201107222019 kan ve kan hastaliklari

32
KAN VE KAN HASTALIKLARI

Upload: serpilcagliyan

Post on 22-Jun-2015

347 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: 201107222019 kan ve kan hastaliklari

KAN VE KAN HASTALIKLARI

Page 2: 201107222019 kan ve kan hastaliklari

KANIN YAPISI VE TANI İŞLEMLERİ•

Kanın Yapısı ve Fonksiyonları Kan kardiyovasküler sistem içerisinde dolaşan ve çok hücreli organizmalarda birçok yaşamsal fonksiyonu yerine getiren vücudumuzun hayati sıvısıdır. Hematolojik sistem, kanın yapıldığı kemik iliği ve retiküloendotel (RES) sistemden oluşur. Kan çeşitli şekilli elemanlar ve plazmadan oluşur. Kanın şekilli kısmı üç ana hücresel (eritrositler, lökositler ve trombositler) elemandan oluşan kısmıdır ve total kan volümünün %40-%45'ini oluşturur .Plazma kanın %55'i kadarını oluşturur. Normalde kan elemanlarının yapımı ve yıkımı sürekli bir denge içindedir. Kanın şekilli elemanlarının büyük bir kısmının yaşam süresi çok kısa olduğundan ve beden hücrelerinin beslenmesinin devamlılığının sağlanabilmesi için bu hücrelerin devamlı yenilenmeleri gerekir. Bu sürece "hemotopoezis kan yapımı" denir. Hemotopoezis öncelikle kemik iliğinde yapılır.

Page 3: 201107222019 kan ve kan hastaliklari

Tam kan sayımı normal değerleri

KADIN ERKEK

Eritrosit (mm3 ) 4.0-5.0 milyon 4 8-5.5 milyon Hemoglobin (g/dL) 12-15.5 13-16.5 Homotokrit (%) 37- 45 40- 45 Lokosit (mm3) 5000-10000 4000- 9000 Trombosit (mm3) 140000- 400000 150000- 450000

Page 4: 201107222019 kan ve kan hastaliklari
Page 5: 201107222019 kan ve kan hastaliklari

Kanın görevleri

-Kan oksijeni akciğerlerden alıp hücrelere taşır, -Dokulardan metabolik atıkları ve C02'i vücuttan atılmak üzere böbreklere, deri ve akciğerlere taşır, -Gastrointestinal sistemden emilen besi maddelerini hücrelere taşır, -Endokrin bezlerde üretilen hormonları ve diğer kimyasal maddeleri vücutta kullanılacak yerlere taşır, -Kan lökosit ve antikorları enfeksiyonun bulunduğu yerlere taşıyarak vücudu tehlikeli mikroorganizmalardan korur, -Hemostazis yoluyla kanamayı durdurur, -Vücut ısısını düzenler

Page 6: 201107222019 kan ve kan hastaliklari

• KANIN ÖZELLİKLERİ Rengi: Arteryel kan eritrosit içinde hemoglobine bağlı oksijenden dolayı parlak kırmızıdır. Venöz kan oksijen miktarı daha az olduğu için koyu kırmızıdır. Viskozitesi: Kan suya göre üç-dört kez daha fazla yoğundur ve kanın özgül ağırlığı 1.048-1.066 arasındadır. pH: Kan hafif alkalendir. pH 7.35-7.45 arasındadır (nötr pH 7.0'dır). Kan volümü: İnsanda vücut ağırlığının %7-10'unu oluşturur ve 70 kg ağırlıkta bir insanda yaklaşık 5-6 litre kadar kan bulunur.

Page 7: 201107222019 kan ve kan hastaliklari

Hematopoezis (Kan Şekilli elemanlarının yapımı)

Hematopoez, periferik kan hücrelerinin, kemik iliğinde üretilmesi işlemidir. Kan Hematopoezis insan embriyosunun gelişiminin erken evrelerinde başlar, önce göbek kordonunda, sonra karaciğerde ve sonunda kemik iliği, dalak ve lenf düğümlerinde yapılır.

