öðretilir. Dersin öðretimi, karþýlaþtýrmalý din bilimini temel almaktadýr. Dinicemaatlere haftalýk ders çizelgesi dýþýnda okul mekanlarýnda mezhebe da-yalý isteðe baðlý bir ders verme hakký da tanýnmýþtýr.

Alman Protestan Kilisesi'nin (EKD) "Dersler Grubu Ýçinde Baðýmsýz DerslerModeli": Protestan Kilisesi'nin Almanya'daki genel durumu dikkate alarakAnayasanýn 7/2-3. maddelerine ait hukuki çerçeve koþullarýnýn modern birþekilde daha da geliþtirilmesi için önerdiði bir modeldir. Protestan Kilisesi-nin bu tür bir model önermesinin sebebi, bütün dünyada büyüyen kültürelve dini kimlik korkularý sebebiyle olduðu ifade edilmektedir. Okul bir arada

yaþamak adýna dini kimliði ve diyalog yeterliðini desteklemek zorundadýr.Bunu yapmak için de farklýnýn ortasýnda müþterek olaný güçlendirmelidir.Bu nedenle EKD, mezhebi bir bað içinde baðýmsýz bir din dersi için ýsraretmektedir.49 Birleþtirici ve farklarý vurgulayýcý aþamalarý olan iþbirliðinedayanan ders gruplarý modeli yapýsý açýsýndan geliþmeye uygun bir modelgibi görünmektedir.

Son yýllarda hem Almanya'nýn demografik yapýsýndaki, hem ülkelerarasýnda artan iliþkiler ve birliktelikler hem de siyasi, kültürel ve ekonomikalandaki geliþmeler Almanya'da mezhebe dayalý din dersi modeli yanýndayukarýdaki yeni model arayýþlarýný gündeme getirmiþ ve bunlar devametmektedir ancak, benimsenecek modelde -eðer benimsenecekse-, ibre "Din-lerarasý Din Dersi Modeli"ne ve Etik/Felsefe derslerine doðrudur. Ýbrenin, adý

geçen modele yönelmesindeki en önemli sebepler -yukarýdaki genel nedenlerçerçevesinde-, farklý dini tecrübeye sahip öðrencilerin ve zorunlu olan dindersini seçmeyen öðrencilerin sayýlarýndaki artýþ (ki bunun en önemli sebebidin dersinin içeriðinin çocuðun yaþadýðý hayatla yakýndan iliþkili olmayýþý,onun dikkatini çekebilecek bir içeriðe sahip olmayýþý), Kilisenin din dersi vasý-tasýyla çocuðu belli bir dine yönlendirme hakkýnýn olmadýðý ve benzeridir. Bu

çerçevede din eðitiminde farklý inanç gruplarý arasýnda yakýn bir iþbirliði ya-pýlmasý gerektiði konusunda artarak devam eden bir tartýþma ortamý vardýr.Almanya'daki Protestan Kilisesi (EKD) ve Katolik Kilisesi din eðitiminde farklýyaklaþýmlar üzerinde iþbirliðine rehberlik yapmayý kabul etmiþler ve bu yöndeçalýþmalar baþlatýlmýþtýr. Yine Almanya'daki Protestan Kilisesi okuldaki Ahlak/Felsefe dersleri ile mevcut farklý din eðitimlerini (Protestan, Katolik, Ýslam ve

Yahudi) daha iyi yapýlandýrýlmýþ bir iþbirliði içinde geliþtirilmesini önermiþtir.Önerinin amacý, öðrencilerin daha geniþ bir seçme alanýna ulaþabilmeleri,birbirlerini tanýyýp olduklarý gibi kabul edebilmeleri ve dinle ilgili konularýn

49 Geniþ bilgi için bkz. Noormann, s.27-28. Almanya’daki din dersi modelleri için ayrýca bkz. To-sun, a.g.r, 51 vd; Baþkurt, s.60 vd.

Page 27: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

27

felsefe ile iliþkilendirilebilmesidir ve benzeridir. Deðinildiði üzere, Baden-Würt-temberg, Aþaðý Saksonya ve Mecklenburg-Vorpommern gibi bazý eyaletlerdebu türden iþbirliði giriþimleri baþlamýþtýr. Bunun bir diðer örneði de 2005 yý-

lýnda Berlin'deki geliþmedir. Eyaletteki partiler okulda, mezhebe dayalý dindersinin isteðe baðlý bir ders olarak devam etmesini ancak "Deðerler Eðitimi(Werteerziehung)" dersinin zorunlu bir ders olarak okutulmasýný kabul etmiþ-lerdir. Ancak bu karar bir çok kimse tarafýndan hükümetin kiþinin neyi arzula-yýp arzulayamayacaðýna siyasi idarenin karar vermesi olarak deðerlendiril-miþtir. Bunun üzerine öðrencilerin alternatif olarak seçebilecekleri diðer ders

konularý da önerilmeye baþlanmýþtýr.Almanya'da din dersinde benimsenmesi gereken modelin ister mezhebi

isterse dinlerarasý, mezheplerarasý iliþkin tartýþmalara karþýn, taraflarýn modelne olursa olsun verilecek din dersinde aradýklarý ortak özellikler debulunmaktadýr. Bunlar dersin öðretim programýnýn, öðrencilerekazandýrýlacak becerilerin ve öðrenme-öðretme sürecinde nasýl verilmesi

gerektiði ile ilgili temel ilkelerdir. Genel hatlarýyla þunlardýr.1. Din dersi çocuklara kendilerine özgü dini inanç geleneklerini

verebilmelidir. Bu ders verilirken de, öðrencilerin yaþam tecrübeleri ilebaðlantý kurulmalý ve öðrenciler dini inancý, yaþamlarýný þekillendirmedebir "yardým" olarak algýlamalýdýr.

2. Din dersi, çocuklara baþka dinleri ve kültürleri hoþgörü ve dostluk

duygularý içinde anlama becerisini kazandýrmalýdýr. Bu nedenle, Katolik,Protestan, Müslüman ve Musevi anlayýþlar için din dersi öðretim program-larý (Ahlak dersi de dahil olmak üzere) beraberce mutabakat halinde hazýr-lanmalýdýr. Diðer taraftan dersler iþlenirken de iþbirliði yapýlmalýdýr. Örneðin"Yaratýlýþ" konusu iþlenirken; Musevilikte, Hýristiyanlýkta ve Ýslam'da birbiri-ne çok benzeyen temel tanýtýmlar olabilir. Yine ayný þekilde derste baþka

dinler iþleneceði zaman, örneðin Müslüman çocuklar Hýristiyan din dersinedavet edilebilir; Ýslam konusu iþlenirken de bunun tersi yapýlabilir.

3. Din eðitimi "Din" konusunun geçtiði örneðin Tarih, Coðrafya, sosyalBilgiler, Müzik ve Sanat Eðitimi gibi derslerle irtibatlý olmalýdýr. 50

Almanya'da din dersinin zorunlu olup olmamasý, modelinin nasýl olacaðývb. konulardaki tartýþmalarýn ve Federal Yüksek Mahkeme'nin kararý ise,

din eðitiminin onu okumak isteyen herkes için elde edilebilir anayasal birhak olduðudur. Ýnanç gruplarý okulun da desteði ile din eðitiminden sorum-

50 Johannes Leahnemann, “Almanya’da Din Eðitimi- Devlet Okul ve Dini Cemaatler Ýle Din Öðre-timinin Temel Esaslarýnýn ve Uygulama Yönteminin Belirlenmesi”, Uluslar arasý Din Eðitimi Sem-pozyumu Bildirileri, 20-21 Kasým Ankara 1997, Düzenleyenler: Ankara Üniversitesi ÝlahiyatFakültesi ve TÖMER Dil Öðretim Merkezi, s.71-72.

Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi: Almanya Modeli

Page 28: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

28 AÜÝFD XLIX (2008), sayý II

ludurlar. Ancak Almanya'nýn içinde bulunduðu toplumsal yapý dikkate alý-narak her bir inanç grubunun din dersinde diðerleri ile iþbirliði içinde olma-sý, eðitim-öðretim biliminin bütün gereklerini her aþamada yerine getirme-

leri önemlidir.Okulda verilecek din dersi modelinin nasýl olmasý gerektiðine iliþkin yu-

karýdaki tartýþmalar, dersin dini niteliðini ortadan kaldýrmayan görüþler veyaklaþýmlardýr. Ancak Almanya'da okulda din dersi modelinin nasýl olmasýgerektiði konusunda çok daha farklý bir yaklaþým da bulunmaktadýr. Bu yak-laþým göre, din dersi, okulun eleþtirel özelliðini de dikkate alarak telkin edi-

ci þekilde dini birer öðreti olarak deðil, sosyal bir bilim olarak öðretilmelidir.Yani din ile ilgili bilgiler öðrencilere diðer derslerdeki bilgiler gibi verilmeli,öðrenciler kendilerine sunulan bilgileri eleþtirel süreçten geçirebilmelidir.Derste olaylarýn dini açýdan yorumlanmasýndan çok, onlarýn gerçeðinbütününü görebilmeleri hedeflenmelidir.

