5. biyoreaktörler
TRANSCRIPT
5. ünite BİYOREAKTÖRLER
Endüstriyel ölçekli üretimlerde biyoreaktör seçimi, kullanılacak mikroorganizmanın
özellikleri, üretim kapasitesi, kullanılacak hammadde ve ürünün özelliklerine göre
değişiklik gösterir.
Tepsili Biyoreaktörler: Kesikli sistemle çalışan biyoreaktörlerin ilk örneği tepsili
biyoreaktörlerdir (Şekil 5.1.) Bu yöntemde mikroorganizma besin ortamının yüzeyinde
Şekil 5.1. Tepsili biyoreaktör.
gelişir. Sitrik asit ve penisilinin aerobik koşullarda üretilmesinde kullanılmıştır. Bu sistemde
tepsiler kültür ortamı ve mikroorganizmayla doldurulduktan sonra hava akımının sisteme
verilmesiyle biyoreaksiyon başlatılmış olur. Reaksiyon tamamlanınca ürün tepsilerden
alınır. Büyük miktarda ticari ürünlerin üretilmesi için uygun bir yöntem değildir. Bundan
dolayı kullanıma başlandıktan kısa bir süre sonra daha yüksek hacimlerde üretime olanak
veren tank tipi biyoreaktörlere yerini bırakmıştır (Şekil 5.2.)
Şekil 5.2.Tank tipi karıştırmalı biyoreaktör (Brock- Biology of microorganisms 11.ed. 2006)
Karıştırmalı Tank Tipi Biyoreaktörler: Bu reaktörler paslanmaz çelikten yapılmış
tanklardır. Sıvı çözelti içinde mikroorganizmaları geliştirmek, ihtiyaç duydukları besin
elementi, sıcaklık ve oksijen gibi gereksinimleri sağlamak için çözeltinin etkin bir şekilde
karıştırılması gereklidir.
Reaktörlerin sterilizasyonu su buharı ile yapılır. Soğutma işlemi su ceketi veya soğutucu
spiraller ile yapılır (Şekil 5.3). Derin kültür yöntemi ile çalışılırken üretimde kullanılacak
hammadde veya diğer tanımla besiyeri ya steril halde fermentere alınır veya fermentere
alındıktan sonra çift yüzeyli silindirik gövdenin yüzeyleri arasından kızgın buhar geçirilerek
sistem tümden sterilize edilir. Sonra çift yüzey arasına buhar yerine soğuk su sevk
edilerek ve karıştırıcı çalıştırılarak etkin ve hızlı bir soğutma sağlanır. Aşılama sıcaklığına
ulaşıldığında, önceden hazırlanmış aşılama kültürü ile aşılanıp üretime geçilir. Üretim
boyunca ortamın sıcaklığı, pH’sı, çözünmüş oksijen konsantrasyonu gibi kritik bilgiler
termometre ve elektronik proplarla izlenir. Köpürme köpük kırıcılar (polietilen glikol, silikon
yağları, bitkisel ve hayvansal yağlar) ilave edilerek veya mekanik olarak (merkezkaç
kuvveti) engellenir. Ekmek mayası, enzim, alkol, organik asitler vb. üretimi bu yöntemle
gerçekleştirilir.
Karıştırmalı tank tipi biyoreaktörler çok yaygındır. Çünkü oldukça esnek işletme
koşullarına sahiptir. İşletme amacına göre modifiye edilebilir. Gelişen mikrobiyal hücrelere
gaz transferi en etkin bu tip reaktörlerde gerçekleştirilir. Bu tip reaktörlerde en büyük
sorun kontaminasyon tehlikesidir. Köpük oluşumu diğer bir sorundur. Fazla köpük filtre ile
dışarı alınabilir veya köpük kırıcı ilave edilebilir. Fakat bu da kontaminasyona yol açan en
büyük nedenlerden birisidir. İlave edilen köpük kırıcılar hücresel bazda bazı enzimleri
inhibe edebilir. Ayrıca oksijen transferini azaltıcı etki gösterir. Ürün verimini azaltır. Ayrıca
köpük kırıcı ilavesi saflaştırma basamaklarını artırmaktadır. Sonuç olarak karıştırmalı tank
reaktörlerde köpük kırıcı ilavesini engellemek için fermantörün üst kısmında boşluk
bırakılır. Bu boşluk reaktör hacminin % 25’inin boş bırakılması ile sağlanır.
Şekil 5.3. Karıştırmalı tank tipi biyoreaktör içinde bulunan soğutucu spiraller.