Page 8: 201107222019 kan ve kan hastaliklari

KANIN ŞAKİLLİ ELEMANLARI

1-ERİTROSİTLER Eritrositler, bikonkav, disk şeklinde, ortalama

çapları yaklaşık 7.8 mikrometre ve kalınlıklarıda 2.5 mikron olan çekirdeksiz küçük hücrelerdir. Eritrositlerin şekli, kapillerden geçerken belirgin olarak değişebilir. Gerçekte alyuvarlar kese gibidirler ve hemen her şekle değişebilirler.

Page 10: 201107222019 kan ve kan hastaliklari

• Fonksiyonu: Eritrositlerin asıl işlevi akciğerlerden dokulara oksijeni ileten hemoglobini taşımaktır. Kan dolaşımıyla, eritrositler akciğerden aldıkları oksijeni kapiller damarlardan geçerek hücre içine taşırlar, hücrelerde oluşan karbondioksitide alıp akciğerlere götürürler. Havadaki oksijen oranının büyük oranda azaldığı çok yüksek yerlerde, dokularda yetersiz oksijen taşınır ve alyuvar yapımı belirgin olarak artar. Alyuvar üretim hızını kontrol eden, kandaki alyuvar yoğunluğu değil, dokunun oksijen gereksinimine göre taşınan oksijen miktarıdır. Ayrıca eritrosit içindeki hemoglobin mükemmel bir asit-baz tamponudur. Eritrositler bütün kanın tampon gücünün %50’sinde sorumludur.

Page 11: 201107222019 kan ve kan hastaliklari

ERİTROSİT HEMOGLOBİNErkek:4,8-5,5 mil/mm3 erkek:16gr/dlKadın:4-5 mil/mm3 kadın:14 gr/dl

Page 12: 201107222019 kan ve kan hastaliklari

• Eritrositlerin üretimi: Embriyojenik yaşamın ilk haftalarında ilkel, çekirdekli alyuvarlar vitellüs kesesinde üretilir. Gebeliğin ikinci trimesteri sırasında dalakta ve lenf düğümlerinde de önemli miktarda eritrosit yapımı olmakla beraber eritrositlerin üretildiği esas organ karaciğerdir. Gebeliğin son ayında ve doğumdan sonra ise alyuvarlar tümüyle kemik iliğinde yapılır. Eritrositlerin üretimini etkileyen esas faktör eritropoetin hormonudur. Eritropoietinin %90'ı böbreklerde %10'u da karaciğerde yapılır. Eritropoetin salgısı, arter kanındaki O2 miktarına göre ayarlanır. Oksijeni düşük ortamda eritropoietinin yapımı artar. Eritropoietin yokluğunda kemik iliğinde az sayıda eritrosit yapılır. Diğer yandan eritrosit yapımında bazı vitaminlerede gereksinim vardır. Eritrositlerin son olgunlaşmalarında Vitamin B-12 ve folik asit özellikle önemlidir. Her ikisi de DNA temel yapı taşlarından biridir. İkisinden biri olmayınca DNA azalır, olgunlaşma ve bölünme gerçekleşmez, sonuçta dayanıksız ve yaşam süresi kısa eritrositler folik asit ve vitamin B12 eksikliği megaloblastik anemiye neden olur. ERİTROSİTLERİN ÖMRÜ YAKLAŞIK 120 GÜNDÜR.

Page 13: 201107222019 kan ve kan hastaliklari

2-Lökositler

Yabancı maddelere karşı koyan vücudun savunma sistemlerinin hareketli ünitelerine lökosit denir. Lökositler eritrositlerden daha büyük, az sayıda ve çekirdekli hücrelerdir. Lökositler, granülosit ve agranülosit olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Total lökosit sayısı 5000-10000 mm3'tür.

