alastair mckinnon - mucize

5
 sakarya üniver sitesi ilahiyat fakültesi dergisi 6 1 2092 e l a m MU iZE Alastair McKINNON 1 Tre: M ustaja K ÇAY * M u c i z e i : ı İ n k temel fevkalade a n l a m ı v a r d ı r . Bunlardan biri, mucizenin ta biat kanunun geçici olarak iptalini gerektiren bir olay o l m a s ı ; d i ğ e r i de onun bizim tabiat a n l a y ı ş ı ı m z l a ç e l i ş e n bir olay o l m a s ı d ı r . Biz bu a n l a m l a r ı n birincisi ile b a ş l a y a c a ğ ı z . Bizim i t i r a z ı m ı z ı r r özü oldukça basittir: Tabii kanunun geçici olarak iptali fikri kendi içinde çeli ş kilidir. B u çeli ş ki k a v r a m ı n kendi m a n a s ı n d a n d o ğ m a k t a - d ı r. Tabii kanun, ç o ğ u kez z a n n e d i l d i ğ i gibi, t a b i a t ı n kanun vazeden ve belki ::le özellikle y a s a k l a y ı c ı bir güce sahip olan bir tür kodu d e ğ i l d i r . Bu tarz bir a n l a y ı ş m i a d ı r u d o l d u r m u ş kabul edilemez ve tamamen bilimsel olmayan bir b a k ı ş . ı s ı d ı r. Tabiat a n u n l a r ı medeni kanunlarla hiçbir benzerlik t a ş u n a z l a r ve o r ı l a r hiçbir ş e k i l d e tabiat ı r ı k.. ışı n ı zorlamazlar. Onlar herhangi bir ş e y e acayip ve istisnai de olsalar, asla k a r ş ı koymaz ve mukavemet göstermezler. Onlar, ger çekte vuku bulan ş e y l e r i n n a s ı l vuku b u l d u ğ u n u n basit, büyük ölçüde g e n e l l e ş t i r i l m i ş k ı s a tas\ri.rle ı :idir. Bu, bir y a n ı l g ı d ı r fakat ş i m d i l i k i ş görür.) Binaenaleyh d o ğ r u a n l a ş ı l m ı ş tabiat kanununun asla i s t i s n a l a r ı olamaz veya burada t a n ı ı n l a n d ı ğ ı gibi mucize, kendi içinde bir e l i ş k i içerir. Biz, tabiat kanununu bu özel a n l a m ı içinde a n l a y ı n c a böylesi kanunun, onu bizim idrakimizden farkl ı olarak- asli y a p ı s ı itibariyle bozulamaz o l d u ğ u n u görü- .-\.lastair McKinnon'a ait bu makale Richard Swin burn e'ni n I•vfua cl es Macmi ıı an Publishing Com. New York, 1989, p. 4 9 - 5 3 . l a r ı a r a s ı n d a yer al ı naktacl ı r. Saka ı -ya Üniv. ilahiyat Fak. İ s l a m 1vfezhepler Tarilli .-\.nabilim D a l ı Ö ğ r e t i m Üyesi, Yrd. Doç .Dr.

Upload: muhammedakdag

Post on 04-Oct-2015

233 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

fasf

TRANSCRIPT

  • sakarya niversitesi ilahiyat fakltesi dergisi 6 1 2092 k el am

    MUCiZE

    Alastair McKINNON* 1 Tre:. M.ustaja AK AY'*

    Mucizei:n iki temel fevkalade anlam vardr. Bunlardan biri, mucizenin ta-biat kanunun geici olarak iptalini gerektiren bir olay olmas; dieri de onun bizim tabiat anlaymzla elien bir olay olmasdr. Biz bu anlamlarn birincisi ile balayacaz.

    Bizim itirazmzrr z olduka basittir: Tabii kanunun geici olarak iptali fikri kendi iinde elikilidir. Bu eliki, kavramn kendi manasndan domaktadr. Tabii kanun, ou kez zannedildii gibi, tabiatn kanun vazeden ve belki ::le zellikle yasaklayc bir gce sahip olan bir tr kodu deildir. Bu tarz bir anlay, miadru doldurmu, kabul edilemez ve tamamen bilimsel olmayan bir bak .

    asdr. Tabiat kanunlar, medeni kanunlarla hibir benzerlik taunazlar ve orlar hibir ekilde tabiatr ak..n zorlamazlar. Onlar herhangi bir eye, acayip ve istisnai de olsalar, asla kar koymaz ve mukavemet gstermezler. Onlar, ger-ekte vuku bulan eylerin nasl vuku bulduunun basit, byk lde genelletirilmi ksa tas\ri.rle:idir. (Bu, bir yanlgdr, fakat imdilik i grr.) Binaenaleyh

    doru anlalm tabiat kanununun asla istisnalar olamaz veya burada tannland gibi mucize, kendi iinde bir eliki ierir.