Tank Tipi Karıştırmalı Biyoreaktörün Bölümleri
Paslanmaz çelik yapı
Paslanmaz çelik gövde, biyoreaktöre düz sert ve korozyona dirençli aynı zamanda
buharla veya kimyasal malzemeyle kolay temizlenebilir bir iç yüzey sağlamaktadır.
Kanatçık
Bunlar tankın ortasında bir şafta bağlanmakta, şaftın bir elektrik motoru ile dönmesiyle
birlikte kanatçıklar hareket ederek biyoreaktör de bulunan içeriğin daha iyi karışmasını
sağlamaktadır.
Biyoreaktörde mikroorganizmalar çoğaldıkça substrat vizkositesi artmaya ve hücreler
kanatçıklara ve tankın iç çeperlerine yapışmaya başlamaktadır. Bundan dolayı iç yüzeyin
bu yapışmayı önleyecek materyalden yapılması gerekmektedir.
Biyoprosesin özelliğine göre geliştirilmiş hem kanat sayısı hem de kanat konfigürasyonu
farklı olan bir çok pervane sistemi geliştirilmiştir (Şekil 5.4).
Şekil 5.4. Karıştırmalı tank tipi biyoreaktörlerde kullanılan pervene örnekleri
Dağıtıcı
Aerobik mikroorganizma kültürlerinde, oksijen en önemli sınırlayıcı faktörlerden bir
tanesidir. Biyoreaktör boyutu arttıkça, saf oksijen veya daha çok filtre edilmiş havanın
sisteme pompalanması gerekmektedir. Substratta daha fazla oksijenin çözülmesi için
hava, küçük deliklere sahip disk şeklinde dağıtıcılara pompalanmaktadır. Bu işlem küçük
hava kabarcıklarının sisteme verilmesi böylece yüzey/hacim oranının artmasına neden
olmaktadır.
Saptırıcılar
Saptırıcılar fermantörün iç kısımlarına aşağıda görüldüğü gibi yerleştirilirler. Saptırıcılar
tank içinde türbülans oluştururlar. Bu oksijenin sıvı içinde daha iyi çözünmesine olanak
sağlar.
Şekil 5.5. Tank tipi karıştırmalı biyoreaktörlerde türbülans oluşturan saptırıcı plakalar.
Saptırıcı plakalar
Elektronik problar
Bu problar sıcaklık, pH, çözünmüş oksijen konsantrasyonu, köpük oluşumu gibi
parametrelerin fermantasyon süresince izlenmesine olanak sağlar. Tank içinde bu
parametrelerin ölçülebilmesi için prob girişleri olmalıdır.
Köpük önleyici ajanlar
Aerobik fermantörlerde potansiyel problemlerden biriside oksijenin küçük kabarcıklar
şeklinde verilmesi ve karıştırma sonucu oluşan köpüktür. Bu problem fermantörün üst
kısmının köpükle dolmasına neden olur. Bazı ticari fermantörlerde bu olayı görebilme ve
izleyebilmek için küçük pencereler konmuştur. Daha da önemlisi köpük sistemden hava
ile beraber çıkarak fermantör hacminin azalmasına ve kontaminasyona yol açabilir.
Köpük önleyici ajanlar kimyasal maddeler olup köpük düzeyini kontrol ederler
(kabarcıkların patlamasına neden olurlar)
Su ceketi
Su ceketi fermantörün etrafını çevirir içinden geçen soğuk su sayesinde fermantör
soğutulmuş olur. Su ceketi gereklidir, çünkü fermantasyon sonucu ısı üretilir ve sıcaklık
yükselir. Su ceketi olmazsa aşırı ısınmadan dolayı hücreler ölebilir.
Hava filtresi
Biyoreaktöre hava verilmesi gerektiği zaman hava kaynaklı mikroorganizmaların kültürü
kontamine etmesini engellemek için hava girişine mutlaka filtre takılmalıdır. Aksi taktirde
sisteme giren yabancı mikroorganizmalar istenmeyen ürünlerin oluşmasına neden olabilir
Basınç ayar vanaları
Mikrorganizmalar fermentör içinde gaz üretiyorsa bu sistemde iç basıncın artmasına
neden olur. Bundan dolayı sistemin iç basıncı takip edilmeli ve gerektiğinde uygun düzeye
ayarlanmalıdır.
Güvenlik valfleri
Eğer basınç patlamaya neden olacak kadar çok yüksek bir seviyeye ulaşacak olursa
güvenlik valfleri devreye girer ve açılarak tanktan gazın çıkmasına olanak vererek
basıncın düşmesini sağlar.