Page 14: 201107222019 kan ve kan hastaliklari
Page 15: 201107222019 kan ve kan hastaliklari

Granülositler

Lökositlerin en genç olanıdır. Granülositler, kemik iliğinde şekillenir, nötrofil, eozinofil ve bazofil olmak üzere üçe ayrılırlar. -Eozinofiller fagositoz yönünden zayıftır. Fagosite edilemeyecek kadar büyük olan parazitlere saldırır ve onları öldürürler. Periferik kanda total kanın %3'ünden az bulunur. Alerjik durumlarda sayısal olarak artar.

-Bazofiller histamin ve heparin taşırlar. Erken tip aşırı duyarlılık reaksiyonlarında rolleri vardır.

- Nötrofiller; total lökositlerin %60-70’ini oluştururlar. Bakterial enfeksiyonlara karşı vücüdun ilk savunma hattıdırlar. Olgunlaşmamış nötrofillerin %90'ı vücutta herhangi bir enfeksiyon geliştiğinde bu hücreleri hızla enfeksiyon bölgesine yollayabilmesi için kemik iliğinde depolanmış olarak kalır.

Page 16: 201107222019 kan ve kan hastaliklari

Agranülositler•

Agranülositler: 2 tipi vardır. 1. Monositler, 2. Lenfositler. 1. Monositler: Tüm lökosîtlerin yaklaşık %4-5'ini oluşturur. Monositler kemik iliğinde yapılır. Dolaşımda yaklaşık 72 saat kalır ve makrofaj'a dönüşür. Makrofajlar, özellikle dalak, karaciğerin Kupffer hücrelerinde, periton ve akciğer alveollerinde aktiftir. 2. Lenfositler: Bağışıklık sisteminin anahtar yapı taşlarıdır. İki ana gruba ayrılırlar. Bir grup lenfosit timusta yapımı programlanmış olup, bunlara T Lenfosit ya da T hücresi denir. Diğer bir grup lenfosit kemik iliğinde yapılır ve bunlara da B Lenfosit denir. Vücutta lenfositler tarafından tanımlanan fazla sayıda farklı antijenler vardır. Lenfositlerin antijen tanıma yeteneğinin doğal olduğu ve antijenle karşılaşmadan geliştiği bilinmektedir. Kök hücreler minyonlarca farklı T ve B lenfositlerine dönüşürler ve bunların her biri farklı antijeni tanıma yeteneğine sahiptir.

Page 17: 201107222019 kan ve kan hastaliklari

3-Trombositler

Trombositler yuvarlak ya da oval, 1-4 mikron çapında küçük disklerdir. Trombositler kemik iliğinde megakaryositlerden oluşur ve trombositlerin kemik iliğindeki yapımı trombopoietin hormonu tarafından düzenlenir. Dolaşımdaki kanda 150.000- 500.000 mm3 arasında bulunurlar ve yaşam süreleri 7 ile 10 gündür. Trombositlerin temel görevi kanamayı kontrol etmektir. Trombositler kanda serbest halde inaktif olarak kan damarları endotelinde, damar bütünlüğünü sağlamak için bulunur .

Page 18: 201107222019 kan ve kan hastaliklari

• *Plazma Kandan hücresel elemanlar alındıktan sonra geri kalan sıvı kısmına plazma denir. Kanın yaklaşık % 55’ i plazmadır. Plazmanın %90'nından fazlası sudur. Kalan kısmı da plazma proteinleri, pıhtılaşma faktörleri ve az miktarda gıda maddeleri, enzimler, atık ürünler ve gazlar gibi diğer maddelerden oluşur.

Page 19: 201107222019 kan ve kan hastaliklari

• *Plazma Proteinleri Plazma proteinleri 3 gruba ayrılır.

Albumin, globulin ve fbronojenlerdir. Globulinler; alfa, beta ve gama globulinlere ayrılır.