    Biz, tabiat kanununu bu zel anlam iinde anlaynca bylesi kanunun, -onu bizim idrakimizden farkl olarak- asli yaps itibariyle bozulamaz olduunu gr-

    .-\.lastair McKinnon'a ait bu makale Richard Swinburne'nin "Ivfuacles" Macmian Publishing Com. New York, 1989, p. 49-53.lar arasnda yer alnaktaclr. Saka-ya niv. ilahiyat Fak. slam 1vfezhepler Tarilli .-\.nabilim Dal retim yesi, Yrd. Do .Dr.

    209

  • rz. Bu iti.barla vuku bulan bir ey -apak harikulade_bir olay bile olsa- belli bir kanuna gre meydana gelir yada olumsuz adan bakdnda gerek bir olayn herhangi bir tabiat kanununu ihlal etmesi muhtemel deildir. Bu sebeple, kav-

    ramn u anda bizim ilgilenmekte olduumuz bu anlamna gre hibir mucize olamaz yada daha az yanluc olarak, gerek tabiatt; bu terirole doru olarak

    tanmlanabilen bir olayn olmas imkanszdr. ayet biz, tabiat kanunu yerine "olaylarn fiili seyri" ifadesini kullanacak o-

    lursak, bu eliki daha net bir ekilde grlebilir. Bu takdirde mucize, " olaylarn fiili seyrinin geici olarak iptalini gerektiren olay" olarak tanmlanabilir. yleyse, bir olayn mucize olarak tanmlanmasnda srar eden bir kimse, mucizenin ola-yn fiili seyrine aykr bir ekilde vuku bulduuna dair olduka tuhaf bir iddiada

    bulunmu olacaktr. Birinci anlamda mucize, sadece kendi terminolojisi iinde elikili deil, fa-

    kat ayn zamanda o, kullanmda da eliki olarak ifade edilebilen bir eydir. Biz bu elikili durumu, mucize olarak anlalan bir olayla karlaan kimsenin ha-linde grz. Byle bir kimse bir ikilem ile yz yzedir. O, bu mucizevi olayn

    gerekliini tasdik edebilir ve onun iptal ettii "kanunlar" reddedebilir veya bu "kanunlar" tasdik edebilir ve sz konusu ol-ay inkar edebilir. Ancak, onun ya-pamayaca ey, hem bu mucize olayn hem de bu olayn ihlal ettii "kanunlan"

    brlkte kabul etmektir. Bu, kiinin, sz konusu oiayn hem gerek hem de ola-anst/ mucize olduunu ayn anda kabullenemeyeceini sylemektir.

    Mesele daha farkl bir ekilde de ifade edilebilir. Bir olaya nanmak, onun vuku billduuna inanmakur. Bir olayn mucize olduuna inanmak ise o olayn tabiat kanununu geici olarak iptal ettiine inanmaktr. Fakat grld zere bu tr ihlaller imkanszdr. Binaenaleyh mucize olduu varsaylan bir olayla ilgili olarak onun gerek olduu veya mmkn bile olmadna inanmak arasnda bir seim-yapmak zorundayz. Bizim inanamadmz ve inanmann anlamsz oldu-u ey, gerek veya farazi bir olayn bu anlamda bir mucize olmasdr. Tabi ki bylesi bir yaklam, tecrbi bir dnyada olaylann ak iin kanun koymak de-ildir. Bu, olsa, olsa mucize kavramnn kendi iindeki yapsal elikili sonula-

    rn basite ortaya karmaktr.