Almanya'da yapýlan din dersi modeline iliþkinyapýlan tartýþmalar genel

hatlarýyla yukarýda açýklandýðý gibidir. Ancak hemen hemen hiç kimse dindersinin okulda yer almamasý gerektiðini savunmamaktadýr. Din dersininokulda yar almasý gerektiði Alman toplumunun ve resmi makamlarýnýn ortakanlayýþýdýr. Diðer bir husus da uygulamada eyaletler birbirleriyle iþbirliðiyapmaktadýrlar. Bu durum geniþ ulus yapýsý içerisinde bir birlikteliðin yolunuda açmaktadýr. Eyaletlerin Eðitim ve Kültür Bakanlarýnýn sürekli olarak

düzenledikleri konferanslar iþbirliði konusundaki dikkate deðer bir örnektir.Ayný zamanda eyalet bakanlarý her on yýlda bir Almanya'daki din eðitiminindurumu hakkýnda bir rapor hazýrlayýp yayýnlarlar.

Öðretimin Muhtevasý

Almanya'da okuldaki din dersinin içeriði de benimsenen modele göre

deðiþmektedir. Eðer mezhebe dayalý model benimsenmiþse dersin içeriðiöðretim programýnda tamamen o mezhebin öðretileriyle þekillenmektedir.Anayasa'da belirtilen (7/3. madde) din eðitiminin kilise/dini cemaatin pren-sipleriyle uyumlu olmasý gerekliliði, öðretim programýnýn içeriðini kiliseninhazýrlamasýnýn gerektirmektedir. Alman piskoposlarýnýn 1971'de yaptýklarý"Okullarda Din Dersi" konulu ortaklaþa toplantýda alýnan kararlar hem Ka-

tolik hem de Protestan din eðitimcilerince kabul edilip öðretim programlarý-na ve ders kitaplarýna aktarýlmýþtýr. Alýnan kararlarýn Katolik ve Protestandin dersi içeriðinin hazýrlanmasý ile ilgili kýsmý þöyledir. Hýristiyanlýk öðretisiaslýnda tarihi bir ifadedir ve pratikte inancýn hayata aktarýlmasýnda bir araç-týr. Bu sebeple, din dersinin içeriðinin ana hatlarý tespit edilirken, temelinibir taraftan Ýncil'den alan, ancak diðer taraftan günümüz hayatýný ilgilendi-

Page 29: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

29

ren kilise yaþantýsý ve inancý dikkate alýnmalýdýr. Bu genel ilke çerçevesinde,günümüzde teoloji ve kilise açýsýndan Hýristiyan inancýnýn anlaþýlmasý için;

a. Hýristiyan inancýnýn aktarýlmasý, Hz. Ýsa'nýn Ýncil'de ifadesini bulan

yaþantýsý ve bunlarýn tarihteki etkileri temel alýnarak yapýlmalýdýr.b. Ýnancý ikrar ve dine giriþ tarihi konteks içinde anlaþýlmalý ve her

ortamda þartlara göre yeniden yoruma muhtaç olduðu bilinmelidir.c. Hýristiyan inancýnýn aktarýmý, mutlaka kilisenin görev ve özellikleriyle

iliþkilendirilmelidir.Mezhebe dayalý din dersinin içeriði tamamen o mezhebin temel öðretisiyle

yapýlandýrýlýr. Öðretim programýnda diðer mezhep ve inançlarla ilgili bilgi-ler51 dahi Hýristiyanlýðýn temel öðretisi çerçevesinde o mezhebin yorumuylayer alýr ve öðrenme-öðretme sürecinde öðrencilere o anlayýþ içinde aktarýlýr.Örneðin 5. sýnýflar için hazýrlanan ve Kuzey Ren-Westfalya eyaletinin bazýokullarýnda okutulan din dersi öðretim programý konular bazýnda bazýlarýþöyledir:

Resim bölümü- sayfa 4-31; Hz. Ýsa, Noel Bayramý,Aile, biz birlikteyiz,Kilise, Hz. Ýsa (O, çocuklarý çok sever), Ýnsanlar (zenginler ve fakirler vardýr,farklý ama yine de ayný), Nuh, Tanrý dünyayý sever, Ýbrahim (Tanrý'ya güve-nen biri), Yakub, Ýnsanlar Barýþ yapýyor, Yusuf, Tanrý burada, bir arada, kural-sýz olmaz, ibadet (tanrýya yakarmak, teþekkür etmek ve övmek), ölüm (her-kes ölecektir), acý çekmek (yardým ve teselli edebiliriz), Hz. Ýsa, insanlar

deðiþmiyor. Ayný kitabýn yine öðrenciler için yardýmcý kitabý olarak ilavekitapçýðý (Begleitbuch) vardýr. bu kitapçýðýn içeriði de þöyledir: Önsöz, resimbölümü, Adem ve Havva, ölüm nedir? mezhepler, Hýristiyanlýk ve Ýncil, Hz.Ýsa-Luther, Ýncil-Ahdiatik-Ahdicedit, Ýbadet, Ýncil'den ayetler ve kýssalar, Hý-ristiyanlýkta kutsal günler, ölüm ve ölümden sonra yeniden dirilme.

Din dersinin diðer modellerinin hazýrlanmasýnda yine ilkesel olarak 1971

tarihli toplantýnýn þu kararlarý dikkate alýnmaktadýr:1. Dini cemaatlerin prensipleri, günümüz ortamýnda Hýristiyan inancý-

nýn çeþitli þekilleri ve varyasyonlarý ile ilgilenmek, ayný þekilde diðer dinle-rin ve dinsizlerin görüþlerinin açýlýmýný yapmak, kendi düþüncemizi kontroletmek, farklý düþünenleri anlamak ve geniþ birlikteliklere varmak açýsýndanzorunluluk arzetmektedir.

51 Örneðin Aþaðý saksonya eyaletinde Gymnasium okullarýnda okutulmak üzere hem Katolik hemde Protestanlar için hazýrlanan 7-10. sýnýflardaki din dersi öðretim alanlarý þunlardýr: Ýncil,Allah, Yaratýlýþ, Yahudilik, Ýsa, Kilise ve kiliseler, Dünya Dinleri, Dostluk, Sevgi, seksualite, haya-týn Anlamý, Hayat ve Ölüm. Bkz. Rahmenrichtlinien für das Gymnasium Schuljahrgange 7-10Evangelischer Religionsunterrich, Hearausgeben vom Niedersachsischen Kultusministerium, Han-nover 2003; Rahmenrichtlinien für das Gymnasium Schuljahrgange 7-10 Katholischer Religion-sunterrich, Hearausgeben vom Niedersachsischen Kultusministerium, Hannover 2003.

Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi: Almanya Modeli

Page 30: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

30 AÜÝFD XLIX (2008), sayý II

2. Dini cemaatlerin ilkeleri, teolojik anlayýþ ile derste öðrenciyi yorumateþvik edecek, birlikte çalýþmayý ve diyalogu artýracak bir pedagojik anlayýþ-la verilir.