Page 20: 201107222019 kan ve kan hastaliklari

• *Pıhtılaşma Mekanizması (Hemostazis) Hasarlanmış kan damarlarının duvarlarında pıhtı oluşumu ve kan kaybının önlenmesine hemostaz denir. Kan ve dokuların pıhtılaşmasını etkileyen 50’den fazla önemli madde bulunmuştur. Bunların bazıları pıhtılaşmayı sağlar, bunlara prokoagülan denir, diğerleri pıhtılaşmayı inhibe ederler, bunlara ise antikoagülan denmektedir. Kan damarı yırtıldığı ya da zedelendiği zaman, kanın yırtılan damar düzeyine değmesi ile hemostazis süreci başlar. Primer hemostasiz sürecinde, vasküler spazm; damar duvarı kesilince damarın düz kaslarının kontraksiyonunu tetikler. Bu lokal damar spazmı dakikalar ya da saatler sürebilir ve bu süre içinde trombosit tıkacı oluşumu ve kan pıhtılaşması gelişir Damar yırtıldıktan 3-6 dakika sonra (yırtık çok geniş değilse), açıklığın tümü ya da damarın yırtılan ucu pıhtı ile dolar. 20 dakika-1 saat sonra, pıhtı büzüşür (rekrakte olur)

Page 21: 201107222019 kan ve kan hastaliklari

KAN GRUPLARI•

İnsan eritrositlerinin zarları bir grup kan grup kan grubu antijeni içermekte olup bunlara aglütinojenler adı verilir. Bunların en iyi bilinenleri A ve B antijenleridir. İnsan kan grupları, bu aglütinojen denilen kimyasal maddenin bulunup bulunmamasına göre dört ana gruba ayrılır: A, B, AB ve 0. içinde A ya da B aglütinojenlerinin ikisinin de bulunmadığı durumda kan grubu "0"'dır. Sadece A aglütinojeni varsa "A" grubu, sadece B aglütinojeni varsa "B" grubu, hem "A" hem de "B" aglütinojeni varsa "AB" grubu olarak tanımlanır. Bu kan grupları, ana ve babadan geçen eritrositlerdeki antijen ve serumda bulunan antikorlara göre sınıflandırılır. Bireyin kan grubu hayatı boyunca aynı kalır.

Page 22: 201107222019 kan ve kan hastaliklari

• Kan gruplarının plazmadaki antikorları: Kan Grubu Plazmadaki Antikorları (aglütininler) Plazmanın aglütüne ettiği eritrosit tipi 0 A A AB Anti A ve Anti B Anti-B Anti-A Hiçbiri A, B, AB B, AB A, AB Hiçbiri

Page 23: 201107222019 kan ve kan hastaliklari

• A antijeni bulunan kan B antijeni bulunan bir kimsenin kanına verildiği zaman A kanı B kanı tarafından yabancı kabul edilir. Antikorlar antijen ile birleşerek yığılmalar meydana getirirler, bu yığılmaya aglutinasyon adı verilir. Aglutine olan kan kılcal damarları tıkıyarak ölüme sebep olur