İnokulasyon ve örnekleme delikleri
Başlangıçta fermantöre steril besinin ve starter kültürün ilave edilmesi aseptik koşullarda
yapılmalıdır. Benzer şekilde, fermentasyon sırasında örnek alınması (kontaminasyon
kontrolü/üremenin kontrolü/ürün kontrolü) kontaminasyona neden olmayacak şekilde
yapılmalıdır. İnokulasyon ve örnekleme işlemi genellikle buhar vanalarının yardımıyla
sterilize edilen paslanmaz çelikten yapılmış borularla yapılır.
Ürün tahliyesi
Fermantörde, ürünün toplanması ve sistemden alınması için sistemden tahliyesine olanak
verecek şekilde tasarlanmış borular bulunur.
Şekil 5.6. Karıştırmalı tank tipi biyoreaktörün bölümleri.
Hava Kaldırmalı Biyoreaktörler: Bunlar yüksekliği fazla çapı dar silindirik tanklardır.
Uygun mikroorganizma aşılanan ortama kule dibinden sürekli taze hammadde verilir.
Gerekirse hava da verilir. Sıvı ve hava hareketi ile hücreler sıvı içinde yüzer duruma kalır.
Reaktörün üzerinden ürün ve substrat alınırken, alt kısmına da taze hammadde verilir.
Günümüzde birçok çeşidi kullanılmaktadır. Hava kaldırmalı biyoreaktörlerde hava
dağıtıcılar tarafından reaktörün alt tabanından verilir. Havanın reaktör içinde dolaşma
şekline göre, internal çevrime sahip olan ve eksternal çevrime sahip olanlar olmak üzere
iki tiptir. İnternal çevrime sahip olan hava kaldırmalı reaktörlerde, hava reaktör içindeki
tüplerden dolaşırken reaktöre hava verilir. Karıştırma hava ile yapılır. (Şekil 5.7). Eksternal
çevrimli olanlarda ise hava bir dış çeper içinde dolaşır Şekil 5.8.)
Şekil 5.7. İnternal çevrime sahip hava kaldırmalı biyoreaktör
Hava kaldırmalı biyoreaktörde alttan verilen ve tüplerden geçen hava yukarı doğru
çıkarken oluşan ürün aşağı doğru iner ve tankın tabanından alınır.
Hava kaldırmalı reaktörler günümüzde büyük ölçekli reaktörlerde kullanılmaktadır.
Karıştırmanın hava ile yapıldığı bu reaktörlerde mekanik bir karıştırma olmadığı için enerji
tasarrufu gerçekleşmekte ayrıca anaerobik mikroorganizmalar içinde bu reaktörler
kullanılmakta ve reaktörün içine giren ilave bir karıştırma mekanizması olmadığı için
kontaminasyon riski azalmaktadır. Ayrıca mekanik karıştırmalı reaktörlere göre hava ile
karıştırılan reaktörlerde kesici kuvvet oluşumu daha azdır. Özellikle genetiği değiştirilmiş
mikroorganizmalar kesici kuvvetlere maruz kaldıkları zaman lizize daha uyarlı
olmaktadırlar. Çünkü organizmanın yabancı proteini sentezlemek için ekstra enerji
üretmesi hücre çeperinde bir zayıflama meydana getirmektedir. Kesici kuvvetlerle
karşılaşan mikroorganizmalarda bir hücresel tepki olarak protein sentezinde bir
yavaşlama meydana geldiği bilinmektedir.
Şekil 5.8. Eksternal çevrime sahip hava kaldırmalı biyoreaktörler
Şekil 5.9. Hava kaldırmalı biyoreaktör. Reaktör kurulurken dikey pozisyona getirilecektir.
Dolgulu Yatak Tipi Reaktörler: Dolgulu yatak tipi reaktörleri atık su arıtımında, sirke ve
enzim eldesinde kullanılır. Sisteme yüzey artırıcı dolgu materyali konmuştur.
Mikroorganizmalar bu alanlara tutunur. Fermantasyon sıvısı bu alandan geçerken,
mikroorganizma tarafından kullanılır ve ürün oluşur (Şekil 5.9)
Şekil 5.9. Dolgulu yatak tipi biyoreaktörler
Tapa Akışlı Reaktörler: Tapa akışlı reaktörlerde uygun mikroorganizma ile aşılanan
çözelti boru içinde sürekli olarak ilerler. Reaktörün her kesiti ayrı bir reaktör gibi çalışır. Bir
yandan ürün alınırken bir yandan da sisteme sürekli taze besin ortamı ve kültür verilir.
Kabarcıklı Kolon Reaktörleri: Mekanik karıştırıcılar yoktur. Alttan gaz girişi ile
kabarcıklar oluşur. Bu şekilde karıştırma yapılır. Hava kabarcıklı reaktörlerde kabarcıklar
alttan yukarıya doğru çıktıkça büyür. Bu istenmeyen bir durumdur. Alttan sıkıştırılmış hava
verildiği için üstte köpük oluşur. Sonuç olarak bu tür fermantörlerin kullanımı sınırlıdır.