Fakat baþlangýçta kabul edilen bu ilkeler hem içerik hem de öðrenme-öðretme sürecinde uygulanmasý gereken pedagojik ilkeler açýsýndan yeterliderecede öðretim programlarýna yansýtýlamamýþtýr. Ancak son arayýþlar veuygulamalar çerçevesinde artýk mezhebi de olsa, Alman toplumundaki farklýinanç gruplarýnýn bir arada yaþama tecrübesi becerisi kazanabilmeleri için,özellikle Ýslam, Musevilik vb.hakkýnda eskiye oranla daha çok yer

verilmektedir. Örneðin Bavyera Protestan mezhebi ilköðretim 3. sýnýf öðretimprogramýnda yer alan konulardan bazýlarý þunlardýr:

1. Yaþamýn izlerini keþfetmek2. Suçtan sakýnmak3. Birlikte Noel ýþýðýný keþfetmek4. Ýsa aracýlýðý ile Allah'a yakýnlaþmak

5.1. Petrus'a Ýsa ile refakat etmek5.2. Allah'ýn lütfuyla yaþamak6. Allah'ýn yarattýklarýný övmek7.1. Musevileri anlamayý öðrenmek7.2. Müslümanlarla karþýlaþmakÖðretim programýnda diðer dinlerle ilgili konular öðrenilirken özelikle

onlarýn ibadet yerlerinin ziyaret edilmesinin, din görevlileriyle mülakatyapýlmasýnýn, arkadaþlarýnýn evlerinin ziyaret edilmesi ve benzeri etkinlik-lerin önerilmesi de yer almaktadýr.52

Bu kýsýmda her ne kadar zorunlu eðitim kýsmýndan sayýlmasa da Anaokullarýndaki eðitimin içeriðinden de bahsetmek gerekir. Deðinildiði üzeredaha çok kiliseler tarafýndan açýlan -ki büyük çoðunluðu Protestan kiliselerine

aittir- ana okullarýnda dersler alýþtýrma þeklinde yapýlýr ve çocuðunkatýlmasýna bir engel yoksa çocuk yapýlan etkinliklere katýlmakla sorumludur.Bu etkinliklerin belirlendiði müfredatlarda din kavramý ve dini yerlerin gezilipgörülmesi, ziyaret edilmesi önemli bir yer tutar.

Haftalýk Ders Saati

Okullarda zorunlu yer alan din dersinin haftalýk ders saati eyaletlere görefarklýlaþmaktadýr. Örneðin Baden-Württemberg'de 2, Bayern'de 3, Berlin'de2, Aþaðý Saksonya'da 3, Saarland'da 2 saattir. Yani din dersi haftada 2 veya 3saatlik bir derstir. Hatta eyalet içerisindeki okullarda ve ilerleyen sýnýflardabile ders saati deðiþebilmektedir. Örneðin Bavyera'da ilkokul 1 ve 2. sýnýfta

52 Leahnemann, S.73-74.

Page 31: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

31

2, 3 ve 4. sýnýflarda 3 saattir. Almanya'da haftada ilkokulda 19-28, ortaokul-da ise 28-30 ders saati olduðu göz önünde bulundurulduðunda din dersininsaati haftalýk program içerisinde önemli bir yer tutmaktadýr.

Din Dersi Öðretim Programýnýn ve Kitaplarýnýn Hazýrlanmasý

Federal Anayasa'nýn 7/1-3. maddesine uygun olarak Almanya'da din dersininöðretim programý ve kitaplarýnýn hazýrlanmasý "iþbirliði", "sorumluluk" ve"onaylama" esas alýnarak üç þekilde hazýrlanmaktadýr:

1. Devlet din dersi öðretim programýný ve kitaplarýný hazýrlar, daha sonra

kilisenin onayýna sunar.2. Öðretim programý ve ders kitaplarý devlet ve kilise yetkililerinden

oluþanortak bir komisyon tarafýndan hazýrlanýr ve taraflarýn kabulü ileonaylanýr.

3. Kilise tarafýndan hazýrlanýr, devlet onaylar.Almanya'da bulunan eyaletlerde din dersi öðretim programý ve ders

kitaplarýnýn hazýrlanmasý yukarýdaki üç türden biridir. Ancak genelde kabulgören yaklaþým ikincisidir. Çünkü, devlet tarafsýzdýr ve bu durum onun dineðitiminin içeriði ile ilgili kararlar almasýný ve bir yargýda bulunmasýnýengellemektedir. Dolayýsýyla kilise/dini cemaatler verilecek din dersininiçeriðinden sorumludurlar. Devlet de denetim görevini üstlenmiþtir. Devlet,dersin pedagojik açýdan iyi hazýrlanýp hazýrlanmadýðýný ve verilen dini

öðretimin içeriðinin ülkenin demokratik düzenine uygun olup olmadýðýnýinceler. Bundan dolayý din dersi öðretim alanlarý kilise/dini cemaatlerin tem-silcileri ile pedagoji enstitüleri iþbirliðiyle hazýrlanmaktadýr. Gerek kilise/dini cemaatler gerekse devletin kültür makamlarý bu öðretim programý veders kitaplarýný onaylamalýdýrlar.

Öðretmen din dersinde okutulmak üzere kabul edilen kitaplarýn dýþýnda

baþta Ýncil olmak üzere baþka kaynaklardan da öðretme-öðrenme sürecindeyararlanabilir, ders dýþý etkinliklerde öðrencilerin yararlanmalarý için tavsiyeedebilir. Almanya'daki din dersi kitaplarý incelendiðinde, þekil açýsýndanteknolojinin bütün imkanlarýndan, içerik açýsýndan ise pedagojinin bütünverilerinden yararlanýlarak hazýrlanýldýðý görülür. Din dersi öðretim progra-mýnýn hazýrlanmasýnýn ve kitaplarýnýn diðer ders kitaplarýndan ve öðretim

programlarýndan eksik hiçbir tarafý yoktur.

Din Dersi Öðretmenlerinin Eðitimi

Almanya'da okulda din dersi mezhebe dayalý olarak verildiði için, din der-si öðretmenlerinde aranan ilk þart, öðretmenin inancýnýn öðrenciyle aynýolmasýdýr. Yukarýda da belirtildiði üzere Federal Anayasa'nýn 7/3. maddesi

Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi: Almanya Modeli

Page 32: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

32 AÜÝFD XLIX (2008), sayý II

gereðince öðretmen eðer din dersini vermek istemiyorsa, buna zorlana-maz.

Almanya'da din dersi/eðitimi53 öðretmenlerinin eðitimi, eyalet

üniversiteleri ve benzeri enstitülerin sorumluðundadýr. Din dersiöðretmenlerinin yetiþtirilme sürecinde, ilahiyat, din bilgisi ve pedagojialanlarýný kaynaþtýrmalarýna ve alanda uygulama yapmalarýna önem verilir.Bunun yaný sýra din dersi öðretmeninin okul yönetimiyle, velilerle, siviltoplum örgütleriyle iþbirliði yapmalarýna yönelik bakýþ açýsýnýn kazandýrýlmasýda süreçte önemlidir. Böylece dersin, okulun ve genel eðitimin bir parçasý

haline getirilmesi hedeflenmektedir. Diðer okul derslerinde olduðu gibi, dindersi öðretmenlerinin eðitiminde de iki aþama vardýr. Birinci aþama, bazýöðretim etkinliklerini içerse de, aðýrlýklý olarak akademik bir yapýdadýr vebir üniversite veya eþdeðer bir enstitüde gerçekleþtirilir. Bu aþamada eðitiminana disiplinleri genel olarak Ýncil Bilimleri (Eski ve Yeni Ahit), Kilise Tarihi,Dogmatik ve Ahlak, Din Bilimleri (Hýristiyanlýk dýþý dinler), Eðitim Felsefesi

ve Din Eðitimi, ek olarak Genel Pedagoji, Okul Pedagojisi, Psikoloji, sosyolo-ji ve Politika'dýr. Bu ilk aþama, 3 ila 5 yýllýk bir süreyi kapsar. Sürenin uzamasýöðrencilerin yaþlarýyla iliþkilidir. Öðrencilerin yaþý ne kadar çok olursa süreuzamaktadýr. Birinci aþamanýn sonunda "Birinci Devlet Sýnavý"na girerler.Sýnavda baþarýlý olanlar, ikinci aþamaya kabul edilirler. Bu aþama 2 yýl sürerve aðýrlýklý olarak öðretmenlerin, pratik, öðretim tecrübelerini öðrencilere

yansýtmaya vurgu yapan etkinlikleri içerir. Yani eðitim daha çok öðrenilenteorik bilgilerin alana aktarýlýp uygulanmasý esasýna dayanýr ve 2 yýl sonunda"Ýkinci Devlet Sýnavý" ile sona erer.