Page 24: 201107222019 kan ve kan hastaliklari

Rh Faktörü•

Rh faktörü tek bir antijen olmayıp bir grup antijene verilen addır. İnsanların bazılarında bu faktör vardır, bazılarında ise yoktur. Rh faktörünün bulunmasına göre Rh (+) ve bulunmamasına göre Rh (-) olarak iki gruba ayrılır. Rh negatif olan bir kişiye Rh pozitif kan verilirse, eritrositlerde bulunan Rh faktörü, Rh negatif kan tarafından yabancı (antijen) olarak kabul edilir. Daha sonra bu antijenlere karşı antikorlar oluşturarak onları yok etmeye çalışır. Rh faktörü en çok hamilelikte önem kazanır. Kanı Rh pozitif olan bir erkekle Rh negatif olan kadın evlendiğinde doğan bebek büyük bir olasılıkla babanın Rh faktörünü alır. Anne ile bebek kanı karşılaştığında anne kanı, çocuğun kanını yabancı kabul ederek antikor yapımına başlar. Antikor yapımı zaman aldığından ilk çocuk sağlam doğar. İkinci ve üçüncü çocuklarda annenin kanında daha önceden yapılan antikorlar bulunduğundan, bebek daha doğmadan göbek bağı yolu ile anne kanındaki antikorlar bebeğin kanına geçerek orada yıkım işlemini sürdürür. Bu durumda bebek anne karnında ölebilir ve buna "eritroblastozis fetalis" denir. Eğer bebek sağ olarak doğarsa hemen kan değiştirme işlemine başlanır. Bebeğe kendi kan grubundan Rh negatif kan verilir. Verilen kan normal olarak zamanla dalak tarafından yok edilirken kemik iliğinde yapılan kan onun yerini alır ve bebek sağlığına kavuşur. Rh negatif bir insanda Rh pozitif kana karşı ya da bebek kanına karşı antikor yapımını engelleyecek immun globulin (RhoD) bulunmuştur. Böylece kişiye immun globulin verilerek doğacak kötü sonuçlar engellenebilir.

Page 25: 201107222019 kan ve kan hastaliklari

• ERİTROSİT HASTALIKLARI **Anemiler Erişkin erkekte Hb değerinin 14gr/dl’nin, kadında 12gr/dl’nin, hamilelerde ise 11gr/dl’nin altında olması anemi olarak tanımlanır. Anemi genellikle kendisi bir hastalık değil, sıklıkla altta yatan bir hastalığın semptomu olarak kabul edilmektedir. *Etiyoloji Fazla kan kaybı, eritrosit yapım eksikliği ve anormallikleri, eritrositlerin aşırı tahribi gibi nedenler olabilir.

Page 26: 201107222019 kan ve kan hastaliklari

• **Belirti ve bulgular Anemide görülen belirtilerin şiddeti, geliştiği süreye aneminin ciddiyetine, hastanın yaşına ve hastada var olan diğer tıbbi sorunlara göre değişir. Anemide ki belirtilerin en önemli nedeni doku hipoksisidir. - Hafif derece anemiler (Hb 10 ile 14 g/dl arasında) her hangi bir belirtiye neden olmayabilir. Belirtiler gelişirse, genellikle altta yatan hastalığa bağlı veya ağır egzersize yanıt olarak ortaya çıkar. Bu belirtiler arasında çarpıntı, nefes darlığı ve aşırı terleme bulunur- Orta derecede anemiler (Hb 6 ile 10 g/dl arasında) yalnızca hareketle değil dinlenme halinde de kardiyopulmoner belirtiler gözlenebilir. - Derin anemisi (Hb <6 g/dl) olan hastalarda birden fazla organ sistemini ilgilendiren pek çok klinik belirti bulunur. Anemi de diğer sistemlere ilişkin belirtiler de görülür. Hastalarda ciddi boyutta çarpıntı, soğuğa karşı hassasiyet, iştah kaybı, fazla terleme, baş dönmesi, göz kararması, baş ağrısı olabilir. Anemili hastaların fizik muayene bulguları solukluk, taşikardi, apeks ve sternum sol kenarı boyunca duyulan sistolik üfürüm ve genişlemiş nabız basıncıdır.