Fermentasyon Verimine Etki Eden Faktörler
Kültürlerin Havalandırılması ve Karıştırılması: Aerob mikroorganizmalar ile
gerçekleştirilen tüm üretimlerde havalandırma üretimi belirleyici en önemli etkendir.
Oksijen gazının 25°C’de çözünürlüğü litrede 0,00849 gramdır. Bu yüzden oksijenin kültür
ortamına devamlı verilmesi gerekir. Kabarcıklar büyük olursa oksijen transferi
azalmaktadır. Bu nedenle fermantasyon etkinliğinin artırılmasında en önemli nokta
kültürün çözünmüş oksijen seviyesinin ayarlanmasıdır. Yüzey kültür yönteminde
havalandırma doğal olarak gerçekleşir ve çoğu kez yeterli düzeydedir. Ancak derin kültür
yöntemlerinde bunun yapay olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Örneğin asetik asit
bakterilerinin etil alkolü Asetik Asite, küflerin şekerleri sitrik asite okside edebilmesi,
mayaların biyolojik artışı sağlayabilmesi ve bazı bakterilerin enzim üretebilmesi yeterli
havalandırma ile mümkündür. Mikroorganizmaların oksijene duyarlılığı farklıdır. Örneğin
S. cerevisiae hücresel artış için üretilmek istenir ve oksijen yeterli değilse hemen alkol
fermantasyonuna yönelir ve verim düşer. Buna karşın Acetobacter’lerde oksijenin yeterli
olmaması yalnızca verimin düşmesiyle kalmaz, mikroorganizmanın ölümüne de yol açar.
Bu nedenle üretim sırasında bir an için havanın azalması tüm işlemi olumsuz etkiler.
Ortamdaki çözünmüş oksijen düzeyi ayarlanırken şu etkenler dikkate alınmak zorundadır.
Genç hücreler yaşlı hücrelere göre daha fazla oksijen tüketirler.
Rekombinant genler için konakçı olarak kullanılan mikroorganizma hücreleri,
diğerlerine göre(yabani tipler) daha fazla oksijene ihtiyaç duyarlar.
Çoğu uygulamada oksijen ihtiyacı logaritmik üreme döneminde en yüksek
düzeydedir.
Oksijen ihtiyacında hücrenin şekli belirleyici etkiye sahiptir. Yüksek hücre
yoğunluğunda oksijen tüketimi artar.
Misel varlığında oksijen alımı düşer
Biyoreaktörlerde önemli işlemlerden biride karıştırmadır. Fermantörün uygun bir şekilde
karıştırılması ile besin maddeleri homojen bir şekilde dağılmakta, mikroorganizmalar
tarafından oluşturulan toksik maddeler homojen bir şekilde dağılmaktadır. Karıştırma
homojen yapılmazsa toksik maddeler belirli bölgelerde birikerek verimi azaltabilir. Ayrıca
karıştırma ısının homojen bir şekilde dağılmasını sağlar. İlave edilen besin maddeleri,
köpük kırıcılar, asit ve bazların homojen karışımı için iyi bir karıştırma şarttır. Küçük ölçekli
biyoreaktörlerde karıştırmada sorun yaşanmaz. Ancak büyük ölçekli reaktörlerde bir takım
sorunlar karşımıza çıkabilir. Fermantasyon sıvısının karıştırma ile çalkalanması gaz
kabarcıklarından oksijenin sıvı ortama transfer oranını etkilemekte, aynı şekilde ortamdaki
besin maddelerinin hücrelere transferini de artırmaktadır. Fakat aşırı karıştırma da
hücreler üzerinde hidromekanik strese yol açarak büyük mikrobiyal hücrelerde ve memeli
hücrelerinde ölüme neden olabilir.
pH: Mikroorganizmaların çoğu optimum 5,5- 8,0 pH değerleri arasında hücresel
metabolitlerini sentezler. pH’nın tüm fermentasyon boyuca takip edilemsi ve pH
değişikliklerine karşı asit veya baz ilavesi ile önlem alınması son derece önemlidir.
Sıcaklık: Mikroorganizmalar eğer optimum büyüme sıcaklığının altında tutulursa büyüme
de yavaşlama olur. Verimlilik azalır. Veya sıcaklık optimum değerlerinin üzerine çıkarsa
hedef proteinin repressiyonunun indüksiyonu vaktinden önce meydana gelir. Veya ısı
şoku proteinleri üretilebilir.