Din dersi öðretmenlerinin yukarýdaki devlet sýnavlardan baþarýlý olmala-rý yeterli deðildir. Din dersi mezhebe dayalý olduðundan, ders, kilise/dinicemaatten izin alan öðretmenler tarafýndan verilebilir. Bu izne, Protestan

kilisesince verilenine "vocatio", Katolik kilisesi tarafýndan verilenine ise "missiocanonica" denilmektedir. 54

53 Almanya’da din dersi dýþýndaki öðretmenlerin eðitimi de genelde þu þekildedir: Öðretmen yetiþ-tirme bazý küçük farklýlýklarla eyaletlere göre deðiþmektedir. Almanya’da öðretmen yetiþtirmesistemi içinde yer alan eðitim yüksek okullarýyla (Pädagogische Hochschule), temel eðitim (Grund-schule), ilköðretim (Hauptschule), özürlüler okulu (Sonderschule) gibi okullara öðretmen ye-tiþtirilmektedir. Geriye kalan okul türlerinin öðretmen ihtiyacý, üniversiteler, sanat-müzik yüksekokullarý gibi yüksek öðretim kurumlarýnca karþýlanmaktadýr. Gerekli pedagojik formasyonunsaðlandýðý 3 ya da 4 yýllýk Pädagogische Hochschule’lerdeki lisans eðitimin birinci devlet sýnavýile tamamlayan öðretmen adaylarý, 2 yýl süreli uygulamadan (staj) sonra ikinci bir devlet sýna-výna tabi olurlar. Öðretmenler genellikle eyalet tarafýndan istihdam edilir ve kanunlara göredevlet memuru statüsüne sahiptir. Bkz. Abdullah Demirtaþ, “Çaðdaþ Eðitim Sistemlerinde Öðret-men Yetiþtirme” , Ulusal Sempozyumu, Ankara, 2003, s.74.

54 Bu belgelerle öðretmenler Hýristiyan inancýna sadýk kalacaklarýný ve özel hayatlarýnda bunlarý

Page 33: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

33

Almanya'da Ýlahiyat Fakültesi, Ýlahiyat/Teoloji Yüksek Okulu, (Kiliseye'ebaðlý) Akademi ve Eðitim Bilimleri Fakültesi Din Pedagojisini bitirenler ilkve orta okullarda din dersi öðretmeni olmaya hak kazanýrlar. Bunun yaný

sýra Almanya'da öðretmen yetiþtirmede yan branþ uygulamasý dabulunmaktadýr. Bir öðretmen ana branþýnýn yaný sýra en az bir tane yan branþalaný da seçer. Realschule'de din dersi veren öðretmenler iki alanda aðýrlýklýolarak yetiþtirilir. Ýlkokul ve Hauptschule öðretmenleri ise üç ya da dört alanaaðýrlýk verirler. Almanya'da kiliselere baðlý olup fakat resmi olarak kabuledilen Ýlahiyat Fakültelerinin yaný sýra 40 aþkýn Eðitim Bilimleri Fakültesi'nde

ilkokul ve ortaokullar için din dersi öðretmeni yetiþtirilmektedir.Almanya'da bazý bölgelerde papazlar ve rahipler sýnýfý, eyaletlerle yapýlan

anlaþmalarla, okullarda din dersi verebilirler. Ancak yapýlan anlaþmalarýnen önemli þartlarýndan biri, bu anlaþma çerçevesinde ders verecek öðretmeninpedagojik bir yeterliliðe sahip olmasýdýr.

Almanya'da din dersi öðretmenlerinin oluþturduklarý birlikler de vardýr.

Din eðitimi öðretmeni birlikleri genellikle çalýþtýklarý okul türleri ile ilgilidir.Bu birliklerin bazýlarý Protestan ve Katolik din dersi öðretmenleriyle iþbirliðiiçerisinde ekümenik bir organizasyona sahiptir.

Münster'deki Commenius Enstitüsü, eðitim alanýnda olduðu gibi dineðitimi alanýnda da araþtýrma ve geliþtirmeden sorumludur. Bu baðlamdaözellikle din dersi öðretmenlerinin yeterliliklerinin artýrýlmasý ile ilgili önemli

bilimsel çalýþmalar yapmaktadýr.Din dersi öðretmenleri de genellikle eyalet tarafýndan istihdam edilir ve

kanunlara göre devlet memuru statüsüne sahiptir ve maaþlarý devlettarafýndan ödenir.

Bu kýsýmda deðinilmesi gereken önemli bir husus da, ana okullarýndagörev yapan öðretmenlerin yetiþtirilmesidir. Çünkü, ana okullarýnýn neredeyse

tamamý kiliselerin açtýklarý kurumlardýr. Bu nedenle, daha doðumuyla berabervaftiz edilmeye baþlanan çocuðun din eðitimine ana okullarýnda yapýlaneðitim programlarýnda önem verilir, dini adetlere uygun ortamlaroluþturularak din duygusu ve Hýristiyan inancý daha küçük yaþlardan itibarenverilmeye çalýþýlýr. Dolayýsýyla burada görev yapan öðretmenler, dini vepedagojik eðitimini tamamlamýþ kimselerden oluþmaktadýr. Çoðu kiliselere

baðlý olduðu için, zaten kilisenin bu tür bir eðitime sahip olmayan kimseleriatamasý da mümkün olmamaktadýr. Okul Öncesi Öðretmenliði bölümlerininöðretim programlarý incelendiðinde, öðrencilerinin Genel Pedagoji, Çocuk

uygulayacaklarýný taahhüt etmektedirler. Bkz. Wolfgang Bartholameus, Einführung in die Religi-onspadagogik, Darmstad 1983, s.191.

Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi: Almanya Modeli

Page 34: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

34 AÜÝFD XLIX (2008), sayý II

Psikolojisi, Çocuk Geliþimi vb. derslerin yaný sýra din ve din eðitimi ile ilgilidersleri de okuduklarý görülür.

Genel Sýnav Ýçerisinde Din Dersi

Almanya'da tüm eyaletlerde, din dersinin konularý okul türüne göre deðiþtiðiiçin, din dersi sýnav konusu olarak seçilebilir. Örneðin 2004 yýlý istatistiklerinegöre, Baden Württemberg'de öðrencilerin %20'si Bavyera'da ise %30'u dindersini sýnav konusu olarak seçmiþlerdir.

Özel Sektör Okullarýnda Din Dersi

Federal Anayasanýn 7/4. maddesi her türlü özel eðitimi garanti eder.Almanya'da özel okullarýn toplam öðrenci içerisindeki oraný yaklaþýk %6'dýr.Bu özel okullarýn çoðu da ya Roma-Katolik ya da Protestan okullarýdýr. Buokullarda din dersi federal devletin onayladýðý öðretim programýna göreyapýlýr. Fakat dini boyut okul çevresinde devlet okullarýndan daha çok rol

oynar. Özellikle Katolik okullarýnda çocuklarýn din eðitimlerine özel bir önemverilmektedir. Okulda öðrencilerin manevi danýþmanlýðýný ve rehberliðiniüstlenen kadrolu din adamlarýnýn yaný sýra okul içinde "manevi takviye"bölümleri bulunmaktadýr. Diðer taraftan okul içinde çocuklarýn din ile ilgilibilgilerini ibadete dönüþtürmeleri için uygun ortamlar hazýrlanmýþtýr.Bunlardan bazýlarý þunlardýr:

1. Erken kalkarak ibadet etmek.2. Ýncil halkasý oluþturmak.3. Dini alýþtýrmalar ve ödevler yapmak.4. Okulda Din Haftasý organize etmek.5. kutsal yerleri ziyaret etmek.6. Günah çýkartmak.

7. Hafta sonlarýný dine adamak.55

Kiliselere baðlý özel okullarda eyaletlere göre farklýlaþmakla beraber,haftada 4 saat din dersi vardýr. Ayrýca haftada bir gün "Gottesdienst" denilendini ayin için bütün öðrenciler kiliseye götürülerek ayin yaptýrýlýr. Kiliseyebaðlý bu özel okullarýn içinde Kilise de vardýr. Öðrenciler ders dýþýnda daçeþitli konularda kilisenin bakýþ açýsý doðrultusunda bilgilendirilirler. Okula

yeni baþlayan öðrencilere hediye olarak bir tane Ýncil verilir.

Din Dersinin Genel Ýlk ve Ortaöðretim Ýçindeki Yeri

Yukarýda verilen bilgilerden de anlaþýldýðý üzere Almanya'da ilk ve ortaokullardaki din dersi, zorunlu, diðer derslerle eþdeðer haklara sahip, kilise/

55 Bolay-Türköne, s.81.

Page 35: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

35

dini cemaat-devlet iþbirliði ile öðretim programý hazýrlanýp yürütülen birderstir. Dersin Anayasa'ya aykýrý olduðuna iliþkin açýlan davalarda FederalYüksek Mahkeme'nin, davayý reddetmesi, bilim alanýnda ve kamuoyunda

bu dersin modelinin nasýl olmasý ile ilgili tartýþmalar bir yana býrakýlacakolursa, dersin verilmesi gerektiði ile ilgili ortak bir görüþün oluþmuþ olmasýda dikkate deðerdir.Bu çerçevede Almanya'da din dersi/eðitiminin özel biranlamý vardýr.