Page 27: 201107222019 kan ve kan hastaliklari

• Anemi de diğer sistemlere ilişkin belirtiler de görülür. **Cilt: Soluk (özellikle avuç içi, tırnak yatakları, konkjoktiva ve ağız çevresi), yara iyileşmesinde gecikme, ağız ve dilde yara, sarılık ve soğuğa duyarlılık vardır. **Solunum: Nefes darlığı, zorlu solunum, ortopne olabilir. **Kardiyovasküler: Palpitasyon, anjina, taşikar-di, kardiyomegali, taşipne, yorgunluk ve halsizlik **Gastrointestinal: Dilde kırmızılık, anoreksi, bulantı, toprak yeme (pika), koyu renk gaita, kabızlık, diyare, hemoroid, hematemez, kilo kaybı **Üriner sistem: Hematüri **Üreme sistemi: Menstrual düzensizlik, libido kaybı, impotans **Nörolojik: Baş ağrısı, baş dönmesi, sternum bölgesinde hassasiyet, uyuşukluk, ekstremiteler-de titreme, huzursuzluk, paralizi **Genel: Kronik, yorgun, keyifsiz. >>Tedavi Aneminin tedavisinin temel amacı, aneminin nedenini kontrol altına almak ya da düzeltmeye yöneliktir. Değişik tip anemilerin tedavisi hakkında ayrıntılı bilgi, ilgili bölümde verilecektir.

Page 28: 201107222019 kan ve kan hastaliklari

Anemilerde Tedavi

1-Beslenme ile tedavi2-Demir tedavisi oral ve parenteral yol ile yapılır. Oral demir tedavisi, hemoglobin normale döndükten sonra da vücut demir depolarının tam olarak dolması için en az üç ay daha ya da daha uzun süre devam edilmektedir. -Oral demir tedavisi bazı hastalarda bulantı, kusma, barsak hareketlerinde değişme, karın ağrısı gibi yan etkilere neden olmaktadır. Oral demir tedavisi alan hastaların eğitimi, - Yemeklerden bir saat önce yada yemeklerden iki saat sonra almaları, süt ve sütlü yiyeceklerin demir emilimini azaltacağı belirtilmelidir, - Demir emilimini artırmak için portakal, limon suyu, çilek, gibi C- vitamini içeren gıdaların alımının artırılmasının önemi açıklanmalı -Konstibasyonu önlemek için lifli gıdaların artırılmasının önemi vurgulanmalıdır -İlacın dışkının rengini koyulaştıracağı açıklanmalıdır - Likit demir ilaçları dişlerin rengini bozabileceği, ilaç alımından sonra ağız hijyeni

3-parenteral tedavi(ıv,ım)İntramüsküler Yol (I.M.): İ.M. demir uygulamada, Z tekniği kullanılarak deri altına sızmasını önlemek için derine verilir. Enjeksiyon yerinde ağrı ve ciltte renk değişikliği olabilir. Bu durumu önlemek için, Kalçanın üst dış katranına, gluteus maksimus kasına Z tekniğiyle yapılmalıdır.

Page 29: 201107222019 kan ve kan hastaliklari

•**Megaloblastik Anemi Tanım: Megaloblastik anemiler, Vitamin B12 ve folik asit eksikliğine bağlı olarak, kemik iliğinde ve periferik kanda büyük ve olgunlaşmamış eritrositlerin bulunmasıdır. Megablastik anemiler iki grup altında görülür. 1. Folik asit eksikliği anemisi 2. B12 vitamini eksikliği anemisi-pernisiyöz anemi. **Folik Asit Eksikliği Anemisi Folik asit eritrosit üretimi ve olgunlaşmasını sağlayan DNA sentezi için gereklidir. Folik asit eksikliğinin sık görülen dört nedeni şunlardır; - Beslenme yetersizliği, özellikler yeşil yapraklı sebzeler, karaciğer, turunçgiller, mayalı gıdalar, baklagiller, fındık ve tahılları az - Malabsorbsiyon sendromları, özelliklede ince barsak hastalıkları - Folki asit alımını ve kullanımını engelleyen ilaçlar - Alkol kötüye kullanımı ve anoreksi