    210

  • Mucizenin birinci anlam ile ilgili bu kadar kafidir. Ancak imdi, bizim tabi-at anlaymzia elien bir olay olmas anlamndaki mucizenin daha karmak alap ikinci anlamyla ilgili ne diyebiliriz? Bu anlam tarafindan ortaya konulan uyumazlk, birincisinde (yani birinci anlamna gre mucizede) olduu gibi tabi-atn iinde deildir. Aksine bu uyumazlk, mucizevi olayla bizim tabiat anlaymz arasndadr. Bu gibi bir uyumazlk dncesi, bir eliki deildir. stelik bu gibi uyumazlklar, nadir olmad gibi, her zaman aslsz da deildir. Bu itibarla mucizenin bu anlamda meru olarak kullanlabilecei durumlar olabilir. Mesela, " x, beni hayrete drr." veya " x'in sebebini aklayabilen hibir tabiat kanunu bilmiyorum." anlamnda "x, bir mucizeclir" ifadesini kullanabili-rim. Keza, benim b~n sylemek istediim ey buysa ve yegane dncem bu konudaki anlay eksikliimi gstermekse, bu takelirde ben, kpeimi kahveren-gi olarak tanmladm zaman ki kadar dakunulamaz olabilirim. Fakat burada ilgili iki husus vardr. Demek istenilen orijinal ifade, bylesi bir olayla ilgili deil, tam tersine benim ona kar olan reaksiyonumla ilgilidir; ki burada mucize kav-ram, tanmlayc stlahi anlamndan ziyade zel olarak kullanlmaktadr. kinci olarak, dorusu, insanlar bu kavram sadece smrlandnm/stlahi ekliyle h.-ullanmazlar. Onlar bu kavram, sadece, ilgili bir tabiat kanunu bilmediklerini sylemek iin kullanmazlar, aym zamanda byle bir kanunun olmadna dair inanlarm ifade etmek iin de kullanrlar. Onlar, bunu sadece kendi anlay yeter~izliklerini gstermek iin deil, fakat ayn zamanda anialamaz belki de anlalnasna gerekolmayan bir olaya olan inanlarn ima etmek iin de kulla-

    . nrlar. ayet insanlar bu ka.v-ramJ ska kullanmasalard, bu kavramn nasl her-hangi bir zel anlama sahip olabildiini ve dahas onun nasl apak zel dini bir gce sahip olduunu grmek gleecekti.

    Her ne kadar bu kavram zel anlamda kullanld zaman masum ise de bir olay' tanmlamak iin kullanldnda elikilidir. Bylece mucize kavramn ima yoluyla kullanan bir kimse, mucizeyle elien tabiat fikrini kabul edebilir. Fakat o, herri vuku bulmu mucievi olaya hem de mucizeyle elien tabiat fkrinin

    doru olduuna birlikte inananaz. Bunu yapmaya kalktncia bu kii, zorunlu olarak kendisiyle eliir. Bu durumda o, "Evet, bu kedi beyazdr." diye syleyen

    211

  • ve peinden usulca " fakat ben, yine de btn kedilerin siyah olduuna inanrrn." diye ilave .eden bir kimse gibidir.

    Bylesi kimseden, makul olarak ya mucizevi olayn tarihi gerekliini ya da tabiat fikrinin mucize ile elitiini kabul etmesi istenilebilecektir. Fakat, szde mucize olan tarihi olayn savunucusu olarak o, ilk ifade edilen hususu kolayca yapamaz ne de sz konusu tarihi mucizevi olaya dair yeterli delil bile olsa byle.:

    yapmas gerekir. Bundan dolay o, uramakta olduu tabiat fikrinin yetersizli-ini kabul etmek zorundadr. Bunu yapmak, tabiata istisnalar koymak ve onu tedavlden kaldrmaktr. Bu ise tabiatn kontroln geici olarak kaldrmak veya tamamen iptal etmek demektir. Fakat byle yapmakla bu kii, btn yapnn iptal edilmesine yol aacak ba koparm olur ve balangta bu tanm zerine

    dayan~ olduu zemini reddetmi olur. Durum aktr: bir olayn tarilli ger-ekliici kabul etnek, onun mucize olmasn salayan alt yapnn yok edilmesi-dir.

    Tabi ki burada, kurbarumza bir ak hareket alan daha vardr. K.ii, kendi tabiat fikrinden yetersiz olduu iin vazgemek yerine, tabiat gerek ve doru bir kopya olarak ilan edebilir. Byle yapmakla bu kimse bir kere daha tabiat alan iine elikiyi yerletirmi olur. Fakat bu dumm, kendisini birinci anlama ve kendisiyle tabiatn etkilenecei onarlmaz elikilere tekrar geri getirir.

    O halde bu hakikat unu ortaya koymaktadr ki bir olay mucize olarak ta-nmlamada srar eden kimse, ayn derecede in-lcinsz olan u iki altematifle kar

    karya kalr: Mesela, ayet bu kii, olay ilcinci anlama gre aklamaya kalkarsa kendi konumunun mant tarafndan bu termi.nolojiden (mucize kavramndan) tamamen vazgemeye zorlanr. Eer o, bunun yerine olay birirci anlama gre aklamaya kalkarsa, bu takdirde kendi kendini, problem tekil eden olayn hem olaylarn gerek seyricin bir paras olduunu hem de olmadn sylemek zo-runda brakr. Bu gibi bir kimse, etrafnda bir ok yol bulunan fakat hibir k bulunmayan !.i.'mcek a iindeki sinek gibidir.

    Bu meselecin sonucu paradoksal olarak yle ifade edilebilir: Mucizecin uygun olarak saptanm btn anlamlan mantki olarak uygun deildir.

    212