Almanya'da din dersi/eðitimi, okulun genel eðitimdeki amacýnaulaþmasýnda yapacaðý katký ve bu katkýnýn gerekli ve kaçýnýlmaz olduðu

üzerine temellendirilir. Çünkü okulun görevi, toplumun çok amaçlý özelliðinihiçe saymak, onu görmezlikten gelmek veya ideolojik olarak yýpratmakdeðildir. Çok amaçlý okulun amacýna uygun olan, öðrencilerin gerçeðinbütünüyle karþýlaþmalarýný hedef alan bir eðitim-öðretimdir. Bu bütünlükiçerisinde okul öðrencilere; dinin getirdiði dünya görüþünü vermekzorundadýr. Okul din ile ilgili sorular yokmuþ gibi davranamaz, onlarý

kendiliðinden veya baþka branþlar yolu ile cevaplandýramaz. Toplumpolitikasý açýsýndan din dersi, okulda, dinin toplum içinde sahip olduðu yereuygun bir biçimde temsil edilmek durumundadýr. Anayasa'daki düzenlemedende anlaþýlan, dinin cevap verdiði sorularýn, en önemli hayati sorularolduðudur. Benim hayatýmýn anlamý nedir? Nereden geliyorum? Hayatýmýnamacý nedir? Hayatta önemli olan nedir? Nasýl doðru davranýþta bulunabilir?

Bu sorular her insan için önemlidir. Onun için bu sorularýn okulda da iþlenmesigerekir. Diðer taraftan dinin öðretileri insanlara ahlaklý olmayý, sorgulamayý,bir arada yaþamayý vb. içermektedir.

Kiliseler de resmi okullardaki teknokratik ve ideolojik öðretimprogramlarýnýn gözden geçirilmesi ve denetlenmesi için, kutsal kitaptakigeleneðe baðlý kalýnarak hayatýn anlamýný ve eðitimin nedenini öðrencilere

aktarmanýn, eðitim amaçlarýndan olduðunu savunurlar. Tanrý'nýn istediðiinsan onuruna saygý ve ailenin korunmasý, ancak özel bir dini yönlendirmeile kazandýrýlabilir. Ýnsana saygý anlayýþýnýn dini cemaatin politik ve ahlakisorumluluðu dýþýnda gerçekleþmesi mümkün deðildir. Hafýzasýný kaybedenbir toplum, kutsal kitapta ifadesini bulan geriye dönüþlerle sorumluluðununfarkýna varabilecektir. Birlik olmak ve affetmek hem ülke hem de dünya barýþý

açýsýndan aranýlan erdemlerdir. Bu erdemlerin resmi okullardaki Hýristiyançocuklarýna kazandýrýlmasý gerekmektedir. Kilise bunlarý, genel eðitimin entemel hedefleri olarak nitelendirmektedir. Bu hedeflere ulaþmada din dersi-nin yapacaðý katký zannedilenden daha çoktur. Yine Almanya'daöncelikleRoma-Katolik ve Protestan kiliseleri, ülkenin tarihi ve kültürünün oluþma-sýnda belirleyici etkileri olmuþtur. Anayasaya dayanak teþkil eden ahlaki de-

Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi: Almanya Modeli

Page 36: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

36 AÜÝFD XLIX (2008), sayý II

ðerler Hýristiyanlýk anlayýþýnýn ürünüdür. Yýlýn akýþýný, Hýristiyanlýk dinineait dini günler, -Noel, Paskalya, Göðe çýkýþ- belirler. Almanya'daki kiliseleri,sanat eserlerini, müziði Hýristiyanlýk mirasý olmadan anlamak mümkün de-

ðildir. O halde din dersi okulda verilen diðer derslerin de amaçlarýna ulaþ-masý, kültürün anlaþýlýp yorumlanmasý açýsýndan da önemlidir. Dini gele-neklerini iyi bilen kiþi, kendi dininden yanlýþ, tek taraflý ve hoþgörüden uzakyorumlar çýkarmayacaktýr. Her þeyden önce dinini iyi öðrenen kiþi, baþkadinden ve kültürden olan insanlarla dostluk kurma, onlarýn inançlarýný öð-renme ve karþýlýklý anlayýþ ve iþbirliði kurma gayreti içerisinde olacaktýr.

Okuldaki din dersi konusundaki anlayýþ, dersin, bütün eðitim-öðretimsüreçlerinde etkin ve verimli bir þekilde yapýlmasýný da gerektirmiþtir. Bubaðlamda, ders vasýtasýyla öðrencilere, kavram, deðer ve becerilerle, yenitutum ve davranýþlar kazandýrýlmaktadýr. Öðrenme-öðretme etkinlikleri derssürecinde eðitim biliminin verileri göz önünde bulundurularak iþlenir. Dersinkonularý diðer derslerin konularýyla iliþkilendirilir.

Okulda Dua Merasimi

Almanya'daki okullarýn bir çoðunda -Berlin ve Bremen hariç- dersbaþlangýcýnda dua etme merasimi56vardýr. Ayrýca bu tür okullarda"Religionsraum" denilen özel olarak düzenlenmiþ ve dini musikinin icra edil-mesine uygun sýnýflar bulunur. Ancak okuldaki derslerde duanýn yapýlýp ya-

pýlamayacaðý da son tartýþmalar çerçevesinde gündeme gelmiþtir. Konu ikiaçýdan tartýþýlmaktadýr. Birincisi din dersindeki dua, ikincisi diðer derslerde-ki dua. Eðer sýnýftaki öðrencilerin tamamý ayný inanç grubundan ise ve ilgilikurum bunun yapýlmasýný istiyorsa buna bir engel yoktur. Bugün bu niteliðihaiz okullarda din dersi öðretmeni dersin baþýnda bu duayý yaptýrmaktadýr.Fakat din dersi modelinde yeni yaklaþýmlar, sýnýftaki öðrenci çeþitliliði vb.

konular nedeniyle din dersinde de dua merasiminin yapýlmamasý gerektiði-ne iliþkin görüþler aðýrlýk kazanmýþtýr ve bu türden olan okullarda dua me-rasimi yapýlmamaktadýr.

Diðer derslere gelince, okul duasýnýn kabulü devlete ait bir karardýr. Kili-seler, din dersi haricindeki dersler için bir yönlendirmede bulunamazlar. Ka-nunla herhangi bir sýnýrlandýrma getirilmediði için okul duasýnýn yapýlýp

yapýlmayacaðýna öðretmen karar verir. Öðretmen duayý ders metotlarýna

56 Kiliselere baðlý özel okullarýn tamamýnda ve resmi okullarýnda bir kýsmýnda halen genelliklesabah ilk derste ve son derse yapýlan dua þöyledir: Semalarda olan Tanrýmýz, Övülmeye layýksenin adýn, hükümranlýðýn gelsin, iraden gerçekleþsin. Hem dünyada hem de ahirette, Günlükekmeðimizi bugün de ver, Ver baðýþla günahlarýmýzý, Biz de senin gibi affediyoruz suçlularýmýzý.Ve bizi yoldan çýkartma, Bizi kötülüklerden koru, Çünkü senindir hükümranlýk ve Sonsuzluktagüç ve mükemmeliyet. Amin.