Page 30: 201107222019 kan ve kan hastaliklari

Orak Hücreli Anemi•

*Tanım: Orak hücreli anemi, hemoglobin molekülünün anormal beta zincirleri nedeniyle oluşan hemoglobin S (HbS) adlı anormal tipte hemoglobin içerir. Bu hemoglobin, düşük konsantrasyonda oksijen ile karşılaştığında eritrosit içinde uzun kristaller halinde çöker. Bu kristaller hücreyi uzatarak, bikonkav disk yerine, orak görünüm verir. Oraklaşmış hücreler mikro dolaşımda rahatlıkla hareket edemez ve küçük damarlarda (infarkta neden olur) ve dalakta (yıkılır hemolize olur) sıkışıp kalır. Sonuçta ciddi anemi durumu ortaya çıkar. *Belirti ve bulgular Hastalarda büyüme ve gelişme bozukluğu, enfeksiyona duyarlılık, ciddi hemoliz ve aplastik krizler olur. Anemi ile ilgili olarak taşikardi, kalp mırmırı ve sıklıkla kardiyomegali, aritmi ve erişkinlerde kalp yetmezliği gelişir. Kronik hemoliz ve trombozis her organı etkiler ama öncelikle dalak, karaciğer ve merkezi sinir sistemini etkiler. Hastalarda felç, böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği ve pulmoner hipertansiyon gelişir. Orak hücre krizlerini tetikleyen faktörler arasında; dehidratasyon, hipoksi, enfeksiyon, soğuk, duygusal yada fiziksel stres, cerrahi ve kan kaybı vardır

Page 31: 201107222019 kan ve kan hastaliklari

Talasemi• *

Hemoglobin zincirinden birinin yada birkaçının defektif sentezidir. Otozomal resesif geçer. Dayanıksız hemoglobin birikerek etkisiz eritropoeze ve hemolize neden olur. Talasemi Major: Anne ve babadan alınan birer anormal gen, çocuklarda ağır anemiye neden olur. Kemik ağrıları, sarılık, büyüme ve gelişmede gerilik görülür. Talasemi majör tedavisinde genellikle kan nakli ve selasyon (kronik kan nakline bağlı aşırı demir yüklenmesini azaltmaya yönelik tedavi) uygulanır. İlaç ve diyetler talasemi tedavisinde etkili değildir. Hb düzeyini yaklaşık 10 gr/dl’ de tutacak şekilde kan nakli yapılır. Talasemi Minor: Hafif anemi şeklidir. Eritrositler ileri derecede mikrositiktir. Talasemi minör için tedavi gerekli değildir, çünkü vücut normal Hb’ deki azalmaya uyum sağlar.

Page 32: 201107222019 kan ve kan hastaliklari

Anemili hastalarda genel hemşirelik bakımı

Çok sayıda olan anemi nedenleri, her hastanın gereksinimlerine göre farklı hemşirelik girişimleri gerektirir. - Tedavinin temel amacı olarak, anemiye neden olan faktörün ortadan kaldırılmaya çalışılır - Aneminin en önemli komplikasyonu konjestif kalp yetmezliğidir. Bu nedenle anemik hastaların konjestif kalp yetmezliği belirtileri açısından değerlendirilmeleri önemlidir. Hastalarda aktivite ile istirahat dengesi ayarlanmalıdır. - Özellikle beslenme kaynaklı gelişen anemilerde anemileri düzeltecek ve hastaları sağlığına kavuşturabilecek diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri yapılır - Demir eksikliği anemisi olan hastaların eğitimi çok önemlidir. Hastaya yüksek miktarda demir içeren gıdalar (dana eti, karaciğer, tavuk ciğeri) ve diğer etler, fasulya, yeşil yapraklı sebzeler, üzüm ve pekmez gibi gıdaları tüketmesi önerilir. Beraberinde C vitamini alınmasının, demir absorpsiyonunu arttıracağı belirtilir. - Pernisiyöz anemi aile öyküsü olan hastalar belirtiler açısında değerlendirilmelidir. Hastalığın erken saptanması gelişimini önlememekle beraber tedavisi ve belirtilerin düzelmesini sağlayabilir. Bu hastalar, ağrı ve ısı duyusunda azalma ve periferik nöropati nedeniyle yanıklar ve travmaya karşı korunmalıdır.