Page 37: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

37

uygun buluyorsa ve bu yöndeki dua herhangi bir idari karara aykýrý deðilse,derse dua ile baþlayabilir. Fakat din dersi dýþýndaki derslere de dua ile baþla-mak hemen hemen uygulamadan kalkmýþtýr.57

Dini Azýnlýklarýn OkuldaDin Dersinden Yararlanmasý

Anayasanýn ilgili maddesine göre dini cemaat olarak kabul edilenler kamutüzel kiþiliði haklarýndan yararlanmaktadýrlar. Bu anlamda Hýristiyanlýkdýþýnda Almanya'da dini cemaat olarak, 1949 Anayasasý kabul edildiðindeyukarýda da deðinildiði üzere, daha önce var olan Yahudi Kültür Cemiyetleri

ile bu tarihten sonra kabul edilenler de daha çok Hýristiyanlýk tarafýndakicemaatlerdir. Bunlar anayasal ve/veya mahkeme kararýnca dini birer cemaatolarak kabul edildiklerinden dolayý kamu tüzel kiþiliði haklarýnýn tamamýndanyararlanabilmektedirler. Yani vergi koyabilirler, memur çalýþtýrma ehliyetinesahiptirler, binalarýn yapýlacaðý yerleri belirleyebilir…. Bunlarýn yaný sýraokulda, ilgili eyaletlerle iþbirliði içinde, Anayasanýn 7/3. maddesinde

belirtilen din eðitimi haklarýný kullanabilirler. Bu çerçevede dini cemaat olmahakkýný haiz olan Yahudilerin resmi okullarda müstakil olarak kendi dindersleri vardýr, öðretmenlerini tayin ederler, öðretim programýný, kitap vearaçlarýný hazýrlarlar, devletten bu konuda gerekli yardýmý alýrlar kýsaca dindersi konusunda her türlü hakka sahiptirler. Yahudilik dýþýnda 1949'dan son-ra dini cemaat olarak kabul edilen Rus Ortodoks Kilisesi, Berlin Fransýz Kili-

sesi (Kalvinist Kilisesi) gibi cemaatler de okullarda müstakil din dersi hakký-na sahiptirler ve bu haklarýný kullanmaktadýrlar. Yine farklý bir uygulamayürüten Berlin'de örneðin 2003 yýlýnda Budist din eðitimi ortaokulda yapýl-dýðý gibi ilkokullarda da uygulamaya konulmuþtur. Humanist Birliði de aynýþekilde, yaþamýn hümanist yollarýný "Yaþam Bilgisi" dersi adý altýnda kamuokullarýnda öðretme hakkýný elde etmiþtir.

Müslüman olan kimselerin okuldaki din derslerinden yararlanmalarýkonusuna gelince: Bu ülkedeki Müslümanlarýn çocuklarý kamu okullarýndaÝslam öðretisini içeren bir din dersini çeþitli isimlendirmelerle okumuþlardýr.Ancak, belirtildiði üzere, þimdiye kadar Almanya'da devletçe kabul edilenbir Ýslam cemaati olmadýðý için okullarda okutulan din dersi anayasanýn 7/3. maddesine göre okutulan bir ders deðildir. Bu dersler bir çok eyalet

anayasasý ve okul kanununda da yer aldýðý üzere, eðer bir okulda herhangibir dine veya mezhebe müntesip 8 kiþi olursa açýlýr ve okutulur. Fakat yinebelirtelim, bu ders anayasanýn 7/3. maddesinde belirtilen din dersi deðildir.Bizi de yakýndan ilgilendirdiði için Almanya'da okulda Ýslam Din Dersleri-

57 Bkz. Baþkurt, s.50.

Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi: Almanya Modeli

Page 38: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

38 AÜÝFD XLIX (2008), sayý II

nin tarihi geliþimini özellikle Türkiye'yle ilgili olan kýsmý açýsýndan hatýrla-mak fayda vardýr. Tarihi geliþim özetle þu þekildedir:

Kamu okullarýndaki Ýslam din öðretimi 1984 yýlýnda Kültür Bakanlarý

Konferansý tarafýndan ortaya konulan yedi din dersi modelinden biri ile uy-gulanmaktaydý. Kimi eyaletler Anadili tamamlama dersi içerisinde Ýslam dinöðretimine de yer verirken, kimi eyaletler, bu dersi ayrý bir ders olarak sunu-yorlardý. Kimi eyaletlerde de bu dersler, birer konsolosluk dersi niteliði gös-terirken, diðer bazý eyaletlerde o eyaletin Milli Eðitim Bakanlýklarýnýn dersiolarak okutuluyor/du. Konsolosluk dersi niteliðindeki dersler için Türkiye

ile Program, kitap ve öðretmen iþbirliði yapýlýrken, diðer derslerde hemenher þey eyalet imkanlarý ile saðlanmaya çalýþýlýyordu. Türü ne olursa olsundersin amacý, Müslüman öðrencilerin Hýristiyan toplum içerisinde dini-kül-türel kimliklerini korumalarýna ve böylece ülkelerine döndüklerinde uyumproblemi çekmemelerine yardýmcý olmaktý.

Derslerin programlarý eyaletlere göre deðiþiyordu. Bazý eyaletler Türkiye

tarafýndan hazýrlanmýþ programlarý, Türkiye tarafýndan gönderilenöðretmenler vasýtasýyla uygularken, bazý eyaletler kendi hazýrladýklarýprogramlarý kendilerinin atadýðý, ama Müslüman olan öðretmenlereuygulatýyordu.

1990'lý yýllara gelindiðinde, Almanya'da yaþayan Müslümanlarýn, Türk-ler baþta olmak üzere, kalýcý olduðu fark edildi. Almanya, tam olarak olma-

sa bile, göç alan bir ülke olduðunu kabul etmeye baþladý. Çifte vatandaþlýkyerine tam vatandaþlýk üzerinde durulur oldu. Bu yönde hukuki düzenle-meler yapýldý. Bütün bu geliþmeler eyaletlerin Müslüman çocuklarýn eðitimikonusunu yeniden düþünmesine sebep oldu. Öncelikle, çeþitli nedenler gös-terilerek, öðrenci yetersizliði gibi, Anadili Tamamlama Derslerinin (Mut-tersprachliche Ergaenzungsunterricht) saatleri ve bu derslerde din öðreti-

mine ayrýlan zaman azaltýlmaya baþlandý. Bu derse giren öðretmenlerin sa-yýsý azalmaya baþladý. Anadili tamamlama derslerinin adý "gelinen ülke dili"(Herkunftssprache) ifadesi ile deðiþtirilmeye ve Türkçe, bazý eyaletlerin çe-þitli okul kademelerinde, ikinci bir yabancý dil olarak okutulmaya baþlandý.Bazý eyaletlerde, Anadili Tamamlama Dersleri içerisinde verilen din öðreti-minin yanýna Almanca Ýslam Din Bilgisi dersi konuldu.

Yaklaþýk yirmi yýl süren bu geliþmeler sýrasýnda bazý Ýslam Gruplarý Al-man Anayasasý'nýn 7/3. maddesinde öngörülen türde bir Ýslam Din Dersiiçin arayýþ ve giriþimlerde bulundular. 1980 yýlýnda Berlin Ýslam Federas-yonu ile baþlayan bu istek ve arayýþlar, bazý eyaletlerde zaman zaman gün-deme geldi. Ancak uzun süre bir sonuç elde edilemedi. Berlin Ýdare Mah-kemesinin 04.11.1998 yýlýnda Berlin Ýslam Federasyonu lehine verdiði karar,

Page 39: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

39

bu isteklerin bütün eyaletlerde yeniden canlanmasýna neden oldu. Böyle-ce konu, Almanya'daki Müslüman gruplar kadar, bütün eyaletleri ve Müs-lümanlarýn geldikleri ülkeleri de yakýndan ilgilendirmeye baþladý. Þu anda

Müslümanlarýn yoðun olarak yaþadýðý bütün eski Batý Almanya eyaletle-rinde Devlet Okullarýnda Ýslam Din Dersleri konusu canlý bir gündem mad-desi oluþturmaya devam ediyor. Bu konuda önemli mücadeleler ve tartýþ-malar yaþanýyor. Çoðunluk Alman kamu okullarýnda bir Ýslam Din Dersi-nin ilke olarak mümkün, hatta bir hak olduðunda birleþiyor. Gerçi ÝslamDini'nin bizatihi kendisinin böyle bir hakký almamasýný gerektiren nitelik-

leri içerdiðini ve Alman okullarýnýn Hýristiyan kültürü üzerine eðitim yap-malarýnýn zorunlu olduðunu ileri sürerek, böyle bir dersin okullarda yeralamayacaðýný ileri sürenler de yok deðildir. Ancak bunlar azýnlýkta görü-lüyor. Çoðunluðun tartýþmalarý, bu dersin türünün ne olacaðý, dersi kiminüstleneceði, programlarýný kimin hazýrlayacaðý, öðretmenlerini kimin na-sýl yetiþtireceði konularýnda yoðunlaþýyor.58 Fakat bu tartýþmalar bu tebli-

ðin ana konusunu oluþturmadýðý için deðinilmemiþtir.59 Burada þunu be-lirtmeliyiz ki, okulda müstakil bir Ýslam din dersinin okutulmasý için he-nüz bir muhatap yoktur. Bu nedenle, burada vurgulamak istediðimiz hu-sus, Müslümanlarýn okuldaki din dersinden, Almanya'da dini cemaat ola-rak kabul edilenlerin yararlandýðý þekilde ve muamelede bu haklarýný kul-lanamadýklarýdýr.

Bu kýsýmla ilgili bir hususa daha dikkat çekmek istiyoruz . O da, AlmanDevleti'nin okulda Ýslam Din Dersleri konusunda inisiyatifi elinden kaçýrmakistemediðidir.60

Yüksek Din Eðitimi

Almanya'da üniversitenin varlýðý ortaçaðýn ikinci yarýsýnda yani 14. yüzyýlda

ortaya çýkmýþtýr. Heidelberg (1386), Köln (1388), Erfurt (1392) gibiüniversitelerin kuruluþu bu tarihtedir. Teoloji Fakültesi ise bütün Avrupaüniversitelerinde olduðu gibi üniversitelerin kuruluþundan itibaren týp, hu-kuk ve sanat fakültesiyle beraber Almanya'daki en önemli ihtisas fakültele-

58 Tosun, a.g.r., s.6-7.59 Almanya’daki Ýslam din derslerinin geliþimi ile ilgili olarak geniþ bilgi için Cemal Tosun tarafýn-

dan hazýrlanan rapor ayrýntýlý bilgiler içermektedir. Ayrýca bkz. N. Yaþar Aþýkoðlu, Almanya’daTemel Eðitimdeki Türk Çocuklarýnýn Din Eðitimi, Türkiye Diyanet Vakfý Yayýnlarý, Ankara 1993,s.23 vd; Gudrun Sraga, “Almanya’da Ýslam Din Dersleri Konusundaki Tartýþmalar”, Türkiye veAlmanya’da Ýslam Din Dersi Tartýþmalarý içinde, Konrad Adenauer Vakfý, Cumhuriyet Üniversite-si Ýlahiyat Fakültesi, Ankara 2000, s.41-50. Bu konuda burada verilen kaynaklardan baþka Türkçeve Almanca birçok kaynak mevcuttur. Çünkü konu çok güncel ve tartýþýlmaktadýr.

60 Bkz. Frankfurter Allgemeine Zeitung, 05.12.1999- 07.09.2003 ve 08.09.2005.

Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi: Almanya Modeli

Page 40: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

40 AÜÝFD XLIX (2008), sayý II

rinden biri olmuþ ve üniversite içerisindeki yerini kesintisiz olarak bugünekadar devam ettirmiþtir.61

Almanya'da yüksek din eðitim-öðretimi Teoloji/Ýlahiyat Fakültesi, Teolo-

ji/Ýlahiyat Yüksek Okulu ve Kilise'ye baðlý Akademilerde yapýlmaktadýr. Aynýzamanda Eðitim Bilimleri Fakültesi içerisinde yer alan Din Pedagojisi bö-lümlerinde de azýmsanmayacak miktarda din eðitiminin yaný sýra din ileilgili disiplinlere ait dersler yer almaktadýr.

Teoloji/Ýlahiyat Fakülteleri

Almanya'da Teoloji Fakülteleri'nin hukuki statüsü, Federal Anayasa'dan ziyadeeyalet yasalarý ve kiliselerle olan antlaþmalara göre düzenlenmiþtir. TeolojiFakülteleri de Roma-Katolik ve Protestan olmak üzere ikiye ayrýlýr. Almanüniversitelerine baðlý 20'nin üzerinde Ýlahiyat Fakültesi bulunmaktadýr.Ýlahiyat Fakültesine girebilmek için lise mezunu olmanýn yaný sýra, "matura"

ya da "abitur" imtihanlarýndan baþarýlý olmak gerekir.Ýlahiyat Fakültelerinin iþleyiþ þekli diðer fakülteler aynýdýr. Yani yönetim

olarak dekaný, idari ve akademik personeli vardýr. Akademik yükseltilme,atanma üniversitenin atanma koþullarýna göre yürütülür. Fakültenin öðretimelamaný belli oranlarda yine devletle yapýlan antlaþma çerçevesinde, kiliseyeayrýlmýþtýr. Devletin atadýðý kadrolarda ise,buralar kiliselere baðlý olduðu için

profesör ve diðer akademik kadronun atanmasýnda kilisenin veto hakký vardýr.Kilise istemediði öðretim elemanýnýn tayinine engel olabilir. Bu fakültelerdekiakademik unvanlar, devlet tarafýndan tanýnýr. Öðretim programlarý datamamen kiliselerce hazýrlanýr ve uygulanýr. Devlet sadece finansman yükünütaþýmaktadýr.

Ýlahiyat Fakültelerinin öncelikli görevi dini ilimlerin araþtýrýlmasý ve

öðretilmesini temin etmek ve günlük hayatta ihtiyaç duyulan alanlara dindersi öðretmeni, din adamý, misyoner vb. eleman yetiþtirmektir. Bu sebeple,Ýlahiyat Fakülteleri halkýn din ile ilgili ihtiyaçlarýný karþýlayabilmek için özelbranþlara de ayrýlmýþtýr. Örneðin sadece misyoner, din adamý, din dersiöðretmeni yetiþtiren Ýlahiyat Fakülteleri bulunmaktadýr. Hatta ordunun dinadamý ihtiyacýný karþýlamak için ordu bünyesinde askeri Ýlahiyat Fakülteleri

de vardýr. Bunlar sadece kiliseye deðil, devlete de hizmet etmektedirler.Almanya'da Ýlahiyat Fakülteleri mezunlarýnýn istihdam edildiði alanlar

sadece yukarýda zikredilenlerle de sýnýrlý deðildir. Çünkü Almanya'da huzu-revi, hastane gibi kurumlarýn çoðu da kiliseye aittir. Kilise buralardaki kiþile-re din hizmeti götürmektedir. Yine cezaevlerinde hizmet vermektedir. Dola-yýsýyla buralarda görev yapacak olanlarýn bir kýsmý ilahiyat mezunlarýndan

61 Bkz. Kemal Aytaç, Avrupa Eðitim Tarihi, Ankara Üniversitesi Basýmevi, Ankara 1972, s.91-93.

Page 41: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

41

karþýlanmaktadýr. Ancak zikredilen yerlerdeki hizmetleri yerine getirecek olanilahiyat mezunlarý dini bilgiler yanýnda bu görevlerin yerine getirilmesinisaðlayacak eðitimi de almaktadýrlar. Bunun için kilise ile ilgili fakülte veya

yüksek okullar arasýnda antlaþmalar vardýr. Örneðin Huzurevlerinde görevyapacak olanlar ilgili fakültelerin Sosyal Hizmetler ve DanýþmanlýkBölümlerinde veya Psikolojik Danýþmanlýk gibi bölümlerde eðitim gördüktensonra ilgili görevlere atanýrlar.

Teoloji/Ýlahiyat Yüksek Okulu:

Almanya'da üniversite bünyesinde olan Ýlahiyat Fakültelerinin yaný sýra doðrudankiliselere baðlý Ýlahiyat Yüksek Okullarý da vardýr. Almanya'da kiliselere baðlýbulunan 25'in üzerinde Ýlahiyat Yüksek Okulu bulunmaktadýr. Buralardakiakademik yükselmeler devlet tarafýndan tanýnmaktadýr. Ýlahiyat YüksekOkullarýnda da öðretim programýnýn yapýlmasý, atamalar, yükseltilmelerdendenetlenmesine kadar son sözü söyleme hakký kiliselere aittir.

Ýlahiyat Yüksek Okulu'ndan mezun olanlar misyonerlik yanýnda, sosyalhizmetlere ve din dersi öðretmenliðine atanabilmektedirler.

Kiliseye Baðlý Akademiler:

Almanya'da kiliseye baðlý olan akademiler, üniversiteye baðlý olan ÝlahiyatFakültelerinden çok daha etkilidirler. Almanya'da bu tür olan okullarýn sayýsý

Katolik Kilisesi'ne baðlý 19, Protestan Kilisesine baðlý ise 26'dýr. Katolik Kili-sesine baðlý akademilerin temelde iki yönlü görevleri bulunmaktadýr. Bura-lar, öncelikle yetiþkin insanlarýn özel, mesleki ve toplumsal hayatlarýndaHýristiyan bakýþ açýsýný ve dünya görüþünü kazanmalarýný saðlamak içinkurulmuþ kurumlardýr. Bu akademilerin amaç gruplarý öncelikle yöneticilerve akademisyenler olmak üzere neredeyse toplumun bütün kesimleridir.

Çünkü "misyoner" olma bilinç ve þuuru burada birinci hedef durumundadýr.Katolik kiliselere baðlý Akademiler kendilerini þu þekilde tanýmlamaktadýrlar:

a. Fikri olarak Hýristiyan inancý ile tartýþmak ve inancýn modern dünyanýnçoðulcu yapýsýndan her türlü toplumsal gruba ulaþtýrýlmasýný saðlamak veböylece kilise ile dünya arasýnda diyalog kurmak.

b. Diyalogun çeþitli bilimsel disiplinlere, dünya görüþlerine ve politik

temellere entegresini temin etmek.c. Toplumun kutuplaþmasý ve gruplaþmalarýn arttýðý bir ortamda insan-

larýn karþýlaþmasýný Kilise öncülüðünde bilgilendirme, tartýþma ve fikir-alýþveriþi þeklinde temin etmek.62

62 Bolay-Türköne, s.92-93.

Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi: Almanya Modeli

Page 42: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

42 AÜÝFD XLIX (2008), sayý II

Katolik Akademiler, toplumsal geliþmeler, kamuoyunu meþgul eden olay-lar ve politik konularda Hýristiyan inancýnýn meselelere bakýþ açýsýný ve yo-rumunu uzmanlarýnca kamuoyuna çeþitli vesilelerle açýklarlar. Bu baðlamda

özellikle sosyal bir faaliyet olarak bilimsel sempozyumlar düzenlerler.Protestan kilisesine baðlý olan akademiler Katolik kilisesine baðlý

akademilerden daha etkin bir þekilde çalýþmaktadýrlar. Din eðitimini insanlarýnkiþilik geliþimi için ve çoðulcu bir toplumda anlaþmayý saðlamak için zorunlugören Protestan kilisesi, etkinlik sahasýný sadece kiliseler, ya da sadece dindersi olarak görmez. Bilakis bütün bir eðitim sistemi ve anlayýþý içerisinde

dünyaya ve nesnelere Tanrý'nýn istediði þekilde bakmayý öðretmeyi amaçedinmiþtir. Bu amacýný gerçekleþtirmek için Protestan öðretmenleri kýsadönemlik kurslar, yurtdýþý gezileri ve seminerlerle eðitir ve onlara her olaydave konuda dinin mantýðýný öðretir.

Protestan ve Katolik Akademilerde de yükseltilmeler devletçe kabul edilir,buralarýn öðretim programlarý, öðretim sürecinin bütün aþamalarýnýn

planlanmasý ve yürütülmesi kilise tarafýndan yapýlýr.

Sonuç

Almanya'da dini cemaatler için mevcut yasal çerçeve "Kapsamlý bir inançözgürlüðünü teminat altýna alan ve böylece din ve dünya görüþü açýsýndantarafsýz olmayý taahhüt eden bir devlet bile, toplumsal birliðin dayandýðý ve

ayný zamanda kendi görevlerinin yerine getirilmesinin de baðýmlý olduðukültür aracýlýðýyla aktarýlan ve kökeni tarihe dayalý inanç deðerlerini vedavranýþlarýný söküp atamaz. Býraktýklarý miras bugün nasýl deðerlendirilirsedeðerlendirilsin, Hýristiyanlýk inancýnýn ve Hýristiyan kiliselerinin bu konudakietkisi büyük olmuþtur."63 Bu ifadeler, Federal Almanya Anayasa Mahkemesi'nin1995 yýlýndaki bir kararýndan alýnmýþtýr ve Almanya'da yürürlükte olan din

özgürlüðüne raðmen Hýristiyanlýðýn baskýn rolünün kabul edildiðini ve bubaskýn rolün yasal kararlarda veya yasa tasarýlarýnda da ifadesinibulabileceðini göstermektedir. Örneðin Baden Württemberg EyaletMeclisi'nde kabul edilen ve 1 Nisan 2004 tarihli Okul Yasasý'nda deðiþiklikyaparak öðretmenlerin okulda devletin öðrenciler ve ebeveynlerine karþýtarafsýzlýðýný veya okuldaki siyasi, dini ve dünya görüþü barýþýný tehlikeye

düþürmeye ve ayný zamanda bunlarý etkilemeye elveriþli siyasi görüþ, dinigörüþ, dünya görüþü ve benzeri eðitim-öðretim harici açýklamalaryapmamalarýný öngören kararda þöyle denilmektedir: "Baden WürttembergEyalet Anayasasý'nýn 12inci maddesinin 1inci paragrafý, 15 inci maddesinin

63 Federal Anayasa Mahkemesi, 16.5.1995 sayýlý karar (BVerfGE 93, 1 (22) Anrd Uhle, Stat-Kirc-he-Kultur, Berlin 2004, s.13’den naklen.

Page 43: Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi

43

1inci paragrafý ve 16ýncý maddesinin 1inci paragrafýna göre eðitim görevininüstlenilmesi ve Hýristiyanlýða ve Batý'ya özgü eðitim ve kültür deðerleri veyageleneklerinin buna uygun þekilde anlatýlmasý, 1inci fýkraya göre

(öðretmenler için yukarýda belirtilen) davranýþ talimatýna aykýrýdüþmemektedir."64Burada, dini sembollere farklý muamele yapýlmasý veHýristiyanlýða imtiyazlý davranýlmasý kararlaþtýrýldýðý için bu ifade þekli Almankamuoyunun bazý kesimlerinde ve Ýslam kuruluþlarýnca eleþtirilmiþ olsa bile,yinede bu ifadeler, toplumun bütününü ilgilendiren baðlamda hakim Batýkültür geleneðinin hesaba katýlmasý gerektiðine iþaret etmektedirler. Yeni

okul yasasýnýn Alman anayasasý önünde bir varlýk gösterip gösteremeyeceðinibekleyip göreceðiz. Çünkü Almanya dini cemaatlere yaklaþýmýnda geçmiþtebile esnek ve uyuma elveriþli yapýlar oluþturmuþtur.

Almanya'nýn Hýristiyan olmayan kesimlere yaklaþýmý, herkes için dinözgürlüðü mevcut olduðu, fakat Batý Hýristiyanlýðýnýn belirli bir temeletkisinin öngörüldüðünü söyleyen karma sistemdir. Belki bu Alman sistemi

gelecekteki geliþmelere müdahale edebilmek amacýyla bilinçli olarak belirsizbir sistem gibi görünmektedir. Genel olarak Almanya'nýn, dini siyasi durumuntamamen baþka olduðu yüz yýl önceki bir dönemde ortaya çýkmýþ yasalçerçeveyi, Hýristiyanlýk haricindeki dinlerin artan sayýsýyla ve eskiHýristiyanlarla kendini gösteren bugünkü þartlara uydurmaya hazýrolmadýklarý sonucu ortaya çýkmaktadýr. Daha ziyade yeni gruplar baskýyla

mevcut sisteme dahil edilmeye çalýþýlmaktadýr. Ancak ben bu konuda Almantarafý için avantajlar görüyorum. ÇünküAlmanya'nýn sisteminde, gerekli siyasiistek olmasý þartýyla yeni Hýristiyanlýk harici dinlerin entegrasyonu için dahafazla esneklik vardýr. Fakat dini cemaatlere yasal eþitlik verilmesinin ardýndanuygulamada da eþitliðin gelmesinin gerekli olduðunu ve burada karþýlýklýsaygýnýn en büyük ilke olmak zorunda olduðunu her zaman dikkate almak

gereklidir.Sonuç olarak Almanya kendi tarihsel geliþimine ve yapýsýna uygun

çözümler üretmiþ ve üretmeye devam etmektedir. Problemlerini çözerkendaima kendi kültürünü oluþturan temel öðeleri dikkate almakta veproblemlerini bundan mümkün olduðunca taviz vermeksizin çözmeyeçalýþmaktadýr. Hýristiyanlýk dýþýndaki dinlerin Almanya'daki oluþumlarýnda

ve anayasadan yararlanmalarýnda inisiyatifi elden býrakmamaktadýr.

64 Johannes Rux, “Ring frei für die nachste Runde: Kopftuchgesetz in Baden-Württemberg verabs-chiedet”, Zeitschrift für Auslanderrecht und Auslanderpolitik, 5/6, 2004, s.188.

Avrupa Birliði Sürecinde Dinî Kurumlar ve Din Eðitimi: Almanya Modeli